Kurulması – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 22 Dec 2020 07:33:12 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Limited şirket ile şahıs arasında adi ortaklık kurulması halinde tutulacak defterlere ilişkin açıklamalar https://www.muhasebenews.com/limited-sirket-ile-sahis-arasinda-adi-ortaklik-kurulmasi-halinde-tutulacak-defterlere-iliskin-aciklamalar/ https://www.muhasebenews.com/limited-sirket-ile-sahis-arasinda-adi-ortaklik-kurulmasi-halinde-tutulacak-defterlere-iliskin-aciklamalar/#respond Tue, 22 Dec 2020 12:16:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99245

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MANİSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

Sayı

:

85373914-KVK-49-11-59

13/06/2013

Konu

:

Limited şirket ile şahıs arasında adi ortaklık kurulması halinde tutulacak defterler

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile bir limited şirket ile iki şahsın ortak olarak iş yapmak istemesi durumunda adi ortaklık şeklinde mükellefiyet tesis ettirilip ettirilemeyeceği ile mükellefiyet tesisinin yapılması halinde bilanço esasına göre mi, işletme hesabı esasına göre mi defter tutulacağı hakkında Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz.

Borçlar Kanununun 520 nci maddesinde adi ortaklık, iki veya daha çok kişinin bir sözleşmeye dayanarak, ortak bir amaca ulaşmak için emek ve mallarını birleştirmesi olarak tanımlanmıştır. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığı gibi gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları da söz konusu değildir. Adi ortaklık olarak faaliyette bulunulması halinde, ortaklığa stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmektedir. Adi ortaklıkların ortaya çıkan kar veya zararı, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilenmektedir.

Öte yandan Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında iş ortaklıkları, aynı maddenin diğer fıkralarında yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler şeklinde tanımlanmıştır.

Konuyla ilgili açıklamaların yer aldığı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde, iş ortaklıklarının kazanç paylaşımı amacıyla kurulan ortaklıklar olup, ortakların belli bir işin birlikte yapılmasını yüklendikleri ifade edilmiştir.

Şahıs ortaklıkları veya gerçek kişilerin Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlarla veya Kanunun 2 nci maddesinde sayılanların kendi aralarında oluşturdukları adi ortaklıklar hakkında, aşağıda belirtilen şartlar dahilinde iş ortaklığı olarak kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilebilecektir. Bu durumda, mükelleflerce talep edilmesi halinde tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın iş ortaklıkları, kurumlar vergisi mükellefi olabileceklerdir.

Kurulacak olan iş ortaklığının kurumlar vergisi mükellefi sayılabilmesi için en az aşağıdaki unsurları taşıması gerekir:

  • Ortaklardan en az birisinin kurumlar vergisi mükellefi olması,
  • Ortaklığın belli bir işi sonuçlandırmak üzere yazılı bir sözleşmeyle kurulması,
  • İş ortaklığı konusunun belli bir iş olması,
  • Birlikte yapılacak olan işin belli bir süre içinde gerçekleştirilmesinin öngörülmesi,
  • İş ortaklığı ile işveren arasında bir yüklenim sözleşmesinin olması,
  • Tarafların, müştereken yüklenilen işin belli bir veya birden fazla bölümünden değil, tamamından işverene karşı sorumlu olmaları,
  • İşin bitiminde kazancın paylaşılması,
  • Birlikte yapılması öngörülen ve müştereken yüklenilen işin bitimi ve Vergi Usul Kanununda belirtilen mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının yerine getirilmesiyle mükellefiyetin sona ermesi.

İş ortaklığı, devamlılık gösteren ve aynı nitelikte olan iş veya işler için değil, belirli bir sürede bitecek bir iş için kurulacak ve tam mükellefiyete tabi olacaktır.

İş ortaklıkları, Kurumlar Vergisi Kanununda ayrı bir kurum olarak değerlendirilmekte ve kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılmaktadırlar. İş ortaklıklarının faaliyetinden doğan kazanç, kurumlar vergisine tabi tutulmakta ve vergi sonrası kazanç ortakların hisselerine göre ortaklara dağıtılmaktadır.

Kurumlar vergisi mükelleflerinin zararlarının, bu mükelleflerin ortaklarınca indirilebilmesi mümkün olmayıp aynı durum kurumlar vergisi mükellefi iş ortaklıklarının zararları için de geçerlidir.

Adi ortaklıkların ise kurumlar vergisi mükellefiyeti söz konusu değildir. Adi ortaklıklar, kurumlar vergisi mükellefi olmamalarına rağmen katma değer vergisi mükellefi olmaları nedeniyle ayrı defter tutabilmektedirler. Ortaklar ise dönem sonlarında ortaya çıkan kâr veya zararı, ortaklıktaki hisseleri oranında paylaşarak kendi hesaplarına dahil etmektedirler.

Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 176 ncı maddesinde defter tutma bakımından tüccar sınıfları belirlenmiş olup, 1 inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre, 2 nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına göre defter tutacakları hüküm altına alınmış, aynı Kanunun 177 nci maddesinde yıllar itibariyle belirlenen alım satım ve hasılat hadlerini aşan ticaret erbabı ile,

  • Her türlü ticaret şirketleri (Adi şirketler iştigal nevileri yukarıdaki bentlerden hangisine giriyorsa o bent hükmüne tabidir.);
  • Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler (Bunlardan işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilir.);
  • İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler,

birinci sınıf tüccar olarak sayılmışlardır.

Adi ortaklıklarda tüccar sınıfının tayininde iştigal nevileri ve iş hacimlerine ilişkin alım satım ve hasılat hadleri dikkate alınacaktır.

Yine aynı Kanunun “İkinci Sınıf Tüccarlar” başlıklı 178 inci maddesinde; “Aşağıda yazılı tüccarlar II nci sınıfa dahildirler:

  • 1. 177 nci maddede yazılı olanların dışında kalanlar,
  • 2. Kurumlar Vergisi mükelleflerinden işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilenler,

Yeniden işe başlayan tüccarlar yıllık iş hacimlerine göre sınıflandırılıncaya kadar II nci sınıf tüccarlar gibi hareket edebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; bir limited şirket ile şahıslar arasında adi ortaklık kurulması mümkün olup, adi ortaklık kurularak ilk kez mükellefiyet (KDV ve stopaj) tesis ettirilmesi durumunda yıllık iş hacmine göre sınıflandırılıncaya kadar ikinci sınıf tüccar sayılacağından işletme hesabı esasına göre defter tutulması mümkün bulunmaktadır.

Ancak Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde ve 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde iş ortaklığı kurulması halinde, kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekeceğinden, birinci sınıf tüccar olarak kabul edilerek bilanço esasına göre defter tutulacağı tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/limited-sirket-ile-sahis-arasinda-adi-ortaklik-kurulmasi-halinde-tutulacak-defterlere-iliskin-aciklamalar/feed/ 0
Borçlar Kanununa göre sözleşme ne şekilde kurulur? https://www.muhasebenews.com/borclar-kanununa-gore-sozlesme-ne-sekilde-kurulur/ https://www.muhasebenews.com/borclar-kanununa-gore-sozlesme-ne-sekilde-kurulur/#respond Tue, 19 Feb 2019 06:00:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=31683 Borçlar Kanununa Göre Sözleşme ne şekilde kurulur?

 

Sözleşmenin kurulması

İrade açıklaması

Genel olarak

MADDE 1- Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur.

İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir.

  1. İkinci derecedeki noktalar

MADDE 2- Taraflar sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuşlarsa, ikinci derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile, sözleşme kurulmuş sayılır.

İkinci derecedeki noktalarda uyuşulamazsa hâkim, uyuşmazlığı işin özelliğine bakarak karara bağlar.

Sözleşmelerin şekline ilişkin hükümler saklıdır.

II. Öneri ve kabul

1. Süreli öneri

MADDE 3- Kabul için süre belirleyerek bir sözleşme yapılmasını öneren, bu sürenin sona ermesine kadar önerisiyle bağlıdır.

Kabul bu süre içinde kendisine ulaşmazsa; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur.

2. Süresiz öneri

a. Hazır olanlar arasında

MADDE 4- Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri hemen kabul edilmezse; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur.

Telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır.

b. Hazır olmayanlar arasında

MADDE 5- Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olmayan bir kişiye yapılan öneri, zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilmiş bir yanıtın ulaşmasının beklenebileceği ana kadar, önereni bağlar.

Öneren, önerisini zamanında ulaşmış sayabilir.

Zamanında gönderilen kabul, önerene geç ulaşır ve öneren onunla bağlı olmak istemezse, durumu hemen kabul edene bildirmek zorundadır.

3. Örtülü kabul

MADDE 6- Öneren, kanun veya işin özelliği ya da durumun gereği açık bir kabulü beklemek zorunda değilse, öneri uygun bir sürede reddedilmediği takdirde, sözleşme kurulmuş sayılır.

4. Ismarlanmayan şeyin gönderilmesi

MADDE 7- Ismarlanmamış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Bu şeyi alan kişi, onu geri göndermek veya saklamakla yükümlü değildir.

 

5. Bağlayıcı olmayan öneri ve herkese açık öneri

MADDE 8- Öneren, önerisi ile bağlı olmama hakkının saklı olduğunu açıkça belirtirse veya işin özelliğinden ya da durumun gereğinden bağlanma niyetinde olmadığı anlaşılırsa, önerisi kendisini bağlamaz.

 

Fiyatını göstererek mal sergilenmesi veya tarife, fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesi, aksi açıkça ve kolaylıkla anlaşılmadıkça öneri sayılır.

6. İlan yoluyla ödül sözü verme

MADDE 9- Bir sonucun gerçekleşmesi karşılığında ödül vereceğini ilan yoluyla duyuran kimse, sözünü yerine getirmekle yükümlüdür.

Ödül sözü veren, sonucun gerçekleşmesinden önce sözünden cayarsa veya sonucun gerçekleşmesini engellerse, dürüstlük kurallarına uygun olarak yapılan giderleri ödemekle yükümlüdür. Ancak, bir ya da birden çok kişiye ödenecek giderlerin toplamı, ödülün değerini aşamaz.

Ödül sözü veren, giderlerinin ödenmesini isteyenlerin beklenen sonucu gerçekleştiremeyeceklerini ispat ederse, giderleri ödeme yükümlülüğünden kurtulur.

 

7- Önerinin ve kabulün geri alınması

MADDE 10- Geri alma açıklaması, diğer tarafa öneriden önce veya aynı anda ulaşmış ya da daha sonra ulaşmakla birlikte diğer tarafça öneriden önce öğrenilmiş olursa, öneri yapılmamış sayılır.

Bu kural, kabulün geri alınmasında da uygulanır.

 

III. Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı

MADDE 11- Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler, kabulün gönderildiği andan başlayarak hüküm doğurur.

Açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm doğurur.

 


Kaynak: Borçlar Kanunu
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/borclar-kanununa-gore-sozlesme-ne-sekilde-kurulur/feed/ 0
Haksızlığa Uğradıysanız Nereye Başvuracağınızı Biliyor musunuz? https://www.muhasebenews.com/haksizliga-ugradiysaniz-nereye-basvuracaginizi-biliyor-musunuz/ https://www.muhasebenews.com/haksizliga-ugradiysaniz-nereye-basvuracaginizi-biliyor-musunuz/#respond Tue, 27 Mar 2018 20:30:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=23983 Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi gereği hazırlanan Eylem Planında yer alan “Vatandaşların haksız bir uygulama ile karşılaştıklarında kanunlar ve idari düzenlemeler ile kendilerine tanınan haklar ile başvuruda bulunabilecekleri merciler konusunda bilgilendirilmesi” hakkındaki 03/01 nolu tedbir kapsamında Türkiye’de Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Komisyonu tarafından 15/8/2010 tarihli ve 2011/1 sayılı Karar ile uygun bulunan Yürütme Kurulunun 2011/1 sayılı Kararının (c) maddesi gereğince mevzuat taraması yapılarak vatandaşlara haklar tanınmıştır.

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası temel hak ve hürriyetleri koruma altına almış, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahip olduğunu, Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduklarını ve kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zararların Devletçe tazmin edileceğini, İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunu, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebileceğini, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunu hükme bağlamıştır.

2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu idari dava türlerini; İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak belirtmiştir.

3. Vatandaşların, yetkili makamlara dilek ve şikâyetlerde bulunabilme hakkını düzenleyen 3071 sayılı Dilekçe Hakkı Kanunu, bilgi ve belgeye ulaşabilme hakkını düzenleyen 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerini ihlâl ettiği iddiasıyla başvuruda bulunabilme hakkını düzenleyen 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun, kamu görevlilerinin görevleri ile ilgili bir suç işlemeleri halinde ilgili mercilere ihbar veya şikâyette bulunabilme hakkını düzenleyen 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak edenler ile bu kanunda tanımlanan suçlar hakkında doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına ihbarda bulunulabileceklerine dair 3628 sayılı Kanun, suça ilişkin ihbarın yapılmasını düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun müracaat mercii ve süresine ilişkin ilgili maddeleri ve vatandaşların Bakanlığımız işlemlerinde başvuracakları makam ve mercileri gösteren kanuni ve idari düzenlemeler tablo halinde gösterilmiştir.

4. 3071 sayılı Dilekçe Hakkı Kanunu ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu vatandaşlara üst makamlara başvuru hakkı tanımış, ancak bu makamları belirlememiş bulunduğundan, Bakanlığımız işlemleri hakkında, bu kanunlara dayanılarak idari işlemi yapan birimin bir ya da birkaç üstü makama hatta Genel Müdürlük veya Bakanlığa başvuru yapılabilir ise de; zaman kaybına neden olmamak ve işlemlerin biran önce yapılmasını sağlamak bakımından taşra birimlerinin işlemleri ile ilgili olarak bu kitapçıkta taşradaki üst amirler gösterilmiştir.

5. 3071 sayılı Dilekçe Hakkı Kanununa dayanılarak yapılacak başvurular idari dava açma süresini durdurmaz. Ayrıca dava açma süresi geçtikten sonra bu Kanuna göre yapılan başvurular yeni bir dava açma hakkı kazandırmaz.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/haksizliga-ugradiysaniz-nereye-basvuracaginizi-biliyor-musunuz/feed/ 0
2-Kişisel Modül-Defter Döküm Programının Kurulması-Luca Muhasebe Programı https://www.muhasebenews.com/2-kisisel-modul-defter-dokum-programinin-kurulmasi-luca-muhasebe-programi/ https://www.muhasebenews.com/2-kisisel-modul-defter-dokum-programinin-kurulmasi-luca-muhasebe-programi/#respond Thu, 22 Feb 2018 12:33:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=48360  

 

 

 


Kaynak: Luca – Youtube Sayfası
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2-kisisel-modul-defter-dokum-programinin-kurulmasi-luca-muhasebe-programi/feed/ 0