iştirak hissesi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 26 Jan 2023 10:58:49 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 İştirak Nedir? https://www.muhasebenews.com/istirak-nedir/ https://www.muhasebenews.com/istirak-nedir/#respond Wed, 26 Jan 2022 10:55:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137653 Bir şirketin başka bir şirketin sermayesine ortak olması, sermayesinde payının olması. Bir şirketin diğer bir şirkette sermaye ortaklığı bulunması halinde, sermayelerinde payları bulunan şirketleri ifade eder. (İşletmenin doğrudan veya dolaylı olarak diğer şirketlerin yönetimine katılmak üzere edindiği hisse senetleri veya ortaklık payları “iştirak” olarak adlandırılmaktadır.)

İştirak Hissesi

Menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade etmektedir. Bunlar,

• Anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetleri (Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil),

• Limited şirketlere ait iştirak payları,

• Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerinkomanditer ortaklarına ait ortaklık payları,

• İş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları,

• Kooperatiflere ait ortaklık payları

olarak sıralanabilir.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/istirak-nedir/feed/ 0
Üretim Faaliyeti Sürdürülürken Taşınılması Halinde Gayrimenkul Kısmi Bölünme Kapsamında Değerlendirilir mi? https://www.muhasebenews.com/uretim-faaliyeti-surdurulurken-tasinilmasi-halinde-gayrimenkul-kismi-bolunme-kapsaminda-degerlendirilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/uretim-faaliyeti-surdurulurken-tasinilmasi-halinde-gayrimenkul-kismi-bolunme-kapsaminda-degerlendirilir-mi/#respond Tue, 14 May 2019 16:00:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16362 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Üretim faaliyetinin sürdürüldüğü yerden kısım kısım taşınılması halinde boşaltılan gayrimenkulün kısmi bölünmeye konu edilip edilmeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin oto cam üretim, ticaret ve ihracat faaliyeti ile iştigal ettiği,  ana faaliyet konunuz olan üretiminizin mevcut fabrika binasında devam ederken üretim tesisinizin bir bölümünün… Organize Sanayi Bölgesindeki modern fabrika binası ve yeni üretim tesisine taşındığı, halen devam eden taşınma işlemlerinin üretim sekteye uğratılmaksızın kısa sürede tamamlanacağı,  sonrasında eski fabrika binasının üretim yapılmayan taşınmaz haline dönüşeceği, taşınma süreci devam ederken bu taşınmazın tam mükellefiyete tabi bir sermaye şirketine ayni sermaye olarak devredileceği ve… Organize Sanayi Bölgesindeki fabrika binasına taşınmanın tamamlanacağı döneme kadar, devredilen taşınmazın şirketiniz tarafından anılan sermaye şirketinden kiralanacağı belirtilerek bu taşınmazın devrinin Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesi kapsamında kısmi bölünmeye konu edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde; “Kısmî bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimî temsilcisinin bilançosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmî bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmî bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan; aynı Kanunun 20’nci maddesinin üçüncü fırkasında ise 19 uncu maddenin üçüncü fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde belirtilen işlemlerden doğan kârların hesaplanmayacağı ve vergilendirilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

– “19.2.2.1. Üretim ve hizmet işletmelerinin ayni sermaye olarak konulması” başlıklı bölümünde, “Üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmi bölünme sonucu hem bölünen işletmenin hem de bölünme sonucunda varlıkları devralan işletmenin faaliyetine devam etmesi esastır. Bu kapsamda, söz konusu işletmelerin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli taşınmaz, her türlü tesis, makine ve teçhizat, alet, edevat, taşıtlar, gayri maddi haklar ile hammadde, mamul, yarı mamul mallar gibi aktif kıymetler ile ilgili pasif kıymetlerin tümünün devredilmesi zorunludur…”

– “19.2.2.1.3. Üretim ve hizmet işletmelerinin belli bir kısmının kısmi bölünmeye konu edilmesi” başlıklı bölümünde, “…Tek bir üretim veya hizmet işletmesi bulunan kurumun, taşınmazlar ve iştirak hisselerini kısmi bölünmeye konu etmesi mümkün olup anılan işletmeyi ise kısmi bölünme kapsamında devretmesi mümkün değildir…”
açıklamaları yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin mevcut fabrika binasında devam etmekte olan üretim faaliyetini ….. Organize Sanayi Bölgesindeki üretim tesisine taşırken, üretim faaliyetinin kesintiye uğratılmaksızın devam etmesi şartıyla, üretimin halen devam etmekte olduğu eski fabrika binasının “taşınmaz” olarak devrinin Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde düzenlenen kısmi bölünme kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
12 Mayıs 2016 Tarih ve 38418978-125[19-15/277]-78548 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi,  gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/uretim-faaliyeti-surdurulurken-tasinilmasi-halinde-gayrimenkul-kismi-bolunme-kapsaminda-degerlendirilir-mi/feed/ 0
İştirak Edilen Şirketin Devralınması Durumunda İştirak Hisse Alımı Finansman Giderleri Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/istirak-edilen-sirketin-devralinmasi-durumunda-istirak-hisse-alimi-finansman-giderleri-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/istirak-edilen-sirketin-devralinmasi-durumunda-istirak-hisse-alimi-finansman-giderleri-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Sun, 11 Mar 2018 13:30:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17295 (GİB – ÖZELGE)

Konu: İştirak edilen şirketin devralınması durumunda iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı.
İlgi: 24.10.2013 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2008 yılında… Akaryakıt Dağıtım AŞ’nin hisselerinin şirketinizce satın alındığı, satın almaya ilişkin faiz ve kur farkı giderlerinin Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereğince kanunen kabul edilebilir gider olarak dikkate alındığı ve ortağı bulunduğunuz… AŞ’nin şirketinizce devralınarak tüm faaliyetin tek şirket eliyle yürütülmesinin düşünüldüğü belirtilmiş olup;

– Devralınan şirket hisselerinin edinilmesi nedeniyle oluşan ve halen devam eden borçlanmanıza ilişkin faizlerin ve kur farklarının devralma sonrasında da gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı,
– Hisselerin satın alındığı tarih ile devralma işleminin tescil ettirileceği tarih arasında, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında gider olarak indirim konusu yapılan kur farkları ve faizlerin kanunen kabul edilmeyen gidere dönüşüp dönüşmeyeceği
konularında Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından, Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının istisna dışı kurum kazancından indirilemeyeceği hükmü yer almıştır. Ancak anılan Kanunda, iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderlerinin Kanunun 19’uncu maddesine göre gerçekleştirilecek devir işlemi sonrasında kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasını düzenleyen herhangi bir hükme yer verilmemiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, iştirakiniz olan… AŞ’nin Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesinde belirtilen şartlar dâhilinde devralınması durumunda şirketiniz tarafından iştirak hissesi alımıyla ilgili olarak yapılmış bir finansman giderinden söz edilemeyeceğinden, … AŞ’nin hisselerinin satın alınması dolayısıyla yaptığınız borçlanmalar için yüklenilen finansman giderlerinin, devir işleminden sonra şirketinizce gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Öte yandan, devir tarihine kadar yaptığınız ve finansman gideri olarak dikkate aldığınız tutarların devir işleminden sonra düzeltilmesine gerek yoktur.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
22 Temmuz 2014 Tarih ve 64597866-125[19-2014]-117 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/istirak-edilen-sirketin-devralinmasi-durumunda-istirak-hisse-alimi-finansman-giderleri-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
Şirket Aktifine Kayıtlı Gayrimenkulun, Finansal Kiralama Firmasına Sat-Geri Kirala Uygulaması İle Satışından Elde Edilen Kar İstisna Kapsamına Girer mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-gayrimenkulun-finansal-kiralama-firmasina-sat-geri-kirala-uygulamasi-ile-satisindan-elde-edilen-kar-istisna-kapsamina-girer-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-gayrimenkulun-finansal-kiralama-firmasina-sat-geri-kirala-uygulamasi-ile-satisindan-elde-edilen-kar-istisna-kapsamina-girer-mi/#respond Sat, 10 Mar 2018 07:45:01 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17304 (GİB – ÖZELGE)

Konu: KDV Kanunun 17/4-y maddesinin yayım tarihinden önceki tarihli sözleşmeye ilişkin işlemlere etkisi
İlgi: 28.11.2013 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; … Finansal Kiralama A.Ş. ünvanlı leasing şirketi ile “Sat – Geri Kirala” uygulaması kapsamında 09.04.2013 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince Şirketiniz aktifine kayıtlı bulunan taşınmazın leasing şirketine devir edildiği ve sözleşme sonunda söz konusu taşınmazın Şirketiniz adına devredilmek üzere kiralandığını, bu uygulamayı yaparken elde edilen satış kazancının %75’lik kısmının bilançonuzun pasifinde açılan fon hesabında izlenmek üzere ayrıldığını ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde istisna olarak uygulandığını, 02.08.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun ile gayrimenkul satış kazançlarına uygulanan kurumlar vergisi istisnasının %75’ten %100’e çıkarıldığı ve yine finansal kiralama şirketlerince bu taşınmazları satan kişilere kiralanması için düzenleyecekleri aylık kira faturalarına da katma değer vergisi (KDV) istisnası getirildiği belirterek, Şirketinizin kurumlar vergisi ve KDV karşısındaki durumu ile ilgili olarak Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde;

“Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı.

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler zıyaa uğramış sayılır. ((6495 Sayılı Kanunla değişen parantez içi hüküm Yürürlük; 02.08.2013)Taşınmazların; kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketlerine satışı ve varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için bu oran %100 olarak uygulanır ve bu taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmaz. Ancak söz konusu taşınmazların; kaynak kuruluş, kiracı veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi hâli hariç olmak üzere, varlık kiralama veya finansal kiralama şirketi tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, bu taşınmazların kaynak kuruluşta veya kiracıdaki varlık kiralama veya finansal kiralama şirketine devirden önceki kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak satışı gerçekleştiren kurum nezdinde vergilendirme yapılır.)

İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler zıyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre, gayrimenkullerin geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla finansal kiralama şirketlerine satışı ve finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançların %100’lük kısmının kurumlar vergisinden istisna tutulacağına ilişkin 6495 sayılı Kanunla eklenen parantez içi hükmün yürürlük tarihinin 02.08.2013 tarihi olması nedeniyle, … Finansal Kiralama A.Ş. ile şirketiniz arasında gerçekleşen sözleşmenin 09.04.2013 tarihinde imzalanmış olmasına bağlı olarak bahse konu taşınmazın satışından doğan kazancınızın anılan hüküm kapsamında değerlendirilmesi ve %100’lük kısmının kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

KDV Kanununun 1/1’inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

Aynı Kanuna 6495 sayılı Kanunun 29’uncu maddesi ile eklenerek 02.08.2013 tarihinde yürürlüğü giren 17/4-y maddesinde ise; finansal kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanan taşınmazlara uygulanmak üzere ve kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması koşulu ile kiralanmaya konu taşınmazların kiralayana satılması, satan kişilere kiralanması ve devrinin KDV den istisna olduğu
hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, KDV Kanununun 02.08.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 17/4-y maddesi, bu tarihten sonra düzenlenen finansal kiralama sözleşmeleri için uygulanacaktır. Bu nedenle, Kanunun 17/4-y maddesinin yürürlüğünden önce düzenlenen sözleşme kapsamındaki işlemler KDV’ye tabi olacak ve 02.08.2013 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kira faturalarında KDV hesaplanacaktır.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
21 Temmuz 2014 Tarih ve 39044742-KDV.17.4-1906 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-gayrimenkulun-finansal-kiralama-firmasina-sat-geri-kirala-uygulamasi-ile-satisindan-elde-edilen-kar-istisna-kapsamina-girer-mi/feed/ 0
Şirket Aktifine Kayıtlı OSB’de Yer Alan Gayrimenkulün Faaliyette Bulunmadan Satılması Halinde Vergi İstisnasından Yararlanılır mı? https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-osbde-yer-alan-gayrimenkulun-faaliyette-bulunmadan-satilmasi-halinde-vergi-istisnasindan-yararlanilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-osbde-yer-alan-gayrimenkulun-faaliyette-bulunmadan-satilmasi-halinde-vergi-istisnasindan-yararlanilir-mi/#respond Tue, 06 Mar 2018 23:00:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16714 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Kurum aktifinde iki yıldan uzun bir süre ile kayıtlı bulunan gayrimenkul ile OSB’de yer alan gayrimenkulün faaliyette bulunmadan satılması halinde kurumlar vergisi ve KDV istisnası.

İlgide kayıtlı özelge talep formlarınızda; 1999 yılında kurumunuz aktifine alınan ve faaliyet konularınız arasında yer almamakla birlikte üzerinde tarımsal faaliyette bulunduğunuz tarım arazisi ile… Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan ve 16.08.2012 tarihinde satın alınarak aynı tarih itibariyle aktifleştirilen idari bina, depo, trafo ve arazisiyle birlikte boya fabrikasının herhangi bir faaliyette bulunulmadan satışının kurumlar vergisi ve KDV’den istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmının anılan bentte sayılan şartlar dahilinde kurumlar vergisinden istisna olduğu, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı bölümünde ise;

“Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.

Satışa konu edilen kıymetlerin iki tam yıl kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir. Aynı durum, satmak üzere taşınmaz inşaatı ile uğraşan mükellefler açısından da geçerlidir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.

            Örnek 1: Bir inşaat şirketinin şirket merkezi olarak kullanılmak üzere inşa etmiş olduğu bir binayı, en az iki tam yıl süre ile kullandıktan sonra satması halinde, bu satıştan doğan kazanç için istisna uygulanabilecektir. Şirketin satmak amacıyla inşa etmiş olduğu veya satın aldığı binaların satışından elde ettiği kazançlar için söz konusu istisna uygulanmayacaktır.

            Örnek 2: İnşaat faaliyetinde bulunan bir şirketin satın aldığı arsayı iki tam yıl geçtikten sonra satması halinde ya da faaliyet konusu alış veriş merkezleri inşa etmek veya kiraya vermek olan şirketin bu amaçla inşa ettiği taşınmazları iki tam yıl geçtikten sonra satması halinde, şirketin bu istisnadan yararlanması söz konusu olmayacaktır.
…”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak şirket ana sözleşmenizin incelenmesinden; şirketinizin amaç ve faaliyet konuları arasında her türlü taahhüt, mühendislik, proje işleri ile dahili ve harici ticaret, inşaat malzemesi imalatı, maksat ve mevzuunun tahakkuk ettirilebilmesi için ihtiyacı bulunan gayrimenkullere tasarruf etmek ve bunları icabında satmak, devretmek ve lüzumu halinde gayrimenkuller kiralamak, kiraya vermek, gayrimenkuller satın almak, maksat ve mevzu ile ilgili hususların gerçekleştirilebilmesi için otel, motel tatil köyü gibi turistik tesisler kurmak, kamp ve eğlence yerleri inşa etmek, işletmek, işlettirmek, kiraya vermek, bu maksatla kurulmuş tesisleri bizzat veya işbirliği yoluyla işletmek, satın almak, kiralamak gibi faaliyetlerin yazılı bulunduğu, dolayısıyla taşınmaz ticareti ile uğraştığı anlaşılmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Gebze Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan ve şirketinizin 16.8.2012 tarihinde, idari bina, depo, trafo ve araziyle birlikte faaliyetsiz olarak satın aldığı ve aynı tarih itibariyle aktifleştirdiği boya fabrikasının faaliyette bulunulmadan satılacak olması nedeniyle, söz konusu satıştan elde edilecek kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen istisnaya konu edilmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan, şirketinizin faaliyet konuları arasında zirai faaliyetler yer almamakla birlikte; özelge talep formunuzda 1999 yılında aktifinize alındığı belirtilen ve üzerinde tarımsal faaliyette bulunulduğu ifade edilen tarım arazisinin satışından elde edeceğiniz kazancın %75’lik kısmının, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen şartların sağlanması kaydıyla, kurumlar vergisinden istisna edilebilmesi mümkün bulunmaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 17/4-r maddesinde ise kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin KDV’den istisna edildiği ancak, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin istisna kapsamı dışında olduğu hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 3065 sayılı KDV Kanununa istinaden yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan İştirak Hisseleri ve Taşınmazların Satışı” başlıklı (II/F-4.16) bölümünde, “3065 sayılı Kanunun (17/4-r) maddesi uyarınca, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dâhil) bankalara devir ve teslimleri KDV’den müstesna olup, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri ise istisna kapsamı dışındadır.” ifadeleri yer almaktadır.

Yine aynı Tebliğin “Taşınmaz Satışlarında İstisna Uygulaması” başlıklı (II/F-4.16.1) bölümünde ise, “Satışa konu edilecek taşınmazlar (arsa, arazi, bina) ile iştirak hisselerinin satışında istisna uygulanabilmesi için kurumların aktiflerinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde asgari 2 tam yıl (730 gün) kayıtlı bulunmuş olması gerekmektedir.

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz.

İstisna, satış yoluyla gerçekleştirilen devir ve teslimlerde uygulanır. Bağış, hibe şeklinde yapılan devir ve teslimler istisna kapsamı dışındadır.”

Örnek 1: Gayrimenkul kiralaması faaliyeti ile iştigal eden (M) Ltd. Şti. aktifinde iki tam yıl süre ile bulunan taşınmazı satışa çıkarmıştır.

Söz konusu satış işlemi şirket faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis edilmiş bir taşınmaz olması kaydıyla 3065 sayılı Kanunun (17/4-r) maddesi kapsamında KDV’den istisnadır. Ancak taşınmazın şirket faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis edilmiş bir taşınmaz olmayıp şirketin faaliyet konusu olan kiralamalarda kullanılan taşınmazlardan olması halinde, taşınmazın satışı genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir.”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak, 08.08.2011 tarih ve KDVK-60/2011-1 sayılı Katma Değer Vergisi Sirküleri’nin “İki Tam Yıl Süreyle Sahip Olunan Taşınmazların Satışı” başlıklı (8.2.4) bölümünde “KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV’den müstesnadır.

Bu hüküm uyarınca, kurumların aktiflerinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların (arsa, arazi, bina) satışı KDV den müstesnadır. Bu satışların müzayede suretiyle yapılması halinde de istisna uygulanacaktır.

Ancak, istisna hükmü, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz teslimleri için geçerli olmadığından, taşınmazların ticaretini yapan kurumlar ile mülkiyetlerindeki taşınmazları ticari bir organizasyon içinde satan belediyeler ve il özel idarelerinin bu istisnadan faydalanmaları
mümkün değildir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Buna göre; firmanızın faaliyet konuları arasında gayrimenkul ticaretinin bulunması nedeniyle, Gebze Organize Sanayi Bölgesi içerisinde faaliyetsiz olarak idari bina, depo, trafo ve arazisiyle birlikte 16.08.2012 tarihinde satın alınarak aynı tarih itibariyle aktifleştirilen boya fabrikasının, herhangi bir faaliyette bulunulmaksızın satış işlemine KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında KDV istisnası uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, faaliyet konularınız arasında yer almamakla birlikte 1999 yılında alınan ve üzerinde tarımsal faaliyette bulunulduğu ifade edilen tarım arazisinin satışında; söz konusu taşınmazın tarımsal faaliyete tahsis edilmiş olması; diğer bir ifadeyle, taşınmaz ticareti yapmak amacıyla aktifte bulundurulmaması şartıyla, satış işlemi ile ilgili olarak KDV Kanununun 17/4-r maddesinde öngörülen istisna kapsamında işlem yapılması mümkün bulunmaktadır.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
5 Kasım 2015 Tarih ve 84974990-130[17-2014/32]-1115 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-osbde-yer-alan-gayrimenkulun-faaliyette-bulunmadan-satilmasi-halinde-vergi-istisnasindan-yararlanilir-mi/feed/ 0
Şirket Aktifine Kayıtlı Taşınmaz Parsellenerek Satılması Durumunda Kurumlar Vergisi İstisnasından Faydalanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-tasinmaz-parsellenerek-satilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-tasinmaz-parsellenerek-satilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/#respond Sat, 10 Feb 2018 08:00:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17283 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın ifraz işlemi yapıldıktan sonra satışının KV. ve KDV’nden istisna olup olmadığı
İlgi: … tarih ve… sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
– Şirketinizin çimento üretimi ve satışı faaliyetiyle uğraştığı,
– 2006 yılında TMSF tarafından düzenlenen ihale neticesinde … Çimento Fabrikası ve … A.Ş.’nin satın alınarak … Çimento Grubu bünyesine katıldığı,
– Söz konusu satış ile … Çimento Fabrikası bünyesinde çimento üretiminin hammaddelerinden kil ve trasın sağlandığı kil ve tras ocağı ile fabrikaya su sağlayan su kuyularının bulunduğu parsellerin de devir alındığı ve gerekli işletme ruhsatları ile kullanma izin belgelerinin verildiği,
– Ancak, Büyükşehir Belediyesinin 2008 yılında yaptığı parselasyon sonucu kil ocağı ve su kuyusunun bulunduğu arazilerin ifraz edildiği, bu nedenle bazı arazilerin tras ve su çıkartma faaliyetlerinin sona erdiği, şehir yerleşme bölgesindeki kil ocağında faaliyetin durdurulduğu ve fabrika arazisinde açılan yeni su kuyularının kullanılmaya başlandığı,
– Diğer taraftan bahsi geçen taşınmazların satışının yapılmasının planlandığı
belirtilmiş ve 2006 yılından itibaren aktifte bulunan ve satış amacıyla değil üretim faaliyetinin devamı için tahsis edilen bu taşınmazlardan parselasyona tabi tutulmuş kil ocağı ve su kuyularının bulunduğu arsaların satışının Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e ile KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda Defterdarlığımız görüşü sorulmuştur.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendiyle, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı vergiden istisna edilmiştir.
Mezkûr bent hükümleri gereğince bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler zıyaa uğramış sayılır.

Aynı bendin devamında, istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin zıyaa uğramış sayılacağı, aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hükmün uygulanacağı, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

– “5.6.2.2.1 Taşınmazlar” başlıklı bölümünde, elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerektiği belirtilmiş,
– “5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı ayrımında
da,

“Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.

Satışa konu edilen kıymetlerin iki tam yıl kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir. Aynı durum, satmak üzere taşınmaz inşaatı ile uğraşan mükellefler açısından da geçerlidir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.

Örnek 1: Bir inşaat şirketinin şirket merkezi olarak kullanılmak üzere inşa etmiş olduğu bir binayı, en az iki tam yıl süre ile kullandıktan sonra satması halinde, bu satıştan doğan kazanç için istisna uygulanabilecektir. Şirketin satmak amacıyla inşa etmiş olduğu veya satın aldığı binaların satışından elde ettiği kazançlar için söz konusu istisna uygulanmayacaktır.” açıklamaları yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ana sözleşmesindeki esas faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti ve kiralanması bulunmayan ve fiilen de taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşmayan kurumların faaliyetlerinde kullandıkları taşınmazlarının satışından elde ettikleri kazançlar kurumlar vergisi istisnasından yararlanabilecektir.

KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin KDV’den istisna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin ise istisna kapsamı dışında tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, özelge talep formu ekinde yer alan şirket ana sözleşmesinde, sadece “şirketin faaliyet alanı” ile ilgili taşınmaz işlemleri yapılması hususunda hükümler bulunduğu anlaşılmış olup çimento üretim faaliyetinde kullanılan kil ocağının ve su kuyularının bulunduğu parsellerin “faaliyetlerin yürütülmesine tahsis edilen” taşınmaz olarak değerlendirilmesi ve bu taşınmazların, taşınmaz ticareti oluşturmayacak şekilde satışına ilişkin olarak kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnasından faydalanılması mümkün bulunmaktadır.

Kaynak: Siirt Defterdarlığı Gelir Müdürlüğü
18 Eylül 2014 Tarih ve 85632212-010.01-2 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-aktifine-kayitli-tasinmaz-parsellenerek-satilmasi-durumunda-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/feed/ 0
Kısmi Bölünme Sonucunda Kurulan Şirkete Hangi Durumlarda Kurumlar Vergisi İndirimli Uygulanabilir? https://www.muhasebenews.com/kismi-bolunme-sonucunda-kurulan-sirkete-hangi-durumlarda-kurumlar-vergisi-indirimli-uygulanabilir/ https://www.muhasebenews.com/kismi-bolunme-sonucunda-kurulan-sirkete-hangi-durumlarda-kurumlar-vergisi-indirimli-uygulanabilir/#respond Fri, 29 Dec 2017 08:45:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21396 (GİB – ÖZELGE) 

Konu: Kısmi bölünme neticesinde kurulan şirketin indirimli kurumlar vergisi uygulaması.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … A.Ş. bünyesinde… tarih ve… sayılı yatırım teşvik belgesi kapsamında komple yeni yatırım niteliğindeki kağıt üretim tesisinin Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesi kapsamında kısmi bölünmeye tabi tutulması neticesinde 2014 yılında kurulan şirketinizin aynı yıl içinde faaliyete başladığı, söz konusu yatırım teşvik belgesinin 20/11/2013 tarihinde tamamlama vizesinin yapılmış olduğu, kağıt üretim tesisinin kısmi bölünme yoluyla yatırım bütünlüğü korunarak şirketinize sermaye olarak koyulduğu, kısmi bölünme neticesinde yatırım teşvik belgesinin şirketinize devrinin yapıldığı, şirketinizin faaliyet kazancının tamamen teşvik belgesi kapsamındaki bu kağıt üretim tesisinin faaliyetinden sağlanmakta olduğu ve bu tesis haricinde faaliyet kazancı yaratan başka bir faaliyetinizin bulunmadığı belirtilerek;
-Şirketinize kısmi bölünme yoluyla devredilen tesisin faaliyeti neticesinde elde edilen kazancın iştirak hissesi, gayrimenkul vb. alımında kullanılması ve sonrasında bu kıymetlerin satışından elde edilen kazanç ile kağıt üretim tesisinden elde edilen faaliyet kazancının banka vadeli mevduat hesaplarında değerlendirilmesi neticesinde oluşan faiz gelirlerinin indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespitinde dikkate alınıp alınamayacağı,
-Teşvik belgesi kapsamında kurulan kağıt üretim tesisinin faaliyeti neticesinde elde edilen kazançlardan yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi beyannamesinde indirim olarak dikkate alınması halinde söz konusu bağış ve yardım tutarlarının indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespitinde ne şekilde dikkate alınacağı,
– Kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerinde kurum kazancına ilave edilmesi gereken kanunen kabul edilmeyen giderlerin ve kurum kazancından indirilmesi gereken istisna ve indirim tutarlarının varlığı nedeniyle beyannamede yer alan mali karın ticari kardan farklı gerçekleşmesi halinde, indirimli kurumlar vergisinin ticari bilanço karına mı, mali kara mı uygulanması gerektiği hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İndirimli Kurumlar Vergisi” başlıklı 32/A maddesinde;

“(1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16.07.1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 08.06.1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.

(2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder. Bakanlar Kurulu;
a) İstatistikî bölge birimleri sınıflandırması ile kişi başına düşen milli gelir veya sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerini dikkate almak suretiyle illeri gruplandırmaya ve gruplar itibarıyla teşvik edilecek sektörleri ve bu sektörler ile organize sanayi bölgeleri, Gökçeada ve Bozcaada’da yapılan yatırımlara ve Bakanlar Kurulunca belirlenen kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde yapılan turizm yatırımlarına ilişkin yatırım ve istihdam büyüklüklerini belirlemeye,… yetkilidir.

(5) Hesap dönemi itibarıyla ikinci fıkrada belirtilen şartların sağlanamadığının tespit edilmesi halinde, söz konusu vergilendirme döneminde indirimli vergi oranı uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi zıyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.

(6) Yatırımın faaliyete geçmesinden önce devri halinde, devralan kurum, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla indirimli vergi oranından yararlanır Yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanmadan önce indirimli kurumlar vergisi uygulanan hallerde, yatırımın tamamlanıp işletilmeye geçilmemesi durumunda ikinci fıkranın (c) bendi uyarınca indirimli vergi oranı uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte tahsil edilir.

(7) Yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesinden sonra devri halinde indirimli vergi oranından devir tarihine kadar devreden, devir tarihinden sonra ise devralan, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla yatırıma katkı tutarının kalan kısmı için yararlanır….”hükümleri yer almaktadır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “32.2.10.2. Yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesinden sonra devredilmesi durumu” başlıklı bölümünde, Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinin yedinci fıkrasına göre, yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesinden sonra devri halinde, indirimli vergi uygulamasından devir tarihine kadar devreden, devir tarihinden sonra ise devralan kurumun, ilgili mevzuatta belirtilen koşulları yerine getirmek kaydıyla yararlanabileceği açıklanmıştır.

Öte yandan, 2009/1 Seri no.lu Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğin “Devir, satış, ihraç ve kiralama” başlıklı 30 uncu maddesinde;

“(1) Yatırım tamamlama vizesi yapılmış teşvik belgesi kapsamındaki makine ve teçhizatın, devir, satış, ihraç veya kiralanması, söz konusu yatırım mallarının teminini müteakip beş yılı doldurmuş olması hâlinde serbesttir. Ancak, söz konusu satışların işletmenin asgarî 5 yıl süre ile faaliyette bulunmasını engelleyecek mahiyet taşımaması gerekir.
(2) Tamamlama vizesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın beş yılını doldurmamış makine ve teçhizatın yatırımın bütünlüğünün bozulmaması kaydıyla veya bütünü ile birlikte;
a) Teşvik belgeli bir başka yatırım için devri,
b) Teşvik belgesi olmayan bir başka yatırımcıya satışı,
c) İhracı,
ç) Kiralanması,
Müsteşarlığın iznine tabidir.

(3) Tamamlama vizesi yapılmamış veya tamamlama vizesi yapılmış olmakla birlikte beş yılını doldurmamış makine ve teçhizata satış izni verilebilmesi için yatırımın bütünlüğünün bozulmaması şartı aranır. Bu tür durumlarda satış izni verilen makine ve teçhizata uygulanan destekler tahsil edilmez. Ancak yatırımcının teşvik belgesinin satış iznini müteakip diğer nedenlerle iptali hâlinde izin verilen makine ve teçhizata uygulanan destekler de ilgili mevzuatı çerçevesinde kısmen veya tamamen geri alınır.
…”açıklamalarına yer verilmiştir.

Dolayısıyla, yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen ve tamamlama vizesi yapılmış olan söz konusu kağıt üretim tesisini kısmi bölünme yoluyla devralan şirketinizce aynı koşullar yerine getirilmek şartıyla, bu yatırımın işletilmesinden şirketiniz tarafından elde edilen kazanca,  yatırıma katkı tutarının kalan kısmına ulaşılıncaya kadar indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün bulunmaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, indirimli kurumlar vergisinin sadece yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımınızdan elde edilen kazanca uygulanması esas olup;
– Şirketinize kısmi bölünme yoluyla devredilen tesisin faaliyeti neticesinde elde edilen kazancın iştirak hissesi, gayrimenkul vb. alımında kullanılması ve sonrasında bu kıymetlerin satışından elde edilen kazanç ile kağıt üretim tesisinden elde edilen faaliyet kazancının banka vadeli mevduat hesaplarında değerlendirilmesi neticesinde oluşan faiz gelirlerinin indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
– Geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar vb. nedenlerle safi kurum kazancınızın söz konusu yatırımdan elde edilen kazanç tutarından düşük olması halinde ise indirimli kurumlar vergisi uygulanabilecek tutar safi kurum kazancını aşamayacaktır.
Ayrıca, teşvik belgeli yatırımdan elde edilen kazancın bağış ve yardım vb. şekilde kullanılmış olması bu durumu değiştirmeyeceği gibi kanunen kabul edilmeyen giderler vb. nedenlerle safi kurum kazancı yatırımdan elde edilen kazançtan yüksek olsa dahi indirimli kurumlar vergisi uygulanabilecek kazancın söz konusu yatırımdan elde edilen kazancı aşamayacağı tabiidir.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
04.08.2017 Tarih ve 62030549-125[32/A-2015/75] Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kismi-bolunme-sonucunda-kurulan-sirkete-hangi-durumlarda-kurumlar-vergisi-indirimli-uygulanabilir/feed/ 0
Taşınmaz Ticareti ve Kiralanmasıyla Uğraşan Şirkete Ait Taşınmazların Finansal Kiralama Şirketine Sat-Kirala-Geri Al Yöntemiyle Satışında Kurumlar Vergisi İstisnası Uygulanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/tasinmaz-ticareti-ve-kiralanmasiyla-ugrasan-sirkete-ait-tasinmazlarin-finansal-kiralama-sirketine-sat-kirala-geri-al-yontemiyle-satisinda-kurumlar-vergisi-istisnasi-uygulanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/tasinmaz-ticareti-ve-kiralanmasiyla-ugrasan-sirkete-ait-tasinmazlarin-finansal-kiralama-sirketine-sat-kirala-geri-al-yontemiyle-satisinda-kurumlar-vergisi-istisnasi-uygulanabilir-mi/#respond Fri, 24 Nov 2017 07:00:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16923 (GİB – ÖZELGE)

Konu: İşletmede Kayıtlı Taşınmazın Finansal Kiralama Şirketine Sat-Kirala-Geri Al Yöntemiyle Satışında Kurumlar Vergisi İstisnası

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda: … Vergi Dairesi Müdürlüğünün… vergi numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, inşaat ve taahhüt işleriyle iştigal ettiğiniz, şirketinizin sahip olduğu arsalar veya başka kişi ya da kurumlara ait arsalar üzerinde iş yeri ve konut inşa ederek bunların satışını/ticaretini yaptığınız, aktifinizde kayıtlı arsanızı 10 adet daire (villa) karşılığında müteahhide verdiğiniz, yapımına başlanan ve kat irtifakı tesis edilmiş olan villaları finansman temini için 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümleri uyarınca sat-kirala-geri al yöntemi ile finansal kiralama şirketine satacağınız ve sözleşme sonunda söz konusu taşınmazların geri alınacağı belirtilerek bu işlemin Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan hüküm gereğince istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun istisnaları düzenleyen 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde;

“Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı (Taşınmazların; kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketlerine satışı ve varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için bu oran %100 olarak uygulanır ve bu taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmaz. Ancak söz konusu taşınmazların; kaynak kuruluş, kiracı veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi hâli hariç olmak üzere, varlık kiralama veya finansal kiralama şirketi tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, bu taşınmazların kaynak kuruluşta veya kiracıdaki varlık kiralama veya finansal kiralama şirketine devirden önceki kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak satışı gerçekleştiren kurum nezdinde vergilendirme yapılır.)

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.”
hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, konuya ilişkin açıklamalar 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (5.6.) bölümünde yapılmıştır.

Anılan Tebliğin  “5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı bölümünde de;

“Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

İstisna uygulaması esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.

Satışa konu edilen kıymetlerin iki tam yıl kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmeyecektir. Aynı durum, satmak üzere taşınmaz inşaatı ile uğraşan mükellefler açısından da geçerlidir. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci paragrafındaki parantez içi hükmünde 02.08.2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 6495 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla taşınmazların finansal kiralama şirketlerine satışı ve finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançların %100’ünün, taşınmazı en az iki tam yıl süreyle aktifte bulundurma şartı aranmaksızın, kurumlar vergisinden istisna edilmesi hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, bu kapsamda gerçekleştirilen işlemlerde istisnadan faydalanılabilmesi için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulundurma şartı hariç olmak üzere anılan maddede yer alan diğer tüm şartların sağlanması gerekmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan şirketinizin, aktifinizde kayıtlı arsa karşılığında elde ettiği taşınmazları (villaları) 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümleri uyarınca sat-kirala-geri al yöntemiyle bir finansal kiralama şirketine satmanız durumunda söz konusu satıştan doğan kazançlar için 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde düzenlenen istisnadan faydalanması mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: Adana Vergi Dairesi Başkanlığı
7 Eylül 2015 Tarih ve 19341373-125[ÖZELGE-2014/13]-54 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tasinmaz-ticareti-ve-kiralanmasiyla-ugrasan-sirkete-ait-tasinmazlarin-finansal-kiralama-sirketine-sat-kirala-geri-al-yontemiyle-satisinda-kurumlar-vergisi-istisnasi-uygulanabilir-mi/feed/ 0
Yurt Dışında Kurulan Şirkete Ait Harcamalar, Türkiye Hissedarı Şirket Tarafından Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-kurulan-sirkete-ait-harcamalar-turkiye-hissedari-sirket-tarafindan-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-kurulan-sirkete-ait-harcamalar-turkiye-hissedari-sirket-tarafindan-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Fri, 17 Nov 2017 07:00:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17541 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Yunanistan’da kurulacak şirkete ait harcamaların şirket hissedarı olan Türkiye’deki şirket tarafından gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin faaliyet konusunun uluslararası seyrüsefer yapan gemilere her türlü yiyecek, içecek, tüketim malzemesi, hırdavat, teknik ve temizlik malzemesi gibi ürünlerin satışı olduğu; şirketiniz tarafından aynı işi yapmak üzere Atina’da bir şirket kurulmak istendiği ve söz konusu şirketin Türkiye’den geçen gemilerle ilgili müşteri bulacağı ve mal satışı için sipariş alacağı; ancak mal tesliminin Türkiye’de Boğazlardan geçerken Türkiye’deki şirketiniz tarafından yapılacağı; faturasının Türkiye’de düzenleneceği ve tahsilatının da şirketiniz tarafından yapılacağı; kurulacak yeni şirketin fonksiyonunun bu açıdan temsilcilik ofisine benzediği ancak Yunanistan’daki yasalar nedeniyle şirket şeklinde kurulacağı; yeni şirketin giderlerinin olacağı fakat herhangi bir gelirinin olmayacağı ve giderlerin tamamının fatura veya dekontla Şirketinize yansıtılacağı belirtilerek, söz konusu giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:” hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu birinci fıkranın (g) bendinde;

“Kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimî temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan kurum kazançları;
1) Bu kazançların, doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
2) Kazançların elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması,
3) Ana faaliyet konusu, finansal kiralama dâhil finansman temini, sigorta hizmetlerinin sunulması veya menkul kıymet yatırımı olan kurumlarda, bu kazançların doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.

Bu bent uyarınca toplam vergi yükü, birinci fıkranın (b) bendindeki tanıma göre tespit edilir.”
hükümleri yer almaktadır. Ayrıca aynı maddenin üçüncü fıkrası ise; “İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez.”
hükümlerini amirdir.

Aynı Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun, 40’ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilebilecek giderler sayılmış olup bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendiyle ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 227’nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229’uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden (fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu vb.) herhangi biriyle veya yurt dışından alınan mal ve hizmetlere ilişkin olarak ilgili ülke mevzuatına uygun olarak düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun 229’uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır.

Bu hükümler uyarınca, bir giderin indirim konusu yapılabilmesi için;
              – Giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması,
              – Giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması,
              – Yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve
              – Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması
             gerekmektedir. Bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde genel gider olarak indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, yansıtma; ticari faaliyet kapsamında bir işlemin yapılmaması, yapılan iş ve işlemlerde bir gelir elde etme veya kar ve zarar beklentisini taşıyacak herhangi bir unsurun bulunmaması, yasal uygulamalar nedeniyle muhatap olunan ya da diğer bir işletme adına ödeme veya tahsilat yapılması durumlarında, yapılan ödeme veya henüz ödeme yapılmamışsa tahakkuk eden bedellerin asıl muhatabına aktarılmasını ifade etmektedir.

Buna göre, şirketinizin Yunanistan yasaları uyarınca Atina’da şirket şeklinde kuracağı iş yeri tarafından yapılacak harcamaların, Türkiye’de safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
27 Mayıs 2014 Tarih ve 62030549-125[6-2013/408]-1454 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-kurulan-sirkete-ait-harcamalar-turkiye-hissedari-sirket-tarafindan-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
Sehven Aktif Hesaptan Çıkarılıp Tekrar Aktife Alınan İştirak Hissesinin Satılması Halinde Kurumlar Vergisi İstisnasından Faydalanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sehven-aktif-hesaptan-cikarilip-tekrar-aktife-alinan-istirak-hissesinin-satilmasi-halinde-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sehven-aktif-hesaptan-cikarilip-tekrar-aktife-alinan-istirak-hissesinin-satilmasi-halinde-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/#respond Wed, 15 Nov 2017 15:15:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16585 (GİB – ÖZELGE)

Konu: 2004 yılında elde edilmekle birlikte 10.08.2006 tarihinde aktife alındıktan sonra 31.12.2008 tarihinde sehven aktiften çıkarılan ve 31.12.2015 tarihinde tekrar aktife alınan iştirak hissesinin satışı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

– … tarafından 2004 yılında edinilen… Limited Şirketine ait 10 Euro nominal bedelli 1 adet hisse senedinin 10.08.2006 tarihinde 1 Euro iz bedelle… aktifinde satılmaya hazır menkul değerler hesabına kaydedildiği,
– … Limited Şirketinin ana şirketi olan… Şirketinin 16.10.2008 tarihinde halka arz edildiği ve… New York Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören 9008 adet ve 310.735,46 USD tutarında… Şirketine ait hisse senedi ve 723.463,20 USD tutarında kar payı ödemesine hak kazandığı,
– Tarafınızca, gerçekleşen bu işlemin söz konusu hisse senedinin yerine… Şirketi hisselerinin verildiği şeklinde anlaşıldığı ve bu nedenle 31.12.2008 tarihinde… Limited Şirketine ait 10 Euro nominal bedelli 1 adet hisse senedinin muhasebe kayıtlarından çıkartılarak onun yerine 9008 adet… Şirketine ait hisse senetlerinin girişinin yapıldığı,
– 21.12.2015 tarihinde… Limited Şirketi tarafından, hisselerinin tamamının… Şirketine satıldığının ve buna istinaden… 10 Euro nominal bedelli 1 adet hisse senedine ilişkin olarak bir nakit tutar ve… Şirketine ait hisse senedi elde edeceğinin tarafınıza bildirilmesi üzerine, söz konusu hisse senedinin, sehven kayıtlardan çıkartıldığının anlaşıldığı ve yapılan yanlışlığın fark edilmesi üzerine 31.12.2015 tarihinde tekrar aktife alındığı ve 21.06.2016 tarihinde satışa konu edildiği
belirtilmiş olup söz konusu hisse senedinin satışından elde edilecek kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca istisnaya konu edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmının anılan bentte sayılan şartlar dâhilinde kurumlar vergisinden istisna olduğu; menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

– “5.6.2.3.1. İki tam yıl süre ile aktifte bulundurulma” başlıklı bölümünde, “İstisna uygulamasına konu olacak taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının en az iki tam yıl (730 gün) süreyle kurumun aktifinde yer alması, diğer bir ifadeyle kurumun bu değerlere iki tam yıl süreyle bilfiil sahip olması gerekmektedir.”
– “5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı bölümünde, “Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır…”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Bilfiil sahip olunsa bile aktife alınmamış iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın, kurumlar vergisinden müstesna tutulması mümkün değildir. Aktife alınma, Kanun maddesinin uygulamasında şekli bir şart olmayıp, asli bir şart olarak aranılmaktadır. Diğer taraftan, satışa konu edilen iştirak hisselerinin aktife alındığı tarihten itibaren şirket aktifinde iki tam yıl süreyle yer alması gerekmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, 01.07.2004 tarihinden itibaren sahip olduğunuz ve 10.08.2006 tarihinde satılmaya hazır menkul değerler hesabına kaydettiğiniz, sehven 31.12.2008 tarihinde kayıtlardan çıkardığınız ve yapılan yanlışlığın fark edilmesi üzerine 31.12.2015 tarihinde tekrar aktife aldığınız hisse senedinin satışından doğan kazançla ilgili olarak Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükümlerinin uygulanması açısından iki yıllık sürenin hesabında, söz konusu hisse senedinin kurumunuzca tekrar aktife alındığı tarih esas alınacak olup, en az iki yıl süreyle aktifinizde yer almayan bahse konu iştirak hissesinin satışı dolayısıyla istisnadan yararlanılması söz konusu olmayacaktır.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
27 Mart 2017 Tarih ve 64597866-125.05[5/1-e]-5517 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sehven-aktif-hesaptan-cikarilip-tekrar-aktife-alinan-istirak-hissesinin-satilmasi-halinde-kurumlar-vergisi-istisnasindan-faydalanabilir-mi/feed/ 0