kulüp – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 10 Sep 2022 11:03:59 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Şirket ortağı adına düzenlenen sponsorluk faturası gider yazılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-adina-duzenlenen-sponsorluk-faturasi-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-adina-duzenlenen-sponsorluk-faturasi-gider-yazilabilir-mi/#respond Sat, 10 Sep 2022 11:03:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130827 Müşavirliğini yaptığım firmada, şirket ortağı firma yararına Spor Kulübüne sponsorluk (reklam)ödemesi yaptı. İlgili sponsorluk için kulüp tarafından ortağa kesilen fatura şirkette gider unsuru olarak işleme alınabilir mi?

Ortak adına düzenlenen fatura gider olarak kayıtlara alınmaz.


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

   
Sayı : 45404237-130[ I.14.44]-10 23.01.2017
Konu : Sponsorluk sözleşmesi kapsamında yapılan harcamaların KV,KDV karşısındaki durumu  

 

         İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizce Yamaç Paraşütü sporunu desteklemek amacıyla bu sporu yapmakta olan spor klubüne bağlı lisanslı sporcuya veya spor klubüne sponsorluk sözleşmesi kapsamında sponsor olunacağı ve şirketinizin de reklamının yapılacağı, bu kapsamda sporcuya ve kulübe alınan her türlü spor malzemelerinin ve yapılacak her türlü nakdi ve ayni yardımların (tıbbi malzeme, sağlık harcamaları, yeme içme, ulaşım v.s) şirketiniz tarafından karşılanacağı belirtilerek,  bu harcamaların ne kadarının gider yazılabileceği, bu harcamalara ait faturalardaki KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak şirketinizin tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve şirketinizin tanıtımını amaçlayan harcamaların gider yazılıp yazılamayacağı, bu harcamaların sporcunun şirketinizin ortağı olması halinde de gider yazılıp yazılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

         5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında da, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

         Aynı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50 sinin beyannamede ayrıca gösterilmek suretiyle kurum kazancından indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

         Öte yandan, Kanunun “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” başlıklı 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiş, “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde de, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indiriminin kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

         Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.3.1. Sponsorluk harcamaları” başlıklı bölümünde;

         “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50’si kurumlar vergisi matrahının tespitinde, beyan edilen kurum kazancından indirilebilecektir.

         Sponsorluk harcamaları, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan veya ilişkisi ölçülemeyen, sosyal amacı öne çıkan harcamalar olup ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olan reklam harcamalarından farklılık arz etmektedir.

         Sponsor olan kurumun adının anılması koşuluyla,

  • Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
  • Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
  • Spor malzemesi bedeli,
  • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdi harcamalar,
  • Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
  • Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde ayni ve nakdi ödemeler

         gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak değerlendirilecektir.

         Spor sahalarına, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumun tanıtımını amaçlayan harcamalar ise reklam harcaması olarak değerlendirilecektir.

         Ayrıca, sponsorluk faaliyetinin yanında reklam ve tanıtım amacını da içeren işlemler nedeniyle yapılan harcamaların, sözleşmede belirtilmek ve emsaline uygun olmak şartıyla, reklam ve sponsorluk harcamaları olarak ayrıştırılabilmesi mümkündür. Örneğin, bir kurumun, bir kulübe bonservis bedelini karşılayarak transfer ettiği bir sporcuyu aynı zamanda şirketin veya ürünlerinin tanıtımına yönelik reklamlarda kullanması halinde, reklam faaliyetine ilişkin harcamalar, bonservis bedelinden sözleşmede belirtilmek ve emsallerine uygun olmak şartıyla ayrıştırılabilecek ve reklam gideri olarak dikkate alınacaktır.

         Sponsorluk uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, 16/6/2004 tarih ve 25494 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsorluk Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Buna göre, gerçek ve tüzel kişiler, federasyonlara, gençlik ve spor kulüplerine veya sporculara, spor tesisleri ve faaliyetlerine ilişkin olarak anılan Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar dahilinde sponsor olabileceklerdir.

        

         Sponsorluk hizmetini alan kişi, kurum ve kuruluşlara sponsorlarca nakdi bir destekte bulunulması ve bu desteğin de hizmeti alanlar adına açılmış bir banka hesabına yatırılmış olunması durumunda, sponsorlara yatırılan tutarlar için bankalar tarafından verilecek makbuz veya dekontun yapılan bağışın tevsik edici belgesi olarak kabul edilmesi gerekir. Ancak, banka dekontu veya makbuzda paranın “sponsorluk amacıyla” yatırıldığına dair bir ifadeye yer verilmesi şarttır.

        

         Diğer taraftan, desteğin nakdi olarak değil de ayni olarak yapılmış olunması durumunda;

        

  • Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan sağlanarak sponsorluk hizmeti alanlara bağışlanmış olması durumunda da hizmeti alanlarca teslim alınacak bu değerler için alındı makbuzunun düzenlenmesi ve makbuzda, bağışlanan kıymetlerin değerlerinin, cinsinin, miktarlarının, adedinin v.b. hususların tereddüde mahal bırakmayacak şekilde yer alması

         şarttır.

        

         Yukarıda kapsamı belirtilen sponsorluk harcamalarının indirimi için söz konusu beyannamelerin ekinde herhangi bir belgenin ibraz zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerçek ve tüzel kişiler, süresiz bir şekilde sponsor olamayacakları gibi; bunların herhangi bir şekilde vergi borçları da bulunmamalıdır. Bu nedenle kurumların sponsor olabilmeleri için bağlı bulundukları vergi dairesine müracaat ederek, vergi borcu olmadığına dair bir yazı almaları ve yapılan sponsorluk sözleşmesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.

         …”

         açıklamalarına yer verilmiştir.

         Bu hüküm ve açıklamalara göre, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsorluk Yönetmeliğinde belirtilen usul ve esaslar dahilinde yapacağınız  sponsorluk sözleşmesine istinaden gerek spor kulübüne bağlı lisanslı sporcuya, gerekse spor kulübüne yapılacak nakdi ve ayni (her türlü spor malzemesi, tıbbi malzeme, sağlık harcamaları, yeme-içme, ulaşım gibi) sponsorluk harcamalarının kurum kazancınızın yeterli olması ve beyanname üzerinde ayrıca gösterilmesi şartıyla kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.

         Öte yandan, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumunuzun tanıtımını amaçlayan harcamalar ise reklam harcaması olarak dikkate alınabilecektir.

         Ancak, şirket ortağının yamaç paraşütü faaliyetinin desteklenmesi amacıyla sponsor olunması, yamaç paraşütü sporunun desteklenmesinden, şirketin ticari reklamının yapılmasından veya şirkete ticari fayda sağlanmasından ziyade ilişkili kişi olan şirket ortağının bu sporla ilgili faaliyetlerinin finanse edilmesi olacağından bu kapsamda yapılan harcamaların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

             KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

         3065 sayılı KDV Kanununun;

        -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’nin konusunu oluşturduğu,

        -17/2-b maddesinde;  17/1 inci maddesinde sayılan, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, siyasî partiler ve sendikalara, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıklarına, kamu menfaatine yararlı derneklere, tarımsal amaçlı kooperatiflere ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifalarının katma değer vergisinden istisna olacağı,

         -29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,

         – 30/a maddesinde, vergiden istisna edilmiş malların teslimi ve hizmet ifasıyla ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin,  30/d maddesinde ise Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı

         hükme bağlanmıştır.

         Buna göre,  KDV Kanununun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sponsorluk sözleşmesi kapsamında yapacağınız bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları katma değer vergisinden istisna olup, söz konusu mal teslimi ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin, aynı kanunun 30 uncu maddesi uyarınca indirimi mümkün değildir. İndirimi mümkün olmayan bu verginin kurumlar vergisi kazancının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.

         Öte yandan, KDV Kanununun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlar dışındakilere sponsorluk kapsamında yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olup, bu harcamalar dolayısıyla yüklenilen vergilerin de Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1 inci maddesi uyarıca indirim konusu yapılması mümkündür.

         Ayrıca, şirketiniz tarafından sponsorluk  sözleşmesi kapsamında yapılan nakdi bağışlar ise KDV’nin konusuna girmediğinden KDV’ye tabi olmayacaktır.

         Yine bu çerçevede, şirket ortağının yamaç paraşütü faaliyetinin desteklenmesi amacıyla sponsor olunması halinde ise bu kapsamda yapılan harcamaların KDV Kanununun 30/b maddesi uyarınca indirimi mümkün değildir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-adina-duzenlenen-sponsorluk-faturasi-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
Bir Spor Kulübünde Profesyonel Futbolcu Olarak 2 Yıl Çalışan Bir Futbolcu İş Kanununa Göre Ne Kadar Kıdem Tazminatı Alabilir? https://www.muhasebenews.com/bir-spor-kulubunde-profesyonel-futbolcu-olarak-2-yil-calisan-bir-futbolcu-is-kanununa-gore-ne-kadar-kidem-tazminati-alabilir/ https://www.muhasebenews.com/bir-spor-kulubunde-profesyonel-futbolcu-olarak-2-yil-calisan-bir-futbolcu-is-kanununa-gore-ne-kadar-kidem-tazminati-alabilir/#respond Wed, 24 Oct 2018 10:45:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16283 Sporcular 4857 sayılı İş Kanununa tabi değiller. Dolayısı ile bir spor kulübünde profesyonel olarak çalışan bir futbolcu İş kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı talep edemez.

Kaynak: İş Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/bir-spor-kulubunde-profesyonel-futbolcu-olarak-2-yil-calisan-bir-futbolcu-is-kanununa-gore-ne-kadar-kidem-tazminati-alabilir/feed/ 0
Yurt Dışına Ödenen Bonservis Ödemesi Üzerinden Tevkifat Hesaplanır mı? https://www.muhasebenews.com/yurt-disina-odenen-bonservis-odemesi-uzerinden-tevkifat-hesaplanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disina-odenen-bonservis-odemesi-uzerinden-tevkifat-hesaplanir-mi/#respond Wed, 07 Feb 2018 07:15:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17428 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Yurt dışına yapılan bonservis ödemesinde tevkifat
İlgi: …/…/… tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, futbolcu ……. transferi nedeniyle …….. kulübüne bonservis bedeli olarak 1.200.000.- Euro tutarında ödeme yaptığınızı belirterek, ödenen bonservis bedelinin tevkifata tabi tutulup tutulmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Verginin konusu” başlıklı 1’inci maddesinde; “(1) Aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tâbidir:

a) Sermaye şirketleri.
b) Kooperatifler.
c) İktisadî kamu kuruluşları.
ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler.
d) İş ortaklıkları.

(2) Kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur.”
hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun birinci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden dar mükellefiyet esasında vergilendirileceği hükme bağlanmış ve üçüncü fıkrasında da dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmıştır.

Aynı Kanununun 22’nci maddesinde ise;
“(1) Dar mükellef kurumların işyeri veya daimî temsilci vasıtasıyla elde edilen kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümler uygulanır.
(2) Dar mükellefiyete tâbi kurumların ticarî veya ziraî kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hüküm uygulanır. Ancak, bu kazanç ve iratların Türkiye’de yapılmakta olan ticarî veya ziraî faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancı bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edilir.”
hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80’inci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde bu Kanunun 70’inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde yazılı hakların (ihtira beratı hariç) elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmış olup, mezkûr Kanunun 70’inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde; “Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı (İhtira beratının mucitleri veya kanunî mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır.), alametifarika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar (Bu hakların kullanılması için gerekli malzeme ve teçhizat bedelleri de gayrimenkul sermaye iradı sayılır.)” hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, anılan Kanunun 70’inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, gayri maddi haklar için oldukça geniş bir yasal çerçeve sunulmuş ve “gibi haklar” ifadesi kullanılmak suretiyle, bentte ismen belirtilenlere benzerliği olan hakların da gayrimaddi hak olarak ele alınacakları hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 30’uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup maddenin ikinci fıkrasında da, ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranı, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 03.02.2009 tarihinden itibaren gayrimaddi hak bedeli ödemelerinde %20 olarak belirlenmiştir.

Bu kapsamda, söz konusu futbolcunun Türkiye’deki bir kulüpte oynatılabilmesi hakkının devri karşılığı olarak sporcunun eski kulübüne ödenen bonservis bedelleri ve mahiyeti itibarıyla buna benzeyen ödemelerin gayrimaddi hak satış bedeli olarak değerlendirilmesi ve bunlarla ilgili olarak nakden veya hesaben yapılan ödemelerden, Kurumlar Vergisi Kanununun 30’uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekir. Ancak, bonservis bedeli ödemesi yapılan şirketin mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması ve söz konusu anlaşmada iç mevzuatımıza göre daha düşük oranda bir vergileme öngörülmesi halinde anlaşma hükümlerinin dikkate alınacağı tabiidir.

ÇİFTE VERGİLEMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARINA GÖRE

Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması 01.01.2004 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

Şirketiniz tarafından, futbolcu ……. transferi nedeniyle …….. kulübüne ödenen bonservis bedelinin vergilendirilmesinin anılan Anlaşmanın “Sermaye Değer Artış Kazançları” başlıklı 13’üncü maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Söz konusu Anlaşma’nın 13’üncü maddesi;

“1. Bir Akit Devlet mukimince, diğer Akit Devlette yer alan ve 6’ncı maddede belirtilen gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticari varlığına dahil menkul varlıkların veya bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette serbest meslek faaliyeti icra etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, bu işyerinin (yalnız veya tüm teşebbüsle birlikte) veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan kazanç da dahil olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir Akit Devlet mukimince uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya karayolu nakil vasıtalarının veya söz konusu gemi, uçak veya karayolu nakil vasıtalarının işletilmesiyle ilgili menkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
4. 1, 2 ve 3’üncü fıkrada belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Akit Devlette vergilendirilecektir.
5. 4’üncü fıkra hükümleri, Devletlerden birisinin, bu Devletin bir mukimi tarafından çıkarılan tahvil veya hisse senetlerinin, diğer Devletin bir mukimi tarafından elden çıkarılmasından sağlanan kazançları, iktisap ve elden çıkarma arasındaki sürenin bir yılı aşmaması ve elden çıkarmanın ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılması kaydıyla, kendi mevzuatına göre vergilendirme hakkını etkilemeyecektir.”
hükümlerini öngörmektedir.

Anılan maddenin dördüncü fıkrasına göre, bu maddenin bundan önceki fıkralarında belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının vergilendirme hakkı, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Devlete bırakılmıştır.

Bu durumda, İspanya mukimi ………… futbol kulübü tarafından, Türkiye mukimi şirketinize futbolcunun bonservisiyle birlikte satışından elde edilen gelirin vergilendirme hakkı İspanya’ya ait olup, Türkiye’nin vergilendirme hakkı bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, Anlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için, Türkiye’deki futbol kulübüne satış yapan söz konusu İspanya spor kulübünün, İspanya’da tam mükellef olduğunun ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğinin İspanya yetkili makamlarından alınacak mukimlik belgesi ile kanıtlanması ve bu belgenin aslı ile birlikte noterce veya İspanya’daki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilmiş Türkçe tercümesinin bir örneğinin Türkiye’deki vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
1 Temmuz 2014 Tarih ve 62030549-125[30-2013/12]-1745 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disina-odenen-bonservis-odemesi-uzerinden-tevkifat-hesaplanir-mi/feed/ 0