Kanununda – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 12 Mar 2022 10:16:07 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Esnaf muaflığından yararlanacaklar Gelir Vergisi Kanunu’nda maddeler halinde sayılmıştır. https://www.muhasebenews.com/esnaf-muafligindan-yararlanacaklar-gelir-vergisi-kanununda-maddeler-halinde-sayilmistir/ https://www.muhasebenews.com/esnaf-muafligindan-yararlanacaklar-gelir-vergisi-kanununda-maddeler-halinde-sayilmistir/#respond Sat, 12 Mar 2022 10:16:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124061 Esnaf Muaflığından Kimler Yararlanabilir?

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, kimlerin esnaf muaflığından yararlanacakları da aynı maddede sayılmıştır. Buna göre, ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.

1. Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler. (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)

2. Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı.

3. Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir iş yeri açmak suretiyle yapanlardan Gelir vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları haiz bulunanlar. (51 inci madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar)

4. Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dâhil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar. (Bu bentte yazılı ölçüler, birlikte yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir)

5. Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler.

6. Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın veya yıl içinde gerçekleştirilen satış tutarı, ilgili yıl için geçerli olan asgari ücretin yıllık brüt tutarından fazla olmamak üzere, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

7. Ticari işletmelere ait atıkları mutat olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar.

8. Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları haiz olanlardan kendi ürettikleri ürünleri satanlara münhasır olmak üzere el dokuma işleri, bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, sedef kakma ve ahşap oyma işleri, kaşıkçılık, bastonculuk, semercilik, yazmacılık, yorgancılık, keçecilik, lüle ve oltu taşı işçiliği, çarıkçılık, yemenicilik, oyacılık ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunanlar.

9. (7103 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle eklenen bent; Yürürlük: 27.03.2018)14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu gücü azami (7349 Sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 27.12.2021) 25 kW’a kadar (25 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar (Bu bendin uygulanmasında üçüncü fıkra hükmü dikkate alınmaz.);

10. (7256 Sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle eklenen bent; Yürürlük: 1/1/2022 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 17.11.2020) Ayrı bir iş yeri açmaksızın ve sanayi tipi veya seri üretim yapabilen makine ve alet kullanmaksızın oturdukları evlerde imal ettikleri malları internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanlar. Bu bent kapsamında esnaf muaflığından faydalanılabilmesi için Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi alınması, Türkiye’de kurulu bankalarda bir ticari hesap açılması ve tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır. Bankalar, bu bent kapsamında açılan ticari hesaplara aktarılan tutarlar üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %4 (bir ve üzeri işçi çalıştırıldığı durumda %2) oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve 98 ve 119 uncu maddelerdeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlüdür. İstihdama bağlı indirimli oranın uygulanması için ilgili ayda bir işçinin en az on gün süreyle çalıştırılması gerekir. Bu hasılat tutarı üzerinden ayrıca 94 üncü madde kapsamında tevkifat yapılmaz. Bu bent kapsamında elde edilen hasılatın 240.000 Türk lirasını (317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel tebliğ ile 1.1.2022 tarihinden itibaren 320.000 TL) aşması hâlinde, mükellef izleyen takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilir ve tekrar bu muafiyetten faydalanamaz. Bentte yer alan hasılat koşulu dışındaki diğer şartların ihlal edildiğinin tespit edilmesi hâlinde muafiyetten faydalanılamaz ve zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur. Bentte yer alan oranları ve tutarı, yarısına kadar indirmeye ve iki katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/esnaf-muafligindan-yararlanacaklar-gelir-vergisi-kanununda-maddeler-halinde-sayilmistir/feed/ 0
Sağlık Hizmetinin Yurt dışından Alınmasına ilişkin SGK Kanunu’nda yer alan hüküm https://www.muhasebenews.com/saglik-hizmetinin-yurt-disindan-alinmasina-iliskin-sgk-kanununda-yer-alan-hukum/ https://www.muhasebenews.com/saglik-hizmetinin-yurt-disindan-alinmasina-iliskin-sgk-kanununda-yer-alan-hukum/#respond Sat, 12 Mar 2022 08:49:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124043 5510 Sayılı Kanunun’un Yurt dışında Tedavi ile ilgili Maddesi

Yurt dışında tedavi
MADDE 66- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinin yurt içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır.

Ancak;
a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu
idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak geçici görevle yurt dışına gönderilenlere, acil hallerde,

b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu
idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak sürekli görevle yurt dışına gönderilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü olduğu kişilere,

c) Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisinin yapılamadığı tespit edilen kişilerin, (1)

d) (Ek: 12/7/2013-6495/40 md.) Bu fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında veya bunların dışında herhangi bir nedenle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bulunan ve Türk vatandaşı olan
genel sağlık sigortalılarının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin,
e) (Ek: 2/1/2017-KHK-681/78 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7073/77 md.) 60 ıncı maddenin onikinci fıkrası kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlardan özel mevzuatlarında
belirtilen usule uygun olarak sürekli veya geçici görevle gönderilenlere, (2)

sağlık hizmetleri yurt dışında sağlanır.

(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/66 md.) Yurt içinde yapılması mümkün olmayan tetkiklerin de yurt dışında yapılması sağlanabilir.

Ancak, yukarıdaki fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği yurt dışında
sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedelleri, yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu tutarı aşan kısım işverenler tarafından ödenir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.

Cumhurbaşkanı kararı ile birlik halinde ya da kamu idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına askerî veya güvenlik amaçlı görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren sağlık
hizmetlerinin sağlanması ile bu hizmetlere ilişkin giderlerin yurt içindeki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına ödenen tutarı aşan kısmı, kurumlarınca karşılanır. (Ek cümle: 12/7/2013-
6495/40 md.) Ancak, Kuruma gönderilen sağlık hizmeti faturalarında yer alan işlem bedellerinin ayrıntılı belirtilemediği durumlarda, söz konusu fatura bedelinin yüzde ellisi Kurumca, kalan yüzde ellisi ise kendi kurumlarınca karşılanır.(1)
Kurum, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerini, bu kişilerin geçici veya sürekli görev süresince genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen prim tutarını geçmemek kaydıyla, ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak suretiyle de sağlayabilir.

Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin sağlık hizmeti bedelinin tümü ödenir. Ancak bu tutar varsa Kurumun yurt dışında sevke konu tedaviye ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu kişilerin 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak giderleri ayrıca karşılanır.

(Ek fıkra: 12/7/2013-6495/40 md.) Birinci fıkranın (d) bendi gereğince sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedelleri yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına
ödenen tutarı geçemez ve bu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçen kısım, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında bulunanlara ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, kişilerin kendilerince karşılanır. Bu kişilerin 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak giderleri karşılanmaz.

Yukarıdaki haller dışında, yurt dışında sağlık hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.

Bu maddenin uygulanmasında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının  (c) bendi kapsamında sigortalı olması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanların daimi olarak altı aydan fazla süreyle
yurt dışında görevlendirilmeleri durumu, sürekli görevle yurt dışına gönderilme sayılır.

Kamu idarelerinde çalışan sigortalılar dışında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların geçici veya sürekli görevlendirilmesine ilişkin usûller ve süreler ile bu
maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

 


Kaynak: 5510 Sayılı SGK Kanunu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/saglik-hizmetinin-yurt-disindan-alinmasina-iliskin-sgk-kanununda-yer-alan-hukum/feed/ 0
Türk Ticaret Kanunu’nda Ticari Defterler https://www.muhasebenews.com/turk-ticaret-kanununda-ticari-defterler/ https://www.muhasebenews.com/turk-ticaret-kanununda-ticari-defterler/#respond Thu, 13 Jan 2022 23:43:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119107 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda Ticari Defterler İle ilgili bölüm

BEŞİNCİ KISIM

Ticari Defterler
A) Defter tutma ve envanter
I – Defter tutma yükümlülüğü
MADDE 64- (1) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul
bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.

(2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.

(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 md.) Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile dördüncü fıkrada sayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. (Değişik dördüncü cümle: 28/3/2013-6455/78 md.) Yevmiye defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar notere yaptırılır. Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.

(4) Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler de ticari defterlerdir.

(5) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 md.) Bu Kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı Kanunun 175 inci ve mükerrer 257 nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Bu Kanunun defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve ibraz hükümleri 213 sayılı Kanun ile diğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına, vergi kanunlarına uygun olarak vergi matrahının tespit
edilmesine ve buna yönelik mali tabloların hazırlanmasına engel teşkil etmez.

II – Defterlerin tutulması
MADDE 65- (1) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar Türkçe tutulur. Kısaltmalar, rakamlar, harfler ve semboller kullanıldığı takdirde bunların anlamları açıkça belirtilmelidir.

(2) Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.

(3) Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve değiştirilemez. Kayıt sırasında mı yoksa daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan değiştirmeler yasaktır.

(4) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar, olgu ve işlemleri saptayan belgelerin dosyalanması şeklinde veya veri taşıyıcıları aracılığıyla tutulabilir. (…) (1) Defterlerin ve gerekli diğer kayıtların elektronik ortamda tutulması durumunda, bilgilerin saklanma süresince bunlara ulaşılmasının ve bu süre içinde bunların her zaman kolaylıkla okunmasının temin
edilmiş olması şarttır. Elektronik ortamda tutulma hâlinde birinci ilâ üçüncü fıkra hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.

III – Envanter
MADDE 66- (1) Her tacir, ticari işletmesinin açılışında, taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten bir envanter çıkarır.

(2) Tacir açılıştan sonra her faaliyet döneminin sonunda da böyle bir envanter düzenler. Faaliyet dönemi veya başka bir kanuni terimle hesap yılı oniki ayı geçemez. Envanter, düzenli bir işletme faaliyetinin akışına uygun düşen süre içinde çıkarılır.

(3) Maddi duran malvarlığına dâhil varlıklarla, ham ve yardımcı maddeler ve işletme malzemeleri düzenli olarak ikame ediliyor ve toplam değerleri işletme için ikinci derecede önem taşıyorsa, değişmeyen miktar ve değerle envantere alınırlar; şu şartla ki, bunların mevcutları miktar, değer ve bileşim olarak sadece küçük değişikliklere uğramış olsunlar.
Ancak, kural olarak üç yılda bir fiziksel sayım yapılması zorunludur.

(4) Aynı türdeki stok malvarlığı kalemleri, diğer aynı nitelikteki veya yaklaşık aynı değerdeki taşınabilir malvarlığı unsurları ve borçlar ayrı ayrı gruplar hâlinde toplanabilir ve ortalama ağırlıklı değer ile envantere konulabilir.

IV – Envanteri kolaylaştırıcı yöntemler
MADDE 67- (1) Envanter çıkarılırken, malvarlığı mevcudu, sondaj yöntemine göre ve genel kabul gören matematiksel-istatistiksel yöntemler yardımı ile çeşit, miktar ve değer olarak belirlenir. Kullanılan yöntem, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olmalıdır. Bu şekilde düzenlenen envanterin vardığı sonuçlar, fiziksel sayım yapılmış olsaydı elde edilecek olan envanterin sonuçlarına eş düşmelidir.

(2) Bir faaliyet döneminin kapanış envanteri düzenlenmesinde Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun başka bir yöntemin uygulanması suretiyle, cins, miktar ve değer olarak malvarlığı mevcudunun güvenle tespiti sağlanabiliyorsa fizikî envanter gerekli değildir.

(3) Faaliyet döneminin kapanışında, fizikî sayım veya ikinci fıkraya göre izin verilen diğer bir usul kullanılarak malvarlığı kalemlerinin cins, miktar ve değerine göre faaliyet döneminin kapanışından önceki üç veya sonraki iki ay içinde bulunan bir gün itibarıyla düzenlenmiş özel bir envanterde gösterilmişse, ayrıca bu özel envantere dayalı olarak ve Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun bir şekilde ileriye dönük tahmin yöntemiyle, faaliyet döneminin sonunda mevcut varlıkların o faaliyet döneminin sonu itibarıyla değerlemesi doğru yapılıyorsa, varlıklara ilişkin envanterin yapılmasına gerek yoktur.

B) Açılış bilançosu, yılsonu finansal tabloları
I – Genel hükümler
1. Düzenleme yükümü
MADDE 68- (1) Tacir, ticari faaliyetinin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren finansal tabloyu (sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu) çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda, yılsonu finansal tablolarının, yılsonu bilançosuna ilişkin hükümleri uygulanır.

(2) Tacir, gelir tablosunu hazırlar.

(3) Bilanço ile gelir tablosu, yılsonu finansal tablolarını oluşturur. 514 üncü madde ile Türkiye Muhasebe Standartlarının bu konudaki hükümleri saklıdır.

2. Düzenlemeye ilişkin ilkeler
MADDE 69- (1) Yılsonu finansal tablolar;
a) Türkiye Muhasebe Standartlarına uyularak düzenlenmeli,
b) Açık ve anlaşılır olmalı,
c) Düzenli bir işletme faaliyeti akışının gerekli kıldığı süre içinde çıkarılmalıdır.

3. Dil ve para birimi
MADDE 70- (1) Yılsonu finansal tabloları Türkçe ve Türk Lirası ile düzenlenir. Bu konudaki diğer kanunlarda yer alan istisnalar saklıdır.

4. İmza
MADDE 71- (1) Finansal tablolar, tacir tarafından tarih atılarak imzalanır

II – Kalemlere ilişkin ilkeler
1. Tamlık ve mahsup yasağı
MADDE 72- (1) Aksine kanuni hükümler ve Türkiye Muhasebe Standartları saklı kalmak kaydıyla, finansal tabloların, ticari işletmenin tüm varlıklarını, borçlarını, peşin ödenen giderler ile peşin tahsil edilen gelirleri, teknik terimle dönem ayırıcı hesapları, bütün gelir ve giderleri doğru şekilde değerlendirilmiş olarak göstermesi zorunludur. Mülkiyeti saklı
tutulması kaydıyla iktisap edilen ve işletmenin kendisinin veya üçüncü kişilerin borçları için rehnolunan ya da başka bir şekilde teminata verilen malvarlığı unsurları, teminat verenin bilançosunda gösterilir. Nakdî tevdilerin söz konusu olduğu hâllerde, bunlar teminat alanın bilançosunda yer alır. Finansal kiralamaya ilişkin hükümler saklıdır.

(2) Aktif kalemler pasif kalemlerle, giderler gelirlerle, taşınmazlara ilişkin haklar, bunlarla ilgili yüklerle mahsup edilemez.

2. Bilançonun içeriği
MADDE 73- (1) Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngörülmemişse bilançoda, duran ve dönen varlıklar, özkaynaklar, borçlar ve dönem ayırıcı hesaplar ayrı kalemler olarak gösterilir ve yeterli ayrıntıya inilerek şemalandırılır.

(2) Duran varlıklar içinde işletmeye devamlı surette tahsis edilmiş bulunan varlıklar yer alır.

3. Aktifleştirme yasağı
MADDE 74- (1) Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngörülmemişse, işletmenin kuruluşu ve özkaynak sağlanması amacıyla yapılan harcamalar için bilançoya aktif kalem konulamaz.

(2) Bedelsiz olarak elde edilmiş, maddi olmayan duran varlıklar için bilançonun aktifine  kalem konulamaz; meğerki,Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngörülmüş olsun.

(3) Sigorta sözleşmelerinin yapılması için gerekli olan giderler aktifleştirilemez; meğerki, Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngörülmüş olsun.

4. Karşılıklar
MADDE 75- (1) Gerçekleşmesi şüpheli yükümlülük ve askıdaki işlemlerden doğabilecek muhtemel kayıplar için Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen kurallara göre karşılık ayrılır.

5. Dönem ayırıcı hesaplar
MADDE 76- (1) Bilanço gününden sonraki belirli bir süre içinde giderleşecek olan harcamalar ile gelir unsuru oluşturacak tahsilatlar hakkında Türkiye Muhasebe Standartları uygulanır.

6. Sorumluluk ilişkileri
MADDE 77- (1) Bono düzenlenmesi ile poliçe ve çek düzenlenmesinden, devrinden, poliçenin kabulünden, kefaletlerden, avalden, garanti sözleşmelerinden, akreditif teyitlerinden, üçüncü kişilerin borçları için verilen teminatlardan, üçüncü kişiler lehine taahhütlerden doğan sorumluluklar ile Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen diğer
sorumluluklar pasifte gösterilmemişlerse, bilançonun altında veya ekte Türkiye Muhasebe Standartlarına göre açıklanır. Rücudan doğan alacaklar ve borçlar ile ilgili sorumluluk ilişkileri de ekte belirtilir.

C) Saklama ve ibraz
I – Belgelerin saklanması, saklama süresi
MADDE 82- (1) Her tacir;
a) Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini,
b) Alınan ticari mektupları,
c) Gönderilen ticari mektupların suretlerini,
d) 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri,
sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür. Her tacir;
a) Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini,
b) Alınan ticari mektupları,
c) Gönderilen ticari mektupların suretlerini,
d) 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri,
sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür.

(2) Ticari mektuplar, bir ticari işe ilişkin tüm yazışmalardır.

(3) Açılış ve ara bilançoları, finansal tablolar ve topluluk finansal tabloları hariç olmak üzere, birinci fıkrada sayılan belgeler, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak kaydıyla, görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanabilirler; şu şartla ki;
a) Okunur hâle getirildiklerinde, alınmış bulunan ticari mektuplar ve defter dayanaklarıyla görsel ve diğer belgelerle
içerik olarak örtüşsünler;
b) Saklama süresi boyunca kayıtlara her an ulaşılabilsin ve uygun bir süre içinde kayıtlar okunabilir hâle
getirilebiliyor olsun.

(4) Kayıtlar 65 inci maddenin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca elektronik ortama alınıyor ise, bilgiler;
bilgisayar yerine basılı olarak da saklanabilir. Bu tür yazdırılmış bilgiler birinci cümleye göre de saklanabilir.

(5) Birinci fıkranın (a) ilâ (d) bentlerinde öngörülen belgeler on yıl saklanır.

(6) Saklama süresi, ticari defterlere son kaydın yapıldığı, envanterin çıkarıldığı, ara bilançonun düzenlendiği, yılsonu finansal tablolarının hazırlandığı ve konsolide finansal tabloların hazırlandığı, ticari yazışmaların yapıldığı veya muhasebe belgelerinin oluştuğu takvim yılının bitişiyle başlar.

(7) Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır.
Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.

(8) Gerçek kişi olan tacirin ölümü hâlinde mirasçıları ve ticareti terk etmesi hâlinde kendisi defter ve kâğıtları birinci fıkra gereğince saklamakla yükümlüdür. Mirasın resmî tasfiyesi hâlinde veya tüzel kişi sona ermişse defter ve kâğıtlar birinci fıkra gereğince on yıl süreyle sulh mahkemesi tarafından saklanır.

II – Hukuki uyuşmazlıklarda ibraz
MADDE 83- (1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.

(2) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.

III – Uyuşmazlıklarda suret alınması
MADDE 84- (1) Bir hukuki uyuşmazlıkta ticari defterler ibraz edilmişse, defterlerin uyuşmazlıkla ilgili kısımları tarafların katılımı ile incelenir. Gerekli görülürse, defterlerin ilgili yapraklarından suret alınır. (Mülga son cümle: 26/6/2012-6335/42 md.) (…)

IV – Defterlerin tümüyle incelenmesi
MADDE 85- (1) Malvarlığı hukukuna ilişkin olan, özellikle de mirasa, mal ortaklığına ve şirket tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıklarda, mahkeme, ticari defterlerin teslimine ve bütün içeriklerinin incelenmesine karar verebilir.

V – Görüntü ve veri taşıyıcılara aktarılmış belgelerin ibrazı
MADDE 86- (1) Saklanması zorunlu olan belgeleri, sadece görüntü veya başkaca bir veri taşıyıcısı aracılığıyla ibraz edebilen kimse, giderleri kendisine ait olmak üzere, o belgelerin okunabilmesi için gerekli olan yardımcı araçları kullanıma hazır bulundurmakla yükümlüdür; icap ettiği takdirde belgeleri, giderleri kendisine ait olmak üzere bastırmalı ve yardımcı araçlara ihtiyaç duyulmadan okunabilen kopyalarını sunabilmelidir.

 


Kaynak: TTK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turk-ticaret-kanununda-ticari-defterler/feed/ 0
Kooperatif Kanununda önemli değişiklikler yapıldı. 26.10.2021 https://www.muhasebenews.com/kooperatif-kanununda-onemli-degisiklikler-yapildi-26-10-2021/ https://www.muhasebenews.com/kooperatif-kanununda-onemli-degisiklikler-yapildi-26-10-2021/#respond Tue, 26 Oct 2021 05:20:42 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117342
26 Ekim 2021 SALI Resmî Gazete Sayı : 31640
KANUN
KOOPERATİFLER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 7339 Kabul Tarihi: 21/10/2021

 

 

MADDE 1 – 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasına ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Yönetim kurulu başvuruyu bir ay içinde sonuçlandırır ve başvuru sahibine kararı taahhütlü mektupla veya elden imza karşılığında tebliğ eder.”

“Kamu kaynaklarından desteklenen kredilere kefil olan kooperatifler ile kamu kaynaklı tarımsal desteklemelere aracılık yapan kooperatiflerde, yönetim kurulu anasözleşmede belirtilen şartları taşıyanları ortaklığa kabulden kaçınamaz.”

MADDE 2 – 1163 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “100.000 liradır.” ibaresi “100 Türk lirasıdır.” şeklinde, dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş ve maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “10.000 lira” ibaresi “100 Türk lirası” şeklinde değiştirilmiştir.

“Ortaklık payının değeri kooperatiflerin amaç ve faaliyet konularına göre ilgili Bakanlıkça artırılabilir.”

“3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kapsamında sigortacılık faaliyetinde bulunacak kooperatifler için en çok pay taahhüt sınırı uygulanmaz ve ortaklık payının değeri ilgili kurumun görüşü alınarak belirlenir.”

MADDE 3 – 1163 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu, bilanço, gelir-gider farkı hesapları ve denetçilerin 66’ncı ve 69 uncu madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri raporlar, genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile kooperatif merkezinde, varsa şubelerinde ve elektronik ortamda KOOPBİS’te ortakların tetkikine amade tutulur.

Kooperatif ortaklarına KOOPBİS üzerinden, genel kurula katılma hakkını haiz ortakları gösterir listeye erişim yetkisi verilir.”

“Madde kapsamında elde edilen kişisel veriler sadece ortakların kooperatif iş ve işlemlerinden haberdar olmaları ve kooperatif organlarında görev almak isteyen adayların kooperatif ortaklarına ulaşabilmeleri amaçlarıyla kullanılabilir. Elde edilen veriler 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununa aykırı olarak kullanılamaz, aktarılamaz veya başka bir şekilde işlenemez.”

MADDE 4 – 1163 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “üç” ibaresi “iki” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Genel kurul toplantısına, yönetim kurulu tarafından KOOPBİS’ten alınan ortaklar listesinde adı bulunanlar katılabilir.

Genel kurul toplantısı anasözleşmede hüküm bulunması şartıyla elektronik ortamda da yapılabilir. Genel kurullara elektronik ortamda katılma, öneride bulunma, görüş açıklama ve oy verme, fiilen katılmanın ve oy vermenin bütün hukuki sonuçlarını doğurur. Bu hükmün uygulama esasları ile genel kurula elektronik ortamda katılmaya ve oy vermeye ilişkin anasözleşme hükmü örneği Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 5 – 1163 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslara göre belirlenen kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programını tamamlamaları şarttır. Eğitim programına ilişkin usul ve esaslar ile buna tabi olacak kooperatifler ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

“Üçüncü fıkra, tüzel kişi üyelerin temsilcileri hakkında da uygulanır.”

MADDE 6 – 1163 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Aynı türde” ibaresi “Amacı ve esas faaliyet konusu aynı olan” şeklinde değiştirilmiş ve altıncı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Kamu kaynaklarından desteklenen kredilere kefil olan kooperatifler ile kamu kaynaklı tarımsal desteklemelere aracılık yapan kooperatiflerin yönetim kurulu üyeleri, bunların ortağı olduğu üst kuruluşlarda görev alsalar dahi yalnızca bir ücret veya huzur hakkı alabilirler.”

MADDE 7 – 1163 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Yönetim kurulu; kendi tutanakları, genel kurul tutanakları, ortak listeleri, gelir-gider hesapları ve yıllık bilançonun usulüne uygun olarak hazırlanması ve saklanmasından, tetkik olunmak üzere denetçilere verilmesinden sorumludur. Ayrıca görevi sona eren yönetim kurulu üyeleri tarafından sorumlulukları altında bulunan para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarının seçimlerin yapıldığı genel kurul toplantı tarihinden itibaren üç iş günü içinde tutanakla yeni seçilenlere teslimi zorunludur.”

MADDE 8 – 1163 sayılı Kanunun 65 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 65 – Denetçi, genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik eder.

Genel kurul tarafından, denetleme organı olarak görev yapmak üzere en fazla dört yıl için en az bir denetçi seçilir. Genel kurulca asıl üye sayısı kadar yedek üye seçilebilir.

Çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslara göre belirlenen kooperatiflerin denetleme organı üyeleri ve yedeklerinin, seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programını tamamlamaları şarttır. Eğitim programına ilişkin usul ve esaslar 55 inci maddenin üçüncü fıkrası kapsamında çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

Denetleme organı üyeliğinin herhangi bir nedenle boşalması halinde üyelerin yerlerine en çok oy alan yedekleri geçer. Yedeklerle beraber üye sayısı genel kurulca belirlenen sayının altına düştüğü takdirde, mevcut üye veya üyeler ilk genel kurula kadar görev yapmak üzere şartları haiz kişileri denetim kurulu üyeliğine atar. Yedekler de dahil hiçbir üye kalmaması halinde, yönetim kurulunca, denetçilerin seçilmesi amacıyla genel kurul derhal toplantıya çağırılır.

Anasözleşme ve genel kurul kararı ile denetim organının görev ve yetkilerini artırmak ve özellikle ara denetlemeleri öngörmek mümkündür.

Denetçi raporu genel kurula sunulmayan kooperatiflerde; finansal tablolar, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu ve ibra hakkında alınan kararlar geçersizdir.

56 ncı maddenin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentleri ile üçüncü ve altıncı fıkralarında yer alan hükümler denetçiler hakkında da uygulanır.

Yönetim kurulu gecikmeksizin denetçileri ticaret siciline tescil ettirir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilan ettirir.”

MADDE 9 – 1163 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“III- Dış denetim:

MADDE 69 – Ticaret Bakanlığı tarafından çalışma konusu, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslar dikkate alınarak belirlenen kooperatif ve üst kuruluşları dış denetime tabidir. Dış denetim finansal tabloların denetimidir. Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığı da dış denetimin kapsamı içindedir.

Dış denetim genel kurulca alınan karar doğrultusunda;

a) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilen bağımsız denetçiler,

b) 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa tabi meslek mensupları,

c) İlgili Bakanlıkça dış denetimle yetkilendirilen, bağlı olunan merkez birlikleri veya merkez birliği kurulamamışsa bağlı olunan birlikler,

tarafından yapılabilir.

İlgili Bakanlıkça dış denetimle yetkilendirilen birlik ve merkez birlikleri 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümlerine göre bağımsız denetime tabidir.

Dış denetim yapacak denetçiler ile denetim yetkisi verilen birlik ve merkez birliğinin denetimle görevlendirilen personeli, görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı, fiillerinin niteliğine göre 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun kamu görevlilerine ait hükümleri uyarınca cezalandırılır.

Dış denetim ve bu denetimi yapacak denetçiler hakkında da 65 inci maddenin altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları uygulanır.

Bu madde ve 65 inci madde kapsamında yapılacak denetime ilişkin usul ve esaslar, denetçilerin nitelikleri, uyacakları etik ilkeler, görev ve yetkileri, seçilmeleri, görevden alınmaları veya ayrılmaları, denetimin ve denetim raporlarının içeriği ve raporun genel kurula sunulması ile üst kuruluşların yetkilendirilmesine ilişkin hususlar ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 10 – 1163 sayılı Kanunun 72 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kooperatifler, kooperatif birliklerine; kooperatif birlikleri de merkez birliğine ortak olmadığı takdirde, kamu kaynaklarından desteklenen kredilere kefalet sağlayamaz ve kamu kaynaklı tarımsal desteklemelere aracılık yapamaz. Bu kapsamdaki başvurularda; birlikler kooperatifleri, merkez birliği de birlikleri ortaklığa kabulden kaçınamaz.”

MADDE 11 – 1163 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci ve ikinci cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil işleminden sonra usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz.”

MADDE 12 – 1163 sayılı Kanunun 87 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“B) Bakanlık temsilcileri ve kararların yürürlük şartı:

MADDE 87 – Kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin, genel kurul toplantılarından en az onbeş gün önce ilgili Bakanlıktan temsilci talebinde bulunması zorunludur.

Genel kurul toplantıları, Bakanlık temsilcisinin huzuru ile açılır ve devam eder. Temsilci, toplantının kanunlara, anasözleşmeye ve gündeme göre yürütülmesine nezaret eder. Genel kurul toplantı tutanağı ile toplantıya katılanların listesi temsilci tarafından imzalanır. Temsilci, genel kurulda, kanun ve anasözleşmeye aykırı olarak alınan kararlar hakkındaki görüşünü tutanakta belirtir. Usulüne uygun talepte bulunulduğu halde, temsilci toplantıya katılamaz ise ilan edilen saatten bir saat sonra toplantıya başlanır.

Bakanlık temsilcisinin nitelikleri, görevleri, yetkileri, ücret tarifeleri ile temsilci görevlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Bakanlık temsilcisinin ücreti, ilgili kooperatif tarafından karşılanır.”

MADDE 13 – 1163 sayılı Kanunun 93 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“5. Ortaklarının çoğunluğu kadınlardan oluşan ve kadın emeğinin değerlendirilmesi amacıyla kurulan kooperatifler ile ortaklarının çoğunluğu engellilerden oluşan kooperatiflerin, bu Kanun ve 6102 sayılı Kanun gereğince tescil ve ilana tabi işlemlerinden ücret alınmaz ve ilana tabi olanlar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ücretsiz olarak yayımlanır. Bu kooperatiflerden, 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 24 üncü maddesi gereğince odaya kayıt ücreti ve yıllık aidat ile aynı Kanunun 25 inci maddesinde tanımlanan munzam aidat alınmaz.”

MADDE 14 – 1163 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “üçüncü fıkrasına” ibaresi “üçüncü ve dördüncü fıkralarına” şeklinde değiştirilmiş, bende “16 ncı maddenin beşinci fıkrasına,” ibaresinden sonra gelmek üzere “24 üncü maddenin birinci fıkrasına, 46 ncı maddenin ikinci fıkrasına,” ibaresi eklenmiş, bentte yer alan “altıncı fıkrasına” ibaresi “ikinci ve altıncı fıkralarına” şeklinde değiştirilmiş, bende “fıkralarına” ibaresinden sonra gelmek üzere “, 62 nci maddenin ikinci fıkrası gereği sorumlulukları altında bulunan para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarını teslim etmeyen” ibaresi, “memurları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile 72 nci maddenin dördüncü fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri” ibaresi eklenmiş, (2) numaralı bendinde yer alan “Genel kurulu” ibaresi “45 inci maddenin birinci fıkrası gereği genel kurulu zamanında” şeklinde, “altı” ibaresi “dokuz” şeklinde, (3) numaralı bendinde yer alan “66 ve 67 nci maddeye aykırı hareket eden” ibaresi “66 ncı maddeye, 67 nci maddenin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı hareket eden ve ek 3 üncü maddeye aykırı uygulamaları araştırmayan” şeklinde, “altı” ibaresi “dokuz” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki bent ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“4. Ek 5 inci maddenin ikinci fıkrasına ve bu madde kapsamında çıkarılan yönetmelikte belirlenen yükümlülüklere aykırı hareket eden yönetim kurulu üyelerinin her biri, her bir yükümlülük için ayrı ayrı olmak üzere bin Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılır. Aynı denetim kapsamında aynı kişiye verilebilecek idari para cezalarının toplam tutarı onbin Türk lirasını geçemez.”

“Bu maddede öngörülen idari para cezaları ilgili Bakanlık tarafından uygulanır. İlgili Bakanlık, bu yetkisini il müdürlüklerine devredebilir. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.”

MADDE 15 – 1163 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Kooperatif Bilgi Sistemi:

EK MADDE 5 – Ticaret Bakanlığı tarafından tüm kooperatif ve üst kuruluşlarının, kooperatifçilik hizmetlerine elektronik ortamda eriştiği ve merkezî veri tabanının yönetildiği Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBİS) kurulur.

Kooperatifin ticaret sicili kayıtlarının, finansal tablolarının, yönetim kurulu ve denetçi raporlarının, genel kurul toplantı evrakının, ortakların kimlik, iletişim, pay ve ödemelerine ilişkin bilgilerinin KOOPBİS’e işlenmesinden yönetim kurulu sorumludur.

İlgili Bakanlık ile kooperatif ve üst kuruluşları, görevleri ile sınırlı kalmak şartıyla, ortakların ve ortak olmak için başvuranların kişisel verilerini KOOPBİS’te işlemeye ve görüntülemeye yetkilidir. İlgili Bakanlık; denetim, istatistik üretme, hizmetlerde otomasyonu artırma, ülke kooperatifçiliğinin geliştirilmesi ve kooperatif ortaklarının haklarının korunması amacıyla sistemde işlenen verileri, kamu kurum ve kuruluşlarına aktarabilir. Elde edilen veriler 6698 sayılı Kanuna aykırı olarak kullanılamaz, aktarılamaz veya başka bir şekilde işlenemez.

KOOPBİS’te tutulacak veriler ile elektronik ortamda sunulacak hizmetlerden faydalanılmasına, bu sistem üzerinde işlenen kişisel verilerin aktarımı ile güvenliğin sağlanmasına ve aydınlatma yükümlülüğünün ne şekilde yerine getirileceğine ilişkin usul ve esaslar ilgili bakanlıklar ile Kişisel Verileri Koruma Kurumunun görüşü alınarak Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 16 – 1163 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 6 – Bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan değişiklikler uyarınca hazırlanacak yönetmelikler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır.”

MADDE 17 – 1163 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 7 – 55 inci ve 65 inci maddelerin üçüncü fıkraları bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan yönetim kurulu üyeleri ve denetçiler için yapılacak ilk seçimlere kadar uygulanmaz. Mezkûr fıkralarda yer alan dokuz aylık süre 31/12/2022 tarihine kadar seçilecek yönetim kurulu üyeleri ve denetçiler için bu tarihten itibaren başlar.”

MADDE 18 – 1163 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 8 – KOOPBİS, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde kurulur. İlgili bakanlıklar, sistemin kurulum sürecinde kendi sistemlerindeki verileri aktarmakla, uygulamaya geçtikten sonra da kooperatif ve üst kuruluşlarınca yapılan veri girişlerini takip etmekle sorumludurlar.

Kooperatif ve üst kuruluşları yönetim kurulu üyelerinin; ticaret sicili kayıtlarını, finansal tablolarını, faaliyet raporlarını, genel kurul toplantı evrakını, ortakların kimlik, iletişim, pay ve ödemelerine ilişkin bilgilerini ve gerekli tüm bilgileri KOOPBİS’in kurulmasını müteakip altı ay içinde aktarmaları zorunludur. Bu süreçte kooperatifler ve üst kuruluşları, genel kurul toplantısına katılma hakkını haiz ortakları gösteren listeleri bu madde yürürlüğe girmeden önceki hükümlere göre almaya devam ederler.

Bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri, ek 2 nci maddenin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi uyarınca idari para cezası ile cezalandırılırlar.”

MADDE 19 – 1163 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 9 – Kooperatifler ve üst kuruluşları, anasözleşmelerini en geç üç yıl içinde bu Kanun hükümlerine intibak ettirmek zorundadır. Anasözleşmelerini intibak ettirmeyen kooperatif ve üst kuruluşları dağılmış sayılır. Kanunen tasfiye ile görevlendirilmiş kimseler tarafından dağılmadan başlayarak iki ay içinde tasfiye işlemlerine geçilmemesi halinde, kooperatif ve üst kuruluşun ortakları ya da alacaklıları tarafından mahkemeden iki yıl içinde tasfiye memuru atanması istenebilir.

Anasözleşmeler intibak ettirilinceye kadar, mevcut anasözleşmelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.

Anasözleşmelerini bu Kanuna intibak ettirmek için kooperatifler ve üst kuruluşlarının yapacakları genel kurulları, olağan genel kurulların usul ve çoğunluğuna göre toplanır ve karar verir.”

MADDE 20 – 18/4/1972 tarihli ve 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak, her halde 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 55 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 65 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 69 uncu maddesi ve ek 5 inci maddesi hükümleri bu Kanuna tabi kooperatif, bölge birlikleri ve merkez birlikleri hakkında da uygulanır.”

MADDE 21 – 1/6/2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bağımsız denetim kapsamı dışında kalan birlikler ile kooperatifler 1163 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi hükümlerine göre denetlenir.”

MADDE 22 – 4572 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak, her halde 1163 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 55 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve ek 5 inci maddesi hükümleri bu Kanuna tabi kooperatif ve birlikler hakkında da uygulanır.”

MADDE 23 – 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 24 – 23/2/2017 tarihli ve 6824 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “2022 yılının Ekim ayından” ibaresi “2022 yılının Kasım ayından” şeklinde ve “2021 yılının Ekim ayı” ibareleri “2021 yılının Kasım ayı” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 25 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 26 – Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

25/10/2021

 


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]> https://www.muhasebenews.com/kooperatif-kanununda-onemli-degisiklikler-yapildi-26-10-2021/feed/ 0 Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici Maddesinin Uygulamasına İlişkin Tebliğ Yayınlandı 11.6.2021 https://www.muhasebenews.com/hazineye-ait-tasinmaz-mallarin-degerlendirilmesi-ve-katma-deger-vergisi-kanununda-degisiklik-yapilmasi-hakkinda-kanunun-gecici-maddesinin-uygulamasina-iliskin-teblig-yayinlandi-11-6-2021/ https://www.muhasebenews.com/hazineye-ait-tasinmaz-mallarin-degerlendirilmesi-ve-katma-deger-vergisi-kanununda-degisiklik-yapilmasi-hakkinda-kanunun-gecici-maddesinin-uygulamasina-iliskin-teblig-yayinlandi-11-6-2021/#respond Fri, 11 Jun 2021 06:51:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110579
11 Haziran 2021 CUMA Resmî Gazete Sayı : 31508
TEBLİĞ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

MİLLİ EMLAK GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 404)

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 28 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 4706 sayılı Kanunun geçici 28 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,

b) Belgeli yatırımcı ve işletmeci: 31/5/2019 tarihli ve 1134 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik ve 29/6/2009 tarihli ve 2009/15212 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Deniz Turizmi Yönetmeliği hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından adına belge düzenlenen yatırımcı ve işletmeciyi,

c) Ecrimisil ertelemesi: Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin yatırımcıları ve işletmecilerinden bu faaliyetleri dolayısıyla Hazine taşınmazlarını izinsiz kullanımlarından dolayı 31/3/2020 tarihli ve 31085 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan  Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 398) ve 23/12/2020 tarihli ve 31343 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan  Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 401) kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere 1/1/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken ecrimisillerin ödeme sürelerinin başvuru şartı aranmaksızın 30/11/2022 tarihine kadar ertelenmesi ve bu alacakların ertelenen tarihe kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilmesini,

ç) Hazine taşınmazı: Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri,

d) İdare: Taşınmazın niteliği ile bulunduğu yere göre ve ilgili mevzuatı uyarınca; bu Tebliğ kapsamında kalan taşınmazlara ilişkin kullanım bedelleri ile ecrimisilin tahsili dahil her türlü işlemleri yapmaya yetkili ve görevli idareyi,

e) Kamu arazisi: Tapuda orman vasfıyla kayıtlı olanlar dahil Hazine taşınmazlarını,

f) Kullanım bedeli ertelemesi: Kanunları uyarınca ilgili Bakanlıklar tarafından üzerinde turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip edilmediğine veya kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 398) ve Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 401) kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere 1/1/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni, yararlanma, ilave yararlanma bedelleri ve hasılat paylarının ödeme sürelerinin başvuru şartı aranmaksızın 30/11/2022 tarihine kadar ertelenmesi ve bu alacakların ertelenen tarihe kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilmesini,

g) Turizm tesisi: Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik ile Deniz Turizmi Yönetmeliğinde genel nitelikleri ve türleri belirtilen tesisleri,

ifade eder.

Ertelemeden yararlanma dönemi

MADDE 4 – (1) 4706 sayılı Kanunun geçici 28 inci maddesi kapsamında 1/1/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kullanım bedelleri ile ecrimisillerin ödeme süreleri 30/11/2022 tarihine kadar ertelenmiştir.

(2) 4706 sayılı Kanunun geçici 25 inci ve 26 ncı maddeleri kapsamında; 1/4/2020 tarihi ile 31/12/2020 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gerekirken 2021 yılına ertelenen kullanım bedelleri ile ecrimisiller 2021 yılı içerisinde tahsil edilecek olup, bu Tebliğ kapsamında ertelemeye konu edilmeyecektir.

Kullanım bedeli ertelemesinden yararlanma şartları

MADDE 5 – (1) Belgeli yatırımcılar ve işletmeciler tarafından kullanım bedeli ertelemesinden yararlanılabilmesi için;

a) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 21/7/2006 tarihli ve 26235 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik ve işlemin yapıldığı tarihte geçerli olanlar dahil (mülga Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik ve benzeri) diğer ilgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığınca adlarına kamu arazisinin kesin tahsisinin yapılması ve/veya bu kesin tahsise dayanılarak lehlerine Bakanlık tarafından irtifak hakkı tesis edilmiş, adlarına kullanma izni verilmiş ve/veya kiralama yapılmış olması ve kesin tahsis işlemlerinin İdare nezdinde halen geçerliliğini koruması ve iptal edilmemiş olması,

b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu, 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ile 18/4/2014 tarihli ve 28976 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kanununun 17/3 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği ve 12/12/1986 tarihli ve 19309 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Parklar Yönetmeliği ile işlemin yapıldığı tarihte geçerli olanlar dahil (mülga 6831 sayılı Orman Kanununun 16 ncı, 17 nci, 18 inci ve 115 inci maddeleri Gereğince Yapılacak Arazi Tahsisleri ve Verilecek İzinlere Ait Yönetmelik, Orman Arazilerinin Tahsisi Hakkında Yönetmelik, Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik, Orman Kanununun 17 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği, Milli Parkların Ayrılma, Planlama Uygulama ve Yönetimine Ait Yönetmelik ve benzeri) diğer ilgili mevzuat hükümleri uyarınca ormanlık alanlar üzerinde turizm tesisleri yapılmak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığınca adlarına kesin izin verilmiş veya kiralama yapılmış olması ve/veya bu kesin izne dayanılarak lehlerine Bakanlık tarafından irtifak hakkı tesis edilmiş ve/veya adlarına kullanma izni verilmiş olması ve kesin izin işlemlerinin İdare nezdinde halen geçerliliğini koruması ve iptal edilmemiş olması,

c) Bakanlık tarafından; 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 19/6/2007 tarihli ve 26557 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik ve işlemin yapıldığı tarihte geçerli olanlar dahil (mülga Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Aynî Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliği ve benzeri) diğer ilgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere Hazine taşınmazları üzerinde lehlerine irtifak hakkı tesis edilmiş, adlarına kullanma izni verilmiş ve/veya kiralama yapılmış olması ve irtifak hakkı veya kullanma izni sözleşmelerinin İdare nezdinde halen geçerliliğini koruması ve iptal veya tapudan terkin edilmemiş olması,

ç) 28/5/1988 tarihli ve 3465 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Dışındaki Kuruluşların Erişme Kontrollü Karayolu (Otoyol) Yapımı, Bakımı ve İşletilmesi ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun gibi özel kanunlar ile işlemin yapıldığı tarihte geçerli olanlar dahil ilgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere ilgili bakanlıkça adlarına kamu arazisinin tahsisi yapılmış ve/veya izin verilmiş olması ya da kiralama yapılmış ve bu tahsise/izne dayanılarak Bakanlık tarafından lehlerine irtifak hakkı tesis edilmiş ve/veya adlarına kullanma izni verilmiş olması,

d) 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve 2/5/2013 tarihli ve 28635 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmelik ile işlemin yapıldığı tarihte geçerli olanlar dahil (mülga 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname mülga 10/5/2007 tarihli ve 26518 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Taşınır Mal ve Taşınmaz Satışı, Trampa, Kiraya Verme, Sınırlı Ayni Hak Tesisi, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliği) ilgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere Bakanlıkça kiralama yapılmış veya adlarına kullanma izni verilmiş olması,

şarttır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen belgeli yatırımcılar ve işletmecilerin adına Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen ve halen geçerli olan (Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belgesi iptal edilmesine rağmen, yeni belge alması için süre verilen ve süresi henüz dolmayanlar dahil) belgeye sahip olmaları gerekir.

(3) Özel kanunları ve diğer ilgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere ilgili Bakanlıklarca adlarına kamu arazisi tahsis edilmesine ve/veya izin verilmesine ya da kiralama yapılmasına rağmen bu tahsise veya izne ya da kiralamaya dayanılarak Bakanlık tarafından lehlerine irtifak hakkı tesis edilmeyen ve/veya adlarına kullanma izni verilmeyen belgeli yatırımcı ve işletmeciler de kullanım bedeli ertelemesinden yararlanır.

Kullanım bedeli ertelemesinden yararlanamayacak olanlar

MADDE 6 – (1) Belgeli yatırımcı ve işletmecilerden;

a) Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilmeyenler,

b) Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından turizm tesisi yapılmak amacıyla ormanlık alanlar üzerinde adlarına kesin izin verilmeyenler veya kiralama yapılmayanlar,

c) Bakanlık tarafından turizm tesisi yapılmak üzere ilgili mevzuatı uyarınca Hazine taşınmazları üzerinde lehlerine irtifak hakkı tesis edilmeyenler, adlarına kullanma izni verilmeyenler veya kiralama yapılmayanlar,

ç) İlgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Bakanlık tarafından ön izin verilmiş olmakla birlikte henüz adlarına kesin tahsis yapılmayanlar, kesin izin verilmeyenler ve/veya lehlerine irtifak hakkı tesis edilmeyenler, adlarına kullanma izni verilmeyenler veya kiralama yapılmayanlar,

d) 3465 sayılı Kanun ile 3996 sayılı Kanun gibi özel kanunlar ve diğer ilgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere ilgili bakanlıkça adlarına kamu arazisi tahsisi yapılmayanlar ve/veya izin verilmeyenler ya da kiralama yapılmayanlar ve bu tahsise/izne dayanılarak Bakanlık tarafından lehlerine irtifak hakkı tesis edilmeyenler ve/veya adlarına kullanma izni verilmeyenler,

e) 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, mülga 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmelik ile diğer ilgili mevzuatı uyarınca üzerinde turizm tesisi yapılmak üzere Bakanlıkça kiralama yapılmayanlar veya adlarına kullanma izni verilmeyenler,

f) Kesin tahsisin, kesin iznin, irtifak hakkının ve/veya kullanma izninin ya da kiralama işleminin devredilmesinin uygun görülmesi nedeniyle bu devirden dolayı bedel ödeyecekler ile 3/7/2003 tarihli ve 4916 sayılı Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uygulaması gibi nedenlerle tespit edilen bedeller üzerinden sözleşmesi yenilenenler, sadece bu bedeller için,

g) Kullanım bedeli ertelemesinden yararlanabilecek nitelikte olmakla birlikte, geçmiş yıllarda ödenmesi gerekirken kendilerinden kaynaklanan sebeplerle bu ödemelerini 1/1/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihi arasında yapacaklar, sadece bu bedeller için,

ğ) Tesisin içerisinde bulunan ticari ünitelerin işleticileri/kiracıları,

kullanım bedeli ertelemesinden yararlanamaz.

Kullanım bedeli ertelemesi uygulama şekli

MADDE 7 – (1) İdarece yapılan inceleme sonucunda kullanım bedeli ertelemesinden yararlanma şartlarını taşıdığı anlaşılan belgeli yatırımcı ve işletmecilerden Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 398) ve Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 401) kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere 1/1/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni, yararlanma, ilave yararlanma bedelleri ve hasılat payları; 30/11/2022 tarihine kadar ertelenir. Bu döneme ilişkin varsa tahsil edilen bedeller iade edilmez.

(2) Ertelenen alacaklar, 30/11/2022 tarihine kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilir. Ancak, bu tarihten sonra ödenmeyen veya eksik ödenen bedeller, 30/11/2022 tarihinden ödemenin yapılacağı tarihe kadar geçen süre için kesin tahsis veya kesin izin koşullarında, mevcut sözleşmelerinde veya ilgili mevzuatında belirtilen oranda gecikme zammı veya faizi uygulanarak tahsil edilir.

(3) Belgeli yatırımcı ve işletmecilerin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların üzerinde yer alan turizm tesislerine; 6 ncı maddenin birinci fıkrasında belirtilen şekilde ilgili Bakanlıklar ve Bakanlık tarafından ilgili mevzuatı uyarınca turizm tesisi ve/veya bu tesisin tamamlayıcı ve/veya bütünleyici parçası olarak kullanılmak üzere ek alan olarak kesin tahsis yapılan, kesin izin verilen ve/veya irtifak hakkı tesis edilen, kullanma izni verilen ya da kiralama yapılan kamu arazilerine ilişkin bedeller de ertelenir.

(4) İdarece; ertelenen bedellerin türleri, tutarları, son ödeme tarihi, vadesinde ödenmemesi halinde yapılacak işlemler ile varsa diğer hususlar da açıklanmak suretiyle ilgililerine 30/11/2022 tarihinden en az otuz gün önce yazılı tebligat yapılır.

Ecrimisil ertelemesi

MADDE 8 – (1) Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin yatırımcıları ve işletmecilerinden bu faaliyetleri dolayısıyla Hazine taşınmazlarını geçmişe yönelik olanlar dahil izinsiz kullanımlarından dolayı Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 398) ve Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 401) kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere 1/1/2021 tarihi ile 31/12/2021 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken ecrimisiller, İdare tarafından bu maddede belirtilen şekilde başvuru şartı aranmaksızın 30/11/2022 tarihine kadar ertelenir. Ertelenen ecrimisiller, 30/11/2022 tarihine kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan tahsil edilir. Bu döneme ilişkin varsa tahsil edilen bedeller iade edilmez.

(2) İdarece; ertelenen ecrimisiller, tutarları, son ödeme tarihi, vadesinde ödenmemesi halinde yapılacak işlemler ile varsa diğer hususlar da açıklanmak suretiyle ilgililerine 30/11/2022 tarihinden en az otuz gün önce yazılı tebligat yapılır.

(3) Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik kapsamında kalan kamu arazilerinin ertelenen ecrimisillerine ilişkin hususlar hakkında Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik ile 20/8/2011 tarihli ve 28031 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No : 336)’nde yer alan düzenlemelere göre işlem yapılır.

(4) Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik kapsamındakiler dışında kalan kamu arazilerinin ertelenen ecrimisillerine ilişkin hususlar hakkında ilgili mevzuatında yer alan düzenlemelere göre işlem yapılır.

Yürürlük

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

 


Kaynak: Resmi Gazete 11.6.2021
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hazineye-ait-tasinmaz-mallarin-degerlendirilmesi-ve-katma-deger-vergisi-kanununda-degisiklik-yapilmasi-hakkinda-kanunun-gecici-maddesinin-uygulamasina-iliskin-teblig-yayinlandi-11-6-2021/feed/ 0
KDV Kanunu’nda Yapılan Değişikliklere İlişkin KDV Genel Uygulama Tebliği Değişikliği Yayımland https://www.muhasebenews.com/kdv-kanununda-yapilan-degisikliklere-iliskin-kdv-genel-uygulama-tebligi-degisikligi-yayimland/ https://www.muhasebenews.com/kdv-kanununda-yapilan-degisikliklere-iliskin-kdv-genel-uygulama-tebligi-degisikligi-yayimland/#respond Tue, 26 Mar 2019 08:45:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=52534 25.03.2019/76 sayılı
KDV Kanunu’nda Yapılan Değişikliklere İlişkin KDV Genel Uygulama Tebliği Değişikliği 

ÖZET

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği değişikliği ile aşağıdaki
konularda düzenleme ve açıklamalarda bulunulmuştur.

– Kur farkı KDV matrahına dahil edilmiştir. Bedelin döviz cinsinden
veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen
veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra
ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına
dahildir.
– Hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları ise matraha
dahil edilmeyecektir.
– İhraç kayıtlı teslimlerde, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten
sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade
hesabında herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.
– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir
ve diğer enerji tesislerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar
tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile
hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den
istisnadır.
– Basılı kitap ve süreli yayınların tesliminin 22/2/2019 tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisna olmasının usul ve esasları
belirlenmiştir.
– İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki
inşaat işleri nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve
indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin belge sahibi
mükellefe iade edilmesinin usul ve esasları hakkında açıklamalarda
bulunulmuştur.
– 2019 UEFA Süper Kupa ve 2020 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali
Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde KDV
İstisnasının usul ve esasları hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.
– Hasılat Esaslı Vergilendirmenin usul ve esasları hakkında
açıklamalarda bulunulmuştur.

Buna göre;

1-) Hasılat esaslı vergilendirme usulünden sadece 5216 sayılı Kanun
ile 5393 sayılı Kanun kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen,
toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın
alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve
gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla
tahsil eden otobüs işletmeleri yararlanabilir.

2-) Bu uygulamadan yararlanılabilmesi için toplu taşıma hizmetine
ilişkin bedellerin tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla
tahsil edilmesi gerekmektedir. Hizmet bedelinin (ücretinin) bir kısmının
elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit veya başka
yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme
usulünden yararlanılması mümkün değildir.

3-) Uygulamadan, yalnızca il sınırları içinde otobüs ile yolcu
taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükellefler yararlanabilir. Dolayısıyla
bir il sınırları içinde başlayıp, başka bir il sınırları içinde sona eren
güzergâhlarda yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu
uygulamadan yararlanması mümkün değildir. Söz konusu Tebliğ
değişikliği 1/3/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi
itibariyle yürürlüğe girmiştir.

23 Mart 2019 tarihli ve 30723 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KATMA DEĞER
VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
(SERİ NO: 25) ile 6/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Katma
Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde bazı değişiklikler yapılmıştır.

Tebliğde yapılan açıklamalar özetle aşağıdaki gibidir.

1. Kur Farkı KDV Matrahına Dahil Edilmiştir
26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel
Uygulama Tebliğinin (I/B-11.2.) bölümünün birinci paragrafında yer alan “fiyat farkı,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “kur farkı,” ibaresi eklenmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

5. Matraha Dâhil Olan Unsurlar

3065 sayılı Kanunun 24’üncü maddesine göre; aşağıda yazılı unsurlar KDV matrahına dahildir: a) Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri. b) Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar. c) Vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü Menfaat, hizmet ve değerler

5. Matraha Dâhil Olan Unsurlar

 3065 sayılı Kanunun 24’üncü maddesine göre; aşağıda yazılı unsurlar KDV matrahına dahildir: a) Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri. b) Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar. c) Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler.

5.3.Kur Farkları

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

5.3.Kur Farkları

 Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına dahildir. Buna göre, matraha dahil olacak kur farklarının hesabında, mal ve hizmet bedeline isabet eden kur farkları dikkate alınır, hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları matraha dahil edilmez. Örnek: (A) Ltd. Şti., (B) A.Ş.’ye mal tesliminde bulunmuş, bu teslime ilişkin 1.000 Dolar üzerinden 180 Dolar KDV hesaplamıştır. Teslim tarihinde döviz kuru 4 TL iken 6 ay sonra yapılan ödeme sırasında döviz kuru 4,40 TL olmuştur. Buna göre, teslime konu malın bedeli 1.000 Dolar üzerinden ortaya çıkan kur farkı 400 TL [(4,40-4)x1.000] olup, bu fark üzerinden 72 TL KDV hesaplanacaktır. (A) Ltd. Şti. tarafından, (B) A.Ş.’ye düzenlenecek kur farkı faturasında; matrah 400 TL, hesaplanan KDV ise 72 TL olacaktır. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.

 

Buna göre bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde,
bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra
ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına dahildir. Matraha
dahil olacak kur farklarının hesabında, mal ve hizmet bedeline isabet eden kur farkları
dikkate alınacak, hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları ise matraha dahil
edilmeyecektir.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

2. İhraç Kaydıyla Teslimlerde iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.

Tebliğin (II/A-8.9.) bölümünün üçüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur
farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmaz.”

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

8.9. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik

 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır. İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; “3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir. İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir. İhraç edilen mallar için yurtdışındaki firmalar tarafından sunulan yurtdışında ifa edilen ve yurtdışında yararlanılan mümessillik, pazarlama, reklâm vb. hizmetler verginin konusuna girmez. Bu nedenle, KDV’nin konusuna girmeyen hizmetler karşılığında ödenen bedellerin ihracatçı tarafından imalatçılara aynen aktarılmasında da KDV hesaplanmaz.

8.9. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik

3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır. İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; “3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir. İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir. İhraç edilen mallar için yurtdışındaki firmalar tarafından sunulan yurtdışında ifa edilen ve yurtdışında yararlanılan mümessillik, pazarlama, reklâm vb. hizmetler verginin konusuna girmez. Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmaz. Bu nedenle, KDV’nin konusuna girmeyen hizmetler karşılığında ödenen bedellerin ihracatçı tarafından imalatçılara aynen aktarılmasında da KDV hesaplanmaz.

 

 

Yapılan düzenleme uyarınca ihraç kayıtlı teslimlerde, iade talep dilekçesinin verildiği
tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında
herhangi bir düzeltme yapılmaz.

Söz konusu düzenleme Nisan/2019 vergilendirme dönemlerine ilişkin iade taleplerine
uygulanmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
3. Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir ve diğer enerji
tesislerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi
işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere KDV’den istisnadır.

Tebliğin (II/B-13.) ve (II/B-13.1.2.) bölümleri ile Tebliğ eki (Ek:26)’da yer alan “haberleşme” ibarelerinden sonra gelmek üzere “, yenilenebilir ve diğer enerji” ibareleri, Tebliğ eki (Ek:26)’da yer alan “Haberleşme” ibarelerinden sonra gelmek üzere “, Yenilenebilir ve Diğer Enerji” ibareleri eklenmiştir.

 

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

13. Organize Sanayi Bölgeleri ile Küçük Sanayi Sitelerinin İnşasına İlişkin İstisna

21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine eklenen (j) bendine göre, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır.

13. Organize Sanayi Bölgeleri ile Küçük Sanayi Sitelerinin İnşasına İlişkin İstisna

21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine eklenen (j) bendine göre, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme, yenilenebilir ve diğer enerji tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır.

13.1.2. İstisna Kapsamına Giren İşlemler İstisna kapsamına;

– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi, içme, kullanma ve atık su arıtma tesisi, doğalgaz, elektrik ve haberleşme, tesislerine ilişkin altyapı işleri ile yolların yapımına ilişkin organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler, – Küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler girmektedir. İdari bina, sosyal tesisler, spor tesisleri ve benzeri tesislerin yapım işlerine ilişkin organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerine yapılan teslim ve hizmetler istisna kapsamına girmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin makina, teçhizat, demirbaş, mobilya, mefruşat ve benzeri alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yolların ve küçük sanayi sitelerindekİ işyerlerinin yeniden inşasına yönelik mal ve hizmet alımları bu istisna kapsamına girmekle birlikte, bunların tamir, bakım ve onarımına ilişkin mal ve hizmet alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Örnek: Başkent Organize Sanayi Bölgesi, mevcut kapasiteyi artırmak amacıyla arıtma tesisinin yıkılarak yeniden inşa edilmesine, doğalgaz tesislerinin ise yıllık bakım ve onarımının yapılmasına karar vermiştir. Söz konusu arıtma tesisinin yeniden inşasına yönelik olarak Başkent Organize Sanayi Bölgesine yapılacak teslim ve hizmetler KDV’den istisna olup, doğalgaz tesislerinin yıllık bakımı ile onarımına ilişkin teslim ve hizmetler bu istisna kapsamına girmez.

13.1.2. İstisna Kapsamına Giren İşlemler İstisna kapsamına;

– Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi, içme, kullanma ve atık su arıtma tesisi, doğalgaz, elektrik ve haberleşme, yenilenebilir ve diğer enerji tesislerine ilişkin altyapı işleri ile yolların yapımına ilişkin organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler, – Küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine yapılan teslim ve hizmetler girmektedir. İdari bina, sosyal tesisler, spor tesisleri ve benzeri tesislerin yapım işlerine ilişkin organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerine yapılan teslim ve hizmetler istisna kapsamına girmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin makina, teçhizat, demirbaş, mobilya, mefruşat ve benzeri alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Organize sanayi bölgeleri ile bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmeler ve küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme, yenilenebilir ve diğer enerji tesisleri ile yolların ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin yeniden inşasına yönelik mal ve hizmet alımları bu istisna kapsamına girmekle birlikte, bunların tamir, bakım ve onarımına ilişkin mal ve hizmet alımları istisna kapsamında değerlendirilmez. Örnek: Başkent Organize Sanayi Bölgesi, mevcut kapasiteyi artırmak amacıyla arıtma tesisinin yıkılarak yeniden inşa edilmesine, doğalgaz tesislerinin ise yıllık bakım ve onarımının yapılmasına karar vermiştir. Söz konusu arıtma tesisinin yeniden inşasına yönelik olarak Başkent Organize Sanayi Bölgesine yapılacak teslim ve hizmetler KDV’den istisna olup, doğalgaz tesislerinin yıllık bakımı ile onarımına ilişkin teslim ve hizmetler bu istisna kapsamına girmez.

 

21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla 3065 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesine eklenen (j) bendi uyarınca; organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir ve diğer enerji tesislerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları 1/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır. Yapılan Kanuni değişiklik ile ilgili Tebliğsel değişiklik yapılmıştır.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 18/1/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

4. Basılı kitap ve süreli yayınların teslimi 22/2/2019 tarihinden itibaren
geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır.

3065 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde 7166 sayılı
Kanunla yapılan değişiklik uyarınca; 21/6/1927 tarihli ve 1117 sayılı Küçükleri Muzır
Neşriyattan Koruma Kanunu hükümlerine göre poşetlenerek satılanlar hariç olmak üzere
basılı kitap ve süreli yayınların teslimi 22/2/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
KDV’den istisnadır.

Tebliğin (II/B-16.4.2.) bölümünden sonra gelmek üzere “17. Basılı Kitap ve Süreli
Yayınların Tesliminde İstisna” başlıklı bölüm eklenmiş ve bu bölümden sonra gelen
bölümün numarası buna göre teselsül ettirilmiştir.

Basılı Kitap ve Süreli Yayınların Tesliminde İstisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıdaki gibidir:

4.1. Kapsam
İstisna, basılı kitap ve süreli yayınların (ikinci el olanlar dahil) yurt içindeki her safhada
tesliminde ve ithalinde uygulanır.

1117 sayılı Kanun hükümlerine göre poşetlenerek satılan basılı kitap ve süreli yayınların
tesliminde istisna uygulanmaz.

Kanun maddesinde yer alan süreli yayın ifadesinden, belli aralıklarla yayımlanan gazete,
dergi gibi basılmış eserler ile basılı haber ajansları yayınlarının anlaşılması gerekmektedir.
Ders kitapları, dini kitaplar, ansiklopediler, almanaklar, hikaye ve romanlar (foto roman,
çizgi roman dahil), yemek kitapları, kitap şeklindeki harita ve atlaslar, soru ve bilgi bankası kitapları, mevzuat seti kitapları da istisna kapsamındadır.

Boyama defterleri, kitap şeklinde olmayan yaprak testler, mevzuat setlerinin güncellenmesi amacıyla gönderilen föyler, ciltli takvim, kartela, ezber kartları, kataloglar, broşürler gibi yayınlar kitap kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bunların teslimi istisna kapsamında değerlendirilmez.

Elektronik kitap (e-kitap) ile süreli yayınların elektronik ortamda satışı, elektronik kitap ve
süreli yayın okuyucu, tablet ve benzerlerinin tesliminde istisna uygulanmaz.

İstisna, basılı kitap ve süreli yayınların teslimine ilişkin olup, bunların basımına ilişkin
alınan mal ve hizmetler KDV’ye tabidir.

Program şeklindeki mevzuat bilgi bankası, soru bankası, online test ve benzerleri ile CD
veya flash bellek gibi veri taşıyıcılarla satılan görüntülü eğitim setleri basılı kitap
kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bunların satışı istisna kapsamında değerlendirilmez.

4.2. İstisnanın Uygulanması

3065 sayılı Kanunun (13/n) maddesinde yer alan düzenleme tam istisna mahiyetindedir.
İstisna kapsamında teslim yapanların düzenledikleri fatura ve benzeri belgelerde KDV
gösterilmez ve “3065 sayılı KDV Kanununun (13/n) maddesi hükmü gereğince KDV
hesaplanmamıştır.” ibaresine yer verilir.

Söz konusu istisnanın uygulanmasında 3065 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinin ikinci
fıkrasında belirlenen had uygulanmayacağından, Tebliğin (II/B) bölümünün “İstisna
Uygulamalarında Alt Sınır” başlıklı ayrımında yer alan açıklamalar bu istisna
uygulamasında dikkate alınmaz.

Bu çerçevede teslim bedeline bakılmaksızın basılı kitap ve süreli yayınların tesliminde ve
ithalinde istisna uygulanır.

4.3. İstisnanın Beyanı

Bu istisna kapsamında yapılan teslimler, teslimin yapıldığı vergilendirme dönemine ait
KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam
İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda, 335 kod numaralı “Basılı Kitap ve Süreli
Yayınların Teslimleri” satırı aracılığıyla beyan edilir. Bu satırın “Teslim ve Hizmet Tutarı”
sütununa istisnaya konu teslimin KDV hariç tutarı, “Yüklenilen KDV” sütununa bu
teslimlere ilişkin alış ve giderlere ait belgelerde gösterilen toplam KDV tutarı yazılır. İade
talep etmek istemeyen mükellefler, “Yüklenilen KDV” sütununa “0” yazmalıdır.

4.4. İade

Bu istisnadan kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

– Standart iade talep dilekçesi
– İstisnanın beyan edildiği döneme ilişkin indirilecek KDV listesi
– İade hakkı doğuran işleme ait yüklenilen KDV listesi
– İadesi talep edilen KDV hesaplama tablosu
– Satış faturaları listesi

3065 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendindeki istisna
kapsamında temin ettiği basılı kitap veya süreli yayınları, yine bu istisna kapsamında teslim eden mükelleflerin, basılı kitap veya süreli yayın alımında ödemediği KDV’yi iade olarak talep etmesi mümkün olmayıp, varsa genel giderler ve ATİK’ler nedeniyle iade talep etmesi mümkündür. Bu durumda, genel giderler ve ATİK’ler nedeniyle yüklenilen KDV için iade talebinde bulunabilecek KDV tutarı, basılı kitap veya süreli yayınların satış bedeli ile bunların alış bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutarı aşamaz.

4.4.1. Mahsuben İade

Mükelleflerin bu işlemlerden kaynaklanan mahsuben iade talepleri yukarıdaki belgelerin
ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu
ve teminat aranmadan yerine getirilir.

4.4.2. Nakden İade

Mükelleflerin bu işlemlerden kaynaklanan ve 5.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri
vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin
5.000 TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna
göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilir ve
teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 22/2/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

5. İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat
İşleri Nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen indirim yoluyla
telafi edilemeyen katma değer vergisi belge sahibi mükellefe iade
olunacaktır.

7161 sayılı Kanun ile KDV Kanunu’nun geçici 37’nci maddesinde yapılan değişiklik
uyarınca; imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki inşaat işleri
nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen
katma değer vergisi maddede yer alan düzenlemelere göre belge sahibi mükellefe iade
olunacaktır.

Tebliğin (II/E-7.) bölümünün birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

7. İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri

3065 sayılı Kanunun geçici 37’nci maddesinde, “İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; a) Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yıllarının altı aylık dönemleri itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde, b) 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yılları sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi izleyen yıl içerisinde, talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade olunur. Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Bu vergiler ve cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başında başlar. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bu istisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda belirlenmiştir

7. İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri

 3065 sayılı Kanunun geçici 37’nci maddesinde, “İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; a) Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve 2017, 2018 ve 2019 yıllarının altı aylık dönemleri itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde, b) 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yüklenilen ve 2017, 2018 ve 2019 yılları sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi izleyen yıl içerisinde, talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade olunur. Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Bu vergiler ve cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başında başlar. Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan süreleri, bitiminden itibaren, sürelerin bitimini takip eden her bir takvim yılı itibarıyla ayrı ayrı ya da birlikte, beş yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Bu istisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda belirlenmiştir.

 

Yapılan Kanuni değişiklik ile ilgili Tebliğde değişiklik yapılmıştır. Söz konusu değişiklik 23
Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan Tebliğin (II/E-7.1.) bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmış olup; söz
konusu Tebliğ değişikliği 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

7.1. Kapsam

İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017-30/6/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2017- 30/6/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017-31/12/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2018- 30/6/2019), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019) talep edilmesi halinde iadesi öngörülmektedir

7.1. Kapsam

İmalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017-30/6/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2017-30/6/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017-31/12/2017) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2017 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2018-31/12/2018), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2018-30/6/2019), – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019), – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019) — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2019 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2019-30/6/2019) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/7/2019-30/6/2020), — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2019 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2019-31/12/2019) söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2020-31/12/2020), — 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2019 yılında söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda yer alan ve 2019 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2020-31/12/2020) talep edilmesi halinde iadesi öngörülmektedir.

 

 

Ayrıca Tebliğin (II/E-7.3.) bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmış olup; söz konusu
Tebliğ değişikliği 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

7.3. İstisnanın Beyanı

İade, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017-30/6/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2017, en geç Mayıs/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017-31/12/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılında yüklenilen ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2018, en geç Mayıs/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılında yüklenilen ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine dahil edilerek talep edilebilir. İadesi talep edilecek tutar, talebin yapılacağı döneme ait KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunun 442 kod numaralı “İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri” satırında beyan edilir. Yatırımın ilgili mevzuat hükümlerine göre tamamlanamaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

7.3. İstisnanın Beyanı

 İade, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2017- 30/6/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2017, en geç Mayıs/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2017- 31/12/2017) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2017 yılında yüklenilen ve 2017 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2018, en geç Kasım/2018 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2018- 30/6/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2018, en geç Mayıs/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018- 31/12/2018) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine, – 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılında yüklenilen ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2019 yılının ilk altı aylık döneminde (1/1/2019- 30/6/2019) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Temmuz/2019, en geç Mayıs/2020 dönemine ait KDV beyannamesine, — Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2019 yılının ikinci altı aylık döneminde (1/7/2019- 31/12/2019) yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2020, en geç Kasım/2020 dönemine ait KDV beyannamesine, — 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2019 yılında yüklenilen ve 2019 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en erken Ocak/2020, en geç Kasım/2020 dönemine ait KDV beyannamesine dahil edilerek talep edilebilir. İadesi talep edilecek tutar, talebin yapılacağı döneme ait KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunun 442 kod numaralı “İmalat Sanayiine Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri” satırında beyan edilir. Yatırımın ilgili mevzuat hükümlerine göre tamamlanamaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

 

6. 2019 UEFA Süper Kupa ve 2020 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali
Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde KDV
İstisnası

7162 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi ile 3065 sayılı Kanuna eklenen geçici 40’ıncı
maddede;

– 2019 Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Süper Kupa Finali ve 2020 UEFA
Şampiyonlar Ligi Finali müsabakalarına ilişkin olmak üzere UEFA, katılımcı futbol kulüpleri
ve organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de
bulunmayanlara, bu müsabakalar dolayısıyla yapılacak mal teslimleri ve hizmet ifaları ile
bunların bu müsabakalar dolayısıyla yapacakları mal teslimleri ve hizmet ifalarının
KDV’den istisna olduğu,

– Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergilerin,
vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergilerden indirileceği, indirim yoluyla telafi
edilemeyen vergilerin 3065 sayılı Kanunun 32’nci maddesi hükmü uyarınca istisna
kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edileceği,

– Hazine ve Maliye Bakanlığının istisna ve iadenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Tebliğin (II/E-9.6.) bölümünden sonra gelmek üzere “10. 2019 UEFA Süper Kupa ve 2020
UEFA Şampiyonlar Ligi Finali Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde
İstisna” başlıklı bölüm eklenmiş olup istisna uygulamasının usul ve esasları hakkında
açıklamalarda bulunulmuştur.

Söz konusu açıklamalar aşağıdaki gibidir.

6.1. İstisnanın Uygulanması

Söz konusu düzenleme tam istisna mahiyetindedir. Türkiye Futbol Federasyonu
tarafından, istisna kapsamında mal ve hizmet almak isteyen UEFA, katılımcı futbol
kulüpleri ve organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlara 3065 sayılı Kanunun geçici 40’ıncı maddesi kapsamında olduklarına yönelik bir yazı verilir. Bu yazı satıcılara ibraz edilerek istisna uygulanması sağlanır. Satıcı firma bu yazıyı 213 sayılı Kanunun muhafaza ve ibraz hükümlerine göre saklar.

İstisna kapsamındaki malların ithalat yoluyla temin edilmesi halinde, yazı ilgili gümrük
idaresine ibraz edilmek suretiyle istisnanın uygulanması sağlanır.

UEFA, katılımcı futbol kulüpleri, organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerinde ise KDV hesaplanmaz.

İstisna uygulanan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen KDV, satıcılar tarafından indirim konusu yapılabilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen KDV iade edilir.

6.2. Müteselsil Sorumluluk

UEFA, katılımcı futbol kulüpleri, organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların mal ve hizmet alımlarında istisna kapsamında işlem yapılabilmesi için Türkiye Futbol Federasyonundan alınan yazının satıcıya ibraz edilmesi şarttır.

Satıcıların bu yazı olmadan istisna uygulamaları halinde, istisna uygulaması nedeniyle
ziyaa uğratılan vergi, ceza, zam ve faizlerden alıcılar ile birlikte satıcılar da müteselsilen
sorumludur.

İşlemin istisna için belirlenen şartları baştan taşımadığı ya da şartların daha sonra ihlal
edildiğinin tespiti halinde, ziyaa uğratılan vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar,
kendisine istisna kapsamında teslim veya hizmet yapılan alıcıdan aranır. İstisna belgesinin
istisna kapsamında olmayanlara verilmesi halinde, ziyaa uğratılan vergi ile buna bağlı
ceza, faiz ve zamlardan alıcı ile birlikte Türkiye Futbol Federasyonu da sorumludur.

6.3. İstisnanın Beyanı

İstisna kapsamında yapılan teslim ve hizmetler KDV beyannamesinde yer alan “İstisnalar Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler”
tablosunda, 336 kod numaralı “UEFA Müsabakaları Kapsamında Yapılacak Teslim ve
Hizmetler” satırı aracılığıyla beyan edilir.

Bu satırın “Teslim ve Hizmet Tutarı” sütununa istisnaya konu işlem bedeli, “Yüklenilen
KDV” sütununa bu işlemle ilgili alım ve giderlere ait belgelerde gösterilen toplam KDV
tutarı yazılır.

İade talep etmek istemeyen mükellefler, “Yüklenilen KDV” sütununa ilişkin alana “0” yazar.

6.4. İade

Bu istisnadan kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

– Standart iade talep dilekçesi
– İstisnanın beyan edildiği döneme ilişkin indirilecek KDV listesi
– İade hakkı doğuran işleme ait yüklenilen KDV listesi
– İadesi talep edilen KDV hesaplama tablosu
– Satış faturaları listesi
– Türkiye Futbol Federasyonundan alınan yazı örneği

6.4.1. Mahsuben İade

Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan mahsuben iade talepleri, yukarıdaki belgelerin
ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu
ve teminat aranmadan yerine getirilir.

6.4.2. Nakden İade

Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan ve 5.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri vergi
inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 5.000
TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna göre
yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde, mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat
vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 30/1/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

7. Hasılat Esaslı Vergilendirme

7104 sayılı Kanunun 12’nci maddesiyle 3065 sayılı Kanunun yeniden düzenlenen 38 inci
maddesinde;

“Ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilenler ile mesleki kazancı serbest
meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen
sektör ve meslek grupları kapsamında yer alanlar, talep etmeleri halinde vergiye tabi
işlemlerin karşılığını teşkil eden (katma değer vergisi dâhil) bedel üzerinden, bu Kanunun
28 inci maddesi uyarınca belirlenen en yüksek oranı geçmemek üzere,
Cumhurbaşkanınca ilgili sektör veya meslek grubu için belirlenen oran uygulanmak
suretiyle hesapladıkları katma değer vergisini, indirilecek katma değer vergisi ile
ilişkilendirmeksizin beyan ederek öderler.

Birinci fıkra kapsamında hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen
mükellefler, kazançlarının tespitinde kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla alış
vesikalarında gösterilen katma değer vergisi ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre
beyan ederek ödedikleri katma değer vergisini işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla hesapladıkları katma değer vergisini gelir olarak dikkate alırlar.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden
çıkamazlar. Cumhurbaşkanı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca bilanço esasına göre
defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini, sektörler ve meslek grupları itibarıyla
belirleyeceği yıllık iş hacimlerine göre hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına
almaya, Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Tebliğin (V) bölümündeki “A. VERGİLENDİRME USULLERİ” başlığından sonra gelmek
üzere “1. Gerçek Usulde Vergilendirme” bölüm başlığı eklenmiş ve bu bölümden sonra
gelmek üzere 2. Hasılat Esaslı Vergilendirme başlıklı bölüm eklenerek Hasılat Esaslı
Vergilendirmenin usul ve esasları hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.

Tebliğde yer alan açıklamalar özetle aşağıdaki gibidir.

7.1. Uygulamadan Yararlanacak Mükellefler

Bu düzenleme kapsamında 7 Şubat 2019 tarihli ve 30679 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan 6 Şubat 2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında hasılat esaslı
vergilendirme kapsamında sektör ve vergi oranı konusunda düzenleme yapılmıştır.

Bu düzenleme aşağıdaki gibidir.

“10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs işletmelerinin (belediyelerin otobüs işletmeleri ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hariç) münhasıran il sınırları içinde, otobüsle (sürücüsü dâhil en az on sekiz oturma yeri olan) yapmış oldukları toplu taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yer alan hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre hasılatlarına uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak belirlenmiştir.”

Düzenleme 1 Mart 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulünden yalnızca Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında
hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına alınan sektör ve meslek gruplarında yer alan
mükellefler yararlanır. Bu kapsamda vergilendirilmek isteyenler, bağlı oldukları vergi
dairesine başvurarak bu usule geçmeyi talep ederler. Vergi dairesi tarafından
başvurular incelenerek, mükellefin bilgileri kontrol edilir ve şartları sağlayan mükelleflere,
bu kapsamda vergilendirilmelerinin uygun görüldüğü yazı ile bildirilir. Bu kapsamdaki
mükellefler, söz konusu bildirimin tebliğ edildiği tarihi içine alan vergilendirme dönemini
takip eden dönemden itibaren hesaplayacakları KDV’yi hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre aylık vergilendirme dönemleri itibarıyla beyan ederler. Bu usule geçen
mükellefler hasılat esasına geçtikleri dönemden itibaren iki yıl boyunca bu usulden
çıkamazlar.

Örnek: Özel halk otobüsü işleticisi (C), 22/3/2019 tarihinde hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre vergilendirilmek üzere vergi dairesine başvurmuştur. Vergi dairesi, mükellefin şartları sağladığını tespit etmiş ve hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre
vergilendirilmesinin uygun bulunduğuna dair yazıyı mükellefe 28/3/2019 tarihinde tebliğ
etmiştir.
Buna göre, (C)’nin Nisan/2019 dönemi itibarıyla hasılat esaslı vergilendirme
usulüne göre vergilendirilmesi gerekmekte olup, Nisan/2021 dönemine kadar bu usulden
vazgeçmesi mümkün değildir.

Yeni işe başlayanlardan bu usulde vergilendirmeyi talep edenlerin, işe başlama bildirimiyle
birlikte başvuru yapmaları mümkündür.

Şartları sağlamadığı halde KDV beyannamesini bu usule göre veren mükelleflerden,
gerçek usulde vergilendirme kapsamında beyan edilmesi gereken vergi; vergi ziyaı cezası
ve gecikme faiziyle birlikte aranır. Bu durumda hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre
ödenen vergi, gerçek usulde vergilendirme kapsamında aranacak vergiden mahsup edilir.

7.2. Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulünün Uygulanması

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, vergiye tabi işlemlerin karşılığını
teşkil eden bedeller üzerinden mal ve hizmetlere uygulanan KDV oranlarını belirleyen
2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki listelerde belirlenen oranlara göre KDV
hesaplar, fatura ve benzeri belgeler üzerinde bu KDV’yi gösterirler.

Bu usule tabi mükelleflerin ödeyecekleri vergi, vergiye tabi işlemlerin bedeli ve buna ilişkin
hesaplanan KDV tutarlarının toplamına ilgili Cumhurbaşkanı Kararında belirlenen oran
uygulanmak suretiyle hesaplanır.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler, bu usule göre hesapladıkları vergiyi
4 No.lu KDV Beyannamesi ile vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmi dördüncü günü akşamına kadar beyan eder ve aynı ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar öderler.
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler kendilerine yapılan teslim ve
hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen
KDV ile 2 No.lu KDV beyannamesiyle tevkif suretiyle ödedikleri KDV ve ithal ettikleri mal
ve hizmetler dolayısıyla ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapamazlar. Bu kapsamdaki
mükellefler, indirilecek KDV tutarları ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan
ederek ödedikleri KDV tutarlarını, işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet olarak,
yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla alıcılar için hesapladıkları ve düzenledikleri
belgelerde gösterdikleri KDV’yi ise gelir olarak dikkate alırlar.

Örnek: (A) Özel Halk Otobüsü İşletmesi Nisan/2019 döneminde yapmış olduğu toplam
50.000 TL tutarındaki toplu taşıma hizmeti için 9.000 TL KDV hesaplamıştır. Mükellef bu
dönemde akaryakıt, tamir bakım, personel vb. için 40.000 TL harcama yapmış ve 6.000 TL KDV ödemiştir. Bu durumda, mükellefin gerçek usulde vergilendirilmesi halinde ödemesi gereken KDV tutarı 3.000 TL (9.000-6.000) olarak hesaplanacaktır.

Bu mükellefin hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçmesi halinde ödemesi gereken KDV
tutarı 6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına göre hasılat tutarına %1,5
oran uygulanması suretiyle hesaplanacaktır. Buna göre mükellefin ödemesi gereken KDV
tutarı 885 TL [(50.000+9.000) x %1,5] olacaktır.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçmesi nedeniyle mükellefin bu dönem için
kazancının tespitinde 10.000 TL (50.000-40.000) yerine, 12.115 TL [(50.000+9.000)–
(40.000+6.000+885)] dikkate alınacaktır.

Gerçek usulden hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, hasılat esasına
geçtikleri vergilendirme dönemi beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarını indirim
konusu yapma imkânını kaybedeceklerinden, bu tutarları gelir/kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabilirler.

Bu kapsamda vergilendirilen mükellefler yapmış oldukları indirimli orana tabi işlemler ile
istisnaya tabi işlemlerini hasılatlarına dahil ederler. Ayrıca bu mükelleflerin indirim hakkı
bulunmadığından iade hakkı doğuran işlemlere ilişkin iade talebinde bulunulması da söz
konusu değildir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi olan mükelleflerin mal teslimi ve hizmet ifalarında alıcılar tarafından KDV tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak bu mükelleflerin tam ve kısmi tevkifata tabi mal ve hizmet alımlarında KDV tevkifatı uygulayacakları tabiidir.

Bu mükellefler, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre defter tutmak ve belge düzenlemek, bu
defter ve belgeleri muhafaza ve ibraz hükümleri çerçevesinde saklamak ve gerektiğinde
yetkililere ibraz etmek zorundadırlar.

Öte yandan, hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi olan mükelleflerin düzenleyecekleri
belgelerde hesaplanan KDV tutarları, KDV mükellefi alıcılar tarafından genel esaslara göre
indirim konusu yapılabilir.

7.3. Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulünden Vazgeçilmesi

3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, hasılat esaslı vergilendirme
usulüne geçen mükelleflerin, bu usule geçtikleri dönemden itibaren iki yıl boyunca bu
usulden çıkamayacakları hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, bu usule geçtikten
sonra en az 24 ay süreyle bu usulü uygulamak zorundadırlar. Bu süre geçtikten sonra
gerçek usulde vergilendirmeyi isteyen mükellefler bağlı oldukları vergi dairesine başvurur
ve başvuru üzerine vergi dairesi tarafından başvuru tarihini içine alan vergilendirme
dönemini takip eden dönemden itibaren gerçek usulde KDV mükellefiyeti tesis edilir.
Bu mükelleflerin hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçtikleri tarihte KDV
beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarları ile hasılat esasına göre
vergilendirildikleri dönemlere ilişkin yüklenilen KDV tutarlarının gelir/kurumlar vergisi
uygulamasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerektiğinden bu
tutarların gerçek usule geçişte indirilecek KDV olarak dikkate alınması mümkün değildir.

7.4. Uygulama Kapsamına Alınanlar

6/2/2019 tarihli ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu
kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu
taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan
ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs
işletmelerinin (belediyelerin otobüs işletmeleri ile doğrudan veya dolaylı olarak
sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hariç) münhasıran il sınırları
içinde, otobüsle (sürücüsü dahil en az on sekiz oturma yeri olan) yapmış oldukları toplu
taşıma faaliyetlerine ilişkin 3065 sayılı Kanunun 38 inci maddesinde yer alan hasılat esaslı
vergilendirme usulüne göre hasılatlarına uygulayacakları vergi oranı %1,5 olarak
belirlenmiştir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulünden sadece 5216 sayılı Kanun ile 5393 sayılı Kanun
kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen, toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu
taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan
ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden otobüs
işletmeleri yararlanabilir. Ancak belediyeler bünyesinde kurulmuş ve otobüsle toplu taşıma
faaliyeti ile iştigal eden iktisadi işletmeler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin
%51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hasılat esaslı vergilendirme usulünden
yararlanamazlar.

Bu uygulamadan yararlanılabilmesi için toplu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin tamamının
elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla tahsil edilmesi gerekmektedir. Hizmet
bedelinin (ücretinin) bir kısmının elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit
veya başka yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme usulünden
yararlanılması mümkün değildir.

Ayrıca bu uygulamadan, yalnızca il sınırları içinde otobüs ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde
bulunan mükellefler yararlanabilir. Dolayısıyla bir il sınırları içinde başlayıp, başka bir il
sınırları içinde sona eren güzergâhlarda yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan
mükelleflerin bu uygulamadan yararlanması mümkün değildir.

Hasılat esaslı vergilendirme usulünü tercih edecek mükelleflerin, toplu taşımacılık
faaliyetini sürücüsü dahil en az on sekiz oturma yeri olan otobüslerle yapmaları
gerekmektedir. Halk otobüsü adı altında bu özellikleri taşımayan taşıtlarla (minibüs,
dolmuş, taksi dolmuş vb.) toplu taşımacılık hizmeti sunan mükelleflerin bu usulden
yararlanmaları mümkün değildir.

Diğer taraftan, mükelleflerin bu kapsamda vergilendirilebilmeleri için münhasıran otobüsle
toplu taşıma faaliyetinde bulunulması gerekmektedir. Bu faaliyetin yanında başka
faaliyetleri de bulunan mükellefler bu uygulamadan faydalanamazlar.

Örnek: (Z) Şehiriçi Servis ve Taşımacılık Ltd. Şti. belediyeden aldığı ruhsat kapsamında 5
otobüsle özel halk otobüsü ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmaktadır. Bunun
yanında 20 adet minibüsle de (Y) Kolejine öğrenci taşıma servis hizmeti sunmaktadır.

Buna göre, (Z) firması münhasıran özel halk otobüsü işletmeciliği faaliyetinde
bulunmadığından hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanması mümkün değildir.

718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında belirlenen şartları sağlayan ve işletme hesabı veya
bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri yıllık iş hacimlerine
bağlı olmaksızın bu uygulamadan faydalanabilirler.

Bu kapsamda vergilendirilmek isteyen mükellefler, bağlı oldukları vergi dairesine
yapacakları başvuruda, 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında yer verilen şartlara ilişkin
tevsik edici bilgi ve belgeleri ibraz ederler.

Bu kapsamda vergilendirilenler, özel halk otobüsü işletmeciliği ile ilgili elde ettikleri diğer
hasılatı da (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışları, reklam gelirleri vb.) hasılat
esaslı vergilendirme matrahına dahil ederler.

Söz konusu Tebliğ değişikliği 1/3/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 23 Mart 2019 tarihi
itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan Tebliğin (V/B-4.) bölümünde yer alan “-Elektronik Hizmet Sunucularına Özel
KDV Mükelleflerince verilmek üzere 3 no.lu,” satırından sonra gelmek üzere “-Hasılat
Esaslı Vergilendirme Usulüne Tabi Mükelleflerce verilmek üzere 4 no.lu,” satırı eklenmiştir.
Yapılan bu değişiklik karşılaştırmalı tablo halinde aşağıdaki gibidir:

Tebliğin Önceki Hali

Tebliğin Son Hali

4. Beyanname Çeşitleri

 3065 sayılı Kanunun 42’nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, — Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerce verilmek üzere 1 no.lu, — Vergi sorumluları tarafından verilmek üzere 2 no.lu, — Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükelleflerince verilmek üzere 3 no.lu, — İcra daireleri, mahkeme satış memurlukları ve gerçek usulde KDV mükellefiyeti olmayanlar tarafından müzayede mahallinde yapılan satışlarda verilmek üzere 5 no.lu KDV beyannameleri düzenlenmiştir.

4. Beyanname Çeşitleri

3065 sayılı Kanunun 42’nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, — Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerce verilmek üzere 1 no.lu, — Vergi sorumluları tarafından verilmek üzere 2 no.lu, — Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükelleflerince verilmek üzere 3 no.lu, — Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulüne Tabi Mükelleflerce verilmek üzere 4 no.lu, — İcra daireleri, mahkeme satış memurlukları ve gerçek usulde KDV mükellefiyeti olmayanlar tarafından müzayede mahallinde yapılan satışlarda verilmek üzere 5 no.lu KDV beyannameleri düzenlenmiştir

 

Saygılarımızla…

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Tebliğ (Seri No: 25) tam metni için tıklayınız…

 

 

 


Kaynak: TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kdv-kanununda-yapilan-degisikliklere-iliskin-kdv-genel-uygulama-tebligi-degisikligi-yayimland/feed/ 0
Karayolları Trafik Kanunu’nda Değişiklik https://www.muhasebenews.com/karayollari-trafik-kanununda-degisiklik/ https://www.muhasebenews.com/karayollari-trafik-kanununda-degisiklik/#respond Fri, 28 Dec 2018 06:00:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=42718 Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu Kanun ile birlikte 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mahmet Köprüsü’nde geçenlere idari para cezası uygulanmayacak.

Verilmiş olan cezalar ise tebliğ edilmeyecek.

Tebliğ edilmiş olan cezaların ise tahsilatından vazgeçilecek.

Ayrıca Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan cezalar 2019 senesinde artırılmayacak.

 

 


Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/karayollari-trafik-kanununda-degisiklik/feed/ 0
Serbest Bölgedeki Vergisel Teşvikler Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-vergisel-tesvikler-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-vergisel-tesvikler-nelerdir/#respond Tue, 30 Oct 2018 14:15:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=33758 Serbest Bölgedeki Vergisel Teşvikler Nelerdir?

3218 SAYILI SERBEST BÖLGELER KANUNUNDA YER ALAN VERGİSEL TEŞVİKLER

Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3 üncü maddesine göre;

1- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih olan 6/2/2004 tarihine kadar (bu tarih dahil) serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere faaliyet ruhsatı almış mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançlar gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.

2- Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar;

a) Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.

b) Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az  % 85’ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesnadır. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir.

c) Bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar damga vergisi ve harçlardan müstesnadır.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Serbest Bölgelerdeki Şirketler Vergi öder mi?

Serbest Bölgelerde Verilen Hizmetler ve Bu Bölgelere İlişkin Yük Taşıma İşlerinde KDV İstisnası Nasıl Uygulanır?

Serbest bölgede yazılımı kazançlarında K.V. ve ücretlerde G.V. istisnası uygulanacak mıdır?

Serbest Bölgede Faaliyet Gösteren Şirketin Devir Alınması Durumunda Kurumlar Vergisi İstisnasından Faydalanılabilir mi?

Serbest Bölgelerdeki Müşteriler için Yapılan Fason Hizmetler KDV iadesi için gereken belgeler nelerdir?

 

Ar-Ge İndirimi nedir? Sponsor olursam vergi avantajım olur mu? Bağış ve Yardımları Vergiden düşebilir miyim?

AR-GE Yapanlar Vergi Öder mi?

Ar-Ge’ye ne kadar harcıyoruz?

Merkezi Yönetim Bütçesinden AR-GE Faaliyetleri İçin Ayrılan Ödenek ve Harcamalar, 2018

İmalatta ve Ar-Ge’de kullanılacak sabit kıymetler için hızlandırılmış amortisman yöntemi geldi

Türkiye’nin Ar-Ge harcaması 2009-2016 arası

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgedeki-vergisel-tesvikler-nelerdir/feed/ 0
Organize Sanayi Bölgelerindeki Vergisel Teşvikler Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/organize-sanayi-bolgelerindeki-vergisel-tesvikler-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/organize-sanayi-bolgelerindeki-vergisel-tesvikler-nelerdir/#respond Tue, 18 Sep 2018 08:50:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=33861 Organize Sanayi Bölgelerindeki Vergisel Teşvikler Nelerdir?

4562 SAYILI ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KANUNUNDA YER ALAN VERGİSEL TEŞVİKLER

Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyette bulunan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yönelik teşviklere 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanununda yer verilmiştir. Bu bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflere gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi işveren hissesi teşviki, bedelsiz yatırım yeri tahsisi ve enerji desteği sağlanmaktadır.

1.Gelir Vergisi Stopajı Teşviki

(5084 s. Kanun m.3m. 7/h1 ve 2 Seri No.lu Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Genel Tebliğleri)

2.Sigorta Primi İşveren Paylarında Teşvik

5084 s. Kanun m.4m. 7/h,)

3.Bedelsiz Yatırım Yeri Tahsisi

(5084 s. Kanun m.5)

4.Enerji Desteği

(5084 s. Kanun m.6, (m.7/h)
Ayrıca, Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliği, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
Atıksu arıtma tesisi işleten bölgelerden belediyelerce atıksu bedeli alınmaz. (4562 s. Kanun m. 21)

Organize sanayi bölgeleri kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri katma değer vergisinden istisnadır. (KDVK m. 17/4-k)

Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette bulunanların arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanan iktisadi işletmeler kurumlar vergisinden muaftır. (KVK m. 4/n)

Organize sanayi bölgelerindeki binalar, inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süreyle emlak vergisi muafiyetinden faydalanırlar. (EVK md. 5/f)

Organize sanayi, endüstri veya teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan gayrimenkullerin ifraz veya taksim veya birleştirme işlemleri harçtan müstesnadır. (HK. m. 59/n)


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Artık Organize Sanayi Bölgeleri ve Serbest Bölgelerdeki Arsa Üzerine İnşa Edilen Binaların Tahsis Edilene Devir ve Tescil İşlemleri İçin Harç Ödenmeyecek!!!

Organize Sanayi Bölgelerinde Yap-İşlet-Devret Modeli İle Yapılan Yatırımlardaki Harcamalar Giderleştirilebilir mi?

Organize Sanayi Bölgeleri ve Serbest Bölgelerde Yer Alan Binalara Daimi Emlak Vergisi Muafiyeti Sağlandı!!!

Serbest Bölgelerdeki Şirketler Vergi öder mi?

Serbest Bölgelerde Verilen Hizmetler ve Bu Bölgelere İlişkin Yük Taşıma İşlerinde KDV İstisnası Nasıl Uygulanır?

Serbest bölgede yazılımı kazançlarında K.V. ve ücretlerde G.V. istisnası uygulanacak mıdır?

Serbest Bölgede Faaliyet Gösteren Şirketin Devir Alınması Durumunda Kurumlar Vergisi İstisnasından Faydalanılabilir mi?

Serbest Bölgelerdeki Müşteriler için Yapılan Fason Hizmetler KDV iadesi için gereken belgeler nelerdir?

Ar-Ge İndirimi nedir? Sponsor olursam vergi avantajım olur mu? Bağış ve Yardımları Vergiden düşebilir miyim?

AR-GE Yapanlar Vergi Öder mi?

Ar-Ge’ye ne kadar harcıyoruz?

İmalatta ve Ar-Ge’de kullanılacak sabit kıymetler için hızlandırılmış amortisman yöntemi geldi

Türkiye’nin Ar-Ge harcaması 2009-2016 arası

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/organize-sanayi-bolgelerindeki-vergisel-tesvikler-nelerdir/feed/ 0
TUGS’a kayıtlı gemilere sağlanan teşvikler nelerdir? (Türk Uluslararası Gemi Sicili) https://www.muhasebenews.com/tugsa-kayitli-gemilere-saglanan-tesvikler-nelerdir-turk-uluslararasi-gemi-sicili/ https://www.muhasebenews.com/tugsa-kayitli-gemilere-saglanan-tesvikler-nelerdir-turk-uluslararasi-gemi-sicili/#respond Tue, 11 Sep 2018 16:00:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=33883 TUGS’a kayıtlı gemilere sağlanan teşvikler nelerdir? (Türk Uluslararası Gemi Sicili)

4490 SAYILI TÜRK ULUSLARARASI GEMİ SİCİLİ KANUNU İLE 491 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUNDA YER ALAN VERGİSEL TEŞVİKLER

 

1-Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançlar, gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisnadır.(4490 s. Kanun md. 12; KVKGT 1)

 

2- Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedilecek gemilere ve yatlara ilişkin alım, satım, ipotek, tescil, kredi ve navlun mukaveleleri; damga vergisine, harçlara, banka ve sigorta muameleleri vergisine ve fonlara tâbi tutulmazlar.

 

3- Türk Uluslararası Gemi Sicilinde kayıtlı gemilerde ve yatlarda çalışan personele ödenen ücretler gelir vergisi ve fonlardan müstesnadır.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Kurumlar Vergisi Teşvikleri nelerdir?

KDV Teşvikleri nelerdir?

Teknopark Ar-Ge Teşvikleri nelerdir?

Serbest Bölgedeki Vergisel Teşvikler Nelerdir?

Gelir Vergisi Teşvikleri nelerdir?

SGK istihdam teşvikinden yararlanma şartları nelerdir?

]]>
https://www.muhasebenews.com/tugsa-kayitli-gemilere-saglanan-tesvikler-nelerdir-turk-uluslararasi-gemi-sicili/feed/ 0