mal satış – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 03 Oct 2022 12:31:09 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 2021 Yılında alınan ürün için 2022 yılında iade faturası düzenlenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/2021-yilinda-alinan-urun-icin-2022-yilinda-iade-faturasi-duzenlenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/2021-yilinda-alinan-urun-icin-2022-yilinda-iade-faturasi-duzenlenebilir-mi/#respond Mon, 03 Oct 2022 05:04:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132441 2021 yılında alım yaptığımız bir ürünü, 2022 eylül ayında iade etmek istiyoruz. Keseceğimiz fatura iade faturası mı yoksa mal satış faturası şeklinde mi olacak?

Mal alındığı gibi iade ediliyor ise; elbette İade faturası olur.


Müşteriye mal satışı yapılmış. Müşteri malın bir kısmını kendi takip ettiği stok ismi ile iade faturası düzenliyor. İadenin hangi faturaya ait iade olduğu belirtilmemiş. Satışını yaptığımız kod ile alakası yok. İade faturasını iptalini istediğimizde ise ben stok kartını bu şekli ile kayıt altına alıyorum demekte. Öylede iade ediyorum. Farklı bir isim ile gelen stok kartı, ”malın ismi” iade olarak kabul edilir mi? 

İade edilen malın SATIŞ faturasındaki aynı mal (ismi aynı) olması gerekir.

İleride nasıl bir sıkıntı yaşanacağı konusunda yorum yapamıyoruz.


Matrahı 100 TL olan %18 KDV’li işleme tevkifat uygulanıp 5/10 tevkifatla birlikte tarafımıza düzenlendi. Tevkifata tabi bir işlem olmadığı için faturayı olduğu gibi iade edeceğiz. Hatalı faturayı kayıtlarımıza 770(B) 100 TL, 191 (B) 18 TL olarak alıp karşı tarafa da 649 (A) 100 TL, 391 (A) (iade) 18 TL toplamda 118 TL’ lik iade faturası mı düzenlemeliyiz?

İADE Faturasını normal fatura gibi düzenleyip % 18 KDV hesaplayacaksınız.

Gelen faturayı da Tevkifatlı fatura olarak kayıtlara alacaksınız.

Faturayı düzenleyen de normal Tevkifatlı satış işlemi yapacak (2) nolu KDV beyannamesi verecektir. Aynı ay içinde iade yapılıyor ise 770 hesap ters çalışır.

Sonraki ay ise 649 hesap kullanılır. Bunun başka izahı veya işlemi olmaz.

2.1.3.4. Tevkifat Uygulamasıyla İlgili Ortak Hususlar

2.1.4. Düzeltme İşlemleri

Tevkifat kapsamına alınan işlemlerde ortaya çıkan mal iadeleri ve matrah değişiklikleri ile ilgili olarak aşağıdaki şekilde işlem yapılması gerekmektedir.

2.1.4.1. Mal İadeleri

Mal iadelerinde düzeltme, işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tevkifata tabi tutulmayan kısmı üzerinden gerçekleştirilir.

Örnek: Pamuk toptancısı (A), 14/4/2012 tarihinde tekstil firması (B)’ye 50.000 TL karşılığında pamuk teslim etmiş, hesaplanan (50.000 x 0,08 =)4.000 TL KDV’nin (4.000 x 0,10 =)400 TL’lik kısmı (A)’ya ödenmiş ve onun tarafından beyan edilmiş, (4.000 x 0,90 =) 3.600 TL’lik kısmı ise (B) tarafından tevkifata tabi tutulmuş ve Nisan/2012 dönemi beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilmiştir.

İşleme ilişkin fatura (B) tarafından 21/4/2012 tarihinde yasal kayıtlara alınmıştır. (B), (A)’ya ödediği 400 TL ile sorumlu sıfatıyla beyan ettiği 3.600 TL’yi Nisan/2012 dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapmıştır.

Söz konusu pamuğun (1/5)’i 10/6/2012 tarihinde (A)’ya iade edilmiştir.

Bu durumda (B), (A)’dan 10.080 TL geri alacak, mal iadesinin gerçekleştiği dönemde, 80 TL’yi 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edecektir.

(A) ise, aynı dönemde 80 TL’yi l No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapacaktır.

Bu işlemler nedeniyle defter kayıtlarında KDV’nin sadece tevkifata tabi tutulmayan 80 TL’lik kısmı için düzeltme işlemi yapılacak, tevkifata tabi tutularak sorumlu sıfatıyla beyan edilmiş ve indirim konusu yapılmış olan tutar için düzeltme işlemi yapılmayacaktır.

Tevkifat uygulaması kapsamında bulunan hizmetlerde düzeltme, ifa edilen hizmetin iadesi söz konusu olmayacağından, faturanın hizmetin ifasından önce düzenlendiği durumlarda hizmetten tamamen vazgeçilmesi ya da hizmetin sözleşme şartlarına uygun olarak gerçekleştirilmemesi nedeniyle işlemin matrahında bir değişiklik meydana gelmesi halinde yapılabilecektir.

Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri dışında KDV mükellefi olmayan alıcıların tevkifat uyguladığı işlemlerde düzeltme aşağıdaki şekilde gerçekleştirilir.

Alıcı tarafından, işlem bedeli ve tevkif edilmeyen KDV kısmını ayrıca göstermek suretiyle iade amaçlı bir belge (fatura, dekont vb.) düzenlenir. Söz konusu belgede gösterilen tutarlar alıcı ve satıcı tarafından ilgili iade işlemini gösterecek şekilde mevzuata uygun olarak kayıtlara alınır. Düzeltmenin bu şekilde yapıldığının tevsik edilmesine istinaden, işleme ilişkin tevkif edilen KDV, bu vergiyi vergi dairesine beyan ederek ödeyen alıcıya iade edilir.

Diğer taraftan, satıcının tevkifat uygulamasından kaynaklanan iade talebi sonuçlandırıldıktan sonra KDV iadesini ortaya çıkaran işleme ilişkin olarak yukarıda belirtilen şekilde düzeltme yapılmasının gerekmesi durumunda aşağıdaki şekilde hareket edilir:

-Düzeltme yapılması gereğinin ortaya çıktığı vergilendirme döneminde, yukarıda belirtildiği şekilde düzeltmeyi yapan mükellefin ilgili beyannamede de düzeltme yaptıktan sonra vergi dairesine yazılı olarak müracaat edip, daha önce iadesini aldığı tutarı iade etmesi halinde bu tutar, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın mükelleften geri alınır.

-Mükellefin, bu şekilde düzeltme işlemini yapmaması halinde, tevkifat nedeniyle iade edilen KDV, değişikliğin vuku bulduğu dönemden düzeltmenin yapıldığı döneme kadar gecikme faizi uygulanarak vergi ziyaı cezası ile birlikte mükelleften aranır.

2.1.4.2. Matrahta Değişiklik

Fiyat farkı, kur farkı ve benzeri nedenlerle tevkifata tabi işlemin bedelinde sonradan bir artış ortaya çıkması halinde, bu artış ile ilgili olarak fatura düzenlenerek KDV hesaplanır ve hesaplanan KDV üzerinden (tevkifat alt sınırı dikkate alınmaksızın) tevkifat uygulanır. Bu şekilde işlem yapılabilmesi için fiyat farkı, kur farkı ve benzerinin ait olduğu asıl işleme ait KDV dahil bedelin tevkifat alt sınırını geçmiş ve tevkifata tabi tutulmuş olması gerekmektedir.

Alıcı lehine, ödemenin yapıldığı tarihte kur farkı oluşması halinde ise kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. Böylece, matrahta oluşan azalma tutarı, tevkifata tabi tutulmayan KDV tutarı ile birlikte, satıcı tarafından alıcıya iade edilir. Ayrıca, söz konusu KDV tutarı alıcı tarafından 1 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilir.

Malların kısmen iade edilmesi, hizmetin bir kısmının tamamlanmaması, malların ve hizmetin sözleşmede belirtilen evsafa uymaması ve benzeri nedenlerle tevkifata tabi işlem bedelinde sonradan bir azalma meydana gelmişse, azalma miktarı ile ilgili olarak mal iadelerine ilişkin açıklamaların yer aldığı Tebliğin (I/C-2.1.4.1.) bölümü çerçevesinde işlem yapılır.

Örnek: Satıcı (A) Firması, (7/10) oranında tevkifata tabi bir işlem için alıcı (B) Firmasına, 2021/Nisan döneminde bu işle ilgili olarak 100.000 TL’lik fatura düzenlemiş, faturada gösterilen (100.000 x 0,18 =) 18.000 TL KDV’nin (18.000 x 0,30=) 5.400 TL’si (A)’ya ödenmiş, (18.000 x 0,70=) 12.600 TL’lik kısmı ise (B) tarafından tevkifata tabi tutularak sorumlu sıfatıyla beyan edilmiştir.

Satıcı (A), bu işin bir kısmını tamamlayamadığından bedelde 20.000 TL’lik bir azalma meydana gelmiştir.

2021/Mayıs döneminde ortaya çıkan bu değişiklik nedeniyle tarafların karşılıklı düzeltme yapması gerekmektedir.

Buna göre satıcı (A), alıcı (B)’ye 20.000 TL ile birlikte bu tutara ait (20.000 x 0,18=) 3.600 TL KDV’nin tevkifata tabi tutulmayan (3.600 x 0,30=) 1.080 TL’sini (toplam 21.080 TL) iade edecek, 2021/Nisan döneminde beyan ettiği 1.080 TL’yi 2021/Mayıs dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapacaktır.

Alıcı (B) ise 2021/Nisan döneminde indirim konusu yaptığı 1.080 TL’yi, 2021/Mayıs döneminde 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edecektir.

Alıcı (B)’nin bu işlem nedeniyle tevkifata tabi tutarak beyan ettiği verginin, 20.000 TL’ye isabet eden kısmı olan (3.600 x 0,70=) 2.520 TL aynı zamanda indirim konusu yapılmış olduğundan, bir düzeltme işlemine konu olmayacaktır


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2021-yilinda-alinan-urun-icin-2022-yilinda-iade-faturasi-duzenlenebilir-mi/feed/ 0
Türk vatandaşları tarafından kurulmuş yurt dışındaki bir şirket Türkiye’deki bir firmadan mal alarak Türkiye’deki bir firmaya mal satış yapabilir mi? https://www.muhasebenews.com/turk-vatandaslari-tarafindan-kurulmus-yurt-disindaki-bir-sirket-turkiyedeki-bir-firmadan-mal-alarak-turkiyedeki-bir-firmaya-mal-satis-yapabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/turk-vatandaslari-tarafindan-kurulmus-yurt-disindaki-bir-sirket-turkiyedeki-bir-firmadan-mal-alarak-turkiyedeki-bir-firmaya-mal-satis-yapabilir-mi/#respond Mon, 28 Feb 2022 08:56:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123295 Türk vatandaşları tarafından kurulmuş yurt dışındaki bir şirket Türkiye’deki bir firmadan mal alarak Türkiye’deki bir firmaya mal satış yapabilir mi? Bu işlem bir İthalat ve ihracat işlemiş sayılır mı? Bu yapılan işlemlerin vergisel mükellefiyeti kime ait olur?

Yurt dışında kurulu olan şirketin Türkiye’deki bir firmadan mal alarak Türkiye’deki bir firmaya mal satış yapabilir. Firma Türkiye den fatura alır ve satışta da Fatura düzenler bu işlemlerde KDV alınır veya ödenir. Şirket ortağının Türk veya yabancı uyruklu olmasının önemi veya ayrıcalığı yok. Bu ithalat veya ihracat değilidir. Yurt dışındaki kurulu olan şirketin kurulu olduğu ülkedeki vergi sitemi konusunda bilgimiz yok.


Yurt dışından CD ortamında veya doğrudan internetten şifreyle indirilerek temin edilen bilgisayar yazılımları için yapılan ödemelerin tevkifata tabi olup olmadığı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı:64597866-125[30-2014]-4427 – 10.03.2017

 

Konu : Yurt dışından CD ortamında veya doğrudan internetten şifreyle indirilerek temin edilen bilgisayar yazılımları için yapılan ödemelerin tevkifata tabi olup olmadığı.

 

             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin İrlanda ve Hollanda’dan, müşterilerinize satışını yapmak üzere CD içerisinde veya doğrudan internetten şifreyle indirip aktive etmek suretiyle yazılımlar ithal ettiği, söz konusu yazılımların tedarikçi firma tarafından bütün müşterileri için standart olarak satışa sunulan paket programlar olduğu, bunların üzerinde tarafınızca herhangi bir değişiklik ve geliştirme yapılmadığı belirtilerek, İrlanda ve Hollanda’daki firmalara bu yazılımlar için ödenen bedellerin Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi kapsamında tevkifata tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

 

 

 

            KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 

 

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almış, üçüncü fıkrasında dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmıştır. 

 

            Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazançlarından, ikinci fıkrasında ise ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranları 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 3/2/2009 tarihinden itibaren, petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlarda %5, diğer serbest meslek kazançlarında % 20, gayrimaddi hak bedeli ödemelerinde ise %20 olarak belirlenmiştir. 

 

            Bu açıklamalara göre; 

 

            -Yurtdışında mukim firmalardan ithal edilen bilgisayar programları üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya çoğaltılmadan nihai tüketicilere satılması veya aynı şekilde

işletmede kullanılması halinde yurtdışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç ticari

kazanç niteliği taşıyacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi

yapılmayacaktır. 

 

            -Yurtdışında mukim firmalardan işletmenizde kullanmak ve/veya müşterilere satışını yapmak üzere daha önce piyasada bulunmayan bir bilgisayar programının özel olarak hazırlatılması halinde, yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç serbest meslek kazancı niteliği taşıdığından bu kapsamdaki ödemeler üzerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. 

 

            -“Copyright” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme gibi haklarının satın alınması halinde, şirketiniz tarafından bir gayri maddi hak elde edilecek olup, yurtdışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayri maddi hak bedeli ödemelerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. 

 

            Öte yandan, bilgisayar yazılım ürünlerinin, şirketinize CD, disket vb. taşıyıcı medya içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra internet üzerinden indirilen şifre ile aktive edilerek iktisap edilmiş olması ya da bilgisayar programının doğrudan doğruya internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmiş olması durumu yurtdışına yapılacak ödemelerin vergilendirilmesinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır. 

 

            Diğer taraftan, yurt dışındaki firmaların mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda söz konusu ödemelere ilişkin bir hükmün bulunması durumunda, öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.    

 

            ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN

 

 

            “Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 01/01/1989 tarihinden itibaren; “Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” ise 01/01/2011 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

 

            Şirketiniz tarafından Hollanda ve İrlanda mukimi firmalardan alınan bilgisayar programlarının üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya söz konusu programlar üzerinde başkaca herhangi bir hakka sahip olunmadan yalnızca aracılık yapılarak müşterilere satılması durumunda, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalara yapılacak ödemelerin vergilendirilmesi hususu, anılan Anlaşmaların birer örnekleri ekli 7 nci maddesi kapsamında değerlendirilecektir.

 

            Anılan maddenin 1 inci fıkrasına göre, bu kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi için Hollanda ve İrlanda mukimi firmaların faaliyetlerini Türkiye’de sahip olduğu bir iş yeri vasıtasıyla gerçekleştirmesi gerekmektedir.

 

            “İş yeri” tanımı ise, Anlaşmaların birer örnekleri ekli “İş yeri” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Anlaşmanın amaçları bakımından “iş yeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.” şeklinde yapılmış olup, aynı maddede hangi hallerde diğer Devlette bir iş yeri oluşup oluşmayacağı açıkça belirtilmektedir.

 

            Bağımsız temsilcilik ise Hollanda ve İrlanda Anlaşmalarının 5 inci maddesinin sırasıyla 6 ile 7 nci fıkralarında düzenlenmiş olup, bu fıkralarda, bir Akit Devlet teşebbüsünün, diğer Devletteki işlerini, kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürütmesi durumunda, faaliyetin icra edildiği ülkede bir iş yerine sahip olmadığının kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.

 

            Bu kapsamda bağımsız nitelikte bir temsilciden söz edilebilmesi için, temsilcinin hem hukuken hem de ekonomik olarak teşebbüsten bağımsız olması ve teşebbüs adına faaliyette bulunurken kendi işlerine olağan şekilde devam etmesi gerekmektedir. Bir temsilcinin müteşebbisten bağımsızlığı aynı zamanda onun müteşebbise karşı sorumluluklarının derecesine bağlıdır. Temsilci faaliyetlerini müteşebbisten aldığı emir ve talimatlar ile yürütüyor ise müteşebbisten bağımsız addedilmeyecektir. Bağımsız bir temsilci için diğer bir önemli kıstas ise temsilcinin faaliyetlerinin müteşebbisin etkin bir kontrolüne tabi olmaması ve temsilcinin faaliyetlerini tek bir işveren adına yürütmemesidir.

 

            Daimi temsilcilik ise Hollanda ve İrlanda Anlaşmalarının 5 inci maddelerinin sırasıyla Hollanda için 5 inci ve İrlanda için 6 ncı fıkralarında düzenlenmiştir. Bu fıkralara göre, bir kişi, bir Akit Devlette diğer Akit Devletin teşebbüsü adına hareket eder ve söz konusu fıkralar kapsamında belirtilen faaliyetleri temsil ettiği teşebbüs adına yürütürse bu durumda bu faaliyetler diğer Akit Devletin teşebbüsü için bir iş yeri oluşturacaktır.

 

            Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalar tarafından elde edilecek kazançlar, ilgili Anlaşmaların 5 inci maddesinin 1, 2 ile Hollanda için 5 ve İrlanda için 6 ncı fıkraları kapsamında Türkiye’de yer alan bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla ticari faaliyette bulunulmak suretiyle kazanılmadıkça bu kazançların yalnızca mukim olunan söz konusu ülkelerde vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

            Anılan firmalar, Türkiye’de yer alan bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa Türkiye’nin, bu iş yerine veya daimi temsilciye atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere iç mevzuatımız çerçevesinde vergi alma hakkı bulunmaktadır.

 

            Bununla birlikte, “Copyright” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme vb. gibi haklarının satın alınması halinde ise Hollanda ve İrlanda mukimi firmalara yapılacak ödemelerin Anlaşmaların “Gayrimaddi Hak Bedelleri”ne ilişkin 12 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir.

 

            Türkiye-Hollanda Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının “Gayrimaddi Hak Bedelleri” başlıklı 12 nci maddesinde;

 

            “1. Devletlerden birinde doğan ve diğer Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 

 

  1. Bununla beraber, sözkonusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır. 

 

  1. Devletlerin yetkili makamları 2 nci fıkranın uygulama şeklini karşılıklı anlaşmayla belirleyeceklerdir.

 

  1. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak bedelleri” terimi, sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar.

 

  1. Devletlerden birinin mukimi olan bir gayrimaddi hak bedeli lehdarı, bu bedelin elde edildiği diğer Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre, 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” 

 

            hükümleri yer almaktadır. 

 

            Yine Anlaşmaya ek Protokolün XI inci maddesi;

 

            “Bu Anlaşmanın 12 ve 13 üncü Maddeleri yönünden şu husus anlaşılmaktadır. 12 nci Maddenin 4 üncü fıkrasında belirtilen bir varlığın devri dolayısıyla yapılan ödemelere, bu ödemenin, sözkonusu varlığın gerçekten de devredildiği için yapıldığı ispat edilmedikçe 12 nci madde hükümleri uygulanacaktır. Bu husus ispat edilirse 13 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” 

 

            hükmünü öngörmektedir. 

 

            Anlaşmanın “Sermaye Değer Artış Kazançları”nı düzenleyen 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasında ise; 

 

            “4. 1, 2 ve 3 üncü fıkralarda değinilenler dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanç, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Devlette vergilendirilebilecektir.” 

 

            hükmü bulunmaktadır. 

 

            Bu çerçevede, gayrimaddi hak satışının gerçek olduğunun ispatlanması halinde Anlaşmanın 13 üncü maddesi uygulanacaktır. Bununla birlikte, gayrimaddi hakkın mülkiyeti alıcıya geçmediği sürece, bir başka ifadeyle alıcı, gayrimaddi hakkı süreli veya süresiz olarak istediği kişiye kiralama hakkını devir almadığı durumda gerçek bir hak satışından bahsedilemeyecektir. 

 

            Gayrimaddi hak satışının gerçek olduğunun ispat edilmemesi veya doğrudan kullanımının ya da kullanım hakkının devredilmesi durumunda, bu ödemeler için Anlaşmanın 12 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamdaki ödemeler üzerinden vergilendirme hakkı Hollanda’ya ait olup, Türkiye’nin de bu ödemelerin gayri safi tutarı üzerinden yüzde 10 oranında vergi alma hakkı bulunmaktadır. Ancak, söz konusu ödemelere iç mevzuatımızda daha düşük bir oranın uygulanması halinde iç mevzuatımızda belirlenen bu düşük oranın  uygulanacağı tabiidir. 

 

            Ancak, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin Hollanda mukimi şirketin Türkiye’de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu iş yeri arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa vergileme, 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen yüzde 10 vergi oranı dikkate alınarak değil, 7 nci maddeye ilişkin “Ticari Kazançlar” kapsamında iş yeri kazançlarıyla birlikte Türkiye’de yapılacaktır. 

 

            Bununla birlikte, bahsi geçen yazılımların mülkiyet hakkının şirketinize devredilmesi ve söz konusu devrin belgelerle tevsik edilmesi halinde ise Hollanda mukimi şirkete yapılacak ödemeleri vergilendirme hakkı, Anlaşmanın 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasına göre Hollanda’ya ait olup, Türkiye’nin söz konusu ödemeler üzerinden vergi alma hakkı bulunmamaktadır. 

 

            İrlanda bakımından ise, İrlanda Anlaşmasının “Gayrimaddi Hak Bedelleri”ne ilişkin 12 nci maddesinde; 

 

            “1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 

 

  1. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı diğer Akit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu aşmayacaktır. 

 

  1. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak bedelleri” terimi, sinema filmleri ile radyo ve televizyon kayıtları dahil olmak üzere, edebi, sanatsal veya bilimsel her nevi telif hakkının, her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında veya sınai, ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikimi için veya sınai, ticari veya bilimsel teçhizatın kullanımı ya da kullanım hakkı karşılığında yapılan her türlü ödemeyi ifade eder. “Gayrimaddi hak bedelleri” terimi aynı zamanda, verimliliğe, kullanıma veya tasarrufa bağlı herhangi bir benzer hak ya da varlığın elden çıkarılmasından doğan gelirleri de kapsar. 

 

  1. Bir Akit Devlet mukimi olan gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı, söz konusu bedelin elde edildiği diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. 

 

            …..” 

 

            hükümlerine yer verilmiştir. 

 

            Buna göre, şirketiniz tarafından İrlanda mukimi firmadan bilgisayar programlarının copyright kapsamında alınması halinde Anlaşmanın 12 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca, söz konusu firmaya yapılacak gayrimaddi hak bedeli ödemelerinin gayrisafi tutarı üzerinden Türkiye’de iç mevzuatımızda daha düşük bir oran öngörülmemesi halinde % 10 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

 

            Ancak, aynı maddenin 4 üncü fıkrası uyarınca, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin İrlanda mukimi şirketin Anlaşmanın 5 inci maddesi çerçevesinde Türkiye’de bulunan bir iş yeri veya sabit yer vasıtasıyla elde edilmesi ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu iş yeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması halinde vergileme, 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen yüzde 10 vergi oranı dikkate alınarak değil, duruma göre 7 nci maddeye ilişkin “Ticari Kazançlar” veya 14 üncü maddeye ilişkin “Serbest Meslek Faaliyetleri” kapsamında iş yeri veya sabit yer kazançlarıyla birlikte Türkiye’de yapılacaktır. 

 

            Diğer taraftan, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalardan alınan söz konusu yazılım programlarının CD, disket vb. araçlar içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra internet üzerinden indirilen şifre ile aktive edilerek iktisap edilmiş olması ya da bilgisayar programının doğrudan internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmiş olması, yurt dışına yapılacak ödemelerin vergilendirilmesinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır. 

 

            İlgili Anlaşma hükümlerine göre Türkiye’de vergi ödenmesi durumunda, söz konusu vergiler, Anlaşmaların “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23 üncü maddeleri çerçevesinde duruma göre istisna veya mahsup edilebilecektir. 

 

            Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için Hollanda ve İrlanda mukimi firmaların, bu ülkelerde tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğini Hollanda ve İrlanda yetkili makamlarından alınacak bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlamaları ve bu belgenin aslı ile Noterce veya bu ülkelerdeki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesi veya vergi sorumlularına ibraz etmeleri gerekmektedir. Mukimlik belgesinin ibraz edilmemesi durumunda ise, ilgili Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimizin uygulanacağı tabiidir.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turk-vatandaslari-tarafindan-kurulmus-yurt-disindaki-bir-sirket-turkiyedeki-bir-firmadan-mal-alarak-turkiyedeki-bir-firmaya-mal-satis-yapabilir-mi/feed/ 0
İşletme Hesabı Esnasında Ticari Kazancın Tespiti https://www.muhasebenews.com/isletme-hesabi-esnasinda-ticari-kazancin-tespiti/ https://www.muhasebenews.com/isletme-hesabi-esnasinda-ticari-kazancin-tespiti/#respond Wed, 14 Nov 2018 15:30:52 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=6670 1- İŞLETME HESABI ESASINA GÖRE TİCARİ KAZANÇ NASIL HESAPLANIR?
İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki olumlu farktır.

***Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder.

2- MAL ALIM SATIMI YAPANLARDA TİCARİ KAZANÇ NASIL HESAPLANIR?
Emtia alım ve satımı ile uğraşanlarda ticari kazancın bulunması için hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata, dönem başındaki emtia mevcudunun değeri ise giderlere ilave olunur.

***Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/isletme-hesabi-esnasinda-ticari-kazancin-tespiti/feed/ 0
Serbest Bölgede Faaliyet Gösteren Firmalara Yapılan Mal Satışlarında Kurumlar Vergisi İstisnası Uygulanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmalara-yapilan-mal-satislarinda-kurumlar-vergisi-istisnasi-uygulanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmalara-yapilan-mal-satislarinda-kurumlar-vergisi-istisnasi-uygulanabilir-mi/#respond Fri, 17 Nov 2017 08:00:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17149 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Serbest bölgede faaliyet gösteren mükellefe yapılan mal satışı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; 2013 yılında faaliyete başlayan şirketiniz tarafından, … Serbest Bölgesinde yer alan firmaya yol çizgileri ve trafik işaretleri düzenleme işi yapmak üzere gerekli malların teslimi için iki adet satış faturası düzenlendiği, söz konusu alışverişin karşılıklı olarak Ba-Bs formlarıyla bildirildiği ve hasılat kaydedilerek Kurum Geçici Vergi Beyannamesine eklendiği belirtilerek, söz konusu mal satışı nedeniyle serbest bölge istisnasından yararlanılıp yararlanılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşüne ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasıyla; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37’nci maddesinde; her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun Geçici 3’üncü maddesinin 5810 sayılı Kanunun 7’nci maddesiyle 01/01/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değişen ikinci fıkrasında; Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun anılan maddelerinde bahsedilen istisna hükümleri, Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin anılan bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançlarına ilişkin olduğundan, … Serbest Bölgesine yapmış olduğunuz mal satışına ilişkin hasılatınızın kurum kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınarak genel hükümler çerçevesinde kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
9 Haziran 2015 Tarih ve 84098128-125[6-2014/9]-270 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmalara-yapilan-mal-satislarinda-kurumlar-vergisi-istisnasi-uygulanabilir-mi/feed/ 0
Kurumlar Vergisinden Muaf Olan Özel Bütçeli Kamu Kurumları Yazarkasa Kullanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisinden-muaf-olan-ozel-butceli-kamu-kurumlari-yazarkasa-kullanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisinden-muaf-olan-ozel-butceli-kamu-kurumlari-yazarkasa-kullanabilir-mi/#respond Sat, 22 Jul 2017 07:15:42 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16399 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Kurumlar vergisinden muaf olan özel bütçeli kamu kurumunun ÖKC kullanıp kullanamayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun II sayılı cetvelinde yer alan özel bütçeli bir kamu kurumu olduğunuzu, Enstitünüz bünyesinde, motorlu taşıtlar ile ilgili araç proje ve tip onay işlemleri, ADR kapsamında muayene ve inceleme hizmetleri ile LPG/CNG’li araçların sızdırmazlık kontrolü faaliyetlerinin gerçekleştirildiği, verilen bu hizmetler karşılığında fatura düzenlediğinizi belirterek, kurumlar vergisinden muaf olan Enstitünüzce verilen bu hizmetler karşılığında, işgücü, zaman kaybı gibi nedenlerden dolayı ödeme kaydedici cihaz kullanılıp kullanılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile iktisadi kamu kuruluşları kurumlar vergisinin konusu kapsamına alınmış olup, aynı Kanunun 2’nci maddesinde de Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketleri ve kooperatifler dışında kalan ticari, sınai veya zirai faaliyetlerin iktisadî kamu kuruluşu olduğu, bunların kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal ve hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1) bölümünde, iktisadi işletmenin belirlenmesinde iktisadi işletmenin en belirgin özelliğinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi olduğu diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı veya hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği ifade edilmiştir.

Anılan Genel Tebliğin (2.3.1) bölümünün devamında ise iktisadi kamu kuruluşunun ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, bu Tebliğin “2.4. Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Kurumunuzun, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun II sayılı cetvelinde yer alan özel bütçeli bir kamu kurumu olması nedeniyle, bizzat kendisi vergi mükellefi olmayacak varsa iktisadi kuruluşları vergiye tabi olacaktır.

Diğer yandan, 22.11.1960 tarih ve 10661 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 132 sayılı Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Kanunun 11 inci maddesinde Türk Standartları Enstitüsünün gelirleri sayılarak; “… Türk Standartları Enstitüsünün yukarıdaki fıkralarda sayılan gelirleri ve muameleleri ve sahibi bulunduğu gayrimenkulleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.”  hükmüne yer verilmiştir.

Bu itibarla, motorlu taşıtlar ile ilgili araç proje ve tip onay işlemleri, ADR kapsamında muayene ve inceleme hizmetleri ile LPG/CNG’li araçların sızdırmazlık kontrolü faaliyetlerinin anılan Kuruluş Kanunu çerçevesinde yerine getirildiği anlaşıldığından, Enstitünüzün söz konusu faaliyetlerden elde ettiği gelirler dolayısıyla kurumlar vergisinden muaf tutulması gerekmektedir. Ancak, Enstitünüzün Kuruluş Kanununda yer alan faaliyetler dışında ticari, zirai, sınai faaliyetlerde bulunması halinde Enstitünüze bağlı iktisadi kamu kuruluşu oluşacağı ve kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edileceği tabiidir.

3100 SAYILI KANUNUNA GÖRE

Bilindiği gibi, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 Sayılı Kanun’un 1/1 maddesinde “Satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, bu Kanuna göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetindedirler.” denilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232’nci maddesinde “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
2. Serbest meslek erbabına;
3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
5. Vergiden muaf esnafa.

            Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (442 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2015’den itibaren 880, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (442 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2015’den itibaren 880, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 50 Seri No.lu Ödeme Kaydedici Cihaz Genel Tebliğinin “Ödeme Kaydedici Cihazların Satışı” başlıklı A-1/a bölümünde, ancak perakende satış yapmakla beraber kurumlar vergisinden muaf olan ve teslimleri katma değer vergisinden istisna olanların, (askeri kantinler vb.) kurumlarınca düzenlenen ve faaliyet konuları ile neye istinaden vergiden muaf olduklarını belirtir bir yazıyla birlikte faaliyet gösterdikleri mahallin yetkili bulunduğu vergi dairesinden alacakları yazıyla ödeme kaydedici cihaz satın alabilecekleri açıklanmıştır.

206 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin A/5.bölümünde ise; “Perakende ticaretle uğraşmaları sebebiyle 3100 sayılı Kanuna göre ödeme kaydedici cihaz kullanan kurumlar vergisinden muaf kurumlar, ellerindeki cihazlarını, fiş üzerine “Kurumlar Vergisinden Muaf.” ibaresini yazacak şekilde programlayacaklar veya programlatacaklardır. Söz konusu “Kurumlar Vergisinden Muaf” ibaresi (Ek: 1’deki örnekte olduğu gibi ödeme kaydedici cihaz fişlerinin mükellefe ilişkin bilgilerin yer aldığı baş taraftaki bölümünün son satırına yazılacak ve anlaşılabilir kısaltmalarla gösterilebilecektir.

Yapılacak program değişikliği, cihaza ait kullanma kılavuzlarından yararlanılarak mükellefler tarafından veya yetkili teknik personel aracılığıyla cihaz mühürü sökülmeden tuşlarına basılmak suretiyle … gerçekleştirilecektir.” denilmiştir.

Buna göre, Vergi Usul Kanununa uyarınca birinci ve ikinci sınıf tacir kapsamına girmeyen, diğer bir ifade ile vergi mükellefi olmadıklarından defter tutma yükümlülükleri de olmayanların ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetleri bulunmamaktadır. Ancak mükellef olmamakla beraber perakende ticaretle uğraşan bazı kamu kurumları (polis evleri, askeri kantinler vb.) faaliyet gösterdikleri mahallin yetkili bulunduğu vergi dairesinden alacakları yazıyla ihtiyari olarak ödeme kaydedici cihaz alıp kullanabilmektedirler.

Bu nedenlerle, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Kurumunuzun mal satışları veya hizmet ifalarının belgelendirilmesinde; Vergi Usul Kanununa göre fatura düzenlenmesi zorunlu olan hallerde fatura, Vergi Usul Kanununa göre fatura düzenlenmesi zorunlu olmayan perakende satış vesikaları ile belgelendirilecek nitelikteki satışlarında ise ödeme kaydedici cihazların kullanılması, ödeme kaydedici cihazlardan düzenlenecek fişlerin üzerinde “Kurumlar Vergisinden Muaf” ibaresinin yer alması gerekmektedir.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
24 Şubat 2016 Tarih ve 27575268-105[3100-2015-253]-7670 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisinden-muaf-olan-ozel-butceli-kamu-kurumlari-yazarkasa-kullanabilir-mi/feed/ 0
Şirket Kuruluşundan Önce Ödenen Kiralar Gider Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-kurulusundan-once-odenen-kiralar-gider-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-kurulusundan-once-odenen-kiralar-gider-kaydedilebilir-mi/#respond Sat, 15 Jul 2017 19:30:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17268 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Şirket kuruluşundan önce ödenen kiraların gider yazılıp yazılamayacağı ve sigorta acentesinin Ba Bs formu verip vermeyeceği hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, sigorta acenteliği faaliyetinde bulunan şirketinizin Eylül/2013 tarihinde kurulduğu, şirket kuruluşundan önce faaliyetinizi sürdürmek amacıyla Ocak/2013 tarihinde bir işyeri kiralandığı belirtilerek, şirket kuruluşundan önce kiralanan işyeri için ödenen kira bedellerinin gider yazılıp yazılmayacağı ile sigorta acentesi olan şirketinizin Ba-Bs bildirim formu verme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Konu ile ilgili olarak özelge talep formu eklerinin incelenmesinden, bahsi geçen işyeri için düzenlenen kira sözleşmesinin kiracı sıfatıyla xxx adına düzenlendiği, kira başlangıç tarihinin 15.01.2013 olduğu, kiralanan işyerinin sigorta acenteliği faaliyetinde kullanılacağı ve söz konusu şahsın şirketin kurucusu ve müdürü olduğu anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasında da, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

Anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirime konu edilebilmesi için söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması ve ayrıca söz konusu giderlere ilişkin tanzim edilecek belgelerin Vergi Usul Kanununa göre geçerli bir belge olması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8’inci maddesinde; “Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişidir. Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir. Vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz. Bu kanunun müteakip maddelerinde geçen “mükellef” tabiri vergi sorumlularına da şamildir.” hükmüne yer verilmiştir.

Türk Ticaret Kanununa göre şirketlerin tüzel kişilik kazanmaları ticaret siciline kayıt ile başlar. Bir şirketin hak sahibi olması ancak, tüzel kişilik kazandığı tarih ile bu kişiliğin sona erdiği yani ticaret sicilinden kaydının silindiği tarih arasında olanaklıdır.

Buna göre, şirketinizin tüzel kişilik kazanmadan önce şirket kurucusu tarafından kiralanan işyeri için yapılan kira ödemelerinin gider olarak kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiştir.

Konuyla ilgili olarak yayımlanan 362 ve 381 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmış olup, söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemler halinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri konusunda açıklamaların yer aldığı 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Bildirime Konu Alış/Satışlar ve Hadler” başlıklı (1.2) bölümünde;

 

“1.2.1. Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dâhil edilecektir.

1.2.2. Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)”nun Tablo II alanında bildirilecektir.
… …

Belirlenen hadlerin altında kalan alış ve satış bedellerinin bildirildiği, “Diğer Mal ve Hizmet Bedeli Toplamı” (Tablo III) bölümü Ba-Bs bildirim formlarından çıkartılmıştır.
… …

1.2.5. Bankalar, Katılım Bankaları, Aracı Kurumlar, Portföy Yönetim Şirketleri, Menkul Kıymet Yatırım Fon ve Ortaklıkları, Reasürans Şirketleri, Emeklilik Şirketleri, Sigorta Şirketleri ve Acenteleri yapmış oldukları işlemleri belirli periyotlarla Bakanlığımıza bildirdiklerinden, hizmet ve satış işlemlerinde düzenledikleri dekont ve poliçe bilgilerini Form Bs ile bildirmelerine gerek bulunmamaktadır.

Aynı şekilde, bu kurumların kendi aralarındaki işlemler sebebiyle düzenledikleri dekontların karşı tarafça Form Ba ile bildirilmesine de gerek bulunmamaktadır.

Ancak bu kurumlar, diğer belgelere dayalı olarak yaptıkları mal ve hizmet alım/satımlarını genel esaslar çerçevesinde Ba-Bs formları ile bildirmek zorundadırlar.
… …

1.2.7. Sigorta şirketleri tarafından yapılan tazminat ödemeleri fatura ile belgelendirilen bir mal veya hizmet alımına dayanıyor ise, bu alımların genel esaslar çerçevesinde katma değer vergisi hariç tutarlarıyla Ba bildirim formuna dahil edilmesi gerekmektedir.”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Söz konusu Tebliğin “3.2.4.” bölümünde ise bildirim verme yükümlülüğü bulunan, ancak tüm alış ve satışları belirtilen haddin altında kalan mükelleflerin, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorunda oldukları belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde; sigorta şirketleri ve acenteleri ana faaliyet konusu ile ilgili dekont ve poliçe bilgilerini Btrans üzerinden Gelir İdaresi Başkanlığına gönderdiklerinden, bu bilgileri Ba-Bs bildirim formuna dahil etmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak, diğer belgelere dayalı olarak yapılan mal ve hizmet alış/satışlarını genel esaslar çerçevesinde Ba-Bs formları ile bildirmek zorundadırlar.

Ayrıca, bildirim verme yükümlülüğü bulunan, ancak tüm alış ve satışları belirtilen haddin altında kalan mükelleflerin, Ba-Bs formlarını Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorunda olmaları nedeniyle bildirimde bulunacak mal ve/veya hizmet alış/satışları olmasa bile form Ba-Bs bildirimlerini vermeleri gerekmektedir.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
8 Aralık 2014 Tarih ve 67854564-1741-667 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-kurulusundan-once-odenen-kiralar-gider-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
Basit Usulde Vergilendirilen Mükellef Mal Alış Ve Satışlarında Belge Düzenlemek Zorunda Mıdır? https://www.muhasebenews.com/basit-usulde-vergilendirilen-mukellef-mal-alis-satislarinda-belge-duzenlemek-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/basit-usulde-vergilendirilen-mukellef-mal-alis-satislarinda-belge-duzenlemek-zorunda-midir/#respond Fri, 24 Mar 2017 13:45:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=11808 Basit usule tabi mükelleflerin kullandıkları belgeler ve zarflar sadece Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) tarafından bastırılmaktadır. Mükellefler bu belgeleri bağlı oldukları odalardan temin edeceklerdir.

Mükelleflerin bulunduğu yerde bağlı oldukları oda veya birlik yoksa veya bulunduğu yerde bağlı olacağı oda veya birlik kurulmamış ise; en yakın oda veya birliğe veya karma odaya kayıt yaptıracaklardır. Belgelerini de kayıt yaptırdığı bu odadan temin edeceklerdir.

1- Basit usulde vergilendirme kapsamında bulunup,
2- Meslek odalarına üye kayıtları yapılamayan,
3- Traktörle nakliyecilik yapanlar,
4- Hususi oto ile ticari faaliyette bulunanlar,
5- Biçerdöver işletmecileri ile inşaat ustaları gibi mükellefler,
kullanacakları belgeleri ikinci sınıf tüccarların tabi oldukları esaslar çerçevesinde (anlaşmalı matbaalara bastırmak veya noterlere tasdik ettirmek suretiyle) temin edebilmektedirler.

Anılan mükellefler, diledikleri takdirde kullanacakları belgeleri faaliyette bulundukları yerdeki herhangi bir oda veya birlikten de alabilirler.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/basit-usulde-vergilendirilen-mukellef-mal-alis-satislarinda-belge-duzenlemek-zorunda-midir/feed/ 0