lisans – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 30 Jan 2023 10:00:12 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Yurtdışı lisans diplomasına sahip ancak Türkiye’den denklik alamayan personelin ücret gelirinde Ar-Ge istisnası uygulanacak mı? https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lisans-diplomasina-sahip-ancak-turkiyeden-denklik-alamayan-personelin-ucret-gelirinde-ar-ge-istisnasi-uygulanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lisans-diplomasina-sahip-ancak-turkiyeden-denklik-alamayan-personelin-ucret-gelirinde-ar-ge-istisnasi-uygulanacak-mi/#respond Mon, 30 Jan 2023 10:00:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137780 T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

    
Sayı : 90792880-155.01.05.02[6235]-615052 30.12.2022
Konu : Yurtdışı lisans diplomasına sahip personelin elde ettiği ücret gelirinde Ar-Ge istisnası  
         
İlgi :

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Ar-Ge merkezinizde mühendis pozisyonda çalışan Türkiye Cumhuriyeti ve Pakistan vatandaşı olan personelinin, Pakistan’daki bir üniversiteden aldığı mühendislik lisans diplomasına Yükseköğretim Kurulunun denklik vermediği belirtilerek, bu durumunun söz konusu çalışanın Ar-Ge personeli olarak değerlendirilmesine engel teşkil edip etmeyeceği, personelin Ar-Ge merkezinde çalıştığı süreye isabet eden ücretine gelir ve damga vergisi istisnası uygulanıp uygulanmayacağı ile bu ücret ödemelerinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde Ar-Ge indirimine esas Ar-Ge harcaması sayılıp sayılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 A – GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretin tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

…”

hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına 7349 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile eklenen (18) numaralı bendinde; “Hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri (Şu kadar ki, istisnayı aşan ücret gelirinin vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir. Ödenecek vergi tutarı, bu suretle bulunan vergi tutarının içinde istisna tutara isabet eden kısım düşülmek suretiyle hesaplanır. İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden hesaplanması gereken vergiyi aşamaz. Birden fazla işverenden ücret alanlarda bu istisna sadece en yüksek olan ücrete uygulanır.).” hükmü yer almaktadır. Yine, 7349 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 32 inci maddesinde düzenlenen asgari geçim indirimi uygulaması kaldırılmıştır.

Diğer taraftan, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun;

-“Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde,“…

f) Ar-Ge personeli: Ar-Ge faaliyetlerinde doğrudan görevli araştırmacı ve teknisyenleri,

g) Araştırmacı: Ar-Ge faaliyetleri ile yenilik tanımı kapsamındaki projelerde, yeni bilgi, ürün, süreç, yöntem ve sistemlerin tasarım veya oluşturulması ve ilgili projelerin yönetilmesi süreçlerinde yer alan en az lisans mezunu uzmanları,

ğ) Teknisyen: Meslek lisesi veya meslek yüksek okullarının tasarım, teknik, fen veya sağlık bölümlerinden mezun, teknik bilgi ve deneyim sahibi kişileri,

h) Destek personeli: Ar-Ge veya tasarım faaliyetlerine katılan veya bu faaliyetlerle doğrudan ilişkili yönetici, teknik eleman, laborant, sekreter, işçi ve benzeri personeli,

…” hükmüne,

-“İndirim, istisna, destek ve teşvik unsurları” başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Gelir vergisi stopajı teşviki: Kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde ve rekabet öncesi işbirliği projelerinde çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile bu Kanun kapsamında yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen tasarım projelerinde ve tasarım merkezlerinde çalışan tasarım ve destek personelinin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar ile desteklenecek program alanlarından birinde en az yüksek lisans derecesine sahip olanlar için yüzde doksan beşi, yüksek lisanslı olanlar ile desteklenecek program alanlarından birinde lisans derecesine sahip olanlar için yüzde doksanı ve diğerleri için yüzde sekseni, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir….” hükmüne,

yer verilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun “Yükseköğretim Kurulunun görevleri” başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinin (p) alt bendinde; “Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınmış ön lisans, lisans ve lisans üstü diplomaların denkliğini tespit etmek,” hükmüne yer verilmiştir.

Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliğinin “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3 üncü maddesinde;

“…

d) Denklik: Yükseköğretim Kurulunca tanınan yurtdışı yükseköğretim kurumlarından ve programlarından alınan ön lisans, lisans ve yüksek lisans diplomalarının, ilgili eğitim düzeyindeki kazanımlar bakımından Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarınca verilen ön lisans, lisans ve yüksek lisans diplomalarına eşdeğerliğinin tespit edilmesini,

e) Diploma denklik belgesi: Denkliği talep edilen diplomanın Türk yükseköğretim sisteminde hangi alan ve düzeye eşdeğer olduğunu gösterir belgeyi,

ifade eder.”

açıklamasına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin Ar-Ge merkezinde mühendis pozisyonda çalışan personelin Pakistan’da bulunan bir üniversite tarafından düzenlenmiş olan diplomasına, Yükseköğretim Kurulunca denklik verilmemesi nedeniyle, söz konusu personelin 5746 sayılı Kanun kapsamında lisans mezunu Ar-Ge personeli olarak değerlendirilmesi ve Ar-Ge personeline tanınan teşvikten faydalanılması mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, söz konusu personelin, 5746 sayılı Kanunda yer alan destek personeli tanımı kapsamında değerlendirilmesi ve diğer şartları da taşıması halinde, bu çalışmaları karşılığında;

– 1.1.2022 tarihinden önce yapılan ücret ödemeleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden asgari geçim indirimi düşüldükten sonra kalan vergi tutarının,

– 1.1.2022 tarihinden itibaren yapılacak ücret ödemeleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde düzenlenen istisna nedeniyle alınmayacak olan vergi düşüldükten sonra kalan vergi tutarının,

%80’inin, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilmek suretiyle teşvikten faydalanılması mümkün bulunmaktadır.

B- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun “İndirim, istisna, destek ve teşvik unsurları” başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Ar-Ge ve tasarım indirimi: Teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı ile bu Kanun kapsamında yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen tasarım projelerinde ve tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen münhasıran tasarım harcamalarının tamamı, 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine göre kurum kazancının ve 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılır.  Cumhurbaşkanınca belirlenen kriterleri haiz Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamalarının bir önceki yıla göre artışının yüzde ellisine kadarı; Cumhurbaşkanınca belirlenen kriterleri haiz tasarım merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan tasarım harcamalarının bir önceki yıla göre artışının yüzde ellisine kadarı yukarıdaki esaslar dâhilinde indirim konusu yapılabilir. Belirlenen kriterlere göre kanuni hadler içerisinde oranları ayrı ayrı veya birlikte farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. Ayrıca bu harcamalar, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre aktifleştirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilir, bir iktisadi kıymet oluşmaması halinde ise doğrudan gider yazılır. Kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devredilir. Devredilen tutarlar, takip eden yıllarda 213 sayılı Kanuna göre her yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır.” hükmü yer almıştır.

Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinin “Ar-Ge, yenilik ve tasarım harcamalarının kapsamı” başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde;

“c) Personel giderleri:

1) Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla çalıştırılan Ar-Ge veya tasarım personeliyle ilgili olarak tahakkuk ettirilen ve gelir vergisi stopajı teşviki uygulaması kapsamında bulunan ücretler ile bu mahiyetteki giderlerdir. Ar-Ge veya tasarım merkezleri alanı dışında geçirilen süreye isabet eden ve Bakanlar Kurulunca belirlenen sınırlar dâhilinde gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilen ücretler de Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilir. Ancak, Ar-Ge veya tasarım merkezleri alanı dışında geçirilen süreye ilişkin olarak; gerçek yol giderleri dâhil olmak üzere yol, konaklama, gündelik gibi adlar altında gider karşılığı olarak yapılan ödemeler ile sağlanan menfaatler Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilemez.

2) Tam zaman eşdeğer Ar-Ge veya tasarım personeli sayısının yüzde onunu aşmamak üzere, Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerine katılan ve bu faaliyetlerle doğrudan ilişkili destek personelinin gelir vergisi stopajı teşviki uygulaması kapsamında bulunan ücretleri ile bu mahiyetteki giderler de personel gideri kapsamındadır.

3) Kısmi çalışma hâlinde, personelin Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerine ayırdığı zamanın toplam çalışma zamanına oranı dikkate alınmak suretiyle bulunan ücret tutarları, ArGe, yenilik veya tasarım harcaması olarak dikkate alınır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketinizin Ar-Ge merkezinde mühendis pozisyonda çalışan personelin Pakistan’da bulunan bir üniversite tarafından düzenlenmiş olan diplomasına, Yükseköğretim Kurulunca denklik verilmemesi nedeniyle, söz konusu personelin 5746 sayılı Kanun kapsamında lisans mezunu Ar-Ge personeli olarak değerlendirilemeyeceğinden söz konusu ücret giderinin 5746 sayılı Kanun uyarınca Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan,  adı geçenin yürütülen Ar-Ge faaliyetleriyle doğrudan ilişkili destek personeli kapsamında çalışması durumunda, gelir vergisi stopaj teşviki kapsamındaki ücret giderleri Ar-Ge indirimine konu edilebilecektir.

C- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dâhil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kâğıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, “Damga vergisi istisnası: Bu Kanun kapsamındaki her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile tasarım faaliyetlerine ilişkin olarak düzenlenen kağıtlardan damga vergisi alınmaz.” hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 30/9/2016 tarihli ve 29843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5 Seri No.lu 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği’nin “Damga Vergisi İstisnası Uygulaması” başlıklı bölümünün “Uygulama Esasları” başlıklı 3 üncü maddesinde; “(4) 5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerinde istihdam edilen personele münhasıran bu görevleri ile ilgili olarak yapılan ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ile 5746 sayılı Kanun kapsamına giren sigortalılar için düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgelerinden damga vergisi alınmayacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, 5746 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik kapsamındaki Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerinde istihdam edilen personele münhasıran bu görevleri ile ilgili olarak yapılan ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası uygulandığı dikkate alındığında, şirketiniz tarafından yürütülen projenin 5746 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik kapsamında olması halinde, söz konusu Kanunda tanımlanan Ar-Ge ve destek personelinize münhasıran bu görevleri ile ilgili olarak yapılan ücret ödemelerine ilişkin düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna tutulması mümkün bulunmaktadır.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lisans-diplomasina-sahip-ancak-turkiyeden-denklik-alamayan-personelin-ucret-gelirinde-ar-ge-istisnasi-uygulanacak-mi/feed/ 0
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik https://www.muhasebenews.com/petrol-piyasasi-lisans-yonetmeliginde-degisiklik-yapilmasina-dair-yonetmelik-2/ https://www.muhasebenews.com/petrol-piyasasi-lisans-yonetmeliginde-degisiklik-yapilmasina-dair-yonetmelik-2/#respond Thu, 02 Dec 2021 07:47:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118741
2 Aralık 2021 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 31677
YÖNETMELİK

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:

PETROL PİYASASI LİSANS YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

 

MADDE 1 – 17/6/2004 tarihli ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“38) Demiryolu aracı: 19/8/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Demiryolu İşletmeciliği Yetkilendirme Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde tanımlanan araçları,

39) Demiryolu pompası: Bayilik lisansı altına işlenmek şartıyla sadece demiryolu tren işletmecilerinin sahip olduğu demiryolu araçlarının ve Demiryolu İşletmeciliği Yetkilendirme Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde tanımlanan demiryolu altyapı işletmecisinin faaliyetleri gereği kullanması gereken araçların akaryakıt ihtiyaçlarını karşılayan yerleri,”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin on birinci fıkrasına “lisans numarasını” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve teslimin yapıldığı tesisin lisans numarasını” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ö) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ö) Bayilerinin lisans almasından, dağıtıcı tadili yaptırmasından, lisansa tarımsal amaçlı satış tankeri veya sabit köy pompası veya demiryolu pompası işletmesinden önce, ilgili bayilik lisansına kayıtlı akaryakıt istasyonuna, tarımsal amaçlı satış tankerlerine, sabit köy pompalarına ve demiryolu pompalarına istasyon otomasyon sistemi kurulması,”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 37 nci maddesinin ikinci fıkrasına “köy pompası” ibaresinden sonra gelmek üzere “, demiryolu araçlarının ve demiryolu altyapı işletmecisinin faaliyetleri gereği kullanması gereken araçların akaryakıt ihtiyaçları için ise demiryolu pompaları” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 38 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan “ve sabit köy pompası” ibaresi “, sabit köy pompası ve demiryolu pompası” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 6 – Bu Yönetmeliğin;

a) 2 nci maddesi 1/1/2022 tarihinde,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 7 – Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı yürütür.

 

 


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/petrol-piyasasi-lisans-yonetmeliginde-degisiklik-yapilmasina-dair-yonetmelik-2/feed/ 0
Yurt dışından alınan lisans faturasına KDV 2 uygulamalı mıyız? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-lisans-faturasina-kdv-2-uygulamali-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-lisans-faturasina-kdv-2-uygulamali-miyiz/#respond Sat, 16 Oct 2021 09:30:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117081 Dizi yapımcısı bir mükellefim var. Çekeceği dizi için Bulgaristan’dan bir format lisansı alıyor ve her ay bazında bize fatura kesilecek. Bu hizmete 2 nolu KDV ile KDV’nin ödenip indirim konusu yapılması gerekiyor mu?

Yurt dışında yerleşik kişi ve kurumların, Türkiye’de ki gerçek ve tüzel kişilere verdikleri hizmetler nedeniyle elde ettiği gelirler, vergi anlaşmalarında aksine hüküm olmaması kaydıyla Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. 

Yurtdışına yapılan bu ödemeler üzerinden KVK’nun 30. maddesi çerçevesinde BKK ile belirlenmiş oranlarda stopaj yapılmalı ve muhtasar beyanname ile beyan edilmelidir. 

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında stopaj yapılabilmesi için;

 – Hizmeti sunan yurt dışında mukim bir kurum olmalıdır. 

– Yapılan hizmetin niteliği itibariyle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında tevkifata tabi olması gerekir.

– İlgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.
Buna göre yurt dışından sağlanan; 

– Elemanların ücretleri (yabancı bir kuruluşun elemanının Türkiye’deki bir firmanın personeli veya yöneticisi olarak çalışması “serbest meslek” kazancı olarak nitelendirildiğinden bu nedenle yabancı kuruluşa yapılan ödemeler KVK’nun 30. maddesi uyarınca stopaja tabidir.),


– Mühendislik, montaj, danışmanlık, eğitim hizmeti, özel yazılım yaptırılması, tercüme yaptırılması gibi serbest meslek hizmeti niteliğindeki hizmet bedelleri, 

– Kiralama hizmeti karşılığında yapılan ödemeler (Finansal kira veya normal kira), 

-Borç verme, mevduat ve benzeri fonlamalar karşılığında ödenen faizler,

– Yurt dışından yapılan mal tedarikine bağlı vade farkları,

-Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how ve benzeri gayrimaddi haklar G.menkul kiralamalı için ödenen bedeller veya kiralar, gibi, GVK’nın 94 veya KVK’nun 30. maddesi kapsamında bulunan ödemelerde, vergi anlaşmasında stopajı önleyen bir hüküm olmadığı sürece, gerekli oranlar üzerinden stopaj yapılması gerekmektedir. 

Bununla beraber; 

– Her nevi komisyon ödemeleri,

 – Yurt dışında yapılan ilan veya reklam bedeli ödemeleri, 

– Yurt dışında gerçekleşen taşıma bedeli ödemeleri, 

– Sigorta primi ödemeleri, 

– Yurt dışında yaptırılan fason iş bedeli ödemeleri, 

– Gözetim ücreti ödemeleri, 

-Yurt dışı seyahatlerde ortaya çıkan ödemeler (otel, lokanta, ulaşım, haberleşme vs.),

 -Fuar katılım ücreti ödemeleri,

 – Uydu kirası ödemeleri,

Yurtdışında mukim olan firmalardan alınan hizmet faturalarının sorumlu sıfatı ile KDV’ye tabi olup olmayacağı ve Kurumlar Vergisi açısından durumu

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı : 50426076-130[1-2015/20-1240]-8224 28.01.2020
Konu : Yurtdışında mukim olan firmalardan alınan hizmet faturalarının sorumlu sıfatı ile KDV’ye tabi olup olmayacağı ve Kurumlar Vergisi açısından durumu.

         İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Erciyes Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinin yönetici şirketi olan Şirketiniz tarafından organize edilen yazılım kümesi faaliyetleri kapsamında ABD’de bulunan Silikon Vadisine gezi düzenlendiği, bu gezi sırasında organizasyon, şehir içi ve şehir dışı ulaşımlar, konaklama, yemek, fuar katılımı, danışmanlık ve tercümanlık hizmetlerini kapsayan hizmet alımının yapıldığı ve faturasının yurt dışındaki organizatör firmadan geldiği belirtilerek, söz konusu hizmetlerin KDVK-60/2011-1 Sayılı Sirkülerin “1.1.1. Yurt dışındaki İşlemler” bölümüne göre değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, bahse konu yurt dışı organizatör firmadan alınan faturaların KDV 2 beyannamesi ile beyan edilip edilmeyeceği ve stopaja tabi olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir. 

         KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 

         5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tam ve dar mükellefiyet” başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun l inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükmü getirilmiş, 3 üncü fıkrasında ise dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar sayılmıştır. 

         Aynı Kanunun “Dar mükellefiyette vergi kesintisi” başlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup, anılan fıkranın (b) bendinde, diğer serbest meslek kazançları üzerinden (2009/14593 sayılı BKK ile) % 20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. 

         Ancak; anılan Kanunun 30. maddesinde, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde değinilen ve Gelir Vergisi Kanununda belirtilen birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri dışında, ticari kazanç niteliğindeki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacağına dair bir hükme yer verilmemiştir.

             ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN 

         Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında imzalanan Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması’nın ”Serbest Meslek Faaliyetleri” başlıklı 14 üncü maddesinde; 

         ”1. Akit Devletlerden birinin bir mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber, eğer bu faaliyetler veya hizmetler diğer Devlette icra edilirse ve 

a) Mukim bu diğer Devlette bu hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla sürekli kullanabileceği bir sabit yere sahip ise veya 

b) Mukim bu diğer Devlette, sözkonusu hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla, herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde, bir veya birkaç seferde, toplam 183 gün veya daha fazla kalırsa; sözkonusu gelir, diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir. 

         Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca sözkonusu sabit yere atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette bulunulan süre içinde icra edilen hizmet veya faaliyetlerden elde edilen gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 

Akit Devletlerden birinin bir teşebbüsünün serbest meslek faaliyetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnız bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber, eğer bu hizmet veya faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer: 

a) Teşebbüs bu diğer Devlette hizmet ve faaliyetlerin icra edildiği bir işyerine sahip olursa; veya 

b) Hizmet veya faaliyetlerin icra edildiği süre veya süreler, herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde, 183 günü aşarsa 

         sözkonusu gelir, bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir.

         Böyle bir durumda olayına göre, ya yalnızca sözkonusu işyerine atfedilebilen gelir ya da yalnızca bu diğer Devlette icra edilen hizmet veya faaliyetlere atfedilebilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. Her iki durumda da Türkiye Cumhuriyeti, sözkonusu gelir üzerinden tevkifat suretiyle vergi alabilir. Bununla beraber, sözkonusu gelirin lehdarı, böyle bir vergiye tabi tutulduktan sonra sözkonusu gelir dolayısıyla, sanki gelir bu diğer Devlette bulunan bir işyerine atfedilebilirmiş gibi, Anlaşmanın 7 nci maddesi hükümlerine göre, net esasında vergilendirilmeyi tercih edebilir.” 

         hükümlerine yer verilmiştir. 

         Bu hüküm uyarınca, ABD mukimi bir teşebbüsün Türkiye’ye gelmeksizin ABD’de icra edeceği serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği gelirleri vergileme hakkı yalnızca ABD’ye aittir. Ancak, eğer bu faaliyet Türkiye’de bir işyeri vasıtasıyla icra edilirse veya Türkiye’de icra edilen faaliyet süresi herhangi bir kesintisiz 12 aylık dönemde 183 günü aşarsa, Türkiye’nin de bu geliri iç mevzuat hükümleri çerçevesinde vergileme hakkı bulunmaktadır. 

         KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 

         KDV Kanununun; 

         -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, 

         -6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının; 

a) Malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, 

b) Hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade edeceği, 

         hükümlerine yer verilmiştir. 

        Konuyla ilgili olarak yayımlanan 60 No.lu KDV Sirkülerinin “Yurtdışındaki İşlemler” başlıklı 1.1.1. bölümünde, KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurtdışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetlerin KDV’nin konusuna girmediği, Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesinin söz konusu olmadığı, Türkiye’deki bir mükellefin yurtdışında düzenlenen bir fuara Türkiye’den katılan firmalara yurtdışında verdiği stant kurulumu, montajı, lojistik vb. hizmetler ve yine Türkiye’deki bir mükellefin Türkiye’deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği danışmanlık hizmeti, Türkiye’de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye’de faydalanılmadığından KDV’nin konusuna girmediği ifade edilmiştir. 

         Buna göre; Şirketiniz tarafından ABD’de bulunan Silikon Vadisi’ne düzenlenen gezi kapsamında, yurt dışında mukim firma tarafından ifa edilen şehir içi ve şehir dışı ulaşımlar, konaklama, yemek, fuar katılımı, danışmanlık ve tercümanlık gibi hizmetler, Türkiye’de ifa edilmediğinden ve söz konusu hizmetlerden yurt dışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmemektedir.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-lisans-faturasina-kdv-2-uygulamali-miyiz/feed/ 0
Yurt dışından aldığımız lisans bedelleri için stopaj bildiriminde bulunmalı mıyız? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-aldigimiz-lisans-bedelleri-icin-stopaj-bildiriminde-bulunmali-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-aldigimiz-lisans-bedelleri-icin-stopaj-bildiriminde-bulunmali-miyiz/#respond Fri, 28 May 2021 08:30:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=109957 Amerika’dan ithal edip sattığımız özel eğitim amaçlı bilgisayarlarımız da kullanılmak üzere eğitim materyalinin lisanlarını aldık. Amerika’daki firmadan bu lisansların kayıtlarımız alırken Stopaja tabi midir? 

STOPAJ AÇISINDAN

Yurt dışında yerleşik kişi ve kurumların, Türkiye’de ki gerçek ve tüzel kişilere verdikleri hizmetler nedeniyle elde ettiği gelirler, vergi anlaşmalarında aksine hüküm olmaması kaydıyla Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Yurtdışına yapılan bu ödemeler üzerinden KVK’nın 30. maddesi çerçevesinde BKK ile belirlenmiş oranlarda stopaj yapılmalı ve muhtasar beyanname ile beyan edilmelidir. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında stopaj yapılabilmesi için;

– Hizmeti sunan yurt dışında mukim bir kurum olmalıdır.

– Yapılan hizmetin niteliği itibariyle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi kapmasında tevkifata tabi olması gerekir.

– İlgili ülke ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalıdır veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.

Buna göre yurt dışından sağlanan;

-Elemanların ücretleri (yabancı bir kuruluşun elemanının Türkiye’deki bir firmanın personeli veya yöneticisi olarak çalışması “serbest meslek” kazancı olarak nitelendirildiğinden bu nedenle yabancı kuruluşa yapılan ödemeler KVK’nun 30. maddesi uyarınca stopaja tabidir.),

-Mühendislik, montaj, danışmanlık, eğitim hizmeti, özel yazılım yaptırılması, tercüme yaptırılması gibi serbest meslek hizmeti niteliğindeki hizmet bedelleri,

-Kiralama hizmeti karşılığında yapılan ödemeler (Finansal kira veya normal kira), -Borç verme, mevduat ve benzeri fonlamalar karşılığında ödenen faizler,

-Yurt dışından yapılan mal tedarikine bağlı vade farkları,

-Telif, imtiyaz, ticaret unvanı, marka, know-how ve benzeri gayrimaddi haklar G.menkul kiralamalı için ödenen bedeller veya kiralar, gibi, GVK’nın 94 veya KVK’nun 30. maddesi kapsamında bulunan ödemelerde, vergi anlaşmasında stopajı önleyen bir hüküm olmadığı sürece, gerekli oranlar

üzerinden stopaj yapılması gerekmektedir.

 Bununla beraber;

-Her nevi komisyon ödemeleri,

-Yurt dışında yapılan ilan veya reklam bedeli ödemeleri,

-Yurt dışında gerçekleşen taşıma bedeli ödemeleri,

-Sigorta primi ödemeleri,

-Yurt dışında yaptırılan fason iş bedeli ödemeleri,

-Gözetim ücreti ödemeleri,

-Yurt dışı seyahatlerde ortaya çıkan ödemeler (otel, lokanta, ulaşım, haberleşme vs.),

-Fuar katılım ücreti ödemeleri,

-Uydu kirası ödemeleri, YURT İçinden alınan fatura bedeli yurt içinde ödenmesi gerekir.

Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Bir Şirketten Alınan Makine Tamir Hizmeti Karşılığında Bu Firmaya Yapılan Ödemeler Üzerinden KDV ve Stopaj Kesintisi Uygulanıp Uygulanamayacağı hk.

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

   
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.06.-1448 27/08/2011
Konu : Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Bir Şirketten Alınan Makine Tamir Hizmeti Karşılığında Bu Firmaya Yapılan Ödemeler Üzerinden KDV ve Stopaj Kesintisi Uygulanıp Uygulanamayacağı  

      İlgide kayıtlı dilekçenizle, ithal ettiğiniz bir makinede oluşan arızanın tamirinin satıcı firma tarafından yurtdışından eleman gönderilerek yapıldığı belirtilerek, alınan tamir hizmetinin bedeli olarak satıcı firmaya yapılan ödeme üzerinden katma değer vergisi ve gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağının bildirilmesi istenilmiştir.

        I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

         5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Dar mükellefiyet: Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.” hükmüne yer verilmiştir. Dar mükellefiyet mevzuuna alınan kurum kazançları aynı maddenin üçüncü fıkrasında bentler halinde sayılmış olup maddenin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında ise,

         “(4) Bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimî temsilci bulundurulması konularında, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.

         (5) Kanunî merkez: Vergiye tâbi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir.

         (6) İş merkezi: İş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir.”

hükümlerine yer verilmiştir.

         Konuyla ilgili olarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 22.2.3 no.lu “Serbest Meslek Kazançları” başlıklı bölümünde,

         “Serbest meslek faaliyeti, esas itibarıyla gerçek kişilerce icra edilen ve Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde tanımlanan faaliyet türüdür. Dar mükellef kurumların bu tür kazanç elde etmeleri ise istihdam ettikleri personelleri aracılığı ile olmaktadır.

         Serbest meslek kazançlarının Türkiye’de elde edilmiş sayılması için serbest meslek faaliyetinin Türkiye’de icra edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi gerekir.

         Türkiye’de değerlendirme, ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.

        

         Dar mükellef kurumların Türkiye’de elde ettikleri serbest meslek kazançları, Kanunun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulacaktır.

         Serbest meslek kazancının Türkiye’de yapılmakta olan ticari faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancının tespitinde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümler uygulanacaktır. Türkiye’de bulunan işyeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla ticari kazanç elde eden dar mükellef kurumların Türkiye’de elde ettikleri serbest meslek kazançları bulunması halinde, dar mükellef kurumların Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilcisi vasıtasıyla elde ettiği kazanç ve iratlar ticari kazanç olarak değerlendirileceğinden, bu serbest meslek kazancı üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre vergi kesintisi yapılmayacaktır.

         Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmayan ya da işyeri veya daimi temsilcisi bulunmakla birlikte bunlarla ilişkili olmaksızın Türkiye’de serbest meslek faaliyeti icra eden veya bu faaliyeti Türkiye’de değerlendirilen kurumların, yıllık beyanname vermeleri halinde, kesilen bu vergiler beyannamede hesaplanan vergiden mahsup edilebilecektir.” açıklamaları yer almaktadır. 

         Öte yandan aynı kanunun 30 uncu maddesinde ise; “(1) Dar mükellefiyete tâbi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır:

b) Serbest meslek kazançları

         (10) Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye tâbi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

         (11) Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.

         (12) Bu Kanuna göre vergi kesintisi yapanlar, yaptıkları vergi kesintisini kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterirler.” Hükümleri yer almış, Kanunun 31 inci maddesiyle 30 uncu maddesi gereğince vergi kesintisi yapmak zorunda olanların, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibariyle bağlı oldukları vergi dairesine Gelir Vergisi Kanununda muhtasar beyannameye belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde muhtasar beyanname ile bildirmek zorunda oldukları hüküm altına alınmış, ayrıca uygulamaya ilişkin tevkifat oranı ise, 03.02.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %20 olarak belirlenmiştir.

         Bu hüküm ve açıklamalara göre, ithal etmiş olduğunuz makinede meydana gelen arızanın, aynı zamanda tedarik edilen yurt dışında mukim olan firma tarafından giderilmesi karşılığı yapılan ödemelerin gayrisafi tutarı üzerinden %20 oranında tevkifat yapılması ve yapılan bu tevkifatın muhtasar beyanname ile sorumlu sıfatı ile beyanı gerekmektedir.

         Öte yandan arızayı gideren firmanın mukimi olduğu devlet ile Türkiye Cumhuriyeti arasında akdedilmiş çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde bu anlaşma hükümlerinin de dikkate alınması gerekeceği tabiidir.

         II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

         Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

         – 1/2 nci maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV ye tabi olduğu,

         – 4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

         – 6/b maddesinde, hizmetin Türkiye’de yapılmasının veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasının, işlemlerin Türkiye’de yapıldığını ifade ettiği,

         – 9/1 inci maddesinde ise mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı’nın vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

hüküm altına alınmıştır.

         Kanunun 9/1 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yurtdışından sağlanan hizmetlerdeki KDV uygulaması   15 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (C) bölümünde düzenlenmiştir.

        Söz konusu Tebliğe göre, yurt dışındaki firmalara Türkiye’de yaptırılan veya  Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV ye tabi olacak, yabancı firmanın Türkiye’de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması halinde söz konusu işleme ait KDV, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından bağlı bulunulan vergi dairesine sorumlu sıfatıyla beyan edilip, ödenecektir.

         Buna göre; ithal etmiş olduğunuz makinede meydana gelen arızanın giderilmesi için, yurt dışında mukim firmadan alınan makine tamir hizmeti genel oranda (% 18) KDV ye tabi olup, hesaplanan verginin firmanız tarafından sorumlu sıfatıyla ve 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir. Ödenen verginin aynı döneme ait 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.

Yurtiçindeki ve yurtdışındaki yabancı gerçek kişilerden alınan hizmetlerin vergilendirilmesi ve belge düzeni

T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

   

 

Sayı : 27575268-105[227-2016-353]-94606 16.03.2021
Konu : Yurtiçindeki ve yurtdışındaki yabancı gerçek kişilerden alınan hizmetlerin vergilendirilmesi ve belge düzeni  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olan Şirketinizin Libya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliğine Türkiye’deki hastanelerden aldığı sağlık hizmetlerine ilişkin olarak tıbbî ve finansal yönden denetim hizmeti ve Türkiye’de tedavi olacak Libya vatandaşlarının ülkemize getirtilmesi ve tedavi ettirilmesi ile ilgili organizasyon hizmeti verdiği, bu hizmetleri yürütürken yurtdışında yabancı gerçek kişilerden ve yurtiçinde Türkiye’de oturma izni olan yabancı uyruklu gerçek kişilerden hizmet alındığı ve hizmet alınan bu kişilerin ücretlerinin Türkiye’de açılacak banka hesaplarına yatırılacağı belirtilerek, söz konusu hizmetlere ilişkin ödemelerin ne tür belge ile tevsik edileceği, gelir stopajı ve diğer yükümlülüklerinizin ne şekilde yerine getirileceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

 I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1 inci maddesiyle gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi tutulmuş olup, Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde de Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden tam mükellefiyet esasında vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

 Aynı Kanunun ”Türkiye’de yerleşme” başlıklı 4 üncü maddesinde;

 ”Aşağıda yazılı kimseler Türkiye’de yerleşmiş sayılır: 

  1. İkametgahı Türkiye’de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19’uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
  1. Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.) ” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre, ikametgahı Türkiye’de bulunan veya bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturan ve Kanunun 5 inci maddesinde yer alan yerleşme sayılmayan haller kapsamında olmayan gerçek kişiler Türkiye’de yerleşmiş sayılacaklarından, elde ettikleri gelirlerin tam mükellefiyet esasına göre gelir vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Anılan Kanunun 6 ncı maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirileceği hüküm altına alınmış olup, 7 nci maddesinde de dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye’de elde edilme şartı ücretlerde, hizmetin Türkiye’de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye’de değerlendirilmesine bağlanmıştır. 

Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almıştır. 

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde; birinci fıkrada sayılan kişi, kurum ve kuruluşların aynı maddede bentler halinde sayılan ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış olup; anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 

Buna göre;  tedavi olmak amacıyla Türkiye’ye gelecek olan Libya vatandaşları ile ilgili bilgi alınması, gerekli yazışmaların yapılması, seyahat organizasyonlarının yapılarak Türkiye’ye gönderilmesi, Türkiye’ye gelen hastaların sağlık tesislerine yerleştirilmesi ve tedavileri süresince iletişimlerinin sağlanması ile Türkiye’deki tedavi sürecinde, hizmet alınan sağlık kuruluşu, hasta, hastalık, tedavi süresi, içeriği ve sonucu hakkında arşiv çalışmalarının yapılması ile raporlama, sağlık kuruluşları tarafından kesilen faturaların alınan hizmete uygunluğu, kontrolü ve raporlanması hizmetlerini sunan kişilerin, şirketinize bağlı, şirketinizin emir ve talimatları doğrultusunda çalışıyor olmaları nedeniyle ücret kapsamında değerlendirilmesi; Libya ile Türkiye Cumhuriyeti arasında çifte vergilemeyi önleme anlaşmasının bulunmaması nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 94 maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre tevkifata tabi tutulması gerekmektedir. 

Diğer taraftan, hizmet satın alınan gerçek kişilerin Libya’da yerleşik Libya vatandaşı, Türkiye’de ikamet eden veya bir takvim yılında devamlı olarak altı aydan fazla Türkiye’de oturan Libya vatandaşı olması şirketinizin yaptığı ödemelerden yapacağı tevkifat açısından bir fark yaratmamaktadır. 

II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME: 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 238 inci maddesinde; işverenlerin her ay ödedikleri ücretler için ücret bordrosu tutmaya mecbur oldukları hükmedilmiştir. 

Diğer taraftan, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler” başlıklı B Bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermelerine ilişkin açıklamalar yapılmıştır. 

Bu durumda, hizmet alımı yapılan yurt içindeki ve yurt dışındaki gerçek kişilere yapılan ücret kapsamındaki ödemelere ilişkin olarak şirketinizce ücret bordrosu düzenlenmesi gerekmektedir.


Kaynak: İsmmmo, GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-aldigimiz-lisans-bedelleri-icin-stopaj-bildiriminde-bulunmali-miyiz/feed/ 0
Akademik Çalışma Programı ile başarılı öğrencilere 7 bin 500 TL’ye kadar destek verilecek https://www.muhasebenews.com/akademik-calisma-programi-ile-basarili-ogrencilere-7-bin-500-tlye-kadar-destek-verilecek/ https://www.muhasebenews.com/akademik-calisma-programi-ile-basarili-ogrencilere-7-bin-500-tlye-kadar-destek-verilecek/#respond Tue, 16 Mar 2021 09:00:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=106172 Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, yeni başlatılan Akademik Çalışma Programı kapsamında; lisans, yüksek lisans, doktora programı öğrencileri tarafından hazırlanacak akademik çalışmaları destekleyeceklerini söyledi. Amaçlarının çalışma hayatı ve istihdam alanındaki akademik çalışmaları teşvik etmek olduğunu ifade eden Selçuk, “Gençlerimizin özellikle istihdam konusundaki fikirlerini önemsiyoruz.” dedi.

Başvurular Bugün Başladı

Bakan Selçuk, öğrencilerin programa başvurusu için herhangi bir bölüm sınırlaması olmadığını ve öğrencilerin başvurularını akademi.iskur.gov.tr adresi üzerinden bugün itibarıyla, 14 Nisan 2021’ye kadar gerçekleştirebileceğini belirtti. Bakan Selçuk, “akademik çalışması başarılı bulunan lisans öğrencilerine 2.500 TL, yüksek lisans öğrencilerine 5.000 TL, doktora öğrencilerine ise 7.500 TL destek sağlayacağız. Çalışmalarını sunmak isteyen öğrencilerimiz akademi.iskur.gov.tr adresi üzerinden programa ve başvuru koşullarına ilişkin detaylı bilgi alabilirler” dedi.


Kaynak: T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/akademik-calisma-programi-ile-basarili-ogrencilere-7-bin-500-tlye-kadar-destek-verilecek/feed/ 0
Şirket ortakları ile müdürünün yüksek lisans veya daha   farklı eğitim giderlerinin şirket tarafından ödenmesi durumunda gider olarak kabul edilip edilmeyeceği ile KDV indirimi https://www.muhasebenews.com/sirket-ortaklari-ile-mudurunun-yuksek-lisans-veya-daha-farkli-egitim-giderlerinin-sirket-tarafindan-odenmesi-durumunda-gider-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi-ile-kdv-indirimi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-ortaklari-ile-mudurunun-yuksek-lisans-veya-daha-farkli-egitim-giderlerinin-sirket-tarafindan-odenmesi-durumunda-gider-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi-ile-kdv-indirimi/#respond Wed, 30 Dec 2020 11:16:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100035

T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı

:

21152195-130-221

20/04/2016

Konu

:

Şirket ortakları ile müdürünün yüksek lisans veya daha   farklı eğitim giderlerinin şirket tarafından ödenmesi durumunda gider olarak   kabul edilip edilmeyeceği ile KDV indirimi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz ortakları ile müdürünün, şirketin gelişimi ve işletmenin daha üst seviyelere çıkarılmasına yönelik olarak yurt içinde devlet veya özel bir üniversitede alacakları eğitime ilişkin (yüksek lisans vb.) masrafların şirketinizce ödeneceği belirtilmekte olup, söz konusu eğitim harcamalarının kurumlar vergisi açısından gider olarak kabul edilip edilmeyeceği ile bu harcamalara ilişkin yüklenilen KDV tutarlarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarındaki Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “İndirilecek giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendinde de ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirileceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununun “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 13 üncü maddesinde ise transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine yer verilmiş olup söz konusu maddenin birinci fıkrasında, “Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamaların yapıldığı 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğin “4- Emsallere Uygunluk İlkesi” başlıklı bölümünde;

Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir.

            Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır. Bu fiyat veya bedel, işlem anında hiçbir etki olmaksızın objektif olarak belirlenen en uygun tutar olup, ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olması gerekmektedir.

            Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır.

            İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir…” açıklamalarına yer verilmiştir.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun; 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…” hükmü yer almış; 62 nci maddesinde ise “İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir…” denilmiş ve aynı Kanunun 94 üncü maddesinde tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, söz konusu kişilerin şirkette ücretli olarak çalışmamaları durumunda, şirket tarafından bu amaçla yapılacak eğitim ödemelerinin, ayrı bir tüzel kişiliği bulunan şirketin  faaliyetiyle doğrudan ilgili olmaması, ilgililerin bilgi ve becerilerinin arttırılmasına yönelik bir harcama olması nedeniyle kurumlar vergisi açısından gider olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, şirket ortaklarının ve şirket yetkili müdürünün, şirketinizde ücretli olarak çalışmaları durumunda şirketin gelişimini desteklemek amacıyla yurt içinde devlet veya özel bir üniversitede yapacakları yüksek lisans veya daha farklı eğitim nedeniyle ödenecek bedeller ücret ödemesi mahiyetinde olduğundan ve söz konusu ödemelerle ilgili gelir vergisi istisna hükmü bulunmadığından yapılacak ödemelerin, gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması ve ücret gideri olarak da Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi gereğince kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, şirketiniz tarafından ücretli olarak çalışan ortaklara ve şirket yetkili müdürüne eğitim amacıyla yapılacak ödemeler, ilişkili kişiler arasında gerçekleştirilen bir işlem olduğundan, bu ücret ödemelerinin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun ücretin tespitinde 5520 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde belirtilen ve anılan Tebliğde ayrıntıları açıklanan yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanının kullanılacağı tabiidir.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-29/1-a maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi ile ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisini indirebilecekleri,

-30/d maddesinde; Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergilerinin indirilemeyeceği

hükme bağlanmıştır.

Buna göre; Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilmeyen şirket ortakları ile müdürünün, yurt içinde devlet veya özel bir üniversitede yapacakları yüksek lisans veya daha farklı eğitim harcamalarına ilişkin KDV tutarlarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-ortaklari-ile-mudurunun-yuksek-lisans-veya-daha-farkli-egitim-giderlerinin-sirket-tarafindan-odenmesi-durumunda-gider-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi-ile-kdv-indirimi/feed/ 0
ÖTV’li ürün satan firmalar 2021 yılında e-deftere geçmek zorunda mıdır? https://www.muhasebenews.com/otvli-urun-satan-firmalar-2021-yilinda-e-deftere-gecmek-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/otvli-urun-satan-firmalar-2021-yilinda-e-deftere-gecmek-zorunda-midir/#respond Thu, 17 Dec 2020 15:30:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98823 Araç yıkama işi ile iştigal eden mükellef araç temizlik malzemesi perakende satışı da yapmaktadır. Bunun dışında büfe işletmektedir.
2020 yılında araç yıkama 80.000 TL,
araç yıkama malzemesi 60.000 TL ve
 büfe satışları 80.000 TL’dir.
Bu verilere göre 2021 yılı için 1. sınıf mı, 2. Sınıf mı deftere tabi olur?

Bilanço esasına göre defter tutulur.


Mükellefimiz ÖTV (I)’den vergi mükellefidir. EPDK lisans bayiliği yok. 2021 yılında e-defter mi olmalıyız?

Mükellefiniz; “6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan (bayilik lisansı dâhil) mükellefler.” bu kapsamda kalan bir mükellef ise 1/7/2020 itibariyle e-fatura uygulamasına dahil olacaktı. Bu sebepten dolayı da 1/1/2021 tarihinde e-defter uygulamasına dahil olması gerekiyor.

Eğer ilgili kriter kapsamında değilse e-defter uygulamasına girmeyecektir.

Ancak mükellefin başkaca bir özellikli durumu var mı bilmek gerekir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/otvli-urun-satan-firmalar-2021-yilinda-e-deftere-gecmek-zorunda-midir/feed/ 0
Enerji piyasası düzenleme kurumundan ÖTV’li mal alım ve satımı lisansı olan firmalar e-defter kullanmak zorunda mıdır? https://www.muhasebenews.com/enerji-piyasasi-duzenleme-kurumundan-otvli-mal-alim-ve-satimi-lisansi-olan-firmalar-e-defter-kullanmak-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/enerji-piyasasi-duzenleme-kurumundan-otvli-mal-alim-ve-satimi-lisansi-olan-firmalar-e-defter-kullanmak-zorunda-midir/#respond Tue, 15 Dec 2020 09:30:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98668 Özel matrahlı satış tutarı 8.000.000 TL, normal satış tutarı 1.000.000 TL olan bir mükellef 2021 yılında özel matrahlı satışlardan dolayı e defter ve fatura ya geçmek zorunda mıdır?

Süreçte e-fatura-defter olarak ayrı değerlendirmek gereklidir.

Brüt satış hasılatına göre yapılan değerlendirme de 2018 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 5 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler.

E-fatura takip eden yıl e-deftere geçecektir.

Yukarıdaki yazılı kriter müşterinizi etkiliyorsa buna göre değerlendirmelisiniz.


Mükellefimiz 2019 yılında ÖTV’li mallar kapsamında (I) Sayılı listeli malların alımını yapıp, yurt içinde satışını yapıyor. EPDK lisans bayiliğimiz yok. Bu durumda biz 2021 yılında e-defter mükellefi oluyor muyuz?

” 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan (bayilik lisansı dâhil) mükellefler.”

Yukarıda yazılı kriterlere sahip mükelleflerin e-fatura zorunluluğu bulunmaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/enerji-piyasasi-duzenleme-kurumundan-otvli-mal-alim-ve-satimi-lisansi-olan-firmalar-e-defter-kullanmak-zorunda-midir/feed/ 0
Personel çalıştırmaya başlayan firmalar Muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini (MUH-SGK) aylık olarak mı beyan edecek? https://www.muhasebenews.com/personel-calistirmaya-baslayan-firmalar-muhtasar-ve-prim-hizmet-beyannamelerini-muh-sgk-aylik-olarak-mi-beyan-edecek/ https://www.muhasebenews.com/personel-calistirmaya-baslayan-firmalar-muhtasar-ve-prim-hizmet-beyannamelerini-muh-sgk-aylik-olarak-mi-beyan-edecek/#respond Wed, 11 Nov 2020 09:30:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=96174 Daha önce 3 aylık stopaj verdiğim bir limited firmama, 02.11.2020 itibari ile personel girişi oldu. Kasım ayından itibaren Aylık Stopaj için dilekçe vereceğim ve aylık MuhSGK 1003A’dan beyan vereceğim. Ekim ayını üç aylık olarak, aralık ayı bittikten sonra mı vereceğim?

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinde en az bir işçi çalıştıran mükellefler aylık mükellefiyete geçmek zorundadır. İşçi çalıştırmıyorlarsa üç aylık mükellefiyete devam edebilirler. Bunun için dönem değişikliği bildirimi yapmaları gerekmektedir Aylık mükellefiyet dönmek için bağlı oldukları vergi dairesine bizzat başvurabilecekleri gibi, İnteraktif Vergi Dairesi aracılığıyla da bu taleplerini vergi dairelerine iletebilirler.

Üç aylık muh sgk da 3. ayın bitimini takip eden ayda döneminde verilmelidir.

Makina yapımında kullanmak üzere yazılım lisansını almak için yurtdışına 4.000 sterlin para transfer ettik. Bu para gödermek için banka bizden Türkiye’de ödememiz gereken stopajı transfer sırasında kura göre bağlı bulunduğumuz vergi dairesine hesabına yatırmamız gerektiğini söyledi. Bu stopajı muhtasarda mı bildireceğiz?

Vergi kesintileri Muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile beyan edilir.

Ödemenin konusuna uygun kod seçmeniz gerekir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/personel-calistirmaya-baslayan-firmalar-muhtasar-ve-prim-hizmet-beyannamelerini-muh-sgk-aylik-olarak-mi-beyan-edecek/feed/ 0
LPG lisans başvuru işlemleri nelerdir? https://www.muhasebenews.com/lpg-lisans-basvuru-islemleri-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/lpg-lisans-basvuru-islemleri-nelerdir/#respond Tue, 07 Apr 2020 14:00:01 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=81763 LPG otogaz bayilerinin lisans başvuru işlemleri; söz konusu bayilerle sözleşme imzalamış olan LPG dağıtıcı lisansı sahipleri vasıtasıyla yapılır.

01.01.2019 tarihinden sonra yapılacak yazılı başvurular; LPG otogaz bayilik lisansı sahiplerinin lisans sona erdirme başvuruları hariç olmak üzere, incelemeye alınmaksızın başvuru sahibine iade edilir.

Lisans Alma Bedelleri;
Lisans alma bedellerine ilişkin düzenleme Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 13 üncü maddesinde hükme bağlanmıştır. Cari yıla ilişkin olarak Kurul Kararı ile belirlenen lisans bedelleri için tıklayınız.

Lisans alma bedellerinin, VAKIFLAR BANKASI BAHÇELİEVLER ŞUBESİ (Şube Kodu: 014) nezdindeki, TR100001 5001 5800 7292 2299 69 numaralı EPDK Hesabına yatırılması gerekmektedir.

Ödemeler aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda olup havale ve EFT işlemlerinde, işlem masrafı alınmamaktadır. Lisans alacak kişi bilgisi, ödeme açıklamasında yer almalıdır.

Lisans Başvurularına İlişkin Ortak Hükümler;

(1) Aksi belirtilmedikçe, gerekli belgelerin aslı veya son altı ay içerisinde noter veya belgeyi düzenleyen makamlarca onaylanmış suretleri Kuruma sunulur. Gerçeğe aykırı bilgi ve belge sunularak lisans alındığının tespit edilmesi durumunda lisans sona erdirilerek ilgili kişiler hakkında gerekli işlemler yapılır.

(2) Bayilik Sözleşmesinin dağıtıcı yetkilisi tarafından, Oda Sicil Kaydının ilgili oda tarafından ve bilançonun serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir, yeminli mali müşavir veya vergi dairesi tarafından onaylı suretleri kabul edilir.

(3) Ortaklar, Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri ile Yetkililer Beyanı gerçek kişiler, dernekler ve vakıflar tarafından yapılan lisans başvurularında aranmaz. Dernek, vakıf ve kooperatifler tarafından yapılan başvurularda, sadece yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile yetkililere ilişkin bilgilere yer verilir. Başvuru sahibinin halka açık şirket olması halinde, beyanda halka açık hisselerin sahiplerine ilişkin bilgilere yer verilmez, ancak halka açık hisse oranı ayrıca belirtilir.

(4) Oda Sicil Kaydı, kamu ve belediye iktisadi teşebbüsleri haricindeki kamu tüzel kişilerinin yapacakları başvurularda aranmaz.

(5) Lisans alma bedelinin yatırıldığına ilişkin belgenin sureti sunulur.

(6) 5607 sayılı Kanunda belirtilen akaryakıt kaçakçılığına ilişkin fiillerden dolayı kesinleşmiş mahkeme kararının lisans sahibi bir tüzel kişi hakkında olması durumunda söz konusu tüzel kişilikte suçun işlendiği tarih itibarıyla; yüzde ondan fazla paya sahip ortaklar, sonradan görevden ayrılmış olsa bile yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile temsil ve ilzama yetkili olanlara lisans verilmez ve bu kişiler, lisans başvurusu yapan tüzel kişiliklerde doğrudan pay sahibi olamaz.

(7) Sorumlu müdür belgesinin başvuran kişi veya yetkilisi tarafından imzalanmış ve kaşelenmiş sureti de kabul edilir.

Lisans Türlerine Göre İstenen Bilgi ve Belgeler;

(1) Her bir lisans türü için gerekli belge ve açıklamalara, aşağıdaki tabloda yer alan bağlantılar yoluyla ulaşılabilir.

   Lisans başvuru esnasında istenecek bilgi, belge ve açıklamalar lisans türlerine göre  aşağıda listelenmiştir.
LPG Dağıtıcı Lisansı Başvurusu LPG Taşıma Lisansı Başvurusu
LPG Depolama Lisansı Başvurusu LPG Tüpü İmalatı Lisansı Başvurusu
LPG Otogaz Bayilik Lisansı Başvurusu

Asgari Mesafe Tespit Tutanağı Örneği

LPG Tüpü Muayenesi, Tamiri ve Bakımı Lisansı Başvurusu

(2) Talep edilen lisans kapsamında birden çok faaliyet yapılmak istenmesi halinde, ilgili faaliyet için sunulması gereken farklı belgelere de yer verilir


Kaynak: EPDK – Link: https://www.epdk.org.tr/Detay/Icerik/21-3-1002/lisans-islemleri-basvuru-prosedurleri
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/lpg-lisans-basvuru-islemleri-nelerdir/feed/ 0