idare – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 30 Nov 2023 17:03:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Belirlenmiş alıcılar listesinde bulunmayan şirkete verilen organizasyon hizmeti için KDV tevkifatı hesaplanacak mı? https://www.muhasebenews.com/belirlenmis-alicilar-listesinde-bulunmayan-sirkete-verilen-organizasyon-hizmeti-icin-kdv-tevkifati-hesaplanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/belirlenmis-alicilar-listesinde-bulunmayan-sirkete-verilen-organizasyon-hizmeti-icin-kdv-tevkifati-hesaplanacak-mi/#respond Thu, 30 Nov 2023 17:03:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147837 Organizasyon faaliyetinde bulunan bir limited şirketi “Belirlenmiş Alıcılar” listesinde bulunmayan bir X şirketine organizasyon hizmeti vermiştir. Düzenlenecek faturada KDV Tevkifatı uygulanmalı mıdır?

Belirlenmiş alıcı OLMAYAN MÜKELLEFLERE verilen hizmet için KDV tevkifatı YAPILMAZ.


İLİNTİLİ İÇERİK

Mükellefimiz organizasyon hizmeti vermektedir. Hizmet verdiği firmalara veya kişilere fatura kesilirken tevkifatlı fatura mı yoksa normal fatura mı kesilmelidir?

Organizasyon hizmetlerinde sadece belirlenmiş alıcılara verilen hizmet için hesaplanan KDV’den 5/10 oranında KDV tevkifatı yapılır.

KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİ’nin  Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetlerine ilişkin bölümü;

2.1.3.2.4. Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetleri 

2.1.3.2.4.1. Tevkifat Uygulayacak Alıcılar ve Tevkifat Oranı 

Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen her türlü yemek servis ve organizasyon hizmetlerinde alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır.

2.1.3.2.4.2. Kapsam

Yemek servis hizmetleri; Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımında sayılan idare, kurum ve kuruluşların personel, öğrenci, hasta, müşteri, misafir, yolcu sıfatı taşıyan kişilerin yemek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapacakları hizmet alımlarını kapsamaktadır.

Örnek: Milli Eğitim Bakanlığı’nın (il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin) taşımalı eğitim kapsamında öğrencilere verilen öğle yemeği (kumanya) alımlarında, yemeği hazırlayan ve/veya dağıtımını yapan yüklenicilere yapılacak ödemelerden KDV tevkifatı yapılacaktır. 

Bedelin kendi bütçe ödenekleri dışında bir kaynaktan karşılanması, mesela Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından karşılanması halinde de yemek (kumanya) alımıyla ilgili olarak tevkifat yapılacaktır.

Yemeğin, tevkifat yapmakla sorumlu idare, kurum veya kuruluşlara ait bir yerde hazırlanması (pişirilmesi) veya tüketilmeye hazır halde temin edilmesi tevkifat uygulanmasına engel değildir.

Bazı şirketlerin üreterek pazarladıkları ve oluşturulan sisteme dâhil işyerlerinde yeme-içme hizmeti teminine imkan veren yemek çeklerinin (karnelerinin-biletlerinin) bedeli üzerinden hesaplanan KDV, tevkifata tabi tutulmaz. Ancak, yemek servis hizmetinin hizmeti alan idare, kurum veya kuruluşun bünyesinde ve doğrudan yemek çekini satan firma tarafından verilmesi halinde tevkifat uygulanır.

Yemek servis hizmetinin, bu hizmetin verildiği mahallere (lokanta, restoran ve benzeri yerlere) gidilmesi suretiyle alınması ve hizmete ait faturanın Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımında sayılan idare, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenmesi halinde de tevkifat kapsamında işlem tesis edilir. 

Ayrıca otel, motel, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerinde, konaklama hizmetinden ayrı olarak verilen veya birlikte verilmekle beraber ayrı bir fatura ile belgelendirilen ya da aynı faturada ayrı olarak gösterilen durumlarda, yemek servis hizmeti ile ilgili olarak tevkifat uygulaması kapsamında işlem yapılır.

Tevkifat yapmak zorunda olan idare, kurum ve kuruluşların kendi personeli marifetiyle hazırladıkları yemekler için piyasadan yiyecek maddeleri ve hazırlanan yemekle ilgili çeşitli malzemeleri satın alması, bu bölüm kapsamında tevkifata tabi değildir.

Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımında sayılan idare, kurum ve kuruluşların konser, fuar, kutlama, parti, kokteyl, davet, kongre, seminer, panel, tanıtım ve benzeri hizmet alımları bu bölüm kapsamında tevkifata tabi tutulur.

Söz konusu hizmetleri veren mükelleflerin, organizasyonun yapıldığı yeri (salon, otel ve benzeri) işletenlerden aldıkları hizmetler tevkifat uygulaması kapsamında değildir. Bu durum, organizasyonu yapan firmaların, hizmet verdikleri idare, kurum ve kuruluşlar adına düzenledikleri faturalarda yer alan toplam tutar üzerinden tevkifat uygulanmasına engel değildir.

Örnek: (A) Organizasyon A.Ş., (B) kamu kurumu ile kurumun 50. kuruluş yıldönümü kutlaması organizasyonunu düzenlemek için anlaşmıştır. Kutlama, bir başka ilde gerçekleştirilecek ve iki gün sürecektir. (A), bu kutlama için katılımcıların konaklamaları dahil bir otelle anlaşmıştır. 

Otel işletmesi tarafından (A)’ya verilen konaklama, salon kiralaması ve benzeri hizmetler tevkifata tabi olmayacaktır. (A)’nın, kutlama organizasyonu tertibi nedeniyle (B)’ye fatura edeceği toplam tutar üzerinden hesaplanan KDV ise (5/10) oranında tevkifata tabi tutulacaktır. 

  

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/belirlenmis-alicilar-listesinde-bulunmayan-sirkete-verilen-organizasyon-hizmeti-icin-kdv-tevkifati-hesaplanacak-mi/feed/ 0
İflas idare memurluğu yapan avukata yapılan ödemenin vergilendirilmesi https://www.muhasebenews.com/iflas-idare-memurlugu-yapan-avukata-yapilan-odemenin-vergilendirilmesi/ https://www.muhasebenews.com/iflas-idare-memurlugu-yapan-avukata-yapilan-odemenin-vergilendirilmesi/#respond Wed, 27 Sep 2023 07:59:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146597 Avukatlık mesleği dışında iflas idare memurluğu işi yapmakta olan mükellefin bununla ilgili elde ettiği gelirden gelir ve damga vergisi kesintisi iflas dairesinden yapılarak bağlı olduğu vergi dairesi hesabına gönderilmektedir.

Bu durum ile ilgili avukatın makbuz kesme zorunluluğu nedir? Eğer makbuz kesmesi gerekirse damga vergisini beyan etmesi gerekir mi? Makbuz kesmesi durumunda KDV ekstra hesaplanmalı mı yoksa hesaba gelen tutar KDV’li olarak mı düşünülmeli?

Avukatın aldığı hizmet bedeli için iç yüzde ile KDV ayrılarak e-SMM düzenlemelidir.

Damga Vergisini ilgili kurum kesinti yapmış olduğu için avukat ayrıca Damga Vergisi  beyannamesi vermeyecektir.

Serbest meslek faaliyetiniz dışında icra dairelerine yapmış olduğunuz iflas idare memurluğu hizmetinden dolayı elde etmiş olduğunuz gelirin ücret sayılarak, Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 86, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri kapsamında ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.


İflas idare memuruna yapılan ödemenin vergilendirilmesi

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı : 62030549-120[61-2017/405]-169596 19.02.2018
Konu : İflas idare memuruna yapılan ödemenin vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, avukatlık faaliyeti ile iştigal ettiğinizi, iflas idare memurluğu sebebi ile … İcra Dairesinden adınıza ödenmesi gereken 40.000 TL tutarındaki iflas idare ücretinden 8.170 TL tutarında gelir vergisi, 303,60 TL damga vergisi kesintisi yapılarak kalan tutarın hesabınıza yatırıldığını, söz konusu geliri … Vergi Dairesine 2015 yılı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ettiğinizi, mezkur Daire tarafından bahsi geçen gelirin bilirkişi ücreti olarak değerlendirildiğini, avukatlık faaliyetinden dolayı bu gelirin serbest meslek kazancı olması gerektiğini düşündüğünüzü, ilgili vergi dairesi ile görüştüğünüzde söz konusu gelirin ücret olarak vergilendirmeye tabi tutulacağının ifade edildiğini belirterek, iflas idare memurluğu sebebi ile avukatlık faaliyetinden elde edilen gelirin nasıl vergilendirileceği hususunda bilgi talep ettiğiniz anlaşılmakta ve Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmaktadır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde;

” Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…” hükmü yer almakta olup söz konusu maddenin (5) numaralı bendinde “Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;” de ücretin tüm unsurlarını taşımasa dahi ücret sayılan ödemeler arasında sayılmıştır.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında tevkifat yapmak zorunda olanlar sayılmış, aynı fıkranın 1 numaralı bendinde ise hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun  “İflas idaresi ve iflas dairesinin vazifeleri” başlıklı 223 üncü maddesinde ” İflas idaresi üç kişiden oluşur. Toplanan alacaklıların yapacağı seçimde, bu sayının iki katı, bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip kişi aday gösterilir. Bu adaylardan dört adedi alacak tutarına göre ekseriyeti teşkil edenlerce, iki adedi ise alacaklılar sayısı itibariyle ekseriyeti teşkil edenlerce seçilir ve icra mahkemesine bildirilir. İcra mahkemesi, iflas idaresini teşkil edecek üç kişiden ikisini alacak ekseriyetine sahip olanların gösterdiği dört aday, birini ise alacaklı ekseriyetinin gösterdiği iki aday arasından seçer.

İflâs idaresi, kararlarını çoğunlukla alır; ancak toplantıya her üç iflâs idare memurunun da katılmaması hâlinde iflâs dairesi müdürü iflâs idaresinin görevini yüklenir ve iflâs idaresi adına tek başına karar alır. Toplantıya iflâs idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki hâlinde iflâs dairesi müdürü de bu toplantıya katılır.

İflas idaresine, Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve iki yılda bir yenilenen ücret tarifesine göre ücret ödenir.”

hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, 07.07.2009 tarihli ve 27281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İflas İdaresi Ücreti, Yazı Ve Tebligat Masrafı Tarifesi Hakkında Tebliğ”inde  İcra ve İflâs Kanununun 223 üncü maddesinin 3 ve 4 üncü fıkraları uyarınca, icra mahkemeleri tarafından iflas idarelerine ödenecek ücret tarifesi ve ücretin ödeme şekilleri belirtilmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, serbest meslek faaliyetiniz dışında icra dairelerine yapmış olduğunuz iflas idare memurluğu hizmetinden dolayı elde etmiş olduğunuz gelirin ücret sayılarak, Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 86, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri kapsamında ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.


Konu İle İlgili Kavramlar

  • İflas idare memurluğu: İflas masasının işlerini yürütmekle görevli kişidir.
  • Ücret: İşverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
  • Bilirkişilik: Hukuk, fen, teknik veya sanat dallarında özel bilgi ve beceri gerektiren konularda, mahkeme veya icra dairesince görevlendirilen kişidir.
  • Serbest meslek kazancı: Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlardır.
  • Gelir vergisi: İşletmelerin elde ettikleri kazançlar üzerinden ödedikleri vergidir.
  • Kaynakta kesme: Verginin, vergiyi doğuran olayla birlikte, vergiyi kesmeye yetkili kişi tarafından vergi sorumlusundan alınmasıdır.
  • Vergilendirme: Gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin toplanmasıdır.
  • İcra dairesi: İcra ve iflas işlerini yürütmekle görevli devlet dairesidir.
  • İcra vekâlet ücreti: İcra takiplerinde alacaklıya ödenen vekalettir.
  • Damga vergisi: Hukuki işlemlerden alınan bir vergidir.

Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/iflas-idare-memurlugu-yapan-avukata-yapilan-odemenin-vergilendirilmesi/feed/ 0
Genel ve katma bütçeli idarelere bağlı kurumlardan alınan mal ve hizmetler için ba bildiriminde bulunmamız gerekir mi? https://www.muhasebenews.com/genel-ve-katma-butceli-idarelere-bagli-kurumlardan-alinan-mal-ve-hizmetler-icin-ba-bildiriminde-bulunmamiz-gerekir-mi/ https://www.muhasebenews.com/genel-ve-katma-butceli-idarelere-bagli-kurumlardan-alinan-mal-ve-hizmetler-icin-ba-bildiriminde-bulunmamiz-gerekir-mi/#respond Tue, 20 Sep 2022 08:35:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=131842 Genel ve katma bütçeli idarelere bağlı kurumlardan alınan mal ve hizmetler için ba bildiriminde bulunmamız gerekir mi? Bu kuruluşlar bildiğim kadarıyla vergiden muaf kurumlar. Mesela orman genel müdürlüklerinden alınan mal ve hizmetleri ba ile bildirmek zorunda mıyız?

Mal ve hizmetler nereden allınır ise alınsın Ba formunda bildirilir. Satıcının vergi mükellefi olup olmamasının önemi yok.


Bir sigorta şirketine firmamızın aracını sigorta yaptırdım. Sigorta poliçesini Ba bildirim formunda bildirecek miyim?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (1.2.1.) numaralı bölümünde yer alan “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir” açıklaması uyarınca sigorta hizmeti alanların poliçe bilgilerini Ba bildirim formuna dahil etmeleri gerekmektedir.

Ba-Bs bildirim formlarının verilme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, bildirimlerin verilmesine ilişkin süreler nasıl hesaplanır?

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 18 inci maddesi uyarınca, resmi tatil günleri süreye dahil olmakla birlikte, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatili takibeden ilk iş gününün tatil saatinde biter. Bu bağlamda; bildirim formlarının verilme süresinin son günü resmi tatile rastlarsa, bildirimlerin tatili takibeden ilk iş günü saat 24:00’ten önce gönderilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan aynı Kanunun mükerrer 355 inci maddesine göre kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezasına ilişkin süre hesabında (bildirimlerin kanuni süresinden sonraki 3 gün içinde verilmesi veya düzeltme bildiriminin kanuni süresinden sonra verilmesi hallerinde) bildirimlerin verilmesi gereken son gün dikkate alınır.

Örneğin; 2017/Ağustos dönemine ait bildirim formlarının 1/9/2017 tarihinden itibaren en geç 30/9/2017 tarihi akşamı saat 24:00’e kadar verilmesi gerekmektedir. Ancak, son gün resmi tatile (Cumartesi) rastladığından, bildirim formlarının verilme süresi, tatili takip eden ilk iş günü olan 2/10/2017 tarihi (Pazartesi) akşamı saat 24:00’e kadar uzamaktadır.

Ancak, 3 günlük 1/10 oranında cezalı bildirim, 10 günlük cezasız düzeltme ile 15 günlük 1/5 oranında cezalı düzeltme bildirimi verme tarihleri hesaplanırken, 2/10/2017 tarihi değil, 30/9/2017 tarihi esas alınacaktır.

Ba-Bs formlarını bildirim süresinden 3 gün sonra verdim. Ceza uygulanacak mı? 3 gün sonra verdiğim için cezaya indirim uygulanır mı?

Bildirim formlarını süresinde vermeyen mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununun mükerrer 355. maddesi hükmü uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilir. Ancak, elektronik ortamda verilmesi gereken bildirim formlarını belirlenen sürelerin sonundan itibaren 3 gün içinde veren mükellefler hakkında ilgili hüküm uyarınca ceza miktarı 1/10 oranında uygulanır. Bu durumda kesilecek ceza için söz konusu Kanunun 376. maddesine göre indirim de talep edilebilir.

Yazar kasa fişlerini Ba bildirim formunda bildirecek miyim ?

Bir aylık dönem içinde aynı kişi veya kurumdan alınan yazar kasa fişlerinin toplamının Tebliğ ile belirlenen haddi aşması halinde Ba bildirimine dâhil edilmesi gerekmektedir.

İşyerimiz için ödediğimiz kirayı Ba formunda bildirecek miyiz?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (1.2.1.) numaralı bölümüne göre işyeri kira bedelinin Ba bildirimine dahil edilmesi gerekmektedir. Aynı Tebliğin (1.2.2.) numaralı bölümünde “Belgelerde gelir vergisi tevkifatına da yer verilen hallerde tevkifattan önceki brüt tutarlar dikkate alınacaktır” ifadesi yer almaktadır. Buna göre belgede gelir vergisi tevkifatına da yer verilmesi halinde kesintiden önceki brüt tutarın bildirilmesi gerekmektedir.

Yabancı bir şahsa Türkiye’de mal sattık. Vergi kimlik numarası bulunmamaktadır. Bu satışı nasıl bildireceğiz?

Şahsın yabancı uyruklu olması nedeniyle, T.C kimlik numarası ve vergi kimlik numarası alanları boş bırakılarak ad-soyad/unvan bilgileri yazılıp, ülkesi alanına Türkiye seçilerek bildirilmesi gerekmektedir.

2014/06 dönemine ait Ba formuna düzeltme yapmak istiyorum. Vergi dairem 2015 Ocak ayında değişti. Düzeltme yaparken hangi vergi dairesini seçmeliyim?

Vergi dairesi değişen mükelleflerin, düzeltme yaparken en son bağlı bulundukları vergi dairesini seçmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla şu anda bağlı bulunduğunuz vergi dairesini seçerek düzeltme işlemini yapmanız gerekmektedir.

Türkiye’de merkezi ve serbest bölgede şubesi olan bir mükellefin hem merkezinden hem de serbest bölgede bulunan şubesinden mal aldık. Bu mal alımını Ba formunda ne şekilde bildireceğiz?

Türkiye’de bulunan merkezden yapılan alımların, Türkiye’nin kodu seçilerek bir satıra yazılması, ayrı bir satıra da serbest bölgenin kodu seçilerek serbest bölgedeki şubeden yapılan alımların yazılması gerekmektedir. Alış yapılan mükellefin vergi kimlik numarası ve unvan bilgileri her iki satıra da yazılmalıdır.

Satış yaptığımız firmanın vergi kimlik numarasını sehven hatalı yazdık, sadece vergi kimlik numarasını düzelteceğiz. Bu düzeltme için ceza kesilecek mi?

Düzeltme işlemlerinin, bildirimlerin verilme süresi içinde veya bildirimlerin verilme süresinin sonundan itibaren 10 gün içinde yapılması halinde özel usulsüzlük cezası kesilmez, takip eden 15 gün içinde yapılması halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/5 oranında uygulanır. Bu süre de dolduktan sonra yapılan düzeltmelere ise özel usulsüzlük cezası tam olarak uygulanır.

Sigorta şirketi olarak faaliyetimizi sürdürmekteyiz. Poliçe ve dekont bilgilerimizi B-trans yolu ile Başkanlığınıza bildiriyoruz. Başka herhangi bir satışımız bulunmamaktadır. Bs formu verme zorunluluğumuz var mı?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (1.) ve (3.2.4.) numaralı bölümleri gereğince bilanço esasına göre defter tutan ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bütün mükelleflerin, belirlenen haddi aşan herhangi bir alım satımı olmasa dahi Ba-Bs formlarını vermeleri gerekmektedir.

Şubat ayının 7’sinde nev’i değiştirerek limited şirketten anonim şirkete döndük. Şubat ayına ait Ba-Bs formlarımızı limited şirket adına mı anonim şirket adına mı vermeliyiz?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (2.2.5.) numaralı bölümüne göre Şubat dönemi için, devrin gerçekleştiği tarihe kadar olan Ba-Bs bildirim formlarının limited şirket adına, devrin gerçekleştiği tarihten ay sonuna kadar olan Ba-Bs bildirim formlarının ise anonim şirket adına, takip eden ayın sonuna kadar verilmesi gerekmektedir.

523 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlenen belgelerin, 2021 yılının Temmuz ayına ilişkin dönemden itibaren Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmeyeceği yönünde düzenleme yapılmıştır. Buna göre, elektronik belge olarak düzenlenen belgelerin Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmesi durumunda cezai bir işlemle karşılaşır mıyım?

396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “4- CEZAİ UYGULAMA” başlıklı bölümünün 4.1. numaralı bendinde yer alan, “Bildirim formlarını bu Tebliğde belirlenen süreler içinde vermeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesi hükmü uyarınca cezai işlem uygulanacaktır.” hükmü gereği işlem yapılacaktır.


25 Ocak 2021 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 31375
TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 396)’NDE 

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SIRA NO: 523)

MADDE 1 – 4/2/2010 tarihli ve 27483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 396)’nin “1-KAPSAM” başlıklı bölümünün 1.1.7. numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 1.1.8. numaralı bent eklenmiştir.

“1.1.8. Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlenen belgeler, 2021 yılının Temmuz ayına ilişkin dönemden itibaren Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmeyecektir.”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin “1.2. Bildirime Konu Alış/Satışlar ve Hadler” başlıklı bölümünün 1.2.2. numaralı bendinin ilk paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan paragraflar eklenmiştir.

“Bir kişi veya kurumdan yapılan mal ve/veya hizmet alış tutarları ile bir kişi veya kuruma yapılan mal ve/veya hizmet satış tutarlarına ilişkin 5.000 TL tutarındaki haddin belirlenmesinde, elektronik olarak ve kâğıt ortamında düzenlenen tüm belgelerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu haddin aşılması halinde sadece kâğıt ortamında düzenlenen belgeler bildirimlere dâhil edilecektir.

Örnek 1. Form Ba ve Form Bs bildirimi verme yükümlülüğü bulunan A işletmesine 2021/Kasım dönemi içerisinde, B firması tarafından KDV hariç 4.800 TL tutarında e-Arşiv Fatura ve her biri 150 TL tutarında 2 adet kâğıt ortamında fatura düzenlenmiştir. Söz konusu mükellefe, aynı ay içerisinde B firmasınca düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç (4.800+150+150) 5.100 TL olduğundan, A işletmesi B firmasından yaptığı alımlara ilişkin olarak 2021/Kasım dönemi Form Ba bildiriminde sadece kâğıt ortamında düzenlenen 2 adet belgeyi, KDV hariç toplam 300 TL olarak bildirecektir.

Diğer taraftan, B firması A işletmesine yaptığı satışlara ilişkin olarak 2021/Kasım dönemi Form Bsbildiriminde elektronik ortamda oluşturduğu belgeyi dikkate almayacak, elektronik ortamda ve kâğıt ortamında düzenlenen belgelerin KDV hariç toplam tutarlarının 5.000 TL’yi geçmesi nedeniyle, sadece kâğıt ortamında düzenlediği 2 adet belgeyi, KDV hariç toplam 300 TL olarak bildirecektir.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin “3-BİLDİRİMLERİN VERİLME ŞEKLİ VE DOLDURULMASI”  başlıklı bölümünün 3.2.4. numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“3.2.4. Bildirim verme yükümlülüğü bulunan ancak, tüm alış ve satışları belirtilen haddin altında kalan veya elektronik belge olarak düzenlenen belgelerden oluşan mükelleflerin, Form Ba ve/veya Form Bs bildirimlerini “Ba/Bs bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermeleri gerekmektedir.

Örnek 2. Form Ba ve Form Bs bildirimi verme yükümlülüğü bulunan C firmasına 2021/Eylül döneminde D firması tarafından elektronik ortamda düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç 4.000 TL, kâğıt ortamda düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç 500 TL’dir. C firmasına D firmasınca düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç (4.000+500) 4.500 TL olduğundan, Tebliğde belirtilen haddin altında kalmaktadır.  İlgili ayda C firmasının bildirime konu başka bir alımı da olmamıştır. Bu durumda C firmasının 2021/Eylül dönemi mal ve/veya hizmet alımları Tebliğde belirtilen haddin altında kaldığından Form Ba bildirimini “Ba bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, bildirim verme yükümlülüğü bulunan D firmasının 2021/Eylül döneminde C firmasına yaptığı satışlar toplamı KDV hariç 4.500 TL olduğundan, belirtilen haddin altında kalmaktadır. D firmasının ilgili dönemde bildirime konu başka mal ve/veya hizmet satışı olmamıştır. Bu halde D firmasının 2021/Eylül dönemi mal ve/veya hizmet satışları Tebliğde belirtilen haddin altında kaldığından Form Bs bildirimini “Bs bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.

Örnek 3. K Ltd.Şti. 2021/Kasım döneminde Z firmasına elektronik belge düzenlemek suretiyle KDV hariç toplam 50.000 TL’lik satış yapmıştır. K Ltd.Şti.’nin Z firmasına ve/veya herhangi bir kişi veya kuruma, ilgili dönemde düzenlediği kâğıt fatura ise bulunmamaktadır. Bu durumda K Ltd.Şti.’nin 2021/Kasım dönemi Form Bs bildirimini “Bs bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.

Z firması ise 2021/Kasım döneminde N firmasından elektronik belge tutarı toplamı KDV hariç 7.000 TL, K Ltd. Şti.’den ise elektronik belge tutarı toplamı KDV hariç 50.000 TL mal alımında bulunmuş, ilgili dönemde başka bir mal/hizmet alımı da olmamıştır. Bu durumda Z firmasının 2021/Kasım dönemi Form Ba bildirimini “Ba Bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.”

MADDE 4 – Bu Tebliğ 1/7/2021 tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5 – Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/genel-ve-katma-butceli-idarelere-bagli-kurumlardan-alinan-mal-ve-hizmetler-icin-ba-bildiriminde-bulunmamiz-gerekir-mi/feed/ 0
İdare dava açma süresini göstermezse ne olur? https://www.muhasebenews.com/idare-dava-acma-suresini-gostermezse-ne-olur/ https://www.muhasebenews.com/idare-dava-acma-suresini-gostermezse-ne-olur/#respond Mon, 27 Jun 2022 06:30:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=128724

Dr. Numan Emre ERGİN

Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı

n.emre.ergin@hotmail.com


27 Haziran 2022

Anayasamızın 125. maddesinde İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Anayasa’nın 40. maddesinde ise Devlet’in işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükmü yer almaktadır.

İdari eylem ve işlemlere karşı açılacak davalarda usule ilişkin esaslar İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)’nda düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun uyarınca, idari yargıda dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde 60 ve vergi mahkemelerinde 30 gündür. Süreler de genel olarak ilgili işlemin yazılı bildirimini (tebliğini) izleyen günden başlamaktadır. Diğer taraftan, İdareye bir işlem ve eylem yapılması için başvurulması halinde İdare 30 gün içinde yazılı bir cevap vermezse başvuru reddedilmiş (zımni ret) sayılmakta olup ilgililer 30 günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler.

Görüldüğü üzere, Devletin tarafı olduğu işlemlerde ve uyuşmazlıklarda vatandaşları yargısal hakları konusunda bilgilendirmesi Anayasal güvence altına bağlanmış ve bu görev bir usule bağlanmıştır. Ancak uygulamada zımni ret durumunda ve İdarenin yazılı bildiriminde dava süresini göstermemesi halinde dava açma süresinin ne olacağı konusunda mahkemeler farklı yönde kararlar vermiştir. Bu farklı yargı kararları arasında içtihat birliğini sağlamak için Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu (İBK) 19.06.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2021/2 E., 2022/1 K. sayılı kararıyla farklı içtihatları birleştirmiştir.

Kurulun içtihadı birleştirme kararında değerlendirdiği konulardan ilki, zımni ret işlemlerinde dava açma süresinin işletilmesine ilişkindir. Yukarıda yer alan Anayasa’nın 40 ve 125. maddesinde dava açma süresinin “yazılım bildirim”den itibaren başlayacağı ve yargı yoluna başvuru süresinin bu bildirimde belirtilmesi gerektiğine hükmedilmiş olmakla birlikte, İYUK’ta zımni ret işleminde böyle bir yazılı bildirim olmadığı halde dava açma süresini işleten hükümler bulunmaktadır. Danıştay bazı kararlarında Anayasa gereği yazılı bildirim gerekliliğini gerekçe göstererek zımni ret işlemlerinde ortada yazılı bir bildirim olmadığından dava açma süresini başlatmazken, diğer bazı kararlarında ise dava açma süresini işletmiştir.

İçtihadı Birleştirme Kurulu; Danıştay dava daire ve kurullarınca verilen kararlarda, zımni ret işlemleri üzerine açılan davalarda Anayasa’nın 40. maddesindeki düzenlemeden hareketle dava açma süresinin işletilmediği kararların sınırlı sayıda olduğu, evvelden beri dava açma süresinin işletilmesi yönünde değerlendirme yapıldığı, konuya ilişkin farklı yönde kararlar verildiği görülmekle birlikte bu durumun süregelen bir içtihat farklılığına yol açmadığı gerekçesiyle içtihatların birleştirilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

 

 

Zımni ret işlemlerinde dava açma süresinin işletilmemesi durumunda İdarenin belirsiz süreli olarak bir davayla muhatap kalma durumu söz konusu olacağından usul hukukunun en temel konularından biri olan sürenin zımni ret işlemlerinde de uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Zımni ret işleminde İdare kanuna dayanan takdir yetkisini kullanmakta olup ortada kusur da bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Kurulun içtihadı birleştirmeme yönündeki kararına katılmıyorum. Kararın karşı oy gerekçesinde de belirtildiği üzere, ortada farklı yönde Danıştay kararları bulunmakta olup İYUK’taki hükümler Anayasa’nın lafzı ile de uyumlu değildir. Ayrıca kararda süreyi işletmeyen kararların sınırlı sayıda olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, süreyi işleten sınırlı sayıda Danıştay kararına yer verilmiştir. Dolayısıyla kararı okuyunlarda Danıştay kararlarının kahir ekseriyetinin zımni ret durumunda süreleri işlettiği kanısı oluşmamaktadır. Bu nedenle, kararın bu gerekçesinin zayıf kaldığını düşünüyorum. Danıştay’ın bu konuda içtihadı birleştirme kararı vermesi daha isabetli olurdu. Yine de karardan zımni ret işlemlerinde dava açma sürelerinin işleyeceği sonucunu örtülü olarak çıkarabiliriz.

Kararda incelenen ikinci konu ise İdarenin yazılı bildirimde bulunmuş olmasına rağmen, bu bildirimde dava açma süresini göstermemesi halinde dava açma süresinin nasıl tespit edileceğine ilişkindir. Yukarıda genel dava açma sürelerinin idari davalarda 60 gün, vergi davalarında ise 30 gün olduğunu belirtmiştim. Ancak kanunlarda bazı durumlarda özel dava açma süreleri belirlenmiştir. Örneğin kamu alacaklarına ilişkin ödeme emrine karşı dava açma süresi 15 gün, SGK idari para cezalarına karşı dava açma süresi 30 gün, Çevre Kanununa göre uygulanan idari yaptırımlara karşı dava açma süresi 30 gün, İYUK 20/A maddesinde ivedi yargılama usulüne tabi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresi 30 gündür.

Özel dava açma süresine tabi işlemlere ilişkin tebligatta dava açma süresi belirtilmemişse hangi süre uygulanacaktır? Danıştay az sayıdaki bazı kararlarında özel dava açma sürelerinin uygulanacağını belirtmişken, çok sayıda kararında ise genel dava açma sürelerinin uygulanacağına hükmetmiş, bazı kararlarında ise özel veya genel dava açma sürelerinin işlemeyeceğini söylemiştir.

Kurul, özel süreleri uygulayan kararları mahkemeye erişim hakkını zorlaştıran aşırı katı bir yorum olarak değerlendirmiştir. Bu noktada mahkemeye erişim hakkını sınırlandıran usul kurallarının hakkın özünü sınırlamaması gerektiği yönündeki AİHM ve AYM kararlarına da atıf yapmaktadır. Nitekim kararda yer verilen AİHM kararında mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir esneklikten kaçınılması gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca AYM içtihatlarında dava açmak için öngörülen sürenin, davanın açılmasını imkansız hale getirmemesi ve aşırı derece zorlaştırmaması, dava açmak için gerekli araştırma ve hazırlıkların yapılmasına, gerekiyorsa hukuki ve teknik yardım alınmasına yetecek düzeyde olması gerektiği; ayrıca karışık olan mevzuatın, yargı mercileri tarafından aşırı şekilci (katı) yorumlanması ya da hukuk uygulayıcılarında bile kafa karışıklığına yol açabilecek düzeyde mevzuatın farklı yorumlanması da mahkemeye erişimi engelleyen bir olgu olarak değerlendirilmiştir.

Kurul ayrıca Anayasa’nın 40. maddesi uyarınca idari işlemde başvuru yolu ve süresini belirtmekle yükümlü bulunan idarelerin, bu yükümlülüğü yerine getirmemesinin tüm sonuçlarının ilgili kişilerin üzerine bırakılmasını adil bulmadığı gibi, Anayasa’nın 125. maddesi ve İYUK’un 7. maddesinin genel dava açma sürelerine dair amir hükümlerine aykırı olacak şekilde yazılı bildirim tarihinden itibaren dava açma süresinin başlatılmamasının da adil bir çözüm olmadığını belirtmiştir. Kurul, kişilerin kendilerine yazılı bir bildirim yapıldığı halde, idari işlemin iptali istemiyle istedikleri zaman dava açabilecekleri şeklinde bir hakka sahip olmadıklarını bilmesi gerektiğine; zira, dava açma süresinin kamu düzenine ilişkin bir konu olduğu ve sürenin başlangıcının kişilerin takdirine bırakılmasının mümkün olmadığına vurgu yapmıştır.

Bu değerlendirmeler sonrasında Danıştay İBK, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun işlemde ya da yazılı bildirimde açıklanmaması halinde, dava konusu işlemin tebliğ tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği yorumunun, hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkesi ile mahkemeye erişim hakkı arasındaki hassas dengeyi sağlayan bir özellik taşıdığı; ilgililere aşırı bir külfet yüklemediği, vergi mahkemelerinde 30 gün, Danıştayda ve idare mahkemelerinde 60 gün olan genel dava açma süresinin ilgilinin dava açmak için gerekli araştırma ve hazırlıklarını yapmasına, gerekiyorsa hukuki ve teknik yardım almasına yetecek düzeyde olduğu; açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olan genel dava açma sürelerinin mahkemeye erişimi zorlaştıran ya da engelleyen kısa süreler olarak nitelendirilemeyeceği, özel dava açma süresi yerine genel dava açma süresinin uygulanması sayesinde ilgilinin, işlemde başvuru yolu ve süresinin gösterilmemesinden dolayı uğradığı mağduriyetin, mahkemeye erişim hakkının özüne zarar verecek seviyeye ulaşmadan önleneceğini değerlendirmiştir.

Sonuç olarak, özel dava açma süresine tabi bir idari işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda, vergi mahkemelerinde 30, Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği; aynı şekilde genel dava açma süresine tabi bir idari işlemde dava açma süresi gösterilmemiş olsa da, 30 ve 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği yönünde oyçokluğuyla içtihatlar birleştirilmiştir.

Karardaki karşı oyların çok değerli gerekçe ve öneriler getirdiğini ifade etmem gerekir. Özellikle dava açma süresinin belirtilmediği durumlarda dava açma süresini başlatmayan, ancak süreyi 1 yıl ile sınırlandıran Fransız Danıştay’ının içtihadına yer veren karşı oy gerekçesini (idare hukukunda Fransa’dan esinlendiğimiz düşünülürse) oldukça değerli buluyorum.

İçtihadı birleştirme kararı, önemli bir konudaki ayrışmayı ortadan kaldırmış olmakla bile uygulamada yaşanan bir soruna hiç değinmemiştir. Bu sorun da idare ve vergi mahkemeleri arasında görev uyuşmazlığı olduğunda genel dava açma süresinin ne olacağına ilişkindir. Örneğin yapılan tebligattan 50 gün sonra idari mahkemede dava açılmış, ancak uyuşmazlıkta vergi mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmışsa, vergi mahkemesinde genel dava açma süresi olan 30 gün geçirildiğinden dava süre yönünden reddedilecektir. Bu durumun ciddi mağduriyete yol açtığı ortadadır. Görev uyuşmazlıkları uygulamada oldukça da fazla görülmektedir. Mesela yakın zamanda değerli konut vergisine ilişkin kanuni düzenlemenin ilk halinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yaptırılan taşınmaz değer tespitlerine karşı açılan davalarda görevli mahkemenin neresi olacağı tartışması yaygın olarak yaşanmıştı. Dolayısıyla, Kurulun bu konuda bir değerlendirme yapması oldukça isabetli olurdu. Görevli mahkeme konusunda tereddüt olması halinde, hak kaybına uğramamak için davanın 30 gün içinde açılmasını tavsiye ediyorum.

Sözün özü: Yol göstermeyen çoban sürüsünü kaybeder.

 

 


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir. Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/idare-dava-acma-suresini-gostermezse-ne-olur/feed/ 0
Geçmiş dönemlere ait e-defter dosyalarını sistemden nasıl silebiliriz? https://www.muhasebenews.com/gecmis-donemlere-ait-e-defter-dosyalarini-sistemden-nasil-silebiliriz/ https://www.muhasebenews.com/gecmis-donemlere-ait-e-defter-dosyalarini-sistemden-nasil-silebiliriz/#respond Thu, 23 Dec 2021 09:30:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119840 E- fatura ve e-defter mükellefi firma 2021 ağustos ayında yurtdışından gelen reklam hizmetini KDV’siz olarak başka firmaya yansıtma kesti. Gelir idaresi bu faturanın KDV’li olması gerektiğini bildirdi. Ağustos e-defter gönderildi. Bu durumda ne yapmamız lazım?

Elektronik ortamda oluşturulan fatura için elektronik ortamda iptal işleminin yapılması gereklidir. Süresi geçtiğinden bu faturaya ilişkin iade faturası alabilirsiniz. 

İlgili döneme ilişkin gönderdiğiniz berat dosyasına ilişkin Gelir İdaresi Başkanlığına başvuruda bulunarak o döneme ait oluşturulan berat dosyasının silinmesini talep edip, onay verildikten sonra cari dönem kaydını yapıp yeniden berat dosyasın hazırlanması gereklidir. 

BENZER İÇERİKLER

Geçmiş dönemlere ait e-Defterler sistem üzerinde güncellenebilir mi?

Nev’i değişikliği yapılarak A.Ş.’ye dönüşen şirketin e-defter tutma ve e-fatura düzenleme yükümlülüğü ile başvuru…

Süresinden sonra verilen E-Defter Beratlarının cezası var mıdır?

Sağlık bakanlığı ile çalışan firmalar yeni yıl itibariyle e-defter uygulamasına dahil olmak zorunda mıdır?

2021 Yılında cirosu 5 Milyon ve üstü olan şirketler ne zaman e-defter ve e-fatura…


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gecmis-donemlere-ait-e-defter-dosyalarini-sistemden-nasil-silebiliriz/feed/ 0
Gelir idaresi başkanlığı sistemindeki mesleki hizmet sözleşmelerine Türmob sisteminden alınan sözleşme numarası mı girilmelidir? https://www.muhasebenews.com/gelir-idaresi-baskanligi-sistemindeki-mesleki-hizmet-sozlesmelerine-turmob-sisteminden-alinan-sozlesme-numarasi-mi-girilmelidir/ https://www.muhasebenews.com/gelir-idaresi-baskanligi-sistemindeki-mesleki-hizmet-sozlesmelerine-turmob-sisteminden-alinan-sozlesme-numarasi-mi-girilmelidir/#respond Tue, 21 Dec 2021 14:30:01 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119775 GİB sistemine girilen elektronik beyanname aracılık sözleşmesinin turmoba da girilmesi gerekiyor. Lakin 2016 yılında girişini yaptığımız firmaların turmob girişleri bulunmamaktadır. 

Bu firmaları turmoba hangi tarih yazarak girişlerini yapacağız?

Mesleki hizmet sözleşmeleri için önce Türmob. e-birlik sözleşmesi yapılır 

Daha sonra GİB İnternet sisteminden Aracılık ve sorumluluk sözleşmesi yapılır. 

Bu sözleşmeye Türmob sözleşmesinin tarih ve sayısı yazılır.

TÜRMOB E-Birlik / GİB Bilgilendirme Videosu

https://www.youtube.com/watch?v=WQggd5yBLZU

Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi, Yeni Müşteriler İçin 15 Şubat’tan İtibaren Sözleşme Bilgilerinin TÜRMOB e-Birlik Sistemine Girilmesi ve Sözleşme Numarası Alınması Gerekiyor…

https://www.turmob.org.tr/haberler/368408e8-30d6-4f0e-bc9b-ff7e7e7a8199/elektronik-beyanname-aracilik-ve-sorumluluk-sozlesmesi–yeni-musteriler-icin-15-subat-tan-itibaren-s

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gelir-idaresi-baskanligi-sistemindeki-mesleki-hizmet-sozlesmelerine-turmob-sisteminden-alinan-sozlesme-numarasi-mi-girilmelidir/feed/ 0
İsteğe bağlı olarak e-fatura uygulamasına dahil olan bir firma e-fatura uygulamasından çıkabilir mi? https://www.muhasebenews.com/istege-bagli-olarak-e-fatura-uygulamasina-dahil-olan-bir-firma-e-fatura-uygulamasindan-cikabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/istege-bagli-olarak-e-fatura-uygulamasina-dahil-olan-bir-firma-e-fatura-uygulamasindan-cikabilir-mi/#respond Sun, 21 Nov 2021 13:30:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118319 Yeni işe başlamada mecburiyet olmadan e-fatura ya geçilmiş olan bir mükellef e-faturadan çıkabilir mi?

Durumunuzu arz eden bir dilekçe ile Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvuruda bulunulması gereklidir.


2021 yılında e-defter başvurusu yapan bir firma sonradan e-deftere geçmekten vazgeçebilir mi? 

İhtiyari olarak sisteme başvuru yapıp, ihtiyari olarak çıkmak için Gelir İdaresi Başkanlığı’na durumunuzu arz eden bir dilekçe ile başvuruda bulunmalısınız. İdarenin cevabına göre süreç ilerleyecektir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/istege-bagli-olarak-e-fatura-uygulamasina-dahil-olan-bir-firma-e-fatura-uygulamasindan-cikabilir-mi/feed/ 0
Mantı satışında uygulanacak KDV oranı nedir? https://www.muhasebenews.com/manti-satisinda-uygulanacak-kdv-orani-nedir/ https://www.muhasebenews.com/manti-satisinda-uygulanacak-kdv-orani-nedir/#respond Mon, 26 Apr 2021 12:30:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108319 Mantı imalatında KDV oranı nedir?

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI HATAY VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı: 35672403-010[130-28-03-2015]-44 

Tarih: 15/06/2015

Konu: Oruk, kaytaz böreği, katıklı ekmek ve MANTININ toptan satışında uygulanması gereken KDV oranı İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; yöresel ürünlerden 

-Ağırlıklı olarak bulgur, hayvansal et ve çok az oranda çeşitli koruyucu maddelerden oluşan oruğun,

-Ağırlıklı olarak buğday unu, hayvansal et, çok az oranda bitkisel yağ ve çeşitli koruyucu maddelerden oluşan kaytaz böreğinin, 

-Ağırlıklı olarak buğday unu ve hayvansal etlerden oluşan mantının, 

-Ağırlıklı olarak buğday unu, çeşitli baharat ve sebzelerden oluşan katıklı ekmeğin, toptan satışında uygulanması gereken KDV oranı konusunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır. 

KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listeye yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak tespit edilmiştir. 

Söz konusu Kararname eki II sayılı listenin “A” bölümünün 12. sırasında “16 no.lu fasıllında yer alan mallar”, 15. sırasında “19 no.lu fasılında yer alan mallar”, 16. sırasında “20 no.lu fasılında yer alan mallar” sayılmıştır. Türk Gümrük Tarife Cetveli (TGTC)’nin; 

– 16. Faslında “Et, balık, kabuklu hayvanlar, yumuşakçalar veya diğer su omurgasızlarının müstahzarları”,

 – 19. Faslında “Hububat, un, nişasta veya süt müstahzarları; pastacılık ürünleri”, 

– 20. Faslında “Sebzeler, meyveler, sert kabuklu meyveler ve bitkilerin diğer kısımlarından elde edilen müstahzarlar” tanımlanmıştır. 

İçeriğinde et olan yemeklerin; %20’den fazla et, sakatat veya kan ihtiva eden gıda müstahzarları Türk Gümrük Tarife Cetveli (TGTC)’nin 16 no.lu faslında, %20’den az et, sakatat ihtiva eden konserve edilmiş veya homojenize şekilde hazırlanmış olanları ise TGTC’nin 20 no.lu faslında değerlendirilmesi gerekmektedir. 

Ağırlıklı olarak bulgur, hayvansal et ve çok az oranda çeşitli koruyucu maddelerden oluşan ve oruk olarak isimlendirilen yöresel gıda; – %20’den fazla et, sakatat veya bunların herhangi bir bileşenini ihtiva etmesi halinde, TGTC’nin 16. Faslında yer aldığından, KDV oranları ile ilgili 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki II sayılı listenin “A” bölümünün 12. sırasında, – %20’den az et, sakatat veya bunların herhangi bir bileşenini ihtiva etmesi halinde ise TGTC’nin 20. Faslında yer aldığından, aynı listenin “A” bölümünün 16. sırasında, değerlendirilerek %8 oranında KDV’ye tabi bulunmaktadır. 

Dilekçenizde sözü edilen kaytaz böreği, MANTI ve katıklı ekmeğin ise TGTC’nin 19. Faslına ait GTİP No’larında değerlendirilmeleri gerekmektedir. 

Bu nedenlerle, kaytaz böreği, MANTI ve katıklı ekmeğin 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki II sayılı listenin “A” bölümünün 15. sırasında değerlendirilerek, %8 ORANINDA KDV’ye tabi tutulmaları gerekmektedir. 

 


Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/manti-satisinda-uygulanacak-kdv-orani-nedir/feed/ 0
Kamu idare ve kuruluşların tarafından işletilen öğrenci yurtları kurumlar vergisin tabii midir? https://www.muhasebenews.com/kamu-idare-ve-kuruluslarin-tarafindan-isletilen-ogrenci-yurtlari-kurumlar-vergisin-tabii-midir/ https://www.muhasebenews.com/kamu-idare-ve-kuruluslarin-tarafindan-isletilen-ogrenci-yurtlari-kurumlar-vergisin-tabii-midir/#respond Sun, 04 Apr 2021 15:28:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107095 Kamu idare ve kuruluşları tarafından sosyal amaçlarla işletilen kuruluşlar

Kamu idare ve kuruluşları tarafından sosyal amaçlarla işletilen şefkat, rehin ve yardım sandıkları, sosyal yardım kurumları, yoksul aşevleri, ceza ve infaz kurumları ile tutukevlerine ait iş yurtları, darülaceze atölyeleri, öğrenci yurtları, pansiyonları ve benzeri kuruluşlar Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

Kamu idare ve kuruluşları tarafından kurulup yönetilen ve sosyal amaçlarla personelinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere işletilen yardım sandıkları bu kapsamda değerlendirilecektir.

 


Kaynak: TÜRMOB Kurumlar Vergisi Rehberi – 2021 Nisan
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kamu-idare-ve-kuruluslarin-tarafindan-isletilen-ogrenci-yurtlari-kurumlar-vergisin-tabii-midir/feed/ 0
E-Defter dosyalarının 2. Kopyalarının gönderimi sırasında kontrol edilmesi gerekenler nelerdir? https://www.muhasebenews.com/e-defter-dosyalarinin-2-kopyalarinin-gonderimi-sirasinda-kontrol-edilmesi-gerekenler-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/e-defter-dosyalarinin-2-kopyalarinin-gonderimi-sirasinda-kontrol-edilmesi-gerekenler-nelerdir/#respond Wed, 31 Mar 2021 00:32:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=106385 Dün e-defter ikincil kopyalarının saklanması üzerine gönderim yaptık. Kuyrukta görünüyorlardı sonra yok oldular. Liste kısmında görmemiz gerekmiyor muydu? 

E-defter ikincil kopyalarını sistemde başarılı gönderildiğini listede görüyor olmalısınız. 

Sistemsel bir sorun da olabilir güncelleme problemi de olabilir o sırada ekranlarda. 

Dosya Kontrolünde Dikkate alınan unsurlar: 

zip formatındaki e-Defter xml, berat xml’i ve GİB onaylı berat xml’nin belirlenen dosya yoluna bırakılması gerekmektedir. 

xml dosyalarından herhangi birinin bulunmaması durumunda dosyalar sisteme alınmamaktadır.  Dosya dizinine bırakılan e-Defter xml’nin boyutu kontrol edilecek ve 200 MB’dan büyük e-Defter dosyaları sisteme alınmayacaktır. 

Dosya dizinine bırakılan GİB onaylı berat xml’i, Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine yüklenmiş son (güncel) berat olması gerekmektedir. 

Dosya dizinine bırakılan e-Defter xml’nin imza değeri ile GİB onaylı berat xml’nin imza değerinin uyumlu olması gerekmektedir. 

e-Defter xml’nin imzası geçerli olmalıdır. 

Dosya dizinine bırakılan e-Defter xml’i ile e-Defter berat xml’lerinin, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın belirlediği en güncel şema şematron kurallarına uygun olması gerekmektedir. 

Yukarıdaki kriterlere göre sisteminizi tekrar kontrol etmeniz gerekebilir sağlıklı günler dileriz


Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir.Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/e-defter-dosyalarinin-2-kopyalarinin-gonderimi-sirasinda-kontrol-edilmesi-gerekenler-nelerdir/feed/ 0