Mevzuatı – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 16 Feb 2023 15:25:40 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Vergi Mevzuatı Yönünden Bağış ve Yardımlar Rehberi – GİB https://www.muhasebenews.com/vergi-mevzuati-yonunden-bagis-ve-yardimlar-rehberi-gib/ https://www.muhasebenews.com/vergi-mevzuati-yonunden-bagis-ve-yardimlar-rehberi-gib/#respond Thu, 16 Feb 2023 15:25:40 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138715 Gelir İdaresi Başkanlığı

Vergi Mevzuatı Yönünden Bağış ve Yardımlar Rehberi Yayınlandı

16 Şubat 2023

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi matrahının tespitinde, bağış ve yardımların indirilmesine yönelik olarak hazırlanan “Vergi Mevzuatı Yönünden Bağış ve Yardımlar Rehberi” mükelleflerin kullanımına sunulmuştur.

Bu Rehberde, vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılacak bağış ve yardımların;

  • Ayni veya nakdi şekilde yapılması hususu,
  • Hangi kişi, kurum ve faaliyetlere yönelik olarak yapılması gerektiği,
  • İndirim tutarının tespiti,
  • Belgelendirilmesi,
  • Yıllık beyannamede indirimi,

gibi konular hakkında ayrıntılı bilgilere ve örneklere yer verilmiştir.  Rehberde, başta gelir vergisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi olmak üzere bağış ve yardımların vergi uygulamaları karşısındaki durumu da açıklanmıştır.

Ayrıca, ülkemizde yaşanan doğal afetler nedeniyle başlatılan yardım kampanyaları kapsamında yapılan bağış ve yardımların vergi mevzuatı karşısındaki durumuna ilişkin açıklamalara da yer verilmiştir.

——————

Bu Rehber, yayım tarihinde yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak hazırlanmıştır.

Mevzuat bilgilerine ve güncel haberlere, Başkanlığımız;

  • İnternet sayfasından,
  • Doğrulanmış ve resmi sosyal medya hesaplarından,
  • e-Posta bilgilendirme sisteminden, ulaşabilirsiniz.

Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı

Şubat/2023 Yayın No:456


İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

I. GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASI
1. İndirim Konusu Yapılabilecek Bağış ve Yardımlar

2. Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde Bağış ve Yardımların Gösterilmesi

2.1. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi

2.2. Yıllık Kurumlar Vergisi Beyannamesi

2.3. Bağış ve Yardımların Ortaklıklarda İndirilmesi

3. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında Beyan Edilen Gelirin/  Kurum Kazancının %5’ini Aşmamak Üzere İndirime Konu Edilebilecek  Bağış ve Yardımlar

3.1. İlgili Kanun Maddeleri

3.2. Bağış ve Yardım Yapılabilecek Kurum ve Kuruluşlar
3.2.1. Gelir Vergisi Kanununa göre
3.2.2. Kurumlar Vergisi Kanununa göre

3.3. İndirim Tutarının Hesaplanması
3.3.1. Gelir Vergisi Kanununa göre
3.3.2. Kurumlar Vergisi Kanununa göre

4. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında Beyan Edilen Gelirden/Kurum Kazancından Tamamı İndirim Konusu Yapılabilecek Bağış ve Yardımlar

4.1. Cumhurbaşkanınca Başlatılan Yardım Kampanyalarına Yapılan Bağışlar
4.1.1. İlgili kanun maddeleri
4.1.2. İndirim tutarı
4.1.3. Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı koordinasyonundaki yardım kampanyaları

4.2. Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine Yapılan Nakdi Bağış ve Yardımlar
4.2.1. İlgili kanun maddeleri
4.2.2. İndirim tutarı

4.3. Eğitim ve Sağlık Tesisleri ile İbadethaneler ve Din Eğitimi Verilen Tesislere İlişkin Bağış ve Yardımlar
4.3.1. İlgili kanun maddeleri
4.3.2. Bağış ve yardım yapılabilecek yerler
4.3.3. Kapsama dahil olan bağış ve yardımlar
4.3.4. Harcama ve bağışların niteliği ile indirim tutarı
4.3.5. Okul inşasına ilişkin bağışlar
4.3.6. İbadethaneler ve yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla vakıf veya derneklere
yapılan bağışlar
4.3.7. Bağış ve yardımların belgelendirilmesi
4.3.7.1. Ayni bağış ve yardımların belgelendirilmesi
4.3.7.1.1. Ayni bağış ve yardımların işletmenin aktifinden veya stokudan çekilerek yapılması
4.3.7.1.2. Ayni bağış ve yardımların dışarıdan temin edilerek yapılması
4.3.7.2. Nakdi bağış ve yardımların belgelendirilmesi

4.4. Kültür ve Turizm Amaçlı Bağış ve Yardımlar
4.4.1. İlgili kanun maddeleri
4.4.2. Bağış ve yardım yapılabilecekler ile bağış, yardım ve harcamalar
4.4.3. İndirim tutarı

4.5. Gıda Bankacılığı Kapsamındaki Bağış ve Yardımlar
4.5.1. İlgili kanun maddeleri
4.5.2. Bağış ve yardım yapılabilecekler
4.5.3. Bağışa konu olacak mallar, bağışın niteliği ve tutarı
4.5.4. Bağışı yapanlarca düzenlenecek belgeler
4.5.4.1. Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde indirim konusu yapılacak bağışlar
4.5.4.2. Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinde yapılan düzenleme çerçevesinde indirim konusu yapılacak bağışlar
4.5.4.3. Dernek ve vakıflarca düzenlenecek belge
4.5.5. Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde gider kaydedilme

5. Ayni Bağış ve Yardımların Değeri

6. Yabancı Para Cinsinden Yapılan Bağış ve Yardımlar


7. Diğer Kanunlarda Yer Alan Düzenlemeler

7.1. İlköğretim ve Eğitim Kanunu

7.2. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun

7.3. Yükseköğretim Kanunu

7.4. Sosyal Hizmetler Kanunu

7.5. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu

7.6. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu

7.7. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu

7.8. Terörle Mücadele Kanunu

7.9. Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu

7.10. Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu

7.11. Kapadokya Alanı Hakkında Kanun

7.12. Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak
Yardımlara Dair Kanun

7.13. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun

7.14. Uludağ Alanı Hakkında Kanun

II. KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV) KANUNU UYGULAMASI

1. KDV Kanunu Kapsamında Bağış ve Yardımlar

1.1. Eğitim ve Sağlık Tesisleri ile Dini Tesislere İlişkin Bağış ve Yardımlar

1.2. KDV Kanununun (17/1) Maddesinde Sayılan Kurum ve Kuruluşlara Bedelsiz Olarak Yapılan Her Türlü Mal Teslimi ve Hizmet İfaları

1.3. Gıda Bankacılığı Kapsamında Yapılan Teslimler

1.4. Yabancı Devletlerin Türkiye’deki Diplomatik Temsilcilik ve Konsoloslukları ile Yabancı Hayır ve Yardım Organizasyonlarına
Yapılan Teslim ve Hizmetler

1.5. Türkiye’de Faaliyet Gösteren Uluslararası Kuruluşlar ile Bu Kuruluşlara Bağlı Program, Fon, Temsilcilik ve Özel İhtisas Kuruluşlarına Yapılan Teslim ve Hizmetler

1.6. Milli Eğitim Bakanlığına Bilgisayar ve Donanımlarının Bedelsiz
Teslimleri ile Bunlara İlişkin Yazılım Teslimi ve Hizmetleri

III. DİĞER VERGİ KANUNLARI UYGULAMALARI

1. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanunu Kapsamında Bedelsiz Teslimler

1.1. Kamu Kurumlarına Bedelsiz Mal Teslimlerinde ÖTV İstisnası

1.2. Tasfiyelik Malların Kamu Kurumlarına Bedelsiz Teslimlerinde ÖTV İstisnası

2. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Kapsamında Bağış ve Yardımlar

2.1. İvazsız İntikalin Tanımı ve Vergiye Tabi Tutulması

2.2. Veraset ve İntikal Vergisinden Muaf Olan Şahıslar

3. Harçlar Kanununda Bağış ve Yardımlara İlişkin Düzenlemeler

3.1. Noter Harçları
3.2. Tapu ve Kadastro Harçları
3.3. Konsolosluk Harçları

4. Belediye Gelirleri Kanunu Kapsamında Bina İnşaat Harcından İstisna Olan Bina İnşaatları

5. Damga Vergisi Kanununda Bağış ve Yardımlara İlişkin Düzenlemeler

GİRİŞ

Vergi kanunlarımızda mükelleflerin yapacakları bağış ve yardımlara yönelik muhtelif istisna, muafiyet, indirim düzenlemeleri ile bağış ve yardımların vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesine imkân veren hükümler yer almaktadır.

Vergi mevzuatı dışında muhtelif kanunlarda yapılacak bağış ve yardımlara yönelik benzer düzenlemeler de bulunmaktadır.

Bu Rehberde başta gelir vergisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi olmak üzere bağış ve yardımların vergi uygulamaları karşısındaki durumu açıklanmıştır.

Ayrıca, ülkemizde yaşanan doğal afetler nedeniyle başlatılan yardım kampanyaları kapsamında yapılan bağış ve yardımların vergi mevzuatı karşısındaki durumuna ilişkin açıklamalara da yer verilmiştir.

1. GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASI

1. İndirim Konusu Yapılabilecek Bağış ve Yardımlar


193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu ve 5520 sayılı Kurumlar VergisiKanununun 10 uncu maddesinde, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince beyannamede bildirilecek gelirlerden/kurum kazancından indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımlar düzenlenmiştir.

Bazı bağış ve yardımların tamamı, bazılarının ise mükelleflerce beyan edilen gelirin/kurum kazancının %5’ini (gelir vergisine münhasır olmak üzere kalkınmada öncelikli yöreler için %10’u) aşmayan kısmı matrahtan indirim konusu yapılabilmektedir.

Bağış ve yardımlar; gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek suretiyle indirilebilmekte ve indirim konusu yapılacağı yılda mükelleflerin beyana tabi gelirinin/kurum kazancının bulunması gerekmektedir.

İndirim konusu yapılabilecek bağış ve yardım tutarları her hal ve takdirde beyan edilen gelir/kurum kazancı ile sınırlıdır. İndirilemeyen kısım izleyen yıllara nakledilemez.

Bağış ve yardımların matrahtan indirilmesi için;

  • Mevzuatta belirtilmiş olan kurum ve kuruluşlara yapılması,
    ● Makbuz karşılığı olması,
    ● Karşılıksız yapılması,
    ● Sadece ilgili dönem gelir ve kurum kazancından indirilmesi,
    ● Gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

2. Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde Bağış ve Yardımların Gösterilmesi

2.1. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi


Yıllık gelir vergisi beyannamesinde, gelir bildirimi yapılan Tablo-2’de, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4), (5), (6), (7), (10) ve (11) numaralı bentlerindeki bağış ve yardımlar sırasıyla 30, 31, 32,
33, 37 ve 38 inci satırlarda yer almaktadır.

İndirim konusu yapılacak tutarın hesaplanmasında beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki tutar esas alınır.

2.2. Yıllık Kurumlar Vergisi Beyannamesi


Yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde, kazanç ve matrah bildirimi yapılan Tablo-5’de, kazancın bulunması halinde indirilecek istisna ve indirimler altında Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerindeki bağış ve yardımlar, sırasıyla 66 ila 70 inci satırlarda yer almaktadır.

Kurumlar vergisi beyannamesinde yer alan sıraya göre, öncelikle risturnlar, Ar-Ge indirimi, tasarım indirimi ve sponsorluk harcamalarının indirime konu edilmesi sonrasında bir kazanç kalmış ise bu tutardan bağış ve yardımların indirilmesi gerekmektedir.

Kurumlar tarafından yapılan bağış ve yardımlar, bağış ve yardımın yapıldığı tarihte kayıtlarda gider olarak dikkate alındığından, söz konusu bağış ve yardımların kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınması ve kurum kazancının yeterli olması halinde, beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahından indirilmesi gerekmektedir.

İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır.

Ayrıca, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu düzenlemelerine göre beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda olan mükellefler, “beyan edilecek gelirlerden indirim” kulakçığında yer alan bağış ve indirim sekmelerini doldurmak suretiyle bağış ve indirimleri beyan edilen gelirden/kurum kazancından indirime konu edebileceklerdir.

2.3. Bağış ve Yardımların Ortaklıklarda İndirilmesi

Adi ortaklık ve kollektif şirket ortaklıklarında, ortaklar gelir veya kurumlar vergisi mükellefidir. Bu sebeple, ortaklık tarafından yapılan bağış ve yardımlar, bağış ve yardımların yapıldığı ilgili yılda, ortakların hisseleri oranında, her ortak tarafından verilecek gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde indirilebilir.

3- Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında Beyan Edilen Gelirin/Kurum Kazancının %5’ini Aşmamak Üzere İndirime Konu Edilebilecek Bağış ve Yardımlar 

3.1. İlgili Kanun Maddeleri

Beyan edilen gelirin/kurum kazancının %5’ini aşmamak üzere indirime konu edilebilecek bağış ve yardımlar, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde düzenlenmiştir.

3.2. Bağış ve Yardım Yapılabilecek Kurum ve Kuruluşlar

3.2.1. Gelir Vergisi Kanununa göre

Gelir vergisi mükellefleri tarafından;

  • Genel bütçeli kamu idarelerine,
    ● Özel bütçeli kamu idarelerine,
    ● İl özel idarelerine,
    ● Belediyelere,
    ● Köylere,
    ● Kamu yararına çalışan derneklere,
    ● Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, yapılan bağış ve yardımlar indirime konu edilebilecektir.

Kamuya yararlı dernekler ile Cumhurbaşkanı tarafından vergi muafiyeti tanınan vakıflar dışında kalan dernek ve vakıflara yapılan bağış ve yardımların gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

3.2.2. Kurumlar Vergisi Kanununa göre

Kurumlar vergisi mükellefleri; gelir vergisi mükellefleri tarafından indirime konu edilmek üzere bağış ve yardım yapılabilecek kuruluşlara ilave olarak, bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara
aynı kapsamda yaptıkları bağış ve yardımları indirime konu edebilirler.

3.3. İndirim Tutarının Hesaplanması

3.3.1. Gelir Vergisi Kanununa göre

Gelir vergisi mükellefleri tarafından yapılacak söz konusu bağış ve yardımlar, beyan edilecek gelirin %5’ini aşmamak üzere indirim konusu yapılabilir. Kalkınmada öncelikli yöreler için bu oran %10 olarak belirlenmiştir.

İndirim konusu yapılacak tutarın hesaplanmasında beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki tutar esas alınır.

3.3.2. Kurumlar Vergisi Kanununa göre

Kurumlar vergisi mükellefleri de bağış ve yardımların o yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmını indirim konusu yapabilir. Ancak bu mükellefler için kalkınmada öncelikli yöreler bakımından ayrı bir oran belirlenmemiştir.

İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır.

Örnek: (A) A.Ş.’nin 2022 yılı ticari bilanço karı 6.900.000 TL, kanunen kabul edilmeyen giderleri 900.000 TL, 2017 yılından devreden geçmiş yıl zararı 1.000.000 TL, dönem içi iştirak kazancı 500.000 TL ve 3 yıldır aktifinde tuttuğu gayrimenkulün satışından elde ettiği gelir 1.200.000 TL’dir.

(A) A.Ş. tarafından, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış olan (V) Vakfına makbuz karşılığı 800.000 TL bağışta bulunulmuştur. Kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden indirilebilecek bağış tutarı aşağıdaki gibi hesaplanır.

Ticari bilanço karı (A) 6.900.000

Kanunen kabul edilmeyen giderler (B) 900.000

İştirak kazancı istisnası (C) 500.000

Gayrimenkul satış kazancı istisnası (D)[(Kazancın %50’si) (1.200.000 x %50)] 600.000

Geçmiş yıl zararı (E) 1.000.000

İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı
(F)[A – (C+E)]5.400.000

Vakfa yapılan bağış ve yardımın üst sınırı (G) [F x %5]270.000

Yukarıdaki hesaplamaya göre; (A) A.Ş. 800.000 TL bağışta bulunmuş olmasına rağmen bu bağışın 270.000 TL’sini beyanname üzerinden indirim konusu yapabilecektir.

4. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında Beyan Edilen Gelirden/Kurum Kazancından Tamamı İndirim Konusu Yapılabilecek Bağış ve Yardımlar

4.1. Cumhurbaşkanınca Başlatılan Yardım Kampanyalarına Yapılan Bağışlar

4.1.1. İlgili kanun maddeleri

Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına yapılan bağışlar, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde düzenlenmiştir.

4.1.2. İndirim tutarı

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından; Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdî bağışların tamamı matrahın tespitinde indirilebilir.

4.1.3. Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı koordinasyonundaki yardım kampanyaları

Afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetleri yürütmek üzere İçişleri Bakanlığına bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı kurulmuştur. Başkanlık Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri arasında sayılmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi ve Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında, Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyan edilen gelir ve kurum kazancından indirilebilmektedir.

3/2/2021 tarihinde yayımlanan 3483 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereğince, bu tarihten itibaren ülkemizde meydana gelebilecek depremler sonrası zarar gören afetzedeler için AFAD Başkanlığı koordinasyonunda yardım kampanyaları yürütülmektedir.

Söz konusu yardım kampanyaları kapsamında, depremlerden etkilenen afetzedeler için AFAD Başkanlığınca ilan edilen hesaplara yapılan nakdi bağışların tamamı gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince indirim konusu yapılabilecektir.

Depremler sonrası genel hayatı olumsuz etkileyen şartların ortadan kaldırılması için gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince, işletmelerinde mevcut olan ya da dışarıdan temin edilen ihtiyaç malzemeleri de ayni olarak bağışlanabilmektedir. Ayni bağışlar; AFAD Başkanlığının kendisine yapılabileceği gibi AFAD’ın yönlendirdiği kamu kurum ve kuruluşlarına da yapılabilecektir. Bu kapsamda yapılan ayni bağışların tamamı, bağışa konu malların içeriğine ve ilgili kurumlarca teslim alındığına ilişkin belge düzenlenmesi kaydıyla, indirim olarak dikkate alınabilecektir.

Örneğin, Kahramanmaraş İli merkezli olan depremler için AFAD Başkanlığı koordinasyonunda yardım kampanyası başlatılmış olup afetzedelerin acil ihtiyaçlarının karşılanması için gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince
bağış ve yardımlar yapılmaktadır.

Söz konusu kampanya çerçevesinde yapılan bağış ve yardımlar, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilebilecektir.

Diğer taraftan, bu kapsamda yapılan bağış ve yardımlarda KDV hesaplanmayacak ve bağışa konu mallara ilişkin yüklenilen KDV’ler de mükellefler tarafından indirim konusu yapılabilecektir. Ayrıca, AFAD’a yapılan bağışlarla ilgili olarak bu idareyle bağışlayanlar arasında düzenlenen kâğıtlar için damga vergisi de alınmayacaktır.

4.2. Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine Yapılan Nakdi Bağış ve Yardımlar

4.2.1. İlgili kanun maddeleri

Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine yapılan nakdi bağış ve yardımlar, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde düzenlenmiştir.

4.2.2. İndirim tutarı

İktisadi işletmeleri hariç Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı indirim konusu yapılabilir.

Türkiye Kızılay Derneği ve Türkiye Yeşilay Cemiyetinin iktisadi işletmelerine yapılan bağış veya yardımların gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması ise mümkün değildir.

Anılan Dernek ve Cemiyete yapılacak aynî bağış ve yardımlar ise beyan edilecek gelirin/kurum kazancının %5’ini aşmamak üzere yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecektir.

4.3. Eğitim ve Sağlık Tesisleri ile İbadethaneler ve Din Eğitimi Verilen Tesislere İlişkin Bağış ve Yardımlar

4.3.1. İlgili kanun maddeleri

Söz konusu tesislere ilişkin bağış ve yardımlar, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde düzenlenmiştir.

4.3.2. Bağış ve yardım yapılabilecek yerler

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından;

  • Genel bütçeli kamu idarelerine,
    ● Özel bütçeli kamu idarelerine,
    ● İl özel idarelerine,
    ● Belediyelere,
    ● Köylere,

bu kapsamda bağış ve yardım yapılabilir.

4.3.3. Kapsama dahil olan bağış ve yardımlar

Aşağıda sayılan tesislerin inşası ve faaliyetlerinin devamı için yapılacak bağış ve yardımlar indirim konusu yapılabilmektedir.

  • Okul,
    ● Sağlık tesisi,
    ● 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu,
    ● Çocuk yuvası,
    ● Yetiştirme yurdu,
    ● Huzurevi,
    ● Bakım ve rehabilitasyon merkezi,
    ● Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler,
    ● Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesisler,
    ● Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kampları.

Düzenlemedeki “okul” ifadesinden, doğrudan eğitim-öğretim hizmetlerinin verildiği temel birimlerin anlaşılması gerekmekte olup rehberlik ve araştırma merkezi, mesleki eğitim merkezi, iş eğitim merkezi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve akşam sanat okulları da bu kapsamda değerlendirilir.

“Sağlık tesisi” ifadesinden ise Sağlık Bakanlığınca sağlık tesisi kapsamında değerlendirilen kurum ve kuruluşların anlaşılması gerekmektedir.

“İbadethane” ve “yaygın din eğitimi verilen tesis” ifadelerinden, Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane sayılan yerler ile Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi olan ve din eğitimi verilen tesisler anlaşılmalıdır.

Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yaygın din eğitimi verilen tesisler için
yapılan harcamaların da Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatınca denetlenmesi gerektiği tabiidir.

4.3.4. Harcama ve bağışların niteliği ile indirim tutarı

Yukarıda belirtilen tesislerin;

  • İnşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya
  • Bu tesislerin inşası için yukarıdaki kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile
  • Mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların,

tamamı gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilir.

Örnek: Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullara yapılan ayni bağışlar gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilir. Bu kapsamda, bir ilköğretim okuluna sınıflarda kullanılmak üzere alınan ve bağışlanan mobilya, mefruşat, akıllı yazı tahtaları vb. donanımlara ilişkin harcamalar gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

4.3.5. Okul inşasına ilişkin bağışlar

Kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan protokol gereğince kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde, söz konusu okul inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilir.

Kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan protokol gereğince şahsına ait arazi üzerine okul yaptıran mükelleflerce, söz konusu okul inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar, okul inşaatının tamamlanarak teslim edildiği yıla ilişkin gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilir.

4.3.6. İbadethaneler ve yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla vakıf veya derneklere yapılan bağışlar

Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere yapılan bağışlar, anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan hesaplara yatırıldığına ilişkin alınan banka dekontlarına istinaden gelir ve kurum kazancından indirim konusu yapılabilir.

Ancak, bunlar dışındaki diğer dernek veya vakıflara bu amaçla yapılan bağış ve yardımların ise; mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla gerekli harcamaları finanse etmek üzere bağış ve yardım toplama amacıyla bir organizasyon oluşturulması ve bu hususta mülki idare amirleri ile bir protokol yapılması, nakdi olarak yapılacak bağış ve yardımlar için sadece protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere bir hesap açılması ve yapılan bağış ve yardımların bu hesaba yatırılması, ayni olarak yapılan bağış ve yardımların protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere şartlı olarak makbuz karşılığında yapılması, banka dekontu ile makbuzda hangi amaçla yapıldığına ilişkin bir açıklamanın yer alması, yapılan bağış ve yardımların, sadece yapılacak o işle ilgili olarak mülki idare amirleri gözetim ve denetimi altında kullanılması şartlarıyla, tamamının kurum kazancından indirim konusu yapılabilmesi mümkün olacaktır.

4.3.7. Bağış ve yardımların belgelendirilmesi

Ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekli ve yeterlidir.

4.3.7.1. Ayni bağış ve yardımların belgelendirilmesi

4.3.7.1.1. Ayni bağış ve yardımların işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek yapılması

Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları değerler için fatura düzenlemesi, düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerhkonularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması yeterlidir.

4.3.7.1.2. Ayni bağış ve yardımların dışarıdan temin edilerek yapılması

Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir.

Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzası bulunacaktır.

4.3.7.2. Nakdi bağış ve yardımların belgelendirilmesi

Nakdi bağış ve yardımların matrahtan indirilebilmesi, bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontuyla belgelendirilmesi şartıyla mümkündür.

4.4. Kültür ve Turizm Amaçlı Bağış ve Yardımlar

4.4.1. İlgili kanun maddeleri

Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenmiştir.

4.4.2. Bağış ve yardım yapılabilecekler ile bağış, yardım ve harcamalar

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından;

  • Genel bütçeli kamu idareleri,
    ● Özel bütçeli kamu idareleri,
    ● İl özel idareleri,
    ● Belediyeler,
    ● Köyler,
    ● Kamu yararına çalışan dernekler,
    ● Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar,
    ● Bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar, tarafından yapılan veya
    ● Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen ya da desteklenmesi uygun görülen;

a) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,

b) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,

c) Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,

d) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,

e) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,

f) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirtilmesi çalışmalarına,

g) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,

h) 2863 sayılı Kanun kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin
sağlanmasına,

i) Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve etkinlikler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatın tedariki ile film yapımına,

j) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına,ilişkin harcamalar ile bu amaçla makbuz karşılığı yapılan her türlü bağış ve yardımların indirilmesi mümkündür.

4.4.3. İndirim tutarı

Yukarıda bahsi geçen harcama, bağış ve yardımların %100’ü indirim konusu yapılabilir.

Bu çerçevede yapılacak bağış ve yardımlar için bağış yapılan projenin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklendiği veya desteklenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin ilgili Bakanlığın yazısının beyanname ekinde
bağlı bulunulan vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir.

4.5. Gıda Bankacılığı Kapsamındaki Bağış ve Yardımlar

4.5.1. İlgili kanun maddeleri

Gıda bankacılığı kapsamındaki bağış ve yardımlar, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde düzenlenmiştir. Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde de konuya ilişkin düzenleme yer almaktadır.

4.5.2. Bağış ve yardım yapılabilecekler

Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara yapılan bağış ve yardımlar matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilir.

Bağışı kabul edecek dernek veya vakfın tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara bu kapsamda yardım yapabilmesine ilişkin hükümlerin bulunması gerekmektedir. Bununla beraber, dernek veya vakfın başka alanlarda da faaliyet gösteriyor olmasının, kamuya yararlı dernek veya vergiden muaf vakıf olup olmamasının uygulama açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

Bağışın bu kapsamdaki dernek veya vakfa yapılmış olması gerektiğinden, ihtiyacı bulunanlara doğrudan veya başka organizasyonlar aracılığıyla yapılacak yardımların bu kapsamda yapılmış bağış olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

4.5.3. Bağışa konu olacak mallar, bağışın niteliği ve tutarı

Gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı indirim konusu yapılabilir.Bağışlar, ihtiyaç sahiplerine bedelsiz olarak dağıtılmak şartıyla yapılmalıdır.

Gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi niteliği taşımayan veya şartlı olarak yapılmayan bağışlar, gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağış olarak değerlendirilmez.

4.5.4. Bağışı yapanlarca düzenlenecek belgeler

4.5.4.1. Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde indirim konusu yapılacak bağışlar

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde indirim konusu yapılacak bağışlar, bağışa konu mal bedeli Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde belirtilen fatura düzenleme sınırının altında kalsa dahi mutlaka fatura ile belgelendirilir ve ayrıca taşıma için sevk irsaliyesi düzenlenir.

Bağışlanan mala ilişkin bilgileri eksiksiz olarak içerecek fatura, bağış yapılan dernek veya vakıf adına düzenlenir. Mal bedeli olarak faturada, bağışa konu malın maliyet bedeli (yüklenilen katma değer vergisi hariç) yazılır.

Faturada “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” ibaresinin yer alması zorunludur.

4.5.4.2. Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinde yapılan düzenleme çerçevesinde indirim konusu yapılacak bağışlar

Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinde yapılan düzenleme çerçevesinde, yıllık beyannamede yer alacak gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılacak işlemlerde bağışı yapan tarafından bir belge düzenlenmesine gerek yoktur. Varsa bağış yapılan malın edinimine ilişkin belgelerin saklanması zorunludur.

4.5.4.3. Dernek ve vakıflarca düzenlenecek belge

Dernek ve vakıflar kendi mevzuatlarının öngördüğü belgeleri düzenleyerek bağış yapanlara bir örneğini verirler. Ticari faaliyetle uğraşanlarca düzenlenen faturalar dernek ve vakıf tarafından muhafaza edilir.

4.5.5. Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde gider kaydedilme

Ticari işletmeye dahil malların bağışlanması durumunda bu malların maliyet bedeli Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde gider kaydedilir. Bu işlem, faturanın bir yandan gelir bir yandan da gider kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilir.

5. Ayni Bağış ve Yardımların Değeri

Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesine göre, bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu teşkil eden mal veya hakkın varsa mukayyet değeri, yoksa Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonunca tespit edilecek değeri esas alınır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince bağış ve yardımların nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.

Bağışlanan mal amortismana tabi iktisadi kıymet ise bağışın parasal karşılığının tespiti, ilgili sabit kıymetin aktif değerinden birikmiş amortismanının düşülmesi ile gerçekleştirilir.

6. Yabancı Para Cinsinden Yapılan Bağış ve Yardımlar

Yabancı para cinsinden yapılan bağış ve yardımların indirim konusu yapılmasında, bağış ve yardımın yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen döviz alış kuru esas alınarak Türk lirasına çevrilen tutarlar dikkate alınır.

7. Diğer Kanunlarda Yer Alan Düzenlemeler

Bağış ve yardımlar hakkında vergi kanunlarındaki düzenlemeler dışında, özel kanunlarda bazı hükümler de bulunmaktadır. Bu bölümde, bağış ve yardımların indirim konusu yapılacağına yönelik hüküm bulunan bazı
kanunlara yer verilmiştir.

Bu kısımda sıralanan kanunlarda bağışların matrahtan indirimine ilişkin oran veya tutar olarak bir sınırlama öngörülmemiştir. Bu itibarla yapılan bağışların tamamı indirilebilir.

7.1. İlköğretim ve Eğitim Kanunu

222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 76 ncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi hükmü uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.2. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun

278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesi hükmü uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından bu kuruma (TÜBİTAK) makbuz mukabilinde yapılan nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.3. Yükseköğretim Kanunu

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 56 ncı maddesi gereğince yapılan ayni veya nakdi bağış ve yardımların tamamı, beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilir.

Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri tarafından üniversitelere, yüksek teknoloji enstitüleri ile gelirlerinin en az dörtte üçünü münhasıran devlet üniversitelerinin faaliyetlerinin devam ettirilmesi ve desteklenmesini amaç edinmek üzere kurulan ve fiilen bu çerçevede faaliyette bulunan vakıflardan Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınanlara makbuz karşılığında yapılan bağışlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları hükümlerine göre yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden ve kurum kazancından indirilebilir.

Aynı Kanunun Ek 7 nci maddesine göre, vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları, bu Kanunun 56 ncı maddesinde yer alan mali kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade edeceklerinden bu
kurumlara yapılan bağış ve yardımların da indirim konusu yapılması mümkündür.

7.4. Sosyal Hizmetler Kanunu

2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 20 nci maddesi hükmü uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.5. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu

2876 sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanununun 101 inci maddesi hükmü uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyanname
üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.6. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu

3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 9 uncu maddesi hükmü uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.7. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu

3388 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanununun 3 üncü maddesi hükmü uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.8. Terörle Mücadele Kanunu

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesi hükmü uyarınca, bu Kanun hükümlerine göre aylık alan maluller ile hayatını kaybedenlerin dul ve yetimlerine hibe edilen gayrimenkullerin maliyet bedellerinin tamamı
beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.9. Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu

4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanununun 12 nci maddesi uyarınca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılan bu Kanun hükümlerine göre kurulan ormanlarda, ağaçlandırma, bakım ve koruma masraflarının tamamı gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılabilecektir.

7.10. Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu

5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Ek 44 üncü maddesi hükmü uyarınca, Sandığa, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılabilecektir.

7.11. Kapadokya Alanı Hakkında Kanun

7174 sayılı Kapadokya Alanı Hakkında Kanunun 7 nci maddesi hükmü uyarınca, İdareye gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.12. Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 45 inci maddesi hükmü gereğince, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı indirim konusu yapılabilecektir.

7.13. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun

6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 11 inci maddesi hükmü gereğince; gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

7.14. Uludağ Alanı Hakkında Kanun

7432 sayılı Uludağ Alanı Hakkında Kanunun 8 inci maddesi hükmü gereğince; gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz mukabilinde yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir.

II. KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV) KANUNU UYGULAMASI

1. KDV Kanunu Kapsamında Bağış ve Yardımlar

1.1. Eğitim ve Sağlık Tesisleri ile Dini Tesislere İlişkin Bağış ve Yardımlar

3065 sayılı KDV Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde; genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan;

  • Okul,
    ● Sağlık tesisi,
    ● Yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu,
    ● Çocuk yuvası,
    ● Yetiştirme yurdu,
    ● Huzurevi,
    ● Bakım ve rehabilitasyon merkezi,
    ● Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi ibadethaneler,
    ● Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi yaygın din eğitimi verilen tesisler,
    ● Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri,
    ● Gençlik ve izcilik kampları,inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılacak teslim ve hizmetler
    KDV’den istisna tutulmuştur.

Söz konusu istisnadan; genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere bu idare ve kuruluşlarla protokol imzalamak suretiyle yukarıda sayılan tesisleri inşa eden/ettiren gerçek ve tüzel kişiler (kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu, kooperatif, dernek, vakıf
ve benzerleri dahil), KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın faydalanır.

İstisna Kapsamına Giren İşlemler;

  • İstisna kapsamına; yukarıda sayılan idarelere bağışlanmak üzere, sözü edilen tesislerin inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetler girmektedir.
  • İstisnadan faydalanılabilmesi için ilgili idare ve kuruluşlarla bağış protokolü imzalanması şarttır.
  • İstisna kapsamındaki tesisin inşaatı ile birlikte bağışlanması öngörülen makine, teçhizat ve tefrişatın bağışta bulunacaklara teslimi, söz konusu makine, teçhizat ve tefrişatın tesisin kullanım amacına uygun olması, mutat olması ve bağış protokolünde açıkça belirtilmiş olması kaydıyla istisna kapsamında değerlendirilir.
  • Söz konusu tesislerin belirli bir kısmının inşa edilmesine yönelik bağışta bulunulmasına dair protokol düzenlenmesi halinde, bağışta bulunan tarafından inşa edilmesi öngörülen kısımla ilgili yapılan teslim ve hizmetler de istisna kapsamında değerlendirilir.

Bu tesislerin tamamının veya belirli bir kısmının inşasına yönelik ilgili idare ve kuruluşlara nakdi olarak yapılan bağışlar, ilgili idare ve kuruluş tarafından istisna kapsamındaki tesislerin inşasına ilişkin yapılacak mal ve hizmet alımlarında kullanılsa bile bu alımlar istisna kapsamında değerlendirilmez.

Bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilebilir.

1.2. KDV Kanununun (17/1) Maddesinde Sayılan Kurum ve Kuruluşlara Bedelsiz Olarak Yapılan Her Türlü Mal Teslimi ve Hizmet İfaları

KDV Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde; Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan;

  • Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri,
    ● Özel bütçeli idareler,
    ● İl özel idareleri,
    ● Belediyeler,
    ● Köyler,
    ● İl özel idareleri, belediyeler ve köylerin teşkil ettikleri birlikler,
    ● Üniversiteler,
    ● Döner sermayeli kuruluşlar,
    ● Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
    ● Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
    ● Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
    ● Siyasi partiler,
    ● Sendikalar,
    ● Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
    ● Kamu menfaatine yararlı dernekler,
    ● Tarımsal amaçlı kooperatifler,
    ● Cumhurbaşkanınca (önceden Bakanlar Kurulunca) vergi muafiyeti tanınan vakıflara, bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları KDV’den istisna tutulmuştur.

Teslim ve hizmet bedeli ile ilgili herhangi bir alt ya da üst sınır söz konusu olmaksızın bu istisna uygulanır.

Bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.

1.3. Gıda Bankacılığı Kapsamında Yapılan Teslimler

KDV Kanununun (17/2-b) maddesinde, fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara, belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin teslimi KDV’den istisna tutulmuştur.

Ayrıca, söz konusu maddelerin ihtiyacı olanlara bedelsiz olarak teslim edilmesi gerekmekte olup, bu teslimlere de KDV uygulanmaz.

Bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.

1.4. Yabancı Devletlerin Türkiye’deki Diplomatik Temsilcilik ve Konsoloslukları ile Yabancı Hayır ve Yardım Organizasyonlarına Yapılan Teslim ve Hizmetler

KDV Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde; yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilik ve konsoloslukları ile yabancı hayır ve yardım kurumlarına yapılan teslim ve hizmetler, Kanunun 17 nci
maddesinin birinci fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapacakları teslim ve hizmetlere ilişkin olmak kaydıyla KDV’den istisna tutulmuştur.

Bu kapsamda bedelsiz teslim edilecek mal ve hizmetler için herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Bu istisna kapsamında satın alınacak mal ve hizmet bedellerinin asgari sınırı KDV hariç 5.000 TL olması gerekir.

İstisnadan yararlanacak yabancı hayır ve yardım kurumlarının kanuni merkezinin yurt dışında bulunması ve Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetini gerektiren herhangi bir faaliyette bulunmaması gerekir.

İstisnadan yararlanacak yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilik ve konsoloslukları ile yabancı hayır ve yardım kurumları, bu Kanunun (17/1) inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara yapacakları teslimin niteliği, miktarı ve tutarına ilişkin bilgiler ile Türkiye’deki adreslerini belirten bir dilekçe ile Hazine ve Maliye Bakanlığına (Gelir İdaresi Başkanlığı) başvuruda bulunur.

Bu başvurunun değerlendirilmesi sonucunda, yabancı hayır ve yardım kurumlarının bağışlayacağı mal ve hizmetle ilgili alımlarında, KDV uygulamasına yönelik usul ve esasları belirten yazının ilgili kuruluş tarafından onaylı bir örneği satıcılara verilmek suretiyle, satıcılar tarafından düzenlenecek fatura ve benzeri belgede KDV’nin tahsil edilmemesi
sağlanır.

Bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.

1.5. Türkiye’de Faaliyet Gösteren Uluslararası Kuruluşlar ile Bu Kuruluşlara Bağlı Program, Fon, Temsilcilik ve Özel İhtisas Kuruluşlarına Yapılan Teslim ve Hizmetler

KDV Kanununun Geçici 26 ncı maddesinde; ev sahibi hükümet anlaşmaları veya ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar ile bu kuruluşlara bağlı program, fon, temsilcilik ve özel ihtisas kuruluşlarının sosyal ve ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal teslimi ve hizmet ifaları, bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin bunlara teslim ve ifası; ilgili kurum, temsilcilik, program, fon ve özel ihtisas kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içinde KDV’ den istisna tutulmuştur.

Ev sahibi hükümet anlaşmaları veya ülkemizin taraf olduğu diğer anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar ile bu kuruluşlara bağlı program, fon, temsilcilik ve özel ihtisas kuruluşlarının;

  • Sosyal ve ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal teslimi ve hizmet ifaları,
  • Bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin bunlara teslim ve ifası,bu kuruluşların Türkiye’deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içerisinde istisna kapsamındadır.

Bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilebilir.

1.6. Milli Eğitim Bakanlığına Bilgisayar ve Donanımlarının Bedelsiz Teslimleri ile Bunlara İlişkin Yazılım Teslimi ve Hizmetleri

KDV Kanununun Geçici 23 üncü maddesinde; Millî Eğitim Bakanlığına bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri ile bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri, bu mal ve hizmetlerin bağışı yapacak olanlara teslim ve ifası 31/12/2023 tarihine kadar KDV’den istisna tutulmuştur.

Bu istisna;

  • Bilgisayar ve donanımları ile bunlara ilişkin yazılımların Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarına bedelsiz olarak teslimi ve/veya ifası ile
  • Bu mal ve hizmetlerin bağışını yapacak olanlara teslim ve/veya ifasında,geçerlidir.

Bu kapsamda, bilgisayar donanımları (mouse, klavye, antivirüs programları, data kablosu, montaj kablosu gibi), internet ve network ürünleri (modem, switch, kablolama), tarayıcı gibi ürünler ile işletim sistemi ve güvenlik yazılımlarının Milli Eğitim Bakanlığına (okul aile birliği dahil) bedelsiz teslimi ve/veya ifası ile bedelsiz teslimi yapacak olanlara teslimi ve/veya ifasında KDV uygulanmaz.

Bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.

III. DİĞER VERGİ KANUNLARI UYGULAMALARI

1. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanunu Kapsamında Bedelsiz Teslimler

1.1. Kamu Kurumlarına Bedelsiz Mal Teslimlerinde ÖTV İstisnası

Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, ÖTV mükelleflerince (IV) sayılı listede yer alan malların (çamaşır makinası, bulaşık makinası, buzdolabı, cep telefonu vb.) genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz olarak teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithalinin vergiden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

İstisna uygulamasında, (IV) sayılı listede yer alan malların istisnadan yararlananlara bedelsiz olarak teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithali esastır. Sözü edilen mallar için nakdi veya ayni herhangi bir bedel ödenmesi halinde ÖTV istisnası uygulanmaz.

Söz konusu malların istisnadan yararlananlara tesliminde düzenlenecek faturalarda herhangi bir bedel gösterilmemesi şartıyla ÖTV hesaplanmaz.Gümrük idarelerince, ithal işlemlerini yapanlardan, ithal edilen malların
istisnadan yararlanan kurumlarca bedelsiz edinildiğini gösteren belgeler aranır. Yurt içi teslimlerde de mükelleflerce, istisnadan yararlanan kurumlardan sözü edilen malların bedelsiz edinildiğine dair bir yazı istenir.
ÖTV mükellefleri, bu istisna kapsamındaki teslimlerine ilişkin düzenlenen faturaya “ÖTV Kanununun (7/5) Maddesi Kapsamında İstisna Olduğundan
ÖTV Hesaplanmamıştır.” şerhini ekler.

Bu kapsamda istisna uygulanan teslimlere ilişkin olarak, istisnadan yararlanan kurum yazısı ile faturanın aslının aynı olduğu işletme yetkililerince imzalanarak ve kaşe tatbik edilerek onaylanmış fotokopisi bir dilekçe ekinde vergi dairesine ibraz edilir.

1.2. Tasfiyelik Malların Kamu Kurumlarına Bedelsiz Teslimlerinde ÖTV İstisnası

Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi hükmüne göre, (I) sayılı listede yer alan malların, Gümrük Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin tabii afetler, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri olağanüstü durumlarda genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 16/A maddesi uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin bu bentte sayılanlara bedelsiz teslimi vergiden müstesnadır.

Bu istisna, (I) sayılı listede yer alan malların Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz tesliminde ve Gümrük Kanunu uyarınca tabii afetler, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri olağanüstü durumlarda yukarıda sayılanlara bedelsiz tesliminde uygulanabilir. Dolayısıyla bu amaçla yapılan teslimlerde ÖTV mükelleflerince herhangi bir bedel alınması halinde, söz konusu istisna uygulanamaz.

2. Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Kapsamında Bağış ve Yardımlar

2.1. İvazsız İntikalin Tanımı ve Vergiye Tabi Tutulması

İvazsız intikal tabiri, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade eder.

Maddi ve manevi bir zarar mukabili verilen tazminatlar ivazsız sayılmaz.

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların;

  • Veraset tarikiyle veya
    ● Herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda, bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabidir.

Bu vergi, Türk tabiiyetinde bulunan şahısların ecnebi memleketlerde aynı yollardan iktisap edecekleri mallara da uygulanır.

2.2. Veraset ve İntikal Vergisinden Muaf Olan Şahıslar

Aşağıda yazılı şahıslar kendilerine yapılan bağışlar nedeniyle veraset ve intikal vergisinden muaftır;

  • Amme idareleri, emekli ve yardım sandıkları, sosyal sigorta kurumları, umumi menfaate hadim cemiyetler, siyasi partiler ve bunlara ait olan veya bunların aralarında kurdukları teşekküllerden kurumlar vergisine tabi olmayanlar,
  • Yukarıda sayılanlar dışında kalan hükmi şahıslara ait olup umumun istifadesi için ilim, araştırma kültür, sanat, sıhhat, eğitim, din, hayır, imar, spor gibi maksatlarla kurulan teşekküller.

Bu şahısların statüleri gereğince maksatları içinde usulüne uygun olarakyaptıkları yardımlardan veraset ve intikal vergisi alınmaz.

3. Harçlar Kanununda Bağış ve Yardımlara İlişkin Düzenlemeler

3.1. Noter Harçları

492 sayılı Kanunun 38 inci maddesi gereğince, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıfların kuruluş muameleleriyle bu vakıflara yapılacak bağışlamalar noter harçlarına tabi tutulmaz.

3.2. Tapu ve Kadastro Harçları

492 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi gereğince;

  • Genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylere,
  • Kamu menfaatlerine yararlı dernekler ile Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara,gayrimenkullerin ve sair ayni hakların bağışlanması nedeniyle yapılacak tescil ve şerh işlemlerinde tapu ve kadastro harçları alınmaz.

3.3. Konsolosluk Harçları

492 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin (f) bendi gereğince, yurt dışından Türkiye’deki kurum ve kuruluşlara hibe olarak yardım amacıyla gönderilecek mal, malzeme, araç ve gereçler için konsolosluklarda düzenlenecek hibe senetlerinden konsolosluk harcı alınmamaktadır.

4. Belediye Gelirleri Kanunu Kapsamında Bina İnşaat Harcından İstisna Olan Bina İnşaatları

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Ek 2 nci maddesinde bina inşaat harcından istisna olan bina inşaatları düzenlenmiştir.

Ek 2 nci maddenin (g) bendinde; karşılık gözetmeksizin Devlete devrolunmak şartıyla inşa edilen okullar ve öğrenci yurtları bina inşaat harcından istisna tutulmuştur.

5. Damga Vergisi Kanununda Bağış ve Yardımlara İlişkin Düzenlemeler

488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun;

  • “I-Resmi işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün “C) Kişilerden resmi dairelere verilen kağıtlar” alt başlıklı bölümünün (13) numaralı fıkrası gereğince; umumi hayata müessir afetler dolayısıyla alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlara dair kanundan faydalanacak kişiler tarafından verilecek taahhütname, beyanname ve akdedilecek
    mukaveleler ile yabancı memleketlerden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca ithal olunacak her türlü alet, edevat ve malzemenin ithalinde düzenlenen kağıtlar, bağış ve yardım makbuzları,
  • “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (55) numaralı fıkrası gereğince, genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, belediyelere ve köylere yapılacak bağışlara ilişkin olarak ilgili idare ile bağışlayanlar arasında düzenlenen kağıtlar

damga vergisinden istisnadır.

 

 


Kaynak: GİB VERGİ MEVZUATI YÖNÜNDEN BAĞIŞ VE YARDIMLAR REHBERİ – 16.2.2023
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/vergi-mevzuati-yonunden-bagis-ve-yardimlar-rehberi-gib/feed/ 0
2023 Mütekabiliyet esası gereğince oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişilerin SGK Primi https://www.muhasebenews.com/2023-mutekabiliyet-esasi-geregince-oturma-izni-almis-yabanci-ulke-vatandaslarindan-yabanci-bir-ulke-mevzuati-kapsaminda-sigortali-olmayan-kisilerin-sgk-primi/ https://www.muhasebenews.com/2023-mutekabiliyet-esasi-geregince-oturma-izni-almis-yabanci-ulke-vatandaslarindan-yabanci-bir-ulke-mevzuati-kapsaminda-sigortali-olmayan-kisilerin-sgk-primi/#respond Sat, 07 Jan 2023 07:55:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=136744 2023 Mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla, oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişilerin SGK Primi

5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında olanların ödeyecekleri genel sağlık sigortası primi;

10.008,00 TL x 2 = 20.016,00 TL x % 12 = 2.401,92 TL,

Olacaktır.


5510 – SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU

Genel sağlık sigortalısı sayılanlar

MADDE 60- (Değişik: 17/4/2008-5754/38 md.)

İkametgahı Türkiye’de olan kişilerden;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,

2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,

b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,

c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;

1) Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar ile gelir tespiti yapılmaksızın genel sağlık sigortalılığı ya da bakmakla yükümlü olduğu kişi bulunmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklar,[97]

2) (Değişik: 4/4/2013-6458/123 md.) Uluslararası koruma başvurusu veya statüsü sahibi ve vatansız olarak tanınan kişiler,

3) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

4) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişiler,

5) 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

6) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

7) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler ile ana ve babası olmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklar,[98]

8) Harp malûllüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlar,

9) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun (…)[99] ek 16 ncı maddesine göre aylık alan kişiler,(97)

10) 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

d) Mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla, oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişiler,

e) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanun gereğince işsizlik ödeneği, Esnaf Ahilik Sandığı ödeneğinin ve ilgili kanunları gereğince kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılan kişiler,[100]

f) Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık alan kişiler,

g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar,

genel sağlık sigortalısı sayılır.

6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir alması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer bentler gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi dışındaki bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.

6 ncı maddenin birinci fıkrasının (e) ve (l) bentleri kapsamında olanlar, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan hükümlü ve tutuklular, birinci fıkranın (d) bendi kapsamına girenlerden Türkiye’de bir yıldan kısa süreyle yerleşik olanlar, (f) bendi kapsamında olup mülga 30/5/1978 tarihli ve 2147 sayılı ve 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı kanunlara göre borçlanarak aylık bağlanan kişilerden ise Türkiye’de ikamet etmeyenler genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.[101]

Birinci fıkranın (d) ve (g) bentlerinin uygulanmasında evli olanlar için, eşlerden hangisinin bu maddeye göre genel sağlık sigortalısı, hangisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olacağının tespiti kendi tercihlerine bırakılır. Diğer bentler gereği eşlerin her ikisinin de genel sağlık sigortalılık şartlarının oluşması halinde her ikisi de ayrı ayrı genel sağlık sigortalısı sayılır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kanunları gereğince bir yıldan fazla aylıksız izin kullanan eşler, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır.

Bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi ile 80 inci maddede belirtilen aile; aynı hane içerisinde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşur.

(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/34 md.; Değişik: 21/5/2013-6486/1 md.) Ülkemizde öğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler birinci fıkranın (d) bendindeki ve 52 nci maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesindeki şartlar aranmaksızın ilk kayıt tarihinden itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları hâlinde genel sağlık sigortalısı olurlar. Bu sürede talepte bulunmayanlar hakkında öğrenimleri süresince genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz. Kendilerince 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının üçte birinin 30 günlük tutarı üzerinden genel sağlık sigortası primi ödenir.

(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/34 md.) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca avukatlık stajı yapmakta olanlardan bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar staj süresi ile sınırlı olmak üzere genel sağlık sigortalısı sayılır. Bu şekilde genel sağlık sigortalısı sayılanların genel sağlık sigortası primleri Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının %6’sıdır. Bu primler Türkiye Barolar Birliği tarafından ödenir.

(Ek fıkra: 21/5/2013-6486/1 md.) 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerine göre hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişilerden genel sağlık sigortalısı olmayan ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamına da girmeyen veya genel sağlık sigortası kapsamında olup sağlık yardımlarından yararlanamayanlar, bu hâllerin devamı süresince gelir tespiti yapılmaksızın birinci fıkranın (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.

(Ek fıkra: 27/6/2013-6494/28 md.) 29/7/2002 tarihli ve 4769 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu kapsamına göre hizmet öncesi eğitime alınanlar, eğitim gördükleri süre içinde genel sağlık sigortalısı sayılırlar. Bu kişilerin genel sağlık sigortası primleri, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı üzerinden Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bu kişilerin, 3 üncü maddenin birinci fıkrasının (10) numaralı bendine göre tespit edilecek eş ve çocukları ile ana ve babaları da bakmakla yükümlü olunan kişi sıfatıyla genel sağlık sigortasından yararlandırılır.

(Ek fıkra: 29/1/2016-6663/26 md.) Ana veya babası üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişi sayılmayanlardan; lise ve dengi öğrenimden mezun olanlar 20 yaşını, yükseköğrenimden mezun olanlar ise 25 yaşını geçmemek ve bakmakla yükümlü olunan kişi ya da bu maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde sayılanlar hariç genel sağlık sigortalısı olmamak şartıyla mezun oldukları tarihi izleyen günden itibaren iki yıl süreyle gelir tespiti yapılmaksızın birinci fıkranın (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.

(Ek fıkra: 2/1/2017-KHK-681/74 md.; Değiştirilerek kabul: 1/2/2018-7073/73 md.) Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar askere sevk tarihi ile terhis tarihi arasında, yedek subay öğrencileri ve adayları askere sevk tarihi ile yedek subay nasıp tarihi arasında, yedek astsubay öğrencileri ve adayları askere sevk tarihi ile yedek astsubay nasıp tarihi arasında, genel sağlık sigortalısı olmayan yedek personelden seferberlik tatbikatları veya eğitimleri maksadıyla silah altına alınanlar tatbikat ve eğitim sevk tarihi ile terhis tarihi arasında, askeri öğrenci adayları ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi öğrenci adayları ise intibak eğitimine başladıkları tarih ile yemin ettikleri tarih arasında, devre kaybeden askerî öğrenciler ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi öğrencileri devre kaybettikleri sürelerde primleri ilgili kamu idaresi tarafından karşılanmak suretiyle genel sağlık sigortalısı sayılır. Bu sürenin hesabında, mevzuatı uyarınca askerlik hizmet süresinden sayılmayan haller (disiplin kurulları tarafından verilen cezalar ve sağlık sebepleri hariç) dikkate alınmaz. Bu kapsamda genel sağlık sigortalısı sayıldıkları sürece bu maddenin diğer fıkraları kapsamında genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.[102][103][104]

(Ek fıkra: 2/1/2017-KHK-681/74 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7073/73 md.) Uluslararası Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmaları kapsamında Türkiye’de eğitim ve öğretim gören yabancı uyruklu misafir askeri personel ile bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinden, söz konusu anlaşmada sağlık hizmeti giderleri, kabul eden devlet tarafından karşılanacağı hüküm altına alınanlar genel sağlık sigortalısı sayılır.[105]

(Ek fıkra: 2/1/2017-KHK-681/74 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7073/73 md.) Uluslararası Eğitim İşbirliği Anlaşmaları kapsamında Türkiye’de Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığında eğitim ve öğretim gören yabancı uyruklu misafir personel ile bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinden, söz konusu anlaşmada sağlık hizmeti giderleri, kabul eden devlet tarafından karşılanacağı hüküm altına alınanlar genel sağlık sigortalısı sayılır.(103)

 


Kaynak: 5510 Sayılı Kanun, TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2023-mutekabiliyet-esasi-geregince-oturma-izni-almis-yabanci-ulke-vatandaslarindan-yabanci-bir-ulke-mevzuati-kapsaminda-sigortali-olmayan-kisilerin-sgk-primi/feed/ 0
Ortaklar tarafından nakden ödenen sermayeden, yeniden değerleme fonlarından, geçmiş yıl kârından ayrılan olağanüstü yedek akçeden ve vergiden istisna edilen gayrimenkul satışından elde edilen kazançtan oluşan ödenmiş sermaye tutarından geçmiş dönem ve cari yıl zararına mahsup edilmesi ile yapılan sermaye azatlımı işleminin vergi mevzuatı karşısındaki durumu https://www.muhasebenews.com/ortaklar-tarafindan-nakden-odenen-sermayeden-yeniden-degerleme-fonlarindan-gecmis-yil-karindan-ayrilan-olaganustu-yedek-akceden-ve-vergiden-istisna-edilen-gayrimenkul-satisindan-elde-edilen-kazancta/ https://www.muhasebenews.com/ortaklar-tarafindan-nakden-odenen-sermayeden-yeniden-degerleme-fonlarindan-gecmis-yil-karindan-ayrilan-olaganustu-yedek-akceden-ve-vergiden-istisna-edilen-gayrimenkul-satisindan-elde-edilen-kazancta/#respond Sat, 01 Jan 2022 06:16:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117143

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

62030549-125[9-2012/58]-3132

05/12/2012

Konu

:

Ortaklar tarafından nakden ödenen sermayeden, yeniden değerleme fonlarından, geçmiş yıl kârından ayrılan olağanüstü yedek akçeden ve vergiden istisna edilen gayrimenkul satışından elde edilen kazançtan oluşan ödenmiş sermaye tutarından geçmiş dönem ve cari yıl zararına mahsup edilmesi ile yapılan sermaye azatlımı işleminin vergi mevzuatı karşısındaki durumu

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, Şirketinizin 31/12/2011 tarihli bilançosunda gösterilen 48.710.000,00-TL tutarındaki ödenmiş sermayenin 44.799.994,00-TL kısmının ortaklar tarafından nakden ödenen sermayeden, 785.958,00-TL kısmının 2000 hesap döneminden önce sabit kıymetlerin yeniden değerlemesi sonucu oluşan yeniden değerleme fonlarının sermayeye ilave edilmesinden, 15.281,00-TL tutarındaki kısmının 1995 hesap dönemi kârından ayrılan olağanüstü yedek akçenin 1997 hesap döneminde sermayeye ilave edilmesinden, 3.108.767,00-TL kısmının ise vergiden istisna edilen gayrimenkul satış kazancının 21/04/2003 tarihinde sermayeye ilave edilmesinden oluştuğu, bilançoda yer alan 47.503.460,00-TL tutarındaki geçmiş dönem ve cari yıl zararlarının 37.000.000,00-TL’lik kısmının sermaye azaltımı yoluyla ödenmiş sermaye tutarından karşılanacağı ve bu işlem sırasında ortaklara herhangi bir ödeme veya kazanç dağıtımının yapılmayacağı belirtilerek sermaye azaltımı işleminin vergi mevzuatı karşısındaki durumu ile ilgili olarak Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı belirtilmiştir.

            Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde, maddede belirtilen kişi ve kurumların bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dâhil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

            Menkul sermaye iratları açısından vergiyi doğuran olay niteliğinde olan hukuki ve ekonomik tasarrufun gerçekleşmesinde, gelirin sahibi tarafından talep edilebilir hale gelmesi anlamına gelen hukuki tasarruf aşaması, gelirin istendiği anda sahibine ödenecek hale gelmesi anlamına gelen ekonomik tasarruf aşamasınca izlenmekte olup söz konusu menkul sermaye iradı gelirinin fiilen tahsil edilip edilmemesi gelirin elde edilmesine etki etmemektedir.

            Şirketlerin kâr dağıtımına ilişkin esaslarını düzenleyen Türk Ticaret Kanununun 364 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi uyarınca anonim şirketlerde kâr dağıtma yetkisi genel kurula; 536 ncı maddesi uyarınca da kâr dağıtımı yetkisi, ortak sayısı 20 den fazla olan limited şirketlerde ortaklar genel kuruluna, ortak sayısı 20 ve daha az olan limited şirketlerde de ortakların yazılı kararına bırakılmıştır.

            Aynı Kanunun yedek akçelerle ilgili hükümlerine 466-469 uncu maddelerinde yer verilmiş olup 470 inci maddesinde ise kâr payının sadece safi kârdan ve bu amaçla ayrılmış olan yedek akçelerden dağıtılabileceği belirtilmiştir.

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin Mülga (5024 Sayılı Kanunun 2 inci maddesiyle değişmeden önceki başlık) “Yeniden Değerleme” başlıklı bölümünün birinci fıkrasının;

            (4) numaralı bendinde, “… Mükellefler değer artışını, pasifte özel bir fon hesabında gösterirler. Kurumlar vergisi mükellefleri, değer artışının tamamını sermayelerine ilave edebilirler. Bu suretle sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak kabul edilir. Değerleme yapılan kuruma iştirak eden işletmelerin aktifinde bu nedenle meydana gelen artışlar ise pasifte özel bir karşılık hesabında gösterilir ve bu karşılık sermayenin cüzü addolunur. Karşılık hesabında gösterilen değer artışı kurumlar tarafından sermayeye eklenebilir. Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.”

            (7) numaralı bendinde ise “Değer artış fonu, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tutulur. Gelir vergisi mükelleflerince ayrılan değer artış fonu başka bir hesaba aktarılamaz; aktarılması veya sermayeye ilave edilmesi halinde işletmeden çekilen değer olarak kabul edilir.”

            hükmü yer almıştır.

            Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 1 inci maddesinin (10) numaralı bendinde, bu Kanunun yürürlüğünden önceki dönemler itibarıyla 5422 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.

            5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun Geçici 28 inci maddesinde,

            “a) 1.1.1999 – 31.12.2004 tarihleri arasında(1) uygulanmak üzere, tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmı, kurumlar vergisinden müstesnadır. Şu kadar ki, vadeli satış halinde, satışın yapıldığı hesap dönemini takip eden ikinci hesap döneminin sonuna kadar tahsil edilen kazançların tutarı, ilgili yıl kurum kazancından indirilir. Bu tarihten sonra yapılacak tahsilat için bu hüküm uygulanmaz. İlk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin olduğu kabul edilir.

            …

            Sermayeye eklenen bu kazançların beş yıl içinde herhangi bir suretle işletmeden çekilmesi veya bu süre içinde işletmelerin tasfiyesi halinde, bu kazançlar o yılın kazancı sayılarak vergiye tabi tutulur.

            …”

            hükmüne yer verilmiştir.

            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

            – Sermaye azaltımının, ortaklar tarafından nakden veya aynen yapılan ödemelerden karşılanması halinde, ortakların esas olarak işletmeye koydukları sermayeyi Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde geri almış olmaları nedeniyle mükellefiyet statüsüne bakılmaksızın vergilendirme işlemi yapılmayacaktır.

            – Ödenmiş sermayenin yeniden değerleme artış fonlarının sermayeye ilave edilmesinden kaynaklanan kısmının sermaye azaltımına konu edilmesi halinde, sermaye azaltımına konu edilen tutar üzerinden Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin Mülga “Yeniden Değerleme” başlıklı bölümünün birinci fıkrası uyarınca kurumlar vergisi hesaplanarak ödenmesi ancak sermayeye ilave edilen yeniden değerleme artış fonlarının geçmiş yıl veya cari dönem zararlarına mahsubunda nakden veya hesaben bir ödeme bulunmadığından kâr payı dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

            – Ödenmiş sermayenin kurumlar vergisinden istisna edilen ve 21/04/2003 tarihinde sermayeye ilave edilen gayrimenkul satış kazancından kaynaklanan kısmının sermaye azaltımına konu edilmesi halinde, söz konusu kazancın sermaye hesabında kalması için aranılan yasal süre olan beş yıllık sürenin dolmasından sonra yapılması nedeniyle, sermaye azaltımı yoluyla işletmeden çekilen bu tutar için kurumlar vergisi hesaplanmayacak ve geçmiş yıl veya cari dönem zararlarına mahsubu nedeniyle de vergi kesintisi yapılmayacaktır.

            – Ödenmiş sermayenin olağanüstü yedek akçenin sermayeye ilave edilmesinden kaynaklanan kısmının geçmiş yıl veya cari dönem zararlarına mahsubu suretiyle sermaye azaltımına konu edilmesi kâr payı dağıtımı olarak değerlendirilmeyeceğinden vergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

            Öte yandan, yapılacak olan sermaye azaltımında öncelikle değer artış fonu, gayrimenkul satış kazancı ve geçmiş yıl kârlarının işletmeden çekildiğinin kabulü gerekmekte olup azaltılan sermaye tutarı, değer artış fonu, gayrimenkul satış kazancı, geçmiş yıl kârları ve yedek akçe tutarından fazla ise fazlalığın, şirket ortakları tarafından nakit olarak konulan sermayeden kaynaklandığı kabul edilecektir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ortaklar-tarafindan-nakden-odenen-sermayeden-yeniden-degerleme-fonlarindan-gecmis-yil-karindan-ayrilan-olaganustu-yedek-akceden-ve-vergiden-istisna-edilen-gayrimenkul-satisindan-elde-edilen-kazancta/feed/ 0
Dövizli belirlenen yolcu garanti bedellerinin KDV mevzuatı karşısındaki durumu ile oluşan kur farklarına ilişkin fatura düzenlenmesine ilişkin açıklamalar https://www.muhasebenews.com/dovizli-belirlenen-yolcu-garanti-bedellerinin-kdv-mevzuati-karsisindaki-durumu-ile-olusan-kur-farklarina-iliskin-fatura-duzenlenmesine-iliskin-aciklamalar/ Thu, 28 Jan 2021 09:16:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102722 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

27575268-105[215-2018-288]-E.375281

21.09.2018

Konu

:

Sözleşme hükümleri uyarınca yabancı para cinsinden ödenen yolcu garanti bedellerinin KDV mevzuatı karşısındaki durumu ile oluşan kur farklarına ilişkin belge düzeni hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eki dilekçenizin tetkikinden;

– … Projesinin Yap-İşlet-Devret Modeli ile gerçekleştirilmesine yönelik olarak düzenlenen “Uygulama Sözleşmesi”nin “İşletmeye Tahsis Edilen Gelirler ile Yolcu Garantisi” başlıklı (26/1) maddesi gereğince görevli şirkete “Yolcu Garanti Bedeli” ödendiği,

– Sözleşmenin söz konusu maddesinde, “…

Bu süre içinde görevli şirkete aktarılmak üzere; aşağıda dökümü verilen yolcu sayısı garantisi kapsamında, … il sınırları dışına ve her yöne olmak üzere … setlerini kullanan … çıkışlı yolcu başına … + KDV, her yıl için takip eden yılın Mayıs ayı içerisinde (KDV İdarece T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru karşılığı TL olarak) ödenecektir…” hükmünün yer aldığı,

– …nın 29/10/2016 tarihinde açılarak işletme dönemi ile birlikte hizmet vermeye başladığı, birinci yılın tamamlanmasını müteakip adı geçen işletici şirket tarafından 30/10/2017 tarih ve … sayılı faturanın tanzim edilerek, 30/10/2016-29/10/2017 tarihleri arasında toplam … yolcu sayısı karşılığında, yukarıda yer verilen sözleşme hükmü gereğince, … (T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru=3,8243 TL) üzerinden … TL tahakkuk ettirildiği,

– Söz konusu faturada, sözleşme gereği ödenmesi öngörülen her yolcu başına … üzerinden hesaplanan toplam döviz tutarının, faturanın düzenlendiği tarihteki kur üzerinden muhasebeleştirilerek sözleşme gereği 2018 yılının Mayıs ayı içerisinde ödenmek üzere ilgili muhasebe hesabına alındığı,

– İşletici şirket tarafından, söz konusu faturanın döviz cinsinden bir fatura olduğu, faturada Türk parası karşılığı gösterilmesinin Vergi Usul Kanunu mevzuatı gereği olduğu, sözleşmeden doğan borcun döviz cinsinden olduğu ve ödemenin ilgili döviz cinsinden veya ödeme tarihindeki rayiç kurdan yapılması gerektiği gerekçesiyle, fatura düzenleme tarihinden ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar şirketleri lehine oluşan kur farkları için de adınıza fatura düzenleneceğinin bildirildiği, ancak söz konusu sözleşmede, ödemenin o günkü döviz kuru üzerinden hesaplanarak ödenebileceğine dair herhangi bir hükmün yer almaması nedeniyle, işletici şirket tarafından Kurumunuzdan talep edilen kur farkının ödenmesinde tereddüt hasıl olduğu,

– Sözleşme hükümleri uyarınca, her yolcu başına … üzerinden hesaplanarak işletici şirkete yapılacak olan yolcu garanti bedeli ödemelerine ilişkin olarak tanzim olunan faturanın, düzenlendiği tarihteki kur üzerinden TL olarak tahakkuk ettirilmesi ve sözleşme gereği 2018 Mayıs ayında ödeneceğinin kabul edilmesi durumunda, söz konusu faturanın döviz cinsinden düzenlemiş bir fatura olup olmadığı, ödeme ve belgelendirmenin ne şekilde yapılması gerektiği hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği

anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 215 inci maddesinde1. Bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir.

2. a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.

“,

– 229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.“,

– 232 nci maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tesbit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (2018 yılı için 1.000,-TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2018 yılı için 1.000,-TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.“,

– 280 inci maddesinde; “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır.

Yabancı paranın borsa rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur.

Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir…

hükümleri bulunmaktadır.

Ayrıca, 130 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 217 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtildiği üzere, değerleme günü itibariyle Bakanlığımızca kur ilan edilmediği durumlarda T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların yapılacak değerlemede esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanacağı tabiidir.

Bu bağlamda, Vergi Usul Kanunu uygulamasında, döviz cinsinden veya dövize endeksli işlemlere ilişkin olarak;

– Düzenlenen sözleşmede döviz kurunun taraflarca belirlenmiş olması halinde, (avans olarak yapılan ödemeler dahil) düzenlenecek satış faturalarında Türk Lirası karşılığının gösterilmesi şartıyla, sözleşmede belirlenen döviz kuru üzerinden ilgili bedel Türk Lirasına çevrilerek defter kayıtlarına geçirilmektedir.

– Düzenlenen sözleşmede döviz kurunun taraflarca belirlenmemiş olması halinde, satış faturasında yer alan bedel T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek defter kayıtlarına geçirilmektedir.

– Fatura düzenleme tarihinden, ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar satıcı lehine oluşan kur farkları için satıcı tarafından alıcı adına, satıcı aleyhine oluşan kur farkları için ise mükellefiyeti bulunmasına bağlı olarak alıcı tarafından satıcı adına fatura düzenlenmekte; kur farkının hesaplanmasında, kayıtlara ilgili borcun kaydedildiği kur ile ödemenin yapıldığı günkü kur arasındaki fark esas alınmaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;

1- Kurumunuz ile görevli şirket arasında döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmiş işlem bedellerine ilişkin olarak

– Döviz kurunun taraflarca belirlenmiş olması halinde, faturada belirlenen döviz kuru üzerinden ilgili bedelin Türk Lirası karşılığına da yer verilmesi,

– Döviz kurunun taraflarca belirlenmemiş olması halinde, faturalarda ilgili bedelin T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığına da yer verilmesi

gerekmektedir.

2- Döviz kurunun belirlenmemiş olduğu bu türden işlemlere ilişkin olarak, fatura düzenleme tarihinden ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar aleyhinize oluşan kur farkı için görevli şirketin, lehinize oluşan kur farkları için ise Kurumunuzun, tahakkuk eden kur farkı gelirlerini 213 sayılı Kanuna uygun olarak belgelendirmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB ÖZelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
Tahakkuk ettirilen sigorta komisyon gelirleri sonraki yıl iptal edilirse gider yazabilir miyim? https://www.muhasebenews.com/tahakkuk-ettirilen-sigorta-komisyon-gelirleri-sonraki-yil-iptal-edilirse-gider-yazabilir-miyim/ https://www.muhasebenews.com/tahakkuk-ettirilen-sigorta-komisyon-gelirleri-sonraki-yil-iptal-edilirse-gider-yazabilir-miyim/#respond Thu, 14 Feb 2019 15:00:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=46754

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

  Sayı : 11395140-105[VUK1-19771]-1050064 22.11.2018 Konu : Tahakkuk ettirilen komisyon tutarının vergi mevzuatı açısından durumu.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketinizin sigorta acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, bireysel emeklilik şirketinden her bireysel emeklilik sözleşmesi için yıllık gelir tutarı esas alınarak sözleşme şartlarına ve komisyon oranına göre avans komisyonu adı altında komisyon elde edildiği, şirket ile yapılan sözleşme gereği tahakkuk ettirilen tutarların hak edilebilmesi için her müşterinin 48 ay boyunca sistemde kalması gerektiğini, bu süre içerisinde müşterinin herhangi bir zaman diliminde bireysel emeklilik sigorta sisteminden çıkmak istemesi halinde acentenin sözleşme başlangıcında tahakkuk ettirilen komisyon geliri tutarının 48 aylık süre şartına göre kalan kısmı kadar iptal komisyonu olarak kesildiğini, müşterinin 48 ay sistemde kalması halinde komisyon tutarının tamamını hak ettiklerini belirterek, bu durumda alınan komisyon bedelinin dönemsellik ilkesine göre değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari kazancın tarifi” başlıklı 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş olup ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 38 inci maddesinde bilanço esasına göre ticari kazancın teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip ve sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile anılan kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükümlerine yer verilmiştir.

Kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi gereğince işletmenin sürekli kabul edilen ömrü belli dönemlere bölünür ve her dönemin faaliyet sonuçları diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanır. Gelir ve giderler tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilerek hasılat, gelir ve karlar aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılır.

Tahakkuk, gelir ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Tahakkuk esasında, geliri doğuran muamelelerin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması, gelirin elde edilmiş sayılması için yeterlidir. Diğer bir ifade ile tahakkuk esasında vergilendirme yapılabilmesi için, alacak hakkının doğmuş olması gerekir. Gerek hasılat gerekse giderlerin hangi hesap dönemine ilişkin olduğunun tespiti açısından hasılatın tahsil edilip edilmediğinin, giderlerin ise ödenmiş olup olmadığının bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, sigorta şirketi ile şirketiniz arasındaki sözleşme kapsamında düzenlediğiniz bireysel emeklilik sigorta sözleşmelerine ilişkin komisyon geliri söz konusu sigorta sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibarıyla miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş yani tahakkuk etmiş olacağından, söz konusu tutarların, bu tarih itibarıyla kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, bireysel emeklilik sigortası sözleşmesi yapan müşterilerin 48 aylık süre içerisinde sistemden ayrılması halinde ise 48 aylık sürenin kalan kısmına isabet eden ve yapılan sözleşmeye istinaden iptal edilen komisyon tutarlarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı tabiidir.

 

 

 

 

 

 


Kaynak:GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Yurt dışındaki satıcıya düzenlenen ciro primi (credit note) için fatura kesilir mi?

 

Word belgesiyle düzenlenen credit notu hasılattan indirebilir miyiz?

 

Noterden onaylatacağımız İrsaliyeli faturaya istediğimiz sıra numarasını verebilir miyiz?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/tahakkuk-ettirilen-sigorta-komisyon-gelirleri-sonraki-yil-iptal-edilirse-gider-yazabilir-miyim/feed/ 0
Dairenin maliyet bedelinin belediye rayiç bedelden düşük olması vergi mevzuatı açısından sorun teşkil eder mi? https://www.muhasebenews.com/dairenin-maliyet-bedelinin-belediye-rayic-bedelden-dusuk-olmasi-vergi-mevzuati-acisindan-sorun-teskil-eder-mi/ https://www.muhasebenews.com/dairenin-maliyet-bedelinin-belediye-rayic-bedelden-dusuk-olmasi-vergi-mevzuati-acisindan-sorun-teskil-eder-mi/#respond Sat, 09 Feb 2019 11:20:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=41838 Kat karşılığı inşaat işlerinde, arsa sahibine kesilecek olan faturalarda matrah; dairenin maliyet bedelinin Belediye rayiç bedelden düşük olması Vergi Mevzuatı açısından sorun teşkil eder mi ?
(17.12.2018 15:36)

Maliyet bedeli VUK 262. maddesinde aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Belediye rayiç bedeli Emlak vergisi için belirlenen bedeldir. VUK 262. Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferrik bilumum giderlerin toplamını ifade eder.

 


Kaynak:ISMMMO
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebe News veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Aldığım dairenin kapı numarası değişirse vergi mi ödeyeceğim?

 

İmar Barışı – Hangi yapılar için İmar Barışına başvuru yapılır? Soru – Cevap

 

İmar Barışı Soru – Cevap

 

Hisse senetlerinin iktisap bedelinin tevsik edilememesi halinde değeri nasıl bulunur?

 

YEVMİYE MADDESİ

 

Ortalama Döviz Kuru Programı

 

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/dairenin-maliyet-bedelinin-belediye-rayic-bedelden-dusuk-olmasi-vergi-mevzuati-acisindan-sorun-teskil-eder-mi/feed/ 0