hak sahipleri – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 24 May 2019 15:05:11 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Ölüm Geliri Nedir? https://www.muhasebenews.com/olum-geliri-nedir/ https://www.muhasebenews.com/olum-geliri-nedir/#respond Sat, 25 May 2019 12:00:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=13474 1- ÖLÜM GELİRİ NEDİR?
Ölüm geliri;
1.1- Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri almakta iken,
1.2- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu hayatını kaybetmesi sonucu
sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirdir.

2- ÖLEN SİGORTALININ HAK SAHİPLERİNE ÖLÜM GELİRİ BAĞLANMASI İÇİN HANGİ ŞARTLAR ARANMAZ?
Ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm geliri bağlanması için;
2.1- Sigortalılık süresi,
2.2- Yaş,
2.3- Prim ödeme gün sayısı,
gibi koşullar bulunmamaktadır.

Kişi sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı gün iş kazası veya meslek hastalığı sonucu hayatını kaybettiği takdirde bile, hak sahiplerine ölüm geliri bağlanmaktadır.

Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/olum-geliri-nedir/feed/ 0
Cenaze Ödeneği Nedir? Kimlere ve Ne Kadar Ödenir? https://www.muhasebenews.com/cenaze-odenegi-nedir-kimlere-ne-kadar-odenir/ https://www.muhasebenews.com/cenaze-odenegi-nedir-kimlere-ne-kadar-odenir/#respond Sun, 25 Nov 2018 07:30:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=13894 1- CENAZE ÖDENEĞİ NEDİR?
Cenaze ödeneği, Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından onaylanan tarife üzerinden ölen sigortalının ailesine bir defa yapılan yardımdır.

2- CENAZE ÖDENEĞİNDEN YARARLANMA ŞARTLARI NELERDİR?
Cenaze ödeneği;
2.1- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu,
2.2- Sürekli iş göremezlik geliri, malullük veya yaşlılık aylığı almakta iken,
2.3- Kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş iken,
ölen sigortalının hak sahiplerine verilir.

360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm primi bildirilmiş olanların hak sahiplerine cenaze ödeneği verilmesi için ölüm tarihinde sigortalı olma şartı aranmayacaktır.

3- CENAZE ÖDENEĞİ KİMLERE ÖDENİR?
Cenaze ödeneği sigortalının sırasıyla
3.1- Eşine,
3.2- Eşi yoksa çocuklarına,
3.3- Eş veya çocuklarının olmaması durumunda ölen kişinin anne – babasına,
3.4- Anne – babası da yoksa kardeşlerine,
3.5- Cenazenin bu kişiler dışında gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırıldığının belgelenmesi durumunda, masraflar gerçek veya tüzel kişilere ödenir.

Cenaze ödeneğinin sayılan kişilere ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, onaylanan tarifeyi geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir.

4- CENAZE ÖDENEĞİNDEN YARARLANMAK İÇİN NASIL BAŞVURULUR?
Cenaze ödeneği verilebilmesi için,
4.1- Hak sahiplerince ölüm tarihini belirten bir dilekçe ile
4.2- Sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine
başvurulması gerekir.

Sigortalının ölüm tarihi nüfus kütüğüne işlenmemişse dilekçeyle birlikte sigortalının ölüm tarihini belirten ilgili makamlarca düzenlenen ölüm belgesinin Kuruma (SGK) verilmesi gerekir.

5- CENAZE ÖDENEĞİ TUTARI NE KADARDIR?
Cenaze ödeneği tutarı her yıl bir önceki yıl için Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı tarafından açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değişim oranında artırılarak belirlenmekte olup, 2017 yılı için ödenen cenaze ödeneği tutarı 531,00 TL’dir.

Cenaze ödeneğinde zaman aşımı, hakkın doğduğu tarihten itibaren 5 (beş) yıldır.

Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/cenaze-odenegi-nedir-kimlere-ne-kadar-odenir/feed/ 0
Ticaret Gemilerinin Ticaret Sicil Kaydı Ne Zaman Silinir? https://www.muhasebenews.com/ticaret-gemilerinin-ticaret-sicil-kaydi-ne-zaman-silinir/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-gemilerinin-ticaret-sicil-kaydi-ne-zaman-silinir/#respond Mon, 08 Oct 2018 11:00:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=20400 1- TİCARET GEMİLERİNİN TİCARET SİCİLİNDEN TALEP ÜZERİNE SİLİNMESİNİN SEBEPLERİ NELERDİR?
Ticaret gemilerinin istem üzerine ticaret sicilinden silinmesi;
1.1- Gemi, kurtarılamayacak şekilde batar veya tamir kabul etmez hâle gelir yahut her ne suretle olursa olsun Türk Bayrağını çekme hakkını kaybederse, istem üzerine sicilden kaydı silinir. Tescili isteğe bağlı olan gemilerin kaydı malik veya maliklerinin istemi üzerine sicilden silinir.
1.2- Geminin tamir kabul etmez hâle gelmesi sebebiyle kaydının silinmesi istendiğinde, sicil memuru, tescil edilmiş gemi ipoteği alacaklılarını gerektiğinde TTK 966’ncı maddede yazılı usule göre yapılacak ilan ile durumdan haberdar ederek belirleyeceği uygun bir süre içinde itirazlarını bildirmeye çağırır. Süresi içinde bildirilen itirazların yerinde görülmediğine dair mahkemece verilen kararın kesinleşmesi üzerine geminin kaydı silinir.
1.3- Gemi, Türk Bayrağını çekme hakkını kaybederse, kaydı, ancak ipotek alacaklılarının ve gemi sicilindeki kayıt ve belgelere göre ipotek üzerinde hak sahibi olan üçüncü kişilerin onayı ile sicilden silinebilir. Kaydın silinmesi istemi ile birlikte onay belgelenmemişse, geminin Türk Bayrağını çekme hakkını kaybettiği gecikmeksizin gemi siciline kaydolunur.
Bu kayıt, gemi üzerinde tescil edilmiş gemi ipotekleri bulunmadıkça, geminin kaydının silinmesi hükmündedir. Şu kadar ki, geminin cebrî icra yoluyla 940’ıncı maddede yazılı niteliklere sahip olmayan bir kişiye satılması hâlinde 1388 inci maddenin ikinci fıkrası, cebrî icra yurt dışında vuku bulmuş ise 1350’nci maddenin birinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri hükümleri saklıdır.

***Tescili isteğe bağlı olan gemilere ait kayıtların sadece maliklerinin istemleri üzerine silinebilmesi için ipotekli alacaklıların ve gemi sicilinin içeriğine göre ipotek üzerinde hak sahibi olan üçüncü kişilerin buna onay vermeleri şarttır.

2- TİCARET GEMİLERİNİN TİCARET SİCİLİNDEN RE’SEN SİLİNMESİNİN GENEL ŞARTLARI NELERDİR?
2.1-
Esaslı şartlarından birinin var olmaması sebebiyle tescili caiz olmayan bir gemi tescil edilmiş olur veya TTK 964’üncü maddenin üçüncü fıkrasında yazılı hâllerden birinin ortaya çıktığı sicil müdürlüğüne bildirilmezse, 33’üncü madde hükmü uygulanır. Şu kadar ki, durumun sicile kayıtlı diğer hak sahiplerine de bildirilmesi gereklidir. Malik ve diğer hak sahiplerinin kimler olduğu veya yerleşim yerleri belli değilse, silinmeye çağrı ve belirlenen süre, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile uygun görülen diğer bir gazetede ve varsa şirketin internet sitesinde ilan edilir ve ilan belgesi sicil müdürlüğü ve mahkeme divanhanesine asılır.
2.2- Geminin kaydı ancak kaçınma ve itiraz sebeplerinin süresi içinde bildirilmemesi veya bunların mahkemece yerinde görülmediğine dair verilen kararın kesinleşmesi hâlinde sicilden silinebilir. Bir ipotekli alacaklı, gemi ipoteğinin hâlâ var olduğunu ileri sürerek Türk Bayrağını çekme hakkını kaybetmiş olan bir geminin sicilden silinmesine itiraz ederse, kayıt silinmeyip sadece geminin Türk Bayrağını çekme hakkını kaybettiği tescil olunur.

3- TİCARET GEMİLERİNİN TİCARET SİCİLİNDEN RE’SEN SİLİNMESİNİN ÖZEL ŞARTLARI NELERDİR?
Tescil edilmiş bir gemi hakkında 20 yıldan beri hiçbir kayıt işlemi yapılmamış ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından alınan bilgiye göre de geminin artık var olmadığına veya denizcilikte kullanılamayacak hâle geldiğine kanaat getirilmiş olursa, gemi üzerinde ipotek veya intifa hakkı tescil edilmiş bulunmadığı takdirde, sicil memurunun önerisi üzerine mahkeme, TTK 966’ncı maddede yazılı usule gerek kalmaksızın, gemi kaydının silinmesine karar verir.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-gemilerinin-ticaret-sicil-kaydi-ne-zaman-silinir/feed/ 0
SGK’dan Ödemelerini Almayı Unutanlar Dikkat!!! 5 Yıl Vaktiniz Var!!! https://www.muhasebenews.com/sgkdan-odemelerini-almayi-unutanlar-dikkat-5-yil-vaktiniz-var/ https://www.muhasebenews.com/sgkdan-odemelerini-almayi-unutanlar-dikkat-5-yil-vaktiniz-var/#respond Wed, 04 Apr 2018 08:00:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=22988 Daha öce yapılan uyarılara rağmen vatandaşlar SGK’dan parasını almıyor veya alacağı olduğunu unutuyor. Ancak SGK’dan bu ödemeleri almanız için 5 yıllık bir süreniz var.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan bu özel ödemelerin zamanında alınmaması halinde hakkınız yanıyor. SGK tarafından verilen bu özel ödemeler kısaca; süt parası, cenaze yardımı, çeyiz ödemesi, istirahat (iş göremezlik) parası, yolluk ödemesi gibi.

Şimdi bu ödemeleri ve alabilmenin şartlarına kısaca değinecek olursak;

1- CENAZE YARDIMI
Ödemeyi alabilmenin başlıca şartı ölen kişi adına 360 günlük sigorta primi yaptırılması. Ayrıca ölümün gerçekleştiği tarihte kişinin sigortalı olması da gerekmiyor. 5 yıllık bir zaman aşımı süresi mevcut. Yapılacak ödeme ise bu yıl 531-TL. Bu ödemeyi alabilmek için ise bir dilekçe ile Sosyal Güvenlik Merkezlerine başvuru yapmanız yeterli. Ödemeyi alabilecek kişiler öncelikle ölenin eşi ve çocukları. Şayet bu kişiler yoksa ölen kişinin anne-babası ve kardeşi bu ödemeyi alabilmekte.

2- İSTİRAHAT PARASI
Çalışırken hastalanan, meslek hastalığına yakalanan, iş kazası geçiren sigortalıya hastanenin yazdığı raporu işverene bildirmesi ile başlayan bu süreçte raporlu olunan süre için işveren maaş ödemez, onun yerine SGK ödemeyi yapar. Diğer bir adı da iş göremezlik ödeneğidir. Bu ödemeden Bağ-Kurlularda faydalanabilir. Ödeme e-devlet şifresi ile kontrol edilebilir ve PTT’den alınabilir.

3- EMZİRME PARASI (SÜT PARASI)
SGK tarafından doğum yapan anne veya eşinin SGK lı ya da Bağ-Kurlu olması ve en az 120 gün prim ödenmiş olması yeterli. SGK İl Müdürlüğü veya Sosyal Güvenlik Merkezine 5 yıl içinde başvuru yapılması gerekiyor.

4- DOĞUM İZNİ PARASI
Doğum öncesi ve sonrası 16 hafta izin kullanan anneler, çalışmadıkları sürenin parasını alabiliyor. Asgari ücretli bir anneye ödenen para yaklaşık 4.425 lira. Ödemeler PTT ve Ziraat Bankasından alınabiliyor. Paranın yatıp yatmadığını e-devletten kontrol edilebilir.

5- ÇEYİZ İÇİN 24 MAAŞ
Yetim kalan kız çocuklarına maaş bağlanırken, evlenmeleri durumunda çeyiz parası ödeniyor. Bu ödenek SSK veya Bağkur’lu anne veya babasının vefatı nedeniyle yetim maaşı alan kız çocuklarına veriliyor. Kız çocukları evlendiklerinde yetim maaşları kesiliyor. Kesilen maaşın 2 yıllık tutarı (24 maaş), kız çocuğuna evlendiğinde toplu olarak peşin ödeniyor. Çeyiz ödemesi için SGK’ya başvuru yapılması gerekiyor.

6- YOLLUK ÖDEMESİ
Yol ve gündelik ödemesi sigortalının kendisine ve bakmakla yükümlü bulunduğu hak sahiplerine yani anne, baba, eş ve çocuklara PTT aracılığıyla yapılır. Bunun için kişinin tıbbi (organ nakli, kontorlü, kanser tedavisi, acil gibi haller) ve zorunlu nedenlerle yerleşim yeri dışında başka bir hastaneye sevki gerekiyor. Başvuru SGK il müdürlükleri ve sosyal güvenlik merkezlerine yapılıyor.

7- TOPLU PARA
Bazı sigortalılar emeklilik için gerekli primi tamamlayamamaları halinde SGK’ya dilekçe ile başvuru yapılarak ödenen primlerini SGK’dan toplu oalrak geri isteyebilmekte. SGK’ya dilekçeyle başvurularak talep edilebilir.

Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sgkdan-odemelerini-almayi-unutanlar-dikkat-5-yil-vaktiniz-var/feed/ 0
Kentsel Dönüşüm Projelerinde Ödenen Kira Yardımı ve Taşınma Tazminatları Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/kentsel-donusum-projelerinde-odenen-kira-yardimi-ve-tasinma-tazminatlari-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kentsel-donusum-projelerinde-odenen-kira-yardimi-ve-tasinma-tazminatlari-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Fri, 29 Dec 2017 07:10:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21381 (GİB – ÖZELGE) 

Konu: Kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan kira yardımı ve taşınma tazminatının vergi kanunları karşısındaki durumu hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçede; şirketiniz tarafından, kooperatif adına kayıtlı arsa üzerine kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılarak tekrar yapılacak konutlara ilişkin olarak kooperatife yapılacak kira yardımı ile taşınma bedeli ödemelerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı, söz konusu ödemelerin gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile kooperatif tarafından şirketiniz adına fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, 229’uncu maddesinde, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen vesika olarak tarif edilmiş, 232’nci maddesinde ise fatura kullanma mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.

Buna göre, 16.05.2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında şirketiniz tarafından kooperatife yapılan kira yardımı ödemeleri karşılığında anılan kooperatifin kurumlar vergisi veya katma değer vergisi mükellefiyeti söz konusu ise şirketiniz adına fatura düzenlemesi, bu mükellefiyetleri söz konusu değil ise şirketiniz tarafından kooperatif adına gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2’nci maddesinde, gelire giren kazanç ve irat unsurları sayılmış olup, bunlar ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ve diğer kazanç ve iratlar olarak hüküm altına alınmıştır.

Mezkûr Kanunun 70’inci maddesinde de; aynı maddede bentler halinde sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262’nci maddesine göre maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferrik bilumum giderlerin toplamını ifade etmektedir.

Genellikle kat karşılığı inşaatlarda müteahhit açısından arsa maliyet bedeli (arsa payı karşılığında) arsa sahibine teslim edilen daire ve işyerlerinin yapımı için yapılan harcamaların toplamını oluşturmakta olup, bu bedel inşaat maliyetinin de içerisinde yer almaktadır. Buna göre, arsa karşılığında müteahhit firma tarafından arsa sahibine verilecek daireler ve işyerleri için yapılan harcamalar veya ödenen nakit para anılan müteahhit firma açısından arsa sahibinden alınan arsa payının maliyet bedeli olacaktır. Müteahhit açısından kendisine kalan dairelerin maliyeti ise, hem kendi daireleri hem de bu dairelere isabet eden arsa payı için ödediği bedelin (arsa sahibine bıraktığı dairelerin, işyerlerinin maliyet bedeli veya nakit paranın) toplamı olmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, kat karşılığı inşaatın arsa maliyet bedeli, şirketiniz tarafından arsa karşılığında arsa sahibine teslim edilecek gayrimenkulün inşaatı için yapılan harcamaların toplamından oluşmaktadır. Dolayısıyla, söz konusu harcamalar (inşaat süresince arsa sahibine yapılan kira yardımları dahil) tevsik edilmesi şartıyla inşaatın maliyetinin tespitinde dikkate alınabilecektir.

Ayrıca, kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılan daireler (mesken) için şirketiniz tarafından kooperatif hesabına, kooperatif tarafından da üyelere aylık kira yardımı olarak ödenen bedel, kiralama işlemine dayanmamakta olup yardım niteliğindeki bu ödemeler, Gelir Vergisi Kanununun 2’nci maddesinde sayılan gelir unsurlarından hiçbirine girmemektedir. Dolayısıyla söz konusu kira yardımının anılan Kanunun 70’inci maddesi kapsamında elde edilen gayrimenkul sermaye iradı olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından şirketiniz tarafından kooperatife kira yardımı olarak ödenen tutarlar üzerinden tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi
04.08.2017 Tarih ve 62030549-125[15-2016/30] Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kentsel-donusum-projelerinde-odenen-kira-yardimi-ve-tasinma-tazminatlari-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
SGK’ya Bildirim Yapılmadan Çalıştırılan Ev Hizmetlilerinin, Hizmet Tespiti Nasıl Yapılabilir? https://www.muhasebenews.com/sgkya-bildirim-yapilmadan-calistirilan-ev-hizmetlilerinin-hizmet-tespiti-nasil-yapilabilir/ https://www.muhasebenews.com/sgkya-bildirim-yapilmadan-calistirilan-ev-hizmetlilerinin-hizmet-tespiti-nasil-yapilabilir/#respond Wed, 22 Nov 2017 18:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17739 KONU: Yapılacak İş, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet, Zabıta Ve Muhtarlık Marifetiyle Talep Edilen Dönemde Apartmanda/Sitede Oturan Kiracı Ve Ev Sahipleri, Yakın Esnaf Ve Komşu İş Yeri Sakinlerini Tespit Ederek Tarafların Gösterdikleri Tanıklar Haricinde Re ‘sen Seçilecek Kişileri Dinlemek, Davacının Haftada Kaç Gün Çalıştığı Ve Çalışma Süresinin Başlangıcı Yönünde Yöntemince Beyanlarını Almak, Haftada 3 Günden Az Çalıştığı Yönünde Kanaat Oluşursa Belirtilen Esasları Dikkate Alarak Karar Vermektir.

İLGİLİ KANUN MADDELERİ:
(506/md.2,3,79)

5510/md.6
4857/md.4,10,46,63
(1479/md.5)

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1994- Eylül – 2012 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitiyle, sigorta başlangıcının 1994 olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava, davacının 1994 ile 2012 Eylül tarihleri arasında davalıya ait ev işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının ve ücretinin tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1994 olup,01.09.1994-30.09.2012 tarihleri arasında davalılar nezdinde ayda 8 gün esasıyla çalıştığı yönündeki seçeneğe itibar edilerek kurum taban ücretleri altında kalmamak üzere asgari ücret üzerinden toplam 1.736 gün hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının sigortalı olarak kaydının bulunmadığı, mahkemece dinlenen komşu işyeri tanıklarının davacının 2000’li yıllardan itibaren davalıların evine temizliğe geldiğini, öncesinde başka bir bayanın çalıştığını hatırladıklarını beyan ettiği, davalı işverenin 19.03.2013 tarihli Beşiktaş 28.Noterliğinden gönderilmiş yazıda da belirtildiği şekilde 1998 yılından itibaren davacının ev hizmetlerine yardımcı olmak üzere geldiğini beyan ettiği, tanıkların davacının haftada kaç gün çalıştığı konusunda çelişkili beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.

Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren aynı yasanın Geçici 7. maddesi hükmü karşısında, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.

İş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde, bu Kanunda yazılı koşullar altında, sigortalılar ile bunların eş, çocuk ve hak sahiplerine sosyal sigorta yardımları sağlanması amacıyla kabul edilip yürürlüğe giren 17.07.1964 gün ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde genel bir tanım yapılarak, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre “sigortalı” sayılacağı belirtildikten sonra, 3. maddesinde kimlerin bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları ve hangi kişiler hakkında da bazı sigorta kollarının uygulanmayacağı açıklanmıştır. Buna göre sigortalı sayılmanın koşulları; hizmet akdine göre çalışma, sözleşmede öngörülen edimin (hizmetin) işverene ait işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde görülmesi, 3. maddede belirtilen “sigortalı sayılmayan” kişilerden olunmaması şeklinde sıralanabilir.

506 sayılı Kanun’un 3. maddesi sigortalı sayılmayanları; diğer bir ifade ile anılan Kanun kapsamına alınmayanları sıralamaktadır.

Buna göre mülga 506 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesi uyarınca:
“Aşağıda yazılı kimseler bu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar:
…D) (Değişik: 11.8.1977 – 2100/1 Md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…”
Yine 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 6. maddesi uyarınca;
“…Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;
…c) (Değişik: 17.4.2008-5754/4 Md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.”.

Buna göre ev hizmetleri, mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ilk halinde kanun kapsamı dışında bırakılmış iken, 24.08.1977 tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 24.11.1977 tarihinde yürürlüğe giren 11.08.1977 tarih ve 2100 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle yapılan değişiklik ile mülga 506 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (D) bendinde yapılan düzenleme uyarınca, ev hizmetlerinde “ücretle ve sürekli çalışanlar” anılan maddede yer alan istisnalar içinden çıkarılmış, 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile de aynı yöndeki uygulamaya devam edilmiştir.
Görüldüğü üzere, anılan maddeler uyarınca, ev hizmetlerinde çalışanlar; ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç, bu Kanunların uygulanmasında sigortalı sayılamazlar.

Ev hizmetlerinde çalışanlar 4857 sayılı yasanın 4.maddesine göre yasa kapsamı dışında bırakılmış ise de yasada bu çalışanların tanımına yer verilmemiştir. Her ne kadar ev hizmeti tanımına yasada yer verilmese de buna ilişkin düzenlemelerde kıyas yoluyla İş Yasası’ndan faydalanılmaktadır.

Ev hizmetleri, ev yaşamının gerekleri olan temizlik, çamaşır, ütü, çocuk bakımı vs. gibi işler olarak tanımlanmaktadır. Yaşanan konutla doğrudan bağlantı içerisindedir. Doğrudan eve ve ev yaşamına yöneliktir. Bir işin ev hizmeti sayılabilmesi için doğrudan evin kendisine ve yaşam koşullarına yönelik olması gerektiği belirtilmektedir. Ev hizmetleri çalışanları ise, uşak, kahya, hizmetçi, temizlikçi, aşçı, çocuk bakıcısı, bahçıvan, şoför, bekçi, hayvan bakıcısı vb. evin gündelik işleyişine ilişkin faaliyetleri yürüten kişilerdir. (Karaca ve Kocabaş, 2009, 172)

4857 sayılı İş Yasası’nın 4.maddesinde ev hizmetlerinde çalışanlara İş Yasası hükümlerinin uygulanamayacağı, 10.maddesinde nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş deneceği, 506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinde ise ev hizmetlerinde çalışanların ücretle ve sürekli çalışanlar hariç sigortalı sayılmayacağı bildirilmiştir.

Mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 5/1. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1. maddeleri uyarınca, iş kanunları hükümleri ev hizmetlerine ve ev hizmetleri çalışanlarına uygulanamayacak, bu işler ve bu işleri yapan kişiler Borçlar Kanunu’nun hizmet akdini düzenleyen hükümlerine tabi olacaklardır.

Sigortalı sayılmak için, ücret ve sürekli çalışma birlikte arandığından, her iki koşulun da gerçekleşmiş olması gerekir. Hizmet karşılığı ücret alınmıyorsa veya ücret alınmakla birlikte çalışmada süreklilik yoksa bu tür çalışmayı sigortalı çalışma saymak mümkün değildir. Ancak ev hizmetlerinde çalışanlar için sürekli çalışmayı, bir aydan fazla olmak üzere haftanın her günü çalışanlar yönünden sürekli sayıp, haftanın her günü değil de haftanın belirli günlerinde çalışanlar için süreksiz saymak yasanın amacına aykırıdır. Uygulamada ev işlerinde çalışma devamlı ise sürekli sayılacak, devamlılık yoksa iş belirsiz aralıklarla geçici olarak ya da çağrı üzerine yapılıyorsa süreksiz sayılacaktır.

Ev hizmetleri çalışanlarına uygulanacak Borçlar Kanunu’nun hizmet akdi hükümlerinde normal haftalık çalışma süresini düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. O halde uygulamada aranan süreklilik kavramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

05.02.2014 tarih 2013/10-2280Esas, 2014/65Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı’nda sürekli çalışma kavramı “uygulamada haftanın çoğu ev işlerinde geçirilmiş ve çalışma bir süre devam etmişse, bu çalışma sigortalı çalışma olarak değerlendirilmekte, süreklilik için çalışmanın belli bir yoğunluğa ulaşması aranmaktadır.” şeklinde izah edilmiştir.
İş Kanunu’nun 63.maddesinde “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Yine aynı Yasa’nın 46.maddesinde ise “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63’üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasa maddelerine göre haftanın 7 gününden 1 günü tatil olmak üzere 6 günde 45 saat çalışan kişi günlük ortalama 7,5 saat çalışmış olacaktır.

Yukarıda açıklanan bilgilere göre haftanın yarısından fazlası ev hizmetinde çalışan kişi sürekli çalışan kabul edilmelidir. Daha açık ifade etmek gerekirse 3 günden fazla ev hizmetinde çalışan kişi sigortalı sayılmalıdır.

Somut olayda; mahkemece davacının davalıya ait ev işlerinde haftanın 2 günü çalıştığı esasına itibar ederek hüküm kurulduğu, davacının ise haftada beş gün çalıştığını iddia ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece dinlenen tanıklardan bir kısmı davacının haftada 5 gün çalıştığını, bir kısmı haftada kaç gün çalıştığını bilmediğini, bir kısmı ise davacıyı ayda 1-2 kez gördüğünü beyan etmiştir. Öte yandan davacının 01.09.1994 tarihinden itibaren çalıştığının tespitine karar verilmişse de, davacının bu dönemdeki çalışmasına ilişkin yeterli tanık beyanı bulunmadığı, komşu işyeri tanığının 1996 yıllarında davalının evinde başka birinin çalıştığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda gerek sigortalılık süresinin başlangıcı ve gerekse haftalık çalışma süresi yönünden çelişkinin giderilemediği görülmektedir.

Yapılacak iş, Sosyal Güvenlik Kurumu, emniyet, zabıta ve muhtarlık marifetiyle talep edilen dönemde apartmanda/sitede oturan kiracı ve ev sahipleri, yakın esnaf ve komşu iş yeri sakinlerini tespit ederek tarafların gösterdikleri tanıklar haricinde re ‘sen seçilecek kişileri dinlemek, davacının talep ettiği dönemde davalının oturduğu site/apartmanlarda kapıcı, güvenlik görevlisi olarak çalışan kişileri tespit ederek çalışmanın niteliği, davacının haftada kaç gün çalıştığı ve çalışma süresinin başlangıcı yönünde yöntemince beyanlarını almak, haftada 3 günden az çalıştığı yönünde kanaat oluşursa yukarıda belirtilen esasları dikkate alarak karar vermektir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Yargıtay -21. Hukuk Dairesi-E. 2015/14468-K. 2015/16480-T. 14.09.2015

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sgkya-bildirim-yapilmadan-calistirilan-ev-hizmetlilerinin-hizmet-tespiti-nasil-yapilabilir/feed/ 0
SGK Tarafından Yapılan Ödemeler 20 Temmuz’dan İtibaren PTT’den Tahsil Edilecek!!! https://www.muhasebenews.com/sgk-tarafindan-yapilan-odemeler-20-temmuzdan-itibaren-pttden-tahsil-edilecek/ https://www.muhasebenews.com/sgk-tarafindan-yapilan-odemeler-20-temmuzdan-itibaren-pttden-tahsil-edilecek/#respond Mon, 14 Aug 2017 01:00:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=19879 Sosyal Güvenlik Kurumu, tarafından sigortalı ve hak sahiplerine yapılan geçici iş göremezlik, şahıs tıbbi malzemeleri, emzirme yardımı, şahıs sağlık yolluğu yardımı gibi bazı ödemeleri her ayın 8 – 14 tarihleri aralığında, T.C. Ziraat Bankası şubeleri aracılığı ile yapılmaktaydı.

Sosyal Güvenlik Kurumu ile Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi(PTT) arasında yapılan protokol gereği bu kapsamdaki ödemeler mesai saatleri içerisinde günlük olarak PTT işyerlerinden yapılacak olup, bu ödemelerden dolayı hak sahibinden herhangi bir komisyon ve masraf alınmayacaktır. Konu ile ilgili ödemeler protokol kapsamında 20.07.2017 tarihi itibariyle başlamıştır.

Bu itibarla, Sosyal Güvenlik Kurumundan sigortalı ve hak sahiplerine yapılacak olan (geçici iş göremezlik, şahıs tıbbi malzemeleri, emzirme yardımı, şahıs sağlık yolluğu yardımı vb.) ödemeler hak sahibinin başvurusu halinde PTT işyerlerinden mesai saatleri içerisinde günlük olarak gerçekleştirilecektir.

Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sgk-tarafindan-yapilan-odemeler-20-temmuzdan-itibaren-pttden-tahsil-edilecek/feed/ 0
4/1-(a) ve 4/1- (b) Kapsamında Gelir / Aylık Alanların 2017/ Temmuz Artışlarının Hesaplanması Nasıl Yapılacaktır? https://www.muhasebenews.com/41-a-41-b-kapsaminda-gelir-aylik-alanlarin-2017-temmuz-artislarinin-hesaplanmasi-nasil-yapilacaktir/ https://www.muhasebenews.com/41-a-41-b-kapsaminda-gelir-aylik-alanlarin-2017-temmuz-artislarinin-hesaplanmasi-nasil-yapilacaktir/#respond Sun, 13 Aug 2017 04:00:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=19754 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 55’inci ve geçici 1’inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince bu Kanun ile 506, 1479, 2925 ve Mülga 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan gelir ve aylıkların arttırılması ve alt sınır aylıkları, geçici 4’üncü maddesine göre yapılan ek ödemeler ve 2022 sayılı Kanuna göre ölüm gelir ve aylığı alan çocuklara yapılan fark ödemeleri 2017 yılı Temmuz-Aralık dönemi için aşağıdaki usul ve esaslar doğrultusunda yapılacaktır.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanununun 55’inci maddesinde bağlanan gelir ve aylıkların her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihleri geçerli olmak üzere, ilk önceki 6 aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yılı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar arttırılarak ödeneceği öngörülmüş olup, 2017 yılı Ocak-Haziran süresi TÜFE oranı %5,89 olarak belirlenmiştir.

Buna göre; 2017 yılı Temmuz ödeme döneminde;
1-
5510 Sayılı Kanunun 55’inci ve geçici 1’inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince bu Kanun ile 506, 1479, 2925 ve mülga 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan ölüm gelir ve aylıkların alt sınırları,
a) 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce bağlanan ölüm gelir/aylıkları, Kanunun yürürlük tarihinden önce malullük ve yaşlılık aylığı almakta iken Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahiplerine bağlanacak aylıklar ile ölüm tarihi Kanunun yürürlük tarihinden önce olup, son takvim ayı 2000 yılından önce olan sigortalıların hak sahiplerine bağlanan ölüm gelirleri aşağıda belirtilen miktarlardan az olamayacaktır.

b) 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra çalışırken ölen sigortalıların hak sahipleri ile Kanunun yürürlük tarihinden sonra malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmış durumda iken ölen sigortalıların hak sahiplerine bağlanacak aylıklar aşağıda belirtilen miktarlardan az olamayacaktır.

c) 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalının sadece 2000 yılından sonra hizmetlerinin bulunması (4447 sayılı Kanununa göre aylık bağlama sistemi + 5510 sayılı Kanuna göre aylık bağlama sistemi) halinde hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylığı aşağıda belirtilen miktarlardan az olamayacaktır.

d) 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce ölen sigortalıların hak sahiplerine 4447 sayılı Kanuna göre bağlanacak ölüm geliri aşağıda belirtilen miktarlardan az olamayacaktır.
01.07.2017 tarihinde geçerli olan asgari günlük kazanç 59,25-TL olduğundan alt sınır geliri:

İş Kazası ve meslek hastalığı sigortasından bağlanacak ve son takvim ayı;
– 2017/Ocak-Aralık olan gelirlerde, sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması durumunda, bağlanacak gelir:
Az olamayacaktır.

2- 01.07.2017 – 31.12.2017 döneminde aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayı 0,102706 olarak belirlenmiştir.

5510 Sayılı Kanun ile 506, 1479, 2925 ve mülga 2926 sayılı Kanunlara göre aylık ve gelir olarak her ay ödenecek tutarlara göre;
-2017 yılının ikinci 6 aylık döneminde yapılacak ek ödemenin bir aylık tutarı, her bir aylık veya geliri;

– 963,21-TL (dahil) ve daha az olanlar için gelir ve aylık tutarlarının %5’i,
– 963,21-TL’den fazla olanlar için gelir ve aylık tutarlarının %4’ü,
Üzerinden hesaplanacaktır.

3- 2022 Sayılı Kanun gereğince ölüm gelir ve aylığı alana çocuklara yapılan fark ödemeleri
5510 Sayılı Kanun ile 506, 1479, 2925 ve mülga 2926 sayılı Kanunlara göre aylık ve gelir almakta olan yetim çocuklara 2022 sayılı Kanun gereğince yapılacak fark aylık ödemelerinde aylıkların, 01.07.2017-31.12.2017 tarihleri arasında özürlülük dereceleri;

3.1- %70 ve üzerinde olduğu tespit edilenlerde;
-01.07.2017 – 31.12.2017 süresi için; 5.253 x 0,102706 = 539,51-TL’nin

3.2- %40 ile %69 arasında olanlar ile 18 yaşından küçük olup, özürlülük derecesi %40 ve üzeri olanlara ise,
-01.07.2017 –  31.12.2017 süresi için, 3.502 x 0,102706 = 359,68-TL’nin
Altında olması halinde, aradaki fark kadar aylıklarına ilave ödeme yapılması gerekmektedir.

4- Geçici 4’üncü maddesine göre belediye başkanlarına ödenen tazminatlar,
Memur maaş katsayısının 01.07.2017 – 31.12.2017 süresi için 0,102706 olarak belirlenmesi nedeniyle belediye başkanlarına, belediye başkanlığı niteliğine göre aylıklarla birlikte ödenecek makam/temsil/görev tazminat tutarları aşağıda belirtilmiştir.

4.1- 01.07.2017 – 31.12.2017 süresi için;

5- 4/1-(a) veya 4/1-(b) kapsamındaki sigortalı veya hak sahiplerine 2330 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanacak aylıklarda alt sınır aylığı uygulaması 

6495 sayılı Kanunun 80’inci maddesiyle 2330 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinde yapılan değişiklik ile bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan malullere aylık bağlama tarihi itibarıyla sosyal güvenlik kurumlarınca kendi sigortalılığı nedeniyle ödenmekte olan gelir ve/veya aylıkların toplamının 14.07.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36’ıncı maddesi gereğince öğrenim durumuna göre belirlenecek giriş derece ve kademesi ile 30 yıl fiili hizmet süresi esas alınarak mülga hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak vazife malullüğü aylığının %25 artırımlı tutardan az olamayacağı ve bu şekilde belirlenen gelir ve/veya aylıkların ilgili sigortalılık halindeki aylık artışları dikkate alınarak artırılacağı öngörülmüştür.

Diğer taraftan, 28.11.2013 tarihli ve 2013-40 sayılı Genelge ile de 4/1-(a) veya 4/1-(b) kapsamındaki sigortalı veya hak sahiplerine 2330 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında aylık bağlama işlemleri yapılırken öncelikle aylıkların 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacağı ve %25 oranında artırılarak bulunan aylığın, sigortalının olay tarihindeki öğrenim durumuna göre belirlenecek giriş derece ve kademesi ile 30 yıl fiili hizmet süresi esas alınarak 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacağı ve %25 artırımlı olarak belirlenen miktarla mukayese edileceği talimatlandırılmıştır.

Buna göre, olay tarihi 01.07.2017 tarihinden sonra olan 4/1-(a) veya 4/1-(b) kapsamındaki sigortalı veya hak sahipleri için 2330 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında aylık bağlama işlemi yapılırken aşağıdaki tabloda yer alan tutarlar esas alınarak mukayese işlemi yapılacaktır.

Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/41-a-41-b-kapsaminda-gelir-aylik-alanlarin-2017-temmuz-artislarinin-hesaplanmasi-nasil-yapilacaktir/feed/ 0
Uluslararası Yarışmalarda Madalya Alıp Şampiyon Olanlara Aylık Bağlanıyor! https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-yarismalarda-madalya-alip-sampiyon-olanlara-aylik-baglaniyor/ https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-yarismalarda-madalya-alip-sampiyon-olanlara-aylik-baglaniyor/#respond Mon, 03 Jul 2017 05:30:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=13897 ULUSLARARASI YARIŞMALARDA (OLİMPİYAT, DÜNYA, AVRUPA) ŞAMPİYON OLUP MADALYA ALAN ŞAMPİYONLARA AYLIK BAĞLANMASI

1- KİMLERE AYLIK BAĞLANMAKTADIR?
Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında gerek ferdi gerekse takım halinde başarılı olan sporcular ile bunların teknik direktör ve antrenörlerine 40 yaşını doldurmaları, 40 yaşını doldurmamalarına rağmen %40 oranında sakatlığı bulunanlara aylık bağlanabilmektedir.

2- MAAŞ BAĞLANABİLMESİ İÇİN HANGİ BELGELER İSTENMEKTEDİR?
Uluslararası yarışmalarda şampiyon olup madalya alan şampiyonlara aylık bağlanabilmesi için;
2.1- Bakanlar Kurulu Kararı ve ekleri,
2.2- Federasyonlarca düzenlenen sporcu belgesi,
2.3- Dilekçe,
2.4- Maluliyet nedeniyle aylık talep edenlerden Sağlık Kurulu raporu,
istenmektedir.

3- BAŞVURULAR NEREYE YAPILABİLMEKTEDİR?
İlgili federasyonlara ve Gençlik Spor Bakanlığına yapılmaktadır.

4- AYLIKLAR DUL VE YETİMLERE İNTİKAL EDER Mİ?
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre;
4.1- Esas öncelikle dul eşe,
4.2- Dul eşin vefatı ya da aylık bağlanma koşullarını yitirmesi halinde de çocuklarına intikal etmektedir.

5- TAKIM HALİNDE ŞAMPİYON OLMAK YA DA DERECEYE GİRMEK AYLIĞA HAK KAZANDIRIR MI? AYLIK MİKTARLARINDA DEĞİŞİKLİK VAR MIDIR?
Takım halinde dereceye girilmesi halinde şampiyona türü esas alınarak ferdi başarı sağlamış sporculara bağlanacak aylığın %75’i oranında aylık bağlanmaktadır.

6- MİLLİ TAKIM ANTRENÖR YA DA TEKNİK DİREKTÖRLERİ DE AYLIK BAĞLANMASI KAPSAMINDA MIDIR VE BU AYLIKLAR DUL VE YETİMLERE İNTİKAL EDER Mİ?
Milli takım antrenör ya da teknik direktörleri de aylık bağlama kapsamı içerisindedir ancak bu kapsamda bağlanan aylıklar hak sahiplerine intikal etmemektedir.

Kaynak: 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanun

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-yarismalarda-madalya-alip-sampiyon-olanlara-aylik-baglaniyor/feed/ 0