Matrahından – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 22 Feb 2024 13:17:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Eğitim ve Sağlık Harcamalarının Gelir Vergisi Matrahından İndirilebilme Şartları Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/egitim-ve-saglik-harcamalarinin-gelir-vergisi-matrahindan-indirilebilme-sartlari-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/egitim-ve-saglik-harcamalarinin-gelir-vergisi-matrahindan-indirilebilme-sartlari-nelerdir/#respond Thu, 22 Feb 2024 13:17:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149351 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Diğer İndirimler” başlıklı 89 uncu maddesinde yer alan düzenlemeye göre; yıllık gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen gelirlerden bazı indirimlerin yapılması mümkün bulunmaktadır.

Gelir vergisi matrahının tespitinde beyanname üzerinden indirimlerin yapılabilmesi için;
• Gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen bir gelirin bulunması,
• Eğer indirim yapılabilmesi şarta bağlanmış ise ilgili şartların yerine getirilmesi
gerekmektedir.

İndirim konusu yapılacak harcamaların, beyan edilen gelirin yetersizliği sonucu gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınamaması durumunda indirim konusu yapılamayan tutarın takip eden yıllara indirim olarak devri söz konusu değildir.

İndirim hakkından, gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden mükellefler yararlanabilmektedirler. Bu nedenle ticari, zirai ve serbest meslek kazanç sahipleri yanında, ücret, gayrimenkul ve menkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratları dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi veren mükelleflerin de bu uygulamadan yararlanması mümkündür.

Vergiye tabi gelir elde eden ancak geliri;

• İstisna tutarı içinde kalanlar veya

• Nihai olarak tevkifat suretiyle vergilendirilenler,

yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerinden yıl içinde yapmış oldukları indirime konu harcamaları, gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alamayacaklardır.

Eğitim ve Sağlık Harcamalarının Gelir Vergisi Matrahından İndirilebilme Şartları Nelerdir?

Eğitim ve sağlık harcamalarının;

• Beyan edilen gelirin %10’unu aşmaması,
• Türkiye’de yapılması,
• Gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel
kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi,
• Mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocukları için yapılması,
gerekmektedir.

GVK-85/2012-7 sayılı Gelir Vergisi Sirkülerinde, “çocuk” veya “küçük çocuk” tabirinden, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dahil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukların anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.

Eğitim ve Sağlık Harcamaları Gelir Vergisi Matrahının Tespitinde İndirime Nasıl Konu Edilebilir?

Eğitim ve sağlık harcamaları, beyan edilen gelirin %10’u ile sınırlı olarak beyanname üzerinden indirilmekte olup indirilemeyen kısım gelecek yıla devredilemez.

İndirime konu eğitim ve sağlık harcamalarının aynı takvim yılı içerisinde birlikte yapılması durumunda hem eğitim hem de sağlık harcamaları için ayrı ayrı beyan edilen gelirin %10’u tutarında indirim imkanı bulunmamaktadır.

Böyle bir durumda, eğitim ve sağlık harcamalarının toplam tutarının beyan edilen gelirin %10’u ile sınırlı olan kısmı, diğer şartların da sağlanması koşuluyla gelir vergisi beyannamesi üzerinden indirebileceklerdir.

Beyanname üzerinden indirilebilecek olan bu harcamaların; mükellefin kendisine, eşine ve küçük çocuklarına ait olması gerekmektedir. Eşlerin ve çocukların da ayrı gelir vergisi beyannamesi vermesi durumunda, vergilendirmede şahsilik ilkesi gereği eşlerin ve çocukların her biri beyan ettikleri gelirin %10’u ile sınırlı olarak eğitim ve sağlık harcamalarını kendi verecekleri beyannameleri üzerinden indirime konu edebileceklerdir.
Eğitim ve sağlık harcamaları, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınacaktır.

GVK-3/2003-3 sayılı Gelir Vergisi Sirkülerine göre, indirim konusu yapılacak tutarın hesaplanmasında beyan edilen gelir, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki tutardır.

İndirim Kapsamına Giren Eğitim Harcamaları Nelerdir?

255 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde eğitim giderleri;

• Eğitim ve öğretim kurumları, anaokulu, kreş ve dershanelere eğitim amacıyla yapılan ödemeler,
• Eğitim amaçlı kurs ücretleri,
• Okul servis ücretleri,
• Kitap ve kırtasiye alımları için yapılan harcamalar,
• Öğrencilerin özel yurtlarda ve pansiyonlarda kalmaları durumunda ödenen tutarlar,

olarak sayılmıştır.

Ancak, yabancı ülkelerdeki eğitim kurumlarına yapılan ödemeler, okullarda verilen ve bedeli ayrı olarak tespit edilen yemek hizmetine ilişkin harcamalar, okul aile birliği ve okul koruma derneklerine yapılan bağışlar ve gelir veya kurumlar vergisine tabi olmayan okullara ödenen eğitim ücretleri ile devlet okullarına ödenen harçlar eğitim giderleri kapsamına girmemektedir.

Örnek 1: Serbest meslek erbabı Doktor (A), üniversitede okuyan kızı için eşyalı olarak tutmuş olduğu daireye 2023 yılı içerisinde 150.000 TL kira ödemiştir. Eğitim harcaması olarak öğrencilerin özel yurt ve pansiyonlarda kalmaları durumunda ödenen tutarlar beyanname üzerinden indirime konu edilebileceğinden yapılan bu kira ödemesi eğitim harcaması olarak değerlendirilmeyecek ve indirim olarak dikkate alınmayacaktır.

Örnek 2: Kira gelirinden dolayı mükellef olan (B), Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano bölümünde okumaktadır. Eğitimin gerektirdiği enstrüman ihtiyacı nedeniyle 2023 yılında aldığı piyano için yapmış olduğu harcamayı, elde etmiş olduğu kira geliri nedeni ile yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi durumunda eğitim harcaması olarak yılık gelir vergisi beyannamesi üzerinden indirim konusu yapabilecektir.

İndirim Kapsamına Giren Sağlık Harcamaları Nelerdir?

255 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde sağlık giderleri;

* Teşhis ve/veya tedavi sürecinde yapılan;
• Muayene, tahlil, ameliyat, fizik tedavi ve hastane giderleri,
• İlaç, sağlık malzemesi, gözlük ve lens alımları gibi,

harcamalar olarak sayılmıştır.

Örnek 3: Ticari kazanç mükellefi (C), görme problemi nedeniyle optik cam ve optik çerçeve gözlük alımı yapmıştır. Mükellef (C)’nin yapmış olduğu harcama, sağlık harcaması kapsamında değerlendirildiğinden beyan edilen gelirin bulunması ve diğer şartların da sağlanması şartıyla beyanname üzerinden indirim konusu yapabilecektir.

Harcamanın Türkiye’de Yapılmasının Kapsamı Nedir?

Eğitim ve sağlık harcamalarının indirime konu olabilmesi için harcamaların Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerden yapılması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile indirime konu olan harcamaların gelir veya kurumlar vergisine tabi olmayan kişi veya kurumlardan yapılması halinde bu harcamalar beyanname üzerinden indirim konusu yapılamayacaktır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesi veya kendi özel kanunlarında yer alan hükümler uyarınca kurumlar vergisi muafiyeti tanınan kurumlardan yapılan harcamalar, indirime konu harcama olarak kabul edilmeyecektir. Diğer taraftan, tüzel kişilikleri itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi olmayan dernek ve vakıfların, kurumlar vergisi mükellefi olan iktisadi işletmelerinden sağlanan indirime konu mal ve hizmetler için yapılan harcamalar indirime konu olacaktır.

Örnek 4: Kira geliri elde eden mükellef (E)’nin, vakıf üniversitesinde öğrenim gören çocuğu için ödediği okul ücreti, anılan üniversitenin tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti olmaması nedeniyle indirime konu harcama olarak kabul edilmeyecektir.

Örnek 5: Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan (F) Derneğince açılan yabancı dil kurslarına katılanların ödedikleri kurs ücreti, bu kurs faaliyeti dolayısıyla derneğe bağlı oluşan iktisadi işletmenin kurumlar vergisi mükellefi olması nedeniyle indirime konu edilebilecektir.

Örnek 6: Serbest meslek erbabı avukat (G), KKTC’de bulunan üniversitede okuyan kızı için üniversiteye 400.000 TL ödeme yapmıştır. Mükellefin yapmış olduğu söz konusu eğitim harcaması, Türkiye’de yapılan bir harcama olmadığından beyanname üzerinden indirim konusu yapılamayacaktır.

Eğitim ve Sağlık Harcamalarının Tevsikine İlişkin Düzenlenen Belgelerde Gösterilen Hangi Tutar İndirim Hesabında Dikkate Alınır?

Gelir vergisi mükelleflerinin KDV mükellefi olup olmadıklarına bakılmaksızın nihai tüketici olarak gerçekleştirdikleri ve indirim konusu yapabilecekleri eğitim ve sağlık harcamaları, gelir vergisi matrahının tespitinde KDV dahil tutarı ile birlikte dikkate alınır.

Eğitim ve Sağlık Harcamalarına İlişkin Tevsik Edici Belgeler Nelerdir?

Mükelleflerin indirime konu harcamalarını, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinden alacakları; Vergi Usul Kanununda belirtilen fatura ve serbest meslek makbuzundan herhangi biri ile tevsik etmesi gerekmektedir.

Eğitim ve sağlık harcamaları bakımından yazar kasa fişleri (ÖKC) “tevsik edici belge’’ olarak kabul edilmemektedir.

Örnek 7: Kira geliri elde eden mükellef (H)’ye ödemiş olduğu ilaç bedeli karşılığında eczane tarafından yazar kasa fişi düzenlemiştir. Mükellef (H)’nin yapmış olduğu harcama, indirim kapsamında kabul edilen sağlık harcaması olmasına rağmen yazar kasa fişi tevsik edici belge olarak kabul edilmediğinden söz konusu sağlık harcaması beyanname üzerinden indirim konusu yapılamayacaktır.

Örnek 8: Kira geliri elde eden mükellef (I)’nın iki konutuna ait 2023 takvim yılı kira geliri toplamı 500.000 TL’dir ve beyana tabi başka geliri bulunmamaktadır.

Mükellef (I), kira gelirini götürü gider yöntemini seçerek beyan etmektedir. Mükellef (I), 2023 yılında oğlunun okul servis ücreti için 35.000 TL ve üniversitede okuyan kızı için özel yurt ücreti olarak 60.000 TL ödemiştir. Mükellef eğitim harcamalarını, Türkiye’de ve gelir veya kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerden yapmış ve bu harcamalar karşılığında faturasını almıştır.

Mükellef (I)’nın yapmış olduğu eğitim harcamalarının toplamının (35.000 + 60.000 = 95.000) beyan edilen gelirin %10’undan (407.150 X %10) fazla olması nedeniyle mükellef (I), eğitim harcaması olarak beyan edilen gelirin %10’u olan 40.715 TL’yi indirim
konusu yapabilir.

Mükellefin, yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden indirebilecek eğitim harcaması
aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Örnek 9: Birinci sınıf tüccar olan (J)’nin 2023 takvim yılında ticari kazancı 1.000.000 TL olup 100.000 TL tutarında Bağ-Kur primi ve 150.000 TL geçici vergi ödemiştir. Mükellef (J), özel kreşe giden çocuğu için kreşe 70.000 TL ve eşinin tedavi masrafları için özel hastaneye 50.000 TL ödeme yapmıştır.

Mükellef eğitim ve sağlık harcamalarını, Türkiye’de ve gelir veya kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerden yaparak faturasını almıştır.

Yapılan eğitim ve sağlık harcamaları toplamı (50.000 + 70.000) 120.000 TL beyan edilen gelirin %10’undan (900.000 X %10 = 90.000) fazla olduğu için mükellef (J), eğitim ve sağlık harcaması olarak 90.000 TL’yi indirim konusu yapabilir.

Mükellefin, yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden indirebilecek eğitim ve sağlık harcaması aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Örnek 10: Mükellef (K), 2023 takvim yılında birinci işverenden 155.000 TL, ikinci işverenden 180.000 TL olmak üzere iki ayrı işverenden ücret geliri elde etmiş ve ücretlerin tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiştir.

Mükellef (K), geçirmiş olduğu ameliyat nedeniyle Türkiye mukimi (X) hastanesine 30.000 TL ödeme yaparak söz konusu harcama için hastaneden faturasını, ilaç masrafları için eczaneye 1.500 TL ödeme yaparak eczaneden bu ödemeye ilişkin yazar kasa fişini almıştır.

Mükellef (K)’nın birden sonraki işverenden elde ettiği ücret geliri, GVK’nın 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan (2023 yılı için 150.000 TL) tutarı aştığı için iki işverenden elde ettiği ücret gelirinin toplamı beyan edilecektir.

Mükellef (K)’nın ameliyatı nedeniyle hastaneye ödediği tutarın tamamı beyan edilen gelirin %10’unu (335.000 X %10 = 33.500) aşmadığından sağlık harcaması olarak beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecektir. Ancak ilaç giderleri için yapmış olduğu harcama, harcama karşılığında düzenlenen yazar kasa fişinin tevsik edici belge olarak kabul edilmemesinden dolayı beyanname üzerinden indirim konusu yapılamayacaktır.

Mükellefin, yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden indirebilecek sağlık harcaması aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Mükelleflerin İndirime Konu Harcamalarına İlişkin Belgeleri Saklama Süresi Nedir?

213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre defter tutmak mecburiyetinde olanlar, tuttukları defterlerle üçüncü kısımda yazılı vesikaları, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.

Anılan Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar, almaya mecbur oldukları fatura ve benzeri belgelerini düzenlenme tarihini takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.

Dolayısıyla, mükelleflerin Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden aldıkları eğitim ve sağlık harcamalarına dair belgeleri, defter tutmak mecburiyetinde olanlar, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar ise düzenlenme tarihini takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.

Söz konusu harcama belgelerinin beyannameye eklenmesi gerekmemekle beraber
elektronik ortamda gönderilen beyannamede söz konusu harcama belgelerinin listelenmesi talep edilmektedir.

 


Kaynak: GİB Rehber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/egitim-ve-saglik-harcamalarinin-gelir-vergisi-matrahindan-indirilebilme-sartlari-nelerdir/feed/ 0
Askerlik borçlanması tutarı gelir vergisi matrahından düşülebilir mi? https://www.muhasebenews.com/askerlik-borclanmasi-tutari-gelir-vergisi-matrahindan-dusulebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/askerlik-borclanmasi-tutari-gelir-vergisi-matrahindan-dusulebilir-mi/#respond Wed, 13 Sep 2023 03:36:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146224 Şirketimizin yanında çalışan işçi askerlik borçlanması yapmış. Bu borçlanmayı bordroya yansıtabilir miyiz? Tutar olarak nasıl ne kadarını yansıtabiliriz? Bununla ilgili bir örnek var mıdır?

Gelir Vergisi Kanunu, askerlik ve doğum emeklilik borçlanması amacıyla SGK’ya yapılan ödemelerin, vergi matrahından indirilmesine imkan tanımaktadır.

Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Emekli Sandığı Ve Sosyal Sigorta Kurumlarına Ödenen Borçlanma Aidat ve Primleri” başlıklı bölümünde;

“Belli şartları taşıyan kimselerin sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz Emekli Sandıkları ve Sosyal Sigorta Kurumlarına, ödenen paralara aidat ve prim” denilmekte ve bunlar 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesindeki şartlarla, ücretin gerçek safi tutarının hesabında, gider olarak indirilmektedir.


Askerlik borçlanması vergi matrahından düşülebilir mi?


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/askerlik-borclanmasi-tutari-gelir-vergisi-matrahindan-dusulebilir-mi/feed/ 0
Peşin ödenen birikimli hayat sigortası primleri ücret gelirinin beyanında indirim konusu yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/pesin-odenen-birikimli-hayat-sigortasi-primleri-ucret-gelirinin-beyaninda-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/pesin-odenen-birikimli-hayat-sigortasi-primleri-ucret-gelirinin-beyaninda-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Tue, 27 Jun 2023 10:56:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144017

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-84098128-120[63-2022/1]-224293

23.05.2023

Konu

:

Defaten ödenen birikimli hayat sigortası primlerinin ücret matrahından indirimi

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Emeklilik ve Hayat A.Ş.’den 10 yıl süreli dövize endeksli ödüllü birikim hayat sigortası yaptırdığınız, poliçenize esas prim tutarlarının ilk yılına ait kısmını peşin ödediğiniz ve adı geçen şirket tarafından her ay için tahsilat makbuzu verildiği belirtilerek söz konusu ödemelerinin ücret gelirinizden nasıl indirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretin Tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

…” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun ücretin gerçek safi değerinin tespitinde yapılacak indirimlere ilişkin 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, “Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler (İndirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Cumhurbaşkanı bu bentte yer alan oranları yarısına kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi, asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.)” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 85 No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde de konu ile ilgili açıklamalara yer verilmiş olup “8.2. Ödenen Şahıs Sigorta Primlerinin Ücret Matrahının Tespitinde İndirimi” bölümünde;

“6327 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yapılan değişiklik uyarınca, 1/1/2013 tarihinden itibaren, vergiye tabi ücret matrahının tespitinde, bireysel emeklilik dışında kalan şahıs sigortaları için ödenen primlerin elde edilen ücretin % 15’ine kadar olan kısmı ücret matrahının tespitinde indirilebilecektir.

Vergiye tabi ücret matrahının tespitinde dikkate alınacak sigorta primleri; sigortanın Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla;

Ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait birikim priminin alındığı hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50’si ile

– Ölüm, kaza, sağlık, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerden

müteşekkildir.

İndirim konusu yapılacak primlerin toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır. Yıl içinde asgari ücret tutarında meydana gelebilecek değişiklikler, indirim yapılacak tutarların hesabında dikkate alınacaktır.

İndirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret, işveren tarafından çalışana hizmeti karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal yardımlar ve zamlar gibi vergiye tabi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt tutarlarının toplamı olacaktır. Gider karşılığı olarak ödenen tutarlar (yapılan gerçek bir giderin karşılığı olsun olmasın) dikkate alınmayacaktır.

Şahıs sigorta primlerinin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için; şahıs sigorta şirketlerinin Türkiye’de yerleşik ve merkezinin Türkiye’de olması gerekmektedir.”

açıklamasına yer verilmiştir.

147 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “4. Ücret Matrahının Tayininde Nazara Alınacak Diğer İndirimler” başlıklı bölümünün şahıs sigorta primlerinin gayrisafi ücret tutarından indirilmesine ilişkin kısmında, “Diğer taraftan, şahıs sigorta priminin birkaç aylık veya yıllık dönemler itibariyle defaten ödenmesi halinde, yapılan ödemenin bir aylık tutarı tespit edilip, her bir aya isabet eden miktarı o aylara ait hizmet erbabı hissesi olarak hesaplanan emekli aidatı veya sigorta primi tutarını aşmaması şartı ile ücretin gayri safi tutarından indirilebilecektir. Şu kadar ki, aylık olarak hesaplanan indirime konu prim tutarı, ödeme belgesinin işverene ibraz edildiği ayda dahil olmak üzere, ödemenin ilişkin olduğu müteakip aylarda ücretin matrahının tayininde nazara alınacaktır. Bu uygulamada, şahıs sigorta priminin bir kaç aylık veya yıllık dönemler itibariyle defaten ödenmesi halinde, yapılan prim ödemesinin tutarı, ait olduğu aylara bölünmeyip, ödeme belgesinin işverene ibraz edildiği tarihten sonraki primin ait olduğu aylara bölünmek suretiyle, indirime konu olabilecek aylık tutarı tespit edilecektir…” açıklaması yapılmıştır.

256 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “3- Katkı Payı ve Primlerin İndirim Konusu Yapılacağı Dönem” başlıklı bölümünde ise;

“Katkı payı ve primlerin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için, gelirin elde edildiği dönem ile ilişkili olması ve bu dönem sonuna kadar ödenmiş olması gerekmektedir. Gelir vergisi uygulamasında vergilendirme dönemi takvim yılıdır. Bununla birlikte, tevkif yoluyla ödenen vergilerde, istihkak sahipleri ayrıca yıllık beyanname vermeye mecbur değillerse tevkifatın ilgili bulunduğu dönemler vergilendirme dönemi sayılmakta ve kesilen vergiler gelir vergisinin yerine geçmektedir. Buna göre, yıllık beyannamede indirim konusu yapılacak prim veya katkı payının, beyannamenin ilgili olduğu yıl ile ilişkili olması ve bu yılın sonuna kadar ödenmesi, ücretlere ilişkin indirimde ise ücretin ilgili olduğu ay ile ilişkili olması ve bu aylık dönemin sonuna kadar ödenmiş olması gerekmektedir.

Ücretlerini peşin alan ücretlilerin, aylık dönemler itibariyle ödedikleri şahıs sigorta primleri ve bireysel emeklilik katkı payları, prim ve katkı payı ödeme belgesinin primin ve katkı payının ait olduğu ay içinde işverene ibraz edilmesi koşuluyla oransal ve mutlak sınırlamalar çerçevesinde izleyen aylara (bir sonraki aya) ait ücretlerin vergi matrahının hesabında indirim olarak dikkate alınabilecektir.”

açıklamaları yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, 01-12/2022 dönemleri için 01/2022 tarihinde defaten ödediğiniz dövize endeksli ödüllü birikim hayat sigortası poliçelerine esas prim ödemelerinize ilişkin belgelerin çalıştığınız kuruma ibraz edilmesi halinde her aya isabet edecek prim tutarının %50’sinin ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmaması koşuluyla ücret matrahınızdan indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır

]]>
https://www.muhasebenews.com/pesin-odenen-birikimli-hayat-sigortasi-primleri-ucret-gelirinin-beyaninda-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Doktor olarak faaliyet gösteren kişi çocuğunun eğitim masraflarını vergi matrahından indirim konusu yapabilir mi? https://www.muhasebenews.com/doktor-olarak-faaliyet-gosteren-kisi-cocugunun-egitim-masraflarini-vergi-matrahindan-indirim-konusu-yapabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/doktor-olarak-faaliyet-gosteren-kisi-cocugunun-egitim-masraflarini-vergi-matrahindan-indirim-konusu-yapabilir-mi/#respond Wed, 15 Mar 2023 06:56:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140022 Serbest meslek erbabı(doktor) çocuğuna ait kolejden kesilmiş eğitim masrafı faturasında, bu eğitim harcamasının indirim konusu yapılabilmesi için çocuğun değil eğitimin kendisine ait olması gerekmiyor mu?

GVK 89/2. madde aşağıdadır. Madde metninde belirtilen şartlara göre mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları İNDİRİLİR.

” 89/ 2. Beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması , Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları” …


Kira geliri elde eden kişi, 18 yaşından küçük çocuklarına ait, sağlık harcamalarını (özel hastane) indirim konusu yapabilir mi? 

GVK 89/2. madde de belirtilen koşullara göre vergi matrahından indirebilir.

Faturanın Çocuk adına veya Baba adına olmasının önemi yok.

“GVK 89/2 BEYAN EDİLEN gelirin % 10’unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve GELİR VEYA KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFİYETİ BULUNAN GERÇEK VEYA TÜZEL KİŞİLERDEN ALINACAK BELGELERLE TEVSİK EDİLMESİ ŞARTIYLA, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamaları ” indirim konusu yapabilir.

Şirket ortağı adına ticari ferdi kaza sigortası ile hayat sigortası yapıldı ve şirketin banka hesabından ödendi. Şirket ortağı ortaklığı olmayan farklı firmada 4a sigortalısı olarak çalışmaktadır. Bu durumda bu sigorta poliçesi ile 4a’lı çalıştığı firmadan gelir vergisi indiriminden yararlanabilir mi?

Şirket ortağının özel sigortası şirket kasasından veya banka hesabından ödenemez. Yapılan işlem yanlıştır.

Bir işverene bağlı olarak çalışan ücretlilerin ödediği özel sigorta primi gvk 63/3. Maddedeki koşullara göre gv matrahından indirilir.

Serbest meslek erbabının yıl içerisinde ödemiş olduğu özel sağlık sigortası primleri yıllık gelir vergisinde kanunen kabul edilebilir gider olarak yazılabilir mi?

Ödenen primler deftere gider yazılmaz.

Ancak; Tüm Gelir Vergisi mükellefleri Özel sağlık sigortası prim ödemelerini GVK 89/1. maddedeki koşullara göre indirim yaparlar.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/doktor-olarak-faaliyet-gosteren-kisi-cocugunun-egitim-masraflarini-vergi-matrahindan-indirim-konusu-yapabilir-mi/feed/ 0
Bağış ve Yardımların Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre vergi matrahından indirimine ilişkin açıklamalar https://www.muhasebenews.com/bagis-ve-yardimlarin-kurumlar-vergisi-kanununa-gore-vergi-matrahindan-indirimine-iliskin-aciklamalar/ https://www.muhasebenews.com/bagis-ve-yardimlarin-kurumlar-vergisi-kanununa-gore-vergi-matrahindan-indirimine-iliskin-aciklamalar/#respond Wed, 08 Feb 2023 08:47:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138179  

Kurumlar Vergisi Kanunu Uygulama Genel Tebliği

10.3.2. Bağış ve yardımlar

10.3.2.1. Kurum kazancının %5’i ile sınırlı bağış ve yardımlar

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Matrahtan indirilmesi için bağış ve yardımın;

  • Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara yapılması,
  • Makbuz karşılığı olması,
  • Karşılıksız yapılması,
  • Sadece ilgili dönem kazancından indirilmesi
  • Beyannamede ayrıca gösterilmesi

gerekir. İndirilemeyen kısım diğer yıla nakledilemez.

Kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımların tutarı, o yıla ait kurum kazancının %5’i ile sınırlıdır.

İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen başlık) 10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar [5]

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri ile dini hizmetleri [6] geliştirmek ve devam ettirmek amacıyla yapılan harcamalar kurum kazancının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

  • Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin [7] inşası dolayısıyla yapılan harcamaların,
  • Söz konusu tesislerin inşası için yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların,
  • Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtları ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin [8] faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların

tamamı kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Sözü edilen tesislerin yapımı için bentte sayılan kuruluşlar dışında yer alan kamuya yararlı dernekler ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yapılan bağış ve yardımlar ise o yılki kurum kazancının %5’i ile sınırlı olmak üzere bu kapsamda indirim konusu yapılabilecektir.

10.3.2.2.1. Kapsam

Okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi yapımı veya bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardımların (harcamaların) herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın kurum kazancından indirilebilmesi, bu bağış ve yardımların aşağıdaki kamu idare ve kuruluşlarına yapılması halinde mümkündür.

  • Genel bütçeli idareler,
  • Özel bütçeli idareler,
  • İl özel idareleri,
  • Belediyeler,
  • Köyler.

10.3.2.2.2. Kapsama dahil olan bağış ve yardımlar

Kapsama dahil olan bağış ve yardımların;

  • Bağışlanan okul, sağlık tesisi ve 100 yatak kapasitesinden az olmamak üzere (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin [7] inşası için yapılan harcama,
  • Bu tesislerin inşası için yapılan bağış ve yardım,
  • (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4. maddesiyle değiştirilen ibare) Mevcut tesislerin faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım, [9]

niteliğinde olması gerekmektedir.

Düzenlemedeki “okul” ifadesinden, doğrudan eğitim-öğretim hizmetlerinin verildiği temel birimlerin anlaşılması gerekmekte olup rehberlik ve araştırma merkezi, mesleki eğitim merkezi, iş eğitim merkezi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve akşam sanat okulları da bu kapsamda değerlendirilecektir.

Düzenlemedeki “sağlık tesisi” ifadesinden ise Sağlık Bakanlığınca sağlık tesisi kapsamında değerlendirilen kurum ve kuruluşların anlaşılması gerekmektedir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4. maddesiyle eklenen paragraflar) Düzenlemedeki “ibadethane” ve “yaygın din eğitimi verilen tesis” ifadelerinden de Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane sayılan yerler ile Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi olan ve din eğitimi verilen tesislerin anlaşılması gerekmektedir.

Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yaygın din eğitimi verilen tesisler için yapılan harcamaların da Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatınca denetlenmesi gerektiği tabiidir.

10.3.2.2.3. Kapsam dışında kalan bağış ve yardımlar

Okul, sağlık tesisi veya öğrenci yurduna ilişkin olarak yapılmış olsa dahi kamu idare ve kuruluşları dışında kalan kurum veya kuruluşlara yapılacak bağış ve yardımların vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı veya hangi limitler içinde yapılabileceği genel hükümler çerçevesinde değerlendirilecektir.

10.3.2.2.4. Bağış ve yardımın belgelendirilmesi

Ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekli ve yeterlidir.

Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları değerler için fatura düzenlemesi; düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması yeterlidir.

Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzası bulunacaktır.

Nakdi bağışların indirilebilmesi, bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarıyla belgelendirilmesi şartıyla mümkündür.

Kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan protokol gereğince kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde, söz konusu okul inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5. maddesiyle eklenen paragraflar) Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere yapılan bağışlar, anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan hesaplara yatırıldığına ilişkin alınan banka dekontlarına istinaden kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Ancak, bunlar dışındaki diğer dernek veya vakıflara bu amaçla yapılan bağış ve yardımların ise; mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla gerekli harcamaları finanse etmek üzere bağış ve yardım toplama amacıyla bir organizasyon oluşturulması ve bu hususta mülki idare amirleri ile bir protokol yapılması, nakdi olarak yapılacak bağış ve yardımlar için sadece protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere bir hesap açılması ve yapılan bağış ve yardımların bu hesaba yatırılması, ayni olarak yapılan bağış ve yardımların protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere şartlı olarak makbuz karşılığında yapılması, banka dekontu ile makbuzda hangi amaçla yapıldığına ilişkin bir açıklamanın yer alması, yapılan bağış ve yardımların, sadece yapılacak o işle ilgili olarak mülki idare amirleri gözetim ve denetimi altında kullanılması şartlarıyla, tamamının kurum kazancından indirim konusu yapılabilmesi mümkün olacaktır.

10.3.2.3. Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köyler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan veya Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen ya da desteklenmesi uygun görülen;

1) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,

2) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,

3) Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,

4) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,

5) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,

6) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirilmesi çalışmalarına,

7) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,

8) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,

9) Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve faaliyetler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatının tedariki ile film yapımına,

10) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültür ve sanat faaliyetlerinin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına

ilişkin harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların %100’ü kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilebilecektir. Bakanlar Kurulu, bölgeler ve faaliyet türleri itibarıyla bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye yetkilidir.

Bu çerçevede yapılacak bağış ve yardımlar için bağış yapılan projenin Kültür Bakanlığı tarafından desteklendiği veya desteklenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin ilgili Bakanlığın yazısının kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bağlı bulunulan vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir.

10.3.2.4. Doğal afetlere ilişkin bağış ve yardımlar

Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile makbuz karşılığında yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı kurum kazancından indirilebilecektir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 6. maddesiyle değişen bölüm) 10.3.2.5. Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine yapılan bağış veya yardımlar

5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (f) bendi ile 3/7/2009 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye Kızılay Derneğine ve 6322 sayılı Kanunla aynı bentte yapılan değişiklikle 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye Yeşilay Cemiyetine, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz karşılığı yapılan nakdî bağış veya yardımların tamamı, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilecektir.

Anılan Dernek ve Cemiyete yapılacak aynî bağış ve yardımlar ise Tebliğin “10.3.2.1. Kurum kazancının %5’i ile sınırlı bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilecektir.

Diğer taraftan, anılan Dernek ve Cemiyetin iktisadi işletmelerine yapılan bağış veya yardımların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir. [10]

(4 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 1. maddesiyle eklenen bölüm)

10.3.2.6. Yükseköğretim kurumlarına yapılacak bağış ve yardımlar

5904 sayılı Kanunla 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun3 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “nakdî” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

5904 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklikle birlikte, Kanunun yayım tarihinden (3/7/2009) itibaren üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerine yapılan aynî veya nakdî bağış ve yardımların tamamı, beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 7. maddesiyle eklenen bölüm)

 



Kaynak: Kurumlar Vergisi Genel Uygulama Tebliği Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bagis-ve-yardimlarin-kurumlar-vergisi-kanununa-gore-vergi-matrahindan-indirimine-iliskin-aciklamalar/feed/ 0
Personellerin kredi kullandığında yaptırdığı hayat sigortası gelir vergisi matrahından indirilir mi? https://www.muhasebenews.com/personellerin-kredi-kullandiginda-yaptirdigi-hayat-sigortasi-gelir-vergisi-matrahindan-indirilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/personellerin-kredi-kullandiginda-yaptirdigi-hayat-sigortasi-gelir-vergisi-matrahindan-indirilir-mi/#respond Fri, 29 Apr 2022 00:51:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120374 Bordrolu çalışan birisi, şahsi banka kredisi aldığında, bankalar kesinti yaptığı “hayat sigortası” nedeniyle, ücret ödemesindeki Gelir V. indiriminden faydalanabilir mi? 

GVK 89/1. maddesine göre ödenen Hayat sigortası poliçesindeki tutarın %50’si vergi matrahından indirilir. Poliçe ve ödeme belgesi işverene ibraz edilir.


Personellerimiz için yaptırdığımız hayat sigortasını gelir vergisi stopajından düşebilir miyiz?

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/personellerin-kredi-kullandiginda-yaptirdigi-hayat-sigortasi-gelir-vergisi-matrahindan-indirilir-mi/feed/ 0
BES primleri gelir vergisi matrahından indirilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/bes-primleri-gelir-vergisi-matrahindan-indirilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bes-primleri-gelir-vergisi-matrahindan-indirilebilir-mi/#respond Mon, 04 Apr 2022 12:16:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125160 Bireysel emeklilik ödemesi gelir vergisinde indirim yapılır mı? beyan edilen matrahın % 15 ne kadar mı?

Bireysel emeklilik priminin yıllık gv beyannamesinden indirilmez uygulama 2013 tarihinde kaldırıldı.


2018 ve 2019 yıllarında otomatik katılım sistemine (oto BES) dahil olup kendi istekleri ile sistemden çıkan personelimizi 2022 yılında tekrar sisteme dahil etmemiz gerekli midir? 

Zorunluluk bulunmamaktadır.


  1. Bireysel emeklilik sisteminin amacı nedir?

Bireysel Emeklilik Sistemi; mevcut sosyal güvenlik sistemimizi tamamlayıcı nitelikte olmak üzere, bireylere emeklilik döneminde ilave bir gelir sağlayarak refah düzeylerinin yükseltilmesine yardımcı olmak amacıyla kurulmuş tamamen gönüllülük esasına dayalı bir sistemdir.

  1. Bireysel emeklilik hizmeti kimler tarafından sunulmaktadır?

Bireysel emeklilik hizmeti, Hazine Müsteşarlığı’nın gözetimindeki emeklilik şirketleri tarafından sunulmaktadır. Emeklilik şirketleri için Bireysel Emeklilik Kanunu’nda çok sıkı kuruluş ve faaliyet esasları düzenlenmiş, ayrıntılı denetim mekanizmaları oluşturulmuştur.

  1. Bu şirketlerin sunacakları hizmetin, mevcut hayat sigortası şirketlerinin emekliliğe yönelik olarak sundukları emeklilik ürünlerinden nasıl bir farkı vardır?

Bireysel emeklilik sisteminin temeli sigorta mekanizmasından ziyade, uzun vadeli portföy yönetimi esasına dayanmaktadır.

Hayat sigortası sistemi aktüeryal esaslara dayalı olarak işler ve ölüm, maluliyet gibi çeşitli risklerle karşılaşıldığında kişileri bu risklerden korumak amacını taşır. Bireysel emeklilik sistemi ise temelde, bireylerden toplanan katkı paylarının, yatırıma yönlendirilmesi suretiyle kişilere yaşlılık döneminde ilave bir gelir temin etmeyi amaçlamaktadır.

Hayat sigortası poliçelerinin başka bir hayat sigortası şirketine aktarılması mümkün değil iken, bireysel emeklilik sisteminde birikimlerin asgari bir sürenin sonunda, başka bir emeklilik şirketine aktarılması mümkündür.

Hayat sigortalarında bireylerin yatırdıkları paralar havuz şeklinde yönetilirken, bireysel emeklilik sisteminde, birikimler katılımcının risk ve getiri tercihine uygun olarak belirleyeceği, profesyonel portföy yönetim şirketleri tarafından yönetilen emeklilik fonlarında değerlendirilmektedir.

  1. Bireysel Emeklilik Sistemi, yatırım kararını kendisi vermek isteyen katılımcılar için uygun mudur?

Bireysel emeklilik sisteminde sanılanın aksine katılımcının birçok yatırım alternatifi vardır. Mevzuat gereği her şirket katılımcılarına farklı risk ve getiri yapısına sahip en az 3 farklı fon sunmak zorundadır. Uygulamada şirketten şirkete değişiklik göstermekle birlikte çoğu şirket 10’dan fazla fonu katılımcılarının tercihine sunmaktadır. Katılımcılar, emeklilik şirketlerinin kurucusu olduğu veya satışını üstlendiği fonlar arasından, kendi risk ve getiri tercihlerine göre en uygununu seçerek birikimlerini değerlendirebilirler. Dilerlerse ödemelerini hisse senedi, altın ve diğer kıymetli madenler ya da kamu/özel sektör borçlanma araçları fonları gibi birden çok fona dağıtarak risklerini azaltabilirler.

Yatırım yapma konusunda yeterli tecrübeye sahip olmadığını düşünen veya herhangi bir nedenle seçeceği fona karar veremeyen katılımcılar, katkı paylarını şirketlerin “standart fonlarına” yönlendirebilirler. Standart fonlar, özel olarak belirlenen daha az riskli yatırım stratejisine sahip fonlardır. 

  1. Kişinin yatırım alternatifleri nelerdir? Ödenen katkılar emeklilik şirketi tarafından ne şekilde değerlendirilebilir?

Katkı payları, emeklilik şirketleri tarafından kurulacak emeklilik fonlarında değerlendirilecektir. Bu fonlar, yerel ya da yabancı ortaklıkların payları, repo/ters repo, türev araçlar, hazine bonosu, devlet tahvili, özel sektör borçlanma araçları, eurobond, altın ve diğer kıymetli madenler, mevduat, katılım hesabı gibi değişik varlıklara yatırım yapabilmektedir.

Örneğin; “Kamu Borçlanma Araçları Fonu” portföyünün en az %80’i ters repo dahil devlet iç borçlanma araçlarına yatırılan, “Hisse Senedi Fonu” ise; portföyünün en az %80’i borsada işlem gören şirketlerin paylarına yatırılan fonlardır.

  1. Bu sisteme katılmaya karar veren bir kişi katkı paylarını ne şekilde ödeyecektir ? Asgari katkı payı ödenmesi zorunluluğu var mıdır?

Aylık katkı payı ödemesinin mevzuatta bir alt sınırı yoktur. Katkı payı ödemeleri emeklilik şirketiyle serbestçe belirlenebilir.

Katılımcının yapmış olduğu katkı payı ödemeleri, şirkete intikalinden itibaren 2 iş günü içinde kişinin seçmiş olduğu fon dağılımı doğrultusunda yatırıma yönlendirilecektir.

  1. Bireysel emeklilik ödemelerine yapılan devlet katkısı nedir?

Devlet katkısı, 1/1/2013’te yürürlüğe girmiş olan bireysel emeklilik teşvik sistemidir. Bu sistem uyarınca katılımcıların bireysel emeklilik sistemine yaptıkları katkı payı ödemelerinin %25’ine karşılık gelen tutar, devlet tarafından katılımcının devlet katkısı hesabına yatırılacaktır.

  1. Katılımcılar nasıl devlet katkısı alabilirler?

Katılımcıların,  devlet katkısı alabilmeleri için, bireysel emeklilik hesaplarına katkı payı ödemesi yapmaları yeterlidir. Yatırılan katkı payları Emeklilik Gözetim Merkezi’nce her ay takip edilerek, katılımcıların ödedikleri tutarın %25’i, kendileri adına ayrı bir hesaba aktarılır. Örneğin, her ay 200 TL katkı payı ödemesi yapan bir katılımcının devlet katkısı hesabına her ay 50 TL yatırılacaktır. Böylece, katılımcının birikimi aylık 250 TL’ye yükselecektir. Ayrıca bu 250 TL’lik tutarın da katılımcının tercihine göre belirlenen fonlarda değerlendirilmesi suretiyle getiri elde edilebilecektir.

  1. Katılımcılar devlet katkılarına da getiri elde edebilecekler mi?

Evet. Devlet katkıları şirketlerin bu ödemeler için kuracakları ve Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen yatırım araçlarından oluşacak fonlarda değerlendirilerek getiri sağlayacaktır. Üstelik bu fonların gider kesintileri, diğer emeklilik yatırım fonlarına kıyasla çok daha düşük olduğundan, katılımcıların elde edilen getiriden en üst düzeyde faydalanması mümkün olacaktır.

Katılımcının sistemden herhangi bir nedenle ayrılması durumunda, devlet katkısının yanında getirilerinin de hak kazandığı kısmı kendisine ödenecektir.

  1. Devlet katkısından en yüksek seviyede faydalanmak isteyen katılımcılar ne kadar katkı payı ödemelidir?

Bireysel emeklilik sistemine yapılacak ödemeler herhangi bir üst sınıra tabi değildir. Fakat alınabilecek devlet katkısı sınırlanmıştır. Buna göre, devlet katkısı hesaplamasında baz alınacak katkı payı ödemelerinin toplamı, ilgili yıl sonunda geçerli brüt asgari ücretin yıllık toplamını geçemez. Başka bir deyişle, aylık ödemelerini brüt asgari ücret tutarında yapan bir katılımcı devlet katkısından en yüksek seviyede faydalanacaktır. Brüt asgari ücretin üzerinde katkı payı ödenmesine herhangi bir engel bulunmamakla birlikte, ödenen tutarın brüt asgari ücrete kadar olan kısmı için devlet katkısı alınabilir. 

  1. Paylarını satın aldığı fondan veya emeklilik şirketinden memnun olmayan katılımcılar, fonlarını veya şirketlerini değiştirebilirler mi?

Katılımcıların, paylarını satın aldıkları fonu ve/veya emeklilik şirketlerini değiştirmeleri mümkündür. Yılda 6 kez fon dağılımı değiştirme hakkı bulunan katılımcılar, sahip oldukları fon paylarını diledikleri zaman fona iade ederek başka bir fonun paylarına yatırım yapabilirler. Şirket değiştirmek içinse katılımcıların en az 2 yıl süreyle mevcut şirketlerinde kalmış olması gerekir. Eğer katılımcının sözleşmesi önceden başka bir şirketten aktarılmış ise bu süre 1 yıla düşer.  

Emeklilik sözleşmesinin başka bir şirkete aktarılması halinde katılımcının bireysel emeklilik ve devlet katkısı hesaplarındaki tüm birikimi yeni emeklilik şirketine aktarılacaktır. 

  1. Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılma hakkı var mıdır?

Bireysel emeklilik, katılımcıların gönüllü olarak katkı payı ödedikleri ve istedikleri zaman ayrılmalarının mümkün olduğu bir sistemdir.  Katılımcılar, diledikleri an birikimlerini tahsil ederek sistemden ayrılabilir. Fakat emekli olmadan sistemden ayrılmaları durumunda, devlet katkılarının tamamına sahip olmaları mümkün olmamaktadır. Sistemde kalma süresine göre devlet katkılarının hak kazanılacak kısmı şu şekilde belirlenmektedir:

  1. En az 3 yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve getirilerinin %15’ine,
  2.  En az 6 yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve getirilerinin %35’ine,
  3.  En az 10 yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve getirilerinin yüzde %60’ına

hak kazanırlar. Sistemden emekli olan katılımcılar ise hesaplarındaki devlet katkısı ve getirilerinin tamamına hak kazanacaktır.

  1. Emekliliğe hak kazanmanın şartları nelerdir?

Katılımcı sisteme giriş tarihinden itibaren en az on yıl sistemde bulunmak koşulu ile 56 yaşını tamamladıktan sonra emekliliğe hak kazanır. Sistemde on yıl bulunma koşulu, katılımcının birikimlerini almaksızın ilk emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren bireysel emeklilik sisteminde on tam yıl kalması kaydıyla, on yıl süreyle asgari katkı payı ödemesi veya emeklilik planları dahilinde on yıllık asgari katkı payı ödemesine karşılık gelecek toplu katkı payı tutarını ödemesi halinde yerine gelmiş olur.

Emekli olma halinde, yatırılan katkı payları ve getirilerinin yanı sıra devlet katkısı hesabında biriken katkı ve getirilerinin tamamı katılımcıya seçeceği ödeme şekli ile ödenir.

  1. Emekliliğe hak kazandıktan sonra birikimler ne şekilde ödenir?

Emekli olmaya hak kazanan katılımcılar, şirketlerinin sunacağı 3 farklı ödeme şeklinden birini seçerek birikimlerini tahsil edebilirler.

  1. Birikimlerini tek seferde toplu olarak tahsil edebilirler.
  2. Programlı geri ödeme seçeneği ile seçilecek dönemlerde (aylık, 3 aylık, vb.) düzenli ödemeler şeklinde alabilirler.
  3. Gelir sigortası şeklinde bir ödeme planını seçebilirler.

Ayrıca, birikimlerini bu seçenekler arasında paylaştırarak hem toplu ödeme, hem de düzenli gelir elde edebilirler.

  1. Katılımcılar sistemden ayrılırken ne kadar vergi ödeyecekler?

Ödenecek vergi, sistemde kalınan süreye bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Katılımcı, bireysel emeklilik sisteminde ne kadar uzun süre kalırsa, o kadar düşük oranda vergi ödeyecektir. Katılımcıların ödeyecekleri vergi aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır.

  • 10 yıldan önce sistemden ayrılan katılımcılar %15
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olmakla birlikte 56 yaşından önce ayrılan katılımcılar %10
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olma ve 56 yaş şartlarını yerine getirerek emeklilik hakkını kazanan katılımcılar %5

oranında vergi ödeyecektir. Vergi kesintisi, sadece bireysel emeklilik ve devlet katkısı hesaplarından elde edilen getiri üzerinden yapılmakta, ödenen katkı paylarından ve devlet katkısının anaparasından vergi kesintisi yapılmamaktadır.

  1. Eski bireysel emeklilik sistemi katılımcılarının tabi olduğu şartlar da aynı mı?

Devlet katkısı uygulamasına geçilirken, halihazırda bireysel emeklilik sisteminde bulunan katılımcılara fazladan bir avantaj sağlanmıştır. Avantajdan faydalanabilmek için katılımcıların 1/1/2013 tarihinden itibaren 3 yıl boyunca sistemde kalmaları gerekmektedir. Buna göre mevcut bireysel emeklilik katılımcılarının sistemde bulundukları toplam süre hesaplanırken 1/1/2013 tarihi itibarıyla,

  1. a) Sistemde 3 yıldan fazla 6 yıldan az bulunan katılımcılara 1 yıl,
  2. b) Sistemde 6 yıldan fazla 10 yıldan az bulunan katılımcılara 2 yıl,
  3. c) Sistemde 10 yıldan fazla bulunan katılımcılara 3 yıl

eklenecek, böylece mevcut katılımcıların devlet katkısına hak kazanma süreleri kısalacaktır.

  1. Bireysel emeklilik sisteminde ve fonlarda katılımcılardan tahsil edilen giderler nelerdir?

Katılımcının, bireysel emeklilik sistemine ilk defa katılması sırasında veya yeni bir bireysel emeklilik hesabı açtırması halinde, katılımcıdan veya sponsor kuruluştan giriş aidatı alınabilir. Giriş aidatı peşin ya da bir başka emeklilik şirketine aktarım veya sistemden çıkış tarihine ertelenmiş olarak tahsil edilebilir. Aidatın peşin olarak alınabilecek kısmı, brüt asgari ücretin %10’u ile sınırlıdır. Katılımcının sistemde kalma süresine göre, giriş aidatı yükümlülüğü de azalmaktadır. Bu kapsamda tahsil edilebilecek giriş aidatı;
a) Sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 3 yıl içinde şirketten ayrılanlar için brüt asgari ücreti %75’ini,
b) Sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 3 yılını dolduran sözleşmelerden 6 yıldan önce şirketten ayrılanlar için brüt asgari ücreti %50’sini,
c) Sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 6 yılını dolduran sözleşmelerden 10 yıldan önce şirketten ayrılanlar için brüt asgari ücretin %25’ini
aşamayacaktır.
Emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren 10. yılını dolduranlardan, ölüm veya maluliyet nedeniyle ya da emeklilik hakkını kullanarak ayrılanlardan ertelenmiş şekildeki giriş aidatı tahsil edilemeyecektir.

Bireysel emeklilik hesabına yapılan katkı payları üzerinden azami yüzde 2 oranında yönetim gideri kesintisi alınabilir.

Yatırım yapılan fonların aracılık komisyonları, fon işletim giderleri, bağımsız denetim ücretleri gibi tüm giderlerinin karşılanması için fon toplam gider kesintisi yapılmaktadır. Fon net varlık değeri üzerinden hesaplanan fon toplam gider kesintisinin azami oranları, fon türlerine göre farklılık göstermektedir. Fon türlerine göre toplam gider kesintisi oranı, Hazine Müsteşarlığı tarafından 9 Kasım 2012 tarih ve 28462 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik’te belirlenmiştir. Bu yönetmelik uyarınca toplam gider kesintisi oranları;
a) Para piyasası fonları için günlük yüzbinde 3 (yıllık %1,09),
b) Kamu / Özel Sektör / Uluslararası Borçlanma Araçları Fonları/ Kıymetli Madenler/ Endeks Fonları için günlük yüzbinde 5,25 (yıllık %1,91),
c) Hisse / Diğer Fonlar için günlük yüzbinde 6,25 (yıllık %2,28)
ile sınırlanmıştır. Fondan yapılacak tüm gider ve kesintilerin toplamı, ilgili fon türü için belirlenen azami oranı aşamayacaktır.

  1. Katılımcılar katkı payı tutarını değiştirebilirler mi? Sisteme katkı payı ödemeye ara verebilirler mi?

Katılımcı (eğer asgari katkı payı tutarı belirlenmişse) emeklilik planında tanımlı asgari katkı payından daha az olmamak üzere katkı payı tutarını değiştirebilir. Bu yöndeki değişiklik talebi, değişikliğin yapılması istenen tarihten en az 2 iş günü önce şirkete yazılı olarak, şirketin çağrı merkezinden veya şirketin internet sitesinde katılımcı adına oluşturulan güvenli sayfadan yapılır.

Katılımcı, sisteme katkıda bulunmaya ara verebilir. Ancak katkı payı ödenmeyen süre emekliliğe hak kazanılması için gereken sürenin hesabında dikkate alınmaz. 

Emekliliğe hak kazanılması için gereken sürenin hesabında katılımcının dahil olduğu emeklilik planı kapsamında ara verilen döneme karşılık gelen, işlem tarihindeki asgari katkı payı toplam tutarlarının ödenmesi kaydıyla katkı payı ödemeye ara verilen dönem dikkate alınır.

  1. Bu sisteme katılan kişi, SGK’ya veya diğer sosyal güvenlik kurumlarına ödediği primleri aktarabilir mi?

Bireysel Emeklilik Sistemi mevcut sosyal güvenlik kurumlarından ayrı olarak işleyecektir. Bu sistem, sosyal güvenlik kurumlarından farklı olarak gönüllü katılıma dayalı, hesapların katılımcılar bazında tutulduğu ve takip edildiği bir sistemdir. SGK’ya ödenen primlerin buraya aktarılması söz konusu değildir.

  1. Bireysel emeklilik sistemi devlet güvencesi altında mıdır? Emeklilik şirketinin iflası halinde katılımcıların haklarını koruyacak düzenlemeler var mı?

Bireysel emeklilik sistemi, devlet güvencesi altında değildir. Fakat emeklilik şirketleri, başta Sermaye Piyasası Kurulu ve Hazine Müsteşarlığı olmak üzere çeşitli düzenleyici kurumların gözetimi altındadır. Sermaye yapıları, borçlanma oranları ve finansal durumları, düzenli olarak takip edilmektedir. Yine de olumsuz ekonomik gelişmeler sonucunda iflas etmeleri mümkündür. Bütün gözetim faaliyetlerine ve önlemlere rağmen şirketin iflas etmesi halinde dahi, katılımcıların haklarını koruyan birçok uygulama mevcuttur.

Öncelikle, şirketin kurucusu olduğu fonların malvarlığı, emeklilik şirketinin varlığından ayrıdır. Başka bir ifadeyle, şirketin borçları için, kurucusu olduğu fonlara başvurulamaz. Çünkü o fonların varlıkları, şirkete değil fon katılma payı sahiplerine aittir. Bu nedenle, şirketin iflası halinde fonlarının tasfiye edilip şirketin borçlarının ödenmesi söz konusu değildir.

Ayrıca, fon malvarlığı kesinlikle haczedilemez, rehnedilemez ve fon portföyüne ilişkin olarak yapılan işlemler dışında teminat olarak gösterilemez. Fon varlıklarının Takasbank bünyesinde saklanması da, varlıkların başka hesaplara transfer edilmesini engelleyen ve katılımcıları koruyan başka bir uygulamadır.

  1. Bireysel Emeklilik Sistemine nasıl dahil olunur?

Bunun için öncelikle Hazine Müsteşarlığı tarafından faaliyet izni verilmiş emeklilik şirketlerinden birine başvurulması gerekmektedir. İşveren grup emeklilik sözleşmesi hariç, emeklilik sözleşmesi, karşı karşıya gelinmeksizin şirketin internet sitesi veya çağrı merkezi yahut şirketçe yetkilendirilen çağrı merkezi aracılığıyla düzenlenebilir. Emeklilik sözleşmesi, belirlenen tutardaki ilk katkı payının şirketin serbest hesaplarına geçtiği tarihte yürürlüğe girer ve yürürlük tarihinden itibaren en geç 10 iş günü içinde katılımcıya gönderilir.  Emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihi, katılımcının bireysel emeklilik sistemine giriş tarihini belirliyor olması açısından önemlidir. Emekliliğe ve devlet katkısına hak kazanma sürelerine dair hesaplar, bu tarih baz alınarak yapılır. 

Katılımcı, teklif formunun imzalanmasını veya teklifin onaylanmasını müteakip 60 gün içinde cayma hakkına sahiptir. Cayma halinde, yapılan tüm ödemeler fon toplam gider kesintisi haricinde hiçbir kesinti yapılmadan, varsa yatırım gelirleriyle birlikte 10 iş günü içinde ödeyene iade edilir.

Bireysel Emeklilik ve Emeklilik Yatırım Fonları Bireysel Emeklilik Sistemini Tanıtıcı Bilgiler

Hukuki Çerçeve

Ülkemizdeki sosyal güvenlik reformunun bir parçası olarak ve kamu sosyal güvenlik sistemimizi tamamlayıcı nitelikte özel emeklilik programlarının oluşturulması amacıyla hazırlanan 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu, 7 Nisan 2001 tarih ve 24366 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yayımından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe girmiştir.

Bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sistemi, bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi suretiyle emeklilik dönemlerinde ek bir gelir sağlanarak refah düzeyinin yükseltilmesine, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratılarak istihdamın artırılmasına ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasına, sosyal güvenliğin kapsamının genişletilmesine, kamunun sosyal güvenlikten kaynaklanan yükünün azaltılmasına, mali sektörde uzun vadeli fonların arttırılarak kurumsal yatırımcıların gelişmesine ve sermaye piyasalarının derinleşmesine olanak sağlayan özel emeklilik sistemidir.

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nu tamamlayıcı nitelikte olmak üzere Hazine Müsteşarlığı tarafından; Bireysel Emeklilik Danışma Kurulu’nun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik, Emeklilik Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik, Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik ve Bireysel Emeklilik Aracıları Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır.

Bireysel emeklilik sistemine yönelik teşvikleri yeniden düzenlemek amacıyla Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 29 Haziran 2012 tarih ve 28338 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve bu Kanun ile getirilen devlet katkısı uygulaması, Hazine Müsteşarlığı tarafından 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sisteminde Devlet Katkısı Hakkında Yönetmelik ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin Özellikleri

Bireysel emeklilik sisteminin temel özelliklerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:

  • Sistem, gönüllülük esasına göre işlemekte ve her kesimin katılımına açık bulunmaktadır.
  • Tasarruflar, Hazine Müsteşarlığı’nın denetimine tabi olarak kurulan emeklilik şirketleri tarafından, Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatı çerçevesinde oluşturulan emeklilik yatırım fonlarında değerlendirilmektedir.
  • Emeklilik şirketlerinin tabi olduğu, farklı risk ve getiri bileşimine sahip en az 3 emeklilik yatırım fonu kurma zorunluluğu ile, bireylerin kendi risk ve gelir beklentilerine uygun yatırım tercihleri yapabilmelerine olanak tanınmaktadır.
  • Yatırımların kamu ve özel sektör borçlanma araçları, mevduat, katılma hesapları, repo ve ters repo işlemleri, ortaklık payları, türev araç işlemleri, varantlar, altın ve kıymetli madenler, kira sertifikaları, yatırım fonu katılma payları gibi çok çeşitli yatırım araçlarında değerlendirilmesi mümkün olmaktadır.
  • Katılımcıların, paylarını satın aldıkları fonu ve/veya emeklilik şirketlerini değiştirmeleri mümkündür. Yılda 6 kez fon dağılımı değiştirme hakkı bulunan katılımcılar, sahip oldukları fon paylarını diledikleri zaman fona iade ederek başka bir fonun paylarına yatırım yapabilirler. Şirket değiştirmek içinse katılımcıların en az 2 yıl süreyle mevcut şirketlerinde kalmış olması gerekir. Eğer katılımcının sözleşmesi önceden başka bir şirketten aktarılmış ise bu süre 1 yıla düşer.
  • Emeklilik yatırım fonunun varlıkları, emeklilik şirketinin malvarlığından ayrı olarak Sermaye Piyasası Kurulu’nca uygun görülen bir saklama kuruluşunda saklanır.

Bu özellikler çerçevesinde;

  • Gayrisafi milli hasılanın %5-10’u düzeyinde bir birikim yaratılması,
  • Sosyal güvenliğin kapsamının genişlemesi ve katılanlara emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak refah düzeylerinin yükselmesine katkıda bulunulması,
  • Reel sektöre kullanabileceği ilave kaynaklar yaratılması, bu yolla üretim ve istihdamda artış sağlanarak istikrarlı bir büyümenin gerçekleştirilmesi,
  • Para ve sermaye piyasalarına yeni kaynaklar sağlanarak piyasaların gelişmesine ve derinleşmesine katkıda bulunulması, bu suretle kamu ve özel sektörün borç bulma imkanlarının iyileştirilmesi

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin hedefleri arasında yer almaktadır.

Teşvikler ve Vergi Düzenlemeleri

– Devlet Katkısı

Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının %25’ine karşılık gelen tutar, katılımcının devlet katkısı hesabına ödenir. Bu hesaptaki birikimler, devlet katkısı ödemeleri için özel olarak belirlenmiş, daha düşük fon toplam gider kesintisi oranına sahip fonlarda değerlendirilir. Katılımcının sistemden emekli olması veya vefat, maluliyet gibi nedenlerle sistemden ayrılması halinde, devlet katkısı hesabındaki birikimin tamamı kendisine (veya vefat durumunda lehdarına) ödenecektir.

Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılmak istemesi durumunda, devlet katkısına hak ediş oranları aşağıdaki şekilde belirlenecektir.

1/1/2013 tarihinden sonra;

a) En az üç yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve varsa getirilerinin yüzde onbeşine,

b) En az altı yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve varsa getirilerinin yüzde otuzbeşine,

c) En az on yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve varsa getirilerinin yüzde altmışına,

hak kazanacaktır.

– Emeklilik Fonunun Vergilendirilmesi

Emeklilik yatırım fonlarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.

– Fondan Yapılacak Ödemelerin Vergilendirilmesi

Ödenecek vergi, sistemde kalınan süreye bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Katılımcı, bireysel emeklilik sisteminde ne kadar uzun süre kalırsa, o kadar düşük oranda vergi ödeyecektir. Katılımcıların ödeyecekleri vergi aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır.

  • 10 yıldan önce sistemden ayrılan katılımcılar %15
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olmakla birlikte 56 yaşından önce ayrılan katılımcılar %10
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olma ve 56 yaş şartlarını yerine getirerek emeklilik hakkını kazanan katılımcılar %5
    oranında vergi ödeyecektir. Vergi kesintisi, sadece bireysel emeklilik ve devlet katkısı hesaplarından elde edilen getiri üzerinden yapılmakta, ödenen katkı paylarından ve devlet katkısının anaparasından vergi kesintisi yapılmamaktadır.

– Diğer Vergiler

Sigorta ve emeklilik şirketleri ile emeklilik yatırım fonlarının kuruluşları dahil her türlü işlemlerinde düzenlenen kağıtlar damga vergisinden müstesna tutulur.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bes-primleri-gelir-vergisi-matrahindan-indirilebilir-mi/feed/ 0
SMMM’ler bilirkişilik, bağımsız denetim ve konkordato eğitimleri için ödenen bedelleri vergi matrahından indirebilir mi? https://www.muhasebenews.com/smmmler-bilirkisilik-bagimsiz-denetim-ve-konkordato-egitimleri-icin-odenen-bedelleri-vergi-matrahindan-indirebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/smmmler-bilirkisilik-bagimsiz-denetim-ve-konkordato-egitimleri-icin-odenen-bedelleri-vergi-matrahindan-indirebilir-mi/#respond Fri, 14 Jan 2022 00:47:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116840 T.C. 

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-120[68-2021/65]-341666

14.04.2021

Konu

:

Mesleki faaliyetin yürütülebilmesi için zorunlu olan eğitimlere ve organizasyonlara katılım için ödenen ücretlerin gider kaydı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; mesleki faaliyetin yürütebilmesi için zorunlu olan eğitimlere ve organizasyonlara (TÜRMOB Eğitimleri, KGK Eğitimleri, bilirkişilik eğitimleri, konkordato eğitimleri v.b.) katılım için ödenen ücretlerin, serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilip indirilmeyeceği ile bu harcamalara yönelik yüklenilen katma değer vergisi indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun; “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…” hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun 68 inci maddesinde, serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin hasılattan indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun “Mesleki geliştirme eğitimi” başlıklı 44 üncü maddesinde, “Meslek mensuplarının, mesleki faaliyetlerini fiilen devam ettirmeleri için Birlik ve odalar tarafından düzenlenecek mesleki geliştirme ve eğitim seminerlerine katılmaları zorunludur. Meslek içi eğitimle ilgili konular, eğitim programları ve süreleri ile diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Yönetmeliğinin; 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, mesleki geliştirme eğitimi, meslek mensuplarının yeteneklerini geliştiren, koruyan ve yetkin bir şekilde görev yapmalarına olanak sağlayan; planlı, programlı, doğrulanabilir ve ölçülebilir öğrenme faaliyetleri olarak tanımlanmış, 5 inci maddesinde, sürekli mesleki geliştirme eğitim programlarının amaçlarına, 8 inci maddesinde de sürekli mesleki geliştirme eğitim programlarının neler olduğuna yönelik açıklamalara yer verilmiştir.

Aynı Yönetmeliğin, “Sürekli mesleki geliştirme eğitim programlarına katılım” başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, tüm meslek mensuplarının, meslek ruhsatlarını edindikleri yılı takip eden yılın ilk gününden başlayarak, meslekle ilişiklerinin kesildiği güne kadar sürekli mesleki geliştirme eğitim programlarına düzenli olarak katılımının zorunlu olduğu, “Yaptırım” başlıklı 10 uncu maddesinde, sürekli mesleki geliştirme eğitim programlarına katılmayan meslek mensupları hakkında 31/10/2000 tarihli ve 24216 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği hükümlerinin uygulanacağı, katılım zorunluluğu yerine getirilinceye kadar çalışanlar listesine kayıtlı meslek mensuplarının büro tescil belgeleri vize edilmeyeceği, çalışanlar listesi kayıt ve faaliyet belgesi alma taleplerinin yerine getirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin “Sürekli eğitim” başlıklı 25 inci maddesinde, denetçilerin, etik kurallara uygun ve yüksek kalitede hizmet sunabilmeleri amacıyla, sahip oldukları mesleki bilgi ve becerilerinin yeterli bir seviyede tutulmasını ve geliştirilmesini hedefleyen sürekli eğitime tabi tutulacakları, sürekli eğitim yükümlülüğünü yerine getirmeyen denetçilerin, bu yükümlülüklerini yerine getirene kadar denetim yapamayacakları ve denetim ekiplerinde görevlendirilemeyecekleri hükme bağlanmıştır.

Bağımsız Denetçiler İçin Sürekli Eğitim Tebliğinin; Eğitim yükümlülüğünün başlangıcı” başlıklı 6 ncı maddesinde, eğitim yükümlülüğünün denetçinin sicile tescil edildiği tarihi izleyen ikinci takvim yılının başından itibaren başlayacağı, “Eğitim konuları” başlıklı 7 nci maddesinde, eğitim konularının, temel mesleki konular ve destekleyici konulardan teşekkül edeceği, temel mesleki konuların; muhasebe, denetim, etik kurallar, finans ve kurumsal yönetim konularını kapsadığını, destekleyici konuların; mesleki gelişime katkı sağlayacak diğer konular ile kişisel gelişime katkı sağlayacak konuları kapsadığı belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Yönetmeliği ile Bağımsız Denetim Yönetmeliği uyarınca, meslek mensuplarının alanlarında faaliyetlerini yürütebilmeleri için almaları gereken zorunlu eğitimler ve mesleki alanlardaki katılmaları gereken zorunlu sempozyum ve kongreler gibi organizasyonlar bulunmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununun 68 inci maddesine göre giderlerin, serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.

Buna göre, anılan Yönetmelikler uyarınca mesleki faaliyetinizin yürütülmesi için zorunlu olan eğitimler ve mesleki sempozyum ve kongreler gibi organizasyonlara katılım için yaptığınız ödemelerin, Gelir Vergisi Kanununun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre serbest meslek kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, bilirkişilik faaliyeti öncesinde alınan eğitimler ile konkordato komiserliği listesine kaydolabilmek için alınan komiserlik eğitimleri için yapılan ödemelerin ise söz konusu faaliyetlerden elde edilen gelirlerin ücret hükümlerine göre vergilendirilmesi nedeniyle, mesleki kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

– 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

– 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,

– 30/d maddesinde Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, Gelir Vergisi Kanununa göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilen ve ilgili mevzuatı uyarınca mesleki faaliyetin yürütülmesi için zorunlu olan eğitimler, mesleki sempozyum ve kongreler gibi organizasyonlara katılım için yapılan ödemelere ilişkin KDV tutarlarını genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapmanız mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, bilirkişilik faaliyeti öncesinde alınan eğitimler ile konkordato komiserliği listesine kaydolabilmek için alınan komiserlik eğitimleri için yapılan ödemelerin, serbest meslek kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununa göre indirimi kabul edilmeyen gider olarak kabul edilmesi nedeniyle, söz konusu giderleriniz dolayısıyla yüklenilen KDV’yi Kanunun 30/d maddesi uyarınca indirim konusu yapamayacağınız tabiidir.


Kaynak: GİB ÖZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmmler-bilirkisilik-bagimsiz-denetim-ve-konkordato-egitimleri-icin-odenen-bedelleri-vergi-matrahindan-indirebilir-mi/feed/ 0
Şirket sermayesinin intifa ve kuru mülkiyete isabet eden değerlerin veraset ve intikal vergisi matrahından indirilip indirilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/sirket-sermayesinin-intifa-ve-kuru-mulkiyete-isabet-eden-degerlerin-veraset-ve-intikal-vergisi-matrahindan-indirilip-indirilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-sermayesinin-intifa-ve-kuru-mulkiyete-isabet-eden-degerlerin-veraset-ve-intikal-vergisi-matrahindan-indirilip-indirilmeyecegi/#respond Tue, 15 Dec 2020 07:19:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98719 T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı

SAYI    :B.07.1.GİB.0.60/6000-2406/ 99500                                                           ANKARA

KONU  :                                                                                                                     18.12.2006

Sayın ………….…………………………………

İLGİ: 28/09/2006 tarihli dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde, muris ……………’in ortağı olduğu ……………’nin sermayesinin intifa, kuru mülkiyet şeklinde ayrılması halinde, intifa ve kuru mülkiyete isabet eden değerlerin veraset ve intikal vergisi matrahından indirilip indirilmeyeceği hususundaki Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle  ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendinde de “mal” tabirinin; mülkiyete konu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen diğer bütün hakları ve alacakları ifade ettiği  hükme bağlanmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 795 inci maddesinde “İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur.

Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır.

Taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilir” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 797 nci maddesinde de, intifa hakkının, intifa sahibinin ölümüyle ortadan kalkacağı belirlenmiştir.

Bu hükümlere göre, başkasına ait bir eşya veya mal varlığı üzerinde belli bir kişiye tam yararlanma olanağı sağlayan bir sınırlı ayni hak olan ve iktisadi bir değer niteliğine sahip bulunan intifa hakkı, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 2 nci maddesinde tanımlanan mal kapsamına girmekte olup bir kişiden diğer bir kişiye intikalinin vergiye tabi tutulması gerekir. İntifa hakkının şahsa bağlı bir hak olması vergilendirmeyi etkilemez. Anılan Kanunda intifa hakkının veraset yolu ile veya ivazsız suretle intikalinin vergiden istisna edileceğine dair bir hüküm de bulunmamaktadır.

Öte yandan, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 2353 sayılı Kanunla değişik 4 üncü maddesinin (j) fıkrasında ise sağlar arasında ivazsız bir tarzda vukubulan intikaller hariç olmak üzere kuru mülkiyet halinde intikal eden malların (Kuru mülkiyet halinde kaldığı müddetçe) vergiden istisna tutulacağı belirlenmiştir.

Söz konusu hükmün incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, kuru mülkiyetin veraset yoluyla intikalinin vergiden istisna edilebilmesi için intikalden sonra kuru mülkiyet halinin devam etmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin (a) fıkrasında “Veraset yoluyla vukubulan intikallerde murisin ihticaca salih vesaika müstenit borçları ile vergi borçları beyannamede gösterilmek şartıyla matrahtan tenzil olunur.” denilmektedir.

Bu hükme göre, ister beyan sırasında bildirilmiş olsun ister varlığı sonradan anlaşılsın murisin incelemeye elverişli belgelere dayanan borçları matrahtan indirilebilecektir.

Bu nedenle, murisin ortağı bulunduğu şirket sermayesinin intifa, çıplak veya kuru mülkiyet şeklinde ayrılması halinde,  mirasçılarına intikal eden intifa hakkı ile kuru mülkiyete ait hisselerin veraset ve intikal vergisi matrahından indirilmesi söz konusu değildir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-sermayesinin-intifa-ve-kuru-mulkiyete-isabet-eden-degerlerin-veraset-ve-intikal-vergisi-matrahindan-indirilip-indirilmeyecegi/feed/ 0
İşveren Tarafından Ödenen Özel Sağlık Sigortası SGK Matrahından Düşülür Mü?ü_ https://www.muhasebenews.com/isveren-tarafindan-odenen-ozel-saglik-sigortasi-sgk-matrahindan-dusulur-muu_/ https://www.muhasebenews.com/isveren-tarafindan-odenen-ozel-saglik-sigortasi-sgk-matrahindan-dusulur-muu_/#respond Sat, 21 Nov 2020 07:18:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=96885 Özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgarî ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları

Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, “… işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgarî ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tâbi tutulmaz.” denilmektedir.

Sigortalı adına ay içinde özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı adı altında işverence yapılan ödemeler toplamının aylık asgari ücretin % 30’una isabet eden kısmı prime esas kazanca dahil edilmeyecek, kalan tutar ise ödendiği ayın prime esas kazancına dahil edilecektir.

Özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı adı altında işverenlerce yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

Brüt Aylık Asgari Ücret X % 30 = İstisna Tutarı,

Özel Sağlık Sigortası Primi + Bireysel Emeklilik Katkı Payı – İstisna Tutarı = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Özel Sağlık Sigortası Primi ve Bireysel Emeklilik Katkı Payı Tutarı,

Formülü vasıtasıyla hesaplanacaktır.

Buna karşın, sigortalının özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik katkı payının ödendiği aydaki prime esas kazancının, 82 inci maddeye istinaden belirlenen prime esas kazanç üst sınırının üzerinde olması halinde, söz konusu özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik katkı payları takip eden iki ayda üst sınır aşılmamak kaydıyla sigortalının prime esas kazancına dahil edilecektir.

Sigortalı adına işveren tarafından yalnızca özel sağlık sigortası primi veya yalnızca bireysel emeklilik katkı payı ödenmiş olması durumunda ise, prime esas kazanca dahil edilecek tutar, ödenen özel sağlık sigortası primi veya bireysel emeklilik katkı payı üzerinden %30 oranındaki istisna tutarının düşülmesi suretiyle hesaplanacaktır


Kaynak: SGK İşyeri İşlemleri Genelgesi 2020-20 18.06.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isveren-tarafindan-odenen-ozel-saglik-sigortasi-sgk-matrahindan-dusulur-muu_/feed/ 0