kullanılması – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 23 Nov 2023 06:49:50 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 Motosikletin KDV’si indirim konusu yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/motosikletin-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi-2/ https://www.muhasebenews.com/motosikletin-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi-2/#respond Thu, 23 Nov 2023 06:49:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147615 Serbest Meslek erbabı Doktor acil durumlarda kullanılması amacıyla yanında çalıştırdığı asistanının ve kendisinin kullanımına motosiklet alımı yapmıştır. Bu durumda KDV % 20 indirebilir miyim? Taşıt kayıtlarına alıp Amortisman ayırımına engel teşkil edecek bi durum var mıdır?

Motosiklet işte kullanılmak üzere kayıtlara alınacak, Amortisman itfası yapılacak. Ödenen KDV indirilir.


Motosiklet alımında ödenen KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KONYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMLETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

Sayı : 37009108-130[30Md.-2012-2460]-26 20/03/2013
Konu : Motosiklet alımında ödenen KDV nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, pazarlama faaliyetinde kullanmak üzere satın alacağınız motosikletin alımı sırasında ödeyeceğiniz KDV nin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KDV Kanununun 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 30/b maddesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bir aracın binek otomobili olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.03 numaralı istatistik pozisyonunda yer alıp almadığına bakılarak belirlenmektedir. 87.03 tarife pozisyonunda yer alan eşyaların belirlenmesine ilişkin olarak, 27/7/2005 tarih ve 25888 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği (Tarife-Sınıflandırma Kararları) ile 6/2/2010 tarih ve 27485 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliğinde (Gümrük Tarife Cetveli Açıklama Notları) açıklamalar yapılmıştır.

Öte yandan; 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun “tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde; yapısı itibariyle, sürücü dahil en çok sekiz oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş bulunun motorlu araca otomobil, iki veya üç tekerlekli sepetli veya sepetsiz motorlu araca motosiklet, bunlardan karoserisi yük taşıyabilecek şekilde sandıklı veya özel biçimde yapılmış olan ve yolcu taşımalarında kullanılmayan üç tekerlekli motosikletlere yük motosikleti (triportör) denileceği hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre; kanunda motosiklet ve otomobilin ayrı ayrı tanımı yapılmış olup, pazarlama faaliyetinde kullanacağınız motosiklet yukarıda belirtilen tarife-sınıflandırma kararları uyarınca 87.03 tarife pozisyonu kapsamında yer almadığından otomobil olarak değerlendirilmemektedir.

Bu çerçevede, pazarlama faaliyetinde kullanacağınız motosikletin alımı sırasında yüklendiğiniz KDV nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/motosikletin-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi-2/feed/ 0
Yurtdışı satışlarda para birimi olarak dolar dışındaki dövizler de kullanılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-satislarda-para-birimi-olarak-dolar-disindaki-dovizler-de-kullanilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-satislarda-para-birimi-olarak-dolar-disindaki-dovizler-de-kullanilabilir-mi/#respond Thu, 27 Apr 2023 05:44:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=142074 Yurtdışı satışlarda para birimi olarak dolar kullanılması zorunlu mudur? Frank olarak fatura kesilebilir mi?

Yabancı para birimlerinin hepsi kullanılabilir. Dolar şartı diye bir uygulama olmaz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-satislarda-para-birimi-olarak-dolar-disindaki-dovizler-de-kullanilabilir-mi/feed/ 0
Sadece KDV matrah artırımı yapanlar geçmiş yıl zararının tamamını kullanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sadece-kdv-matrah-artirimi-yapanlar-gecmis-yil-zararinin-tamamini-kullanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sadece-kdv-matrah-artirimi-yapanlar-gecmis-yil-zararinin-tamamini-kullanabilir-mi/#respond Wed, 31 Aug 2022 06:41:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=129878 2017-2020 Yılları için sadece kdv matrah arttırımı yapan mükellef için geçmiş yıl zararların %50 simi göstermemiz gerekiyor.teşekkürler

GV ve KV matrah artırımı yapanlar Geçmiş yıl zararlarının % 50’sini indiremez. Sadece KDV veya GV stopaj artırımında bulunanlar için bu kural uygulanmaz.Zararın tamamı mahsup edilir.


C- GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNDE ARTIRIM

1-  Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesine İlişkin Matrah Artırımı

c) Geçmiş Yıl Zararları

 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde, “Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2021 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre mükellefler, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının yarısını, 2021 ve müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir.

Söz konusu zararların ilgili yılların mali bilançolarına göre doğmuş olması veya indirim ve istisna uygulamalarından kaynaklanmış olması durumu değiştirmemektedir. Dolayısıyla, söz konusu bent hükmü uyarınca matrah artırımında bulunan mükelleflerin artırımda bulundukları yıla ilişkin zararlarının, gerek mali yıl bilançolarına göre doğmuş olsun gerekse indirim ve istisnadan kaynaklanmış bulunsun, devreden tutarının sadece %50’si, 2021 yılı ve müteakip dönemlerde Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili maddelerinde yer alan esaslar çerçevesinde mahsup edilebilecektir.

Diğer taraftan, matrah artırımında bulunulan yıllara ait olmakla birlikte 2020 ve önceki yılların karlarından mahsup edilmiş geçmiş yıl zararlarına yönelik herhangi bir işlem yapılmayacaktır.

Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin 2021 yılına ilişkin olarak vermiş oldukları geçici vergi beyannamelerinde, matrah artırımında bulundukları yıllara ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmiş olması hâlinde, söz konusu mükelleflerin 2021 yılı geçici vergi beyannamelerini düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır. 2021 yılı gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde ise söz konusu zararların %50’sinin mahsuba konu yapılamayacağı tabiidir.

Matrah artırımında bulunan ve kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar vergisi mükelleflerinden, hesap dönemleri 2021 yılı içinde sona eren ve matrah artırımından önce kurumlar vergisi beyannamelerini vermiş olanlar, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının %50’sini, 2021 ve müteakip yıl kârlarından mahsup edemeyeceklerinden verdikleri kurumlar vergisi beyannamelerini düzeltmeleri gerekmektedir.

Bu kapsama giren mükelleflerin, matrah artırımı başvuru süresi içerisinde düzeltme beyannamesi vermeleri hâlinde, kendilerinden vergi cezası veya gecikme faizi talep edilmeyecek, beyan üzerine tahakkuk edecek vergiler, beyannamenin verildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde ödenecektir. Matrah artırmakla birlikte düzeltme işlemlerini yapmayan mükellefler hakkında ise matrah artırımı başvuru süresinin sonu itibarıyla gerekli işlemler vergi dairelerince yerine getirilecek, vergi ziyaı olması hâlinde tarh edilecek vergi için gecikme faizi matrah artırımı başvuru süresinin sonundan itibaren hesaplanacaktır.

Örnek 12- Kurumlar vergisi mükellefi (A) A.Ş. 2016 yılında 20.000 TL zarar, 2017 yılında 24.000 TL zarar, 2018 yılında 42.000 TL kâr, 2019 yılında 30.000 TL zarar ve 2020 yılında ise 16.000 TL zarar beyan etmiştir. Mükellef, 2018 yılında beyan ettiği kar tutarından 2016 ve 2017 yıllarından devreden geçmiş yıl zararlarını mahsup etmiştir.

Söz konusu mükellefin 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için matrah artırımından yararlandığı durumda 2021 ve müteakip yıllarda mahsup edebileceği geçmiş yıl zarar tutarları 2017 yılından devreden (2.000/2=) 1.000 TL, 2019 yılından devreden (30.000/2 =) 15.000 TL ve 2020 yılından devreden (16.000/2=) 8.000 TL olmak üzere (1.000 +15.000+8.000) toplam 24.000 TL olacaktır.

ç) Gelecek Yıllarda Matrahtan İndirim Konusu Yapılacak İstisna ve İndirim Tutarları ile Geçmiş Yıl Zararlarının Artırılan Matrahlardan İndirilememesi

Kurumlar vergisinden istisna edilen bazı kazançlar, ilgili yıl faaliyet sonucu zararla sonuçlanmış olsa dahi yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde indirim olarak uygulanmakta ve söz konusu istisna kazançlar, müteakip yıl kazançlarından indirilmek üzere zarar olarak müteakip yıllara devredilmektedir. Matrah artırımında bulunan mükelleflerin, devreden söz konusu zararları, bu Kanuna göre artırdıkları matrahlardan indirmeleri mümkün değildir. 

Aynı şekilde mükellefler, yapmış oldukları yatırım harcamaları nedeniyle indirime hak kazandıkları, ancak ilgili yıllarda kazanç yetersizliği dolayısıyla yararlanamadıkları yatırım indirimi istisnası tutarları ile geçmiş yıl zararlarını da 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre artırdıkları veya beyan ettikleri matrahlardan indiremeyeceklerdir. Ancak önceki yıllarda indirilemeyen yatırım indirimi istisnası tutarının, 193 sayılı Kanunun ilgili hükümleri ile 1/10/2010 tarihli ve 27716 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 276) çerçevesinde mükelleflerce daha sonraki yıllarda beyan edilen kazançlardan indirilebileceği tabiidir.

Diğer taraftan, matrah artırımında bulunulan cari yılda zarar beyan edilmiş olması hâlinde, 7326 sayılı Kanuna göre artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan veya artırılan vergilerin tamamının ödenmesi gerekeceğinden, söz konusu cari yıl zararının da artırılan matrahlar üzerinden mahsubu veya indirimi söz konusu olmayacaktır. Bahse konu zararlar hakkında, mükelleflerin bu Tebliğin (V/C-5-c) bölümündeki açıklamaları dikkate almaları gerekmektedir.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sadece-kdv-matrah-artirimi-yapanlar-gecmis-yil-zararinin-tamamini-kullanabilir-mi/feed/ 0
Yenileme fonuna alınan tutar başka bir sabit kıymetin amortismanından indirilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/yenileme-fonuna-alinan-tutar-baska-bir-sabit-kiymetin-amortismanindan-indirilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yenileme-fonuna-alinan-tutar-baska-bir-sabit-kiymetin-amortismanindan-indirilebilir-mi/#respond Wed, 24 Aug 2022 07:31:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130121 Hayır indirilemez. ATİK satışından elde edilen karın Yenileme fonuna alınan tutarı aynı vasıfda yeni alınacak ATİK’in amortisman payının giderleştirilmesinde kullanılır. Başka amaç ile kullanılmaz. Örneğin Kamyon satılmış ise satışından elde edilen kar fona alınır. Yeni alınacak Kamyonun amortisman gideri için fon kullanılır.


Yenileme Fonu

İSTANBUL YMM ODASI 
AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLERİN AYNI YIL İÇİNDE SATILMASININ VE YENİLENMESİ HALİNDE YENİLEME FONU UYGULAMASI
1.GİRİŞ

Yenileme fonu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328 ve 329 ncu maddelerinde yer almaktadır. 328 nci madde “ Amortismana Tabi Malların Satılması”, 329 ncu madde “Amortismana Tabi Malların Sigorta Tazminatı” konularını açıklamaktadır.

Kanun koyucunun yenileme fonunu getirmesindeki temel amaç, işletmelerin iş yapabilme kapasitelerinin ve iş verimliliğinin artırılmasını sağlayarak iktisadi kıymetlerinin yenisi ile değiştirilmesi, zaruret arz eden durumlarda ise işin devamını temin etmek amacıyla aynı neviden benzer bir amortismana tabi iktisadi kıymetin alınmasıdır.

Yenileme fonu, amortismana tabi iktisadi kıymetin satışından ya da sigorta tazminat fazlalarının ilgili dönem kazancına eklenmeyerek ticari işletmelerin bünyesinde bulunan amortismana tabi malların yenilenmesini teşvik ederken bir taraftan da mükelleflere vergi ertelemesi sağlamaktadır.

Yenileme fonu, madde başlıklarında ve içeriğinde kelime olarak yer almamaktadır. Ancak, maddede yapılan tanımdan bu kavram üretilmiş ve idarece dâhil bu kavram kullanılmaktadır.

İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Platformunda, “Amortismana Tabi İktisadi Kıymetlerin Aynı Yıl İçinde Satılmasının ve Yenilenmesi Halinde Yenileme Fonu Uygulaması” konusu, Vergi Usul Kanununun 328 nci maddedeki “ Amortismana Tabi Malların Satılması” hükmü dikkate alınarak tartışmaya konu edilmiştir.

Bu tartışma sonucunda, aşağıdaki gerekçelerle belirtilen görüş ortaya çıkmıştır.

2.KONU İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEME

Amortismana Tabi Malların Satılması Madde 328 ” Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.

Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.

Devir ve trampa satış hükmündedir.

Şu kadarki, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kâr, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu kârlar o yılın matrahına eklenir.

Yukarıki esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kâr, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.”

Bu madde yukarıda da görüleceği üzere, iki kısımdır. Birinci kısımda, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışından elde edilen kazançların ne şekilde hesaplanacağı ve mükellef türleri itibariyle defterlerine ne şekilde kaydedecekleri açıklanmıştır.

İkinci kısımda ise, satıştan elde edilen kâr, bazı koşullarda pasifte bir fon hesabına alınabileceği ve yeni alınan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin amortismanına mahsup edilebileceği esasına yer verilmiştir.

3.YENİLEME FONU AYRILABİLME KOŞULLARI

3.1-Bilanço Esasına Göre Defter Tutulması

Yenileme Fonu ayrılabilmesinden bilanço esasında defter tutan mükellefler faydalanır. Serbest meslek kazancı ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler bu imkândan faydalanmazlar.

Her ne kadar maddede bilanço esasına göre defter tutanların bu usulden yararlanacağı lafzî olarak yer almamakla birlikte, madde metninde yer alan “satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta” izleneceği ifadesinden, bu usulden bilanço esasına göre defter tutanların yararlanacağı anlaşılmaktadır.

3.2-Satılan İktisadi Kıymetin Yenilenmesinin Zaruri Bulunması veya İşletmeyi İdare Edenlerce Karar Verilip Teşebbüse Geçilmiş Olması

3.2.1-İktisadi kıymetin yenilenmesinin işin gereği olarak zorunlu olduğu anlaşılıyorsa, satış kârının doğrudan fona alınması mümkün bulunmaktadır.

Örnek: Şehirlerarası taşımacılık yapan mükellefin sahip olduğu bir otobüs kazaya uğraması nedeniyle kullanılamaz durumdaysa ve işletme sahibi işini devam ettirmek istiyorsa satılarak yenisinin alınması zaruri bir durumdur.

Zaruri durum için karar verilmesi maddede açık olarak yer almıyor ise de, karar verilmesi veya belgelenmesi ihtilafları önler.

3.2.2-İktisadi kıymetin yenilenmesi zorunlu değilse ve yenileme yapılması isteniyorsa işletmeyi idare edenlerce karar alınması ve teşebbüse geçilmiş olması halinde satış kârının fona alınma için gereklidir.

Örnek: Eskiyen bir makinenin satılıp yenisinin alınması isteniliyorsa karar verilmeli ve teşebbüse geçilmelidir.

Alınan karar şirketlerde karar defterine gerekçeli olarak yazılması ispat açısından yararlıdır. Diğer mükellefler ise diğer şekillerde belgeleme yapmalıdır.

Teşebbüse geçilmiş olması, fiyat teklifleri alınması, sipariş verilmesi, kredi alınması, proforma fatura alınması gibi işlemlerle belgelenir.

3.3-Satın Alınacak İktisadi Kıymetin Daha Önce Satılan Kıymetle Aynı Nitelikte Olması

Yenileme fonu kullanılarak alınacak yeni iktisadi kıymet satılan ya da elden çıkarılan iktisadı kıymet ile aynı türden olmalı ve aynı işi yapmalıdır.

Aynı nitelikte olması, marka, model, kapasite, sayı, teknolojik özellik gibi her özelliğinin aynı olmasını gerektirmez.

Örnek: Otobüs yerine alınan kamyon için yenileme fonu uygulanamaz.

Kanunda söz edilen “yenileme” kelimesi, kullanılmamış anlamında olmadığı konusunda hem fikir olunmuştur. Bu nedenle, diğer şartları taşıyan, ikinci el olarak alınan iktisadi kıymet için de yenileme fonu uygulanabilir.

3.4-Satılan ve Yenilenecek İktisadi Kıymetin Amortismana Tabi İktisadi Kıymet Olması

Yenileme fonu, satın alınan yeni amortismana tabi iktisadi kıymetin amortismanları ile mahsup edilmek suretiyle kullanılmalıdır. Bu nedenle; yenileme fonunun ayrılabilmesi için, satılan ve yenilenecek olan iktisadi kıymetlerin, amortismana tabi iktisadi kıymetler olması gerekmektedir.

Örnek: Boş arazi ve arsa amortismana tabi olmadığından yenileme fonuna konu olmaz.

3.5-Yenileme Fonunun Pasifte Bekleme Süresi

Yenileme fonu uygulamasında tereddütlü olan bu konu, Odanın Ocak 2016 tarihli Dergisinde “ Sabit Kıymet Yenileme Fonunun Kullanımında Üç Yıllık Sürenin Başlangıç ve Bitiş Tarihinin Tespiti” isimli yazı olarak yayınlanmıştır.

Bu yazıda; aşağıda belirtilen Özelgelerdeki açıklamalar dikkate alınmak üzere;

a) İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 10.01.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1569 sayılı özelgesindeki“Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketiniz aktifinde kayıtlı binanın …/2008 tarihindeki satışından elde edilen kârın yenileme fonuna alınmasının başlangıcı olarak satışın gerçekleştiği …/2008 tarihinin dikkate alınması, bu tarih itibarıyla tesis edilen yenileme fonunun en geç 31/12/2010 tarihi itibarıyla kullanılmış olması, 31/12/2010 tarihine kadar kullanılmamış olması halinde ise 2010 hesap dönemi kurumlar vergisi matrahınıza ilave edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, şirketinize yukarıda belirtilen tarih aralığında (…/2008-31/12/2010), yenileme fonuna alınmış kârın kullanımıyla işin mahiyetine uygun bir bina alınmış olması halinde, yeni alınan binanın iktisabında kullanılan kâr, 3 yıllık süreyle sınırlı olmaksızın yeni alınan bina için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen faydalı ömür ve amortisman oranı dikkate alınarak ayrılacak amortismanlara mahsup edilecektir.”,

b) Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 20/07/2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-VUK-mük.290-75 sayılı özelgedeki, “…yenileme fonuna intikal ettirilen tutarın 3 yıl içinde yeni bir iktisadi kıymetin iktisabında kullanılması gerektiğinden, fonda bulunan tutarın yeni alınan iktisadi kıymet için ayrılacak amortisman miktarından fazla olması halinde, bu tutar kullanılmamış addedilir ve üçüncü yılın matrahına ilave edilerek vergilendirilir.”

c) Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 17/08/2015 tarih ve 64597866- 1 05[328-2015]-18906 sayılı özelgedeki; “Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz aktifinde kayıtlı depo olarak kullanılan binanın 27/06/2013 tarihindeki satışından elde edilen kârın yenileme fonuna alınmasının başlangıcı olarak satışın gerçekleştiği 27/06/2013 tarihinin dikkate alınması, bu tarih itibarıyla tesis edilen yenileme fonunun en geç 31/12/2015 tarihi itibarıyla kullanılmış olması, 31/12/2015 tarihine kadar kullanılmamış olması halinde ise 2015 hesap dönemi kurumlar vergisi matrahınıza ilave edilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, şirketinizce iktisap edilen yeni depo binası yukarıda belirtilen tarih aralığında (27/06/2013-31/12/2015) 01/07/2015 tarihinde aktife alındığından yenileme fonunda tutulan kar, 3 yıllık süreyle sınırlı olmaksızın ilgili iktisadi kıymet için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen faydalı ömür ve amortisman oranı dikkate alınarak ayrılacak amortismanlara mahsup edilebilecektir”,

d) İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 15/09/2015 tarih ve 67854564-1741-447 sayılı bir başka özelgedeki, “Aktifinize kayıtlı akaryakıt tankerlerinin satışından elde edilen kârın yenileme fonuna alınmasının başlangıcı olarak satışın gerçekleştiği yılın dikkate alınması, bu tarih itibarıyla tesis edilen yenileme fonunun en geç üçüncü yılın son günü itibarıyla, yani 2012 yılında yapılan satıştan elde edilen karın en geç 2014 yılı sonuna kadar, 2013 yılında yapılan satıştan elde edilen karın ise en geç 2015 yılı sonuna kadar kullanılması, üçüncü yılın son gününe kadar kullanılmamış olması halinde ise üçüncü yılın kurumlar vergisi matrahına ilave edilmesi gerekmektedir”,

bu görüşler tartışmaya esas alınmıştır.

Tartışmalar, aşağıdaki örnek üzerinden yapılmıştır.

Örnek: (X) A.Ş. aktifinde yer alan net kayıtlı değeri 400.000 TL olan bir binayı 15/10/2013 tarihinde 1.000.000 TL bedelle satmıştır. Satıştan oluşan 600.000 TL tutarındaki kâr ise şirket yöneticilerince söz konusu binanın yenilenmesi yolunda alınan karar uyarınca 2013 yılı içinde yenileme fonuna aktarılmıştır.

Yenileme fonunun 3 yıl süreyle aktifte yeni kıymetlerin amortismanının mahsubunda kullanılabilecek olması nedeniyle üç yıllık sürenin başlangıç tarihinin tespiti, bir başka ifade ile fonun pasifte kalabileceği azami sürenin tespiti önem kazanmaktadır.

Bu konuda Platformda yapılan tartışmalarda iki farklı görüş ortaya çıkmıştır.

Birinci görüş: Yenileme fonunun ayrıldığı dönemde yani fonun ayrılmasına konu sabit kıymetin satıldığı dönemde ayrılmış sayılması gerektiğini ve bu dönemden itibaren azami üç yıl süreyle pasifte tutulabileceğini, bu süre içinde kullanılmaması halinde dönem kârına eklenmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Buna göre, yukarıdaki örnek olayı ele alacak olursak, söz konusu binanın satışı 15/10/2013 tarihinde yapıldığı için yenileme fonunun da bu satışın yapıldığı dönem olan 2013 yılında ayrılması gerekir ve bu tarihten sonra 31/12/2015 tarihi de fonun kullanılması için son tarihtir.

Bu görüş Maliye İdaresinin görüşüne uygundur.

İkinci görüş: Üç yıllık sürenin, fonun ayrılmasına konu işlemin yapıldığı dönemi takip eden vergilendirme döneminden itibaren başlaması gerektiğini yani yukarıdaki örneğe göre, 15/10/2013 tarihinde yapılan satışla ilgili olarak aynı yıl içinde ayrılan fonun, bu tarihi izleyen 2014 yılından itibaren üç yıl süreyle pasifte kalabileceğini ve buna göre 31/12/2016 tarihine kadar kullanılması gerektiğini savunmuşlardır.

Bu görüş yargının genel olarak verdiği görüşe uygundur.

Platformda o tarihte yapılan tartışmalar sonucunda, yukarıda bahsedilen ikinci görüş çoğunlukla kabul edilmiştir.

4-AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETLERİN AYNI YIL İÇİNDE SATILMASI VE YENİLENMESİ HALİNDE YENİLEME FONU UYGULANIP UYGULANMAYACAĞI HUSUSU

Daha önceki platformda tartışılan ve çoğunlukla kabul edilen görüş, yukarıda da açıklandığı gibi, üç yıllık süre fonun ayrılmasına konu işlemin yapıldığı dönemi takip eden vergilendirme döneminden itibaren başlaması gerektiği, ayrılan fonun bu tarihi izleyen yıldan itibaren üç yıl süreyle pasifte kalabileceği ve bu süre içinde yeni bir amortismana tabi iktisadi kıymet alınıp bu iktisadi kıymetin amortismanının yenileme fonundan mahsup edilmeye başlayacağı tarihtir. Bu süre içinde yenileme yapılmamış ise, yenileme fonu vergi matrahına eklenir.

Bu kere Platform’da tartışma konusu ise, daha önceki platform konusunun başka bir yönüyle ilgili olup, aynı yıl içinde yenileme yapılan hallerde satıştan elde olunan kar dikkate alınarak pasifte karşılık ayrılması mümkün olup olmadığı konusudur.

Tartışmaya esas olmak üzere, üzerinde tartışmanın yapılacağı örnekler;

Örnek 1- 2018 Yılı Ekim ayında, işletmenin aktifinde kayıtlı amortismana tabi bir iktisadi kıymet yenilenmek amacıyla satılıyor. 2018 yılı Aralık ayında aynı neviden bir amortismana tabi iktisadi kıymet satın alınıyor. Diğer şartlar VUK 328 nci maddeye uygun. Yenileme Fonu ayrılabilir mi?

Örnek 2- İşletmenin aktifinde kayıtlı amortismana tabi iktisadi kıymetler yenilenmek isteniyor. Ancak üretimin durmaması için 2018 Mayıs ayında yeni amortismana tabi kıymetler alınıp monte ediliyor. 2018 Haziran ayında da eski amortismana tabi iktisadi kıymetler satılıyor. Diğer şartlar VUK 328 nci maddeye uygun. Yenileme Fonu ayrılabilir mi?

Tartışma konusu ile ilgili, Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş 03.10.2008 gün ve B.07.1.GİB.0.29/2980-328-156-104534 sayılı Özelge Gelir İdaresinin

web sayfasında olup http://www.gib.gov.tr/node/95408/pdf adresinden ulaşmak mümkündür.

Bu özelgede; vergi dairesi başkanlığı, mükellefin üretimde kullanmakta olduğu makineleri satarak aynı hesap dönemi içinde yerine yine aynı veya daha üst vasıflara sahip yeni makineler iktisap etmek isteyen, ancak faaliyetinden kaynaklanan zaruret gereği önce yeni makinelerin iktisap edilip montajının yapılıp üretime hazır hale getirildikten sonra eski makinelerin sökülerek satışının yapılması halinde yenileme fonu uygulamasından faydalanıp faydalanılamayacağı hususundaki görüş talebine verdiği özelgede; teknik nedenlerle satışın önce yapılması gereğinin ispatlanması durumunda anılan Kanun hükmünden faydalanılacağı yönünde görüş tayin edildiği anlaşılmaktadır.

Ancak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, ilgili Vergi Dairesi Başkanlığından bu özelgenin düzeltilmesini istemiş ve gerekçe olarak da, anılan hükmün uygulanabilmesi ise, yeni iktisadi değerin satışın yapıldığı yılı takip eden yıllarda iktisabına bağlanmış aynı yıl içinde yenileme yapılan hallerde satıştan elde olunan kar dikkate alınarak pasifte karşılık ayrılması mümkün bulunmadığını göstermiştir.

Bu özelge kısaltılmış olarak aşağıdadır.

“İlgide kayıtlı yazınız ekinde alınan, Başkanlığınız mükelleflerinden ……………….. San. Tic. A.Ş.’ye tayin olunan …………… tarih ve …………. sayılı özelgenin incelenmesinden, anılan şirketin Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesinde hüküm altına alınan “yenileme fonu” müessesesinden faydalanmak üzere, üretimde kullanmakta olduğu makineleri satarak aynı hesap dönemi içinde yerine yine aynı veya daha üst vasıflara sahip yeni makineler iktisap etmek istediği, ancak faaliyetinden kaynaklanan zaruret gereği önce yeni makinelerin iktisap edileceği montajının yapılıp üretime hazır hale getirildikten sonra eski makinelerin sökülerek satışının yapılması halinde yenileme fonu uygulamasından faydalanıp faydalanılamayacağı hususunda görüş talep etmesi üzerine, anılan zaruret veya yenileme arzusu ile sürece başlanıldığı ancak teknik nedenlerle satışın önce yapılması gereğinin ispatlanması durumunda anılan Kanun hükmünden faydalanılacağı yönünde görüş tayin edildiği anlaşılmaktadır.

……………………….

Bu hüküm uyarınca yenileme fonunun ayrılabilmesi, amortismana tabi bir iktisadi kıymetin satılmasından oluşan karın aynı neviden bir iktisadi kıymetin alımında kullanılması halinde söz konusu olmaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi ise, yeni iktisadi değerin satışın yapıldığı yılı takip eden yıllarda iktisabına bağlanmış olup, aynı yıl içinde yenileme yapılan hallerde satıştan elde olunan kar dikkate alınarak pasifte karşılık ayrılması mümkün

bulunmadığından, sözü edilen şirket tarafından yenileme fonu uygulamasından faydalanılmasına imkân bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini ve yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca tayin olunan özelgenizin yeniden gözden geçirilmesi ile sonucundan mükellefe de bilgi verilmesi hususunda gereğini rica ederim.”

Bu konuda, aynı mahiyette olup şu anda Gelir İdaresi Başkanlığının sitesinde yayında olmayan bazı özelge özetleri aşağıdadır.

a) Maliye Bakanlığı 10.08.1993 -24459-328-72 özelge

“328. madde hükmünün uygulanabilmesi için yeni iktisadi değerin, satışın yapıldığı yılı takip eden yıllarda iktisap edilmesine bağlı bulunduğundan, aynı yıl içinde yenileme yapılan hallerde, satıştan elde edilen kar dikkate alınarak pasifte karşılık ayrılması mümkün değildir”

b) İstanbul Defterdarlığı 04.02.2005- B.07.4.DEF.0.34.20/VUK1/328-10863 özelge

“Ancak, 328’nci madde hükmünün uygulanabilmesi yeni iktisadi değerin, satışının yapıldığı yılı takip eden yıllarda iktisap edilmesine bağlı bulunduğundan, aynı yıl içinde yenileme yapılan hallerde satıştan elde olunan kâr dikkate alınarak pasifte karşılık ayrılması mümkün bulunmamaktadır.”

5-TARTIŞMA VE SONUÇ

Sözü edilen konu platformda tartışıldı. Genel olarak kanun dilinin eski olması ve madde hükümlerindeki ifadelerin açık olmaması yenileme fonu uygulamasında olduğu gibi farklı yorumlar yapılmasına neden olduğu vurgulanmıştır.

a) Tartışma konusu özelge, 2008 yılına ait olup Gelir İdaresi Başkanlığının sayfasında yer almaktadır. Doğrudan bu konu ile ilgili olarak daha sonra verilmiş olan başka bir özelgeye de rastlanılmamıştır. Zaten, “Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik” in 11 ve 12 nci maddesine göre, özelge havuzunda yer alan özelgelere uygun olmak şartıyla özelge verilebileceği açıklanmıştır. Tartışma konusu özelge emsal özelge olduğundan bu görüşün idarece devam ettirildiği kabul edilmesi gerekir.

Bu görüşün platformda tartışılması sonucunda:

-Kanunda, yıl içinde yenileme yapılması halinde yenileme fonu ayrılmasını engelleyen bir hüküm olmadığı.

-Kanun gerekçesine göre bu hüküm, bir vergi teşviki olması nedeniyle uygulamadan aynı yıl içinde yenileme yapanların yararlanmaması kanunun ruhuna uymadığı,

-Teknik veya zaruri nedenlerle yenileme yapmak isteyenlerin bir yıl bekletilmesi ticari gerçeklerle uyuşmadığı,

-Yenileme fonu uygulamasının konuluşun bir nedeni de, mükelleflerin yeni satın alacakları amortismana tabi iktisadi kıymetlerin finansmanını biraz olsun kolaylaştırmak olduğundan, bu kolaylaştırmayı ötelemenin amaca uygun düşmediği,

Gerekçeleriyle benimsenmemiştir.

Bu nedenle, yenileme fonuna alınan yılda yenileme yapılması halinde yenileme fonu uygulanması yapılması gerektiği görüşü platformda oy birliğiyle kabul edilmiştir.

b) Mevcut amortismana tabi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından ve yenileme fonu ayrılmasından önce aynı yılda, işletmenin aktifinde kayıtlı amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi teknik ve ekonomik nedenlerle (üretimin durması gibi) yapılmış ise, yenileme fonu ayrılabileceği görüşü oy çokluğu ile uygun görülmüştür.

Gelir İdaresi Başkanlığının bu konudaki duraksamaları gidermesi açısından, bir sirküler veya genel tebliği ile açıklama yapması konusunda platformda görüş birliği oluşmuştur.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yenileme-fonuna-alinan-tutar-baska-bir-sabit-kiymetin-amortismanindan-indirilebilir-mi/feed/ 0
Geçici vergi dönemlerinde yansıtma işlemlerini yapmak zorunlu mudur? https://www.muhasebenews.com/gecici-vergi-donemlerinde-yansitma-islemlerini-yapmak-zorunlu-mudur/ https://www.muhasebenews.com/gecici-vergi-donemlerinde-yansitma-islemlerini-yapmak-zorunlu-mudur/#respond Mon, 08 Aug 2022 10:30:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=129864 Lokanta ve kafe işletmelerinde 740 veya 150 hesaplar mı kullanılması gerekir geçici vergi dönemlerinde yansıtma işlemleri nasıl yapılmalıdır gelir tablosunu nasıl hazırlamalıyız?

Geçici vergi beyannamesi için yansıtma hesaplarının kullanılması zorunlu değildir. Yansıtma yıl sonunda yapılabilir. Buna rağmen yansıtma kullanılması isteniyor ise 150-151 / 740-741 hesaplar kullanılır. Bu işlemleri yapabilmeniz için TDHP ve muhasebe kitaplarından yararlanınız. Burada sınırlı sayfada muhasebe uygulaması izahı mümkün değildir. Stajyer olarak staj yaptığınız meslek mensubundan uygulama bilgisi almanızı öneririz.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gecici-vergi-donemlerinde-yansitma-islemlerini-yapmak-zorunlu-mudur/feed/ 0
Sporcu Ücretlerinden Tevkif Yoluyla Alınan Gelir Vergisi Üzerinden Belirlenen Payın Özel Hesaba Aktarılması, Kullanılması Ve Denetimi Hakkında Yönetmelik https://www.muhasebenews.com/sporcu-ucretlerinden-tevkif-yoluyla-alinan-gelir-vergisi-uzerinden-belirlenen-payin-ozel-hesaba-aktarilmasi-kullanilmasi-ve-denetimi-hakkinda-yonetmelik/ https://www.muhasebenews.com/sporcu-ucretlerinden-tevkif-yoluyla-alinan-gelir-vergisi-uzerinden-belirlenen-payin-ozel-hesaba-aktarilmasi-kullanilmasi-ve-denetimi-hakkinda-yonetmelik/#respond Fri, 01 Jan 2021 11:14:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100219
31 Aralık 2020 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 31351
YÖNETMELİK

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığından:

SPORCU ÜCRETLERİNDEN TEVKİF YOLUYLA ALINAN GELİR VERGİSİ ÜZERİNDEN BELİRLENEN PAYIN ÖZEL HESABA AKTARILMASI, KULLANILMASI VE DENETİMİ HAKKINDA YÖNETMELİK

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun ek 12 nci maddesinin uygulamasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de faaliyette bulunan spor kulüpleri ve sportif alanda faaliyette bulunan sermaye şirketleri tarafından sporculara ödenen ücretlerden tevkif edilerek ilgili vergi dairesine kanuni süresinde beyan edilen ve ödenen gelir vergisi tutarlarından, Gençlik ve Spor Bakanlığının talebi üzerine Hazine ve Maliye Bakanınca uygun görülen payların, Gençlik ve Spor Bakanlığı adına açılacak özel hesaba aktarılması, özel hesaba aktarılan tutarların kullanılması ve denetlenmesi ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 3289 sayılı Kanunun ek 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte yer alan;

a) Amatör spor dalları: 5/5/2009 tarihli ve 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine göre Türkiye Futbol Federasyonunca düzenlenen süper lig, birinci lig, ikinci lig ve üçüncü lig dışındaki futbol ligleri ile 3289 sayılı Kanun kapsamında kurulan spor federasyonlarının bünyesinde yer alan profesyonel şube dışındaki spor dalları ile TFF tarafından düzenlenen liglerin altyapı takımlarını,

b) Bakanlık özel hesabı: Gençlik ve Spor Bakanlığı adına açılacak özel hesabı,

c) Çalıştırıcı personel: Teknik direktör, antrenör ve sportif direktör gibi takımın teknik sorumluları ve yardımcılarını,

ç) Diğer spor elemanı: Fizyoterapist, kondisyoner, spor hekimi, spor analizcisi, diyetisyen, spor psikoloğu, spor masörü-masözü, engelli spor branşlarında refakatçi, menajer ve sporculara sportif açıdan destek olan diğer personeli,

d) İşveren özel hesabı: İlgili işverence Türkiye’de kurulu kamu sermayeli bankalar nezdinde açılan ve 9 uncu maddede düzenlenen hesapları,

e) Lisans: Spor yapmaya ve yarışmalara katılmaya ilişkin verilen izin belgesini,

f) Profesyonel spor dalı: Türkiye Futbol Federasyonunca düzenlenen süper lig, birinci lig, ikinci lig ve üçüncü lig ile 3289 sayılı Kanun kapsamında kurulan spor federasyonlarının bünyesinde yer alan profesyonel şubeleri,

g) Sermaye şirketleri: Bu Yönetmeliğin uygulamasında 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre idman ve spor faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulmuş olan ve Türkiye Futbol Federasyonu veya bağımsız spor federasyonlarına kayıt ve tescilini yaptıran şirketleri,

ğ) Spor federasyonu: Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren federasyonlar ile bağımsız spor federasyonlarını ve Türkiye Futbol Federasyonunu,

h) Spor kulübü: Spor faaliyetlerinde bulunmak amacıyla kurularak Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonuna kayıt ve tescilini yaptıran dernekleri,

ı) Sporcu: Spor müsabaka ve yarışmalarına katılmak amacıyla gençlik ve spor il/ilçe müdürlüğü veya Türkiye Futbol Federasyonundan bağlı olduğu kulüp adına lisans alan ve bu lisans için ilgili yıl vizesi yapılmış kişiyi,

i) Sportif faaliyet: Spor federasyonlarının bünyelerinde yer alan spor dallarına ilişkin spor müsabaka ve yarışmaları ile bunlara yönelik hazırlık ve eğitim çalışmalarını,

j) Vize: Sporcunun, ilgili sezon için federasyon faaliyetlerine katılabilmesine imkân veren izin işlemini,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Özel Hesaba Aktarılacak Payın Belirlenmesine Esas Gelir Vergisi, Özel Hesabın

Oluşturulması, Kaynağı, Aktarılacak Payın Belirlenmesi ve Aktarılması

Aktarılacak payın belirlenmesine esas gelir vergisi

MADDE 5 – (1) Aktarılacak olan payın belirlenmesinde, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 72 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında sadece sporculara ödenen ücretler üzerinden tevkif edilen ve süresinde beyan edilerek vergi dairesine vadesinde ödenen gelir vergisi tutarları dikkate alınır.

(2) İşverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler ücret kapsamında vergilendirilmekte olup; sporculara, bu faaliyetlerine ilişkin olarak aylık ücret, başarı primi, maç başı ücreti, imza parası, imaj hakkı ve sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler, 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesine göre ücret kapsamında değerlendirilir.

(3) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde tanımlanan ve ücretleri 193 sayılı Kanunun geçici 72 nci maddesine göre tevkifata tabi tutulan sporcular dışındaki diğer spor elemanları, çalıştırıcı personel ile idari hizmetler, destek hizmetleri ve diğer görevlerde çalışan personelin ücretlerinden tevkif edilen vergiler bu kapsamda değildir.

Özel hesabın oluşturulması ve kaynağı

MADDE 6 – (1) Özel hesap gelirlerinin toplanmasını teminen, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Türkiye’de kurulu kamu sermayeli bankalarda ihtiyaca göre bir ya da birden fazla özel hesap açılır.

(2) Bu hesaplara aktarılan tutarlar ile bu hesapta yer alan tutarların nemalandırılmasından elde edilen gelirler, özel hesapların kaynaklarını teşkil eder.

(3) Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından açılan özel hesaplara ilişkin muhasebe işlemleri 17/10/2017 tarihli ve 30213 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Özel Hesaplara İlişkin İşlemlerin Muhasebeleştirilmesine Dair Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yerine getirilir.

Payın belirlenmesi ve aktarımı

MADDE 7 – (1) Gençlik ve Spor Bakanlığı, amatör spor kulüplerine aktarılmasını öngördüğü tutarları gerekçeleriyle birlikte üçer aylık dönemler itibarıyla Hazine ve Maliye Bakanlığından (Muhasebat Genel Müdürlüğü) talep eder.

(2) Hazine ve Maliye Bakanlığınca talep değerlendirilerek aktarılacak pay belirlenir ve belirlenen pay özel hesaba aktarılır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Destekten Faydalanacaklar, İşveren Özel Hesapları, Bu Hesaplara Yapılacak Aktarımlara İlişkin Esaslar ve Bu Hesapların Kullanılması, Amaç Dışı Kullanım ve Denetimine İlişkin Hususlar

Öngörülen destekten faydalanacaklar

MADDE 8 – (1) Öngörülen destek uygulamasından amatör spor dallarında faaliyet gösteren;

a) Gençlik ve Spor Bakanlığı veya Türkiye Futbol Federasyonuna tescil edilmiş olan ve Türkiye’de faaliyette bulunan spor kulüpleri,

b) Türkiye Futbol Federasyonu veya bağımsız spor federasyonlarına kayıt ve tescilini yaptıran sportif alanda faaliyette bulunan sermaye şirketleri,

faydalanabilir.

(2) Sporculara ödenen ücretler üzerinden tevkif edilen ve süresinde beyan edilmek suretiyle ödenen gelir vergisi tutarlarından, Gençlik ve Spor Bakanlığının talebi üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığınca uygun görülen paylar Gençlik ve Spor Bakanlığı adına açılacak özel hesaba aktarılır. Gençlik ve Spor Bakanlığı özel hesabına aktarılan bu tutarların %70’i ödenen vergi tutarlarıyla orantılı olarak amatör spor dallarında kullanılmak üzere ilgili işverenin özel hesabına aktarılır. Kalan %30’u ise Gençlik ve Spor Bakanlığınca Ek: 2’de yer alan kriterlere göre puanlama yapılarak durumu uygun olan spor kulüpleri ve sermaye şirketlerine aktarılır.

(3) %30’luk payın aktarılması için Gençlik ve Spor Bakanlığınca bir komisyon oluşturulur ve bu komisyon tarafından, yardımdan faydalanmak isteyen spor kulüpleri ve sermaye şirketlerinin durumları her yıl incelenir. Belirlenen kriterlere göre komisyon tarafından yapılacak puanlama esas alınarak ilgili pay spor kulüplerine ve sermaye şirketlerine aktarılır.

İşveren özel hesabının açılması

MADDE 9 – (1) Spor kulüpleri ve sportif alanda faaliyette bulunan sermaye şirketleri tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığınca aktarılacak tutarların toplanması, değerlendirilmesi ve harcanmasını teminen, Türkiye’de kurulu kamu sermayeli bankalarda ihtiyaca göre bir ya da birden fazla hesap açılır.

İşveren özel hesaplarına yapılacak aktarıma yönelik uygulama esasları

MADDE 10 – (1) Gençlik ve Spor Bakanlığınca şartları taşıyan spor kulübü ve sermaye şirketlerine aktarım yapılabilmesi için, ilgili aylara ilişkin muhtasar beyannamelerin kanuni süresinde verilmiş ve yine tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmiş olması zorunludur.

(2) Sporcu ücretleri üzerinden tevkif edilen ve beyan edilmesi gereken vergilere ilişkin kanuni süresinde verilen düzeltme beyannameleri hariç, pişmanlıkla verilen beyannameler de dahil olmak üzere kanuni süresinden sonra verilen beyannameler üzerinden tarh edilen gelir vergisi üzerinden pay hesaplanmaz ve aktarım yapılmaz.

(3) Sporculara ödenen ücretler üzerinden tevkif edilen vergilere ilişkin bu Yönetmelik ekinde yer alan bildirimin, elektronik ortamda doldurulması ve ilgili aylarda verilecek muhtasar beyannamenin eki olarak gönderilmesi zorunludur. Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce muhtasar beyannameler ekinde verilmiş olan bildirimler geçerlidir.

(4) İlgili spor kulübü ve sermaye şirketinin özel hesabında yer alan tutarlar, 12 nci maddede belirtilen amaç dışı kullanıma yönelik geri alınacak alacaklar hariç, rehnedilemez ve haczedilemez.

İşveren özel hesabının kullanılması

MADDE 11 – (1) İşveren özel hesabına aktarılan tutarlar;

a) Amatör spor dallarında sportif faaliyet gösteren sporculara, bunların çalıştırıcılarına ve diğer spor elemanlarına yapılan ücret ve ücret sayılan brüt ödemeler,

b) (a) bendi kapsamındaki sporcu, çalıştırıcı ve diğer spor elemanlarının, sportif faaliyetlerine ilişkin iaşe, ibate, seyahat, sağlık, eğitim-öğretim harcamaları ile amatör spor dallarına ilişkin hazırlık kampları, müsabaka, malzeme ve ekipman, federasyon vize, lisans, tescil ve katılım harcamaları,

için kullanılır.

(2) Amatör spor dallarında sportif faaliyet gösteren sporculara, bunların çalıştırıcılarına ve diğer spor elemanlarına yapılan ücret ve ücret sayılan ödemeler, her bir sporcu, çalıştırıcı ve diğer spor elemanları için, yıllık olarak 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü gelir diliminde yer alan ve ilgili yılda ücretler için geçerli olan tutarın üç katını aşamaz.

(3) Bakanlık özel hesabından işveren özel hesabına aktarılan tutarlar ile bu hesaptan yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider, indirim veya maliyet olarak dikkate alınmaz.

(4) İşveren özel hesabına aktarılan tutarların, nemalandırılması, harcanması ve bunlara ilişkin her türlü kayıt ve muhasebe işlemleri, ilgili spor kulübü derneği veya sermaye şirketinin kayıt ve muhasebe işlemleri içerisinde ayrıca izlenmesine imkan sağlanacak şekilde tutulur.

İşveren özel hesabının amaç dışı kullanılması

MADDE 12 – (1) Spor kulübü ve sermaye şirketi özel hesabına aktarılan tutarların amaç dışı kullanıldığının tespit edilmesi halinde, amaç dışı kullanıldığı tespit edilen tutarlar; ilgili spor kulübü ve sermaye şirketinden ilgili mevzuatı uyarınca geri alınır.

Denetim

MADDE 13 – (1) Özel hesaba ilişkin bir yıl içerisinde yapılan tüm işlemler, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından belirlenecek komisyon veya komisyonlar tarafından yılda en az bir kez denetlenir. Söz konusu denetimlerin izleyen yılın sonuna kadar bitirilmesi esastır. Denetim raporu, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Muhasebat Genel Müdürlüğü) ile Gençlik ve Spor Bakanlığına sunulur.

(2) Denetimlerde, işveren özel hesabında toplanan kaynağın; belirlenen esaslar çerçevesinde ve Kanunun amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı ayrıntılı olarak değerlendirilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Yürürlükten kaldırılan yönetmelik

MADDE 14 – (1) 13/6/2018 tarihli ve 30450 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sporcu Ücretlerinden Tevkif Yoluyla Alınan Gelir Vergisinin İadesi Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Uygulamanın başlangıcı ve Yönetmeliğin yayımından önceki dönemler

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 1/1/2020 tarihinden bu Yönetmeliğin yayımı tarihine kadar sporcu ücretleri üzerinden kesilen ve vergi dairesine beyan edilerek ödenen gelir vergisi tevkifatları da bu Yönetmelik kapsamındadır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen döneme ilişkin Gençlik ve Spor Bakanlığınca yazılı bir talepte bulunulması ve Hazine ve Maliye Bakanınca da uygun görülmesi halinde belirlenecek pay Gençlik ve Spor Bakanlığı özel hesabına aktarılabilir.

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik 1/1/2020 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı ile Gençlik ve Spor Bakanı birlikte yürütür.

 

Ekleri için tıklayınız.

 


Kaynak: Resmi Gazete – 31.12.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sporcu-ucretlerinden-tevkif-yoluyla-alinan-gelir-vergisi-uzerinden-belirlenen-payin-ozel-hesaba-aktarilmasi-kullanilmasi-ve-denetimi-hakkinda-yonetmelik/feed/ 0
Sosyal tesislerin üyeler dışında kullanılması durumunda kurumlar vergisi muafiyeti https://www.muhasebenews.com/sosyal-tesislerin-uyeler-disinda-kullanilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-muafiyeti/ https://www.muhasebenews.com/sosyal-tesislerin-uyeler-disinda-kullanilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-muafiyeti/#respond Tue, 22 Dec 2020 06:26:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98538

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

38418978-2009-KVK-2-16/-836

14/08/2012

Konu

:

Sosyal tesislerin üyeler dışında kullanılması durumunda kurumlar vergisi muafiyeti

 

İlgide kayıtlı yazınızda, 4357 sayılı Kanuna göre kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip Sandığınıza bağlı sosyal tesislerde üyelerin konaklama ve yemek ihtiyaçlarının karşılandığı, üyelerin yanında kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kamu personelinin de konaklama ve yemek ihtiyaçlarının karşılanması yönünde talepler bulunduğu belirtilerek üyeleriniz dışında kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kamu personelinin sosyal tesislerden faydalanması halinde kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden vergi mükellefiyetinin doğup doğmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile iktisadi kamu kuruluşları, (ç) bendi ile de dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere ve diğer kamu kuruluşlarına ait ve tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise bunların kazanç gayesi gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceği; mal ve hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar elde edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadilik niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanununun uygulanmasına ilişkin açıklamalar içeren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşunun ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde ise iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliğinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği, 6. bölümünde de safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 inci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

Ticari faaliyet, bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması, böyle bir organizasyon tarafından icra edilen “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait olup sadece kamu görevlilerine hizmet veren, kar amacı gütmeyen ve üçüncü kişilere kiralanmayan kreş ve konukevleri ile askeri kışlalardaki kantinler kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (4.5.1.) bölümünde ise Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait olup sadece kamu görevlilerine barınma hizmeti verilen ve barınmanın gerektirdiği kahvaltı ve yemek gibi zaruri ihtiyaçların karşılandığı konukevleri kurumlar vergisinden muaf olduğu bu nedenle, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ait konukevlerinin amaçları dışında faaliyet göstermeleri veya kamu görevlileri dışındaki kişi ve kuruluşlara hizmet vermeleri ve bu durumun devamlılık arz etmesi halinde, bu faaliyetlerin kurumlar vergisine tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.

Öte yandan, 4357 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde Sandık gelirlerinin;

1 – Azalardan umumi heyetçe tespit edilecek miktarda her ay kesilecek aidatlar,

2 – Teberrular ve Devlet bütçesinden yapılacak yardımlar,

3 – Sandık gelirlerinin nemalandırılmasından hasıl olan karlar,

4 – Sandığın maksatlarını tahakkuk ettirmeye elverişli prevantoryum ve kaplıca gibi tesisler satın alarak veya yaptırılarak bunların kiralanmasından veya işletilmesinden elde edilecek kazançlar,

olduğu belirtilmiş olup 14 üncü maddesinde ise Sandığın gelirlerinin bilumum vergi, resim ve harçlara tabi olmadığı gibi haciz ve temlik dahi edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Sandığınızın prevantoryum ve kaplıca gibi sağlık tesislerini satın alarak veya yaptırarak, bunların kiralanmasından veya işletilmesinden elde edeceği kazançlar Sandık gelirleri arasında sayılmış olduğundan söz konusu faaliyetler nedeniyle Sandığınıza bağlı bir iktisadi işletme oluşmayacaktır. 4357 sayılı Kanunun 11 inci maddesi kapsamında elde edilen gelirlere ilişkin olarak verilen muafiyet sadece ilgili faaliyet alanları ile sınırlı olup Sandığınızca elde edilen tüm gelirlerin muafiyet kapsamından değerlendirilmesi de mümkün bulunmamaktadır.

Bu nedenle, genel yönetim kapsamındaki kamu idaresine ait olmayan ve bedel karşılığı konaklama, yemek vb. hizmetler verilen Sandığınıza bağlı sosyal tesislerde üyelerinize ve/veya üyeleriniz dışındaki kişi ve kurumlara bedel karşılığı hizmet verilmesi nedeniyle Sandığınıza bağlı oluşan iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında, ticari, sınai, zirai faaliyetleri çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağı hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3/g) bendinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, … bağlı sosyal tesislerde üyelerinize ve/veya üyeleriniz dışındaki kişi ve kurumlara hizmet verilmesi nedeniyle Sandığınıza bağlı bir iktisadi işletme oluştuğundan söz konusu faaliyetlere ilişkin mal teslimi ve hizmet ifalarının genel hükümler çerçevesinde katma değer vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sosyal-tesislerin-uyeler-disinda-kullanilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-muafiyeti/feed/ 0
Kıdem tazminatı karşılığı hangi muhasebe hesabında kayıt altına alınır? https://www.muhasebenews.com/kidem-tazminati-karsiligi-hangi-muhasebe-hesabinda-kayit-altina-alinir/ https://www.muhasebenews.com/kidem-tazminati-karsiligi-hangi-muhasebe-hesabinda-kayit-altina-alinir/#respond Sat, 15 Jun 2019 17:00:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=43442 Kıdem tazminatı karşılığı ayrılması ve bu tutarların bilançoda yer alması için hangi hesapların kullanılması gerekiyor?
1-Geçmiş yıllarda ayrılmayan karşılıklar sonraki yıllarda ayrılabilir mi?
2-Firma genelindeki bütün çalışanlar için mi karşılık ayrılır?
3-Departmanlara göre veya tamamı değil de belli bir tutar da karşılık ayrılabilir mi?

 

TDHP göre kıdem tazminatı ayrılması yapılması halinde 372 hesap kullanılır. Ancak ayrılan ve giderleştirilen kıdem tazminatı karşılığı KKEG olarak kayıtlara işlenir. Vergi uygulamalarında Kıdem tazminatı FİİLEN ödenmesi halinde giderleştirilir.

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Kıdem Tazminatından Kesinti Yapılır mı?

 

Kıdem Tazminatı Hesaplanırken Ücrete Hangi Ödemeler Dâhil Edilmez?

Kıdem tazminatı tavanının üzerinde bir tutardan tazminat ödenebilir mi?

 

Hamilelik veya Doğum Nedeni İle İşten Ayrılan İşçi, Kıdem Tazminatına Hak Kazanır mı?

 

İş yeri Satılırsa İşçi Kıdem Tazminatını İsteyebilir mi?

 

Kıdem Tazminatı Hesaplanırken Ücrete Hangi Ödemeler Dâhil Edilmez?

 

Ev hizmetlerinde çalışanların kıdem tazminatı hakkı var mıdır?

 

Vefat Eden Eşin Kıdem Tazminatı Alınabilir mi?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/kidem-tazminati-karsiligi-hangi-muhasebe-hesabinda-kayit-altina-alinir/feed/ 0
Erken Dönem Avustralya’sında Tarımda Ateşin Kullanılması ( Dünya ve Evrende Yaşam) https://www.muhasebenews.com/erken-donem-avustralyasinda-tarimda-atesin-kullanilmasi-dunya-ve-evrende-yasam-3/ https://www.muhasebenews.com/erken-donem-avustralyasinda-tarimda-atesin-kullanilmasi-dunya-ve-evrende-yasam-3/#respond Thu, 04 Apr 2019 14:45:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=53623  

 

 

 

 


Kaynak: KHAN Academy Türkçe Youtube Sayfası
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/erken-donem-avustralyasinda-tarimda-atesin-kullanilmasi-dunya-ve-evrende-yasam-3/feed/ 0
Erken Dönem Avustralya’sında Tarımda Ateşin Kullanılması ( Dünya ve Evrende Yaşam) https://www.muhasebenews.com/erken-donem-avustralyasinda-tarimda-atesin-kullanilmasi-dunya-ve-evrende-yasam-2/ https://www.muhasebenews.com/erken-donem-avustralyasinda-tarimda-atesin-kullanilmasi-dunya-ve-evrende-yasam-2/#respond Thu, 04 Apr 2019 06:00:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=53454  

 

 

 

 

 


Kaynak: KHAN Academy Türkçe Youtube Sayfası
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/erken-donem-avustralyasinda-tarimda-atesin-kullanilmasi-dunya-ve-evrende-yasam-2/feed/ 0