muhasebenews – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 21 Feb 2022 20:23:57 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Ticari kredilerin faiz ve diğer masrafları kayıtlara nasıl alınır? https://www.muhasebenews.com/ticari-kredilerin-faiz-ve-diger-masraflari-kayitlara-nasil-alinir/ https://www.muhasebenews.com/ticari-kredilerin-faiz-ve-diger-masraflari-kayitlara-nasil-alinir/#respond Tue, 22 Feb 2022 13:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122912 Bilanço hesabına göre defterini tuttuğum bir mükellefim 2021 yılının son aylarında büyük miktarda ticari kredi kullandı..
a. Bu ticari kredileriin faiz ve diğer masrafları kayıtlarımıza finansal gider olarak kaydedilecek mi?
b. Bu ticari kredilerin faiz ve diğer masrafları finansal gider kısıtlamasına tabi olacak mı?
iilgili tebliğe bakıyorum, iş bu kısıtlama yalnızca kurumlar vergisi mükellerini kapsıyor görünüyor.
c. özetle, gelir vergi mükellefinin almış olduğu kredi finansal gider kısıtlamasına tabi olacak mı.

a.Ticari kredilerin faiz ve diğer masrafları kayıtlarımıza finansal gider olarak kayıt edilir.
b.Bu ticari kredilerin faiz ve diğer masrafları finansal gider kısıtlamasına tabi tutulur.

c. Finansman gider kısıtlaması Bilanço esasına göre defter tutan Gelir vergisi mükellefleri içinde geçerlidir.


Özelge: Kredibilitesi yüksek olan Kurumun aldığı banka kredisini, ortaklarının hissedarı olduğu başka şirkete devredilmesi durumunda vergileme ve belge düzeni

Sayı: 11395140-019.01-1018
Tarih: 17/04/2014

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-019.01-1018

17/04/2014

Konu

:

Kredibilitesi yüksek olan Kurumun aldığı banka kredisini, ortaklarının hissedarı olduğu başka şirkete devredilmesi durumunda vergileme ve belge düzeni.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kredibilitesi yüksek olan kurumunuz tarafından bankadan alınan krediyi, kurumunuz ortaklarının hissedarı olduğu kredibilitesi düşük olan bir anonim şirkete devretmek istediğiniz belirtilerek, söz konusu kredinin faiz ve BSMV leri ile birlikte adı geçen anonim şirkete devredilip edilemeyeceği ile devredilmesi durumunda muhasebe kayıtları ve yansıtma işleminin nasıl yapılacağı konularında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            1- Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Açısından

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 01/01/2007 tarihinde yürürlüğe giren 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya  kurumların ilişkili kişi sayılacağı, üçüncü fıkrasında ise emsallere uygunluk ilkesinin, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.

Bu çerçevede, bankadan temin edilen kredinin şirket ortaklarının hissedar olduğu başka şirkete aktarılması işlemi, ilişkili kişiye sunulan bir finansman hizmeti olup kredi ile ilgili her türlü masraf ve faizi doğrudan doğruya bu şirketin üstlenmesi, kurumunuz tarafından herhangi bir masrafa katlanılmaması veya finansman hizmetinin şirketin faaliyet konuları arasında bulunmaması yapılan işlemin mahiyetini değiştirmemektedir. Söz konusu finansman hizmetinin ilişkisiz bir gerçek kişi veya kuruma verilmesi durumunda verilen hizmet karşılığı ilişkisiz kişiden bir bedel talep edileceğinden, bu hizmetin ilişkili kişiye verilmesi durumunda da verilen hizmet karşılığı bir bedelin talep edileceği tabiidir.

Dolayısıyla, kurumunuz tarafından bankadan kullanılan kredilerin tamamının veya bir kısmının ortakların ilgili bulunduğu şirkete kullandırılması durumunda, finansman hizmetine ilişkin bedelin, Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü madde hükmü ile 1 Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenmesi gerekmektedir.

            2- Örtülü Sermaye Açısından

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin birinci fıkrasında; kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmının, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacağı belirtilmiş olup, aynı maddenin üçüncü fıkrasında ortakla ilişkili kişi, ortağın doğrudan veya dolaylı olarak en az % 10 oranında ortağı olduğu veya en az bu oranda oy veya kâr payı hakkına sahip olduğu bir kurumu ya da doğrudan veya dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin, oy veya kâr payı hakkına sahip hisselerinin en az % 10 unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurumu ifade ettiği, altıncı fıkrasında ise kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin, banka ve finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmaların örtülü sermaye sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “12.2.2. Banka ve finans kurumlarından temin edilerek kullandırılan borçlar” başlıklı bölümünde, kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin banka veya finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla, yani kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullandırılma şartlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmaların, örtülü sermaye kapsamı dışında tutulduğu; kredibilitesi olan grup şirketinin, anılan kaynaklardan temin edip ihtiyacı olan diğer grup şirketlerine aynı şartlarla kısmen veya tamamen aktardığı kredilerin, örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.

Buna göre; kurumunuz, bankadan temin ettiği krediyi, kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullanma şartlarında herhangi bir değişiklik yapmadan ilişkili kişisi sayıldığı şirkete kullandırması durumunda, söz konusu krediler bu şirketin örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmayacaktır.

Diğer taraftan, bankadan temin edilerek aynı şartlarda ilişkili şirkete kullandırılan kredi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecek emsallere uygun bir bedelin alınması, kredinin aynı şartlarla kullandırılması şartının ihlali anlamına gelmeyecek, dolayısıyla, söz konusu borçlar örtülü sermaye sayılmayacaktır.

            II-BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİ YÖNÜNDEN

6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir.” hükmü, üçüncü fıkrasında ise, “90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulamasında banker sayılırlar.” hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin “B-2- 6802 Sayılı Kanunun 28 inci Maddesinin İkinci Fıkrasında Belirtilen Muamele ve Hizmetleri Esas İştigal Konusu Olarak Yapanlar” başlıklı bölümünde, “…Bir işlemin esas iştigal konusu olarak yapılması, işletmenin kuruluş gayesi ve bu gayesini gerçekleştirmek için yapmakta olduğu işlem veya işlemlere bakılarak belirlenecektir. Örneğin, inşaat ve otelcilik alanında faaliyet gösteren bir şirket, Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas faaliyet konusu işlemleri ile birlikte yapabilir. Bu şirketin gerek kullandığı yabancı kaynaklardan gerekse öz kaynaklarından sağladığı fonları ortaklarına veya üçüncü kişilere faiz karşılığında kullandırması işlemi şirketin esas faaliyet konusunun inşaat ve otelcilik olması nedeniyle BSMV ye tabi olmayacaktır.

Esas itibariyle 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler, ilgili kanunlar uyarınca verilen yetki veya izin ile yapılabilecek işlemlerdir.

Buna göre, 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapanlar, bu işlemleri ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle yürüten kişileri ifade etmektedir. Dolayısıyla bunların 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri “esas iştigal konusu” olarak BSMV ye tabi olacak, bunlar dışındakilerin aynı fıkrada belirtilen işlemleri “esas iştigal konusu” olmadığından KDV ye tabi olacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre, 6802 sayılı Kanunun ikinci fıkrasında belirtilen işlemlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar banker olarak kabul edilmekte olup, ticari ve sınai faaliyette bulunmak üzere kurulan şirketinizce yapılan kredi kullandırma işlemi, şirketinizin esas iştigal konusu olarak değerlendirilemeyeceğinden BSMV nin konusuna girmemektedir.

            III-KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, Kanunun 17/4-e maddesinde ise banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemlerin KDV den istisna edildiği hükme bağlanmıştır.

Bu hükümler uyarınca, kurumunuz kaynaklarından bağlı şirketlerinize veya iştiraklerinize faiz ve komisyon uygulanarak gerçekleştirilen ve yukarıda BSMV ye tabi bulunmadığı belirtilen borç verme işlemi KDV ye tabi olup, bu işlemin karşılığını teşkil eden faiz ve komisyon toplamı üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

Öte yandan, kurumunuzca bankalardan ve diğer finans kuruluşlarından temin edilen kredilerin bağlı şirketlere veya iştiraklere herhangi bir bedel eklenmeksizin aynen aktarılması işleminde KDV hesaplanmayacaktır. Ancak,  aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde ise bu bedel, kurumunuzun sunduğu hizmetin karşılığını teşkil edeceğinden, genel oranda katma değer vergisine tabi tutulacaktır.

            IV-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, 229 uncu  maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 231 inci maddesinin beş numaralı bendinde ise faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği ve bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, bankadan temin edilen kredinin aynı faiz oranı ve masrafları ile ilişkili şirkete kullandırılması işlemi, krediyi kullandıran şirket tarafından ilişkili şirkete sunulan bir finansman hizmeti mahiyetinde olup, bu hizmet dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunu ve ilgili genel tebliğ çerçevesinde bedelin belirlenmesi, düzenlenecek faturada katma değer vergisinin gösterilmesi ve defter kayıtlarının yapılması gerekmektedir.

Ayrıca, tek düzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticari-kredilerin-faiz-ve-diger-masraflari-kayitlara-nasil-alinir/feed/ 0
! Yazılarınızı gönderin yayınlayalım ! https://www.muhasebenews.com/yazilarinizi-gonderin-yayinlayalim/ https://www.muhasebenews.com/yazilarinizi-gonderin-yayinlayalim/#respond Sat, 04 Jan 2020 08:05:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=62116 Yazılarınızı gönderin yayınlayalım…

Paylaşmak istediğiniz yazılarınızı gönderin platformumuzda yayınlayalım. (Yazılarınızı Türkçe ve İngilizce dillerinde gönderebilirsiniz.)

ANA KATEGORİLER
Muhasebe
Vergi
Sosyal Güvenlik
Çalışma Hayatı
Türk Ticaret Hukuku
Gümrük Mevzuatı
Hukuk

DİĞER KATEGORİLER
Yaşamın İçinden
Kültür Sanat
Dijital Yaşam


Yazılarınızı info@muhasebenews.com e-posta adresimize gönderebilirsiniz.

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/yazilarinizi-gonderin-yayinlayalim/feed/ 0
Merkez Bankasında karşılığı bulunmayan para biriminden aldığımız gider faturalarını hangi kura göre muhasebeye işleyeceğim? https://www.muhasebenews.com/merkez-bankasinda-karsiligi-bulunmayan-para-biriminden-aldigimiz-gider-faturalarini-hangi-kura-gore-muhasebeye-isleyecegim/ https://www.muhasebenews.com/merkez-bankasinda-karsiligi-bulunmayan-para-biriminden-aldigimiz-gider-faturalarini-hangi-kura-gore-muhasebeye-isleyecegim/#respond Thu, 13 Jun 2019 06:01:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=34560 Merkez Bankasında karşılığı bulunmayan para biriminden aldığımız gider faturalarını hangi kura göre muhasebeye işleyeceğim?
KONU:

Yurtdışında yabancı para biriminden yapılan harcamalara ilişkin olarak Merkez Bankasında TL karşılığı bulunmayan

para birimlerinin ne şekilde kayıtlara alınacağı hk.

SORU:

Orta Doğu Ülkelerine yapılan ihracat faaliyetlerinizle ilgili yurt dışı seyahatlerde bulunduğunuz, bu seyahatlerde

yaptığınız harcamalarda yerel para birimi kullandığınız, yerel para birimlerinin Merkez Bankası döviz kurlarında TL

karşılığı bulunmadığından bahisle Merkez Bankası döviz kurlarında TL karşılığı bulunmayan para birimlerini ne

şekilde kayıtlarınıza alacağınız hakkında

CEVAP:

… Şirket faaliyetlerinize ilişkin olarak yurt dışında yapılan harcamalar karşılığında yurt dışındaki kişi veya

kuruluşlardan alınan muteber belgelerin defter kayıtlarınızda gider olarak gösterilmesi sırasında, belgelerin

düzenlendiği gün için Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru dikkate alınarak işlemlerin Türk Lirası karşılığının

bulunması ve kayıtların yapılması gerekmektedir.

ilgili ülke yerel para biriminin (belgelerde yer alan yabancı para biriminin) Merkez Bankasınca döviz/efektif kuru ilan

edilen para birimlerinden olmaması halinde ise, Merkez Bankasına başvurarak söz konusu kurum tarafından

tarafınıza bildirilecek kurların dikkate alınarak gerekli değerleme işleminin ve defter kayıtlarının yapılması

gerekmektedir.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

Tarih            :  16.03.2018

Sayı : 11395140-105[VUK-1-20580]-270671 16.03.2018
Konu : Yurtdışında yabancı para biriminden yapılan harcamalara ilişkin olarak Merkez Bankasında TL karşılığı bulunmayan para birimlerinin ne şekilde kayıtlara alınacağı hk.
İlgi : … tarih ve … evrak kayıt sayılı Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğüne verdiğiniz

özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan; Orta Doğu Ülkelerine yapılan ihracat faaliyetlerinizle ilgili yurt dışı seyahatlerde bulunduğunuz, bu seyahatlerde yaptığınız harcamalarda yerel para birimi kullandığınız, yerel para birimlerinin Merkez Bankası döviz kurlarında TL karşılığı bulunmadığından bahisle Merkez Bankası döviz kurlarında TL karşılığı bulunmayan para birimlerini ne şekilde kayıtlarınıza alacağınız hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 215 inci maddesinde, “1. Bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir.

a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.

– 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.“,

– 280 inci maddesinde, “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin  takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır.

Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye  Bakanlığınca tespit olunur. Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir…” hükümleri yer almaktadır.

Diğer taraftan;

– 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler” başlıklı (B) bölümünde, “

Buna göre, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.“,

– 477 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, “… 20/4/1976 tarihli ve 15565 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 130 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ve 27/12/1998 tarihli ve 23566 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 217 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen hükümler gereğince, değerleme günü itibarıyla Maliye Bakanlığınca kurların ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurlar esas alınır. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kuru (efektif alış kurunun bulunmaması halinde döviz alış kuru), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kuru uygulanır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, şirket faaliyetlerinize ilişkin olarak yurt dışında yapılan harcamalar karşılığında yurt dışındaki kişi veya kuruluşlardan alınan muteber belgelerin defter kayıtlarınızda gider olarak gösterilmesi sırasında, belgelerin düzenlendiği gün için Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru dikkate alınarak işlemlerin Türk Lirası karşılığının bulunması ve kayıtların yapılması gerekmektedir.

İlgili ülke yerel para biriminin (belgelerde yer alan yabancı para biriminin) Merkez Bankasınca döviz/efektif kuru ilan edilen para birimlerinden olmaması halinde ise, Merkez Bankasına başvurarak söz konusu kurum tarafından tarafınıza bildirilecek kurların dikkate alınarak gerekli değerleme işleminin ve defter kayıtlarının yapılması gerekmektedir.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Dövizli yaptığım ürünü iade ettim. Kur farkı faturası kesmeme gerek var mı?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: Döviz Pozisyonunu Etkileyen İşlemlerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Tarafından İzlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı

Dövizli Sözleşme, Kira Kontratı yasağı soru-cevap – 13 Eylül 2018

Kira Sözleşmelerinin döviz üzerinden yapılması yasaklandı. Mevcut sözleşmeler 30 gün içinde TL olarak düzeltilecek!

Faturayı TL Kestim, Ödemesini Döviz aldım. Kur Farkı oluşur mu?

Okulların Döviz Cinsinden Elde Ettikleri Kira Bedellerinde Oluşan Kur Farkları İstisna Kapsamında mıdır?

Döviz Kuru Nedir? Efektif Kuru Nedir? Değerleme Hangi Kritere Göre Yapılır?

]]>
https://www.muhasebenews.com/merkez-bankasinda-karsiligi-bulunmayan-para-biriminden-aldigimiz-gider-faturalarini-hangi-kura-gore-muhasebeye-isleyecegim/feed/ 0
Hem Türkiye’de hem de yurtdışında serbest meslek faaliyetim var. Nerenin Vergi mükellefi olacağım? https://www.muhasebenews.com/hem-turkiyede-hem-de-yurtdisinda-serbest-meslek-faaliyetim-var-nerenin-vergi-mukellefi-olacagim/ https://www.muhasebenews.com/hem-turkiyede-hem-de-yurtdisinda-serbest-meslek-faaliyetim-var-nerenin-vergi-mukellefi-olacagim/#respond Thu, 13 Jun 2019 06:00:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=34620 Hem Türkiye’de hem de yurtdışında serbest meslek faaliyetim var. Nerenin Vergi mükellefi olacağım?

KONU:

Yurt dışında mukim Türk vatandaşının Türkiye’de elde ettiği serbest meslek kazancının vergilendirilmesi

SORU:

serbest meslek erbabı olarak avukatlık yaptığınızı ve … Vergi Dairesi Müdürlüğünde gelir vergisi mükellefiyetinizin bulunduğunu, ancak 02/05/2017 tarihinde ikametgahınızı İngiltere’ye taşımanız nedeniyle Türkiye’deki iş yerinizdeki faaliyetiniz dolayısıyla mükellefiyetinizin dar mükellefiyet şeklinde mi yoksa tam mükellefiyet şeklinde mi devam edeceği hak.

CEVAP:

 Türkiye mukimi addedilmeniz halinde, Anlaşmanın 14 üncü madde hükümleri uyarınca, Türkiye’de icra

 edilen bağımsız nitelikteki avukatlık faaliyetiniz dolayısıyla elde ettiğiniz geliriniz, yalnızca Türkiye’de vergilendirilecektir.

İngiltere’de mukim olduğunuzun kabul edilmesi halinde ise, özelge talep formunuzda yer alan bilgilere göre Türkiye’de avukatlık faaliyetini icra etmek için sürekli kullanabileceğiniz sabit bir yere sahip olduğunuz anlaşıldığından, Türkiye’deki bu sabit yere atfedilebilen geliriniz, Türkiye’de, iç mevzuat hükümlerine göre vergilendirilecektir.

Böyle bir durumda söz konusu gelir üzerinden mukimi kabul edildiğiniz İngiltere’nin de vergi alma hakkı olacağından ortaya çıkan çifte vergilendirme, İngiltere’de, Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca mahsup yöntemi ile önlenecektir.

 


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

Sayı : 62030549-120[4-2017/393]-590096 22.12.2017
Konu : Yurt dışında mukim Türk vatandaşının Türkiye’de elde ettiği serbest meslek kazancının vergilendirilmesi
İlgi : 11/05/2017 tarih ve 561277 sayılı özelge talep formu.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; serbest meslek erbabı olarak avukatlık yaptığınızı ve … Vergi Dairesi Müdürlüğünde gelir vergisi mükellefiyetinizin bulunduğunu, ancak 02/05/2017 tarihinde ikametgahınızı İngiltere’ye taşımanız nedeniyle Türkiye’deki iş yerinizdeki faaliyetiniz dolayısıyla mükellefiyetinizin dar mükellefiyet şeklinde mi yoksa tam mükellefiyet şeklinde mi devam edeceği hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta olup konu hakkındaki Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Mükellefler” başlıklı 3 üncü maddesinde; “Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler:

1.Türkiye ‘de yerleşmiş olanlar;

2.Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisi’ne veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 4 üncü maddesinde, ikametgâhı Türkiye’de bulunanlar ile bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanların Türkiye’de yerleşmiş sayılacağı, 6 ncı maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirileceği, 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, dar mükellefiyete tabi kimseler için serbest meslek kazançlarının Türkiye’de elde edilmesinın,serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye’de icra edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi halinde mümkün olduğu, anılan maddenin son fıkrasında ise, değerlendirmeden maksadın, ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılması olduğu belirtilmiştir.

Adı geçen Kanunun 65 inci maddesinde ise, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…”hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde, vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar ile vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratlar sayılmış olup, anılan maddenin birinci fıkrasının (2-b) alt bendinde, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden tevkifat yapılacağı hükme bağlanmış, tevkifat oranı (03/02/2009 tarihli ve 2009114593 sayılı BKK ile 03/02/2009 tarihinden geçerli olmak üzere) %20 olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, hükümleri 01/01/1989 tarihinden itibaren uygulanmakta olan “Türkiye Cumhuriyeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”nın “İkamet” başlıklı 4 üncü maddesinin ilk iki fıkrasında,

“1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, “bir Akit Devletin mukimi” terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ikametgah, ev, kanuni merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir.

2. Bu Maddenin 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin statüsü aşağıdaki kurallara göre belirlenecektir:

 a) Bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Akit Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);

 b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Akit Devlet saptanamazsa veya kişinin her iki Akit Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa, bu kişi kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;

 c) Eğer kişinin her iki Akit Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev sözkonusu değilse, bu kişi vatandaşı bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;

 d) Eğer kişi her iki Akit Devletin de vatandaşıysa veya aksine her iki Akit Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu anlaşmayla çözeceklerdir.” düzenlemesi, “Serbest Meslek Faaliyetleri” başlıklı 14 üncü maddesinde ise,

“1. Bir Akit Devlet mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber, eğer bu faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer:

 a) Kişi bu diğer Devlette bu faaliyetleri icra etmek için sürekli kullanabileceği bir sabit yere sahip ise veya

b) Kişi bu diğer Devlette, sözkonusu faaliyetleri icra etmek amacıyla, 12 aylık herhangi bir kesintisiz dönemde, bir veya birkaç seferde 183 gün veya daha fazla kalırsa,sözkonusu gelir, aynı zamanda diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.

 Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette bulunulan süre içinde elde edilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

“Serbest meslek faaliyetleri” terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, artistik, eğitici ve öğretici faaliyetleri, bunun yanısıra, doktorların, avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin, muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini ve özel mesleki bilgi ve maharet gerektiren diğer faaliyetleri kapsamına alır.” düzenlemesi yer almaktadır.

Anlaşmanın 4 üncü madde hükümlerine göre, bir gerçek kişinin mukimliğinin belirlenmesinde öncelikle her ülkenin kendi iç mevzuat hükümleri dikkate alınmakta olup, bir kişi iç mevzuatımız gereğince 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle mukim kabul ediliyor ise bu kişi Anlaşma yönünden de Türkiye mukimi olarak kabul edilmektedir.

Kişinin her iki ülkede de mukim kabul edilmesi durumunda ise, 4 üncü maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen kriterlere göre mukimliği tespit edilmektedir.

Buna göre, Türkiye mukimi addedilmeniz halinde, Anlaşmanın 14 üncü madde hükümleri uyarınca, Türkiye’de icra edilen bağımsız nitelikteki avukatlık faaliyetiniz dolayısıyla elde ettiğiniz geliriniz, yalnızca Türkiye’de vergilendirilecektir.

İngiltere’de mukim olduğunuzun kabul edilmesi halinde ise, özelge talep formunuzda yer alan bilgilere göre Türkiye’de avukatlık faaliyetini icra etmek için sürekli kullanabileceğiniz sabit bir yere sahip olduğunuz anlaşıldığından, Türkiye’deki bu sabit yere atfedilebilen geliriniz, Türkiye’de, iç mevzuat hükümlerine göre vergilendirilecektir.

Böyle bir durumda söz konusu gelir üzerinden mukimi kabul edildiğiniz İngiltere’nin de vergi alma hakkı olacağından ortaya çıkan çifte vergilendirme, İngiltere’de, Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca mahsup yöntemi ile önlenecektir.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/hem-turkiyede-hem-de-yurtdisinda-serbest-meslek-faaliyetim-var-nerenin-vergi-mukellefi-olacagim/feed/ 0
Veraset intikal vergi beyannamesini vergi dairesine kim vermelidir? https://www.muhasebenews.com/veraset-intikal-vergi-beyannamesini-vergi-dairesine-kim-vermelidir/ https://www.muhasebenews.com/veraset-intikal-vergi-beyannamesini-vergi-dairesine-kim-vermelidir/#respond Thu, 13 Jun 2019 05:50:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=34617 Veraset intikal vergi beyannamesini vergi dairesine kim vermelidir?

KONU:

Veraset intikal vergi beyannamesinin kim tarafından verileceği

SORU:

…………………..’ın adına kayıtlı gayrimenkulleri 30/06/1989 tarihinde …………..’a bağışladığı ve bağışı alan kişinin veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermeden vefat ettiği belirtilerek, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin kim tarafından verileceği hak.

 CEVAP:

………………….’ın 30/06/1989 tarihinde ivazsız bir suretle iktisap etmiş olduğu gayrimenkullerle ilgili veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermeden vefat etmesi nedeniyle adı geçenin mirasçılarının mirası reddetmediklerinin tespit edilmesi durumunda söz konusu bağış işlemi ile ilgili veraset ve intikal vergisi beyannamesinin adı geçenin kanuni mirasçıları tarafından verilmesi gerekmektedir.


T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

SAYI    B.07.1.GİB.0.02.60/6000-2542         

KONU  : Veraset intikal vergi beyannamesinin kim tarafından verileceği

TARİH 10.11.2009 / ……….

……….. VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: ………..Müdürlüğü)

İlgi:    ……………tarih ve ……….. sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ve eklerinin incelenmesinden, …………………..‘ın adına kayıtlı gayrimenkulleri 30/06/1989 tarihinde …………..’a bağışladığı ve bağışı alan kişinin veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermeden vefat ettiği belirtilerek, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin kim tarafından verileceği hususundaki Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 580 inci maddesinde “Mirasçı olabilmek için mirasbırakanın ölüm anında mirasa ehil olarak sağ olması şarttır.” denilmektedir.

Ayrıca, aynı Kanunun 610 uncu maddesinde de yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının mirası kayıtsız şartsız kazanmış olacağı hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12 nci maddesinde, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarca yerine getirileceği belirtilmiştir.

Belirtilen nedenlerle, ………………….’ın 30/06/1989 tarihinde ivazsız bir suretle iktisap etmiş olduğu gayrimenkullerle ilgili veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermeden vefat etmesi nedeniyle adı geçenin mirasçılarının mirası reddetmediklerinin tespit edilmesi durumunda söz konusu bağış işlemi ile ilgili veraset ve intikal vergisi beyannamesinin adı geçenin kanuni mirasçıları tarafından verilmesi gerekmektedir.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Ölen Kimsenin, Ölmeden Önce Borç Ve Alacakları Var İse Veraset Ve İntikal Vergisi Nasıl Hesaplanır?

Veraset ve İntikal Vergisi Kanununa Göre Kazanılan Malların Değerinden Hangi Borç Ve Masraflar İndirilebilir?

Kimler Veraset Ve İntikal Vergisinden Muaftır?

Veraset ve intikal vergisi nedir? Nasıl hesaplanır?

Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi ekinde hangi belgeler verilmelidir?

Varis Başına 240.000 TL’ye Kadar Veraset Vergisi Ödenmeyecek – 2018

Veraset Ve İntikal Vergisi Hakkında Bilmedikleriniz…

]]>
https://www.muhasebenews.com/veraset-intikal-vergi-beyannamesini-vergi-dairesine-kim-vermelidir/feed/ 0
İhraç malı taşıyan TIR’lar yakıt alırken ÖTV öder mi? https://www.muhasebenews.com/ihrac-mali-tasiyan-tirlar-yakit-alirken-otv-oder-mi/ https://www.muhasebenews.com/ihrac-mali-tasiyan-tirlar-yakit-alirken-otv-oder-mi/#respond Thu, 13 Jun 2019 05:45:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=34595 İhraç malı taşıyan TIR’lar yakıt alırken ÖTV öder mi?

KONU:

İhraç Malı Taşıyan Araçlara ÖTV ve KDV’den İstisna Yakıt Teslimi

SORU:

ihracat firmalarının kış şartları nedeniyle belli ısılarda (örneğin +18 derece) ihraç etmeleri gereken ihraç ürünlerini aynı zamanda ısıtıcı olarak çalışan frigorifik araçlarla yurt dışına çıkarmak zorunda olmaları nedeniyle bahse konu araçlar için ÖTV ve KDV’den istisna yakıt teslimi talebinde bulunulduğu belirtilerek, şirketiniz tarafından yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan ısıtıcı üniteli araçların standart yakıt depolarının yanında ısıtıcı depolarına da ÖTV ve KDV’den istisna yakıt teslimi yapılıp yapılmayacağı hakkında

CEVAP:

ÖTV Kanununun 7/A ve KDV Kanununun 14/3 üncü maddelerinde yer alan istisna; kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorkların standart yakıt deposu miktarlarını aşmamak kaydıyla bu araçların soğutucu (frigorifik) ünitelerinin depolarına da teslim edilen akaryakıt için uygulanacaktır.

Dolayısıyla ihraç ürünü taşıyan çekici ve soğutucu ünitelerine sahip yarı römorkların soğutucu ünitesinin; soğutma-ısıtma olarak teknik özelliğinin bir arada bulunması ve ihraç ürününün ortam ısısına göre eksi veya artı olarak ayarlanması halinde şirketiniz tarafından çekici ve soğutucu ünitelerine sahip yarı römorkların frigorifik depolarına ÖTV ve KDV’den istisna motorin teslim edilmesi mümkündür.

Ancak, ihraç malı taşımasına karşın sadece ısıtma sistemi olarak teknik özelliği bulunan çekici ve ısıtıcı ünitelerine sahip yarı römorkların standart yakıt depoları dışındaki ısıtıcı ünitelerine ait depolarına ÖTV ve KDV’den istisna motorin teslimi yapılması mümkün değildir.


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı : 64597866-135[7/A]-19858                                                       Tarih : 23.10.2017
Konu : İhraç Malı Taşıyan Araçlara ÖTV ve KDV’den İstisna Yakıt Teslimi

İlgi : a) 09.01.2017 tarihli özelge talep formunuz.

b) 24.01.2017 kayıt tarihli ek özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formlarınızda, ihracat firmalarının kış şartları nedeniyle belli ısılarda (örneğin +18 derece) ihraç etmeleri gereken ihraç ürünlerini aynı zamanda ısıtıcı olarak çalışan frigorifik araçlarla yurt dışına çıkarmak zorunda olmaları nedeniyle bahse konu araçlar için ÖTV ve KDV’den istisna yakıt teslimi talebinde bulunulduğu belirtilerek, şirketiniz tarafından yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan ısıtıcı üniteli araçların standart yakıt depolarının yanında ısıtıcı depolarına da ÖTV ve KDV’den istisna yakıt teslimi yapılıp yapılmayacağı hakkında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

27/4/2006 tarihli ve 5493 sayılı Kanunla 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanununa eklenen 7/A ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununa eklenen 14/3 üncü maddeleri ile ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı Listenin (A) cetvelinde yer alan 2710.19.41.00.11, 2710.19.41.00.13 ve 2710.19.45.00.12 G.T.İ.P numaralı malların (motorinlerin); 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde Bakanlar Kurulunca belirlenen sınır kapılarında, 4458 sayılı Gümrük Kanununun ihracat rejimi kapsamında yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorkların depolarına (araçların ve soğutucu ünitelerin standart yakıt deposu miktarlarını aşmamak kaydıyla) yalnızca yurt dışına çıkışlarda teslimi ÖTV ve KDV’den istisna edilmiş ve bu maddelerde düzenlenen istisnaya ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.

Bahis konusu istisnaların uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ise, 5/3/2015 tarihli ve 29286 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ÖTV (I) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği ile 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinde açıklanmıştır.

Söz konusu Tebliğlerde yer alan açıklamalar uyarınca, istisna kapsamında motorin teslim edilecek araçlar Gümrük Kanununun ihracat rejimi kapsamında yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan ve Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde belirtilen ve taşınan eşyanın durumuna göre C1, C2, L2 ve M3 yetki belgelerini haiz bir işletmeye kayıtlı taşıyıcılarının (C1, C2, L2 ve M3 belgelerini haiz bir işletmeye kayıtlı olma şartı yalnızca Türk plakalı araçlar için geçerlidir.); kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorklarıdır.

Buna göre, ÖTV Kanununun 7/A ve KDV Kanununun 14/3 üncü maddelerinde yer alan istisna; kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorkların standart yakıt deposu miktarlarını aşmamak kaydıyla bu araçların soğutucu (frigorifik) ünitelerinin depolarına da teslim edilen akaryakıt için uygulanacaktır.

Dolayısıyla ihraç ürünü taşıyan çekici ve soğutucu ünitelerine sahip yarı römorkların soğutucu ünitesinin; soğutma-ısıtma olarak teknik özelliğinin bir arada bulunması ve ihraç ürününün ortam ısısına göre eksi veya artı olarak ayarlanması halinde şirketiniz tarafından çekici ve soğutucu ünitelerine sahip yarı römorkların frigorifik depolarına ÖTV ve KDV’den istisna motorin teslim edilmesi mümkündür.

Ancak, ihraç malı taşımasına karşın sadece ısıtma sistemi olarak teknik özelliği bulunan çekici ve ısıtıcı ünitelerine sahip yarı römorkların standart yakıt depoları dışındaki ısıtıcı ünitelerine ait depolarına ÖTV ve KDV’den istisna motorin teslimi yapılması mümkün değildir. 


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Navlun Nedir?

Uluslararası Taşımacılık Kazançları Hangi Ülkede Nasıl Vergilendirilir?

Uluslararası taşımacılık işlerinden kaynaklanan KDV iadesi nasıl alınır?

Merkezi Yurt Dışında Bulunan Uluslararası Taşımacılık Firmasının Türkiye Şubesinden Elde Ettiği Kazançlar Nasıl Vergilendirilir?

Uluslararası Taşıma İşleri KDV’den Muaftır!

Gümrük beyannameli mal ihracında KDV istisnasının kapsamı ve beyanı nedir?

Mal ve Hizmet İşlemlerinin Türkiye’de Yapılması

Hangi Ülkeler İle ÇVÖ Anlaşmamız Var Biliyor musunuz?

]]>
https://www.muhasebenews.com/ihrac-mali-tasiyan-tirlar-yakit-alirken-otv-oder-mi/feed/ 0
Çiftçi dışındaki şahıslardan alınan zirai ürünlerde gelir stopajı var mıdır? https://www.muhasebenews.com/ciftci-disindaki-sahislardan-alinan-zirai-urunlerde-gelir-stopaji-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/ciftci-disindaki-sahislardan-alinan-zirai-urunlerde-gelir-stopaji-var-midir/#respond Thu, 13 Jun 2019 05:30:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=34606 Çiftçi dışındaki şahıslardan alınan zirai ürünlerde gelir stopajı var mıdır?

KONU:

Çiftçi dışındaki şahıslardan alınan zirai ürünlerde gelir stopajı

SORU:

çırçır fabrikası olarak faaliyet gösterdiğinizi, çiftçi dışındaki kişilerden de pamuk alımı yaptığınızı, ancak … Ticaret Borsası tarafından söz konusu alım-satım işlemleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapıldığı belirtilerek, çiftçi dışındaki kişilerden alınan zirai ürünler için gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

CEVAP:

şirketinizin, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlar arasında bulunması nedeniyle şirketinizce satın alınacak zirai ürünler için şirketiniz tarafından yapılacak ödemeler üzerinden, anılan Kanunun 94/11 maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

   Ancak, söz konusu zirai ürünlerin ticaret borsalarında tescil ettirilerek çiftçi dışındaki kişilerden satın alınması halinde, şirketinizce gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Bu durumda, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi, gecikme faizi ve gecikme zammından tescil işlemini yapan borsalar ve vergisi tevkif yoluyla ödenmeyen zirai ürünü borsaya getirenler müteselsilen sorumlu olacaklardır. 


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DİYARBAKIR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı : 71387770-120[94/11-2012-75]-20 13/08/2012
Konu : Çiftçi dışındaki şahıslardan alınan zirai ürünlerde gelir stopajı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzla, çırçır fabrikası olarak faaliyet gösterdiğinizi, çiftçi dışındaki kişilerden de pamuk alımı yaptığınızı, ancak … Ticaret Borsası tarafından söz konusu alım-satım işlemleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapıldığı belirtilerek, çiftçi dışındaki kişilerden alınan zirai ürünler için gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 52 nci maddesinde, zirai faaliyetten doğan kazancın zirai kazanç olduğu, zirai faaliyetin; arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun “Vergi Tevkifatı”nın düzenlendiği 94 üncü maddesinde; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilânço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dâhil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

Aynı maddenin 11 numaralı bendinde de vergi tevkifatı yapmakla yükümlü kişi, kurum ve kuruluşlarca çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemelerden tevkifat yapılacağı belirtilmiş ve bu tevkifat oranları, hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlarda % 1, bunun dışında kalanlarda % 2, diğer zirai mahsuller için ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlarda % 2, bunun dışında kalanlarda %4 olarak belirlenmiştir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesi, tevkif yoluyla ödenen vergilerde müteselsil sorumluluk esasını getirmiştir. Söz konusu maddede mal alım satımı dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, bu kişilerle birlikte verginin ödenmemesinden alım satıma taraf olanların tümünün müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir.

Konuyla ilgili yayımlanan 164 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile zirai ürünlerin alımında yapılacak gelir vergisi tevkifatı ve müteselsil sorumluluk konusunda gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Anılan Tebliğin dördüncü bölümünde ise, “… Öte yandan, bu Tebliğin 1, 2 ve 3 üncü bölümlerinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşları ile diğer kişi, kurum ve kuruluşların; çiftçi dışında kalan kişi, kurum ve kuruluşlardan, 5590 sayılı Kanuna göre (18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 103 üncü maddesi ile 5590 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış olup, diğer mevzuatla 8/3/1950 tarihli ve 5590 sayılı Kanuna yapılan atıfların bu Kanuna yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.) kurulmuş bulunan Ticaret Borsalarında tescil ettirerek satın aldıkları zirai ürün bedelleri üzerinden, gelir vergisi tevkifatı yapmayacaklar ve müteselsilen de sorumlu olmayacaklardır. Ancak; söz konusu zirai ürünlerle ilgili olarak daha önce çiftçiden satın alınması esnasında gelir vergisi tevkifatının yapılmamış olması halinde, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi, gecikme faizi ve gecikme zammından tescil işlemini yapan borsalar ve vergisi tevkif yoluyla ödenmeyen zirai ürünü Borsaya getirenler de müteselsilen sorumlu olacaklardır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; şirketinizin, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlar arasında bulunması nedeniyle şirketinizce satın alınacak zirai ürünler için şirketiniz tarafından yapılacak ödemeler üzerinden, anılan Kanunun 94/11 maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

            Ancak, söz konusu zirai ürünlerin ticaret borsalarında tescil ettirilerek çiftçi dışındaki kişilerden satın alınması halinde, şirketinizce gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır. Bu durumda, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi, gecikme faizi ve gecikme zammından tescil işlemini yapan borsalar ve vergisi tevkif yoluyla ödenmeyen zirai ürünü borsaya getirenler müteselsilen sorumlu olacaklardır. 


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Yabancı Mükelleflerden Kar dağıtım stopajı kesilir mi?

Dernek Kira Ödemesi Yaparken Stopaj Kesintisi mi Yapar Yoksa KDV mi Öder?

Kurumlar Vergisi Stopajı nedir?

Yıllara Yaygın İnşaat İşlerindeki Stopaj Oranını Biliyor musunuz?

Hayvansal gübrelerde stopaj, KDV ve amortisman oranları nedir?

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Stopaj İstisnası Nasıl Uygulanır?

Evinizin Bir Bölümünü Ticari veya Serbest Meslek Faaliyeti İçin İşyeri Olarak Kullanırsanız Gelir Vergisi Stopajı Nasıl Hesaplanır Ve Beyan Edilir?

Dernek ve Vakıflara Ait Gayrimenkullerin Kiralanmasında Gelir Vergisi Stopajı Ödenir Mi?

]]>
https://www.muhasebenews.com/ciftci-disindaki-sahislardan-alinan-zirai-urunlerde-gelir-stopaji-var-midir/feed/ 0
Sosyal koruma harcaması 2017 yılında %13,7 artış göstererek 382 milyar 639 milyon TL oldu. https://www.muhasebenews.com/sosyal-koruma-harcamasi-2017-yilinda-%137-artis-gostererek-382-milyar-639-milyon-tl-oldu/ https://www.muhasebenews.com/sosyal-koruma-harcamasi-2017-yilinda-%137-artis-gostererek-382-milyar-639-milyon-tl-oldu/#respond Sat, 29 Dec 2018 14:48:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=42933 Sosyal Koruma İstatistikleri, 2017 ]]> https://www.muhasebenews.com/sosyal-koruma-harcamasi-2017-yilinda-%137-artis-gostererek-382-milyar-639-milyon-tl-oldu/feed/ 0 A.Ş. Denetim Raporu Nasıl Düzenlenir? https://www.muhasebenews.com/20851-2/ https://www.muhasebenews.com/20851-2/#respond Wed, 19 Dec 2018 14:00:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=20851 A.Ş. DENETİM RAPORU NASIL DÜZENLENİR?
1- Denetçi, yapılan denetimin;
1.1- Türü,
1.2- Kapsamı,
1.3- Niteliği,
1.4- Sonuçları hakkında,
gereken açıklıkta, anlaşılır, basit bir dille yazılmış ve geçmiş yılla karşılaştırmalı olarak hazırlanmış, finansal tabloları konu alan bir rapor düzenler.

2- Bundan başka ayrı bir rapor hâlinde, yönetim kurulunun, şirketin veya topluluğun durumu hakkındaki yıllık faaliyet raporunda yer alan irdelemeleri, denetçi tarafından, finansal tablolar ile tutarlılığı ve gerçeğe uygunluğu açısından değerlendirilir.
3- Denetçi, değerlendirme yaparken şirketin, denetliyorsa ana şirket ile topluluğun finansal tablolarını esas alır. Raporda öncelikle, şirketin ve topluluğun finansal durumuna dair yönetim kurulunun değerlendirmesi hakkında görüş açıklanır. Bu görüşte, özellikle şirketin ve ana şirketin finansal tablolarının denetimi bağlamında, şirketin ve topluluğun varlığını sürdürebilmesine ve gelecekteki gelişmesine ilişkin analiz yanında, şirket yönetim kurulunun raporu ile topluluk yıllık faaliyet raporu bu belgelerin verdiği olanak ölçüsünde şirketin finansal durumu irdelenir.
4- Denetim raporunun esas bölümünde;
4.1- Defter tutma düzeninin, finansal tabloların ve topluluk finansal tablolarının, kanun ile esas sözleşmenin finansal raporlamaya ilişkin hükümlerine uygun olup olmadığı,
4.2- Yönetim kurulunun denetçi tarafından denetim kapsamında istenen açıklamaları yapıp yapmadığı ve belgeleri verip vermediği,
açıkça ifade edilir.

5- Ayrıca, finansal tablolar ile bunların dayanağı olan defterlerin;
5.1- Öngörülen hesap planına uygun tutulup tutulmadığı,
5.2- Türkiye Muhasebe Standartları çerçevesinde, şirketin mal varlığı, finansal ve kârlılık durumunun resmini gerçeğe uygun olarak ve dürüst bir şekilde yansıtıp yansıtmadığı,
belirtilir.

***Denetim çerçevesinde, TTK 398’inci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca bir değerlendirme yapılmışsa, bunun sonucu ayrı bir raporda gösterilir.

6- Denetçi, raporunu imzalar ve yönetim kuruluna sunar.


Kaynak: Türk Ticaret Kanunu
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER


 

A.Ş. Denetimi Yapan Denetçilerin Sır Saklamaktan Doğan Sorumlukları Nelerdir?

Bağımsız Denetimde Rotasyon Süresinin Hesaplaması Nasıl Yapılır?

 

A.Ş.lerde Denetim Nasıl Yapılır?

 

Bankacılık Denetleme Ve Düzenleme Kurumu’nun (BDDK) Düzenleme Ve Denetimi Altında Hangi Kuruluşlar Bulunmaktadır?

BDDK Tarafından Yapılan Denetim Süreçleri Nelerdir?

Bağımsız denetime tabi olacak şirketlere ait eşik değerler (Hadler) değiştirildi – 26 Mayıs 2018

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/20851-2/feed/ 0
Havacılık Hizmetlerinde Çalıştırılan İşçiler İş Kanunu Kapsamına Girer mi? https://www.muhasebenews.com/havacilik-hizmetlerinde-calistirilan-isciler-is-kanunu-kapsamina-girer-mi/ https://www.muhasebenews.com/havacilik-hizmetlerinde-calistirilan-isciler-is-kanunu-kapsamina-girer-mi/#respond Thu, 15 Nov 2018 08:45:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16405 1- HAVACILIK HİZMETLERİNDE ÇALIŞTIRILAN İŞÇİLER İŞ KANUNU KAPSAMINA GİRER Mİ?
İş Kanunun İstisnalar başlıklı 4. Maddesine göre, hava taşıma işlerinde İş Kanunu hükümleri uygulanmamaktadır. Hava taşıma işlerinde çalışanlar hakkında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.

2- HAVA TAŞIMA HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN İŞ KANUNU KAPSAMINA GİRMELERİ HANGİ HALLERDE MÜMKÜNDÜR?
Hava taşıma işlerinde çalışanların İş Kanunu hükümlerinden yararlanmaları, iş sözleşmelerinde ya da toplu iş sözleşmelerinde buna dair özel hüküm olmadıkça mümkün değildir.

3- İŞ KANUNU KAPSAMINA GİREN HAVA TAŞIMACILIĞI İŞLERİ HANGİSİDİR?
İş Kanunu’na göre havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler ise İş Kanunu hükümlerine tabidir.


Kaynak: İş Kanunu
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

Deniz İş Kanunuyla İlgili Soru ve Cevaplar – 2

Deniz İş Kanunuyla İlgili Soru ve Cevaplar – 1

Yabancı Çalışma İzni Alarak İş Kanununa Tabi Çalışacaklar Dikkat!!!

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/havacilik-hizmetlerinde-calistirilan-isciler-is-kanunu-kapsamina-girer-mi/feed/ 0