hakediş ödemeleri – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 14 Jan 2023 07:49:27 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Hakediş (İstihkak) Nedir? https://www.muhasebenews.com/hakedis-istihkak-nedir/ https://www.muhasebenews.com/hakedis-istihkak-nedir/#respond Fri, 14 Jan 2022 07:46:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137161 Yıllara Sari İnşaat işlerinde taahhüde bağlı olarak sözleşmesi imzalanmış ve inşaası başlatılmış proje için, sözleşmede belirlenen aralıklarla, yapılan iş karşılığında inşaatı yaptıranın, inşaatın yüklenicisine ödediği bedellerdir.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hakedis-istihkak-nedir/feed/ 0
İnşaat sektörüne ve yabancı kaynak kullananlara vergi sürprizi https://www.muhasebenews.com/insaat-sektorune-ve-yabanci-kaynak-kullananlara-vergi-surprizi/ https://www.muhasebenews.com/insaat-sektorune-ve-yabanci-kaynak-kullananlara-vergi-surprizi/#respond Mon, 08 Feb 2021 00:00:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=103767

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


2021 yılına vergi gündemi olarak hızlı girdik. Artık Resmi Gazete’ye bakmaya korkar olduk desem yeridir. Zira her geçen gün yeni bir vergi artışıyla karşılaşmaktayız. Önce özel iletişim vergisinde, sonra elektrikli otomobillerdeki ÖTV oranlarında ciddi artışlar yapıldı. Toplumun genelini etkilemese de değerli konut vergisi ilk kez bu yıl uygulamaya girmekte. Yapılandırma başvuruları da beklenenin altında gerçekleşti. Ekonomide anlamlı bir düzelme olmazsa vergi artışları devam edecek gibi durmaktadır.

4 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 3491 ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararları ile yeni vergi artışları olmuştur. İlk Karar ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesinde düzenlenen ve “yıllara sari inşaat işi” olarak tanımladığımız birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işi yapanlara bu işler nedeniyle yapılan istihkak/hakediş ödemeleri üzerinden kesilen stopaj oranı %3’den %5’e çıkarıldı. Yeni oran 1 Mart 2021 tarihinden sonra yapılan ödemeler üzerinden uygulanmaya başlanacak.

Yıllara sari inşaat işlerinde uygulanan stopaj aslında bir ön vergilemedir. Çünkü yıllara sari işlerde kazanç aslında iş bittiğinde ortaya çıkmakta, dolayısıyla bu işlerden elde edilen kazanç üzerinden ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisi de işin bitiminde beyan edilip ödenmektedir. Ancak, yıllara sari inşaat işleri genellikle uzun yıllar sürdüğünden Devlet vergisini almak için işin bitmesini beklememekte, bir peşin vergi olarak her ödeme (hasılat) üzerinden stopajla vergisini almaktadır. Kesilen bu stopajlar da işin bitiminde beyan edilecek gelir/kurumlar vergisinden mahsup edilmekte, fazla stopaj ödenmişse iade alınmaktadır. Stopajın kâr değil, hakediş (hasılat) üzerinden yapıldığına takrar dikkat çekiyorum. Bu durumda, kurumlar vergisi oranının %20 olarak devam etmesi halinde, %3 stopaj oranı hasılat üzerinden %15 kârlılık oranına denk gelirken %5 stopaj oranı %25 kârlılığa denk gelmektedir. İnşaatçıların kârlılık oranı da bir gecede %10 artmadığına göre, artırılan stopaj işin bitiminde beyan edilecek vergiyi büyük ihtimalle aşacağından gelecekte iade alınacaktır. Devlet bu iadeyi faiz ödemeden yaptığından, inşaatçıların parasını faizsiz kullanmaktadır. İnşaatın uzaması halinde, inşaatçıların ödedikleri stopajla Devleti faizsiz fonladıkları süre de uzamaktadır. Bu nedenle, hakedişler üzerinden yapılan söz konusu stopaj inşaat firmaları açısından ciddi bir maliyet kalemidir. Bu nedenle, stopaj oranının %3’ten %5’e çıkarılması inşaat sektörü açısından ciddi bir maliyet artışına yol açacağı gibi, sektördeki firmaların nakit akışlarını da ciddi şekilde etkileyecektir. Bu düzenleme sonrasında insanın aklına iade çıkmaması için acaba kurumlar vergisi oranında bir artış mı olacak sorusu gelmiyor değil. Böyle bir durum, kurumlar vergisi oranının %30’a çıkarılması anlamına gelmektedir.

İkinci Kararla yapılan düzenleme ise yabancı kaynak kullanan şirketleri, ticari kazanç sahiplerini, hatta gerçek usulde vergilendirilen zırai kazanç sahiplerini (çiftçileri) yakından ilgilendirmektedir. Vergi mevzuatımızda bir zamanlar mevcut olan “finansman gider kısıtlaması” uygulaması, 2012 yılında yapılan bir yasal düzenleme ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesine yapılan eklemelerle farklı bir versiyonla yeniden mevzuatımıza sokulmuştur. Finansman gider kısıtlaması, mükelleflerin borçlanma şevklerini azaltmayı amaçlayan bir düzenleme olup borçlanma nedeniyle oluşan giderlerin bir kısmının matrahtan indirilmesinin önüne geçmektedir. Düzenleme 2012 yılında yapılmasına rağmen, aradan geçen bunca yıl boyunca uygulanmamıştır. Çünkü, uygulamanın başlayabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın (eskiden Bakanlar Kurulu’nun) matrahtan indirimin kabul edilmeyeceği oranı belirlemesi gerekmekteydi. Bugüne kadar da bu belirleme yapılmadığı için söz konusu yasa maddesi pratikte uygulanmamaktaydı. Kısmet bu günlereymiş!

Cumhurbaşkanı Kararı sonrasında, uygulanacak finansman gider kısıtlaması şu şekilde olacaktır. Ticari kazanç ve gerçek usulde vergilendirilen zırai kazanç sahibi gelir vergisi mükellefleri ile “kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri” dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’u ticari/zırai kazançtan ve kurum kazancından indirilemez. Uygulama 1 Ocak 2021’den itibaren geçerli olacak şekilde yürürlüğe girmiştir.

Düzenlemenin detaylarına indiğimizde kısıtlamanın her türlü şirketi kapsamadığını görmekteyiz. Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri bu düzenlemenin kapsamı dışındadır. Dolayısıyla, bu sayılan şirketler kendilerinin maruz kaldığı yabancı kaynak giderlerininin tamamını kurum kazancından indirebileceklerdir.

Düzenlemede geçen “yabancı kaynak” terimi bir muhasebe-finans terimi olup vergi kanunlarında tanımlanmış değildir. Bilançonun pasifinde özkaynak dışındaki bütün kalemler yabancı kaynaktır. Bu durumda, bu kalemlerin tamamının gider kısıtlamasında dikkate alınıp alınmayacağı konusunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Benim gider kısıtlaması uygulamasında dikkate alınması gereken yabancı kaynak için önerim finansman giderine yol açanların borçların (finans literatüründe İngilizcesi “interest bearing debt”) dikkate alınması olacaktır.

İkinci olarak, kullanılan yabancı kaynağın özkaynakları aşmayan tutarı düzenleme kapsamında değildir. Dolayısıyla, bilançoda özkaynak tutarı olarak gözüken tutara kadar olan yabancı kaynak nedeniyle oluşan giderlerin tamamının gider olarak indirilmesi mümkündür. Peki özkaynağa kadar olan borç tutarının karşılaştırılmasında yabancı kaynaklardan hangisi öncelikle esas alınacaktır. Finansman giderine yol açanlar mı yoksa açmayanlar mı önce dikkate alınacaktır? Ya da oranlama mı yapılacaktır?

Burada en fazla tartışma çıkaracak konu mal ve hizmet fiyatlarının içine yedirilmiş olan vade farklarının durumudur. Faturada mal bedelinden ayrı olarak gösterilmeyen (genelde uygulamada böyle bir ayırım fatura üzerinde yapılmamaktadır) vade farkları gider kısıtlamasına tabi olacak mıdır? Finansman gider kısıtlamasının bir zamanlar yürürlükteki eski versiyonunda, Maliye’nin fiyata yedirilen ve faturada ayrıca gösterilmeyen vade farkının “mal bedeli + vade farkı” olarak ayrıştırılması ve kısıtlamaya tabi tutulması yönündeki düzenlemesini Danıştay kabul etmemişti. Bu noktada ticari teamülleri veya enflasyonu aşan vade farklarının gider kısıtlamasına tabi tutulması düşünülebilir. Ancak vade konusunda ticari teamülün nasıl tespit edileceği ayrıca zor bir konudur. Döviz cinsinden ticari borçlardan ve alınan avanslardan kaynaklanan kur farklarının da kapsamda olması düzenlemeyi daha da sorunlu yapmaktadır. Kur yükselirken gider kısıtlaması nedeniyle vergi ödenirken, kur düştüğünde ne olacaktır? Kur yüksekken ödenen vergi kur düşünce mahsup/iade olacak mıdır?

Diğer bir konu, özkaynak kıyaslamasının hangi tarih itibariyle yapılacağıdır. Uygulama 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle başladığından, bu tarihteki özkaynak tutarının dikkate alınacağını tahmin ediyorum. Ancak, bu kıyaslamanın bütün yıl boyunca devam mı edeceği, yoksa belli tarihlerdeki özkaynak tutarının mı dikkate alınacağı konusu açık değildir. 3 ayda bir verilen geçici vergi beyannameleri için de finansman gider kısıtlamasının yapılacağı dikkate alındığında, her geçici vergi döneminde özkaynak karşılaştırması yapılacak mıdır? Yapılacaksa nasıl yapılacaktır? Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’nın bu belirsizlikleri ortadan kaldıran düzenlemeyi bir an önce yapması gerekmektedir.

Düzenleme uyarınca, özkaynağı aşan yabancı kaynağa isabet eden her türlü gider ve maliyet unsuru (faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı vb.) kısıtlamaya tabi olup bu giderlerin toplam tutarının %10’u kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilecektir. Bununla birlikte, yabancı kaynak bir varlık unsurunun elde edilmesine ilişkinse ve oluşan giderler de varlığın maliyetine eklenmişse gider kısıtlamasının dışındadır. Dolayısıyla bir maliyet düzeltmesi yapılmayacaktır. Vergi mevzuatımız, maddi duran varlıkların aktife girdikleri yılın sonuna kadar oluşan kur farkı ve finansman giderlerini varlığın maliyetine eklenmesini zorunlu kılarken, sonraki yıllarda oluşan bu giderlerin maliyete eklenmesi veya doğrudan giderleştirilmesi mümkündür. Benzer bir durum stoklar için de geçerlidir. Emtia, stoklara girinceye kadar oluşan kur farkı stok maliyetine eklenirken, sonrasında oluşan kur farkının maliyete eklenmesi veya doğrudan giderleştirilmesi konusunda mükellefler serbesttir. Finansman giderlerinin de stokların maliyetine eklenme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda, tanınan serbestlikten yararlanıp doğrudan giderleştirilen yabancı kaynak giderlerinin %10’u gider kısıtlamasına tabi olacaktır. Bu yeni durum, şirketlerin finansman giderlerini maliyete ekleme yolunu seçmelerine yol açabilecektir. Maliyete eklenen bu giderlerin amortisman yoluyla giderleştirilmesi yıllara yayılarak da olsa mümkün hale gelecektir. Böyle bir tercihin yapılması, vergi kanunlarına göre hazırlanan mali tablolar ile TMS/TFRS’ye göre hazırlanan finansal tablolar arasındaki farklılığı artıracaktır.

Diğer bir konu, düzenleme öncesinde oluşan yabancı kaynakların durumunun ne olacağıdır. Gider kısıtlaması geriye dönük olarak 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle başlatıldığından bu tarihten önce sağlanan yabancı kaynaklardan doğan giderler kısıtlamaya tabi olacak mıdır? Yoksa sadece bu tarihten sonra oluşan yabancı kaynaklar mı kısıtlama kapsamında olacaktır? Hukuki belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ilkeleri ikinci seçeneği gerektirir, lakin Maliye’nin kısıtlamayı nasıl yorumlayacağını zaman içinde göreceğiz.

Ayrıca, vergi mevzuatımızda yer alan örtülü sermaye müessesi ile finansman gider kısıtlamasının birlikte nasıl uygulanacağının da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Kurumlar Vergisi Kanunun’nun 11/b maddesi uyarınca örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilmemektedir. Aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca; kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır. Söz konusu maddede öz sermayenin, kurumun Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit edilmiş hesap dönemi başındaki öz sermayesini ifade edileceği belirtilmiştir. Finansal gider kısıtlaması ile birlikte örtülü sermaye müessesenin nasıl uygulanacağı da problemli diğer bir konu olarak ortaya çıkmakta ve ayrı bir açıklamayı gerektirmektedir.

Son olarak, düzenlemenin KDV’yi ilgilendiren yönü de bulunmaktadır. KDV Kanunu’nun 30/d maddesine göre Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirilmesi mümkün değildir. Bu durumda, kanunun lafzından yola çıkılırsa %10 finansman gider kısıtlamasına isabet eden KDV’nin de indirimi mümkün gözükmemektedir. Maliye aksi yönde bir düzenleme yapmazsa bir koyundan iki post çıkacaktır.

Yapılan düzenlemeleri genel olarak değerlendirecek olursam, her iki Kararın da işletmeler üzerinde olumsuz etkilerinin olacağını düşünüyorum. Herşeyden önce, pandeminin de etkisiyle inşaat sektörü dahil birçok sektör zor durumdadır. İşletmeler özkaynakları erimiş, nakit sıkıntısı içerisindedirler. Bugün borçlanmayan, özkaynaklarıyla ayakta kalan işletme sayısı çok azdır. Dolayısıyla, bu düzenlemelerin zamanlaması yanlış olmuştur. Kurumlar vergisi oranında doğrudan bir artış yapmak yerine, finansman gider kısıtlaması yoluyla dolaylı ve örtülü bir vergi artışı yapılmaktadır. Vergi gelirlerini artırmak için yapılan bu düzenlemelerin bu konjoktürde faydadan çok zararı olacağını düşünüyorum. Ayrıca, faiz oranları düşürülsün, bankalar kredileri artırsın, ekonomi canlansın çağrısını yüksek sesle yapanların bu sesi dinleyip borçlananları vergiyle cezalandırması ne kadar tutarlıdır?

Sözün özü: Borç, yiğidin vergili kamçısıdır.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

İletişime bindirim, kentsel dönüşüme indirim (01.02.2021)

Sorularla Değerli Konut Vergisi (28.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

]]>
https://www.muhasebenews.com/insaat-sektorune-ve-yabanci-kaynak-kullananlara-vergi-surprizi/feed/ 0
Yıllara Sari İnşaat Onarım İşinde Hakediş Ödemeleri Üzerinden Kesinti Yapılır mı? https://www.muhasebenews.com/yillara-sari-insaat-onarim-isinde-hakedis-odemeleri-uzerinden-kesinti-yapilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yillara-sari-insaat-onarim-isinde-hakedis-odemeleri-uzerinden-kesinti-yapilir-mi/#respond Tue, 03 Nov 2020 07:52:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17702 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Yıllara sâri inşaat ve onarım işinde işin başlangıç ve bitim tarihi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … ve… Bölgelerinde Yapılacak Olan Spor Salonu ve Yüzme Havuzu İnşaatı İşinin yüklenici olarak tarafınızca üstlenildiği, söz konusu işle ilgili sözleşmenin 11.10.2012 tarihinde düzenlendiği, 22.10.2012 tarihinde yer teslim tutanağı düzenlenerek fiili yer tesliminin de 03.01.2013 tarihinde düzenlenen işe başlama tutanağı ile yapıldığı, sözleşme gereği 300 gün içinde işin bitirileceği belirtilerek; söz konusu işin yıllara sâri iş kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve hakediş ödemeleri üzerinden kesinti yapılıp yapılmayacağı hususlarında görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasında vergi kesintisi yapmak zorunda olanlarca kurumlara avanslarda dâhil olmak üzere nakden veya hesaben yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacağı; aynı fıkranın (a) bendinde de Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemelerinden vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile de bahse konu vergi kesintisi oranı %3 olarak belirlenmiştir.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesinde; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkûr yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için;
-Faaliyet konusunun inşaat ve onarma işi olması,
-İnşaat ve onarma işinin birden fazla takvim yılına sirayet etmesi,
-İnşaat ve onarma işinin taahhüde bağlı olarak yapılması şartlarının bir arada aranılması gerekmektedir.

Madde kapsamına giren işlerde işin başlangıç tarihi olarak;
-Yapılan sözleşmede yapılacak işin yer teslim tarihi öngörülmüş ise, yer teslim edildiği tarih,
-Sözleşmede yer teslim tarihi belirtilmemiş ise sözleşmede belirtilen işin başlangıç tarihi,
-Sözleşmede bunların hiçbiri belirtilmemiş ise sözleşmenin imzalandığı tarih olarak kabul edilmesi gerekir.

Aynı Kanunun “İnşaat ve onarma işlerinde işin bitimi” başlıklı 44’üncü maddesinde, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği ve bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınacağı belirtilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde, … ve… Bölgelerinde Yapılacak Olan Spor Salonu ve Yüzme Havuzu İnşaatı İşine Ait Sözleşmenin 11.10.2012 tarihinde imzalandığı, sözleşmenin “İşe başlama ve bitirme tarihi” başlıklı 9’uncu maddesinde, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 (on) gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacağı, yüklenici ve idare yetkilisi/yetkilileri arasında düzenlenen yer teslim tutanağının imzalanmasıyla yer teslimin yapılmış olacağı, taahhüdün tümünü işyeri teslim tarihinden itibaren 300 gün içinde tamamlanarak geçici kabule hazır hale getirileceği belirtilmiş olup, söz konusu yer teslim tutanağı İhale Makamınca 22.10.2012 tarihinde onaylanmış ancak,  yine İhale Makamının 29.11.2012 tarihli oluruna istinaden, yapılacak olan söz konusu işin kazı çalışmalarının… Belediyesi Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılarak, bu işlerin tamamlanmasından sonra 03.01.2013 tarihli İşe Başlama Tutanağı ile şirketinizin fiilen işe başladığı anlaşılmıştır.

İnşaat sözleşmeleri her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme türü olması nedeniyle anılan sözleşmenin 9 uncu maddesinde hüküm altına alınan işe başlama süresinin tutanakla değiştirilmesi mümkün değildir.

Buna göre, 22.10.2012 tarihinde yapılan yer teslimi ile başladığının kabul edilmesi gereken taahhüt konusu işin, sözleşmeye göre 300 takvim günü içinde bitirileceğinin öngörülmesi nedeniyle, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi gereğince yıllara sâri inşaat ve onarma işi kapsamında değerlendirilmesi şirketinize yapılan hakediş ödemelerinden, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15/1-a maddesine göre tevkifat yapılması gerekmektedir.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
11 Nisan 2014 Tarih ve 38418978-120[42-13/15]-368

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yillara-sari-insaat-onarim-isinde-hakedis-odemeleri-uzerinden-kesinti-yapilir-mi/feed/ 0