küresel ekonomi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 15 Jun 2021 06:28:34 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Dünya Bankası küresel ekonominin 2021 yılında %5,6, 2022 yılında %4,3 ve 2023 yılında %3,1 büyümesinin beklendiğini açıkladı https://www.muhasebenews.com/dunya-bankasi-kuresel-ekonominin-2021-yilinda-56-2022-yilinda-43-ve-2023-yilinda-31-buyumesinin-beklendigini-acikladi/ https://www.muhasebenews.com/dunya-bankasi-kuresel-ekonominin-2021-yilinda-56-2022-yilinda-43-ve-2023-yilinda-31-buyumesinin-beklendigini-acikladi/#respond Tue, 15 Jun 2021 15:00:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110766 Yurt Dışı Gelişmeler

• Dünya Bankası tarafından açıklanan “Haziran 2021 Global Ekonomik Görünümler” raporuna göre küresel ekonominin 2021 yılında %5,6, 2022 yılında %4,3 ve 2023 yılında %3,1 büyümesinin beklendiği açıklandı. Bu yıl gelişmiş ekonomilerin %5,4 büyüyeceğini öngören Dünya Bankası, gelişmekte olan ekonomilerin %6 genişleyeceğini tahmin etmektedir.
• Avrupa Merkez Bankası (ECB), Euro Bölgesi’ne ilişkin 2021 ve 2022 yılları büyüme tahminini yukarı yönlü revize etti. 2021 yılı büyüme tahminini %4’ten %4,6’ya, 2022 yılı tahmini de %4,1’den %4,7’ye yükseltti.
• ABD’de Mayıs ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), yıllık bazda %5 ile beklentilerin üzerinde artış gösterdi ve Ağustos 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. TÜFE, aylık bazda ise %0,6 ile %0,4 olan piyasa beklentisinin üzerinde artış gösterdi.
• ABD’de Nisan ayında dış ticaret açığı, bir önceki aya göre %8,2 azalarak 68,9 milyar $ ile beklentilerin altında gerçekleşti.
• ABD’de son haftada işsizlik maaşına başvuranların sayısı 376 bin kişi ile 370 bin kişi olan piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleşti.
• Almanya’da Mart ayında artan sanayi üretimi, Nisan ayında bir önceki aya göre %1 azaldı. Piyasa beklentileri %0,5 artması yönündeydi.
• Almanya’da Nisan ayında fabrika siparişleri, %1 artış göstermesi beklentisine karşın %0,2 azalış gösterdi.
• Almanya ZEW Ekonomik Hissiyatı Endeksi, Haziran ayında geçen aya göre azalarak 79,8 ile 86 olan beklentilerin altında değer aldı.
• Çin’de Mayıs ayında Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), yıllık bazda %9 ile Eylül 2008’den bu yana en hızlı yıllık artışını kaydetti. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise yıllık bazda %1,3 artarken, aylık bazda %0,2 azaldı.


Kaynak: TOBB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dunya-bankasi-kuresel-ekonominin-2021-yilinda-56-2022-yilinda-43-ve-2023-yilinda-31-buyumesinin-beklendigini-acikladi/feed/ 0
TCMB Başkanı Kavcıoğlu: Salgının kısıtlayıcı etkilerine rağmen, sanayi üretimi ve ciro endeksleri yılın ilk çeyreğinde de artışını sürdürdü https://www.muhasebenews.com/tcmb-baskani-kavcioglu-salginin-kisitlayici-etkilerine-ragmen-sanayi-uretimi-ve-ciro-endeksleri-yilin-ilk-ceyreginde-de-artisini-surdurdu/ https://www.muhasebenews.com/tcmb-baskani-kavcioglu-salginin-kisitlayici-etkilerine-ragmen-sanayi-uretimi-ve-ciro-endeksleri-yilin-ilk-ceyreginde-de-artisini-surdurdu/#respond Fri, 30 Apr 2021 09:00:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108521 TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun “Enflasyon Raporu 2021-II”nin Tanıtımına İlişkin Bilgilendirme Toplantısında Yaptığı Konuşma (Ankara)

Değerli Basın Mensupları, Saygıdeğer Katılımcılar,

Bu yılın ikinci Enflasyon Raporu’nun Bilgilendirme Toplantısına hoş geldiniz.

Konuşmamda küresel ve yurt içi ekonomik gelişmeler ve enflasyon görünümüne dair değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşarak orta vadeli enflasyon tahminlerimize ve para politikası stratejimize ilişkin açıklamalarda bulunacağım. Ardından da sorularınızı yanıtlayacağım.

Makroekonomik Görünüm

Değerli Katılımcılar;

Salgına bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonomi, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam etmektedir. Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Son dönemde sıkılaştırılan kısıtlamalar nedeniyle kısa vadede Avrupa ülkelerinde yavaşlama beklenirken, aşılama hızı ve mali destek paketinin etkisiyle ABD ekonomisine ilişkin görünüm bir önceki rapor dönemine göre belirgin şekilde iyileşmiştir. Dış talep görünümümüzü değerlendirebilmek açısından ana ticaret ortaklarımıza ilişkin 2021 yılı büyüme tahminlerini mercek altına aldığımızda, salgının seyrine ve aşılama hızına bağlı olarak bazı Avrupa ülkelerinde bir miktar aşağı yönlü güncellemeler gözlenirken; ABD ve İngiltere başta olmak üzere önemli ihracat pazarlarımızda belirgin bir iyileşme öngörülmektedir. Bu çerçevede, Türkiye’nin dış talebini resmeden ihracat ağırlıklı küresel büyümeye dair Ocak Enflasyon Raporu’nda çizilen olumlu görünüm korunmaktadır.

Emtia fiyatlarının bulunduğu yüksek seviyeler ve gelişmiş ülkelerde büyümeye ilişkin beklentilerde gözlenen iyileşme küresel enflasyon görünümü üzerinde etkili olmaktadır. Yükselen küresel enflasyon beklentileri, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizliklere, uzun vadeli tahvil getirilerinde yükselişe ve küresel finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açmaktadır. Bu durum gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde baskı oluşturmakta ve makro dengeleri daha fazla kırılganlık içeren ülkeler bu şoklardan daha olumsuz etkilenmektedir. Düşük faiz ortamının uzun bir süre devam edeceğine dair güçlü sözlü yönlendirmelere rağmen, maliyet ve talep yönlü küresel enflasyon baskılarının küresel finansal piyasalarda yol açtığı dalgalanmaları yakından takip ediyoruz. Bu görünüm altında, küresel finansal piyasalarda veri duyarlılığının ve buna bağlı oynaklıkların devam edeceği, dolayısıyla para politikasında ihtiyatlı duruşun öneminin arttığı bir döneme girdiğimizi değerlendiriyoruz.

Nitekim, bir önceki rapor döneminden bugüne, gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil getirilerindeki artış, gelişmekte olan ülkelere portföy girişlerini sekteye uğratmıştır. Hisse senedi piyasasına girişlerin devam ettiği Çin hariç tutulduğunda, gelişmekte olan ülkelerde Şubat ayından itibaren portföy hareketleri çıkış yönüne dönmüştür.

Saygıdeğer Katılımcılar,

Konuşmama yurt içi makroekonomik görünümle devam etmek istiyorum.

İktisadi faaliyet, geçmiş öngörülerimizle büyük ölçüde uyumlu bir şekilde, 2020 yılının son çeyreğinde güçlü seyrini korumuş ve uzun dönem eğiliminin üzerinde seyretmeye devam etmiştir.

İnşaat yatırımları hariç tutulduğunda yurt içi talep oldukça güçlü bir ivme sergilemiştir. Özel tüketim talebi canlı seyrederken, kamu kesimi de iç talebe destek vermiştir. Bu dönemde makine-teçhizat yatırımları yüksek oranlı bir artış kaydetmiştir.

Salgının kısıtlayıcı etkilerine rağmen, sanayi üretimi ve ciro endeksleri yılın ilk çeyreğinde de artışını sürdürmüştür. İmalat sanayi faaliyetindeki kuvvetli ivme, ara malları ve dayanıklı tüketim mallarında daha belirgin olmak üzere, sektörler itibarıyla geniş bir yayılım sergilemiştir. Turizm bağlantılı bazı sektörler haricinde imalat sanayinin genelinde olumlu bir seyir izlenmektedir. Buna karşılık, salgın kısıtlamalarından en olumsuz etkilenen faaliyet kollarındaki zayıf seyir, hizmetler sektöründeki iyileşmeyi sınırlamaya devam etmektedir.

Yüksek frekanslı veriler, kredi gelişmeleri ve kontrollü normalleşmeyle birlikte iktisadi faaliyetin güçlü seyrini sürdürdüğüne işaret etmiştir. Ancak önümüzdeki dönemde salgının gidişatı ve aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunmaktadır. Finansal koşullardaki sıkılaşmanın yanı sıra son dönemde açıklanan kısıtlamaların etkisiyle yılın ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyetin yavaşlayacağı tahmin edilmektedir.

İktisadi faaliyetteki güçlü seyre rağmen istihdam artışının büyümenin gerisinde kaldığı ve işsizlik oranlarının yüksek düzeylerini koruduğu görülmektedir. Bu gelişmede, konaklama, yiyecek hizmetleri ve eğlence-kültür gibi emek yoğun hizmet sektörlerinin salgından olumsuz etkileniyor oluşu ve işgücüne katılım oranlarındaki artış etkili olmaktadır. Yılın ikinci yarısında yurt dışı ve yurt içinde aşılama sürecinin devamıyla birlikte salgına bağlı olumsuzlukların hafiflemesi, böylelikle hizmet sektörlerine yönelik görünümün iyileşmesi ve turizmin hız kazanmasıyla istihdam imkânlarının da genişlemesi beklenmektedir.

Salgının belli hizmet sektörlerinde istihdamı sınırlayıcı etkisine karşılık, sanayi firmalarının yatırım iştahı olumlu sinyaller vermektedir. Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında toparlanmaya başlayan yatırım talebi, yılın ilk çeyreğinde güç kazanmıştır. Bu dönemde, yatırım amaçlı kredi talebinin arttığı ve büyük firmalarda daha belirgin olmak üzere yatırım eğiliminin güçlendiği görülmektedir.

İhracat, yılın ilk çeyreğinde bölge ve sektörler geneline yayılarak artışını sürdürmektedir. Hem Avrupa hem de Avrupa dışına yapılan ihracat olumlu bir performans sergilerken, küresel düzeyde imalat sanayiindeki güçlü seyrin devam etmesi, dış talep ve ihracat görünümünü desteklemektedir.

Buna karşılık, güçlü iç talep ve artan uluslararası emtia fiyatları ithalat faturasını olumsuz etkilemektedir. Altın ithalatı ise özellikle Ocak ayının ikinci yarısından itibaren kademeli bir yavaşlama eğilimine girmiştir. Yüksek frekanslı veriler, geçtiğimiz yıl dış dengedeki bozulmanın önemli bir bileşeni olan altın ithalatının Mart ayında tarihsel ortalamalarının altına indiğini göstermektedir. Bu eğilim, dış ticaret hadlerinin cari denge üzerindeki olumsuz etkisini hafifletmektedir.

Mevcut eğilimler, yılın ilk çeyreğinde yataylaşan yıllıklandırılmış cari dengenin yılın ikinci çeyreğinden itibaren iyileşmeye başlayacağına işaret etmektedir. Yılın ikinci yarısında aşılamanın da olumlu etkisiyle vaka sayılarının hem yurt dışında hem yurt içinde azaldığı bir görünümün, turizm faaliyetlerini ve dış dengeyi destekleyeceğini öngörüyoruz. Salgına bağlı uluslararası kısıtlamalar ve arz sıkıntıları bazı sektörlerde ihracat imkânlarını önemli ölçüde genişletmiş; tedariklerin ülkemize kaydırılması neticesinde hazır giyim ve tekstil başta olmak üzere belli sektörlerde ihracat ilave bir ivme kazanmıştır. Öte yandan tedarik sorunları, başta otomotiv olmak üzere bazı sektörlerde ham madde ve ekipman yetersizliğine yol açarak küresel eğilimlere paralel şekilde üretimi ve ihracatı etkilemektedir. Yılın ikinci yarısında salgına bağlı koşulların iyileşmesiyle arz kısıtlarının da zamanla giderileceğini tahmin ediyoruz. Bu gelişmeleri birlikte değerlendirdiğimizde, öngörülenin üzerinde bir performans sergilediğimiz ihracat tarafındaki gelişmeleri memnuniyetle karşılıyoruz. İhracatın ithalatı karşılama oranının tarihsel ortalamasının belirgin şekilde üzerine çıkarak yüzde 80-90 bandında istikrar kazanmış olması ve bunun sürekliliği, sağlıklı bir dış denge ve makrofinansal istikrar açısından kritik önem arz etmektedir. Küresel finansal koşulların sıkılaştığı bir konjonktürde, toplam talebin hız ve kompozisyon bakımından ılımlı ve dengeli bir seyir izlemesi, dış denge kanalıyla finansal istikrar ve fiyat istikrarını destekleyecektir.

Bu kapsamda kredilerin büyüme hızı ve kompozisyonu kritik önemdedir. 2020 yılının üçüncü çeyreğinden başlayarak atılan parasal sıkılaştırma adımlarına ve koordineli olarak yürütülen diğer politikalara bağlı olarak kredi büyümesi önemli ölçüde yavaşlamış, Ocak ayı sonlarından itibaren ise yeniden artış eğilimine girmiştir. Son dönemde ticari kredilerde ılımlı bir seyir gözlenirken, finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen bireysel kredi büyümesinde yükseliş eğilimi sürmektedir. Bu dönemde ihtiyaç kredileri de görece yüksek bir oranda artarken, konut kredileri geçen yılın son çeyreğinde kaydettiği yavaşlamadan sonra zayıf seyretmektedir. Ticari kredilerdeki artışın ise, güçlü seyreden faaliyete bağlı olarak işletme sermayesi amaçlı kullanılmasının yanı sıra, son dönemde giderek daha fazla oranda yatırım amaçlı olarak kullanılması, verimlilik ve sürdürülebilir büyüme açısından memnuniyet vericidir.

Değerli Katılımcılar,

Buraya kadar özetlediğim çerçevede, Ocak Enflasyon Raporu’nu takip eden dönemde enflasyon görünümü üzerinde etkili olan talep ve maliyet yönlü unsurlar, para politikasında ilave sıkılaşma gerektirmiştir. Merkez Bankası, orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin yukarı yönlü riskleri dikkate alarak Mart ayında önden yüklemeli ve güçlü bir parasal sıkılaştırma yapmış, Nisan ayında ise sıkı politika duruşunu korumuştur. Geçtiğimiz üç aylık dönemde Merkez Bankası fonlaması sade bir operasyonel çerçevede açık piyasa işlemleri ve swap işlemleri kanalıyla yapılmış, gecelik faizler Merkez Bankası politika faizi etrafında oluşmuştur.

Küresel risk iştahındaki dalgalı seyrin Türkiye ekonomisine yansımaları dikkate alındığında, dezenflasyon odaklı para politikası duruşu, ülke risk primi ve dış finansman imkânlarında kalıcı iyileşme için kritik önem arz etmektedir. Küresel finansal koşullardaki dalgalanmaların, gelişmekte olan ülkeler üzerinde daha fazla risk oluşturması nedeniyle, sıkı para politikası duruşunun enflasyonda düşüş önceliğiyle kararlılıkla sürdürülmesi, söz konusu oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi görecektir.

Saygıdeğer Basın Mensupları, Değerli Katılımcılar,

Şimdi de bu makroekonomik arka plânda şekillenen enflasyon görünümüne ilişkin göstergeleri ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Uluslararası emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir, güçlü iç talep, küresel ve yurt içi tedarik sorunlarına bağlı arz kısıtları, enflasyon beklentilerindeki yüksek seyir ve birikimli döviz kuru etkileri enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Tüketici enflasyonu 2020 yıl sonundaki yüzde 14,6 seviyesinden ilk çeyrekte yüzde 16,2’ye yükselmiştir. Salgın ile birlikte 2020 yılında hanehalkı tüketim kalıplarında önemli değişimler olmuş, bu doğrultuda tüketici enflasyon sepetindeki ağırlıklar güncellenmiştir. Bu gelişme, Ocak Enflasyon Raporu’nda paylaştığımız enflasyon tahmin patikasını kısa vadede yükseltici yönde etkilemiştir. Geçmiş iletişimlerimizde de belirttiğimiz üzere, tüketici enflasyon sepetinde yapılan ağırlık güncellemesinin Ocak tahmin patikasına etkisinin Nisan ayında 0,5 puana ulaştıktan sonra kademeli olarak azalarak, yıl sonu itibarıyla ortadan kalkacağı öngörülmüştü. Ağırlık değişiminin etkisi düzeltildiğinde, ilk çeyrek tüketici enflasyonu gerçekleşmeleri geçmiş öngörülerimizle birebir uyumlu seyretmiştir. Bu uyumlu seyirde, taze meyve ve sebze gibi oynaklığı yüksek kalemlerdeki olumlu gidişat etkili olurken, çekirdek-B enflasyonu öngörülerimizin üzerinde kalmıştır.
Enflasyonda ilk çeyrekte görülen yükselişte temel mal ve enerji grupları öne çıkmıştır. Diğer taraftan, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının net etkisi, eşel mobil uygulamasının da desteğiyle, bu dönemde enflasyonu sınırlayıcı olmuştur.

Çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları geçtiğimiz yıl sonuna kıyasla artarken, eğilimleri bir miktar iyileşmekle birlikte yüksek seyretmeye devam etmiştir. Enflasyon eğilimi, temel mallarda birikimli döviz kuru etkilerinin zayıflamasıyla bir miktar gerilerken, işlenmiş gıda ve hizmetlerde yükselmiştir. Enflasyon eğiliminin Nisan ayında da iyileşmeye devam etmekle birlikte, yüksek düzeylerini koruyacağını öngörmekteyiz. Mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyon rakamları henüz arzuladığımız ölçüde bir yavaşlamaya işaret etmemektedir.

Değerli Katılımcılar,

Orta vadeli tahminlerimize geçmeden önce, enflasyonun temel makro belirleyicilerine ilişkin değerlendirmelerimize yer vermenin faydalı olacağını düşünüyorum.

İlk çeyreğe ilişkin veriler, ekonominin döngüsel durumuna ilişkin geçmiş değerlendirmelerimize kıyasla toplam talep koşullarının daha enflasyonist bir düzeyde seyrettiğine işaret etmektedir. Bu dönemde iktisadi faaliyetin, iç ve dış talep kaynaklı olarak Ocak Enflasyon Raporu öngörülerimizden daha güçlü seyrettiğini değerlendiriyoruz. Merkez Bankası bünyesinde takip edilen çıktı açığı göstergeleri, yılın ilk çeyreğinde talep yönlü enflasyonist etkilerin sürdüğüne işaret etmektedir.

Analizlerimiz, geçtiğimiz yıldaki parasal genişlemenin birikimli etkilerinin yanı sıra Ocak ayı sonlarından itibaren kredi büyümesinde gözlenen yükseliş eğilimi ve Mart ayı başındaki kontrollü normalleşme adımlarının iç talep üzerinde etkili olduğuna işaret etmektedir. Dış talep ve ihracat ise salgın kısıtlamalarına rağmen küresel imalat sanayi faaliyetlerindeki olumlu görünümün desteğiyle oldukça canlı seyretmiştir. Bu doğrultuda, yılın ilk çeyreğinde talep kaynaklı enflasyonist baskıların hafiflemeye başlayacağı yönündeki geçmiş öngörülere kıyasla daha güçlü bir görünüm ortaya çıkmıştır. Bu görünüme bağlı olarak Mart ayında yapılan ilave sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki sınırlayıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceği, net kredi kullanımı ve iktisadi faaliyetteki yavaşlamayla birlikte enflasyon üzerindeki talep yönlü baskıların hafiflemeye başlayacağını öngörmekteyiz.

Yılın ilk çeyreğinde Türk lirasında gözlenen değerlenmeyle birlikte yıllık enflasyon üzerindeki birikimli döviz kuru etkileri kısmen hafiflerken, ithalat fiyatlarındaki belirgin artışlar enflasyonun yüksek seyrinde önemli rol oynamıştır. Küresel toparlanmayla birlikte geçtiğimiz yıla kıyasla yüksek oranlarda artış kaydeden uluslararası tarımsal emtia ve metal fiyatları, gıda ve temel mal gruplarında enflasyonu olumsuz etkilemiştir. Buna ilaveten, referans fiyat uygulamaları kapsamında, fiyatları zamana bağlı olarak uyarlanan belirli kalemlerde döviz kurundaki değer kayıplarının gecikmeli etkileri enflasyon üzerinde etkili olmuştur.

Öncü göstergeler, yılın ilk çeyreğindeki kısmi iyileşmenin ardından, döviz kuru duyarlılığı yüksek gruplarda fiyat artışlarının bir miktar hızlandığına işaret etmektedir. Bunun yanı sıra, eşel mobilin sınırlayıcı etkisine rağmen, uluslararası emtia fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak maliyet unsurları önemini korumaktadır.

Enflasyon görünümünde etkili olan bir diğer unsur da küresel ve yurt içi tedarik sorunlarına bağlı fiyat artışlarıdır. Anket göstergeleri ve firma görüşmelerinden edinilen bilgiler, tedarikçilerin teslim sürelerinin uzadığına işaret etmektedir. Sektörel ayrımda incelendiğinde, mineral madde, metal, makine, elektronik ürünler ve bağlantılı sektörlerde teslimatlardaki gecikmelerin daha belirgin olduğu gözlenmektedir. Arz sıkıntılarının ne kadar süreceğine dair belirsizlikler söz konusu olmakla birlikte bu sorunların yılın ikinci yarısında kademeli olarak hafiflemesini bekliyoruz.

Son olarak, ankete dayalı ve piyasa bazlı enflasyon beklentileri yılın ilk iki ayındaki iyileşmenin ardından, finansal oynaklıklardaki artışla birlikte son dönemde yükselmiştir. Enflasyon beklentilerindeki mevcut seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir.

Orta Vadeli Tahminler

Değerli Katılımcılar,

Orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin tahminlerimize geçmeden önce tahmine esas aldığımız temel varsayımlarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Orta vadeli tahminler üretilirken, başlangıç noktası olarak şimdiye kadar özetlediğim iktisadi görünümü esas aldık. İthalat fiyatları, gıda fiyatları, küresel büyüme ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlarımızı gözden geçirdik ve güncelledik.

Son dönemde petrol fiyatlarındaki yükseliş ve küresel toparlanma beklentilerinin güçlenmesiyle ham petrol fiyatlarına dair projeksiyonlar yukarı yönlü güncellendi. Vadeli fiyat eğrisi, petrol fiyatlarının bir miktar daha yükseldikten sonra yılın ikinci yarısında gerileyeceğini, böylece 2021 yılı ortalamasının 64,4 ABD doları, 2022 yılı ortalamasının ise 61,9 ABD doları seviyesinde oluşacağı bir fiyatlamaya işaret ediyor. Petrolün yanı sıra endüstriyel metal ve tarımsal ürünler gibi emtia fiyatlarında da geçmiş öngörülerin üzerinde bir seyir görüyoruz. Bu doğrultuda 2021 yılına ilişkin ithalat fiyatları varsayımımızı yukarı yönlü güncelledik. Diğer yandan, uluslararası piyasalarda oluşan vadeli fiyat eğrisi 2022 yılında ithalat fiyatlarında sınırlı bir gerileme öngörüyor.
Gıda enflasyonu varsayımlarımızı ise döviz kuru gelişmeleri ve uluslararası fiyatlara ilişkin görünümü dikkate alarak 2021 ve 2022 yılları için yukarı yönlü güncelledik. Gıda varsayımımız üzerindeki yukarı yönlü en belirgin riskin uluslararası fiyatların seyri olduğunu değerlendiriyoruz.

Dış talep görünümüne ilişkin varsayımlarımızda ise, konuşmamın ilk bölümünde de ifade ettiğim üzere, belirgin bir değişikliğe gitmedik.

Maliye politikası ve finansal politikaların, para politikası ile eşgüdüm içerisinde, enflasyonda öngörülen düşüş patikasıyla uyumlu bir makro çerçevede belirleneceği bir orta vadeli görünümü esas aldık.

Değerli Katılımcılar,

Şimdi sizlerle, çizmiş olduğum bu genel çerçeve dâhilinde ürettiğimiz enflasyon ve çıktı açığı tahminlerimizi paylaşacağım. Temel varsayımlarımız ve kısa vadeli öngörülerimiz çerçevesinde, politika faizinin güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edileceği bir görünüm altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörüyoruz. Bu çerçevede, enflasyonun 2021 yıl sonunda yüzde 12,2 olarak gerçekleşeceğini, 2022 yıl sonunda yüzde 7,5’e ve 2023 yıl sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz.

Böylece, 2021 yıl sonu enflasyon tahmini 2,8 puanlık güncellemeyle yüzde 9,4’ten yüzde 12,2’ye yükselttik. Bir önceki Rapor dönemine göre Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncelleme enflasyon tahminini 1,8 puan artırırken; gıda fiyatlarında öngörülen yüksek seyir enflasyon tahminini 0,4 puan yukarı itti. Diğer yandan, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar, büyük ölçüde haberleşme hizmetleri özel iletişim vergisi artışı ve Ocak ayında yapılan tütün ürünlerindeki vergi ayarlamasının yansımalarıyla, tahmini 0,1 puan yukarı çekti. Ayrıca, toplam talep koşullarının öngörülenden güçlü seyri nedeniyle çıktı açığı patikasında yapılan yukarı yönlü güncelleme yıl sonu tahminine 0,4 puan artırıcı yönde katkıda bulundu. Son olarak, enflasyon ana eğiliminde bir önceki Rapor dönemine göre gözlenen artış 2021 yıl sonu enflasyon tahminini 0,1 puan yükseltti.

2022 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 7’den yüzde 7,5’e güncelledik. 2021 yıl sonu tahminindeki güncelleme, geçmişe endeksleme davranışına ve ana eğilime etkilerine bağlı olarak 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 0,3 puan yukarı çekmektedir. Ayrıca, Türk lirası cinsi ithalat fiyatları tahmini 0,3 puan yukarı çekerken, gıda enflasyonu varsayımındaki güncelleme ise tahmini 0,1 puan yükseltmiştir. Buna karşılık, çıktı açığındaki güncelleme ise tahmine 0,2 puan azaltıcı yönde katkıda bulunmaktadır.

Değerli Misafirler,

Müsaadenizle, bu ilk Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı katılımımda para politikasına yönelik önemli gördüğüm bazı hususları sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.

Konuşmamda özetlediğim küresel ve yurt içi makroekonomik görünüm çerçevesinde enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkiler önemini korumaktadır. Ayrıca, enflasyon beklentilerindeki mevcut seviyeler fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Mevcut görünüm, enflasyon beklentilerinde ve enflasyon eğiliminde kalıcı düşüşe işaret eden göstergeler oluşana kadar sıkı parasal duruşun büyük bir kararlılık ve sabırla sürdürülmesini gerektiriyor.

Sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışı için makroekonomik istikrarın bir ön koşul olduğunun bilincindeyiz. Buradan hareketle, önümüzdeki dönemde de fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda elimizdeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Para politikası kararlarımızı şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almayı sürdüreceğiz.

Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik yukarı yönlü riskler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenecektir. Bu doğrultuda politika duruşu, enflasyon gelişmeleri ve enflasyon beklentileri dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve orta vadeli hedeflere ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde belirlenmeye devam edilecektir.

Sıkı parasal duruş; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi görecektir.

Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli hedefimize ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikâmesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Değerli Katılımcılar;

Konuşmama son vermeden önce önemli gördüğüm bazı konulara ilişkin değerlendirmelerimi de paylaşmak istiyorum.

Enflasyon Raporumuzda ortaya koyduğumuz orta vadeli çerçeveyle uyumlu şekilde 2023 yılında enflasyonu yüzde 5’e indirmek ve bu seviyeyi kalıcı kılmak konusunda kararlı olduğumuzun altını çizmek isterim. Hedeflediğimiz düşük enflasyon ortamının sürdürülebilir büyüme ve istihdam artışı için bir ön koşul olduğunun farkındayım. Kurumsallığımız, güçlü analiz kapasitemiz ve üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle, bu hedefe varmak için kararlı ve azimli bir tutum içerisinde olacağız.

İçinde bulunduğumuz 2021 yılında, faaliyete geçişinin 90. yıldönümünü büyük bir gururla kutladığımız Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kurulduğu günden bu yana ülkemizin refahı için çalışan bir Cumhuriyet kurumudur. Bu çerçevede toplumsal refahın artması için zaruri olan düşük enflasyon ortamını sağlamak ve sürdürmekle görevlidir. Bugün Merkez Bankası; nitelikli çalışan kaynağı ve güçlü teknik altyapısıyla, dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri yakından takip eden ve kendini sürekli yenileyen dinamik, vizyoner ve öncü bir kurumdur. Güçlü bir kurum kültürüne ve geleneğine sahiptir.

Merkez Bankası olarak faaliyetlerimizin tümünü ülkemizin her bir vatandaşının yararını düşünerek ekonomik gelişime katkı sağlamak amacıyla yürütüyoruz. Akademik alanda ve politika yapımında uluslararası standartlarda çalışmalar yapan nitelikli çalışanlarımızla birlikte, kurumsal kapasitemizden en iyi şekilde yararlanarak, düşük enflasyon ortamını sağlama hedefimiz doğrultusunda azimle çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızı yürütürken yapıcı eleştirilerin, geri bildirimlerin ve ortak aklın kendimizi geliştirmek için birer fırsat sunduğuna yürekten inanıyoruz.

Enflasyon hedeflerinin tüm paydaşlarımızca benimsenmesini ve düşük enflasyon ortamının önemi konusunda toplumsal mutabakatın sağlanmasını önemsiyorum. Bu kapsamda iletişim çağının tüm araçlarını tüm paydaşlarımızla fikrî zenginlik oluşturmak için kullanacağız.

Konuşmama burada son verirken başta Para Politikası Kurulu üyeleri ve Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğümüz çalışanları olmak üzere enflasyon raporunun hazırlanmasında ve bu enflasyon raporuyla ilgili diğer hazırlıklarda görev alan Merkez Bankamızın diğer genel müdürlükleri personeline de yürekten teşekkür ediyorum.

Tekrar bu toplantıya katılımınızdan dolayı da sizlere ayrıca teşekkürlerimi arz ediyorum.


Kaynak: TCMB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tcmb-baskani-kavcioglu-salginin-kisitlayici-etkilerine-ragmen-sanayi-uretimi-ve-ciro-endeksleri-yilin-ilk-ceyreginde-de-artisini-surdurdu/feed/ 0
OECD Küresel Büyüme Tahminini Yükseltti https://www.muhasebenews.com/oecd-kuresel-buyume-tahminini-yukseltti/ https://www.muhasebenews.com/oecd-kuresel-buyume-tahminini-yukseltti/#respond Fri, 12 Mar 2021 15:00:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=106064 OECD Mart Ara Dönem Küresel Ekonomik Görünüm Raporunda, COVID-19 aşı uygulamalarının bazı ülkelerde hız kazanması ve ABD’nin başlattığı yeni teşvik paketi ile birlikte küresel ekonomik görünümün canlandığını açıklarken büyüme tahminlerini yükseltti. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında küresel ekonominin 2021 ve 2022 yıllarında %4,2 ve %3,7 seviyesinde büyüyeceğini tahmin eden OECD, tahminlerini 2021 yılı için %5,6’ya ve 2022 yılı için %4’e yükseltti. Kurum benzer şekilde ABD için büyüme tahminini 2021 yılı için %3,2’den %6,5’e ve 2022 yılı için %3,5’den %4’e yükseltti. OECD, ABD’deki teşvikin ülkenin ticaret ortakları için bir olumlu bir gelişme olduğunu ve teşvikin Kanada ve Meksika ekonomisi için 0,5-1 yüzde puan, Avro Bölgesi ve Çin için ise 0,25-0,5 yüzde puan büyümeyi artırabileceğine dikkat çekti.


Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı / Ticaret Araştırmaları Genel Müdürlüğü
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/oecd-kuresel-buyume-tahminini-yukseltti/feed/ 0
IMF, OECD ve Dünya Bankası’nın yayımladıkları raporlarda 2021 yılında küresel büyümenin sırasıyla %5,5, %4,2 ve %4 olacağı tahmin edildi https://www.muhasebenews.com/imf-oecd-ve-dunya-bankasinin-yayimladiklari-raporlarda-2021-yilinda-kuresel-buyumenin-sirasiyla-55-42-ve-4-olacagi-tahmin-edildi/ https://www.muhasebenews.com/imf-oecd-ve-dunya-bankasinin-yayimladiklari-raporlarda-2021-yilinda-kuresel-buyumenin-sirasiyla-55-42-ve-4-olacagi-tahmin-edildi/#respond Tue, 09 Mar 2021 15:00:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=105913 Büyüme

2020 yılının başlarından itibaren Çin’den başlayarak tüm dünyaya hızla yayılan Kovid-19 salgını yılın son çeyreğinde de tüm dünyada etkisini sürdürmüştür. 2020 yılının sonu itibariyle 1,8 milyon kişi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetmiş, hastalığa yakalanan kişi sayısı ise 84 milyon olmuştur. Yılın ikinci çeyreği itibariyle kısıtlayıcı tedbirlerin hafifletilmesiyle yılın ikinci yarısında küresel ekonomik faaliyet bir miktar toparlanma kaydetmiştir. Yılın son çeyreğinde Kovid-19 varyantlarının tespit edilmeye başlaması ve kısıtlayıcı önlemlerin başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede tekrar uygulamaya koyulmasıyla ekonomik aktivitedeki toparlanma hız kesse de beklentilerin üzerinde gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, bazı aşı çalışmalarının Aralık ayı içerisinde onay almasıyla birlikte, bazı ülkelerde aşılama sürecinin başlaması, geleceğe yönelik umutları artırırken, aşıya erişim ve lojistik sorunlar nedeniyle aşılama sürecinin yavaş ilerlemesi kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılmasını geciktirmiş ve ekonomik toparlanmanın hızını sınırlandırmıştır.

2020 yılının son çeyreğinde Çin, vaka sayısını kontrol altına alınması ve önlemlerin etkisiyle büyüme performansı olarak diğer ülkelerden pozitif ayrışmaya devam etmiştir. Avrupa’da ise artan vakalar nedeniyle uygulamaya konulan kısıtlayıcı önlemler, bu hizmet sektörlerini ve Balkan ülkeleri gibi ekonomisi turizme dayalı ülkeleri olumsuz etkilemiştir. ABD’de ise hanehalkına ve işletmelere verilen desteklerin son çeyrek içerisinde genişlemesi büyüme performansındaki olumsuz görünümü bir miktar sınırlamıştır.

Başta ABD ve Japonya olmak üzere birçok ülkede yılın son çeyreğinde uygulanmaya başlayan ilave genişleyici politikaların önümüzdeki dönemde küresel büyümeyi desteklemesi beklenmektedir.

Ancak; aşılamanın nüfusun genelinde korumayı sağlayana kadar uygulanacak kısıtlamaların ekonomik faaliyetleri ne ölçüde etkileyeceği, genişleyici politikaların ekonomik faaliyetleri ne kadar destekleyebileceği, finansal koşulların ve emtia fiyatlarının hangi yönde ilerleyeceği gibi konular 2021 yılının ilk yarısına ilişkin ekonomi üzerindeki temel belirsizlik unsurları olarak ön plana çıkmaktadır.

2020 yılında küresel ekonomide, salgının ortaya çıktığı günlerde yapılan ilk tahminlerden daha zayıf bir daralmanın gerçekleştiği anlaşılmaktadır. IMF, Ocak ayındaki tahmininde bir önceki tahminine göre 0,9 puan artışa giderek küresel ekonominin 2020 yılında yüzde 3,5 oranında daralacağını öngörmüştür. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü(OECD) (Haziranda -7,6) ve Dünya Bankası (Haziranda -5,2) da IMF ile benzer şekilde tahminlerini yukarı yönlü revize ederek, küresel ekonominin 2020 yılında sırasıyla yüzde -4,2 ve yüzde -4,3 oranlarında küçüleceğini tahmin etmişlerdir.

2021 yılında birçok ülkede aşıların toplumun daha geniş bir kesimlerine erişilebilir hale geleceği beklentisi altında, küresel ekonomideki toparlanmanın hız kazanması beklenmektedir. IMF, OECD ve Dünya Bankası’nın yayımladıkları raporlarda 2021 yılında küresel büyümenin sırasıyla yüzde 5,5, yüzde 4,2 ve yüzde 4 olacağı tahmin edilmiştir. Ancak, toparlanma hızının ülkeler arasında farklılık arz edeceği görülmektedir.

Gelişmiş ülke grupları açısından, ABD ve Japonya’nın 2020 yılının son çeyreğinde hayata geçirdiği ek destek paketlerinin ekonomik aktiviteye getirdiği ivmenin, 2021 yılının ikinci yarısına kadar taşınacağı beklentisiyle bu ülkelerin gelişmiş Avrupa ülkelerinden bir miktar olumlu ayrışacakları öngörülmektedir. Avrupa ülkelerinde ise, artan vaka sayıları ve sıkı karantina önlemlerinin, 2021 yılında da büyüme üzerindeki olumsuz etkilerinin devam edebileceği öngörülmektedir. Gelişmekte olan ekonomiler açısından, ayrışmanın büyük ölçüde Çin ve diğer gelişmekte olan ülkeler arasında oluşacağı öngörülmektedir. Etkili karantina önlemleriyle azalan vaka sayıları, kamu yatırım harcamaları ve likidite desteğindeki güçlü artış sayesinde Çin’deki toparlanmanın, ekonomisi turizme veya petrole dayalı diğer gelişmekte olan ülkelerdekinden daha hızlı olması beklenmektedir.


Kaynak: Strateji ve Bütçe Başkanlığı / Dünya ekonomisindeki son gelişmeler bülteni
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/imf-oecd-ve-dunya-bankasinin-yayimladiklari-raporlarda-2021-yilinda-kuresel-buyumenin-sirasiyla-55-42-ve-4-olacagi-tahmin-edildi/feed/ 0
Ticaret Bakanlığı: Koronavirüsün küresel ekonomiye getirdiği zorluklar, Gümrük Birliğini güncelleme ihtiyacını daha da güçlendirdi https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakanligi-koronavirusun-kuresel-ekonomiye-getirdigi-zorluklar-gumruk-birligini-guncelleme-ihtiyacini-daha-da-guclendirdi/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakanligi-koronavirusun-kuresel-ekonomiye-getirdigi-zorluklar-gumruk-birligini-guncelleme-ihtiyacini-daha-da-guclendirdi/#respond Wed, 09 Dec 2020 13:00:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98264

Bakan Pekcan, AB Ticaret Komiseri Dombrovskis ile Görüştü

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının küresel ekonomiye getirdiği zorlukların, Gümrük Birliği’ni güncelleme ihtiyacını ve dünyadaki mevcut değer zincirlerinin yeniden yapılandırılması gerekliliğini daha da güçlendirdiğini belirtti.

Bakan Pekcan,  geçtiğimiz Ekim ayında görevine başlayan AB Ticaret Komiseri ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis ile videokonferans yöntemiyle görüştü.

Yaklaşık bir saat süren görüşmede, Türkiye-AB ticari ilişkileri, Gümrük Birliğinin güncellenmesi, Brexit, çelik koruma önlemleri, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı,  Serbest Ticaret Anlaşmaları,  A.TR belgelerinin elektronik ortamda düzenlenmesi gibi konular ele alındı.

Konuşmasına ekim ayında AB’nin Ticari İşlerinden Sorumlu komiseri olarak görevlendirilen Dombrovskis’e başarılar dileyerek başlayan Pekcan, Dombrovskis’in yeni görev döneminde Türkiye ile AB arasında ticari ilişkileri daha ileri taşıyacak yakın ve etkili bir diyaloğun kurulacağına inandığını dile getirdi.

Bugün küresel anlamda karşı karşıya kalınan ticari ve ekonomik sorunlara rağmen Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yakın işbirliğinin daha da önemli hale geldiğini vurgulayan Pekcan, Türkiye ile AB arasındaki ticari ilişkileri ileri taşımanın Avrupa bölgesindeki değer zincirlerinin güçlendirilmesi ve rekabetçiliğin artırılması bakımından önemli olduğunu ifade etti.

Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine de değinen Pekcan, anlaşmanın, her iki tarafın da ekonomik çıkarlarına hizmet ettiğini ve karşılıklı birçok kazanım sağladığını söyledi.

Pekcan, Gümrük Birliği anlaşmasında mevcut yapının günümüz gereklerine cevap vermekte yetersiz kaldığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye olarak Gümrük Birliğinin güncellenmesine büyük önem veriyoruz. Günümüz ekonomik ortamında Gümrük Birliği, tarafların beklentilerini karşılamakta yetersiz kaldı. Sistemik ve spesifik yapısal sorunların yanı sıra anlaşma, hizmetler, e-ticaret gibi sektörleri kapsamıyor. Yaşadığımız dijital çağda bu alanların önemi giderek artıyor. Koronavirüsün küresel ekonomiye getirdiği zorluklar, Gümrük Birliğini güncelleme ihtiyacını ve dünyadaki mevcut değer zincirlerinin yeniden yapılandırılması gerekliliğini daha da güçlendirdi. Mevcut anlaşmanın hem yeni alanları kapsayacak şekilde genişletilmesi,  hem de yapısal sorunları giderecek şekilde güncellenmesi önem taşıyor. Avrupa Komisyonundan da bu konuda destek bekliyoruz.”

-İngiltere ile STA görüşmeleri ve AB’nin çelik önlemleri

Türkiye’nin en önemli ticaret ortaklarından biri olan Birleşik Krallık (BK) ile Serbest Ticaret Anlaşması’nı (STA) AB ile eş anlı olarak yürürlüğe koymayı amaçladıklarını belirten Pekcan, Gümrük Birliği kapsamında serbest dolaşımdan, STA kapsamında menşe kuralları dayalı bir düzene geçişin olumsuz etkilerini bertaraf etmek açısından AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde Türkiye ile üçlü kümülasyon kurulmasının elzem olduğunu kaydetti.

AB tarafından çelik ürünlerinde uygulanan korunma önlemlerine ilişkin Türkiye’nin endişe ve beklentilerini de gündeme getiren Ticaret Bakanı Pekcan, Türkiye’nin, söz konusu korunma önlemlerinden en fazla olumsuz etkilenen ülke olduğuna dikkati çekti. Pekcan, AB’nin önlemlerinin iki taraf arasındaki anlaşmalara ve ortaklık ruhuna uygun şekilde gözden geçirilmesini talep etti.

“Yeşil dönüşümde uluslararası finansmana erişim önemli”

Avrupa Komisyonunun geçen yıl Aralık ayında açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabatakı ile ilgili gelişmeleri de yakından takip ettiklerini anlatan Pekcan “Bu değişikliklerin Türkiye-Avrupa Birliği Gümrük Birliği kapsamında ticari ilişkileri üzerindeki etkilerinin farkındayız. Bu dönüşüm büyük yatırımlar ve finansman gerektiriyor.  Bu anlamda kapsayıcı bir finansman mekanizmasının sağlanması ve Türkiye’deki yeşil dönüşümü desteklemek için hem AB hem de uluslararası finansmana erişimin temin edilmesi kritik önem taşıyor. “

Pekcan, AB Yeşil Mutabakatı kapsamında AB tarafından atılacak adımların ticarette bir korunma aracına dönüşmemesi, bunun yerine AB’nin stratejik hedeflerine katkı sağlayacak bir işbirliğinin geliştirilmesine odaklanılması gerektiğinin altını çizdi.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ticaret Komiseri Dombrovskis ise görüşmede, Türkiye’nin Gümrük Birliği sayesinde AB’nin değer zincirlerine entegre olmuş kilit bir ortak olduğunu belirtti.

Dombrovskis, Türkiye-AB ilişkilerinin her iki tarafın vatandaşları, iş dünyaları ve bölge için çok önemli olduğunu, Türkiye’nin AB için stratejik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

İkili görüşmenin ardından Pekcan, pandemi sonrasında Dombrovskis’i Ankara’ya davet ederken,  Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis pandemi sonrasında Pekcan’la bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyacağını dile getirdi.


Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-bakanligi-koronavirusun-kuresel-ekonomiye-getirdigi-zorluklar-gumruk-birligini-guncelleme-ihtiyacini-daha-da-guclendirdi/feed/ 0
Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının %10,25’ten %15’e yükseltilmesine karar verdi https://www.muhasebenews.com/para-politikasi-kurulu-politika-faizi-olan-bir-hafta-vadeli-repo-ihale-faiz-oraninin-%1025ten-%15e-yukseltilmesine-karar-verdi/ https://www.muhasebenews.com/para-politikasi-kurulu-politika-faizi-olan-bir-hafta-vadeli-repo-ihale-faiz-oraninin-%1025ten-%15e-yukseltilmesine-karar-verdi/#respond Fri, 20 Nov 2020 09:00:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=96781 Faiz Oranlarına İlişkin Basın Duyurusu

Para Politikası Kurulu (Kurul),

  • Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltilmesine
  • Tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına

karar vermiştir.

Küresel ekonomi üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma göstermiştir. Ancak, son dönemde artış gösteren Covid-19 vakaları nedeniyle önümüzdeki dönemde küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikler yükselmiştir.

İktisadi faaliyette toparlanma devam etmektedir. Artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısmi kısıtlamalar, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikleri arttırmaktadır. Diğer yandan, salgın döneminde sağlanan güçlü kredi ivmesinin gecikmeli etkileriyle artan iç talep, ithalat kanalıyla cari işlemler dengesini olumsuz etkilemektedir.

Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri, uluslararası gıda fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir. Kasım ayına ilişkin takip edilen veriler, enflasyonda yakın dönemdeki döviz kuru oynaklığı kaynaklı bir yükselişe işaret etmekle birlikte, para politikasındaki kararlı duruşla beraber bu artışın geçici olacağı değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.

Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.

Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.

Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlama ve sürdürme temel amacına enflasyon hedeflemesi rejiminin gerektirdiği şeffaflık, öngörülebilirlik ve hesap verebilirlik ilkelerini uygulayarak ulaşacaktır. Bu ilkeler ışığında, Merkez Bankası fonlaması temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacak ve bu faiz oranı parasal duruş için tek gösterge niteliğinde olacaktır.

Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.

Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.


Kaynak: TCMB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/para-politikasi-kurulu-politika-faizi-olan-bir-hafta-vadeli-repo-ihale-faiz-oraninin-%1025ten-%15e-yukseltilmesine-karar-verdi/feed/ 0
Dünya Ekonomisi Toparlanıyor mu? https://www.muhasebenews.com/dunya-ekonomisi-toparlaniyor-mu/ https://www.muhasebenews.com/dunya-ekonomisi-toparlaniyor-mu/#respond Thu, 13 Apr 2017 07:00:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=13489 IMF Başkanı Christine Lagarde dünya ekonomisinin toparlanmaya başladığını belirtti!

Lagarde küresel ekonomik düzelmenin hız kazandığını ancak korumacı ticaret politikalarının bunu engelleyebileceğini söyledi.

Aynı zamanda Lagarde bu büyümenin daha fazla istihdam, daha yüksek maaş ve daha yüksek refah seviyesi demek olduğunun altını çizdi.

Kaynak: Euronews

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/dunya-ekonomisi-toparlaniyor-mu/feed/ 0