m – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 13 Nov 2023 17:20:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Adi ortaklıklarda finansman gider kısıtlaması uygulaması https://www.muhasebenews.com/adi-ortakliklarda-finansman-gider-kisitlamasi-uygulamasi/ https://www.muhasebenews.com/adi-ortakliklarda-finansman-gider-kisitlamasi-uygulamasi/#respond Mon, 13 Nov 2023 17:20:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147455 Adi ortaklıklarda finansman gider kısıtlaması

Adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmayıp, kazançları dolayısıyla gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları söz konusu değildir. Bu nedenle, adi ortaklık bünyesinde yürütülen faaliyetten doğan kâr veya zarar, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilendirilmektedir.

Finansman gider kısıtlaması uygulamasında adi ortaklıklar, adi ortaklığı oluşturan ortaklardan ayrı bir birim olarak değerlendirilecektir. Adi ortaklığın finansman giderleri, adi ortaklığın ortakları tarafından doğrudan kendi finansman giderlerine dahil edilmeyecektir. Ancak, bilançolarında yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aşan adi ortaklıklarda, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’u ortakların hisseleri oranında, verecekleri beyannamelerinde KKEG olarak dikkate alınacaktır.

Örnek: (A) A.Ş. ile (B) Ltd. Şti.’nin eşit hisselerle kurdukları (AB) Adi Ortaklığının 2021 yılı yabancı kaynakları toplamı 500.000 TL, öz kaynakları toplamı 400.000 TL olup bu döneme ilişkin toplam finansman gideri ise 50.000 TL’dir.

(AB) Adi Ortaklığının yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aştığı için aşan kısma münhasır olmak üzere yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderinin %10’luk kısmı ortakların kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir.

Finansman gider kısıtlamasına tabi tutarın hesabı:

Aşan kısım: Yabancı kaynak toplamı – Öz kaynak toplamı

                               : 500.000 TL – 400.000 TL = 100.000 TL

Aşan kısma isabet eden finansman gideri           : Finansman gideri x (Aşan kısım / Toplam yabancı kaynak)

                                                                              : 50.000 TL x (100.000 TL / 500.000 TL)

                                                                              : 50.000 TL x %20

                                                                              : 10.000 TL

Yabancı kaynağın öz kaynak tutarını aşan kısmına isabet eden finansman giderinin %10’luk kısmı olan (10.000 TL x %10=) 1.000 TL, ortakların kurum kazancının tespitinde KKEG olarak dikkate alınacaktır. Buna göre, (A) A.Ş. ile (B) Ltd. Şti. kanunen kabul edilmeyen 1.000 TL’lik bu gideri ilgili dönem için verecekleri kurumlar vergisi beyannamelerinde adi ortaklıktaki hisseleri oranında (1.000 / 2 =  500 TL)  KKEG olarak dikkate alacaklardır.

 


Kaynak: GİB KVK Tebliği
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adi-ortakliklarda-finansman-gider-kisitlamasi-uygulamasi/feed/ 0
Emeklilik nedeni ile işten ayrılan işçi aynı işyerinde çalışabilir mi? https://www.muhasebenews.com/emeklilik-nedeni-ile-isten-ayrilan-isci-ayni-isyerinde-calisabilir-mi-2/ https://www.muhasebenews.com/emeklilik-nedeni-ile-isten-ayrilan-isci-ayni-isyerinde-calisabilir-mi-2/#respond Sat, 23 Sep 2023 02:00:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146507

Sosyal Güvenlik mevzuatının gerektirdiği şartları sağlayan sigortalı, emeklilik haklarından yararlanabilmektedir.

Bu kapsamda, emeklilik hakkını elde etmiş olan sigortalı, emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini fesih edebilmekte, çalışma süresinin gerektirdiği kıdem tazminatını alabilmektedir.

Bu haktan yararlanılabilmesi için; bağlı bulunulan Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Sosyal Güvenlik Merkezine emeklilik başvurusu yapılması, emeklilik hakkının elde edildiğini ve kıdem tazminatının ödenebileceğini gösteren yazı ile iş sözleşmesinin feshi gerekmektedir.

Kişi emekli olduktan sonra yeni iş akdi ile aynı iş yerinde SGDP tabi olarak çalışabilir.


Kaynak: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/emeklilik-nedeni-ile-isten-ayrilan-isci-ayni-isyerinde-calisabilir-mi-2/feed/ 0
kredi kooperatifleri bankadan aldığı kredileri ortak olmayanlara verebilir mi? https://www.muhasebenews.com/kredi-kooperatifleri-bankadan-aldigi-kredileri-ortak-olmayanlara-verebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kredi-kooperatifleri-bankadan-aldigi-kredileri-ortak-olmayanlara-verebilir-mi/#respond Tue, 06 Apr 2021 18:16:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107205 Kredi kooperatiflerinde ortak dışı işlemler

Kredi kooperatiflerinin kendi kaynaklarından veya banka, kredi kuruluşu benzeri üçüncü kişilerden sağladığı fonları, sadece ortaklarına kredi olarak vermesi halinde, bu faaliyetler ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Kredinin, kooperatif ortağı olmayanlara verilmesi ise ortak dışı işlem olarak kabul edilecektir.

_____________________________________________________________________

Üye olmayanlardan bağış alan kooperatif kurumlar vergisi öder mi?

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

13649056-125.04.02[04-2018-ÖZE-01]-E.45229

03.09.2020

Konu

:

Kalkınma kooperatifine yapılan bağış ve yardımın vergilendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ticari faaliyetinde üye dışı işlem yapan Kooperatifinizin mevcut borçlarını ödemek ve tasfiye işlemleri ile ilgili giderlerini karşılamak için üyelerden ve üye dışı kişilerden bağış geliri elde ettiği belirtilerek, Kooperatifinizin elde ettiği bağış gelirinin kurumlar vergisi ve katma değer vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun; 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde kooperatiflerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu, 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatiflerin 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade ettiği, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde;

 “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri. (Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler “ortak dışı” işlemlerdir. Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz. Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edilir. Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi yoktur. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.)” hükümlerine yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 6 ncı maddesinde ise kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde;

“7061 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

            Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

            Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına gerekli kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

            Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

            (17 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişen paragraf: RG15/02/2019-30687) Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ticari faaliyeti nedeniyle 1/1/2002 tarihi itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmiş olan Kooperatifinizin, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan şartları taşıması halinde, ortak dışı işlemleriniz nedeniyle 1/1/2018 tarihinden itibaren Kooperatifinize bağlı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir. Kooperatifinizin bağış veya yardım adı altında tahsil ettiği paralar ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup 1/1/2018 tarihinden itibaren ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların tamamı söz konusu iktisadi işletme nezdinde vergiye tabi kurum kazancının tespitinde dikkate alınacaktır.

KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV) KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-20/1 inci maddesinde, vergi matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

-20/2 nci maddesinde ise, bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.3. Aidatlar” başlıklı bölümünde;

“Üyelerden veya katılımcılardan alınan aidatlar, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV’nin konusuna girmemektedir. Örneğin dernek tüzüğünde belirtilen gelirlerden olan üye aidatları KDV’ye tabi tutulmayacaktır.

            Ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV’ye tabi tutulacaktır. Örneğin tüketim ve taşımacılık kooperatifleri gibi kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatiflerin üyeleri tarafından yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV’ye tabi bulunmaktadır. Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan kooperatifin ortak giderleri karşılamak (üyelerin güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı, elektrik ve su gibi ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil ettiği aidatlar ise ticari mahiyet arz etmediğinden KDV’ye tabi tutulmayacaktır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, Kooperatifinizin bağış veya yardım adı altında tahsil ettiği tutarlar herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemesi şartıyla KDV’nin konusuna girmeyecektir.

Ancak, bağış veya yardım adı altında tahsil edilen tutarların Kooperatifinizin teslim veya hizmetlerine ilişkin olması halinde bu tutarların KDV’ye tabi tutulacağı tabiidir.

 


Kaynak: TÜRMOB Kurumlar Vergisi Rehberi – 2021 Nisan ve GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kredi-kooperatifleri-bankadan-aldigi-kredileri-ortak-olmayanlara-verebilir-mi/feed/ 0
Antrepodaki ürünler için ambalaj malzemesi, malzemenin nakliye gideri ve antrepoya ödenen bedelin indirim ve iadesi https://www.muhasebenews.com/antrepodaki-urunler-icin-ambalaj-malzemesi-malzemenin-nakliye-gideri-ve-antrepoya-odenen-bedelin-indirim-ve-iadesi/ https://www.muhasebenews.com/antrepodaki-urunler-icin-ambalaj-malzemesi-malzemenin-nakliye-gideri-ve-antrepoya-odenen-bedelin-indirim-ve-iadesi/#respond Thu, 24 Dec 2020 07:16:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99406 T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü

Sayı

:

21152195-130[99-2019.2252]-E.322301

02.11.2020

Konu

:

Antrepodaki ürünler için ambalaj malzemesi, malzemenin nakliye gideri ve antrepoya ödenen bedelin indirim ve iadesi

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; firmanızın yurt dışından satın alıp yetkili antrepoya getirdiği malları millileştirmeden paketleme gibi işlemler yaparak yurt dışına sattığı, bu işlemler sırasında transit malların paketlenmesinde sarf olacak ambalaj malzemesi alımı ve iş yerinizden antrepoya nakli için katma değer vergisi (KDV) ödendiği belirtilerek ambalaj gideri, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliye gideri ve ayrıca yetkili antrepo firmasına ödenen bedel için ödenen KDV’nin indirilip indirilemeyeceği ve mal antrepodan yurt dışı edildiğinde yüklenilen KDV’nin iade alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

3065 sayılı KDV Kanununun;

– 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği,

– 11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

– 12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin, yurt dışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya veya 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği,

– 30/a maddesinde; vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin (Bu Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca KDV’den istisna edilen işlemler hariç) vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği,

– 32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV’den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV’nin, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı

hükümleri yer almaktadır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “İhracat İstisnası” başlıklı (II/A) bölümünün “İstisnanın Kapsamı ve Beyanı” başlıklı (1.1.1.) alt bölümünde, “3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.” açıklamaları yer almaktadır.

Bu çerçevede, yurt dışından satın alınıp yetkili antrepoya getirilen malların millileşmeden (serbest dolaşıma sokulmadan) tekrardan yurt dışı edilmesi işlemi, malların teslim anında Türkiye’de bulunması şartı sağlanmadığından, KDV Kanununun 6 ncı maddesine istinaden KDV’ye tabi olmayacak ve ihracat olarak değerlendirilmeyecektir.

Buna göre, transit malların paketlenmesinde kullanılacak ambalaj malzemesi alımı, antrepoya kadar ambalaj malzemesinin nakliyesi ve antrepodaki yetkili firmaya ödenen bedel üzerinden hesaplanan KDV’nin, 3065 sayılı Kanunun 30/a maddesi uyarınca firmanız tarafından indirim ve iadeye konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/antrepodaki-urunler-icin-ambalaj-malzemesi-malzemenin-nakliye-gideri-ve-antrepoya-odenen-bedelin-indirim-ve-iadesi/feed/ 0
Site içinde bulunan ve sadece site sakinleri tarafından kullanılan kapalı otopark inşaatı sebebiyle işyerlerine yapılan ilave m²’lerin Emlak Vergisi hesaplanması https://www.muhasebenews.com/site-icinde-bulunan-ve-sadece-site-sakinleri-tarafindan-kullanilan-kapali-otopark-insaati-sebebiyle-isyerlerine-yapilan-ilave-m%c2%b2lerin-emlak-vergisi-hesaplanmasi/ https://www.muhasebenews.com/site-icinde-bulunan-ve-sadece-site-sakinleri-tarafindan-kullanilan-kapali-otopark-insaati-sebebiyle-isyerlerine-yapilan-ilave-m%c2%b2lerin-emlak-vergisi-hesaplanmasi/#respond Wed, 23 Dec 2020 12:16:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99337 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Konya Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

31435689-175[E.168888]-E.70055

16.07.2019

Konu

:

Site içinde bulunan ve sadece site sakinleri tarafından kullanılan kapalı otopark inşaatı sebebiyle işyerlerine yapılan ilave m²’lerin Emlak Vergisi hesaplanması hk.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; … adresinde maliki bulunduğunuz üç adet dükkan için tahakkuk ettirilen emlak vergilerinin, site içerisinde bulunan ve sadece site sakinlerinin kullandığı kapalı otopark inşaatı sebebiyle arttığı, dükkanların brüt alanlarına yaklaşık 55 m² ilave yapıldığı, Yönetim Planı gereği dükkan sahiplerinin kapalı otoparkı kullanma haklarının bulunmadığı hususları belirtilerek konu ile ilgili olarak Başkanlığımızdan bilgi talep edildiği anlaşılmaktadır.,

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, “Türkiye sınırları içinde bulunan binalar bu kanun hükümlerine göre Bina Vergisine tabidir.”, 2 nci maddesinde “Bu kanundaki bina tabiri, yapıldığı madde ne olursa olsun, gerek karada gerek su üzerindeki sabit inşaatın hepsini kapsar.

Bu kanunun uygulanmasında Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimleri de bina ile birlikte nazara alınır.” hükümleri yer almaktadır.

Aynı Kanunun, 3 üncü maddesinde bina vergisinin binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler tarafından ödeneceği, 7 nci maddesinde de bina vergisinin matrahının binanın bu kanun hükümlerine göre tespit edilen vergi değeri olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 29 uncu maddesinde;

“Vergi değeri;

a) Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre,

b) Binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilân edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden yararlanılmak suretiyle,

Hesaplanan bedeldir.” hükmü yer almaktadır.

15/3/1972 tarih ve 14129 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 29/2/1972 tarih ve 7/3995 sayılı Emlak Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzüğün “Mütemmim cüzüler, eklentiler ve müştemilatın takdiri” başlıklı 14 üncü maddesinde;

“Vergi değerinin takdirinde, Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimleri ve kat mülkiyeti kurulmuş binalarda eklentiler, bağlı oldukları bina ile birlikte nazara alınır.” denilmiştir.

Ayrıca, binanın brüt alanı ile ilgili olarak 6 seri no.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde;

“A – BİNA VERGİSİ

l. Verginin konusu ve bina kavramı:

c) Ortak yerlerin değerlemesi:

Kat mülkiyeti kurulmuş binalarda ortak yerlerin nasıl değerlendirileceği Emlâk Vergisine Matrah Olacak Vergi Değerlerinin Takdirine İlişkin Tüzüğün 15 inci maddesinde belirtilmiştir.

Bu maddedeki ortak yerler deyimi, kat mülkiyetine konu olabilecek veya ortak faydalanma dışında müstakilen kulanılabilecek duruma getirilen (dükkân, daire, depo gibi.) yerleri kapsamaktadır. Bu bakımdan sözü edilen hükümlere göre bu nitelikteki yerlerin ayrıca değerlendirilerek kat (bağımsız bölüm) malikleri tarafından payları oranında ayrı ayrı beyan edilmesi gerekir.

Buna karşılık, Kat Mülkiyet Kanununa göre kat maliklerinin ortak kullanımına tahsis edilen ve müstakillen tasarrufu mümkün olmayan (çamaşırlık, sığınak, kapıcı ve kalorifer dairesi, bahçe, ortak garaj ve benzeri.) yerler için, eklentilerde olduğu gibi, bunlar da bağımsız bölümlerin değerini tayin eden kısımlar olduğundan, ayrıca vergi değeri tayin ve takdir edilmiyecek ve bağımsız bölümlerle bağlantıları ölçüsünde bu bölümlerle birlikte değerleme konusu yapılacaktır.” denilmektedir.

Bu açıklamalara göre, kat maliklerinin ortak kullanımına tahsis edilen ve müstakilen tasarrufu mümkün olmayan çamaşırlık, sığınak, kapıcı ve kalorifer daireleri, ortak garaj gibi yerler, eklentilerde olduğu gibi arsa payı oranında bağlı olduğu bina ile birlikte dikkate alınır.

Buna göre, genel ortak alanların yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi ve kat maliklerinin ortak kullanımına tahsis edilen ve müstakilen tasarrufu mümkün olmayan yerlerin, mükelleflerin arsa hissesine göre bulunacak payları oranında bağımsız bölümlerle birlikte değerleme konusu yapılarak vergi değerinin hesaplanması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/site-icinde-bulunan-ve-sadece-site-sakinleri-tarafindan-kullanilan-kapali-otopark-insaati-sebebiyle-isyerlerine-yapilan-ilave-m%c2%b2lerin-emlak-vergisi-hesaplanmasi/feed/ 0
SGK borcu yapılandırılırsa ihaleye katılma yazısı alınabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sgk-borcu-yapilandirilirsa-ihaleye-katilma-yazisi-alinabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sgk-borcu-yapilandirilirsa-ihaleye-katilma-yazisi-alinabilir-mi/#respond Thu, 10 Dec 2020 08:16:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98323 İhalelere katılabilmek, hakediş ödemesi veya yapı kullanma izin belgesi/teminat iadesi alabilmek amacıyla yapılan başvurulara istinaden düzenlenecek yazılar

a) İhalelere katılabilmek amacıyla düzenlenecek yazılar

Bilindiği üzere 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “İhaleye Katılımda Yeterlilik Kuralları” başlıklı 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendinde, Türkiye’nin veya kendi ülkesinin mevzuat hükümleri uyarınca kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu bulunan isteklilerin ihale dışında bırakılacağı hükme bağlanmıştır.

Kamu İhale Genel Tebliğinde ise ihaleye katılacak olan isteklilerin, ihale tarihi itibarıyla 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş ya da çeşitli kanunlar gereğince yeniden yapılandırılmış olan yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi ve işsizlik sigortası primi ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak değerlendirilmeyeceği öngörülmüştür.

Buna göre ihalelere katılmak amacıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olup olmadığına ilişkin yazı talep eden işverenlerin Kanun kapsamındaki borçları ile 7256 sayılı Kanun kapsamına girmeyen ve ihale tarihi itibarıyla hesaplanan borçlarının toplamının Kamu ihale tebliğinde belirtilen limitlerin üzerinde olması halinde:

-Peşin ödeme yolunu tercih eden borçlulara, 7256 sayılı Kanun uyarınca yeniden yapılandırılmış olan borçlarının (idari para cezası borçları hariç) tamamını ödedikleri tarih itibarıyla 7256 sayılı Kanun kapsamına girmeyen muaccel borçlarının anılan tebliğde belirtilen limitlerin altında olması kaydıyla,

-Taksitle ödeme yolunu tercih eden borçlulara, yapılandırılmış olan borçlarından (idari para cezası borçları hariç) ilk iki taksitin ödenmesi ve vadesi geçtiği halde ihale tarihi itibarıyla ödenmemiş veya eksik ödenmiş taksitleri ile birlikte kapsama girmeyen muaccel hale gelmiş borçlarının toplamının anılan tebliğde belirtilen limitlerin altında olması ve 7256 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanma hakkının devam etmesi kaydıyla,

kesinleşmiş sosyal güvenlik borcu olmadığına dair yazı/belge verilecektir.

b) Hak ediş ödemelerine ilişkin düzenlenecek yazılar

5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına göre işverenlerin hakedişleri, Kuruma idari para cezası, prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması kaydıyla ödendiğinden, idarelerce, işverenlerin muaccel borcunun olup olmadığının manuel veya elektronik ortamda sorgulandığı durumlarda yeniden yapılandırılan borçlardan dolayı:

-Peşin ödeme yolunu tercih eden borçlular için, yapılandırma kapsamına giren borçların tamamının ödenmesi ve kapsama girmeyen muaccel borçlarının da bulunmaması kaydıyla,

-Taksitle ödeme yolunu tercih eden borçlular için ilk iki taksitin süresinde ödenmesi ve vadesi geçtiği halde ödenmemiş veya eksik ödenmiş taksiti ile kapsama girmeyen muaccel borcunun bulunmaması kaydıyla,

hakediş ödemesine esas borcu yoktur yazıları verilecektir.

c)Yapı kullanım izin belgesi/teminat iadesi alabilmek amacıyla yapılan başvurulara ilişkin düzenlenecek yazılar

5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına istinaden, işverenlerin kesin teminatları, ihale konusu işle ilgili olarak Kurumumuza borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iade

edilmekte, dördüncü fıkrasına göre de, geçici iskân veya yapı kullanım izin belgeleri, yapılan inşaat dolayısıyla Kurumumuza borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra verilmektedir.

7256 sayılı Kanun kapsamına giren borçlarını peşin veya taksitler halinde ödemek üzere başvuruda bulunmuş olan ihale konusu işyeri ve özel nitelikteki inşaat işyeri işverenlerinin, kapsama giren borçları ile birlikte kapsama girmeyen diğer borçlarının tamamını ödemeleri kaydıyla ilişiksizlik belgesi/teminat iadesi yazısı verilecektir. Dolayısıyla, taksitleri düzenli olarak ödense dahi, kapsama giren ve girmeyen borçların tamamı ödenmediği sürece söz konusu yazılar verilmeyecektir.

Geçici kabulü noksansız olarak yapılmış ihale konusu işler veya bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar için, gerek yapılandırma kapsamına giren gerekse girmeyen borçlarını karşılayacak miktarda, bankalar ve özel finans kurumlarından alınmış teminat mektuplarının ya da Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin veya bu senetler yerine düzenlenen belgelerin teminat olarak verilmesi halinde, yapılandırılmış olan borçların ödenmesi beklenilmeden ilişiksizlik belgesi/teminat iade yazısı verilebilecektir.

Süresiz ve kesin banka teminat mektubu veya Devlet iç borçlanma senetleri ya da bu senetler yerine düzenlenen belgeleri teminat olarak vererek yapılandırma başvurusunda bulunan ve ilişiksizlik belgesi/teminat iade yazısı talep eden işverenlerin ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle 7256 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanma hakkını kaybedilebileceği göz önüne alınarak, talep edilen taksit süresi de dikkate alınarak ilave teminat alınacaktır.

Bu şekilde yapılacak olan başvurular sırasında alınacak olan teminat tutarı ise; kapsama giren ve girmeyen borç asıllarına ilişiksizlik belgesinin verileceği tarihe kadar 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesine göre hesaplanacak toplam borç üzerinden;

(İlave teminat oranı)= (Taksit süresi)x(Taksitlendirme başvurusunda bulunulan tarihten önceki ay için gerçekleşmiş DİBS oranı)

(İlave teminat tutarı) = (Toplam borç tutarı) x (İlave teminat oranı) / (100) (Alınacak toplam teminat) = (Toplam borç tutarı) + (İlave teminat tutarı) formülü vasıtasıyla hesaplanacaktır.

 


Kaynak: SGK Genelge – GENELGE 2020/45, 17.11.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sgk-borcu-yapilandirilirsa-ihaleye-katilma-yazisi-alinabilir-mi/feed/ 0
Ham çelik üretimi Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,5 oranında arttı https://www.muhasebenews.com/ham-celik-uretimi-temmuz-ayinda-bir-onceki-yilin-ayni-ayina-gore-75-oraninda-artti/ https://www.muhasebenews.com/ham-celik-uretimi-temmuz-ayinda-bir-onceki-yilin-ayni-ayina-gore-75-oraninda-artti/#respond Wed, 02 Sep 2020 12:15:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=91764 ÇELİK ÜRETİMİ

Türkiye’nin ham çelik üretimi, Temmuz ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %7,5 oranında artışla 3.1 milyon ton oldu.

Ocak-Temmuz döneminde ise üretim %2,4 oranında düşüşle 19.4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

ÇELİK TÜKETİMİ

2020 yılının Temmuz ayında, nihai mamul tüketimi, 2019 yılının aynı ayına kıyasla %20,2 artışla, 2.7 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Ocak-Temmuz dönemi itibariyle çelik ürünleri tüketimi %10,4 seviyesinde arttı ve 16.1 milyon ton oldu.

DIŞ TİCARET

İhracat

Çelik ürünleri ihracatı Temmuz ayında, miktarda %1,6 oranında azalışla 1.9 milyon ton, değerde ise %8,7 azalışla 1.3 milyar dolar oldu.

Ocak-Temmuz döneminde ise 2019 yılının aynı dönemine kıyasla ihracat, miktar itibariyle %9,9 azalışla 11.8 milyon ton, değer itibariyle %15,8 azalışla 8.1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

İthalat

Temmuz ayı ithalatı, 2019 yılının aynı ayına göre, miktar yönünden %17,4 artışla 1.2 milyon ton, değer itibariyle %11,1 azalışla 792 milyon dolar oldu.

Ocak-Temmuz döneminde ise 2019 yılının aynı dönemine kıyasla ithalat, miktar itibariyle %11,6 artışla 7.7 milyon ton, değer itibariyle %4,1 azalışla 5.6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Dış Ticaret Dengesi

2019 yılının ilk 7 ayında %167 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde %146 seviyesine geriledi.

DEĞERLENDİRME

Türkiye’nin ham çelik üretimindeki iyileşme Haziran ayından sonra Temmuz ayında da devam etti. Nisan ve Mayıs aylarında ortalama %26 gerileyen üretim, Haziran ve Temmuz aylarında sırasıyla %4,1 ve %7,5 arttı.

Küresel çapta yaşanan olumsuzluklar sebebiyle ihracatımızda gerileme gözlenirken, çelik ürünleri ithalatı artmaya devam etti. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla ihracatımız miktar olarak %9,9, değer olarak %15,8 oranında azaldı. Buna karşılık ithalatımız miktar yönünden %11,6 oranında arttı. İthalatın, son 2 ayda ortalama %38 oranında artış göstermesi endişe yarattı.

Diğer taraftan AB’nin uyguladığı koruma önlemleri sebebiyle, AB’ye ihracatımız yılın ilk 7 ayında %21 azalır iken, ABD’ye ihracatımız, %50’ye yükseltilen gümrük vergisinin tekrar %25’e düşürülmesi ile Ocak-Temmuz döneminde %145 oranında artışla 168 bin tondan 412 bin tona yükseldi.

Türk çelik sektöründe ithalatın payı hâlâ yüksek seviyelerdedir. 2020 yılının ilk 7 ayında, ithalatın tüketim içerisindeki payı %52 seviyesinde gerçekleşirken, kapasite kullanım oranı %67 seviyesinde kalmıştır. Başka bir ifade ile %33 oranındaki atıl kapasiteye rağmen ithalatın yüksek oranlı artışın devam etmesi, ekonomimiz açısından kabul edilemez bir durumdur. AB’nin uyguladığı kotaların büyük bir bölümünün dolmuş olması nedeniyle, AB’ye yönelik ihracatımızın durma noktasına geleceği ve Temmuz ayında %162 olan ihracatın ithalatı karşılama oranının, Ağustos ayında önemli ölçüde gerileyeceği, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, çelik sektörümüzün iç tüketimdeki artışa bağlı olarak yılın ikinci yarısında büyümesini sürdüreceği değerlendirilmektedir.


Kaynak: Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Basın Bülteni 01.09.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ham-celik-uretimi-temmuz-ayinda-bir-onceki-yilin-ayni-ayina-gore-75-oraninda-artti/feed/ 0
2020 yılı Mayıs ayında yapılan LPG ihracatı geçen yılın aynı ayına göre %93,93 azaldı https://www.muhasebenews.com/2020-yili-mayis-ayinda-yapilan-lpg-ihracati-gecen-yilin-ayni-ayina-gore-%9393-azaldi/ https://www.muhasebenews.com/2020-yili-mayis-ayinda-yapilan-lpg-ihracati-gecen-yilin-ayni-ayina-gore-%9393-azaldi/#respond Mon, 17 Aug 2020 12:00:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=90587 Üretim

  • Rafinerici lisansı sahiplerinin, 2020 yılı Mayıs ayında toplam LPG üretimi geçen yılın aynı ayına göre %33,89 azalarak 67.169,149 ton olmuştur. 

İthalat 

  • Rafinerici ve dağıtıcı lisans sahiplerince 2020 yılı Mayıs ayında yapılan LPG ithalatı, geçen yılın aynı ayına göre %34,76 azalarak 180.915,015 ton olmuştur.
  • 2020 yılı Mayıs ayında en çok ithalat yapılan ülke sıralamasına göre Cezayir, Kazakistan, Norveç, Rusya, ABD, Hırvatistan ve Santa Kitts ve Nevis olmak üzere 7 farklı ülkeden LPG ithalatı gerçekleştirilmiştir.

İhracat

  • Rafinerici ve dağıtıcı lisans sahiplerince 2020 yılı Mayıs ayında yapılan LPG ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre %93,93 azalarak 438,170 ton olmuştur.
  • 2020 yılı Mayıs ayında en çok ihracat yapılan ülke sıralamasına göre Mısır ve Türkiye Serbest Bölge olmak üzere 2 farklı ülkeye/bölgeye LPG ihracatı gerçekleştirilmiştir. 

Yurtiçi Satışlar

  • Dağıtıcı lisansı sahiplerince 2020 yılı Mayıs ayında 61.932,541 ton tüplü LPG, 4.919,176 ton dökme LPG ve 186.081,860 ton otogaz LPG olmak üzere toplam 933,577 ton LPG satışı yapılmıştır.
  • 2020 yılı Mayıs ayı satışı rakamları bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında, tüplü LPG satışı %6,19 azalmış, dökme LPG satışı %52,92 azalmış ve otogaz satışı %29,31 azalmış olup toplam LPG satışı %25,55 azalmıştır.
  • 2020 yılı Mayıs ayında tüplü LPG %24,49, dökme LPG %1,94 ve otogaz %73,57 pazar payına sahip olmuştur.
  • Dağıtıcı lisans sahiplerince 2020 yılı Mayıs ayında 2.811,409 ton Standardize LPG satışı yapılmıştır.

Kaynak: EPDK SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI (LPG) PİYASASI SEKTÖR RAPORU
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2020-yili-mayis-ayinda-yapilan-lpg-ihracati-gecen-yilin-ayni-ayina-gore-%9393-azaldi/feed/ 0