İÇİ – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 14 Jun 2024 16:11:33 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Ar-Ge ve yenilik projeleri ile tasarım projeleri içi alınan hibeler Ar-Ge veya tasarım harcaması tutarından düşülerek beyannameye intikal ettirilir. https://www.muhasebenews.com/ar-ge-ve-yenilik-projeleri-ile-tasarim-projeleri-ici-alinan-hibeler-ar-ge-veya-tasarim-harcamasi-tutarindan-dusulerek-beyannameye-intikal-ettirilir/ https://www.muhasebenews.com/ar-ge-ve-yenilik-projeleri-ile-tasarim-projeleri-ici-alinan-hibeler-ar-ge-veya-tasarim-harcamasi-tutarindan-dusulerek-beyannameye-intikal-ettirilir/#respond Fri, 14 Jun 2024 23:00:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152084 Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerine ilişkin olarak sağlanan destek tutarları vergiye tabi kazancın tespitinde gelir olarak dikkate alınacak mıdır?

5746 sayılı Kanuna göre, Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile tasarım faaliyetlerinde bulunanların; kamu kurum ve kuruluşları, kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge ve yenilik projeleri ile tasarım projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar ile uluslararası fonlardan aldıkları destekler özel bir fon hesabında tutulur.

Bu fon, 193 sayılı Kanun ve 5520 sayılı Kanuna göre vergiye tabi kazancın ve ilgili yılda yapılan Ar-Ge veya tasarım harcaması tutarının tespitinde dikkate alınmaz. Bir başka deyişle yararlanılacak Ar-Ge ve tasarım harcaması tutarından düşülerek beyannameye intikal ettirilir.

Bu fonun, elde edildiği hesap dönemini izleyen beş yıl içinde sermayeye ilâve dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğratılmış sayılır.

5520 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının mülga (a) bendi kapsamındaki projelere ilişkin alınan hibeler ise kurum kazancına dahil edilecek ve bu desteklerle karşılanan Ar-Ge harcamaları, Ar-Ge indiriminden yararlanabilecektir.

Ar-Ge ve tasarım harcaması tutarının tespitinde dikkate alınmayacak olan hibe tutarlarının ilgili hesap döneminde tam olarak tespit edilememesi durumunda kurumlar vergisi hesabında Ar-Ge ve tasarım indirimi tutarı nasıl belirlenecektir?

Hibe olarak alınacak destek tutarlarının, alındığı tarihte özel bir fon hesabına alınması gerekmekte olup, bu hesapta yer alan tutarların kurum kazancına dahil edilmemesi ve bu tutardan yapılan Ar-Ge ve tasarım harcamalarının da Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilmemesi gerekmektedir.

– Hibe olarak alınacak destek tutarlarının, ilgili yılın kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçmeden belirlenmesi halinde, hibe tutarını aşan Ar-Ge ve tasarım harcamalarının Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

– Hibe olarak alınacak destek tutarlarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçtikten sonra belirlenmesi halinde ise hibe tutarını aşan Ar-Ge ve tasarım harcamalarının ilgili dönemde Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilmemiş olması şartıyla, düzeltme beyannamesi verilerek Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilmesi mümkün olabilecektir. Bununla beraber, Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilecek harcamaların Ar-Ge ve tasarım harcaması olması ve desteklenen Ar-Ge ve tasarım projesiyle ilgili olması gerektiği ise tabiidir.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ar-ge-ve-yenilik-projeleri-ile-tasarim-projeleri-ici-alinan-hibeler-ar-ge-veya-tasarim-harcamasi-tutarindan-dusulerek-beyannameye-intikal-ettirilir/feed/ 0
Araç ithalatı yapan şirket, yurt içi müşterisine sattığı aracın ödemesini dövizli olarak tahsil edebilir mi? https://www.muhasebenews.com/arac-ithalati-yapan-sirket-yurt-ici-musterisine-sattigi-aracin-odemesini-dovizli-olarak-tahsil-edebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/arac-ithalati-yapan-sirket-yurt-ici-musterisine-sattigi-aracin-odemesini-dovizli-olarak-tahsil-edebilir-mi/#respond Thu, 04 Apr 2024 04:00:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=150305 Sıfır araç ithalatı yapan firmamız yurt içi müşterisine sattığı aracın ödemesini dövizli olarak tahsil edebilir mi? Ödeme esnekliği burada geçerli midir?

TL ile tahsilat yapılmalıdır.

Fatura ve sözleşme dövizli olabilir ancak ödeme TL ile yapılır. Tarafların anlaşması uyarınca ödeme dövize endeksli yapılabilir. İşin sonunda aradaki kur farkı için fatura düzenlenmelidir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/arac-ithalati-yapan-sirket-yurt-ici-musterisine-sattigi-aracin-odemesini-dovizli-olarak-tahsil-edebilir-mi/feed/ 0
Şirket içi kullanım için alınan ticari araç için gider kısıtlaması uygulanır mı? https://www.muhasebenews.com/sirket-ici-kullanim-icin-alinan-ticari-arac-icin-gider-kisitlamasi-uygulanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-ici-kullanim-icin-alinan-ticari-arac-icin-gider-kisitlamasi-uygulanir-mi/#respond Wed, 07 Feb 2024 08:03:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149182 Bir derneğin iktisadi işletmesinin şirket içi kullanım amaçlı aldığı ticari araç için kıst amortisman ve gider kısıtlaması uygulanacak mıdır?

TİCARİ taşıtlar için gider kısıtlaması olmaz. BİNEK taşıtlar için gider kısıtlaması uygulanır.

Vergi uygulaması açısından ticari araç olarak değerlendirilenler (GTİP listesindeki taşıma kapasitesi, aks aralığı vb. kriterlere göre)  KDV’si indirim konusu yapılabilir.

ÖTV’si direkt gider yazılabilir. Yakıt, bakım, sigorta vb. harcamalarının tamamı gider yazılabilir.

 

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-ici-kullanim-icin-alinan-ticari-arac-icin-gider-kisitlamasi-uygulanir-mi/feed/ 0
Şirkette hafta içi bir gün ücretsiz izin kullanan bir çalışan hafta sonu tatiline hak kazanır mı? https://www.muhasebenews.com/sirkette-hafta-ici-bir-gun-ucretsiz-izin-kullanan-bir-calisan-hafta-sonu-tatiline-hak-kazanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirkette-hafta-ici-bir-gun-ucretsiz-izin-kullanan-bir-calisan-hafta-sonu-tatiline-hak-kazanir-mi/#respond Sat, 03 Feb 2024 10:25:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149108 Şirkette hafta içi bir gün ücretsiz izin kullanan bir personel hafta tatili kesilir mi? 4857 sayılı İş Kanunu 46’ya göre bu izin çalışma süresinden sayıldığı için kesilmez mi?

İş Kanunu 63. maddesine göre işçinin normal çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir.

Dolayısıyla işçinin hafta tatilini ve bu kapsamdaki ücretini hak edebilmesi için haftanın çalışma günlerinde kırk beş saatlik çalışma süresini tamamlamış olması gerekir.

Bu durumda ücretsiz izin kullanan kişi hafta son tatiline hak kazanmadığınıda bu tutar ödenmeyebilir.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirkette-hafta-ici-bir-gun-ucretsiz-izin-kullanan-bir-calisan-hafta-sonu-tatiline-hak-kazanir-mi/feed/ 0
Dönem İçin de KKM’ye Geçilirse Kur Farkı İstisnası Hangi Tarihten İtibaren Uygulanır? https://www.muhasebenews.com/donem-icin-de-kkmye-gecilirse-kur-farki-istisnasi-hangi-tarihten-itibaren-uygulanir/ https://www.muhasebenews.com/donem-icin-de-kkmye-gecilirse-kur-farki-istisnasi-hangi-tarihten-itibaren-uygulanir/#respond Tue, 25 Jul 2023 03:23:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144712 30.05.2023 tarihinde 40.000 EURO KKM hesabına geçiş yapıldığında dönem başından 30.05.2023 tarihine kadarki kur farkı kurumlar vergisinden istisna mıdır?

31.03.2023 tarihinde 32.963,09 Euro var bilançoda görünen.

Dönem sonunda yapılan kur değerlemesi sonucunda oluşan Kur farkı için KVK geçici 14. maddeye göre istisna uygulanır.


Aşağıdaki açıklamaya göre; son verilen geçici vergi beyannamesinden sonraki dönem içinde yapılan KKM sonrası bu son dönemde oluşan kur farkının vergi matrahında dahil edilmemesi şeklinde uygulanacaktır.

(7352 sayılı kanunun 2 nci maddesiyle eklenen geçici madde; Yürürlük: 29.01.2022)

KVK Geçici Madde 14

(1) 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (I) numaralı bendinin (g) alt bendi hükmüne istinaden Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda aşağıda belirtilen kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır:

a) Bu fıkra kapsamındaki yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1/10/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı,

b) 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevrilen hesaplarla ilgili oluşan kur farkı kazançları ile söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar.

(2) Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını (7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.11.2022)(3) 31/12/2023 tarihine kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda oluşan kur farkı kazançlarının, geçici vergi dönemi sonu değerlemesiyle Türk lirasına çevrildiği tarih arasına isabet eden kısmı ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.

(3) Kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan altın hesabı ile bu tarihten sonra açılacak işlenmiş ve hurda altın karşılığı altın hesabı bakiyelerini (7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.11.2022) (3) 31/12/2023 tarihine kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda Türk lirasına çevrildiği tarihte oluşan kazançlar ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.

(4) (Ek:26/5/2022-7407/12 md.)(1)  Kurumların 31/3/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını (7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.11.2022)(3) 31/12/2023 tarihine kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır. (7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişen cümle; Yürürlük: 09.11.2022)(4) Cumhurbaşkanı bu istisnayı 31/12/2023 tarihine kadar her bir geçici vergi veya yıllık hesap dönemleri sonu itibarıyla kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar için ayrı ayrı veya birlikte uygulatmaya yetkilidir.

(5) (Ek:26/5/2022-7407/12 md.)(2) Bu madde kapsamındaki istisnalar (7420 sayılı kanunun 23 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.11.2022)(3) 31/12/2023 tarihine kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanır.

(6) Bu maddede öngörülen süre ve şekilde dönüşüm kuru/fiyatı üzerinden Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına çevrilen yabancı paralar ile altın hesaplarına ilişkin olarak bu istisnayla sınırlı olmak üzere Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.

(7) Bu maddenin birinci, ikinci (7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 26.05.2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere  09.11.2022)(5) , üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan istisna hükümleri, aynı şartlarla geçerli olmak üzere bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin kazançları hakkında da uygulanır.

(8) Türk lirası mevduat veya katılma hesabından vadeden önce çekim yapılması durumunda bu madde kapsamında istisna edilen tutarlar nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.

(1)26/5/2022 tarihli ve 7407 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle maddeye üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere fıkralar eklenmiş ve müteakip fıkralar teselsül ettirilmiştir.
(2) 26/5/2022 tarihli ve 7407 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle maddeye üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere fıkralar eklenmiş ve müteakip fıkralar teselsül ettirilmiştir.
(3) 3/11/2022 tarihli 7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişmeden önceki hali: 2022 yılı sonuna
(4) 3/11/2022 tarihli 7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişmeden önceki hali: Cumhurbaşkanı istisnayı 30/6/2022 ve/veya 30/9/2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatmaya yetkilidir.
(5) 3/11/2022 tarihli 7420 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle değişmeden önceki hali: ve üçüncü


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/donem-icin-de-kkmye-gecilirse-kur-farki-istisnasi-hangi-tarihten-itibaren-uygulanir/feed/ 0
Yurt içi yerleşik tüzel kişiler, kur korumalı mevduat sisteminden 31/12/2021 ile 31/03/2022 tarihleri arasında Mevcut hesapları için de yararlanabilecek https://www.muhasebenews.com/yurt-ici-yerlesik-tuzel-kisiler-kur-korumali-mevduat-sisteminden-31-12-2021-ile-31-03-2022-tarihleri-arasinda-mevcut-hesaplari-icin-de-yararlanabilecek/ https://www.muhasebenews.com/yurt-ici-yerlesik-tuzel-kisiler-kur-korumali-mevduat-sisteminden-31-12-2021-ile-31-03-2022-tarihleri-arasinda-mevcut-hesaplari-icin-de-yararlanabilecek/#respond Wed, 13 Apr 2022 06:05:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125618 Kur korumalı mevduat kurumlar vergisi kazanç istisnası tarihi 30.06.2022 tarihine kadar uzadı mı?

Yurt içi yerleşik tüzel kişiler, kur korumalı mevduat sisteminden 31/12/2021 ile 31/03/2022 tarihleri arasında Mevcut hesapları için de yararlanabilecek

Konu ile ilgili olarak aşağıdaki linkteki yazıyı inceleyiniz.

https://www.turmob.org.tr/ekutuphane/Read/eca08494-7372-44dd-8645-d4c757b84454


YURT İÇİ YERLEŞİK TÜZEL KİŞİLER, KUR KORUMALI MEVDUAT SİSTEMİNDEN 31/12/2021 İLE 31/03/2022 TARİHLERİ ARASINDA MEVCUT HESAPLARI İÇİN DE YARARLANABİLECEK

Döviz tevdiat hesaplarının ve döviz cinsinden katılım fonlarının Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümünün usul ve esaslarının belirlendiği 2021/14 sayılı T.C. MERKEZ BANKASI Tebliğinde değişiklik yapıldı.

Yapılan değişiklikle yurt içi yerleşik tüzel kişilere de 31/12/2021 ile 31/3/2022 tarihleri arasındaki herhangi bir tarihte bankalarda mevcut olan ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyelerini bozdurarak sisteme dahil olabilmeleri imkanı getirildi.

Değişiklik öncesinde yurt içi yerleşik tüzel kişiler sadece 31/12/2021 tarihi itibarıyla bankalarda mevcut olan döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri için kur korumalı mevduat sistemi imkanından yararlanabiliyordu.

Gerçek kişilerin ise Kur Korumalı Mevduat sistemi devam ettiği sürece Döviz Tevdiat Hesaplarını bozdurarak sisteme dahil olabilmeleri imkan dahilindeydi.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-ici-yerlesik-tuzel-kisiler-kur-korumali-mevduat-sisteminden-31-12-2021-ile-31-03-2022-tarihleri-arasinda-mevcut-hesaplari-icin-de-yararlanabilecek/feed/ 0
Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Oluşan Kur Farkları https://www.muhasebenews.com/yurt-ici-teslimler-ile-ihrac-kayitli-teslimlerde-olusan-kur-farklari/ https://www.muhasebenews.com/yurt-ici-teslimler-ile-ihrac-kayitli-teslimlerde-olusan-kur-farklari/#respond Wed, 08 Dec 2021 17:13:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119084 KDVK-60/2011-1 Sayılı Sirkülerin Değiştirilmiş Şekli’nden ilgili bölüm

4. Yurt İçi Teslimler ile İhraç Kayıtlı Teslimlerde Oluşan Kur Farkları

KDV Kanununun 26 ncı maddesinde, bedelin döviz ile hesaplanması halinde dövizin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği hüküm altına alınmıştır.

Konu ile ilgili 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin E bölümünde açıklama yapılmıştır.

4.5.1. Yurt içinde KDV uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ilişkin olarak,

– KDV dahil toplam bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanarak,

– Dövize endeksli toplam bedele KDV’nin dahil edilmemesi durumunda vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur farkları üzerinden lehine kur farkı ortaya çıkan mükellef tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanması ve kur farkının ortaya çıktığı dönemde her iki mükellef tarafından genel esaslar çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir.

4.5.2. KDV Kanununun 11/1-c maddesi hükmü gereğince tecil-terkin uygulanmak suretiyle teslim edilen mallara ait bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında ihracatçı lehine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçı tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu KDV imalatçı tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir. İmalatçı lehine kur farkı ortaya çıkması halinde 25 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin D bölümüne göre işlem yapılması gerekmektedir.


KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİ’nden alıntı

5. Matraha Dâhil Olan Unsurlar
3065 sayılı Kanunun 24 üncü maddesine göre; aşağıda yazılı unsurlar KDV matrahına
dahildir:
a) Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan taşıma, yükleme ve boşaltma
giderleri.

b) Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç,
pay, fon karşılığı gibi unsurlar.

c) Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar

altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler.

5.3.Kur Farkları

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkları KDV matrahına dahildir. Buna göre, matraha dahil olacak kur farklarının hesabında, mal ve hizmet bedeline isabet eden kur farkları dikkate alınır, hesaplanan KDV’ye ilişkin ortaya çıkan kur farkları matraha dahil edilmez.

Örnek: (A) Ltd. Şti., (B) A.Ş.’ye mal tesliminde bulunmuş, bu teslime ilişkin 1.000 Dolar
üzerinden 180 Dolar KDV hesaplamıştır. Teslim tarihinde döviz kuru 4 TL iken 6 ay sonra yapılanödeme sırasında döviz kuru 4,40 TL olmuştur.

Buna göre, teslime konu malın bedeli 1.000 Dolar üzerinden ortaya çıkan kur farkı 400 TL
[(4,40-4)x1.000] olup, bu fark üzerinden 72 TL KDV hesaplanacaktır.
(A) Ltd. Şti. tarafından, (B) A.Ş.’ye düzenlenecek kur farkı faturasında; matrah 400 TL,
hesaplanan KDV ise 72 TL olacaktır.

Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında
ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı
üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

Yılsonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan
değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.


Kaynak: KDVK 60 No.lu sirkülerin
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-ici-teslimler-ile-ihrac-kayitli-teslimlerde-olusan-kur-farklari/feed/ 0
Ham kürklerin ithali, aynen veya işlenerek yurt içi ya da yurt dışına tesliminde ÖTV uygulaması https://www.muhasebenews.com/ham-kurklerin-ithali-aynen-veya-islenerek-yurt-ici-yada-yurt-disina-tesliminde-otv-uygulamasi/ https://www.muhasebenews.com/ham-kurklerin-ithali-aynen-veya-islenerek-yurt-ici-yada-yurt-disina-tesliminde-otv-uygulamasi/#respond Mon, 01 Nov 2021 22:11:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98857 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü

Sayı

:

39044742-135-E.591414

12.08.2020

Konu

:

43.01 ve 43.02 tarife pozisyonunda yer alan ham kürkler ile dabaklanmış kürklerin ithali, aynen veya işlenerek yurt içi yada yurt dışına tesliminde ÖTV uygulaması.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden;

– Firmanızca ithal edilen 43.01 ve 43.02 tarife pozisyon numaralı ham kürkler ile dabaklanmış kürklerin, herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın yurt içinde teslimi veya mamul haline getirilerek yurt içinde tesliminin özel tüketim vergisine (ÖTV) tabi olup olmadığı,

– Bu mallardan mamul malların yurt içi tesliminin ÖTV’ye tabi olması halinde, ilk satış aşamasında mı yoksa her aşamada mı ÖTV hesaplanacağı, her satış aşamasında ÖTV hesaplanması halinde ÖTV indiriminin mümkün olup olmadığı,

– Mamul malların ihraç edilmesi halinde ÖTV hesaplanıp hesaplanmayacağı

hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

4760 sayılı ÖTV Kanununun;

– (1/1-c) maddesinde, Kanuna ekli (IV) sayılı listedeki malların ithalatı veya imal edenler tarafından teslimi ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışının, bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV’ye tâbi olduğu,

– (1/2) maddesinde, Kanuna ekli listelerde yer alan malların Türk Gümrük Tarife Cetvelinde tanımlanan eşyalar olduğu,

– (4/1-a) maddesinde, ÖTV’nin mükellefinin, Kanuna ekli (IV) sayılı listedeki malları imal veya ithal edenler ile bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler olduğu,

– (5/1) maddesinde, bu Kanuna ekli listelerdeki malların ihracat teslimlerinin, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olması şartlarıyla ÖTV’den istisna olduğu,

– 9 uncu maddesinde, ÖTV’ye tabi malların, yer aldığı listedeki başka bir malın imalinde kullanılması halinde ödenen verginin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre ödenecek vergiden indirilebileceği,

– (12/1) maddesinde, Kanuna ekli listelerde yer alan mallardan, karşılarında belirlenen tutar ve oranlarda ÖTV alınacağı

hükme bağlanmış olup, söz konusu hükümlerin (IV) sayılı liste bakımından uygulama usul ve esasları Özel Tüketim Vergisi (IV) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinde belirlenmiştir.

Anılan Tebliğin (I/A/1) bölümünde de belirtildiği üzere, Kanunun 1 nci maddesi hükmü gereğince ÖTV, konusuna giren her mal için bir kez uygulandığından, (IV) sayılı listedeki malların vergi uygulandıktan sonraki el değiştirmeleri vergiye tabi değildir.

Ayrıca, aynı Tebliğin (II/D) bölümünde, mezkur Kanunun 9 uncu maddesi hükmü uyarınca, vergisi ödenerek ithal edilen veya ÖTV mükelleflerinden satın alınan bir malın aynı listede yer alan başka bir malın imalinde kullanılması halinde, kullanılan mala isabet eden ÖTV tutarının imal edilen malın teslimine ilişkin hesaplanan ÖTV tutarından indirilebileceği, ancak, bu şekilde indirim konusu yapılabilecek azami ÖTV tutarının, satın alınan mala ait ödenen ÖTV tutarını aşamayacağı gibi bu malın girdi olarak kullanılması suretiyle üretilen malın teslimine ilişkin hesaplanan ÖTV tutarını da geçemeyeceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 28/2/2019 tarihli ve 30700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 796 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 3 üncü maddesi uyarınca, Kanuna ekli (IV) sayılı listede G.T.İ.P. numarası itibarıyla yer alan Türk Gümrük Tarife Cetvelinin;

– 43 üncü faslında sınıflandırılan ‘‘Kürkler ve taklit kürkler; bunların mamulleri [Bu fasılda yer alan koyun, kuzu, keçi, oğlak ve sığırların (bufalo dahil) postları, kürkleri ve taklit kürkleri ile bunlardan mamul giyim eşyası, aksesuarları ve diğer eşya hariç] (43.01, 43.02 hariç)” tanımlı mal için ÖTV oranı %25,

– 43.01 tarife pozisyonunda yer alan “Ham kürkler (baş, kuyruk, pençe ve kürkçülüğe elverişli diğer parçalar dahil) (41.01, 41.02 ve 41.03 pozisyonlarındaki ham post ve deriler hariç)” tanımlı mal için ÖTV oranı  %0,

– 43.02 tarife pozisyonunda yer alan “Dabaklanmış veya aprelenmiş kürkler (baş, kuyruk, pençeler ve diğer parçalar dahil) (birleştirilmemiş veya birleştirilmiş) (diğer maddeler ilave edilmemiş) (43.03 pozisyonundakiler hariç)” tanımlı mallar için ÖTV oranı %0

olmak üzere yeniden belirlenmiştir.

Buna göre;

– Firmanızca ithal edilen ÖTV Kanununa ekli (IV) sayılı liste kapsamında yer alan 43.01 ve 43.02 tarife pozisyonun numaralı ham kürkler ile dabaklanmış kürklerin ithalinde ÖTV oranının %0 uygulanması gerekmekte olup, ithal edilen bu malların herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın yurt içi teslimi ÖTV’ye tabi değildir.

– Firmanızca 0 (sıfır) oranlı olarak ithal edilen ham kürkler ile dabaklanmış kürklerin firmanızca işlenmesi sonucu elde edilen mamul malların yurt içinde teslimi %25 oranında ÖTV’ye tabi tutulacaktır. İmalatçı sıfatıyla ÖTV hesaplayarak teslim ettiğiniz bu mallarla ilgili sonraki aşamalarda tekrar ÖTV hesaplanmayacak, alıcılar tarafından alışta yüklenilen ÖTV ilgili mevzuat gereğince gider ya da maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

– Ham kürkler ile dabaklanmış kürklerin işlenmesi sonucu elde edilen mamul malların ihracatı ÖTV Kanununun (5/1) maddesi hükmü uyarınca vergiden istisna olduğundan, bu işleme ilişkin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturalarda ÖTV hesaplanmayacaktır. Bununla birlikte, söz konusu istisna kapsamında yapılan teslimlerin, (4) numaralı ÖTV Beyannamesinin “İstisnalar ve İndirimler” bölümünün “İstisnalar” tablosundaki istisna türü listesinden “İhracat İstisnası” seçilerek beyan edileceği ve beyannamenin “Ekler” bölümünde yer alan “İhracat İstisnası” tablosuna, istisna kapsamında yapılan teslime ilişkin gümrük çıkış beyannamesi ile satış faturasına ilişkin bilgiler ve Gelir İdaresi Başkanlığınca istenebilecek diğer bilgilerin girilmesi gerektiği tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ham-kurklerin-ithali-aynen-veya-islenerek-yurt-ici-yada-yurt-disina-tesliminde-otv-uygulamasi/feed/ 0
Yurt içine getirilemeyen ürünler için yapılan harcamalar gider olarak kullanılır mı? https://www.muhasebenews.com/yurt-icine-getirilemeyen-urunler-icin-yapilan-harcamalar-gider-olarak-kullanilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-icine-getirilemeyen-urunler-icin-yapilan-harcamalar-gider-olarak-kullanilir-mi/#respond Mon, 24 May 2021 06:30:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=109603 İthalat yapan bir mükellefimiz yurtdışından getirdiği ürünleri gümrükte TSE onaylamaması sonucu yurtiçine alamamış ve ürünlerin imhasına başlanacaktır. Ancak firmanın yaklaşık 170.000 TL kadar belgeli gideri oluşmuştur. Bu masraflar nasıl giderleştirilir?

Yapılan harcamalar vergi hukukuna göre kabul edilen gider ise 700 hesaplarda giderleştirilir.

Kalite problemi nedeniyle yurt dışında imha edilen ürünün maliyet bedelinin giderleştirilmesi, imha edilen ürüne ilişkin yurt dışı firma tarafından düzenlenen Debit Note veya ihracatçı tarafından düzenlenen Credit Note’un kayıtların tevsikinde kullanılıp

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul ve Tahsilat Grup Müdürlüğü

   

 

Sayı : 70280967-105-E.83060 28.09.2020
Konu : Yurtdışında mukim firmadan alınan Debit Note’un VUK ‘na göre ispat edici belge olup olmayacağı, yurtiçindeki firmanın credit note düzenleyip düzenleyemeyeceği ile KDV açısından durumu.  

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, yurt dışına ihraç ettiğiniz oto camların kalite problemi nedeniyle yurt dışındaki firma tarafından kabul edilmeyerek imha edilebildiği, bu durumda yurt dışında mukim firmanın kendi ülke mevzuatına göre fatura düzenlemesinin mümkün olmadığı durumlarda tarafınıza debit note düzenleyip düzenleyemeyeceği, firmanızdan credit note düzenleme talebinde bulunulması halinde firmanızın credit note düzenleyip düzenleyemeceği, bu belgelerin Vergi Usul Kanunu uyarınca ispat edici belge olarak kabul edilip edilmeyeceği ile firmanız tarafından belli bir ciroya ulaşan yurt dışındaki müşterinize “ciro primi” adı altında credit note düzenlenip düzenlenemeyeceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

I- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

– (11/1-a) maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

– 32 nci maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV’den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV’nin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

– 35 inci maddesinde, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellefin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzelteceği

hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, konuya ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

– “İstisna Kapsamında Yapılan Teslim ve/veya Hizmetin Matrahının Değişmesi ve Düzeltme İşlemleri” başlıklı (IV/D-4.) bölümünde, “3065 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükelleflerin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi kaydıyla, düzeltebilecekleri hükme bağlanmıştır.

İstisna kapsamındaki teslim veya hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminden sonra malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle işlem matrahının değişmesi durumunda bir düzeltme yapılması gerekmektedir. Bu düzeltme defter kayıtları ve beyanname üzerinde yapılır.

Öte yandan, istisna kapsamında yapılan bir işleme ait iade talebi sonuçlandırıldıktan sonra KDV iadesini ortaya çıkaran işlemden vazgeçilmesi veya satılan malların bir kısmının geri gelmesi durumunda aşağıdaki şekilde hareket edilir.

– Matrahta değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme döneminde, yukarıda belirtildiği şekilde defter kaydı ve beyanname üzerinde gerekli düzeltmeyi yapan mükellefin vergi dairesine yazılı olarak müracaat edip, daha önce iadesini aldığı tutarı iade etmesi halinde bu tutar, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın mükelleften geri alınır.

– Mükellefin, matrahta değişikliğin vuku bulduğu dönemde düzeltme işlemini yapmaması halinde; istisna kapsamındaki işlem nedeniyle iade edilen KDV, matrahta değişikliğin vuku bulduğu dönemden düzeltmenin yapıldığı döneme kadar gecikme faizi uygulanarak vergi ziyaı cezası ile birlikte mükelleften aranır.“,

– “İstisna Kapsamındaki İşlemin Gerçekleştiği Dönemden Sonra Ortaya Çıkan Ödemeler” başlıklı (IV/D-5.) bölümünde ise, “İstisna kapsamındaki işlemin gerçekleşmesinden sonra, satıcı lehine veya aleyhine bazı ödemeler (vade farkı, kur farkı, reklâmasyon vb.) ortaya çıkabilmektedir. İstisna kapsamındaki işlemlere ilişkin olarak ortaya çıkan bu gibi ödemelerin KDV’ye tabi olması söz konusu değildir. Bu tutarlar KDV matrahını etkilediğinden, iade edilebilecek azami vergi tutarının hesabında dikkate alınmalıdır.

İstisna kapsamındaki işlemi gerçekleştiren lehine meydana gelen ödemeler, ortaya çıktıkları ilgili dönem beyannamesinde asıl işlemin beyan usulü doğrultusunda beyan edilir.

açıklamaları yer almaktadır.

Bu çerçevede, yurtdışında mukim firmaya şirketinizce ihraç edilen ve müşterisi tarafından kalite problemi nedeniyle yurtdışında imha edilen oto camlarına ilişkin işlemin ihracat teslimleri kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bu kapsamda bulunan mallara ilişkin varsa daha önce alınan KDV iadesinin, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/D-4.) bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde Hazine’ye iade edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, belli bir ciroyu yakalayan yurtdışı müşterilere “ciro pirimi” adı altında yapılan ödemeler KDV’ye tabi olmayıp, bu tutarlar KDV matrahını etkilediğinden, ihracat teslimlerine ilişkin iade edilebilecek azami vergi tutarının hesabında dikkate alınması icap etmektedir.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde düzenlenen veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak düzenlenmesi uygun görülen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, mezkûr Kanunun 278 inci maddesinde, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi hâller neticesinde iktisadî kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartaların emsal bedeli ile değerleneceği hüküm altına alınmış olup, söz konusu maddenin uygulamasına ilişkin açıklamaların yapıldığı 496 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin;

– 6 ncı maddesinde, “İhraç edilen emtiadan ticari sebeplerle iadesi gerekenlerin geri getirilme maliyetinin yüksek olması veya hukuki nedenlerle geri getirilememesi ya da bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi nedenlerle imha edilmesinin gerekmesi durumunda, söz konusu emtianın imha edildiğine ilişkin ilgili ülke mevzuatına göre düzenlenen belgeler esas alınmak suretiyle takdir komisyonu tarafından verilecek karara istinaden gerekli yasal kayıtlar yapılır. Bu durumda, imha işlemine ilişkin olarak ilgili ülke mevzuatına göre düzenlenen belgelerin istenildiğinde ibraz edilmek üzere mükelleflerce muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda ifade edildiği şekilde yurt dışında imha edilen emtianın değerleme işlemleri, 213 sayılı Kanunun 278/A maddesi kapsamında ve mükelleflere tayin olunan imha oranı dahilinde bulunmamaktadır.”,

– 8 inci maddesinde, “213 sayılı Kanunun 278 inci maddesi kapsamında yapılan değerleme işlemlerinde;

– Yurt dışında gerçekleştirilen imhalara ilişkin olarak ilgili ülke mevzuatına göre düzenlenen belgelere istinaden verilen takdir komisyonu kararının (Tebliğin 6 ncı maddesi),

mükelleflere bildirildiği tarih itibariyle değer düşüklüğü belli olduğundan, emtianın maliyet bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkın, takdir komisyonu kararının veya tutanağın tebliğ edildiği dönemde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.”

açıklamaları yer almaktadır.

Bunun yanı sıra, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Bedellerle İlgili İşlemler” başlıklı bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri gider olarak defterlerine kaydedebildikleri, yurt dışındaki kişi veya firmalardan alınan bu belgelerin defter kayıtlarında gider olarak gösterilmesi sırasında belgelerde yazılı bedellerin, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarda gösterileceği, ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükelleflerin bu belgeleri tercüme ettirmek zorunda oldukları belirtilmiştir.

Diğer taraftan, alacak ve borç notu (credit note-debit note), uluslararası ticaret yapan şirketlerce ticarette öngörülmeyecek şekilde ortaya çıkan maliyete ilişkin unsurları karşılıklı olarak dengelemek amacıyla kullanılan notlardır. Bu notlar, genellikle firmalar tarafından fiyat farklılıklarına ilişkin birer düzeltme aracı olarak kullanıldığı gibi, satıcı tarafından alıcıya ticari, lojistik, teknik talepler, komisyon ve indirim gibi nedenlerle de gönderilebilmektedir.

Buna göre;

– Şirketiniz tarafından ihraç edilen ve müşteriniz tarafından kalite problemi nedeniyle yurtdışında imha edildiği belirtilen oto camların maliyet bedellerinin, 496 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde öngörülen doğrultuda, takdir komisyonu tarafından verilecek kararın veya tutanağın tarafınıza tebliğ edildiği dönemde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür. 

– Belirli ciroyu yakalayan yurt dışındaki müşterilerinize ciro primi ödenmesine karar verilmesi durumunda, yurt dışındaki müşterinizin borcu azalacak olup, geliri artmış olacaktır. Bu durumda yurt dışındaki alıcı firmanın şirketinize fatura veya ilgili ülke mevzuatı uyarınca muteber belgelerin düzenlenmesi gerekmektedir.

Bu bakımdan ilgili ülke mevzuatına göre geçerli bir belge olması ve bu durumun gerektiğinde ispatı şartıyla, yurt dışındaki firmanın düzenleyeceği “debit note”un kayıtların tevsiki açısından ispat edici belge olarak kullanılması mümkündür.

Öte yandan, tüm tevsik edici belge ve yazışmaların muhafazasının ve gerektiğinde ibraz edilmesinin şart olduğu tabiidir. 


Kaynak: İsmmmo, GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-icine-getirilemeyen-urunler-icin-yapilan-harcamalar-gider-olarak-kullanilir-mi/feed/ 0
Serbest Bölgede Faaliyet Gösteren Firmanın Kendisine Kesmek Zorunda Olduğu Fatura ve Yurt İçi Şubesine Düzenlemiş Olduğu Faturaların Form Ba-Bs Bildirimlerine Dahil Edilecek mi? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-kendisine-kesmek-zorunda-oldugu-fatura-ve-yurt-ici-subesine-duzenlemis-oldugu-faturalarin-form-ba-bs-bildirimlerine-dahil-edilecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-kendisine-kesmek-zorunda-oldugu-fatura-ve-yurt-ici-subesine-duzenlemis-oldugu-faturalarin-form-ba-bs-bildirimlerine-dahil-edilecek-mi/#respond Wed, 03 Feb 2021 01:46:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98453

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[VUK-1-20799]-180088

17.02.2020

Konu

:

Serbest Bölgede Faaliyet Gösteren Firmanın Kendisine Kesmek Zorunda Olduğu Fatura ve Yurt İçi Şubesine Düzenlemiş Olduğu Faturaların Form Ba-Bs Bildirimlerine Dahil Edilip Edilmeyeceği

İlgi

:

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile; serbest bölgede faaliyet gösteren firmanızın bölge içerisinde biri alım-satım diğeri üretim olmak üzere 2 adet ruhsatı olduğu, gümrük ve bölge mevzuatı gereğince farklı iki ruhsat olması nedeniyle şirketinizin kendisine kesmek zorunda olduğu faturaların Ba-Bs formunda gösterilip gösterilmeyeceği ile serbest bölgeden yurt içi şubesine düzenlemiş olduğunuz faturaların Bs formunda gösterilip gösterilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 171 inci maddesinde, mükelleflerin bu Kanuna göre tutmaları gereken defterleri vergi uygulaması bakımından bu maddede yazılı maksatları taşıyacak şekilde tutacakları, 175 inci maddede ise mükelleflerin, anılan Kanunun 171 inci ve müteakip maddelerinde belirtilen maksat ve esaslara uymaları şartıyla defterlerini ve muhasebelerini işlerinin bünyesine uygun olarak diledikleri usul ve tarzda tanzim etmekte serbest oldukları belirtilmiştir. Kanunun 220 ve müteakip maddelerinde de defterlerin tasdikine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 227 nci maddesinde de, “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkilere dayanılarak uygun görülen belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, Kanunun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu belirtilmiştir.

Anılan Kanunun 232 nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.

Bunun yanı sıra; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesinde, serbest bölgelerin gümrük bölgesi dışında sayıldığı, bu bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümlerinin uygulanmayacağı, kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye Bakanlığının yetkili olduğu ile işleticilerin ve kullanıcıların yatırım ve üretim safhalarında Cumhurbaşkanınca belirlenecek vergi dışı teşviklerden yararlandırılabileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca 345 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (B) bölümünde, “Bilindiği üzere, 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun(5) 8 inci maddesi ile değişik 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun(6) 6 ncı maddesinde, kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak, Vergi Usul Kanunu hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.

Söz konusu Kanunda yer alan Vergi Usul Kanunu hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme yapma yetkisine dayanılarak 2005 hesap döneminden itibaren serbest bölgelerde ticari faaliyette bulunan bütün gerçek ve tüzel kişiler herhangi bir hadde bağlı kalınmaksızın,  Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak bilanço esasına göre defter tutacaklardır.” hükmü yer almaktadır.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin  (5.12.3.3.) bölümünde, “…  İstisna kazancın ve bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, istisna kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

…”,

(5.12.3.8.1.) Defter ve Belge Düzeni başlıklı bölümündeSerbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin Vergi Usul Kanununun defter tutma ve belge düzenine ilişkin hükümlerine uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bununla beraber, Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesi ile kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ve düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın düzenleme yapma konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.

Buna göre, serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin Vergi Usul Kanununu hükümleri çerçevesinde defter tutmaları, belge ve kayıt düzenine uymaları gerekmektedir.” açıklamaları yer almaktadır.

Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliğinin “Defter ve Kayıtların Tutulması ile Bölge İşlemlerinin Bilgisayar Veri İşleme Tekniği Yoluyla Yapılması” başlıklı 23 üncü maddesinde,  “Serbest Bölgede faaliyet gösteren Kullanıcılar, genel esaslar çerçevesinde gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirerek, Vergi Usul Kanununun defter tutma ile belge ve kayıt düzenine ilişkin hükümlerine uymak zorundadır.

Kullanıcılar, bu Yönetmelik hükümleri kapsamında Serbest Bölgede gerçekleştirdikleri faaliyetlerini bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla yapar. Bu konudaki uygulamanın zamanlaması ve kapsamı hakkındaki hususlar Genel Müdürlükçe çıkarılacak tebliğ/genelgelerle düzenlenir.” açıklaması yer almaktadır.

Diğer taraftan, birden fazla iş yeri bulunan mükelleflerin her bir iş yeri için ayrı ayrı defter tasdik ettirmek suretiyle defter tutmaları mümkün olup, bu durumda iş yerlerinin mali tablolarının hesap dönemi sonunda konsolide edilmeleri gerekmektedir. Ancak, her bir iş yeri için ayrı ayrı defter tasdik ettirmek yerine merkezden tek bir defter tasdik ettirilerek bu defterde merkez ve şube hesaplarının ayrı ayrı kodlanarak izlenmesi de mümkün bulunmaktadır. Bu bağlamda, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği uyarınca; serbest bölgedeki şubede yürütülen ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ilişkin istisna kazancın (bu bağlamda kurumlar vergisi matrahının) tespiti açısından, istisna kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve bu ayrımı sağlayacak şekilde Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde defter tutularak, belge ve kayıt düzenine uyulması gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, serbest bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin de Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde defter tutma ve belge düzenleme ödevlerini yerine getirmeleri gerekmektedir.

Öte yandan, bir işletmenin stoklarında yer alan ham madde, yarı mamul veya mamullerin üretim veya satış amacıyla işletmenin kendi birimleri arasındaki dolaşımı bir satış işlemi olmayıp, bu tür işletme içi emtia dolaşımlarının işletmenin kendi iş süreci içerisinde düzenleyeceği belgelerle kayıt altına alınması ve bu belgelere istinaden muhasebe kayıtlarının yapılması gerekmektedir.

Yukarıda yer verilen düzenleme ve açıklamalar çerçevesinde, serbest bölgede faaliyette bulunan bir firmanın üretim ruhsatı ile stoklarına almış olduğu emtiayı üretimde kullanmaksızın ham madde veya yarı mamul madde olarak satmak amacıyla veya alım/satım faaliyeti ruhsatı ile satmak amacıyla stoklarına almış olduğu emtiayı üretim sürecinde kullanmak amacıyla stokları arasında devretmesi halinde, aynı işletme bünyesinde yapılan bu devir işlemi nedeniyle fatura düzenlenmesine gerek bulunmamakla birlikte, Vergi Usul Kanunu uygulamasında fatura düzenlenmesine gerek olmayan somut durumda, serbest bölge mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat yönünden fatura düzenleme gerekliliğinin bulunması halinde, bu düzenlemeler gereğince fatura düzenlenmesinde sakınca bulunmamaktadır.

Ayrıca, Vergi Usul Kanunu uygulamasında, birden fazla iş yeri olan işletmelerde, aralarında gerçekleşen işlemlere ilişkin olarak merkezden şubeye veya şubeden merkeze fatura düzenleme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, somut durumda aynı tüzel kişilik bünyesinde yer alan farklı birimler (merkez-şube) arasındaki mal hareketlerine ilişkin olarak, düzenlenmesi zorunlu sevk irsaliyesine ilaveten, fatura düzenlenmesinde de Kanunen sakınca bulunmamaktadır.

Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş olup, 04/02/2010 tarih ve 27483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “I-Kapsam” başlıklı bölümünün “Yükümlülük Kapsamındaki Mükellefler” başlıklı kısmında; “Bilindiği üzere, belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü, bilanço esasına göre defter tutan mükellefleri kapsamaktadır.” hükmüne yer verildikten sonra aynı bölümün 1.1.3. numaralı kısmında; “Serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin de Ba-Bs bildirimi verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Söz konusu bildirimler, bu mükelleflerin kanuni merkezleri tarafından, merkez ve şube bilgileri birleştirilerek verilecektir. Ancak, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olup, münhasıran serbest bölgede şubesi veya temsilciliği bulunan mükellefler, bildirim formlarında merkez bilgilerini dikkate almaksızın yalnızca serbest bölgede faaliyette bulunan şubelerinin mal ve/veya hizmet alış/satışlarını bildireceklerdir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Söz konusu Genel Tebliğin 1.1.4. bölümünde kollektif şirketler ve bilanço esasına göre defter tutan adi ortaklıkların Ba-Bs bildirim formlarını ortaklık veya şirket adına bunların vergi kimlik numaraları kullanarak verecekleri, ortaklık veya şirket adına verilmesi gereken bildirimlerin ortaklardan herhangi birinin vergi kimlik numarası kullanılarak verilmesi halinde bildirim formlarının hiç verilmemiş kabul edileceği, 3.1.1. bölümünde bilanço esasına göre defter tutan ve 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre beyannamesini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükelleflerin, Ba ve Bs bildirim formlarını da elektronik ortamda vermek zorunda oldukları açıklanmıştır.

Diğer taraftan, 418 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 04/02/2010 tarihli ve 27483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde değişikliğe gidilerek Tebliğin 3.2.2. numaralı kısmı; “İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihi, ihracat işlemlerinin form Bs ile bildirilmesinde ise, fiili ihracatın gerçekleştiği tarih dikkate alınacaktır.

Ayrıca serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin yurt içiyle yaptıkları alış-satış işlemlerinin bildirilmesinde; gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmesi hallerinde bu beyannamelerin kapanma tarihleri ve tutarları, gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmemesi durumlarında ise serbest bölge işlem formu tarihi ve tutarı dikkate alınacaktır.

” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 3.2.3. numaralı bölümünde; “Bir kişi veya kurumun birden fazla şubesinden yapılan mal ve /veya hizmet alımları, muhasebe sistemi gereği ayrı ayrı takip edilse bile, birleştirilerek Ba bildirim formunda tek satır olarak gösterilecektir. Aynı şekilde, bir kişi veya kurumun birden fazla şubesine yapılan mal ve/veya hizmet satışları da birleştirilerek, Bs bildirim formunda tek satır olarak gösterilecektir.” açıklaması yer almakta olup, bahse konu bölüme 418 Sıra No.lu Tebliğ ile “Diğer taraftan, serbest bölgelerden yapılan mal ve/veya hizmet alım-satım işlemlerinin bildirilmesinde; serbest bölgede faaliyette bulunan mükelleflerin Türkiye’deki merkez veya şubelerinden de alım-satım yapılması hallerinde, Türkiye’den yapılan alım-satım işlemleri ile serbest bölgedeki şubeden yapılan alım-satım işlemleri ayrı satırlar şeklinde bildirilecektir. Bu kapsamda yapılan bildirimlerde serbest bölgelerden yapılan alım-satım işlemlerinin bildirildiği satırların ülke kodu kısmında “Serbest Bölge” ifadesinin seçilmesi gerekmektedir.” açıklaması eklenmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, serbest bölgede faaliyet gösteren şirketinizin farklı birimleri (alım-satım, üretim) arasındaki mal hareketlerine ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uygulamasında fatura düzenlenmesine gerek bulunmamakla birlikte, serbest bölge mevzuatı ve ilgili diğer mevzuatlar yönünden fatura düzenleme gerekliliğinin bulunması halinde, düzenlenen faturaların 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca serbest bölgede faaliyet gösteren şirketinizden yurt içi şubelerinize gerçekleştirdiğiniz mal/hizmet satışlarınız nedeniyle düzenlemiş olduğunuz faturaların da Bs formu ile bildirilmesi gerektiği tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolgede-faaliyet-gosteren-firmanin-kendisine-kesmek-zorunda-oldugu-fatura-ve-yurt-ici-subesine-duzenlemis-oldugu-faturalarin-form-ba-bs-bildirimlerine-dahil-edilecek-mi/feed/ 0