kazanca – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 16 Oct 2023 07:12:53 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Hasılat esaslı vergilemeyi tercih eden halk otobüsü işletmelerine verilen belediye gelir desteği kazanca ilave edilecek mi? https://www.muhasebenews.com/hasilat-esasli-vergilemeyi-tercih-eden-halk-otobusu-isletmelerine-verilen-belediye-gelir-destegi-kazanca-ilave-edilecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/hasilat-esasli-vergilemeyi-tercih-eden-halk-otobusu-isletmelerine-verilen-belediye-gelir-destegi-kazanca-ilave-edilecek-mi/#respond Mon, 16 Oct 2023 07:12:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147118

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığı

Sayı

:

E-16700543-120[22-515-87]-44022

29.07.2023

Konu

:

Belediye tarafından yapılan Gelir Desteği Ödemesinin Vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; “halk otobüsü/otobüs ile yapılan şehir içi ve banliyö yolcu taşımacılığı” faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, hasılat esaslı vergilendirme ve hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne tabi olduğunuz belirtilerek, Gaziantep Büyükşehir Belediyesince toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin sağlanan gelir desteğinin hasılat esaslı kazanç tespitinde hasılata dahil edilip edilmeyeceği, söz konusu gelir desteğinin KDV beyanına konu edilip edilmeyeceği hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmış olup, Başkanlığımız görüşüne aşağıda yer verilmiştir.

3065 sayılı KDV Kanunu Yönünden:

3065 sayılı KDV Kanununun 38 inci maddesinde, “Ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve meslek grupları kapsamında yer alanlar, talep etmeleri halinde vergiye tabi işlemlerin karşılığını teşkil eden (katma değer vergisi dâhil) bedel üzerinden, bu Kanunun 28 inci maddesi uyarınca belirlenen en yüksek oranı geçmemek üzere, Cumhurbaşkanınca ilgili sektör veya meslek grubu için belirlenen oran uygulanmak suretiyle hesapladıkları katma değer vergisini, indirilecek katma değer vergisi ile ilişkilendirmeksizin beyan ederek öderler. 

Birinci fıkra kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler, kazançlarının tespitinde kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri katma değer vergisini işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla hesapladıkları katma değer vergisini gelir olarak dikkate alırlar. 

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden  çıkamazlar. 

Cumhurbaşkanı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini, sektörler ve meslek grupları itibarıyla belirleyeceği yıllık iş hacimlerine göre hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına almaya, Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs işletmelerinin (belediyelerin otobüs işletmeleri ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hariç) münhasıran il sınırları içinde, otobüsle (sürücüsü dahil en az onsekiz oturma yeri olan) yapmış oldukları toplu taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yer alan hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre hasılatlarına uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, 27/1/2023 tarihli ve 6775 Cumhurbaşkanı Kararı ile 6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında yapılan değişiklik ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden dolmuş işletmelerinin (belediyeler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hariç), münhasıran il sınırları içinde yapmış oldukları toplu taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yer alan hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre hasılatlarına uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak belirlenmiş olup bu düzenleme 1/2/2023 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

– (V/A-2.3.) bölümünde, “Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, vergiye tabi işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeller üzerinden mal ve hizmetlere uygulanan KDV oranlarını belirleyen 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) eki listelerde belirlenen oranlara göre KDV hesaplar, fatura ve benzeri belgeler üzerinde bu KDV’yi gösterirler.

Bu usule tabi mükelleflerin ödeyecekleri vergi, vergiye tabi işlemlerin bedeli ve buna ilişkin hesaplanan KDV tutarlarının toplamına ilgili Cumhurbaşkanı Kararında belirlenen oran uygulanmak suretiyle hesaplanır.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler, bu usule göre hesapladıkları vergiyi 4 No.lu KDV Beyannamesi ile vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar beyan eder ve aynı ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar öderler.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen KDV ile 2 No.lu KDV beyannamesiyle tevkif suretiyle ödedikleri KDV ve ithal ettikleri mal ve hizmetler dolayısıyla ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapamazlar. Bu kapsamdaki mükellefler, indirilecek KDV tutarları ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri KDV tutarlarını, işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet olarak, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla alıcılar için hesapladıkları ve düzenledikleri belgelerde gösterdikleri KDV’yi ise gelir olarak dikkate alırlar.“,

– (V/A-2.5.) bölümünde; “… Bu kapsamda vergilendirilenler, özel halk otobüsü işletmeciliği ve/veya dolmuş işletmeciliği ile ilgili elde ettikleri diğer hasılatı da (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışları, reklam gelirleri vb.) hasılat esaslı vergilendirme matrahına dahil ederler.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi faaliyetiniz nedeniyle belediyeler tarafından sağlanan gelir desteği tutarı hasılat esaslı vergilendirme usulü matrahına dahil olup, bu usule göre hesaplanan verginin 4 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu Yönünden:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 113 üncü maddesinde, “Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerin talep etmeleri hâlinde söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının (25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 38 inci maddesi kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler için hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarın) %10’u bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınır. Vergiye tabi kazancın bu suretle tespitinde ilgili faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmaz ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmaz.

Kazançları birinci fıkra kapsamında tespit edilenlerin;

a) Bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmaz.

b) Bu kazançları dışındaki beyana tabi diğer kazanç veya iratları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.

c) İki yıl geçmedikçe bu usulden çıkmaları mümkün değildir…”

hükmüne yer verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan 309 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin;

– “Uygulamadan yararlanabilecek mükellefler ve faydalanma şartları” başlıklı 3 üncü maddesinde, “(1) Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden gelir (kazançları basit usulde tespit edilenler dâhil) veya kurumlar vergisi mükelleflerinden bu hususta talepte bulunanlar yararlanabileceklerdir.

(2) Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;

a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması,

b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,

c) Gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine uygulamadan yararlanma hususunda yazılı olarak talepte bulunulması şarttır.

Bu bağlamda, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde edilmemesi durumunda, bu uygulamadan faydalanılamayacağı tabiidir…”,

– “Vergiye tabi kazancın hesaplanması” başlıklı 5 inci maddesinde, “(1) Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerden başvuruları vergi dairesi tarafından kabul edilenler, söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının %10’unu bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak beyan edeceklerdir…”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Öte yandan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde, “…Büyükşehir belediyeleri, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere; nüfus, hattın uzunluğu ve hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi yapabilir.” denilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı bölümünün 15 inci maddesinde, “…Belediyeler, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere; nüfus, hattın uzunluğu ve hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi yapabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, hasılat esaslı kazanç tespiti usulüne göre vergilendirilen halk otobüsü/otobüs ile yapılan şehir içi ve banliyö yolcu taşımacılığı faaliyetiniz nedeniyle belediyeler tarafından yapılan  gelir desteği ödemesinin, hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından elde ettiğiniz gayrisafi hasılat tutarına dahil edilmesi ve bu kapsamda elde ettiğiniz gayrisafi hasılatın %10’unun  bu faaliyetinize ilişkin vergiye tabi kazanç olarak dikkate alınması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hasilat-esasli-vergilemeyi-tercih-eden-halk-otobusu-isletmelerine-verilen-belediye-gelir-destegi-kazanca-ilave-edilecek-mi/feed/ 0
İşçiye yapılacak nakit yol ve yemek ödemesi SGK prime esas kazanca eklenecek mi? https://www.muhasebenews.com/isciye-yapilacak-nakit-yol-ve-yemek-odemesi-sgk-prime-esas-kazanca-eklenecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/isciye-yapilacak-nakit-yol-ve-yemek-odemesi-sgk-prime-esas-kazanca-eklenecek-mi/#respond Mon, 27 Feb 2023 22:56:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139302 İşçiye yapılacak nakit yol ve yemek ödemesi prime esas kazanca eklenecek mi?

1/1/2023 – 31/12/2023 tarihleri arasında 4/(a) kapsamında sigortalıların prime esas kazançlarından istisna tutulacak yemek bedeli tutarı;

333,60 TL (günlük asgari ücret) x %23,65 = 78,90 TL (Günlük) olarak uygulanacaktır. bu tutarı aşan bedeller SPEK a dahildir.

Yol yardımı istisnası 56 TL dir Bu tutarı aşan tutarlar SPEK a tabidir.


GÜNLÜK YEMEK BEDELİ İSTİSNASI 2023 YILI İÇİN 110 TL’dir

GÜNLÜK Nakit yemek bedeli istisna tutarı 2023 yılı için 110 TL olarak belirlenmiştir.

A) GELİR VE DAMGA VERGİSİ İSTİSNASI 

7420 sayılı Kanunla, 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, işverenler tarafından hizmet erbabına işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, yemek bedelinin nakit olarak verilmesi suretiyle sağlanan menfaatler de istisna kapsamına alınmıştır.

Hizmet erbabına nakit olarak ödenen yemek bedelinin gelir vergisinden istisna edilebilmesi için;

a) İşverenler tarafından işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi,

b) Günlük yemek bedelinin 110 TL’yi aşmaması,

c) Fiilen çalışılan günlere ilişkin olması

gerekmektedir.

*BELİRLENEN GÜNLÜK YEMEK BEDELİ GELİR VERGİSİNDEN İSTİSNADIR

Örneğin, bir hizmet erbabına 21 gün fiilen çalışması karşılığında yapılacak (110 TL x 21 gün=) 2.310 TL’lik yemek bedeli ödemesinin tamamı gelir vergisinden istisna edilecektir.

Ancak yemek bedeli ödemesinin 130 TL olduğunu kabul ettiğimizde (130 TL x 21 gün) 2.730 TL’lik yemek bedelinin 2.310 TL’si gelir vergisinden istisna edilecek, kalan (2.730 TL – 2.310 TL=) 420 TL ise gelir vergisine tabi olacaktır.

Diğer taraftan, işverenlerce hizmet erbabına nakit olarak verilen yemek bedelinin tamamının, istisna kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın ücret bordrosunda gösterilmesi gerekmektedir. İstisna kapsamındaki yemek bedeli ödemeleri vergi matrahına dahil edilmeyecektir.

*BELİRLENEN GÜNLÜK YEMEK BEDELİ DAMGA VERGİSİNDEN İSTİSNADIR

Ayrıca, işverenler tarafından hizmet erbabına yapılan ödemelere ilişkin olarak düzenlenen kağıtlarda yer alan tutarın, istisnaya isabet eden kısmı damga vergisinden de istisnadır.

B) YEMEK BEDELİ GÜNLÜK SGK İSTİSNASININ SINIRI FARKLIDIR

Hatırlanacağı üzere, 7420 sayılı Kanunla getirilen ve yukarıda belirtilen istisna sonrası 11/11/2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yayınlanmış ve bunu takiben yayımlanan 23/11/2022 tarihli ve 2022/20 Sayılı SGK Genelgesi ile yemek bedeli adı altında sigortalılara veya sigortalılar için üçüncü kişilere yapılan her türlü ödemelerin, günlük brüt asgari ücretin yüzde 23,65’in prime esas kazançtan istisna tutulmasına karar verildiği duyurulmuştur.

Buna göre, 1/1/2023 – 31/12/2023 tarihleri arasında 4/1-(a) kapsamında sigortalıların prime esas kazançlarından istisna tutulacak yemek bedeli tutarı;

333,60 TL (günlük asgari ücret) x %23,65 = 78,90 TL (Günlük) olarak uygulanacaktır.  110 TL – 78,90 = 31,10 TL üzerinden SGK primi hesaplanacaktır. 

C) Hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde istisna uygulaması

Hizmet erbabına nakit ödeme yapılmaksızın yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde;

a) İşverenlerce, hizmet erbabına işyerinde veya müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın,

b) İşverenlerce, hazır yemek hizmeti veren mükelleflerden satın alınan yemeğin, işyerinde veya müştemilatında hizmet erbabına verilmesi durumunda sağlanan menfaatler herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın,

c) İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyip yemek hizmeti veren işletmelerde bu hizmetin sağlandığı durumlarda, bu işletmelere yapılan ödemelerin her bir çalışan için çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 110 Türk lirasını aşmayan kısmı,

ç) İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmediği ve yemek hizmetinin, yemek kartı ve/veya yemek çeki hizmeti veren işletmelerin yemek kartlarına yükleme yapılmak veya yemek çeki satın alınmak suretiyle verildiği durumlarda, her bir çalışan için çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 110 Türk lirasını aşmayan kısmı,

gelir vergisinden istisnadır.

Bu istisnaların uygulamasına yönelik açıklamalar 26/7/1995 tarihli ve 22355 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No:186)’nde yapılmıştır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isciye-yapilacak-nakit-yol-ve-yemek-odemesi-sgk-prime-esas-kazanca-eklenecek-mi/feed/ 0
Diyetisyenler Şube Açarsa Mükellefiyet Türü Serbest Meslekten Ticari Kazanca Dönüşür Mü? https://www.muhasebenews.com/diyetisyenler-sube-acarsa-mukellefiyet-turu-serbest-meslekten-ticari-kazanca-donusur-mu/ https://www.muhasebenews.com/diyetisyenler-sube-acarsa-mukellefiyet-turu-serbest-meslekten-ticari-kazanca-donusur-mu/#respond Mon, 21 Nov 2022 02:29:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134663 T.C. 

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

    
Sayı : 62030549-120[65-2020/771]-1119756 04.10.2022
Konu : Serbest meslek erbabının şube işyeri açıp açamayacağı hk.  
         
İlgi : 16/07/2020 tarih ve 2052673 evrak kayıt numaralı özelge talep formu.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda serbest meslek erbabı olarak diyetisyenlik faaliyetinde bulunduğunuzu ve aynı faaliyet alanında ikinci bir iş yeri açmak istediğiniz belirtilerek, ikinci bir işyeri (şube) açılışının mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesindeher türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 65 inci maddesindeher türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu, serbest meslek faaliyetinin; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olduğu hükme bağlanmıştır.

 Bir faaliyetin serbest meslek faaliyeti olup olmadığı ise faaliyetin sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanması, bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve devamlı olması, unsurlarını taşıyıp taşımadığına bağlı bulunmaktadır.

Ticari kazançlar ise esas itibariyle sermaye-emek karışımı bir kaynağa bağlı olarak doğarlar. Bu kaynağa bağlı olarak devamlı bir organizasyona dayanan her türlü faaliyet ticari faaliyettir. Serbest meslek faaliyetinin ticari bir organizasyon içinde yapılması sağlanan gelirin yapısını değiştirmez. Sadece gelir elde edenler yönünden ticari kazanç sayılmasını gerektirir ve ticari kazanca ait esas ve hükümlere tabi olur.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 156 ncı maddesinde, ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yerinin; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan “yer” olduğu hükme bağlanmıştır.

Konu ile ilgili olarak GİBIntranet sistemi üzerinden yapılan sorgulamada, 15/08/2017 tarihinden itibaren “869090- Diğer Paramedikal İnsan Sağlığı Hizmetleri (Tıp Doktorları Dışında Yetkili Kişilerce Sağlanan Mesleki Terapi, Aroma Terapi, Konuşma Terapisi, Homeopati, Besin Tedavisi, Ayak Bakımı, Diş Hijyeni vb. Hizmetler) (Hastane Dışı)” faaliyet kodu ile serbest meslek faaliyetinizden dolayı mükellefiyetinizin bulunduğu, merkez işyeri adresinizin, “….” olduğu ayrıca, “….” adresinde de 10/08/2020 tarihinden itibaren mükellefiyetsiz şube kaydınızın bulunduğu anlaşılmıştır.

Buna göre, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabınıza yürüttüğünüz diyetisyenlik faaliyetinin, ikinci bir işyeri (şube) açılması suretiyle yürütülmesi mümkün bulunmakta olup bu durumda, iki işyerinde de faaliyetinizin bizzat tarafınızca yürütülmesi gerekmektedir.

Faaliyetin bizzat tarafınızca yürütülmediği ve işin ticari organizasyon çerçevesinde yürütüldüğü durumda ise elde edilen kazancın ticari kazanç olarak değerlendirileceği ve Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerekeceği tabiidir.

Bilgilerinize sunulur.

İmza                           

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/diyetisyenler-sube-acarsa-mukellefiyet-turu-serbest-meslekten-ticari-kazanca-donusur-mu/feed/ 0
Kurumlar Vergisi hesabında %1’lik indirim https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-hesabinda-1lik-indirim/ https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-hesabinda-1lik-indirim/#respond Fri, 03 Jun 2022 09:38:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=127379 Kurum geçici vergide indirimli vergi oranı uygulamasında bdp satırında Üretimden elde edilen kazanca Mamul satış eksi satış maliyetini mi yazacağız? 32/8 üretim e tabi matrah indirimli kısım ayrıştırırken Vergi matrahından diğer giderlerden oran alarak hesapladık Yani üretimden kazanç ile Üretim den vergi matrahı ayni şey değil değil mi üretim kazancı büyük üretimden kaynaklı vergi matrahı olabilir mi yoksa bu 2 si aynı şey midir?

Konun ile ilgili hesaplamalar ve örnekler için aşağıdaki linkte bulunan tebliği inceleyiniz.

https://www.ismmmo.org.tr/dosya/3294/Mevzuat-Dosya/KVK-20-SAYILI-GN-TB-.pdf


14 Mayıs 2022

Kurumlar Vergisi %1 indirim

20 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği 14/05/2022 Tarihli ve 31835 Sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır.

7351 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesine eklenen yedinci fıkrayla, ihracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranının 1 puan indirimli uygulanacağı; sekizinci fıkrayla sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumların münhasıran üretim faaliyetinden elde ettiği kazançlarına kurumlar vergisi oranının 1 puan indirimli uygulanacağı, bu kazançların ihracata isabet eden kısmı için yedinci fıkra hükmüne göre ayrıca indirim uygulanmayacağı; dokuzuncu fıkrasıyla da yedinci ve sekizinci fıkralardaki indirimli oranlar, bu madde kapsamındaki diğer indirimler uygulandıktan sonraki kurumlar vergisi oranı üzerine uygulanacağına ilişkin açıklamalara yer verilen Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 20) 14/05/2022 tarihli ve 31835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 

Söz konusu Tebliğe ulaşmak için tıklayınız.

Açıklayıcı bilgi notuna ulaşmak için tıklayınız.

Yayın Tarihi: 16/5/2022 – 12:53


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-hesabinda-1lik-indirim/feed/ 0
Teknoloji geliştirme bölgesinde elde edilen kazanca ilişkin istisna https://www.muhasebenews.com/teknoloji-gelistirme-bolgesinde-elde-edilen-kazanca-iliskin-istisna/ https://www.muhasebenews.com/teknoloji-gelistirme-bolgesinde-elde-edilen-kazanca-iliskin-istisna/#respond Thu, 17 Mar 2022 08:47:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124180
Sayı: 11395140-105[VUK-1-21078]-E.427724
Tarih: 17/06/2020

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[VUK-1-21078]-E.427724

17.06.2020

Konu

:

Teknoloji geliştirme bölgesinde elde edilen kazanca ilişkin istisna hk.

 

 

İlgi

:

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Avrupa Birliği tarafından desteklenen “Ufuk 2020” programı kapsamında hibe projesi yürütmeye hak kazandığınız, 01/08/2017-31/07/2019 tarihleri arasında uygulanacak söz konusu projenin teknoloji geliştirme bölgesindeki şirket adresinde gerçekleştirileceği, proje harcamalarının %70’nin AB tarafından karşılanacağı, söz konusu destek tutarlarının avans ve ara ödeme olarak %5 garanti fonu teminat kesintisi yapıldıktan sonra şirketinize aktarıldığı, IPA II Genel Tebliği kapsamında projeye ilişkin KDV istisna sertifikası da aldığınız belirtilmiş olup;

– Proje kapsamında tahsil edilen tutarların “602. Diğer Gelirler” hesabında takip edilip istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği,

– Banka hesap bakiyesi ile teminat olarak alıkonulan tutarların değerlemesi sonucunda ortaya çıkan kur farkı gelirleri ile zararlarının istisna kazanca dahil edilip edilmeyeceği ve ne şekilde dikkate alınacağı, yapılacak kur değerlemesinde projeye bağlı alacak ve borç kalemlerinin dikkate alınıp alınmayacağı,

– Proje kapsamında düzenlenen sözleşmeler ile ücret bordrolarının IPA II Genel Tebliği kapsamında damga vergisi istisnasından faydalanıp faydalanamayacağı,

– Proje sonunda iktisadi bir kıymet oluşmaması ve aktifleştirilen harcamaların doğrudan gider kaydedilmesi halinde, bu tutarların kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği

hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

I- VERGİ USUL KANUNU VE KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

Gelir Vergisi Kanununun Geçici 84 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Avrupa Birliği organlarıyla akdedilen ve usulüne göre yürürlüğe konulan anlaşmalar çerçevesinde proje karşılığı sağlanan hibeler, özel bir fon hesabında tutulur ve gelir olarak dikkate alınmaz. Söz konusu hibelerle gerçekleştirilecek projelere ilişkin olarak bu fondan yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider ve maliyet olarak dikkate alınmaz. Proje sonunda herhangi bir şekilde harcanmayan ve iade edilmeyen tutarın kalması hâlinde bu tutar gelir kaydedilir.”[1]  hükmüne yer verilmiştir.

1 sıra no.lu IPA Çerçeve Anlaşması Genel Tebliğinin “4.5.3. İstisnanın Uygulanması”[2]  başlıklı bölümünde, “Avrupa Birliği organlarıyla akdedilen ve usulüne göre yürürlüğe konulan anlaşmalar çerçevesinde GVK Geçici 84. maddenin yürürlüğe girdiği 18/4/2013 tarihinden itibaren proje karşılığı sağlanan hibelerin, özel bir fon hesabında tutulması ve bu fondan yapılan harcamaların da gider ve maliyet olarak dikkate alınmaması şartıyla, söz konusu hibeler alındığı dönemde gelir olarak değerlendirilmeyecektir. Proje tamamlandığında ise varsa harcanmayan ve iade edilmeyen hibe tutarları gelir olarak dikkate alınacaktır. Bu tarihten önce alınan hibeler ise, ticari kazanç unsuru gelir olarak ve bu hibelerden yapılan harcamalar da niteliğine göre gider veya maliyet olarak dikkate alınacaktır.”[3]  açıklaması yer almaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur. Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir. Bunlardan vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar, bu Kanunun 281 ve 285’inci maddeleri uyarınca değerleme günü kıymetine icra edilebilir. Ancak senette faiz oranının yazılı olmadığı durumlarda değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınır.” hükmü yer almaktadır.

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun Geçici 2 nci maddesinde, “Yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu Bölgedeki yazılım, tasarım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31/12/2023 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır…” hükmüne yer verilmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.12.2.4. İstisna kazanç tutarının tespiti” başlıklı bölümünde, “4691 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinde yer alan istisna, bir kazanç istisnası olup istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

İstisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, Kanun uygulaması kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

Kanun uygulaması kapsamında istisna olan faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde, bu zararların istisna kapsamında olmayan diğer faaliyetlere ilişkin kazançlardan indirilmesi mümkün değildir.

Bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin, 4691 sayılı Kanun kapsamı dışındaki ticari işlemlerinden elde edecekleri gelirleri ile olağandışı gelirlerinin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu kapsamda, nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, yabancı para cinsinden aktifler dolayısıyla oluşan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, diğer kurumlardan geri ödeme koşuluyla sermaye desteği olarak sağlanan yardımlar, borç mahiyetinde olduğundan bu yardımların ticari kazanca dahil edilmesi söz konusu olmayacaktır.

Diğer taraftan, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflere, istisnadan yararlanan Ar-Ge ve tasarım projelerine ilişkin olarak, TÜBİTAK ve benzeri kurumlar tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde hibe şeklinde sağlanan destek tutarları ile diğer kurumların bu mahiyetteki her türlü bağış ve yardımları, kurum kazancına dahil edilecek ve istisnadan yararlandırılacaktır.”

açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre;

– AB organlarıyla akdedilen ve usulüne göre yürürlüğe konulan anlaşmalar çerçevesinde proje karşılığı sağlanan hibelerin Gelir Vergisi Kanununun geçici 84 üncü maddesi gereğince özel bir fon hesabına alınması ve bu fondan yapılan harcamaların da vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gider ve maliyet olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

– Banka hesap bakiyesi ile teminat olarak alıkonulan tutarların değerlemesi sebebiyle oluşan kur farkı geliri ise, istisnaya konu edilemeyecektir.

II- DAMGA VERGİSİ YÖNÜNDEN

IPA II Çerçeve Anlaşmasının 28(2)(h) maddesinde, “Birlik sözleşmeleri, Birlik yüklenicilerince ve bir konsorsiyumun ortakları veya ortak teşebbüsler veya eş-yararlanıcılar tarafından (Mali Tüzüğün 122. maddesi kapsamında tanımlandığı üzere) hibelerde imzalanan sözleşmeler Türkiye Cumhuriyeti’nde damga vergisine veya tescil harcına veya eş etkiye sahip başka bir harca tabi değildir. Bu muafiyet, hibe yararlanıcıları (ortakları, iştirakleri ve/veya alt hibe yararlanıcıları dâhil) ve yüklenicileri (personeli ve sözleşmeli uzmanları dâhil) arasında yapılan sözleşmeler ile böylesi ödemeler doğrudan Birlik sözleşmeleri ile ilgili ise hizmet sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri kapsamında sırasıyla arızi ve geçici harcamalar için yapılan sözleşmeler dâhil olmak üzere, Birlik sözleşmeleri kapsamındaki işlemler (hakların devri dâhil) ve Birlik yüklenicilerine yapılan ilgili ödeme emirleri için de geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.

1 Sıra No.lu IPA II Genel Tebliğinin “4.7.2.1. Damga Vergisi İstisnası Uygulaması” başlıklı bölümünde de, “Aşağıdaki sözleşmeler ve münhasıran bu sözleşmeler kapsamında yapılan ödemelere ilişkin düzenlenen kâğıtlar, damga vergisinden istisna tutulacaktır:

– AB veya Türkiye ile AB ortak katkısı ile finanse edilen ve Sözleşme Makamı ile Birlik Yüklenicisi arasında imzalanan ve bu Tebliğin 3.5 numaralı bölümünde tanımlanan Birlik Sözleşmeleri,

– Birlik Sözleşmelerinin; iş ortaklığı, eş yararlanıcı, konsorsiyum vb. şekillerde birlikte imzalandığı durumlarda her bir ortak ya da eş yararlanıcı arasında imzalanan sözleşmeler ve Mali Tüzüğün (1605/2002 sayılı Konsey Tüzüğünü Yürürlükten Kaldıran ve Birlik Genel Bütçesine Uygulanabilir Mali Kurallar Hakkında 25/10/2012 tarihli ve [AB, Euratom] 966/2012 Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü) 122 nci maddesinde tanımlanan ilişkili kişilerin bunlarla akdettikleri sözleşmeler,

– Birlik Sözleşmeleri kapsamında Birlik Yüklenicileri ile Tedarikçileri arasında imzalanan mal, hizmet alımı ya da iş sözleşmeleri (Birlik Yüklenicisi ile doğrudan Tedarikçinin personeli veya sözleşmeli uzmanları arasında imzalanan sözleşmeler dâhil),

– Birlik Sözleşmesi kapsamında bir hizmet sunmak üzere Birlik Yüklenicisi ile çalışanları veya sözleşmeli uzmanları arasında imzalanan sözleşmeler.” denilmektedir.

Bu kapsamda, Sözleşme Makamı ile AB Yüklenicisi arasında imzalanan Birlik Sözleşmesi ve Birlik Sözleşmeleri çerçevesinde Birlik Yüklenicileri ile Tedarikçileri arasında imzalanan mal, hizmet alımı ya da iş sözleşmeleri doğrudan bu sözleşmelerle sınırlı olmak üzere damga vergisinden istisna tutulacaktır. Bununla birlikte, tedarik sözleşmelerine ilişkin olarak Birlik Yüklenicilerinin bahse konu Tebliğin “4.2.2.6. KDV İstisna Sertifikasının Kullanılması” başlıklı bölümündeki usul ve esaslar çerçevesinde işlem yapması gerekmektedir.

Öte yandan, istihdam edilen sözleşmeli personele münhasıran bu proje kapsamında proje bütçesinden yapılan ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenecek kağıtlara IPA II Çerçeve Anlaşması kapsamında damga vergisi istisnası uygulanacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

..

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/teknoloji-gelistirme-bolgesinde-elde-edilen-kazanca-iliskin-istisna/feed/ 0
Sözleşmeli personele ödenen nöbet ücretleri prime esas kazanca dahil edilecektir. https://www.muhasebenews.com/sozlesmeli-personele-odenen-nobet-ucretleri-prime-esas-kazanca-dahil-edilecektir/ https://www.muhasebenews.com/sozlesmeli-personele-odenen-nobet-ucretleri-prime-esas-kazanca-dahil-edilecektir/#respond Tue, 08 Dec 2020 06:26:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=97405 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 8 inci maddesinin 7 nci fıkrası kapsamında yapılan ödeme ile 5947 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile 657 sayılı Kanunun Ek-33 üncü maddesinde düzenlenen; sözleşmeli personele ödenen nöbet ücretinin prime tabi tutulup tutulmayacağı

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 8 inci maddesinin 7 nci fıkrasında; “Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme, hizmet alan kurum tarafından yapılır. Bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde, günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam seksen saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz.”

Hükmünü içermektedir.

Diğer yandan 5947 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile 657 sayılı Kanunun Ek 33 üncü maddesinde yapılan düzenlemeyle;

“ Yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri, aile sağlığı merkezleri, toplum sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutarak, bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere), aşağıda gösterilen gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu hesaplanacak tutarda nöbet ücreti ödenir. Bu ücret yoğun bakım, acil servis ve 112 acil sağlık hizmetlerinde tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında artırımlı ödenir. Ancak ayda aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde 60 saatten, diğer yerlerde ve hiçbir şekilde 130 saatten fazlası için ödeme yapılmaz. Bu ücret damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz.”

Hükmü getirilmiştir.

Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde sırasıyla

“b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.

(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.”

Düzenlemeleri yer almaktadır.

Bu doğrultuda 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin (b) bendinde, sigorta primine esas kazanca dahil edilmeyecek ödemeler ayrı ayrı ve sınırlı olarak belirtildiğinden ve (c) bendinde de anılan bentte sayılan ödemeler dışında kalan ve her ne ad altında yapılırsa yapılsın ödenen tutarların tamamının sigorta primine esas kazanca ilave edilmesi hükmüne istinaden 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 8 inci maddesinin 7 nci fıkrası kapsamında sigortalılar yapılan ödemeler ile 5947 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile 657 sayılı Kanunun Ek 33 üncü maddesinde düzenlenen; sözleşmeli personele ödenen nöbet ücretleri prime esas kazanca dahil edilecektir.

 


Kaynak: SGK İşyeri İşlemleri Genelgesi 2020-20 18.06.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sozlesmeli-personele-odenen-nobet-ucretleri-prime-esas-kazanca-dahil-edilecektir/feed/ 0