KV – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 03 Feb 2024 07:29:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Cari hesap adat faizi ile ilgili kv ve KDV açısından kanun maddesini paylaşabilir misiniz? https://www.muhasebenews.com/cari-hesap-adat-faizi-ile-ilgili-kv-ve-kdv-acisindan-kanun-maddesini-paylasabilir-misiniz/ https://www.muhasebenews.com/cari-hesap-adat-faizi-ile-ilgili-kv-ve-kdv-acisindan-kanun-maddesini-paylasabilir-misiniz/#respond Sat, 03 Feb 2024 07:29:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149113 Cari hesap adat faizi ile ilgili KV ve KDV açısından kanun maddesini paylaşabilir misiniz? Ana şirketimiz iştiraklerine borç vermektedir ve giderlerini ödemektedir.

Adat hesaplaması için vergi kanunlarında tanımlanmış bir madde yoktur.

Ortakların şirketin ortaklara verdiği borçlar (131-231 Hs.) ve ihtiyaçtan fazla kasada (100 hesap) bulunan para için adat hesaplaması yapılır.

Ana şirket iştiraklerine borç vermesi işlemi Transfer fiyatlandırması hesaplanmasını gerektiren bir işlemdir. (KVK Md.13) İştirakler ana şirketin giderini ödemez gideri kim yapmış ise o öder.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/cari-hesap-adat-faizi-ile-ilgili-kv-ve-kdv-acisindan-kanun-maddesini-paylasabilir-misiniz/feed/ 0
Şirket aktifindeki gayrimenkulü kiraya verenler, taşınmazın satışında KV ve KDV istisnasından yararlanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifindeki-gayrimenkulu-kiraya-verenler-tasinmazin-satisinda-kv-ve-kdv-istisnasindan-yararlanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifindeki-gayrimenkulu-kiraya-verenler-tasinmazin-satisinda-kv-ve-kdv-istisnasindan-yararlanabilir-mi/#respond Thu, 09 Mar 2023 22:31:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139792 2 tam yıl aktifimizde kayıtlı bulunan dükkanın (bu süre zarfında kirada idi kira geliri elde ettik) satışını gerçekleştirmiş bulunmaktayız keseceğimiz fatura 17/4-r maddesine istinaden KDV’den muaf mıdır? bizim işletmemiz tekstil ürünleri imalatı yapmakta

Kira geliri elde edildiği için KDVK 17/4-r maddesindeki istisnadan ve KV deki istisnadan yararlanılamaz.


BENZER VE İLİNTİLİ İÇERİK

 5 yıldan fazla elden tutulan arsa satışından doğacak vergiler nelerdir? Rayiç bedel ile piyasa değeri arasından KDV ödemesi çıkar mı kişi vergi mükellefi değildir?

KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASI

520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun istisnaları düzenleyen 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde; kurumların EN AZ İKİ TAM YIL süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle AKTİFLERİNDE YER ALAN TAŞINMAZLARIN SATIŞINDAN DOĞAN KAZANÇLARIN %50’LİK KISMININ KURUMLAR VERGİSİNDEN MÜSTESNA OLDUĞU, bu istisnanın satışın yapıldığı dönemde uygulanacağı ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulmasının ve satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesinin şart olduğu, bu sürede tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğramış sayılacağı, aynı şekilde istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmına uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin de ziyaa uğramış sayılacağı, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu hükme bağlanmıştır. 

Diğer yandan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı bölümünde de “Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır

İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir. 

Satışa konu edilen kıymetlerin iki tam yıl kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir. Aynı durum, satmak üzere taşınmaz inşaatı ile uğraşan mükellefler açısından da geçerlidir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir. Açıklamalarına yer verilmiştir. 

Bu itibarla, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin sadece faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek olup bu mükelleflerin diğer taşınmazlarının satış kazancının istisnaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Satışa konu edilecek taşınmazların iki tam yıl süreyle kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmemektedir. 

KDV İSTİSNASI

Kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV’den istisnadır. Bu istisnaya konu olan taşınmazlar Türk Medeni Kanunu’nda “Taşınmaz” olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır. 

İki tam yıldan fazla bir süredir kurumların aktifinde yer alan arsa, fabrika binası ve mütemmim cüzlerinin birlikte tek bir bedelle satışı KDV’ den istisnadır. 

Ancak, eklenti olarak kabul edilen demirbaş ve teçhizatın satılması halinde bunların bedeli üzerinden KDV hesaplanır. 

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesinde bahsi geçen “kurum” ibaresi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sayılan kurumlar vergisi mükelleflerini ifade etmektedir. İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz. Söz konusu istisna uygulamasında bahsi geçen “kurum” ibaresi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda sayılan kurumlar vergisi mükelleflerini ifade ettiğinden, şahsi işletmelerin aktifinde kayıtlı taşınmazların satışında istisna uygulanması mümkün değildir. 

Satışa konu edilecek taşınmazların (arsa, arazi, bina) satışında istisna uygulanabilmesi için kurumların aktifinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir. 

MÜKELLEF GELİR VERGİSİ MÜKELLEFİ İSE HİÇBİR İSTİSNA UYGULANMAZ.

SATIŞ İLE ALIŞ ARASINDAKİ FARK VERGİYE TABİ OLUR SATIŞ ÜZERİNDEN %18 KDV HESAPLANIR.

________________________________

 

Aktife kayıtlı arsamızı sattık. İstisnadan yararlanıyoruz. Taşınmaz kazanç istisnasından burada satış bedeli öreğin 400.000 TL’dir. Satışın tamamı istisna kapsamında mıdır? Faturada KDV hesaplanmalı mıdır?

Aktif de kayıtlı Gayrimenkulün satışından elde edilen kazanç istisna kapsamında ise, Bu satış için düzenlenecek Faturada KDV hesaplanmaz. (KDVK Md.17/4-r) İstisna uygulanmıyor ise Satış bedelinin tamamı üzerin den KDV hesaplanır % 50 sinden hesaplama olmaz. 

Konu ile ilgili KVK 5. Maddesini ve KDVK 17/4-r maddesini inceleyiniz.

___________________________

 

Şirket aktifine kayıtlı taşınmazın kamulaştırılması sonucu elde edilen kazancın istisna kapsamında olup olmadığı da aşağıdaki özelge’de belirtilmiştir.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

   
Sayı : 62030549-125[5-2015/237]-279599 08.09.2017
Konu : Şirket aktifine kayıtlı taşınmazın kamulaştırılması sonucu elde edilen kazancın istisna kapsamında olup olmadığı.  
         

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirket ana sözleşmesinde gayrimenkul alım satımı faaliyetinin de bulunduğu ancak kuruluştan bu yana gayrimenkul alım satımının yapılmadığı ve akaryakıt işletmesi faaliyetinizin geçici olarak durdurulması üzerine taşınmazınızı kiraya verdiğinizi, 14.10.2004 tarihinden itibaren şirket adına kayıtlı olan ve hayvan yetiştirme faaliyetine tahsis edilen 38.906 m² büyüklüğündeki taşınmaz üzerinde yetiştirilen hayvanlardan elde edilen süt ürünlerinin ticaretinin yapıldığı, bu yerin 15.122,15 m²’lik kısmının …… Otoyolu yapımı nedeniyle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 26.01.2015 tarihinde kamulaştırıldığı belirtilerek, Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci ve Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinde yer alan istisnalardan yararlanılıp yararlanılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca; kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden istisnadır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6. Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnası” başlıklı bölümünde, taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasına yönelik ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Aynı Tebliğin “5.6.2.4.1. Taşınmazlar ile iştirak hisselerinin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası ve kamulaştırılması” başlıklı bölümünde ise, istisnanın uygulanabilmesi için taşınmazlar ile iştirak hisselerinin satılması ve bu işlemden bir kazanç elde edilerek, satan kurumun mali yapısında bir iyileşmenin olması gerektiği, bu nedenle, söz konusu aktif kalemlerin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası gibi işlemlerin istisna kapsamına girmediği belirtilmiş ancak, kamulaştırma işlemlerinin kurumların finansman olanaklarını artıracağından istisna uygulaması kapsamında değerlendirilebileceğine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Söz konusu istisnanın, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralaması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde bulundurdukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlara uygulanması mümkün bulunmayıp, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilmesi mümkündür.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, iki tam yıldan fazla süreyle şirketiniz aktifinde kayıtlı olan, tapu senedinde üç ahır bir samanlığı olan bahçeli kargir ev olarak nitelendirilen ve hayvan yetiştirme faaliyetine tahsis edilen yerin 15.122,15 m²’lik kısmının 26.01.2015 tarihinde kamulaştırılması nedeniyle elde edilen kazancın %75’lik kısmının, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan diğer şartları da sağlamanız kaydıyla, kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

– 17/4-r maddesinde; kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin vergiden istisna olduğu,

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin ise istisna kapsamında yer almadığı,

İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı,

hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlerin uygulanmasına ilişkin olarak, KDV Genel Uygulama Tebliğinin “II/FSosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı bölümünün “4.16.İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan İştirak Hisseleri ve Taşınmazların Satışı” bölümünde gerekli açıklamalar yapılmış olup,

“4.16.1. Taşınmaz Satışlarında İstisna Uygulaması” başlıklı bölümünde de;

“Satışa konu edilecek taşınmazlar (arsa, arazi,bina) ile iştirak hisselerinin satışında istisna uygulanabilmesi için kurumların aktiflerinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir.

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz…”[2] 

denilmiştir.

Konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin “8.2.4. İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan Taşınmazların Satışı” başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Buna göre, şirketin amaç ve konuları arasında gayrimenkul alım satımı ve komisyonculuğu yer almakla birlikte, yine amaç ve konuları arasında yer alan hayvancılık faaliyeti ile ilgili iki tam yıldan fazla süreyle şirket aktifinde kayıtlı olan ve tapu senedinde üç ahır bir samanlığı olan bahçeli kargir ev olarak nitelendirilen ve hayvan yetiştirme faaliyetine tahsis edilen yerin 15.122,15 m²’lik kısmının 26/01/2015 tarihinde kamulaştırılması işlemi nedeniyle KDV Kanununun 17/4-r maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılması mümkün bulunmaktadır.     

___________________________________

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

KATMA DEĞER VERGİSİ SİRKÜLERİ/60

Konusu      : 

Tarihi         : 08/08/2011

Sayısı          : KDVK-60/2011-1

8.2.4. İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan Taşınmazların Satışı

KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV’den müstesnadır.

Bu hüküm uyarınca, kurumların aktiflerinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların (arsa, arazi, bina) satışı KDV den müstesnadır. Bu satışların müzayede suretiyle yapılması halinde de istisna uygulanacaktır.

Ancak, istisna hükmü, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz teslimleri için geçerli olmadığından, taşınmazların ticaretini yapan kurumlar ile mülkiyetlerindeki taşınmazları ticari bir organizasyon içinde satan belediyeler ve il özel idarelerinin bu istisnadan faydalanmaları mümkün değildir.

Örnek 5:

Bir Belediye yirmi beş yıl önce iktisap ettiği bir arsayı açık artırma yoluyla satışa çıkarmıştır. Belediyenin bu satış işlemi KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV’den müstesnadır.

Örnek 6:

İl Özel İdaresi, 1975 yılında inşa ettirdiği ve o tarihten bu yana da bölümler halinde kiraya verdiği bir işhanının sinema, düğün ve konferans salonları ile büro olarak kullanılan yirmi ayrı bölümünü ihale yoluyla satışa çıkarmıştır.

İl Özel İdaresi adına kayıtlı bulunan muhtelif sayıda taşınmazın devamlılık arz edecek şekilde satışı ticari faaliyet sayılacağından, bu faaliyetler nedeniyle adı geçen il özel idaresine bağlı iktisadi işletme oluşacaktır. Bu iktisadi işletme tarafından ticareti yapılan taşınmazların satışı, müzayede yoluyla yapılsa dahi Kanunun 17/4-r maddesindeki istisna hükmü kapsamında değerlendirilmeyecek ve genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olacaktır.

Finansal kiralamaya konu taşınmazların mülkiyetinin, sözleşme süresi sonunda kiracı şirket tarafından iktisap edilmesinin öngörülmüş olması halinde, bu taşınmazın kiracı şirket tarafından satışında Kanunun 17/4-r maddesindeki “kurumların aktifinde iki tam yıl süreyle bulunma” koşulunun gerçekleşmesinde taşınmazın kiracı şirket tarafından iktisap edildiği tarih esas alınacaktır.

8.2.5. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar gereğince;

– İcra daireleri ile mahkeme satış memurlukları tarafından müzayede yoluyla yapılan taşınmaz satışları KDV’ye tabidir. Bu satışlarda KDV Kanununun istisna ve oranlara ilişkin hükümleri geçerlidir.   

Dolayısıyla müzayede yoluyla 150 m2 ye kadar konut satışları %1 oranında KDV’ye tabi tutulacaktır. 150 m2 nin üzerindeki konutlar ile m2 sınırlaması olmaksızın iş yeri, arsa ve arazi gibi diğer taşınmaz satışları ise genel oranda (%18) KDV’ye tabi olacaktır.

– 5018 sayılı Kanunun eki (I) sayılı cetvelde yer alan kamu idareleri tarafından yapılacak taşınmaz satış ve kiralamaları ile irtifak hakkı tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemleri KDV Kanununun 17/4-p maddesi kapsamında KDV’den müstesnadır.

– 3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatiflerinin, m2 büyüklüğüne bakılmaksızın üyelerine yapacakları konut teslimleri KDV Kanununun geçici 28 inci maddesine göre KDV’den müstesnadır. 3/7/2009 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alan konut yapı kooperatiflerinin net alanı 150 m2 ye kadar konut teslimleri %1, diğer tüm taşınmaz teslimleri ile 150 m2 nin üzerindeki konut teslimleri ise %18 oranında KDV’ye tabi tutulacaktır.

– İki tam yıl süreyle kurumların aktifinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde satışı KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den müstesnadır. Ancak, bu kapsamdaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumlar, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazlar için bu istisnadan faydalanamayacaklardır.

KDV Kanun 17/4-r maddesi

4. Diğer İstisnalar:

r) Kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve teslimi.[31]

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır.

İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınır.

Bu fıkranın (u) bendi kapsamında varlık kiralama şirketlerine ve (y) bendi kapsamında finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerinin, kaynak kuruluş ve kiracı tarafından üçüncü kişilere satışına ilişkin en az iki tam yıl aktifte bulundurma süresinin hesabında, bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin varlık kiralama şirketleri, finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınır.[32]

Kurumlar Vergisi Kanunu yönünde istisna uygulamasını hüküm altına alınan İstisnalar başlıklı 5’inci maddesi;

e)  (7061 sayılı kanunun 89 uncu maddesiyle değişen cümle; Yürürlük: 05.12.2017)  Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri (7394 sayılı kanunun 22 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 15.04.2022), rüçhan hakları ve bu fıkranın (a) bendi kapsamında istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının(13) satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı.(*****)

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

Bedelsiz olarak veya rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibarî değeriyle elde edilen hisse senetlerinin elde edilme tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin elde edilme tarihi esas alınır.

(6728 sayılı kanunun 56 ıncı maddesiyle değişen paragraf;Yürürlük 09.08.2016)Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınır. 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına veya 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine devredilen taşınmazların kiracı ya da kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişilere satışında, aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, bu taşınmazların finansal kiralama şirketi, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları ile varlık kiralama şirketinin aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınır. (****)

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifindeki-gayrimenkulu-kiraya-verenler-tasinmazin-satisinda-kv-ve-kdv-istisnasindan-yararlanabilir-mi/feed/ 0
Yurt dışından alınan hizmetlerin KV ve ÇVÖ Anlaşması karşısındaki durumu https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-hizmetlerin-kv-ve-cvo-anlasmasi-karsisindaki-durumu/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-hizmetlerin-kv-ve-cvo-anlasmasi-karsisindaki-durumu/#respond Sat, 13 Aug 2022 09:45:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130155 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

93767041-125[1781147167]-92796

18.07.2022

Konu

:

Yurt dışından alınan hizmetlerin KV ve ÇVÖ Anlaşması karşısındaki durumu

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; yurt içinde bilgi güvenliği danışmanlık hizmetleri verdiğiniz müşterileriniz için yurt dışında Karadağ mukimi bir şirketten “bilgi teknolojileri hizmetleri” ve “proje tasarımı, yönetimi ve danışmanlığı” adı altında hizmet satın aldığınız, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması kapsamında alınan danışmanlık hizmetini hangi gelir unsuru ile ilişkilendirmeniz gerektiği ve söz konusu hizmet bedellerine ilişkin ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı, yapılacaksa kesinti oranının ne olacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

A- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin;

– İkinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların dar mükellefiyet esasına göre sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği,

– Üçüncü fıkrasında dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratların neler olduğu,

– Dördüncü fıkrasında ise bu maddede yer alan kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı

belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde, dar mükellef kurumların elde edecekleri serbest meslek kazançları ile ikinci fıkrasında yer alan ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme,  ticaret unvanı, marka ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüş olup, kesinti oranı 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 3/2/2009 tarihinden itibaren söz konusu ödemeler üzerinden %20 olarak belirlenmiştir.

B- ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI YÖNÜNDEN:

01.01.2008 tarihinden itibaren uygulanmakta olan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sırbistan ve Karadağ Bakanlar Kurulu Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması”nın hükümleri gerek Sırbistan gerekse Karadağ yönünden hüküm ifade etmeye devam etmektedir.

Türkiye-Sırbistan ve Karadağ ÇVÖ Anlaşmasının serbest meslek faaliyetlerini düzenleyen 14 üncü maddesinde yalnızca gerçek kişilerce ifa edilen serbest meslek faaliyetleri için düzenleme yapıldığından, Karadağ mukimi şirket tarafından verilen bilgi teknolojileri, proje tasarımı, yönetimi ve danışmanlığı hizmetlerinin Anlaşmanın “Ticari Kazançlar”ı düzenleyen 7 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anlaşmanın “Ticari Kazançlar”ı düzenleyen 7 nci maddesinin 1 inci fıkrasında;

“Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları yalnızca işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, Karadağ mukimi şirketin bahsi geçen hizmetler karşılığında elde etmiş olduğu gelirlerin, söz konusu gelirler Türkiye’de bulunan bir işyeri vasıtasıyla elde edilmedikçe yalnızca Karadağ’da vergilendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu gelirlerin Türkiye’de bulunan bir işyeri vasıtasıyla elde edilmesi durumda, Türkiye’nin, bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere iç mevzuat hükümleri çerçevesinde vergi alma hakkı bulunmaktadır. Karadağ mukimi şirketin Türkiye’de bir işyeri oluşup oluşmadığı ise Anlaşmanın bir örneği ekli 5 inci maddesinde yapılan düzenlemeye göre belirlenecektir.

Diğer taraftan, Karadağ mukimi firmadan alınan hizmetler için yapılan ödemelerin Anlaşmanın “Gayrimaddi Hak Bedelleri” başlıklı 12 nci maddesi kapsamına giren bir gayrimaddi hak karşılığında yapılması halinde vergilemenin bu madde hükümleri uyarınca yapılacağı tabiidir.

Anlaşmanın Türkiye’ye vergi alma hakkı tanıdığı durumlarda, söz konusu faaliyetler dolayısıyla Türkiye’de ödenen vergiler, Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 24 üncü maddesinin 1 inci fıkrası çerçevesinde Karadağ’da ödenecek vergilerden mahsup edilebilecektir.

 


Kaynak:GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-hizmetlerin-kv-ve-cvo-anlasmasi-karsisindaki-durumu/feed/ 0
Üniversite bünyesinde kurulan birimin KV ve KDV’den muaf olup olmadığı https://www.muhasebenews.com/universite-bunyesinde-kurulan-birimin-kv-ve-kdvden-muaf-olup-olmadigi/ https://www.muhasebenews.com/universite-bunyesinde-kurulan-birimin-kv-ve-kdvden-muaf-olup-olmadigi/#respond Thu, 27 May 2021 15:15:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=109863

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

51421814-125[4-2013/60]-30650

10.04.2017

Konu

:

Üniversite bünyesinde kurulan birimin KV ve KDV den muaf olup olmadığı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; tıp, biyoloji ve mühendislik alanlarındaki araştırmalara katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası bilimsel araştırma projeleri ve lisansüstü tez çalışmaları ile ilgili elektron mikroskobu analizlerini geliştirmek amacıyla öncelikle üniversiteniz öğretim elemanlarının araştırma alanlarında ve sanayi ile işbirliği kapsamında tıp, mühendislik ve biyoloji alanlarında ilim ve fennin yayılmasına katkı sağlamak üzere; Rektörlüğünüze bağlı olarak “… Üniversitesi Elektron Mikroskobu Birimi” kurulduğu bildirilmiştir.

Birimin gelirlerinin Strateji Geliştirme Daire Başkanlığınca takip edileceği ve Üniversitenin öz gelirleri içinde yer alacağı giderlerinin ise İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı tarafından karşılanacağı, faaliyetten elde edilecek gelirlerin doğrudan bütçeye gelir kaydedileceği ve kazanç gayesi güdülmeyeceği belirtilerek söz konusu faaliyetinizin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden istisna olup olmayacağı konusunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmiştir.

   KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşlarının kazançları verginin konusu kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde ise iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır.

İktisadi işletme tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir; aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyecektir.

Aynı Kanunun ‘Muafiyetler’ başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; kamu idare ve kuruluşları tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fennî ve güzel sanatları öğretmek, yaymak, geliştirmek ve teşvik etmek amacıyla işletilen okullar, okul atölyeleri, konservatuarlar, kütüphaneler, tiyatrolar, müzeler, sergiler, numune fidanlıkları, tohum ve hayvan geliştirme ve üretme istasyonları, yarış yerleri, kitap, gazete, dergi yayınevleri ve benzeri kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 56 ncı maddesinin (b) fıkrasında, “Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar.”

hükmü yer almaktadır.

Buna göre, Üniversitenizin kuruluş amaçlarına uygun olarak kurulan “Elektron Mikroskobu Birimi” münhasıran Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında belirtilen amaçlar doğrultusunda faaliyetlerini yürütmesi halinde kurumlar vergisinden muaf olacaktır.

   KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunun (1/3-g) maddesinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu, ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı, söz konusu faaliyetlerin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanununa göre, anılan Kanunda hüküm bulunmayan hallerde ise Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuata göre belirleneceği, verginin konusuna giren işlemleri yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin vergilendirmeye engel teşkil etmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 17 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde; üniversitelerin ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisinden istisna olacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, Üniversitenizin kuruluş amacına uygun olarak kurulan “Elektron Mikroskobu Birimi” nin teslim ve hizmetleri KDV Kanununun 17/1-a maddesi gereğince KDV den istisnadır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/universite-bunyesinde-kurulan-birimin-kv-ve-kdvden-muaf-olup-olmadigi/feed/ 0
İnternette “Youtube” Olarak Reklam Alanlar Vergi Ödeyecekler mi? https://www.muhasebenews.com/internette-youtube-olarak-reklam-alanlar-vergi-odeyecekler-mi/ https://www.muhasebenews.com/internette-youtube-olarak-reklam-alanlar-vergi-odeyecekler-mi/#respond Sat, 03 Apr 2021 01:00:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104053

Ertuğrul KILIÇ
SMMM, Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak
ertugrul.64@gmail.com


Teknolojinin gelişmesi, kullanıcı sayısının hızla artması, yeni sosyal ve ekonomik alanların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sosyal ilişkilerin dijital ortam üzerinden yürütülmesi ve bir mekân gibi işlem görmesi ekonomik ilişkileri de o alana taşıdı.

Ekonomik kazanç elde etmek isteyenler, bu alanda çeşitli biçimlerde ilişkiler kurarak ürettikleri mal ve hizmetlerin tanıtım (reklam) ve satımını yaparak gelir elde etmektedirler. Kendi şahıslarına ait internet alanlarında üretmiş oldukları içeriklerden, Google aracılığıyla reklam alarak, kazanç elde etmektedirler.

Basında, “Maliye, Google Ireland’ın Türkiye’deki gerçek kişilerin banka hesaplarına yaptığı ödemeler üzerinden geriye dönük 5 yıllık vergi incelemeleri başlattı” haberleri üzerine özellikler gençlerin ürettikleri içerikleri “youtube” üzerinden yayınlaması ve bu yayınlar dolayısıyla bir gelir elde etmesi gelir idaresinin dikkatini çektiği gibi birçok içerik yükleyici genci de vergi ödenecek telaşına sürükleyerek, tedirgin etmektedir.

Bu konuda değişik görüşler olmakla birlikte vergi idaresi bu kazançların vergiye tabi olduğu görüşü ile geriye doğru, banka hesapları üzerinden inceleme yapmaya başladığı basına yansımaktadır. Peki, her kazanç sağlayan vergi verecek mi?

Bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği verginin konusuna girmektedir. Verginin konusuna giren bir kazançtan da kanunlarımız gereği vergi alınması için yeterli olmaktadır.

Gelir idaresi internet alanı kiralayarak “youtube” içerikleri üzerinden alınan reklamların ticari bir faaliyet olduğunu gelirlerinin Gelir Vergisi Kanunu 85’ci maddesine göre beyanname vererek gelirlerini beyan etmeleri gerektiğini bir özelgeye bağlayarak açıkladı.[1]

Bazı görüşlere göre “youtube” kazançlarının bir serbest meslek kazancı olduğu bu nedenle yapılan işlem içerisinde emek olduğu, ancak sermaye olmadığı, bu nedenle de ticari kazanç sağlamanın unsurunun olmadığı görüşü savunulmaktadır. Serbest meslek kazancı olduğu ve bunun GVK’n undaki serbest meslek kazancı istisnası içerisinde düşünülmesi gerektiği ve vergiden müstesna tutulması gerektiği ifade edilmektedir. [2]

476 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nda, “213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası hükümleri kapsamında bazı hizmetlerin vergi kesintisi kapsamına alınması ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddelerinde yer alan vergi kesintisi oranlarının uygulanması kararı alınmıştır.

Bu düzenlemeye göre internette reklam verenlerin vergilendirilmesi amaçlanmıştır. Bu vergilendirilmenin Yurt içi işletmeler açısından ve Yurt dışı işletmeler açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi yerinde olacaktır.

VUK ‘nun 11. Mad. Düzenlenen vergi kesenlerin sorumluluğu açısından yapılacak olan vergi kesintilerinin(stopajların) zamanında ödenmesi ve doğru kesilmesi belirlenmiştir. GVK 94 maddesi ile KVK 15 maddesi ile 30 maddesinde reklam verenlerin % 15 stopaj kesinti yapmaları mecburiyeti gerilmiştir.

Reklam veren veya aracılık eden kurumların ikisinin de Tam mükellef kurum olmaları durumunda vergi (%15 stopaj) kesintisinin yapılmayacağı ve GV veya KV ‘ne tabi olacakları tabidir.

Buna göre, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık eden gerçek kişilere yapılan ödemelerde vergi kesintisi oranı %15 olarak uygulanacaktır. Söz konusu vergi kesintisi uygulamasında gerçek kişinin tam veya dar mükellef olmasının bir önemi bulunmamaktadır.

İnternet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlerin mükellef olup olmadığına bakılmaksızın, bu hizmetlere ilişkin ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

İnternette reklam alanların yaptıkları işlerin devamlılık arz etmesi, birden fazla yapılması bir organizasyon çerçevesinde yapılması Vergiye tabi olacaktır. Ancak, Arzı bir faaliyet olarak yapılacak ise stopaj kesilmek suretiyle reklam verenler tarafından vergiye tabi tutulması ve bu tutarın 2020 yılı için belirlenen tutarı (40.000.-TL) aşmaması durumunda vergilendirilmeyecektir

———————————————–

[1] Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı, 13.11.2019 tarih ve 50426076-120[37-2019/20-727]-E.129069 sayılı özelgesi

[2] Çevirim içi: https://www.dunya.com/ekonomi/youtuberlara-geriye-donuk-vergi-soku-haberi-610277   09.02.2021


Kaynak: Ertuğrul KILIÇ, SMMM – Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak Özel İzni ile yayınlanmıştır. Yazının Tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kimler Kira Vergisi Ödeyecek?
İşletmelere Vergi Yapılandırılması Yerine, Karşılıksız Sermaye Konulmalı
Esnek Çalışma Kıdem Tazminatının Ölüm Fermanı 
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri-3
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri-2
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri
Pandemi Sürecinde Çalışılmadan Geçen Sürelerin Kıdem Tazminatına Etkisi
KOBİ’ler İçin Borçlandırma Yerine, Sermaye Katılım Ortaklığı Kurulmalı
İşletmelerin Binek Otomobil Maliyetlerinin Giderleştirilmesi Ve Amortisman Kâbusu Bitmiyor!
VUK 353/1‘de Yapılan Değişiklik Ve Elektronik Faturada Ceza Uygulaması.
Elektronik Fatura Yerine Kâğıt Fatura Kesilirse Ceza Uygulanabilir Mi?
]]>
https://www.muhasebenews.com/internette-youtube-olarak-reklam-alanlar-vergi-odeyecekler-mi/feed/ 0
Türkiye’deki A.Ş.’nin Yurt dışı iştirak hisselerini elden çıkarmalarına ilişkin KV istisnası https://www.muhasebenews.com/turkiyedeki-a-s-nin-yurt-disi-istirak-hisselerini-elden-cikarmalarina-iliskin-kv-istisnasi/ Mon, 08 Feb 2021 15:16:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=103934 Tam mükellef anonim şirketlerin yurt dışı iştirak hisselerini elden çıkarmalarına ilişkin istisna

Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile kazancın elde edildiği tarih itibarıyla aralıksız olarak en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının %75 veya daha fazlası, tam mükellef olmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin her birinin sermayesine en az %10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tabi anonim şirketlerin, en az 2 tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kurum kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Buna göre, bentte yer alan istisnadan sadece belli şartları taşıyan tam mükellefiyete tabi anonim şirketler yararlanabilecek olup anonim şirketin;

  • Yurt dışı iştiraklerinin anonim veya limited şirket niteliğinde olması ve bu iştiraklerin Türkiye’de tam mükellef olmaması,
  • Yurt dışı iştirak kazancının elde edildiği tarih itibarıyla; aralıksız olarak en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının %75 veya daha fazlasının yurt dışı iştirak hisselerinden oluşması ve yurt dışı iştiraklerinin her birinin sermayesine en az %10 oranında iştirak etmesi
  • Satışa konu iştirak hisselerini, elden çıkarma tarihi itibarıyla en az iki tam yıl (730 gün) süreyle aktifinde tutmuş olması

gerekmektedir.

Dolayısıyla, anonim şirketin nakit varlıklar dışındaki aktif toplamının %75’i veya daha fazlasının, en az bir yıl süreyle yurt dışı iştiraklerinden oluşması gerektiği gibi, anonim şirketin aktifinin %75’ini veya daha fazlasını oluşturan yurt dışı iştiraklerin her birinin sermayesine, en az bir yıl süreyle, en az %10 oranında iştirak edilmesi gerekecektir.

Örneğin; Türkiye’de tam mükellef olan (A) A.Ş.’nin 13/1/2006 tarihi itibarıyla üç tam yıldır aktifinde bulunan ve aralıksız olarak en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışındaki aktif toplamının %80’i tam mükellef olmayan (B), (C) ve (D) anonim veya limited şirket mahiyetindeki şirketlere iştirakten oluşmaktadır. Söz konusu yurt dışı iştiraklerinin bilançoda görülen kayıtlı değeri 400.000.- YTL, nakit varlıklar dışındaki aktif toplamı ise 500.000.- YTL’dir. (A) A.Ş.’nin bu şirketlerin sermayesine iştirak payları da aşağıdaki gibidir:

  • (B) Şirketinin sermayesi 500.000.- YTL, (A) A.Ş.’nin sermaye payı 250.000.- YTL,
  • (C) Şirketinin sermayesi 200.000.- YTL, (A) A.Ş.’nin sermaye payı 100.000.- YTL,
  • (D) Şirketinin sermayesi 1.000.000.- YTL, (A) A.Ş.’nin sermaye payı 50.000.- YTL’dir.

Bu takdirde, (A) A.Ş.’nin (D) Şirketindeki sermaye payı %5 olduğundan ve bu iştirak payı dışındaki iştiraklerin (A) A.Ş.’nin nakit varlıklar dışındaki aktif toplamına oranı [(250.000+100.000)/500.000=] %70 olacağından, bu kurum istisna uygulaması için gereken şartları taşımamaktadır. Bu nedenle, yurt dışı iştirak hisselerinin satışından elde edilecek kazançlar istisnadan yararlanamayacaktır.

Şayet, (A) A.Ş.’nin (D) Şirketi dışında kalan diğer şirketlere iştirak etmesi nedeniyle, nakit varlıklar dışındaki aktif toplamı %75 şartını taşıyor olsaydı, (D) şirketine ait iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar için de istisnadan yararlanılabilecekti.

Nakit ve benzeri varlıklar olarak; şirketin kasasında veya bankada bulunan nakit varlıklar, şirket tarafından alınan çekler, altın, Devlet tahvili, Hazine bonosu, Toplu Konut İdaresince çıkarılan veya İMKB’de işlem gören hisse senetleri, tahvil ve bonoların anlaşılması gerekmektedir.


Kaynak: Kurumlar Vergisi 1 Seri, No.lu Genel Tebliği
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
Aktifteki gayrimenkulü 3 yıl sonra satarsak Kurumlar ve KDV istisnasını kazanır mıyız? https://www.muhasebenews.com/aktifteki-gayrimenkulu-3-yil-sonra-satarsak-kurumlar-ve-kdv-istisnasini-kazanir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/aktifteki-gayrimenkulu-3-yil-sonra-satarsak-kurumlar-ve-kdv-istisnasini-kazanir-miyiz/#respond Wed, 22 May 2019 17:30:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=47314 En az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar satışından doğan kazançların % 75’lik kısmının kurumlar vergisinden istisna olduğu ve KDV den istisna kanun maddesinde yer almaktadır. Peki bu istisna; “İnşaat ticareti yapan firmalar” içinde geçerli midir?

KVK 5.maddesini incelenmesinde inşaat işinin Gayrimenkul ticareti kapsamından olduğu anlaşılır. Diğer taraftan istisna % 75 değil % 50 olarak uygulanmaktadır. KVK 5. ve KDVK 17. Maddelerini yeniden inceleyiniz.

 

 

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Taşınmazın aktifte iki yıl bulunma zorunluluğunda gün hesabı mı yapılır?

 

 

 

ANASAYFA

 

 

 

Taşınmazların Satışında Kurumlar Vergisi İstisnasının detayları nedir?

 

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/aktifteki-gayrimenkulu-3-yil-sonra-satarsak-kurumlar-ve-kdv-istisnasini-kazanir-miyiz/feed/ 0
Birliğin Yaptığı Hizmet Karşılığı Aldığı Bedel Nedeni İle Kurumlar Vergisi Mükellefiyeti Doğar mı? https://www.muhasebenews.com/birligin-yaptigi-hizmet-karsiligi-aldigi-bedel-nedeni-ile-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-dogar-mi/ https://www.muhasebenews.com/birligin-yaptigi-hizmet-karsiligi-aldigi-bedel-nedeni-ile-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-dogar-mi/#respond Mon, 02 Apr 2018 19:30:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17590 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Birliğin yapmış olduğu hizmetin karşılığı almış olduğu bedel nedeniyle KV mükellefiyetine tabi olup olmadığı, mükellefiyetinin olması durumunda beyannamelerinin serbest muhasebeci veya mali müşavir tarafından imzalanma zorunluluğu hakkında,

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Birliğiniz tarafından hastanelerin tıbbi atıklarının ve belediyelerin çöplerinin bir bedel karşılığında bertaraf edileceği ve bu hizmetin karşılığında para tahsilatı yapabilmek için fatura kesilmesi gerektiği belirtilerek; VUK, KDV ve Kurumlar Vergisi karşısındaki durumunuz ile kurumlar vergisi mükellefi olmanız halinde beyannamelerinin serbest muhasebeci veya mali müşavir tarafından imzalanma zorunluluğu hakkında bilgi istenilmiştir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da; Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamaları içeren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, bu Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde ise iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır. Ayrıca kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

Buna göre, vergi uygulamaları bakımından Birliğinizin tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamaktadır. Ancak, Birliğinizin çöp ve katı atıkları toplaması, taşıması, ayrıştırması, ortadan kaldırması ve toplanan katı atık ve çöplerin dönüşümü ile yeniden ekonomiye kazandırılması amacıyla yapmış olduğu hizmetler karşılığında bir bedel alması halinde, Birliğinize bağlı bir iktisadi işletme oluşacağından, söz konusu iktisadi işletme nezdinde Birliğinizden ayrı olarak kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172’nci maddesinde, iktisadi kamu müesseselerinin defter tutmaya mecbur oldukları; 176’ncı maddesinde defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış tüccarlardan I nci sınıf tüccarların bilanço esasına göre defter tutacakları; 177’nci maddesinde, her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişilerin I nci sınıfa dahil oldukları hüküm altına alındıktan sonra, 182’nci maddede bilanço esasında tutulacak defterler sayılmış, 220’nci maddede ise tasdike tabi defterlere ilişkin hükümler yer almıştır.

Mezkûr Kanunun 227’nci maddesinin birinci fıkrasında ise “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229’uncu maddesinde belirtilen fatura ile müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

164 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (III.) bölümünde, Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci maddesinde tanımı yapılan Teşebbüs, Teşekkül, Kuruluş, Müessese, Bağlı Ortaklık, İştirak ve İşletmelerin tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre Tebliğde sayılan belgeleri düzenleyecekleri, ancak bu kuruluşların kullanacakları belgelerin üzerine “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik Hükümlerine Tabi Değildir” ibaresini kaşe ile basacakları veya matbaa baskısı ile belirtecekleri düzenlemesine yer verilmiştir.

Ayrıca, anılan Kanunun mükerrer 227’nci maddesi ile vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensupları tarafından da imzalanması mecburiyetini getirme, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatma ve söz konusu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirleme hususlarında Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

Bu yetkiye dayanılarak çıkarılan ve 29/06/1997 tarihli ve 23034 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 sıra no.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ ile vergi beyannamelerinin meslek mensuplarınca imzalanması konularına ilişkin usul, esas ve işlemlerde dikkate alınacak parasal hadler belirlenmiş ve Bakanlığımızca özel bir belirleme yapılmadığı takdirde, bu hadlerin her yıl bir önceki yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı bu Kanuna ilişkin olarak yayımlanmış çeşitli Genel Tebliğlerde açıklanmıştır.

Diğer taraftan, 4 sıra no.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğin (II/A) bölümünde, kurumlar vergisi veya ticari, zirai ve mesleki kazancı nedeniyle gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerinden aktif ve net satışları toplamı Bakanlığımızca belirlenen hadleri aşmayan mükelleflerin beyannamelerini 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalatmak zorunda oldukları belirtilmektedir.

Buna göre, Birliğinize bağlı iktisadi işletme oluşması nedeniyle yukarıda yer verilen hükümlere uygun olarak defter tutma ve belge düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır.

Ayrıca, Birliğinize bağlı oluşan iktisadi işletmeye kurumlar vergisi ile katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerektiğinden, söz konusu iktisadi işletmenin aktif ve net satışlarının II/A bölümündeki hadlerin altında kalması halinde, düzenleyeceğiniz beyannamelerin 4 sıra no.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ kapsamında 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalattırılması zorunlu bulunmaktadır.

Kaynak: Bitlis Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
29 Nisan 2014 Tarih ve 10497383-010-1 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/birligin-yaptigi-hizmet-karsiligi-aldigi-bedel-nedeni-ile-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-dogar-mi/feed/ 0
Forward İşlemi Sebebiyle Oluşan Kâr veya Zarar Kurum Kazancına Dâhil Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/forward-islemi-sebebiyle-olusan-kar-veya-zarar-kurum-kazancina-dahil-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/forward-islemi-sebebiyle-olusan-kar-veya-zarar-kurum-kazancina-dahil-edilir-mi/#respond Thu, 08 Feb 2018 18:30:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17518 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Forward işlemi itibariyle oluşan kâr veya zararın KV ve KDV uygulaması.
İlgi: 27.03.2013 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin her ayın son iş gününün iki gün öncesinde kayıtlarında yer alan döviz yükümlülükleri ve döviz varlıklarından arta kalan net tutar üzerinden, mensubu olduğu… Grubunun hazine şirketi ile forward işlemi yapmayı planladığı, grup şirketinin banka ve finans (kredi vermeye yetkili kurum) kurumu olmadığını, yapılacak forward işleminin fiziki teslimle sonuçlanmayacağı belirtilerek; vade kuru ile sözleşme kuru arasındaki farkın vade tarihinde kur farkı gelir veya gideri olarak dikkate alınıp alınmayacağı, kur farkı gideri oluşması durumunda kurumlar vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ile kur farkı gelir veya giderinin KDV ye tabi olup olmadığı, hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanununun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların bu maddede yer alan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “6. Safi Kurum Kazancı” başlıklı bölümüne 5 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile eklenen “6.1.1. Forward işlemleri” başlıklı bölümünde; “Forward sözleşmesi, taraflardan birinin sözleşmeye konu olan finansal varlığı sözleşmede belirlenen fiyat üzerinden gelecekteki belirli bir tarihte satın almasını, karşı tarafın da sözleşmeye konu finansal varlığı satmasını şart koşan bir sözleşme türüdür.

Forward işlemi esas itibarıyla, bir “taahhüt” niteliğinde olduğundan ve gelirin elde edilmesi sözleşmenin sonuçlandırılması ile gerçekleştiğinden, vadeye kadar dönem içinde yapılan değerlemelerin (reeskont işlemlerinin) kurum kazancı ile ilişkilendirilmemesi gerekir. Kurum kazancına dâhil edilecek kâr veya zararın vade sonunda tespit edilmesi gerekmektedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Yine 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “30.4.10.1. Forward işlemleri” başlıklı bölümünde; “Türkiye’de bir işyeri ve daimi temsilcisi olmayan dar mükellef kurumlar tarafından forward işlemlerinden elde edilen kazancın niteliği ticari kazanç olup bu kazançlar üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30’uncu maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır.” denilmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, forward sözleşmesi çerçevesinde oluşan vade kuru ile sözleşme kuru arasındaki fark, vade sonunda kâr veya zarar olarak tespit edilip kurum kazancına dâhil edilecektir. Ayrıca zarar doğması durumunda yurtdışındaki firmaya borçlandığınız bu tutar üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılmayacaktır.

Diğer taraftan, yurt dışındaki grup şirketiyle gerçekleştirilecek forward işlemlerinde, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12’nci ve 13’üncü maddelerindeki Örtülü Sermaye ve Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı hükümlerinin dikkate alınmasının gerektiği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı KDV Kanununun;

– 1/1’inci maddesine göre, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,
– 4’üncü maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu; bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,
– 17/4-e maddesinde banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) kapsamına giren işlemlerin KDV den istisna edildiği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre; grup firmaları arasında düzenlenen her bir sözleşme süresi sonundaki cari kur ile sözleşmede belirlenen kur arasındaki fark, lehine fark ortaya çıkan firmanın verdiği hizmet sonucu ortaya çıktığından bu fark üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

Sözleşme sonunda oluşacak kur farkı Türkiye’deki firma lehine oluşursa, firma tarafından düzenlenen faturada KDV hesaplanarak 1 no.lu KDV beyannamesinde mükellef sıfatıyla beyan edilecektir. Yurtdışındaki firma lehine kur farkı oluşması halinde, Türkiye’de mukim firma kur farkı bedeli üzerinden hesaplanan KDV yi 2 no.lu KDV beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan ederek ödeyecektir.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
27 Mayıs 2014 Tarih ve 64597866-125[6-2014]-81 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/forward-islemi-sebebiyle-olusan-kar-veya-zarar-kurum-kazancina-dahil-edilir-mi/feed/ 0
Üniversite Döner Sermaye İşletme Bünyesinde Kurulan Ziraat Fakültesinin Üreticiden Doğrudan Mal Alması Halinde Kurumlar Vergisi Muafiyeti Ortadan Kalkar mı? https://www.muhasebenews.com/universite-doner-sermaye-isletme-bunyesinde-kurulan-ziraat-fakultesinin-ureticiden-dogrudan-mal-almasi-halinde-kurumlar-vergisi-muafiyeti-ortadan-kalkar-mi/ https://www.muhasebenews.com/universite-doner-sermaye-isletme-bunyesinde-kurulan-ziraat-fakultesinin-ureticiden-dogrudan-mal-almasi-halinde-kurumlar-vergisi-muafiyeti-ortadan-kalkar-mi/#respond Sat, 15 Jul 2017 16:00:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17246 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Üniversitenin Döner sermaye işletmesi veya bünyesinde kurulan Ziraat Fakültesinin doğrudan üreticiden satın alarak yoğurt ve ayran üretiminde kullanacağı süt için ne tür belge düzenlemeleri gerektiği.

İlgide kayıtlı yazınız ekinde alınan özelge talep formunda, ……………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün …………………… vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, Ziraat Fakültesinin eğitim faaliyetleri çerçevesinde yoğurt ve ayran yapımı için doğrudan üreticiden süt alınması halinde ne tür bir belge düzenleyeceğiniz ve Ziraat Fakültesinin veya Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünüzün bu işlem nedeniyle kurumlar vergisi muafiyetinin ortadan kalkıp kalkmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamalar içeren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde de iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır. Ayrıca kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

Aynı Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; kamu idare ve kuruluşları tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fennî ve güzel sanatları öğretmek, yaymak, geliştirmek ve teşvik etmek amacıyla işletilen okullar, okul atölyeleri, konservatuvarlar, kütüphaneler, tiyatrolar, müzeler, sergiler, numune fidanlıkları, tohum ve hayvan geliştirme ve üretme istasyonları, yarış yerleri, kitap, gazete, dergi yayınevleri ve benzeri kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 56’ncı maddesinin (b) fıkrasında, “Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, Üniversitenizin Ziraat Fakültesinde sadece eğitim ve öğretim faaliyetleri çerçevesinde üretilen ve yetiştirilen ürünlerin satılması, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan muafiyetin ihlali olarak değerlendirilmeyecektir. Ancak, eğitim ve öğretim faaliyetlerini aşacak boyutta üretim yapılması, dışarıdan işçi istihdam edilmesi, sipariş üzerine üretim yapılması veya ihale yoluyla iş alınması gibi hallerde ise Üniversite bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edileceği tabiidir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanunun “Müstahsil Makbuzu” başlıklı 235’inci maddesinde birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha müstahsil makbuzu tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalayarak satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak almaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Madde hükmünden anlaşılacağı üzere, gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden ürün alan tüccar ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin bu alımlarını belgelendirmek için müstahsil makbuzu düzenlemeleri zorunludur.

Öte yandan, 164 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; “…Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre yukarıda sayılan belgeleri düzenleyeceklerdir.

Ancak bu kuruluşlar kullanacakları belgelerin üzerine, “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik Hükümlerine Tabi Değildir.” ibaresini kaşe ile basacaklar veya matbaa baskısı ile belirteceklerdir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda sayılan mükelleflerin bu belgeleri Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara bastırmaları veya 164 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca notere tasdik ettirmeleri şartı aranmamaktadır. Ancak, bu mükelleflerin kullanacakları belgelerde, Vergi Usul Kanununda düzenlenen asgari bilgilerin yer alması zorunludur.

Anılan Yönetmeliğin verdiği izin gereği bu tür belgeleri kullanan işletmelerden kurumlar vergisinden muaf olanların kullanacakları belgelere “Kurumlar Vergisinden Muaftır” şerhi koymaları gerektiği 206 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

Bu itibarla, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünüzün kurumlar vergisi veya katma değer vergisi mükellefiyetinin bulunması hâlinde, belge düzenleme mecburiyetiniz olmakla birlikte belgelerinizi notere tasdik ettirmeden veya anlaşmalı matbaalar dışındaki matbaalarda bastırarak kullanmanız mümkün olup, bu belgelerde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinde belirtilen bilgilerin yer alması gerekmektedir.

Öte yandan, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyetinizin olmaması halinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belge düzenleme zorunluluğunuzun olmadığı tabiidir.

Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
25 Aralık 2014 Tarih ve 77058783-105[2013/47]-326 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/universite-doner-sermaye-isletme-bunyesinde-kurulan-ziraat-fakultesinin-ureticiden-dogrudan-mal-almasi-halinde-kurumlar-vergisi-muafiyeti-ortadan-kalkar-mi/feed/ 0