kulübü – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 04 Jan 2023 20:56:56 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Gelir vergisi mükellefinin amatör futbol kulübüne yaptığı bağışın tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesinde indirebilir mi? https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefinin-amator-futbol-kulubune-yaptigi-bagisin-tamami-yillik-gelir-vergisi-beyannamesinde-indirebilir-mi/ Thu, 05 Jan 2023 04:05:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=135970 Gelir vergisi mükellefi şahıs firması amatör futbol kulübüne bağış yapmak istiyor. Bu bağışın tamamını yıllık gelir vergisinden indirebilir mi? İndirebilirse spor kulübünden bağış makbuzu dışında başka evrak almamız gerekiyor mu?

Konu ile ilgili GVK 89/8.maddesi aşağıdadır. Beyan edilen matrah var ise bağışın tamamı indirilir.Makbuz dışında belge gerekmez.

8. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.indirilir.

______________________________

BENZER İÇERİKLER

______________________________

Bağış ve Yardımlar (Gelir Vergisi Kanunu)

GELİR VERGİSİ KANUNU

Diğer indirimler

Madde 89

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve (700 Sayılı KHK’nın 45 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanınca(15) vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve (6322 sayılı kanunun 9.maddesiyle değişen ibare; Yürürlük 15.06.2012)rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin(6) ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının (6525 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle eklenen ibare. Yürürlük; 27.02.2014) inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.

Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan (5281 sayılı Kanunun 43/8-d maddesiyle değişen ibare. Geçerlilik; 01.01.2005, Yürürlük; 31.12.2004) gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin(**) maliyet bedelinin tamamı.

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, (700 Sayılı KHK’nın 45 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanınca(15) vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen;

a) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,

b) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,

c) Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,

d) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,

e) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,

f) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirtilmesi çalışmalarına,

g) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,

h) 2863 sayılı Kanun kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,

i) Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve etkinlikler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatın tedariki ile film yapımına,

j) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına,

İlişkin harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların % 100’ü ((700 Sayılı KHK’nın 45 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı(14), bölgeler ve faaliyet türleri itibariyle bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni oranına kadar çıkarmaya yetkilidir).

3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.

(6728 sayılı kanunun 15 inci maddesiyle kaldırılan bent;Yürürlük 09.08.2016)(12)

(6552 sayılı Kanunun 92 inci maddesiyle değisen bent. Yürürlük; 11.09.2014) (700 Sayılı KHK’nın 45 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanınca(15) başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdî bağışların tamamı.(11)

(5904 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen bent. Yürürlük; 03.07.2009) İktisadi işletmeleri hariç,Türkiye Kızılay Derneğine (6322 sayılı kanunun 9.maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük 15.06.2012)ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine(7) makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı.

(6322 sayılı kanunun 9.maddesiyle eklenen bent; Yürürlük 15.06.2012) Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10’unu aşmayan kısmı.

________________________________

GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE İNDİRİM KONUSU YAPILABİLECEK BAĞIŞ VE YARDIMLAR

10.3. Bağış ve Yardımlar

10.3.1. Beyan Edilecek Gelirin %5’i ile Sınırlı Olarak İndirilebilecek Bağış ve Yardımlar

Gelir vergisi mükellefleri; genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve

Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin %5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki

illerde zikredilen kurum/kuruluş, dernek veya vakıflara yapılan bağış ve yardımların yıllık toplamı beyan edilecek gelirin %10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yaptıkları bağış ve yardımları yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerinden indirim konusu yapabilirler.

10.3.2. Tamamı İndirilebilecek Bağış ve Yardımlar

a) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı beyan edilen gelirden indirilebilecektir.

Okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu ve diğer tesisler ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılan ibadethane ve Diyanet

İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin yapımı veya bu tesislerin faaliyetlerine devam edebilmeleri için yapılan bağış ve yardımların (harcamaların) herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın vergi matrahının tespitinde dikkate alınabilmesi için bu bağış ve yardımların genel bütçeye dahil daireler, özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köylere yapılması gerekmektedir.

Ayrıca, mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılan ibadethaneler ve/veya Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın

din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası veya faaliyetine devam etmesine yönelik yapılan bağış ve yardımların; anılan amaçlarla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere de yapılması mümkündür.

b) Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedellerinin tamamı beyan edilecek gelirden indirilebilecektir.

c) Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen çalışmalara ilişkin harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların tamamı beyan edilen gelirden indirim konusu yapılabilecektir.

d) Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni veya nakdi bağışların tamamı indirim konusu yapılabilecektir.

e) İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı indirim konusu yapılabilecektir.

f) 7174 sayılı Kapadokya Alanı Hakkında Kanun kapsamında kurulan idareye yapılan her türlü nakdî ve ayni bağış ve yardımlar ile sponsorluk harcamalarının tamamı indirim konusu yapılabilecektir.

10.4. Sponsorluk Harcamaları

Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 uncu maddesinin sekizinci bendine göre yapılan sponsorluk harcamalarının;

  • Amatör spor dalları için %100’ü,
  • Profesyonel spor dalları için %50’si,

yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerden indirim konusu yapılabilecektir.

______________________________

Bağış Ve Yardımlar (Kurumlar Vergisi) 

Kurumlar Vergisi Kanunu Uygulama Genel Tebliği

10.3.2. Bağış ve yardımlar

10.3.2.1. Kurum kazancının %5’i ile sınırlı bağış ve yardımlar

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Matrahtan indirilmesi için bağış ve yardımın;

  • Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara yapılması,
  • Makbuz karşılığı olması,
  • Karşılıksız yapılması,
  • Sadece ilgili dönem kazancından indirilmesi
  • Beyannamede ayrıca gösterilmesi

gerekir. İndirilemeyen kısım diğer yıla nakledilemez.

Kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımların tutarı, o yıla ait kurum kazancının %5’i ile sınırlıdır.

İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen başlık) 10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar [5]

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri ile dini hizmetleri [6] geliştirmek ve devam ettirmek amacıyla yapılan harcamalar kurum kazancının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

  • Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin [7] inşası dolayısıyla yapılan harcamaların,
  • Söz konusu tesislerin inşası için yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların,
  • Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtları ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin [8] faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların

tamamı kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Sözü edilen tesislerin yapımı için bentte sayılan kuruluşlar dışında yer alan kamuya yararlı dernekler ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yapılan bağış ve yardımlar ise o yılki kurum kazancının %5’i ile sınırlı olmak üzere bu kapsamda indirim konusu yapılabilecektir.

10.3.2.2.1. Kapsam

Okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi yapımı veya bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardımların (harcamaların) herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın kurum kazancından indirilebilmesi, bu bağış ve yardımların aşağıdaki kamu idare ve kuruluşlarına yapılması halinde mümkündür.

  • Genel bütçeli idareler,
  • Özel bütçeli idareler,
  • İl özel idareleri,
  • Belediyeler,
  • Köyler.

10.3.2.2.2. Kapsama dahil olan bağış ve yardımlar

Kapsama dahil olan bağış ve yardımların;

  • Bağışlanan okul, sağlık tesisi ve 100 yatak kapasitesinden az olmamak üzere (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3. maddesiyle değişen ibare) rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin [7] inşası için yapılan harcama,
  • Bu tesislerin inşası için yapılan bağış ve yardım,
  • (7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4. maddesiyle değiştirilen ibare) Mevcut tesislerin faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım, [9]

niteliğinde olması gerekmektedir.

Düzenlemedeki “okul” ifadesinden, doğrudan eğitim-öğretim hizmetlerinin verildiği temel birimlerin anlaşılması gerekmekte olup rehberlik ve araştırma merkezi, mesleki eğitim merkezi, iş eğitim merkezi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve akşam sanat okulları da bu kapsamda değerlendirilecektir.

Düzenlemedeki “sağlık tesisi” ifadesinden ise Sağlık Bakanlığınca sağlık tesisi kapsamında değerlendirilen kurum ve kuruluşların anlaşılması gerekmektedir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 4. maddesiyle eklenen paragraflar) Düzenlemedeki “ibadethane” ve “yaygın din eğitimi verilen tesis” ifadelerinden de Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane sayılan yerler ile Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi olan ve din eğitimi verilen tesislerin anlaşılması gerekmektedir.

Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yaygın din eğitimi verilen tesisler için yapılan harcamaların da Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatınca denetlenmesi gerektiği tabiidir.

10.3.2.2.3. Kapsam dışında kalan bağış ve yardımlar

Okul, sağlık tesisi veya öğrenci yurduna ilişkin olarak yapılmış olsa dahi kamu idare ve kuruluşları dışında kalan kurum veya kuruluşlara yapılacak bağış ve yardımların vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı veya hangi limitler içinde yapılabileceği genel hükümler çerçevesinde değerlendirilecektir.

10.3.2.2.4. Bağış ve yardımın belgelendirilmesi

Ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekli ve yeterlidir.

Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları değerler için fatura düzenlemesi; düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması yeterlidir.

Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzası bulunacaktır.

Nakdi bağışların indirilebilmesi, bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarıyla belgelendirilmesi şartıyla mümkündür.

Kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan protokol gereğince kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde, söz konusu okul inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5. maddesiyle eklenen paragraflar) Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere yapılan bağışlar, anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan hesaplara yatırıldığına ilişkin alınan banka dekontlarına istinaden kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Ancak, bunlar dışındaki diğer dernek veya vakıflara bu amaçla yapılan bağış ve yardımların ise; mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla gerekli harcamaları finanse etmek üzere bağış ve yardım toplama amacıyla bir organizasyon oluşturulması ve bu hususta mülki idare amirleri ile bir protokol yapılması, nakdi olarak yapılacak bağış ve yardımlar için sadece protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere bir hesap açılması ve yapılan bağış ve yardımların bu hesaba yatırılması, ayni olarak yapılan bağış ve yardımların protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere şartlı olarak makbuz karşılığında yapılması, banka dekontu ile makbuzda hangi amaçla yapıldığına ilişkin bir açıklamanın yer alması, yapılan bağış ve yardımların, sadece yapılacak o işle ilgili olarak mülki idare amirleri gözetim ve denetimi altında kullanılması şartlarıyla, tamamının kurum kazancından indirim konusu yapılabilmesi mümkün olacaktır.

10.3.2.3. Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köyler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan veya Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen ya da desteklenmesi uygun görülen;

1) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,

2) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,

3) Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,

4) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,

5) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,

6) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirilmesi çalışmalarına,

7) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,

8) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,

9) Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve faaliyetler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatının tedariki ile film yapımına,

10) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültür ve sanat faaliyetlerinin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına

ilişkin harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların %100’ü kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilebilecektir. Bakanlar Kurulu, bölgeler ve faaliyet türleri itibarıyla bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye yetkilidir.

Bu çerçevede yapılacak bağış ve yardımlar için bağış yapılan projenin Kültür Bakanlığı tarafından desteklendiği veya desteklenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin ilgili Bakanlığın yazısının kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bağlı bulunulan vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir.

10.3.2.4. Doğal afetlere ilişkin bağış ve yardımlar

Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile makbuz karşılığında yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı kurum kazancından indirilebilecektir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 6. maddesiyle değişen bölüm) 10.3.2.5. Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine yapılan bağış veya yardımlar

5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (f) bendi ile 3/7/2009 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye Kızılay Derneğine ve 6322 sayılı Kanunla aynı bentte yapılan değişiklikle 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye Yeşilay Cemiyetine, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz karşılığı yapılan nakdî bağış veya yardımların tamamı, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilecektir.

Anılan Dernek ve Cemiyete yapılacak aynî bağış ve yardımlar ise Tebliğin “10.3.2.1. Kurum kazancının %5’i ile sınırlı bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilecektir.

Diğer taraftan, anılan Dernek ve Cemiyetin iktisadi işletmelerine yapılan bağış veya yardımların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir. [10]

(4 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 1. maddesiyle eklenen bölüm)

10.3.2.6. Yükseköğretim kurumlarına yapılacak bağış ve yardımlar

5904 sayılı Kanunla 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun3 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “nakdî” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

5904 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklikle birlikte, Kanunun yayım tarihinden (3/7/2009) itibaren üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerine yapılan aynî veya nakdî bağış ve yardımların tamamı, beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

(7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 7. maddesiyle eklenen bölüm)




Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ KURULDU https://www.muhasebenews.com/fenerbahce-spor-kulubu-kuruldu/ https://www.muhasebenews.com/fenerbahce-spor-kulubu-kuruldu/#respond Fri, 03 May 2019 16:30:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=56537 Fenerbahçe Spor Kulübü

1907 yılında Nurizade Ziya Bey, Ayetullah Bey, Necip Okaner, Asaf Beşpınar ve Enver Yetiker tarafından İstanbul’un Kadıköy ilçesinde kurulan spor kulübü.Renkleri sarı laciverttir.

Türkiye’nin en eski ve başarılı kulüplerinden olan Fenerbahçe’nin şubeleri futbol, basketbol, voleybol, atletizm, boks, e-Spor, kürek, masa tenisi, yelken ve yüzmedir.

Fenerbahçe Futbol Takımı, Türk futbol tarihinin ilk uluslararası başarısı olan Balkan Kupası’nı (1966-67) kazanmıştır. UEFA Kupa Galipleri Kupası’nda (1963-64) çeyrek final oynamış, 2008 yılında ise UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline kadar yükselmiştir. Ayrıca 2012-13 sezonunda UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finale çıkmıştır. 28 kez Türkiye futbol şampiyonu olarak (19 Süper Lig, 6 Millî Küme, 3 Türkiye Futbol Şampiyonası) Türk futbol tarihinde en çok millî şampiyonluk yaşamış takımdır. U-15 takımı 2011 yılında Avrupa şampiyonu olmuştur. A takımı iç saha maçlarını 2007 yılında yenilenmesi tamamlanan Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda oynamaktadır.

Erkek Basketbol Takımı, FIBA EuroChallenge’de 2005 yılında Final Four oynamış; EuroLeague’de 2007-08 sezonunda çeyrek finale, 2014-15 sezonunda ilk kez Final Four’a ulaşmıştır. 2015-16 sezonunda ise EuroLeague’de final oynamış ve Avrupa ikincisi olmuştur. 2016-17 sezonunda EuroLeague kupasını kazanan ilk ve tek Türk takımı olarak tarihe geçmiştir. Dört kez arka arkaya Final Four’a (2015, 2016, 2017, 2018) kalarak da Türk basketbolunda bir rekor elde etmiştir.

Kadın Basketbol Takımı 2004 ve 2005 yıllarında EuroCup Kadınlar’da Dörtlü Final’e ulaşıp, 2005 yılında final oynamıştır. 2006-07 sezonundan itibaren her sezon Avrupa’da EuroLeague’de çeyrek final oynamış; 2011-12 ve 2014-15 sezonlarında Avrupa dördüncüsü olmuş ve 2012-13, 2013-14 ile 2016-17 sezonlarında ise üç kez Avrupa ikinciliğine ulaşmıştır. Böylece Türk ve Avrupa basketbol tarihinde Fenerbahçe hem erkekler hem kadınlarda birinci seviye turnuva olan EuroLeague’de final oynayan ilk ve tek takım olmuştur.

Erkek Voleybol Takımı, Avrupa Top Teams Kupası’nda 2004-05 sezonunda çeyrek final oynamış, 2008-09 CEV Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkan ilk Türk takımı olmuş, 2009 ve 2013 yıllarında iki kez Balkan Şampiyonluğuna ulaşmıştır. Kadın Voleybol Takımı 2009’da CEV Kadınlar Kupası’nda üçüncü olmuş, 2009-10 ve 2010-11 sezonlarında Şampiyonlar Ligi’nde Dörtlü Final’e kalmış, sırasıyla Avrupa ikinciliği ve üçüncülüğü kazanmıştır. Takım, 2010 yılında Katar’da yapılan Kadınlar Dünya Şampiyonası’nda yenilgisiz Dünya Şampiyonu olmuş ve tarihi bir başarı elde etmiştir.2011-12 sezonunda ise Fenerbahçe iki sezondur kıl payı kaçırdığı Avrupa Şampiyonluğu unvanına ulaşmıştır. 2012-13 sezonunda bu kez Avrupa şampiyonu unvanıyla davet edildiği Dünya Kulüplerarası Voleybol Şampiyonası’nda üçüncü olmuştur. Sarı-lacivertliler aynı sezon CEV Kupası’nda final oynayarak ikinciliğe ulaşmışlardır. 29 Mart 2014’te erkeklerde CEV Challenge Kupası şampiyonu, kadınlarda CEV Kupası şampiyonu olmuştur. Böylece voleybol şubesi, aynı gün içinde hem erkeklerde hem kadınlarda Avrupa kupası kazanarak spor tarihine geçmiştir. Türkiye’de bunu başaran ilk ve tek takım olan Fenerbahçe, Avrupa’da da bu şerefe erişmiş sayılı birkaç kulüpten biri olmuştur.

Fenerbahçe Atletizmde takımlar düzeyinde, 12 kez Avrupa Şampiyonu olmuş, bunun haricinde de çeşitli dereceler almıştır. Erkek Atletizm Takımı A takımlar düzeyinde 1993 ve 2009 yıllarında B Grubu, 1999 yılında C Grubu’nda şampiyon olmuş, 1992, 1995 ve 1996 da ise ikinciliğe ulaşmıştır. Genç erkek takımı 2013 ve 2014’te Avrupa şampiyonu, 2010 ve 2011’de ise Avrupa ikincisi olmuştur. Genç erkek kros takımı ise üç yıl üst üste Avrupa şampiyonluğunu (2009, 2010 ve 2011), 2012’de Avrupa üçüncülüğünü, 2013, 2014 ve 2015’te ise Avrupa ikinciliğini kazanmıştır. Kadın Atletizm Takımı 1997 yılında C Grubu’nda, 1998 yılındaysa B Grubu’nda Avrupa ikincisi olmuştur. Genç kadın atletizm takımı 2010, 2012 ve 2014 yıllarında Avrupa şampiyonluğuna, 2011 ve 2013 yıllarında ise Avrupa ikinciliğine ulaşmıştır. Genç kadın kros takımı 2009’da Avrupa üçüncüsü olmuş, 2015 yılında Avrupa şampiyonluğuna ulaşmıştır.

Yüzme takımı da Avrupa’da başarılı olmuş ve bu branşta 2004 ve 2005 yıllarında iki kez Avrupa şampiyonu olmuştur.

Boks şubesi sporcuları, çeşitli kategorilerde Avrupa ve Dünya şampiyonu unvanlarını kazanmışlardır. Takım olarak ise 1999 yılında Ukrayna’nın Lviv kentinde düzenlenen Avrupa Şampiyonlar Kupası’nda ikinciliğe ulaşmıştır.

Fenerbahçe Erkek Masa Tenisi Takımı Avrupa ETTU Kupası’nda 2007-08 sezonunda final oynamıştır. Kadın takımı ise ETTU Kupası’nda 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında üst üste iki kez şampiyon olmuştur.2013-14 sezonunda Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde final oynamış, 2014-15 sezonu Şampiyonlar Ligi’nde ise tek bir maçta bile yenilmeden kupayı kazanarak Avrupa şampiyonu olan ilk ve tek Türk takımı olarak tarihe geçmiştir.Aynı zamanda o sezon kazanılabilen bütün kupaları kazanmıştır.

2010-11 sezonunda 5 ana branşın 5’inde de (Futbol, Basketbol Erkek, Basketbol Kadın, Voleybol Erkek, Voleybol Kadın) şampiyon olmuştur ve Türkiye’de bu başarıyı gösteren ilk ve tek kulüptür. Ayrıca bunun dışında kalan şubelerinden de şampiyonluklar almış ve tarihinin en şaşalı dönemlerinden birini yaşamıştır.

Tarihçe

1907-1923

Fenerbahçe’nin kurucularından Ziya Songülen ile Ayetullah Bey

Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II. Abdülhamit devrinin son günleri yaşanmaktadır. Saltanatının son zamanlarını yaşayan II. Abdülhamit’in rejimi her alanda etkisini yitirmeye başlamıştır. Bu azalma futbola da yansımış, artık Türk gençleri de futbol oynamaya başlamıştır.

Kulübün ilk temelleri; Ayasofya Camii baş vaizi Abdurrahman Hulusi Efendinin oğlu ve Saint Joseph Lisesi’nde beyaz sarıkla derslere giren Edebiyat muallimi Enver Yetiker Bey’in telkinleriyle, yolu yine bu okuldan geçmiş olan öğrenciler ve Kadıköy’ün gençleriyle birlikte Fenerbahçe Futbol Takımı’nın oluşturulmasıyla atılmıştır.Enver Bey, yıllar sonra bir içinde bulunulan siyasi istibdai dönem ve kulübün kuruluş öyküsü hakkında şu dizelerle bilgi vermişti; “Rolüm, istibdat içinde kıvranan gençlere hürriyet sevgisi aşılamaktı ve futbol toplantıları bu iş için en uygun zamanlardı

Necip Okaner

Bu durumdan yararlanan Kadıköylü gençlerden, Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya Bey ile Harekat Ordusu Feriki Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Moda Başpınar Sokak 3 numaralı evde yaptıkları görüşme neticesinde kuracakları takım hakkında kimi kararlar almışlardır. Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan devrin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlığı, Osmanlı Bankası memurlarından ve yine aynı okuldan mezun Ayetullah Bey’e katiplik görevi, Bahriye Subayı Necip Bey’e de kaptanlık ve veznedarlık görevi verilmiştir. Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapılması, armalarının Fenerbahçe Burnu’ndaki ışık saçan fenerden, formalarındaki renkleri ise Fener bahçesindeki papatyaların kıskançlık ve temizlik sembolü olan renklerinden, yani sarı ile beyazdan oluşması kararlaştırılmıştır.

Kulübün kadrosu semtteki gençlerden oluşturulmuştur. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul’da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile olmuştur.Kulüp sayısındaki artış İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurmuş, bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kurulmuştur.

Fenerbahçe Müzesi’nde eski takım formalarından biri

Kulüp kuruluşunda sarı-beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı-laciverte çevirmiştir. 1909-10 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi’ne katılmıştır. Fenerbahçe – Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet, ilk kez 17 Ocak 1909 tarihinde Galatasaray Lisesi öğrencilerinin takımı ile, yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır. Bu tarihten itibaren de o zamanlardaki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genellikle bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır.

Fenerbahçe Kulübü’nün ilk arması Fenerbahçe Burnu’ndaki ışık saçan beyaz deniz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştur. Ancak kulüp yöneticileri, bunu tatminkar bulmadıklarından ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa zamanda bu armayı iptal etmiştir. 1910 yılında futbolcu Solaçık Hikmet’in çizdiği arma herkesin beğenisini kazanmış ve kabul edilmiştir.

1910 yılında Kuşdili Kulübü’nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe kürek, avcılık, kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.

Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911-12 sezonunda hiç yenilmeden şampiyon olmuştur. Bu şampiyonluğun en önemli yanı ise, Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıdır. Bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltmiş, imkanlarını arttırmıştır. Altıyol’da bir kulüp lokali kiralanmış, lokalin açılışı ile üye sayısı çoğalmıştır. Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürülmüştür.

Kulübün kuruluş günü olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 Mayıs kabul edilir.

Kuruluş amacı

Eski Fenerbahçe arması (1910)

 

 

Kulübün amacı kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerinde şu şekilde belirtilmiştir:

Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. Vatan gençlerini vatanın korunmasına, zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır.Kulüp, özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması, millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır.

I. Dünya savaşı

I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte genç nüfus silah altına alınmaya başlanmıştır. İngiliz takımları İstanbul’da yaptığı maçları bırakmıştır. 1914-15 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı lig, iki ayrı küme halinde oynanmıştır. İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazanan Fenerbahçe ile İstanbul Futbol Birliği Ligi’nde birinci olan Galatasaray takımları, gerçek İstanbul şampiyonunun belirlenmesi amacıyla 11 Şubat 1916 günü İttihatspor sahasında (bugünkü Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu) karşılaşmışlardır. Muzaffer’in golüne karşılık Said Selahaddin’in 2, Galip Kulaksızoğlu’nun da 1 golüyle ezeli rakibini 3-1 yenmeyi başaran Fenerbahçe, hem 1914-15 sezonu şampiyonluğunu hem de İngiltere’den özel olarak getirtilen ve 10 yılın sonunda en çok şampiyon olacak takıma verilecek olan tarihi şildi kazanmıştır.

I. Dünya Savaşı sonrası kulübü ziyaret eden Mustafa Kemal Paşa’nın stadyumdaki resmi

Fenerbahçe, Çanakkale Savaşları boyunca birçok oyuncusunu kaybetmiştir. Kulüp 3 Mayıs 1918 tarihinde ağırladığı Mustafa Kemal Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir. Atatürk kulübün Kuşdili’ndeki lokaline ziyarette bulunmuştur. Bu tarih daha sonraları kulübün kuruluş günü olarak görülmüş ve kuruluş tarihi 3 Mayıs 1907 olarak kabul edilmiştir. Atatürk kulüp şeref defterine şunları not düşmüştür:

Fenerbahçe Kulübünün her tarafa mazhar-ı takdir olmuş bulunan asari mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifasi ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim.
Mustafa Kemal Atatürk

Kurtuluş Savaşı

İstanbul, 16 Mart 1920 günü işgal kuvvetlerince resmen işgal edilmiştir. Kurtuluş Savaşı zamanında işgal kuvvetlerine mensup özellikle İngiliz ve Fransız askeri takımlarıyla yapılan futbol maçları, İstanbul halkının büyük ilgisini çekmiştir. Türk kulüpleri bu takımlarla 5 yılda 50’sini Fenerbahçe’nin oynadığı toplam 80 maç yapmıştır. İşgal kuvvetleri takımlarına karşı kazanılan galibiyetler ise Türk takımlarını halkın gönüllerinde yüceltmiştir. Türk takımlarının özellikle de Fenerbahçe’nin, başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler, Türk halkına moral vermiştir.

Fenerbahçe futbol sahalarında işgal kuvvetlerine karşı ardı ardına aldığı galibiyetlerle Millî mücadelenin adeta İstanbul şubesi halini almıştır. O devirde Türk futbolu denince ilk akla gelen Fenerbahçe olmuştur. Kurtuluş Savaşı cephelerinden gelen her yeni zafer halkın moralini yükseltirken, Fenerbahçe’nin de aldığı galibiyetler bu morali daha da arttırmış. 1910’lu yıllarda en fazla iki bin kişinin izlediği Fenerbahçe, 1919-20 yıllarında 6-7 bin kişinin doldurduğu tribünlere oynamaya başlamıştır.

Sergi

1908 yılında Fenerbahçe ve Kadıköyspor takımlarının birkaç maçlık kısa birleşmesi esnasında çekilen bir fotoğraf

 

Fenerbahçe SK 1911-12 Şampiyonu

 

Fenerbahçe SK 1913-14 Şampiyonu

 

Fenerbahçe SK 1920-21 Şampiyonu

 

Fenerbahçe SK 1922-23 Şampiyonu

 

1924-25 sezonundaki bir maç öncesi Fenerbahçe ve Galatasaray takımları

1927-1947

Türkiye’de ilk kürek yarışı Galatasaray Mekteb-i Sultani’si ile İstanbul Mekteb-i Sultani’si arasında 25 Ağustos 1913 Pazar günü padişahın gözetiminde Moda koyunda yapılmıştır. Bu 4 tek kürek müsabakasını Galatasaray kazanmıştır.

Bu branşlarda sürekli gelişim gösteren Fenerbahçe, 25. kuruluş yılında 5-6 Haziran 1932 gecesi meydana gelen Kuşdili Yangını sonucunda kupalarından üye kayıt ve maç defterlerini de içeren belgelerine kadar gelmiş geçmiş bütün maddi eser ve izlerini kaybediyordu.

1936 yılında Ankara ve İzmir şehirlerinin takımlarının katılımıyla Millî Küme kuruldu. Millî küme 1942, 1948, 1949 yılları hariç 1936-1950 yılları arasında düzenlenmiştir. 1938 yılında kendi isteğiyle ligden çekilen Fenerbahçe, bunun dışındaki tüm turnuvalara katılmış 1937, 1940, 1943, 1945, 1946 ve 1950 yıllarında olmak üzere 6 kez kazanarak bu kupada en çok zafere ulaşan takım olmuştur.

1939 yılı Türk futbolunda bir ilk gerçekleşti. 9 Eylül 1939 Cumartesi akşamı 21.00’de, Taksim Stadı’nda Fenerbahçe ile Beyoğluspor ilk gece maçına çıktılar. İlk gece maçındaki ilk golü Fenerbahçeli Fikret Kırcan atmış, Fenerbahçe sahadan 4-2 yengin ayrılmıştı.

Siyaset ve Futbol

Bu zamanlarda siyaset çoğu sporu etkilemiştir. 1929-30 yıllarında başlayan ve CHP tarafından düzenlenen turnuvada 10 yıl boyunca en çok şampiyon olan takım İstanbul Şildi’ni kazanacaktı. 7 yıl düzenlenen turnuvada Fenerbahçe 4 kez kazanınca İstanbul Şildi’nin sahibi oldu.

Şükrü Saracoğlu

1936 Yaz Olimpiyatları’na da siyaset damgasını vurmuş, Berlin’de düzenlenen Olimpiyat Oyunları adeta Adolf Hitler’in gövde gösterisine dönmüştü. II. Dünya Savaşı başlamadan önce devletler, başka devletleri kendi saflarına çekmek için uğraşıyorlardı. Bu amaçla İngiltere’nin profesyonel futbolcuları 1941 yılında Türkiye’ye gelir. İngilizler, Ankara’da ve İstanbul’da olmak üzere Fenerbahçe ile 2 maç oynarlar. Ankara’daki ilk maç 2-2 berabere sona erer. İkinci maç İstanbul’da, eski adıyla Fenerbahçe yeni adıyla Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda oynandı. Maç esnasında Fenerbahçe aleyhine bir penaltı verildi. Topun başına o güne kadar hiç penaltı kaçırmayan Wodword geçti. Kalede ise Cihat Arman vardı. Vuruşu bir metre yükseklikten sol kale direğinin hemen yanından ağlarla buluşacakken, Cihat Arman hiç görülmemiş bir şekilde topu kornere çıkarttı. İngilizler donup kalmıştırlar. Herkes şaşkınlık içindeydi. İngilizler sıraya girerek bu olağandışı kurtarışı yapan kaleci Cihat Arman’ı teker teker tebrik etmişlerdir.

Yine Nazi Almanyası’nın propagandasını yapmak üzere 31 Mayıs 1942’de SK Admira Wien takımı Türkiye’ye gelir. Viyana ekibi Beşiktaş’ı 3-2, Galatasaray’ı da 3-0 yener. Son maçını Fenerbahçe’ye karşı yapar ve 2-1 mağlup olur.

1998 yılında tek oyla başkanlık seçimini kazanan Aziz Yıldırım’dan sonra en uzun süre başkanlık yapmış olan Şükrü Saracoğlu, bir siyaset adamıydı. Bunun yanında sıkı bir Fenerbahçeliydi. Fenerbahçe’ye birçok faydası dokunmuştur. Bugünkü Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın yerinde bulunan alan sembolik 1 TL karşılığı Fenerbahçe’ye kazandırılmıştır. Hükumetlerde görevdeyken bile Fenerbahçe başkanlığını sürdürmüş, siyasetteyken, 1934-1950 yılları arasında görevde bulunmuştur. Daha sonraları stadyuma adı verilmiştir.

1947-1967

Diğer sporlar

II. Dünya Savaşı her şeyi olduğu gibi Fenerbahçe’yi de finansal olarak olumsuz etkiledi. Buna karşın sportif anlamda başarılar devam etti. Fenerbahçeli atlet Ruhi Sarıalp, Londra’da düzenlenen 1948 Yaz Olimpiyatları’nda üç adım atlamada bronz madalya kazandı. Bu bir Türk’ün atletizm alanında kazandığı ilk madalyaydı.

1944’te Fenerbahçe, ikinci resmî şubesini basketbol alanında kurdu. Böylece futboldaki Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti basketbola da sıçradı. Ekip ilk büyük başarısını 27 Mart 1954’te elde etti.Bu tarihte Galatasaray’ı ilk kez yenerek ezelî rakibinin basketboldaki hegemonyasına büyük bir darbe vurdu. Takım ilk şampiyonluğuna ise 1957 yılında ulaştı.

Fenerbahçe ve Galatasaray ezelî rekabetini 1947 yılında bir başka sporda sürdürdü: Ragbi. Yapılan ilk karşılaşma 18 Mayıs 1947’de oynandı. Bu ayrıca son karşılaşma da oldu. Fenerbahçe karşılaşmayı 12-0 kazandı. Bu sonuç karşısında Galatasaray ragbi şubesini kapatmaya karar verdi.

Lefter ve Can

30 Mart 1947’de Macar Ignace Molnar, futbol takımının başına getirilir. Ignace Molnar yönetiminde takım 1947-48 sezonunda İstanbul Futbol Ligi’ni kazanır. Lefter Küçükandonyadis bu sezon takıma transfer olmuş ve şampiyonlukta önemli katkıları olmuştur. Taksimspor’dan takıma dahil olmuş ve futbol oynadığı dönemde sihirbaz olarak tanınmıştır. Birçok meziyetiyle ön plana çıkmıştır. Fenerbahçe taraftarlarının kalbinde taht kuran Lefter’e “Ver Leftere, yaz deftere” sloganı yazılmıştır. Fenerbahçe’de bulunduğu zaman içinde birçok rekora imza atmıştır. Lefter Küçükandonyadis daha sonra 1951’de Fiorentina’ya transfer olmuştur.

Ezelî rakipler Fenerbahçe ile Galatasaray’ın son yıllardaki maçlarından biri

1950’de açılan Adalet kulübü hızla gelişmek ister. Kulüp, büyük takımın önemli oyuncularına hem büyük transfer ücretleri ödüyor hem de mensucat fabrikasında bir tezgâh veriyordu. Birçok futbolcu Adalet’e geçti. Bunlar içinde Fenerbahçeliler de vardı.Fenerbahçe beş futbolcusunu Adalet’e kaptırır. Bu beş futbolcunun dışında, Lefter İtalya’ya gitmiş, Cihat Arman futbolu bırakmıştı. Fenerbahçe zor bir döneme girdi. Bunların yerine kulüp birçok genç oyuncu aldı. Bu yeni takıma “Küçük Şeytanlar” adı verilmişti. Küçük Şeytanlar Adalet’le oynanan maçı 1-0 kazanmayı başardı. Ayrıca bu genç takım 1952-53 sezonunda şampiyonluğa ulaştı.

Bir ara Fenerbahçe basketbol takımında da oynayan Can Bartu daha sonra futbola geçti. Bartu’nun idolü Lefter’di. Amacı bir gün Lefter gibi Avrupa’da oynamaktı. Fenerbahçe, 1959’da ilk kez düzenlenen profesyonel lige iyi başladı ve Beyaz Grubu birinci tamamlayıp Kırmızı Grup birincisi olan Galatasaray ile final oynamaya hak kazandı. İki ayak üzerinden oynanan finalin ilk ayağında Fenerbahçe, Galatasaray’a 1-0 mağlup oldu. 4 gün sonrasında yapılan ikinci ayak maçında ise Galatasaray’ı 4-0 yenen Sarı-Kanaryalar ilk kez düzenlenen ligde şampiyonluğa ulaştı.

1959 yılında Fenerbahçe Şampiyon Kulüpler Kupası’nda mücadele etmeye hak kazandı. Macar antrenör Ignace Molnar yönetimindeki Fenerbahçe, Macar Şampiyonu Csepel SC ile İstanbul’da Can Bartu’nun golüyle 1-1 berabere kaldı. Fenerbahçe deplasmanda 3-2 kazandı ve bir üst tura çıktı. Bu, Türk takımları için ilkti, çünkü ilk kez bir Türk takımı Avrupa’da bir üst tura çıkmıştı.

1967-1990

Ünlü isimler

Fenerbahçe Stadı’nın bugünkü hali

1968 yılında Şampiyon Kulüpler Kupası’da Fenerbahçe İngiltere Şampiyonu Manchester City ile eşleşti. Bundan iki yıl önce İngiltere, FIFA Dünya Kupası’nı kazanmıştı. Türkiye ve İngiltere’deki herkes bu eşleşmenin favorisinin açık ara farkla Manchester City olduğunu düşünüyordu. İlk maç Manchester şehrinde oynandı ve özellikle kaleci Yavuz Şimşek’in güzel oyunu maçın 0-0 bitmesini sağladı.[32] İkinci maç 2 Ekim 1968’de İstanbul’da oynandı. Manchester City maça baskılı başladı. Ercan Aktuna kaleci Yavuz’a pas attı fakat pas kısa düşünce Coleman araya girdi ve 12. dakikada durumu İngiliz ekibinin lehine çevirdi. İlk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci yarıda oyuna Abdullah Çevrim girdi ve hemen 46. dakikada bir karambolde topu ağlara göndermeyi başardı: 1-1. Kalan dakikalarda skora göre turu geçen taraf olan Manchester City savunmaya çekildi. 76. dakikada Ogün Altıparmak’ın vuruşu gol olunca İngilizler şoka uğradı. Durum 2-1 e geldi ve maç böyle tamamlandı. Fenerbahçe, dönemin en güçlü ekiplerinden Manchester City’yi elemişti. Ertesi gün Türkiye’deki gazetelerde şöyle manşetler atıldı: “Dünya Şampiyonlarının şampiyonunu yendik”.

1972 yılında ilginç bir kişi Fenerbahçe’de teknik direktörlük görevine geldi. 1962 FIFA Dünya Kupası’nda Brezilya’nın kupayı almasında pay sahibi olmuş Valdir Pereira takımın başına getirildi. Valdir Pereira’nın diğer ismi Didi idi. Fenerbahçe, Didi yönetiminde üç yılda sekiz kupa kazanmayı başardı.Didi zamanında, Cemil Turan ve Osman Arpacıoğlu’lu takım 18 kez Galatasaray’a karşı oynadı. Fenerbahçe bu maçlarda 10 galibiyet 6 beraberlik alırken Galatasaray 2 kez sahadan yengin ayrıldı. Fenerbahçe, Didi’li yıllarda oldukça başarılı oldu ve popüleritesini artırdı. Milliyet tarafından yapılan anket sonuçlarına Fenerbahçe o tarihte %60,56 ile en çok taraftara sahip kulüptü.

Alçaklar ve Yüksekler

1980 yılında Fenerbahçe, takımın başına Eintracht Frankfurt’tan Alman bir çalıştırıcı getirdi. Friedel Rausch yönetimindeki Fenerbahçe en dramatik sezonunu yaşadı. Takım ligde büyük düşüşler yaşadı ve sezonu 10. sırada tamamlayabildi. 16 takımın olduğu ve 14., 15., ve 16.’nın küme düştüğü ligde Fenerbahçe 10. oldu. Ligden düşen takımlardan Çaykur Rizespor ile aynı puandaydı. Takım averajla ligde kalabilmişti.

Fenerbahçe Müzesi’ndeki eski Fenerbahçe formaları

Sarı-Kanaryalar için 1985-1988 yılları arası da pek parlak geçmedi. Takım iki kez beşincilik, bir kez de sekizincilik aldı. Bu üç sezonda kulüp altı çalıştırıcı değiştirdi. Bu, değişim için iyi bir zamandı. Rıdvan Dilmen ve Aykut Kocaman transfer edildi. Kaleye Almanya millî takımı kalecisi Harald Schumacher alındı. Alman kaleci daha önce 1982 ve 1986 Dünya Kupalarında, Batı Almanya millî takımında görev yapmıştı. Harald Schumacher dışında kadroda yabancı futbolcu yoktu. Oldukça kaliteli bir kadro kuruldu. 1988-89 sezonu takım için kırılması zor rekorlar yılı oldu. Fenerbahçe 103 kez (maç başına 2,86) rakip fileleri sarsarak bu alanda lig rekorunu kırdı. Kalesinde sadece 27 gol gördü. Fenerbahçe 36 maçtan 29’unu kazanırken 6’sında berabere kaldı, birinde yenildi. Toplayabileceği 108 puandan 93’ünü topladı ve %86,11’lik bir başarı sağladı. Başarı yüzdesi ve alınan puan alanında da rekor kırılmış oldu. Gol kralı Fenerbahçe’den çıktı. Aykut Kocaman 29 gol atmıştı. Rıdvan Dilmen ise tam 41 asist yapmış 19 kez de fileleri sarsmıştı.

Diğer bir parlak başarı 3 Mayıs 1989 tarihinde sağlandı. 1988-89 sezonunda Galatasaray ile Türkiye Kupası’nda karşılaşıldı.Maç Ali Sami Yen Stadı’nda oynandı. Galatasaray ilk yarıyı Tanju Çolak’ın attığı üç golle önde kapadı. Galatasaray üstün durumdaydı ve kimi spor yazarları ikinci yarıda farkın açılacağını, böylece Galatasaray’ın tarihi bir zafer elde edeceğini düşünüyorlardı. Devre arasında Veselinoviç takımı çok iyi bir şeklide motive eder ve onlara: “Onlar bize bir devrede üç gol atabiliyorsa, biz onlara beş tane atarız. Sahaya çıkın ve ne kadar Fenerbahçeli olduğunuzu onlara gösterin” der. İkinci yarıda Aykut Kocaman ve Hasan Vezir’in (3) golleriyle Fenerbahçe rakibini 4-3 devirir.

1990-2018

1990’lar

1990-91 sezonunda Fenerbahçe’nin başına Hollandalı çalıştırıcı Guus Hiddink getirildi. O sezon Fenerbahçe için oldukça kötü geçecekti. Harald Schumacher sarılık geçirdi ve futbola ara vermek zorunda kaldı. Rıdvan Dilmen’in peşini sakatlıklar bırakmadı. Fenerbahçe sezona 1-6’lık Aydınspor hezimeti ile başladı. Bu, kulüp tarihinde ligde alınan en büyük yenilgiydi.Sezon istenilen gibi gitmedi ve takım beşinci olarak ligi kapadı. Buna karşın erkek basketbol takımı, tarihindeki ilk şampiyonluğunu bu sezon elde etti.

Fenerbahçe’yi 1 yıl çalıştıran ve şu anda Almanya millî futbol takımı başında olan Joachim Löw

Brezilyalı çalıştırıcı Zico

1990’lı yıllar takım için pek parlak geçmedi. 1990-2000 arasında sadece bir kez lig şampiyonluğuna ulaşıldı. 1995-96 sezonunda takım lig şampiyonluğuna ulaştı. Aynı yıl Türkiye Kupası’nda finale çıktı. İki maç üzerinden oynanan karşılaşmalarda Fenerbahçe, uzatma devresinde yediği golle Galatasaray’a mağlup oldu. Buna karşılık bu dönemde Fenerbahçe 4 yıl lig gol kralını çıkardı. 1991-92 ve 1994-95 sezonunda Aykut Kocaman 25 ve 27 golle, 1992-93 sezonunda Tanju Çolak 27 golle, 1993-94 sezonunda Bülent Uygun 22 golle gol krallığına ulaştı.

Tüm bunlara karşın kulüp 10 yıl boyunca ekonomik ilerlemeler kaydetti. Ali Şen ve Aziz Yıldırım gibi başkanlar sayesindeki bu ekonomik ilerleme ile kaliteli futbolcular ve ünlü teknik adamlar takıma kazandırıldı. Joachim Löw ve Carlos Alberto Parreira bunlardan ikisiydi. Yine birçok ünlü yabancı futbolcu takımda oynadı: Jay-Jay Okocha, Elvir Baliç, Emil Kostadinov, Jes Høgh…

Yeniden yapılanma ve tesisleşme

Stadyumdan bir görünüm

1998 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde Aziz Yıldırım, bir oy farkla başkanlığa seçildi. Yıldırım, devamlı bir sportif başarı için, kulüp ekonomisinin sağlam temellere dayanması gerektiğini düşünüyordu. Bu amaçla uzun vadede planlar yaptı. Fenerbahçe Stadyumu olarak anılan stadyumun adını Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu olarak değiştirdi. 28.000 kişilik bu stadyumun 1982 yılında projelendirilen kapasite arttırma çalışmalarına başlandı. 1999-2000 sezonunda Yeni Açık diye adlandırılan, Kurbağalıdere tarafındaki tribün yıkılarak inşaata başlandı. Sponsor olarak Migros ile anlaşıldı. 2000-01 sezonunun ilk maçı geldiğinde kapasite 30.000’e çıkarılmıştı. Sezon içinde diğer kale arkası tribün yıkıldı ve inşaasına başlandı. Sponsor olarak Telsim ile anlaşıldı ve 6 Mayıs 2001’deki Fenerbahçe – Galatasaray maçına yetiştirildi. Bu tribünler ile birlikte stadın kapasitesi 42.000’e ulaştırılmıştı. Bu maç ile İstanbul seyirci ve hasılat rekoru kırıldı.

Daha sonra Maraton Tribün yıkıldı. İnşaat hızla bitirildi, 16 Şubat 2002’de oynanan yine bir Fenerbahçe – Galatasaray maçıyla tribün açılışı yapıldı. Maçı 45.000 civarında taraftar izledi.

2005 yılının mart ayında numaralı tribün hızla yıkıldı. 8-9 ay gibi kısa zamanda yeni tribün yapıldı. Bu tribüne Fenerium Tribünü adı verildi. 2006-2007 sezonunda stada ısıtma sistemi eklendi.

Tüm bunların yanında kulübe önemli tesisler kazandırılmış, altyapı çalışmaları hızlandırılmıştır. Can Bartu Tesisleri 2000 yılında hizmete girmiştir. Altyapıya hizmet veren Fikirtepe Tesisleri 1999 yılında açılmıştır. Dereağzı Tesisleri 2003 yılında suni çimle kaplanmıştır. Faruk Ilgaz Tesisleri 2004’te, modernize edilmiş şekilde hizmete sokulmuştur.

2018’den günümüze

3 Haziran 2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda 20 yıldır kulübün başkanı olan Aziz Yıldırım’ın karşısına Ali Koç başkan adayı olarak çıktı. Kongre sonucunda 20.736 geçerli oyun 16.092’sini alan Ali Koç Fenerbahçe’nin 37. başkanı oldu.

Başkanlar

  • 1907-1908 Ziya Songülen
  • 1908-1909 Ayetullah Bey
  • 1909-1910 Tevfik Haccar Taşçı
  • 1910-1911 Galip Kulaksızoğlu
  • 1911-1912 Osman Fuat Efendi
  • 1912-1914 Hamit Hüsnü Kayacan
  • 1914-1915 Mehmet Hulusi Bey
  • 1915-1916 M. Sabri Toprak
  • 1916-1918 Dr. Nazım Bey
  • 1918-1919 Refik Ahmet Nuri Sekizinci
  • 1920-1923 Ömer Faruk Efendi
  • 1924-1927 Nasuhi Baydar
  • 1928-1932 Muvaffak Menemencioğlu
  • 1932-1933 Sait Selahattin Cihanoğlu
  • 1933-1934 Hayri Celal Atamer
  • 1934-1950 Şükrü Saraçoğlu
  • 1950-1951 Ali Muhiddin Hacı Bekir
  • 1951-1953 Osman Kavrakoğlu
  • 1953-1954 Bedii Yazıcı
  • 1955-1957 Zeki Rıza Sporel
  • 1958-1959 Agah Erozan
  • 1960-1960 Medeni Berk
  • 1960-1961 Hasan Kamil Sporel
  • 1961-1962 Razi Trak
  • 1962-1966 İsmet Uluğ
  • 1966-1974 Faruk Ilgaz
  • 1974-1976 Emin Cankurtaran
  • 1976-1980 Faruk Ilgaz
  • 1980-1981 Razi Trak
  • 1981-1983 Ali Şen
  • 1983-1984 Faruk Ilgaz
  • 1984-1986 Fikret Arıcan
  • 1986-1989 Tahsin Kaya
  • 1989-1993 Metin Aşık
  • 1993-1994 Güven Sazak
  • 1994-1994 Hasan Özaydın
  • 1994-1998 Ali Şen
  • 1998-2018 Aziz Yıldırım
  • 2018- Ali Koç

Unutulmaz Futbolcular

Kulüp tarihindeki en golcü oyuncu Zeki Rıza Sporel

Fenerbahçe 1907 yılında kurulduğunda oldukça kısıtlı bir kadroya sahipti. Bunlardan Galatasaray Sultanisinden gelen Galip Kulaksızoğlu ilk kadrodan kulüpte en fazla kalan isimdi. Kulüpte 17 yıl geçiren Kulaksızoğlu 1924 yılında jübile yapana kadar 216 maça çıkmıştı. Zeki Rıza Sporel Fenerbahçe’nin altyapısından çıkmış ilk isimlerdendi. 18 yıllık kulüp kariyerinde 352 maçta 470 gol atarak maç başına 1,3 gol ortalaması ile kulüpte önemli bir yer edinmiştir. Zeki Rıza Sporel 16 kez forma giydiği Türkiye millî futbol takımı forması ile 15 gole imza atmıştır. Cihat Arman kulübe en uzun süre hizmet eden kalecilerdendir. 12 sezon boyunca 308 maça çıkmıştır.

Lefter Küçükandonyadis, Avrupa’da mücadele eden ilk Türk oyunculardandır. Lefter, Fenerbahçe’ye geri dönmeden önce 2 yıl boyunca sırayla Fiorentina ve OGC Nice takımlarında oynamıştır. Lefter 615 maçta 423 gol atarak kulübün 2 İstanbul Ligi, 3 Lig zaferi kazanmasında etkili olmuştur. Bir başka oyuncu Can Bartu, kulübün Avrupa’ya ihraç ettiği oyunculardandır. Ayrıca Can Bartu bir Avrupa kupası finalinde (Fiorentina – Atlético Madrid) top koşturan ilk Türk oyuncu olmuştur. Bartu, Fenerbahçe’ye geri dönmeden önce Venezia ve SS Lazio takımlarında da futbol oynamıştır. Bartu, Fenerbahçe’de 330 lig maçında 162 gol atmış ve 4 lig zaferi yaşamıştır.

Yakın geçmişte, özellikle yabancı futbolcular taraftarın gönlünde taht kurmuştur. Bunlardan Uche Okechukwu 13 sezon Fenerbahçe ve İstanbulspor’da forma giymiş ve Türkiye’de en uzun zaman kalmış yabancı oyuncu unvanını elde etmiştir. Uche, Fenerbahçe kariyerinde 2 lig şampiyonluğu yaşamış ve taraftarlar tarafından kulübün unutulmaz isimlerinden biri olarak görülmektedir.

Pierre van Hooijdonk, Fenerbahçe’ye 2003 yılında gelmiş ve 2 yıl futbol oynamıştır. Hooijdonk, Fenerbahçe formasıyla çıktığı 53 maçta 32 gol atmıştır. Hem sıcak kanlı tavırları hem de başarılı futboluyla Fenerbahçe’nin iki yıl üst üste şampiyon olmasına bulunduğu katkılardan dolayı taraftarın gönlünde kendisine yer bulmuştur.

Alex de Souza Fenerbahçe’ye 2004 yılında katılan Brezilyalı oyuncu 8 yıl sonra 2012’de dönemin Teknik Direktörü ile yaşadığı sorunlardan dolayı sözleşmesi fesih edilerek gönderilmiştir. Alex Fenerbahçe’de toplam 277 maçta 164 gol 133 asist ile adını Fenerbahçe ve Türk futbol tarihine kazımıştır. Taraftarlarca heykeli dikilen Alex’in veda mesajı ise onun unutulmayacak bir futbolcu olduğunu adeta bağırmaktadır. Sözleşmesi fesih edildiği dakikalarda Twitter üzerinden yazdığı iletide; “Fenerbaçe bir oyuncu kaybetti ama bir taraftar kazandı” demiştir.

Arma

Fenerbahçe 100.yıl Kurumsal Logosu

Arma, 1910 yılında resimde yeteneği olan futbolcu Topuz Hikmet tarafından tasarlanmıştır ve bu arma günümüze kadar ulaşmıştır. Topuz Hikmet’in anlatımıyla Fenerbahçe armasının öyküsü:

Kulübümüzün rengi sarı-beyazdan, sarı-laciverte çevrildikten sonra bu yeni renklerle bir arma yaptırılması gündeme geldi. Arkadaşlarım bu armanın çizilmesini benden rica ettiler. İlk önce bayrağımızın renkleri kırmızı ile beyazı bir araya getirdim. Sonra kırmızı üzerine bir kalp şekli çizerek bunu sarı-laciverte boyadım ve üzerine de metanet, kuvvet ve sağlamlığın ifadesi olan meşe dalını resmettim. Beyaz kısma da kulübümüzün ismini ve kuruluş tarihini yazdım. Rozetimizi çizerken, ona şu manayı vermeye çalıştım; Kalpten gelen bir bağımlılıkla bu kulübe hizmet etmek. Çizdiğim şekil arkadaşlarım tarafından beğenildi ve yeni arma o tarihlerde Almanya’da bulunan Tevfik Haccar’ın aracılığıyla orada yaptırıldı. Yeni harflerin kabulünden sonra aynı şekilde muhafaza edildi. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazısı yeni harflerle değiştirildi.

Uluslararası Başarılar

Şube Organizasyon Sonuç Yıl
Tenis 1931-32 Balkan Şampiyonası Şampiyon 1932
Futbol 1966-67 Balkan Kupası Şampiyon 1968
Kadın boks 1999 Avrupa Şampiyonlar Kupası İkinci 1999
Yüzme 2004 CIJ Meet Şampiyon 2004
Yüzme 2005 CIJ Meet Şampiyon 2005
Kadın basketbol 2004-05 EuroCup Kadınlar İkinci 2004-05
Erkek masa tenisi 2007-08 ETTU Kupası İkinci 2007-08
Erkek voleybol 2009 Erkekler Voleybol Balkan Kupası Şampiyon 2009
Kadın voleybol 2009-10 CEV Kadınlar Şampiyonlar Ligi İkinci 2009-10
Kadın voleybol 2010 FIVB Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası Şampiyon 2010
Kadın voleybol 2011-12 CEV Kadınlar Şampiyonlar Ligi Şampiyon 2011-12
Kadın masa tenisi 2011-12 ETTU Kupası Şampiyon 2011-12
Kadın masa tenisi 2012-13 ETTU Kupası Şampiyon 2012-13
Kadın voleybol 2012-13 CEV Kadınlar Kupası İkinci 2012-13
Kadın basketbol 2012-13 EuroLeague Women İkinci 2012-13
Kadın basketbol 2013-14 EuroLeague Women İkinci 2013-14
Erkek voleybol 2013 Erkekler Voleybol Balkan Kupası Şampiyon 2013
Erkek voleybol 2013-14 CEV Challenge Kupası Şampiyon 2013-14
Kadın voleybol 2013-14 CEV Kadınlar Kupası Şampiyon 2013-14
Kadın masa tenisi 2013-14 Avrupa Şampiyonlar Ligi İkinci 2013-14
Kadın masa tenisi 2014-15 Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyon 2014-15
Kadın atletizm 2015 Avrupa Atletizm Şampiyon Kulüpler Kupası İkinci 2015
Erkek basketbol 2015-16 Euroleague İkinci 2015-16
Kadın basketbol 2016-17 EuroLeague Women İkinci 2016-17
Erkek basketbol 2016-17 EuroLeague Şampiyon 2016-17
Erkek basketbol 2017-18 EuroLeague İkinci 2017-18

Futbol Başarıları

Fenerbahçe Türkiye tarihinde 94 kez ile en çok kupa kazanan takım olmuştur.

Türkiye’deki başarılar

Millî Şampiyonluklar – 28 (rekor)

  • Süper Lig
    • Şampiyon (19): 1959, 1960-61, 1963-64, 1964-65, 1967-68, 1969-70, 1973-74, 1974-75, 1977-78, 1982-83, 1984-85, 1988-89, 1995-96, 2000-01, 2003-04, 2004-05, 2006-07, 2010-11, 2013-2014
    • İkinci (22): 1959-60, 1961-62, 1966-67, 1970-71, 1972-73, 1975-76, 1976-77, 1979-80, 1983-84, 1989-90, 1991-92, 1993-94, 1997-98, 2001-02, 2005-06, 2007-08, 2009-10, 2011-12, 2012-13, 2014-15, 2015-16, 2017-18
  • Millî Küme
    • Şampiyon (6) (rekor): 1937, 1940, 1943, 1945, 1946, 1950
    • İkinci (2): 1944, 1947
  • Türkiye Futbol Şampiyonası
    • Şampiyon (3) (rekor): 1933, 1935, 1944
    • İkinci (2): 1940, 1947

Millî Kupalar

  • Türkiye Kupası
    • Şampiyon (6): 1967-68, 1973-74, 1978-79, 1982-83, 2011-12, 2012-13
    • İkinci (11): 1962-63, 1964-65, 1988-89, 1995-96, 2000-01, 2004-05, 2005-06, 2008-09, 2009-10, 2015-16, 2017-18
  • Türkiye Süper Kupası
    • Şampiyon (9): 1968, 1973, 1975, 1984, 1985, 1990, 2007, 2009, 2014
    • İkinci (9): 1970, 1974, 1978, 1979, 1983, 1989, 1996, 2012, 2013
  • Başbakanlık Kupası
    • Şampiyon (8) (rekor): 1945, 1946, 1950, 1973, 1980, 1989, 1993, 1998
    • İkinci (7): 1944, 1971, 1976, 1977, 1992, 1994, 1995
  • Atatürk Kupası
    • Şampiyon (2) (rekor): 1963-64, 1998
  • Spor Toto Kupası
    • Şampiyon (1): 1966-67

İstanbul Şampiyonlukları

  • İstanbul Ligleri
    • Şampiyon (16) (rekor): 1911-12, 1913-14, 1914-15, 1920-21, 1922-23, 1929-30, 1932-33, 1934-35, 1935-36, 1936-37, 1943-44, 1946-47, 1947-48, 1952-53, 1956-57, 1958-59
    • İkinci (18): 1915-16, 1917-18, 1921-22, 1925-26, 1926-27, 1928-29, 1930-31, 1933-34, 1937-38, 1938-39, 1939-40, 1940-41, 1942-43, 1944-45, 1945-46, 1949-50, 1955-56, 1957-58
  • İstanbul Kupası
    • Şampiyon (1): 1944-45
  • İstanbul Şildi
    • Şampiyon (4) (rekor): 1929-30, 1933-34, 1937-38, 1938-39

Uluslararası başarılar

  • UEFA Şampiyonlar Ligi
    • Çeyrek final (1): 2007-08
  • Şampiyon Kulüpler Kupası
    • 2. Tur (Son 16) (5): 1959-60, 1961-62, 1968-69, 1974-75, 1985-86
  • UEFA Avrupa Ligi
    • Yarı final (1): 2012-13
    • Son 16 (1): 2015-16
    • Son 32 (4): 2004-05, 2006-07, 2009-10, 2016-17
  • UEFA Kupa Galipleri Kupası
    • Çeyrek final (1): 1963-64
  • Balkan Kupası
    • Şampiyon (1): 1966-67 (Fenerbahçe’nin ve Türkiye’nin Avrupa’daki ilk kupası)
    • Yarı final (1): 1960-61

Basketbol Başarıları

Erkek Basketbol

Türkiye’deki başarılar

  • Türkiye Basketbol Ligi
    • Şampiyon (8): 1990-91, 2006-07, 2007-08, 2009-10, 2010-11, 2013-14, 2015-16, 2016-17
    • İkinci (8): 1967-68, 1969-70, 1970-71, 1982-83, 1984-85, 1992-93, 1994-95, 2008-09
    • Üçüncü (8): 1983-84, 1987-88, 1991-92, 1993-94, 1995-96, 1997-98, 1998-99, 2004-05
    • Klasman Ligi Lideri (8): 1982-83, 1984-85, 1987-88, 1989-90, 1990-91, 1991-92, 2006-07, 2010-11
  • Türkiye Kupası
    • Şampiyon (6): 1966-67, 2009-10, 2010-11, 2012-13, 2015-16, 2018-19
    • İkinci (4): 1993-94, 1996-97, 1998-99, 2014-15
  • Cumhurbaşkanlığı Kupası
    • Şampiyon (7): 1990, 1991, 1994, 2007, 2013, 2016, 2017
    • İkinci (7): 1985, 1988, 2008, 2009, 2010, 2011, 2014
  • Türkiye Basketbol Şampiyonası
    • Şampiyon (3): 1957, 1959, 1965
    • İkinci (6): 1954, 1956, 1958, 1963, 1964, 1967
    • Üçüncü (2): 1955, 1961
    • Dördüncü (1): 1966
  • Basketbol Federasyon Kupası
    • Şampiyon (5): 1954, 1958, 1959, 1960, 1961
    • İkinci (2): 1948, 1951
  • İstanbul Erkekler Basketbol Ligi
    • Şampiyon (7): 1954-55, 1955-56, 1956-57, 1962-63, 1963-64, 1964-65, 1965-66
    • İkinci (3): 1950-51, 1953-54, 1957-58
    • Üçüncü (5): 1946-47, 1947-48, 1949-50, 1958-59, 1959-60
    • Dördüncü (2): 1951-52, 1960-61
  • İstanbul İkinci Basketbol Ligi
    • Şampiyon (2): 1945-46, 1948-49
  • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Kupası
    • Şampiyon (1): 1991-92
    • İkinci (1): 1989-90
  • Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Kupası
    • Şampiyon (1): 1987-88

Avrupa’daki başarılar

  •  EuroLeague
    • Şampiyon (1) 2016-17
    • İkinci (2): 2015-16, 2017-18
    • Dördüncü (1): 2014-15
    • Final Four (5): 2014-15, 2015-16, 2016-17, 2017-18, 2018-19
    • Çeyrek final (1): 2007-08
  •  Saporta Kupası
    • Çeyrek final (1): 1994-95
    • Top 16 (2): 1996-97, 1999-00
    • Top 32 (2): 1983-84, 1997-98
  •  Koraç Kupası
    • Çeyrek final (2): 1995-96, 2000-01
    • Çeyrek final’e Kalma Grubu (3): 1984-85, 1992-93, 1993-94
  • EuroCup Challenge
    • Üçüncü (1): 2003-04
    • Dördüncü (1): 2004-05
    • Top 16 (1): 2005-06
  •  Kuzey Avrupa Ligi
    • Çeyrek final’e Kalma Grubu (1): 2001-02

Kadın Basketbol

Türkiye’deki başarılar

  • Kadınlar Basketbol Süper Ligi
    • Şampiyon (13): 1998-99, 2001-02, 2003-04, 2005-06, 2006-07, 2007-08, 2008-09, 2009-10, 2010-11, 2011-12, 2012-13, 2015-16, 2017-18
    • İkinci (10): 1990-91, 1991-92, 1994-95, 1995-96, 1999-2000, 2000-01, 2004-05, 2013-14, 2014-15, 2016-17
    • Üçüncü (1): 2002-03
    • Klasman Ligi Lideri (6): 2005-06, 2006-07, 2007-08, 2008-09, 2009-10, 2011-12
  • Kadınlar Türkiye Kupası
    • Şampiyon (12) (rekor): 1998-99, 1999-00, 2000-01, 2003-04, 2004-05, 2005-06, 2006-07, 2007-08, 2008-09, 2014-15, 2015-16, 2018-19
    • İkinci (4): 1994-95, 2009-10, 2011-12, 2012-13
  • Cumhurbaşkanlığı Kupası
    • Şampiyon (11) (rekor): 1999, 2000, 2001, 2004, 2005, 2007, 2010, 2012, 2013, 2014, 2015
    • İkinci (6): 1995, 2002, 2006, 2008, 2009, 2011
  • Türkiye Basketbol Şampiyonası
    • Şampiyon (3): 1955-56, 1956-57, 1957-58
    • İkinci (1): 1958-59
    • Dördüncü (2): 1964-65, 1967-68
  • İstanbul Basketbol Ligi
    • Şampiyon (5): 1954-55, 1955-56, 1956-57, 1957-58, 1958-59
    • İkinci (8): 1959-60, 1960-61, 1962-63, 1963-64, 1964-65, 1965-66, 1966-67, 1967-68
  • İstanbul Birinci Küme
    • Şampiyon (4): 1981-82, 1984-85, 1988-89, 1989-90
    • İkinci (2): 1980-81, 1982-83
  • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Kupası
    • Şampiyon (1): 1990-91
    • İkinci (1): 1991-92
  • Birinci Lige Terfi Müsabakaları
    • İkinci (1): 1989-90
    • Üçüncü (2): 1984-85, 1988-89

Avrupa’daki başarılar

  •  EuroLeague Women
    • İkinci (3): 2012-13, 2013-14, 2016-17
    • Dördüncü (2): 2011-12, 2014-15
    • Çeyrek final (5): 2006-07, 2007-08, 2008-09, 2009-10, 2010-11
  •  EuroCup Women
    • İkinci (1): 2004-05
    • Dördüncü (1): 2003-04

Voleybol Başarıları

Erkek Voleybol

Türkiye’deki başarılar

  • Türkiye Erkekler Voleybol Ligi
    • Şampiyon (4): 2007-08, 2009-10, 2010-11, 2011-12
    • İkinci (3): 2003-04, 2005-06, 2008-09
    • Üçüncü (1): 2006-07
    • Klasman Ligi Lideri (1): 2009-10
  • Kupa Voley
    • Şampiyon (3): 2007-08, 2011-12, 2016-17
    • İkinci (1): 2010-11
  • Voleybol Erkekler Şampiyonlar Kupası
    • Şampiyon (3) (rekor): 2011, 2012, 2017
    • İkinci (2): 2010, 2014
  • Türkiye Erkekler Voleybol Şampiyonası
    • Üçüncü (3): 1961-62, 1966-67, 1967-68
    • Dördüncü (4): 1963-64, 1964-65, 1965-66, 1968-69
  • İstanbul Erkekler Voleybol Ligi
    • Şampiyon (9): 1926-27, 1927-28, 1928-29, 1929-30, 1932-33, 1933-34, 1966-67, 1967-68, 1968-69
    • İkinci (6): 1934-35, 1945-46, 1962-63, 1963-64, 1964-65, 1965-66
    • Üçüncü (4): 1931-32, 1944-45, 1949-50, 1961-62
    • Dördüncü (2): 1960-61, 1969-70
  • İstanbul Erkekler Voleybol İkinci Ligi
    • Şampiyon (5): 1941-42, 1943-44, 1947-48, 1955-56, 1983-84
  • Türkiye Erkekler Voleybol Federasyon Kupası
    • Şampiyon (1): 1961-62
    • İkinci (2): 1960-61, 1969-70
  • Devlet Bakanlığı Kupası
    • İkinci (1): 1990-91

Uluslararası başarılar

  •  CEV Şampiyonlar Ligi
    • Top 16 (1): 2008-09
  • CEV Top Teams Kupası / CEV Kupası
    • Yarı final (1): 2016-17
    • Çeyrek final (2): 2004-05, 2014-15
  •  CEV Challenge Kupası
    • Şampiyon (1): 2013-14
  • Balkan Kupası
    • Şampiyon (2): 2009, 2013

Kadın Voleybol

Türkiye’deki başarılar

  • Sultanlar Ligi
    • Şampiyon (5): 2008-09, 2009-10, 2010-11, 2014-15, 2016-17
    • İkinci (2): 2006-07, 2007-08
    • Üçüncü (1): 2011-12
    • Klasman Ligi Lideri (3): 2009-10, 2010-11, 2011-12
  • Kupa Voley
    • Şampiyon (4): 2008-09, 2009-10, 2014-15, 2016-17
    • İkinci (1): 2008-09
  • Voleybol Kadınlar Şampiyonlar Kupası
    • Şampiyon (3) (rekor): 2009, 2010, 2015
    • İkinci (2): 2011, 2014
  • Türkiye Kadınlar Voleybol Şampiyonası
    • Şampiyon (8): 1955-56, 1956-57, 1957-58, 1958-59, 1959-60, 1967-68, 1968-69, 1971-72
    • İkinci (3): 1960-61, 1972-73, 1974-75
    • Üçüncü (3): 1961-62, 1973-74, 1976-77
  • İstanbul Kadınlar Voleybol Ligi
    • Şampiyon (11): 1954-55, 1955-56, 1956-57, 1957-58, 1958-59, 1960-61, 1967-68, 1968-69, 1970-71, 1971-72, 1972-73
    • İkinci (5): 1959-60, 1962-63, 1969-70, 1973-74, 1974-75
    • Üçüncü (6): 1961-62, 1963-64, 1964-65, 1965-66, 1966-67, 1976-77
  • Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Kupası
    • İkinci (2): 1972-73, 1974-75
  • Türkiye Kadınlar Voleybol Federasyon Kupası
    • Şampiyon (2): 1959-60, 1976-77
    • İkinci (1): 1965-66

Uluslararası başarılar

  •  FIVB Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası
    • Şampiyon (1): 2010
    • Üçüncü (1): 2012
  •  CEV Şampiyonlar Ligi
    • Şampiyon (1): 2011-12
    • İkinci (1): 2009-10
    • Üçüncü (1): 2010-11
  •  Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası
    • Çeyrek final (2): 1969-70, 1972-73
  •  CEV Kupası
    • Şampiyon (1): 2013-14
    • İkinci (1): 2012-13
    • Üçüncü (1): 2008-09
  •  Avrupa Kupa Galipleri Kupası
    • Çeyrek final (1): 1973-74

Fenerbahçe’nin faaliyet gösterdiği spor dalları

Fenerbahçe kuruluşundan itibaren fikir ve sahne faaliyetleri haricinde 44 spor dalıyla meşgul oldu. Futbol, basketbol, voleybol, atletizm, boks, masa tenisi, yüzme, senkronize yüzme (subalesi), kürek ve yelken 2016-17 sezonu itibarıyla sarı-lacivertli kulübün mücadele ettiği olimpik sporlardır.

Geçmişte ise Fenerbahçe; keza yaz olimpiyatları sporları arasında yer alan atıcılık, bisiklet, çim hokeyi, eskrim, güreş, halter, hentbol, jimnastik, judo, kano, kule ve tramplen atlama, okçuluk, su topu, tenis ve triatlonda, kış sporları arasında yer alan kayakta, geçmişte olimpiyat programlarında yer alan beyzbol, kriket ve ragbide, olimpiyatlarda gösteri sporu olarak yer verilen motor sporları, patenli hokey ve su kayağında, olimpiyatlarda yer verilmese de Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından spor olarak tanınan bilardo, briç, dağcılık, kick boks, patinaj ile wushu’da ve Türkiye’de federasyonlara bağlı olan avcılık, izcilik ve kampçılık, muay-thai, trekking ve tae-bo sporlarında faaliyet gösterdi.

Futbol, basketbol, voleybol, atletizm, boks, kick boks, wushu, muay-thai, masa tenisi, yüzme, senkronize yüzme (subalesi) kürek, yelken, bisiklet, güreş, halter, kule ve tramplen atlama, okçuluk ve tenis dalları olmak üzere toplam 19 branşta Türk ulusal takımlarına sporcu verdi (kick boks, wushu ve muay thai sporları boks şubesinin altında hayat bulmuştur).

Etkin şubeler

Futbol

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol şubesi olan Fenerbahçe, futbolda 19 kez Süper Lig şampiyonluğuna ulaşırken, 6 kez de Türkiye Kupası’nı kazanmıştır. 1959’dan önceki Türkiye Şampiyonalarında 3, Millî Küme’de ise 6 kez şampiyon olmuş, 16 kez de İstanbul şampiyonluğuna ulaşmıştır.

2007-08 sezonu UEFA Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynayarak büyük bir başarıya imza atmıştır. 1966-67 sezonunda ise Balkan Kupası’nda şampiyon olmuştur. Balkan Kupası Fenerbahçe ve Türkiye’nin Avrupa’daki ilk kupası olmuştur.

PAF Takımı

Fenerbahçe PAF Takımı, diğer kulüplerin PAF takımlarının bulunduğu PAF Ligi’nde oynamaktadır. PAF takımın antrenörlüğünü Mehmet Hacıoğlu yapmaktadır. İç saha maçlarını Dereağzı Tesisleri’nde oynamaktadır.

Basketbol

Fenerbahçe’nin ikinci büyük şubesi basketboldur. Fenerbahçe ve Ülker 2006 yılında yaptıkları geniş kapsamlı sponsorluk anlaşması ile takımlarını birleştirmişler ve Fenerbahçe Ülker adını almışlardır. Kadın takımına da Aras Kargo sponsor olmuştur.

Fenerbahçe ligde 8 şampiyonluğa ulaşırken 5 kez de Türkiye Kupası’nı kazanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı ise 7 kez kazanma başarısı göstermiştir. Ligler başlamadan ise 7 kez İstanbul, 3 kez de Türkiye şampiyonu olmuştur. Fenerbahçe 1984-85 yılında ilk kez Koraç Kupası’nda çeyrek final grubuna kalmış, 1995-96 ve 2000-01 yıllarında çeyrek final oynamıştır. 1994-95 yılında ise Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda ilk 6 takım arasına girmiştir. FIBA Europe Kupası’nda 2003-04 sezonunda Güney Konferansı Dörtlü Final’ine kalan sarı-lacivertliler 2005 yılında bu turnuvanın Dörtlü Final’ine ulaştılar. 2007-08 sezonunda ise EuroLeague’de çeyrek finale yükselmişlerdir. 2014-15 sezonunda ise EuroLeague’de ilk kez Final Four’a yükselmiştir ve sezonu Avrupa 4.sü olarak tamamlamıştır. 2015-16 sezonunda ise bu başarısını daha da geliştirerek EuroLeague’de final oynayan ilk ve tek Türk takımı olmuştur. 2016-17 sezonunda Türkiye’den tarihteki ilk ve tek Avrupa şampiyonu olmuştur.

Kadın basketbol takımı Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nde 12 kez şampiyonluğa ulaşırken 11 kez de Türkiye Kupası’nı kazanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı ise 11 kez kazanma başarısı göstermiştir. Türkiye Ligleri başlamadan ise 5 kez İstanbul, 3 kez de Türkiye şampiyonluğuna ulaşmıştır. 2004 ve 2005 yıllarında FIBA Bayanlar Euro Cup’ta Dörtlü Final’e ulaşıp, 2005 yılında final oynamış ve ikinci olmuştur. Takım 2006 yılından itibaren her sezon EuroLeague’de çeyrek final oynamış; 2011-12 sezonunda ilk kez tatbik edilen Sekizli Final’e kalmayı başarmış ve Avrupa dördüncüsü olmuştur. 2012-13 ve 2013-14 sezonlarında ise Şampiyonlar Ligi’nde ikinciliğe ulaşmış; 2014-15 ve 2015-16 sezonlarında tekrar Dörtlü Final’de boy göstermiştir.

Voleybol

Fenerbahçe’nin üçüncü büyük branşı voleyboldur. Fenerbahçe, 29 Mart 2014’te erkeklerde CEV Challenge Kupası şampiyonu, kadınlarda CEV Kupası şampiyonu olmuş ve voleybol şubesi, aynı gün içinde hem erkeklerde hem kadınlarda Avrupa kupası kazanarak spor tarihine geçmiştir.

1926 yılında kurulan erkek voleybol takımı 1927-1969 yılları arasında 9 kez İstanbul şampiyonluğuna ulaşmıştır. 1985-86 sezonundan itibaren Türkiye 1. Ligi’nde mücadele eden sarı lacivertli takım, 2003-04 sezonundan itibaren 4 Türkiye Ligi şampiyonluğu, 4 Türkiye Ligi ikinciliği, 2 Türkiye Kupası şampiyonluğu, 1 Kupa finali, 2 Süper Kupa şampiyonluğu ile 2009 ve 2013 yıllarında Balkan Şampiyonlukları yaşamış; 2008-09 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde ilk 16’ya kalarak bu turnuvada gruplardan çıkan ilk Türk takımı olmuştur. 2011-12 sezonun başında Grundig ile sponsorluk anlaşması imzalanmıştır.

1954 yılında kurulan kadın voleybol takımı ise, Türkiye Ligi kurulmadan önce Eczacıbaşı ve Galatasaray ile büyük bir rekabet yaşadı ve 1955-1973 arasında 11 kez İstanbul, 8 kez de Türkiye şampiyonu olmayı başardı. 1972-73 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Yunanistan’ın Panathinaikos takımını eleyerek Avrupa kupalarında tur atlayan ve çeyrek final oynayan ilk Türk takımı oldu.

1994-96 arasındaki kısa dönem haricinde 2004-05 sezonundan beri Türkiye 1. Ligi’nde mücadele eden kadın voleybol takımına 2007 yılında Acıbadem Sağlık Grubu, 2011 yılındaysa Universal Hastaneleri sponsor olmuştur. Fenerbahçe kadın voleybol takımı Türkiye Ligi’nde 4 kez şampiyon, 2 kez de ikinci olmuş, 2 kez Türkiye Kupası’nı, 3 kez de Süper Kupa’yı müzesine götürmüştür. Son yıllarda uluslararası alanda da büyük başarılara imza atan kadın voleybol takımı 2008-09 sezonunda CEV Kupası’nda üçüncü olmuş, 2009-10 sezonunda CEV Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde ikinciliğe ulaşarak takım sporlarında Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan ilk Türk takımı olmuştur. Bu başarısıyla 2010-11 sezonunda Katar’da düzenlenen Dünya Kulüpler Şampiyonası’na davet edilen Fenerbahçe tüm maçlarını 3-0 kazanarak Dünya Şampiyonluğuna ulaşmıştır. Aynı sezon Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finali İstanbul’da Fenerbahçe’nin ev sahipliğinde düzenlenmiş, Fenerbahçe kadın voleybol takımı Avrupa üçüncüsü olmuştur. Takım 2011-12 sezonunda 2 yıldır elinden kaçırdığı “Avrupa Şampiyonu” unvanına Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Dörtlü Final’de ulaşmıştır.’Sarı Melekler’ 2012-13 sezonunda ise “Avrupa Şampiyonu” unvanıyla davet edildikleri Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda bu kez üçüncülüğe ulaştı, CEV Kupası’nda ise ikinci oldu.

Boks

Kuruluşundan bu yana faaliyet gösterilen sporlardan boks, futbolla birlikte işgal yıllarında yabancılara ve azınlık mensubu boksörlere karşı kazandığı başarılarla dikkat çeken şube olmuştur. Boks takımı Türkiye Kulüplerarası Boks Şampiyonası’nda kazandığı 15 şampiyonlukla en çok Türkiye birincisi olmuş takımdır. Sarı-lacivertli takım İstanbul Boks Şampiyonası’nda aldığı 38 şampiyonlukla önder konumunu korumaktadır. 1997’den beri faal olan kadın takımı da 2007 yılından beri üstünlüğünü sürdürmektedir. 2004 Yaz Olimpiyatlarında gümüş madalya kazanan Atagün Yalçınkaya, 2008 Yaz Olimpiyatlarında bronz madalya kazanan Yakup Kılıç, Dünya Şampiyonları Mustafa Genç ve Gülsüm Tatar, Avrupa Şampiyonları Nurhan Süleymanoğlu, Ramazan Palyani, Agasi Ağagüloğlu, Gülsüm Tatar ve Sümeyra Kaya Fenerbahçe Boks Takımı’nda forma giymiş Türk boksörlerdir. Profesyonel boksta Avrupa şampiyonluğuna ulaşmış Cemal Kamacıve Eyüp Can da amatörlüklerinde Fenerbahçe’de forma giymişlerdir. Fenerbahçe’de boks şubesi faaliyetleri çerçevesinde 2000-2004 yılları arasında Tae Bo,1998’den beri Kick Boks ve Muay Thai ve 2006’dan beri Wushu da yer alırken, Kıymet Karpuzoğlu’nun 2005 yılında kick boks dalında, Hüseyin Dündar’ın ise 2007 yılında wushu dalındaki Dünya Şampiyonlukları en kayda değer başarılar olmuştur.

Atletizm

Fenerbahçe, kuruluşundan beri kesintisiz faaliyet gösterdiği şubelerinden olan atletizmde en çok şampiyonluk kazanan kulüp olduğu gibi, Türkiye’nin uluslararası alanda kazandığı kayda değer başarıların büyük çoğunluğu sarı-lacivertli atletler tarafından kazanılmıştır. 2015 yılı itibarı ile Fenerbahçe Atletizm takımının 13 Avrupa Şampiyonluğu vardır. Fenerbahçe erkek takımı Türkiye Kulüplerarası Atletizm Şampiyonası’nda erkeklerde 11 kez Türkiye şampiyonu olurken, Türkiye Atletizm Süper Ligi’nde erkeklerde 20, kadınlarda ise 8 kez Türkiye şampiyonluğuna ulaştı. Kros takımı ise 16 kez Türkiye Kros Şampiyonası, 2 kez de Türkiye Kros Ligi’nde Türkiye şampiyonu olurken, kadın takımı da 3 kez bu başarıya ulaştı.

Genç erkek kros takımı 2009, 2010 ve 2011 yıllarında 3 kez, genç erkek pist takımı 2013 ve 2014 yıllarında 2 kez ve genç bayan pist takımı 2010, 2012, 2014 ve 2015 yıllarında 4 kez, genç bayan kros takımı 2015 yılında 1 kez Avrupa Kulüpler Şampiyonu olurken, A takımları düzeyinde Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası erkeklerde 1993, 1995, 2006 ve 2009 yıllarında, kadınlarda 1998 yılında Türk atletizminin A grubuna yükselmesini sağladı. Genç Bayan Atletizm takımı 2010 dan sonra 2012 yılında da Avrupa Şampiyonu olmuştur. Türkiye’nin atletizmde olimpiyatlarda kazandığı toplam altı madalyanın üçünü Fenerbahçeli atletler Ruhi Sarıalp (1948-bronz), Eşref Apak (2004-bronz) ve Gamze Bulut (2012-gümüş) elde ederken, Nevin Yanıt (2010 ve 2012) Avrupa şampiyonu, Ruhi Sarıalp (1950) ve Halil Akkaş (2011) Avrupa üçüncüsü oldular. Karin Melis Mey 2009’da Dünya üçüncüsü olurken, Ekrem Koçak, Osman Coşgül, Mustafa Batman ve Muharrem Dalkılıç Ordulararası Dünya şampiyonlukları kazandılar.

Kürek

Kulübün kuruluşundan çok kısa bir zaman sonra 1910 yılında faaliyete geçen ve kulüplererası ilk şampiyonluk kupasını 1917 yılında adına düzenlenen yarışların sonunda V. Mehmet Reşad’dan alan kürek şubesinin kayıkhanesi Millî Mücadele yıllarında İstanbul işgal altındayken Kurbağalıdere kenarındaki kulüp binasının önünde yer alan iskeleye yanaşan motorlarla Anadolu’ya silah kaçıran Fenerbahçeliler için bir silah ve cephane deposu haline getirilmiştir.Cumhuriyet döneminde Galatasaray ile ezeli rekabeti bu sporda da kıyasıya yaşatan Fenerbahçe, 2011 yılına kadar Türkiye Kürek Şampiyonası’nda erkeklerde 35, kadınlarda 23 ve gençlerde 31 kez şampiyon olarak bu spordaki liderliğini sürdürmektedir.Erkeklerde 37 kez İstanbul, 26 kez İstanbul Kupası ve 27 kez Türkiye Kupası şampiyonu olan Fenerbahçe bu branşta uluslararası alanda da önemli başarılar kazanmıştır. 1955 Akdeniz Oyunları’nda tek çiftede gümüş madalya alarak Türkiye’nin uluslararası alandaki ilk resmi başarısını elde eden Tonguç Türsan’dan bu yana Fenerbahçe millî takıma en çok sporcu veren kulüp konumundadır. Branş bünyesinde 1999-2000 yıllarında faaliyet gösteren kano takımı, ilgi görmemesi nedeniyle bir süre sonra tarihe karışmıştır.

Yelken

1910’larda faaliyete geçen şube, Türkiye’deki ilk resmi müsabaka olan ve 24 Temmuz 1917′de Donanma Cemiyeti’nin Padişah Sultan Reşat himayesinde düzenlenen Heybeliada yarışlarında birinci oldu. Şube, 1936’da Behzat Baydar ve Harun Ülman ile Star (sailboat) sınıfında 1936 Berlin Olimpiyatları’nda ilk kez Türkiye’yi temsil etti. 1952’de Deniz Bankası’nın kulüplere modern tekneler sağlamasıyla canlanan yelken şubesi 1950’lerden beri düzenlenen Türkiye Şampiyonalarında 2013 yılına dek aldığı 155 birincilik, 119 ikincilik ve 69 üçüncülük ile İstanbul Yelken Kulübü ve Karşıyaka ile birlikte en seçkin yeri tuttu.

Fenerbahçeli sporculardan Tuğçe Subaşı 2002’de Laser 4.7 sınıfında Dünya, 1993’te Arda Baykal Optimist sınıfında Akdeniz Oyunları, 1993’te Haluk Babacan Finn, 1995’te Akif Muslubaş yine Finn, 2002’de Utku Ören Laser Radial, 2006’da Yonca Yıldıral ve İrem Özdemir 470, 2009 ve 2010 yıllarında Zeynep Yentür Optimist, 2010 yılında Çağla Demirtaş Laser Radial ve yine 2010 yılında Alican Kaynar Finn sınıfında Balkan şampiyonlukları kazandılar. Bu şampiyonluklara ilaveten Aydın Yurdum 1997’de Laser Masterlar dalında Dünya ikincisi, Azat Baykal, Levent Özgen ve Erdil Uzaltan 1997’de Dragon dalında Avrupa dördüncüsü, Azat Baykal, Arda Baykal ve Erdil Uzaltan’ın 2004’te yine Dragon dalında bu defa Dünya dördüncüsü, 2006’da Yonca Yıldıral ve Özde Özdemir 470 Dünya Gençler üçüncüsü, 2009’da Zeynep Yentür Optimist Avrupa ikincisi ve 2012’de Çağla Dönertaş Laser Radial Avrupa üçüncüsü oldu.

Masa Tenisi

1930 yılında düzenlenen ilk İstanbul Şampiyonası’nda İstanbulspor’u yenerek şampiyon olan Fenerbahçe bu spordaki faaliyetlerini bugüne dek kesintisiz sürdürmüştür. Türkiye Masatenisi Şampiyonası’nda erkeklerde 17, kadınlarda 13; Türkiye Masatenisi Süper Ligi’nde erkeklerde 3, kadınlarda 11 Türkiye şampiyonluğu alan Fenerbahçe bu sporda en seçkin yeri tuttu. 2007-08 sezonunda erkek takımı Avrupa ETTU Kupası’nda final oynadı. Kadın takımı ise 2011-12 ve 2012-13 sezonlarında yine ETTU Kupası’nda şampiyonluğuna ulaştı. 2013-14 sezonunda ise Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde final oynayıp, ertesi sezon kupayı kazanarak Avrupa şampiyonu oldu. Fenerbahçeli sporcu Gürhan Yaldız’ın 1982 yılında İzmir’de düzenlenen 19. Balkan Masatenisi Şampiyonası’nda aldığı gümüş madalya bu branşta bir Türk sporcunun uluslararası yarışmada aldığı ilk madalya olurken, Melek Hu’nun 2009 yılında Akdeniz Oyunları’ndan aldığı altın ve 2010 yılında Çek Cumhuriyeti’nde yapılan Avrupa Masatenisi Şampiyonası’nda aldığı bronz madalyalar da Türkiye masatenisi tarihinde birer ilki teşkil etti.Melek Hu, 2012 Yaz Olimpiyatları’nda da Türkiye’yi temsil etti.

Yüzme ve Senkronize Yüzme

1910’lardan 1960’lara kadar dönem dönem başarılar gösteren yüzme şubesi 1964 yılında tarihe karışmıştır. Kısa süreli faaliyetlerden sonra 1997 yılında kalıcı olarak kurulan Fenerbahçe Yüzme Şubesi Galatasaray ve İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün üstünlüklerine son vererek Türkiye Kulüplerarası Yüzme Şampiyonası’nda toplamda 24, erkeklerde 22, kadınlarda ise 31 kez Türkiye şampiyonluğuna ulaşmış ve en çok Türkiye birinciliği kazanan kulüp olmuştur. Fenerbahçe, 1998 yılından beri başta 2000, 2004 ve 2008 Yaz Olimpiyatları olmak üzere üst düzey uluslararası yarışlarda millî takıma en çok sporcu veren kulüp olmuştur.

Öte yandan, 2008 yılında yüzme şubesi bünyesinde kurulan senkronize yüzme (su balesi) takımı da bu sporda öncü rol oynamaya başlamış ve 2014 yılı sonuna kadar Türkiye Şampiyonalarında 11 şampiyonlukla en başarılı kulüp konumuna yükseldiği gibi 26 kişiden oluşan millî takıma 17 sporcu vermek suretiyle takımın belkemiğini de oluşturmaya başlamıştır.Fenerbahçe, 4. Viyana Açık Uluslararası Senkronize Yüzme Yarışları’nda takım halinde şampiyonluğa ulaştı.

Geçmişte kalan şubeler

Bisiklet ve Triatlon

1912 yılından itibaren faaliyet gösterilen bisiklet sporunda Fenerbahçeli sporcular ilk dönem birinciliklerini kazanırken 1912 ve 1913 Fenerbahçe Spor Bayramları ve 1914 Cuma Birliği Bayramlarında birinci olan Vecdi Çağatay ilk şampiyon olarak sivrildi. 1924 ve 1928 Yaz Olimpiyatları’na katılan ilk Türk bisikletçileri Cavit Cav ve Galip Cav kardeşler oldular.1924’te ilk kez Ankara’da düzenlenen Türkiye Bisiklet Şampiyonası’nda Cavit Cav hem sürat hem de mukavemet şampiyonu olurken bu başarısını 1932’ye dek sürdürdü. Galip-Cavit Cav kardeşler 10 Temmuz 1926’da başlayarak 50,5 saatte bitirdikleri İzmir-Bandırma etabıyla ilk uzun mesafe yarışını tamamlayan Türk sporcular oldular.1956 yılında İstanbul’dan başlayarak 3.500 kilometrelik Anadolu turunu tamamlayan Tayyar Güner ve 1959 yılında Fenerbahçe’ye İstanbul şampiyonluğu kazandıran Sadık Yalım ise sarı-lacivertli formayla başarı kazanan son kayda değer bisikletçiler oldu.1990’lı yılların başında Triatlon branşında gösterilen faaliyet ise, bazı münferit başarılara sahne olmuşsa da, uzun ömürlü olmadı.

Kriket

İngilizlerin XX. yüzyılın başlarında Beykoz ve Moda’daki kriket faaliyetlerine Türk kulüpleri arasında ilgi gösteren yegâne kulüp Fenerbahçe oldu ve 1911 yılında sarı-lacivertli kulüpte bir takım kuruldu.Sait Selahattin Cihanoğlu, Galip Kulaksızoğlu, Tevfik Taşçı, Fahri Ayad gibi komple sporculardan kurulu takım, 1911-1914 yılları arasında İngiliz takımlarıyla mücadele ederken, 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve İngilizlerin Türkiye’yi terketmesiyle rakipsiz kaldı ve dağıldı.

Tenis

1914 yılında eski başkanlardan Sabri Toprak’ın çabalarıyla kurulan tenis takımı 1922 yılında ilk İstanbul, Türkiye ve Challenge Cup şampiyonluklarını İngilizleri de yenerek kazandı. 1923 yılında Türkiye’nin ilk kadın tenisçilerini kortlara çıkaran takım oldu.3 Fenerbahçeli tenisçi Suat Subay, Sedat Erkoğlu ve Vahram Şirinyan’dan oluşan millî takım 1930 Balkan Şampiyonası’nda Atina’da Yunan, Bulgar ve Romen rakiplerini yenerek şampiyon oldu, 1931’de ise İstanbul’da üçüncülük kazandı.1937 yılına kadar tek ve çift erkeklerde Fenerbahçeli tenisçilerin elindeki Türkiye ve Challenge Cup şampiyonluğu, kulübün bu tarihte maddi sıkıntılardan ötürü faaliyetlerini futbol, atletizm ve kürekle kısıtlamasından dolayı, 1936 yılında kurulan Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü’ne geçti. 1942 yılında Fernerbahçe kortlarının yeniden spora açılmasıyla hareketlenen tenis şubesi son önemli faaliyetini 1949 yılında Suriye’nin konuk Cercle de la Jeunesse takımıyla yapılan maçlarla sergiledi; 1950 yılında ise Lübnan’a devet edildiyse de 1950’li yıllarla birlikte tarihe karıştı.

Güreş

1914 yılında faaliyet alanına alınan güreşte 1924 Yaz Olimpiyatları’nda Türkiye’yi sporcu olarak temsil eden (aynı zamanda Güreş Federasyonu Başkanlarından) Seyfi Cenap Berksoy ve Dürrü Sade ile Türkiye’deki ilk Grekoromen stil şampiyonu İlhami Polater (1922) klasik dönemin en önemli Fenerbahçeli sporcuları oldu.1959 yılında antrenör Mustafa Çakmak’ın nezaretinde yeniden faaliyete geçen Fenerbahçe güreş takımı greko-romende 1961 yılında ilk İstanbul şampiyonluğunu kazandı. 1966-68 yılları arasında üst üste 3 yıl İstanbul şampiyonu olan Fenerbahçe grekoromen takımının kaptanı Sırrı Acar 1967 ve 1968 yıllarında Avrupa, 1967 yılında ise Dünya şampiyonluğuna ulaştı.1981 yılında tekrar kurularak 1987’ye dek faaliyet gösteren Fenerbahçe güreş takımı İstanbul ve Türkiye ikinciliklerine ulaştı.

Çim hokeyi

Kurucu yönetici Mustafa Elkatipzade’nin çabalarıyla 1914 yılında oluşturulan takım, 1915 yılında altı İstanbul takımı tarafından kurulan Hokey Birliğinin aynı yıl düzenlediği İstanbul Şampiyonası’nda birinci oldu.1923 yılında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın da ele aldığı bu spor dalında 1915-1926 yılları arasında düzenlenen 8 İstanbul Ligi’nde Fenerbahçe 4 şampiyonluk alarak en çok birincilik kazanan kulüp oldu.Sarı-lacivertli takımın 14 Nisan 1926 yılında İngilizlere karşı 3-1 galip geldiği maç Fenerbahçe çim hokeyi takımının rakipsizlikten dolayı son maçı olduğu gibi 2000’li yıllara kadar Türkiye’de bu sporda görülen son müsabaka oldu.

Patinaj ve Patenli Hokey

Eski başkanlardan Hamit Hüsnü Kayacan’ın 1914 yılında Kuşdili’ne nakledilen kulüp lokalinin yanına 16×30 metrelik beton patinaj sahası yaptırmasıyla Türkler arasında ilk kez bu spor da tatbik edilmeye başlanmış, bu faaliyetler 1923 yılında kurulan patenli hokey takımının kurulmasına da temel teşkil etmiştir. 1923-24 sezonunda Galatasaray, Vefa ve Nişantaşı kulüplerinin mücadele ettiği İstanbul 2. Ligi’ne dahil olan Fenerbahçe, Nişantaşı’nı 6-4 yendikten sonra, Vefa’yı 7 Mart 1924 tarihinde 20-3 yendi ve bu sporda günümüze kadarki sayı rekorunu tesis etti.Galatasaray’ın çekilmesi ve ligin yarım kalması, 1992 Yaz Olimpiyatları’nda gösteri sporu olarak kabul edilen bu sporun Türkiye’de 1924 yılında tarihe karışmasına neden olduğu gibi, iki genç takım kurarak bu spora eğilmiş Fenerbahçe’yi de faaliyetlerini sonlandırmaya mecbur bıraktı.

Jimnastik

Eski başkanlardan Hamit Hüsnü Kayacan’ın 1914 yılında barfiks ve paralel bar satın alarak lokalin yanına kurmasıyla jimnastik faaliyetleri başladı. İlhami Polater, hava pilotu (daha sonraları Korgeneral) Asım Uçar, General Nuri Bey ve Albay Kadri Bey’in başı çektiği faaliyetlerde dönemin ünlü beden eğitim uzmanları Faik Üstünidman ve Mazhar Kazancıoğlu’nun da zaman zaman Fenerbahçeli gençlere ders vermesi faaliyetlerin verimini artırdı. Ancak bu spor 1924 yılından sonra ihmale uğradı ve tarihe karıştı.

İzcilik

1912 yılında kurulan Osmanlı Keşşaflar Cemiyeti’nin öncülüğünde başlayan izcilik faaliyetlerini Balkan Savaşı sonrasında canlandırmak isteyen Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın da kulüplere başvurusu üzerine Fenerbahçe bu alana 1915 yılında eğilmiş ve Hükümetin gönderdiği gereçlerle Mustafa Elkatipzade’nin önderliğinde ilk izcilik ekibini kurmuştu. Millî Mücadele yıllarında gereçlere işgal kuvvetleri tarafından el konulması nedeniyle kamp ve gezi faaliyetleriyle yetinen şube 1923 yılında futbolcu Alaattin Baydar’in çabalarıyla yeniden teşkilatlandı. Düşman işgalinden yeni kurtulan Bursa ve İstanbul’da gösterilen ve en üst düzeyde takdir edilen faaliyetler 1932 yılında Fenerbahçe Müzesi’nin yangınında izcilik gereçlerinin tamamen kül olmasıyla ortadan kalktı.

Eskrim

1917 yılında faaliyet sahasına alınan bu olimpik sporda hava pilotu Asım Uçar ve Sait Bey epe, Sedat ve Feyzi Beyler flöre branşında temayüz ettiler. 1917 Devrimi’nden kaçarak İstanbul’a yerleşen Beyaz Ruslardan Albay Grodetski’nin antrenörlügündeki sarı-lacivertli takım 20 Haziran 1920 tarihindeki Himaye-i Etfal Bayramı’nda ve 1921 yılında düzenlenen Fenerbahçe Bayramı’nda başarılı müsabakalar çıkardılarsa da Asım Uçar’ın Millî Mücadele’ye katılmak üzere İstanbul’dan ayrılmasıyla hayatiyetini kaybetti.

Fikir ve Sahne

Fenerbahçe’nin 1918 tüzüğünde yer alan Kulüp, Spor ve Terbiye-i Fikriye Şubelerine bölünmüştür. Her iki şubenin ayrı tüzükleri vardır hükmünü âmir 4. maddesi uyarınca 1919 yılının ilkbaharında dönemin başkanı (aynı zamanda piyes yazarı ve eski güreşçi) Refik Ahmet Nuri Sekizinci tarafından kurulan fikir ve sahne şubesi Millî Mücadele yıllarında konferanslar, tiyatro temsilleri ve Muhittin Sadak ve Münir Nurettin Selçuk’un faaliyetlerinin başını çektiği konserler vasıtasıyla halkı ve üyeleri bilinçlendirme çabası gütmüş, Fenerbahçe dergisi 15 günde bir yayımlanmıştır. Şube, 16 Mart 1920 yılında İstanbul’un işgali sonrası İşgal Orduları Başkomutanlığının toplantı yasağı ilan etmesiyle faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalmıştır.

Beyzbol

Temmuz 1919’da Amerikalı bir antrenörün gözetiminde başta Galip Kulaksızoğlu, Zeki Rıza Sporel, İsmet Uluğ, Alaattin Baydar ve Sabih Arca başta olmak üzere dönemin öndegelen Fenerbahçeli futbolcularından oluşan takımın faaliyetleri, başka Türk kulüpleri bu spora ilgi göstermeyince, Amerikalı takımlarla yapılan müsabakalardan ibaret kaldı ve kısa zaman içinde sona erdi.

Bilardo

Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı sporcuların Cumhuriyetin ilk yıllarında ilgi gösterdikleri bu spor dalında 1924 yılında düzenlenen İstanbul Şampiyonası’nda sarı-lacivertli sporcu Binbaşı Fuat Bey 183 puanla şampiyon oldu.Bir yıl sonra ise Beşiktaşlı Nafi Bey’in bu defa 187 vuruşla birinci geldiği ve dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün de yakın ilgi gösterdiği bu sporun yıllar geçtikçe kahvehanelere mahsus bir faaliyete dönüşmesi kulüplerin erken dönemdeki alakalarını da söndürdü.

Motor Sporları

Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nun 1923 yılında kurulmasıyla başlayan otomobil yarışlarında Fenerbahçeli sürücüler Ziya Koşar (1927, Veliefendi) ve Atatürk’ün de izlediği yarışlarda Samiye Burhan Cahit Morkaya (1931, İstinye-Maslak) ilk şampiyonlukları almışlardır.Morkaya, ilk kadın şampiyon olurken, 1932, 1936 ve 1937 yıllarındaki Castrol ve Turing Kulüp kupaları da adıgeçen Fenerbahçeli yarışçılarca kazanıldı ve kupalar Fenerbahçe Müzesi’ne bağışlandı. İkinci Dünya Savaşı yıllarından 1970’lere kadar bu sporun ihmale uğramasıyla ilk kuşak Fenerbahçeli yarışçıların kazandığı başarılar da tarihte kaldı.

Halter

1925 yılında faaliyet sahasına alınan halterde sarı-lacivertli renklerin ilk şampiyonluğu 1940 ve 50’lerin ünlü tasvir ustası ve kürekçi Kenan Dinçman’ın 8 Ekim 1926 tarihinde kazandığı İstanbul hafif sıklet birinciliği olmuştur.1957’den sonra canlanan halter branşı, 1968’de gençlerde İstanbul şampiyonu ve Türkiye ikincisi olduktan sonra, 1969’da İstanbul şampiyonluğuna ulaştı.1976’ya kadar ferdi şampiyonluklar elde eden Fenerbahçe’nin kazandığı son takım başarısı 19 Mart 1972 tarihindeki İstanbul şampiyonluğu oldu.

Avcılık

İlk kez Galip Kulaksızoğlu ve Sait Selahattin Cihanoğlu’nun 1913 yılında başlattıkları çalışmalar 1925 yılında avcılık şubesinin kurulmasıyla daha örgütlü hale geldi. İstanbul’da özellikle Kayışdağı Ormanı, Katırlı ve Alemdağ ormanlarında yoğunlaşan faaliyetler, Cihanoğlu’nun Kenya, Tanzanya ve Güney Sudan bölgelerini kapsayan 1925-1926 yılındaki av partisiyle zirveye ulaşmıştır. Cihanoğlu aslan dahil avladığı toplam 22 av hayvanının başını tahnit ederek Fenerbahçe Müzesi’ne bağışlamıştır. 1930’larda en hareketli devrini yaşayan bu şube, kulüp faaliyetlerinin olimpik sporlara yoğunlaşmasıyla popülaritesini kaybetti ve Cihanoğlu’nun 1975 yılında ölümüyle tamamen tarihe karıştı.

Kule ve Tramplen Atlama

Gerek kule gerek tramplen atlama kategorilerinde Fenerbahçeli sporcular Fahri Ayad ve Kemal Bey bu branşta öncü sporcular olarak dikkat çekerken özellikle 1925 yılından sonra Mısırlı Şefik, Mahir Canbakan ve Suat Erler ilk şampiyonlar oldular.Fenerbahçe 1930’larda Kiryako Şakir, 1940’larda Mustafa Keskin, 1950’den sonra da Muammer Çolpan ile bu sporda temsil edilirken her üç sporcu da İstanbul ve Türkiye şampiyonluklarını uzun süre ellerinden bırakmadılar. 1966 yılından 1971’e kadar millî takımda da yer alan ve 25 Ağustos 1969’da Adana’da düzenlenen Türkiye Yüzme ve Atlama Şampiyonası’nda kule atlamadaki son şampiyonluğunu kazanan Çolpan’ın da bu spora veda etmesiyle atlama branşı Fenerbahçe’de sona erdi.

Sutopu

1912 yılında Galip Kulaksızoğlu ve Said Salahaddin Cihanoğlu’nun kaptanlıklarındaki sutopu takımının Moda ve Kalamış kıyılarındaki ilk faaliyetleri rakipsizlik nedeniyle durduysa da, 1931 yılında Büyükdere havuzunun açılmasıyla hareketlenen faaliyetlere Fenerbahçe 1932 yılında Rüştü Dağlaroğlu önderliğinde kurulan takımla tekrar dahil oldu.Vakit Gazetesi ve Haliç turnuvalarını şampiyon kapatan takım 1932 İstanbul Ligi’ni üçüncü bitirdikten sonra, 1933 yılında Galatasaray’a rakip olduysa da 29 Eylül 1933 tarihinde tartışmalı bir maçtan sonra rakibine uzatmada 3-2 yenilerek İstanbul ikincisi oldu. 1936’da dağıldıktan sonra, 1940’larda ve 1953’te tekrar kurulan takımların ömrü de kısa sürdü.

Su Kayağı

İlk kez 1922 yılında ABD’de tatbik edilen bu sporun Türkiye’deki öncüsü 1937 yılında Fenerbahçeli komple sporcu Galip Kulaksızoğlu ve yelkenciler Faruk Hızer ile Semih Arıcan oldular. 25 Temmuz 1937 tarihinde Modaspor Denizcilik Bayramı’nda Faruk Hızer’in kazanarak Başbakan İsmet İnönü’nün elinden aldığı kupa 2011 yılında bile Fenerbahçe Müzesi’nde sergilenen en ilginç mükafatlardan biridir.

Hentbol

1942 yılında Haydarpaşa Lisesi ile yapılan ortak çalışma sonucunda oluşturulan hentbol takımı aynı yıl başlayan İstanbul Hentbol Ligi’ne katıldı ve 1943-44 ile 1944-45 sezonlarında İstanbul şampiyonu oldu. Salonların yetersiz kalması nedeniyle açık sahada oynanan dönemin hentbolünde seyirci rekoru yaklaşık 12.000 kişi ile 8 Nisan 1945 tarihinde Fenerbahçe-Galatasaray futbol maçının öncesinde oynanan ve Fenerbahçe’nin 7-4 kazanarak şampiyonluğu garantilediği müsabakada kırılmıştır.1945 yılında ilk kez düzenlenen Türkiye Hentbol Şampiyonası’nda 1 Temmuz 1945 tarihinde finalde Harbokulu’na 7-5 yenilerek Türkiye ikincisi olan takım, 1945-46 yılında da İstanbul şampiyonu olduktan sonra aleyhindeki tertipleri protesto ederek 1946-47 sezonundan itibaren ligden çekildi.

Ragbi

İtalyan millî takımıyla Fransa’ya karşı millî maçta da oynayan Reşat Ersü’nün öncülüğünde ve Haydarpaşa Lisesi ile işbirliği halinde Fenerbahçe’de 1945 yılında bir ragbi takımı oluşturuldu ve 12 Mayıs 1945 tarihinde Haydarpaşa Lisesi Spor Bayramı’nda lise takımını 8-7 yendi.18 Mayıs 1947’de Fenerbahçe Stadı’nda Fenerbahçe’nin Beşiktaş’ı 4-0 yendiği futbol maçından önce Fenerbahçe’nin ragbi takımını kurmuş Galatasaray’ı yaklaşık 18.000 seyircinin önünde 12-0 yenmesi sarı-kırmızılı kulübün takımı dağıtmasına neden oldu ve bu maç 2007 yılında Türkiye Ligi kurulana kadar son ragbi maçı olarak tarihe geçti.

Okçuluk

Okçuluk branşı 1966 yılında Fenerbahçe’de faaliyete geçti ve 1971’e dek geçen kısa süre içinde çeşitli başarılar kazandı. Uzun zaman Türkiye rekorlarını elinde tutan Fenerbahçeli okçu Sadık Öğretir 19 Eylül 1966’da Fenerbahçe’ye İstanbul şampiyonluğu kazandırırken 18 Ocak 1968 tarihinde Mersin’de düzenlenen Türkiye Okçuluk Şampiyonası’nda da Türkiye rekoru olan 1003 puanla birinci oldu. Öğretir, 23-29 Temmuz 1967’de Hollanda’nın Amersfoort kentinde düzenlenen Dünya Okçuluk Şampiyonası’na katılan ulusal takımda da yer aldı.

Judo

Fenerbahçe Kulübü ilk kez 1967 yılında judoyu çalışma alanına aldı. 17 Mart 1968 tarihinde düzenlenen Fenerbahçe Spor Kulübü Kongresi’ne sunulan Yönetim Kurulu raporunda yer alan ümitvar ifadelere rağmen gençlere yönelik olarak sürdürülen faaliyetler beklenen ilgiyi görmedi ve 1971 yılında bu spora veda edildi.

Briç

Eski atlet ve basketbolcu Orhan Zeren’in atılımıyla 1984 yılında Fenerbahçe’de bir briç takımı kuruldu . Takım Türkiye Briç Federasyonu’nun 14-15 Nisan 1984 tarihlerinde düzenlediği Müesseseler ve Kulüplerarası Türkiye Briç Şampiyonası’nda 44 kulüp ve müessese takımı arasında Seydişehirspor ve Türk Hava Yolları’nın ardından üçüncü oldu. 1986 yılında İstanbul şampiyonu olan takım, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’na gitme hakkı kazansa da, takıma Fenerbahçe Spor Kulübü temsil hakkı vermediğinden Kupa’ya Fenerbahçe yerine Ankara şampiyonu Ankara Briç Kulübü katıldı. 1999 yılında tekrar oluşturulan briç takımı 16-17 Ekim 1999 tarihlerinde Burdur’da düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda 44 takım arasında bir kez daha üçüncü oldu.

Atıcılık

1986 yılında başlayan atıcılık faaliyetleri kısa sürede başarılı olmasına rağmen bu sporun ömrü Fenerbahçe’de kısa oldu ve 1988 yılı itibarıyla faaliyetler sonlandı. Bu spor branşında Fenerbahçe’nin kazandığı en büyük başarı olan Trap-Skeet Müsabakaları Başbakanlık Kupası halihazırda Fenerbahçe Müzesi’nde sergilenmektedir.

Dağcılık

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 100. yıl kutlamaları kapsamındaki Fenerbahçe Dünya Zirvelerinde projesi bağlamında 2007 yılında Tunç Fındık ve Mustafa Kalaycı’dan mürettep bir dağcılık ekibi oluşturulmuştur. Ekip, proje kapsamında Ağrı Dağı, Arjantin’de bulunan Aconcagua Zirvesi, Tacikistan’daki Somoni Zirvesi, Fransa’daki Mont Blanc Zirvesi ve Tanzanya’daki Kilimanjaro Zirvesine tırmanarak Türk ve Fenerbahçe bayraklarını dalgalandırdıktan sonra, dünyanın en yüksek dağı Everest’in zirvesine 21 Mayıs 2007 tarihinde ulaşarak Türk ve Fenerbahçe bayraklarını diktiler.

Marşlar

Sözleri Fenerbahçe’nin eski kalecisi Fecri Ebcioğlu tarafından yazılmış olan, Fenerbahçe 1973-74 kadrosu ve Nesrin Sipahi tarafından seslendirilen Yaşa Fenerbahçe marşı Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bilinen ilk marşıdır. Fenerbahçe’nin 100.Yılı şerefine Kıraç’ın 100.Yıl Marşı ve Funda Arar, Athena, Ediz İlhan tarafından çeşitli marşlar yazılmıştır.

Tesisler

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun bir fotoğrafı

Stadyum

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu İstanbul’un Kadıköy semtinde yer alan, Fenerbahçe takımının maçlarına ev sahipliği yapan stadyumdur. Stadyum, 1908 yılında açılmıştır ve 1999-2006 yılları arasında yenilenerek kapasitesi artırılmıştır. 4 Ekim 2006’da UEFA tarafından yapılan incelemeler sonucunda 2009 UEFA Kupası finalinin bu statta yapılması kararlaştırılmıştır.

Müze

Kulüp Müzesinin yeri birkaç değiştirilmiş ve yenilenmiştir. Son olarak Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’na taşınmış ve 19 Ekim 2005 tarihinde açılmıştır. Müzede toplam 10 bölüm vardır.

Diğer Tesisler

Kulübün diğer tesisleri arasında sosyal merkezler, idman tesisleri, kulüp ana merkezi, Dereağzı Metin Aşık Kamp Merkezi, genç takım futbol akademisi, spor salonu, Fikirtepe Tesisleri, Fenerbahçe Koleji ve yüzme havuzu bulunmaktadır. [112]

Fenerbahçe Spor Okulları, Fenerbahçe Koleji ve Fenerbahçe Üniversitesi ile Gebze’de kurulacak 3 Temmuz Spor Akademisi Tesisleri sayesinde Ülkemiz Sporuna hizmet amaçlanmaktadır

  • Faruk Ilgaz Sosyal Tesisleri, kulüp ana binasının yanına kurulmuştur. 15 Mayıs 1969’da kurulmasına rağmen Aziz Yıldırım tarafından restore edildi ve 21 Ocak 2004 tarihinde açıldı.
  • Sancaktepe Can Bartu Antrenman Tesisleri, yapımına 1997 yılında Ali Şen’in başkanlığı döneminde başlandı. 2000 yılında tamamlandı. Ana takımın kamp merkezidir.
  • Dereağzı Metin Aşık Kamp Tesisleri, Dereağzı’nda kurulmuştur ve Fenerbahçe PAF takımına hizmet vermektedir.1989’da yeniden açılmıştır. Tesis Fenerbahçe’nin boks,yelken gibi takımlarına hizmet vermektedir.
  • Genç Futbol Akademisi, Metin Aşık Kamp Tesisleri’nin yanına kurulmuştur. 1999 yılında yapılarak Fenerbahçe Genç takımlarına hizmet vermektedir.
  • Fikirtepe Lefter Küçükandonyadis Tesisleri, Yumurtacı Abdi Bey Yolu üzerinde , Kadıköy’e kurulmuştur. 1 Temmuz 1998’da açılmıştır. Futbolcu yetiştirmek için kullanılmaktadır..
  • Spor Salonu, Munir Nurettin Selcuk Yolu üzerine Kızıl toprak’a kurulmuştur. 1982’de açılmıştır ve 24 Şubat 2001’de yenilenmesi tamamlanmıştır. Fenerbahçe erkek basketbol, kadın basketbol, erkek voleybol ve kadın voleybol takımlarına hizmet vermektedir.
  • Vefa Küçük Yüzme Havuzu, 16 Temmuz 1999’da açıldı ve yüzme branşına hizmet vermektedir.

Taraftar Grupları

Fenerbahçe çok geniş bir taraftar kitlesine sahiptir. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun yenilenmesinden sonra Fenerbahçe, Süper Lig içinde maça en fazla taraftar çeken kulüp oldu. Fenerbahçe, 2006-2007 sezonunda maç başına 40.000 seyirciye ulaşmıştır.

Hep Destek Tam Destek
—Fenerbahçe taraftarının destek felsefesini ifade eden slogan

Fenerbahçe 4 büyük taraftar grubuna sahiptir. Bunlar Genç Fenerbahçeliler, Kill For You, 1907 ÜNİFEB, Antu/Fenerlist’tir

Genç Fenerbahçeliler

Tribünlerden bir görünüm

GFB, kendi içinde 6 küçük gruba ayrılır. Bunlar 1907 Gençlik (2000 yılında kurulup 2001 yılında GFB’ye katılmıştır ), GFB Europe, Lise GFB (Lise öğrencileri tarafından 2002 yılında kurulmuştur.), Uni GFB (Üniversite öğrencileri tarafından 2001 yılında kurulmuştur.), GFB’s Angels (Bayan Fenerbahçeliler grubu) ve Devil’s of GFB (2004 yılında kurulmuştur).

GFB’nin 61 şehirde, 51 üniversitede ve 10 değişik ülkede üyeleri vardır. Grup maçları Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun Maraton Tribünü A ve B bloklarında KFY ile birlikte takip etmekte ve takımlarına destek vermektedirler.

Kill For You

KFY 1996 yılında kurulmuştur. Grup, takımın tüm profesyonel ve amatör maçlarını takip etmektedir. Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun maraton tribünü A ve B bloklarında GFB ile birlikte maçları takip etmektedirler.

Fenerbahçe-Chelsea maçı

1907 ÜNİFEB

Grup 2002 yılında kurulmuştur. 1907 ÜNİFEB sıradan bir taraftar topluluğu veya sadece bir tribün grubu değildir. Amacı, Fenerbahçeli üniversite öğrencileri arasında ideal bir birlikteliği oluşturmak ve gücünü Fenerbahçe etrafında birleştirerek hareket etmektir. Fenerbahçe’nin Aydınlık Geleceği Olmak için kurulmuştur. Türkiye, KKTC ve yurt dışındaki üniversitelerde örgütlenmişlerdir. Tüm üyeleri üniversitelilerden oluşmaktadır. Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda maçları Türk Telekom (eski Telsim) tribününden takip etmektedirler. Merkezleri Levent’tedir.

Antu/Fenerlist

Grup bir internet topluluğudur. Ali Şen’in oğulları olan Metin Şen ve Adnan Şen tarafından kurulmuştur.

33 ülkeye, 37 şehire yayılmıştır ve 60.000’i aşkın üyeleri vardır. Üyeler maçları Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda Türk Telekom (eski Telsim) tribününden takip etmektedirler.

12 Numara

Fenerbahçe resmi taraftar internet grubudur. Kurucusu Mehmet Alakuş’tur ve Antu’ya tepki olarak kurulmuştur.

Finans

Sponsorlar

Fenerbahçe’nin aşağıdaki kuruluşlar ile sponsorluk anlaşmaları vardır. Ana sponsoru Avea’dır.

  • Avea – Ana sponsor
  • Fenerium – Ana sponsor
  • Türk Telekom – Resmi sponsor
  • Adidas – Resmi sponsor
  • Alpet – Resmi sponsor
  • Aras Kargo – Resmi sponsor
  • Arçelik – Resmi sponsor
  • Koç Holding – Resmi sponsor
  • Audi – Resmi sponsor
  • Doğuş Holding – Resmi sponsor
  • Denizbank – Resmi sponsor
  • Efes Pilsen – Resmi sponsor
  • Siemens – Resmi sponsor
  • Vakıfbank – Resmi sponsor
  • Mail2Web – internet servisi
  • Ülker – Resmi sponsor

Fenerium

Fenerium logosu

Fenerbahçe’nin lisanslı ürünleri Fenerbahçe Sportif A.Ş. adına Fenerium mağazalarında ve ülke genelinde satış yapan Fenerium tırları tarafından satılmaktadır.

Fenerium ana şubesi Şükrü Saracoğlu Stadı’ndadır. Buradan sezonluk bilet ve maç biletleri satın alınabilir.

Fenerium 41 mağaza ve 200 civarı satış noktasında toplam 1.720.000 ürün satarak 19 Milyon dolar kazanç elde etmiştir. 2004-05 sezonunda 285.000 civarında ürün satılmıştır.

Fenerbahçe Kart

“Hedef bir milyon üye” projesi kapsamında kulüp tarafından çıkartılan ve taraftarlara çeşitli imkanlar sağlayan 3 tür taraftar kartıdır.Bunun dışında çeşitli bankalarla anlaşmalı taraftar kartları da mevcuttur.

Fenerbahçe Dergisi

Fenerbahçe’nin resmi yayın organlarından biri olan aylık dergidir.

 

 


Kaynak: Vikipedia
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/fenerbahce-spor-kulubu-kuruldu/feed/ 0
Bilimsel araştırma kurumları Kurumlar vergisine tabi midir? https://www.muhasebenews.com/bilimsel-arastirma-kurumlari-kurumlar-vergisine-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/bilimsel-arastirma-kurumlari-kurumlar-vergisine-tabi-midir/#respond Thu, 21 Feb 2019 15:30:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=32407 Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar 

Sadece bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaf tutulmaktadır.

Bunların, muafiyetten yararlanmasına ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlar Maliye Bakanlığınca belirlenir.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/bilimsel-arastirma-kurumlari-kurumlar-vergisine-tabi-midir/feed/ 0
Köy birlikleri kurumlar vergisine tabi midir? https://www.muhasebenews.com/koy-birlikleri-kurumlar-vergisine-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/koy-birlikleri-kurumlar-vergisine-tabi-midir/#respond Tue, 19 Feb 2019 19:30:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=32399  İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen işletmeler

İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen,

  • Kanal, boru ve benzeri yollarla dağıtım yapan su işletmeleri,
  • Belediye sınırları içinde faaliyette bulunan yolcu taşıma işletmeleri,
  • Kesim, taşıma ve muhafaza işleriyle sınırlı olmak üzere mezbahalar

Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

Muafiyet kapsamına giren su işletmelerinden, şebeke suyunun boru hattı ile dağıtımını yapan işletmelerin anlaşılması gerekir. Çeşitli kaplara konularak teslimi yapılan su satışları bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.

Taşıma faaliyetlerinin belediye sınırlarını (büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde büyükşehir belediye sınırlarını) aşacak şekilde yapılması halinde muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Taşıma faaliyetinin belediye sınırları içinde olup olmadığı, kalkış ve varış noktalarına bakılarak değerlendirilecek, bu noktalardan birinin belediye sınırları dışında yer alması halinde muafiyet hükmünden yararlanılamayacaktır.

Örneğin, Kırıkkale Belediyesinin belediye sınırları içinde gerçekleştirdiği yolcu taşıma faaliyetleri muafiyet kapsamında iken, anılan belediyenin Kırıkkale-Ankara arasında gerçekleştireceği yolcu taşıma faaliyetleri muafiyet kapsamında değerlendirilemeyecek, bu faaliyet nedeniyle söz konusu yolcu taşıma işletmesi nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

Taşıma faaliyetinin yük ve eşya taşıması şeklinde gerçekleşmesi halinde, belediye sınırlarının aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın söz konusu taşımacılık işletmesi kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.

İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen mezbahalar sadece kesim, taşıma ve muhafaza işleri ile sınırlı olmak üzere muafiyet kapsamında olup, bu idareler dışındaki kuruluşlarca işletilen mezbahalar nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

Köyler veya köy birlikleri tarafından işletilen işletmeler

Köyler veya köy birlikleri tarafından köylünün genel ve ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla işletilen hamam, çamaşırhane, değirmen, soğuk hava deposu ve bağlı oldukları il sınırı içinde faaliyette bulunmaları şartıyla yolcu taşıma işletmeleri ile köylere veya köy birliklerine ait tarım işletmeleri Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaftır.

Yolcu taşıma faaliyetinin il sınırlarını aşması durumunda muafiyet söz konusu değildir. Buna göre, köyler ile bunların birliklerine ait yolcu taşıma işletmelerinin muafiyetten yararlanabilmesi için bağlı oldukları il sınırı içinde faaliyet göstermesi, taşımanın eşya ve yük dışında sadece yolcu taşımasına münhasır olması gerekir.

Mülga 5422 sayılı Kanunda yer alan il özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler veya bunlara bağlı müesseseler tarafından işletilen soğuk hava deposu işletmelerine ilişkin muafiyet, 5520 sayılı Kanunla daraltılarak, sadece köyler ve köy birlikleri tarafından işletilen soğuk hava deposu işletmeleri ile sınırlandırılmıştır.

Spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde bulunan iktisadi işletmeleri ile sadece idman ve spor faaliyetinde bulunan anonim şirketler

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde bulunan iktisadi işletmeleri ile sadece idman ve spor faaliyetlerinde bulunan anonim şirketler, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaftırlar.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde bulunan iktisadi işletmelerinin muafiyet hükmünden yararlanabilmesi için iktisadi işletmenin;

  • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve/veya özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan spor kulüplerine ait olması,
  • Faaliyetlerinin sadece idman ve spor faaliyetlerinden ibaret olması

gerekmektedir.

İdman ve spor faaliyetlerinde bulunan anonim şirketler ise sadece idman ve spor faaliyetinde bulunmaları kaydıyla kurumlar vergisinden muaf olacaktır.

Öte yandan, transfer ve bonservis gelirleri, saha reklam gelirleri, maç bileti satışları, sporcuların formalarına aldıkları reklamlar, maç yayın hakkının satılması faaliyetleri de idman ve spor faaliyeti kapsamında değerlendirilecektir.

Örneğin; Türkiye Futbol Federasyonuna tescil edilmiş bir spor kulübünün, idman ve spor faaliyetlerine bağlı olarak maç bileti satışları, sporcuların formalarına aldıkları reklamlar, maç yayın hakkının satılması gibi faaliyetleri muafiyet kapsamında değerlendirilecektir. Ancak, kulübün söz konusu idman ve spor faaliyetlerinin yanı sıra forma, ayakkabı ve diğer malzeme satışı, otopark, benzin istasyonu, restoran, otel, büfe ve plaj işletmeciliği yapması durumunda, idman ve spor faaliyetleri dışındaki faaliyetler ayrı bir iktisadi işletme olarak kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.


 

 

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/koy-birlikleri-kurumlar-vergisine-tabi-midir/feed/ 0
Kooperatiflerdeki kurumlar vergisi avantajı nedir? https://www.muhasebenews.com/kooperatiflerdeki-kurumlar-vergisi-avantaji-nedir/ https://www.muhasebenews.com/kooperatiflerdeki-kurumlar-vergisi-avantaji-nedir/#respond Mon, 29 Oct 2018 17:53:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=32402 Kooperatifler

Kooperatifler, üyelerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma ile sağlanması esasıyla kurulmaktadırlar.

Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır.

1.1. Muafiyet şartları

Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

  • Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,
  • Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,
  • Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına,
  • Sadece ortaklarla iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir.
Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hükümlerinden yararlanamayacaktır.

1.1.1. Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması

Sermaye üzerinden kazanç dağıtılması sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin elde ettikleri kazancı ortaklarına sermaye paylarına göre dağıtması durumunda, kooperatiflerin sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

1.1.2. Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi

Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmesi sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin, elde ettikleri kazancı yönetim kurulu başkan ve üyelerine dağıtması durumunda, kooperatiflerin sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

1.1.3. Yedek akçelerin dağıtılmaması

Kooperatiflerce ayrılan yedek akçelerin ortakların sermayeye iştirak oranlarına veya kooperatif ile yaptıkları muamele miktarlarına ya da başka bir esasa göre dağıtılmasına izin verilmemiştir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde ayrılan yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

1.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi

Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.

(14 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile eklenmiştir. Ek paragraf: RG-23/12/2017-30279) (*****) 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen ve 1/1/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe giren parantez içi hükümle, kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmalarının ortak dışı işlem sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

(Ek paragraf: RG-23/12/2017-30279) Örneğin, bir üretim kooperatifinin amacını gerçekleştirmek üzere kullanmış olduğu iş makinesini, ekonomik ömrünü tamamladıktan sonra satması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecek ve bu satış işlemi dolayısıyla kooperatif muafiyeti etkilenmeyecektir.

1.1.4.1. Üretim kooperatiflerinde ortak dışı işlemler

Üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığı ürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadan üçüncü kişilere satmaları ortak dışı işlem sayılmamaktadır. Ortaklardan alınan ürünlerin bir takım işlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmiş olarak üçüncü kişilere satılması ise ortak dışı işlem sayılmaktadır.

Örnek 1: Ortaklardan alınan sütlerin niteliği değiştirilmeksizin üçüncü kişilere satılması ortak dışı işlem sayılmazken, bu sütlerin işlendikten sonra peynir olarak ortaklara veya üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış işlemi ortak dışı işlem sayılmaktadır.

Örnek 2: Ortaklardan alınan zeytinlerin ayıklanma ve temizlenme gibi işlemlerle sofralık zeytin haline getirilerek üçüncü kişilere satılması ortak dışı işlem sayılmazken, bu zeytinlerin çeşitli işlemlere tabi tutarak zeytinyağı şeklinde ortaklara veya üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış işlemi ortak dışı işlem sayılacaktır.

Örnek 3: Kooperatiflerin üçüncü kişilerden satın aldığı üretimde kullanılan girdileri (ilaç, gübre, tohum gibi) ortaklara vermesi ve bedelin ortakların kooperatife satacakları ürün bedeli ile ilişkilendirilmesi ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Buna göre bir pancar üretim kooperatifi tarafından üçüncü kişilerden satın alınan gübrenin, kooperatif ortaklarından satın alınacak pancara ait ürün bedelinden mahsup edilmek üzere ortaklara dağıtılması, ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir.

1.1.4.2. Kredi kooperatiflerinde ortak dışı işlemler

Kredi kooperatiflerinin kendi kaynaklarından veya banka, kredi kuruluşu benzeri üçüncü kişilerden sağladığı fonları, sadece ortaklarına kredi olarak vermesi halinde, bu faaliyetler ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Kredinin, kooperatif ortağı olmayanlara verilmesi ise ortak dışı işlem olarak kabul edilecektir.

1.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler

Yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılacaktır. Ancak, bu kooperatiflerin, her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir.

Yapı kooperatifi tarafından inşa edilen işyeri ve konutlarda yaşayan insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sosyal tesislerin kat karşılığı inşa ettirilmesi de ortak dışı işlem sayılmayacaktır. Bu tesislerin yapımını müteakip, kooperatif tarafından işletilmesi halinde, işletilmeye başlandığı tarihte muafiyet şartı ihlal edilmiş sayılacaktır.

Kooperatiflerin konut inşa etmek üzere kum, çimento, demir v.b. malzeme satın alması, söz konusu inşaata finansman sağlamak üzere üçüncü kişilerden kredi temin etmesi de ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir.

İşyeri veya konut inşa etmek üzere kurulan bir yapı kooperatifinin ortaklarından topladığı paraları değerlendirerek nemalandırması halinde, söz konusu nemaların Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesine göre vergilendirilmiş olması ve ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda harcanması şartıyla, muafiyet şartları ihlal edilmiş olmayacaktır.

Kooperatife ait taşınmazların, ortaklara veya ortak olmayanlara kiraya verilmesi veya kooperatifin inşa ettiği konut veya işyerlerinin ortaklara dağıtımından sonra elinde kalan işyeri, konut veya arsaların satılması ortak dışı işlem sayılacaktır.
Kooperatifin amacını gerçekleştirmesinden sonra elinde kalan malzeme, alet ve edevatın satılması ortak dışı işlem olarak değerlendirilmeyecektir.

Öte yandan, bazı kooperatiflerin ana sözleşmelerinde, “ortakların sosyal, kültürel ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli tesisleri kurmak, işletmek veya kiraya vermek ….” hükmü yer alabilmektedir. Ana sözleşmelerinde söz konusu hüküm olsa dahi fiilen söz konusu tesislerin kurulup bizzat işletilmesi veya kiraya verilmesi ortak dışı işlem olarak değerlendirilecektir. Bu hükmün, ana sözleşmede yer alması tek başına mükellefiyet için yeterli olmayacaktır.

1.2. Yapı kooperatiflerinin muafiyetinde özel şartlar

Yapı kooperatiflerinde muafiyetten yararlanabilmek için yukarıda belirtilen şartlara ilaveten;

  • Kuruluşlarından, yapı inşaatlarının sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine ve Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili kişilere veya işçi işveren ilişkisi bulunan kişilere yer verilmemesi,
  • Yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına olması

gerekmektedir.

Buna göre, yapı kooperatiflerinin muafiyetten yararlanabilmeleri için, kuruluşlarından inşaatın sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, inşaat işini üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya bunlarla ilişkili kişi kabul edilen kişi ve kurumlara veya bunlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermemeleri gerekir.

Burada sözü geçen ilişkili kişi, inşaat işini üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişilerin,

  • Ortaklarını,
  • Ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişileri,
  • Ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu  gerçek ve tüzel kişileri,
  • Ortaklarının eşlerini,
  • Ortaklarının veya eşlerinin üst soyları (usul) ve alt soyları (füruu) ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ile kayın hısımlarını

kapsamaktadır.

Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığı durumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adına düzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifinin muafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. (2 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 1. maddesiyle değiştirilen cümle) Henüz arsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunan dolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelik faaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlar aranmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasına gelmemiş bulunan konut yapı kooperatifinden inşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.(*)

T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, konut ihtiyacının karşılanması amacıyla konut ve arsa üretimi yapmakta olup yapı kooperatifleri, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından tahsis edilen arsa ve araziler üzerine konut veya işyeri yapabilmekte, ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri de kooperatiflere arsa temini veya tahsisinde görevli ve/veya yetkili olabilmektedirler.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleri de anılan Kanun uyarınca kooperatif olarak değerlendirildiğinden söz konusu arsa ve arazilerin tapusunun veya yapı ruhsatlarının Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya kooperatif birlikleri ya da kooperatifler merkez birlikleri adına olması halinde de bahse konu yapı kooperatifleri, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilecektir.

2006 yılının sonuna kadar Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yazılı şartları sağlayamayan yapı kooperatiflerinin muafiyeti, 1/1/2006 tarihi itibarıyla sona ermiş sayılacaktır. Dolayısıyla, bu tarihten önce kurulan yapı kooperatifleri, 31/12/2006 tarihine kadar yukarıda belirtilen muafiyet şartlarını yerine getirmiş olmaları şartıyla kurumlar vergisinden muaf olacaklardır.

Örneğin; (A) Yapı Kooperatifinin inşaat işini üstlenen müteahhidin oğlunun kooperatif yönetim kurulunda bulunması durumunda, yönetim kurulu üyeliğinden 2006 yılı sonuna kadar ayrılmış olması gerekmektedir. Aksi halde, kooperatifin 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

(14 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile eklenmiştir. Ek bölüm : RG-23/12/2017-30279)

1.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi

7061 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına gerekli kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatifler, ortak dışı işlemlerine ilişkin hesap ve kayıtlarını kooperatif hesaplarıyla ilişkilendirmeksizin iktisadi işletme adına tasdik ettirecekleri ayrı defterlerde izleyeceklerdir.

Ayrıca, kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerin tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımları, iktisadi işletmeleri ile bu kurumlardan kazanç elde etmeleri ve söz konusu kazançları daha sonra ortaklarına dağıtmaları muafiyetlerini etkilemeyecektir.

Örnek 1: (A) narenciye üretim kooperatifinin ortaklarından almış olduğu narenciyeyi niteliğini değiştirmeden üçüncü kişilere satması ortak dışı işlem sayılmazken, niteliğini değiştirerek reçel olarak satması durumunda, kooperatif ortak dışı işlem yapmış olacağından, bu işlem nedeniyle kooperatife bağlı oluşan ayrı bir iktisadi işletme nezdinde bu işlemden doğan kazançlar kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

Örnek 2: (B) tohum üretim kooperatifi, gıda ürünleri üreten (K) A.Ş.’nin sermayesinin %20’sine iştirak etmiş ve bu iştirakinin 2017 hesap dönemine ait karını 2018 yılı Haziran ayında dağıtması sonucunda 1.500.000.-TL kâr payı elde etmiştir. (B) kooperatifi elde ettiği bu kâr payının 600.000.-TL’lik kısmını 2019 yılı içerisinde ortaklarına dağıtmıştır.

(B) tohum üretim kooperatifinin sermaye şirketine iştirak etmesi, bu iştirakinden kazanç elde etmesi ve elde ettiği bu kazancı ortaklarına dağıtması kooperatifin muafiyetine etki etmeyecektir. (B) kooperatifinin başkaca ortak dışı işlemleri nedeniyle iktisadi işletme oluşması halinde (K) A.Ş.’nin sermayesine katılımından elde ettiği kazancını iktisadi işletme ile ilişkilendirmesi de söz konusu olmayacaktır.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/kooperatiflerdeki-kurumlar-vergisi-avantaji-nedir/feed/ 0
OSB’ler Kurumlar vergisine tabi midir? https://www.muhasebenews.com/osbler-kurumlar-vergisine-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/osbler-kurumlar-vergisine-tabi-midir/#respond Sun, 28 Oct 2018 08:30:42 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=32410 Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerine ait iktisadi işletmeler

Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların; arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanan iktisadi işletmeler Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaftır.

Öte yandan, organize sanayi bölgeleri, tüzel kişilikleri itibarıyla kurumlar vergisinin konusuna girmemektedirler.

Ancak, organize sanayi bölgelerinin, muafiyet kapsamı dışındaki iktisadi işletmelerinin bulunması halinde, bu iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi olup olmayacakları hususu 1 seri no’lu K.V.K. Tebliğin (2.4) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilecektir.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER


İlgili Dönemde Kullanılmayan Yatırıma Katkı Tutarları, İleriki Dönemlerde Kullanılabilir Mi?

Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ile Turizmcilere sağlanan teşvikleri biliyor musunuz?

Şirket Aktifine Kayıtlı OSB’de Yer Alan Gayrimenkulün Faaliyette Bulunmadan Satılması Halinde Vergi İstisnasından Yararlanılır mı?

Kurumlar Vergisinden Muaf Olan Kooperatifin, Üyelerine İşyeri Teslimi Halinde KDV ve Ba-Bs Bildirimi Yapılmak Zorunda mıdır?

Organize Sanayi Bölgelerindeki Vergisel Teşvikler Nelerdir?

Artık Organize Sanayi Bölgeleri ve Serbest Bölgelerdeki Arsa Üzerine İnşa Edilen Binaların Tahsis Edilene Devir ve Tescil İşlemleri İçin Harç Ödenmeyecek!!!

Organize Sanayi Bölgelerinde Yap-İşlet-Devret Modeli İle Yapılan Yatırımlardaki Harcamalar Giderleştirilebilir mi?

Organize Sanayi Bölgeleri ve Serbest Bölgelerde Yer Alan Binalara Daimi Emlak Vergisi Muafiyeti Sağlandı!!!

Şirket Aktifindeki Taşınmaz, Sat-Kirala-Geri Al Yöntemi İle Alındıktan Sonra Satılması Halinde KDV ve Kurumlar Vergisi İstisnasından Faydalanabilir mi?

 

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/osbler-kurumlar-vergisine-tabi-midir/feed/ 0
Kosgeb Kurumlar vergisine tabi midir? https://www.muhasebenews.com/kosgeb-kurumlar-vergisine-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/kosgeb-kurumlar-vergisine-tabi-midir/#respond Sun, 28 Oct 2018 08:00:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=32405 Kredi teminatı sağlamak üzere kurulmuş olan kurumlar

(6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 3.maddesiyle değişen bölüm )Yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları ile yapılan malî ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde yalnızca kredi teminatı sağlamak üzere kurulmuş olup bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları teminat sorumluluk fonlarına ekleyen ve sahip oldukları fonları ortaklarına dağıtmaksızın kredi sağlayan banka ve kuruluşlara yatıran kurumlar, Kurumlar Vergisi Kanununun 6009 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi ile değiştirilen 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

Söz konusu kurumun statüsü, muafiyetten yararlanma açısından önem arz etmemektedir. Bu kurumun, Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde yazılı kurumlar arasında yer alması yeterlidir. Ancak, sözü edilen kurumların, kuruluş sözleşmelerinde yalnızca kredi teminatı sağlamak üzere kuruldukları ve faaliyetlerini bu çerçevede sürdürecekleri, ortaklara kâr payı dağıtmayacakları açıkça yazılı olacaktır.

Yukarıda açıklanan şekilde kurulan bu kurumların anılan muafiyetten yararlanabilmeleri için;

  • Kurumun, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları arasında imzalanan mali ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere kurulmuş olması,
  • Kurumun elde ettiği kazançların kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra kalan tutarının tamamının teminat sorumluluk fonuna eklenmesi,
  • Teminat sorumluluk fonunun ortaklara dağıtılmaması, sadece kredi temininde teminat sağlamak için kullanılması,
  • Teminat sorumluluk fonunun kredi sağlayan banka ve kuruluşlarda değerlendirilmesi

şarttır.

Diğer yandan, KOSGEB vb. kuruluşlar tarafından verilen mali yardımların temini maksadıyla teminat sağlanması da muafiyeti etkilemeyecektir.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/kosgeb-kurumlar-vergisine-tabi-midir/feed/ 0
Bölgesel yönetim merkezleri Kurumlar vergisine tabi midir? https://www.muhasebenews.com/bolgesel-yonetim-merkezleri-kurumlar-vergisine-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/bolgesel-yonetim-merkezleri-kurumlar-vergisine-tabi-midir/#respond Sat, 27 Oct 2018 09:30:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=32413 Bölgesel yönetim merkezleri

15/7/2016 tarihli ve 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ö) bendi ile bölgesel yönetim merkezleri belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

1.1. Muafiyet şartları

Bölgesel yönetim merkezleri;

  • Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulmaları,
  • Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve
  • Söz konusu giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması

kaydıyla kurumlar vergisinden muaf olacaklardır.
Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.

1.1.1. Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulma

5/6/2003 tarihli ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamına giren konularda uygulanacak usul ve esasları belirlemek amacıyla 20/8/2003 tarihli ve 25205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğine göre bölgesel yönetim merkezleri, yabancı şirketin, diğer ülkelerdeki birimlerine yönelik olarak;

  • Yatırım ve yönetim stratejilerinin oluşturulması,
  • Planlama,
  • Tanıtım,
  • Satış,
  • Satış sonrası hizmetler,
  • Marka yönetimi,
  • Finansal yönetim,
  • Teknik destek,
  • Ar-Ge,
  • Dış tedarik,
  • Yeni geliştirilen ürünlerin test edilmesi,
  • Laboratuvar hizmetleri,
  • Araştırma ve analiz,
  • Çalışanların eğitimi

gibi faaliyetlere ilişkin koordinasyon ve yönetim hizmetlerinin sağlanması alanlarında hizmet vermek amacıyla kurulabilmektedir.

Söz konusu Yönetmelik kapsamında yukarıda sayılan alanlarda grup şirketlerine hizmet vermek amacıyla ve Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezleri, Türkiye’de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla, muafiyetten faydalanabileceklerdir. Bölgesel yönetim merkezlerinin Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izin konusu dışında faaliyette bulunmaları durumunda ise muafiyet şartlarını kaybedecekleri tabiidir.

1.1.2. Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması

Bölgesel yönetim merkezlerinin muafiyetten yararlanabilmeleri için, tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması şarttır.

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde yer alan düzenlemelere göre kurulan ve hizmet vermekte olan bölgesel yönetim merkezleri, Türkiye’de ticari ve diğer gelir getirici veya Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izin konusu dışında bir faaliyette bulunamamakta ve gelir elde edememekte olup bütün masraflarını yurt dışından getirecekleri dövizlerle karşılamak zorundadırlar.

Bu kapsamda, bölgesel yönetim merkezlerinin Türkiye’de ticari veya diğer gelir getirici faaliyetlerde bulunmaları, gelir elde etmeleri ve dolayısıyla giderlerini tamamen veya kısmen bu gelirlerinden karşılamaları halinde muafiyet şartları ihlal edilmiş olacaktır.

1.1.3. Giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması

Bölgesel yönetim merkezlerinin giderlerinin, Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması gerekmektedir.

Dolayısıyla, bölgesel yönetim merkezlerinin giderlerinin tamamının veya bir kısmının, Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılması halinde muafiyet şartlarının kaybedileceği tabiidir. Muafiyetten yararlanan bölgesel yönetim merkezlerinin giderlerinin, Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

1.2. Muafiyetten yararlanacaklar

Bu muafiyetten, Ekonomi Bakanlığına başvurarak gerekli izni almak suretiyle hizmet veren ve diğer şartları da sağlayan bölgesel yönetim merkezlerinin yararlanması mümkündür. Ekonomi Bakanlığından gerekli izni alarak Türkiye’de hizmet vermeye başlayan bölgesel yönetim merkezleri, bu izin belgesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine ibraz edecek ve yukarıda bahsedilen şartları taşımaları kaydıyla kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabileceklerdir.

(15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile eklenmiştir. Ek paragraf: RG-25/05/2018-30431) Öte yandan, 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ö) bendi hükmü, 21/03/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun(******) 74 üncü maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 7103 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ö) bendinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin 74 üncü madde hükmünün 1/1/2019 tarihinde (1/1/2019 tarihi itibarıyla kurulu bölgesel yönetim merkezleri için 1/1/2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere) yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

(Ek paragraf: RG-25/05/2018-30431) Dolayısıyla, 1/1/2019 tarihi itibarıyla kurulu bölgesel yönetim merkezleri, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ö) bendinde düzenlenen muafiyet hükmünden, Tebliğde belirtilen şartlar dahilinde, 1/1/2022 tarihine kadar faydalanabilecektir.

(Ek paragraf: RG-25/05/2018-30431) Ancak, 1/1/2019 tarihinden itibaren kurulan bölgesel yönetim merkezlerinin söz konusu kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün olmayacaktır.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/bolgesel-yonetim-merkezleri-kurumlar-vergisine-tabi-midir/feed/ 0
Şarta bağlı kazanılan/kaybedilen kurumları vergisi muafiyeti nedir ? https://www.muhasebenews.com/sarta-bagli-kazanilan-kaybedilen-kurumlari-vergisi-muafiyeti-nedir/ https://www.muhasebenews.com/sarta-bagli-kazanilan-kaybedilen-kurumlari-vergisi-muafiyeti-nedir/#respond Thu, 18 Oct 2018 18:00:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=32416 Şarta bağlı muafiyetlerin kaybedilmesi veya kazanılması

Şarta bağlı muafiyet tanınan kurum ve kuruluşların yıl içinde muafiyet şartlarını kazanmaları veya kaybetmeleri halinde kurumlar vergisinden muaf olacakları veya kurumlar vergisine tabi olacakları tarih önem arzetmektedir.

Kurumlar vergisinden belirli şartlara bağlı olarak muaf tutulan bir kurum veya kuruluşun muafiyet şartlarını ihlal etmesi halinde, bu şartların ihlal edildiği tarihten itibaren kurumlar vergisine tabi tutulması, muafiyet şartlarının tekrar kazanılması halinde ise izleyen hesap dönemi başından itibaren muafiyetten yararlandırılması gerekmektedir.

Örneğin; muafiyet şartlarını haiz genel yönetim kapsamındaki kamu idaresine ait (Y) Konukevinin, 17/8/2006 tarihinde kamu görevlileri dışındaki üçüncü kişilere de hizmet vermesi halinde, anılan Kurumun bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

(B) Belediyesine ait olan ve belediye sınırları dışında da yolcu taşıma faaliyeti bulunan yolcu taşıma işletmesinin, Belediye Meclisinin 10/10/2006 tarihinde aldığı kararla yalnızca belediye sınırları dahilinde faaliyet göstermeye başlaması halinde, söz konusu yolcu işletmesi 1/1/2007 tarihinden itibaren kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilecektir.

Muafiyet şartlarını haiz (Y) Konut Yapı Kooperatifinin, 17/8/2006 tarihinde muafiyet şartlarını kaybetmesi durumunda, anılan kooperatifin 17/8/2006 tarihinden geçerli olmak üzere kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Öteden beri kurumlar vergisi mükellefi olan (Z) İşyeri Yapı Kooperatifinin, 21/9/2006 tarihinde muafiyet şartlarını kazanması durumunda ise bu kooperatif, 1/1/2007 tarihinden itibaren kurumlar vergisinden muaf tutulacaktır.
Muafiyet şartlarını kaybedip mükellef olan bir kooperatifin, ileriki dönemlerde ana sözleşmesinde gerekli düzenlemeleri yapıp fiilen şartlara uyması halinde tekrar muafiyetten yararlanabileceği tabiidir.

Şekilsel bir şartın gerçekleşmesi suretiyle ilk defa muafiyete hak kazanılması halinde ise şekilsel şartın sağlandığı tarihten itibaren kurumlar vergisinden muaf olunacaktır.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER


Site İşletme Kooperatifleri de Kurumlar Vergisi Muafiyetinden Faydalanabilir mi?

 

Yapı Kooperatifine Ait Taşıt Satıldığı Zaman Kurumlar Vergisi Muafiyet Şartları İhlal Edilmiş Olur mu?

İktisadi İşletmelerin Anonim Şirkete Dönüşmeleri Halinde, Kurumlar Vergisi Muafiyeti Uygulanabilir mi?

Kooperatife Ait Arsanın Kamulaştırılması Halinde Kurumlar Vergisi Muafiyeti İhlal Edilmiş Sayılır mı?

Kooperatifin Orman İşleri Müdürlüğü’ne Vermiş Olduğu Taahhüt Gereği Yapılan İşler İçin Kurumlar Vergisi Muafiyeti Uygulanabilir mi?

Üniversite Döner Sermaye İşletme Bünyesinde Kurulan Ziraat Fakültesinin Üreticiden Doğrudan Mal Alması Halinde Kurumlar Vergisi Muafiyeti Ortadan Kalkar mı?

Yapı Kooperatiflerinde Tek Tapu ve Hisseli Tapu Alınması Halinde Kurumlar Vergisi Muafiyeti Uygulanabilir mi?

 

 

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/sarta-bagli-kazanilan-kaybedilen-kurumlari-vergisi-muafiyeti-nedir/feed/ 0