ihlal – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 16 Sep 2023 09:32:10 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 AR-GE Destek ve teşvik şartları ihlal edilirse cezası nedir? https://www.muhasebenews.com/ar-ge-destek-ve-tesvik-sartlari-ihlal-edilirse-cezasi-nedir/ https://www.muhasebenews.com/ar-ge-destek-ve-tesvik-sartlari-ihlal-edilirse-cezasi-nedir/#respond Sat, 16 Sep 2023 09:32:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146346 AR-GE Destek ve teşvik şartları ihlal edilirse veya teşvikler amacı dışında kullanılırsa ne tür işlem yapılır?

Kanun hükümlerinin ihlali veya  destek ve teşvik unsurlarının amacı dışında kullanılması durumunda, zamanında  tahakkuk ettirilmemiş vergiler yönünden vergi zıyaı doğmuş sayılır ve zıyaa  uğratılmış vergiler gecikme faizi ve vergi zıyaı cezasıyla birlikte tahsil  edilir. Sağlanan vergi dışı destekler ise 6183 sayılı amme Alacaklarının Tahsil  Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle  tahsil edilir.

 


Kaynak: GİB.gov.tr
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ar-ge-destek-ve-tesvik-sartlari-ihlal-edilirse-cezasi-nedir/feed/ 0
Başka bir işyerinde sigortalı çalışmak basit usul şartlarından kendi işinin başında bir fiil çalışıyor olma şartını ihlal eder mi? https://www.muhasebenews.com/baska-bir-isyerinde-sigortali-calismak-basit-usul-sartlarindan-kendi-isinin-basinda-bir-fiil-calisiyor-olma-sartini-ihlal-eder-mi/ https://www.muhasebenews.com/baska-bir-isyerinde-sigortali-calismak-basit-usul-sartlarindan-kendi-isinin-basinda-bir-fiil-calisiyor-olma-sartini-ihlal-eder-mi/#respond Tue, 28 Feb 2023 01:23:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139307 Başka bir işyerinde sigortalı çalışmak basit usul şartlarından kendi işinin başında bir fiil çalışıyor olma şartını ihlal eder mi?

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 320) ilgili bölümü aşağıdadır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Basit Usule Tabi Olmaya İlişkin Diğer Hususlar

Birden fazla ticari araçla veya birden fazla işyerinde faaliyette bulunma

MADDE 7- (1) 193 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde belirtilen basit usule tabi olmanın genel şartlarından birisi de kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmaktır. İşinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartın ihlali sayılmamaktadır. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmadıklarına bakılmamaktadır.

(2) Basit usule tabi mükelleflerin, sahibi veya işleticisi sıfatıyla birden fazla motorlu araçla veya birden fazla işyerinde ticari faaliyette bulunmaları, 193 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının ihlali sayılacaktır. Dolayısıyla bu şekilde faaliyette bulunan mükellefler basit usulden faydalanamayacaktır.

(3) BASİT USULE TABİ OLAN MÜKELLEFLERİN, BAŞKA BİR İŞ YERİNDE ÜCRETLİ OLARAK ÇALIŞMALARI, KENDİ İŞİNDE BİLFİİL ÇALIŞMA VEYA BULUNMA ŞARTININ İHLALİ OLARAK KABUL EDİLMEKTE VE BU MÜKELLEFLERİN BASİT USULDEN FAYDALANMALARI MÜMKÜN BULUNMAMAKTADIR. Ancak, işin başında bilfiil çalışmak veya bulunmak kaydıyla, basit usulde faaliyette bulunulmadığı zamanlarda ücretli olarak çalışılması (kısmi süreli çalışma veya mevsimlik işçi olarak çalışma gibi), işin başında bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali sayılmayacaktır. Başka bir işyerinde ücretli olarak çalışan basit usule tabi mükelleflerin kendi işlerinde bilfiil çalışıp çalışmadıkları veya işlerinin başında bulunup bulunmadıkları hususu vergi dairelerince yoklama ile tespit edilecek ve mükellefiyet durumları bu tespite göre değerlendirilecektir.


GİB

Basit Usul Rehberi

3. Basit Usule Tabi Olmanın Şartları

Gelir Vergisi Kanununun 47 nci ve 48 inci maddelerinde yer alan genel ve özel şartları topluca taşıyanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.

3.1. Genel Şartlar 

Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı Ölüm halinde, iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmamalarına bakılmaz.),

İşyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralanmış olması halinde yıllık kira bedeli toplamının;

Büyükşehir belediye sınırları içinde 2022 takvim yılı için 16.000 TL’yi aşmaması, (2023 takvim yılı için 35.000 TL)

Diğer yerlerde 2022 takvim yılı için 10.000 TL’yi aşmaması, (2023 takvim yılı için 22.000 TL) gerekmektedir.

Ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olmamak

Yukarıdaki 2 ve 3 numaralı bent hükümleri öteden beri işe devam edenlerde takvim yılı başındaki, yeniden işe başlayanlarda ise işe başlama tarihindeki duruma göre uygulanır. 2022 yılı tutarları 317 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2023 yılı tutarları ise 323 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile belirlenmiştir.

Bu kapsamda; 2023 yılı için belirtilen genel şartlardan herhangi birini sağlamayan kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, 2024 yılında gerçek usule tabi olacaktır.

3.2. Özel Şartlar 

Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların;

Yıllık alımları tutarının 2022 takvim yılı için 200.000 TL’yi aşmaması (2023 takvim yılı için 440.000 TL) veya

Yıllık satışları tutarının 2022 takvim yılı için 320.000 TL’yi aşmaması (2023 takvim yılı için 700.000 TL),

(1) numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayrisafi iş hâsılatının;

2022 takvim yılı için 100.000 TL’yi aşmaması (2023 takvim yılı için 220.000 TL),

(1) ve (2) numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde, yıllık satış tutarı ile iş hasılatı toplamının;

2022 takvim yılı için 200.000 TL’yi aşmaması (2023 takvim yılı için 440.000 TL), gerekmektedir.

Bu kapsamda; 2023 yılı için belirtilen özel şartlardan herhangi birini sağlamayan kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, 2024 yılında gerçek usule tabi olacaktır.

Kâr hadleri emsallerine göre düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtia için özel hadler;

Milli Piyango bileti, akaryakıt, şeker ve bunlar gibi kâr hadleri emsallerine nazaran bariz şekilde düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtia için, (1) ve (3) numaralı sıralarda yazılı hadler yerine ilgili Bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek alım satım hadleri uygulanır.

Buna göre, anılan maddelerin ticaretini yapan mükelleflerin 2023 takvim yılında da basit usulden yararlanabilmeleri için alış, satış veya hasılatlarının 31/12/2022 tarihi itibariyle 323 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen aşağıdaki hadleri aşmaması gerekmektedir.

Emtianın Cinsi Büyükşehir Belediye Sınırları Dışında Kalan Yerlerde Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde Kalan Yerlerde
Yıllık Alım Ölçüsü (TL) Yıllık Satış Ölçüsü (TL) Yıllık Alım Ölçüsü (TL) Yıllık Satış Ölçüsü (TL)
Değerli Kâğıt 750.000 840.000 900.000 1.090.000
Şeker –Çay 550.000 750.000 700.000 890.000
Milli Piy. Bil., Hemen Kazan, Süper Toto vb. 550.000 750.000 700.000 890.000
İçki (Bira ve Şarap Hariç) – İspirto– Sigara–Tütün 550.000 750.000 700.000 890.000
Akaryakıt ( LPG hariç) 840.000 890.000 1.090.000 1.270.000

Belirtilen bu malların alım satımı ile uğraşanlar hakkında, basit usulün özel şartları bakımından yukarıdaki hadler dikkate alınmak suretiyle, 2/5/1982 tarihli ve 17682 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 136 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğindeki hesaplamalar doğrultusunda işlem yapılacaktır.

Örnek 2: Bartın ilinde öteden beri manavlık faaliyetinde bulunan ve kazançları basit usulde tespit olunan Mükellef (B)’nin bu faaliyeti dolayısıyla 1/1/2022 – 31/12/2022 tarihleri arasında yapmış olduğu alımlarının tutarı 190.000 TL, satışlarının tutarı 304.000 TL’dir. Mükellefin işyeri kira tutarı ise 1/1/2022 tarihi itibarıyla yıllık 9.600 TL’dir.

2022 yılı için geçerli olmak üzere 317 Seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile basit usule tabi mükellefler için belirlenen yıllık alım haddi 200.000 TL, yıllık satış haddi 320.000 TL, kira bedeli ise 10.000 TL’dir. Buna göre; manavlık faaliyetinde bulunan Mükellef (B)’nin yıllık alım ve satım tutarı ile kira bedeli, belirtilen sınırları aşmadığından dolayı 2023 yılında da kazançları basit usulde tespit edilmeye devam edecek olup mükellef gelir vergisi istisnasından yararlanabilecektir.

4. Basit Usulden Yararlanamayacak Olanlar 

Aşağıda belirtilen mükelleflerin kazançları, şartları taşısalar dahi hiçbir şekilde basit usulde tespit edilmez.

Kollektif şirket ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortakları.

İkrazat (ödünç para verme) işleriyle uğraşanlar.

Sarraflar ile kıymetli maden ve mücevherat alım satımı ile uğraşanlar.

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişi ve kurumlara karşı inşaat ve onarma işini taahhüt edenler ile bu mükelleflere karşı derece derece taahhütte

Sigorta prodüktörleri.

Her türlü ilan ve reklam işleriyle uğraşanlar veya bu işlere tavassut (aracılık)

Gayrimenkul ve gemi alım satımı ile uğraşanlar.

Tavassut (aracılık) işi yapanlar (dayıbaşılar hariç).

Maden işletmeleri, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları işletenler.

Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticileri (Yapısı itibarıyla sürücüsünden başka on dört ve daha aşağı oturma yeri olan ve insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtları ile yolcu taşıyanlar hariç).

Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan iş grupları, sektörler, il ve ilçeler, büyükşehir belediyeleri dâhil olmak üzere il ve ilçelerin belediye sınırları (mücavir alanlar dâhil), belediyelerin nüfusları, yöreler itibarıyla veya sabit bir işyerinde faaliyette bulunulup bulunulmadığına göre gerçek usulde vergilendirilmesi gerekli görülenler.

8. Basit Usulde Tespit Olunan Kazançlarda Özellik Gösteren Durumlar, Birden fazla ticari araçla veya birden fazla işyerinde faaliyette bulunma

Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde belirtilen basit usule tabi olmanın genel şartlarından birisi de kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmaktır. İşinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartın ihlali sayılmamaktadır. Ölüm halinde iş sahibinin dul eşi veya küçük çocukları namına işe devam olunduğu takdirde, bunların bilfiil işin başında bulunup bulunmadıklarına bakılmamaktadır.

-Basit usule tabi mükelleflerin, sahibi veya işleticisi sıfatıyla birden fazla motorlu araçla veya birden fazla işyerinde ticari faaliyette bulunmaları, Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının ihlali anlamına geleceğinden, bu şekilde faaliyette bulunan mükelleflerin basit usulden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

-Basit usule tabi olan mükelleflerin, başka bir iş yerinde ücretli olarak çalışmaları, kendi işinde bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali olarak kabul edilmekte ve bu mükelleflerin basit usulden faydalanmaları mümkün bulunmamaktadır. Ancak, işin başında bilfiil çalışmak veya bulunmak kaydıyla, basit usulde faaliyette bulunulmadığı zamanlarda ücretli olarak çalışılması (kısmi süreli çalışma veya mevsimlik işçi olarak çalışma gibi), işin başında bilfiil çalışma veya bulunma şartının ihlali sayılmayacaktır. Başka bir işyerinde ücretli olarak çalışan basit usule tabi mükelleflerin kendi işlerinde bilfiil çalışıp çalışmadıkları veya işlerinin başında bulunup bulunmadıkları hususu vergi dairelerince yoklama ile tespit edilecek ve mükellefiyet durumları bu tespite göre değerlendirilecektir.

Örnek 7: Taksi işletmeciliği faaliyetinde bulunan Mükellef (G), takvim yılı içerisinde ikinci bir ticari taksi alarak iki araçla faaliyette bulunmaya başlamıştır. Mükellef (G), iki taksi ile faaliyette bulunması dolayısıyla “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartını ihlal etmiş olacağından, takip eden takvim yılı başından itibaren basit usulden yararlanamayacak ve kazancı gerçek usulde tespit edilecektir.

Örnek 8: Çay ocağı işletmeciliği faaliyetinde bulunan ve kazancı basit usulde tespit edilen Mükellef (H), bu faaliyetinin yanı sıra satın almış olduğu ticari taksi ile taksi işletmeciliği yapmaya da başlamıştır. İki ayrı faaliyette bulunulması basit usule tabi olmanın şartlarından olan Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının ihlali anlamına geleceğinden, Mükellef (H), takip eden takvim yılı başından itibaren basit usulden yararlanamayacak ve kazancı gerçek usulde vergilendirilecektir.

Örnek 9: Servis işletmeciliği faaliyetinde bulunan ve kazancı basit usulde tespit edilen Mükellef (I), servis işletmeciliği faaliyetinin yanı sıra (A) firmasında da ücretli olarak çalışmaktadır. Mükellef (I)’nın servis işletmeciliği faaliyeti ile birlikte (A) firmasında ücretli olarak çalışması, basit usule tabi olmanın şartlarından olan Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının ihlali anlamına geleceğinden, Mükellef (I) basit usulden yararlanamayacak olup, kazancı gerçek usulde vergilendirilecektir.

Örnek 10: Taksi işletmeciliği faaliyetinde bulunan ve kazancı basit usulde tespit edilen Mükellef (İ), bu taksiyi Mükellef (J)’ye kiraya vermiştir. Mükellef (İ)’nin ticari taksisini kiraya vermiş olması dolayısıyla elde ettiği kira geliri gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilecektir. Mükellef (J)’nin bu faaliyetinden elde ettiği kazancı ise şartları sağlaması halinde basit usulde tespit edilecek ve Mükellef (J) söz konusu kazanç istisnasından faydalanabilecektir.


-Basit Usule Tabi Mükelleflerin Yanında Çalışan Ücretlilerin Durumu 

Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin kendi işyerlerinde bilfiil çalışmaları veya bulunmaları şarttır. Ancak, bu mükelleflerin işlerinde yardımcı işçi çalıştırmaları veya çırak kullanmaları bu şartı bozmayacaktır.

7349 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesi 1/1/2022 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu düzenleme ile bu madde kapsamında bulunan; kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanların elde ettikleri ücretler, işverenlerin tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmadığından tevkifata tabi olmayan ücret kapsamında değerlendirilecektir.

Ayrıca bu kapsamda bulunan hizmet erbabının vergi karnesi almasına ve karnesini vergi dairesine ibraz ederek vergilerini tarh ve tahakkuk ettirmesine gerek bulunmamaktadır. Bu kapsamda olanların 1/1/2022 tarihinden itibaren elde ettikleri tevkif suretiyle vergilendirilmemiş ücret gelirleri Gelir Vergisi Kanununun genel hükümlerine tabi olacaktır.

Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendi uyarınca, bu kapsamda bulunan hizmet erbabının 1/1/2022 tarihinden itibaren elde ettiği ücret gelirlerine ilişkin matrahlarının, asgari ücretin yıllık gelir vergisi matrahını aşmaması halinde, istisna kapsamına giren bu ücretleri için yıllık beyanname verilmeyecektir.

Hizmet erbabının elde ettiği ücret gelirlerinin, istisna tutarını aşması halinde ise elde edilen ücret gelirinin tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecek ve hesaplanan gelir vergisinden asgari ücret üzerinden hesaplanan yıllık gelir vergisi mahsup edilerek ödenecek vergi hesaplanacaktır.

Örnek 16: Basit usule tabi mükellefin yanında çalışan Bay (Ö) tevkif suretiyle vergilendirilmemiş yıllık brüt 68.850 TL (aylık brüt ücret ilk 6 ay 5.004 TL, ikinci 6 ay ise 6.471 TL) ücret geliri elde etmektedir.

Bay (Ö)’nün 2022 yılında elde ettiği ücret gelirinin matrahı, asgari ücretin yıllık gelir vergisi matrahını aşmadığından, istisna kapsamında kalan bu ücret geliri için yıllık beyanname verilmeyecektir.

Örnek 17: Basit usule tabi mükellefin yanında çalışan Bay (P) tevkif suretiyle vergilendirilmemiş aylık brüt 8.000 TL ücret geliri elde etmektedir.

Bay (P) tevkif suretiyle vergilendirilmemiş 2022 yılı toplam ücret gelirini 1–31 Mart 2023 tarihleri arasında yıllık beyannameyle beyan edecek ve yıllık beyanı üzerine yapılacak hesaplama aşağıdaki şekilde olacaktır.

BAY (P)’NİN YILLIK BEYANI
BRÜT ÜCRET  

SİGORTA PRİMİ

 

MATRAH

 

HESAPLANAN GELİR VERGİSİ

 

İSTİSNA MATRAH

 

ASGARİ ÜCRETİN VERGİSİ

 

ÖDENECEK GELİR VERGİSİ

96.000,00 14.400,00 81.600,00 15.532,00 58.522,50 10.104,50 5.427,50

Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/baska-bir-isyerinde-sigortali-calismak-basit-usul-sartlarindan-kendi-isinin-basinda-bir-fiil-calisiyor-olma-sartini-ihlal-eder-mi/feed/ 0
Matrah artırımı taksitleri zamanında ödenmezse başvurumuzu ihlal etmiş olur muyuz? https://www.muhasebenews.com/matrah-artirimi-taksitleri-zamaninda-odenmezse-basvurumuzu-ihlal-etmis-olur-muyuz/ https://www.muhasebenews.com/matrah-artirimi-taksitleri-zamaninda-odenmezse-basvurumuzu-ihlal-etmis-olur-muyuz/#respond Fri, 04 Feb 2022 08:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121811 7326 sayılı kanundan yararlanarak yapılan matrah artırımında, ilk iki taksiti zamanında ödeyip üçüncü taksiti atlasak ve son taksitten önce gecikmesiyle ödersek, matrah artırımı ihlal edilmiş sayılır mı?

Matrah artırımında bir taksit dahi ödemez ise İhlal sayılır. Matrah artırımının avantajları kayıp olur.


7326 Sayılı Kanun 1 No.lu Tebliğ

E- MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINA İLİŞKİN ORTAK HÜKÜMLER

7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası ve devamında yer alan matrah ve vergi artırımına ilişkin ortak hükümlerin uygulanması hususunda açıklamalar aşağıda yer almaktadır.

1- Matrah ve Vergi Artırımı ile Matrah Beyanı Dolayısıyla Hesaplanan Vergilerin Ödenmesi

7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmünden yararlanılarak artırımda veya beyanda bulunanlar, anılan hükümlere göre hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergisi ile gelir (stopaj) ve kurumlar (stopaj) vergisi tutarlarını 30/9/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) tamamen ödeyebilecekleri gibi talep etmeleri hâlinde ilk taksiti Eylül/2021 ayından başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödeyebilirler.

Taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi durumunda ödenecek tutara, Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde 6 eşit taksit için öngörülmüş olan (1.09) katsayısı uygulanacaktır.

Matrah ve vergi artırımı hükümlerine göre hesaplanan vergilerin, peşin veya altı eşit taksit halinde ödenmesi ile ilgili olarak da 7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin hükümleri uygulanacak ve bu Tebliğin ilgili bölümlerinde belirtilen açıklamalar ile (II/D-9 ve II/D-10) bölümlerinde belirtilen diğer açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

Buna göre, matrah ve vergi artırımına ilişkin ortak hükümlerin düzenlendiği Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca matrah ve vergi artırımında bulunanların bu vergileri, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödememeleri halinde artırım hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecektir.

Bu takdirde, matrah ve vergi artırımı üzerine tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin son günü olan 30 Eylül 2021 tarihi vade tarihi kabul edilerek 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsil edilecektir.

Diğer taraftan, 7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin ondördüncü fıkrasında “… bu Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm çerçevesinde, matrah ve vergi artırımında bulunan ancak tahakkuk eden vergileri bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemeyen mükellefler nezdinde yapılacak vergi incelemeleri ve tarhiyat işlemlerinde taksit ödeme süresince işlemeyen süre, tarh zamanaşımı süresinin hesabında işlemeyen süre olarak dikkate alınacaktır.

Örneğin, 2016 yılına ilişkin olarak kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunan ve altı eşit taksitte ödeme seçeneğini tercih eden mükellef, Eylül/2021 taksitini ödemiş olmakla birlikte ikinci taksit olan Kasım/2021 taksitini süresinde ödemediğinden Kanun hükümlerinden yararlanma hakkını kaybetmiştir. Bu durumda mükellefin matrah artırımı şartlarını ödeme yönünden ihlal ettiği tarihe kadar olan süre tarh zamanaşımının hesabında işlemeyen süre olarak dikkate alınacaktır. Dolayısıyla işlemeyen süre 1 Eylül 2021 ila 1 Aralık 2021 tarihleri arasında geçen 91 gün olup 2016 yılıyla ilgili yapılacak tarhiyatlarda zamanaşımı süresi 1 Nisan 2022 tarihine kadar uzamış olacaktır.

2- Matrah veya Vergi Artırımı Sonucunda Tahakkuk Eden Vergilerin Tamamının Peşin Olarak Ödenmesi

Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu vergilerden %10 indirim yapılacak ve bu vergilere katsayı uygulanmayacaktır.

Örnek 27- Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefi Bayan (T)’nin yıllık beyannamede beyan ettiği gelir vergisi matrahı, 2016 yılı için 150.000 TL, 2017 yılı için 180.000 TL, 2018 yılı için 200.000 TL, 2019 yılı için 310.000 TL ve 2020 yılı için ise 400.000 TL’dir.

Mükellef, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin gelir vergisi matrahlarını Kanun hükümlerinden yararlanarak artırmak için başvuru süresi içinde bağlı olduğu vergi dairesine başvurmuştur. Mükellef tarafından matrah artırımında bulunulan yıllara ilişkin yıllık gelir vergisi beyannameleri süresinde verilerek tahakkuk eden vergiler zamanında ödenmiş ve bu vergi türleri için 7326 sayılı Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddelerinden yararlanılmamıştır.

Öte yandan, matrah artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamı ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmiştir.

Buna göre mükellefin gelir vergisi hesabı aşağıdaki şekilde olacaktır.

Yılİlgili Yıllar Vergi Matrahı(TL) (1)Artırım Oranı(2)Artırılan Matrah Tutarı (TL) (1×2) (3)Asgari Matrah Tutarı (TL) (4)Hesaplamaya Esas Matrah (TL) (3 veya 4’ten Fazla Olanı) (5)Vergi Oranı(6)Ödenecek Gelir Vergisi (TL) (5×6) (7)
2016150.000%3552.50047.00052.500%157.875
2017180.000%3054.00049.800          54.000%158.100
2018200.000%2550.00052.90052.900%157.935
2019310.000%2062.00056.20062.000%159.300
2020400.000%1560.00063.70063.700%159.555
Toplam42.765

Mükellef tarafından matrah artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamı ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödendiğinden bu vergilerden %10 indirim yapılmış olup, indirim sonrası ödenen vergi tutarı [42.765- (42.765 x %10)]= 38.488,50 TL olacaktır.

3- Takdir Komisyonlarına Sevk Edilmiş veya Haklarında Vergi İncelemesine Başlanılmış Mükelleflerin Durumu

7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, matrah ve vergi artırımı kapsamına giren dönemler için başlatılmış ve henüz sonuçlandırılmamış incelemelerin veya takdir işlemlerinin bulunması, artırıma engel değildir.

Öte yandan, matrah ve vergi artırımında bulunulması, Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmeyecektir. Bu mükellefler hakkında vergi incelemesi ile takdir işlemlerine göre tarhiyat yapılabilmesi için aşağıda belirtilen hususlara uyulması gerekmektedir.

a) 7326 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında, artırımda bulunulan yıllar ve vergi türleri ile ilgili olarak Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin, 2/8/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar sonuçlandırılması şarttır. Bu süre içerisinde sonuçlandırılamayan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edilmeyecek, bulunduğu safhada bırakılacaktır. Mükellefler sadece artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan veya artırılan vergileri ödeyeceklerdir.

Bir başka anlatımla, Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 2/8/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar tamamlanamaması hâlinde mükelleflerin, başvuru süresinin sonuna kadar (31 Ağustos 2021) matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları şartıyla, 2/8/2021 tarihinden sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden raporlar ve kararlar üzerine tarhiyat yapılmayacağından, vergi incelemesi ve takdir işlemlerine devam edilmeyecektir.

b) Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış söz konusu vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin (a) bölümünde belirtilen sürede sonuçlandırılması ve tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde;

ba) Mükellef, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah ve vergi artırımında bulunmuş ise inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah veya vergi farkı ile mükelleflerin Kanunun 5 inci maddesi hükümlerine göre artırdıkları matrahlar birlikte değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu mükellefin ilgili yıllarda artırılan matrah veya vergi tutarlarının, vergi incelemeleri veya takdir komisyonu kararlarına göre o yıl için belirlenen matrah veya vergi farkından fazla veya bu tutar kadar olması durumunda mükellef hakkında ayrıca vergi incelemeleri ve takdir komisyonu kararlarına göre vergi tarhiyatı yapılmaz ve ceza uygulanmaz.

bb) Vergi incelemeleri ve takdir sonucu belirlenen tarhiyata konu matrah veya vergi farkının, mükellefin ilgili yıl için artırdığı matrah veya vergi tutarından fazla olması hâlinde, aradaki fark tutar kadar matrah veya vergi farkı üzerinden mükellef hakkında gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve ceza uygulanacaktır. Ancak mükellef, bu fark tutar üzerinden tarh edilen vergiler ile uygulanan gecikme faizi ve cezalar için Kanunun 4 üncü maddesi hükmünden yararlanarak ödemede bulunabilecektir.

bc) KDV uygulaması bakımından vergi inceleme raporuna veya takdir komisyonu kararına göre tarh edilmesi gereken vergiden, artırım nedeniyle ödenecek tutarlar düşülerek işlem yapılacaktır. Buna göre;

-İnceleme, KDV yönünden artırım talebinde bulunulan yılın bütün dönemlerini kapsıyorsa, rapora göre tarh edilmesi gereken vergiden, 7326 sayılı Kanunun KDV artırımına ilişkin hükümleri gereğince yılın tamamı için hesaplanan vergi tutarı (bu Kanuna göre tahakkuk eden vergi) düşülecektir.

-İnceleme, KDV yönünden artırımda bulunulan yılın bazı dönemlerini kapsıyorsa, artırım nedeniyle hesaplanan yıllık tutar 12’ye bölünerek aylık ortalama bulunacak, bu ortalamanın raporun kapsadığı dönem sayısı ile çarpılması sonunda bulunan tutar, rapora göre tarh edilmesi gereken vergiden düşülecektir.

7326 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan takdir işlemleri bakımından da bu ayrım kapsamında işlem tesis edilecektir.

bç) 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılan ve yukarıda (ba), (bb) ve (bc) bölümlerinde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılan tarhiyatlar ile ilgili olarak mükelleflerin tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacaktır.

bd) 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrasının uygulanmasında, inceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, vergi inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.

c) Kanunun yayımı tarihinden önce haklarında vergi incelemesi ve takdir işlemlerine başlanılmış mükellefler, 2/8/2021 tarihinden önce matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmakla birlikte artırım, vergi inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten sonra yapılmış ise yukarıda (b) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde mahsup imkanından yararlanamayacaklar, ancak söz konusu inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatlar için bu Kanunun 4 üncü maddesi hükmünden faydalanabileceklerdir.

ç) Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin iadesi konusundaki başvuruları, ilgili kanun hükümleri ve genel tebliğ esasları çerçevesinde sonuçlandırılacak ancak matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında iade talebi ile sınırlı olmak üzere vergi incelemesi yapılabilecektir. Bu incelemelerin 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılması şartı aranmayacaktır. İnceleme sonucuna göre mükellefin iade talebi yerine getirilecek veya reddedilecektir. İade talebinin reddi hâlinde söz konusu vergiler teminat karşılığı veya teminat alınmadan daha önce iade edilmiş ise gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve ceza kesilecektir.

Teminat karşılığı veya teminat alınmaksızın yapılan iadeler ile ilgili inceleme raporunda, tespit edilen matrah ve vergi farkı nedeniyle talep edilen iadeyi aşan bir vergi farkı bulunması hâlinde; iadesi talep edilen tutarı aşan kısım için tarhiyat yapılabilmesi, incelemenin 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılmasına bağlıdır. Bu takdirde de mükellefin matrah ve vergi artırımının dikkate alınacağı tabiidir. Ancak, iade tutarı ile ilgili olarak incelemenin 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılması şartı aranılmadığından, iade tutarı ile sınırlı olmak üzere inceleme devam edebilecek ve yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılacaktır. Dolayısıyla, matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin iadesine yönelik incelemeler nedeniyle 2/8/2021 tarihinden sonra düzenlenecek raporlarda, iade tutarını aşan bir tarhiyat önerilmeyecektir.

Kanunun KDV artırımına ilişkin hükümleri gereğince, bu açıklamaların KDV uygulaması bakımından da geçerli olacağı tabiidir.

d) Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrasında, katma değer vergisi artırımında bulunulan yıllarla ilgili olarak mükellefler hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan tecil-terkin ve iade işlemleri ile sınırlı olmak üzere 2/8/2021 tarihine kadar inceleme şartı aranmaksızın bu Tebliğin (V/D-6) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. Ayrıca, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği kapsamında haklarında özel esaslar uygulanan mükelleflerin genel esaslara geçme taleplerine yönelik inceleme yapılması mümkün olmakla birlikte, bu incelemeler sonucunda artırımda bulunulan yıllarla ilgili tarhiyat yapılamayacaktır.

e) Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerinden yararlanmak için mükelleflerce 31 Ağustos 2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) başvuruda bulunulabileceğinden, mükelleflerin bu tarihe kadar matrah ve vergi artırımında bulunması ve tahakkuk eden verginin Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, artırımda bulunulan yıllar ve vergi türleri ile ilgili olarak Kanunun yayımı tarihinden sonra başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerine (Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu ve onüçüncü fıkralarında belirtilen hallerin mevcudiyeti hali hariç) devam edilmeyeceği tabiidir.

4- Matrah ve Vergi Beyanında Bulunan Mükelleflere Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Göre Usulsüzlük Cezası Uygulanmaması

7326 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımı yapılan dönemlere ait kanuni süresinde verilmeyen beyannameler için 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmayacaktır.

5- Matrah ve Vergi Artırımında Bulunulan Vergilendirme Dönemlerine İlişkin Kesinleşen Tarhiyatların Durumu

Matrah ve vergi artırımında bulunulan yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin ilgili yıllarda düzeltme beyannamesi vermeleri ve bu düzeltme işlemlerinin Kanunun yayımlandığı tarihe kadar sonuçlandırılmış olması hali de dâhil olmak üzere ikmalen, re’sen ve idarece yapılıp Kanunun yayımlandığı tarihten önce kesinleşen tarhiyatlar ve vergiler (katma değer vergisi tarhiyatında “hesaplanan katma değer vergisi”), matrah ve vergi artırımına esas ilgili dönem beyanına ilave edilecek, bir başka ifade ile matrah ve vergi artırımı, kesinleşen tarhiyatlar da dikkate alınarak yapılacaktır.

6- İstisna ve İndirimlerin Uygulanmaması

7326 sayılı Kanun kapsamında gelir veya kurumlar vergisi ile gelir (stopaj) ve kurumlar (stopaj) vergisinde artırım hükümlerinden yararlanılması durumunda, hesaplanan gelir veya kurumlar vergisi için herhangi bir istisna ve indirim uygulanması söz konusu olmayacaktır.

7- Kanunun Matrah ve Vergi Artırımı Hükümlerinden Yararlanamayacaklar ile Haklarında 213 Sayılı Kanunun 359 uncu Maddesinin (b) Fıkrasında Yer Alan Defter, Kayıt ve Belgeleri Yok Etme veya Defter Sahifelerini Yok Ederek Yerine Başka Yapraklar Koyma veya Hiç Yaprak Koymama veya Belgelerin Asıl veya Suretlerini Tamamen veya Kısmen Sahte Olarak Düzenleme Fiillerinden Hareketle Vergi İncelemesi Yapılanlar

7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında; bir kısım mükellefin Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamayacağının yanı sıra söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, haklarında 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilme koşullarına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

a) Kanunun Matrah ve Vergi Artırımı Hükümlerinden Yararlanamayacaklar

7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (a) bendinde;

– 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”in, 

– Terör suçundan hüküm giyenlerin,

– Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenlerin

Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamayacakları hüküm altına alınmıştır.

Bu kapsamda;

– Haklarında, Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihinden önce vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinin işlendiğine yönelik tespit yapılanların,

– Terör suçundan hüküm giyenlerin,

– Kanunun 5 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenlerin

Kanunun 5 inci maddesi hükmüne göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir.

Örnek 28- (A) Ltd. Şti. hakkında 2017 yılına ilişkin olarak yapılan vergi incelemesi neticesinde düzenlenen ve 20/1/2021 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal eden vergi incelemesi raporunda, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde düzenlenen, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiilinin işlendiği tespitine yer verilmiştir. Buna göre (A) Ltd. Şti. Kanunun 5 inci maddesinde yer alan matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamayacaktır.

b) Haklarında 213 Sayılı Kanunun 359 uncu Maddesinin (b) Fıkrasında Yer Alan Defter, Kayıt ve Belgeleri Yok Etme veya Defter Sahifelerini Yok Ederek Yerine Başka Yapraklar Koyma veya Hiç Yaprak Koymama veya Belgelerin Asıl veya Suretlerini Tamamen veya Kısmen Sahte Olarak Düzenleme Fiillerinden Hareketle Vergi İncelemesi Yapılanlar

Kanunun 5 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 9/6/2021 tarihi itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin, bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

Kanunun 5 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, haklarında, söz konusu fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi devam eden mükelleflerin Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilmeleri için;

i) Kanunda belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmuş olmaları,

ii) Söz konusu vergi incelemesi kapsamında Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay içerisinde [30/6/2022 tarihine kadar (bu tarih dâhil)] bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi,

iii) (ii) ayrımında ifade edilen durumun tespitine ilişkin olarak kendilerine tebliğ edilen rapor veya yazıya istinaden, Kanunda öngörülen süre ve şekilde yaptıkları matrah veya vergi artırımı sonucunda hesaplanan vergileri, tebligatı izleyen aydan başlamak üzere matrah ve vergi artırımı sırasında yaptıkları tercihe göre ödemeleri ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri

gerekmektedir.

Söz konusu mükelleflerin Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilmelerinin ilk koşulu, Kanunda belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmuş olmalarıdır. Bir başka ifadeyle, Kanunda yer alan hüküm gereğince, Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmayanların madde hükümlerinden faydalanması mümkün değildir.

Bununla birlikte, Kanunda belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunulmuş olması tek başına matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanılmasına imkân vermemekte, Kanunda ifade edilen diğer koşulların da sağlanmış olması gerekmektedir.

Örnek 29- (B) A.Ş. hakkında 2017 yılı için, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde vergi incelemesine başlanmıştır.

Mükellef tarafından Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmamıştır.

İnceleme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 8/2/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiş ve raporlarda kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi farkı tespitine yer verilmiş ancak, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı tespit edilmemiştir.

Her ne kadar (B) A.Ş. hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarında Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı tespit edilmemiş olsa da, (B) A.Ş. tarafından Kanunun 5 inci maddesinde yer alan hükümlere istinaden 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) matrah ve vergi artırımında bulunulmadığından, mükellefin Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden faydalanması mümkün değildir.

Örnek 30- (C) A.Ş. hakkında 2017 yılı için, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde vergi incelemesine başlanmıştır. Kanunun yayımı sonrasında mükellef 25/8/2021 tarihinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında, altı eşit taksitte ödemek üzere, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi artırımında bulunmuştur. Söz konusu vergi incelemesi tamamlanana kadar bu artırımlara ilişkin tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

İnceleme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 8/2/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiştir. Raporlarda matrah ve vergi farkı tespitine yer verilmediği gibi Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı da tespit edilmemiştir. Bu duruma ilişkin rapor/yazı mükellefe 9/3/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Buna göre, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergilerin 2022 Nisan ayından itibaren altı eşit taksitte ödenmesi ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartların yerine getirilmesi koşuluyla mükellef matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerden yararlanabilecektir. 

ba) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinin tespit edilmemesi

Kanunun 5 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi kapsamında, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay içerisinde [30/6/2022 tarihine kadar (bu tarih dâhil)] bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi durumunda, bu durumun tespitine ilişkin rapor veya yazı, Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen süre ve şekilde matrah veya vergi artırımında bulunan mükelleflere tebliğ edilecektir.

Matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergileri, tebligatı izleyen aydan başlamak üzere matrah ve vergi artırımı sırasındaki tercihlerine göre ödemeleri ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla, söz konusu mükellefler Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden yararlanabilecektir.

Örnek 31- (D) A.Ş. hakkında 2017 yılı için, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde vergi incelemesine başlanmıştır. Kanunun yayımı sonrasında mükellef 25/8/2021 tarihinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında, altı eşit taksitte ödemek üzere, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi artırımında bulunmuştur. Söz konusu vergi incelemesi tamamlanana kadar bu artırımlara ilişkin tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

İnceleme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 8/2/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiştir. Raporlarda kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi farkı tespitine yer verilmiş ancak Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı tespit edilmemiştir. Bu duruma ilişkin rapor/yazı mükellefe 9/3/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Buna göre, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergilerin 2022 Nisan ayından itibaren altı eşit taksitte ödenmesi ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartların yerine getirilmesi koşuluyla mükellef matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerden yararlanacak, bulunan matrah ve vergi farkı ise Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir.

i) Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamındaki incelemeye ilişkin raporun, (c) bendindeki inceleme raporu ve takdir komisyonu kararından önce vergi dairesine intikal etmesi

Kanunda belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah ve vergi artırımında bulunan ve haklarında yapılan inceleme neticesinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin tespit edilmemesi nedeniyle kendilerine, bu durumun tespitine ilişkin rapor veya yazı tebliğ edilen mükelleflere ilişkin, tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespiti içeren Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamındaki vergi incelemesine ilişkin raporun, aynı fıkranın (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararından önce vergi dairesi kayıtlarına intikal etmesi durumunda, matrah veya vergi artırımının ihlal edilmemesi koşuluyla, (c) bendi kapsamındaki inceleme ve tarh işlemlerine devam edilmez.

Örnek 32- (E) A.Ş. hakkında 2017 yılı için, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde vergi incelemesine başlanmıştır. Kanunun yayımı sonrasında mükellef 25/8/2021 tarihinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında, altı eşit taksitte ödemek üzere, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi artırımında bulunmuştur. Söz konusu vergi incelemesi tamamlanana kadar bu artırımlara ilişkin tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

Diğer taraftan mükellef hakkında 2018 yılı için, kurumlar vergisi ve KDV açısından 1/11/2021 tarihinde yeni bir vergi incelemesine başlanmıştır.

2018 yılına ilişkin vergi incelemesi tamamlanmadan 2017 yılına ilişkin vergi incelemesi sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 8/2/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiştir. Raporlarda kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi farkı tespitine yer verilmiş ancak Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı tespit edilmemiştir. Bu duruma ilişkin rapor/yazı mükellefe 9/3/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Buna göre, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergilerin 2022 Nisan ayından itibaren altı eşit taksitte ödenmesi ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartların yerine getirilmesi koşuluyla mükellef matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerden yararlanacak, bulunan matrah ve vergi farkı ise Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir. Öte yandan, 2018 yılına ilişkin incelemeye, matrah ve vergi artırımının ihlal edilmemesi koşuluyla devam edilmeyecektir.

ii) Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararının, (b) bendi kapsamındaki inceleme raporundan önce vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesi

Kanunda belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah ve vergi artırımında bulunan ve haklarında yapılan inceleme neticesinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin tespit edilmemesi nedeniyle kendilerine, bu durumun tespitine ilişkin rapor veya yazı tebliğ edilen mükelleflere ilişkin, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararının, aynı fıkranın (b) bendi kapsamındaki inceleme raporundan önce vergi dairesi kayıtlarına intikal etmesi halinde, bu rapor veya karar, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ayı aşmamak üzere, söz konusu fıkranın (b) bendinde bahsedilen vergi incelemesi neticesinde düzenlenen raporların vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihe kadar bekletilir.

Bu durumda, bahse konu (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararlarına ilişkin olarak tesis edilecek işlemler (b) bendinde bahsedilen vergi incelemesi neticesinde düzenlenen raporlarda yer alan tespitlere göre gerçekleştirilecektir.

Örnek 33- (F) A.Ş. hakkında 2017 yılı için, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde vergi incelemesine başlanmıştır. Kanunun yayımı sonrasında mükellef 25/8/2021 tarihinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında, altı eşit taksitte ödemek üzere, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi artırımında bulunmuştur. Söz konusu vergi incelemesi tamamlanana kadar bu artırımlara ilişkin tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

Diğer taraftan, mükellef hakkında 2018 yılı için, kurumlar vergisi ve KDV açısından 1/11/2021 tarihinde yeni bir vergi incelemesine başlanmıştır. Söz konusu inceleme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 14/1/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiştir. Bahse konu raporlarda, kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi farkı tespitine yer verilmiş ancak 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan fiillerin işlendiğine yönelik herhangi bir tespitte bulunulmamıştır. Mükellef hakkında Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde başlanılan vergi incelemesi henüz tamamlanmadığından, 2018 yılına ilişkin inceleme neticesinde düzenlenen raporlara yönelik işlemler, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bekletilir.

2017 yılına ilişkin vergi incelemesi sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 8/2/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiştir. Raporlarda kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi farkı tespitine yer verilmiş ancak Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı tespit edilmemiştir. Bu duruma ilişkin rapor/yazı mükellefe 9/3/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.

Buna göre, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergilerin 2022 Nisan ayından itibaren altı eşit taksitte ödenmesi ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartların yerine getirilmesi koşuluyla mükellef matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerden yararlanacak, 2017 yılına ilişkin olarak bulunan matrah ve vergi farkı ise Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir. Öte yandan, 2018 yılına ilişkin raporlarda önerilen tarhiyatlar yapılmayacak ve cezalar kesilmeyecektir.

iii) İnceleme ve takdir işlemlerinde tespit edilen hususlar ile matrah ve vergi artırımı hükümlerine ilişkin olarak yapılacak işlemler

Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında yapılan vergi incelemesi sonucunda söz konusu bentte belirtilen fiillerin tespit edilmemesi, Kanunda belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunulmuş olması ve hesaplanan vergilerin ödenmiş olması ve diğer şartların yerine getirilmesi durumunda, bahse konu incelemede bulunan matrah veya vergi farkı anılan maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilecek, matrah veya vergi artırımına ilişkin taksitlerin tamamen ödenmesi şartıyla söz konusu fıkranın (c) bendi kapsamındaki rapor veya kararlar (vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi hali hariç) için tarhiyat yapılmayacak ve vergi cezası kesilmeyecektir.

Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (c) bendi kapsamındaki raporlarda vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı fiillerle sebebiyet verildiğinin tespiti halinde ise, söz konusu raporlarda tespit edilen matrah veya vergi farkı ve bahse konu fıkranın (b) bendi kapsamında yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı, Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir.

Örnek 34- Örnek 33’de ifade edilen (F) A.Ş. hakkında 2018 yılı için yapılan vergi incelemesi sonucunda düzenlenen ve 14/1/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal eden raporlarda, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan fiillerin işlendiğine yönelik bir tespite yer verilmiş olsaydı; 2017 yılına ilişkin raporlarda Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığının tespit edilmemiş olması, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergilerin 2022 Nisan ayından itibaren altı eşit taksitte ödenmesi ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartların yerine getirilmesi koşuluyla (F) A.Ş. matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerden yararlanacak, ancak 2018 ve 2017 yıllarına ilişkin vergi inceleme raporlarında yer verilen matrah ve vergi farkları Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilecektir.

bb) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinin tespit edilmesi

Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (e) bendinde yer alan hükümler gereğince, söz konusu fıkranın (b) bendi kapsamındaki vergi incelemesinin tamamlanması sonucunda söz konusu bentte belirtilen fiillerin varlığının tespit edilmesi halinde, bu mükellefler tarafından daha önce matrah veya vergi artırımları yapılmış olsa dahi söz konusu matrah ve vergi artırımları dikkate alınmayacaktır.

Örnek 35- (G) A.Ş. hakkında 2017 yılı için, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde vergi incelemesine başlanmıştır. Kanunun yayımı sonrasında mükellef 25/8/2021 tarihinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında, altı eşit taksitte ödemek üzere, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi artırımında bulunmuştur. Söz konusu vergi incelemesi tamamlanana kadar bu artırımlara ilişkin tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

İnceleme sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 8/2/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiş ve raporlarda Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığının tespit edildiği ifade edilmiştir.

Buna göre, her ne kadar (G) A.Ş. tarafından Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olsa da, hakkında yapılan 2017 yılına yönelik vergi incelemesi sonucunda, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı tespit edildiğinden, (G) A.Ş. tarafından yapılan matrah ve vergi artırımları dikkate alınmayacaktır. Bir başka ifadeyle (G) A.Ş. Kanunun 5 inci maddesinde yer alan matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamayacaktır.

bc) İnceleme, takdir ve zamanaşımı süreleri

Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince, Kanunun yayımı tarihi olan 9/6/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce veya yayımı tarihini izleyen günden itibaren on iki ay içerisinde başlanılan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinden, söz konusu fıkranın (b) bendi uyarınca matrah ve vergi artırımında bulunanların artırımda bulundukları dönem ve vergi türlerine ilişkin olarak bahse konu fıkranın (b) ve (c) bentlerine göre yapılanların, anılan maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından, bir başka ifadeyle 1/7/2021 tarihinden, itibaren on iki ay içerisinde [30/6/2022 tarihine (bu tarih dâhil) kadar] sonuçlandırılması gerekmekte olup, sonuçlandırılamaması halinde, bu işlemlere devam edilmeyecektir. Söz konusu vergi incelemelerinden bu süre içerisinde sonuçlandırılanlarla ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz.

İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.

Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararından önce aynı fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan vergi incelemesinin sonuçlanması ve inceleme sonucunda bahse konu fıkranın (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığının tespit edilmesi halinde, anılan fıkranın (c) bendinde belirtilen inceleme ve takdir işlemlerinin tamamlanmasına ilişkin süreler açısından 213 sayılı Kanunun genel hükümleri uygulanacaktır.

Örnek 36- (H) A.Ş. hakkında 2017 yılı için, Kanunun 5 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillere yönelik olarak 20/4/2021 tarihinde vergi incelemesine başlanmıştır. Kanunun yayımı sonrasında mükellef 25/8/2021 tarihinde Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında, altı eşit taksitte ödemek üzere, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları için kurumlar vergisi ve KDV açısından matrah ve vergi artırımında bulunmuştur. Söz konusu vergi incelemesi tamamlanana kadar bu artırımlara ilişkin tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

Diğer taraftan mükellef hakkında 2018 yılı için, kurumlar vergisi ve KDV açısından 1/11/2021 tarihinde yeni bir vergi incelemesine başlanmıştır.

2018 yılına ilişkin vergi incelemesi tamamlanmadan 2017 yılına ilişkin vergi incelemesi sonucunda düzenlenen vergi inceleme raporları 8/2/2022 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal etmiş ve raporlarda Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığının tespit edildiği ifade edilmiştir.

Buna göre, her ne kadar (H) A.Ş. tarafından Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olsa da, hakkında yapılan 2017 yılına yönelik vergi incelemesi sonucunda, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığı tespit edildiğinden, (H) A.Ş. tarafından yapılan matrah ve vergi artırımları dikkate alınmayacaktır. Bir başka ifadeyle (H) A.Ş. Kanunun 5 inci maddesinde yer alan matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamayacaktır.

2017 yılına ilişkin olarak yapılan vergi incelemesinin 2018 yılına ilişkin vergi incelemesinden önce tamamlanması ve bu inceleme sonucunda Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde belirtilen fiillerin varlığının tespit edilmesine bağlı olarak (H) A.Ş.’nin Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden faydalanamayacak olması nedeniyle, 2018 yılına ilişkin vergi incelemesinin Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay içerisinde sonuçlandırılması gerekmeyecek, bu incelemenin tamamlanması açısından 213 sayılı Kanunun genel hükümleri uygulanacaktır.

Diğer taraftan, Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararlarının ilgili olduğu dönemlere ilişkin vergi ve cezalara yönelik zamanaşımı süresi, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay aşılmamak kaydıyla, mezkûr rapor veya kararın vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirildiği tarihten söz konusu fıkranın (b) bendi kapsamındaki raporların vergi dairesine intikal ettiği tarihe kadar işlemeyecektir.

8- Diğer Hususlar

a) Matrah ve vergi artırımı sonucunda, hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmeyecektir.

Söz konusu vergilerin herhangi bir vergiden indirim veya mahsup edilmesi mümkün olmadığı gibi iade edilmesi de söz konusu değildir.

b) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmayacak ve tahsil olunmayacaktır.

c) Matrah ve vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartları yerine getiren mükelleflerin defter ve belgeleri artırıma konu vergi türleri için kendileri adına tarhiyat yapılmak amacıyla incelenmeyecek olmasına rağmen, defter ve belgelere, diğer vergi türleri için inceleme yapılması, üçüncü kişilerle ilgili olarak karşıt incelemeler yapılması, mahkemelerce belli konulara bakılması veya bilirkişilerce ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle müracaat edilebilecektir. Bu nedenle, matrah ve vergi artırımından yararlanan mükelleflerin, defter ve belgelerini 213 sayılı Kanun hükümleri uyarınca saklayacakları ve ibraz edecekleri tabiidir.

ç) Defter ve belgeleri üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler dilerlerse vergi incelemesi yapılan yıllar için de matrah ve vergi artırımında bulunabileceklerdir.

d) Matrah ve vergi artırımı yapılmayan yıllar ve dönemler için vergi incelemesi yapılabilecektir.

e) 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre matrah ve vergi artırımları, bu Tebliğe ekli bildirim formları ile yapılacaktır.

f) Matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin, matrah ve vergi artırımlarının, 7326 sayılı Kanun hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı vergi dairelerince araştırılabilecektir. Kanun hükümlerine göre, doğru beyan edilmeyen veya vergi hataları nedeniyle eksik beyan edilen matrah ve vergi artırımları ile ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılacak ve Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilecektir.

g) 7326 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış incelemeler sonucu düzenlenen ve 2/8/2021 tarihi sonuna kadar vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettirilen inceleme raporlarında; ilave tarhiyat olmaksızın sadece zarar azaltılması öngörülmesi hâlinde, kabul edilmeyen zarar tutarının öncelikle ilgili dönemde beyan edilen zarar tutarından indirilmesi, bu işlem sonucu kalan zarar tutarının %50’sinin 2021 ve müteakip yıl kazançlarından 193 veya 5520 sayılı Kanunun ilgili maddelerine göre mahsup konusu yapılması gerekir. Zararın diğer yarısının ise indirim konusu yapılamayacağı tabiidir.

Örnek 37- (B) A.Ş. hakkında 2019 yılına ilişkin olarak 7326 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış bir vergi incelemesi bulunmaktadır. Mükellef 2/7/2021 tarihinde 7326 sayılı Kanuna uygun olarak incelemenin yapıldığı yıla ait kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergisi açısından artırımda bulunmuştur.

9/7/2021 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilen vergi inceleme raporunda; mükellefin 2019 yılında beyan ettiği 480.000 TL zarar tutarının 320.000 TL’si kabul edilmemiştir. Bu durumda artırımda bulunan mükellefin, anılan yıla ilişkin olarak beyan ettiği zarar tutarından raporda kabul edilmeyen zararın mahsup edilmesi ve kalan (480.000 – 320.000=) 160.000 TL’nin yarısı olan 80.000 TL’nin 2021 ve müteakip yıl kazançlarından 5520 sayılı Kanunun ilgili hükmü çerçevesinde indirilmesi gerekir. Kalan 80.000 TL zarar tutarı ise hiçbir şekilde indirim konusu yapılmayacaktır.

ğ) 7326 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin ilgili vergi dairelerine vermiş oldukları bildirim veya yaptıkları beyanlarda yer alan bilgiler herhangi bir vergi türü incelemesi için veri olarak kullanılmayacaktır.

h) Matrah ve vergi artırımı yapılacak yıllarda faaliyette bulunmuş ve gelir elde etmiş olmakla birlikte bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakan gelir vergisi mükellefleri T.C. kimlik numaralarını, yabancı gerçek kişiler ise varsa yabancı kimlik numaralarını kullanarak artırımda bulunabileceklerdir.

Yabancı kimlik numarası olmayan yabancı gerçek kişiler ile kurumlar vergisi mükellefi olması gerekenler ise vergi dairelerine başvurmak suretiyle alacakları vergi kimlik numaralarını kullanarak artırımda bulunabileceklerdir.

ı) Gelir Vergisi Kanununun Geçici 93 üncü maddesi hükümlerinden yararlananların bu Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden yararlanmalarına engel bir durum bulunmamaktadır.

i) Gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında ve katma değer vergisi artırımında bulunan mükelleflerin, artırıma konu dönemlere ilişkin olarak vermiş oldukları “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu” (Form Ba) ile “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu”nu (Form Bs) artırım nedeniyle düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.

j) Matrah ve vergi artırımlarında, artırıma esas alınacak matrah ve vergi tutarlarının tespitinde Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan beyannameler ve kesinleşen tarhiyatlar esas alınacaktır.

Buna göre, 7326 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren verilen düzeltme beyannameleri ile Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında verilen beyannameler matrah ve vergi artırımının hesabında dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, matrah ve vergi artırımına konu dönemlerle ilgili olarak ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilmiş ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ihtilaflı bulunan alacaklarla ilgili olarak Kanunun 3 üncü maddesinden yararlanmak üzere yapılan başvurular nedeniyle tahakkuk eden alacaklar da matrah ve vergi artırımının hesabında dikkate alınmayacaktır.

k) 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlananlar hakkında 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında inceleme yapılabilecektir. Buna göre, matrah ve vergi artırımından yararlanılması, matrah ve vergi artırımında bulunulan dönemler de dâhil olmak üzere, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan kaçakçılık fiillerinin işlenip işlenmediğinin tespiti yönünden inceleme yapılmasına engel teşkil etmeyecektir. Yürütülen bu incelemeler sırasında söz konusu fiillerin işlendiğinin tespit edilmesi durumunda, aynı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah ve vergi artırımında bulunulan dönem ve vergiler için tarhiyat yapılmayacaktır.

l) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları, 193 sayılı Kanunun Mükerrer 121 inci maddesi kapsamında vergi indiriminden yararlanmalarına engel teşkil etmeyecektir.

m) 7143 sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olması bu Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımda bulunulmasına engel değildir.


Kaynak: ismmmo,7326 sayılı Kanun Tebliği
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/matrah-artirimi-taksitleri-zamaninda-odenmezse-basvurumuzu-ihlal-etmis-olur-muyuz/feed/ 0
İhraç kayıtlı satış şartlarını ihlal ederseniz satıcıya ödenen KDV indirim konusu yapılabilir. https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-satis-sartlarini-ihlal-ederseniz-saticiya-odenen-kdv-indirim-konusu-yapilabilir/ https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-satis-sartlarini-ihlal-ederseniz-saticiya-odenen-kdv-indirim-konusu-yapilabilir/#respond Tue, 19 Jan 2021 07:16:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101849

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı

:

39044742-KDV.11-2002

04/08/2014

Konu

:

İhraç kayıtlı alınan ancak süresinde ihraç edilememesi nedeniyle izleyen yıl rücu yoluyla ödenen verginin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

            -2012/07-08 dönemlerinde çeşitli firmalardan ihraç edilmek üzere ihraç kayıtlı gemi malzemesi aldığınız, malzemelerin bakım onarım hizmeti verdiğiniz … Gemisine ait olduğu,

            -gemiye ait hizmet tamamlanamadığından geminin limanı terk etmemiş olması nedeniyle yapılan teslime ait  “kapatma” işlemi gerçekleşmediği,

            -ihracatın 3 ay içinde tamamlanamaması nedeniyle vergi dairenizden ek süre talebinde bulunduğunuz ve 31/01/2013 tarihine kadar ek süre verildiği, ancak bu sürede de ihracat işlemleri gerçekleşmediğinden ihraç kayıtlı mal alımında bulunduğunuz firmalara KDV nin gecikme zammı ile ödendiği,

            belirterek, ödenen söz konusu KDV nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu, 12/2 nci maddesinde ise bir hizmetin yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurtdışında faydalanılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

            Aynı Kanunun 11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilemeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içerisinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin edileceği, ihracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi halinde, tecil olunan verginin, tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı ile birlikte tahsil olunacağı, ancak ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilememesi halinde, tecil edilen verginin tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edileceği hükümlerine yer verilmiştir.

            Kanunun 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirim konusu yapabilecekleri, 29/3 üncü maddesinde ise indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükümleri yer almaktadır.

            Dahilde işleme ve geçici kabul rejimlerinde tecil-terkin uygulaması ile ilgili açıklamaların yer aldığı,  işlemin gerçekleştiği dönemde yürürlükte olan mülga 71 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde tecil-terkin uygulamasının usul ve esasları açıklanmış, uygulamanın mal teslimleri bakımından geçerli olduğu, hizmet ifalarının ise bu kapsama girmediği ifade edilmiştir.

            İşlemin gerçekleştiği dönemde yürürlükte olan mülga 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “K. Hizmet İhracı” bölümünde ise hizmet ihracında KDV istisnası uygulanabilmesi için; hizmetin Türkiye’de yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması, fatura veya benzeri nitelikteki belgelerin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi, hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye getirilmesi ve hizmetten yurt dışında yararlanılması gerektiği belirtilmiştir.

            Diğer yandan; 60 No.lu KDV Sirkülerinin “3.1.2. Yabancı Bayraklı Gemilere Türk Liman ve Tersanelerinde Verilen Tadil, Bakım, Onarım Hizmetleri” başlıklı bölümünde; kabotaj hakkının düzenlendiği 20/04/1926 tarih ve 815 sayılı Kanunun 1 inci maddesi gereğince, yabancı bayraklı gemilerin Türkiye içinde taşıma yapma hakkı bulunmadığı; bu nedenle, yabancı bayraklı gemilere yapılan tamir, bakım ve onarım hizmetlerinin “yurt dışındaki bir müşteriye” “yurt dışında faydalanılmak üzere yapılan” bir hizmet olarak kabul edilmesi gerektiği ve yabancı bayraklı gemilere Türkiye’de ifa edilecek tadil, bakım, onarım hizmetinin, 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde belirtilen şartlar mevcut olmak kaydıyla, KDV Kanununun 11/1-a ve 12/2 nci maddelerine göre hizmet ihracı kapsamında KDV den istisna olacağı açıklanmıştır.

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden firmanız tarafından yabancı bayraklı bir gemiye tamir, bakım ve onarım hizmeti verildiği anlaşılmaktadır. Hizmet ifaları ise mülga 71 Seri No.lu KDV Genel Tebliğindeki açıklamalar çerçevesinde tecil-terkin uygulaması kapsamında değerlendirilmediğinden söz konusu tamir, bakım ve onarım hizmeti verilirken kullanılan malzemelerin tecil-terkin kapsamında satın alınması mümkün bulunmamaktadır.

            Buna göre, KDV Kanunun 11/1-c maddesinde yer alan şartları ihlal etmek suretiyle mal alımında bulunduğunuz firmalara malzeme alımlarına ilişkin olarak ödediğiniz KDV nin en erken ihraç süresinin (ek süre verilmişse bu süre) sona erdiği tarihi takip eden günün dahil olduğu dönem içinde ve nihai olarak o dönemi kapsayan takvim yılı içerisinde indirim konusu yapılması ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV nin mülga 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde belirtilen şartların sağlanması kaydıyla iade olarak talep edilmesi mümkün bulunmaktadır.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-satis-sartlarini-ihlal-ederseniz-saticiya-odenen-kdv-indirim-konusu-yapilabilir/feed/ 0
Genç girişimci istisnasından faydalanan bir kişi başka bir yerde sigortalı olarak çalışmaya başlaması istisna haklarını engeller mi? https://www.muhasebenews.com/genc-girisimci-istisnasindan-faydalanan-bir-kisi-baska-bir-yerde-sigortali-olarak-calismaya-baslamasi-istisna-haklarini-engeller-mi/ https://www.muhasebenews.com/genc-girisimci-istisnasindan-faydalanan-bir-kisi-baska-bir-yerde-sigortali-olarak-calismaya-baslamasi-istisna-haklarini-engeller-mi/#respond Thu, 09 Jan 2020 09:00:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=75262 Konu: Genç girişimci istisnasında düzeltme beyanı hk.

….Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olduğunuz, 6/4/2017 tarihinden itibaren adınıza ilk defa ticari kazanç yönünden vergi mükellefiyeti tesis edildiği, doğum tarihinizin 1/4/1991 olması nedeniyle genç girişimciler için kazanç istisnasından yararlanmak istediğiniz ancak başka bir iş yerinde ücretli olarak çalışmaya başladığınız, ücretli çalıştığınız yerde mükellefiyet konusu işin sevk ve idaresinin tarafınızca rahatlıkla yapıldığı belirtilerek, genç girişimciler için kazanç istisnası hakkında yayımlanan 292 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 2 nci maddesinde, “Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi” şartının bulunmasından dolayı, söz konusu istisnadan yararlanıp yararlanamayacağınız ve 2017 yılında ödediğiniz gelir vergisini iade alma veya tahakkuk edecek yeni vergilerden mahsup etme imkanınızın olup olmadığı hususlarında…

…mükellefiyet konusu faaliyetinizin mahiyeti itibarıyla sevk ve idaresinin bir başka işverene bağlı olarak çalışmanıza rağmen sizin tarafınızdan sağlanmasına uygun olması ve bu durumun gerekmesi halinde ispat edilebilir olması koşuluna bağlı olarak ücretli olarak başka bir işverene bağlı şekilde çalışmanız genç girişimcilerde kazanç istisnası uygulamasında “Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi” şartının ihlal edilmesi anlamına gelmeyeceğinden, diğer koşulların da birlikte sağlanması durumunda, söz konusu istisnadan yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan; koşulların sağlanması durumunda, bu teşvikten işe başlanılan takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi yararlanılması mümkün bulunduğundan, 2017 takvim yılı yıllık gelir vergisi beyannamesinin düzeltilmesi suretiyle mükellefiyetin başladığı takvim yılından itibaren söz konusu istisnadan yararlanılabileceği tabiidir.

 


Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü 10.12.2019 49327596-120.01[GVK.ÖZ.2019.22]-E.267833
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/genc-girisimci-istisnasindan-faydalanan-bir-kisi-baska-bir-yerde-sigortali-olarak-calismaya-baslamasi-istisna-haklarini-engeller-mi/feed/ 0
British Airways’e veri ihlali sebebiyle para cezası https://www.muhasebenews.com/british-airwayse-veri-ihlali-sebebiyle-para-cezasi/ https://www.muhasebenews.com/british-airwayse-veri-ihlali-sebebiyle-para-cezasi/#respond Mon, 08 Jul 2019 12:45:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=63210 British Airways’e veri ihlali sebebiyle para cezası

Birleşik Krallık merkezli British Airways’e veri ihlali sebebiyle 183.39 milyon pound ceza kesildi.

Söz konusu para cezası, geçen yıl gerçekleşen ve 500 bin yolcunun çevrimiçi olarak bilet rezervasyonu yapmasını etkileyen veri ihlali sebebiyle kesildi.

Konuyla ilgili olarak açıklama yapan İngiltere Bilgi Komisyonu Ofisi, British Airways’e kesilen cezanın şimdiye kadar kesilen en yüksek meblağdaki para cezası olduğunu belirtti.

Cezayı kabul etmemesi halinde British Airways’in 28 gün içinde temyize gitmesi gerekiyor.

 


Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/british-airwayse-veri-ihlali-sebebiyle-para-cezasi/feed/ 0
7143 sayılı kanun kapsamında KDV ve MATRAH artımında bir taksit ödenmezse artırım iptal olur mu? https://www.muhasebenews.com/7143-sayili-kanun-kapsaminda-kdv-ve-matrah-artiminda-bir-taksit-odenmezse-artirim-iptal-olur-mu/ https://www.muhasebenews.com/7143-sayili-kanun-kapsaminda-kdv-ve-matrah-artiminda-bir-taksit-odenmezse-artirim-iptal-olur-mu/#respond Fri, 28 Jun 2019 07:00:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=62252 7143 sayılı kanun kapsamında KDV ve MATRAH artımında bir taksit ödenmezse artırım iptal olur mu?

KDV matrah artırımında son taksiti gelmeden önceki taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi durumunda ihlal yapıldığı için iptal olur diyorsunuz.

Fakat aşağıdaki yazıda görüldüğü gibi; 7143 sayılı Kanunun 6. maddesinin 4/a fıkrasında aşağıdaki hükme yer verilmiştir. “(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre;

a) Matrah ve vergi artırımının bu Kanunun yayım tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bu maddede öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami altı eşit taksitte bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur, ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz. ” Yukarıdaki hükümde dikkat edilmesi gereken ifade “bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi” ifadesidir. Başka bir deyişle matrah/vergi artırımı sonucu oluşan taksitlerini 7143 sayılı Kanun’da yapılan düzenlemeler çerçevesinde ödeyen mükelleflerin matrah/vergi artırımının sağladığı avantajlardan yararlanmaması için herhangi bir neden bulunmamaktadır. Kanun’un ödemeye ilişkin düzenlememeleri ise “ortak hükümler” başlıklı 9. maddesinde yapılmıştır. Anılan maddenin 6 numaralı fıkrası aynen aşağıdaki gibidir. “(6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar.

 

Gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine söre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak seç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından t aksidendir ilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır. ” Kanun hükmü değerlendirildiğinde; – İkinci taksitin ödeme süresi sonuna kadar ilk iki taksitin tamamının ödenmesi halinde, Bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde matrah/vergi artırımı hükümlerinden yararlanılmasının mümkün olacağı sonucu ortaya çıkmaktadır. Buna bir yorum yapabilir misiniz?

7143 Sayılı kanun göre matrah /vergi artırımı yapanlar taksit süresinde ödenmemesi halinde kanun avantajlarından yararlanılmaz. Konu ile ilgili GİB yayımladığı broşür için aşağıdaki linki inceleyiniz. https://www.gib.gov.tr/sites/default/files/fileadmin/yayinlar/7143/7143matrah.pdf

 MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINDA ÖNEMLİ HUSUSLAR

  • Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla verilen bildirimler için damga vergisi alınmayacaktır.
  • Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmayacak ve tahsil olunmayacaktır.
  • Matrah ve vergi artırımına ilişkin ödenecek tutarlar, süresinde ödenmediği takdirde vade tarihi 30 Eylül 2018 olarak kabul edilecek ve aylık % 1,40 oranında gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil edilecektir.

ANCAK BU DURUMDA MÜKELLEFLER MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI YAPTIKLARI DÖNEMLER İÇİN ARTIRIM HÜKÜMLERİNDEN YARARLANAMAYACAKTIR.

  • Matrah ve vergi artırımı dolayısıyla ödenen vergiler, gider veya maliyet kabul edilmeyecek, indirim, mahsup ve iade konusu yapılmayacaktır.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

7143 sayılı kanun kapsamında yapılmış olan matrah artışının bir taksitini ödemesem taksitlendirmem bozulur mu?

7143 sayılı kanunun matrah artışı başvurusu için ek süre tanındı mı?

Kurumlar ve KDV matrah artışlarına ilişkin taksitlendirme ödemesini atlarsak matrah artışları bozulur mu?

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/7143-sayili-kanun-kapsaminda-kdv-ve-matrah-artiminda-bir-taksit-odenmezse-artirim-iptal-olur-mu/feed/ 0
Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’ndan, Gerekli Tedbirleri Almayarak Veri Güvenliği İhlaline Sebep Olan Ve İhlal Bildirimini Zamanında Yapmayan Facebook’a Rekor Ceza https://www.muhasebenews.com/kisisel-verilerin-korunmasi-kurulundan-gerekli-tedbirleri-almayarak-veri-guvenligi-ihlaline-sebep-olan-ve-ihlal-bildirimini-zamaninda-yapmayan-facebooka-rekor-ceza/ https://www.muhasebenews.com/kisisel-verilerin-korunmasi-kurulundan-gerekli-tedbirleri-almayarak-veri-guvenligi-ihlaline-sebep-olan-ve-ihlal-bildirimini-zamaninda-yapmayan-facebooka-rekor-ceza/#respond Tue, 18 Jun 2019 12:45:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=61133 Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’ndan, Gerekli Tedbirleri Almayarak Veri Güvenliği İhlaline Sebep Olan Ve İhlal Bildirimini Zamanında Yapmayan Facebook’a Rekor Ceza

2017 yılında İspanya’daki Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından 1,2 milyon Euro para cezası uygulanan Facebook’a bir ceza da Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’ndan geldi. İspanya Kişisel Veri Koruma Kurulu’nun, hiçbir talep olmaksızın kullanıcıların verilerini reklam amaçlı kullandığının tespit edildiğini belirttiği Facebook’un, bu bilgileri silme talebini de reddettiği, nerede kullanılacağının açık bir şekilde belirtilmemesine rağmen kullanıcılardan cinsiyet, ideoloji, dini inanç, kişisel zevkler veya internette dolaşım bilgilerini topladığını ve kişisel verilerin yasaya aykırı şekilde kullandığı gerekçesiyle
Facebook’a 1,2 milyon Euro para cezası uygulandığını duyurmuştu. 87 milyon ABD vatandaşının kişisel verilerini seçmen davranışı olarak kullanılmak üzere şirketlerle paylaşmakla itham edilen ve yaptığı iddia edilen veri ihlalleri ile gündemden düşmeyen Facebook’un ABD Federal Ticaret Komisyonu ile görüşmelerinin devam ettiği biliniyordu.
ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun Facebook’a 2012 yılında Google’a uyguladığı 22.5 milyon Dolar cezadan daha yüksek bir ceza uygulaması bekleniyordu. Son olarak Almanya Rekabet Kurumu da Facebook’un kullanıcı hesaplarındaki verileri toplama, birleştirme ve kullanma kapsamının, sektördeki baskın durumun kötüye kullanılması sonucunu doğurduğuna ve Facebook’un üçüncü taraf kaynaklardan neredeyse sınırsız şekilde kişisel veri toplamasının hukuka aykırı olduğuna değinerek, Facebook’a geniş kapsamlı veri sınırlaması getirmişti.

Tüm dünyada kişisel veri ihlali iddiası ile gündeme gelen Facebook’a yaptırım uygulayan ülkelerden biri de Türkiye oldu. Facebook Mühendislik Direktörü Tomer Bar tarafından 14.12.2018 tarihinde Facebook üzerinden “Geliştirici ekosistemimizin bir fotoğraf API’si hatası hakkında bilgilendirme” başlığıyla yapılan duyuru Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’nu harekete geçirdi. Facebook tarafından yapılan söz konusu duyuruda, Facebook kullanıcı fotoğraflarına erişmek için üçüncü taraf uygulamalara izin veren bir fotoğraf API hatası keşfedildiği, sorunun çözüldüğü, ancak bu kusur nedeniyle 13 Eylül – 25 Eylül 2018 tarihleri arasında bazı üçüncü taraf uygulamaların 12 gün boyunca yetkisini aşan düzeyde
fotoğraflara erişmiş olabileceği, üçüncü parti bir uygulamaya Facebook platformu
üzerinden Facebook kullanıcısı tarafından fotoğraflarına erişim izni verildiğinde sadece zaman çizelgesinde paylaştığı fotoğraflara erişim sağlaması gerekirken Marketplace veya Facebook Stories’de paylaşılan diğer fotoğraflara da üçüncü parti uygulamaların erişim sağladığı, bu durumun Facebook kullanıcılarının Facebook’a taslak olarak yüklediği ve henüz paylaşıma açmadığı fotoğrafları ve bu kapsamda 6,8 milyon kullanıcıyı ve 876 geliştirici tarafından oluşturulan 1.500 uygulamayı etkilemiş olabileceği kamuoyuna duyurulmuştu. Söz konusu duyuruda bir veri ihlali olduğu belirtilmesine rağmen, bu konuda Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’na Facebook tarafından yapılan bir bildirim olmadığını tespit eden Kurul, Kanun’un verdiği re’sen inceleme yetkisine dayanarak re’sen inceleme kararı aldı ve yapılan inceleme neticesinde Facebook’un gerekli tedbirleri almayarak veri güvenliği ihlaline sebep olduğuna ve ayrıca ihlal bildirimi yükümlülüğüne de aykırı davrandığına karar vererek, şuana kadar kamuoyuna yansıyan en yüksek para cezasını Facebook’a uyguladı.

Kurul’un şuana kadar yayınladığı kararlarında, veri sorumlusu isimlerini gizli tutmamasına rağmen, Facebook kararında hem ceza uygulanan şirketin hem de uygulanan cezanın miktarına açık şekilde yer vermesi dikkat çekti. 10 Mayıs 2019 tarihinde Kurul’un internet
sitesinden yayımladığı duyuruda başlatılan inceleme neticesinde tespit edilen hususlar aşağıdaki şekilde sıralandı;

– Facebook kullanıcı fotoğraflarına erişmek için üçüncü taraf uygulamalara izin veren bir fotoğraf API hatası keşfedildiği, Facebook tarafından yapılan inceleme sonrası bu durumu potansiyel bir yazılım bozukluğu olarak rapor ettiği,

– API hatasının 13 Eylül

– 25 Eylül 2018 tarihleri arasında 12 gün boyunca gerçekleştiği, bahse konu API hatasına Facebook tarafından zamanında müdahale edilmemesi bu konuda teknik ve idari tedbirlerin alınmasında eksikliklerin göstergesi olduğu,

– Üçüncü taraf bir uygulamaya Facebook platformu üzerinden Facebook kullanıcısı tarafından fotoğraflarına erişim izni verildiğinde sadece zaman çizelgesinde paylaştığı fotoğraflara erişim sağlaması gerekirken, açıklanan ihlalden kaynaklı Marketplace veya Facebook Stories’de paylaşılan diğer fotoğraflara da üçüncü taraf uygulamaların erişim sağladığı, ayrıca Facebook kullanıcılarının Facebook’a taslak olarak yüklediği ve henüz paylaşıma açmadığı fotoğraflara da söz konusu üçüncü taraf uygulamaların erişim sağladığı dikkate alındığında, Facebook kullanıcılarının genel olarak izin vermiş olduğu kapasiteden çok daha fazla sayıda fotoğraflara erişim sağlanmasının, Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasına ve 4 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde belirtilen “Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma” ve (ç) bendinde belirtilen “işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma” ilkelerine aykırılık teşkil ettiği,

– Facebook’un bahsi geçen üçüncü taraf uygulamaların normalde erişime izin verilmiş olan sayıdan daha fazla spesifik fotoğrafa gerçekten erişip erişemediklerini belirleyemediği dikkate alındığında, bu durumun Facebook’un kendi platformundaki veri akışını kontrol etme noktasında sıkıntılar yaşadığı ve bu kapsamdaki hususun Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında öngörülen veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere aykırılık teşkil ettiği,

– Facebook platformu uygulamaları daha ilk aşamada “Arkadaşların, bağlantıların ve birlikte oyun oynadığın diğer kişiler senin oyun hareketlerini görebilecek. Oyunun senin herkese açık profiline ve bu oyunu oynayan tanıdığın kişilere erişimi vardır” ifadesini kullanarak, kullanıcının arkadaş bilgilerine veya diğer bilgilere kişi istemese bile ulaşabilecek şekilde çalışması hususunda izin almaktadır. İlgili kişilerin uygulamada paylaşmaya izin verecekleri kişisel verilerinin neler olması gerektiği ve yükleme aşamasında gizlilik ayarlarıyla ilgili seçimlere imkân sağlamayarak, kişisel verilerin bu şekilde işlenmesini açık rızaya dayandırmaktadır. Açık rızanın özgür irade ile açıklanması gerektiğinden, ilgili kişinin açık rızasının alınması, bir ürün veya hizmetin sunulmasının ya da ürün veya hizmetten yararlandırılmasının ön şartı olarak ileri sürülmemelidir. Bu durumun Kanunun 4 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendine belirtilen “Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma” ilkesine aykırılık teşkil ettiği,

– Açıklanan ihlalin 6,8 milyon kullanıcıyı ve 876 geliştirici tarafından oluşturulan 1.500
uygulamayı etkilemiş olabileceği,

– Türkiye’de bulunan yaklaşık 300 bin kullanıcının veri ihlalinden etkilenmiş olabileceği,

– Kamuoyuna yansıyan ve “Fotoğraf API” olarak adlandırılan Facebook veri ihlali, Facebook Mühendislik Direktörü Tomer Bar tarafından 14.12.2018 tarihinde https://developers.facebook.com/blog/post/2018/12/14/notifying-ourdeveloperecosystem-about-a-photo-api-bug/ adresinde söz konusu Facebook uygulamasından kaynaklanan ihlalin “Geliştirici ekosistemimizi bir fotoğraf API’si hatası hakkında bilgilendirme” başlığıyla duyurmasının böyle bir ihlalin varlığı ve Facebook tarafından kabulü anlamına geleceği.

Yukarıda yer verilen tüm bu tespitler neticesinde; bu durumun bir veri ihlali olduğu
ve ihlalin oluşmaması için Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası çerçevesinde gerekli teknik ve idari tedbirleri alınmadığı vurgulanarak, Facebook hakkında Kanunun 18 ncimaddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca 1.100.000 TL; ayrıca öz konusu veri ihlalinin 19.09.2018 tarihinde tespit edilmesine rağmen Kuruma bildirim yapılmadığının ve 13.09.2018 – 25.09.2018 tarihleri arasında gerçekleşen veri ihlalinin ilgili kişilere 17.12.2018 tarihinde bildirilmeye başlandığının tespit edildiği, bu çerçevede Facebook’un Kanunun 12 inci maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan en kısa
sürede bildirim yapma yükümlülüğüne de aykırı hareket ettiği belirtilerek, bu kapsamda Şirket hakkında Kanunun 18 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca 550.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verildi.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Facebook 1 milyon 650 bin liralık idari para
cezasını ödedi.

Kaynak: www.kvkk.gov.tr

 


Kaynak: ozgunlaw.com
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/kisisel-verilerin-korunmasi-kurulundan-gerekli-tedbirleri-almayarak-veri-guvenligi-ihlaline-sebep-olan-ve-ihlal-bildirimini-zamaninda-yapmayan-facebooka-rekor-ceza/feed/ 0
İnternet Aracılığı İle Kişilik Hakları İhlali Ve Manevi Tazminat https://www.muhasebenews.com/internet-araciligi-ile-kisilik-haklari-ihlali-ve-manevi-tazminat/ https://www.muhasebenews.com/internet-araciligi-ile-kisilik-haklari-ihlali-ve-manevi-tazminat/#respond Tue, 30 Apr 2019 13:45:42 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=56375 İnternet Aracılığı İle Kişilik Hakları İhlali Ve Manevi Tazminat

İnternetin bir kişi veya kuruma bağlı olmayışı, hukuki düzenlemelerin yapılmasını zorlaştırmakta, bir özgürlük ortamı olarak görülen internetin gereksiz hukuki düzenlemelerle kısıtlanması istenmemektedir. Internet aracılığıyla yapılan saldırılarda failin tespit edilmesi ve saldırının önlenmesi hususunda yaşanan zorluklar belli ölçülerde kontrol mekanizmasının getirilmesi düşüncesini ortaya çıkarmıştır.

Doktrindeki tanımlardan yola çıkarak kişilik hakkını, “kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini serbestçe geliştirmesini temin eden varlıkların tümü üzerindeki hak, kişiyi var eden, diğer kişilerden farklılığını temin eden bütün değerler üzerindeki hak” olarak hem bedensel bütünlüğü hem de ruhsal bütünlüğü kapsayan bir hak olarak tanımlamak mümkündür.

Günümüzde karşımıza çıkan en önemli sorunlardan birini de, kişilik haklarına internet aracılığıyla yapılan ihlaller oluşturmaktadır. İnternetin sunduğu imkanlar aynı zamanda kişilik haklarına karşı yapılan saldırıların da sebebi olmuştur. Internet aracılığıyla yapılan haksız saldırının failinin belirlenmesi, saldırıların uluslararası boyut taşıması nedeniyle uygulanacak hukuk kurallarının tespiti, yetkili mahkemenin belirlenmesi gibi uluslararası hukuk problemleriyle karşılaşılabilmektedir.

Internet aracılığıyla kişilik haklarına saldırının çeşitli türleri bulunmakta olup, bunlar; web sitesi üzerindeki yayınlarla kişilik haklarına saldırı, elektronik posta (e-mail) yolu ile kişilik haklarına saldırı, spam, alan adı sistemi (IP) ile kişilik

haklarına saldırı, elektronik ticari reklamlar aracılığıyla kişilik haklarının ihlali şeklinde sayılabilir.

IP adresinden oluşan alan adları, web sitesi, elektronik posta gönderilmek istenen kişi veya kuruluşu tanıtan internet adresidir. Alan adı tek olup, tek kişi tarafından kullanılabilmektedir. Ülkemizde alan adı kaydı ODTÜ tarafından yapılmaktadır. Alan adının kullanılması bazı hallerde marka hakkının ihlalini, rekabetin haksız ihlalini bazı hallerde de isme karşı ihlali oluşturabilmektedir.

Alan adı TMK kapsamında 26.madde korumasından yararlanmaktadır. Keza elektronik postalar da kişilerin gizli hayat alanına dahildir. elektronik posta yolu ile kişilik haklarına saldırı çok yaygındır. Bir kişinin elektronik posta adresine kişinin şeref ve haysiyetine, özel hayatına, sırlarına, ismi veya resmi üzerindeki kişilik hakkına saldırı niteliği taşıyan yazı ile ihlalde bulunulabilir.

Elektronik posta yazışmalarını rıza dışı ele geçirip üçüncü kişi veya kişilere açıklama da kişilik hakkına saldırı oluşturmaktadır. Anayasanın 22.maddesinde düzenlenen herkes haberleşme hürriyetine sahiptir ve haberleşmenin gizliliği esastır” hükmü ile teminat altına alınmıştır. Dolayısıyla bu yolla yapılan saldırılar da hukuken koruma altındadır. İstenmeyen mail olarak adlandırılan spamler interneti yavaşlatmaları, sunucuları çökertebilmeleri ya da içerikleri nedeniyle  kişilik haklarına ihlal oluşturabilmektedir.

Spam gönderme, Amerika Birleşik Devletlerinde cezalandırılması gereken bir eylem olarak görülmektedir. Mevzuatımızda ise spamlerle ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. İnternet ortamında yazılan yazılar, koyulan resimler ve yapılan her tür paylaşım, içeriğine göre kişilik hakkına saldırı oluşturabilmektedir.

Örneğin işinin izni olmadan isim veya resminin bir haberde kullanılması, sırlarının açıklanması, reklam amacıyla isim ve resminin kullanılması bunlara birer örnek olarak verilebilir.

Bu durumda içerik sağlayıcıyı belirlemek güç olabilmektedir. Bu nedenle 5651 sayılı Kanun’un “Bilgilendirme Yükümlülüğü” başlığı altında 3. Maddesi ile, “İçerik, yer ve erişim sağlayıcıları, yönetmelikle belirlenen esas ve usuller çerçevesinde tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür.” içeriğin dağıtımında rol oynayanların sorumluluğuna gidilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Manevi tazminat, kişilik haklarına karşı işlenen ihlallerle meydana getirilen üzüntü ve ıstırabın giderilmesi, kişiyi yeniden hayata bağlama amacı taşımaktadır. Manevi tazminatın hukuki görüşü ile ilgili doktrinde farklı görüşler bulunma olup, bunlar; ceza görüşü, tatmin görüşü, telafi görüşüdür.

İhlali söz konusu olduğunda manevi tazminat istenebilecek kişilik değerlerini; şeref, haysiyet, evlilik birliği, aile birliği, ticari itibar gibi kişilik hakkını yakından ilgilendiren haklar oluşturmaktadır.

Manevi tazminattan bahsedebilmemiz için, kişilik hakkı ihlali kapsamına giren fiil açıkça hukuka aykırı, kişilik hakkını ihlal eder nitelikte olmalı, ihlal nedeniyle manevi zarar doğmuş olmalı, fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmalı ve zarar verenin kusurlu olması gerekir.

Manevi tazminat talep edebilecek kişi TBK m.58 gereği kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişidir. Zarar gören ayırt etme gücüne sahip küçük veya kısıtlı ise bizzat manevi tazminat talebinde bulunabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişi ise kanuni temsilcisi vasıtası ile talepte bulunabilecektir. Bunun yanı sıra tüzel kişilerin de manevi tazminat talebinde bulunabileceğine dair doktrinde bazı görüşler bulunmaktadır.

Medeni Kanun m.25/4 gereği ölen kişinin mirasçıları da, miras bırakan ölmeden önce manevi tazminat talep etmiş ise bu talep hakkı kullanabilecektir. Manevi tazminat talebinin yönlendirileceği kişi ise kusur sorumluluğu söz konusu ise zarar veren faildir. Failin ölmesi durumunda ise mirasçıların mirası reddetmemiş olmaları halinde talep mirasçılara karşı yönlendirilebilecektir.

Müteselsil sorumluluğun söz konusu olduğu durumlarda ise talep birden fazla kişiye yönlendirilebilecektir. Kanundan doğan kusursuz sorumluluk hallerinde ise talep kusursuz sorumlu sayılabilecek kişilere (hayvan sahibinin sorumluluğu, adam çalıştıranın sorumluluğu gibi) yöneltilebilecektir.

TBK m.58 gereği hakim, manevi tazminata hükmedebileceği gibi manevi tazminatın yerine başka bir yaptırım kararlaştırabilir ya da bu tazminata ekleyebilir. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi 2002 tarihli bir kararında hakimin istem dışında başka bir yaptırım belirlerken somut olayın özelliğine bakması ve buna göre bir yaptırım belirlemesi gerektiğine karar verilmiştir.

Hakimin buradaki takdir yetkisi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, fiilin türü ve işleniş biçimi, toplumun değer yargıları gibi kriterlere de bağlanmıştır.

Detaylı Bilgi İçin;
Avukat
Esra Melis İstikbal
m.istikbal@ozgunlaw.com

Kaynakça:
1.Dural; Türk Medeni Hukukunda Gerçek Kişiler, İstanbul 1995,
2. Özel S., Medya Ve İnternette Kişilik Hakkının Korunması, 2004, Ankara,
3. Güran S.,Akünal T., Bayraktar K., Yurtcan E., Kendigelen A, Beller Ö, Sözer,B İnternet ve Hukuk, İstanbul 2000,
4. Özdilek,     A.O.,     Bilişim       Suçları ve Hukuku,İstanbul 2006 ,
5. Memiş T.; internette cins ve meslek isimlerinin alan adı olarak kullanılması ve ortaya çıkan hukuki sorunlar AÜEHFD C.IV. 2000,
6. Eren F., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2014
7. Yargıtay 4HD 24.09.2002 tarih, 2002/3829 E.-9940 K.

 

 


Kaynak: Özgün Law
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/internet-araciligi-ile-kisilik-haklari-ihlali-ve-manevi-tazminat/feed/ 0
Patente konu buluşumu ihraç ettiğim ülkelerde de bu belgemi kullanarak patent hakkımın ihlal edildiği gerekçesiyle davalar açabilir miyim? https://www.muhasebenews.com/patente-konu-bulusumu-ihrac-ettigim-ulkelerde-de-bu-belgemi-kullanarak-patent-hakkimin-ihlal-edildigi-gerekcesiyle-davalar-acabilir-miyim/ https://www.muhasebenews.com/patente-konu-bulusumu-ihrac-ettigim-ulkelerde-de-bu-belgemi-kullanarak-patent-hakkimin-ihlal-edildigi-gerekcesiyle-davalar-acabilir-miyim/#respond Sun, 14 Apr 2019 09:30:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=49399 Patent belgem ile buluşumun ”tüm dünyada” yeni olduğu ve tekniğin bilinen durumunu aştığı belgelenmiş olduğuna göre, patente konu buluşumu ihraç ettiğim ülkelerde de bu belgemi kullanarak patent hakkımın ihlal edildiği gerekçesiyle davalar açabilir miyim?

 

Hayır. Patent ve markalar da dahil olmak üzere tescile dayalı tüm sınai mülkiyet hakları, ülkesel nitelik taşır. Yurt dışındaki ülkelerde patent belgenize dayalı hak iddia etmek için o ülkelerde de patent almanız gerekir. PCT (Patent İşbirliği Anlaşması) ve EPC (Avrupa Patenti) gibi sistemlerle seçtiğiniz ülkelerde tek bir başvuru ile daha düşük maliyetle yurt dışında da patent almak mümkündür.

 

 

 

 

 

 


Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/patente-konu-bulusumu-ihrac-ettigim-ulkelerde-de-bu-belgemi-kullanarak-patent-hakkimin-ihlal-edildigi-gerekcesiyle-davalar-acabilir-miyim/feed/ 0