ikametgâh – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 24 Feb 2022 06:38:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Noterin ikametgah olarak kullandığı otele ait harcamaların mesleki kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/noterin-ikametgah-olarak-kullandigi-otele-ait-harcamalarin-mesleki-kazancin-tespitinde-gider-olarak-kabul-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/noterin-ikametgah-olarak-kullandigi-otele-ait-harcamalarin-mesleki-kazancin-tespitinde-gider-olarak-kabul-edilmeyecegi/#respond Thu, 24 Feb 2022 06:37:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123077 T.C.
TUNCELİ VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

11949253-010-12

09.06.2017

Konu

:

Noterin ikametgah olarak kullandığı otele ait harcamaların mesleki kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği hk.
İlgi

:

26.01.2017 tarihli özelge talep formu.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Tunceli 2. Noteri olarak serbest meslek faaliyetinde bulunduğunuzu belirterek, ikamet ettiğiniz otel odasından dolayı aldığınız otelcilik hizmeti nedeniyle yaptığınız harcamaların mesleki kazancınızın tespitinde gider yazılıp yazılamayacağı ve bu harcamalara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

I) GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun; “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın  şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…” hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun, “Serbest Meslek Kazancının Tespiti” başlıklı 67 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, söz konusu Kanunun “Mesleki Giderler” başlıklı 68 inci maddesinde serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, “Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler ( İkametgahlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını  indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.)” hükmü, (3) numaralı bendinde ise; “Mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri (seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olmak şartıyla). ” hükmü yer almıştır.

Diğer taraftan, anılan Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan genel giderler ile (3) numaralı bendinde yer alan mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderlerinin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.

Bu hüküm ve açıklamaların birlikte değerlendirilmesi sonucunda; ikamet ettiğiniz yerin tamamının veya bir kısmının işyeri olarak kullanılmadığı, ikamet ettiğiniz otel odasının seyahat maksatlı olmadığı ve kazancınızın elde edilmesi veya idamesi açısından doğrudan bir bağ bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, anılan harcamaların serbest meslek kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

II) KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

KDV Kanununun; 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri, 30/d maddesinde Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, mesleğinizin icrası için kullanılması zorunlu olmayan otel odasının ikamet olarak kullanılması için yaptığınız harcamalarınız Gelir Vergisi Kanununa göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen gider olduğundan, KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca bu harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/noterin-ikametgah-olarak-kullandigi-otele-ait-harcamalarin-mesleki-kazancin-tespitinde-gider-olarak-kabul-edilmeyecegi/feed/ 0
İkametgahı farklı bir ilde olan kişi İstanbul’da iş yeri açabilir mi? https://www.muhasebenews.com/ikametgahi-farkli-bir-ilde-olan-kisi-istanbulda-is-yeri-acabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ikametgahi-farkli-bir-ilde-olan-kisi-istanbulda-is-yeri-acabilir-mi/#respond Sat, 22 Jan 2022 11:30:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121208 İkametgahı farklı bir ilde olan kişi, İstanbul’ da gerçek kişi işyeri açabilir mi? Eğer açamazsa kanun maddesi nedir?

İş yeri açılması için İkametgahın iş yerinin bulunduğu ilde olacak diye bir kural yok.

Kendiliğinden verilen işyeri bildirgesi veya resen işyeri tescili halinde ünitece yapılacak diğer işlemler

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 28 inci maddesi uyarınca sigortalı çalıştırmaya başlandığı işyeri bildirgesi verilmek suretiyle anlaşılan veya Kurumca tespit olunan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince sigortalı çalıştırılan işyerine; Kurumca ‘Mahiyet kodu’, ‘İşkolu kodu’, ‘Ünite kodu’, ‘Sıra numarası’, ‘İl kodu’, ‘İlçe kodu’ ve ‘Kontrol numarası’nı ihtiva eden bir işyeri sicil numarası verilecek ve bu numara işverene tebliğ edilecektir.

Mahiyet kodu; yapılan işin özel veya kamu sektörüne ait daimi veya geçici olduğunu belirtmeye yönelik olup tek hane rakamdan ibarettir. Özel sektöre ait devamlı işyerlerine, ‘2’ ve özel sektöre ait geçici işyerlerine ‘4’ mahiyet kodu verilir.10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen kamu idareleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı idare, ortaklık, müessese ve işletmeleri ve yukarıda belirtilenlerin ödenmiş sermayesinin % 50’sinden fazlasına sahip oldukları ortaklık ve işletmeler, özel kanunlarına göre personel çalıştıran diğer kamu kurumlarına ait devamlı işyerlerine ‘1’, geçici işyerlerine ‘3‘ mahiyet kodu verilir.

İşkolu kodu; yapılan işin İş Sağlığı Ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğine göre hangi iş koluna girdiğini belirtmeye yönelik olup dört hane rakamdan,

Ünite kodu; işyerinin işlem gördüğü üniteyi belirtmeye yönelik olup iki hane rakamdan,

Sıra numarası; her işyerine ilgili ünite tarafından iller itibarıyla ve sıra takip etmek suretiyle verilen bir numara olup yedi hane rakamdan,

İl kodu; işyerinin hangi ilde olduğunu belirtmeye yönelik olup il trafik kod numarasından

İlçe kodu; işyerinin hangi ilçede olduğunu belirtmeye yönelik olup iki hane rakamdan Kontrol numarası; işyeri sicil numarasının doğru kullanılmasını sağlamaya yönelik

olup iki hane rakamdan,

ibaret olacaktır.

1.- İş kolu kodunun belirlenmesi ve iş kolu kodunda değişiklik işlemleri

Bilindiği üzere 10/1/2013 tarihli ve 6385 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi; “Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 2’sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Bu oranı % 1,5 oranına düşürmeye ya da % 2,5 oranına artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiş, 10 uncu maddesi ile de 83 ve 84 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Diğer yandan    5510 sayılı Kanunun Ek-1 inci maddesinde;

“İşverenler tarafından 8 inci, 9 uncu ve 11 inci maddelere göre Kuruma yapılan

sigortalı ve işyerlerine ilişkin bildirimler; 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62 nci maddesi, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48 inci maddesi ve 4857 sayılı İş Kanununun 3 üncü maddesi hükümleri uyarınca Bakanlık ile ilgili bölge müdürlüklerine ve Türkiye İş Kurumuna yapılması gereken bildirimlerin yerine geçer.”

Hükmü yer almaktadır.

Öte yandan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki iş güvenliği hizmetleri ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamında sendika üye sayılarının belirlenmesi işlemleri 6’lı iş kolu kodu baz alınarak yapılmakta olup söz konusu bilgiler tarafımızca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili birimlerince kullanılmaktadır. Bu doğrultuda işyeri bildirgesinin e-sigorta kanalıyla gönderilmesi veya tespit tutanağına istinaden ünite tarafından resen düzenlenmesi aşamasında işyeri sicil numarasının oluşturulmasında ve verilmesinde iş kolu kodunun doğru olarak verilmesi önem arz etmektedir.

Bu kapsamda üniteler tarafından ilk tescil aşamasında yeni tescil edilen işyerlerinde ve sonrasında işverenler tarafından yapılan iş kolu kodu değişiklik taleplerinde aşağıda belirtildiği şekilde işlem yapılacaktır.

1.1.- Yeni kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yürürlük tarihi

5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının 6385 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile değişik (c) bendi 1/9/2013 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğinden, KVSK (kısa vadeli sigorta kolları) prim oranının sigortalının prime esas kazancının % 2’si olduğuna dair hüküm;

-Ayın 1’i ila 30’u arasındaki çalışmaları karşılığında ücret alan sigortalılar bakımından 1/9/2013-30/9/2013 ayından;

-Ayın 15’i ila takip eden ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığında ücret alan sigortalılar bakımından 15/9/2013-14/10/2013 döneminden,

itibaren uygulamaya konulmuştur.

Dolayısıyla, gerek 2013/Eylül ayından önce tescil edilmiş gerekse 2013/Eylül ayı ve sonrasında tescil edilen işyerleri için 2013/Eylül ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinden başlanılarak kısa vadeli sigorta kolları prim oranı % 2 esas alınarak (Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen sigortalılar hariç) tahakkuk ve tahsil olunacaktır.

2013/Eylül ayı öncesine ilişkin geriye yönelik düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgelerinde ise (toplu iş sözleşmelerine istinaden düzenlenen belgeler de dahil) bu belgelerin ilişkin olduğu aylarda/dönemlerde geçerli olan kısa vadeli sigorta kolları prim oranları esas alınacaktır.

1.2.- Yeni tescil edilecek işyerlerinde iş kolu kodunun belirlenmesi

İşyeri tescil işlemleri sırasında işkolu kodlarının hatalı verilmesinin, dolayısıyla işverenlerce sonradan düzeltilmesine yönelik başvuruda bulunulmasına neden olunmamasını teminen yeni tescil edilecek işyerleri için gönderilen işyeri bildirgelerindeki işkolu kodlarının ve işin mahiyetinin uyumlu olup olmadıkları tescili istenilen işyerinin vergi mükellefiyeti olup olmamasına göre ünite tarafından kontrol edilecektir;

İşyeri işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunması durumunda;

  1. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık Kullanılanlar/e-Vergi Levhası Sorgulama” adresinden “e-vergi levhası” görüntülenerek işyeri bildirgesinde belirtilen işyeri adresi ile e-vergi levhasında yer alan işyeri adresinin aynı olması durumunda e-vergi levhasında yer alan iş kolu kodu,
  2. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık Kullanılanlar/e-Vergi Levhası” adresinden “e-vergi levhası” görüntülenerek işyeri bildirgesinde belirtilen işyeri adresinin, e-vergi levhasında yer alan işyeri adresinden farklı olması durumunda işyeri bildirgesi verilen işyerinin bağlı olduğu vergi dairesinden işkolu kodunu gösteren resmi yazının ibraz edilmesi istenilerek, bu belgede belirtilen işkolu kodu, tescil işleminde esas alınacaktır.

İlgili vergi dairesinden alınan yazıda belirtilen işkolu kodunun veya “e-vergi levhası” ekranından yapılan sorgulama sonucunda ekrana gelen iş kolu kodunun, işyeri bildirgesi verilen işyerinin iş kolu kodundan farklı olduğunun anlaşılması halinde ilgili vergi dairesince işkolu kodu değiştirilmediği sürece vergi dairesinin kayıtları esas alınacaktır.

İşyeri işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunmaması durumunda (“e-vergi levhası” ekranında kaydı bulunmayan işverenlerce); İşyeri bildirgesi verilen işyerinin iş kolu kodu ve yapılan işin uyumlu olup olmadığı ünite tarafından değerlendirilecek ve herhangi bir ihbar, şüphe ve şikayet olmaması halinde işyeri bildirgesinde belirtilen iş kolu kodu esas alınacak ihbar, şüphe ve şikayet olması halinde ise iş kolu kodunun belirlenmesi amacıyla işkolu kodunun tespiti amacıyla durum denetim ve kontrolle görevli memurlara intikal ettirilecektir.

1.3.- İşkolu koduna yapılan itirazlar üzerine yapılacak değerlendirmeler

İşyeri tescil işlemlerinin bitirilmesinden, dolayısıyla işverenler tarafından iş kolu koduna sonradan itirazda bulunulması halinde, işverenin talebi üzerine yapılacak işkolu kodu değişikliklerinde,

İşyeri işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunması durumunda;

  1. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık Kullanılanlar/e-Vergi Levhası Sorgulama” adresinden “e-vergi levhası” görüntülenerek talepte bulunulan işyeri adresi ile e-vergi levhasında yer alan işyeri adresinin aynı olması durumunda e-vergi levhasında yer alan iş kolu kodu esas alınarak,
  2. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık Kullanılanlar/e-Vergi Levhası” adresinden “e-vergi levhası” görüntülenerek talepte bulunulan işyeri adresinin, e-vergi levhasında yer alan işyeri adresinden farklı olması durumunda talepte bulunulan işyerinin bağlı olduğu vergi dairesinden işkolu kodunu gösteren resmi yazının ibraz edilmesi istenilerek, bu belgede belirtilen işkolu kodu esas alınarak,

İşkolu Kodu İtiraz Komisyonunca karar alınmak suretiyle işyeri tescil ve e-sigorta servisince gerekli işlemler yapılacaktır.

İlgili vergi dairesinden alınan yazıda belirtilen işkolu kodunun veya “e-vergi levhası” ekranından yapılan sorgulama sonucunda ekrana gelen iş kolu kodunun, işverenin talep ettiği iş kolu kodundan farklı olduğunun anlaşılması halinde ilgili vergi dairesince işkolu kodu değiştirilmediği sürece vergi dairesinin kayıtları esas alınacaktır.

İşyeri işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunmaması durumunda (“e-vergi levhası” ekranında kaydı bulunmayan işverenlerce) talep edilecek işkolu kodu değişikliklerinde işyeri dosyasında yer alan işyeri bildirgesi, denetim raporu, tutanak, resmi yazı, varsa işyeri açma ve çalışma ruhsatı v.b. belgelere bakılarak, İşkolu Kodu İtiraz Komisyonunca işkolu kodu belirlenecek ve alınan karar doğrultusunda işyeri tescil ve e-sigorta servisince gerekli işlemler yapılacaktır. İşkolu kodunun Komisyonca belirlenememesi halinde ise işkolu kodunun tespiti amacıyla durum denetim ve kontrolle görevli memurlara intikal ettirilecektir.

1.4.- İşkolu kodu değişikliğinin 2013/Eylül ayı öncesine hüküm ihtiva etmesi halinde yapılacak işlemler

Bilindiği üzere 5510 sayılı Kanunun mülga 83 üncü maddesinde;

“Kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir. İş kolları tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar da özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre derecelere ayrılır. Hangi iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiği, tehlike sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike derecelerinin belirlenmesinde uygulanacak esaslar, ilgili bakanlıkların görüşleri de alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir tarife ile tespit edilir. Prim tarifesi gerekli görülürse aynı usûlle değiştirilebilir.

Yapılan işin birinci fıkrada belirtilen tarifeye göre hangi tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve ödenecek kısa vadeli sigorta kolları primi oranı Kurumca belirlenerek işverene ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara tebliğ edilir. İş kazasını ve meslek hastalığını önleyecek tedbirler hakkındaki mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı tespit edilen işler, Kurumca daha yüksek primli derecelere konulabilir.

Kurum, işyerinin tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve derecesini yaptıracağı incelemelere dayanarak kendiliğinden veya işverenin ya da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların isteği üzerine değiştirebilir. Kurumca yapılacak değişikliklere ilişkin kararın takvim yılından en az bir ay önce işverene, işveren tarafından değişiklik isteğinin de takvim yılından en az iki ay önce Kuruma bildirilmesi şarttır.

Böylece karara bağlanacak değişiklikler, karar veya istekten sonraki takvim yılı başında yürürlüğe girer.

İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar, tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan sonra bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara bağlayarak sonucunu itiraz edene bildirir. İlgililer, Kurumun kararı üzerine, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye başvurulması, primlerin takip ve tahsilini durdurmaz.

İşverenin veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların itirazı; işyerinin tehlike sınıfı ve derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin yazının işverence veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise, değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum kayıtlarına intikali tarihini izleyen yılbaşından, üçüncü fıkrada belirtilen sürelerin aşılması durumunda ise, Kurumca yapılacak değişikliğe ilişkin kararın tebliğini izleyen takvim yılı başından geçerli olarak uygulanır.

Bu değişiklik nedeniyle tehlike sınıf ve derecesinin yükselmesi halinde, kararın işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara tebliğ edildiği tarih ile yürürlük tarihi arasındaki süreye ilişkin kısa vadeli sigorta kollarına ait prim farkının tebliği tarihini takip eden bir ay içerisinde Kuruma ödenmesi halinde, fark prim için gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz. Aksi takdirde, fark primi 89 uncu madde uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde ise, kısa vadeli sigorta kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa borçlarına mahsup edilir, yoksa iade edilir. Bir ay içinde iade edilmesi halinde faiz ödenmez.”

Hükmü yer almaktadır.

Bu doğrultuda Kurumca yapılacak değişiklik veya işverenlerce yapılan itirazlar ile işin mahiyetinde sonradan meydana gelen değişiklikler üzerine yapılacak işlemlerin 2013/Eylül ayından önceki sürelere ilişkin olması halinde 5510 sayılı Kanunun mülga 83 ve 84 üncü maddelerine ve yapılacak değişiklik sonrasında KVSK prim oranının yükselmesine, düşmesine veya değişmemesine bakılarak işlem yapılacaktır.

Bu doğrultuda;

a- Tehlike sınıfı ile prim oranının değişmemesi halinde;

İşkolu kodunda değişiklik talebinde bulunan işyerleri ile ilgili olarak, işveren servisince yapılan incelemelerde işkolu kodunun hatalı verilmiş olduğunun tespitinin ardından, hatalı işkolu koduna ilişkin tehlike sınıf ve prim oranı ile doğru işkolu koduna ilişkin tehlike sınıf ve prim oranının aynı olduğunun anlaşılması durumunda, bu nitelikteki işyerlerinin, işkolu kodunun değiştirilmesi amacıyla konu işyeri tescil servisine bildirilecektir.

İşkolu kodu değiştirilmesi gereken işyerlerinin eski işkolu kodu ile yeni işkolu koduna ait tehlike sınıfının aynı olup olmadığı işyeri tescil servis şefi/yetkilisi tarafından kontrol edildikten sonra, işyeri tescil servisinde çalışan personel tarafından sistem üzerinde gerekli düzeltme işlemleri aynı gün içerisinde yapılacaktır.

b- Tehlike sınıfı ile prim oranının yükselmesi halinde;

İşkolu kodunda değişiklik talebinde bulunan işyerleri ile ilgili olarak, işveren servisince yapılan incelemelerde işkolu kodu hatalı verilmiş olduğu tespit edilen işyerlerinin, işkolu kodlarının, tehlike sınıfı ve prim oranı daha yüksek olan bir işkolu kodu ile değiştirilmesine karar verilmesi durumunda, değişiklikler 5510 sayılı Kanunun mülga 83 üncü maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılacak ve 7201 sayılı Kanuna göre işverenlere tebliğ edilecektir.

c- Tehlike sınıfı ile prim oranının düşmesi halinde;

İşkolu kodunda değişiklik talebinde bulunan işyerleri ile ilgili olarak Sigorta Primleri Servisince yapılan incelemede, işkolu kodunun hatalı verilmiş olduğu tespit edilen işyerlerinin, işkolu kodlarının, tehlike sınıfı ve prim oranı daha düşük olan bir işkolu kodu ile değiştirilmesi yönünde değerlendirmede bulunmaları halinde, söz konusu değişikliğin yapılmasının uygun olup olmayacağının tespiti için durum incelenmek üzere Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarına aktarılacaktır.

Bu bakımdan, sigorta primleri servisince, işyeri dosyasındaki belgelere göre, işyerinin tehlike sınıfının daha düşük bir tehlike sınıfındaki işkolu kodu ile değiştirilmesi yönünde değerlendirmede bulunmaları halinde, durum mevcut işkolu kodu ve prim oranı ile değiştirilmesi uygun görülen işkolu kodu ve prim oranı da belirtilerek gerekli belgelerle birlikte (işyeri bildirgesi veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı, rapor, resmi yazı v.s. belgeler) Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarına intikal ettirilecektir.

Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca işyerinde yapılan incelemeler sonucunda düzenlenecek raporlarda, işyerinin işkolu kodunun değiştirilip değiştirilmeyeceği,

değiştirilecek ise hangi işkolu kodunda ve hangi tarih itibariyle tasnif edilmesi gerektiği hususlarına yer verilecektir.

Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca düzenlenen raporlara istinaden, işkolu kodunun değiştirilmesine karar verilmesi halinde, değişiklik 7201 sayılı Kanuna göre işverenlere tebliğ edilecektir.

1.5.- İşkolu kodu değişikliğinin 2013/Eylül ayı ve sonrasına hüküm ihtiva etmesi halinde yapılacak işlemler

İşkolu koduna yapılan itirazlar üzerine değişikliğin 2013/Eylül ayı ve sonrasına hüküm ihtiva etmesi halinde yeni işkolu kodunda,

–   Değişiklik talebi 2013/Eylül ayından önce yapılmış ise değişiklik 1/9/2013 ya da 15/9/2013 tarihi itibariyle,

–    Değişiklik talebi 2013/Eylül ayı ve sonrasında yapılmış ise değişiklik, talepte bulunulan tarih itibariyle,

gerçekleştirilecektir.

Örnek 1: 23/6/2009 tarihinde 5510 sayılı Kanun kapsamına alınmış (C) Limited Şirketine “1073- Makarna, şehriye, kuskus ve benzeri unlu mamullerin imalatı” işkolu kodunun verildiği, ancak işyeri tescil işlemleri sırasında işkolu kodunun hatalı verildiği gerekçesi ile anılan işveren tarafından 20/3/2013 tarihinde işkolu kodunun “1072- Peksimet ve bisküvi imalatı; dayanıklı pastane ürünleri ve dayanıklı kek imalatı” olarak değiştirilmesi için talepte bulunulduğu ve talep edilen işkolu kodunun da İşkolu Kodu İtiraz Komisyonunca uygun görüldüğü varsayıldığında değişiklik 1/9/2013 tarihi itibariyle gerçekleştirilecektir.

Örnek 2: 17/5/2010 tarihinde 5510 sayılı Kanun kapsamına alınmış (D) Limited Şirketine “2052- Tutkal imalatı” işkolu kodunun verildiği, anılan işveren tarafından 11/10/2017 tarihinde işkolu kodunun “2053- Uçucu yağların imalatı” olarak değiştirilmesi için talepte bulunulduğu ve talep edilen işkolu kodunun da İşkolu Kodu İtiraz Komisyonunca uygun görüldüğü varsayıldığında değişiklik 11/10/2017 tarihi itibariyle gerçekleştirilecektir.

1.6- 2013/Eylül ayı öncesine ilişkin geriye doğru tescil edilecek işyerleri

Mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının tespiti, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının raporları, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden veya işverenler tarafından kendiliğinden verilen işyeri bildirgesine istinaden 2013/Eylül ayı öncesine ilişkin tescil edilecek işyerleri için mülga prim tarifelerinin yürürlükte olduğu dönemler ve hükümler dikkate alınarak işlem yapılacaktır.

1.7- İş kolu kodu belirlenmesi ve değişiklik işlemlerinde diğer hususlar

1.7.1– Bilindiği üzere alt işverenler yükümlülüklerini asıl işverene ait işyeri sicil numarasına ilave olarak verilecek üç haneli alt işveren numarası ile asıl işverenin işyeri dosyası üzerinden yerine getirmektedirler. Diğer yandan Kanun uygulaması kapsamında asıl işverenler ve alt işverenler her zaman aynı iş kolu kodunda değerlendirilmekle birlikte, 6331 ve 6356 sayılı Kanun uygulamaları bakımından kullanılmak üzere alt işverenlerin faaliyet konularına uygun olarak seçtikleri altılı NACE kodu bilgisi ayrıca tutulacaktır.

Bu bakımdan 6331 ve 6356 sayılı Kanun uygulamaları bakımından alt işverenlerinin tehlike sınıflarının tespitinde alt işverenlerce altılı NACE kodu girilmesi sırasında asıl işverene ait faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri değil, kendi yapmış oldukları faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri girilecektir. Alt işveren işlemlerini asıl işverene ait işyeri dosyasından yerine getirdiğinden alt işverenin iş kolu kodunun asıl işverenden farklı olması halinde asıl işverenin iş kolu kodu bilgilerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacağından alt işverenin kendi yapmış olduğu işe ilişkin iş kolu kodu bilgileri sisteme girilecektir.

Örnek 3: “Madencilik işkolunda” faaliyet gösteren (A) Ltd.Şti. tarafından işletilen maden işyerinde hizmet alımı yoluyla değişik işkolu kollarında faaliyet gösteren alt işverenlerin işe alındığı varsayıldığında söz konusu alt işverenler için asıl işverene ait faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri değil, kendi yapmış oldukları faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri girilecektir.

1.7.2- İşkolu koduna ilişkin itirazların denetime intikal etmesi durumunda denetim gerekçeleri işyerinde yerel denetim yapılarak sonuçlandırılacaktır. Ancak, sadece yerel denetim yapılarak konuyla ilgili kanaat oluşturulamaması durumunda işyeri kayıt ve belgeleri de incelenecektir.

1.7.3- Dereceleme işlemleri 5510 sayılı Kanunun 83 üncü maddesine istinaden yayımlanan Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Tarifesinin 11 inci maddesine istinaden yürütülmekte olup, anılan maddenin yürürlükten kaldırılmış olması ve kısa vadeli sigorta kolu prim oranının % 2’ye sabitlenmesi nedeniyle kısa vadeli sigorta kolları priminin binde 2 oranında artırılması veya eksiltilmesi söz konusu olamayacağından 2013 ve müteakip yıllarda dereceleme işlemleri yapılmayacaktır.

1.7.4- İşyeri tescil işlemlerinin ardından altılı işkolu kodu sisteme girilmeden işlemler sonuçlandırılmayacaktır. Yine işyeri tescil işlemleri sırasında birden fazla faaliyet yürütülen işyerlerine ilişkin olarak bu bölümün 3.1.2 numaralı Yeni tescil edilecek işyerlerinde iş kolu kodunun belirlenmesi başlığında yapılan açıklamalar doğrultusunda yalnızca bir tane işkolu kodu verilecektir.

1.7.5- Ayrıca Web tabanlı işyeri tescil programından e-Sigorta kanalıyla işkolu kodu değişiklik talebinde bulunan işverenlerin listesi alınarak gerek kağıt ortamında gerekse e-Sigorta kanalıyla yapılan işkolu kodu değişiklik talepleri ivedilikle sonuçlandırılacaktır.

1.7.6-Ayrıca aynı dörtlü işkolu kodunun altındaki altılı işkolu kodlarının farklı tehlike sınıflarına girmesi (Örneğin 0311.01’in tehlikeli, 0311.02’nin çok tehlikeli sınıfta yer alması) mümkün olduğundan, dörtlü işkolu kodu aynı olsa dahi altılı işkolu kodunun değiştirilmesine ilişkin talepler de bu bölümün 3.1.2, 3.1.3, 3.1.4 numaralı başlıklarında belirtildiği şekilde işlem yapılacaktır.

1.7.7-İşkolu kodu değişikliklerinin ardından yeni altılı işkolu kodu örneği bu genelge eki Ek-1 ve Ek-2’de yer alan matbu formlar kullanılmak suretiyle, posta yoluyla 7201 sayılı Kanuna göre işverenlere tebliğ edilecektir.

2- İşyeri dosyasının açılması ve alt işverenlerin tescili

Kanun kapsamına alınacak nitelikteki her iş veya işyerine yukarda belirtilen esaslara göre bir işyeri sicil numarasının verilmesinden sonra, bu numara işyeri bildirgesinin özel hanesine veya tespit tutanağı bahis konusu ise, bu tutanağın başına yazılacak ve bir işyeri dosyası açılıp, bu dosyaya işyeri bildirgesi veya tutanak konacaktır. Tescili yapılan işyerinin işyeri dosyasının kapağına işyeri sicil numarası, işyeri adresi, işyeri unvanı, işverenin işe başlama tarihi vb. yazılacaktır. Bu belgelerdeki bilgiler dosya kapağının üzerindeki ilgili hanelere okunaklı ve itinalı bir şekilde yazılacaktır.

Mahiyet ve işkolu kodlarında, tehlike sınıf ve derecesinde, işverenin ve işyerinin isim, ünvan ve adres değişikliklerinde bu bilgiler dosya kapaklarındaki hanelerine muntazaman ve vaktinde işlenecektir.

Asıl işverenlerden iş alan alt işverenler için asıl işverene ait işyeri sicil numarasına ilave olarak verilecek üç haneli alt işveren numarası verilerek, alt işverenlerce çalıştırılan sigortalılara ilişkin bildirimlerin bu işyeri sicil numarası üzerinden yapılması sağlanacak olup, alt işverenler için ayrıca işyeri dosyası açılmayacaktır.

Diğer yandan uygulamada asıl işverenlerce alt işverenlerin sözleşmelerinin sona erdiği hususunun ilgili sosyal güvenlik merkezine yazılı olarak bildirildiği durumlarda; alt işverenin işini bitirdiği tarihin işyeri tescil kütüklerine kaydedilmesi gerekirken e-Sigorta şifresinin askıya alındığı, dolayısıyla e-sigorta şifresi askıya alınan işverenin sigortalı işten ayrılış bildirgelerini de gönderemeyerek idari para cezasına maruz bırakıldıkları gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir.

Bu durumda web tabanlı işyeri tescil programlarında mevcut “Tescil Değ. İşlemleri”, “Aracı İşlemleri” seçenekleri işaretlenmek suretiyle erişilen ekranda yer alan “Aracı Bitirme Tar.” alanına, alt işverenin işinin sona erdiği tarih yazılacak olup, e-Bildirge şifrelerinin askıya alınması işlemi kesinlikle yapılmayacaktır.

Dolayısıyla, alt işverenin işinin bitirildiği tarihin işyeri tescil kütüklerine kaydedilmesi halinde, işin sona erdiği tarihten sonraki aylara ilişkin aylık prim ve hizmet belgesi gönderilmesine e-Bildirge programlarınca izin verilmeyecek olmakla birlikte, e-Sigorta kullanıcı kodu ve şifresi aktif olacağından alt işverenlerin işten ayrılış bildirgelerini göndermeleri mümkün olacaktır.

Öte yandan özellikle ihale konusu işler bakımından alt işverenin tescilinin yapılmasını müteakip durumdan ihale makamına bilgi verilecek olup işverenden ihale makamından temin edilecek ve asıl işverenin alt işveren çalıştırmasında mahsur olup olmadığına ilişkin herhangi bir belge getirmesi veya ibrazı istenmeyecektir.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ikametgahi-farkli-bir-ilde-olan-kisi-istanbulda-is-yeri-acabilir-mi/feed/ 0
Farklı ilde ikamet eden bir kişiyi uzaktan çalışma şeklinde SGK’lı olarak çalıştırabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/farkli-ilde-ikamet-eden-bir-kisiyi-uzaktan-calisma-seklinde-sgkli-olarak-calistirabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/farkli-ilde-ikamet-eden-bir-kisiyi-uzaktan-calisma-seklinde-sgkli-olarak-calistirabilir-miyiz/#respond Wed, 12 Jan 2022 00:30:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117935 Mükellefin işyeri merkezi İstanbul il sınırları içinde. İkametgahı şehir dışında olan birini firmasında (uzaktan çalışma) SSK’lı olarak gösterebilir miyiz? Bunun için farklı bir prosedür var mı? 

Bu işçiniz için çalışma şartlarını içeren bir iş sözleşmesi düzenlenmeli ve işçinin çalışma günleri sgk bildiriminin Uzaktan çalışma sütununda yazılmalıdır.

Çağrı üzerine çalışma ve uzaktan çalışma(1)

Madde 14 – Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine

ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi,

çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.

Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını

taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı

üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.

İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan

işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce

yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle

yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi

günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan

iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri

dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Dördüncü fıkraya göre yapılacak iş sözleşmesinde; işin

tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren

tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle

iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer alır.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür. (Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) 

Uzaktan çalışmanın usul ve esasları, işin niteliği dikkate alınarak hangi işlerde uzaktan çalışmanın yapılamayacağı, verilerin korunması ve paylaşılmasına ilişkin işletme kurallarının uygulanması ile diğer hususlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

10 Mart 2021 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 31419

YÖNETMELİK

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından:

UZAKTAN ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

 BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, uzaktan çalışmanın yapılamayacağı işleri, verilerin korunması ve paylaşılmasına ilişkin işletme kurallarının uygulanmasını ve uzaktan çalışmanın usul ve esaslarını belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca uzaktan çalışanları ve bunların işverenlerini kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 4857 sayılı Kanunun 14 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını,

b) Uzaktan çalışan: İş görme ediminin tamamını veya bir kısmını uzaktan çalışarak yerine getiren işçiyi,

c) Uzaktan çalışma: İşçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisini,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Uzaktan Çalışma Usul ve Esasları

Sözleşmenin şekil ve içeriği

MADDE 5 – (1) Uzaktan çalışmaya ilişkin iş sözleşmeleri yazılı şekilde yapılır.

(2) Sözleşmede; işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan iş araçları, ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer alır.

Çalışma mekânının düzenlenmesi

MADDE 6 – (1) Gerekli olması halinde, uzaktan çalışmanın yapılacağı mekân ile ilgili düzenlemeler iş yapılmaya başlamadan önce tamamlanır. Bu düzenlemelerden kaynaklanan maliyetlerin karşılanma usulü, uzaktan çalışan ile işveren tarafından birlikte belirlenir.

Malzeme ve iş araçlarının temini ve kullanımı

MADDE 7 – (1) Uzaktan çalışanın mal ve hizmet üretimi için gerekli malzeme ve iş araçlarının iş sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa işveren tarafından sağlanması esastır. Bu malzeme ve iş araçlarının kullanım esasları ile bakım ve onarım koşulları açık ve anlaşılır bir şekilde uzaktan çalışana bildirilir.

(2) İş araçlarının işveren tarafından sağlanması halinde, bunların işçiye teslim edildiği tarihteki bedellerini belirten iş araçları listesi, işveren tarafından yazılı olarak işçiye teslim edilir. İşçiye teslim edilen belgenin işçi tarafından imzalı bir nüshası ise işveren tarafından işçi özlük dosyasında saklanır. İş araçlarının listesi, iş sözleşmesi içerisinde veya sözleşme tarihinde iş sözleşmesine ek olarak düzenlenirse ayrıca yazılı belge düzenlenmesi şartı aranmaz.

Üretim maliyetlerinin karşılanması

MADDE 8 – (1) İşin yerine getirilmesinden kaynaklanan mal veya hizmet üretimiyle doğrudan ilgili zorunlu giderlerin tespit edilmesine ve karşılanmasına ilişkin hususlar iş sözleşmesinde belirtilir.

Çalışma süresinin belirlenmesi

MADDE 9 – (1) Uzaktan çalışmanın yapılacağı zaman aralığı ve süresi iş sözleşmesinde belirtilir. Mevzuatta öngörülen sınırlamalara bağlı kalmak koşuluyla taraflarca çalışma saatlerinde değişiklik yapılabilir. Fazla çalışma işverenin yazılı talebi üzerine, işçinin kabulü ile mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılır.

İletişim

MADDE 10 – (1) Uzaktan çalışmada iletişimin yöntemi ve zaman aralığı uzaktan çalışan ile işveren tarafından belirlenir.

Verilerin korunması

MADDE 11 – (1) İşveren; uzaktan çalışanı, işyerine ve yaptığı işe dair verilerin korunması ve paylaşımına ilişkin işletme kuralları ve ilgili mevzuat hakkında bilgilendirir ve bu verilerin korunmasına yönelik gerekli tedbirleri alır.

(2) İşveren, korunması gereken verinin tanım ve kapsamını sözleşmede belirler.

(3) Verilerin korunması amacıyla işveren tarafından belirlenen işletme kurallarına uzaktan çalışanın uyması zorunludur.

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınması

MADDE 12 – (1) İşveren, uzaktan çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmekle, gerekli eğitimi vermekle, sağlık gözetimini sağlamakla ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.

Uzaktan çalışmanın yapılamayacağı işler

MADDE 13 – (1) Tehlikeli kimyasal madde ve radyoaktif maddelerle çalışma, bu maddelerin işlenmesi veya söz konusu maddelerin atıkları ile çalışma, biyolojik etkenlere maruz kalma riski bulunan çalışma işlemlerini içeren işlerde uzaktan çalışma yapılamaz.

(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca ilgili mevzuatına göre hizmet alımı suretiyle gördürülen işler ile millî güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis veya hizmetlerden hangilerinde uzaktan çalışma yapılamayacağı birim, proje, tesis veya hizmetten sorumlu olan veya hizmeti alan kamu kurum ve kuruluşunca belirlenir.

Uzaktan çalışmaya geçiş

MADDE 14 – (1) İş ilişkisi doğrudan uzaktan çalışma sözleşmesi ile kurulabilir veya hâlihazırda işyerinde çalışan işçinin iş sözleşmesi, işçinin ve işverenin anlaşması halinde, uzaktan çalışma sözleşmesine dönüştürülebilir.

(2) İşçinin, uzaktan çalışma yapma talebi ile ilgili hususlar aşağıdadır:

a) Talep yazılı olarak yapılır.

b) Talep işyerinde belirlenen usul doğrultusunda işverence değerlendirilir.

c) Talep değerlendirilirken, işin ve işçinin niteliği gereği uzaktan çalışmaya uygunluğu ile işverence belirlenecek diğer kıstaslar kullanılır.

(3) Talebe ilişkin değerlendirme sonucunun otuz gün içinde işçiye talebin yapıldığı usulle bildirilmesi esastır.

(4) Talebin kabul edilmesi halinde 5 inci maddede belirtilen hususlara uygun şekilde sözleşme yapılır.

(5) Uzaktan çalışmaya geçen işçi, ikinci fıkrada belirtilen usulle tekrar işyerinde çalışma talebinde bulunabilir. İşveren, söz konusu talebi öncelikli olarak değerlendirir.

(6) Uzaktan çalışmanın mevzuatta belirtilen zorlayıcı nedenlerle işyerinin tamamında veya bir bölümünde uygulanacak olması halinde uzaktan çalışmaya geçiş için işçinin talebi veya onayı aranmaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Son Hükümler

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı yürütür.


Kaynak: ismmmo,Resmi Gazete, 4857 Sayılı İş kanunu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/farkli-ilde-ikamet-eden-bir-kisiyi-uzaktan-calisma-seklinde-sgkli-olarak-calistirabilir-miyiz/feed/ 0
Özel inşaatlarda çalışan personeller SGK primlerini kendileri mi öder? https://www.muhasebenews.com/ozel-insaatlarda-calisan-personeller-sgk-primlerini-kendileri-mi-oder/ https://www.muhasebenews.com/ozel-insaatlarda-calisan-personeller-sgk-primlerini-kendileri-mi-oder/#comments Sun, 12 Dec 2021 08:30:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118206 Vergi mükellefiyeti olmayan kişi kendi arsası üzerine 2,5 katlı yazlık inşaatı yapacaktır. Sgk dosyası açıldıktan sonra vergi dairesinde stopajdan dolayı vergi mükellefiyeti tesis ettirmesi gerekmekte midir?

Vergi mükellefiyeti açılmayacak ÖZEL İNŞAAT da çalışanlar için GVK 64/3. maddesine göre işlem yapılır. 

Çalışanlar kendi vergileri için ikametlerinin olduğu VD müracaat ederler 64. maddeye göre hesaplanan tutarı kendileri öder (GVK 118)

Diğer Ücretler

Madde 64

Aşağıda yazılı hizmet erbabının safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25’idir

1. Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar; 

2. Özel hizmetlerde çalışan şoförler;

3. Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri;

4. Gayri menkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar;

5. Gerçek ücretlerinin tespitine imkan olmaması sebebiyle, Danıştayın müsbet mütülaasıyla, Maliye Bakanlığınca bu kapsama alınanlar.

Diğer ücretler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bunlar beyannameye ithal edilmez.

Diğer (*) Ücretler Üzerinden Tahakkuk Eden Vergilerde Ödeme

Madde 118

Diğer ücretlerin vergisi:(**)

1. Öteden beri işe devam edenlerde, yıllık verginin yarısı takvim yılının ikinci, diğer yarısı sekizinci ayında;

2. Takvim yılının birinci yarısı içinde işe başlayanlarda, yıllık verginin yarısı verginin karneye yazıldığı ayda; diğer yarısı takvim yılının sekizinci ayında;

3. Takvim yılının ikinci yarısı içinde işe başlayanlarda, verginin karneye yazıldığı ayda;


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ozel-insaatlarda-calisan-personeller-sgk-primlerini-kendileri-mi-oder/feed/ 1
Almanya’da yaşayan Alman vatandaşı bir kişi Türkiye’de elde ettiği kira gelirleri için beyanname vermeli midir? https://www.muhasebenews.com/almanyada-yasayan-alman-vatandasi-bir-kisi-turkiyede-elde-ettigi-kira-gelirleri-icin-beyanname-vermeli-midir/ https://www.muhasebenews.com/almanyada-yasayan-alman-vatandasi-bir-kisi-turkiyede-elde-ettigi-kira-gelirleri-icin-beyanname-vermeli-midir/#respond Tue, 09 Nov 2021 07:30:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117828 Alman vatandaşı, Almanya’da yaşıyor. Türkiye’de konut alıp kiraya verecek. Kira gelirini Türkiye’de beyan edecek mi? 

Yurt dışında ikamet eden (TC vatandaşı veya Yabancı uyruklu ayrımı olmaksızın) Konut kira geliri elde edenler Konut kira geliri için yıllık GV Beyannamesi verecektir. (Dar mükellef olarak) 

Yurt dışında ikamet eden gerçek kişi (TC vatandaşı veya Yabancı uyruklu ayrımı olmaksızın) İş yeri kira geliri elde etmiş ve kiradan GV stopajı yapılmış ise; Yıllık GV beyannamesi vermeyecektir.

Özelge: Dar mükellefin gayrimenkul sermaye iradı beyanı hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı : B.07.1.GİB.4.35.16.01-176200-397 19/08/2011
Konu : Dar mükellefin gayrimenkul sermaye iradı beyanı hk.

 İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Türk vatandaşı olarak uzun yıllardır Almanya’da çalışmakta ve ikamet etmekte olduğunuz, Türkiye’de bulunan ve tevkif suretiyle vergilendirilen muhtelif işyerlerinden kira geliri elde ettiğiniz belirtilerek, söz konusu kira gelirleriniz nedeniyle yıllık gelir vergisi beyannamesi verip vermeyeceğiniz ile kira tutarlarının kiracılar tarafından eksik beyan edilmesi durumunda ne yapmanız gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü ve 4 üncü maddelerinde tam mükellefiyet, 6 ncı maddesinde ise dar mükellefiyet esası düzenlenmiş olup, 3 üncü maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilecekleri hüküm altına alınmış, 4 üncü maddesinde de;

“Aşağıda yazılı kimseler Türkiye’de yerleşmiş sayılır.

  1. İkametgahı Türkiye’de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19’uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
  2. Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.)” hükmüne yer verilmiş ve aynı Kanunun 6’ncı maddesinde, “Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.” denilmiştir.

Konuyla ilgili olarak 210 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, “Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin (2) numaralı bendinde belirtilenler hariç olmak üzere, çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla bir süredir yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları bakımından dar mükellefiyet esasında vergilendirilmeleri gerekmektedir. Bu vatandaşlarımızdan kesin dönüş yaparak Türkiye’ye yerleşenler ile bir takvim yılı içinde altı aydan daha fazla süreyle Türkiye’de oturanlar ise tam mükellefiyet esasında vergilendirileceklerdir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Anılan Kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinde ise; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin 5/a bendinde, 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden (2006/11449 sayılı B.K.K uyarınca) % 20 oranında tevkifat yapılacağı belirtilmiştir.

Yine aynı Kanunun “Toplama Yapılmayan Haller” başlıklı 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde de dar mükellefiyette, tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği belirtilmiştir.

Öte yandan, işyeri ve konut kiralama işlemlerine ilişkin yapılacak tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin usul ve esasların yer aldığı 268 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “Tevsik Zorunluluğunun Kapsamı” başlıklı 1 inci bendiyle;  işyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerini 1/11/2008 tarihinden itibaren banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiş olup, söz konusu zorunluluğa uymayanlara 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca her bir işlem için anılan maddede belirtilen tutarlardan az olmamak üzere, bu işleme konu tutarın %5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca, gelirin elde edildiği dönemde Almanya’da ikamet ettiğinizi belirtir, Alman yetkili makamlarından alınmış mukimlik belgesi ve ilgili yıllarda altı aydan fazla süreyle Türkiye’de bulunmadığınızın Emniyet Müdürlüğü’nden alınacak bir belge ile tevsiki şartıyla, tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş gayrimenkul sermaye iratlarınız için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesine gerek bulunmamakla birlikte, söz konusu gayrimenkullerin kiralanması karşılığında yapılan ödemeler üzerinden kesilmesi gereken gelir vergisi tevkifatlarının kiracılar tarafından eksik beyan edilmesi durumunda ise, tarafınıza yapılan kira ödemelerinin; 268 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği doğrultusunda,  banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü birimleri aracı kılınmak suretiyle gerçekleştirilmesini sağlamanız şartıyla herhangi bir sorumluluğunuz olmayacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/almanyada-yasayan-alman-vatandasi-bir-kisi-turkiyede-elde-ettigi-kira-gelirleri-icin-beyanname-vermeli-midir/feed/ 0
Bordrolu olarak çalışan mali müşavirler ikametgahlarının bulunduğu ilden farklı bir ilde çalışabilir mi? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-olarak-calisan-mali-musavirler-ikametgahlarinin-bulundugu-ilden-farkli-bir-ilde-calisabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-olarak-calisan-mali-musavirler-ikametgahlarinin-bulundugu-ilden-farkli-bir-ilde-calisabilir-mi/#respond Thu, 26 Aug 2021 02:11:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107299 İkametim İstanbul’da. Fakat bordrolu olarak farklı ilde çalışmam da sakınca var mıdır?

Bağımlı olarak farklı ilde çalışmanız için bir engel ve sakınca yok.

Mali İşler müdür olarak, bordrolu çalıştığım şirket için Vergi Dairesinde, e-beyanname gönderme şifresi aldım (verdim). Şirketin Beyanname/Bildirimlerini verirken, bdp, “Düzenleme Bilgileri” kısmında. Bey.Veren “Mükellef” bilgilerini yazacağım. 

1). KDV1, KDV2, MUHSGK beyannamelerinde “Beyannameyi Düzenleyen” kısmına Şirketin bilgilerini mi? Benim bilgileri mi yazmalıyım? 

2). Form BA-BS Bildirimleri, Geçici Vb.ye, Kurumlar V.Bey. “Bildirimi Düzenleyen Mükellef/SM/SMMM” ve “Bildirimi Gönderen Mükellef/SM/SMMM/YMM” kısımlarına Şirketin bilgilerini mi? Benim bilgileri mi yazmalıyım? 

1-Beyannameyi düzenleyen kısmına Meslek mensubunun bilgileri yazılır. 

2-Bildirimi düzenleyen kısmına Meslek mensubunun bilgileri yazılır.

_______________________________________________________________________

Bağımsız çalışan bir mali müşavir olarak bir derneğin yönetim kurulu başkanlığı görevini almam ve dernek iktisadi işletmesi adına çalışmalarda bulunmamın meslek mevzuatımız açısından herhangi bir sakıncası var mı?

Sakınca yoktur.

___________________________________________________________________

Bir şirkette muhasebe müdürüyüm ancak kendi belgemi kullanmıyorum. Bu şirkette çalışmaya devam ederken kendi adıma işletme açmak istiyorum. Mevzuata baktım ancak tereddütte kaldım yardımlarınızı rica ederim?

Bağımlı çalışanların Serbest olarak ticaret yapmalarına engel bir mevzuat yoktur

___________________________________________________________________

Odanıza xxxx üye numarası ile kayıtlı meslek mensubuyum. Xxx A.Ş. firmasında bordrolu çalışanım. Bu yıl itibariyle bu firma için SMMM yetkimi bağımlı çalışan olarak gerçekleştireceğim. 04/02/2021 tarihinde xxxx A.Ş. firması için talep ettiğim xxxx numaralı kaşemi almış bulunmaktayım. Bu süreçte aracılık sözleşmesi yapmam gerekiyor mu? Vergi dairesine evraklarımı teslim ettim fakat SMMM olarak tanılama yapamadı. Beyanname gönderme işlemi ve aracılık sözleşmesi konularına bilgilerinizi rica ederim.

Bağımlı (Bordrolu) çalışanlar aracılık ve sorumluluk sözleşmesi YAPMAZ. 

Odadan alacağınız “ÜYE KAYIT” belgesi ile bordrosunda bulunduğunuz firmanın bağlı olduğu Vergi Dairesine şirket yetkilisi ile müracaat edilir. VD şirket yetkilisine Şirket adına şifre verir. 

Alınan şifre ile Şirketinizin beyanname ve bildirimlerini göndereceksiniz. Göndereceğiniz beyannamelerin meslek mensubu kısmına sizin bilgileriniz yazılır.

Yukarıdaki konuları düzenleyen VUK 340 seri nolu Genel tebliği inceleyiniz.

________________________________________________________________

Büroda faaliyet gösteren bir meslek mensubuyum. Bağımlı çalışmaya karar verdiğimde bağımlı çalışacağım kurumun sahip olduğu diğer şirketlerde de belge mi kullanabilir miyim? 

Bağımlı çalışan meslek mensupları sadece bir firmanın beyanname ve bildirimlerini göndermek ile yetkili olur. Birden fazla firmanın beyanname ve bildirimlerini gönderemez.

Bağımlı SGK’lı çalışan mali müşavirler için 4.311.12 Muhasebe Yetkilisi kodu uygun olur mu? 

2411.07 mali müşavir kodu ile işe giriş işlemlerinin yapılması gerekmektedir.


Kaynak: ismmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-olarak-calisan-mali-musavirler-ikametgahlarinin-bulundugu-ilden-farkli-bir-ilde-calisabilir-mi/feed/ 0
Vergi dairesinde kira kontratı olmadan adres nakli işlemi yapabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/vergi-dairesinde-kira-kontrati-olmadan-adres-nakli-islemi-yapabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/vergi-dairesinde-kira-kontrati-olmadan-adres-nakli-islemi-yapabilir-miyiz/#respond Tue, 27 Jul 2021 00:13:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100027 Tek ortaklı limited şirkete adres nakli yapacağız. Şirket merkezini şirket ortağının ikametgâh adresine yapılacaktır. Ancak ikametgâh adresinin ev tapusu eşine ait. Bu durumda bu tapuya istinaden kira sözleşmesi olmadan vergi dairesine adres gösterebilir miyiz?

Kira sözleşmesi olmadan vergi dairesi adres değişikliğini kabul etmez. Başkasının tapusu belge olarak verilmez. Şirketin ortağını tek olması TÜZEL KİŞİLİK kavramını değiştirmez. Kiracı Tüzel Kişi Şirkettir.


Mükellefin kiraladığı depo adres kayıt sisteminde kayıtlı değildir. Bu durumda muhtasarda adres kodu bölümüne ne yazmamız gerekir?

Adres kodu olmayan bina olmadığını düşünüyoruz. Adres kodu bölümüne ne yazılacağını bizde bilmiyoruz. Vergi dairesi ile görüşünüz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/vergi-dairesinde-kira-kontrati-olmadan-adres-nakli-islemi-yapabilir-miyiz/feed/ 0
Home ofis çalışanlar işyerlerine ait genel giderleri gelirlerinden indirilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/home-ofis-calisanlar-isyerlerine-ait-genel-giderleri-gelirlerinden-indirilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/home-ofis-calisanlar-isyerlerine-ait-genel-giderleri-gelirlerinden-indirilebilir-mi/#respond Thu, 18 Feb 2021 06:30:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104803 Homeoffice olarak çalışan mükellefin elektrik, su, beyaz eşya ve genel market giderlerinin muhasebeleştirilmesi (yarısının gider yapılması vs.) nasıl olmalıdır?

Mükellef Serbest meslek kazancı elde ediyor ise GVK 68/1. maddedeki giderlerin yarısını yazabilir. Gelir Vergisi Kanunun 68\1-1. Maddesinde parantez içinde “İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. 

İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.” hükmüne yer verilmiştir. 

Ticari kazanç sahiplerinin evlerini aynı zamanda İŞ YERİ olarak kullanmaları halinde GVK 40. maddede özel bir belirleme yoktur. Giderin yarısı yazılır ve yazılmaz diye net bir yorum yapamıyoruz. Kişisel yorumumuz GVK 68. maddedeki gibi sadece; kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma giderlerin yarısını indirebilecekleri görüşündeyiz. GİB’den özelge talep ediniz.


Firmamız ihracatçı olup, bu faaliyetinden dolayı belgelenemeyen giderler olmaktadır. Toplam ihracat bedeli üzerinden binde 5 götürü gider yazabilir miyiz?

GVK 40/1 maddesini ve Uygulama ile ilgili olarak; 194 Seri nolu GVK Gn TB . 197 Seri nolu ,GVK Gn TB  233 Seri nolu GVK Gn TB . Genel tebliğlerini inceleyiniz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/home-ofis-calisanlar-isyerlerine-ait-genel-giderleri-gelirlerinden-indirilebilir-mi/feed/ 0
Türkiye’de ikamet etmeyen şirket ortakları veya yönetim kurulu üyelerine çalışma izni alınmalı mıdır? https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-sirket-ortaklari-veya-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-alinmali-midir/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-sirket-ortaklari-veya-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-alinmali-midir/#respond Wed, 03 Feb 2021 04:46:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98308 Bir ortağı Türk diğer ortağı Etiyopyalı olan bir limited Şirket kurduk. Türk ortak yönetici ortak imza yetkisine sahip, yabancı olan ise herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır. Yabancı ortağa çalışma izni almalı mıyız?

Yabancı uyruklu şahıs aşağıdaki sıfatlardan birini taşıması durumunda, çalışma izni muafiyeti kapsamında değerlendirilecektir. Bu kişilerin Türkiye’de çalışma izni alması gerekmemektedir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu göre kurulan Anonim Şirketlerin Türkiye dışında bulunan yönetim kurulu üyesi; diğer şirketlerin yönetici konumunda olan ortakları.

Yukarıda belirtilenlerin dışındakiler çalışma izni almalıdır.


Yabancı bir kişiye şahıs firması açmak istiyoruz. Sadece oturma izni var. Çalışma izni almadan şahıs firması kurabilir miyiz?

Oturma izni ile yabancı uyruklu kişiye işletme kaydının yapılabileceğini, açılış sonrası çalışma iznine başvuru yapılması gerektiğini değerlendirilmektedir.


Çalışma iznim bitmek üzere ikamet izni başvurusu yapabilir miyim?

Çalışma izni bitmeden son 60 gün içerisinde amacınıza uygun ikamet izni için başvuru yapabilirsiniz.

Çalışma iznim çıktıktan sonra ikamet izni almam gerekli mi?

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı tarafından veya kendi mevzuatında çalışma izni vermeye yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen çalışma izinleri, geçerli olduğu sürece ikamet izni olarak kabul edilir. Çalışma izninin sona erdiği tarih, aynı zamanda ikamet izninin de bitiş tarihidir. Çalışma izni süresi sona erdiği halde süresini uzatmayan ya da yeni durumuna uygun ikamet izni almayan yabancılar, ikamet izni ihlali yapmış sayılırlar.

Çalışma iznim iptal olduğunda ikamet iznim de iptal olur mu?

Çalışma izni ikamet izni yerine sayıldığı için süresi devam ettiği sürece ikamet izni alınması gerekmemektedir. Ancak çalışma izninin süresi dolması halinde ikamet izni gibi 10 gün daha yasal hakkı olup bu süre içinde amacına uygun ikamet iznine başvuru yapılabilir. Eğer yabancının hem çalışma izni hem de ikamet izin belgesi var ise çalışma izninin iptal olması halinde ikamet izni iptal olmayıp yasal kalış hakkı sağlamaktadır. İkamet izninin süresinin sonuna kadar yasal olarak kalabilir.

Çalışma izninin ikamet izni sayılmasıyla birlikte yabancıların herhangi bir bildirimde bulunması gerekiyor mu?

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun yirmi yedinci maddesine göre çalışma izini ve çalışma izni muafiyet teyit belgesi ikamet izni yerine geçmektedir. Söz konusu çalışma izni alan yabancılar ülkemize giriş tarihinden itibaren 20 iş günü içerisinde İl Göç İdaresine kayıtlarını yaptırmak zorundadırlar.

Yabancı futbolcular için çalışma izni almamız lazım mı?

Türkiye Futbol Federasyonunca veya Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce talepleri uygun bulunan yabancı futbolcular ile diğer sporcu ve antrenörlerin sözleşmeleri süresince çalışma izni almalarına gerek bulunmamaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-sirket-ortaklari-veya-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-alinmali-midir/feed/ 0
Rusya’da 6 aydan fazla kalan TC vatandaşları dar mükellef kapsamında mıdır? https://www.muhasebenews.com/rusyada-6-aydan-fazla-kalan-tc-vatandaslari-dar-mukellef-kapsaminda-midir/ https://www.muhasebenews.com/rusyada-6-aydan-fazla-kalan-tc-vatandaslari-dar-mukellef-kapsaminda-midir/#respond Wed, 20 Jan 2021 09:16:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102008

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı : 62030549-120[7-2014/304]-111520 08.08.2016 Konu : Rusya’da mukim T.C. vatandaşının dar mükellef kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunuz, Rusya’da ücretli olarak çalıştığınız ve hayati menfaatlerinizden dolayı Rusya’dan mukimlik belgesi aldığınız ayrıca Rusya’da ortak olduğunuz şirketlerin bulunduğu, Türkiye’de işyeri ve mesken kira gelirleri elde ettiğiniz belirtilerek, Türkiye’de ikametgahınızın olmaması nedeniyle 2014 yılı ve sonrasında Türkiye’de 6 aydan fazla kalmanız durumunda dar mükellef olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğiniz hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü ve 4 üncü maddelerinde tam mükellefiyet, 6 ncı maddesinde ise dar mükellefiyet esası düzenlenmiş olup, 3 üncü maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilecekleri hüküm altına alınmış, 4 üncü maddesinde de;

            “Aşağıda yazılı kimseler Türkiye’de yerleşmiş sayılır.

  1. İkametgahı Türkiye’de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19 uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir);
  1. Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.)”; denilmiş. 6 ncı maddesinde ise;

            “Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.” hükümlerine yer verilmiştir.

            Gelir Vergisi Kanununda “Türkiye’de yerleşme” ikametgah ve oturma süresi olarak iki ayrı esasa göre belirlenmiştir.

            İkametgah esasında yerleşmenin tespitinde; ikametgahı Türkiye’de bulunanlar yerleşmiş sayıldığından bunların tam mükellefiyete tabi olmaları yönünden başkaca hiçbir şart aranmayacaktır. Anılan maddenin parantez içi hükmünde ise ikametgahın Türk Medeni Kanunu  hükümlerine göre tespit edileceği belirtilmiştir.

            4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 19 uncu maddesinde; “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.

            …” hükmü yer almıştır.

            Oturma süresi esasında yerleşmenin tespitinde ise Türkiye’de bir takvim yılı içinde 6 aydan fazla oturanlar Türkiye’de yerleşmiş sayılır. Anılan Kanunun “Yerleşme sayılmayan haller” başlıklı 5 inci maddesinde yazılı yabancılar hariç olmak üzere bir kimsenin ikametgahının, Türkiye dışında olduğu kesinlikle belli olsa bile, bir takvim yılı içinde Türkiye’de altı aydan fazla oturması, tam mükellefiyet esasında vergilendirilmesi için yeterlidir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 21 inci maddesinde binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın 2014 yılı gelirleri için 3.300 TL’sinin gelir vergisinden müstesna olduğu, istisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamayacağı, ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar ile (6322 sayılı kanunun 5. maddesiyle değişen ibare; Yürürlük 15.06.2012) istisna haddinin üzerinde hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarı aşanların bu istisnadan faydalanamayacakları hükümlerine yer verilmiştir.

            Aynı Kanunun 70 inci maddesinin birinci fıkrasında, maddede sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmıştır.

            Mezkur Kanunun 85 inci maddesinde ise “Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur….” hükmü yer almaktadır.

            Öte yandan, aynı Kanunun 86 ncı maddesinde de, “Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

            …

  1. Dar mükellefiyette, tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar.”hükmüne yer verilmiştir.

            Bu itibarla; ikametgâhı Türkiye’de bulunanların yerleşmiş sayılacağı ve tam mükellefiyet esasında vergilendirilmesi gerektiğinin kabulü ile birlikte, gelirin elde edildiği dönemde Rusya’da ikamet ettiğinizi belirtir, Rus yetkili makamlarından alacağınız mukimlik belgesi ve ilgili yıllarda altı aydan fazla süreyle Türkiye’de bulunmadığınızın Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alacağınız bir belge ile tevsik etmeniz şartıyla, ilgili dönemler bakımından dar mükellefiyet esasına göre vergilendirilmeniz gerekecektir.

            Ancak, 2014 ve müteakip yıllarda Türkiye’de 6 aydan fazla bulunmanız halinde, Türkiye’de yerleşmiş sayılacağınızdan ilgili dönemler itibarıyla tam mükellef esasında vergilendirilmeniz gerektiği tabiidir.

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

            Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması” 17.12.1999 tarih ve 23909 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 31.12.1999 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 01.01.2000 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

            Söz konusu Anlaşmanın “Mukim” başlıklı 4 üncü maddesinde;

            “1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, “bir Akit Devletin mukimi” terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ev, ikametgah, yönetim yeri (kayıtlı merkez) veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefi olan kişi anlamına gelir.

  1. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir:

a) Bu kişi, yalnızca daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi, kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin bir mukimi olarak kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);

b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Akit Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa bu kişi yalnızca kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Devletin bir mukimi kabul edilecektir;

c) Eğer kişinin her iki Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev söz konusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;

 d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir. 

  1. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla gerçek kişi dışındaki bir kişi her iki Akit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişi kanuni merkezinin bulunduğu Devletin bir mukimi olarak kabul edilecektir.”

            hükümlerine yer verilmiştir.

            Anlaşmada yer alan mukim terimi genel kural olarak Anlaşmaya taraf Devletin iç mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kanuni ana merkez, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren gerçek ve tüzel kişileri kapsamaktadır. Akit devletlerin iç mevzuatları gereğince kişinin aynı anda her iki devletin de mukimi olması durumunda ise, anılan maddenin ikinci fıkrasındaki kriterler sırasıyla uygulanmak suretiyle mukimliğin tespiti yapılmaktadır.

            İç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde, ikametgâhı Türkiye’de bulunanlar ya da bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (belli ve geçici görev veya iş için Türkiye’ye gelme durumları hariç) Türkiye’de yerleşmiş (mukim) sayılırlar. Bu kapsamda Türkiye mukimi kabul edilen kişiler tüm dünya gelirleri üzerinden Türkiye’de vergilendirilirler.

            Buna göre, bir takvim yılı içinde Türkiye’de altı aydan fazla süre kalmanız durumunda Türkiye mukimi sayılmanız ve tam mükellefiyet esasında hem Rusya hem de Türkiye kaynaklı gelirleriniz dâhil tüm dünya kazançlarınız üzerinden Türkiye’de vergilendirilmeniz gerekmektedir. Ancak, aynı yıl için, Rusya Federasyonu iç mevzuat hükümleri kapsamında Rusya’da da mukim kabul edilmeniz halinde, ortaya çıkan çifte mukimlik hususu Anlaşmanın yukarıda yer verilen 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan hükümlerinin sırasıyla uygulanması suretiyle çözümlenecektir.

            Diğer yandan, Türkiye’de tam mükellefiyet esasında vergilendirme koşullarının şahsınız adına oluşmaması durumunda Türkiye’de elde ettiğiniz gelirler üzerinden dar mükellefiyet esasında vergilendirileceğiniz tabiidir. Bununla birlikte, Rusya mukimi olmanız durumunda, Türkiye’de elde ettiğiniz gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin olarak Türkiye-Rusya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması hükümlerinin dikkate alınması söz konusu olacaktır.

            Diğer taraftan, Türkiye’de veya Rusya’da dar mükellefiyet kapsamında ödemiş olduğunuz vergiler, çifte vergilendirmenin önlenmesi amacıyla, Anlaşma’nın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 22 nci maddesi kapsamında mukim olduğunuz ülkede toplam kazançlarınız üzerinden ödeyeceğiniz vergiden mahsup edilebilecektir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/rusyada-6-aydan-fazla-kalan-tc-vatandaslari-dar-mukellef-kapsaminda-midir/feed/ 0