Mali Suçları Araştırma Kurulu – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 26 Jul 2021 05:57:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Maliye gerçek (gizli) ortakların peşinde https://www.muhasebenews.com/maliye-gercek-gizli-ortaklarin-pesinde/ https://www.muhasebenews.com/maliye-gercek-gizli-ortaklarin-pesinde/#respond Mon, 26 Jul 2021 01:00:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=112746

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


13 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 529 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Tebliğ) ile bazı kurum ve kişilerin “gerçek faydalanıcı” bildirimine ilişkin yükümlülükler öngören düzenlemeler yapıldı. Getirilen yükümlülükler aslında yeni değil. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK)’nun daha önce çıkardığı Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) de benzer yükümlülükleri içermektedir. Ancak bu yeni Tebliğ ile uygulamanın kapsamı genişlemiş olmaktadır.

Tebliğ’in detaylarına geçmeden önce “gerçek faydalınıcı”nın (vergi literatüründe genellikle gerçek lehdar/beneficial owner olarak kullanılır) neden önemli olduğunu ve neden öğrenilmek istendiğini anlamak gerekir. Konunun vergisel yönü olduğu gibi kara para ve terörün finansmanıyla ilgili yönü de bulunmaktadır. İşin özünde, kurdukları paravan şirketler, trustlar vb. yapılar aracılığıyla kendilerini gizleyerek elde ettikleri gelirleri gizleyen veya ülkeler arasındaki çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının sağladıkları bazı imkanları kullanarak daha az vergi ödeyen (anlaşmaların suistimali – treaty abuse) veya kara para aklayan ve terörü finanse eden gerçek kişilerin ortaya çıkarılması yatmaktadır. Bu nedenle, konu OECD, FATF (Mali Eylem Görev Gücü) gibi uluslararası kurumların yakın ilgi ve çalışma alanındadır. Özetle, ekranın arkasındaki “gizli el” ortaya çıkarılmak istenmektedir.

Tebliğ, MASAK Yönetmeliği ile çok benzer hükümler içermekle birlikte bazı yeni tanım ve kavramlar da içermektedir. Öncelikle, Tebliğ’in dayanağı olan yasal düzenlemelerde 7018 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’ne atıf yapılması ve girişte bilgi değişimine yer verilmesi gerçek faydalanıcı bilgilerinin karşılıklılık esasına göre diğer ülkelerle de paylaşılabileceğini ima etmektedir. İkinci olarak, daha ziyade Anglosakson ve Anglo-Amerikan Hukuku’nda olan ancak bizim hukukumuzda yer almayan “Trust” kavramı tanımlanmıştır. Söz konusu müessese MASAK Yönetmeliğinde “güven sözleşmesi” olarak kullanılmaktaydı. Trust, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde varlıklı kişilerin/ailelerin servetlerini yönetmede kullanılan, bazı durumlarda çeşitli vergisel avantajları olan, bizdeki vakıf ile fon arasında bir yapıdır.

Tebliğde, gerçek faydalanıcı, tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişiler olarak; trust ise bir malvarlığının belirli bir lehtar ya da lehtar grubunun yararlanması için, malvarlığının maliki olan sözleşme kurucusu tarafından, söz konusu malvarlığının yönetimi, kullanımı ya da sözleşmede belirtilen diğer tasarruflarda bulunulması amacıyla sözleşmeyi icra eden bir mütevellinin kontrolüne bırakılmasını hüküm altına alan hukuki ilişki olarak tanımlanmıştır.

Gerçek faydalanıcının kim olduğu somut olarak şu şekilde tespit edilecektir.

Tüzel kişilerde; a) %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları, b) Tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler, c) Bu iki halde gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler gerçek faydalınıcıdır. Görüldüğü üzere, tüzel kişilerde gerçek faydalanıcının tespitinde sahiplik (hissedarlık) ilişkisi, nihai kontrol ve üst düzey temsil/icra yetkisi olmak üzere üç temel durum dikkate alınacaktır. Bu durumda, sadece kağıt üzerinde gözüken ortaklar değil, “gerçekten” gerçek ortakların bildirimi gerekmektedir. Hatta kağıt üzerinde ortak gözükenlerin değil, şirket üstünde nihai kontrol sahibi “gizli ortakların” da bildirimi istenmektedir. Böyece Tebliğ ile akrabası, çocukları, karısı, çaycısı üzerine şirket kuran gizli ortakların ortaya çıkarılması hedeflenmektedir.

Diğer taraftan, yabancı sermayeli şirketlerde ana ortağın halka açık şirket olması ve %25 üzerinde gerçek kişi ortağın bulunmaması halinde gerçek faydalanıcıyı tespit etmek kolay olmayacaktır. Bu şirketler genellikle profosyonel yöneticiler tarafından yönetilmekte, şirket üzerinde nihai kontrole sahip kişi bulunmamakta, şirketle ilgili nihai kararlar ülke yöneticileri, ülkenin bağlı olduğu bölge yöneticileri ve global yöneticiler tarafından verilmektedir. Bu kişiler ise uzun bir liste oluşturmakta ve zaman içerisinde değişmektedir. Bu durumda bu şirketler için Türkiye’de icra yetkisine sahip kişilerin gerçek faydalanıcı olarak bildirilmesi söz konusu olacaktır ki; bu kişilerin bildirimi zaten kurumlar vergisi beyannamesi ile yapılmakta veya bu bilgiler Maliye kayıtlarında bulunmaktadır. O halde, halka açık yabancı sermayeli şirketlerin gerçek faydalınıcı bildiriminin nasıl yapılacağı konusunda Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) bir açıklama yapmasında fayda bulunmaktadır.

İş ortaklığı gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise a) tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler, b) bu kişinin tespit edilememesi halinde tüzel kişiliği olmayan teşekkül nezdinde en üst düzeyde icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler üst düzey yönetici sıfatıyla gerçek faydalanıcı olarak kabul edilecek ve bildirime konu edilecektir. Buradaki “iş ortaklığı”ndan sadece Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca ayrı mükellefiyet tesis ettiren ortaklıkları değil, bütün adi ortaklıkları anlamak gerekir. Bu durum, özellikle sıkça tartışma konusu olan kamu özel işbirliği projelerindeki yüklenici firmaları ilgilendirecektir.

Trust ve benzeri teşekküllerde; kurucular, mütevelli, yönetici, denetçi veya faydalanıcı sıfatını haiz olanlar ya da bu teşekküller üzerinde nüfuz sahibi olanlar gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilecektir.

Tebliğde bildirim yükümlülüğü getirilenler iki kısma ayrılmıştır. 1) Sürekli bildirim yapacaklar, 2) Gelir İdaresi Başkanlığının talep etmesi üzerine bildirim yapacaklar.

Sürekli bildirim yükümlüsü olanlar şunlardır:

a) Kurumlar vergisi mükellefleri (anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler, ayrı mükellefiyet tesis ettiren iş ortaklıkları),

b) Kollektif şirketlerde şirketi temsile yetkili kimse veya ortak,

c) Eshamsız komandit şirketlerde komandite ortaklardan biri

d) Adi ortaklıklar adına en yüksek ortaklık payına sahip kişi,

e) Türkiye’de yönetim merkezi olan veya Türkiye’de mukim yöneticisi olan yabancı ülkede kurulmuş trust ve benzeri teşekküllerin yöneticileri, mütevellileri veya temsilcileri.

Aşağıda belirtilenler ise GİB tarafından talep edilmesi halinde, müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini bildirmek zorundadır.

a) Bankalar,

b) Bankalar dışında banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz kuruluşlar,

c) Kambiyo mevzuatında belirtilen yetkili müesseseler,

ç) Finansman ve faktoring şirketleri,

d) Sermaye piyasası aracı kurumları ve portföy yönetim şirketleri,

e) Ödeme kuruluşları ile elektronik para kuruluşları,

f) Yatırım ortaklıkları,

g) Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri ile sigorta ve reasürans brokerleri,

ğ) Finansal kiralama şirketleri,

h) Sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde takas ve saklama hizmeti veren kuruluşlar,

ı) Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasasına ilişkin saklama hizmeti ile sınırlı olmak üzere Borsa İstanbul Anonim Şirketi,

i) Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi ile kargo şirketleri,

j) Varlık yönetim şirketleri,

k) Kıymetli maden, taş veya mücevher alım satımı yapanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

l) Cumhuriyet altın sikkeleri ile Cumhuriyet ziynet altınlarını basma faaliyeti ile sınırlı olmak üzere Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü,

m) Kıymetli madenler aracı kuruluşları,

n) Ticaret amacıyla taşınmaz alım satımıyla uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

o) İş makineleri dâhil her türlü deniz, hava ve kara nakil vasıtalarının alım satımı ile uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

ö) Tarihi eser, antika ve sanat eseri alım satımı ile uğraşanlar veya bunların müzayedeciliğini yapanlar,

p) Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye Jokey Kulübü ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığı dâhil talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler,

r) Spor kulüpleri,

s) Noterler,

ş) Savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin birinci fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere; taşınmaz alım satımı, sınırlı ayni hak kurulması ve kaldırılması, şirket, vakıf ve dernek kurulması, birleştirilmesi ile bunların idaresi, devredilmesi ve tasfiyesi işlerine ilişkin finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, banka, menkul kıymet ve her türlü hesaplar ile bu hesaplarda yer alan varlıkların idaresi işleriyle sınırlı olmak üzere serbest avukatlar,

t) Bir işverene bağlı olmaksızın çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler,

u) Finansal piyasalarda denetim yapmakla yetkili bağımsız denetim kuruluşları,

ü) Kripto varlık hizmet sağlayıcılar,

v) Tasarruf finansman şirketleri.

Merkezi yurtdışında bulunan yükümlünün şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri GİB tarafından talep edildiğinde müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini bildirmek zorundadır.

Uygulamada, yükümlülerin gerçekleştirdikleri işlemin gerçek faydalınıcısını müşteriden öğrenmesi kolay değildir. Finans kurumlarının öteden beri “müşterini tanı” ilkesi ve sektördeki yerleşik uygulamalar düşünüldüğünde bu konuda çok fazla zorluk yaşamayacakları düşünülebilir. Ancak avukat, mali müşavir gibi yükümlülerin hizmet sunduğu bir kurumsal müşterinin işlemdeki gerçek faydalanıcısını nasıl tespit edeceği konusu muammadır. Bu yükümlülerin bu tür bir sorgulama yapma yetkisi olmadığı gibi, olumsuz cevap aldıklarında hizmet vermemek dışında yapabilecekleri çok fazla birşey de bulunmamaktadır. Uygulama nasıl olacak hep birlikte göreceğiz.

Gerçek faydalınıcı bilgisinin bildirimi ise şu şekilde olacaktır. Sürekli bildirim zorunluluğu getirilenlerden kurumlar vergisi mükellefleri, gerçek faydalanıcı bilgisini geçici vergi beyannameleri ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirmek zorundadır. Kurumlar vergisi mükellefleri dışında kalan diğer mükellefler ile diğer kişiler gerçek faydalanıcı bilgisini her yılın Ağustos ayı sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bir form ile elektronik ortamda bildirmek zorundadır. Yeni mükellefiyet tesis ettirme veya daha önce bildirilen bilgilerde değişiklik olması halinde, yeni mükellefiyet tesisi veya bilgi değişikliği, bunların gerçekleştiği tarihi takip eden bir ay içerisinde bildirilmelidir.

Tebliğ uygulaması 1 Ağustos 2021 itibariyle başlamaktadır ve en geç 31 Ağustos 2021 günü sonuna kadar gerçek faydalanıcı bilgisinin elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesi gerekmektedir.

Kapsama giren mükellefler ve diğer kişiler tarafından bildirim; İnternet Vergi Dairesinde yer alan açıklamalara uygun şekilde elektronik ortamda internet vergi dairesi üzerinden “gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu” doldurularak verilecektir. Bildirimin elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu olduğundan vergi dairesi müdürlükleri/malmüdürlükleri, bildirimi kâğıt ortamında hiçbir şekilde kabul etmeyecektir. Elektronik ortam dışında gönderilen bildirim verilmemiş sayılacaktır. Gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu, mükellef tarafından bizzat gönderilebileceği gibi ilgili dönemde, aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan serbest muhasebeci mali müşavir veya gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi tasdik sözleşmesi (tam tasdik sözleşmesi) bulunan yeminli mali müşavirler aracılığıyla da gönderilebilir.

Tebliğ ile bildirilmesi istenen bilgiler, gerçek faydalınıcıların adı, soyadı, vatandaşlıkları, kimlik numaraları ve adresleri, varsa telefon, faks ve elektronik posta bilgileri ile gerçek faydalanıcılığın sebebidir.

Peki bildirim yapmamanın cezası nedir? Tebliğde, yapılan düzenlemeler kapsamında bildirilmesi gereken bilgileri bildirmeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununun (VUK) ilgili ceza hükümlerinin uygulacağı söylenmiş olmakla birlikte, VUK’un hangi maddesindeki hangi cezanın uygulanacağı açıkça belirtilmemiştir. Bu durum önemli bir eksikliktir. Böyle bir durumda, VUK’un mükerrer 355. maddesinde yer alan bilgi vermekten çekinenlere ilişkin özel usulsüzlük cezasının uygulanacağını düşünüyorum. Bildirim yükümlülüğü getirilenler dikkate alındığında, söz konusu ceza 2021 yılı için 2.500 TL’dir.

Sözün özü: Perde kalkmadan kuklacı gözükmez.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Aftan yararlanma zımnen kabul müdür? (12.07.2021)

Kentsel dönüşümde tapu harcı bilmecesine son! (06.07.2021)

Karşı vekalet ücreti BSMV’ye tabi midir? (21.06.2021)

Matrah artıran mükellefler dokunulmaz mı? (14.06.2021)

Finansman gider kısıtlamasında son durum ve sorunlar (31.05.2021)

Af, yeniden! (24.05.2021)

Evde ürettiği malları internetten satanlara vergi muafiyeti (17.05.2021)

Çek ibraz ve alkol yasağı, MASAK’ın kripto düzenlemesi ile sosyal ağ temsilcisi (03.05.2021)

Özel iletişim vergisi gider yazılabilir mi? (26.04.2021)

Merkez Bankası’nın kripto düzenlemesi: Yassak hemşerim! (19.04.2021)

Avukatların KDV ile imtihanı (12.04.2021)

Maliye ölümü gösterdi, sıtmaya razı etti (05.04.2021)

Finansman gider kısıtlamasında detaylar netleşiyor, ama…(01.04.2021)

Hukuk ve ekonomi reformu paketlerinde vergi (22.03.2021)

Beyaz yakalılar: Gelir vergisi beyannamesini unutmayın! (15.03.2021)

Kar Dağıtmama Stopajı (08.03.2021)

Tevkif edin şu KaDeVe’yi! (01.03.2021)

İzaha davete özel esaslara alma yetkisi (23.02.2021)

Sosyal medya fenomenlerinin ve Youtuberların vergilendirilmesi (15.02.2021)

İnşaat sektörüne ve yabancı kaynak kullananlara vergi sürprizi (08.02.2021)

İletişime bindirim, kentsel dönüşüme indirim (01.02.2021)

Sorularla Değerli Konut Vergisi (28.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

]]>
https://www.muhasebenews.com/maliye-gercek-gizli-ortaklarin-pesinde/feed/ 0
Çek ibraz ve alkol yasağı, MASAK’ın kripto düzenlemesi ile sosyal ağ temsilcisi https://www.muhasebenews.com/cek-ibraz-ve-alkol-yasagi-masakin-kripto-duzenlemesi-ile-sosyal-ag-temsilcisi/ https://www.muhasebenews.com/cek-ibraz-ve-alkol-yasagi-masakin-kripto-duzenlemesi-ile-sosyal-ag-temsilcisi/#respond Mon, 03 May 2021 01:00:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108627

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


Geride bıraktığımız hafta ilginç gelişmelerin yaşandığı, çeşitli tartışmalara neden olan bazı düzenlemelerin yapıldığı bir hafta oldu. Bu yazımda tarihe not düşmek adına bu gelişmeleri değerlendireceğim.

1- Çek ibraz yasağı

Dramatik bir şekilde artan Covid19 vakaları nedeniyle tam kapanma ilan edilince, ticari hayatın bir kez daha yavaşlayacak olması sebebiyle, Meclis’te görüşülen 7318 sayılı yasaya son dakika bir madde eklenerek ibraz süresinin son günü 30.04.2021 ile 31.05.2021 (bu tarih dahil) tarihleri arasına isabet eden çeklerin bu tarihler arasında ibraz edilemeyeceği, 01.06.2021 tarihinden itibaren kalan ibraz süresi içinde ibraz edilebileceğine dair yasal düzenleme yapıldı. Ayrıca aynı düzenleme uyarınca, söz konusu tarihler arasında vadesi gelen kambiyo senedine dayanan alacaklar hakkında bu tarihler arasında icra ve iflas takibi başlatılamayacak, haciz kararı verilemeyecek, başlamış olan takipler duracaktır. Kamu idarelerinin alacakları hakkında da 30.04.2021 ile 31.05.2021 tarihleri arasında icra ve iflas takibi başlatılamayacaktır. Kamu idareleri için yapılan düzenlemede sadece takip başlatma yasağı getirilmiş olup başlamış olan icra takipleri durdurulmamıştır. Devlet kendi alacağına kapanmada da torpil geçmiştir.

29 Nisan’da Meclis’te kabul edilen bu yasa jet hızıyla Cumhurbaşkanınca onaylanıp gece yarısını müteakip Resmi Gazete’de yayımlandı. Lakin, ekonominin çekle döndüğü bir ülkede bir gece ansızın aceleyle yapılan bu düzenleme ile çek ibrazı yasaklanınca, sabah mesai başladığında çekler bankalar tarafından ödenmediğinde ticari hayat kilitlendi. Bunun üzerine, Ticaret Bakanlığı gün içinde apar topar Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında uygulamaya ilişkin bir tebliğ yayınlamak durumunda kaldı. Yalnız Tebliğ o kadar aceleye getirilmiş ki, Resmi Gazete’nin tarihi 30 Nisan 2021 “Çarşamba” olarak yazılmıştı. Neyse ki sonra bu hata fark edilip tarih 30 Nisan 2021 “Cuma” olarak düzeltildi. Tebliğ ile ibraz süresinin son günü, 30.04.2021 ila 31.05.2021 tarihleri arasına isabet eden çeklerin, belirtilen tarihler arasında bankaya ibraz edilmesi halinde, çek hesabı sahibinin hesabında çekin karşılığının bulunması kaydıyla çek bedelinin ödenmesinin gerektiği; çek hesabı sahibinin hesabında çekin karşılığının bulunmaması halinde, Çek Kanunu kapsamında karşılıksızdır işlemi yapılmayacağı yönünde düzenleme yapıldı.

Görüldüğü üzere, Kanun belirtilen tarihlerde çek ibrazını ve çek ödemesini yasaklarken, bu yasak Tebliğ ile yumuşatılarak hesapta karşılığı olan çeklerin ödenmesi imkanı tanınarak ekonomik tıkanmaya “şark” pratikliğiyle çözüm bulunmuş oldu. Elbette bu durum hukukun temel ilkelerinden biri olan normlar hiyerarşisine aykırıdır. Kanun ile yapılan bir yasaklama idari işlemle kaldırılamaz, hafifletilemez. Söz konusu tebliğ ekonomik bir gereksinimi giderse de bu düzenleme gelecekte başka tasarruflara da “yol olabilir.” Ayrıca hukuki metinlerde kılı kırk yaran bankaların kanuna aykırı tebliği uygulamaları beklenmektedir! Bu nedenle, bu Tebliğin iptal edilerek düzenlemenin yine yasayla yapılması en doğrusudur. Maalesef buna benzer hataları son zamanlarda sık görmeye başladık. Bu tür hatalar köklü bir geleneği ve bürokrasisi olan bir devlete yakışmamaktadır.

Sözün özü: Acele işe şeytan karışır.

2- Alkol satış yasağı

Geçen hafta gündemi meşgul eden diğer bir konu, tam kapanmaya ilişkin 26.04.2021 tarihli İçişleri Bakanlığı Genelgesinde alkol satışı yasaklanmamış olmasına rağmen marketlerde alkol satışına izin verilmediğine dair haberlerin basına yansımasıydı. Sonrasında İçişleri Bakanı da katıldığı bir programda kapanma döneminde alkol satışının yasak olduğu yönünde beyanat verdi. Görünen o ki, iktidar alkol satışını yasaklamak istemekte ancak bunu yazılı bir metne dökmek istememektedir. Önceki kapanma dönemlerinde de söz konusu yasak uygulanmış ve gerekçe olarak da temel gıda maddesi satmayan ticari işletmeler kapatıldığından haksız rekabete neden olmamak gösterilmişti. Tabi bu sefer kapanma süresi uzun olduğundan bu yasak özgürlüklere ve hayat tarzına müdahale olarak algılandı ve ciddi tartışmalara yol açtı. Aslında yasaklamanın gerekçesinin tatminkar olmadığını düşünüyorum, zira bu gerekçeden yola çıkarak marketlerin hırdavat malzemesi vs. de satmaması gerekir ama onların satışı yasaklanmadı. Bu nedenle, alkol satış yasağı üzerinden toplumsal fay hatlarının harekete geçirilmesi üzücü…

Konuyu hukuk perspektifinden değerlendirirsek, öncelikle birçok özgürlüğün genelgeler ile kısıtlanması, bu genelgelere dayanılarak cezalar kesilmesi başlı başına problematiktir. Anayasa’da güvence altına alınan seyahat özgürlüğü, teşebbüs özgürlüğü gibi birçok temel hak ve özgürlükler ancak kanunla, hakkın özüne dokunmadan ve orantılı olarak sınırlanabilir. Dolayısıyla, bugüne kadar genelgelerle getirilen yasakların tam olarak hukuka uygun olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Umumi Hıfsızsıha Kanunu, İl İdaresi Kanunu’nda sınırlama ve yasaklamalara ilişkin bazı düzenlemeler bulunmakla birlikte, bugün yaşadığımız yasakların bu Kanunlarda belirtilen yetkileri aştığını söylemek mümkündür. Ancak içinde yaşadığımız bu salgın döneminde, insanlar bu tedbirleri meşru görüp hukuk açısından fazla sorgulamadı ama bu durum her türlü yasağın sorgulanmayacağı anlamına gelmemektedir. Mesela sokağa çıkma yasaklarında site yönetimlerini inzibat olarak kullanmak hangi yetkiyle yapılmaktadır? Site yönetimi site sakinlerine, devlet site yönetimlerine hangi yetkiyle, hangi yaptırımı uygulayacak? Bu tür salgın hastalıklarla mücadelede bir Kanun düzenlemesi bugün yapılmayacak da ne zaman yapılacak?

Sözün özü: Alkol sağlığa zararlıdır, ancak her yetişkin kendi sağlığından sorumludur.

3- MASAK’ın kripto düzenlemesi

Yakın zamanda yaşanan bazı kripto borsalarındaki dolandırıcılık olayları gündemi oldukça meşgul etmektedir. Bu olayların ayyuka çıkması üzerine devlet geç de olsa adımlar atmaya başladı. Öncelikle Merkez Bankası bu konuda bir yönetmelik yayımlayarak kripto varlık tanımı yaptı ve kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılmasına ilişkin bazı yasaklar getirdi. Kripto dünyasına yönelik ilk düzenlemenin yasaklayıcı olması manidar. Bu konudaki görüşümü 19 Nisan 2021 tarihli yazımda dile getirmiştim. Söz konusu Yönetmelik sonrasında MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) da 1 Mayıs 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir düzenlemeyle “kripto varlık hizmet sağlayıcıları”nı yükümlüler arasına aldı. “Yükümlü” en basit tanımıyla ilgili mevzuat uyarınca müşterileri ve onların işlemlerine ilişkin olarak MASAK’a istenen bilgi ve bildirimleri göndermek zorunda olan kişi veya kurumlardır. Dolayısıyla, bu son düzenleme uyarınca artık kripto varlık hizmet sağlayıcıları da müşterilerine ilişkin bilgileri MASAK’a gönderecek. Ancak ortada önemli bir soru bulunmakta. Kripto varlık hizmet sağlayıcısı nedir, kimdir? Mevzuatımızda böyle bir tanım henüz yok. Yani yükümlü kapsamına alınan bu kişi veya kurumun ne veya kim olduğu henüz belli değil. Bu ifadenin Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF) (MASAK’ın uluslararası versiyonu olarak düşünebilirsiniz) tarafından yapılan “dijital varlık hizmet sağlayıcısı (virtual asset service provider)” kavramından esinlendiği görülmektedir. Söz konusu kavram, bir gerçek veya tüzel kişi adına veya onun için dijital varlıklar ve ülke paraları arasında değiş tokuş, dijital varlıkların bir veya daha fazla çeşidi arasında değiş tokuş, dijital varlıkların transferi, dijital varlıkların veya dijital varlıklar üzerinde kontrol sağlayan araçların saklanması ve/veya yönetimi, bir ihraççının (dijital varlık arz edenin), dijital varlık arzı ve/veya satışına yönelik katılma ve finansal hizmet sağlanması hizmetlerini sunmak olarak tanımlanmıştır.

Kripto varlıkların regülasyonu konusu, yakın zamandaki dolandırıcılık olaylarının etkisiyle yoğun olarak gündeme getirilmekte olup bu konuda ihtiyacı karşılayacak, yeniliklerin ve girişimlerin önünü tıkamayacak düzenlemelerin yapılması elzemdir. Ancak bu düzenlemelerin bölük pörçük yapılması, sektör paydaşlarının görüşlerinin yeterince alınmaması ciddi endişeler yarattığı gibi yapılacak regülasyonun ciddiyetine ilişkin de soru işaretlerine neden olmaktadır. Bu konuda yamalı bohça gibi parça parça mevzuatçıklar yapmak yerine, kapsamlı bir katılımla çerçeve bir kanun ve ikincil mevzuat çalışmasının yapılması gerekmektedir.

Sözün özü: Damlaya damlaya göl ancak atasözünde olur.

4- Sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de temsilci ataması

Sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de temsilcisinin (muhatabının) olmaması ve bu şirketlerin Türkiye’den elde ettiği gelirler üzerinden vergi ödemedikleri yönündeki eleştiriler nedeniyle 2020 yılında yapılan yasal düzenleme ile günlük erişimi bir milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’de temsilci atamalarına yönelik bir düzenleme yapılmıştı. Düzenlemeye göre, sosyal ağ sağlayıcıları tebligat, bildirim veya taleplerin gereğinin yerine getirilmesi ve kişiler tarafından 5651 sayılı Kanun kapsamında yapılacak başvuruların cevaplandırılması ve diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyecek ve bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer verecektir. Sosyal ağ sağlayıcı bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna bildirmekle yükümlüdür. Temsilcinin gerçek kişi olması hâlinde Türk vatandaşı olması zorunludur. Bu konudaki değerlendirmelerimi 9 Kasım 2020 tarihli yazımda yapmıştım. Söz konusu düzenleme ile temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına 10 ve 30 milyon TL idari para cezası, reklam verme, sözleşme yapma ve para transferi yapma yasağı, internet trafiği bant genişliğinin %90’a kadar daraltılması yönünde kademeli bir ceza mekanizması öngörülmüştür. Söz konusu yasanın yürürlüğe girmesi sonrasında cezalar kesilmeye başlanınca da birçok sosyal ağ sağlayıcısı temsilcilerini belirleyip bildirmeye başladı.

24.04.2021 tarihli Resmi Gazete’de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun Twitter’a uyguladığı reklam verme yasağını, bu sosyal ağın temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirdiği gerekçesiyle kaldırdığına ilişkin 22.04.2021 tarihli kararı yayımlandı. Bu temsilcinin kim olduğunu görmek için Twitter Türkiye’nin internet sitesine girdim ama çok uğraşmama rağmen internet sitesinde göremedim. (Dipte köşede bir yerlere koymuşlardır ama ben bulamadım.) Ancak yaptığım araştırmada Twitter’ın Türkiye’de bir şirket kurduğunu ve bu şirketin temsilci olarak atandığını öğrendim. 22 Nisan 2021 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan bilgiye göre, %100 hissedarı ABD’de mukim T.I Redwing LLC (Twitter merkezinin ünvanı) olan 10 bin TL sermayeli Twitter İnternet İçerik Hizmetleri Limited Şirketi kurulmuştur. Şirketin sermayedarı aynı zamanda tüzel kişi idareci (müdür) olarak atanmış ve onu temsilen de ABD vatandaşı olan ve ABD’de ikamet eden bir gerçek kişi atanmıştır. Görüldüğü üzere, Twitter asgari sermayeli bir Türk şirketi kurarak ve bu şirketi Türkiye’deki temsilcisi olarak bildirerek kanunun aradığı şartları yerine getirmiş gözükmektedir.

Buraya kadar her şey mevzuata uygun gözükmekte, ancak ortada bir tuhaflık yok mu? Türkiye’de sadece bir adres gösteren ve buraya tahsis ettiği 10 bin TL’lik bir sermaye (Konulan bu sermayenin de tekrar çekilmesinde hiçbir engel olmadığı gibi bu para da şirketin birkaç aylık muhasebe hizmet ücretini ancak karşılar.) kadar risk üstlenen dev bir küresel sosyal medya şirketi kanun koyucunun öngördüğü şekli unsurları sağlamıştır. Peki kanun koyucunun düzenlemedeki amacı sağlanmış oluyor mu? Bu adrese yapılan tebliğlerin karşılık bulacağının, kesilen cezaların tahsil edilebileceğinin garantisi var mı? Mevcut düzenleme devlet otoritesini sosyal ağ sağlayıcısının gönüllü uyumuna bağlı bırakmaktadır.

Bu şirketlerin Türkiye’den elde ettiği gelirler nedeniyle hedeflenen vergilerin toplanacağını ummak da mümkün değil. Her ne kadar yakın zamanda dijital hizmet vergisi, reklam ödemelerindeki stopaj gibi düzenlemeler yapılmış olsa da stopaja ilişkin vergiler hukuki olmadığından yargı tarafından haklı olarak kaldırılmaktadır. Bu şirketlerin sözleşmelerini ve faaliyetlerini Türkiye’deki iştirakleri üzerinden yapmalarını gerektiren bir düzenleme yoktur. Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları uyarınca Türkiye’de bir şirketin hissedarı olmak ana şirket açısından daimi temsilciliğe de neden olmamaktadır. (Dar mükellef şirketler Türkiye’deki daimi temsilcilikleri aracılığıyla elde ettikleri gelirler üzerinden vergi verirler.) Özetle, bu şirketler eskiden olduğu gibi Türkiye’de elde ettikleri gelirler üzerinden kurumlar vergisi vermemeye devam edeceklerdir. Gerçi temsilci atama düzenlemesi vergisel amaçla değil, muhatap bulma gerekçesiyle yapılmıştır ama farazi bir kişilik olan şirket kurulması ve bu şirketin tüm yetkililerinin Türkiye dışında olması durumunda muhatap bulmama sorunu devam edebilecektir. Kanun koyucu bu nüansı gözünden kaçırmış gözükmektedir. Bu nedenle yasal düzenlemenin revize edilip tüzel kişi temsilci atanması halinde de bu kişinin Türkiye’de ikametgahı bulunun bir gerçek kişi temsilci atamasının sağlanması gerekmektedir.

Sözün özü: Bütün delikleri kapatılmazsa flütten ses çıkmaz.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Özel iletişim vergisi gider yazılabilir mi? (26.04.2021)

Merkez Bankası’nın kripto düzenlemesi: Yassak hemşerim! (19.04.2021)

Avukatların KDV ile imtihanı (12.04.2021)

Maliye ölümü gösterdi, sıtmaya razı etti (05.04.2021)

Finansman gider kısıtlamasında detaylar netleşiyor, ama…(01.04.2021)

Hukuk ve ekonomi reformu paketlerinde vergi (22.03.2021)

Beyaz yakalılar: Gelir vergisi beyannamesini unutmayın! (15.03.2021)

Kar Dağıtmama Stopajı (08.03.2021)

Tevkif edin şu KaDeVe’yi! (01.03.2021)

İzaha davete özel esaslara alma yetkisi (23.02.2021)

Sosyal medya fenomenlerinin ve Youtuberların vergilendirilmesi (15.02.2021)

İnşaat sektörüne ve yabancı kaynak kullananlara vergi sürprizi (08.02.2021)

İletişime bindirim, kentsel dönüşüme indirim (01.02.2021)

Sorularla Değerli Konut Vergisi (28.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

]]>
https://www.muhasebenews.com/cek-ibraz-ve-alkol-yasagi-masakin-kripto-duzenlemesi-ile-sosyal-ag-temsilcisi/feed/ 0
Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapıldı 26.02.2021 https://www.muhasebenews.com/mali-suclari-arastirma-kurulu-genel-tebliginde-degisiklik-yapildi-26-02-2021/ https://www.muhasebenews.com/mali-suclari-arastirma-kurulu-genel-tebliginde-degisiklik-yapildi-26-02-2021/#respond Fri, 26 Feb 2021 06:46:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=105412

26 Şubat 2021 CUMA

Resmî Gazete Sayı : 31407

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 5)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 18)

MADDE 1 – 9/4/2008 tarihli ve 26842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 5)’nin 1 inci maddesinin ikinci paragrafında yer alan “Maliye Bakanlığınca” ibaresi “Hazine ve Maliye Bakanlığınca” olarak, “Maliye Bakanlığı’nın” ibaresi “Hazine ve Maliye Bakanlığının” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 2.1 inci maddesinin beşinci paragrafına birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş ve aynı paragrafın son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bu kapsamda riskli olarak değerlendirilen işlemlerde yükümlüler, basitleştirilmiş tedbir uygulamasından yararlanamaz.”

“Aklama veya terörün finansmanı şüphesinin söz konusu olduğu durumlarda ise basitleştirilmiş tedbir uygulanmaz ve konu şüpheli işlem bildirimi olarak Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirilir.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin 2.2.3 üncü maddesinin ikinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Yukarıdaki hükümler, 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmiş bulunan kamu iktisadi teşebbüsleri için de uygulanır.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin 2.2.7 nci maddesinin birinci paragrafında yer alan “üçbin” ibaresi “beş bin” olarak, “yedibinbeşyüz” ibaresi “on iki bin beş yüz” olarak değiştirilmiş ve aynı maddenin son paragrafına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Söz konusu tedbirler işveren grup emeklilik sözleşmelerinin yanı sıra açılan gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmeleri için de uygulanabilir.”

MADDE 5 – Aynı Tebliğin 2.2.8 inci maddesinin birinci paragrafında yer alan “, hisseleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na” ibaresi “veya yüzde elliyi aşan çoğunluk hissesine sahip ortağının, hisseleri Borsa İstanbul Anonim Şirketine” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 6 – Aynı Tebliğin 2.2.9 uncu maddesinin birinci paragrafında yer alan “üçyüz” ibaresi “beş yüz” olarak, “yediyüzelli” ibareleri “bin iki yüz elli” olarak değiştirilmiş ve “aşmayan” ibaresinden sonra gelmek üzere “, fon transferi amacıyla kullanılamayan ve sadece nakit çekimi ya da mal ve hizmet alımında kullanım amaçlı” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 7 – Aynı Tebliğin 2.2.10 uncu maddesinin birinci paragrafında yer alan “banka hesabı” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya kredi kartı hesabı” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 8 – Aynı Tebliğin 2.2.11 inci maddesinin birinci paragrafında yer alan “üçyüz” ibareleri “beş yüz” olarak, “yediyüzelli” ibareleri “bin iki yüz elli” olarak, “ve sadece” ibaresi “, fon transferi amacıyla kullanılamayan ve sadece nakit çekimi ya da” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 9 – Bu Tebliğ 1/5/2021 tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 10 – Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

 

Tebliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
9/4/2008 26842
Tebliğde Değişiklik Yapan Tebliğlerin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
1- 2/1/2010 27450
2- 11/6/2014 29027
3- 18/3/2016 29657
4- 2/2/2017 29967
5- 7/12/2017 30263

Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mali-suclari-arastirma-kurulu-genel-tebliginde-degisiklik-yapildi-26-02-2021/feed/ 0