indirim – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 19 Nov 2024 14:43:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Home ofis olarak kullanılan konuta ait elektrik, su,   doğalgaz gibi giderlerin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı https://www.muhasebenews.com/home-ofis-olarak-kullanilan-konuta-ait-elektrik-su-dogalgaz-gibi-giderlerin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi-2/ https://www.muhasebenews.com/home-ofis-olarak-kullanilan-konuta-ait-elektrik-su-dogalgaz-gibi-giderlerin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi-2/#respond Tue, 19 Nov 2024 14:41:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=158102

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

39044742-130[Özelge]-236571

05.12.2016

Konu

:

Home ofis olarak kullanılan konuta ait elektrik, su,   doğalgaz gibi giderlerin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, serbest meslek faaliyetinizden dolayı home ofis olarak kullandığınız konuta ait elektrik, su, doğalgaz gibi harcamaların ne kadarının gider yazılabileceği, katma değer vergisi (KDV) tutarlarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve bazı faturaların ev sahibi adına düzenlenmiş olması halinde gider/indirim olarak kabul edilip edilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde serbest meslek kazancının tarifi yapılmış 67 nci maddede de serbest meslek kazancının tespitinin nasıl yapılacağı belirtilmiştir.

Söz konusu Kanunun “Mesleki Giderler” başlıklı 68 inci maddesinde ise serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde; “Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.)” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan genel giderlerin, serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin B bendinde “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.” hükmüne yer verilmiş, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği belirtilmiştir.

Buna göre, serbest meslek faaliyetindenizden dolayı home ofis olarak kullanılan konuta ait ve adınıza düzenlenen doğalgaz, elektrik ve su faturaları gibi genel gider mahiyetindeki ödemelerin, faaliyette bulunduğunuz işyerine ait olması ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması halinde serbest meslek kazancının tespitinde yarısının gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca ev sahibi adına düzenlenen faturaların ise faaliyette bulunduğunuz işyerine ait ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması ile birlikte tarafınızca ödendiğinin tevsiki (kesin delillerle ispatı) halinde serbest meslek kazancının tespitinde yarısının gider olarak indirilmesi mümkündür.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri,

30/d maddesinde Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği,

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, serbest meslek faaliyetindenizden dolayı home ofis olarak kullanılan konuta ait ve adınıza düzenlenen doğalgaz, elektrik ve su faturaları gibi genel gider mahiyetindeki ödemelerin, faaliyette bulunduğunuz işyerine ait olması ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması halinde Gelir Vergisi Kanununa göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilen kısmına ait KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca ev sahibi adına düzenlenen faturaların ise faaliyette bulunduğunuz işyerine ait ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması ile birlikte tarafınızca ödendiğinin tevsiki (kesin delillerle ispatı) halinde Gelir Vergisi Kanununa göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilen kısmına ait KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

EK İÇERİKLER


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/home-ofis-olarak-kullanilan-konuta-ait-elektrik-su-dogalgaz-gibi-giderlerin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi-2/feed/ 0
SMMM İş Yerine Aldığı TV’yi KDV Yönünden İndirim Konusu Yapılıp Yapılamayacağı https://www.muhasebenews.com/smmm-is-yerine-aldigi-tvyi-kdv-yonunden-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/ https://www.muhasebenews.com/smmm-is-yerine-aldigi-tvyi-kdv-yonunden-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/#respond Tue, 19 Nov 2024 13:51:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=158097 T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Şanlıurfa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

85620172-130-E.3753

27.01.2020

Konu

:

İş Yerine Alınan TV’nin KDV Yönünden İndirim Konusu Yapılıp Yapılamayacağı

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; serbest meslek erbabı olarak mali müşavirlik işi ile iştigal ettiğiniz belirtilerek iş yerinde kullanmak üzere almış olduğunuz televizyona ilişkin katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

-65 inci maddesinde;  “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…”,

-67 nci maddesinde; “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.”,

-68 inci maddesinde ise ” Serbest meslek kazancının tespitinde aşağıda yazılı giderler hasılattan indirilir:

4.Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dahil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar (amortismana tâbi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde aynı Kanunun 328 inci maddesine göre hesaplanacak zararlar dahil).”

hükümleri yer almaktadır.

   Bu hükümlere göre, mesleki faaliyetinizde kullanmanız ve demirbaş eşya olarak kaydetmeniz şartıyla iş yerinde kullanmak üzere almış olduğunuz televizyon için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-29 uncu maddesinin birinci fıkrasında, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,

-30/d maddesinde ise Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, mesleki faaliyetinizde kullanmanız ve demirbaş eşya olarak kaydetmeniz şartıyla iş yerinde kullanmak üzere almış olduğunuz televizyona ilişkin KDV’nin, vergiye tabi işlemleriniz üzerinden hesaplanan KDV’den indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

***

EK İÇERİK


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/smmm-is-yerine-aldigi-tvyi-kdv-yonunden-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/feed/ 0
Binek araç kiralama işi yapan işletmeler satın aldığı sıfır otomobillerin KDV’sini indirim konusu yapabilir mi? https://www.muhasebenews.com/binek-arac-kiralama-isi-yapan-isletmeler-satin-aldigi-sifir-otomobillerin-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/binek-arac-kiralama-isi-yapan-isletmeler-satin-aldigi-sifir-otomobillerin-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-mi/#respond Fri, 15 Nov 2024 07:50:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157948 Binek araç kiralama işi yapan işletmeler satın aldığı sıfır otomobillerin KDV’sini indirim konusu yapabilir mi?

Binek otomobilleri satın alan oto kiralama firmaları satın aldıklarında otomobillerin sadece kiralama faaliyetlerini kullanırlarsa bu binek otoların KDVlerini KDV beyannamesinde 191 hesapta indirim konusu yapabilir.

Ancak unutmayın bu araçların sadece kiralama içinde kullanılması gerekiyor.

Müşterilere kiralama amacıyla alınan binek otoların bu işlevinin yanında oto kiralama firmasının idari ya da pazarlama satış ve benzeri departmanlarında kullanılmaması gerekiyor.

Kiralamak amacıyla alınan binek otomobilleri gider kısıtlanması uygulanmaz. Bu araçlar için yapılan yakıt, sigorta, bakım, onarım, ve benzeri bütün harcamalarının tamamı ticari faaliyet kapsamında gider veya maliyet olarak yazılabilir. Aynı şekilde bu araçların amortismanın ayrılmasında da herhangi bir tutar sınırlaması yoktur

EK İÇERİK

2024 Binek Oto Alış Muhasebe Kaydı 9 Eylül 2024

 


Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/binek-arac-kiralama-isi-yapan-isletmeler-satin-aldigi-sifir-otomobillerin-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-mi/feed/ 0
Soru-Cevap: 2023 sonu zararını 2024 yılında indirim konusu yapabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/soru-cevap-2023-sonu-zararini-2024-yilinda-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/soru-cevap-2023-sonu-zararini-2024-yilinda-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/#respond Fri, 15 Nov 2024 04:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=158056 VİDEO İÇERİK
]]>
https://www.muhasebenews.com/soru-cevap-2023-sonu-zararini-2024-yilinda-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/feed/ 0
Türkiye’de yerleşik olan yabancı uyruklu kişi ve kurumlara verilen eğitim hizmeti faaliyetinden   elde edilen kazancın indirim konusu yapılıp yapılamayacağı https://www.muhasebenews.com/turkiyede-yerlesik-olan-yabanci-uyruklu-kisi-ve-kurumlara-verilen-egitim-hizmeti-faaliyetinden-elde-edilen-kazancin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-yerlesik-olan-yabanci-uyruklu-kisi-ve-kurumlara-verilen-egitim-hizmeti-faaliyetinden-elde-edilen-kazancin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/#respond Wed, 13 Nov 2024 09:10:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157868  

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

38418978-125[10-15/10]-6632

17/02/2016

Konu

:

Türkiye’de yerleşik olan yabancı uyruklu  kişi ve kurumlara verilen eğitim hizmeti faaliyetinden   elde edilen kazancın indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Özel Bağımsız Uluslararası Okulunu işlettiğiniz, öğrencilerinizin tamamının yabancı uyruklu ve Türkiye’de mukim kişiler olduğu belirtilerek, söz konusu faaliyetinizden elde ettiğiniz kazancın %50’sinin Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin (ğ) bendine göre kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer indirimler” başlıklı 10 uncu maddesinin (ğ) bendinde, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50 sinin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabileceği; indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.5. Türkiye’den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler” başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalar yapılmış olup mükelleflerin bu indirimden faydalanabilmeleri için taşımaları gereken şartlara Tebliğin “10.5.2. İndirimden faydalanma şartları” bölümünde yer verilmiştir.

Aynı Tebliğin “10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu” başlıklı bölümünde; “İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.

            …” açıklamalarına;

Tebliğin “10.5.2.2. Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması” başlıklı bölümünde ise;

            “Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen verilmesi gerekmekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.”

            açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, şirketiniz tarafından Türkiye’de yerleşik olan yabancı uyruklu kişilere eğitim hizmeti verildiği ve söz konusu eğitim hizmetine ilişkin faturanın hizmetten yararlanan kişiler adına düzenlendiği anlaşıldığından, eğitim hizmeti verdiğiniz kişilerin yurt dışı mukimi olmaması nedeniyle, söz konusu eğitim hizmetlerinden elde ettiğiniz kazançların Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-yerlesik-olan-yabanci-uyruklu-kisi-ve-kurumlara-verilen-egitim-hizmeti-faaliyetinden-elde-edilen-kazancin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/feed/ 0
Bordrolu çalışan bir kişi şahıs sigorta primlerini hangi şartlarda indirim konusu yapabilir? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-bir-kisi-sahis-sigorta-primlerini-hangi-sartlarda-indirim-konusu-yapabilir/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-bir-kisi-sahis-sigorta-primlerini-hangi-sartlarda-indirim-konusu-yapabilir/#respond Tue, 12 Nov 2024 10:14:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157856 Bir ücretli yapmış olduğu şahıs sigorta primlerini hangi şartlarda indirim konusu yapabilir?

1- Şahıs sigorta şirketlerine ödenen şahıs sigorta primlerinin, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait olması.

2- Sigorta şirketinin Türkiye’de kâin ve merkezinin Türkiye’de olması.

3- Sigorta mukavelesinin bu nitelikteki şirketlerle yapılması.

4- Sigorta priminin ödenmiş olduğunun belgelendirilmesi.

5- Mükelleflerce ödenen primlerin yıllık beyanname ile beyan edilen gelirden indirilebilmesi için, bu primlerin ücretin safi tutarının tespitinde ayrıca indirilmemiş olması gerekmektedir.

Gayrimenkul Sermaye İradı mükellefi şahıs sigorta primi ve bireysel emeklilik katkı payını indirim konusu yapabilir mi?

6327 sayılı Kanunun 8 inci  maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1)  numaralı bendinde yapılan değişiklik uyarınca, 01/01/2013 tarihinden itibaren,  bireysel emeklilik dışında kalan şahıs sigortaları için ödenen primlerin beyan  edilen gelirin % 15’ine kadar olan kısmı yıllık olarak asgari ücretin yıllık  tutarını aşmaması koşuluyla matrahın tespitinde indirim konusu  yapılabilecektir. Beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir vergisi  beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki  tutar esas alınacaktır.

Bireysel emeklilik sistemine  ödenen katkı payları hiçbir surette indirim konusu yapılmayacaktır.

Yıllık beyannamede matrahın  tespitinde dikkate alınacak sigorta primleri;

– Mükellefin şahsına, eşine ve  küçük çocuklarına ait birikim priminin alındığı hayat sigortalarına ödenen  primlerin %50’si ile,

– Ölüm, kaza, hastalık, sağlık,  engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primlerinden,

müteşekkildir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-bir-kisi-sahis-sigorta-primlerini-hangi-sartlarda-indirim-konusu-yapabilir/feed/ 0
SGK tarafından sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle kesilen cezaların indirim konusu yapılıp yapılamayacağı https://www.muhasebenews.com/sgk-tarafindan-sozlesme-hukumlerine-uyulmamasi-nedeniyle-kesilen-cezalarin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/ https://www.muhasebenews.com/sgk-tarafindan-sozlesme-hukumlerine-uyulmamasi-nedeniyle-kesilen-cezalarin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/#respond Mon, 11 Nov 2024 09:04:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157735

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

62030549-125[6-2014/131]-444

13/03/2015

Konu

:

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle kesilen cezaların indirim konusu yapılıp yapılamayacağı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, …Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, 06.02.2012 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile yaptığınız sözleşmeye istinaden “anlaşmalı hastane statüsünde” faaliyetinize devam ettiğiniz, söz konusu sözleşmede, SGK’nın tespit ettiği resmi hizmet ücreti dışında hastalardan belirli bir sınıra kadar fark ücreti alınabileceği; ancak, şirketinizin 2013 hesap dönemi içinde bu sınırları aşması sebebiyle sözleşme hükümleri gereği SGK’ya cezai şart ödediği belirtilerek, şirketinize uygulanan söz konusu para cezasının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin bir hesap dönemi içinde elde edilen safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununu 40 ıncı maddesindeki giderler indirim konusu yapılabilmektedir.

Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya Kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safı kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin, ayrıca (g) bendinde ise, sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddî ve manevî zarar tazminat giderlerinin kurum kazancından indirilemeyeceği belirtilmiştir.

             Yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde, her ne kadar SGK ile yapmış olduğunuz sözleşmede cezai şart olarak düzenlenmiş olsa da, Şirketinizin kusurlu davranması nedeniyle ortaya çıkan söz konusu cezaların idari para cezası mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, anılan ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sgk-tarafindan-sozlesme-hukumlerine-uyulmamasi-nedeniyle-kesilen-cezalarin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/feed/ 0
Sözleşmeye istinaden şirkete kesilen cezanın indirim konusu yapılması için fatura düzenlenmesinin şart olup olmadığı https://www.muhasebenews.com/sozlesmeye-istinaden-sirkete-kesilen-cezanin-indirim-konusu-yapilmasi-icin-fatura-duzenlenmesinin-sart-olup-olmadigi/ https://www.muhasebenews.com/sozlesmeye-istinaden-sirkete-kesilen-cezanin-indirim-konusu-yapilmasi-icin-fatura-duzenlenmesinin-sart-olup-olmadigi/#respond Thu, 07 Nov 2024 08:28:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157676

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-240

23/02/2012

Konu

:

Sözleşmeye istinaden kesilen cezanın indirim konusu yapılması için fatura düzenlenmesinin şart olup olmadığı hk.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ….. Vergi Dairesi Müdürlüğünün …. vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz,  ……. Genel Müdürlüğü …. İşletme Müdürlüğü ile yapılan palet alımına ilişkin sözleşmenin 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen şartlara istinaden geciken mal bedeli üzerinden % 0,3 oranında ceza kesildiği, ilgili kurumun bu cezayı A4 kağıdına yazarak ödemelerden kesinti yapıldığını bildirdiği, bu kesinti miktarıyla ilgili adı geçen kurumdan fatura düzenlenmesi istenildiği halde kurumun böyle bir fatura düzenleyemeyeceklerini gönderilen kesinti belgesinin yeterli olduğunu bildirdiği belirtilerek, böyle bir belgeye istinaden gider yazılıp yazılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Yönünden

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup anılan maddenin (3) numaralı bendinde işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği, aynı Kanunun 41 inci maddesinin (6) numaralı bendinde ise her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların (akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar cezai mahiyette tazminat sayılmaz.) gider olarak indirilmesinin kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, sözleşmede ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanların suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderlerinin gider olarak kabul edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

            Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz tarafından yapılan ödeme, sözleşmede ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlardan olduğundan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükmüne, aynı Kanunun 24 üncü maddesi ile de katma değer vergisi matrahına dahil olan unsurlara yer verilmiştir.

            Bu itibarla, bir mal teslimi veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan dolayısıyla malın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sadece sözleşme şartlarına uyulmaması sonucu ortaya çıkan tazminatlar katma değer vergisinin konusuna girmediğinden, tazminat tutarı üzerinden katma değer vergisi hesaplanması söz konusu olmayacaktır.

Vergi Usul Kanunu Yönünden

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde; bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış, 229 uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 232 nci maddesinde de fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

Aynı Kanunun 242 nci maddesinde ise; “Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, …. Genel Müdürlüğü …. İşletme Müdürlüğü ile adı geçen şirket arasında düzenlenen palet alım sözleşmesinde belirtilen şartların yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi halinde sözleşme hükmü gereğince adı geçen şirketten tahsil edilen cezai müeyyide, mal teslimi veya hizmet ifası kapsamında değerlendirilmese dahi tahsil edilen tutar için fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

            Ancak, söz konusu ceza ödemesi karşılığında fatura düzenlenmemesi durumunda; bu ödemenin, söz konusu sözleşme, ödemeye dair makbuz, dekont vb evrak ile tevsik edilmesi gerekmekte olup bu belgelerin muhafaza ve istenildiğinde ibraz edileceği tabiidir.

 

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sozlesmeye-istinaden-sirkete-kesilen-cezanin-indirim-konusu-yapilmasi-icin-fatura-duzenlenmesinin-sart-olup-olmadigi/feed/ 0
2023 yılına ait fatura tarafımıza geç iletilmiştir, ilgili faturayı 2024 yılında kayıt altına alırken KDV’sini indirim konusu yapabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/2023-yilina-ait-fatura-tarafimiza-gec-iletilmistir-ilgili-faturayi-2024-yilinda-kayit-altina-alirken-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/2023-yilina-ait-fatura-tarafimiza-gec-iletilmistir-ilgili-faturayi-2024-yilinda-kayit-altina-alirken-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/#respond Wed, 06 Nov 2024 06:56:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157578 2023 Yılına ait fatura tarafımıza geç iletilmiştir, ilgili faturayı 2024 yılında kayıt altına alırken KDV’sini indirim konusu yapabilir miyiz?

2023 yılına ait faturanın 2024 yılına işlenmesi halinde KDV indirim konusu yapılır. KDV hariç tutar gider niteliğine ise 681 hesaba yazılır. Mal alımı ise 15’li hesaplara kaydedilir.

KDV KANUNU

Vergi İndirimi
Madde 29

1. Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri indirebilirler:

a) Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,

b) İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi,

c) Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,[1]

ç) (Ek: 28/12/2023-7491/30 md. Yürürlük:1/1/2024)Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen katma değer vergisi,

2. Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanınca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir.[2] Ancak mahsuben iade edilmeyen vergi, Maliye Bakanlığınca belirlenen sektörler, mal ve hizmet grupları ve dönemler itibarıyla yılı içinde nakden iade edilebilir.[3] Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir. Cumhurbaşkanı, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; [4]  Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.[5]

3. İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.[6]  (7440 sayılı kanunun 16’ncı maddesiyle eklenen cümle; Yürürlük: 13.03.2023)  Şu kadar ki, boru hatları veya elektrik telleri ile taşınan ve sürekli akış hâlinde olan malların ithaline ilişkin olarak ithalatın yapıldığı vergilendirme dönemine ait katma değer vergisi beyannamesinin verilme süresi sonuna kadar ödenen katma değer vergisi, ithalatın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılabilir.

4. Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisi, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilir (Şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan katma değer vergisinin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.)[7]

5. Maliye ve Gümrük Bakanlığı vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkilidir.[8]



[1] 3297 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle eklenmiştir. (Yürürlük 20/6/1986)

[2]  7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile bu cümlede yer alan “teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. (Yürürlük 6/4/2018)

[3]  6770 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle eklenen cümle. (Yürürlük 27/01/2017)

[4]  Bu cümlenin 5838 sayılı Kanun ile değişmeden önceki halinde yer alan “Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iade hakkını kaldırmaya;” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 14/2/2012 tarihli ve 28204 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/11/2011 tarih ve Esas No: 2010/11, Karar No: 2011/153 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

[5]  700 sayılı KHK’nın 90 ıncı maddesi ile bu fıkrada yer alan “Bakanlar Kurulu” ibareleri “Cumhurbaşkanı”, “Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanınca” şeklinde değiştirilmiştir. (Yürürlük 9/7/2018)

5838 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile “Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi nakden iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iade hakkını kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” ibaresi “Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. ” İbaresi ile değiştirilmiştir.

5766 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile son cümle değiştirilmiştir. (Yürürlük 6/7/2008) Değişmeden önceki hali ” Maliye Bakanlığı bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.”

5615 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile “işletmelerden” ibaresi  “işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden” ibaresi ile değiştirilmiştir. (Yürürlük 4/7/2007)

5035 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile değiştirilmiştir. (Yürürlük 1/1/2004 tarihinden geçerli olmak üzere 2/1/2004) Değişmeden önceki hali “Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur, iade edilmez.

Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup yılı içerisinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi iade olunur. Maliye Bakanlığı bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.”

4369 sayılı Kanunun 61 inci maddesi ile ikinci fıkranın ikinci cümlesi değiştirilmiştir. (Yürürlük 1/1/1999) Değişmeden önceki hali “Şu kadar ki 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen sadece temel gıda maddeleri ile ilgili olup indirilemeyen vergi iade olunur.”

3297 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle değiştirilmiştir. (Yürürlük 20/6/1986) Değişmeden önceki hali “Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen maddelerle ilgili olup indirilemeyen vergi iade olunur.”

3099 Sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile değiştirilmiştir. (Yürürlük 1/1/1985) Değişmeden önceki hali “Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur, iade edilmez.”

[6] 7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile “takvim yılını takip eden” ibaresi eklenmiştir. (Yürürlük 1/1/2019)

3297 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle eklenmiştir. (Yürürlük 20/6/1986)

[7]  7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile eklenmiştir. (Yürürlük 1/1/2019)

[8] 7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile mevcut (4) numaralı fıkra (5) numaralı fıkra olarak değiştirilmiştir. (Yürürlük 1/1/2019)

3297 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle 3 üncü fıkra 4 üncü fıkra olarak değiştirilmiştir. (Yürürlük 20/6/1986)

 

***

 

23 SERİ NO’LU KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

Resmi Gazete Tarihi: 15/02/2019

Resmi Gazete No: 30687

MADDE 1 – 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin; (I/C-2.1.1.2.) bölümünün üçüncü paragrafında ve Örnek’te yer alan “takvim yılı” ibareleri, “takvim yılını takip eden takvim yılı” şeklinde, Örnek’teki “yıl geçmemek şartıyla” ibaresi “vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin (II/A-8.7.) bölümünün dördüncü ve altıncı paragraflarında yer alan “takvim yılı” ibareleri, “takvim yılını takip eden takvim yılı” şeklinde, aynı bölümde yer alan örnekler ise sırasıyla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Örnek: İmalatçı (A) firması tarafından Eylül 2018 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (B) firmasına teslim edilen malların ihracatı, (B) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun nedeniyle 31/12/2018 tarihine kadar gerçekleşmemiştir.

Yaşanan bu gelişme üzerine imalatçı (A) firması 15/1/2019 tarihinde vergi dairesine Eylül 2018 döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. İmalatçı (A) vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (B) firmasına rücu etmiş, (B) firması da KDV ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini Ocak 2019 döneminde imalatçıya ödemiştir.

Bu durumda (B) firması, imalatçıya ödediği KDV’yi Ocak 2019 dönemi veya 2020 takvim yılı sonuna kadar indirim konusu yapabilir.

(B) firmasının daha sonra yurtdışı bağlantılarını yeniden kurup KDV’sini ödediği bu malları ihraç etmesi durumunda da ödenen KDV’nin indirim yoluyla telafi edilememesi halinde iadesi mümkündür.”

Örnek: (B) firması tarafından Eylül 2018 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (Z) firmasına teslim edilen malların ihracatı, (Z) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun nedeniyle 31/12/2018 tarihine kadar gerçekleşmemiştir.

Yaşanan bu gelişme üzerine (B) firması 15/1/2019 tarihinde vergi dairesine Eylül 2018 döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. Ödeme sırasında vergi dairesinin yaptığı sorgulamada (B) firmasının imalatçı vasfını taşımadığı ortaya çıkmıştır.

Sonrasında (B) firması vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (Z) firmasına rücu etmiş, (Z) firması da KDV ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini Ocak 2019 döneminde imalatçıya ödemiştir.

Bu durumda, yurtiçi teslim niteliğindeki işlemle ilgili (Z) firmasının, (B) firmasına ödediği KDV’yi en geç 2019 takvim yılı içerisinde indirim konusu yapması gerekmektedir.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin (II/A-8.13.) bölümünün ilk paragrafındaki “ – İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan alınan onaylı yazı,” ibaresi “ – Gümrük beyannamesi üzerinde imalatçı firma bilgisine ilişkin kayıt bulunmaması halinde, ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan alınan onaylı yazı” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 4 – Aynı Tebliğin (II/A-9.6.) bölümünün son paragrafında, (III/B-3.1.3.4.) bölümünün üçüncü paragrafında, (III/C-5.) bölümünün (b) alt bendinde, (IV/D-2.) bölümünün dördüncü paragrafında yer alan “takvim yılı” ibareleri, “takvim yılını takip eden takvim yılı” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 5 – Aynı Tebliğin;

a) (II/F) bölümünün üçüncü paragrafının ilk cümlesinde yer alan “(17/4-c)” ibaresi “(17/2-b), (17/2-c), (17/2-d), (17/4-c), (17/4-ı), (17/4-ö)” olarak değiştirilmiştir.

b) (II/F-2.2.) bölümünün son üç paragrafı, (II/F-2.5.5.) bölümünün üçüncü ve dördüncü paragrafları ile (II/F-2.7.3.) bölümünün son paragrafı yürürlükten kaldırılmıştır.

c) (II/F-2.2.) ve (II/F-2.7.3.) bölümlerinin sonuna, (II/F-2.3.) bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere, (II/F-2.4.) ve (II/F-2.5.5.) bölümlerinin ikinci paragraflarından sonra gelmek üzere, (II/F-4.9.) bölümünün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.”

ç) (II/F-2.6.) bölümünün ikinci paragrafının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve “Örnek”te yer alan “bu kapsamda yüklenilen vergilerin firma tarafından indirim konusu yapılması ise 3065 sayılı Kanunun (30/a) maddesi gereğince mümkün değildir.” ibaresi, “bu kapsamda yüklenilen vergiler firma tarafından indirim konusu yapılabilir.” şeklinde değiştirilmiştir.

“d) 1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.”

d) (II/F-4.14.) bölümünün dördüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiş ve üçüncü paragrafı ile Örnek:1’de yer alan “(17/4-o)” ibareleri “(17/4-ö)” olarak, Örnek:2’de yer alan “(17/4-o) maddesi” ibaresi “(17/4-o) ve (17/4-ö) maddeleri” olarak değiştirilmiştir.

“3065 sayılı Kanunun (17/4-o) maddesine göre, vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait depo ve ardiye gibi bağımsız birimlerin kiralanmasına ilişkin yüklenilen KDV indirim konusu yapılamaz.

3065 sayılı Kanunun (17/4-ö) maddesine göre, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için 1/1/2019 tarihinden itibaren verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetlerine ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.”

MADDE 6 – Aynı Tebliğin (II/G-2.) bölümünün birinci, ikinci ve dördüncü paragrafları ile Örnek:3’te yer alan “internet,” ibarelerinden sonra gelmek üzere “oyun,” ibareleri eklenmiş, altıncı paragrafındaki “oyun programları,” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, yedinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.”

MADDE 7 – Aynı Tebliğin (III/B-3.) bölümünün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Mükelleflerin, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerini, en geç indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin (Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin yılın sonuna kadar verilen düzeltme beyannameleri dahil) herhangi birinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmeleri ve indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonuna kadar standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.”

MADDE 8 – Aynı Tebliğin (III/C-1.) bölümünün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Buna göre, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde defterlere kaydedilen belgelerde yer alan tutarların gelir veya kurumlar vergisi açısından dönemsellik ilkesi gereği vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün olup bu belgelerde gösterilen KDV, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde defterlere kaydedilmesi halinde indirim konusu yapılabilir.

Bu hükme göre, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir.

Diğer taraftan, 7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği; şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.

Mükellefler tarafından yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, söz konusu mal ve hizmet bedellerinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

Buna göre, 1/1/2019 tarihinden itibaren, 213 sayılı Kanunun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkündür. 213 sayılı Kanunun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır.

Söz konusu KDV tutarı, alacağın zarar yazıldığı tarihi kapsayan vergilendirme dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İndirimler” kulakçığında “İndirimler” tablosunda 111 kod numaralı “Değersiz Hale Gelen Alacaklara İlişkin İndirilecek KDV” satırı aracılığıyla indirim konusu yapılır ve değersiz hale gelen alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini içeren beyanname eki form doldurulur.”

MADDE 9 – Aynı Tebliğin (III/C-2.1.) bölümünün birinci paragrafının (a) bendinin sonuna “Ancak aynı maddede bu hükmün, Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca katma değer vergisinden istisna edilen işlemler için uygulanmayacağı belirtilmiştir.” cümlesi eklenmiş, aynı paragrafın (b) bendinden sonra gelen üçüncü paragrafında yer alan “takvim yılı” ibaresi, “takvim yılını takip eden takvim yılı” şeklinde değiştirilmiştir ve aynı bölümün sonuna aşağıdaki bent eklenmiştir.

“d) Kanunun (30/e) maddesinde, Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde satıcı tarafından indirim konusu yapılabildiğinden mükerrer vergi indirimine yol açmayacak şekilde değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen ve daha önce indirim konusu yapılmış KDV, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde 1 No.lu KDV Beyannamesinin “Matrah” kulakçığında “Diğer İşlemler” tablosunda 505 kod numaralı “VUK 322 Kapsamına Giren Borçlara Ait KDV” satırı aracılığıyla beyan edilir.”

MADDE 10 – Aynı Tebliğin (III/C-3.) bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde, Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile (17/4-s) maddesi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilebileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV’nin, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı; Hazine ve Maliye Bakanlığının KDV iadesini, hak sahiplerinin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli daireler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin (% 51)’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsup suretiyle sınırlayabileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, iade talebinde bulunacak mükelleflerin istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde istisnaya ilişkin yüklenilen KDV sütununu doldurmaları ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.”

MADDE 11 – Aynı Tebliğin (III/C-4.1.) bölümü başlığı ile birlikte, (III/C-4.2.) bölümünün ise “4.2. Diğer Hallerde Kısmi Vergi İndirimi Uygulaması” başlığı yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 12 – Aynı Tebliğin (III/C-5.6.) bölümünün;

a) Birinci ve dördüncü paragraflarında yer alan “takvim yılı” ibareleri, “takvim yılını takip eden takvim yılı” şeklinde değiştirilmiştir.

b) Üçüncü paragrafındaki “takvim yılı içinde kullanılması, yılın aşılmaması gerekir.” ibaresi “takvim yılını takip eden takvim yılı içinde kullanılması gerekir.” şeklinde değiştirilmiştir.

c) Son paragrafındaki “özel hesap dönemini aşmamak kaydıyla” ibaresi, “özel hesap dönemini takip eden özel hesap dönemini aşmamak kaydıyla” şeklinde değiştirilmiştir.

ç) Dördüncü ve altıncı paragraflarından sonra gelen örnekler sırasıyla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Örnek: 28 Ağustos 2018 tarihli alış faturasının 10 günlük süreyi aşmayacak şekilde 5 Eylül 2018 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde faturada gösterilen KDV 5 Eylül 2018 dönemi işlemlerine dahil edilerek indirim konusu yapılabilecektir.”

Örnek: Yukarıda örnekte yer alan 28 Ağustos 2018 tarihli faturanın 16 Ekim 2018 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde Ekim/2018, 4 Kasım 2018 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde de Kasım/2018 vergilendirme dönemlerinde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak her halükarda 2018 yılının içinde kesilen faturanın en geç o yılı izleyen yıl defterine kayıt edilip indirim konusu yapılması gerekmekte olup, yukarıdaki örnekte belirtilen faturada yer alan verginin Ocak/2020 veya müteakip vergilendirme dönemlerinde indirimi söz konusu olamayacaktır. Ancak Vergi Usul Kanununun kayıt nizamı hükümlerine uyulmaması halinde anılan Kanunda belirtilen müeyyidelerin uygulanacağı tabiidir.”

MADDE 13 – Aynı Tebliğin (IV/A) bölümünün sonuna aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

8. İade Talep Süresi

2019 ve izleyen yılların vergilendirme dönemlerine ilişkin işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki iade talep sürelerine uyulur.

8.1. İndirimli Orana Tabi İşlemlere İlişkin İade Talep Süresi

3065 sayılı Kanunun (29/2) nci maddesine göre, Cumhurbaşkanı tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirim yoluyla giderilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanınca tespit edilecek sınırı aşan verginin iadesinin en geç izleyen yıl talep edilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede mükelleflerin, indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iade taleplerini, en geç indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin (yılın sonuna kadar verilen Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin verilen düzeltme beyannameleri dahil) herhangi birinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmeleri ve indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonuna kadar standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.

İade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün değildir. Ancak, Tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkündür.

Örnek 1: (Y) Gıda A.Ş., 2019 yılında yaptığı indirimli orana tabi teslimlerinden doğan KDV iadesini 2020/Temmuz beyannamesinin “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosundan 439 kodlu satırı seçerek beyan etmiştir. Mükellef 15/11/2020 tarihinde standart iade talep dilekçesi ve belgeleri ibraz etmiş ancak bu iade talebine ilişkin yüklenilen KDV listesini vermemiştir. Mükellef, yüklenilen KDV listesini 15/7/2021 tarihinde sisteme girmiştir.

Buna göre, (Y) Gıda A.Ş. KDV iade talebini süresinde beyan etmekle birlikte, yüklenilen KDV listesini süresinde (31/12/2020 tarihine kadar) sisteme girmediğinden mükellefin iade talebi reddedilecektir.

Örnek 2: (M) İnşaat Ltd. Şti. 2019 yılında teslim ettiği indirimli orana tabi konutlarla ilgili olarak vermiş olduğu 2020/Kasım beyannamesine ilişkin 439 kodlu satırda 500 bin TL “İadeye Konu Olan KDV” beyan etmiştir. (M) İnşaat Ltd. Şti., 27/12/2020 tarihinde standart iade talep dilekçesi ve diğer belgeleri ibraz ederek artırımlı teminat vermek suretiyle iade talebinde bulunmuştur.

Buna göre, (M) İnşaat Ltd. Şti., 2019 yılındaki indirimli orana tabi işlemlerinden kaynaklanan KDV iadesini süresi içinde usulüne uygun olarak talep ettiğinden, iade talebi vergi dairesi tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır.

8.2. Tam İstisna Kapsamındaki İşlemlere İlişkin İade Talep Süresi

3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre, iade talebinin, iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar yapılması zorunludur.

Buna göre, Kanunun 32 nci maddesi ile geçici maddelerde yer alan tam istisna kapsamındaki işlemlere ilişkin iade talebinde bulunacak mükelleflerin, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde istisnaya ilişkin yüklenilen KDV sütununu doldurmaları ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.

İade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün değildir. Ancak, Tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkündür.

Örnek 1: (T) Makine A.Ş., 2019/Şubat döneminde YTB sahibi firmaya sattığı makinelerle ilgili olarak KDV beyannamesinde “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığında “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 308 kodlu satırda istisnayı ve bu teslimle ilgili yüklenimini beyan etmiştir.

İade talebi için bu beyan tek başına yeterli değildir. Mükellefin iade talebinin geçerlik kazanması için en geç 31/12/2021 tarihine kadar standart iade talep dilekçesi ve istisnaya ilişkin diğer belgelerin ibrazı zorunludur.

Örnek 2: (Z) Ltd. Şti., 15 Ocak 2019 tarihinde gümrük çıkış beyannamesi kapanan bir ihracat işlemini Ocak/2019 KDV beyannamesinin “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 301 kodlu satırda beyan etmiş, ancak yüklenilen KDV bölümünü boş bırakarak ihracata ilişkin yüklendiği KDV’yi indirim yoluyla gidermeyi tercih etmiştir.

(Z) Ltd. Şti.’nin bu ihracat işlemine ilişkin iade talep edebilmesi için en geç 31/12/2021 tarihine kadar Ocak/2019 KDV beyannamesinde düzeltme yaparak yüklenilen KDV’yi beyan etmesi ve aynı süre içerisinde standart iade talep dilekçesiyle Tebliğin (II/A-1.1.4.) bölümünde sayılan belgeleri ibraz etmesi gerekmektedir.

8.3. Kısmi Tevkifat Uygulanan İşlemlere İlişkin İade Talep Süresi

Mükelleflerin, 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi kapsamındaki kısmi tevkifat uygulanan işlemlerine ilişkin iade taleplerini, tevkifata tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmeleri ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, tevkifata tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.

İade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün değildir. Ancak, Tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkündür.”

MADDE 14 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 15 – Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

***

EK İÇERİK

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2023-yilina-ait-fatura-tarafimiza-gec-iletilmistir-ilgili-faturayi-2024-yilinda-kayit-altina-alirken-kdvsini-indirim-konusu-yapabilir-miyiz/feed/ 0
Nakdi Sermaye Artışında Faiz İndirimi – İndirim Uygulamasına İlişkin Sınırlamalar https://www.muhasebenews.com/nakdi-sermaye-artisinda-faiz-indirimi-indirim-uygulamasina-iliskin-sinirlamalar/ https://www.muhasebenews.com/nakdi-sermaye-artisinda-faiz-indirimi-indirim-uygulamasina-iliskin-sinirlamalar/#respond Mon, 28 Oct 2024 10:54:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157317  

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-38418978-125[10-2022/12]-199185

09.05.2023

Konu

:

Nakdi Sermaye Artışında Faiz İndirimi – İndirim Uygulamasına İlişkin Sınırlamalar

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketinizin 3996 sayılı Kanun kapsamında …-….. Otoyol projesini yürütmekte olduğu ve yatırım süreci çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdüğü, şirketinizin taahhütlerini yerine getirmek üzere demir malzemesi aldığı ve bunu proje kapsamında kullandığı, yapım süreci kapsamında demir malzemesinin bir kısmının hurda olarak ayrıldığı, hurda olarak ayrılan demirin ise daha sonra mevzuat çerçevesinde lisanslı hurda alıcılarına satıldığı belirtilerek, hurda olarak ayrılan demirin satışından (hurda satışının) elde edilecek gelirin pasif nitelikli gelir olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer indirimler” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla yapılacak indirimler sayılmış, bu fıkranın (ı) bendinde; “Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si. 

Nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için bu oran %75 olarak uygulanır. 

Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemi için ayrı ayrı yararlanılır. Bu dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz. 

Bu bentte yer alan oranı, şirketlerin aktif büyüklükleri, ortaklarının hukuki niteliği, çalışan personel sayıları ve yıllık net satış hasılatlarına göre veya sermayenin kullanıldığı yatırımdan elde edilen gelirlerin kurumun esas faaliyeti kapsamında olmayan faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşmasına göre ya da sermayenin kullanıldığı yatırımların teşvik belgeli olup olmadığına veyahut makine ve teçhizat veya arsa ve arazi yatırımları için sermayenin kullanıldığı alanlar itibarıyla ya da bölgeler, sektörler ve iş kolları itibarıyla ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya; halka açık sermaye şirketleri için halka açıklık oranına göre %150’ye kadar farklı uygulatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.

Konuyla ilgili olarak 30.06.2015 tarihli ve 29402 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2015/7910 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinde, “… 

(3) 5520 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca uygulanacak indirim oranı; 

a) Gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kar payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri için %0,

…” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 03.04.2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.6.4.2. İndirim uygulamasına ilişkin sınırlamalar” başlıklı bölümünde, “2015/7910 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının birinci maddesinin üçüncü fıkrasında indirim uygulamasında dikkate alınmak üzere farklı indirim oranları belirlenmiştir.

10.6.4.2.1.Gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri için indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır. 

Örnek:(H) A.Ş.29/7/2015 tarihinde 10.000.000 TL nakdi sermaye artırımı kararı almış ve bu karar 14/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiştir. Ancak, (H) A.Ş.’nin 2015 hesap dönemine ait gelir tablosundan, gelirlerinin %55’inin şirketin bankalarda yer alan vadeli mevduat hesaplarına işleyen faiz gelirleri ile iştiraklerden elde edilen kar payları toplamından oluştuğu görülmektedir.

 Buna göre, (H) A.Ş.’nin gelirlerinin %25’inden fazlası pasif nitelikli gelirlerden oluştuğu için nakdi sermaye artışı nedeniyle indirilebilecek tutarın hesaplanmasında 2015 hesap dönemi için dikkate alınacak indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin …-…..Otoyol projesini yürütmek amacıyla satın aldığı demir malzemesinin bir kısmının hurda olarak satılması nedeniyle elde edilen kazanç, Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uygulaması açısından pasif nitelikli gelir olarak dikkate alınmayacaktır.

 

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/nakdi-sermaye-artisinda-faiz-indirimi-indirim-uygulamasina-iliskin-sinirlamalar/feed/ 0