Hukukunda – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 05 Apr 2019 09:09:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Sermaye Piyasası Hukukunda Manipülasyon Suçu https://www.muhasebenews.com/sermaye-piyasasi-hukukunda-manipulasyon-sucu/ https://www.muhasebenews.com/sermaye-piyasasi-hukukunda-manipulasyon-sucu/#respond Fri, 05 Apr 2019 10:45:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=53659 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SerPK) ile hüküm altına alınan manipülasyon suçu, anılan kanunun 2012 yılında yürürlüğe girmesi ile yürürlükten kaldırılan 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda da “piyasa dolandırıcılığı” olarak düzenlenmişti.

Fransız kökenli bir kavram olan manipülasyon, sözlükte; “1. Yönlendirme. 2. Seçme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri değiştirme. 3. Varlıkları yapıcı, açıklayıcı ve yararlı bir biçimde kullanma işi.” anlamlarına gelmektedir. Türkçede manipülasyon yerine kullanımı bakımından önerilen kavram “yönlendirme”dir. Fakat bu öneri hukuki açıdan yetersiz kalmaktadır. Zira önerilen kavram manipülasyonun yanıltmaya dayalı negatif mahiyetini belirtmede yetersiz kalmaktadır.

Manipülasyon kavramını bütünüyle karşılayabilecek işlevsel bir tanım üzerinde evrensel boyutta mutabık kalınmış değildir. Bu sebeple inceleme konusu suç, bu makalede manipülasyon kavramının ulusal ve uluslararası doktrin ve içtihatta ağırlık olarak kabul gören uygulamaları çerçevesinde irdelenecektir.

Sermaye piyasası çerçevesinde düşünüldüğünde “Sermaye piyasası araçlarının fiyatını etkilemeye yönelen, gerçek piyasa şartlarına uymayan tüm davranış şekilleri, yapay fiyat oluşumuna sebep olan tüm uygulamalardır.” şeklinde bir tanım örnek olarak verilebilecektir.

Manipülasyon suçu ile korunan hukuki değer “sermaye piyasalarının işlevselliği”, “malvarlığı değerleri” ve “tasarruf özgürlüğü” olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sermaye piyasası, yatırımcıların ve/veya fon sahiplerinin kazanç beklentisi içerisinde bulunarak menkul kıymetler veya sair finansal araçları değerlendirmesi olarak tanımlanabilir. Sermaye piyasası kavramını fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalar şeklinde kısaca ifade etmek de mümkündür. Fona ihtiyaç duyan kişilerin finansman sağlamak adına kullandıkları sermaye piyasasının 5 temel unsurdan oluştuğu kabul edilir.

-Fon Arz Edenler (Yatırımcılar)
-Fon Talep Edenler (İhraççılar)
-Fon Arz ve Talep Araçları (Sermaye Piyasası Araçları)
-Fon Arz ve Talebinin Karşılaşmasına Yardım Eden Kuruluşlar (Sermaye Piyasası Kurumları)
-Fon Arz ve Talebinin Karşılaştığı Piyasalar(Sermaye Piyasaları)
Piyasalardaki fiyat oluşum mekanizmalarının işleyişi son derece önemlidir zira yatırımcılar arasındaki fırsat eşitliği bozulmamalı, kişi ve kurumlara güvenli değerleme ölçütleri çerçevesinde işlem yapabilme imkânı sunulmalıdır. Bu sebeple kanun koyucunun yaptırım altına aldığı manipülasyon suçu piyasalardaki işleyiş için önemli bir yer işgal eder hale gelmiştir.

Manipülasyon Türleri
İşleme Dayalı Manipülasyon

SerPK’nun 107. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca; “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar…”

Görüldüğü gibi işlem bazlı manipülasyon ilgili kanunun 107/1 maddesinde düzenlenmiştir. Seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenen işlem bazlı manipülasyonun, manipülasyon türleri arasında karşılaştırma yapıldığında piyasalar için daha fazla tehlike teşkil ettiği söylenebilecektir. Zira tespiti ve tespiti halinde dahi ilgili suçla mücadele edilmesi açısından zorluklar yaratan bir yapıya sahiptir. Kanun maddesinde sayılan alternatif hareketler incelendiğinde ilgili suçun ihmali hareketle gerçekleştirilemeyeceği çıkarımı rahatlıkla yapılabilecektir. Hal böyleyken icrai hareketle işlenebilen işbu suçta kast kural olup taksir istisnadır.

Yanıltıcı işlem yaratarak başkalarını işlem yapmaya ikna etmek, yapay piyasa oluşturmak gibi işlemlerle bu suç icra edilebilir. Bir piyasanın yükseleceği izlenimi yaratarak fiyatların yükseleceği bir ortam hazırlamak; fiyatların düşüşe geçmesi adına işlem gerçekleştirerek düşük fiyatlar ile hisse senedi toplamak, hisse senedinin gerçek değerine ulaşmasını sağlayan işlemlerle fiyatı belirli bir standarda sabitlemek işleme dayalı manipülasyonla işlem yapanlar için başlıca yollardır.

Yapay piyasa oluşturmak gayesi ile icra edilebilecek işlemler İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yönetmeliği’nin 24. Maddesinde aşağıdaki gibi sayılmıştır;

“a) Bir sermaye piyasası aracında gerçeğe uygun olmayan ve görüntüde aktif bir piyasa izlenimi yaratmak maksadıyla;

1) Sermaye piyasası aracının sahipliğinde gerçek anlamda değişim yaratmayan bir dizi alım satım yapmak,
2) Fiyat, miktar ve değer bakımından piyasayı yanlış yönlendirecek mahiyette Borsa emri vermek,

b) Bir sermaye piyasası aracında tek başına veya başkaları ile birlikte, diğer üyeleri o sermaye piyasası aracını alıp satmaya yöneltmek maksadıyla bir dizi işlemle;

1) Sermaye piyasası aracı için görünürde aktif bir piyasa olduğu izlenimi yaratmak,
2) Sermaye piyasası aracının fiyatında veya değerinde yapay olarak artış veya düşüşe neden olmak,

c) Bir sermaye piyasası aracının fiyatının veya değerinin artması veya azalmasına neden olacak aktif bir piyasanın olduğu veya olacağı şeklinde gerçek dışı bilgi dolaştırarak veya yayarak o sermaye piyasası aracının alım veya satımını teşvik etmek,
ç) Bir sermaye piyasası aracı ile ilgili olarak, diğer sermaye piyasası araçlarının alım veya satımını teşvik etmek maksadıyla, bilerek gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgi yaymak,
d) Piyasayı yanıltmak maksadıyla bir sermaye piyasası aracında fiyatı veya değeri desteklemek, sabitlemek veya stabilize etmek üzere, dolaylı veya dolaysız olarak, tek başına veya bir ya da daha fazla kişi ile anlaşarak bir dizi alım satım yapmak,
e) Piyasayı yanıltmak maksadıyla, yanıltıcı veya yanlış izlenim uyandıracak, gerçeğe aykırı sözlü veya yazılı beyanda, fiil ve davranışlarda bulunmak.”

Bilgiye Dayalı Manipülasyon

SerPK’nun 107. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca; “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.”

Bilgiye dayalı manipülasyon, görüldüğü gibi anılan kanunun 107/2. Maddesinde hüküm altına almış olup madde metninde geçen “bilgi” kavramı “finansal bilgi” olarak düşülmelidir. Bilgiye dayalı manipülasyon ile hareket edenler, yatırımcıların şirketler hakkında doğru bilgi elde etmesine engel olarak fonların yanlış yatırımlara yönelmesine sebep olmaktadırlar.

Bilgiye dayalı manipülasyon türü de seçimlik hareketli bir suç olarak karşımıza çıkmakta olup suçun oluşması için suçtan menfaat temin edilmiş olması gerekmektedir. Halbuki işleme dayalı manipülasyon suçu tehlike suçu olarak düzenlenmiştir ve suçun oluşumu için menfaat elde edilmesi şartı aranmamaktadır.

Şirketlerin vasat yönetim yapıları, şirketlerdeki iç denetim mekanizmalarının zayıflığı, yöneticilerin şahsi çıkarları, muhasebe kayıtlarındaki sıkıntılar finansal bilgi manipülasyonunun nedenleri olarak örneklendirilebilmektedir.

Şirketlerin istikrarlı bir mali yapıya sahip olduğu izlenimi yaratmak için hisse senedi fiyatları değiştirilir. Bu, karın yüksek ya da zararın düşük gösterilmesi gayesi ile başvurulan bir işlemdir. Örnek olarak verilen ve temel amacı oluşturan bu işlem gibi sair amaç ve yollarla bilgi manipülasyonuna başvurmak mümkündür.

İşleme Dayalı Manipülasyon için Muhakeme Şartı

SerPK’nun 115. Maddesinde kanunda düzenlenen suç tipleri açısından “muhakeme şartı” mahiyetinde olan bir başvuru usulü düzenlenmiştir. Bu kapsamda işleme dayalı manipülasyon suçunun soruşturması ve kovuşturmasının resen yapılması söz konusu değildir. Zira söz konusu başvuru Sermaye Piyasası Kurulu tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı olarak yapılmalıdır.

Bu düzenleme ile sermaye piyasalarını korumak amaçlanmaktadır. Ayrıca ilgili düzenlemeye göre başvuru üzerine iddianame düzenlenmesi sonucunda işbu durum Kurul’a tebliğ edilecek ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun konu ile ilgili usulünü izlemeye gerek kalmaksızın Kurul, katılan sıfatını kendiliğinden kazanmış olacaktır.

Manipülasyon Sayılmayan Eylemler

İhraç edilen sermaye piyasası araçlarının geri alınması, spekülasyon, fiyat istikrar işlemleri, açığa satış, repo ve ters repo eylemleri yasal olarak kabul görmektedir ve yaptırım altına alınmamıştır.

Spekülasyon: Fiyatında yükselme beklenen değeri satın alarak ya da fiyatında düşme beklenen değeri satarak kar elde etme işlemidir. Risk işlemi gerçekleştirenin üzerinde kalır ve bir suç olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

Fiyat istikrar işlemleri: Piyasada oluşabilecek olumsuz etkilerin fiyata yansımasını engelleyen etkinliklerdir.

Açığa satış: Sahip olunmayan sermaye piyasası araçlarının satılması ya da satışa ilişkin emrin verilmesidir.

Repo: Menkul kıymetlerin geri alma taahhüdü ile satımıdır.

Ters repo: Menkul kıymetlerin geri satma taahhüdü ile alınmasıdır.

Yaptırım

Manipülasyon suçu için yaptırım olarak hürriyeti bağlayıcı ceza ve adli para cezası öngörülmüştür. Buna göre uygulanacak yaptırım; iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezasıdır. Suçun bir tüzel kişi yararına işlenmiş olması halinde ilgili tüzel kişi hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı da düzenleme altına alınmıştır.

Etkin Pişmanlık

Yalnızca işleme dayalı manipülasyon türü için başvurulabilecek olan bu imkan SerPK’nun 107. Maddesinin 3. Fıkrası ile hüküm altına alınmıştır. İlgili fıkra uyarınca “…suçu işleyen kişi pişmanlık göstererek, beş yüz bin Türk Lirasından az olmamak üzere, elde ettiği veya elde edilmesine sebep olduğu menfaatin iki katı miktarı kadar parayı, Hazineye; Henüz soruşturma başlamadan önce ödediği takdirde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Soruşturma evresinde ödediği takdirde, verilecek ceza yarısı oranında indirilir. Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir.”

Sonuç

Sanayi devriminden sonra ekonominin hızlı ve kontrolsüz gelişimi ekonomik suç kavramını önemli hale getirmiştir. Haliyle ulusal ve uluslararası kapsamda ilgili suçlarla mücadele de kaçınılmaz hale gelmiştir.

Manipülasyon ile piyasalara müdahale edilmesi ile piyasa fiyatı yanlış noktada oluşmakta arz ve talebe dayalı fiyat kavramı özünü yitirmektedir. Piyasada güven ortamının yerleşmesine engel oluşturan bu durumla mücadelede cezai veya idari yaptırımların yetersiz kalacağı aşikâr gözükmektedir.

Manipülasyon içerikli işlemlerin yasal işlem görüntüsü, piyasaların kötü niyetli kullanımına oldukça müsait bir yapıdadır. Ayrıca internet ortamında çeşitli platformlarda hızlı, kontrolsüz ve kirli bilgi dolaşımı inceleme konusu suçun giderek artma potansiyelini bünyesinde barındırmaktadır.

Hukuk düzeni ve ekonomik düzen açısından bu denli önem ifade eden bir konuda daha detaylı düzenlemelere başvurmak, tanımlarda açıklık sağlamaya çalışarak manipülatif eylemlerin sınırlarını çizmeye çabalamak yapılacak ilk mücadele girişimi olarak gözükmektedir.

Detaylı Bilgi İçin; Stajyer Avukat Öykü Yaman o.yaman@ozgunlaw.com
Kaynakça:
1. http://www.tdk.gov.tr , (ET:22.03.2019)
2. MANAVGAT Çağlar, Sermaye Piyasasında İşleme Dayalı Manipülasyon ve Özel Hukuk Bakımından Sonuçları, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 2008.
3. MEMİŞ Tekin, TURAN Gökçen, Sermaye Piyasası Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015.
4. ADIGÜZEL Burak, Sermaye Piyasası Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara, 2017.
5. DURSUN Selman, Sermaye Piyasasında Gerçeğe Aykırılıktan Doğan Suçlar, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2010.
6. EGE İlhan, EGE Önder, Sermaye Piyasasında Yatırımcıların Korunması, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2017.
7. Sermaye Piyasası Kurulu, Manipülasyon
8. YÜCE Aydın Alber, Sermaye Piyasasında Manipülasyon, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2012.
9. SAKİN Sinan, Sermaye Piyasasında Manipülasyon Suçu, Dergi Park Akademik, 2016.
10. YASİN Melikşah, Sermaye Piyasası Kurulu ve İşlemleri, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2002
SAYFA

 

 

 


Kaynak: ozgunlaw.com
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sermaye-piyasasi-hukukunda-manipulasyon-sucu/feed/ 0
Türk Vergi Hukukunda Sahte Veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleme Ve Kullanmanın Doğurduğu Sonuçlar https://www.muhasebenews.com/turk-vergi-hukukunda-sahte-veya-muhteviyati-itibariyle-yaniltici-belge-duzenleme-ve-kullanmanin-dogurdugu-sonuclar/ https://www.muhasebenews.com/turk-vergi-hukukunda-sahte-veya-muhteviyati-itibariyle-yaniltici-belge-duzenleme-ve-kullanmanin-dogurdugu-sonuclar/#respond Mon, 01 Apr 2019 09:15:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=53169 Türk Vergi Hukukunda Sahte Veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleme Ve Kullanmanın Doğurduğu Sonuçlar

Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesi ve kullanılmasının
amacı, kanunların mükelleflere yüklemiş olduğu vergi yükünü azaltarak ödeyecek vergi miktarını azaltmak, böylelikle kamu zararı oluşturmak ayrıca vergisel üstünlük sağlayarak mükellefler arasında haksız rekabet yaratmaktır.

Sahte belge, gerçekte olmayan, alınması ve verilmesi gerekmeyen bir belgenin fail tarafından ilk defa meydana getirilmesidir. Burada taklit biçiminde gerçekleştirilen bir sahtecilik söz konusudur. Yanıltıcı belge düzenlenmesi halinde ise fail, gerçekte alınması veya verilmesi gerekli bir belge olduğu halde, bu belgenin içeriğini gerçek hukuki durumu yansıtmayacak biçimde düzenlemektir. Yani yanıltıcı belge düzenlenmesi durumunda, cereyan etmiş gerçek bir muamele vardır. Fakat belge yanıltıcı olarak düzenlenmiştir. Belge, maddi olarak bozulmamış; buna, yanlış adres, yanlış isim, tarih, birim veya miktar gibi gerçeğe uymayan yanıltıcı bilgiler yazılmıştır.

VUK 359. madde metninde parantez içi hükümle, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı
belgenin ve sahte belgenin tanımları yapılmıştır. Buna göre “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” ; “gerçek bir muamele ya da duruma dayanmakla birlikte, bu mahiyet veya durumu, mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı bir şekilde yansıtan belgedir.” denmek suretiyle konuya açıklık getirilmiştir. Böylece “sahte belge” ile “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” arasındaki fark kanunun lafzı ile açıkça belirtilmiştir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ve kullanmanın Türk Vergi Hukuku yönünden doğurduğu sonuçlar aşağıda başlıklar altında incelenecektir.

Re’sen Vergi Tarhı
Vergi Usul Kanunun’da re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya ksımen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen
matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır şeklinde tanımlanmıştır. Vergi İdaresi tarafından re ’sen takdir yapılabilmesi için gerekli nedenler 213 sayılı VUK’un 30. maddesinde sayılmıştır.

Buna göre; vergi beyannamesi kanunî süresi geçtiği halde verilmemişse, vergi
beyannamesi kanuni veya ek süreler içinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgiler gösterilmemiş bulunursa, bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelenmesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmezse, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikalar, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkân vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmazsa, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunursa, bu Kanunun mükerrer 227 nci maddesi uyarınca 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalattırma mecburiyeti getirilen beyanname ve ekleri imzalattırılmazsa veya tasdik kapsamına alınan konularda yeminli malî müşavir tasdik raporu zamanında ibraz edilmezse, Vergi İdaresi tarafından re’sen vergi tarhı yapılabilecektir. Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesi ve kullanılması, noksanlık, usulsüzlük ve karışıklık yaratacağından re’sen vergi tarhiyatına neden olur.


Vergi Ziyaı Cezası
Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini yerine
getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk
ettirilememesi veya eksik tahakkuk ettirilmesidir. (VUK m.341) Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanan mükellefe vergi ziyaı cezasının uygulanması bakımından kast unsurunun olup olmadığının önemi olmasa da uygulanacak ceza miktarı yönünden bilip bilmeme olgusunun önemi büyüktür.

Maliye İdaresi’nin bu konu ile ilgili görüşünü yansıtması bakımından VUK 306
Sıra Nolu Genel Tebliğ önem arz etmektedir. Bu tebliğde, “Yapılan incelemelerde sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerin bilerek, isteyerek kullanılıp kullanılmadığının vergi incelemesine yetkili olanlarca değerlendirilmesi ve bu belgeleri bilerek kullandığı sonucuna varılan mükellefler için vergi suçu raporları düzenlenmesi, haklarında cuhuriyet savcılıklarına suç duyurularında bulunulması ile bu belgelerin kullanılması sonucu vergi ziyaına da sebebiyet verilmiş olması halinde 344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekmektedir.

Ancak, sahte veya muhteviyatı itiba riyle yanıltıcı belgelerin bilerek kullanılıp kullanılmadığının araştırılmasında bu belgeleri bilmeden kullandığı sonucuna varılan mükellefler adına vergi suçu raporları düzenlenmemesi ve haklarında cumhuriyet savcılıklarına suç duyurularında bulunulmaması icap etmektedir. Ayrıca, bu belgeleri kullanmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verilmiş olması halinde bu mükellefler adına
344 üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekmektedir.” denilmektedir. Vergi İdaresi, mükellefin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı faturayı bilerek kullandığına kanaat getirdiğinde 3 kat vergi ziyaı cezası uygulayacak, bilmeden kullandığına kanaat getirdiğinde bir kat vergi cezası uygulayacaktır.

Usulsüzlük Cezası
Sahte belge kullanan mükelleflerin, VUK’un 352. maddesinde belirtilen fiilleri işledikleri tespit edilmesi durumunda Usulsüzlük cezaları, 353. maddesinde belirtilen fiilleri işledikleri tespit edilmesi durumunda ise Özel Usulsüzlük cezalarının kesilmesi gerekmektedir. Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek ve kullanmak fiilleri kuşkusuz ki, vergi
incelemesine imkan vermeyecek derecede noksanlık, usulsüzlük ve karışıklık yaratmaktadır.

Bu durum VUK’un 352. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen birinci derecede usulsüzlük cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır. Aynı zamanda re’sen takdir nedeni de sayıldığından uygulanacak birinci derece usulsüzlük cezası 2 kat uygulanması
gerekecektir. Bu durumda sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanan bir mükellefe, işlediği tek fiil ile hem birinci derece usulsüzlük cezası hem de vergi ziyaı cezası uygulanması gerekecektir.

VUK 336. maddesinde “Cezayı istilzam eden tek bir fiil ile vergi ziyaı ve usulsüzlük birlikte işlenmiş olursa bunlara ait cezalardan sadece miktar itibariyle en ağırı kesilir.” şeklindeki
düzenleme ile en ağır tek bir cezanın uygulanacağı belirtilmiştir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma fiilleri aynı zamanda VUK’un 353. maddesinin 1 ve 2 fıkraları uyarınca özel usulsüzlük cezasını gerektiren fiillerdir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura düzenleyen ya da kullanan mükellef tarafından aynı zamanda vergi ziyaı da yaratıldığı takdirde üç kat vergi ziyaı cezası ile birlikte özel usulsüzlük cezası ile de karşı karşıya kalacaktır.

Uzlaşma Müessesi
Vergi Usul Kanunu’na göre uzlaşma iki şekilde sağlanabilmektedir. Bunlardan
birincisi, tarhiyat öncesi uzlaşma; ikincisi ise tarhiyat sonrası uzlaşmadır. Tarhiyat öncesi uzlaşmaya vergi incelemesine dayanılarak salınacak vergi ve kesilecek cezalar konusunda henüz vergi salınmadan ceza kesilmeden gidilmektedir. Tarhiyat sonrası uzlaşmaya ise
adına vergi salınan ve ceza kesilen mükellefler başvurabilmektedir.

Tarhiyat öncesi uzlaşma müessesi; vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını kapsamaktadır. Tarhiyat sonrası uzlaşma ise vergi ziyaı cezalarını kapsamaktadır. Ancak her iki uzlaşma için de kaçakçılık fiilleri ile neden olan vergi ziyaıları kapsam alanına girmemektedir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura düzenleme ve kullanma fiilini işleyen mükelleflere uzlaşma müessesine başvurma yolu
Vergi Usul Kanun’u tarafından yasaklanmıştır.

Kaçakçılık Suçu
Vergi suçlarından biri olan kaçakçılık suçu Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 359.
maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddede vergi kaçakçılığı suçunu oluşturan fiiller sayılmış ve ihlallerin ağırlıklarına göre değişik hapis cezaları öngörülmüştür.

VUK md. 359’da bu suçun tipleri; defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapmak, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açmak veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetmek ve defter, kayıt ve belgeleri tahrif etmek veya gizlemek veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek veya bu belgeleri kullanmak olarak düzenlenmiştir. Sahte belgeyi düzenlemek ve kullanmak fiili farklı kişilerce meydana getirildiğinde birbirinden ayrı suçların varlığı söz konusudur. Bu suçların işlenebilmesi vergi ziyaı sonucunun oluşmasına bağlı değildir. Sahte belge düzenleme veya kullanma eylemi gerçekleştiğinde suç işlenmiş sayılır.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin, E. 2010/2879, K. 2012/2403 sayılı Kararı “213 sayılı Kanun’un 359. maddesinde 4369 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle vergi kaçakçılığı suçlarında vergi ziyaının suç unsuru olmaktan çıkarıldığı, gerçek bir mal karşılığında düzenlenmesi gereken bir faturanın alıcı yerine bir başkası adına yasal şekline uygun olarak düzenlenmesiyle suçun tamamlanacağı…” ifadesiyle sahte belge düzenleme ve kullanmada vergi ziyaı aramayacağını belirtmiştir.

Vergi kaçakçılığı suçuyla, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ile kullanma fiilleri arasında yaptırım olarak bir fark öngörülmemiştir. Ancak, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme eyleminde ayrıca kast aramaya gerek olmadığı, kastın varlığının karine olduğu kabul edilmektedir. Çünkü kişi, ortada gerçek bir mal ve hizmet teslimi olup olmadığını veya içeriğinin farklı olduğunu bilmeden bu belgeyi düzenleyemeyecektir.

Detaylı Bilgi İçin;
Stajyer Avukat
Aslı Balkar
a.balkar@ozgunlaw.com

Kaynakça:
1. Ilıca, Vergi Hukukunda Sahte Fatura ve
Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge
2.Çavuş, Suç Genel Teorisi Işığında Vergi
Kaçakçılığı Suçları
3.Hızlı, s.121.
4. Korkusuz, Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenlenmesi ve Kullanılması Fiillerinin Önlenmesi, Yaklaşım Dergisi
5. Hekim, Vergi Kaçakçılığı Suçları, Yüksek
Lisans Tezi
6. Gelir İdaresi Başkanlığı, Re’sen ve İkmalen ve İdarece Yapılan Tarhiyatlarda Mükellefin Hakları ve Ödevleri
7. Arslaner, s.122
8. Parlar ve Demirel, s.355
9. Ürel, s.849
10. Akdeniz, Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleme ve Kullanma
Suçunda Manevi Unsur

 

 

 


Kaynak: Özgün Hukuk Bürosu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turk-vergi-hukukunda-sahte-veya-muhteviyati-itibariyle-yaniltici-belge-duzenleme-ve-kullanmanin-dogurdugu-sonuclar/feed/ 0