kefil – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 16 Sep 2023 08:29:38 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Konut kira sözleşmesi için damga vergisi ödenir mi? https://www.muhasebenews.com/konut-kira-sozlesmesi-icin-damga-vergisi-odenir-mi/ https://www.muhasebenews.com/konut-kira-sozlesmesi-icin-damga-vergisi-odenir-mi/#respond Sat, 16 Sep 2023 08:29:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146334 İktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin gerçek kişilerce mesken olarak kiralanması durumunda buna ilişkin olarak düzenlenen kira sözleşmeleri damga vergisinden istisnadır.

Ancak, 9/8/2016 tarihinden önce düzenlenen istisna kapsamındaki kira sözleşmelerinin ayrıca kiracı ve kiralayan yanında “adi kefil” veya “müteselsil kefil”, “müşterek borçlu ve müteselsil kefil” olarak kefil imzasını içermesi halinde, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-3 fıkrası uyarınca kefalet şerhi üzerinden düzenlenme tarihi itibarıyla nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmekteydi.

Diğer taraftan, 6728 sayılı Kanunun 29/c-7 maddesi ile 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (31) numaralı fıkrasında yer alan “kira mukavelenameleri.” ibareleri “kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar.” şeklinde değiştirildiğinden 6728 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 9/8/2016 tarihinden itibaren damga vergisinden istisna olan söz konusu kira sözleşmelerinden, bu sözleşmelerdeki kefalet şerhleri ve teminat taahhütleri nedeniyle de damga vergisi alınmayacaktır.

 


Kaynak: GİB.gov.tr
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/konut-kira-sozlesmesi-icin-damga-vergisi-odenir-mi/feed/ 0
Kira sözleşmelerinde kefil olması halinde Damga Vergisi ne şekilde hesaplanır? https://www.muhasebenews.com/kira-sozlesmelerinde-kefil-olmasi-halinde-damga-vergisi-ne-sekilde-hesaplanir/ https://www.muhasebenews.com/kira-sozlesmelerinde-kefil-olmasi-halinde-damga-vergisi-ne-sekilde-hesaplanir/#respond Thu, 03 Aug 2023 10:51:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145081 Bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınır. Kira sözleşmesinde adi kefalet olması halinde kefalet işlemi için nispi (2023 yılı için binde 9,48 oranında), kiralama işlemi için nispi (2023 yılı için binde 1,89 oranında) ayrı ayrı damga vergisi hesaplanması gerekmektedir.

Bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır. Kira sözleşmesinin müteselsil kefalet durumunu da içermesi halinde, söz konusu sözleşmenin en yüksek vergi alınmasını gerektiren kefalet işlemi üzerinden nispi (2023 yılı için binde 9,48 oranında) damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kira-sozlesmelerinde-kefil-olmasi-halinde-damga-vergisi-ne-sekilde-hesaplanir/feed/ 0
Şekil Şartlarına Uyulmasa Dahi Kefalet Sözleşmesinin Geçerlilik Kazandığı Haller https://www.muhasebenews.com/sekil-sartlarina-uyulmasa-dahi-kefalet-sozlesmesinin-gecerlilik-kazandigi-haller/ https://www.muhasebenews.com/sekil-sartlarina-uyulmasa-dahi-kefalet-sozlesmesinin-gecerlilik-kazandigi-haller/#respond Tue, 06 Apr 2021 23:00:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=94085

Stajyer Avukat Serdar DARAMA

s.darama@ozgunlaw.com


A.KEFALET SÖZLEŞMESİ HAKKINDA GENEL AÇIKLAMALAR

Kefalet sözleşmesi, karşımıza sıklıkla çıkan şahsi teminat sözleşmelerinden biridir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 581. maddesinde kefalet sözleşmesi, “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.

  1. Şekil Şartı

Alacaklı ile kefil arasında akdedilen bu sözleşme sayesinde, borçlunun borcunu ifa etmemesi halinde, alacaklı taraf kefilin malvarlığına da başvurabilmektedir. Kefil ise böyle büyük bir sorumluluk üstlenirken doğrudan hiçbir menfaat elde etmediği için, kefalet sözleşmesinin geçerliliği TBK’da sıkı şekil şartlarına bağlanmış, yalnızca yazılı şekil şartı yeterli görülmemiştir.

TBK’nın 383. maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.

Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.

Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.”

Görüldüğü üzere hüküm ile yazılı şekil şartının yanında, birtakım hususların da ayrıca kefilin el yazısı ile yazılması zorunlu tutulmuştur. Bu hususlar; kefalet tarihi, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile müteselsil kefil olunması halinde bu veya bunun yerine geçen herhangi bir ibaredir.

2. Şekil Şartının Amacı

Kefalet sözleşmesi için kanun koyucunun öngördüğü şekil şartı ile amaçlanan, şeklin özel koruma amacı dolayısıyla kefalet yükümlüğü ile kural olarak ivazsız borç altına giren kefili daha ciddi düşünmeye sevk etmek, acele karar vermesinin önüne geçmek ve altına girdiği yükümlülüğün önemini idrak etmesini sağlamaktır. [1]

Çünkü çoğu zaman kefil, kefalet sözleşmesi ile ilgili bir irade beyanında bulunduğunda genelde sorumluluğunu tam olarak idrak edemez ve bu kefilliğin ne gibi sonuçlar doğuracağını değerlendirmez. [2] Söz konusu şekil şartları ile amaçlanan, kefilin herhangi bir çıkar elde etmeksizin yüklenmiş olduğu ciddi sorumluluğun farkında olmasını sağlamaktır.

3.Şekil Şartına Uyulmamasının Sonucu: Hâkim Görüş Kesin Hükümsüzlük

TBK m. 583’te kefalet sözleşmesinde şeklinde geçerlilik şartı olduğu açıkça hükme bağlanmıştır. Ayrıca TBK m.12/1’in, “Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz.”  şeklindeki hükmü ile geçerlilik şartlarına uyulmayan kefalet sözleşmelerinin hükümsüz olacağı belirtilmiştir.

Hükümsüzlükten anlaşılması gereken ise doktrindeki baskın görüş ve Yargıtay içtihatları uyarınca kesin hükümsüzlüktür. [3] Bu görüşe göre, şekle aykırılığın neden olduğu hükümsüzlük, herkes için etkili olacak ve herkes tarafından ileri sürülebilecektir. Yine hâkim, görevi gereği hükümsüzlüğü re’sen göz önünde bulunduracak ve ayrıca ifanın da şekil eksikliğini giderici bir etkisi olmayacaktır. [4] Ayrıca bu halde kefilin izni dahi sözleşmenin geçerliliği için yeterli değildir. [5]

Ayrıca bu görüşe göre şekle aykırılığın öne sürülmesi hâlinde, şekle uymayan sözleşme şartlarının yerine getirilmesi, şeklin tamamlanması veya yenilenmesi istenemez. Bunun yanı sıra alacaklının kefalet sözleşmesini yeniden şekle uygun düzenlemesi veya tazminat talep etmesi de mümkün değildir.

B.KEFALET SÖZLEŞMESİ ŞEKLE AYKIRI OLDUĞUNDA DAHİ GEÇERLİ OLACAĞI HALLER

  1. Şekle Aykırılığın Kefil Tarafından Defi Olarak Öne Sürülmemesi (Kendine Özgü Hükümsüzlük Görüşü)

Kefalet sözleşmelerinde şekle aykırılık sonucunun kesin hükümsüzlük olduğu doktrinde ve yargıda baskın görüştür. Ancak doktrinde farklı görüşler ve az sayıda da olsa bu yönde yargı kararları mevcuttur. Bunlardan en çok üzerinde durulan, kendine özgü hükümsüzlük görüşüdür. Bu görüşe göre, hükümsüzlük sadece taraflar arasında etkili olacak ve onlar tarafından def’i yoluyla ileri sürülebilecektir. Bu görüş uyarınca şekle aykırılık, hâkim tarafından re’sen dikkate alınmayacaktır. [6]

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3253 E. – 2019/5052 K. ve 7.11.2019 tarihli kararında;

Bölge Adliye mahkemesince, kredi sözleşmesinin 06/07/2012 tarihli olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun uygulanması gerektiği, sözleşmede kefalet tarihi ve müteselsil kefil olma durumunun kefil tarafından kendi el yazısı ile yazılmadığı, eş rızasının da alınmadığı, kefaletin geçersiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İstinaf mahkemesi kararının gerekçesini oluşturan kredi sözleşmesinde davalının kefaletine ilişkin bölümün imza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinde yazılı şekil şartlarına uymadığı vakıası doğru ise de, davalının hem ödeme emrine itirazında hem de cevap dilekçesinde kefaletinin varlığını ve kefil olduğunu kabul etmiş ve savunmasını başka nedene dayandırmış olupkefaletinin geçersizliğine ilişkin bir beyanı bulunmamaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davacı alacağının davalının kefalet limiti içinde kaldığı saptanarak davanın kabulüne karar vermesi isabetli olup, istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yazılı şekilde karar vermesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” [7] şeklinde hüküm tesis etmiştir.

Görüldüğü üzere; Yargıtay kararına konu olayda, Kanun’da özel olarak belirtilen hususlar olan el yazısı ile yazılma şartı gerçekleşmemiş ve hatta eş rızasının hiç bulunmamasına karşın, kefilin sözleşmenin geçersizliğini defi olarak ileri sürmemesi nedeniyle, yerel mahkemenin re’sen sözleşmenin hükümsüzlüğüne karar vermesi bozma sebebi teşkil etmiştir.

Bu itibarla güncel tarihli kararda açıkça atıf yapılmamış olsa da Yargıtay’ın kendine özgü hükümsüzlük görüşünü dikkate aldığı, dolayısıyla bu görüşün kesin hükümsüzlüğün istinası olarak görüldüğü anlaşılmaktadır.

  1. Kefil Tarafından Şekle Aykırılığın Kötüniyet ile İleri Sürülmesi

Kural olarak kefilin şekle aykırılığı ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemeyecektir. Ancak sözleşmenin şekle aykırılığına rağmen uzun süre geçerliymiş gibi hareket edilmesi, bunun alt temelinde ise kefalet sözleşmesinin varlığından kefilin bir fayda sağlaması bulunan hâllerde, daha sonra şekle aykırılığın kefil tarafından ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanımı olacaktır.

Örneğin; şirketin aldığı kredi için bir şirket ortağının kefil olması ve bu kredinin ortağın kefaleti sonucunda verilmesi hâlinde, kefilin daha sonra kendisine başvurulduğunda şekle aykırılığa dayanması hakkın kötüye kullanımıdır. [8] Ancak bu yöndeki davalarda Yargıtay her ne kadar kötü niyet incelemesi yapsa da kötü niyetin varlığının kabulü için olağanüstü hâller aramaktadır.

Yine kefilin şekle aykırılığa bilerek yol açtığı hâllerde, daha sonra şekil şartına dayanarak kefalet sözleşmesinin geçersizliğini talep etmesi hakkın kötüye kullanımı olarak nitelendirilecektir.

Sonuç olarak TMK m. 2/1 hükmü gereğince; bir hakkın açıkça kötüye kullanılması ise, hukuk düzeni tarafından korunmayacaktır. Bu hâlde sözleşmenin sadece mağdur yararına geçerlilik kazanması gündeme gelecektir. Ancak uygulamada bu yöndeki yargı kararlarına rastlamak oldukça zordur.

  1. Bir Diğer Özel İstisna Hâli: TTK M.7 Gereğince Ticari İşlere İlişkin Kefalette Teselsül Karinesi

TBK m. 583, müteselsil kefalete ilişkin kayıtların da geçerli olabilmesi için kefilin el yazısı ile yazması gerektiği şartını öngörmüştür. Ancak doktrindeki bazı görüşler ve nadiren de olsa kararlarında Yargıtay, TBK m.583’te yer alan şekil kurallarının ticari işlere ilişkin kefalet sözleşmelerinde geçerli olmayacağını, TTK m.7’de düzenlenen teselsül karinesinin TBK m.583’ün istisnası olduğunu belirtmektedir.

TTK m.7:

(1) İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.

 (2) Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.

Bu görüşe göre ticari işlere ilişkin kefalette, kefil müteselsil borç altına girdiğini el yazısıyla belirtmemiş olsa dahi, TTK m.7’de düzenlenmiş olan karine gereği vermiş olduğu kefalet müteselsil olarak nitelendirilecektir. [9] Bu görüşü savunanlarca, görüşün en önemli dayanağı olarak, TTK m.7’nin, TBK m.583 karşısında özel hüküm niteliğinde olması gösterilmektedir. [10] Zira kanun koyucunun amacının TBK m.583 ile düzenlenen genel kurala, TTK m.7 hükmü ile bir istisna getirmek istediği açıkça anlaşılmaktadır. Bunun nedeni olarak ise, ticaret hayatının gerektirdiği hız ve kredi ihtiyacının, bu alanda özel düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmakta olduğu söylenebilecektir. [11] Kanun koyucu da söz konusu hüküm ile bu zorunluluğu dikkate alarak, teminatın geniş kapsamlı olması amacıyla ticari işlerde müteselsil kefalet karinesini kabul etmiştir. [12]

Her ne kadar aksi hâldeki görüş doktrin ve yargıda fazlasıyla kabul görmekteyse de, bu halde TBK m.583 hükmünün, ticari işlerde teselsül karinesini (TTK m.7) tamamen hukuk düzeninden kaldıracak olması sebebiyle uygulanabilir olmadığı belirtilmelidir. Yargıtay’ın da son dönemlerde bu yönde verdiği kararların sayısı azımsanmayacak derecede fazladır.

Yargıtay 19. HD, 2016/10842 E. – 2017/4095 K. sayılı ve 13.06.2017 tarihli kararında;

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen 22.01.2016 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, takip dayanağı yapılan kredi sözleşmesinde davalının kefaletinin türünün belirtilmediği, müteselsil kefil olup olmadığının yazmadığı, kefalet tutarı, kefalet tarihinin ise başka bir yazı ile yazıldığı, kefaletin türünün belirli olmaması nedeniyle davalının kefaletinin adi kefalet olduğu, bu nedenle … 585. madde kapsamında kaldığı, buna göre davacının öncelikle asıl borçlu hakkında takip yapması, sonuçsuz kalması halinde davalı aleyhine takibe geçmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrası; ” İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haciz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar.” İkinci fıkrası ”Ticari borçlara kefalet halinde hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur” hükmünü içermektedir.

Bu durumda teselsül karinesi gereği davalının kefaletinin müteselsil kefalet olarak kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri bulunmayan BK.nın 585. maddesi hükümlerine göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde hüküm tesis etmiştir. [13]

Yargıtay 19. HD, 2015/17414 E. – 2016/6615 K. sayılı ve 14.04.2016 tarihli kararında;

“Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefaletin türünün belirtilmediği bu nedenle davalının adi kefil olduğu ve asıl borçlu yönünden tüm tahsil yolları tüketilmeden davalıya müracaat edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı banka ile asıl borçlu … Grup… Ltd. Şti. arasında düzenlenen ve davalının kefil olarak yer aldığı ” Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi” başlıklı 10.09.2012 tarihli sözleşme ticari niteliktedir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrası; ” İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haciz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar.” İkinci fıkrası ”Ticari borçlara kefalet halinde hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur” hükmünü içermektedir.

Bu durumda teselsül karinesi gereği davalının kefaletinin müteselsil kefalet olarak kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri bulunmayan BK.nın 583. maddesi hükümlerine göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde hüküm tesis etmiştir. [14]

Yargıtay 19. HD, 2016/2405 E. – 2016/10936 K. sayılı ve 17.06.2016 tarihli kararında;

Somut olayda davalılar, dava dışı ….ile davacı ….arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan her türlü borçlara 2.500.000 TL. limitle müteselsil kefil olarak kefalet senedini imzalamışlardır. Görüldüğü gibi, kefalet senedinde kefaletin müteselsil kefalet olduğu açıkça belirtildiği gibi, 6102 sayılı TTK.nın 7.maddesinde hükme bağlanan ticari teselsül karinesi karşısında ticari borçlara kefaletin müteselsil kefalet olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla olayımızda “müteselsil kefalet” sözcüklerinin kefillerin el yazısı ile yazılmamış olması, kefaletlerinin müteselsil kefalet olarak yorumlanmaması sonucunu doğurmaz. Kefalete ilişkin diğer geçerlilik koşullarının ise gerçekleşmiş olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davalılar … ve …’ın kefaletlerinin de müteselsil kefalet niteliğinde olduğu kabul edilerek deliller bu çerçevede değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, adı geçenlerin kefaletlerinin niteliğinin yorumlanmasında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklinde hüküm tesis etmiştir. [15]

Ancak kapatılan 19. Hukuk Dairesi’nin görmekte olduğu işlere bundan sonra Yargıtay 13. Hukuk Dairesi bakacağından, bu dairenin ilgili konuda vereceği kararları takip etmek gerekmektedir.

C.  ÖZET VE SONUÇ

1-         Kefalet sözleşmesinin geçerliliği TBK’da sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Kanun koyucu sadece yazılı şekilde şartını yeterli bulmamış, ayrıca belirli hususların kefilin el yazısı ile yazılmasını zorunlu tutmuştur. Bu şekil şartlarına aykırılık hâlinde ise, baskın görüş gereğince sözleşmenin kesin hükümsüz olacağı söylenebilecektir.

2-         Ancak doktrindeki bir diğer görüşe göre, şekil şartlarına uyulmaması hâlinde de sözleşmenin ayakta kalması mümkündür. Kendine özgü hükümsüzlük görüşüne göre, kefilin şekle aykırılığı defi olarak ileri sürmediği hâllerde kefalet sözleşmesi ayakta tutulacaktır. Bu hâlde hâkimin re’sen sözleşmenin şekil şartlarını inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Bu yöndeki kararlara oldukça ender rastlansa da Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3253 E. – 2019/5052 K. ve 7.11.2019 tarihli kararı bu görüşün istisnai olarak uygulandığını gösterir niteliktedir.

3-         Kefil tarafından kefalet sözleşmesinin şekil şartlarına uygun olmadığının kötüniyet ile öne sürüldüğü hallerde ise, TBK m.2 hükmü gereğince sözleşmenin mağdur yararına geçerlilik kazanacağı gündeme gelecektir. Ancak Yargıtay, kefil tarafından şekil şartlarına aykırılığın kötüniyet ile öne sürüldüğü iddialarını incelese de kötüniyetin varlığının kabulü için olağanüstü hâller aramaktadır.

4-         Kefalet sözleşmesinin şekil şartlarına aykırı olmasına karşın geçerlilik kazanacağı son hâl ise, TTK m.7 hükmü uyarınca teselsül karinesinin uygulama alanı bulacağı hâllerdir. TBK m.583 uyarınca müteselsil kefalete ilişkin ibarenin kefil tarafından el yazısı ile yazılması gerekse de teselsül karinesi gereğince ticari iş niteliğindeki hâllerde bu zorunluluk aranmayacak, hatta bu yönde bir ibare yer almasa dahi kefil müteselsil sorumlu olacaktır.

Teselsül karinesinin, TBK m.583 hükmü nedeniyle uygulanamayacağına yönelik baskın bir görüş bulunsa da Yargıtay’ın yukarıda belirtmiş olduğum güncel tarihli kararları uyarınca da ticari işe ilişkin kefalette söz konusu şekil şartı aranmayacaktır.

Stj. Av. Serdar Darama

Kaynakça:

1. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinin Şekli, Şefika Deren Gündüz, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi

2. AYRANCI, a.g.m., s. 98-99

3. (Oğuzman, Öz, a.g.e., s. 162; Kemal Oğuzman, “Şekil Noksanı Sebebiyle Butlan Dermayanı Hakkının Suiistimali”, İstanbul Barosu Dergisi, 1955, S. 6, s. 249) 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinin Şekli, Şefika Deren Gündüz

4. (Oğuzman, Öz, a.g.e., s. 163; Özen, Şekil, s. 759) 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinin Şekli, Şefika Deren Gündüz, s.168

5. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinin Şekli, Şefika Deren Gündüz, s.168

6. (AYRANCI, a.g.m., s. 104.) Kefalet Sözleşmesinin Şekil Kuralları Ve Şekle Aykırılığın Sonuçları, Jordan Delev

7. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3253 E. – 2019/5052 K. ve 7.11.2019 tarih

8. (Özen, Kefalet, s.250., Yargıtay 11. HD, 1991/3178E. – 1991/5162K. ve 07.10.1991 Tarih, Kefalet Sözleşmesinin Geçerlilik Koşullarına Uyulmamasının Hukuki Sonuçları, Dr. Emrah Aktürk, s. 245) / 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinin Şekli, Şefika Deren Gündüz s. 171.

9. (Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Arslan/Nomer Ertan, N. 101; Şener, s. 72) Türk Ticaret Kanunu’nda Düzenlenen Teselsül Karinesinin Müteselsil Kefaletin Şekil Koşuluna Etkisi, Nuri Aziz Midyat, s.692

10. (Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Arslan/Nomer Ertan, N.101; Baş, s.134; Gündüz, s.89.) Türk Ticaret Kanunu’nda Düzenlenen Teselsül Karinesinin Müteselsil Kefaletin Şekil Koşuluna Etkisi, Nuri Aziz Midyat, s.693

11. (Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Arslan/Nomer Ertan, N.101.) Türk Ticaret Kanunu’nda Düzenlenen Teselsül Karinesinin Müteselsil Kefaletin Şekil Koşuluna Etkisi, Nuri Aziz Midyat, s.693

12. Türk Ticaret Kanunu’nda Düzenlenen Teselsül Karinesinin Müteselsil Kefaletin Şekil Koşuluna Etkisi, Nuri Aziz Midyat, s.693

13. Yargıtay 19. HD, 2016/10842 E. – 2017/4095 K. sayılı ve 13.06.2017 T.

14. Yargıtay 19. HD, 2015/17414 E. – 2016/6615 K. sayılı ve 14.04.2016 T.

15. Yargıtay 19. HD, 2016/2405 E. – 2016/10936 K. sayılı ve 17.06.2016 T.


Kaynak: Stajyer Av. Serdar Darama – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Genel Kurul Kararının İptali Davasının Kötü Niyetle Açılması ve Teminat Yükümlülüğü
Franchise Sözleşmelerinde Markanın İadesi Yükümlülüğü
İkale Sözleşmesi Ve Bu Sözleşmede Makul Yarar Kavramı 
Rekabet Hukukunda Covid-19 Etkileri. Stj. Av. Serdar Darama
Yargıtay Kararları Çerçevesinde Tahkim Sözleşmesinin/Şartının Geçerliliği (Stj. Av. Serdar Darama)
Kanun Dışı Grevin Kapsamı, Tespiti ve Hukuki Sonuçları (Stj. Av. Serdar DARAMA)
Rekabet Hukukunda Yatay İşbirliği Anlaşmaları Çerçevesinde Bilgi Değişimi (Stj. Av. Serdar Darama)
]]>
https://www.muhasebenews.com/sekil-sartlarina-uyulmasa-dahi-kefalet-sozlesmesinin-gecerlilik-kazandigi-haller/feed/ 0
Verilen depozitolar kira kontratı damga vergisi hesaplamasına dahil midir? https://www.muhasebenews.com/verilen-depozitolar-kira-kontrati-damga-vergisi-hesaplamasina-dahil-midir/ https://www.muhasebenews.com/verilen-depozitolar-kira-kontrati-damga-vergisi-hesaplamasina-dahil-midir/#respond Fri, 12 Jul 2019 08:30:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=63637 Verilen depozitolar kira kontratı damga vergisi hesaplamasına dahil midir?

Şirketimiz iş yeri kiraladı. Kira aylık brüt 25.000 TL net 20.000 TL’dir.  Kira müddeti 1 yıl, kefil var ve Depozito 2 aylık kiradır. Bu durumda bu sözleşmenin damga vergisi ne kadar tutar?

Yıllık tutar üzerinden (Depozito hariç)  (Binde 1,89+ Binde 9,48) Toplam Binde 11,37 oranında DV hesaplanır.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Firmalar aktifine kayıtlı taşınmazları kiraladığında aldıkları depozito için fatura düzenlemeli midir?

Depozito bedeli yer alan faturalar Ba Bs formu ile bildirilecek mi?

Kira faturası düzenlerken sadece ay belirtmem yeterli midir?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/verilen-depozitolar-kira-kontrati-damga-vergisi-hesaplamasina-dahil-midir/feed/ 0
Suudi Arabistan’da Çalışmak İçin Birisinin Size Kefil Olması Gerekiyor! https://www.muhasebenews.com/suudi-arabistanda-calismak-icin-birisinin-size-kefil-olmasi-gerekiyor/ https://www.muhasebenews.com/suudi-arabistanda-calismak-icin-birisinin-size-kefil-olmasi-gerekiyor/#respond Fri, 05 Oct 2018 04:00:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=15601 SUUDİ ARABİSTAN’DA ÇALIŞMAK İÇİN GEREKLİ KEFALET SİSTEMİ NEDİR? NASIL UYGULANIR?
Suudi Arabistan’da çalışan yabancılar bu ülkeye bir Suudi Arabistan vatandaşının kefaleti ile giriş yaparlar.

Kefilin kefaleti altında (yabancı yatırımcı firmalar hariç) onun işinde çalışırlar.
Bu sayede;
1- Oturma ve çalışma izinlerini kefilin vasıtasıyla alırlar,
2- İzne ayrılacakları zaman gerekli izin-dönüş vizesini kefil alır,
3- Kefilin muvafakati olmadan bir işten ayrılıp başka bir işte çalışmak yasaktır.


Kaynak: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER


Suudi Arabistan’da İş Kazası Sonucu Maluliyet ve Ölüm Halinde, Sigortalı ve Varislerin Hakları Nelerdir?

Suudi Arabistan’dan Emekli Olunabilir mi?

Türkiye’de 2018 mart ayında en çok konut alanlar, Irak, Suudi Arabistan ve İran

Suudi Arabistan’da İşçi Olarak Çalışmış Biri Türkiye’ye Dönmeden Önce Primlerini Ve Kıdem Tazminatını Hangi Şartlarda Alabilir?

Suudi Arabistan’da Pasaport Kaybolması Halinde Hizmet Belgesi Nasıl Temin Edilir?

Yurt Dışı İnşaat Organizasyon İşi Kazançlarında Kurumlar Vergisi İstisnası Uygulanabilir mi?

Türkiye’den hangi ülke vatandaşları ne kadar konut aldı?

Temettüler Üzerinden Kaynak Ülkede Alınacak Vergi Oranları nedir?

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/suudi-arabistanda-calismak-icin-birisinin-size-kefil-olmasi-gerekiyor/feed/ 0
Suudi Arabistan’da İş Kazası Sonucu Maluliyet ve Ölüm Halinde, Sigortalı ve Varislerin Hakları Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/suudi-arabistanda-is-kazasi-sonucu-maluliyet-olum-halinde-sigortali-varislerin-haklari-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/suudi-arabistanda-is-kazasi-sonucu-maluliyet-olum-halinde-sigortali-varislerin-haklari-nelerdir/#respond Thu, 04 Oct 2018 11:00:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=15622 ARABİSTAN’DA ÇALIŞIRKEN İŞ KAZASI SONUCU MALULİYET VE ÖLÜM DURUMLARINDA SİGORTALI VE VARİSLERİMİN HAKLARI NELERDİR?

Suudi Arabistan Sosyal Sigortalar Kanunu’nun sadece iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili hükümleri ülkedeki yabancılara da uygulanabilmektedir. Bunun için de yabancı işçinin işvereni (kefili) tarafından Suudi Sigorta İdaresine kaydının yaptırılmış ve sigorta primlerinin ödenmiş olması gerekmektedir.

Sigortalı olmayanlardan iş kazası veya meslek hastalığı sonucu vefat edenlerin geride kalan hak sahiplerine işveren tarafından 27.000 SAR (Suudi Arabistan Riyali) tutarında nakdi meblağ ödenmesi söz konusudur.

Sigortalıya veya varislerine sağlanacak haklar, kaza sonucunda meydana gelen maluliyetin derecesine göre Kurum’un yetkili kurulu tarafından belirlenmektedir.

Kaynak: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/suudi-arabistanda-is-kazasi-sonucu-maluliyet-olum-halinde-sigortali-varislerin-haklari-nelerdir/feed/ 0
Kefil tarafından da imzalanan mesken kira sözleşmesinde damga vergisi https://www.muhasebenews.com/kefil-tarafindan-da-imzalanan-mesken-kira-sozlesmesinde-damga-vergisi/ https://www.muhasebenews.com/kefil-tarafindan-da-imzalanan-mesken-kira-sozlesmesinde-damga-vergisi/#respond Wed, 13 Jun 2018 16:00:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=30337 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Kdv ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı : 66813766-155[1-2017/47]-86608 22.02.2018
Konu : Kefil tarafından da imzalanan mesken kira sözleşmesinde damga vergisi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, mülkiyeti Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığına ait olan meskeni …/…/2017 tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığınız, söz konusu sözleşmeyi müşterek, müteselsil borçlu ve kefil sıfatıyla …’ın da imzaladığı, ayrıca aynı sözleşmede 2 aylık kira bedeli karşılığı olan … TL depozito bedelinin kiracı tarafından yatırılacağı yönünde madde bulunduğu belirtilerek, söz konusu kira sözleşmesinin damga vergisine tabi olup olmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisinin kişiler tarafından ödeneceği; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı; (6728 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle değişik) 6 ncı maddesinde, bir kağıtta biribirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların herbirinden ayrı ayrı vergi alınacağı, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde Damga Vergisinin, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı, ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işleminin de ayrıca vergiye tabi olduğu, şu kadar ki; bir kâğıt üzerinde birden fazla adi kefalet ve garanti taahhüdü bulunması hâlinde, ayrı ayrı olmak üzere bunlardan yalnızca birinden damga vergisi alınacağı, pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin müeyyidesi mahiyetinde olan taahhütlerden, başlı başına bir sözleşmeye konu olmadıkça damga vergisi alınmayacağı; 9 uncu maddesinde ise, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I-Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/2 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden kira mukavelenamelerinin mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden; A/3 fıkrasında, kefalet, teminat ve rehin senetlerinin nispi damga vergisine
1/3
tabi tutulacağı; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (6728 sayılı Kanunun 29 uncu maddesiyle değişik) (31) numaralı fıkrasında, dernek ve vakıflarca yerleşim yeri, gerçek kişilerce mesken olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatların damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak, 29.09.2016 tarihli ve 29842 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 60 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliğinin “İstisnalara ilişkin düzenlemeler” başlıklı 9 uncu maddesinin (9) numaralı bendinde, “6728 sayılı Kanunun 29/c-7 ve 8 maddeleriyle yapılan değişikliklerle; 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (31) ve (32) numaralı fıkralarında yer alan “kira mukavelenameleri.” ibareleri “kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar.” şeklinde değiştirilmiştir. Söz konusu (31) numaralı fıkra, “Dernek ve vakıflarca yerleşim yeri, gerçek kişilerce mesken olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar.” halini, (32) numaralı fıkra ise, “Gelir vergisinden muaf esnaf, muaf serbest meslek erbabı ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından işyeri olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar.” halini almıştır. Buna göre, damga vergisinden istisna olan söz konusu kira sözleşmelerinden, bu sözleşmelerdeki kefalet şerhleri ve teminat taahhütleri nedeniyle de damga vergisi alınmayacaktır.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, mesken olarak kiralanmak üzere Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığı ile aranızda düzenlenen “Mesken ve İşyeri İçin Kira Kontratı” başlıklı kağıdın, söz konusu gayrimenkulün Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığına ait bir iktisadi işletmeye dahil olmaması şartıyla, 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (31) numaralı fıkrası uyarınca damga vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

______________________________________________________________________

Kaynak: gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kefil-tarafindan-da-imzalanan-mesken-kira-sozlesmesinde-damga-vergisi/feed/ 0
Teselsül Karinesi Nedir? https://www.muhasebenews.com/teselsul-karinesi-nedir/ https://www.muhasebenews.com/teselsul-karinesi-nedir/#respond Mon, 18 Dec 2017 18:00:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21935 TESELSÜL KARİNESİ NEDİR?
İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar.

Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.

***Ticari borçlara kefalet hâlinde, hem asıl borçlu ile kefil, hem de kefiller arasındaki ilişkilerde de birinci fıkra hükmü geçerli olur.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/teselsul-karinesi-nedir/feed/ 0
Konut Kira Sözleşmesine İstinaden Damga Vergisi Doğar mı? https://www.muhasebenews.com/konut-kira-sozlesmesine-istinaden-damga-vergisi-dogar-mi/ https://www.muhasebenews.com/konut-kira-sozlesmesine-istinaden-damga-vergisi-dogar-mi/#respond Wed, 25 Oct 2017 09:15:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=11129 İktisadi işletmelere dâhil olmayan gayrimenkullerin gerçek kişilerce mesken olarak kiralanması durumunda buna ilişkin olarak düzenlenen kira sözleşmeleri damga vergisinden istisnadır.

Ancak, 09.08.2016 tarihinden önce düzenlenen istisna kapsamındaki kira sözleşmelerinin ayrıca kiracı ve kiralayan yanında adi kefil veya müteselsil kefil, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak kefil imzasını içermesi halinde, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A- 3 fıkrası uyarınca kefalet şerhi üzerinden düzenlenme tarihi itibarıyla nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmekteydi.

Diğer taraftan, 6728 sayılı Kanunun 29/c-7 maddesi ile 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar başlıklı bölümünün (31) numaralı fıkrasında yer alan kira mukavelenameleri ibareleri kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar Şeklinde değiştirildiğinden 6728 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 09.08.2016 tarihinden itibaren damga vergisinden istisna olan söz konusu kira sözleşmelerinden, bu sözleşmelerdeki kefalet şerhleri ve teminat taahhütleri nedeniyle de damga vergisi alınmayacaktır.

Kaynak: Damga Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/konut-kira-sozlesmesine-istinaden-damga-vergisi-dogar-mi/feed/ 0
Amme Alacaklarında Tahsil Zaman Aşımı Ne Kadardır? https://www.muhasebenews.com/amme-alacaklarinda-tahsil-zaman-asimi-ne-kadardir/ https://www.muhasebenews.com/amme-alacaklarinda-tahsil-zaman-asimi-ne-kadardir/#respond Tue, 19 Sep 2017 19:00:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21654 1- AMME ALACAKLARINDA TAHSİL ZAMAN AŞIMI NE KADARDIR?
Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zaman aşımı hükümleri mahfuzdur. Zaman aşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur. 

2- TAHSİL ZAMAN AŞIMINI KESEN HALLER NELERDİR?
Aşağıdaki hallerde tahsil zaman aşımı kesilir:
2.1- Ödeme,
2.2- Haciz tatbiki,
2.3- Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat,
2.4- Ödeme emri tebliği,
2.5- Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi,
2.6- Yukardaki 5 sırada gösterilen muamelelerden her hangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması,
2.7- İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi,
2.8- Amme alacağının teminata bağlanması,
2.9- Kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi,
2.10- İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi.
2.11- Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.

***Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya icranın kaza mercilerince durdurulması hallerinde zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı; takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür. 

3- HANGİ HALLERDE ZAMAN AŞIMI İŞLEMEZ?
3.1-
Borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zaman aşımı işlemez.
3.2- Zaman aşımı, işlememesi sebeplerinin kalktığı günün bitmesinden itibaren başlar veya durmasından evvel başlamış olan cereyanına devam eder.

Kaynak: 6183 Sayılı Kanun

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/amme-alacaklarinda-tahsil-zaman-asimi-ne-kadardir/feed/ 0