hesaplanmayacağı – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sun, 12 Dec 2021 08:31:17 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 İhracata aracılık eden Dış Ticaret Sermaye Şirketi adına düzenlenecek vade farkı faturasında KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı https://www.muhasebenews.com/ihracata-aracilik-eden-dis-ticaret-sermaye-sirketi-adina-duzenlenecek-vade-farki-faturasinda-kdv-hesaplanip-hesaplanmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/ihracata-aracilik-eden-dis-ticaret-sermaye-sirketi-adina-duzenlenecek-vade-farki-faturasinda-kdv-hesaplanip-hesaplanmayacagi/#respond Sun, 12 Dec 2021 08:18:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118808

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

64597866-130[20-2016]-30954

23.12.2019

Konu

:

İhracata aracılık eden Dış Ticaret Sermaye Şirketi adına düzenlenecek vade farkı faturasında KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; imalatçı-ihracatçı olarak ihracat işlemlerinizi bir dış ticaret sermaye şirketi aracılığıyla ve Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında yaptığınızı, ihracat bedellerinin yurt dışındaki ithalatçı firma tarafından aracı firmaya vadesinden sonra ödenmesi durumunda aracı şirket tarafından da Şirketinize vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle Şirketinizce ihracata aracılık eden aracı firmaya vade farkı faturası düzenlenmekte olduğu belirtilerek, oluşan vade farkları için, KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı ve tecil-terkin kapsamında işlem yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

3065 sayılı KDV Kanununun;

– 1/1 inci maddesinde, ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

– 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen verginin terkin olunacağı,

– 20/1 maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedelin olduğu,

– 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu

hüküm altına alınmıştır.

26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “II/A-8.8. İmalatçı Lehine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik” başlıklı bölümünde; “İhracatçıların yurtdışına teslim ettiği mal karşılığında aldıkları vergi iadesi, kur farkı ve kaynak kullanımı destekleme primleri üzerinden KDV hesaplanması söz konusu değildir.

İhracatçılar tarafından, ihraç kaydıyla mal aldıkları imalatçılara, malın satın alındığı dönemden ve ihracattan sonra reklamasyon, vergi iadesi, kur farkı, kaynak kullanımı destekleme primi, faiz vb. unsurların kısmen veya tamamen aktarılması 3065 sayılı Kanunun 20 nci maddesine göre ihraç kaydıyla teslim bedeline dahildir.

İhraç kaydıyla teslimlerde, teslim tarihinden sonra ortaya çıkan ve ihracatçılar tarafından imalatçılara yapılan ödemelerde, imalatçı tarafından ihracatçı adına ödeme tutarı üzerinden bir fatura düzenlenir ve bu faturada; ödemenin mahiyeti ayrı ayrı belirtilir, malın tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanır, bu KDV tutarının tahsil edilmediğine dair bir açıklama yazılır, ödemenin kaynağı olan ilk ihraç kaydıyla teslim faturasına ve ihracata ilişkin gümrük beyannamesine tarih ve numara belirtilmek suretiyle atıfta bulunulur.

İmalatçı, faturada gösterdiği KDV’yi, fatura tarihini içine alan döneme ait KDV beyannamesinde hem hesaplanan hem de indirilecek KDV olarak beyan eder. Hesaplanan KDV’nin beyanında, “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler” tablosunda malın tabi olduğu orana ilişkin satır kullanılır. İndirim beyanında ise “İndirimler” tablosunun “Bu Döneme Ait İndirilecek KDV” satırı kullanılır. İhracatçı ise ihraç kaydıyla teslimde olduğu gibi, bu faturada belirtilen ancak imalatçıya ödenmeyen KDV’yi indirim konusu yapamayacağından KDV beyannamesine dahil etmez.” denilmektedir.

Aynı Tebliğin “III/A-5.2. Vade Farkları” başlıklı bölümünde ise; “3065 sayılı Kanunun (24/c) maddesine göre, teslim ve hizmet işlemlerine ait faturada ayrıca gösterilen vade farkları matraha dahil edilir ve işlemin tabi olduğu KDV oranı üzerinden vergilendirilir.

Öte yandan, vadeli işlemlerde bedelin zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan yeni vade farkları da vadeli satışa konu teslim ve hizmete ilişkin matrahın bir unsuru olduğundan, bu vade farklarının ayrıca fatura edilmesi ve vadeli satışa konu teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemlerin tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanarak, vade farkı faturasının düzenlendiği döneme ilişkin beyannamede beyan edilmesi gerekmektedir.”açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında Şirketiniz tarafından yapılan ihraç kayıtlı teslimlerle ilgili olarak yurt dışındaki firmanın mal bedellerini geç ödemesi sebebiyle lehinize oluşan vade farklarına ilişkin olarak ihracatçı firma adına ödeme tutarı üzerinden bir fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

Bununla birlikte, söz konusu faturada ödemenin mahiyetinin ayrı ayrı belirtilmesi, malın tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanması, ilk ihraç kaydıyla teslim faturasına ve ihracata ilişkin gümrük beyannamesine atıfta bulunarak KDV tutarının tahsil edilmediğini belirten bir şerhin konulması suretiyle fatura tarihini içine alan döneme ait KDV beyannamesinde hem hesaplanan hem de indirilecek KDV olarak beyan edilmesi gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihracata-aracilik-eden-dis-ticaret-sermaye-sirketi-adina-duzenlenecek-vade-farki-faturasinda-kdv-hesaplanip-hesaplanmayacagi/feed/ 0
Anlaşmalı boşanma kararı ile tarafına intikal eden gayrimenkulün satışında değer artışı kazancı hesaplanıp hesaplanmayacağı https://www.muhasebenews.com/anlasmali-bosanma-karari-ile-tarafina-intikal-eden-gayrimenkulun-satisinda-deger-artisi-kazanci-hesaplanip-hesaplanmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/anlasmali-bosanma-karari-ile-tarafina-intikal-eden-gayrimenkulun-satisinda-deger-artisi-kazanci-hesaplanip-hesaplanmayacagi/#respond Sat, 11 Dec 2021 03:12:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118716 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

46480499-120[2020/1732]-55351

08.06.2021

Konu

:

Anlaşmalı boşanma kararı ile tarafına intikal eden gayrimenkulün satışında değer artışı kazancı hesaplanıp hesaplanmayacağı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 2016 yılının Mayıs ayında banka kredisi kullanmak suretiyle eski eşiniz ile birlikte daire aldığınız, söz konusu dairenin tapuda eski eşiniz adına kayıtlı olduğu ancak eski eşinizin ev hanımı olması ve herhangi bir gelirinin bulunmaması nedeniyle kredi borcuna ait tüm ödemelerin tarafınızca yapıldığı, eşinizden ayrılmanız nedeniyle anlaşmalı boşanma protokolüne istinaden tapuda eski eşiniz adına tescilli olan dairenin 2019 yılının Aralık ayında adınıza sıfır bedelle tapu devrinin yapıldığı belirtilerek, bahse konu evin satılması durumunda değer artışı kazancı yönünden beyanname verilip verilmeyeceği ile beyanname verilmesi durumunda alış bedeli olarak hangi tutarın dikkate alınacağı hususlarında görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Değer Artışı Kazançları” başlıklı Mükerrer 80 inci maddesinde;

“Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.

6. İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tâbi çiftçilerin ziraî istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.).

Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.” hükmüne yer verilmiştir.

Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, (1.1.2019 tarihinden itibaren) 14.800 TL gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.

Aynı Kanunun “Safi Değer Artışı” başlıklı Mükerrer 81 inci maddesinde; “Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.

Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedel, kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilen işletmelerde ise son bilançoda veya envanter kayıtlarında gösterilen değer esas alınır. 

Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.”

hükümlerine yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunun Mükerrer 298 inci maddesinin (C) bendinde ise; “Vergi Kanunlarında yer alan “toptan eşya fiyatları genel endeksi” ibaresi “üretici fiyatları genel endeksi” ve “TEFE” ibaresi “ÜFE” olarak uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan; 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun Mülga Geçici 8 inci maddesinde, “Diğer mevzuatta Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığına yapılmış olan atıflar, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığına, … yapılmış sayılır.” hükmü yer almıştır.

Ayrıca; Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) resmi internet sitesinde 27.01.2014 tarihinde yapılan “Üretici Fiyat Endeksi” ile ilgili Kamuoyu Duyurusunda; “Toptan Eşya Fiyat Endeksi” (TEFE) ve “Üretici Fiyat Endeksi” (ÜFE) olarak kullanılan endekslerin yerine “Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi”nin (Yİ-ÜFE) kullanılacağı belirtilmiş bulunmaktadır.

Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde ise, “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesinde,

“Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.

Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; söz konusu gayrimenkul, anlaşmalı boşanmanın gerçekleştiği Balıkesir 2. Aile Mahkemesinin Esas No: …,  Karar No: … sayılı kararına esas teşkil eden anlaşma protokolüne istinaden tarafınıza devredildiğinden, yapılan bu devir ivazlı intikal sayılmakta olup, gayrimenkulün 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine istinaden anılan mahkeme kararı tarihinden itibaren beş yıllık süre içerisinde satılması halinde, satıştan elde edilecek kazancın ilgili yıl için belirlenen istisna tutarını aşan kısmı değer artışı kazancı olarak değerlendirilerek tarafınızca beyan edilecektir.

Öte yandan, her ne kadar devre konu gayrimenkulün tapuda sıfır bedelle tarafınıza satışının yapıldığı anlaşılsa da, söz konusu gayrimenkulün eşiniz adına kayıtlı olduğu dönemde bu gayrimenkule ait tüm kredi ödemelerinin tarafınızca yapıldığı belirtilmektedir. Bu bağlamda, tarafınıza devri yapılan söz konusu gayrimenkule ait devir tarihinden önce yapılan tüm ödemelerin (kredi ödemeleri dahil) tarafınızca yapıldığının tevsik edilmesi durumunda, yapılan bu ödemeler taşınmazın maliyetini oluşturacak olup, 2019 takvim yılının Aralık ayında tapuda devraldığınız gayrimenkulün iktisap bedeli, konutun elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Türkiye İstatistik Kurumunca belirlenen üretici fiyat endeksindeki artış oranının %10 veya üzerinde olması şartıyla endeksleme yapılmak suretiyle artırılarak tespit edilecektir.

Bununla birlikte, satışa konu olacak gayrimenkulün iktisabında kullanıldığının tevsiki şartıyla, kullanılan konut kredi faizlerine ilişkin ödemelerin, başkaca bir gelirinizden dolayı indirim konusu yapılmamış olması kaydıyla herhangi bir endeksleme yapılmaksızın konutun maliyet bedeline eklenebileceği tabiidir.

Ancak, devir tarihinden önceki ödemeler için tarafınızca tevsik edici belge ibraz edilememesi durumunda 193 sayılı Kanunun Mükerrer 81 inci maddesi hükmüne istinaden maliyet bedeli yerine, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedel alış bedeli olarak dikkate alınacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anlasmali-bosanma-karari-ile-tarafina-intikal-eden-gayrimenkulun-satisinda-deger-artisi-kazanci-hesaplanip-hesaplanmayacagi/feed/ 0
Dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarları için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ile KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı https://www.muhasebenews.com/dava-sonucu-gecikme-faizi-ile-birlikte-odenmesine-hukmolunan-faiz-tutarlari-icin-fatura-duzenlenip-duzenlenmeyecegi-ile-kdv-hesaplanip-hesaplanmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/dava-sonucu-gecikme-faizi-ile-birlikte-odenmesine-hukmolunan-faiz-tutarlari-icin-fatura-duzenlenip-duzenlenmeyecegi-ile-kdv-hesaplanip-hesaplanmayacagi/#respond Thu, 21 Jan 2021 14:16:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102111

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.12.17-316

25/07/2012

Konu

:

Dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarları için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği ile KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz ile BOTAŞ arasında doğalgaz alım sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme hükümlerinde yer alan ödeme vadelerini BOTAŞ’ın tek taraflı değiştirmesi nedeniyle şirketiniz adına 2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV’li gecikme faizi faturası düzenlendiği, söz konusu faturaların defterinize kaydedilmediği ve dava konusu edildiği, davanın şirketiniz aleyhine sonuçlandığı, şirketinizin doğalgaz alımından doğan borcunu geciktirmesi nedeniyle bahse konu yıllarda adı geçen firma tarafından düzenlenen faiz faturası (vade farkı) bedellerinin gecikme zammı ile birlikte BOTAŞ’a ödeneceğinden bahisle,

            – Düzenlendiği tarihlerde kayda alınmayarak dava konusu yapılan  (2006, 2007 ve 2010 tarihli)  söz konusu gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının davanın sonuçlandığı 2012 takvim yılı kayıtlarına alınıp alınmayacağı ve indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,

            – Mahkemenin gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verdiği yukarıda bahsi geçen gecikme faizi faturaları üzerinden ilaveten hesaplanacak gecikme faizi tutarları için BOTAŞ’ın 2012 mali yılı döneminde fatura düzenleyip düzenlemeyeceği, düzenlenmesi halinde söz konusu faturada KDV nin nasıl hesaplanacağı ile bu tutarın indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

             213 sayılı Vergi Usul Kanununun 219 uncu maddesinde, “Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

             a) muamelelerin iş hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

             b) kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bodro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez….”

             227 nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu; 229 uncu maddesinde, faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu; 232 nci maddesinde de birinci ve ikinci sınıf tüccarla kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutma mecburiyeti olan çiftçilerin sattıkları emtia ve yaptıkları işler için fatura vermek ve satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları,

            hükümleri yer almaktadır.

            Öte yandan, günlük hayatta mükelleflerin alış ve giderlerine ilişkin vesikaların kendi iradeleri dışındaki sebeplerle işletmeye kayıt süresi geçtikten sonra intikal etmesine rastlanılmakta olup, genel muhasebe ilkelerine uyulmak kaydıyla geç gelen vesikaların defterlere kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Buna göre,  BOTAŞ Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’ne dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarlarının fatura düzenlenmesi suretiyle belgelendirilmesi gerekmektedir.

            Öte yandan, 2006, 2007 ve 2010 yıllarına ilişkin aranan gecikme zammı ve buna ilişkin hesaplanan KDV  tutarları için düzenlenen ve açılan dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilen  fatura tutarları ile ilgili davanın 2012 yılında sonuçlandığı anlaşılmış olup, şirketinizce belirtilen yıllara ilişkin olarak düzenlenen ve aranızdaki ihtilaftan dolayı günümüze kadar kayıtlarınıza alınmayan fatura bedellerinin genel muhasebe ilkelerine uymak ve ilgili yıl gelir hesaplarıyla bağlantı kurulması suretiyle 2012 yılı  defterlerine kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Diğer taraftan, muamelelerin defterlere yukarıda yer alan süreler içerisinde kaydedilmemesi halinde Vergi Usul Kanununun 352/1-6 ncı maddesi uyarınca usulsüzlük cezasının kesileceği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

            KDV Kanununun “Vergi İndirimi” başlıklı 29/1 inci maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri; 29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği; 29/4 üncü maddesinde de Maliye ve Gümrük Bakanlığının vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

            Aynı Kanunun 34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinden ayrıca gösterilmek ve kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle indirilebileceği; 35 inci maddesinde ise malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi şartı ile vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellefin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzelteceği hükümleri yer almaktadır.

             Buna göre, şirketiniz adına düzenlenen (2006, 2007 ve 2010 tarihli) gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarları, söz konusu belgeler vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceğinden vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılından sonra kanuni defterlerinize kaydettiğiniz belgelere istinaden indirim hakkından yararlanmanız mümkün değildir.

            Ancak, Botaş Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.’ye dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarları için adı geçen şirket tarafından düzenlenecek faturalarda gösterilen KDV tutarı, Kanunun 29 ila 34 üncü maddesindeki hükümler çerçevesinde söz konusu belgelerin vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim aşılmamış olmak kaydıyla  kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecektir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dava-sonucu-gecikme-faizi-ile-birlikte-odenmesine-hukmolunan-faiz-tutarlari-icin-fatura-duzenlenip-duzenlenmeyecegi-ile-kdv-hesaplanip-hesaplanmayacagi/feed/ 0