işletme sahibi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 28 Apr 2021 06:06:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Kasadaki Parayı Faize Ver Ama Ben Faize Karşıyım https://www.muhasebenews.com/kasadaki-parayi-faize-ver-ama-ben-faize-karsiyim/ https://www.muhasebenews.com/kasadaki-parayi-faize-ver-ama-ben-faize-karsiyim/#respond Wed, 28 Apr 2021 01:00:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108388

Ertuğrul KILIÇ
SMMM, Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak


Uzun zamandır işletmelerin Kasasında bulunan ve ihtiyaçtan fazla olduğu iddia edilen paralarla ilgili inceleme elamanları ceza yazmaktaydılar.

Gelir idaresi işletmelerin Kasalarında ihtiyaçtan fazla para bulundurmasını vergi matrahını aşındırdığını iddia ederek, bunların bankaya yatırılıp değerlendirilmesi gerektiği iddiasında bulunmaktadırlar.

Bir taraftan Cumhurbaşkanı,  faiz sebep enflasyon sonuç olduğu teziyle ekonomi teorisini söyleyerek, faize karşı çıkarken, diğer taraftan işletmelerin kasasında olan fazla paraları bankaya yatırılarak faiz getirmesini söylemek faizciliği teşvik etmek olmuyor mu?

Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin ortaklık yapısı çoğunlukla aile bireyleri tarafından oluşmaktadır. Bunların inançları gereği faize karşı olduklarını, ticari gereklerin dışında elde edilen paraların da dinimizce haram olduğunu söylemektedirler.

Bu işletmeler, özellikle Anadolu da kurulmuş işletmeler olup, aracı finans kurumlarını kullanmaktan daha çok nakit çalışmayı severler. O nedenle de fazla paralarını bankada kullanma yerine mal ve gayrimenkul almak isterler. Bazı dönemler olur ki, bu işletme sahipleri mal almak istemez ve nakitte kalmayı daha çok tercih ederler.

Nakitte kalmayı tercih eden işletmelerin de Kasalarında bazı zamanlarda gereğinden fazla nakit para birikir. İşletme gereği için kullanılmayan paralar Maliyenin gözünden kaçmaz. Vay sen vergi matrahını aşındırdın ve vergiyi az ödedin, parayı işletmeden çekip ortak olarak sen kullandın.

Peki, işletme sahibi ne yapacaktı; Fazla parasını bankaya yatıracaktı, banka faiz işletecekti, faiz gelir olarak işletmenin muhasebe kayıtlarına girecekti ve vergi beyannamesi ile gelir idaresine beyan edilip vergi ödeyecekti.

Bu faiz karşıtı birçok işletme sahibinin istemediği bir durum. Ama Maliye bu faizi almadın diye ceza kesiyor hem de Katma değer vergisi alıyor. Bunun bir finans geliri olmadığını söylüyor.

Maliye inceleme elamanları bunu neye dayanarak yapıyor.

Vergi kanunda olmayan bir zorlamayı, Türk Ticaret Kanununa (TTK) bağlayarak yapıyor. TTK ne diyor bu konuda, 18. maddesinin ikinci fıkrasında tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini söylüyor. Basiretli bir iş adamı gibi hareket etme deyimi ile kastedilen; tacirin, ticari işletmesi ile ilgili bir faaliyetinde, tedbirli ve öngörülü bir tacirin aynı durumda göstereceği özeni göstermesidir. Yani, fazla parasını bankaya yatırarak,  faiz elde etmesini. Basiret, sözcük anlamı itibarıyla, gerçeklerin yanılmadan görebilme yeteneği, ileriyi görme, anlama, kavrama ve uzak görüşlülük olarak tanımlanmaktadır.

İşte, hem serbest piyasa diyeceksiniz, hem de her iş yapanı basiretli iş adamı gibi davranmasını bekleyeceksiniz. Sonrada her yeniden yapılandırma kanunlarında, kasada biriken fazla paraları belirli bir vergi ödemesi karşılığında düzeltilmesini sağlayarak af edeceksiniz.

Neyse ki, Maliye inceleme elamanlarının bu iddialarının her zaman doğru olmayacağını idari yargı bir kararıyla kasada bulunan fazlanın işletme sahiplerince, işletmeden çekildiği anlamına gelmeyeceğini belirleyen bir karar verdi.

Konuya ilişkin olarak Bursa 1.Vergi Mahkemesi’nin 10.01.2017 tarih ve E:2016/373, K:2017/12 sayılı kararı İstanbul BİM, 3. VDD, 4.10.2017 tarih ve E. 2017/1482 K. 2017/4139 sayılı Kararı ile bozulmuştur.  Karada belirlenen durum;  “Bu itibarla, işletmelerce çalışma koşulları, nakit ihtiyaçları ve olağanüstü durumlar için ihtiyaten para bulundurulması gibi durumlar da dikkate alınarak buna göre bir inceleme ve tespit yapılması gerekirken kasa borç bakiyesinin fazlalığından bahisle ve bu tutarın ortaklara dağıtıldığı varsayımla yapılan cezalı tarhiyat kısmında da hukuka uyarlık bulunmamış olup, istinafa konu mahkeme kararının tamamen kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır ” denilerek tespit olmadan cezai işlemin oluşturulamayacağı ve işletme sahiplerinin kullandığı anlamına gelmeyeceği kararını vererek daha yumuşak bir geçiş sağlamıştır.

İşletmelerin kasasında fazla olarak bulunan paranın her zaman işletme sahipleri tarafından işletmeden çekilerek faizsiz olarak kullandığı iddiası ile faiz işletilemeyeceğidir. Kasada fazla paranın işletme sahiplerince çekilip karşılıksız kullanılmasının nakit ihtiyaçları ve olağanüstü durumlar için ihtiyaten para bulundurulması gerekip gerekmediğinin inceleme elamanınca somut olarak tespit edilip, ortaya konulması gerektiğinin mahkemece de belirlenmesidir.

Yargının bu kararına göre tespit yapılmadan, kasadan paranın çekildiği ve işletme sahipleri tarafından faiz ödemeden karşılıksız kullanıldığı iddiası, tek başına bir varsayımdan öteye gitmeyecektir.


Kaynak: SMMM – Bağımsız Denetçi Sorumlu Ortak Ertuğrul KILIÇ’ın özel İzni ile yayınlanmıştır. Ertuğrul Kılıç tarafından bize şahsen iletilen ve Yaklaşım Dergisi’nin Nisan 2021/341 sayısında yayınlanan yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI
Binek Otomobili Gider Kısıtlamasında Uygulanan Yanlış Muhasebe Kaydı Uygulamaları
İnternette “Youtube” Olarak Reklam Alanlar Vergi Ödeyecekler mi?
Kimler Kira Vergisi Ödeyecek?
İşletmelere Vergi Yapılandırılması Yerine, Karşılıksız Sermaye Konulmalı
Esnek Çalışma Kıdem Tazminatının Ölüm Fermanı 
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri-3
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri-2
Kıdem Tazminatı – Tamamlayıcı Emeklilik Ve Çalışma Hayatına Etkileri
Pandemi Sürecinde Çalışılmadan Geçen Sürelerin Kıdem Tazminatına Etkisi
KOBİ’ler İçin Borçlandırma Yerine, Sermaye Katılım Ortaklığı Kurulmalı
İşletmelerin Binek Otomobil Maliyetlerinin Giderleştirilmesi Ve Amortisman Kâbusu Bitmiyor!
VUK 353/1‘de Yapılan Değişiklik Ve Elektronik Faturada Ceza Uygulaması.
Elektronik Fatura Yerine Kâğıt Fatura Kesilirse Ceza Uygulanabilir Mi?
]]>
https://www.muhasebenews.com/kasadaki-parayi-faize-ver-ama-ben-faize-karsiyim/feed/ 0
Şirketin, Personeline Bedelsiz Konaklama Hizmeti Vermesi Halinde Vergilendirme Nasıl Yapılır? https://www.muhasebenews.com/sirketin-personeline-bedelsiz-konaklama-hizmeti-vermesi-halinde-vergilendirme-nasil-yapilir/ https://www.muhasebenews.com/sirketin-personeline-bedelsiz-konaklama-hizmeti-vermesi-halinde-vergilendirme-nasil-yapilir/#respond Tue, 13 Feb 2018 11:15:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18351 KONU: Konaklama Hizmetinde KDV – Emsal Ücret
Şirket İşletme Personeline Bedelsiz Olarak Konaklama Hizmeti Sunulmuş Olması Hizmetin Niteliğini Değiştirmeyeceğinden, Emsal Ücrete Göre Vergilendirilmesi Gerektiği Hakkında.

İLGİLİ KANUN MADDELERİ:
3065/md. 5, 27

İSTEMİN ÖZETİ: Otel işletmeciliği faaliyetiyle iştigal eden davacı adına işletme personeline Ocak ila Mayıs 2007 dönemlerinde bedelsiz konaklama hizmeti verildiği halde karşılığında belge düzenlenmediğinin yaygın yoğun denetim sonucunda tespit edilmesi üzerine takdir komisyonunca belirtilen dönemler için re ’sen belirlenen matrah dikkate alınarak yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca 2007 yılının Temmuz ve Ağustos dönemleri için takdir komisyonu kararına salman bir kat vergi zıyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Antalya 2. Vergi Mahkemesi 12.06.2009 gün ve E:2009/252, K:2009/366 sayılı kararıyla; tarhiyata dayanak alınan ve otelde konaklayan işletme personeline ait listenin incelenmesinden, otelde çalışan şahısların hizmet vermek maksadıyla bulunduğu, otelin verdiği konaklama ve diğer hizmetlerinden müşteri sıfatıyla yaralanmadığı, hizmetin gereği olarak kendilerine tahsis edilen odalarda kaldığı, işletmenin ticari kazanç elde etmek maksadıyla verdiği bir hizmet söz konusu olmadığından ortada vergiye tabi bir hizmet de bulunmadığı, bu nedenle davalı idarece de kabul edildiği üzere tamamı personel olan şahısların hizmetin devamlılığı için otelde konaklamaları nedeniyle elde edilmiş bir gelir ya da hizmet sayılacak bir faaliyet olmadığından yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır. Davalı idare tarafından; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesi gereğince vergiye tabi hizmetten işletme personelinin karşılıksız yararlandırılmasının da hizmet sayılacağı, aynı kanunun 27’inci maddesine göre ise; bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah, işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, dolayısıyla ortada bedelsiz de olsa bir hizmet söz konusu olduğu, bu hizmetin emsal ücrete göre vergilendirilmesi gerektiği, davacı tarafından ise nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı tarafından savunma verilmemiş, davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HAKİMİ: ……………………….. 

DÜŞÜNCESİ: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesine göre; “vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması hizmet sayılacağı”, aynı Kanun’un 27 inci maddesinde ise; “Bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir” hükümleri yer almaktadır.
Olayda ise; davacının otel personeline konaklama hizmeti sunduğu açıktır. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen yasal düzenlemenin birlikte değerlendirilmesinden otel personeline hizmet verdiği ve karşılığında belge düzenlemediği açık olan davacı adına yapılan tarhiyatın matrahın hukuka uygunluğu açısından incelenmesi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması, nispi vekâlet ücreti yönünden ise temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

SAVCI: …………………

DÜŞÜNCESİ: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Taraflarca temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü;
Temyiz istemine konu yapılan vergi mahkemesi kararının vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun görülmüştür.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinde vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılmasının hizmet sayılacağı, 20’nci maddesinin l’inci bendinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, 27’nci maddesinin 2’nci bendinde, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücretinin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete ait otel işletmesinde yapılan yoklama sonucu otel personeline konaklama hizmeti verildiği halde karşılığında herhangi bir belge düzenlemediğinin tespiti üzerine bu konaklamaya ilişkin hizmetin sunulduğu Ocak ila Mayıs 2007 dönemi matrahının 3065 sayılı Kanun’un 5’inci ve 27’nci maddeleri gereği resen takdiri için konunun takdir komisyonuna sevk edildiği ve takdir komisyonunca sözü edilen dönemler için belirlenen matrah farkları dikkate alınarak yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca yapılan vergi zıyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen hükümler ile dosyadaki belgelere göre, şirketin işletme personeline bedelsiz olarak konaklama hizmeti sunduğu tartışmasız olup, ücretsiz olarak sunulmuş olmasının hizmetin niteliğini değiştirmeyeceği, dolayısıyla bu hizmetin yasada belirtilen emsal ücrete göre vergilendirilmesi gerektiği açıktır.

Belirtilen nedenlerle, takdir komisyonunca, personele bedelsiz hizmetin sunulduğu Ocak ila Mayıs 2007 dönemleri matrahının belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, temyiz istemine konu kararın, sözü edilen dönemler için re ‘sen takdir edilen dönem matrahlarının hukuka uygunluğunun, bu konuda davacı tarafından ileri sürülen iddialar da göz önünde bulundurularak araştırılıp, ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı temyiz isteminin kabulü ile Antalya 2. Vergi Mahkemesinin 12.06.2009 gün ve E:2009/252, K:2009/366 sayılı kararının; vergi zıyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, maktu vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davacı temyiz isteminin reddi ile sözü edilen hüküm fıkrasının onanmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 25.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Danıştay-3. Daire-E. 2013/4133-K. 2014/1802-T. 25.4.2014

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirketin-personeline-bedelsiz-konaklama-hizmeti-vermesi-halinde-vergilendirme-nasil-yapilir/feed/ 0
Ticaret Unvanı Nasıl Olmalıdır? https://www.muhasebenews.com/ticaret-unvani-nasil-olmalidir/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-unvani-nasil-olmalidir/#respond Wed, 06 Dec 2017 01:00:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18478 1- TİCARET UNVANINA EK YAPILABİLİR Mİ?
1.1-
Tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla; her ticaret unvanına, işletmenin özelliklerini belirten veya unvanda yer alan kişilerin kimliklerini gösteren ya da hayalî adlardan ibaret olan ekler yapılabilir.
1.2- Tek başlarına ticaret yapan gerçek kişiler ticaret unvanlarına bir şirketin var olduğu izlenimini uyandıracak ekler yapamazlar.
1.3- Türk, Türkiye, Cumhuriyet ve Millî kelimeleri bir ticaret unvanına ancak Bakanlar Kurulu kararıyla konabilir.

2- TİCARİ İŞLETMENİN SAHİP VEYA ORTAKLARININ DEĞİŞMESİ HALİNDE TİCARET UNVANI DEĞİŞTİRİLMEK ZORUNDA MIDIR?
2.1- Ticari işletme sahibinin veya bir ortağın ticaret unvanında yer alan adı kanunen değişir veya yetkili makamlar tarafından değiştirilirse unvan olduğu gibi kalabilir.
2.2- Kollektif veya komandit şirkete ya da donatma iştirakine yeni ortakların girmesi hâlinde ticaret unvanı değiştirilmeksizin olduğu gibi kalabilir. Bu şirketlerden birinin ticaret unvanına adı dâhil olan bir ortağın ölümü üzerine mirasçıları onun yerine geçerek şirketin devamını kabul eder veya şirkete girmemekle beraber bu hususta izinlerini yazılı şekilde bildirirlerse şirket unvanı olduğu gibi bırakılabilir. Şirketten ayrılan ortağın adı da yazılı izni alınmak şartıyla şirket unvanında kalabilir.

3- ŞUBELERİN TİCARET UNVANI NASIL OLMALIDIR?
3.1- Her şube, kendi merkezinin ticaret unvanını, şube olduğunu belirterek kullanmak zorundadır. Bu unvana şube ile ilgili ekler yapılabilir.
3.2- Merkezi yabancı ülkede bulunan bir işletmenin Türkiye’deki şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi şarttır.

***Türk Ticaret Kanunu’nun 41 ve 45 inci maddeler şubenin ticaret unvanı hakkında da uygulanır.

4- TİCARET UNVANI DEVREDİLEBİLİR Mİ?
4.1- Ticaret unvanı işletmeden ayrı olarak başkasına devredilemez.
4.2- Bir işletmenin devri, aksi açıkça kabul edilmiş olmadıkça, unvanın da devri sonucunu doğurur. Devir hâlinde devralan, unvanı aynen kullanma hakkına sahiptir.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-unvani-nasil-olmalidir/feed/ 0
Kurum Kazancından İndirilemeyecek Giderler https://www.muhasebenews.com/kurum-kazancindan-indirilemeyecek-giderler/ https://www.muhasebenews.com/kurum-kazancindan-indirilemeyecek-giderler/#respond Wed, 02 Aug 2017 08:30:31 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=5005 1- GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE İNDİRİLEMEYECEK GİDERLER
Aşağıda yazılı ödemelerin gider olarak indirilmesi kabul olunmaz.
1.1- Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler.

1.2- Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar.

1.3- Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler.

1.4- Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler.

1.5- Teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır.

1.6- Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar.

1.7- Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin % 50’si.

1.8- Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları.

1.9- Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı.

1.10- Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.

***Bu maddenin uygulanmasında, kolektif şirketlerin ortakları ile adi ve eshamlı komandit şirketlerin komandite ortakları teşebbüs sahibi sayılır.

2- KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE İNDİRİLEMEYECEK GİDERLER
2.1- Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler.
2.2- Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler.
2.3- Sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazançlar.
2.4- İhtiyat akçeleri.
2.5- Dar mükellef kurumlara özgü indirilemeyecek giderler.
2.6- Kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları.
2.7- Menkul kıymet pazarlama komisyonları.
2.8- Gecikme faizleri.
2.9- Alkollü içki ve tütün reklam giderleri.
2.10- Deniz ve hava taşıtlarının giderleri ve amortismanları.
2.11- Basın yoluyla işlenen fiillerden dolayı ödenen tazminatlar.

3- İNDİRİMİ KABUL EDİLMEYEN DİĞER GİDERLER
3.1- Yönetim Kurulu başkan ve üyelerine ödenen kâr payları GVK’nun 75/3 üncü maddesine göre menkul sermaye iradı sayıldığından gider olarak indirilemez.

3.2- Ticari işletmelerde çalınma, kaybolma, dolandırıcılık vb. nedenlerle doğan zararlar gider olarak indirilemez.

3.3- Kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmayan giderler indirim konusu yapılamaz.

3.4- Belgelendirilmeyen veya bir başka kişi veya kurum adına düzenlenmiş belgelere dayanan harcamalar gider olarak indirilemez.

3.5- Ödenmeyen sigorta primleri indirim konusu yapılamaz.

3.6- Kanunla belirtilen kurum ve kuruluşlar dışında olan kurum ve kuruluşlara veya siyasi partilere yapılan bağışlar indirim konusu yapılamaz.

3.7- Dönemsellik ilkesinin bir sonucu olarak cari yıl dışındaki dönemlere ait giderler indirilemez.

3.8- Mükerrer kaydedilen giderler indirim konusu yapılamaz.

3.9- İstisna kazançlara ait giderler indirim konusu yapılamaz.

3.10- VUK hükümlerine uygun olamayan kıdem tazminatı karşılığı, menkul kıymetler değer düşüklüğü karşılığı gibi karşılıklar indirim konusu yapılamaz.

3.11- Kanunen kabul edilmeyen giderler için yüklenilen KDV indirilemez.

3.12- Vadeli çekler için hesaplanan reeskontlar ile mevcut borç senetlerini reeskonta tâbi tutmayıp, alacak senetlerini reeskonta tâbi tutan kurumların hesapladıkları reeskontlar indirim konusu yapılamaz.

Kaynak: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu – 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kurum-kazancindan-indirilemeyecek-giderler/feed/ 0