kapsamı – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 09 Feb 2023 17:51:38 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 Geceleme Hizmetiyle Birlikte Sunulan Diğer Hizmetlerin Kapsamı Nedir? https://www.muhasebenews.com/geceleme-hizmetiyle-birlikte-sunulan-diger-hizmetlerin-kapsami-nedir/ https://www.muhasebenews.com/geceleme-hizmetiyle-birlikte-sunulan-diger-hizmetlerin-kapsami-nedir/#respond Fri, 03 Feb 2023 09:13:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137958 Geceleme hizmetiyle birlikte konsept olarak pazarlanan/satılan ve konaklama tesisi bünyesinde sunulan yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ile havuz, spor, termal vb. alanların kullanımı gibi hizmetler, konaklama faturasında ayrıca gösterilse ya da bu hizmetler için ayrıca fatura düzenlense dahi konaklama vergisine tabidir.

Geceleme hizmetiyle birlikte sunulan diğer hizmetlerin, tesisin kendi imkânlarıyla veya tesis tarafından kısmen ya da tamamen tesis bünyesi dışından temin edilerek sunulmasının vergi uygulamasına etkisi yoktur.

Örnek: Pansiyon işleten (A), oda + kahvaltı konaklama seçeneğinde yer alan kahvaltı hizmetini, düzenlediği konaklama faturasında ayrıca gösterse ya da bu hizmet için ayrıca fatura düzenlese dahi, geceleme hizmetiyle birlikte pazarlanmak veya satılmak suretiyle tesis bünyesinde sunulan söz konusu hizmet konaklama vergisine tabidir.

Konaklama tesisinde konaklamayanlara (geceleme hizmeti almayanlara) verilen günübirlik hizmetler vergiye tabi değildir.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/geceleme-hizmetiyle-birlikte-sunulan-diger-hizmetlerin-kapsami-nedir/feed/ 0
Dövizli Ödeme Yasağının Kapsamına İlişkin Açıklamalar https://www.muhasebenews.com/dovizli-odeme-yasaginin-kapsamina-iliskin-aciklamalar/ Fri, 30 Dec 2022 08:02:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=136172 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN 2008-32/34 SAYILI TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 2022-32/66 SAYILI TEBLİĞ’E İLİŞKİN DUYURU

21 Nisan 2022

Basın Açıklaması

Bilindiği üzere, 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenlemeler sonrasında Bakanlığımızca belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8’inci maddesinde yer verilmiştir.

19.04.2022 tarihli 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile bahse konu 8’inci maddenin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

Bakanlığımızca, Türk parasının kıymetini koruma amacıyla oluşturulan kambiyo mevzuatının temel amacına uygun olacak şekilde, serbest piyasa koşulları çerçevesinde Türk Lirasının kullanımını önceliklendirmeye ve dolarizasyonla mücadeleye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.

Bu kapsamda, söz konusu değişikliklerle; menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına imkân tanıyan istisnanın piyasanın işleyişini ve ticaretin devamlılığını sekteye uğratmamak amacıyla korunması ancak bu sözleşmeler konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesinin ve kabul edilmesinin zorunlu hale getirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin ise bu zorunluluktan muaf tutulması hedeflenmiştir.

Diğer taraftan, Türkiye’de yerleşik kişilerin;

1) 19.04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

2) 19.04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

3) Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması hususları Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.

Ayrıca,

-Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının,

-Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığının,

-Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılmasının mümkün olmadığının,

-Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün olmadığının,

-4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Tebliğ’in 8’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabi olduğunun ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkün olduğunun ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-Tebliğin 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmadığının ve mevcut istisnaların geçerli olduğunun,

belirtilmesinde fayda görülmektedir.

Kamuoyuna duyurulur.

__________________________________________

19 Nisan 2022 SALI Resmî Gazete Sayı : 31814

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2022-32/66)

MADDE 1- 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

______________________________________________

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008-32/34)

Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

MADDE 8 – (Mülga:RG-11/7/2009-27285) (Yeniden Düzenleme:RG-6/10/2018-30557) (Değişik:RG-16/11/2018-30597)

(1) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(2) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(4) Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinin işletilmesi amacıyla kiralanmasıyla ilgili gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(5) Gümrüksüz satış mağazalarının kiralanmasına ilişkin gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(6) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; yurt dışında ifa edilecekler ile gemi adamlarının taraf oldukları dışında kalan iş sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(7) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

ç)Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri.

d ) (Ek:RG-30/1/2021-31380) Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri.

(8) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(9) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. (Ek cümle:RG-19/4/2022-31814) Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.

(10) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(11) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(12) 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(13) 32 sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(14) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(15) On altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak (Değişik ibare:RG-19/4/2022-31814) kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul

edilmesi mümkündür.

(16) Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde; yükleniciler veya görevli şirketlerin ve bunların sözleşme imzaladığı tarafların üçüncü taraflarla akdedeceği veya bahsi geçen projeler çerçevesinde akdedilecek, gayrimenkul satış sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması

mümkündür.

(17) 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür. Bu işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden

kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(18) 32 sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(19) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(20) Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az yüzde elli hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle döviz

cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdetmeleri mümkündür.

(21) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evraklarda yer alan bedellerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir. Ancak, 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evraklar anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(22) Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilir. Ancak, taşımacılık faaliyetlerine ilişkin hizmet sözleşmelerinde akaryakıt fiyatlarına endeksleme yapılması mümkündür.

(23) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilir. Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(25) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(26) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(27) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.

(28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu

bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut  ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun

belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.

_________________________________________

-19 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan tebliğde firmaların kendi aralarında yapacakları döviz ödemeleri yasaklandı mı?
-Dövizli fatura kesip cari hesap tutanlar ödemeleri TL mi yapmalı? Bir de TL’ye çevirirken hangi kur dikkate alınacak?
-Her ne kadar değerlemeler alış kurundan olsa da genelde fatura kesilirken firmalar TL satış kurunu alıyor.

Kişiler sözleşmeyi Döviz ile yapabilir, ancak ödeme veya tahsilatlar TÜRK Lirası ile yapılacaktır. Kur MB döviz alış kurudur.

Aşağıdaki Bilgi Notunu İnceleyiniz.

19 Nisan 2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2022-32/66) yayımlandı.

Tebliğ ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiştir.

Buna göre, TÜRKİYE’DE YERLEŞİK KİŞİLERİN KENDİ ARALARINDA AKDEDECEKLERİ; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan MENKUL SATIŞ sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapmaları mümkündür.

ANCAK; Sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden Yapılması zorunludur.

Ayrıca Tebliğ’de , herhangi bir istisna hükmü olmadığından, menkul niteliğinde olan TİCARİ MALLARIN da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.

__________________________________________

19/04/2022’de yürürlüğe giren Türk parasını Koruma Yasası gereği Döviz cinsinden tahsilat ve ödemeler yasaklandı. Fakat vadesi henüz gelmemiş ve 19/04/2022’den önce düzenlenmiş döviz cinsinden çeklerin durumu nasıl olacaktır?

19.04.2022 tarihinden ÖNCE kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar (ÇEK SENET ) kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ŞARTI YOKTUR.

19.04.2022 tarihinden ÖNCE düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi ŞARTI YOKTUR. TL ÖDEMESİ YAPILABİLİR.

_______________________________________

19.04.22 itibariyle çıkan karara göre ödemelerin TL olarak yapılması zorunluluğu Serbest Bölge firmalarını da kapsamakta mıdır? Serbest bölge firmaları yurtiçi olarak mı kabul etmek gerekir?

32 Sayılı Türk Parasını Koruma Kanununa göre 19/04/2022 tarihinde yürürlüğe giren tebliği hükümleri Serbest Bölgede uygulanmaz. Serbest bölge yurt için bölge değildir.

 


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
Tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamındaki vergi ve cezalar https://www.muhasebenews.com/tarhiyat-oncesi-uzlasma-kapsamindaki-vergi-ve-cezalar/ https://www.muhasebenews.com/tarhiyat-oncesi-uzlasma-kapsamindaki-vergi-ve-cezalar/#respond Wed, 21 Sep 2022 04:06:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=131897 Mükellefler hangi vergi ve cezalar için uzlaşma hükümlerinden yararlanabilirler?

Tarhiyat Öncesi Uzlaşma

Tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamındaki vergi ve cezalar şunlardır:

Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca yapılan vergi incelemelerine dayanılarak bulunan matrah veya matrah farkları üzerine salınacak vergi, resim ve harçlar,

Yukarıda belirtilen vergi, resim ve harçlara ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezaları.

Tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamı dışında kalan vergi ve cezalar şunlardır:

Kaçakçılık suçlarından dolayı 3 kat vergi ziyaı cezası kesilecek vergiler ile bunlara ilişkin cezalar,

Usulsüzlük cezaları,

Özel usulsüzlük cezaları,

Kaçakçılık suç ve cezalarına iştirak nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ile kesilecek cezalar,

Vergi incelemesine dayanmaksızın bulunan matrah veya matrah farkları üzerinden tarh edilecek vergiler ile kesilecek vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları.

Tarhiyat Sonrası Uzlaşma

Tarhiyat Sonrası Uzlaşma kapsamındaki vergi ve cezalar şunlardır:

Kaçakçılık dışındaki fiiller sonucu vergi ziyaına sebebiyet verilen durumlarda tarh edilen vergiler ile kesilen vergi ziyaı cezaları,

Mükellefler tarafından yasal süresinden sonra verilen beyannameler ile Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesine göre pişmanlık talepli olarak kabul edilen ancak şartların ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak işleme tabi tutulan beyannameler üzerinden tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezaları.

Tarhiyat Sonrası Uzlaşma kapsamı dışında kalan vergi ve cezalar ise şunlardır:

-Kaçakçılık suçlarından dolayı 3 kat vergi ziyaı cezası kesilen vergiler ve bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları,

-213 sayılı Vergi Usul Kanununun “İzaha davet” başlıklı 370 inci maddesinin (b) fıkrası kapsamında, kendilerine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflere mezkur maddeye göre kesilen %20 oranındaki vergi ziyaı cezası,

-Usulsüzlük cezaları (Vergi Usul Kanununun 336 ncı maddesi hükmüne göre kesilen usulsüzlük cezaları dahil)

-Özel usulsüzlük cezaları.

Mükellefler vadesinde ödemedikleri borçları için uzlaşmadan yararlanabilirler mi?

Uzlaşmanın konusuna ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler girmekte olup, kesinleşmiş ve tahsil aşamasına gelmiş kamu alacakları uzlaşma kapsamı dışındadır.

İnceleme esnasında tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunan veya tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde hiç bulunmayan bir mükellef tarhiyat sonrası uzlaşmadan yararlanabilir mi?

Tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmayan mükellef, şartları taşıyorsa tarhiyat sonrası uzlaşma talebinde bulunabilir.

Tarhiyat öncesi uzlaşma talep eden mükellefin, uzlaşma görüşmesinden önce bu talebinden vazgeçtiğini yazılı olarak bildirmesi durumunda, şartları taşıyorsa tarhiyat sonrası uzlaşma hakkı vardır.

Tarhiyat öncesi uzlaşma talep eden ancak kendisiyle uzlaşma temin edilemeyen veya uzlaşmaya varılamayan mükellef daha sonra tarhiyat sonrası uzlaşma talep edebilir mi?

Hayır edemez, mevzuat gereği mükellef bu iki hakkın ancak birinden yararlanabilir.

Uzlaşma talebi ne kadar süre içinde yapılmalı?

Tarhiyat Öncesi Uzlaşma

Nezdinde inceleme yapılan mükellefler incelemenin başlangıcından inceleme ile ilgili son tutanağın düzenlenmesine kadar geçen süre içerisinde her zaman uzlaşma talebinde bulunabilirler.

İnceleme elemanlarınca yapılacak “uzlaşmaya davet” hallerinde ise, davet yazısının mükellefe tebliğ tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde uzlaşma talebinde bulunulabilirler.

İncelemenin sonuçlandığı tarihte tarh zamanaşımının sona ermesine üç aydan az bir zaman kalması halinde mükellefe uzlaşma talebinde bulunup bulunmadığı sorulmaz ve uzlaşma talebinde bulunmaya davet edilmez.

Tarhiyat Sonrası Uzlaşma

Uzlaşma talebinin, vergi/ceza ihbarnamesinin mükellefe tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde yapılması gerekir

Uzlaşma başvurusu nereye yapılmalı?

Uzlaşma talebi, yetkili uzlaşma komisyonuna, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine dilekçe ile veya interaktif vergi dairesi üzerinden yapılır.

Uzlaşma talebini mükellef adına kimler yapabilir?

Uzlaşma talebinde mükelleflerin şahsen başvurması gerekir. Ancak mükellefin temsilcisi de noterden alınmış vekâletnameye dayanarak başvuruda bulunabilir.

Tüzel kişiler, küçükler ve kısıtlılar ile tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunların kanuni temsilcileri uzlaşma talebinde bulunabilir.

Mükellefler, yapılan tarhiyata dava açıp aynı zamanda uzlaşma başvurusunda bulunabilirler mi?

Uzlaşma talebinde bulunan mükellef, uzlaşma talep ettiği vergi ve vergi ziyaı cezası için ancak uzlaşma vaki olmadığı veya temin edilemediği durumda yargı yoluna başvurabilir.

Mükellef tarafından aynı vergi ve ceza için uzlaşma talebinden önce dava açılmışsa dava, uzlaşma işleminin sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemelerince incelenmez; herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır.

Mükellefler, V.U.K.’ un cezalarda indirim hükümlerinden yararlanıp aynı zamanda uzlaşma hükümlerinden yararlanabilirler mi?

Mükellefler, tarh edilen vergi ve kesilen cezalar için uzlaşma veya cezalarda indirim talebinde bulunma haklarından sadece birinden yararlanabilir. Uzlaşma talebinde bulunan mükellef, uzlaşma tutanağını imzalayıncaya kadar uzlaşma talebinden vazgeçtiğini beyan ederek kesilen vergi ziyaı cezaları için indirimden yararlanabilir. Uzlaşma tutanağı imzalandıktan sonra söz konusu indirim hakkı ortadan kalkar.

Uzlaşma vaki olduktan sonra ne kadar sürede ödemenin yapılması gerekir?

Uzlaşmanın vaki olması halinde, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezanın, düzenlenen uzlaşma tutanağı vergi ve cezaların ödeme zamanlarından önce mükellefe tebliğ olunmuşsa kanuni ödeme zamanlarında; ödeme zamanları kısmen veya tamamen geçtikten sonra tebliğ olunmuşsa ödeme süreleri geçmiş olanlar uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekir.

Ayrıca, üzerinde uzlaşılan vergi miktarına, verginin normal vade tarihinden uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanır.

Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75’ini, düzenlenen uzlaşma tutanağı vergi ve cezaların ödeme zamanlarından önce mükellefe tebliğ olunmuşsa kanuni ödeme zamanlarında; ödeme zamanları kısmen veya tamamen geçtikten sonra tebliğ olunmuşsa ödeme süreleri geçmiş olanlar uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren 1 ay içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i,

indirilir.

Mükellef uzlaşılan vergi ve cezayı ödeyemezse uzlaşma geçersiz olur mu?

Uzlaşmaya varıldıktan sonra üzerinde uzlaşılan tutar kesinleşmekte olup, söz konusu tutarın süresinde ödenmemesi halinde uzlaşma geçersiz sayılmaz. Ancak, kesinleşen tutarlar üzerinden gecikme zammı hesaplanır.

Uzlaşma toplantısına giderken mükelleflerin hangi belgeleri hazırlamaları gerekir?

– Gerçek kişiler için: Nüfuz cüzdanı/sürücü belgesi aslı ile fotokopisi.

– Tüzel kişiliği haiz müesseseler adına toplantıya katılacaklar için: İmza sirkülerinin aslı veya noter onaylı örneği, nüfuz cüzdanı/sürücü belgesi aslı, ayrıca bunların birer fotokopisi ile şirket kaşesi,

– Vekâletname ile katılacaklar için: Vekâletnamenin aslı (“uzlaşma” ibaresi bulunması şarttır) veya noter onaylı örneği, nüfuz cüzdanı/sürücü belgesi aslı, ayrıca bunların birer fotokopisi.

Tarhiyat öncesi uzlaşmanın vaki olmaması durumunda, dava açma süresi geçmeden uzlaşma komisyonunun teklifini kabul edip ödemek isterse bu hakkı geçerli olur mu?

Tarhiyat öncesi uzlaşmanın sağlanamaması üzerine vergi dairesince düzenlenen ihbarnamenin tebliğini takip eden 30 gün içinde mükellef uzlaşma komisyonunun teklifini kabul ettiğini bir dilekçe ile vergi dairesine bildirirse, uzlaşma sağlanmış sayılır ve ödeme yapılabilir.

Tarhiyat sonrası uzlaşmanın sağlanamaması/temin edilememesi halinde dava açma hakkı var mıdır? Varsa süresi nedir?

Tarhiyat sonrası uzlaşmanın vaki olmaması/temin edilememesi halinde mükellef veya ceza muhatabı; tarh edilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına/ temin edilemediğine dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilir. Bu takdirde, dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddet tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzar.

Cezada indirimin şartları nelerdir?

-İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergi veya vergi farkının tamamının ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısının ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvuruda bulunularak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat gösterilerek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödenmesi

– Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan verginin veya vergi farkının tamamının ve vergi ziyaı cezasının %75’inin, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde ödenmesi

Vergi cezaları hangi oranda indirilmektedir?

Şartlara uyulması koşuluyla;

-Vergi ziyaı cezası (uzlaşılan vergi ziyaı cezası hariç), usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının %50’si,

-Uzlaşmanın vaki olması halinde ise uzlaşılan vergi ziyaı cezasının %25’i

indirilir.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tarhiyat-oncesi-uzlasma-kapsamindaki-vergi-ve-cezalar/feed/ 0
Kur Korumalı Mevduat Hesaplarına İlişkin Kurumlar Vergisi İstisnasının Kapsamı Genişletildi https://www.muhasebenews.com/kur-korumali-mevduat-hesaplarina-iliskin-kurumlar-vergisi-istisnasinin-kapsami-genisletildi/ https://www.muhasebenews.com/kur-korumali-mevduat-hesaplarina-iliskin-kurumlar-vergisi-istisnasinin-kapsami-genisletildi/#respond Wed, 01 Jun 2022 08:01:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=127938 TÜRMOB

MEVZUAT SİRKÜLERİ
VERGİ -31.05.2022/90-1


5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesinin mevcut halinde kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında mevcut olan yabancı paralarını maddede belirtilen sürelerde Türk lirasına çevirmeleri durumunda istisna düzenlemeleri yer almaktaydı.
7407 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, 31/12/2021 tarihli bilançolarda yer almasa dahi 31/3/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraların2022 yılı sonuna kadar Türk lirasına dönüştürülmesi durumunda, bu kapsamda açılacak mevduata tahakkuk ettirilecek faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar
istisna kapsamına alınmıştır.
Ayrıca Türk Lirasına dönüşen bu hesapların 2022 yılı sonuna
kadar geçerli olmak üzere vade sonunda Merkez Bankasının düzenlemelerine uygun olarak yenilenmesi durumunda istisnanın
yenilenen hesaplara da uygulanması yönünde düzenleme yapılmıştır.
28 Mayıs 2022 tarihlive 7407 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7407 sayılıBANKACILIK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA VE 655 SAYILI KANUNHÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’un 12 maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve müteakip fıkralar teselsül ettirilmiştir.“

(4) Kurumların 31/3/2022tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır. Cumhurbaşkanı istisnayı 30/6/2022 ve/veya 30/9/2022 tarihli bilançolarda yer

alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkilidir.
(5) Bu madde kapsamındaki istisnalar 2022 yılı sonuna kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanır.
Bu düzenleme sonrası, Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 14’üncü maddesi aşağıdaki gibi olmuştur.
(7352 sayılı kanunun 2’nci maddesiyle eklenen geçici madde; Yürürlük: 29.01.2022)

Geçici Madde 14

(1) 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (I) numaralı bendinin (g) alt bendi hükmüne istinaden Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda aşağıda belirtilen kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır:

a) Bu fıkra kapsamındaki yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1/10/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı,

b) 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevrilen hesaplarla ilgili oluşan kur farkı kazançları ile söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar.

(2) Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda oluşan kur farkı kazançlarının, geçici vergi dönemi sonu değerlemesiyle Türk lirasına çevrildiği tarih arasına isabet eden kısmı ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.

(3) Kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan altın hesabı ile bu tarihten sonra açılacak işlenmiş ve hurda altın karşılığı altın hesabı bakiyelerini 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda Türk lirasına çevrildiği tarihte oluşan kazançlar ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.

(4) Kurumların 31/3/2022tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır. Cumhurbaşkanı istisnayı 30/6/2022 ve/veya 30/9/2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkilidir.

Resmi Gazete: 28 Mayıs 2022 CUMARTESİ
Sayı: Sayı : 31849
Kanun No. 7407
BANKACILIK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA VE 655 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
MADDE 12 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve müteakip fıkralar teselsül ettirilmiştir.
“(4) Kurumların 31/3/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır. Cumhurbaşkanı
istisnayı 30/6/2022 ve/veya 30/9/2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkilidir.
(5) Bu madde kapsamındaki istisnalar 2022 yılı sonuna kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanır.”

Kaynak: GİB, TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kur-korumali-mevduat-hesaplarina-iliskin-kurumlar-vergisi-istisnasinin-kapsami-genisletildi/feed/ 0
Bilişimde yerli ürün desteklerinin kapsamı genişletildi https://www.muhasebenews.com/bilisimde-yerli-urun-desteklerinin-kapsami-genisletildi/ https://www.muhasebenews.com/bilisimde-yerli-urun-desteklerinin-kapsami-genisletildi/#respond Wed, 20 Apr 2022 22:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=126027 Türkiye Bilişim Sektörünün Uluslararasılaşması ve E-Turquality (Bilişimin Yıldızları) Programı Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kararla şirketler, kurumlar ve iş birliği kuruluşlarının ihracata hazırlanması ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı kazanmaları amacıyla altyapılarının ve kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi, ürün ve hizmetlerinin yurt dışında tanıtımı, pazarlanması, tutundurulması, markalaşması için gerekli faaliyetlere yönelik giderlerin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’ndan karşılanmasına ilişkin hususlar düzenlendi.

Buna göre, yazılım, dijital oyun, e-spor, finansal yazılım ve teknolojiler, blok zincir yazılım ve teknolojiler, yapay zeka, büyük veri, siber güvenlik, akıllı şehir ile yeşil dönüşüm yazılım ve hizmetleri, telekomünikasyon, 5G, bulut ve iletişim hizmetleri, veri merkezi, bilişim hizmetleri, sistem bakım ve destek hizmetleri ve dijital aracılık ve hizmet platformları karar kapsamına alındı. Böylece, tüm alt sektörlerinin desteklenmesi ve ihracatın tüm ülke geneline, tabana yayılması amaçlandı.

Söz konusu destek modeli ile Ticaret Bakanlığı tarafından sağlanan tüm bilişim sektörü destekleri sistematik bir şekilde ele alınarak, söz konusu sektöre sağlanan desteklerin tek bir başlıkla kullanıcıya ulaştırılması hedeflendi. Böylelikle mevzuatın, yararlanıcı firma ve iş birliği kuruluşları açısından kolay, anlaşılabilir ve uygulanabilir olması sağlandı.

HEDEF BİLİŞİMDE “UNİCORN”LAR

İnovasyonun teşvik edilmesi ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek bölgesel ve küresel “unicornların” oluşturulmasına yönelik bilişim sektörüne özel yeni destek unsurlarını içeren E-Turquality (Bilişimin Yıldızları) Programı da oluşturuldu.

Uygulamada edinilen tecrübeler, sektörel talepler çerçevesinde, uygulanmakta olan çeşitli destek unsurlarının kapsamı genişletildi. Ayrıca bazı destek uygulamalarında etkinliği ve hızı artırıcı tedbirlere yer verildi. Böylelikle, destek unsuru kapasitesi ve çeşitliliğinin artırılması amaçlandı.

Bu çerçevede, TeknoHızlandırıcı İşbirliği Kuruluşu Hızlandırıcı Programları Proje Desteği, Uluslararası Katma Değerli Bilişim Yüklenici Proje Desteği, Yurt Dışı İhale Desteği, Yurt Dışı Dizi/Film ve Oyunlarda Ürün Yerleştirme ile Pazarlama Desteği, Veri Merkezi Desteği, Yazılımcılar İçin Simülatör/Test Ekipmanı Kiralama Desteği, Yurt İçi Fuar Desteği, Hizmet Pazarlama Platformlarına Üyelik Desteği, Yurt Dışında Yerleşik Şirkete Ait Oyun/Yazılım/Aracılık Platformu Alımına Yönelik Danışmanlık Desteği, Patent/Fikri Mülkiyet Hakkı Alım Desteği, Yurt Dışı Arama Desteği, Yazılım/Oyun/Mobil Uygulama Test Desteği, Yıldız Ofisleri Desteği ve Uluslararası Teknoloji Pazarlama Ofisleri Desteği yeni destek unsurları olarak karara eklendi.

Desteklerin sürdürülebilir biçimde yönetilmesi ve kurumsallaşması, izleme ve performans analizinin takibini teminen E-Turquality (Bilişimin Yıldızları) Programı’nın kurumsallaştırılması ve sürdürülebilirliği ile ilgili mekanizmalar da tesis edildi. Bu kapsamda, bilişim sektörüne verilen desteklerin etkinliği ve verimliliği ölçülerek kamu kaynaklarının uygun biçimde kullanılması hedeflendi.

TÜRKİYE’NİN BİLİŞİM İHRACATI ARTIYOR

Küresel ekonominin en önemli çarklarından biri olan bilişim sektörü, hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkeler için ekonomik büyümenin ve toplumsal kalkınmanın itici güçlerinden birini oluşturuyor.

Bilişim sektöründeki hizmet ihracatı, küresel bazda 2019’da 656 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bilişim sektörünün büyüme oranı ve yıllar itibarıyla artan ihracat kapasitesi dikkate alındığında, gelecek yıllarda da sektörün hızlı büyüme eğiliminin devam edeceği ve tüm hizmet sektörleri içindeki ağırlığını artıracağı değerlendiriliyor.

Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’deki bilişim ve alt sektörleri de hızlı bir gelişme gösteriyor. Bilişim sektöründeki hizmet ihracatı 2019’da 1 milyar 462 milyon dolar, 2020 yılında 2 milyar 92 milyon dolar ve 2021 yılında 2 milyar 533 milyon dolar olarak gerçekleşti.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bilisimde-yerli-urun-desteklerinin-kapsami-genisletildi/feed/ 0
Lojistik firmasının elindeki taşıtları satması nedeniyle şoförleri işten çıkartması yasak kapsamına girer mi? https://www.muhasebenews.com/lojistik-firmasinin-elindeki-tasitlari-satmasi-nedeniyle-soforleri-isten-cikartmasi-yasak-kapsamina-girer-mi/ https://www.muhasebenews.com/lojistik-firmasinin-elindeki-tasitlari-satmasi-nedeniyle-soforleri-isten-cikartmasi-yasak-kapsamina-girer-mi/#respond Sun, 06 Sep 2020 16:46:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=92065 Lojistik sektörü ile iştigal eden firmamızın 25 tane tırı var bu tırları sektör değişikliği nedeniyle satma kararı aldık ve satış işlemini gerçekleştireceğiz tırları sattığımızda bu tırların şoförlerinin de otomatik olarak çıkışını vereceğiz bu şoförlerin çıkış yasağı nedeniyle ÇIKIŞ KODUNU ne yapmamız gerekiyor?

18 İşin sona ermesi seçilebilir.

 

İşten çıkartma yasağı kapsamında olmayan durumlar nelerdir?

KOD-İşten çıkış nedeni

2- Deneme süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi

3- Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa)

5- Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi

8- Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle

9- Malulen emeklilik nedeniyle

10- Ölüm

11- İş kazası sonucu ölüm

12- Askerlik

13- Kadın işçinin evlenmesi

14- Emeklilik için yaş dışında diğer şartların tamamlanması

16- Sözleşme sona ermeden sigortalının aynı işverene ait diğer işyerine nakli

17- İşyerinin kapanması

18- İşin sona ermesi

19- Mevsim bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır. Tekrar başlatılmayacaksa “4’’ nolu kod kullanılır)

20- Kampanya bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır. Tekrar başlatılmayacaksa “4’’ nolu kod kullanılır)

21- Statü değişikliği

23- İşçi tarafından zorunlu nedenle fesih

24- İşçi tarafından sağlık nedeniyle fesih

25- İşçi tarafından işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih

29- İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih

30- Vize süresinin bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır. Tekrar başlamayacaksa “4” no.lu kod kullanılır).

33- Gazeteci tarafından sözleşmenin feshi

35- 6495 SK nedeniyle devlet memurluğuna geçenler

36- KHK ile işyerinin kapatılması

37- KHK ile kamu görevinden çıkarma

38- Doğum nedeniyle ayrılma

39- 696 KHK ile kamu işçiliğine geçiş

40- 696 KHK ile kamu işçiliğine geçirilmesi sebebiyle çıkış

41- Re’sen işten ayrılış bildirgesi düzenlenenler

İşten çıkış yasağı uygulaması 4 Eylül 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2930 sayılı karar ile 17 Kasım 2020 tarihine uzatıldı.


Kaynak: İSMMMO, Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/lojistik-firmasinin-elindeki-tasitlari-satmasi-nedeniyle-soforleri-isten-cikartmasi-yasak-kapsamina-girer-mi/feed/ 0
e-Fatura Geçiş Zorunluluğu Kapsamı, Geçiş Tarihleri 15 Aralık 2019 https://www.muhasebenews.com/e-fatura-gecis-zorunlulugu-kapsami-gecis-tarihleri-15-aralik-2019/ https://www.muhasebenews.com/e-fatura-gecis-zorunlulugu-kapsami-gecis-tarihleri-15-aralik-2019/#respond Sun, 15 Dec 2019 10:44:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=73253 E-FATURA

GEÇİŞ ZORUNLULUĞUN KAPSAMI

ZORUNLULUK GEÇİŞ TARİHİ AÇIKLAMASI ve YASAL DAYANAĞI


1- 2018 hesap dönemi brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafı iş hasılatı)
10 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler 1/1/2020 tarihinden itibaren e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır. (454 SN VUK GT)

2- 2018 veya 2019 hesap dönemleri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafı iş hasılatı) 5 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler 1/7/2020 tarihinden itibaren e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır. (509 SN VUK GT)

3- 2020 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafı iş hasılatı) 5 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler ilgili hesap dönemini izleyen yılın yedinci ayının başından itibaren, eFatura uygulamasına geçmek zorundadır. (509 SN VUK GT)

4- 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan (bayilik lisansı dâhil) mükellefler 1/7/2020 tarihinden itibaren, 2020 veya müteakip yıllarda gerçekleştirenler ise, lisans alımı veya imal, inşa veya ithalin gerçekleştirildiği ayı izleyen dördüncü ayın başından itibaren eFatura uygulamasına geçmek zorundadır.  (509 SN VUK GT)

5- Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa ve/veya ithal edenler 1/7/2020 tarihinden itibaren, 2020 veya müteakip yıllarda gerçekleştirenler ise, lisans alımı veya imal, inşa veya ithalin gerçekleştirildiği ayı izleyen dördüncü ayın başından itibaren eFatura uygulamasına geçmek zorundadır.  (509 SN VUK GT)

6- Mal veya hizmetlerin alınması, satılması, kiralanması veya dağıtımı işlemlerinin gerçekleştirilmesine aracılık etmek üzere internet ortamında  6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda tanımlanan başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ya da tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcıları, internet ortamında gerçek ve tüzel kişilere ait gayrimenkul, motorlu araç vasıtalarının satılmasına veya kiralanmasına ilişkin ilanları yayınlayan internet sitelerinin sahipleri veya işleticileri ile internet ortamında reklamların yayınlanmasına aracılık faaliyetinde bulunan internet reklamcılığı hizmet aracıları 1/7/2020 tarihine kadar (2020 veya müteakip hesap dönemlerinden itibaren bu paragrafta belirtilen işler ile iştigal etmek üzere işe başlayacak mükellefler ise işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde)
başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlayarak e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır. (509 SN VUK GT)

7- 11/3/2010 tarihli ve 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle iştigal eden mükellefler. (509 SN VUK GT)

1/1/2020 tarihine kadar başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlayarak e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

2020 veya müteakip hesap dönemlerinden itibaren bu paragrafta belirtilen işler ile iştigal etmek üzere işe başlayacak mükellefler ise işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlayarak e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

8- İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu; e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan bavul ticareti kapsamındaki satışlar dahil) ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar bahsi geçen faturalarını 1/7/2017 tarihinden (Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan bavul ticareti kapsamındaki satışlar açısından 1/7/2020 tarihinden) itibaren e-Fatura olarak düzenlemeleri  zorunludur. (509 SN VUK GT)

9- e-İrsaliye uygulamasına geçiş zorunluluğu nedeniyle e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olanlar (Bkz. E-İrsaliye Geçiş Zorunluluğu Bölümü) e-İrsaliye uygulamasına geçiş zorunluluğunun başladığı tarih. (509 SN VUK GT)

10- e-Arşiv Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu nedeniyle e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olanlar (Bkz. E-Arşiv Fatura Geçiş Zorunluluğu Bölümü) e-Arşiv Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğunun başladığı tarih. (509 SN VUK GT)

11- Başkanlık, yapılan analiz veya inceleme çalışmaları neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefleri veya mükellef gruplarını, faaliyet, sektör ve ciro tutarına bağlı olmaksızın, yazılı bildirim yapmak ve geçiş hazırlıkları için
en az 3 ay süre vermek suretiyle e-Fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Kendisine yazılı bildirim yapılan mükelleflerin, yazılı bildirimde belirtilen
süreler içinde e-Fatura uygulamasına dâhil olması gerekmektedir. (509 SN VUK GT)

 


Kaynak: Resmi Gazete 15.12.2019
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/e-fatura-gecis-zorunlulugu-kapsami-gecis-tarihleri-15-aralik-2019/feed/ 0
Gizlilik ve güvenlik gerekçesiyle; trafik tesciline tabi olmayan araçlara ilişkin poliçeler ve sigortacılık prensipleri çerçevesinde basamak tespitinin yapılamadığı poliçeler Havuz kapsamı dışındadır. https://www.muhasebenews.com/trafik-policesi-basamak/ https://www.muhasebenews.com/trafik-policesi-basamak/#respond Sat, 13 Jul 2019 09:30:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=63776

13 Temmuz 2019 CUMARTESİ

Resmî Gazete

Sayı : 30830

YÖNETMELİK

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASINDA TARİFE UYGULAMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 14/7/2007 tarihli ve 26582 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin Ek 4’ünün 1 inci maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Trafik sigortasına ilişkin kamu hizmet alımları kapsamında, gizlilik ve güvenlik gerekçesiyle; trafik tesciline tabi olmayan araçlara ilişkin poliçeler ve sigortacılık prensipleri çerçevesinde basamak tespitinin yapılamadığı poliçeler Havuz kapsamı dışındadır.”

MADDE 3 – Bu Yönetmeliğin 1 inci maddesi 1/9/2019 tarihinde ve 2 nci maddesi yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
14/7/2007 26582
Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
1- 6/2/2008 26779
2- 4/5/2008 26866
3- 19/6/2009 27263
4- 9/12/2009 27427
5- 15/9/2011 28055
6- 25/12/2012 28508
7- 19/6/2013 28682
8- 27/11/2013 28834
9- 10/8/2014 29084
10- 7/3/2015 29288
11- 22/5/2016 29719
12- 3/8/2016 29790
13- 3/5/2017 30055
14- 11/7/2017 30121
15- 31/12/2017 30287
16- 22/6/2018 30456
17- 21/12/2018 30632
18- 24/4/2019 30754

Kaynak: Resmi Gazete 13.7.2019
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/trafik-policesi-basamak/feed/ 0
Ticari Temsilci Kavramı, Yetki Kapsamı, Sınırları ve Sona Ermesi https://www.muhasebenews.com/ticari-temsilci-kavrami-yetki-kapsami-sinirlari-ve-sona-ermesi/ https://www.muhasebenews.com/ticari-temsilci-kavrami-yetki-kapsami-sinirlari-ve-sona-ermesi/#respond Tue, 02 Apr 2019 11:45:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=53308 Modern dünyada hızla gelişen teknoloji ve iletişim olanaklarının kaçınılmaz bir sonucu olarak, ticari işletmelerin de bu büyümeyi yakalaması, bu hıza yetişmesi işletme sahibinin işletmesini tek başına yönettiği durumlarda imkansız hale gelir. Bunun doğal bir sonucu olarak işletme sahibi yardımcı kişilere ihtiyaç duyar. Bu kişilerin yalnızca temsil yetkisini haiz olması çoğu zaman yetmeyebilir, içinde bulunulan durumlar gereği hızlı kararlar alınması gerekebilir. İşte bu gibi sebeplerle Türk Borçlar Kanunu’nun 547. Maddesinde ticari temsilci tanımına yer verilmiştir.

TBK.m.547;
“Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.

İşletme sahibi, ticari temsilcilik yetkisi verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır; ancak ticari işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu, tescilin yapılmış̧ olmasına bağlı değildir.”

Yasanın lafzından da anlaşılabileceği üzere bu yetki açıkça ya da örtülü olarak verilebilir. Fakat işletme sahibi bu yetkinin verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır. İşletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğu tescilin yapılmış olması şartına bağlı tutulmamıştır. Bu da demektir ki burada tescil kurucu değil bildirici niteliktedir. Ticari temsilcinin hukuki ilişki kuracağı kimselerin üçüncü kişiler olması ve dolayısı ile ilişkinin bağlayıcılığı konusunda güven duyma ihtiyaçları tescil gerekliliğini durumun doğal bir sonucu yapar.

Ticari temsilcinin yetkisi kanunla tam olarak belirlenmiştir. Buna göre Türk Borçlar Kanunu’nun 548. Maddesinde ; “Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili sayılır. Ticari temsilci, açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz.” ifadelerine yer verilmiştir.

Yani ticari temsilcinin hemen hemen her işlemi yapabileceği kabul edilip, yapamayacağı işlemler sayılarak kapsam belirlenmiştir. Ticari temsilcinin geniş yetkileri olması amacının doğal bir sonucudur, işletmenin gerekliliklerini karşılarken her adımda tacire danışması işleyişi yavaşlatarak büyümenin önünde engel teşkil edecektir.

Bunun yanında bu yetkilerin pek tabi sınırları olmalıdır, bazı işlemleri, mesela işletmenin devri, yalnızca tacirin yapabilmesi beklenir, temsilcinin yetkisi ancak işletmenin işletilmesine yöneliktir. Bunun dışında ticari temsilcinin işlemleri işletme sahibini iyi niyetli üçüncü kişilere karşı sorumlu kıldığı için, bu yetkinin kanunda öngörülen şekillerle sınırlandırılması söz konusudur.

Türk Borçlar Kanunu’nun 549. maddesinde; “Temsil yetkisi, bir şubenin işleriyle sınırlandırılabilir. Temsil yetkisi, birden çok kişinin birlikte imza atmaları koşuluyla da sınırlandırılabilir. Bu durumda, diğerlerinin katılımı olmaksızın temsilcilerden birinin imza atmış olması, işletme sahibini bağlamaz. Temsil yetkisine ilişkin yukarıdaki sınırlamalar, ticaret siciline tescil edilmedikçe, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı hüküm doğurmaz.
Temsil yetkisine ilişkin diğer sınırlamalar, tescil edilmiş olsalar bile, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.”

Buna göre yetkileri bir şube ile sınırlandırılmış temsilcilerin bir başka şube adına yaptıkları işlem işletme sahibini bağlamayacaktır. Yetkisi şube ile sınırlı ticari temsilcilikten bahsedebilmek için pek tabi olarak işletmenin en az bir şubesinin bulunması gerekir, tacirin birden fazla işletmeye sahip olması şube sahibi olması anlamına gelmez. Aynı şekilde imza yetkisi birlikte temsil şeklinde sınırlandırılmış olabilir, böyle bir sınırlandırma aktif fiiller bakımından bir sınırlandırma olup imza yetkisini birlikte kullanacakları öngörülen temsilcilerin her türden işlemi beraber yapacakları anlamına gelmez, mesela her biri tacire yapılan tebligatı tek başına kabul edebilir.

Ticari temsilcinin yetki genişliği göz önünde bulundurulduğunda bu yetkilerin kötüye kullanılmasına karşı önlem olarak başvurulabilecek bu sınırlamaları yaparken bazı noktalar göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle birlikte temsilde, temsile yetkili kılınan kişilerin birbirlerinin davranışlarını kontrol ve tasdik etmeleri gerekmesi sebebiyle sistemde tıkanmalara sebebiyet vermemek adına bu kişilerin alanında uzman ve hiyerarşik olarak aynı kademede bulunan kişiler arasından seçilerek birlikte hareket etmeleri kolaylaştırılmalıdır. Yukarıda bahsi geçen sınırlamalar ticaret siciline ilan ve tescil edilmedikçe iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından sonuç doğurmazlar.

Yasada belirtilenler dışında sınırlamalar yapmak mümkünse de iyi niyetli üçüncü kişilere karşı öne sürülebilecekleri söylenemez, bu sınırlamaları aşan işlemler ancak üçüncü kişinin sınırlamayı bilerek kötü niyetle hareket ettiği ispatlandığı takdirde bağlayıcılığını yitirir.

Ticari temsilciler konumları gereği çok geniş yetkiye sahip olmakla birlikte bu yetkiden doğan sadakat yükümlülükleri de bunun doğal bir sonucu olarak görülebilir. Bu kişilerin yapabilecekleri işlemlerin çeşitliliği ve serbestisi düşünüldüğünde güvenilen kişiler arasından seçilmeleri beklenir. Konumları gereği işletme sırlarını, özel bilgilerini öğrenen ve bu alanda işletme yoluyla tecrübe edinen kişilerin bu kazanımlarını sonradan işletme sahibinin zararına kullanmalarının engellenmesi amacıyla Borçlar Kanunu’nun 553. Maddesinde “Rekabet Yasağı” öngörülmüştür.

“Bir işletmenin bütün işlerini yöneten veya işletme sahibinin hizmetinde bulunan ticari temsilciler, ticari vekiller veya diğer tacir yardımcıları, işletme sahibinin izni olmaksızın, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, kendilerinin ya da bir üçüncü kişinin hesabına işletmenin yaptığı türden bir iş yapamayacakları gibi, kendi hesaplarına bu tür işlemleri üçüncü kişilere de yaptıramazlar.

Buna aykırı davranırlarsa işletme sahibi, aralarındaki hukuki ilişkiden doğan hakları saklı kalmak kaydıyla, uğradığı zararın giderilmesini isteyebileceği gibi, bunun yerine, ticari temsilcinin, ticari vekilin veya diğer tacir yardımcısının kendi hesabına yaptığı veya üçüncü kişilere yaptırdığı işlerin kendi hesabına yapılmış sayılmasını ve bu işler dolayısıyla aldıkları ücretin verilmesini veya aynı işlerden doğan alacağın devredilmesini isteyebilir.”

Yasa kapsamında rekabet yasağı işletmenin yaptığı iş türü ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca işin ticari mümessil tarafından ticari kazanç sağlamak amacıyla yapılması gerekir. Yine bu işlerin ticari mümessilin kendisi veya üçüncü kişi adına yapması yasaklanmıştır, çünkü bu hallerde işletme sahibi ilgili işlerin ekonomik sonuçlarından istifade eder konumda değildir. Konuyla ilgili belirtilmesi gereken önemli bir husus da süredir. Temsil yetkisinin ticari mümessilin iştiraki olmadan verilmiş olmasıyla rekabet yasağının başlaması hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Rekabet yasağının doğumu için ticari mümessilin açık ya da zımni rızasının verilmiş olması gerekir.

Son olarak yasağın ihlal edildiğini söylemek için bu kapsamdaki işlerin işletme sahibinin izni olmaksınızın yapılması gerekir. Rekabet yasağına aykırılığın sonuçları da yasada belirtilmiş, ticari işletme sahibi ve temsilcisi arasındaki hukuki ilişkiden doğan haklar saklı kalmak kaydıyla tacirin uğradığı zararın giderilmesini isteyebileceği veya bu işlerin kendi hesabına yapılmış sayılmasını ve alınan ücretlerin kendisine verilmesini veya alacağın devredilmesini talep edebilir.

Temsil yetkisi işletme sahibi tarafından iradi olarak verildiği gibi yine aynı irade doğrultusunda sonlandırılması mümkündür. Aynı şekilde ticari mümessilin de her zaman istifa etme hakkı mevcuttur, bu durumda aralarında kurulan güven ilişkisi gereği uygun bir zamanda istifa etmelidir aksi durumda tacirin bu yüzden uğrayacağı zararları karşılayacağı kanunda da öngörülmüştür. Ticari temsilcinin, ticaret siciline bildirilmesi gerektiği gibi bu bildirimin yapılmamış olması ticari temsilcinin hukuki işlem yapmasına engel değildir, fakat bu bildirim yapılmamış olsa bile ticari temsilciliğin sona erdiği tescil ve ilan edilmelidir aksi halde üçüncü iyi niyetli kişilerin temsil ilişkisinin devam ettiği yönündeki inançları korunur, meğer ki kişilerin kötü niyeti ispat edilsin.

Borçlar kanununun 456. Maddesinde tacirin fiil ehliyetini kaybetmesi veya ölümünün temsil yetkisini sona erdirmeyeceği öngörülmüştür, ancak bunun aksinin de kararlaştırılması mümkündür. Tabii olarak ticari mümessilin ölümü ile bu yetki sona erecektir ancak ticari mümessilin sonradan kısıtlanmasını gerektiren sebepler ortaya çıkması tek başına temsil yetkisini sonlandırmaz.

Son olarak ticari işletmenin devri ve tasfiyesi de ticari temsilcilik yetkisini sona erdirir, ticari temsilciliğin, tacir ile temsilci arasındaki güvene dayalı bir ilişki olması sebebiyle devir halinde işletmenin yeni sahibinden kendiliğinden aynı güveni duyuyor olması çoğu zaman beklenmez, fakat bunun yanında yeni işletme sahibi isterse tekrardan aynı kişiyi ticari mümessil olarak görevlendirebilir. Ticari mümessilin temsil yetkisinin işletmenin işlerini yürütmeye ilişkin işlemler kapsamında olması sebebiyle işletmenin tasfiyesi halinde de ticari mümessillik amacını yitirerek sona erer.

 

Detaylı Bilgi İçin; Stajyer Avukat Sara Çiviler s.civiler@ozgunlaw.com

Kaynakça:
1. POROY-YASAMAN, Ticari İşletme Hukuku, s.213-216
2. DERYAL, Ticaret Hukuku, s.63-69
3. KIRCA, Ticari Mümessillik

 

 

 


Kaynak:ozgunlaw.com
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticari-temsilci-kavrami-yetki-kapsami-sinirlari-ve-sona-ermesi/feed/ 0
İş Kaybı Tazminatından Yararlanma Koşulları Nedir? https://www.muhasebenews.com/is-kaybi-tazminatindan-yararlanma-kosullari-nedir/ https://www.muhasebenews.com/is-kaybi-tazminatindan-yararlanma-kosullari-nedir/#respond Mon, 18 Feb 2019 15:00:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=47084 İş Kaybı Tazminatından Yararlanma Koşulları 

-Özelleştirme nedeniyle işsiz kalmak,

-Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşta hizmet akdi kesintisiz en az 550 gün devam etmek,

-Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda başvuruda bulunmak,

 

 

 

 

 

 


Kaynak: iskur.gov.tr
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

BENZER İÇERİKLER

İkale sözleşme ödemesinden kesilen Gelir vergisi iade alınabilir mi?

 

 

 

Kıdem tazminatına gelir vergisi kesintisi uygulanmayacak!

 

 

 

2019 yılı İşsizlik Maaşı ne kadar oldu?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/is-kaybi-tazminatindan-yararlanma-kosullari-nedir/feed/ 0