iktisadi kamu kuruluşu – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 13 Nov 2017 09:26:13 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Belediyenin İhtiyaç Fazlası Elektriği Perakendeci Kuruma Satması Halinde Vergi Hesaplanması Gerekir mi? https://www.muhasebenews.com/belediyenin-ihtiyac-fazlasi-elektrigi-perakendeci-kuruma-satmasi-halinde-vergi-hesaplanmasi-gerekir-mi/ https://www.muhasebenews.com/belediyenin-ihtiyac-fazlasi-elektrigi-perakendeci-kuruma-satmasi-halinde-vergi-hesaplanmasi-gerekir-mi/#respond Tue, 14 Nov 2017 04:00:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16365 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Belediye tarafından ihtiyaç fazlası elektriğin perakendeci kuruma satışı faaliyeti nedeniyle kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilip edilmeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenizde; Belediyeniz tarafından Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Mali Destek Programı kapsamında… Kalkınma Ajansına sunulan… Yenilenebilir Enerji Sistemi (Güneş Enerjisi) Projesinin kabul edildiği ve sistemin tamamlanarak faaliyete geçtiği, 21/07/2011 tarih ve 28001 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 20’nci maddesine göre, ihtiyaç fazlası enerjinin sisteme verileceği ve sisteme verilen enerjinin perakende satış şirketi tarafından alınacağı belirtilerek, genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri arasında yer alan Belediyeniz tarafından anılan yönetmeliğe göre yapılan, kâr amacı gütmeyen, ekonomik hayata müdahale etmeyen dolayısıyla iktisadi alanda rekabet eşitsizliği yaratmayan, enerji mahsuplaşması sonucunda ortaya çıkan, aslında Belediyenizin elektrik giderlerinin azalmasına katkı sağlayan ve Belediyenizin bütçe gelirlerine dahil edilecek olan söz konusu elektrik teslimi karşılığında alınan bedelin 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında Belediyenize verilen görevler için kullanılacağı belirtilerek, ihtiyaç fazlası elektriğin perakendeci kuruma teslim edilmesi sonucu ortaya çıkan gelir nedeniyle kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti gerekip gerekmediği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasını (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmelerin iktisadî kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadî niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “2.3.1. Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler” başlıklı bölümünde, iktisadi kamu kuruluşunun ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin “2.4. Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” başlıklı bölümünde ise; iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edilebilmesi için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilmeyeceği ifade edilmiştir.

İktisadi işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

Belediyeler, tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte, devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai faaliyetleri nedeniyle belediyelerin tüzel kişiliklerine bağlı oluşan iktisadi kamu kuruluşlarının kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir. İktisadi kamu kuruluşlarının kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemeyeceği gibi, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini de değiştirmeyecektir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; Belediyeniz tarafından Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Mali Destek Programı kapsamında faaliyete geçirilen … Yenilenebilir Enerji Sistemi (Güneş Enerjisi) Projesi dahilinde üretilen ihtiyaç fazlası elektriğin Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde perakendeci kuruma bedel karşılığı teslim edilmesi dolayısıyla Belediyeniz bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı KDV Kanunun 1/1’inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-g maddesinde de genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermeyeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV’ ye tabi olduğu, ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin I/B.2. “Kamu Kurum ve Kuruluşları, Dernek ve Vakıflar ile Mesleki Kuruluşların Vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde, KDV Kanununun (1/3-g) maddesinde sayılanların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetlerinin vergiye tabi olmadığı belirtilerek devamında;

“Öte yandan yukarıda sayılan kuruluşlara ait veya tabi olan veya bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar, iktisadi işletme olarak mütalaa edilir. Bunların ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyetleri vergiye tabi tutulur. Bu çerçevede belediyelere bağlı otobüs, havagazı, su, elektrik, mezbaha, soğuk hava deposu vb. işletmeler ile döner sermayeli kuruluşlar, istisna kapsamına girmeyen faaliyetleri dolayısıyla vergiye tabi olurlar.”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, Belediyenizce Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik kapsamında ihtiyaç fazlası elektriğin perakendeci kuruma bedel karşılığı teslim edilmesi dolayısıyla oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
6 Haziran 2016 Tarih ve 84098128-125[2-2015/2]-312 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi,  gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/belediyenin-ihtiyac-fazlasi-elektrigi-perakendeci-kuruma-satmasi-halinde-vergi-hesaplanmasi-gerekir-mi/feed/ 0
Üniversite Hastanesi Bünyesinde Hasta Yakın Evi Açılıp İşletilmesi Halinde Kurumlar Vergisi Mükellefiyeti Tesis Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/universite-hastanesi-bunyesinde-hasta-yakin-evi-acilip-isletilmesi-halinde-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-tesis-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/universite-hastanesi-bunyesinde-hasta-yakin-evi-acilip-isletilmesi-halinde-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-tesis-edilir-mi/#respond Wed, 01 Nov 2017 13:15:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16235 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Hasta yakın evinin kurumlar vergisine tabi olup olmadığı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Üniversite Hastanesi bünyesinde yatılı hasta yakınlarının konaklama ihtiyaçlarını gidermek üzere 50 yataklı hasta yakın evi adı altında bir şefkat evinin faaliyette bulunduğu, burada konaklayan hasta yakınlarından maliyeti karşılamak amacıyla sadece 10-TL bedel alındığı, kar amacı güdülmediği ve söz konusu hasta yakın evinin tamamen sosyal amaçlarla işletildiği belirtilerek, hasta yakın evinin kurumlar vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise bunların kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği; mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadî niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun “Muafiyetler” başlıklı 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ise, kamu idare ve kuruluşları tarafından sosyal amaçlarla işletilen şefkat, rehin ve yardım sandıkları, sosyal yardım kurumları, yoksul aşevleri, ceza ve infaz kurumları ile tutukevlerine ait iş yurtları, darülaceze atölyeleri, öğrenci yurtları, pansiyonları ve benzeri kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 56’ncı maddesinin (b) fıkrasında; “Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan malî muafiyetler, istisnalar ve diğer malî kolaylıklardan aynen yararlanırlar.” hükmüne yer verilerek söz konusu Kanuna tabi tüm üniversitelerin genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyet ve istisnalar ile diğer mali kolaylıklardan faydalanacakları belirtilmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Üniversiteniz tarafından söz konusu hasta yakın evinin sosyal amaçlarla işletilmesi durumunda, Kurumlar Vergisi Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaf tutulmanız mümkün bulunmaktadır.

            Ancak söz konusu hasta evinin sosyal amaç sınırını aşarak otel, motel veya pansiyon işletmesi niteliğinde bir konaklama tesisi gibi hizmet vermesi halinde Üniversiteniz bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu için kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edileceği tabiidir.

Kaynak: Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı
6 Mayıs 2015 Tarih ve 13649056-125[04-2014/ÖZE-05]-53 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/universite-hastanesi-bunyesinde-hasta-yakin-evi-acilip-isletilmesi-halinde-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-tesis-edilir-mi/feed/ 0
Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Bünyesinde Kamu Kuruluşlarına Verilecek Hizmetler İçin Kurumlar Vergisi Mükellefiyeti Doğar mı? https://www.muhasebenews.com/doner-sermaye-isletme-mudurlugu-bunyesinde-kamu-kuruluslarina-verilecek-hizmetler-icin-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-dogar-mi/ https://www.muhasebenews.com/doner-sermaye-isletme-mudurlugu-bunyesinde-kamu-kuruluslarina-verilecek-hizmetler-icin-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-dogar-mi/#respond Mon, 07 Aug 2017 15:30:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17140 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün kurumlar vergisi mükellefiyeti.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ile ekinde yer alan dilekçede, … Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün, … ihtiyaçları doğrultusunda Ar-Ge projelerinin gerçekleştirilmesi, sivil üniversiteler ve yerli savunma sanayi kuruluşları ile işbirliği yapılarak proje destekleri alınması, özel ve kamu kurum-kuruluşlarına mühendislik projeleri geliştirme, danışmanlık, bilirkişilik, etüt ve analiz hizmetleri verilmesi, Teknoloji Takip ve Araştırma Merkezi oluşturulması, atıl kapasitenin değerlendirilebilmesi (psikomotor test laboratuvarında sivil pilot adayı testinin yapılması, farklı alanlarda ücretli sertifika programları düzenlenmesi ve diğer laboratuar imkanlarının kullanılması) maksadıyla kurulduğu belirtilerek işletmenin kurumlar vergisine tabi olup olmayacağı ile fatura düzenleme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmıştır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşlarının kazançları kurumlar vergisinin kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve mezkûr maddenin birinci ve ikinci fıkralarında sayılanlar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

03.04.2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.4.) bölümünde de iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır. Ayrıca, kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

İktisadi işletme tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir. Aksi halde, diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyecektir.

Buna göre, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü bünyesinde özel ve kamu kurum-kuruluşlarına bedel karşılığında verilecek olan mühendislik projeleri geliştirme, danışmanlık, bilirkişilik, etüt ve analiz hizmetleri, atıl kapasitenin kullanılarak psikomotor test laboratuvarında sivil pilot adayı testinin yapılması, farklı alanlarda ücretli sertifika programları düzenlenmesi ve diğer laboratuar imkânlarının kullanılması hizmetleri nedeniyle oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanunun 229’uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, Kanunun 230 ve devamı maddelerinde de faturanın şekli, nizamı ve fatura kullanma mecburiyeti hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, 164 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; “Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre yukarıda sayılan belgeleri düzenleyeceklerdir.

Ancak bu kuruluşlar kullanacakları belgelerin üzerine, “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik Hükümlerine Tabi Değildir.” ibaresini kaşe ile basacaklar veya matbaa baskısı ile belirteceklerdir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda sayılan mükelleflerin bu belgeleri Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara bastırmaları veya 164 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca notere tasdik ettirmeleri şartı aranmamaktadır. Ancak, bu mükelleflerin kullanacakları belgelerde, Vergi Usul Kanununda düzenlenen asgari bilgilerin yer alması zorunludur.

Buna göre, iktisadi kamu kuruluşu olarak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünüzün belge düzenleme mecburiyeti olmakla birlikte belgelerinizi notere tasdik ettirmeden veya anlaşmalı matbaalar dışındaki matbaalarda bastırarak kullanmanız mümkün olup, bu belgelerde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinde belirtilen bilgilerin yer alması gerekmektedir. Ancak, kullanacağınız belgelerin üzerine, “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik Hükümlerine Tâbi Değildir” ibaresini kaşe ile basmanız veya matbaa baskısı ile belirtmeniz gerektiği tabiidir.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
11 Haziran 2015 Tarih ve 62030549-125[2-2014/266]-60309 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/doner-sermaye-isletme-mudurlugu-bunyesinde-kamu-kuruluslarina-verilecek-hizmetler-icin-kurumlar-vergisi-mukellefiyeti-dogar-mi/feed/ 0
Büyükşehir Belediyesine Bağlı Su İdaresinin Ana Faaliyet Konusu Dışında Yapacağı Hizmetler Karşılığında Elde Edeceği Kazançlar Vergiye Tabi midir? https://www.muhasebenews.com/buyuksehir-belediyesine-bagli-su-idaresinin-ana-faaliyet-konusu-disinda-yapacagi-hizmetler-karsiliginda-elde-edecegi-kazanclar-vergiye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/buyuksehir-belediyesine-bagli-su-idaresinin-ana-faaliyet-konusu-disinda-yapacagi-hizmetler-karsiliginda-elde-edecegi-kazanclar-vergiye-tabi-midir/#respond Mon, 24 Jul 2017 05:00:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16524 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Büyükşehir Belediyesine bağlı su idaresinin IGPS Sabit Referans İstasyonunu kullanımı karşılığında alacağı bedelin kurumlar vergisine tabi olup olmadığı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ….. Vergi Dairesi Müdürlüğünde katma değer vergisi ve stopaj yönünden mükellefiyetinizin bulunduğu ve kurumunuzun Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından geliştirilen, IGPS Sabit Referans İstasyonunun bedel karşılığında vatandaşların kullanımına açılacağından bahisle, ana faaliyet konusu dışında olan bu hizmet karşılığında kurumunuzun elde edeceği kazançların kurumlar vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşlarının kazançlarının verginin konusu kapsamına alındığı; 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (ı) bendinin 1 numaralı alt bendinde de; il özel İdareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen kanal, boru ve benzeri yollarla dağıtım yapan su işletmelerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmış olup konuya ilişkin açıklamalara 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin  “4.10. İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen işletmeler” bölümünde yer verilmiştir.

Ayrıca, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde, iktisadi kamu kuruluşunun ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, bu Tebliğin “2.4. Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” başlıklı bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Genel Tebliğin (2.4.) bölümünde işletmelerin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi; diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu; Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı açıklanmıştır.

Genel Tebliğin aynı bölümünde, ticari organizasyonun sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmının yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacağı; bu takdirde bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığının kabul edileceği açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; Genel Müdürlüğünüzün ana faaliyet konusu dışında olan IGPS Sabit Referans İstasyonunun bedel karşılığında vatandaşların kullanımına açılması dolayısıyla oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmekte olup bu hizmet karşılığında elde edilen kazançlar kurumlar vergisine tabidir.

Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
17 Şubat 2016 Tarih ve 49327596-125[KVK.2013.ÖZ.2]-55 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/buyuksehir-belediyesine-bagli-su-idaresinin-ana-faaliyet-konusu-disinda-yapacagi-hizmetler-karsiliginda-elde-edecegi-kazanclar-vergiye-tabi-midir/feed/ 0
Üniversite Döner Sermaye İşletme Bünyesinde Kurulan Ziraat Fakültesinin Üreticiden Doğrudan Mal Alması Halinde Kurumlar Vergisi Muafiyeti Ortadan Kalkar mı? https://www.muhasebenews.com/universite-doner-sermaye-isletme-bunyesinde-kurulan-ziraat-fakultesinin-ureticiden-dogrudan-mal-almasi-halinde-kurumlar-vergisi-muafiyeti-ortadan-kalkar-mi/ https://www.muhasebenews.com/universite-doner-sermaye-isletme-bunyesinde-kurulan-ziraat-fakultesinin-ureticiden-dogrudan-mal-almasi-halinde-kurumlar-vergisi-muafiyeti-ortadan-kalkar-mi/#respond Sat, 15 Jul 2017 16:00:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17246 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Üniversitenin Döner sermaye işletmesi veya bünyesinde kurulan Ziraat Fakültesinin doğrudan üreticiden satın alarak yoğurt ve ayran üretiminde kullanacağı süt için ne tür belge düzenlemeleri gerektiği.

İlgide kayıtlı yazınız ekinde alınan özelge talep formunda, ……………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün …………………… vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, Ziraat Fakültesinin eğitim faaliyetleri çerçevesinde yoğurt ve ayran yapımı için doğrudan üreticiden süt alınması halinde ne tür bir belge düzenleyeceğiniz ve Ziraat Fakültesinin veya Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünüzün bu işlem nedeniyle kurumlar vergisi muafiyetinin ortadan kalkıp kalkmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamalar içeren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde de iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır. Ayrıca kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

Aynı Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; kamu idare ve kuruluşları tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fennî ve güzel sanatları öğretmek, yaymak, geliştirmek ve teşvik etmek amacıyla işletilen okullar, okul atölyeleri, konservatuvarlar, kütüphaneler, tiyatrolar, müzeler, sergiler, numune fidanlıkları, tohum ve hayvan geliştirme ve üretme istasyonları, yarış yerleri, kitap, gazete, dergi yayınevleri ve benzeri kuruluşların kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 56’ncı maddesinin (b) fıkrasında, “Üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetler, istisnalar ve diğer mali kolaylıklardan aynen yararlanırlar.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, Üniversitenizin Ziraat Fakültesinde sadece eğitim ve öğretim faaliyetleri çerçevesinde üretilen ve yetiştirilen ürünlerin satılması, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan muafiyetin ihlali olarak değerlendirilmeyecektir. Ancak, eğitim ve öğretim faaliyetlerini aşacak boyutta üretim yapılması, dışarıdan işçi istihdam edilmesi, sipariş üzerine üretim yapılması veya ihale yoluyla iş alınması gibi hallerde ise Üniversite bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edileceği tabiidir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanunun “Müstahsil Makbuzu” başlıklı 235’inci maddesinde birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha müstahsil makbuzu tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalayarak satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak almaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Madde hükmünden anlaşılacağı üzere, gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden ürün alan tüccar ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin bu alımlarını belgelendirmek için müstahsil makbuzu düzenlemeleri zorunludur.

Öte yandan, 164 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; “…Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2’nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler tasdik mecburiyetine tabi olmaksızın Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine göre yukarıda sayılan belgeleri düzenleyeceklerdir.

Ancak bu kuruluşlar kullanacakları belgelerin üzerine, “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik Hükümlerine Tabi Değildir.” ibaresini kaşe ile basacaklar veya matbaa baskısı ile belirteceklerdir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda sayılan mükelleflerin bu belgeleri Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalara bastırmaları veya 164 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca notere tasdik ettirmeleri şartı aranmamaktadır. Ancak, bu mükelleflerin kullanacakları belgelerde, Vergi Usul Kanununda düzenlenen asgari bilgilerin yer alması zorunludur.

Anılan Yönetmeliğin verdiği izin gereği bu tür belgeleri kullanan işletmelerden kurumlar vergisinden muaf olanların kullanacakları belgelere “Kurumlar Vergisinden Muaftır” şerhi koymaları gerektiği 206 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

Bu itibarla, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünüzün kurumlar vergisi veya katma değer vergisi mükellefiyetinin bulunması hâlinde, belge düzenleme mecburiyetiniz olmakla birlikte belgelerinizi notere tasdik ettirmeden veya anlaşmalı matbaalar dışındaki matbaalarda bastırarak kullanmanız mümkün olup, bu belgelerde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinde belirtilen bilgilerin yer alması gerekmektedir.

Öte yandan, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyetinizin olmaması halinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belge düzenleme zorunluluğunuzun olmadığı tabiidir.

Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
25 Aralık 2014 Tarih ve 77058783-105[2013/47]-326 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/universite-doner-sermaye-isletme-bunyesinde-kurulan-ziraat-fakultesinin-ureticiden-dogrudan-mal-almasi-halinde-kurumlar-vergisi-muafiyeti-ortadan-kalkar-mi/feed/ 0
Bilirkişi Ücretlerinden Kesilen Gelir Vergisi ve Damga Vergileri Kurumlar Vergisinden Mahsup Edilir mi? https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-ucretlerinden-kesilen-gelir-vergisi-damga-vergileri-kurumlar-vergisinden-mahsup-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-ucretlerinden-kesilen-gelir-vergisi-damga-vergileri-kurumlar-vergisinden-mahsup-edilir-mi/#respond Sat, 15 Jul 2017 14:30:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17214 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Bilirkişi ücretinden kesilen gelir vergisi ve damga vergisinin kurumlar vergisinden mahsup edilip edilmeyeceği, fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ve KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketiniz tarafından Antalya mahkemelerinde bilirkişi görevi yaptırıldığı, karşılığında mahkeme tarafından bilirkişi ücreti takdir edildiği, bu ücretin Antalya mahkemeleri veznesinden gelir vergisi ve damga vergisi kesilerek kalan kısmının şirketiniz adına nakit olarak ödendiği belirtilerek, şirketiniz adına takdir edilen bilirkişilik ücretine istinaden ayrıca fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, katma değer vergisi tahakkuk ettirip ettirilmeyeceği, kesilen gelir vergisi ve damga vergisinin kurumlar vergisinden mahsup edilip edilemeyeceği konularında tereddüte düşüldüğünden bahisle Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesine göre sermaye şirketleri kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup kurumlar vergisinin konusunun, maddede sayılan kurumlarca elde edilen kurum kazancı olduğu ve kurum kazancının, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluştuğu; aynı Kanunun 2’inci maddesinde de; Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumların sermaye şirketi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6’ncı maddesiyle, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin bu maddede yazılı bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15. Tam Mükellef Kurumlara Yapılan Ödemelerde Vergi Kesintisi” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanunun 15’inci maddesinin birinci fıkrası ve 30’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin bilirkişilik hizmeti nedeniyle elde ettiği gelir, Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinde vergi kesintisi yapılacak ödemeler arasında sayılmadığından, vergi kesintisine tabi tutulmaması, elde edilen gelirin kurum kazancına dâhil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan; bilirkişilik hizmeti nedeniyle elde ettiğiniz gelir üzerinden kesinti suretiyle ödenen verginin, Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası hükümleri dikkate alındığında, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

KDV Kanununun;
-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,
hüküm altına alınmıştır.

Bu yetkiye dayanılarak 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1.) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamındaki sorumlular, (I/C-2.1.3.2) bölümünde kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler sayılmıştır.

Söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.2.2.) “Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler” başlıklı bölümünün (I/C-2.1.3.2.2.1) ayrımında, Tebliğin (I/C-2.1.3.1./b) ayrımında sayılanlara karşı ifa edilen etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri hizmetlerde alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı ifade edilmiştir.

Buna göre, Şirketinizce verilecek bilirkişilik hizmeti, KDV Kanununun 1’inci maddesi çerçevesinde KDV’nin konusuna girdiğinden söz konusu hizmete ilişkin olarak düzenlenecek faturalarda genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmekte olup, söz konusu hizmeti alanların KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımında olması halinde 9/10 oranında tevkifat uygulayacağı tabiidir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi usul Kanununun 177’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında, sermaye şirketlerinin I’inci sınıfa dâhil olduğu, 176’ncı maddesinde, I’inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre defter tuttukları, “Fatura Kullanma Mecburiyeti” başlıklı 232’nci maddesinde de, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

  1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
  2. Serbest meslek erbabına;
  3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
  4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
  5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
…”hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, şirketinizin sermaye şirketi olması ve şirketinizce elde edilen gelirin kurum kazancı olarak vergilendirilmesi nedeniyle bilirkişi ücreti için fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
17 Mart 2015 Tarih ve 49327596-125[KVK.2013.ÖZ.34]-65 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyon

]]>
https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-ucretlerinden-kesilen-gelir-vergisi-damga-vergileri-kurumlar-vergisinden-mahsup-edilir-mi/feed/ 0
İktisadi İşletmenin Faaliyetini Sona Erdirmesi Halinde Kıst Dönem Beyannamesi Ne Zaman Verilir? https://www.muhasebenews.com/iktisadi-isletmenin-faaliyetini-sona-erdirmesi-halinde-kist-donem-beyannamesi-ne-zaman-verilir/ https://www.muhasebenews.com/iktisadi-isletmenin-faaliyetini-sona-erdirmesi-halinde-kist-donem-beyannamesi-ne-zaman-verilir/#respond Sat, 15 Jul 2017 08:00:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17152 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Okul Aile Birliğine bağlı iktisadi işletmenin faaliyetini sona erdirmesi halinde kıst dönem beyannamesi ile kesin mizan bildiriminin verilme zamanı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; okul aile birliğinize bağlı iktisadi işletme olarak okul bahçesinde otopark işletmeciliği yapmakta iken otoparkın kapatılması nedeniyle 26/09/2014 tarihi itibariyle faaliyetlerinize son verdiğiniz belirtilerek, 2014 yılı kıst döneme ait kurumlar vergisi beyannamesi ve kesin mizan bildirimlerinin hangi tarihte verilmesi gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile iktisadi kamu kuruluşları kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamına alınmışlardır. Aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında, Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu kuruluşlarına ait ve tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmayan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu, altıncı fıkrasında da iktisadi kamu kuruluşlarının kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal ve hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği  hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 14’üncü maddesinin üçüncü fıkrasında; “Kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir.” hükmü yer almıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “17.4. Tasfiye kârı” başlıklı bölümünde; “Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14’üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Hesap Dönemi” başlıklı 174’üncü maddesinde;
“…

Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.

Yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde, hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresi, hesap dönemi sayılır.
…” hükümleri yer almaktadır.

Diğer taraftan; Mülkiyeti Hazineye ait olup Milli Eğitim Bakanlığına tahsisli ve bu Bakanlığa bağlı okul ve kurumlardaki kantin, açık alan, salon ve benzeri yerlerin okul aile birliklerince işletilmesi veya işlettirilmesine ilişkin yapılacak uygulamaların açıklandığı 05/08/2004 tarihli ve KVK-11/2004-9/Okul Aile Birlikleri-1 sayılı Kurumlar Vergisi Sirkülerinde, bulunduğu okul bünyesinde ve okul adına faaliyet gösteren okul aile birliklerinin söz konusu yerleri işletmeleri halinde, iktisadi kamu müessesesi olarak kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis ettirilmesi ve mükellefiyetle ilgili ödevleri yerine getirmesi gerektiği, vergisel yükümlüklerin yerine getirilmesinden okul aile birliği yönetiminde bulunanların sorumlu olduğu belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; faaliyeti 26/09/2014 tarihinde sona eren okul aile birliğine ait iktisadi işletmenizin 2014 yılı içinde elde ettiği kazançlara ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin 01-25 Ocak 2015 döneminde bağlı bulunduğunuz vergi dairesi müdürlüğüne verilmesi gerekmektedir.

Kesin mizan bildirimi, 403 sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına tabi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine getirilen bir yükümlülüktür. Anılan tebliğin “5. Bildirimin Dönemi ve Verilme Zamanı” başlıklı bölümünde;

“Mükellefiyetin sona ermesi halinde bildirimler, mükellefin en son bağlı bulunduğu vergi dairesine kanunlarında yazılı beyanname verme süresi içinde verilecektir.” hükmü yer almaktadır.

Bu nedenle; 2014 yılına ilişkin kesin mizan bildiriminin, 2014 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi içinde ve kâğıt ortamında en son bağlı bulunduğunuz vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
9 Haziran 2015 Tarih ve 84098128-125[14-2014/12]-274 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/iktisadi-isletmenin-faaliyetini-sona-erdirmesi-halinde-kist-donem-beyannamesi-ne-zaman-verilir/feed/ 0
Bakım ve Rehabilitasyon Merkezine Ait Döner Sermaye İşletme Faaliyetleri Kurumlar Vergisinden Muaf mıdır? https://www.muhasebenews.com/bakim-rehabilitasyon-merkezine-ait-doner-sermaye-isletme-faaliyetleri-kurumlar-vergisinden-muaf-midir/ https://www.muhasebenews.com/bakim-rehabilitasyon-merkezine-ait-doner-sermaye-isletme-faaliyetleri-kurumlar-vergisinden-muaf-midir/#respond Wed, 31 May 2017 18:30:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=15079 (GİB – ÖZELGE)
Konu: Kurumlar Vergisi Muafiyeti

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; … Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünün bakıma ve yardıma muhtaç çocuk, yaşlı, yetim, engelli ve düşkün kişilere hizmet vermek amacıyla kurulduğu, ayrıca kurumunuz döner sermaye saymanlığı tarafından engelli çocukların sosyalleşmesini ve mesleki rehabilitasyondan yararlanmalarını sağlamak amacıyla açılan ve çalışanları engelli çocuklar ile kurumunuz bünyesindeki memurlardan oluşan… Kafe’nin sosyal amaçlarla işletildiği belirtilerek, söz konusu faaliyet dolayısıyla kurumlar vergisinden muaf olup olmadığınıza dair Başkanlığımızdan görüş istenilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşlarının kazançları verginin konusu kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; aynı maddenin altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (2.3.1.) bölümünde iktisadi kamu kuruluşlarının ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin (2.4.) bölümünde ise iktisadi işletmenin belirlenmesinde işletmenin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesinin, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesinin, karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar doğrultusunda, … Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü tüzel kişilik itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi olmayıp, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalat ya da hizmet ifası gibi devamlılık arz eden ticari, sınai veya zirai nitelikte faaliyetlerinin bulunması halinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.

Diğer taraftan, Müdürlüğünüz Döner Sermaye İşletmesinin korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç çocuk, yaşlı, yetim, özürlü ve düşkün kişilere verilen görevleri yerine getirmek amacıyla ortaya çıkan üretim ve hizmet faaliyetlerini sürdürmek için sosyal amaçlarla kurulduğu ve engellilerin sosyalleşmeleri ve engelli ailelerine engellilerini rahatça götürebilecekleri bir ortam olması için açıldığı, bu amaçla çalışabilme becerisine sahip çocukların verilen kurs sonrası kafe ortamında mesleki rehabilitasyondan yararlanmalarının sağlanması amacıyla söz konusu kafenin işletildiği, bu kafeden elde edilen karın, ödenmiş sermaye olarak tahsis edilen sermaye tutarına ulaşıncaya kadar döner sermayeye ekleneceği, ödenmiş sermaye bu tutara ulaştıktan sonra izleyen Mart ayı sonuna kadar katma bütçeye gelir kaydedilmek üzere Kurum Saymanlığına yatırılacağı belirtilmiştir. Kurumlar vergisine tabi olan mükellefler Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sayılmış olup, bu kurumların yapmış olduğu sosyal alandaki faaliyetler ile elde ettiği karların katma bütçeye aktarılması anılan kurumlara muafiyet sağlanmasını gerektiren bir husus değildir. Bu nedenle, piyasa ekonomisinde aynı alanda faaliyette bulunan diğer işletmelerle aralarında haksız rekabete sebebiyet verilmemesi bakımından bu tür iktisadi işletmelerin kurumlar vergisine tabi tutulması esastır.

Dolayısıyla, söz konusu döner sermaye işletmesi bünyesinde faaliyet gösteren… Kafe’nin piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal ve hizmet satışı yapması nedeniyle oluşan iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerektiği tabiidir.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
21 Şubat 2017 Tarih ve 38418978-125[4-16/5]-56399 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/bakim-rehabilitasyon-merkezine-ait-doner-sermaye-isletme-faaliyetleri-kurumlar-vergisinden-muaf-midir/feed/ 0