hüküm – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 08 Feb 2024 06:45:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Huzur hakkı ödenmesi için şirketin ana sözleşmesinde hüküm bulunmasına gerek yoktur. https://www.muhasebenews.com/huzur-hakki-odenmesi-icin-sirketin-ana-sozlesmesinde-hukum-bulunmasina-gerek-yoktur/ https://www.muhasebenews.com/huzur-hakki-odenmesi-icin-sirketin-ana-sozlesmesinde-hukum-bulunmasina-gerek-yoktur/#respond Thu, 08 Feb 2024 06:45:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149228 Huzur hakkı ödemesi yapılabilmesi için ana sözleşmede bununla ilgili hüküm veya madde bulunması gerekir mi?

ANA SÖZLEŞMEDE OLMASI GEREKMEZ. ŞİRKET GENEL KURUL KARARI İLE HUZUR HAKKI ÖDENİR.

HUZUR HAKKI :

A.Ş. Şirketlerin Yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin yaptıkları bu hizmetlerinin karşılığı olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun 394’üncü maddesinde görüleceği üzere, “Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim veya yıllık kardan pay ödenebilir.’’

Limited şirketin temsili ve işlerin yürütülmesi ile görevli müdür veya müdürler kurulu üyelerine bu görevleri dolayısıyla huzur hakkı ödenebilir. (TTK madde 622,623.)
Hükmü yer almaktadır.

GVK 61. maddesinde Huzur hakkı Ücret olarak tanımlanmıştır.

Şirketlerden veya diğer kuruluşlardan alınan huzur hakları için Asgari ücret kadarlık ücret ödemesinden hesaplanan GV ve DV istisnadır İstisna edilen tutarın üzerinde ödenen huzur hakkından gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılır.

Huzur hakkı gelirleri yıllık ücret geliri için belirlenen beyan sınırını aşarsa izleyen yıl huzur hakkı geliri elde eden kişi yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorundadır.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/huzur-hakki-odenmesi-icin-sirketin-ana-sozlesmesinde-hukum-bulunmasina-gerek-yoktur/feed/ 0
7440 Sayılı Yapılandırma Kanununda Bağ-Kur affına ilişkin bir düzenleme var mı? https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-yapilandirma-kanununda-bag-kur-affina-iliskin-bir-duzenleme-var-mi/ https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-yapilandirma-kanununda-bag-kur-affina-iliskin-bir-duzenleme-var-mi/#respond Mon, 24 Apr 2023 02:17:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141835 Bağ-Kur affına ilişkin bir kanun, yürürlüğe girdimi?

7440 sayılı yapılandırma yasasında; 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan;

a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,

b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,

c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı, asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. hükmü bulunmaktadır.

7440 Sayılı Kanun Uyarınca Alacakların Yapılandırılması GENELGE
2023/14 yayınlanmıştır.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-yapilandirma-kanununda-bag-kur-affina-iliskin-bir-duzenleme-var-mi/feed/ 0
2020 ve takip eden vergilendirme dönemlerinde elde edilen ticari kazançlara herhangi bir sınırlama olmaksızın yatırım indirimi istisnası uygulanabilecektir https://www.muhasebenews.com/2020-ve-takip-eden-vergilendirme-donemlerinde-elde-edilen-ticari-kazanclara-herhangi-bir-sinirlama-olmaksizin-yatirim-indirimi-istisnasi-uygulanabilecektir/ https://www.muhasebenews.com/2020-ve-takip-eden-vergilendirme-donemlerinde-elde-edilen-ticari-kazanclara-herhangi-bir-sinirlama-olmaksizin-yatirim-indirimi-istisnasi-uygulanabilecektir/#respond Thu, 17 Mar 2022 08:29:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124170 “Yatırım İndirimi İstisnası” uygulaması 5479 sayılı Kanunla 01.01.2006 tarihinden itibaren
yürürlükten kaldırılmış fakat geçiş dönemine ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanununa eklenen
geçici 69 uncu madde ile düzenlemeler yapılmıştır.

Ancak, 6009 sayılı Kanunla 193 sayılı GVK’nın geçici 69 uncu maddesinin birinci fıkrasına
eklenen “Şu kadar ki, vergi matrahlarının tespitinde yatırım indirimi istisnası olarak indirim
konusu yapılacak tutar, ilgili kazancın %25’ini aşamaz” hükmü, Anayasa Mahkemesinin
9.2.2012 tarihinde vermiş olduğu Esas No:2010/93 sayılı Kararı ile iptal edilmiş ve gerekçeli iptal kararı Resmî Gazete’de yayımlanana kadar yürürlüğü durdurulmuştur.
Söz konusu Anayasa Mahkemesi Kararı çerçevesinde 2020 ve takip eden vergilendirme dönemlerinde elde edilen ticari kazançlara anılan hüküm çerçevesinde herhangi bir sınırlama olmaksızın yatırım indirimi istisnası uygulanabilecektir.

“Yatırım İndirimi” ile ilgili açıklamalara 01.10.2010 tarih ve 27716 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 276 Seri No’lu Gelir Vergisi Tebliğinde yer verilmiş olup; GVK’nın geçici 69’uncu maddesi hükmünün son hali aşağıdaki gibidir:

“Geçici Madde 69-

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri; 31/12/2005 tarihi itibarıyla mevcut olup, 2005 yılı
kazançlarından indiremedikleri yatırım indirimi istisnası tutarları ile;

a) 24/4/2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik
belgeleri kapsamında, 193 sayılı GVK’nın 9/4/2003 tarihli ve 4842 sayılı Kanunla
yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri çerçevesinde
başlanılmış yatırımları için belge kapsamında 1/1/2006 tarihinden sonra yapacakları
yatırımları,

b) 193 sayılı GVK’nın mülga 19 uncu maddesi kapsamında 1/1/2006 tarihinden önce
başlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz
edip bu tarihten sonra yapılan yatırımları, nedeniyle, 31/12/2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını, yine bu tarihteki mevzuat hükümleri (bu Kanunun geçici 61 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan vergi oranına ilişkin hüküm dâhil) çerçevesinde kazançlarından indirebilirler. Kalan kazanç üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre vergi hesaplanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
Mükelleflerin 2021 yılı beyannamesinde dikkate alacakları yatırım indirimi istisnası tutarları
ile ilgili açıklamalar aşağıdaki gibidir.

31.12.2005 Tarihi İtibarıyla Mevcut Olup Devreden Yatırım İndirimi İstisnası Tutarları

Mükellefler, 31.12.2005 tarihi itibariyle mevcut olup, kazancın yetersiz olması nedeniyle indiremedikleri devreden yatırım indirimi istisnası tutarlarını (2006, 2007 ve 2008 yıllarında yararlandıkları tutarlardan kalan kısmı) endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde ettikleri kazançlarından indirebilirler.

24.04.2003 Tarihinden Önce Yapılan Müracaatlara İstinaden Düzenlenen Teşvik Belgeleri Kapsamında Yapılan Yatırımlar

24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında,

– GVK’nın yürürlükten kaldırılmadan önceki ek 1-6 maddeleri çerçevesinde başlanılmış
yatırımlar için, 01.01.2006 tarihinden sonra yapılan yatırım harcamaları dolayısıyla,
31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplanan yatırım
indirimi istisnası tutarlarından, 31.12.2008 tarihi itibarıyla mevcut olup kazancın  yetersizliği nedeniyle indirilemeyen yatırım indirimi istisnası tutarları ile

Bu yatırımlar kapsamında olup halen devam eden yatırım harcamaları dolayısıyla
31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplanan yatırım
indirimi  istisnası tutarları

endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde edilen kazançlardan indirilir.

GVK’nın Mülga 19’uncu Maddesi Kapsamında Yapılan Yatırımlar

GVK’nın mülga 19’uncu maddesi kapsamında 01.01.2006 tarihinden önce yatırıma başladığını belgeleyen gelir vergisi mükellefleri,

– komple ya da entegre tesisler gibi tamamlanması belli bir süreci gerektiren yatırımlar ile
ilgili ve bu yatırımlarla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra
yaptıkları yatırım harcamaları için, 31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde hesapladıkları yatırım indirimi istisnası tutarlarından 31.12.2008
tarihi itibarıyla mevcut olup kazancın yetersizliği nedeniyle indiremedikleri yatırım indirimi
istisnası tutarları ile

– Bu yatırımlar kapsamında olup bu yatırımlarla iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz
edip halen devam eden yatırım harcamaları dolayısıyla 31.12.2005 tarihinde yürürlükte
bulunan mevzuat hükümlerine göre hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını
“ÜFE” oranında endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve müteakip yıllarda elde ettikleri
kazançlarından indirebilirler.

01.01.2006 – 08.04.2006 Tarihleri Arasında Yeni Başlamış Yatırımlar

Anayasa Mahkemesi, 5479 sayılı Kanunun yürürlük maddesindeki “2” rakamını iptal etmiştir. Bu çerçevede, 01.01.2006 – 08.04.2006 tarihleri arasında GVK’nın mülga 19’uncu maddesi kapsamında yeni başlayan ve bu tarihler arasında yapılan yatırımlar nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi tutarları da yatırım indirimi istisnasından yararlanacaktır. Bu kapsamda olan yatırım harcamaları nedeniyle hesaplanan yatırım indirimi istisnası tutarlarının, ilgili dönemlerde kazancın bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, 2010 hesap döneminden itibaren endekslenmiş değerleri ile birlikte indirim konusu yapılması mümkündür.

Ancak, 08.04.2006 tarihinden sonra yeni başlayan yatırımlar nedeniyle yapılan harcamaların ya da 01.01.2006 – 08.04.2006 tarihinde başlamakla birlikte bu süre içinde tamamlanmayıp devam eden yatırımlar için 08.04.2006 tarihinden sonra yapılan harcamaların, yatırım indiriminden yararlanması mümkün değildir.

Endeksleme

Mülga 19’uncu madde kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanan mükellefler
“ÜFE” oranını; Ek 1-6 maddeleri kapsamında yatırım indirimden yararlanan mükellefler ise
“yeniden değerleme oranını” dikkate almak suretiyle indirim konusu yapamadıkları yatırım
indirim tutarlarını endeksleyeceklerdir.

Yatırım İndirimi İstisnasında Uygulama

– Yukarıdaki şekilde belirlenen yatırım indirimi tutarları, 31.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri (GVK’nın geçici 61’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan %19,8 tevkifat oranına ilişkin hüküm dâhil) çerçevesinde 2010 ve müteakip yılların kazançlarından indirilir.

– Yatırım indirimi istisnası uygulayan mükelleflerin, istisna uygulaması sonucu kalan kazançları üzerinden yürürlükteki vergi oranına göre hesaplama yapılır.

Dolayısıyla, yatırım indirimi istisnası uygulaması sonucunda kalan kazanç tutarına gelir vergisi mükellefleri, yatırım indirimi istisnası uygulayacakları dönemde yürürlükte bulunan vergi tarifesini uygulamak suretiyle yatırım indirimi istisnasından yararlandıkları dönemlere ait gelir veya kurumlar vergilerini belirleyeceklerdir.

Diğer taraftan, 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında mülga ek 1-6 maddeleri çerçevesinde yapılan yatırımlar için yatırım indirimi istisnasından yararlanılması halinde, yatırım indiriminden yararlanan kazançlar üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın %19,8 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
İlgili yıl kazancı elverişli olduğu halde yatırım indirimi istisnasından yararlanılmaması halinde, yararlanılmayan bu indirim tutarlarının daha sonraki yıllara ait beyannamelerde indirilmesi mümkün değildir.

Bu nedenle, mükelleflerin önceki yıllarda (2006, 2007 ve 2008) kendi istekleriyle yararlanmadıkları yatırım indirimi istisnası tutarları, yatırım indirimi uygulamasının tercih edildiği diğer yıllarda indirim konusu yapılamayacaktır. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirimi fiilen mümkün olmayan kısmın ise müteakip dönemlerde indirilebileceği tabiidir.
Ancak, 2009 hesap dönemine ilişkin olarak kazanç beyan etmekle birlikte önceki yıllardan
devreden yatırım indirimi istisnası tutarlarından yararlanamayan mükelleflerin, bu kazanç
tutarlarına isabet eden yatırım indirimi tutarlarını endekslenmiş değerleri ile birlikte 2010 ve daha sonraki dönemlerin kazançlarından indirebilmeleri mümkündür.

 


Kaynak: TÜRMOB 2021 G.V. Beyanname Rehberi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2020-ve-takip-eden-vergilendirme-donemlerinde-elde-edilen-ticari-kazanclara-herhangi-bir-sinirlama-olmaksizin-yatirim-indirimi-istisnasi-uygulanabilecektir/feed/ 0
Sağlık Hizmetinin Yurt dışından Alınmasına ilişkin SGK Kanunu’nda yer alan hüküm https://www.muhasebenews.com/saglik-hizmetinin-yurt-disindan-alinmasina-iliskin-sgk-kanununda-yer-alan-hukum/ https://www.muhasebenews.com/saglik-hizmetinin-yurt-disindan-alinmasina-iliskin-sgk-kanununda-yer-alan-hukum/#respond Sat, 12 Mar 2022 08:49:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124043 5510 Sayılı Kanunun’un Yurt dışında Tedavi ile ilgili Maddesi

Yurt dışında tedavi
MADDE 66- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinin yurt içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır.

Ancak;
a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu
idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak geçici görevle yurt dışına gönderilenlere, acil hallerde,

b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu
idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak sürekli görevle yurt dışına gönderilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü olduğu kişilere,

c) Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisinin yapılamadığı tespit edilen kişilerin, (1)

d) (Ek: 12/7/2013-6495/40 md.) Bu fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında veya bunların dışında herhangi bir nedenle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bulunan ve Türk vatandaşı olan
genel sağlık sigortalılarının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin,
e) (Ek: 2/1/2017-KHK-681/78 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7073/77 md.) 60 ıncı maddenin onikinci fıkrası kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlardan özel mevzuatlarında
belirtilen usule uygun olarak sürekli veya geçici görevle gönderilenlere, (2)

sağlık hizmetleri yurt dışında sağlanır.

(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/66 md.) Yurt içinde yapılması mümkün olmayan tetkiklerin de yurt dışında yapılması sağlanabilir.

Ancak, yukarıdaki fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği yurt dışında
sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedelleri, yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu tutarı aşan kısım işverenler tarafından ödenir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.

Cumhurbaşkanı kararı ile birlik halinde ya da kamu idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına askerî veya güvenlik amaçlı görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren sağlık
hizmetlerinin sağlanması ile bu hizmetlere ilişkin giderlerin yurt içindeki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına ödenen tutarı aşan kısmı, kurumlarınca karşılanır. (Ek cümle: 12/7/2013-
6495/40 md.) Ancak, Kuruma gönderilen sağlık hizmeti faturalarında yer alan işlem bedellerinin ayrıntılı belirtilemediği durumlarda, söz konusu fatura bedelinin yüzde ellisi Kurumca, kalan yüzde ellisi ise kendi kurumlarınca karşılanır.(1)
Kurum, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerini, bu kişilerin geçici veya sürekli görev süresince genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen prim tutarını geçmemek kaydıyla, ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak suretiyle de sağlayabilir.

Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin sağlık hizmeti bedelinin tümü ödenir. Ancak bu tutar varsa Kurumun yurt dışında sevke konu tedaviye ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu kişilerin 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak giderleri ayrıca karşılanır.

(Ek fıkra: 12/7/2013-6495/40 md.) Birinci fıkranın (d) bendi gereğince sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedelleri yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına
ödenen tutarı geçemez ve bu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçen kısım, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında bulunanlara ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, kişilerin kendilerince karşılanır. Bu kişilerin 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak giderleri karşılanmaz.

Yukarıdaki haller dışında, yurt dışında sağlık hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.

Bu maddenin uygulanmasında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının  (c) bendi kapsamında sigortalı olması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanların daimi olarak altı aydan fazla süreyle
yurt dışında görevlendirilmeleri durumu, sürekli görevle yurt dışına gönderilme sayılır.

Kamu idarelerinde çalışan sigortalılar dışında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların geçici veya sürekli görevlendirilmesine ilişkin usûller ve süreler ile bu
maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

 


Kaynak: 5510 Sayılı SGK Kanunu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/saglik-hizmetinin-yurt-disindan-alinmasina-iliskin-sgk-kanununda-yer-alan-hukum/feed/ 0
Fatura/sevk irsaliyesi vb. belgelerin düzenlenme tarihi ile GIDA ürünlerinin teslim tarihinin farklı olması durumunda, hangi tarih itibarıyla 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı hüküm ifade edecektir? https://www.muhasebenews.com/fatura-sevk-irsaliyesi-vb-belgelerin-duzenlenme-tarihi-ile-gida-urunlerinin-teslim-tarihinin-farkli-olmasi-durumunda-hangi-tarih-itibariyla-5189-sayili-cumhurbaskani-karari-hukum-ifade-edecektir/ https://www.muhasebenews.com/fatura-sevk-irsaliyesi-vb-belgelerin-duzenlenme-tarihi-ile-gida-urunlerinin-teslim-tarihinin-farkli-olmasi-durumunda-hangi-tarih-itibariyla-5189-sayili-cumhurbaskani-karari-hukum-ifade-edecektir/#respond Tue, 01 Mar 2022 05:58:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123403 Fatura/sevk irsaliyesi vb. belgelerin düzenlenme tarihi ile gıda ürünlerinin teslim tarihinin farklı olması durumunda, hangi tarih itibarıyla 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı hüküm ifade edecektir?

3065 sayılı KDV Kanununun 10 uncu maddesine göre vergiyi doğuran olay;
– Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması,
– Malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi
hallerinde gerçekleşmektedir.
Aynı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, teslimin bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu, malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdiinin teslim hükmünde olduğu, malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde malın nakliyesinin başlatılmasının veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesinin de mal teslimi sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, gıda ürünleri 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının yürürlüğe girdiği 14.02.2022 tarihinden önce teslim edilmiş ise %8, bu tarih ve sonrasında teslim edilmiş ise %1 oranında KDV uygulanacaktır.
Ancak, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 14.02.2022 tarihinden önce;
– Ürünlere ilişkin fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmiş olması,
– Ürünlerin alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdi edilmiş olması,
– Ürünlerin alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde malın nakliyesinin başlatılmış olması ya da nakliyeci/ sürücüye tevdi edilmiş olması
hallerinde, KDV oranının %8 olarak uygulanması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/fatura-sevk-irsaliyesi-vb-belgelerin-duzenlenme-tarihi-ile-gida-urunlerinin-teslim-tarihinin-farkli-olmasi-durumunda-hangi-tarih-itibariyla-5189-sayili-cumhurbaskani-karari-hukum-ifade-edecektir/feed/ 0
İsteğe bağlı olarak e-faturaya geçiş yapan ve 2021 yılı cirosu 5 milyonu aşan bir firma ne zaman e-deftere geçiş yapmak zorundadır? https://www.muhasebenews.com/istege-bagli-olarak-e-faturaya-gecis-yapan-ve-2021-yili-cirosu-5-milyonu-asan-bir-firma-ne-zaman-e-deftere-gecis-yapmak-zorundadir/ https://www.muhasebenews.com/istege-bagli-olarak-e-faturaya-gecis-yapan-ve-2021-yili-cirosu-5-milyonu-asan-bir-firma-ne-zaman-e-deftere-gecis-yapmak-zorundadir/#respond Tue, 28 Dec 2021 09:30:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120021 2020 yılından bu yana isteğe bağlı olarak e fatura kullanan bir mükellefimin cirosu 2021 yılında 5 milyon TL’yi aşıyor. E -deftere geçiş açısından durum nedir? 

Verdiğiniz bilgiler kapsamında e-fatura yasal yükümlülüğünüz 2022 Temmuz ayında başlamış olacağı düşünüldüğünde 01 Ocak 2023 e-defter yükümlülüğü başlayacaktır. (Başkaca bir yükümlülük yok ise) 


BENZER İÇERİKLER

2021 yılında cirosu 12 milyon olan bir firma ne zaman e-fatura ve e-defter uygulamasına…

2021 yılında cirosu 5 milyon ve üstü olan firmalar e-fatura ve e-defter uygulamasına ne…

Nevi değişikliği yapan e-fatura mükellefi firmalar yeni tüzel kişilik için e-faturaya geçmek zorunda mıdır?

İsteğe bağlı olarak e-fatura uygulamasına geçen firma e-defter uygulamasına dahil olmalı mıdır?


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/istege-bagli-olarak-e-faturaya-gecis-yapan-ve-2021-yili-cirosu-5-milyonu-asan-bir-firma-ne-zaman-e-deftere-gecis-yapmak-zorundadir/feed/ 0
%5’lik kurumlar vergisi indirimi alan mükellefe vergi dairesi tarafından ceza düzenlenirse geçmişte dönemlerde yararlandığı indirim kalkar mı? https://www.muhasebenews.com/5lik-kurumlar-vergisi-indirimi-alan-mukellefe-vergi-dairesi-tarafindan-ceza-duzenlenirse-gecmiste-donemlerde-yararlandigi-indirim-kalkar-mi/ https://www.muhasebenews.com/5lik-kurumlar-vergisi-indirimi-alan-mukellefe-vergi-dairesi-tarafindan-ceza-duzenlenirse-gecmiste-donemlerde-yararlandigi-indirim-kalkar-mi/#respond Mon, 20 Dec 2021 12:30:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119700 İlk çıktığı yıldan beri %5 kurumlar vergisi indirim hakkından yaralanıyoruz. 2021 temmuz ayında vergi denetim kurulu başkanlığı tarafından 2016 yılı için bir inceleme yapıldı. Kullandığımız bir nakliye firmasının sahte belge kullandığı tespit edilmiş. Söz konusu firmanın KDV tutarı 3.000 TL 2016 yılı için bu tutar kadar tarhiyat yapıldı. Belge adedi kadarda ökc kesildi. Arkasından vergi dairesinden 2017-2018 yılları için kullandığımız %5 indirimler iptal edildi. Bundan sonraki 3 yıl içinde bu hakkı kullanamayacağımızı söylediler.  3.000 TL için gvk 121’e uyulmadığı için geçmiş yıllar için 500 bin TL kadar bunun 2-3 katıda önümüzdeki yıllar için indirim haklarımız elimizden alındı, küçük bir tarhiyat için bu kadar yüklü bir yaptırımın adil olmadığını düşünüyoruz. Dava açmak işe yarar mı?

Dava açmak elbette hakkınız Yargı nasıl bir karar verir bu konuda yorum yapamayız.

Geçmiş yıllara yönelik bir değişiklik yapılmamıştır. 

01/01/2022 yılından itibaren 7338 sayılı yasa ile değişiklik yapılmıştır. 

Değişiklik aşağıdadır. 

Yapılan düzenlemeyle vergiye uyumlu mükelleflere vergi indiriminin düzenlendiği GVK Mükerrer Madde 121 nin 2. fıkrasının 2. bendinde değişiklik yapılmakta, indirimden yararlanma koşulu olan indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki 2 yılda haklarında tarhiyat yapılmamış olması koşulu, yapılan tarhiyatların kesinleşmesine bağlanmaktadır. Dolayısıyla maddede belirtilen süre içerisinde haklarında tarhiyat yapılmış olmakla birlikte tarhiyatın KESİNLEŞMEMİŞ OLMASI halinde de mükelleflerin anılan indirimden yararlanabilmeleri sağlanmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu süre içerisinde kesinleşen tarhiyatın birinci fıkrada belirlenen indirim tutar sınırının %1 inden az olması durumunda da indirimden yararlanma şartları ihlal edilmiş sayılmayacaktır. 

ÖRNEĞİN Vergiye uyumlu mükellef uygulamasında; 2021 yılı için azami yararlanılacak vergiye uyumlu mükellef indirim tutarı 1.500.000 TL olup, bu rakamın %1’i olan yıllık 15.000 TL’ye kadar yapılacak ikmalen veya resen tarhiyatlar, vergiye uyumlu mükelleflerin yapacağı indirimlere engel olmayacaktır. Ayrıca, indirimden yararlanmak için ilk aşamada ilgili yıllar itibarıyla KESİNLEŞMİŞ tarhiyat olmaması kuralı getirildiği için, yapılan tarhiyatın indirimden yararlanıldıktan sonra kesinleşmesi durumunda yararlanılan indirimin mükelleften geri alınmasına ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmaktadır. Diğer taraftan, maddeyle mezkûr bentteki vergi indiriminden yararlanılabilmesi için beyana tabi vergi türleri itibarıyla kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması koşulunda da değişiklik yapılmakta, ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış ve kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması koşulu vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla sınırlandırılmaktadır. Dolayısıyla kesinleşmiş tarhiyat bulunmaması kuralı maddenin beşinci fıkrasında tanımlanan vergi beyannameleriyle sınırlanmakta olup ÖRNEĞİN Damga vergisi beyannamesi bu beyannameler arasında sayılmadığından damga vergisi beyannamesinin verilmemesi veya eksik beyanda bulunulması nedeniyle yapılıp kesinleşen tarhiyatlar tutarına bakılmaksızın indirim şartının ihlali sayılmayacaktır. Bu değişiklikler, 01 Ocak 2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken Yıllık Gelir ve Kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir. 2021 Yılı için verilecek yıllık GV ve KV beyannameleri için bu hüküm uygulanacak ( 7338 SK Md.10)


Kaynak: ismmmo,Resmi Gazete, 7338 Sayılı Kanun
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/5lik-kurumlar-vergisi-indirimi-alan-mukellefe-vergi-dairesi-tarafindan-ceza-duzenlenirse-gecmiste-donemlerde-yararlandigi-indirim-kalkar-mi/feed/ 0
İnşaat ihale işlerinde asıl işveren yüklenici firma sahibi kendisini alt işverenin sigorta dosyasında SGK’lı gösterebilir mi? https://www.muhasebenews.com/insaat-ihale-islerinde-asil-isveren-yuklenici-firma-sahibi-kendisini-alt-isverenin-sigorta-dosyasinda-sgkli-gosterebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/insaat-ihale-islerinde-asil-isveren-yuklenici-firma-sahibi-kendisini-alt-isverenin-sigorta-dosyasinda-sgkli-gosterebilir-mi/#respond Mon, 20 Dec 2021 00:17:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111009 İnşaat ihale işlerinde asıl işveren yüklenici firma sahibi kendisini alt işverenin sigorta dosyasında SGK lı gösterebilir mi?

5510 sayılı yasanın 11. maddesi 8. Fıkrasında, Alt işveren, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla, Kurumdan alacağı özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan bildirir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 53.maddesi ile “4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.” Hükmünün olduğunu ve hüküm nedeni ile bazı istisnai hallerin dışında şirket ortaklarının 4/a sigortalısı olarak bildirilememektedir.

Bize ait sgk dosyasında bir alt işveren var. Alt işverenin de altında bir alt işveren dosyası daha yapılabiliyor mu?

Alt işveren dosyası çalışmanızın türüne göre altının altı olarak zincirleme devam edilebilmektedir. Önemli olan asıl işverenin bu alt dosyaları tahakkuk ödeme ve bildirim şeklinde dosyalamasıdır ilişiksizlik belgesi için bu bildirimlerin birlikte hesaplanması gerekmektedir.


Kaynak: ismmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/insaat-ihale-islerinde-asil-isveren-yuklenici-firma-sahibi-kendisini-alt-isverenin-sigorta-dosyasinda-sgkli-gosterebilir-mi/feed/ 0
Geçici il muhabirlerin satışı gelir vergisinden muaf mıdır? https://www.muhasebenews.com/gecici-il-muhabirlerin-satisi-gelir-vergisinden-muaf-midir/ https://www.muhasebenews.com/gecici-il-muhabirlerin-satisi-gelir-vergisinden-muaf-midir/#respond Sun, 19 Dec 2021 22:30:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118622 Anonim şirket ortakları hisse senedi bastırmayıp elindeki geçici ilmühabere dayanarak satmış oldukları hisseler için gelir vergisine tabi olur mu?

Geçici İlmühaberlerin elden çıkarılması durumunda, bundan doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmaktadır. 

Buna göre; geçici ilmühaberlerin edinme tarihinden itibaren ‘iki yıl içerisinde’ elden çıkarılması halinde, elde edilen kazanç, değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacaktır. Bu süreler geçtikten sonra (İki yıldan sonra) elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç ise tutarı ne olursa olsun hiçbir şekilde vergiye tabi tutulmayacaktır. 

Maliye Bakanlığı’nın 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği (23.03.2000 Tarih ve 23998 sayılı Resmi Gazete) ile yaptığı açıklamaya göre; geçici ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde; Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

232 SERİ NO’LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

Resmi Gazete Tarihi: 23/03/2000

Resmi Gazete No: 23998

1999-2002 yılları arasında hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazançların Vergilendirilmesi

Gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerini, 1.1.1999 _ 31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarmaları dolayısıyla elde ettikleri kazançların vergilendirilmesinde 4444 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 56 ncı maddede yer alan hükümler uygulanacaktır.

Sözkonusu maddede genel olarak değer artış kazançlarının diğer kazanç ve irat olarak vergiye tabi gelire dahil edileceği belirtilmiş ve ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde veya iktisaptan evvel elden çıkartılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca;

– İvazsız olarak iktisap edilen,

– İktisap tarihinden itibaren üç aydan fazla bir süreyle elde tutulan,

hisse senetlerinin, 1.1.1999_31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır.

Bir ivaz karşılığında iktisap edilen hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ise diğer kazanç ve irat olarak vergilendirilecektir.

Daha önce de belirtildiği üzere, bu düzenleme gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların vergilendirilmesine yöneliktir. Dolayısıyla, ticari işletmelere dahil hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançların ticari kazanç hükümlerine göre tespit ve beyanı gerekmektedir.

Diğer yandan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirilmesinde yıl içinde yapılan işlem sayısının birden fazla olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bununla birlikte ticari bir organizasyonu gerektirecek nitelikte alım-satım işlemlerinin yapılması halinde elde edilecek kazançların ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

2- Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin üç ay süreyle elde tutulduktan sonra satılması halinde doğan değer artış kazancının vergilendirilmeyecek olması hisse senedinin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılmaktadır. Bu nedenle, hisse senedi alım satımı yapanların vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebilmeleri açısından hisse senetlerinin iktisap tarihini izlemeleri gerekmektedir.

Genel olarak hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte gerçek kişi ortakların şirketin sermaye artırımına gitmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin ve aynı hisse senedinden değişik tarihlerde alım yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesi farklılık göstermektedir.

2.1- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır.

Örnek: Bay (A)3.2.1999 tarihinde (B) A.Ş.’nin hisse senetlerinden 1.000 adet satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak üzere sermayesini % 50 oranında artırmıştır. Bu işlem sonucunda Bay (A) 500 adet hisse senedi almıştır. Sözkonusu 500 adet hisse senedinin iktisap tarihi olarak 3.2.1999 tarihi esas alınacaktır.

Şirketler tarafından sermaye artırımına gidildiği durumlarda, ortaklar rüçhan haklarını kullanmak suretiyle artırılan sermayeyi temsil eden hisse senetlerini almaktadırlar. Hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de iktisap tarihi olarak sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır. Ortakların rüçhan haklarını sınırlamak suretiyle sermaye artırımını temsil eden hisse senetlerinin satılması durumunda ise yeni bir alım işleminin gerçekleştiği kabul edilecektir.

2.2- Aynı Hisse Senedinden Yıl İçinde Birden Fazla Alım Yapılması Halinde Satılan Hisse Senedinin İktisap Tarihinin Belirlenmesi

Belirli bir şirketin hisse senedinden değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra, alınan hisse senetlerinin bir kısmının elden çıkarılması halinde mükellefler elden çıkarılan hisse senetlerinin hangi işlem ile alındığı konusunda serbestçe karar verebilecektir. 

3- Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazancın Tespiti

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde uygulanacak hükümlere Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesinin safi değer artışını düzenleyen (F) bölümünde yer verilmiştir.

Buna göre, genel olarak değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacaktır.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde aşağıda belirtilen hususların dikkate alınması gerekmektedir.

3.1- Değer Artış Kazancının Tespitinde Esas Alınacak Maliyet Bedeli

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazancın tespitinde, satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin düşülmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı olarak tanımlanmıştır.

3.2- İktisap Bedelinin Tevsik Edilememesi

Hisse senetlerinin iktisap bedelinin tevsik edilememesi halinde, iktisap tarihindeki rayiç bedel iktisap bedeli olarak kabul edilecektir.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 266 ncı maddesi uyarınca rayiç bedel, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değeri olarak tanımlanmıştır.

3.3- Hisse Senetlerinin Maliyet Bedelinin Endekslenmesi

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca hisse senetlerinin maliyet (iktisap) bedeli, hisse senedinin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Dolayısıyla, kazancın tespitinde satış bedelinden maliyet bedelinin endekslenmesi sonucu bulunan tutarın düşülmesi gerekmektedir.

Örnek: Bay (A) 5.7.1999 tarihinde (B) A.Ş hisse senetlerinden 10.000 adet satın almıştır. Hisse senetlerinin birim maliyet bedeli 5.000 TL’dır. Bay (A) sözkonusu hisse senetlerini 29.9.1999 tarihinde satmıştır. 

Bu durumda elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedeli 7 ve 8 inci aylardaki toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Sekizinci ay sonu itibariyle toptan eşya fiyat endeksi 1.606,8 altıncı ay sonu itibariyle 1.496,5 tir. Buna göre elden çıkarılan hisse senetlerinin endekslenmiş maliyet bedeli [(1606,8 x 5.000)/1.496,5=) 5.368,5 TL olarak dikkate alınacaktır. (Maliyetin endekslenmesi uygulamasında kullanılabilecek toptan eşya fiyat endeksi aşağıda yer almaktadır.)

DİE Toptan Eşya Fiyat Endeksi (1994=100) (Aylık)

Dönem Endeks
Eylül 1998 1.101,2
Ekim 1998 1.146,8
Kasım 1998 1.185,7
Aralık 1998 1.215,1
Ocak 1999 1.258,6
Şubat 1999 1.301,0
Mart 1999 1.352,9
Nisan 1999 1.424,4
Mayıs 1999 1.469,9
Haziran 1999 1.496,5
Temmuz 1999 1.556,0
Ağustos 1999 1.606,8
Eylül 1999 1.700,8
Ekim 1999 1.780,1
Kasım 1999 1.852,7
Aralık 1999 1.979,5

Bununla birlikte, hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde kazancın, yıl içinde elde edilen toplam gelirden, Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilmesine de imkan tanınmıştır. Kazancın tespitinde bu yöntemin kullanılmasının tercih edilmesi halinde ayrıca iktisap bedeli için endeksleme yapılmayacaktır. Konuya ilişkin açıklama Tebliğin 3.7 bölümünde yer almaktadır.

3.4- 1.1.1999 Tarihinden Önce İktisap Edilen ve Menkul Kıymetler Borsasında İşlem Gören Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca, 1.1.1999 tarihinden önce iktisap edilen ve menkul kıymetler borsasında işlem gören hisse senetlerinin, 1.1.1999 tarihinden sonra elden çıkarılması halinde bunların maliyet bedeli olarak, 1998 yılının son işlem gününde borsada oluşan ortalama fiyatı esas alınabilecektir. Bu durumda iktisap tarihi ile 31.12.1998 tarihi arasında geçen süre için endeksleme yapılması mümkün olmayacaktır.

3.5- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Şirketlerin sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunmaları halinde, bu işlem sonrasında gerek önceden sahip olunan gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilecektir.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde 1.000 adet (B) A.Ş.’nin hisse senedini toplam 45.000.000 TL bedel ödemek suretiyle satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak suretiyle %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A) ‘ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir.

Bu durumda Bay (A)’nın sermaye artırımı sonrasında sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli ödenen 45.000.000 TL bedelin toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle (45.000.000:1.500=) 30.000 TL olarak belirlenecektir.

Kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu işlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde nominal bedeli 1.000 TL olan (B) A.Ş. hisse senetlerinden 15.000.0000 TL bedel ödemek suretiyle 1.000 adet almıştır. (B) A.Ş. 19.2.1999 tarihinde tamamı kar yedeklerinden karşılanmak üzere %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A)’ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir. 

Sermaye artırımından sonra Bay (A)’nın sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli, 1.000 adet hisse senedi alımında ödenen 15.000.000 TL ile sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin itibari değerinin [(500×1000=)500.000 TL] toplamının toplam hisse senedi sayısına [(1.000+500)=1.500] bölünmesi suretiyle [(15.000.000+500.000)/ 1.500=] 10.333 TL olarak belirlenecektir.

Şirketler tarafından nakit olarak sermaye artırımına gidildiği durumlarda, hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetleri için ödenen bedelin toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

3.6-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Zararların Mahsubu

Hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde elden çıkarılması ve bu işlem sonucunda bir zarar doğması halinde, bu zarar aynı takvim yılı içerisinde elden çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen kazançlardan mahsup edilebilecektir.

Doğan zararın, diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlara mahsup edilemeyen kısmının, Gelir Vergisi Kanununun 88 inci maddesi hükmü uyarınca diğer faaliyet veya işlemlerden elde edilen kazançlara mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Tebliğin birinci bölümünde açıklandığı üzere, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır. Dolayısıyla, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan zararların diğer kazançlara mahsubu mümkün bulunmamaktadır.

3.7-İndirim Oranı Uygulanmak Suretiyle Kazancın Tespiti

Daha öncede belirtildiği üzere, menkul kıymetlerin elden çıkarılması halinde kazanç, yıl içinde elde edilen toplam gelirden Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilecektir. Bilindiği üzere 1999 takvim yılı için indirim oranı %45,9 olarak hesaplanarak açıklanmıştır.

Elde edilen kazancın indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmını düşmek suretiyle belirlemeyi tercih edenler, menkul kıymetlerin iktisap bedelinin endekslenmesi uygulamasından yararlanamayacaklardır.

Elden çıkarılan hisse senetlerinin bir kısmından kazanç elde edilmesi, diğer bir kısmından ise zarar edilmesi halinde, öncelikle kazanç tutarından zarar tutarı mahsup edilerek toplam gelir bulunacak bu tutara indirim oranı uygulanacaktır.

3.8-Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak Giderler

Hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde doğan kazancın tespitinde satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin yanı sıra elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcı tarafından yüklenilen giderler de indirim konusu yapılabilecektir.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazancın tespitinde, kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

4- Beyan Edilecek Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü ile menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının 3.500.000.000 TL tutarındaki kısmı vergiden istisna edilmiştir.

Dolayısıyla hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan ve Tebliğin üçüncü bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde belirlenen kazançtan (varsa diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlar dahil) 3.500.000.000 liralık istisna düşülecek ve kalan tutar beyan edilecektir.

5- Geçici İlmühaberler

Bilindiği üzere geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir.

Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Buna göre, ilmühaberlerin; iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacak, iktisap tarihinden itibaren üç aylık sürenin geçmesinden sonra elden çıkarılması halinde ise elde edilen kazanç gelir vergisine tabi olmayacaktır. Ayrıca, ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarih dikkate alınacaktır.

Tebliğ olunur. 


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gecici-il-muhabirlerin-satisi-gelir-vergisinden-muaf-midir/feed/ 0
Aile mahkemesince hükmedilen nafaka ve tazminata ilişkin ilama dayanılarak yapılan icra takibi kapsamında verilen avukatlık hizmetine uygulanacka KDV oranı nedir?  https://www.muhasebenews.com/aile-mahkemesince-hukmedilen-nafaka-ve-tazminata-iliskin-ilama-dayanilarak-yapilan-icra-takibi-kapsaminda-verilen-avukatlik-hizmetine-uygulanacka-kdv-orani-nedir/ https://www.muhasebenews.com/aile-mahkemesince-hukmedilen-nafaka-ve-tazminata-iliskin-ilama-dayanilarak-yapilan-icra-takibi-kapsaminda-verilen-avukatlik-hizmetine-uygulanacka-kdv-orani-nedir/#respond Thu, 10 Sep 2020 08:45:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=92353 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Zonguldak Vergi Dairesi Başkanlığı

KDV-ÖTV Müdürlüğü

   

 

Sayı : 55054586-130-E.41573 12.08.2020
Konu : Avukatlık Hizmetlerine Uygulanacak KDV Oranı Hakkında  

 

İlgi : 26/02/2020 tarihli ve 18722 kayıt sayılı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, bir boşanma davası sonucunda davacı lehine aile mahkemesince hükmedilen nafaka ve tazminatın, davalı tarafından ödenmemesi nedeni ile yapılan icra takibi kapsamında verdiğiniz avukatlık hizmetine uygulanacak katma değer vergisi (KDV) oranı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır. 

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesi ile Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır. 

Mal ve hizmetlere uygulanan KDV oranları ise, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, maddede yer alan sınırlar dahilinde, 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişmeden önce Bakanlar Kurulu, değişiklik sonrasında ise Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir. 

Bu kapsamda KDV oranları, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, sözü edilen listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler içinse %18 olarak belirlenmiştir. 

1/10/2019 tarihli ve 1594 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile söz konusu BKK eki (II) sayılı listenin (B) bölümüne 32 nci sıra eklenmiş olup, bu sıra gereğince; “Aile mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve çocuk mahkemelerinin görev alanına giren davalar ve işler, vesayet davaları ve işleri; bu davalara bağlı kanun yolları; iş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak arabuluculuk ile bunlara bağlı ilamlı icra takipleri kapsamında verilen avukatlık hizmetleri”ne 2/10/2019 tarihinden itibaren %8 oranında KDV uygulanması kararlaştırılmıştır. 

Bu çerçevede; 

– Aile mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve çocuk mahkemelerinin görev alanına giren davalar ve işler,

 – Vesayet davaları ve işleri,

– Yukarıda sayılan davalara ilişkin kanun yolları,

– İş uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk,

– Yukarıdaki maddelere ilişkin ilamlı icra takipleri

kapsamında verilen avukatlık hizmetleri %8 oranında, yukarıda sayılanlar dışındaki avukatlık hizmetleri ise genel oranda (%18) KDV’ye tabidir.

Buna göre, aile mahkemesince hükmedilen nafaka ve tazminata ilişkin ilama dayanılarak yapılan icra takibi kapsamında verdiğiniz avukatlık hizmetine %8 oranında KDV uygulanması gerekmektedir.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/aile-mahkemesince-hukmedilen-nafaka-ve-tazminata-iliskin-ilama-dayanilarak-yapilan-icra-takibi-kapsaminda-verilen-avukatlik-hizmetine-uygulanacka-kdv-orani-nedir/feed/ 0