gümrük vergisi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 21 Sep 2021 07:38:48 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 İTO Başkanı Avdagiç: “Sanayicimiz, yeşil dönüşüm için harcamaktan kaçındığı her Euro’yu AB’ye vergi olarak verip ‘biz harcamıyoruz, buyurun siz harcayın’ demiş olacak.” https://www.muhasebenews.com/ito-baskani-avdagic-sanayicimiz-yesil-donusum-icin-harcamaktan-kacindigi-her-euroyu-abye-vergi-olarak-verip-biz-harcamiyoruz-buyurun-siz-harcayin-demis-olacak/ https://www.muhasebenews.com/ito-baskani-avdagic-sanayicimiz-yesil-donusum-icin-harcamaktan-kacindigi-her-euroyu-abye-vergi-olarak-verip-biz-harcamiyoruz-buyurun-siz-harcayin-demis-olacak/#respond Tue, 21 Sep 2021 14:00:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115707

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Sanayicimiz, yeşil dönüşüm için harcamaktan kaçındığı her Euro’yu AB’ye vergi olarak verip ‘biz harcamıyoruz, buyurun siz harcayın’ demiş olacak. Yeşil dönüşümü görmezden gelmenin bedeli ton başına 60 Euro’dan sadece bir yılda 2 milyar avroyu aşabilir” dedi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, AB’nin ithal ettiği her ürün için bir karbon emisyon sınır değeri koyacağını ve “çevre dostu” üretim yapılmaması halinde AB ülkelerine ihracatın yapılamayacağını ya da vergi ödeneceğini söyledi.
 
Türkiye’nin AB’ye yıllık ihracatının 70 milyar doları bulduğunu ifade eden Avdagiç, “karbon vergisi” adı verilen bu verginin ilk uygulamasının 1 Ocak 2023’te başlayacağını, 2026’dan itibaren ise tam olarak yürürlüğe gireceğini bildirdi.
 
Avdagiç, şunları kaydetti: “AB, belirlediği sınır değerlerini aşan ürünler için ton başına bugün 60 avro civarında olan ve sürekli güncellenen bir gümrük vergisi uygulayacak. Türkiye olarak tam zamanında bu yeni düzene uygun bir sanayi tesis etmezsek iş dünyası olarak ton başına 60 avrodan yıllık 2 milyar avroyu aşkın bir karbon vergisi yükü ile karşılaşacağız. Başka bir deyişle, sanayicimiz, yeşil dönüşüm için harcamaktan kaçındığı her avroyu AB’ye vergi olarak verip ‘Biz harcamıyoruz, buyurun siz harcayın’ demiş olacak. Yeşil dönüşümü görmezden gelmenin bedeli ton başına 60 avrodan sadece bir yılda 2 milyar avroyu aşabilir.”
 
İş dünyasına “AB’ye karbon vergisi ödemek yerine yurt dışına gidecek bu finansmanı karbon salımını azaltacak yatırımlar için kullanma” çağrısında bulunan Avdagiç, “Bu para sadece ihracatçımızın değil, Türkiye’nin cebinden çıkan bir kayıp olacaktır.” dedi.
 
YEŞİL DÖNÜŞÜM BEDELİ YA SİPARİŞ KAYBI YA DA KARBON VERGİSİ OLARAK CEBİMİZDEN ÇIKACAK
 
Şekib Avdagiç, firmaların Yeşil Mutabakatı ciddi şekilde gündemine alması gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “İlk etapta ve mutlaka 90 bin ihracatçı firma başta olmak üzere ajandalarının ilk maddesine acilen Yeşil Mutabakatı eklemeli. Hükümet de bunu harekete geçirecek önlemleri ivedi uygulamaya koymalı. Şurası bir gerçek ki, iş dünyamızın bugün kaçındığı yeşil dönüşüm bedeli yarın ya sipariş kaybı ya da karbon vergisi olarak yine bizim cebimizden çıkacak. Sadece 90 bin ihracatçı firmamızın cebinden de değil, vergi ve istihdam kaybı olarak tüm ekonomimizin cebinden çıkacak bir kayıp… Biz istiyoruz ki bu tutarları AB’ye vergi olarak ödemek yerine yatırım yapalım, vergimizi, istihdamımızı, üretimimizi arttırıp bu fonu ülkemiz için kullanalım. Böylece hem ödeyeceğimiz ‘sınırda karbon vergisi’ düşer hem de AB firmalarının Türkiye’yi daha çok tercih etmesini sağlayıp rekabet avantajı elde edebiliriz.”
 
Sürecin köklü yatırımlar gerektirdiğini belirten Avdagiç, “Yeşil yaşama geçişi ‘yeşil badana’ olarak görme hatasına düşülmemesi son derece önemli. Küçük revizyonlarla geçiştirilecek bir süreç değil. Çünkü AB’nin yeşil dönüşümü, bir badanadan çok daha fazlasını, önemli bir tadilatı içeriyor.” ifadelerini kullandı.
 
YEŞİL DÖNÜŞÜM UZMANLARI YETİŞTİRMELİYİZ
 
İTO Başkanı Avdagiç, Yeşil Mutabakat taslağında bu verginin öncelikli olarak uygulanacağı ürünlerin çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre ve elektrikle sınırlı olduğunu ancak zamanla bu ürün listesinin artırılmasının da mümkün göründüğünü kaydetti.
 
Avdagiç, “Bu ürün listesi ile bakıldığında yapılacak düzenlemeden dünyada en fazla etkilenecek 3 ülke Çin, Rusya ve Türkiye. İhracatın bir kuruşunun bile ciddi anlamda önemli olduğu bu süreçte ne gelir kaybına ne de pazar kaybına tahammülümüz yok. Uluslararası rekabet gücümüzü korumak için yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümü tamamlamak zorundayız.” diye konuştu.
 
Yeşil sanayinin sadece ticaretin sağlığı için değil, iklim değişikliği ile mücadele ve dünyanın sürdürülebilirliği açısından da olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Ayrıca yeşil dönüşüme hakim nitelikli iş gücü yetiştirmek adına da hızla adımlar atılması son derece önemli. Kendi yeşil dönüşüm uzmanlarımızı yetiştirmeliyiz.” dedi.


Kaynak: İTO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ito-baskani-avdagic-sanayicimiz-yesil-donusum-icin-harcamaktan-kacindigi-her-euroyu-abye-vergi-olarak-verip-biz-harcamiyoruz-buyurun-siz-harcayin-demis-olacak/feed/ 0
Bazı Tarım Ürünlerinin İthalatında Yıl Sonuna Kadar Gümrük Vergisi Sıfırlandı https://www.muhasebenews.com/bazi-tarim-urunlerinin-ithalatinda-yil-sonuna-kadar-gumruk-vergisi-sifirlandi/ https://www.muhasebenews.com/bazi-tarim-urunlerinin-ithalatinda-yil-sonuna-kadar-gumruk-vergisi-sifirlandi/#respond Mon, 13 Sep 2021 09:00:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115277 Resmî Gazete’de yer alan 4480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile İthalat Rejimi Kararında değişiklik yapıldı. Söz konusu karar ile bazı tarım ürünlerinin ithalatında gümrük vergisi 31 Aralık 2021 tarihine kadar sıfır oranında uygulanacak.

Ürünler GTIP’ler ile birlikte şu şekilde;

•            0713.20.00.00.19 Nohut (tohumluk olmayan)

•            0713.40.00.00.12 Yeşil Mercimek

•            0713.40.00.00.13 Kırımızı Mercimek

•            0713.40.00.00.19 Diğerleri

•            1001.19.00.00.00 Diğerleri (Makarnalık Buğday)

•            1001.99.00.00.11 Adi Buğday

•            1001.99.00.00.12 Mahlut

•            1001.99.00.00.13 Kaplıca (kızıl) Buğday

•            1002.90.00.00.00 Çavdar (Tohumluk Olmayan)

•            1003.90.00.00.11 Beyaz Arpa

•            1003.90.00.00.12 Maltlık Arpa

•            1003.90.00.00.19 Diğerleri

•            1004.90.00.00.00 Yulaf (Tohumluk olmayan)

•            1005.90.00.00.19 Diğerleri (Mısır / Tohumluk Olmayan, pop-corn yapımında kullanılmayan)

•            1209.29.80.00.16 Sorgum Tohumu

Yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe giren söz konusu Karara https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/09/20210908-4.pdf adresinden erişim sağlanmaktadır.


Kaynak: TİM
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bazi-tarim-urunlerinin-ithalatinda-yil-sonuna-kadar-gumruk-vergisi-sifirlandi/feed/ 0
Dijital Hizmet Vergileri Yeni Bir Ticaret Savaşına Neden Olabilir mi? https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergileri-yeni-bir-ticaret-savasina-neden-olabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergileri-yeni-bir-ticaret-savasina-neden-olabilir-mi/#respond Mon, 05 Jul 2021 01:00:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111780

Hakan UÇAK

Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü
hucak@kpmg.com


İki binli yıllara kadar devam eden liberal dış ticaret politikalarının yerini korumacılığa bıraktığı bir dönemi yaşıyoruz. Dünya ekonomisinin en önemli gündem maddesinin pandemi olmasına rağmen, ticaret savaşları da gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

Dünya ticaretinde söz sahibi olan ülke liderlerinin peş peşe korumacı bir dış ticaret politikası uygulayacaklarına ilişkin açılamaları ve yüksek gümrük vergisinin aktif bir politika aracı olarak kullanılması, global ticarette daralma beklentisine neden oluyor. Pandemi ile birlikte, uygulanan korumacılık nedeniyle bir çok ülke ciddi anamda ekonomik zarar ile karşı karşıya kalıyor.

ABD ile Ticaret Savaşı Nasıl Başladı?

ABD Başkanının yapmış olduğu korumacılık açıklamaları doğrultusunda, başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkeden alüminyum ve çelik ithalatında ek vergiler tahsil edilmesine yönelik Başkanlık Kararnamesi yayımlandı. Söz konusu kararname ile ülkemizden yapılan çelik ithalatlarında % 25 oranında ek gümrük vergisi tahsil edilmeye başlandı.

ABD tarafından alüminyum ve çelik ithalatına karşı uygulanan ek vergiye karşı ülkemiz tarafından Dünya Ticaret Örgütüne yapılan bildirimde ABD menşeli 22 kalem eşyaya ilişkin ek vergi alınacağı bildirilmiş ve söz konusu vergiler hayata geçirilmiştir.

Ülkemiz tarafından uygulamaya konulan ek vergilerin çıkış noktası haksız yere Türk Menşeli ürünlerden alınan vergiler neticesinde ülkemizin yaşadığı zararın engellenmesi şeklinde tarif edilebilir.

Dijital Hizmet Vergileri Yeni Bir Ticaret Savaşına Neden Olabilir mi?

Basına yansıyan açıklamalarda ABD’nin; Türkiye, Birleşik Krallık, İtalya, İspanya, Hindistan ve Avusturya´dan ithal edilen ürünlere gümrük vergisi getirilmesine onay verildiği açıklandı.

Söz konusu verginin çıkış noktası olarak, ABD yasaları uyarınca bir yıldır yürütülen inceleme neticesinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 6 ülkenin uyguladığı dijital hizmet vergilerinde Amerikan şirketlerine ayrımcılık yapıldığı iddiası var.

ABD Ticaret Temsilciliği bu inceleme neticesinde, 2 milyar dolarlık ürüne yüzde 25 vergi getirilmesine karar verdi. Anılan önlemin yürürlüğe girmesi durumunda, Türkiye’den ithal 310 milyon dolarlık ürün ek gümrük vergisi söz konusu olacak.

ABD tarafından daha önce yürürlüğe konulan çelik ve alüminyum ithalatındaki vergiye karşılık olarak ülkemiz tarafından da ABD menşeli ürünlerin ithalatında ek vergi yürürlüğe konulmuş ve ülkemizde benzer kapsamda bir ek vergiyi hayata geçirmişti.

ABD’nin Türkiye’den yapacağı ithalattan vergi almasına yönelik uygulamanın hayata geçirilmesi durumunda, benzer kapsamda bir uygulamanın da ülkemiz tarafından uygulanması beklenmektedir.

Sonuç olarak…

Pandeminin küresel ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin devam ettiği bir ortamda, ABD tarafından uygulamaya konulan ek vergilerin küresel ticarete ve buna paralel olarak küresel refaha olumsuz etkileri olabileceği değerlendiriyor.


Kaynak: İşbu içerik, Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü Hakan Uçak’ın ve KPMG’nin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hak ve sorumluluğu yazarlara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Covid-19 Aşıları Nasıl İthal Edilecek?

Black Friday’de Yurt Dışından Alışveriş Yapmak Daha mı Karlı?

Virüsle Savaşta KDV Bir Araç Olabilir mi?

Dış Ticaretin Finansmanında Alternatif Bir Ödeme Yöntemi: Barter

]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergileri-yeni-bir-ticaret-savasina-neden-olabilir-mi/feed/ 0
Gümrük Birliği’nin mi 25. yılı, AB kapısında beklemenin mi? https://www.muhasebenews.com/gumruk-birliginin-mi-25-yili-ab-kapisinda-beklemenin-mi/ https://www.muhasebenews.com/gumruk-birliginin-mi-25-yili-ab-kapisinda-beklemenin-mi/#respond Fri, 25 Jun 2021 01:00:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111363

Dr. Hakan ÇINAR
Akademisyen
hakan.cinar@mentorgumruk.com.tr


Acaba Avrupa Birliği’ne girer miyiz sözü demode mi değil mi, bilemedim.

Halkımıza bir anket yapsak sonucu ne olurdu, onu da bilemedim.

Duygusal cevap ağır basar gireriz diyenler mi çoğunlukta olurdu, yoksa mantığı öne çıkararak hayır giremeyiz mi denirdi bunu da bilemedim.

Gümrük Birliği’ne dahil olmamızın üzerinden tamı tamına 25 yıl geçti ya hani, bunun adını Gümrük Birliği’nin 25. yılı mı koymalı, yoksa AB kapısında beklememizin 25.yılı mı onu hiç bilemedim.

Gümrük Birliği Avrupa Birliği’nin genel bir projesiymiş gibi gösterilmesine rağmen, bizim dışımızda hiçbir ülkenin bu kategoride olmadığını da göz önünde bulundurunca, gerçekte sadece Türkiye için oluşturulmuş bir senaryo mu bunu da bilemedim.

Tüm sanayi ürünlerinde gümrük vergisi sıfıra inerken, işlenmemiş tarım, demir ve çelik ürünlerinin kapsam dışı bırakılmasını ve öyle devam etmesinin gerçekte kimin için alınmış bir karar olduğunu da bilemedim.

25 yıllık ortaklığımıza rağmen, halen Gümrük Birliği konusunda güncelleme talebimiz için kapı kapı bütün ülkeleri gezmemiz, onların bizi bu denli uğraştırmaları ne denli doğru onu da bilemedim.

Yine 25 yıla rağmen, Türkiye-AB ilişkilerini geliştirmeyi ve Gümrük Birliği’nin mevcut işleyişinin iyileştirilmesini tartışmak, daha doğrusu tartışılmak zorunda bırakılmak, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden daha fazla faydalanmasını sağlamak üzere, serbest ticaret anlaşmaları, kara yolu kotaları ve vize gibi sorunlara AB kanadının henüz çözüm bulamamış olması, ne kadar samimi, ne yalan söyleyeyim onu da bilemedim.

Avrupa Birliği üyesi olmadığımız için, her daim bizi yok sayıp ikili ülke anlaşmaları yaparlar mı, farklı ülkeler ile ortaklığa girerler ve biz kapsamın dışında kalır mıyız, bu işten zararlı mı çıkarız gibi endişeler ile yaşamamız ne denli, maalesef onu da bilemedim.

Ve son olarak, Avrupa Birliği’ne girmekten çok fikrini ve demokrasi anlayışını benimsemiş bir ülke vatandaşı olarak; üstelik 72 koşuldan 66’sını gerçekleştirmiş olmamıza, 25 yıl gibi önemli bir süreyi geride bırakmamıza ve bizden çok sonra sürece giren ülkelerin topluluğa girmesine rağmen, bu yoldaki umutlarımızı korumamız için tutunacak dalımız var mı, ne yazık ki onu da bilemedim.

Tüm bu soruların cevabını bulduğum gün, söz veriyorum bir kez daha yazacağım. Ne zaman mı olur? İşte onu da bilemedim.


Kaynak: İşbu içerik, Sayın Dr. Hakan ÇINAR’ın özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Nakliyecilerin yarışı kızıştı. Denenmişler mi, değişimciler mi?

Kripto paralar hobi mi, yoksa gerçekten para mı?

Yükselen maliyetler

Diyorlar ki, cep telefonu tuvalet kağıdı olarak ithal edilebilirmiş?!

e-Ticaret ile teknoloji TOBB’da buluştu

Sıkça sorulmayan sorular

Üretimi sevsek mi?

Dış ticaretin yönü

Globalizmden glokalizme

Suez

Yurtdışı Lojistik Merkezler

Ayşe teyze e-ihracata da başladı

İhracatçının çilesi bitmez

Tedarik edebilsek satacağız

Hangi ambargo daha iyi?

Hoş bulduk Avrupa Birliği

Kime gelişmiş ülke denir?

Aynı yollardan gidip farklı sonuçlar beklenir mi?

Aldık mı mesajı?

Harika bir yılı geride bırakırken…

Esnaf deyip geçmeyin

Anneme perakendeci olduğumu söylemeyin o beni halen mutlu bir insan sanıyor…

Menşede takıldık

İzmir’de deniz göründü

Böyle kapanmaz

Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın

]]>
https://www.muhasebenews.com/gumruk-birliginin-mi-25-yili-ab-kapisinda-beklemenin-mi/feed/ 0
Elektronik Ticarette Vergilendirme https://www.muhasebenews.com/elektronik-ticarette-vergilendirme/ https://www.muhasebenews.com/elektronik-ticarette-vergilendirme/#respond Fri, 23 Apr 2021 23:00:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102027

Stj. Av. Delal Roza Doğan
d.dogan@ozgunlaw.com


Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ile hayatımızda birçok konuda yenilik meydana gelmiştir. Bunlardan biri de ticarettir. İnternetin gelişmesiyle birlikte İnternet üzerinden gerçekleştirilen ticari faaliyetler artmış ve elektronik ticaret kavramı daha çok duyulmaya başlanmıştır. Yaşanan teknolojik gelişmeler ile birlikte tüm sektörler açısından gelişen elektronik ticaretin (e-ticaret) önemi yadsınamaz hale gelmiştir. Özellikle de “Covid-19” salgını sonrasında yaşanan gelişmeler ile elektronik ticaret günlük hayatımızın önemli bir parçası haline gelmiştir. Günlük hayatımızda sıkça karşımıza çıkan elektronik ticaret günümüzde başlı başına bir sektör haline gelmiş, işletmelerin ticari faaliyetlerinin büyük bir kısmı ise sanal ortama taşınmıştır dolayısıyla da E-Ticaret Hukuku da her gün biraz daha gelişen ve genişleyen nispeten genç bir hukuk alanı olarak literatürdeki yerini almıştır.

Elektronik ticaret alanında yaşanan gelişmeler sebebiyle devletler, e-ticarette karşılaşılan sorunları çözmeye ve e-ticareti kontrol altına almaya yönelik çalışmalar yapmaya başlamıştır. Bu itibarla, denilebilir ki; devletler, yeni bir kavram olarak karşılarına çıkan e-ticarete uyum sağlamaya çalışmaktadırlar.

Elektronik ticaretin birçok farklı sektör açısından fiziken yürütülen ticari faaliyetler ile yarışacak düzeyde kullanıma ulaşması sebebiyle söz konusu faaliyetlerin vergilendirme hususu da devletler tarafından düzenlenmeye başlanmıştır. Bu makalede, Türk vergi sisteminde yer alan elektronik ticaretin vergilendirilmesine ilişkin hususlara yer verilecektir.

1. Elektronik Ticaret Kavramı

Elektronik ticaret birçok farklı kurum ve kuruluş tarafından farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Şöyle ki;

Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu (UNCITRAL) “eticareti, ticari aktiviteler kapsamında her türlü veri mesajının, EDI (Electronic Data Interchange), İnternet, e-mail, faks gibi veri iletim yöntemleri kullanılarak elektronik ortamda değişimi” olarak tanımlamıştır.  (UNCITRAL, 1996: 3-4). [1]

Dünya Ticaret Örgütü (WTO) tanımına göre ise, “E-ticaret, mal ve hizmetlerin üretim, reklam, satış ve dağıtımlarının telekomünikasyon ağları üzerinden yapılmasıdır” (WTO, 1998). [2]

Tanımlardan yararlanarak e-ticaretin sadece mal ve hizmetlerin İnternet, e-mail, televizyon, telefon ve faks gibi araçlar aracılığıyla alım satımına yönelik olmadığı, bazı mal ve hizmetlerin bu araçların kullanımı vasıtasıyla üretiminin, dağıtımının, depolanmasının ve reklamının da yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle e-ticaret, yazı, ses, görüntü biçimindeki dijital ürün ve eğitim, muhasebe, finans gibi dijital hizmetlerin İnternet, telefon ve televizyon gibi iletişim araçları vasıtasıyla alışverişinin yapılmasıdır. [3]

2. Elektronik Ticaretin Kapsamı

E-ticaretin kapsamında; mal (taşınır, taşınmaz) ve hizmet (bilgi servisleri, danışmanlık, finans, hukuk, sağlık, eğitim, ulaştırma vb.) ticareti, sayısal biçime çevrilmiş yazılı metin, ses, video görüntülerinin işlenmesi ve iletilmesi, ürün tasarımı, üretim, doğrudan tüketiciye pazarlama, üretim izleme, sevkiyat izleme, tanıtım, reklam ve bilgilendirme, sipariş verme, sözleşme yapma, banka işlemleri ve fon transferi, konşimento gönderme, gümrükleme, ortak tasarım geliştirme ve mühendislik, kamu alımları, elektronik para (e-para) çıkarma, elektronik hisse alışverişi ve borsa, açık artırma, sayısal imza, elektronik noterlik, güvenlik, üçüncü taraf işlemleri, vergilendirme ve toplama, fikri mülkiyet haklarının transferi, kiralanması gibi işlemler yer almaktadır [4]

3. Elektronik Ticaretin Vergi Boyutu

Günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız elektronik ticaret hem tüketicilere hem de işletmelere birçok açıdan avantaj sağlamaktadır. Ancak, ticaretin sanal ortama taşınması devlet açısından önemli vergi kayıplarına sebep olmaktadır. Şöyle ki; elektronik ticaretin sınır tanımaksızın gerçekleştirilebilmesi sebebiyle elektronik ortamda geçekleşen mal ve hizmet satışından elde edilen gelirlerin nasıl vergilendirileceği konusunda belirsizlikler yaşanmaktadır. Bununla birlikte sunucu bilgisayarların bulunduğu ülkelerdeki vergi mevzuatı diğer ülkelere göre farklılıklar göstermektedir. Elektronik ticaret faaliyetlerinde kaynak ülkenin tespitinin güç olması, gerçekleşen işlemlerin hangi ülkenin vergi mevzuatına göre vergilendirileceği konusunda sıkıntılar yaratmaktadır. [5] Sürekli gelişmekte ve değişmekte bir alan olan elektronik ticaret, sürekli gelişen teknoloji ile birlikte yenilenmekte ve mevcut yasa ile düzenlemelerin uygulanması olanaksız hale gelmektedir.

Güncel teknolojik gelişmelerin dolaysız olarak yansımasını gördüğümüz, hızla gelişmekte olan elektronik ticaretin yaygınlaşması ile sanal ortamda alış ve satış yapan kişilerin yerleşik oldukları yeri belirlemek oldukça güçleşmektedir.

Gelirin bir ülkede elde edilmiş olabilmesi için öncelikte sabit bir işyerinin var olması gerekmektedir. Bu itibarla, elektronik ticarette vergilendirmenin yapılabilmesi için, söz konusu işyerinin yahut işletmenin gerçekten de var olup olmadığı, söz konusu işyeri yahut işletmenin hangi ülkede olduğunun tespiti vergilendirme açısından önem arz etmektedir. Ancak, elektronik ticarette, işyerinin gerçek yerinin nerede olduğunu tespit etmek oldukça güçtür. Bu itibarla da elektronik ticaret sebebiyle yapılacak olan vergilendirmelerin belirlenmesi oldukça güçleşmektedir.

Aynı zamanda, elektronik ticarette tarafların, vergiyi doğuran kazancın gerçekleştiği zamanın ve tebliğin nereye yapılacağının belirlenmesi de oldukça güçtür. Kurum veya kuruluşun vergiye tabi kazanç sağlayan ticari faaliyetini, elektronik ortamlar aracılığıyla yürütmesi durumunda kazancın hangi oranlarda ve hangi ülke ile bağlantılı olduğunun tespit edilmesi de elektronik ortamda gerçekleşen ticaret sonucunda elde edilen kazancın vergilendirilmesi açısından sorun teşkil etmektedir.

Ülkemizde, elektronik ticaret faaliyeti sebebiyle elde edilen kazançlar, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu üzerinden vergilendirmeye tabi tutulmaktadır. Geliri elde eden kişi eğer ki gerçek kişi ise Gelir Vergisi Kanunu uygulama alanı bulurken, geliri elde eden kişi tüzel kişi ise Kurumlar Vergisi kanunu uygulama alanı bulmaktadır.

Elektronik ticaretin vergilendirilmesi husus ile ilgili, genellikle üç vergi tipi üzerinde durulmaktadır. Bunlar da; gelir vergisi, katma değer vergisi (KDV) ve gümrük vergisidir.

Gelir Vergisi

Günümüz vergi sistemleri içerisinde yer alan vergilendirilecek ekonomik kaynaklardan biri de “gelir”dir. Gelir, gerçek ya da tüzel kişilerin üretimden tüketime kadar geçen ekonomik süreç içerisinde üretim faktörleri ile ekonomiye katılmaları sonucu elde edilen ya da üretim faktörleri kullanılmaksızın çeşitli nedenlerle ekonomik gücünde meydana gelen artışların para ile ifade edilen kıymetlerdir. Sistem içerisinde gelir üzerinden alınan vergiler, yükümlüsüne göre gerçek kişilerin vergilendirildiği gelirler Gelir Vergisi kapsamı içerisinde, kurum olarak adlandırılan tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar Kurumlar Vergisi kapsamı içerisinde vergilendirilmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 3. ve 8. Maddesi uyarınca, tam mükellef gerçek kişiler hem yurt içi hem de yurtdışında elde ettikleri gelirleri üzerinden vergilendirilmekte iken dar mükellefler ise sadece Türkiye’de elde edilen kazanç üzerinden vergiye tabi tutulmaktadır.

Katma Değer Vergisi (KDV)

Günümüzde KDV konusu, e-ticaret bakımından ivedilikle çözülmesi gerekli olan öncelikli bir konu durumunda bulunmaktadır. Uluslararası ticaret açısından çifte vergilendirme sorununun önüne geçilmesi hususunda KDV’de “varış ülkesi” prensibi uygulanırken, ürün ve hizmetler tüketildikleri ülkede KDV’ye tabi olmaktadır. Bu prensip gereğince ülkeler, ihraç ettikleri ürün ve hizmetlere KDV istisnası uygulamakta, ithal ettikleri ürünler üzerinden ise KDV tahsilatı yapmaktadırlar. Mevzuat gereğince KDV, ürünlerin teslim edildiği ülkelerde tarh ve tahakkuk ettirilmektedir. Bu sebeple fiziksel ürünlerin tesliminde KDV’ye ilişkin bir problem ortaya çıkmamaktadır. Fiziksel ürünlerin ithal edilmesi durumunda gümrükten geçiş sırasında hem gümrük vergilerinin hem de KDV’nin tahsilatı yapılmaktadır. Dijital ürünlerin online teslimi şeklinde sunulan hizmetler (Hizmetler açısından tüketim yeri kuralı) açısından ise, e-ticaret vasıtasıyla B2B hizmet satışları hususunda hesaplanan KDV’nin tarh ve tahsilatının sağlanması ile ilgili olmakla birlikte, vergi mükellefi durumunda bulunan işletmenin KDV beyanında bulunarak KDV bedelini ödemesi gerekmektedir. [6]

Gümrük Vergisi

Gümrük Vergisi Kanunu bakımından e-ticaret faaliyetlerinin vergilendirilmesi hususunda beliren temel problem, herhangi bir fiziki varlığa sahip olmayan ve direkt olarak alıcının bilgisayarına aktarılabilen dijital ürünler konusunda olmaktadır. Bu tür ürünler, geleneksel ürün ve hizmet sınıflandırmalarında yer almazken, yürürlükte bulunan gümrük mevzuatı bakımından da bu ürünler tanımlanamamakta ve yaşanan bu belirsizlik durumu da yasal bir boşluğun oluşmasına sebebiyet vermektedir.

Bu doğrultuda, geleneksel ticaret yöntemleri vasıtasıyla bir kitabın yurtdışından Türkiye’ye ithal edilmesi gümrük vergisine tabi olurken, aynı kitabın dijital bir ürün şeklinde ülkeye getirilerek tüketicinin bilgisayarında depolanması ise gümrük vergisinden muaf olmaktadır.

SONUÇ

Gerek Türkiye’de gerekse de uluslararası alanda, özellikle “Covid-19” salgını sonrasında giderek gelişmekte olan elektronik ticaretin kontrol altına alınması ve elektronik ticaret işlemlerinin vergilendirilebilmesi için, uluslararası iş birliği neticesinde elektronik ticarete ilişkin ortak bir vergi sistemi oluşturularak uygulanması gerekmektedir.

Stj. Av. D. Roza Doğan

Kaynakça:

1. UNCITRAL. (1996). Model Law on Electronic Commerce, General Assembly Resolution 51/162 of December 1996.

2. WTO. (1998). Electronik Commerce and the Role of the WTO.

3. Organ., İ., & Çavdar, F. (2012). ELEKTRONİK TİCARETİN VERGİLENDİRİLMESİNDE ULUSLARARASI ALANDA YAŞANAN SORUNLAR. İnternet Uygulamaları ve Yönetimi Dergisi, 63-84.

4. Kayıhan, Ş., & Yıldız, H. (2004). Elektronik Ticaretin Hukuki ve Vergi Boyutu, Ankara: Seçkin Yayıncılık.

5. Organ, İ., & Çavdar, F. (2012). ELEKTRONİK TİCARETİN VERGİLENDİRİLMESİNDE ULUSLARARASI ALANDA YAŞANAN SORUNLAR. İnternet Uygulamaları ve Yönetimi Dergisi, 63-84.

6. Altun, Ö. (2016). ELEKTRONİK TİCARET, ELEKTRONİK TİCARETİN VERGİLENDİRİLMESİ VE TÜRKİYE UYGULAMASI. Balıkesir: Yüksek Lisans Tezi.


Kaynak: Stj. Av. Delal Roza Doğan- İçerik, Özgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Kredi Sözleşmeleri Kapsamında Tesis Edilen İpoteklerin Tapu Harcı ve Vergi Muafiyeti

Anonim Şirketler Sermaye Azaltımı Şirketin Kendi Paylarını İktisabı

]]>
https://www.muhasebenews.com/elektronik-ticarette-vergilendirme/feed/ 0
İhraç edildikten sonra yurt dışından iade edilen eşya için gümrük vergisi ödenir mi? https://www.muhasebenews.com/ihrac-edildikten-sonra-yurt-disindan-iade-edilen-esya-icin-gumruk-vergisi-odenir-mi/ Mon, 25 Jan 2021 05:30:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102363 Geri Gelen Eşya

İhraç edildikten sonra geri gelen eşya gümrük vergilerinden muaf olur mu?

İhracatını gerçekleştirdiğiniz eşya, alıcısı tarafından çeşitli sebeplerle kabul edilmeyerek size geri gönderilebilir.

Geri gelen eşyanızı, belirli koşulların gerçekleşmiş olması durumunda, ithalatta alınması gereken vergilerden muaf olarak ithal etmeniz mümkündür:

– Öncelikle, eşyanızın Türkiye’den ihracatından itibaren 3 yıllık bir süre içinde geri gelmiş olması gereklidir. Beklenmeyen hallerin ortaya çıkması veya zorunlu nedenlerin varlığı halinde bu sürenin uzatılması mümkündür. Buradaki 3 yıllık süre hesaplanırken eşyanın Türkiye’den çıkışındaki fiili ihracat tarihi esas alınır. Sürenin aşıldığı hallerde veya süre uzatımı yapıldığı halde eşyanın ilave süre de aşılarak geri getirildiği durumlarda gümrük idaresi tarafından usulsüzlük cezası uygulanacağını hatırlatmak isteriz.

– İkinci koşul olarak, geri gelen eşyanın Türkiye’den çıkarken bulunduğu durum ve niteliğini geri geldiği sırada aynen muhafaza ediyor olması gerekir. Başka bir ifadeyle, eşyanız Türkiye’den çıktığı haliyle geri gelmeli; herhangi bir değişikliğe uğramamış olmalıdır. Geri gelen eşyanın ithal edilmesi için vereceğiniz gümrük beyannamesinde, eşyanın Türkiye’den çıkışı sırasında düzenlenmiş olan ihracat beyannamesine ait bilgileri de vermeniz gereklidir. Böylece, gümrük idaresi iki beyannamedeki bilgileri karşılaştırma ve eşyanın değişip değişmediğini kontrol etme imkanı bulacaktır.

– Geri gelen eşyanın ithalatında vergi muafiyeti uygulanması için yerine getirilmesi gereken başka bir koşul daha vardır:

Eşyanın ihracatı nedeniyle yararlandığınız hak ve menfaatleri iade ettiğinizi belgelendirmeniz ve gümrük beyannamesi ekinde bu belgelere yer vermeniz gerekir. Geri gelen eşyanın Türkiye’den ihraç edilmiş olması nedeniyle KDV ve ÖTV iadesinden yararlanmış iseniz, gümrük idaresi tarafından KDV ve ÖTV tahsil edilecektir.

Eşyanın üç yıllık süreyi veya üç yıllık sürenin üzerinde gümrük idaresince uzatılan süre varsa bu süreyi aşarak Türkiye’ye geri getirilmesi halinde ise, gümrük idaresi tarafından usulsüzlük cezası uygulanarak ve gümrük vergileri tahsil edilerek ithalat tamamlanacaktır.


Kaynak:T.C. Ticaret Bakanlığı Gümrük Rehberi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi https://www.muhasebenews.com/pandemi-gelir-dagilimindaki-bozulma-ve-dayanisma-vergisi/ https://www.muhasebenews.com/pandemi-gelir-dagilimindaki-bozulma-ve-dayanisma-vergisi/#respond Mon, 28 Dec 2020 01:00:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99731

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


1980’ler sonrasında yaşanan liberalleşme ve küreselleşme, 90’lı yıllarda internetin hayatımıza girmesi ve 2000’ler sonrasındaki teknolojik gelişmeler ile birlikte dünya küçük bir köy haline gelmiş, ancak bu hızlı dönüşümün yan etkileri de olmuştur. Bu yan etkilerden belki de en önemlisi gelir dağılımındaki bozulmadır. Zengin ile fakir arasındaki gelir farkı her geçen gün artmaktadır.

Gelir dağılımını ölçmek için kullanılan en önemli ekonomik gösterge “Gini katsayısı”dır. 0 (sıfır) ile 1 arasında değişen bu katsayı, nüfusu gelir seviyesine göre %20’lik dilimlere bölerek milli gelirin bu dilimler arasındaki dağılımını gösterir. Katsayının 1’e yaklaşması gelir dağılımın bozulduğunu, en zengin %20’lik kesmin milli gelirden en fazla payı aldığını gösterir. Türkiye’nin gelir dağılımı açısından durumu pek parlak değil. Yıllar içinde değişim gösterse de Türkiye için Gini katsayısı 0.4 civarında gezinip durmaktadır. OECD ortalaması ise 0.3 civarında olup aşağıdaki grafikten görüleceği üzere, gelir dağılımındaki adalet konusunda OECD ülkeleri arasında sonlardayız.

Bu yıl yaşadığımız pandemi, dünya çapında gelir dağılımındaki bozulmayı daha da artırmıştır. Bu süreçte ticaret ve üretim sekteye uğramış, ekonomiler daralmış, işyerleri kapanmış, işsizlik artmıştır. Birçok ülke, başta düşük gelirliler ve küçük işletmeler olmak üzere, pandeminin olumsuz ekonomik etkilerini azaltmak için çeşitli yardım paketlerini uygulamaya koymuştur. İzlediğim kadarıyla Almanya bu konuda başarılı bir örnek. Türkiye de pandeminin ekonomik etkilerini azaltmak için çeşitli tedbir paketleri uyguladı. Bu tedbirler genellikle kamu alacaklarının ötelenmesi, ucuz kredi sağlanması veya kredi taksitlerinin ertelenmesi şeklinde oldu. İşten çıkarmalar yasaklandı, ücretsiz izin ile kısa çalışma imkanları artırıldı, yapılan ödemeler de İşsizlik Fonundan karşılandı. (Devlet büyüklerimizin başlattığı yardım kampanyasını bu kapsamda saymıyorum. Zaten kampanyada kimden ne kadar para toplandı, nereye harcandı tam bilmiyoruz.). Ayrıca, yakın zamanda da yapılandırma kanunu ile kesinleşmiş kamu alacaklarının faiz ve cezalarının silinmesi imkanı getirildi. En son da küçük esnafa 3 ay boyunca aylık 1.000 TL hibe ve aylık 750/500 TL kira desteği gibi yardımlar sağlandı. Bu son desteğin toplam 5 milyar TL civarında olacağı söylenmektedir. Sağlanan bu destekler de borçlanarak, para basarak, ithalat vergileri başta olmak üzere bir miktar da vergi artışlarıyla finanse edildi. Ancak, bütün bu alternatif finansman yöntemlerinin orta-uzun vadede yegane sonucu yeni veya daha fazla vergiler olacaktır. Kritik soru, bu vergileri kimin yükleneceğidir.

Peki sağlanan bu destekler yeterli mi? Kanaatimce değil. Bu durum IMF’nin yaptığı bir çalışmaya da yansımış durumdadır. 11 Eylül 2020 tarihi itibariyle Türkiye’nin pandemiyle mücadelede yaptığı toplam harcama (sağlık ve diğer harcamalar) ve vazgeçtiği gelir 5 milyar Dolar (GSYH’nın %0.8’i – aşağıdaki grafikte kırmızı çubuk) iken sermaye desteği, kredi, varlık alımı gibi likidite desteği tutarı 84 milyar Dolar (GSYH’nın %13’ü – aşağıdaki grafikte pembe çubuk) olarak gerçekleşmiştir. Devletlerin pandemiyle mücadelede sağladıkları yardımların büyüklüğü konusunda Türkiye’nin yeri maalesef alt sıralarda yer almaktadır. Bu durumun dünyanın en büyük 17. ekonomisine yakıştığı söylenemez. Aşağıdaki grafiklerde pandemi destekleri konusunda ne durumda olduğumuz açıkça gözükmektedir.

Türkiye ekonomisinin son yıllarda iyi gitmediği bilinen bir gerçek ve pandemiye tabiri caizse tek ayak üstünde yakalandık. Bu nedenle de nakit ve döviz rezervleri açısından kırılgan olan ekonomimizin pandemiyle mücadelede kullanabileceği cephanesi sınırlıydı. Ekonomi neden bu hale geldi, cephane niye bitti konusu uzun zamandır tartışılmaktadır. Zaten ekonomide işlerin bir türlü düzelmemesi nedeniyle, Sayın Cumhurbaşkanı yakın zamanda ekonomi yönetiminde değişikliğe gitti ve ekonomik ve hukuki reform söylemleri dile getirilmeye başlandı. Ekonomik reform söylemi vergi reformunu da içerir; zira, vergisiz bir ekonomi olmaz.

Çağdaş vergi sistemlerinde vergi; gelir, harcama ve servet üzerinden alınır. ÖTV, KDV, damga vergisi, harçlar harcama ve işlemler üzerinden alınan vergilerdir. Gelir ve kurumlar vergisi gelir üzerinden alınırken, emlak vergisi, MTV gibi vergiler de servet üzerinden alınan vergilerimizdir.

Türkiye’nin vergi sistemi uzun süredir harcamalar üzerinden alınan vergilere dayanmaktadır. Kasım 2020 bütçe gerçekleşmesine göre bu yıl toplanan verginin dağılımı şu şekildedir: %27 KDV, %25 ÖTV, %19 gelir vergisi (%14’ü ücret stopajı), %14 kurumlar vergisi, %2 MTV, %2.5 damga vergisi, %3.5 harçlar, %3 gümrük vergisi. Görüldüğü üzere, bizim vergi sistemimiz ağırlıklı olarak harcamalar üzerinden alınan vergiler ile ücretlilerden kesilen stopajlara dayanıyor. Beyana dayanan vergilerin oranı hem düşük, hem de beyan üzerinden tahakkuk ettirilen verginin tahsilatı ekonominin kötüleşmesi nedeniyle her geçen yıl daha da azalmaktadır. Bir vergi sisteminde harcama üzerinden alınan vergilerin oranı ne kadar çok artarsa, sistem o kadar adaletsiz olur. Vergide adaletin sağlanması için çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması gerekir; bunun için de hem gelirin hem servetin tam olarak kavranması şarttır. Bu nedenle de, ben kendimi bildim bileli Türkiye kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmeye çalışır; ki son yıllarda teknolojinin yardımıyla bu konuda önemli adımlar da atmıştır ve otomatik bilgi değişimi gibi uluslararası alanda yaşanan gelişmelerin de etkisiyle daha fazla başarı sağlanacaktır. Kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almada yaşanan bu gelişmelere paralel olarak gelir dağılımında adaleti sağlamak için bazı vergisel reformların da yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Yakın zamanda değerli konut vergisi, arsa değer artış payı gibi yeni vergiler ihdas edilse de bu yeni vergilerin hukuki açıdan bazı sorunlar içerdiğini ve pratikte çok verimli olmayacaklarını düşünüyorum. Bu nedenle, gelir dağılımındaki bozulmayı düzeltmek için daha ciddi çalışmaların yapılması gerekmektedir.

6 Temmuz 2020 tarihli yazımda pandemi nedeniyle yapılacak yardımların finansmanı için bazı önerilerde bulunmuştum. Bu önerilerim, 2020 yılı için kurumlar vergisi oranının artırılması, gayrimenkul satışlarındaki tapu harcının artırılması, sermaye piyasalarında yapılan işlemlerde geçici bir süre için finansal işlem vergisi alınması, varlık barışının süresinin uzatılması, kamu alacaklarının yapılandırılması ve 1 milyon TL üzerindeki banka mevduatından % 1-2 oranında “finansal servet vergisi” alınması idi. Bu vergilerin hepsini tek seferlik veya geçici uygulanmak üzere önermiştim. Son önerime benzer bir öneriyi Sayın Hayri Kozanoğlu da kendi köşesinde 15 Aralık 2020 tarihindeki yazısında gündeme getirdi ve benim finansal servet vergisi olarak tanımladığım vergiyi “dayanışma vergisi” olarak isimlendirdi. Ben bu ismi daha çok beğendim; o nedenle fikir babası olarak kendimi, isim babası olarak da Sayın Kozanoğlu’nu kabul ediyorum. Sayın Kozanoğlu, 20 Aralık 2020 tarihindeki yazısında ise bu vergiyi dile getirdiği için aldığı eleştiriler sebebiyle neden böyle bir vergiyi önerdiğini açıkladı. Aslını sorarsanız, ben de yazım sonrasında bu vergiyi eski meslektaşlarımdan oluşan bir grupta dile getirdiğimde azınlıkta kalmış ve ciddi eleştiriler almıştım. Ancak, mevduattan alınacak böyle bir verginin ekonomik ve pratik nedenlerle faydalı ve verimli olacağını düşünüyorum. Herşeyden önce, bankaların sorumlu sıfatıyla keseceği bu verginin tahsilatı kolay ve hızlı olacaktır. Sadece 1 milyon TL üzerindeki her türlü (altın, TL, yabancı para vs) mevduatı kapsadığından TL’den kaçışı tetiklemeyeceğini, oranı düşük olduğundan bankaya hücuma veya paranın yastık altına kaçmasına yol açmayacağını düşünüyorum. Ayrıca ülkedeki milyoner/milyarderlerin sayısı da her geçen yıl artmaktadır (Bu durum sermaye birikimi adına güzel bir haberdir), ama yarınki sosyal patlamaların önüne geçmek için bu paranın zekatını vermekte zenginlerimiz de dayanışma ruhu içinde bir beis görmeyeceklerdir.

BDDK’nın verilerine göre, 1 milyon TL üzerinde mevduat sahiplerine ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Tablodan görüleceği üzere, 1 milyon TL üzerinde mevduatı olanların sayısı son 10 yılda 9 kat, mevduat tutarı da 7 kat civarında artarak 2 trilyon TL’ye ulaşmıştır. Mevduattan alınacak %1-2 oranında bir dayanışma vergisinin hasılatı 20-40 Milyar TL olacaktır. (Bu arada, bu milyonerlerin ne kadar vergi ödediklerini sizler gibi ben de merak ediyorum.)

Önerime, böyle bir verginin yabancı sermayeyi ürküteceği, kaynak ihtiyacı içindeki ülkeyi daha da zor duruma sokacağı, yeni vergiler koymaktansa kamunun gereksiz harcamaları kısarak tasarruf yapması gerektiği, bankadaki paraların zaten vergisi ödenmiş (?) gelirden oluştuğu için mükerrer vergileme olacağı, diğer servet unsurlarından vergi alınmamasının mevduattan kaçışa neden olacağı, geçmişte tek seferlik olduğu söylenen vergiler (örneğin 1999 depremi sonrasında konulan vergiler) ile servet vergileri konusunda sicilimizin hiç de temiz olmadığı gibi eleştiriler getirmek mümkündür. Bu eleştirilerde haklılık payı vardır ama olağanüstü dönemler olağanüstü önlemleri gerektirir. Ayrıca, sosyal devlet çağdaş Robin Hood olarak zenginden alıp fakire veren devlet değil midir? Diğer taraftan, vergi için bazı istisnaların tanınması da mümkündür (yabancı fonlar gibi).

Önerdiğim verginin başarılı olması ve eleştirileri de asgariye indirmek için bazı koşulların sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Yapılacak yasal düzenlemede, toplanacak verginin tek seferlik olacağı ve tekrarlanmayacağı, tahsilatın oluşturulacak bir Özel Fon hesabında toplanacağı, Fonun sadece pandemi nedeniyle yapılacak sosyal harcamaların finansmanında kullanılacağı, 3 ayda bir tahsilat ve harcama raporlarının kamuoyu ile palaşılacağı, Fonun Sayıştay vb. bir kurum tarafından denetleneceği gibi hükümlerin bulunması ile eleştirilerin azalacağını, hatta vatandaşlarımızın bunu bir vergi olarak görmeyeceğine inanıyorum. Elbette, kamu harcamalarındaki savurganlık ve na-şeffaflık içimizdeki bir yaradır ve bu konuda kalıcı yapısal reformlar yapılmadan bir vergi reformu da yapılamaz. Bu yapısal reformların sağlanması sonrasında da adaletli servet vergileri gündeme alınabilir. Bugün, servet vergileri İngiltere gibi ülkelerde tartışılmaya, Arjantin’de uygulanmaya başlanmıştır.

Yılın bu son yazısı vesilesiyle yeni yılınızı şimdiden en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı bir yıl geçirmenizi dilerim.

Sözün özü: Tax reform means, ‘Don’t tax you, don’t tax me. Tax that fellow behind the tree.’ (Russell B. Long)

(Vergi reformu; beni vergilendirme, seni vergilendirme, ağacın arkasındaki arkadaşı vergilendir demektir.)


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)
Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)
Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)
Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)
KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)
İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)
Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)
Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)
Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)
Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)
Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)
Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)
Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)
Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)
Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)
Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)
Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)
Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı
Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.
Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı
Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı
Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu
Gayrimenkulde rant vergisi
Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!
KVKK kararlarının yargı denetimi
Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü
İnternetten otomobil satanların dikkatine
Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?
Makam aracı ücret midir?
Şirket araçlarına vergi ayarı
ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye
Sanat ve icat vergisi
Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!
]]>
https://www.muhasebenews.com/pandemi-gelir-dagilimindaki-bozulma-ve-dayanisma-vergisi/feed/ 0
Covid-19 Aşıları Nasıl İthal Edilecek? https://www.muhasebenews.com/covid-19-asilari-nasil-ithal-edilecek/ https://www.muhasebenews.com/covid-19-asilari-nasil-ithal-edilecek/#respond Fri, 25 Dec 2020 23:00:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98499

Hakan UÇAK

Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü
hucak@kpmg.com


Covid-19 ile mücadele dünyada birinci gündem maddesi olmaya devam ediyor. Ülkeler bir yandan pandemi ile mücadele ederken, bir yandan da aşı çalışmalarından gelecek haberleri bekliyor.

Aşı çalışmalarında son noktaya gelindi. Birçok ilaç üreticisi şirket üçüncü faza geçerek aşı çalışmalarını sona erdirmek üzere. Dünya aşı çalışmalarının sonlanmasını beklerken, ülkeler şimdiden aşı ile ilgili siparişleri vermeye başladı.

Ülkemizde bir yandan aşı çalışmaları devam ederken, bir yandan da söz konusu aşıların yurt dışından ithal edilmesi planlanıyor. Bu makalemizde ithalat yoluyla temin edilecek aşıların ithalat sürecine yer vereceğiz.

Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu

Covid-19 ile mücadele kapsamında ithal edilecek aşıların gümrük tarife istatistik pozisyonun belirlenmesi önem arz edecek. Zira ithalde tahsil edilen vergiler ile ithalat esnasında talep edilen izinler gümrük tarife istatistik pozisyonu dahilinde belirleniyor.

Aşılar, Türk Gümrük Tarife Cetvelinde 3002 tarifesinde sınıflandırılmakta olup, Covid19 kapsamında ithal edilecek aşıların 3002.20.00.20.19 gümrük tarife istatistik pozisyonunda sınıflandırılacağı değerlendiriliyor.

Aşı İthalatında İzin Aranacak mı?

Covid-19 kapsamında ithal edilecek aşılar Sağlık Bakanlığı denetimine tabi tutulacaktır. 2020/20 sayılı Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği (Sağlık Bakanlığınca Denetlenen Bazı Ürünlerin İthalat Denetimi) uyarınca, aşıların ithalatı insan sağlığı ve güvenliği yönünden denetime tabi tutulmakta, bu kapsamda Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumundan izin alınması gerekecek.

Gümrük İşlemlerinde Kolaylık Sağlanıyor mu?

Covid-19 kapsamında ithal edilecek aşıların soğuk zincir kapsamında taşınması ve aşıların gümrük işlemlerinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekecek. Gümrük Yönetmeliği’nin 147’inci maddesi uyarınca, insan sağlığının korunması amacıyla ithal edilen aşıların ithalat işlemlerinin basitleştirilmiş usul kapsamında gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda aşı ithalatlarında gümrük işlemlerinin hızlı bir şekilde gerçekleştirileceği değerlendiriliyor.

İthalat Anında Hangi Vergiler Tahsil Edilecek?

İthalat Rejim Kararı’na Ek Karar uyarınca, Covid-19 kapsamında yurt dışından alınan aşıların ithalatında gümrük vergisi tahsil edilmiyor. Bu noktadan hareketle, Covid-19 aşıları için bir gümrük vergisi tahsil edilmeyecek.

Covid-19 kapsamında ithal edilecek aşıların sağlık ürünü olması ve söz konusu ürünün tedavi amaçlı kullanılması nedeniyle ithalatında % 8 oranında Katma Değer Vergisi tahsil edilecektir.

Sorumlu Vergicilik Bakış Açısıyla

Covid-19 ile mücadele kullanılacak aşıların gümrük işlemlerinin hızlı bir şekilde tamamlanacağı ve Ticaret Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığınca yapılacak denetimler neticesinde ülkemize ithal edileceği değerlendiriliyor.


Kaynak: İşbu içerik, Gümrük ve Dış Ticaret Direktörü Hakan Uçak’ın ve KPMG’nin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hak ve sorumluluğu yazarlara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Black Friday’de Yurt Dışından Alışveriş Yapmak Daha mı Karlı?

Virüsle Savaşta KDV Bir Araç Olabilir mi?

Dış Ticaretin Finansmanında Alternatif Bir Ödeme Yöntemi: Barter

]]>
https://www.muhasebenews.com/covid-19-asilari-nasil-ithal-edilecek/feed/ 0
İhtisas serbest bölgesi yatırımcılarına destek verilecek https://www.muhasebenews.com/ihtisas-serbest-bolgesi-yatirimcilarina-destek-verilecek/ https://www.muhasebenews.com/ihtisas-serbest-bolgesi-yatirimcilarina-destek-verilecek/#respond Tue, 09 Jun 2020 16:00:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=86297

Bakan Pekcan’dan “ihtisas serbest bölgesi” yatırımcılarına destek açıklaması

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ihtisas serbest bölgeleri modelini hayata geçirdiklerini belirterek, bu bölgeleri kuracak işletici şirketlere yatırım safhasında taahhüt ettikleri sabit yatırım tutarının yüzde 50’sini geçmemek kaydıyla azami 10 yıl boyunca faiz veya kar payı desteği vereceklerini bildirdi.

Bakan Pekcan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin Ar-Ge ve teknoloji içeriği yoğun, yüksek katma değerli mal ve hizmet üretimi ve ihracatını artırmaya yönelik “İhtisas Serbest Bölgesi” modelini hayata geçirdiklerini belirtti.

Resmi Gazete’de bugün yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’nin Ar-Ge yoğun, yüksek teknoloji ve katma değerli ihracat hedeflerine katkı sağlayacak firmalara kira, nitelikli istihdam gibi desteklerin yanı sıra gelir, kurumlar ve gümrük vergisi gibi birçok vergi istisnası sunacaklarını ifade eden Pekcan, şunları kaydetti:

“Bu bölgeleri kuracak olan işletici şirketlere de yatırım safhasında taahhüt ettikleri sabit yatırım tutarının yüzde 50’sini geçmemek kaydıyla azami 10 yıl boyunca faiz veya kar payı desteği vereceğiz. İhtisas serbest bölgelerinde sağlanacak teşvik ve desteklerin ülkemizin genç ve nitelikli iş gücü, uygun altyapı ve lojistik avantajları ile birlikte uluslararası yatırımcıları çekmede önemli katkı sağlamasını hedefliyoruz. Bürokrasinin azaltıldığı, tek durak hizmet sunumu imkanları ile donatılacak ihtisas serbest bölgelerimizin hedeflediği ilk sektörü bilişim sektörü olarak belirledik ve bu amaçla İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’ni kurduk. Ülkemizde hizmet sektörlerinin özellikle yazılım ve oyun geliştirme boyutuyla önemli bir ivme kazandığı şu günlerde, sektörde oluşan dinamizmi, ihtisas serbest bölgeleri modeli ile daha da ivmelendirmeyi amaçlıyoruz.”


Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı 09.06.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihtisas-serbest-bolgesi-yatirimcilarina-destek-verilecek/feed/ 0
İthalat Rejimi Ek Kararı Kapsamında Bazı Ürünlerin İthalatında İlave Gümrük Vergisi Uygulanacak https://www.muhasebenews.com/ithalat-rejimi-ek-karari-kapsaminda-bazi-urunlerin-ithalatinda-ilave-gumruk-vergisi-uygulanacak/ https://www.muhasebenews.com/ithalat-rejimi-ek-karari-kapsaminda-bazi-urunlerin-ithalatinda-ilave-gumruk-vergisi-uygulanacak/#respond Thu, 21 May 2020 10:00:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=84999 Cumhurbaşkanlığı, 20 Mayıs’ta Resmî Gazete’de “İthalat Rejimi Kararına Ek Karar” yayınladı. Bu kapsamda 800’ün üzerinde ürünün ithalatına ilave gümrük vergisi uygulanacak. İstanbul Sanayi Odası (İSO) bu konuyla ilgili olarak üyelerini şu duyuru ile bilgilendirdi:

“20 Mayıs 2020 Resmî Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile “İthalat Rejimi Kararına Ek Karar” kapsamında bazı ürünlere 30 Eylül 2020’ye kadar geçici yüzde 30’a kadar, 01 Ekim 2020 tarihinden itibaren ise 10 puana kadar daha düşük oranlarda ek gümrük vergisi uygulanacaktır.

Buna göre ek gümrük vergisi uygulanacak bazı mallar şunlardır:

İş makineleri, vinç, beton karıştırma araçları, metal işleme makineleri, enjeksiyon makineleri, tarım makine ve aletleri, süt sağma makineleri, kağıt işleme makineleri, taşlama tezgahları, lehim ve kaynak makineleri, baskı makineleri, büro makineleri, hava ve sıvı pompaları ve kompresörler için %0-10 arasında uygulanan gümrük vergileri ürün grubuna göre farklılık göstermekle birlikte %7-30 aralığına yükseltilmiştir.

Konveyörler, transmisyon milleri, elektrik akümülatörleri, pnömatik aletler, buji, fren balataları, sayaçlar, traş makinaları, televizyon alıcı cihazları, hoparlörler, basküller %0-14 arasında uygulanan gümrük vergileri ürün grubuna göre farklılık göstermekle birlikte %2,4-25 aralığına yükseltilmiştir.

Mermerler, granitler, mineral madenler, klorürler, sülfatlar, karbonatlar, asitler, model yapmaya mahsus patlar, işaret, yağmur, sis fişekleri, suni bağırsaklar, sert boru ve hortumlar, iç mekan duvar ve tavan için polistiren karolar, fotoğraf ve sinema filmlerinin sarılmasına mahsus makaralar, vulkanize edilmiş kauçuktan boru ve hortumlar, taşıyıcı kolan ve transmisyon kolanları, otomobil, otobüs ve kamyonlarda kullanılan türde sırt geçirilmiş dış lastikler, dolgu lastikleri, tekerlek bandajları, sertleştirilmiş vulkanize kauçuktan yapılan conta, yer döşemesi, paspas, silgi gibi eşyalar, motorlu araçlarda kullanılan kauçuk ve metal bağlantılı karoser, şasi malzemeleri, hayvan deri, postları ile bunların tabaklanmış ürünleri, mantar ve mantardan eşya, örgüler, örülmeye elverişli maddeler, sepetler için %0-6,5 arasında uygulanan gümrük vergileri  ürün grubuna göre farklılık göstermekle birlikte %5-30 aralığına yükseltilmiştir.

Çeşitli kağıt ve kartonlar ve bunlardan yapılmış bobinler, masuralar, makaralar, perakende olarak satılacak hale getirilmiş belli oranda pamuk veya sentetik ve suni filametlerden dikiş iplikleri, suni filamet iplikler, kauçuk ip ve halatlar, kaldırım, kaldırım kenar ve döşeme taşları, tuğla, karo, seramik eşya, plaka halinde kesme ve üfleme cam, ayna, camdan yapılmış boncuk, takı, eşya, demir ve alaşımlı çelikten yassı mamuller, diğer alaşımlı çelikten yassı mamul ve teller, bazı alüminyum eşyalar için %0-8 arasında uygulanan gümrük vergileri  ürün grubuna göre farklılık göstermekle birlikte %8-25 aralığına yükseltilmiştir.

Sıvılar için pompalar, elevatörler, hava veya vakum pompaları, hava veya diğer gaz kompresörleri, fanlar, sanayi ve laboratuvarlara mahsus olmayan fırın veya ocaklar, ısı değişikliği yoluyla maddelerin işlenmesi için makine, tesis ve laboratuvar cihazları, elektrikli olmayan şohbenler ve diğer su ısıtıcıları, kalenderler ve diğer hadde makinaları ve bunların silindirleri, paketleme ve ambalaj makinaları, insan tartan basküller, yangın söndürme cihazları, püskürtme tabancaları, buhar ve kum püskürtme makinaları, keçe veya dokunmamış mensucat imalatına ve finisaşına mahsus makine ve cihazlar, bilyalı ve makaralı yataklar, optik lifler, fotoğraf laboratuvarlarında kullanılan alet ve cihazlar, projeksiyon perdesi, resim, çizim ve hesap yapmaya mahsus aletler için %0-10 arasında uygulanan gümrük vergileri  ürün grubuna göre farklılık göstermekle birlikte %2,1-30 aralığına yükseltilmiştir.

İlave gümrük vergisi, gümrük idarelerince ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil olunacak ve genel bütçeye irat kaydedilecektir.

Söz konusu ürünlerin Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilerek işlem görmüş ürün olarak ihracı halinde varsa telafi edici verginin hesaplanmasında bu karar hükümleri uygulanmayacaktır.

İlgili Karar, 20 Mayıs 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karara, aşağıda belirtilen bağlantıdan erişilebilmektedir.”


Kaynak: İSO Duyurusu 20.05.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ithalat-rejimi-ek-karari-kapsaminda-bazi-urunlerin-ithalatinda-ilave-gumruk-vergisi-uygulanacak/feed/ 0