mal teslimi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 25 Sep 2023 19:18:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Hazır Beton Tesliminde KDV Tevkifatı Var Mıdır? https://www.muhasebenews.com/hazir-beton-tesliminde-kdv-tevkifati-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/hazir-beton-tesliminde-kdv-tevkifati-var-midir/#respond Mon, 25 Sep 2023 22:11:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146558 Yapmakta olduğumuz işyerleri için kaba inşaat işini taşerona verdik. Sadece beton alımları firmamız tarafından yapılmaktadır. Almakta olduğumuz beton için KDV tevkifatı uygulamamız uygulamamız gerekiyor mu?

Evet Oran 4/10

Yapım işleri kapsamında veya ayrıca alınan hazır beton işleri için 4/10 KDV tevkifatı uygulanacaktır. KDV Tevkifat için ana işverenin belirlenmiş alıcılardan olması veya KDV mükellefi olması halinde ana işin 5.000.000 TL’yi geçmesi gerekir. 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hazir-beton-tesliminde-kdv-tevkifati-var-midir/feed/ 0
Sosyal Sorumluluk Projesi Olarak Okullara Yapılan Yardımlar ÖTV ve KDV’den İstisna Edilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/sosyal-sorumluluk-projesi-olarak-okullara-yapilan-yardimlar-otv-kdvden-istisna-edilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sosyal-sorumluluk-projesi-olarak-okullara-yapilan-yardimlar-otv-kdvden-istisna-edilebilir-mi/#respond Wed, 03 Oct 2018 19:30:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=15560 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Okullarda ısınma amaçlı kullanılacak LPG için gerekli altyapının oluşturularak bedelsiz teslim edilmesi ve akabinde bedelsiz olarak LPG bağışlanmasında belge düzeni ve Kurumlar Vergisi, KDV, ÖTV

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile şirketinizin LPG ve LNG ürünlerinin depolama, satış ve dağıtımı faaliyetleri ile iştigal ettiği, Doğu ve Güneydoğu illerindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarındaki ısınma problemine karşı çözüm üretmek amacıyla kullanılacak olan LPG için gerekli tank, tesisat ve altyapının standartlara uygun yapılarak okul yönetimine bedelsiz teslim edilmesi ve sonrasında da bu okullarda kullanılacak LPG’nin bedelsiz olarak bağışlanmasının planlandığı belirtilerek; sosyal sorumluluk gereği bağış olarak yapacağınız bu mal teslimleri ve hizmet ifaları için belge düzeninin nasıl olması gerektiği ile konunun kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi açısından değerlendirilmesi hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer indirimler” başlıklı 10’uncu maddesinde;

“(1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır:

c) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5 ine kadar olan kısmı.

ç) (c) bendinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.

2) Bağış ve yardımların nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.
…”
hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili açıklamalara 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.3.2 Bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde de yer verilmiş olup,
” …

            10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar

   Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri ile dini hizmetleri geliştirmek ve devam ettirmek amacıyla yapılan harcamalar kurum kazancının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

– Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamaların,

– Söz konusu tesislerin inşası için yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların,
– Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtları ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

            10.3.2.2.2. Kapsama dahil olan bağış ve yardımlar
            Kapsama dahil olan bağış ve yardımların;
– Bağışlanan okul, sağlık tesisi ve 100 yatak kapasitesinden az olmamak üzere (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası için yapılan harcama,
– Bu tesislerin inşası için yapılan bağış ve yardım,
– Mevcut tesislerin faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım,
niteliğinde olması gerekmektedir.

Düzenlemedeki “okul” ifadesinden, doğrudan eğitim-öğretim hizmetlerinin verildiği temel birimlerin anlaşılması gerekmekte olup rehberlik ve araştırma merkezi, mesleki eğitim merkezi, iş eğitim merkezi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve akşam sanat okulları da bu kapsamda değerlendirilecektir.

10.3.2.2.4. Bağış ve yardımın belgelendirilmesi
            Ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekli ve yeterlidir.

Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları değerler için fatura düzenlemesi; düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması yeterlidir.

Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzası bulunacaktır.
…”
açıklamaları yapılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kırsal kesimdeki okulların ısınma sorununun giderilmesi projesine katkı sağlamak amacıyla gerekli tank, tesisat ve altyapının şirketiniz tarafından standartlara uygun yapılarak bu okulların yönetimine bedelsiz teslim edilmesi ve daha sonra bu okullarda kullanılacak LPG’nin şirketiniz tarafından bedelsiz olarak bağışlanmasının, söz konusu okulların faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardım olarak kabul edilmesi; dolayısıyla bu kapsamda yapacağınız harcamaların tamamının, Kurumlar Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmü gereğince, yukarıda belirtilen şartlar dahilinde belgelendirilmek ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            KDV Kanununun; 1/1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 17/2-b maddesinde; birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlara (Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar) bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifalarının KDV den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 30/a maddesinde de, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV nin indirilemeyeceği, hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “II. Sosyal ve Askeri İstisnalar ve Diğer İstisnalar” başlıklı (F) bölümünde, KDV Kanununun 30/a ve 32’nci maddeleri hükümlerine göre 17’nci madde kapsamına giren işlemlerin kısmi istisna niteliğinde olduğu, buna göre, madde kapsamına giren işlemleri yapanların, bu işlemlerle ilgili alış ve giderler dolayısıyla yüklendikleri vergileri indirim konusu yapamayacakları, bu vergilerin gelir ve kurumlar vergisi uygulamaları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak göz önüne alınabileceği ifade edilmiştir.

Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarına bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV den istisna olup, söz konusu teslimler ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen KDV nin indirimi KDV Kanununun 30/a maddesi hükmü gereğince mümkün bulunmamaktadır. Ancak indirimi mümkün bulunmayan söz konusu KDV nin gelir veya kurumlar vergisi yönünden işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir.

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            Bilindiği üzere, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanununun 1’inci maddesinde bu Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dâhil imal edenler tarafından teslimi ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV’ye tabi tutulmuş, 2/1-e maddesinde teslim tanımlanmış, 2/3-a maddesinde ise vergiye tabi malların, vergiye tabi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca Kanunun 3’üncü maddesinde, (I) sayılı listede yer alan mallar için vergiyi doğuran olayın yurt içi teslimde veya teslim sayılan hallerde meydana geleceği, 4’üncü maddesinde de söz konusu mallarda verginin mükellefinin, bu malları imal veya ithal edenler ya da ÖTV uygulanmadan önce bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler olduğu ifade edilmiştir.

ÖTV Kanununun 10’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, ÖTV’ye ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.

Diğer taraftan, adı geçen Kanunun “Vergileme Ölçüleri ve Matrah” başlıklı 11’inci maddesinde bu Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan mallar için kilogram, litre, metreküp, standart metreküp, kilokalori veya bunların alt ve üst birimleri ile gerektiğinde büyüklükleri de dikkate alınarak kap, ambalaj veya adet olmak üzere maktu vergi tutarlarının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu madde hükmü uyarınca, ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listedeki mallar için bedel üzerinden oransal vergi uygulaması söz konusu olmayıp, mükellefleri tarafından teslim edilecek bahse konu mallar için, yukarıdaki ölçü birimleri de dikkate alınmak suretiyle yürürlükteki maktu tutar üzerinden vergi hesaplanması gerekmektedir.

            Bu itibarla, ilgide kayıtlı özelge talep formuna konu olayla ilgili olarak ÖTV Kanununda bedelsiz teslimlerin vergiden müstesna olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmadığından, firmanız tarafından sosyal sorumluluk projesi kapsamında doğu ve güneydoğu illerindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarına ısınma problemine çözüm üretmek maksadıyla ÖTV mükellefi sıfatıyla bedelsiz olarak teslim edilmesi planlandığı anlaşılan LPG isimli malın söz konusu teslimleri için, ÖTV hesaplanması ve ilgili vergilendirme dönemi içerisinde beyan edilerek ödenmesi gerektiği tabiidir.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
24 Şubat 2016 Tarih ve 64597866-125[10-2016]-3510 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sosyal-sorumluluk-projesi-olarak-okullara-yapilan-yardimlar-otv-kdvden-istisna-edilebilir-mi/feed/ 0
Kapandıktan Sonra Fatura Düzenlenmesi, Faturanın Sahte Olduğu Sonucunu Doğurur mu? https://www.muhasebenews.com/kapandiktan-sonra-fatura-duzenlenmesi-faturanin-sahte-oldugu-sonucunu-dogurur-mu/ https://www.muhasebenews.com/kapandiktan-sonra-fatura-duzenlenmesi-faturanin-sahte-oldugu-sonucunu-dogurur-mu/#respond Mon, 19 Mar 2018 10:15:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18354 KONU: Vergi Kanunlarının Uygulanması Ve İspat- KDV İndirimi-KDV İndiriminin Belgelendirilmesi
Davacıya Fatura Düzenleyen Mükellefin, İhtilaflı Dönemlerde Faaliyet Göstermediği Ve Gerçek Bir Mal Teslimi Veya Hizmet İfasında Bulunmaksızın Sahte Fatura Düzenlediği Hususu Somut Bir Şekilde Ortaya Konulamamış Olduğundan, Davacının Bu Mükelleften Aldığı Faturalar Nedeniyle Tarh Edilen Vergi Zıyaı Cezalı Katma Değer Vergisinde Ve Davanın Bu Kısmını Reddeden Vergi Mahkemesi Kararında Hukuka Uyarlık Bulunmadığı Hakkında.

İLGİLİ KANUN MADDELERİ:
213/md. 3

3065/md. 29

İSTEMİN  ÖZETİ: Davacı  adına, Bornova Vergi  Dairesi Müdürlüğünün 0190507800 vergi numaralı mükellefi …….. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden alınan faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2010/Ocak-Mart dönemleri için re ‘sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen bir kat vergi zıyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; kısmen kabul eden, kısmen reddeden İzmir 1. Vergi Mahkemesi’nin 05.06.2015 tarih ve E:2014/1674, K:2015/858 sayılı kararının; taraflarca dilekçelerde ileri sürülen sebeplerle karşılıklı olarak bozulması istenilmektedir.

CEVAPLARIN ÖZETİ: Davacı tarafından cevap verilmemiştir. Davalı idarenin cevabı yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

TETKİK HAKİMİ ……………’İN DÜŞÜNCESİ: Davacıya fatura düzenleyen ………. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerden, düzenlediği faturaların sahte olduğuna ilişkin somut herhangi bir tespit bulunmadığı anlaşıldığından, Vergi Mahkemesi kararının bir kat vergi zıyaı cezalı tarhiyata ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, ilişkin hüküm fıkrasının ise onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Dava dosyasının tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık; davacı adına, ………. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınan faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2010/Ocak-Mart dönemleri için re ‘sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen bir kat vergi zıyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı vergi zıyaı cezasının tekerrür uygulanan kısmı yönünden kabul eden, diğer kısım yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının taraflarca bozulması istemine ilişkindir.

Davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar vergi mahkemesi kararının vergi zıyaı cezasının tekerrür uygulanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasını kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.

Vergi Mahkemesi kararının, ……….. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınan faturalardan kaynaklanan hüküm fıkrasına yönelik davacı temyiz istemine gelince;

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinin 1/(a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, ancak vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Anılan madde hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun olarak biçimlendirilen muamelelerin bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitler olabilir.

………….. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 23.10.2013 tarih ve VDENR-2013-A-1902/31 sayılı vergi tekniği raporunda; mükellef şirketin 3.1.2008 tarihinde atık ve hurda toptan ticareti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, şirket ortaklarının ortağı oldukları diğer şirketler hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı raporlar bulunduğu, şirket adresinde 9.1.2008 tarihinde yapılan yoklamada iş yerinin 500 m2 olup 50 m2.’lik kısmının büro olarak kullanıldığı, aylık kirasının 400,00 TL olduğu, asgari ücretli 1 çalışanının bulunduğu, emtia bulunmadığı ancak demirbaş olarak bir adet vinç, 2 bilgisayar, telefon ve faks bulunduğu hususunun tespit edildiği, 20.10.2009 tarihli yoklamada şirketin adreste faal olduğu, 8 işçi çalıştırdığı ve başka bir şube veya deposunun bulunmadığı, 11.5.2011 tarihli yoklamada adreste faal olup 9 işçinin çalıştığı, aylık kirasının 500,00 TL olduğu deposunun bulunmadığı, aynı adreste …………… San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin de faaliyet gösterdiği, 20.2.2012 tarihli yoklamada adreste 11.10.2011 tarihinden bu yana başka bir mükellefin faaliyette bulunduğu hususlarının tespit edildiği, defter tasdikine ilişkin bilgi bulunmadığı, vadesi geçmiş toplam 488.343,97 TL vergi borcu bulunduğu ancak 14.196,71 TL ödeme yapıldığı, 2010 yılı 48.777.560,20.-TL katma değer vergisi matrahına karşılık indirilecek katma değer vergisi nedeniyle ödenmesi gereken katma değer vergisinin 1.392,42.-TL çıktığı, Ba-Bs analizi sonucu, 2010 yılında mal/hizmet alışlarının %99’luk kısmının toplam 3 mükelleften olduğu ve bunlar hakkında ilgili dönemde sahte belge düzenledikleri yönünde tespitler bulunduğu veya özel esaslara tabi olduğu, 2008/Aralık döneminden itibaren beyannamelerini veren muhasebecinin İzmir SMMM Odası ile yapılan yazışma neticesinde oda kaydının bulunmadığının anlaşıldığı, amortismanlarının artma veya azalma olmadan sürekli 1.000,00 TL olmasına rağmen 2010 yılı cirosunun 48.777.560,20.-TL olduğu hususlarının tespit edildiği ve sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varıldığı anlaşılmıştır.

Olayda,  davacıya fatura düzenleyen mükellefin,  ihtilaflı dönemlerde faaliyet göstermediği ve gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasında bulunmaksızın sahte fatura düzenlediği hususu somut bir şekilde ortaya konulamamış olduğundan, davacının bu mükelleften aldığı faturalar nedeniyle tarh edilen vergi zıyaı cezalı katma değer vergisinde ve davanın bu kısmını reddeden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idare temyiz isteminin reddine, davacı temyiz isteminin kabulüne, İzmir 1. Vergi Mahkemesi’nin 05.06.2015 tarih ve E:2014/1674, K:2015/858 sayılı kararının re ‘sen tarh edilen katma değer vergisi ve kesilen bir vergi zıyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, vergi zıyaı cezasının tekerrür uygulanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ise onanmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Danıştay-9. Daire-E. 2015/8428-K. 2015/12122-T. 27.10.2015

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kapandiktan-sonra-fatura-duzenlenmesi-faturanin-sahte-oldugu-sonucunu-dogurur-mu/feed/ 0
Emlak Aracılığından Elde Edilen Gelirler Nasıl Vergilendirilir? https://www.muhasebenews.com/emlak-araciligindan-elde-edilen-gelirler-nasil-vergilendirilir/ https://www.muhasebenews.com/emlak-araciligindan-elde-edilen-gelirler-nasil-vergilendirilir/#respond Mon, 19 Mar 2018 05:00:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17033 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Yurt içinde ve yurt dışında yerleşik müşterilere emlak aracılığı faaliyetinin vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,
– Şirketinizin ana faaliyet konusunun emlak komisyonculuğu olduğu, faaliyetiniz kapsamında üçüncü kişilere ait gayrimenkullerin alım satım ve kiraya verilmesinde tarafları bir araya getirerek aracılık hizmeti sunduğunuz, sunduğunuz bu hizmetler karşılığında müşterilerden komisyon aldığınız,
– Yurt dışında mukim komisyoncular ile Türkiye’de bulunan tam mükellef konut sahipleri arasında aracılık hizmeti sağladığınız, yurt dışında mukim komisyoncu tarafından sağlanan hizmet karşılığında herhangi bir ödemede bulunmadığınız,
– Yurt dışından sağlanan hizmet kapsamında yurt dışında mukim komisyoncunun kira bedelini yurt dışında mukim müşterisinden tahsil ederek Türkiye’de bulunan tam mükellef konut sahibine iletmek üzere şirketiniz adına havale ettiği ve yurt dışında mukim komisyoncunun yaptığı hizmetin karşılığında komisyon bedelini yurt dışındaki müşterisinden tahsil ettiği,
– Şirketiniz adına havale edilen tutarın komisyon tutarı ve komisyon bedeli üzerinden hesaplanan KDV düşüldükten sonra Türkiye’deki tam mükellef konut sahibi adına havale edildiği,
belirtilerek;
-Yurt dışında mukim komisyoncular ile tam mükellef konut sahipleri arasında yapmış olduğunuz aracılık hizmetinin gelir, kurumlar ve katma değer vergisine tabi olup olmadığı,
-Yurt dışında mukim şirket tarafından yurt dışında mukim müşteriden tahsil edilerek şirketinize havale edilen tutar için şirketiniz tarafından belge düzenlenip düzenlenmeyeceği,
-Şirketinizin Türkiye’deki tam mükellef gayrimenkul sahibinden tahsil ettiği komisyon bedelinin nasıl vergilendirileceği,
-Türkiye’de bulunan tam mükellef gayrimenkul sahibinin nasıl vergilendirileceği
hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38’inci maddesinde ise;

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arsındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerince:

1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
2- İşletmeden çekilen değerler ise bu farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
hükmü yer almaktadır.

Özelge talep formunuzun tetkikinden şirketinizin sadece komisyon geliri elde etmek amacıyla gayrimenkul kiralama işine aracılık ettiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, şirketinizin aracılık ettiği gayrimenkul kiralama faaliyeti nedeniyle yurt dışında mukim emlak komisyoncusu firma tarafından yurt dışında bulunan müşteriden tahsil edilerek Türkiye’deki tam mükellef gayrimenkul sahibine ödenmek üzere adınıza gönderilen tutarlar şirketiniz açısından kazanç olarak kabul edilmeyecek; ancak yapmış olduğunuz aracılık hizmeti dolayısıyla elde ettiğiniz emlak komisyonculuğu gelirleriniz ilgili dönem kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınacaktır.

Diğer taraftan, Türkiye’de bulunan tam mükellef gayrimenkul sahibinin elde etmiş olduğu kira geliri nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu veya Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine göre vergilendirileceği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

1’inci maddesinin; 1’inci bendinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 3/f bendinde, Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde sayılan mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV’ye tabi olduğu,

6/b maddesinde; işlemlerin Türkiye’de yapılmasının hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği,

17/4-d maddesinde, iktisadi işletmeye dâhil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin KDV’den istisna olduğu, hüküm altına alınmıştır.

Buna göre;
Vergi mükellefiyeti bulunmayan şahıslara ait taşınmazın kiraya verilmesi nedeniyle iktisadi bir işletme oluşmaması halinde, bu kiralama işlemi 3065 sayılı Kanunun 17/4-d maddesi gereğince KDV’den istisna olacaktır.

Bir iktisadi işletmeye dâhil olan taşınmazın (konutun) kiraya verilmesi işlemi ticari bir organizasyon içerisinde yürütüldüğünden 3065 sayılı Kanunun 1/1’inci maddesine göre genel oranda (%18) KDV’ye tabi tutulacak ve taşınmaz sahibi tarafından beyan edilecektir.

            Türkiye’de bulunan taşınmazın yabancı müşterilere kiralanmasına ilişkin aracılık hizmetinden Türkiye’de faydalanıldığından, söz konusu hizmetin karşılığını oluşturan bedel (komisyon) üzerinden 3065 sayılı Kanunun genel hükümleri çerçevesinde firmanız tarafından KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229’uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 231’inci maddesinin beş numaralı bendinde ise; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” denilmekte olup 232’nci maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf tüccarların kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, yurt dışında mukim şirket tarafından yine yurt dışında mukim müşteriden tahsil edilerek Türkiye’deki tam mükellef gayrimenkul sahibine aktarılmak üzere şirketinize havale edilen tutardan şirketinizin komisyon olarak alacağı tutar için gayrimenkul sahibi adına fatura düzenlemeniz gerekmekte olup, konut sahiplerine havale edilen arta kalan tutar için herhangi bir belge düzenlemesine gerek bulunmamaktadır.

Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
19 Ağustos 2015 Tarih ve 49327596-125[KVK.2013.ÖZ.52]-210 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/emlak-araciligindan-elde-edilen-gelirler-nasil-vergilendirilir/feed/ 0
Şirket Aktifine Kayıtlı Olmayan ve Kamuya Ait Taşınmaz Üzerinde Kurulan İntifa Hakkının Satışından Elde Edilen Kazanç İstisna Kapsamında mıdır? https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-olmayan-kamuya-ait-tasinmaz-uzerinde-kurulan-intifa-hakkinin-satisindan-elde-edilen-kazanc-istisna-kapsaminda-midir/ https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-olmayan-kamuya-ait-tasinmaz-uzerinde-kurulan-intifa-hakkinin-satisindan-elde-edilen-kazanc-istisna-kapsaminda-midir/#respond Sat, 10 Mar 2018 11:30:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17333 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Taşınmaz satış kazancı istisnası
İlgi: 13.12.2012 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketinizin %99,74’ü… Belediyesi’ne ait bir tüzel kişilik olduğu, kamuya ait bir gayrimenkul üzerinde 15.01.1993 tarihinden başlamak üzere bir bedel ödeyerek 49 yıl müddetle intifa hakkı aldığınızı, söz konusu intifa hakkının sehven şirket aktifine kaydedilmediği, ancak aynı gün tapuya tesis ve tescil edildikten sonra intifa haklarının bulunduğu gayrimenkul için ilgili belediyeye emlak vergisi kaydı açıldığı ve tüm emlak vergilerinin ödendiği belirtilerek, üzerinde intifa haklarının bulunduğu gayrimenkulün mülk sahibi tarafından başka bir özel-tüzel kişiliğe satılması ve şirketinizin kullanılmayan süre için gayrimenkulün yeni sahibi lehine intifa hakkından bir bedel karşılığında feragat etmesi halinde elde edilecek gelir için, fatura kesilip kesilmeyeceği, KDV Kanununun 17’nci maddesinin 4-r bendine göre KDV’den dolayı istisna kapsamına girip girmeyeceği ve Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e kapsamında kazançlarının %75’inin kurumlar vergisinden istisna olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.2.1 Taşınmazlar'” başlıklı bölümünde; “İstisnaya konu olan taşınmazlar, Türk Medeni Kanununda “Taşınmaz ” olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır.

Bunlar Türk Medeni Kanununun 704’üncü maddesinde;

Arazi,
Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak sayılmıştır.” açıklamaları yer
almaktadır.

Ayrıca, özelge talep formunuz ekinde yer alan … Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nün 21.01.2013 tarih ve … sayılı yazısında, şirketiniz adına … tarih ve … yevmiye numarası ile … ada 4 ve … parsellerin, tedavül öncesi geldisi olan … Ada …, … ve … parseller üzerinde irtifak hakkı çeşidi olarak; intifa hakkı tesis işlemi yapıldığı, 4721 sayılı Medeni Kanun’un 826’ncı maddesi kapsamında, müstakil ve daimi hak niteliğinde bağımsız ve sürekli nitelikte tapu kütüğüne taşınmaz olarak kayıtlı bulunmadığı belirtilmiştir.

Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre; şirketiniz aktifinde kayıtlı olmayan ve tapu kütüğünde ayrı bir sayfaya bağımsız olarak ve sürekli bir hak olarak kaydedilmeyen kamuya ait bir taşınmaz üzerinde kurulan intifa hakkının taşınmaz olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından söz konusu intifa hakkının taşınmazın yeni sahibine devredilmesi sonucu elde edilen kazancın 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde belirtilen taşınmaz satış kazancı istisnasından yararlanması mümkün bulunmamakta olup, söz konusu kazancın kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı KDV Kanunu’nun;
– İstisnaları düzenleyen 17’inci maddesinin (4/r) bendinde; kurumların aktifinde veya belediyelerin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin, (4/p) bendinde de; Hazinece yapılan taşınmaz teslimi ve kiralamaları, irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemleri ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca yapılan arsa ve arazi teslimlerinin KDV’den istisna olduğu,

– 1/1’inci maddesinde, Türkiye’ de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, bu faaliyetlerin kanunların veya resmî makamların gösterdiği gerek üzerine yapılmasının, bunları yapanların hukukî statü ve kişiliklerinin, işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilendirmeye mani teşkil etmeyeceği,
hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla, %99,74 hissesi … Belediyesi’ne ait olan şirketinizin aktifinde kayıtlı bulunmayan ve tapu kütüğünde ayrı bir sayfaya bağımsız ve sürekli bir hak olarak kaydedilmeyen … Merkez İlçe Belediyesi adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki intifa hakkının, her ne kadar tapuya tesis ve tescil edilerek emlak vergisi kaydı yapıldıktan sonra tüm emlak vergileri ödense de taşınmaz olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, söz konusu intifa hakkının kullanılmayan kısmından feragat edilmesinin hak satışı olarak değerlendirilerek KDV Kanununun 1/1’inci maddesi uyarınca KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Faturanın tarifi” başlıklı 229’uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmış, 231/5’inci maddesinde ise faturanın mal teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun “Fatura kullanma mecburiyeti’ başlıklı 232’nci maddesi hükmüne göre, tüccarlar sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve aldıkları emtia veya hizmet için de fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Bu nedenle, şirketiniz aktifine kayıtlı bulunmayan intifa hakkının bulunduğu gayrimenkulün, mülk sahibi tarafından başka bir özel-tüzel kişiliğe satılması ve şirketiniz tarafından kullanılmayan süre için gayrimenkulün yeni sahibi lehine intifa hakkından bir bedel karşılığında feragat edilmesi halinde, alınan bedel üzerinden şirketinizce fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
18 Temmuz 2014 Tarih ve 84098128-125[5-2012/9]-443 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-olmayan-kamuya-ait-tasinmaz-uzerinde-kurulan-intifa-hakkinin-satisindan-elde-edilen-kazanc-istisna-kapsaminda-midir/feed/ 0
Tarımsal Sulama Kooperatifi Elektrik Üretirse Fatura Düzenleyebilir mi? https://www.muhasebenews.com/tarimsal-sulama-kooperatifi-elektrik-uretirse-fatura-duzenleyebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/tarimsal-sulama-kooperatifi-elektrik-uretirse-fatura-duzenleyebilir-mi/#respond Thu, 08 Mar 2018 22:00:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16695 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Tarımsal Sulama Kooperatifinin elektrik üretimi karşılığında fatura düzenleyip düzenlemeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçede, ….. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……………… vergi kimlik numarasında kayıtlı tarımsal sulama kooperatifi olduğunuzu, kooperatif üyelerini köyde yaşayanların oluşturduğunu,  kooperatifinizin kuruluş amaçlarına bağlı kalarak tarımsal sulama faaliyetinizde kullanmak amacıyla, tesisinizin ihtiyacı olan elektriğin bir kısmını karşılayacak seviyede üretim kapasitesine sahip güneş panellerinden üretilen elektriğin, teknik imkansızlıklar dolayısıyla ……….Elektrik Dağıtım A.Ş. iletim hattı üzerinden tesisinize aktarıldığı ve kalan elektrik ihtiyacınızın yine söz konusu Şirketten temin edildiği belirterek, ………. EDAŞ’a verilen elektriğin kooperatifinizin daha önce tahakkuk etmiş ve bundan sonraki dönemlerde de tahakkuk edecek olan elektrik borçlarınıza mahsup edilip edilemeyeceği, güneş panellerinden üretmiş olduğunuz elektriğin ……… EDAŞ’a tesliminde fatura düzenlemenizin gerekip gerekmediği ile katma değer vergisi ve kurumlar vergisi yönünden vergiden muaf tutulmanızın mümkün olup olmadığı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2’nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde ise tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunmakta olup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Tarımsal sulama kooperatiflerinde esas amaç, Devletçe ikmal edilmiş veya edilecek sulama tesislerinden alınacak veya her ne suretle olursa olsun tarım sahalarından çıkarılacak suyun ziraatta kullanılması ile ilgili arazi tesviyesi, tarla başı kanalları, tarla içi sulama ve drenaj gibi zirai sulama tesislerini kurmak veya kurulmuş olan sulama tesislerini işletmek, işlettirmek ve bakımını yapmak ve yaptırmaktır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiş olup aynı Tebliğin “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde de;

“Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”
açıklamasına yer verilmiştir.

Kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlem olarak dikkate alınabilmesi için; işlem, faaliyet amacına, diğer bir ifadeyle, kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konusuna dahil olmalıdır ve faaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatif ortağıyla yapılması gerekmektedir.

Özelge talep formunuz ekinde alınan “Ana Sözleşme”nin 7’nci maddesinin (e) bölümünde “Sulama hizmetlerinin gerektirdiği elektrik enerjisini temin etmek ve bununla ilgili tesisleri kurmak ve işletmek” kooperatifinizin çalışma konusu olarak sayılmıştır.

Diğer taraftan, Kooperatifiniz ile ………. EDAŞ arasında düzenlenen ……….2014 tarihli ve ……………… sayılı Lisanslı Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşmasının 2’nci maddesinde, söz konusu anlaşmanın Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik kapsamında üretim tesisi kuran kişilerin dağıtım sistemini kullanmasına ilişkin hükümleri içerdiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla, özelge talep formunda belirtilen işin bir elektrik üretim taahhüdü olarak değil, dağıtım sisteminin kullanımına ilişkin bir hizmet alımı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede, kooperatifinizin ana sözleşmesinde belirtilen faaliyet konusuna dahil, ticari amaçlı olmayan ve tarımsal sulama faaliyetinizde kullanmak amacıyla, tesisinizin ihtiyacı olan elektriğin bir kısmını karşılayacak seviyede üretim kapasitesine sahip güneş panellerinden ürettiğiniz elektriğin, teknik imkansızlıklar dolayısıyla …….. Elektrik Dağıtım A.Ş. iletim hattı üzerinden tesisinize aktarılması ve kalan elektrik ihtiyacınızın yine söz konusu Şirketten temin edilmesi; üretmiş olduğunuz elektriğin ise daha önce tahakkuk etmiş ve bundan sonra tahakkuk edecek elektrik borçlarınıza mahsup edilmesi işlemi ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecek olup, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan diğer şartların da sağlanması halinde, kooperatifinizin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün olacaktır.

Ancak, güneş panellerinden üretilen elektrik miktarının tarımsal sulama faaliyetiniz için gerekli miktardan fazla olması ve üretim fazlasının üçüncü kişilere satılması halinde “Sadece ortaklarla iş görülmesi” şartı ihlal edileceğinden, kooperatifinize kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirileceği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin,

-1/3-g maddesinde de, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu;
hükme bağlanmış, ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı, söz konusu faaliyetlerin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanununa göre, anılan Kanunda hüküm bulunmayan hallerde ise Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuata göre belirleneceği; verginin konusuna giren işlemleri yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin vergilendirmeye engel teşkil etmeyeceği açıklanmıştır.

Buna göre, Kooperatifinizin ana sözleşmesinde belirtilen faaliyet konusuna dahil, ticari amaçlı olmayan ve tarımsal sulama faaliyetinizde kullanmak amacıyla, tesisinizin ihtiyacı olan elektriğin bir kısmını karşılayacak üretim kapasitesine sahip güneş panellerinden üretilen elektriğin, teknik imkansızlıklar dolayısıyla iletim hattı üzerinden tesisinize aktarılmasına yönelik ……… Elektrik dağıtım A.Ş. ne teslimi KDV’nin konusuna girmemektedir.

Ancak, güneş panellerinden üretilen elektrik miktarının tarımsal sulama faaliyetiniz için gerekli miktardan fazla olması ve üretim fazlasının üçüncü kişilere satılması halinde KDV mükellefiyetinizin tesis ettirileceği ve söz konusu teslimlerde KDV hesaplanacağı tabiidir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229’uncu maddesinde fatura, “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmış 231/5’inci maddesinde faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmış, 232’nci maddesinde ise fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

Buna göre, kooperatifinizce üretilecek elektrik enerjisinin yine kooperatifinize ait tarımsal sulama işinde kullanılmak amacıyla elektrik dağıtım şirketine verilmesi durumunda müşteriye satılan bir mal veya yapılan bir iş söz konusu olmadığından, bu işlemler nedeniyle fatura düzenlenmesi mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı ………. Vergi Dairesi Başkanlığı
12 Kasım 2017 Tarih ve 37538499-125[4-2015-1]-38 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tarimsal-sulama-kooperatifi-elektrik-uretirse-fatura-duzenleyebilir-mi/feed/ 0
ÖTV’nin Konusu Nedir? https://www.muhasebenews.com/otvnin-konusu-nedir/ https://www.muhasebenews.com/otvnin-konusu-nedir/#respond Fri, 23 Feb 2018 15:45:07 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=10287 ÖTV’NİN KONUSU NEDİR?
Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli;
1- (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dâhil imal edenler tarafından teslimi,
2- (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabı,
3- (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanlar ile (III) ve (IV) sayılı listelerdeki malların ithalatı veya imal ya da inşa edenler tarafından teslimi,
4- (I), (III) ve (IV) sayılı listedeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanların özel tüketim vergisi uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı,
bir defaya mahsus olmak üzere özel tüketim vergisine tabidir.

Kaynak: Özel Tüketim Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/otvnin-konusu-nedir/feed/ 0
İtalya Mukimi Firmadan Alınan Projenin İmalat İşine Ait Mal ve Hizmet İthalinde Vergi Nasıl Hesaplanır? https://www.muhasebenews.com/italya-mukimi-firmadan-alinan-projenin-imalat-isine-ait-mal-hizmet-ithalinde-vergi-nasil-hesaplanir/ https://www.muhasebenews.com/italya-mukimi-firmadan-alinan-projenin-imalat-isine-ait-mal-hizmet-ithalinde-vergi-nasil-hesaplanir/#respond Wed, 22 Nov 2017 14:30:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16809 (GİB- ÖZELGE)

Konu: İtalya mukimi firmadan EMU Elektrikli Tren Seti Projesi alımı işi nedeniyle yapılan ödemelerin vergi mevzuatı karşısındaki durumu.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin …’den EMU (Elektrikli Tren Seti) projesini satın alacağını, imalatını yaptığınız vagonlarda kullanılan mal ve hizmetlerin alımında/ithalinde KDV İstisna belgesi kullanıldığını, ….’den satın alacağınız “Elektrikli Tren Seti” diye tabir edilen proje temin hizmeti ile ilgili olarak, kurumlar vergisi, gelir vergisi, KDV ve diğer vergiler açısından yükümlülüklerinizin neler olduğu hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1’inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasına göre sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almakta olup üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında da bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.

Anılan maddenin 3’üncü fıkrasının (a) bendinde de Türkiye’de Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun iş yeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların, (c) bendinde de Türkiye’de elde edilen serbest meslek kazançlarının dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan mükellefler yalnızca Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 30’uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış; maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye’de elde ettikleri serbest meslek kazançları, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, ticari veya zirai kazanca dâhil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, 12.01.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinti oranları petrol arama faaliyeti dolayısıyla sağlanacak serbest meslek kazançlarında %5, diğer serbest meslek kazançlarında %20, gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden de %20 olarak belirlenmiştir.

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARINA GÖRE

“Türkiye Cumhuriyeti ile İtalya Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 01.01.1994 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

Türkiye mukimi şirketinizin, İtalya mukimi … unvanlı firmadan satın alacağı, söz konusu İtalya mukimi firma tarafından tamamen TCDD’nin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda ve TCDD’nin kullanımına özel olarak hazırlanacak ve kullanım hakkı Şirketinize ait olacak, Elektrikli Tren Seti (EMU) Projesi hizmeti (elektrikli tren sistemlerinin alüminyum gövde projeleri, tahrikli, tahriksiz boji projeleri, komponentlerin sistem entregrasyonu ve tren setinin müşteriye teslimine kadar olan süreçte gerekli olan diğer projeler, teknik dokümanların temini) ve söz konusu proje kapsamında personellerin eğitimi hizmeti karşılığında, İtalya mukimi firmaya yapacağı ödemelerin vergilendirilmesinin Anlaşma’nın “Serbest Meslek Faaliyetleri” başlıklı 14’üncü maddesinin 2’nci fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anılan Anlaşma’nın “Serbest Meslek Faaliyetleri” başlıklı 14’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında;

“2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber, eğer bu faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer:
a) Teşebbüs, bu hizmet veya faaliyetleri icra etmek üzere bu diğer Devlette bir işyerine sahip olursa; veya
b) Hizmetlerin icra edildiği süre veya süreler, herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde,183 günü aşarsa,
söz konusu gelir, aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.

Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca söz konusu işyerine atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette icra edilen hizmet veya faaliyetlere atfedilebilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. Her iki durumda da, bu teşebbüs, söz konusu gelir dolayısıyla bu diğer Akit Devlette bu Anlaşmanın 7 nci maddesi hükümlerine göre vergilendirilmeyi, yani söz konusu gelir bu diğer Devlette bulunan bir işyerine atfedilebilirmiş gibi vergilendirilmeyi tercih edebilir. Bu tercih, bu diğer Devletin söz konusu gelir üzerinden tevkif suretiyle vergi alma hakkını etkilemeyecektir. ”
hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümlere göre, …’nin Türkiye mukimi Şirketinize sağlayacağı söz konusu proje ve eğitim hizmeti faaliyetlerini Türkiye’ye gelmeksizin İtalya’da icra etmesi durumunda, söz konusu faaliyetlerden elde edilen gelirin yalnızca İtalya’da vergilendirilmesi gerekmektedir.

Söz konusu faaliyetlerin Türkiye’de icra edilmesi durumunda ise, İtalya mukimi şirketin elde edeceği Türkiye kaynaklı serbest meslek kazancının Türkiye’de de vergilendirilebilmesi için,
– anılan şirketin bu faaliyeti icra etmek amacıyla Türkiye’de Anlaşma’nın 5 inci maddesi kapsamında bir iş yerine sahip olması veya,
– serbest meslek faaliyetinin Türkiye’de icra edildiği süre veya sürelerin herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde, 183 günü aşması,
gerekmektedir.

Anlaşma’nın bir örneği ekte yer alan “İşyeri” başlıklı 5’inci maddesinde iş yerinin tanımı yapılmış olup, hangi hallerde diğer Devlette bir iş yeri oluşup oluşmayacağı açıkça belirtilmektedir.

Söz konusu İtalya mukimi firmanın Türkiye’de icra edeceği serbest meslek faaliyetlerini bir iş yeri vasıtasıyla gerçekleştirmesi durumunda kendisine yapılacak ödemeler üzerinden vergi sorumlularınca Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekmektedir. İtalya mukimi firmanın bir iş yeri bulunmaksızın Türkiye’de icra edeceği serbest meslek faaliyeti ise, bu teşebbüsün personelleri vasıtasıyla Türkiye’de yapacağı serbest meslek faaliyetlerini ifade etmektedir. Bu durumda da, Türkiye’nin vergilendirme hakkı ve vergi sorumlularının tevkifat yükümlülüğü teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla Türkiye’de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşan bir süre kalması koşuluna bağlanmıştır. Faaliyetin Türkiye’de icra edilmesi durumunda, istihkak sahibi teşebbüsün faaliyet icrası amacıyla Türkiye’de herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşan bir süre kalıp kalmayacağının yaptıkları serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumlularınca ödeme sırasında belirlenebilir olması ya da bilinmesi mümkün olmayabileceğinden, söz konusu ödemeler üzerinden vergi sorumlularının vergi tevkifatını yapmaları gerekmektedir.

İtalya mukimi firmanın Türkiye’de serbest meslek icrası için kaldığı sürenin ilgili takvim yılı içinde toplam 183 günü aşıp aşmadığının tespitinde; Türkiye’de birden fazla teşebbüse serbest meslek faaliyeti sunuluyorsa bu faaliyetlerin tamamı ve hizmetin Türkiye’ye gönderilen birden fazla personel vasıtasıyla icra edildiği durumda, bunların Türkiye’de toplam kalma süreleri dikkate alınacaktır.

İtalya mukimi firmanın Türkiye’de serbest meslek icrası sonucunda elde edeceği gelirleri vergileme hakkının Türkiye’de olması durumunda, vergilendirme iç mevzuat hükümlerimize göre yapılacaktır. Bu durumda, Türkiye’de ödenecek vergiler, Anlaşma’nın bir örneği ekli “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi”ne ilişkin 23’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası çerçevesinde İtalya’da ödenecek vergiden mahsup edilebilecektir.

Kendilerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılan teşebbüsler, Anlaşma hükümleri çerçevesinde bu ödemelerin Türkiye’de vergilendirilmemesinin gerektiği durumlarda, bizzat veya vekilleri vasıtasıyla, tevkif edilen vergilerin iadesi için ilgili vergi dairesine başvurabileceklerdir.

Diğer taraftan, özelge talep formu ekindeki özel şartnamenin 3.1. Tren Setlerinin Teknik Özellikleri ve Projenin Kapsamı başlıklı bölümünde, proje kapsamında konsept tasarımlara, mühendislik hesaplarına ve tüm detay imalat resimleri ve bunun gibi teknik dokümanların hazırlanmasının dahil olduğu belirtilmiş olup, proje geliştirme sürecinde, yüklenici firma ile Şirketiniz/TCDD elemanları interaktif olarak çalışacakları hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte özel şartnamenin 4.4.1.1 Proje Geliştirme Süreci İle İlgili Eğitim bölümünde Şirketiniz personeline verilecek eğitim, araç gövde tasarımı, gövde kaynaklı imalat teknikleri, bojilerin tasarımı, elektrik donamı tasarımı, ana komponentlerin montajı ve sistem entegrasyonu, iç giydirme elemanlarının tasarımı ve montajı gibi “know-how” kapsamında ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin şirketinize aktarılması olarak değerlendirilebilecek hususları ihtiva etmektedir. Ayrıca sözleşmenin 4.4.2 Yüklenici Firma Tarafından TÜVASAŞ’a Verilecek Diğer Teknik Destekler başlıklı bölümünde ve İtalyan mukimi firmaca sağlanacak teknik destek hizmetler kapsamında Şirketinizin talebi doğrultusunda 500 uzman personelin Türkiye’ye gelebileceği ifade edilmektedir. Sözleşmenin aynı bölümünde uzman personelin vereceği teknik desteğin kapsamı belirlenmiştir. Türkiye’ye gelecek söz konusu personelin Türkiye’deki personele vereceği teknik destek de bilimsel bilgi aktarımı olarak değerlendirilebilecektir.

Yukarıdaki paragrafta belirtilen söz konusu hususların ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin aktarımı (know-how) olarak değerlendirilmesi durumunda ise, söz konusu hizmetler karşılığında İtalyan mukimi firma tarafından elde edilecek gelirlerin anılan Anlaşma’nın bir örneği ekli “Gayrimaddi Hak Bedelleri” başlıklı 1’nci maddesi kapsamında değerlendirilebileceği ve anılan maddenin 2’nci fıkrası gereği, İtalyan mukimi firmaya yapılacak gayrimaddi hak bedeli ödemelerinin gayri safi tutarı üzerinden Türkiye’nin de kaynak devlet olarak %10 oranını aşmayacak şekilde vergi alma hakkının olabileceği tabiidir. Anlaşma hükümleri kapsamında Türkiye’de söz konusu gayrimaddi hak bedelleri üzerinden vergi ödenmesi halinde ise, Anlaşma’nın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi”ne ilişkin 23’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası çerçevesinde, İtalya’da ilgili gelire ilişkin hesaplanacak vergiden mahsup edilmek suretiyle çifte vergilendirme önlenebilecektir.

Öte yandan, Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için söz konusu İtalya mukimi firmanın İtalya’da tam mükellef olduğunun ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin İtalya yetkili makamlarından alınacak bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlanması ve bu belgenin aslı ile noterce veya İtalya’daki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğinin ilgili vergi dairesine veya vergi sorumlularına ibraz edilmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı KDV Kanununun;
1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
1/2 nci maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV ye tabi olduğu,
13/a maddesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçlarının teslimleri, bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler ve faaliyetleri deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçların imal ve inşası olanlara bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılacak teslim ve hizmetlerin KDV den istisna olduğu,
16/1-a maddesinde, bu Kanuna göre teslimleri vergiden istisna edilen mal ve hizmetlerin ithalinin KDV den istisna olduğu,
hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin gerekli açıklamalara KDV Genel Uygulama Tebliğinin “II/B-1.3.2.2.İstisna Kapsamındaki Araç ve Tesisleri Sipariş Üzerine Fiilen İmal ve İnşa Edenler” başlıklı bölümünde yer verilmiştir.

Buna göre, elektrikli tren setine ilişkin olarak …’den “Elektrikli Tren Seti Proje Temini Hizmeti” ithali ile motorsuz yolcu vagonuna ilişkin olarak … Cumhuriyeti-… Company’den “Motorsuz Yolcu Vagonu Proje Temin Hizmeti” ithali, söz konusu araçların Şirketiniz tarafından KDV Kanununun 13/a maddesindeki istisna kapsamında sipariş üzerine fiilen imal/inşa edilmesi ve buna ilişkin KDV Genel Uygulama Tebliği eki (Ek:6C)’de yer alan istisna belgesinde belirtilen projeye ilişkin listesinde de belirtilmiş olması kaydıyla, KDV Kanununun 13/a ve 16/1-a maddeleri kapsamında KDV den istisnadır.

Ancak, proje uygulaması getirilen işlere ilişkin olarak, söz konusu Tebliğin yürürlüğünden önce istisna belgesi alınmış olması halinde, “Mal Teslimleri ve Hizmet İfalarına İlişkin Liste”nin Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik ortamda gönderilmesine gerek yoktur. Ayrıca, proje uygulaması getirilen ve Tebliğin yürürlüğünden önce başlanılmış ve halen devam eden işlemlerde, söz konusu proje uygulaması sona erene kadar Tebliğin yürürlük tarihinden sonra yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin iade taleplerinde de Tebliğin yürürlüğünden önceki usul ve esaslar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

Kaynak: Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı
2 Kasım 2015 Tarih ve 41931384-125[3-2014-17]-67 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi,  gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/italya-mukimi-firmadan-alinan-projenin-imalat-isine-ait-mal-hizmet-ithalinde-vergi-nasil-hesaplanir/feed/ 0
Dernek Adına Alınan Bağış Ve Yardımların Dernek İktisadi İşletmesine Aktarılması Halinde Kdv Ve Kurumlar Vergisi Hesaplanır mı? https://www.muhasebenews.com/dernek-adina-alinan-bagis-ve-yardimlarin-dernek-iktisadi-isletmesine-aktarilmasi-halinde-kdv-ve-kurumlar-vergisi-hesaplanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/dernek-adina-alinan-bagis-ve-yardimlarin-dernek-iktisadi-isletmesine-aktarilmasi-halinde-kdv-ve-kurumlar-vergisi-hesaplanir-mi/#respond Mon, 06 Nov 2017 10:00:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16620 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Dernek adına alınan ayni bağış ve yardımların dernek iktisadi işletmesine aktarılması durumunun KV, KDV ve VUK yönünden değerlendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; derneğinizin amaçları doğrultusunda üyelerinden ve gönüllü bağışçılardan ayni ve nakdi bağış aldığı, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla yurt açıp işletilmek istediği, yurtta kalan öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması için derneğiniz adına alınan ayni ve nakdi bağış ve yardımların bir kısmının iktisadi işletmenize aktarılması durumunun kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve Vergi Usul Kanunu yönünden değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup, aynı Kanunun 2’nci maddesinin beşinci fıkrasında da dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi işletme olduğu; altıncı fıkrasında ise dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği; mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Dernekler tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte, derneğe bağlı iktisadi işletme oluşturacak nitelikte devamlı ticari, sınai ve zirai faaliyetlerin kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir.

03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” başlıklı (2.4) bölümünde iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyeceği ifade edilmiştir.

İktisadi işletmenin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

Diğer taraftan,  5253 sayılı Dernekler Kanununun 30/a maddesinde; “Dernekler tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamazlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak derneğinizin tüzüğünün tetkikinde;  “Amaç ve Hedefler Listesi” başlıklı 3’üncü maddesinin (e) bendinde; “İhtiyaç sahibi öğrencilere yurt içi ve yurt dışı her türlü eğitim ve öğrenim yardımı yapar. Ayrıca yurt, kütüphane, dershane, kurs, enstitü, ilmi araştırma ve geliştirme merkezleri, her kademede okullar açar ve bu tür müesseselere her türlü ayni ve nakdi yardımda bulunur.” hükmünün yer aldığı anlaşılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, derneğinize yapılacak ayni ve nakdi bağış ve yardımlar nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyeti oluşmayacaktır.

Öte yandan, derneğinize yapılan ayni ve nakdi bağış ve yardımların bir kısmının iktisadi işletmenize aktarılması durumunda söz konusu bu tutarların, iktisadi işletmenizin kurum kazancına dâhil edileceği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1’inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; bu faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılmasının ve bunları yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin işlemlerin mahiyetini değiştirmeyeceği ve vergilemeye engel teşkil etmeyeceği,

20’nci maddesinde ise; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu; bedel deyiminin, alıcının ödediği veya borçlandığı para, mal ve diğer şekillerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,
belirtilmiştir.

Buna göre, yurtta kalan öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması için derneğiniz adına alınan ayni ve nakdi bağış ile yardımların bir kısmının derneğiniz bünyesinde oluşan iktisadi işletmeye bağış yoluyla (kaynak) aktarılması, herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası karşılığını oluşturmadığından KDV’ye tabi tutulmayacaktır.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
17 Şubat 2016 Tarih ve 84098128-125[6-2013/17]-85 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/dernek-adina-alinan-bagis-ve-yardimlarin-dernek-iktisadi-isletmesine-aktarilmasi-halinde-kdv-ve-kurumlar-vergisi-hesaplanir-mi/feed/ 0
Arsa Sahibi Vakfa, Sözleşme İle Yapılan İnşaat İçin Tahsil Edilemeyen KDV, Değersiz Alacak Olarak Kabul Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/arsa-sahibi-vakfa-sozlesme-ile-yapilan-insaat-icin-tahsil-edilemeyen-kdv-degersiz-alacak-olarak-kabul-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/arsa-sahibi-vakfa-sozlesme-ile-yapilan-insaat-icin-tahsil-edilemeyen-kdv-degersiz-alacak-olarak-kabul-edilir-mi/#respond Fri, 03 Nov 2017 11:00:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16447 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Hesaplanan KDV olarak beyan edilen ancak sözleşme gereği arsa sahibi vakıftan tahsil edilmeyen KDV’nin Değersiz Alacak olarak kabul edilip edilemeyeceği hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, bina inşaatı faaliyetiyle iştigal eden şirketiniz ile mülkiyeti… Vakfına ait arsa üzerine Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre arsa bedeli karşılığında 54 adet konut ve 1 adet iş yeri teslim edileceğinden bahisle, söz konusu teslimlerle ilgili olarak emsal bedel esasına göre konutlar için %1 ve iş yeri için %18 oranında hesaplanarak beyan edilen KDV’nin sözleşme gereği arsa sahibi Vakıftan tahsil edilmeyeceğinden, söz konusu KDV’nin değersiz alacak olarak kabul edilip dönem kurumlar vergisi matrahından tenzil edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ VE VERGİ USUL KANUNLARINA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safı kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddesinde ise; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 40’ıncı maddesinde de safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir Vergisi Kanununda ve Kurumlar Vergisi Kanununda sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denebilir. Yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması ve işin önemi ölçüsünde yapılması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322’nci maddesinde; “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaktır.

Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.

İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.”
hükmü yer almaktadır.

Buna göre, sözleşme gereği tahsil edilmediği anlaşılan KDV’lerin değersiz alacak olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Ayrıca, Katma Değer Vergisi Kanununun 58’inci maddesine göre mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceğinden Şirketiniz ile anılan Vakıf arasında yapılan sözleşmeye istinaden, hesaplanarak beyan edilen, ancak söz konusu Vakıftan tahsil edilmeyen KDV’nin ilgili dönem kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

065 Sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

– 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
– 8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde malı teslim veya hizmeti ifa edenlerin KDV nin mükellefi olduğu,
– 10 uncu maddesinin (a) bendinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması, (b) bendinde ise malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura ve benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi hallerinde vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,
hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, KDV yönünden vergiyi doğuran olay, malın teslimi veya hizmetin ifası ile meydana gelmekte olup, KDV mükelleflerinin mal teslimi veya hizmet ifası bedellerini tahsil edip etmemelerinin KDV uygulaması bakımından bir önemi bulunmamaktadır.

Diğer taraftan KDV Genel Uygulama Tebliğinin “I/B-8. Arsa Karşılığı İnşaat İşleri” bölümünde; arsa karşılığı inşaat işinde iki ayrı teslim söz konusu olduğu, bunlardan birincisinin arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi; ikincisinin ise müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine verilen konut veya işyeri teslimi olduğu, “I/B-8.1. Arsa Sahibi Tarafından Müteahhide Arsa Teslimi” başlıklı bölümünde; arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını mutat ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, konut veya işyeri karşılığı müteahhide yapılan bu arsa tesliminin KDV’ye tabi olduğu, ancak arsa sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde, arızi bir faaliyet olarak arsasını daire veya işyeri karşılığında müteahhide tesliminde vergi uygulanmayacağı belirtilmiştir.

Bu çerçevede; arsa sahibi Vakıf tarafından şirketinize arsa teslimi söz konusu olmakla birlikte bu teslimle ilgili olarak KDV hesaplanmayacaktır.

Kaynak: Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı
18 Şubat 2016 Tarih ve 50426076-125[6-2015/20-249]-41 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/arsa-sahibi-vakfa-sozlesme-ile-yapilan-insaat-icin-tahsil-edilemeyen-kdv-degersiz-alacak-olarak-kabul-edilir-mi/feed/ 0