Ludwig – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 27 Mar 2019 06:35:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 Ludwig van Beethoven Kimdir? https://www.muhasebenews.com/ludwig-van-beethoven-kimdir/ https://www.muhasebenews.com/ludwig-van-beethoven-kimdir/#respond Tue, 26 Mar 2019 19:00:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=52610 Ludwig van Beethoven

( Doğum: 17 Aralık 1770, Ölüm: 26 Mart 1827 )
Klasik dönemden romantik döneme geçiş sürecine büyük katkı sağlamış ve gelmiş geçmiş en ünlü ve en etkileyici bestecilerden biri olarak kabul edilen Alman piyanist ve besteci. 9 senfonisi, 5 piyano konçertosu, 32 piyano sonatı, 16 yaylı dörtlüsü ve hayatı boyunca yazdığı tek opera olan Fidelio en çok bilinen eserlerindendir.

Almanya’nın Bonn şehrinde doğan ve çok küçük yaşlardan itibaren müziğe karşı olan yeteneği babası ve ilk müzik öğretmeni olan Johann van Beethoven tarafından fark edilen Beethoven daha sonra besteci ve orkestra şefi Christian Gottlob Neefe ile çalışmalarına devam etmiş, 21 yaşında Viyana’ya yerleşmiş ve orada Joseph Haydn ile çalışmış aynı zamanda virtüöz piyanist olarak şöhret kazanmış, ölene dek Viyana’da yaşamını sürdürmüştür. Yirmili yaşlarının sonlarına geldiğinde işitme sorunları yaşamaya başlamış ve hayatının son zamanlarında neredeyse tamamen sağır olmuştur. 1811 yılında 41 yaşında orkestra şefliğini ve halka açık konserler vermeyi bırakmış fakat beste yapmaya devam etmiştir. En çok takdir edilen eserlerini hayatının son 15 yılında bestelemiştir.

Çocukluğu

Beethoven’ın kendisiyle aynı adı taşıyan dedesi Ludwig Van Beethoven (1712–1773) Belçika’nın Mechelen kentinde doğduktan sonra 20 yaşında Almanya’nın Bonn kentine taşınır ve bir sarayda bas koristi olarak iş bulmasının ardından 1761 yılında o sarayın Kapellmeisterı olarak atanır ve Bonn’un seçkin müzisyenleri arasına girer. Ludwig’in tek çocuğu olan Johann van Beethoven (1740–1792) babası gibi Bonn’da aynı sarayda tenor olarak çalışır ve ayrıca klavye ve keman dersleri verir. 1767’de Johann Heinrich Keverich (1701–1751)’in kızı olan Maria Magdalena Keverich (1746-1787) ile evlenir.

Beethoven Bonn’da gerçekleşen bu evlilikten sonra dünyaya gelen yedi çocuktan ikincisidir. Bu evlilikten doğan yedi çocuktan sadece Beethoven ve diğer iki kardeşi Kaspar Anton Karl van Beethoven ( 1774 – 1815 ), Nikolaus Johann van Beethoven ( 1776 – 1848 ) hayatta kalır. Beethoven’ın gerçek doğum günü hakkında kesin bir bilgi olmamasına rağmen vaftiz ediliş tarihi kilise kayıtlarına 17 Aralık 1770 olarak geçmiştir. O dönemlerde yeni doğan bebekler doğdukları günden bir gün sonra vaftiz edilirler ve bu yüzden Beethoven’ın doğum günü ailesi ve öğretmeni Johann Albrechtsberger ( 1736-1809 ) tarafından 16 aralıkta kutlanır.

Beethoven’ın ilk müzik öğretmeni babasıdır. Daha sonra Gilles van den Eeden’den organ ve aile dostu olan Tobias Friedrich Pfeiffer’den klavye dersleri alır. Aynı zamanda Franz Rovantini’den keman ve viyola dersleri alır. Beethoven 5 yaşından itibaren çok yoğun müzik dersleri almaya başlar klavye öğretmeni Pfeiffer bazen onu gece yatağından kaldırarak zorla dersler verir. Johann van Beethoven Mozart’ın babası olan Leopold Mozart’ın oğlu ile birlikte çıktığı turnelerden ve başarılarından haberdardır. Bu onlarla aynı yolu izlemeye başlar Beethoven ilk halka açık konserini 1778 yılında henüz yedi yaşında iken verir. 1779 yılında Beethoven Christian Gottlob Neefe’den ilk bestecilik dersleri almaya başlar. 1783 yılında Christian Gottlob Neefe’nin yardımıyla Beethoven ilk bestesini yayınlar (WoO 63 klavye varyasyonları) daha sonra Beethoven Neefe’nin asistanı olarak çalışır. 1784 yılından itibaren ilk parasını asistanlıktan kazanmaya başlar. İlk 3 piyano sonatı ( Kurfürst ) 1783 yılın’da yayınlanır. Beethoven’ın bu muazzam yeteneği başpiskopos Maximilian Friedrich tarafından fark edilerek maddi ve manevi yönden desteklenir.

O sıralarda baş gösteren aydınlanma çağı ve masonluk Beethoven’ı derinden etkiler Neefe ve Beethoven’ın çevresindekilerin çoğu aydınlanmışlar ( Order of the Illuminati ) üyesidir. 1787 yılında Beethoven, Mozartla çalışmak umuduyla Viyanaya gider fakat varışından 2 hafta sonra annesinin hastalığını öğrenir ve geri döner Beethoven aynı yıl içinde annesini kaybeder ve babası alkolik olur. Bunun sonucunda Beethoven küçük kardeşlerinin sorumluluğunu almak zorunda kalır ve 5 yıl boyunca Bonn’da kalmaya karar verir. Bu sıralarda Franz Wegeler ile tanışır ve onun sayesinde o zamanın seçkin ailelerinden olan von Breuning ailesi ile tanışır. Beethoven sıkça von Breuning ailesinin evine ziyaretlere gider ve çocuklarına müzik dersleri verir. Bu sıralarda Almanyanın soylularından Count Ferdinand von Waldstein ile tanışır ve ondan maddi destek görür. Daha sonra Beethoven onun adına bir sonat yazacaktır. Beethoven 1789 yılında babasının alkolizm bataklığına düşmesinin ardından yasal yollara başvurarak babasının maaşının yarısının kendine ödenmesini sağlar bu sayede ailesine destek olabilecektir. Aynı zamanda seçkin sarayların orkestralarında viyola çalarak ailesine maddi katkı sağlamaya devam eder, Bu sayede Mozart’ın operalarıyla tanışır ve ünlü flüt virtüözü Anton Reicha ile arkadaşlık kurar.

Viyana Kariyeri

1792 yılında Viyana’ya giden Beethoven klasik müziğin ünlü bestecisi Joseph Haydn’ın yanında çalışmaya başladı. Joseph Haydn kısa sürede Beethoven’ın üstün yeteneğini fark etti ve her konuda ona destek oldu. Beethoven, başlarda besteci olarak değil piyanist olarak adını duyurdu. Daha sonra yaptığı bestelerle klasik müziğin 19. yüzyılın sonuna kadar yaşayan tüm müzisyenleri etkiledi.

Ludwig van Beethoven’ın doğduğu ev. Günümüzde müzedir.

Beethoven’ın dokuz senfonisi, beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, bir piyano, keman ve çello için üçlü konçerto, otuz iki piyano sonatı ve birçok oda müziği eseri bulunmaktadır. Sadece bir opera, Fidelio, bestelemiştir. İlk senfonisini 1800 yılında yapmıştır. 3. senfonisini, Eroica olarak da bilinir, Napolyon’a Avrupa’ya demokrasi getirdiği için adamıştır. Ancak daha sonra Napolyon kendini İmparator ilan ettiğinde bu adamayı geri almıştır. 9. senfoni ise en çok bilinen ve bugün Avrupa Birliği marşı da olan en çarpıcı senfonisidir.

Beethoven çok titiz çalışan bir müzisyendi. Müziği, ifade gücü ve teknik olarak çok üst seviyedeydi. Beethoven, Haydn ve Mozart’tan devraldığı prensipleri geliştirdi, daha uzun besteler yazdı ve daha tutkulu, dramatik eserler oluşturdu. Özellikle Op. 109 piyano sonatıyla Klasik müziğin Romantik Dönemi’ni başlatmıştır.

Yaşamı boyunca sağlık problemleri çeken Beethoven 1801’de işitme problemleri yaşamaya başlamış ve 1817’de tamamen sağır olmuştur. Bu dönemden sonra sağırlığı müzik yaşamını hiçbir şekilde etkilememiştir. 9. senfoniyi sağırlık döneminde bestelemiştir.

1827 yılında 56 yaşındayken dünyaca tanınan bir besteci olarak siroz hastalığı nedeniyle vefat etmiştir ve cenazesine otuz bine yakın insan katılmıştır.

 

 


Kaynak: Vikipedia
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/ludwig-van-beethoven-kimdir/feed/ 0
Ludwig Andreas Feuerbach Kimdir? https://www.muhasebenews.com/ludwig-andreas-feuerbach-kimdir/ https://www.muhasebenews.com/ludwig-andreas-feuerbach-kimdir/#respond Thu, 14 Mar 2019 14:30:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=51306 Ludwig Andreas Feuerbach

(D. 27 Temmuz 1804 – ö. 13 Eylül 1872)
Alman filozof ve ahlakçı. Marx üzerindeki etkisi ve hümanist ilahiyat görüşleri ile ünlenmiştir.

19. yüzyıl Alman materyalizminin ilk düşünürü olan Feuerbach’ın temel eseri Hıristiyanlığın Özü’dür. Felsefesi ya da karşı felsefesi, bir hümanizm ve doğalcılık şeklinde gelişen, dine ilişkin eleştirisi, insanlıkla ilgili doğruların bilinçsizce yansıtılmasını ifade eden Feuerbach, felsefeye önce Hegel’in nesnel idealizmini benimseyerek başlamış, fakat daha sonra tinselcilik-maddecilik karşıtlığında, maddeciliğin tarafında olmuştur.

Hayatı ve Düşüncesi

27 Temmuz 1804’te Landshut, Bavyera’da doğdu. 13 Eylül 1872’de, Rechenberg’de öldü.

Hukukçu Paul von Feuerbach’ın dördüncü oğlu olan Ludwig Feuerbach’ın Berlin’deki 2 yıl süreyle Hegel’in yanında felsefe öğrenimi yapabilmek için ilahiyat çalışmalarını bıraktı. 1828’de Doğa bilimi öğrenimi yapabilmek için Erlangen’e gitti. 2 yıl sonra da “Gedanken über Tod und Unsterblichkeit” adlı ilk kitabını Hegel’in ölümünden bir yıl önce imzasız olarak yayınladı.

1839’da “Hristiyanlık Özü“nü yayınladı. O sıralar Alman düşünürleri Hegel’i tartışıyordu. Ruhçular onu ruhçuluk alanına, maddeciler de maddecilik alanına çekiştiriyorlardı. O Kant’ın yasağını çiğnemiş mutlağın alanına girmişti. Düşüncenin doğadan önceliğini savunmuştu.

Maddeciler de mutlağın yani insan düşüncesinin uğraştığı ilk ve son gerçeğin, doğanın üstünde değil, doğanın içinde olduğunu söylemesine ilgi duydular. Herakleitos gibi diyalektikciydi. Bu uzlaşmalar, yeni karşıtlıklar ve yeni uzlaşmalarla, gitgide varlığın bilincine erişecekti. Bu erişmeyse, gerçek özgürlüğü doğuracak olan bir sonuçtu. Mutlak varlığın kendi bilincine erişmesiyle aydınlanacaktı.

Bütün sorunları çözdüklerini sanan felsefe sistemleri dağılıyordı. Kant’ın sınırladığı rasyon tekrar özgürleşiyordu. Küçümsenen us etkilediğinden etkilenmek yoluyla diyalektik metotla gerçeğe doğru yaklaşmaktaydı.

Feuerbach “Gelecek Felsefesinin İlkeleri” Hegel’den 13 yıl sonra yayınlandı.”Temel doğadır. Doğanın dışında hiçbir şey yoktur. Her şey gibi, düşünce de, doğanın ürünüdür. Düşünce, maddî bir organ olan beyinden çıkmaktadır. Bence maddecilik insanın varlık ve bilgi yapısının temelidir. Ama bir fizyolojistin, bir naturalistin anladığı gibi, varlık yapısının kendisi değildir. Maddecilikle geride beraberim ama, ilerde beraber değilim.”

O yıktığı dinlerin yerine aşk dini koymak ister. O temeli maddeye dayanan bir idealisttir. Aşkı, maddi bir çekim olarak değil, bir insanlık ideali olarak ele alır. Hegel gibi diyalektiği maddede değil düşüncede bulur. “İnsanlar sevişiniz, gerçek din sizin bu sevgilerinizdedir. Varlığınız, aşkınızla biçimlenecektir.”

Ona göre dinin gerçeği aşktadır. Önceleri insanlar, kendi niteliklerininin fantastik yansımaları olan tanrılar yaratmışlardı; ama tanrılar, insanlık düzenini kurmaya yetmediler. Oysa Feuerbach’a göre, bu düzeni kuracak olan, insanın başka insanlara karşı duyduğu bağlılıktır. Bu bağlılık, en yetkin biçimine aşkta ulaşır. Hele cinsel aşk, bu duygusal insan bağlılığının en yoğunlaşmış biçimidir. Dostluk, acıma, vazgeçme, coşkunluk gibi çeşitli eğilimler, yetkinliğini cinsel aşkta beliren aşkın çeşitli görünüşleridir. İnsanlar arasındaki bütün sorunlar aşkın gücüyle çözülecektir. Aşkı kutsallaştırmak gerekir. İnsanlar, böylelikle, bütün acılarından kurtulacaklardır. Din, Latince bağlamak anlamındaki (Religare) sözcüğünden gelir. Şu halde, din sözcüğünün ilk anlamı bağdır. Bundan ötürü insanlar arasındaki her bağ, bir dindir. Din sözcüğünün etimolojik anlamı gerçeği ortaya koymaktadır. Ama bu din, ruhçu bir temele değil, maddeci bir temele oturmaktadır. Temel doğadır. Her şey gibi, din de, doğanın ürünüdür. Varlık yapısının temeli maddedir ama, kendisi düşüncedir. Varlık maddeden çıkıyor ama ruhla gelişiyor, varlıklaşıyor. Maddelerin oyunu bitmiştir artık.

L.Feuerbach’a göre tanrı, insan zihninin bir yansıtmasıdır. O’na göre, duyu verilerine konu olan ve böylece dışımızda (bizden bağımsız bir şekilde) var olan nesnelerden farklı olarak dini inancın nesnesi olan Tanrı insanın içindedir.

Ona göre mutluluk eğilimi insan yapısının doğal bir eğilimidir. İnsan doğarken mutluluk eğilimini insan yapısının doğal bir eğilimidir. İnsan, doğarken mutluluk eğilimiyle birlikte doğar. Mutluluk eğiliminin ahlakiliği bu yüzdendir. Yine bu yüzdendir ki her ahlakın temeli mutluluk eğilimi olmalıdır. Ama mutluluk eğilimi başıboş bırakılamaz elbet. Onu düzenleyen iki doğal kısıtlayıcı vardır:

  1. Eylemlerimizin kendimizdeki sonuçları:
    Mutluluk eğilimimizi başıboş bırakıp, örneğin içkiyi fazla kaçırırsak hastalanırız. Böylelikle de kendi eğilimimizi, kendimizden dolayı, kendimiz kısıtlarırız.
  2. Eylemlerimizin toplumdaki sonuçları:
    Mutluluk eğilimimizi başıboş bırakırsak başkalarını mutluluk eğilimlerinin sınırına gireriz. Bu halde başkaları, kendi mutluluk eğilimlerimizi savunarak bizim mutluluk eğilimimizi bozarlar. Böylelikle de kendi eğilimimizi, yine kendimizden dolayı, kendimiz kısıtlarız.

Hem kendimiz, hem de başkaları, elbirliğiyle mutluluk eğilimimizi düzenlerler, aşırılıklara engel olurlar. Bu iki sürümün dışında mutluluk eğilimimizin hiçbir engeli yoktur, keyfince yol alabilir. Anlaşıldığına göre, mutluluğumuzu, yine kendi mutluluğumuz düzenlemektedir. Kendi mutluluğumuzu bozmadıktan sonra mutluluk eğilimimizin yöneldiği yer yol ahlakıdır. Toplumsal sonuçlar, kendi mutluluğumuzun tadını kaçırdıklarından dolayı kısıtlayıcıdırlar.

İnsanın tanrıya tapmasını yasaklayan maddeci Feuerbach’ın karşısına dikilen, insanın insana tapmasını emreden ruhçu Feuerbach.

Hristiyanlığın özündeki görüşlerinin ürünü olarak tanrı insanın içedönük doğasının dışadönük bir izdüşümü haline geliyordu. Kitabının Marx’ı önemli ölçüde etkileyen ilk bölümünde Feuerbach dinin gerçek ya da antropolojik özünü çözümledi. Tanrıya yüklenen çeşitli nitelikleri tartışarak bunların insan doğasının farklı gereksinmelerinin karşılığı olduğunu ileri sürdü. 2.Bölümde dinin sahte ya da ilahiyata ilişkin özünü ele alarak tanrının insandan bağımsız bir varlığı olduğu görüşünün, vahiy ve kutsal nesnelere inanmaya yol açtığını, bunların da istenmeyen bir dinsel maddeciliğin parçaları olduğunu ileri sürdü.

Feuerbach ateist olmadığını söylemekle birlikte, Hristiyanlıktaki tanrının bir yanılsama olduğunu iddia etti. Din görüşlerini felsefi ve diğer disiplinlerle birlikte ele alması Hegel’in ilkelerini yarı-dinsel olarak görmesine ve Marx’ın daha sonra 1845’te “Thesen über Feuerbach“da eleştireceği bir tür materyalizmi benimsemesine yol açtı. 1848-1849 devrim, karşıdevrim yıllarında dini tutuculuğa saldırıları yüzünden birçok devrimci tarafından kahraman olarak görüldü.

Feuerbach en çok Hristiyanlığa karşı olan yazarları etkiledi. “Das Leben Jesu kritisch bearbeitet” adlı şüpheci eseri David Friedrich Strauss ve Feuerbach gibi doğalcılık adına Hegelcilik’ten vazgeçen Bruno Bauer bunların başlıcalarıydı. Bazı görüşleri de daha sonraları Almanya’da kilise ile devlet arasındaki mücadelede aşırı ucun temsilcileri ve kapitalizme karşı mücadelenin önderleri tarafından benimsendi. Daha sonraları ise Marx tarafından belirtildiği gibi (8. ve 11. tezler) toplumsal gelişim içindeki “özne“yi edilgen hale getirmesinden dolayı eleştirilmiştir.

Okumalar
  • Friedrich Engels. Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu. (Çev. Sevim Belli). Ankara, 1992: Sol.
  • Ludwig Feuerbach. Geleceğin Felsefesi. Felsefe Reformu İçin Geçici Tezler. (Çev. Oğuz Özügül). İstanbul, 2006: Say.
  • Ludwig Feuerbach. Hıristiyanlığın Özü. (Çev. Devrim Bulut). Ankara, 2004: Öteki.
  • Karl Marx / Friedrich Engels. Alman İdeolojisi: Feuerbach. (Çev.Sevim Belli, Ahmet Kardam). Ankara, 1992: Sol.
  • Mehmet N TÜRKEŞ/ L.A. Feuerbach ve K. Marx’ta Felsefe Din Sorunsalı: DEÜ İlahiyat Fak. 2000 İzmir

 

Tam adı Ludwig Andreas Feuerbach
Doğumu 28 Temmuz 1804
Landshut, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu
Ölümü 13 Eylül 1872 (68 yaşında)
Nürnberg, Alman İmparatorluğu
Çağı 19. yüzyıl felsefesi
Bölgesi Batı felsefesi
Okulu Genç Hegelciler
İlgi alanları Din felsefesi
Önemli fikirleri İnsan iç doğasının dışa vurumu olarak din

 


Kaynak: Vikipedia
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/ludwig-andreas-feuerbach-kimdir/feed/ 0