grup – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 08 Jul 2024 10:39:33 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Yurt dışında mukim grup şirketine kredi temin edilmesi karşılığındaki faiz tutarı KDV’ye tabi midir? https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-mukim-grup-sirketine-kredi-temin-edilmesi-karsiligindaki-faiz-tutari-kdvye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-mukim-grup-sirketine-kredi-temin-edilmesi-karsiligindaki-faiz-tutari-kdvye-tabi-midir/#respond Mon, 08 Jul 2024 10:39:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152512 T.C.

KÜTAHYA VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

61504625-130-5900

03.02.2020

Konu

:

Yurt dışında Mukim grup şirketine kredi temin edilmesi karşılığındaki faiz tutarının KDV tabi olup olmadığı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin bağlı ortaklığı olan Maldivler Cumhuriyetinde mukim, otelcilik yatırımı yapmakta olan … Şti.ne Şirketiniz tarafından belirli dönem devre faizleri karşılığında yıl içinde birden fazla kredi kullandırılacağı, bu kredilerin Şirketinizin öz kaynaklarından karşılanabileceği gibi diğer banka ve finans kuruluşlarından temin edilerek de kullandırılacağı, kullandırılacak krediler üzerinden altışar aylık dönemler itibariyle tahakkuk ettirilecek kredi faizleri için … Şti. adına düzenlenecek faturalarda katma değer vergisi (KDV) hesaplanıp hesaplanmayacağı, söz konusu hizmetin hizmet ihracatı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususlarında bilgi verilmesi istenmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

Kurumlar Vergisi Kanununun “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” başlıklı 13 üncü maddesinin;

-Birinci fıkrasında; kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği,

İkinci fıkrasında; ilişkili kişinin kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği; ilişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumların örtülü kazanç dağıtımı kapsamında sayılması için en az %10 oranında ortaklık, oy veya kâr payı hakkının olması şartı arandığı, ortaklık ilişkisi olmadan doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında oy veya kâr payı hakkının olduğu durumlarda da tarafların ilişkili kişi sayıldığı, ilişkili kişiler açısından bu oranların topluca dikkate alındığı,

Üçüncü fıkrasında; emsallere uygunluk ilkesinin ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği…,

-Altıncı fıkrasında; tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazancın, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı

hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamaların yapıldığı 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğin “4- Emsallere Uygunluk İlkesi” başlıklı bölümünde;

“…Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır. Bu fiyat veya bedel, işlem anında hiçbir etki olmaksızın objektif olarak belirlenen en uygun tutar olup ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olması gerekmektedir. 

Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır. 

İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir.

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, Maldivler Cumhuriyeti’nde mukim olup otel işletmeciliği faaliyeti göstermek üzere otelcilik yatırımı yapmakta olan bağlı ortaklığınıza Şirketinizin öz kaynaklarından kullandırılacak krediler için emsallere uygun bir faiz uygulanması ve bu faiz gelirinin tahakkuk ettiği dönem kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir. Emsallere uygun faiz oranının Kanunun 13 üncü madde hükmü ile anılan Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu faiz oranının emsallere uygunluk ilkesine aykırı tespit edilmesi halinde emsal faiz bedeli ile emsallere aykırı olarak uygulanan bedel arasındaki farkın bir taraftan şirketinizin ilgili hesap dönemi kurum kazancına eklenmesi gerekirken diğer taraftan bu şekilde tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılacaktır.

Ayrıca, Şirketinizce banka veya diğer finans kuruluşlarından temin edilerek aynı faiz oranı ve masrafları ile Maldivler Cumhuriyeti’nde mukim bağlı ortaklığa kredi kullandırılması işlemi, Şirketiniz tarafından ilişkili kişiye sunulan bir finansman hizmeti mahiyetinde olup söz konusu finansman hizmetinin ilişkisiz bir kişiye verilmesi durumunda verilen bu hizmet karşılığı ilişkisiz kişiden bir bedel talep edileceğinden bu hizmetin ilişkili kişiye verilmesi durumunda da verilen hizmet karşılığı bir bedelin talep edileceği tabiidir.

Dolayısıyla, Şirketinizin banka veya diğer finans kuruluşlarından temin ettiği kredinin aynı faiz oranı ve masraflarıyla ilişkili kişiye kullandırılması işleminde finansman hizmetine ilişkin bedelin Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü madde hükmü ile anılan Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, banka veya diğer finans kuruluşlarından temin edilerek aynı şartlarda ilişkili kişiye kullandırılan kredi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecek emsallere uygun bir bedelin alınması, kredinin aynı şartlarla kullandırılması şartının ihlali anlamına gelmeyecek, dolayısıyla söz konusu borçlar örtülü sermaye sayılmayacaktır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

-12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “II/A-2. Hizmet İhracı” başlıklı bölümünde;

“3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV’den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2)nci maddesine göre;

 – Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması, 

– Hizmetten yurtdışında faydalanılması, 

gerekir. 

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir. 

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye’de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.”

açıklaması yapılmıştır.

Buna göre; ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemleri, finansman hizmeti olarak değerlendirilmekte ve KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre bu işlemler nedeniyle hesaplanacak faiz tutarları KDV’ye tabi bulunmaktadır.

Ancak, yurt dışında mukim bağlı ortağa verilen ve yurtdışında faydalanılan finansman hizmetinin, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-2.) bölümünde belirtilen şartların sağlaması kaydıyla, KDV’den istisna tutulması mümkündür.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-mukim-grup-sirketine-kredi-temin-edilmesi-karsiligindaki-faiz-tutari-kdvye-tabi-midir/feed/ 0
Personele yurt dışında bulunan grup firması tarafından sağlanacak “stock options” hisse edindirme planının vergilendirilmesi https://www.muhasebenews.com/personele-yurt-disinda-bulunan-grup-firmasi-tarafindan-saglanacak-stock-options-hisse-edindirme-planinin-vergilendirilmesi/ https://www.muhasebenews.com/personele-yurt-disinda-bulunan-grup-firmasi-tarafindan-saglanacak-stock-options-hisse-edindirme-planinin-vergilendirilmesi/#respond Tue, 11 Jun 2024 23:00:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=151985

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 61-724

23/02/2012

Konu

:

Personele, hisse edindirme planı çerçevesinde yurt dışında bulunan grup firması tarafından sağlanacak menfaatlerin vergilendirilmesi.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, yurt dışındaki grup firmanız tarafından belli şartlara haiz ve belli koşulları yerine getirmiş olan personelinize “Hisse Edindirme Planı” kapsamında menfaatler (hisse opsiyonları “stock options” ve sınırlı hisseler “resticted stocks”) verileceğine ilişkin taahhütte bulunulmasını planladığınızı ve şartların (taahhüt tarihinden itibaren üç yıllık hakediş süresinin dolması, ilgili personelin hakediş süresinin sonunda firmanızda çalışıyor olması vb.) gerçekleşmiş olması halinde söz konusu hisselerin personelin hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçirilmesi düşünüldüğü, personele bedelsiz olarak verilecek hisselerin bedellerinin firmanız tarafından karşılanacağı, bu nedenle çalışanların “Hisse Edindirme Planı”na dahil edildikleri tarihteki hisselerin bedelleri aynı tarihte yurt dışındaki grup firması tarafından şirketinize fatura edileceği belirtilerek, söz konusu hisse bedellerinin, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci ve 94 üncü maddeleri kapsamında, grup firması tarafından fatura edildikleri dönemde mi, hakediş süresinin sonunda hisselerin personelin hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçeceği dönemde mi ücret olarak değerlendirilip vergi kesintisine tabi tutulacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.

5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri iştirak kazançları, bazı şartlarla kurumlar vergisinden müstesnadır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279’uncu maddesinde, hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymetin borsa rayici ile değerleneceği belirtilmiştir.

Buna göre, satın alınan grup şirketinize ait hisse senetlerinin alış bedeli üzerinden aktifinize kaydedilmesi gerekmekte olup bu hisse senetlerinin; elde tutulması esnasında elde edilen kâr payları ile şartları sağlayan çalışanlara verilmesinde, elden çıkarılmasından doğan kazançların kurum kazancınıza dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Elde edilen kâr paylarında, şartların varlığı halinde 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü de dikkate alınabilecektir.

Ayrıca, söz konusu hisse senetlerinin grup şirketinizden alınması nedeniyle 5520 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde düzenlenen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerinin de dikkate alınması gerektiği tabiidir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında, ücretin işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, ikinci fıkrasında ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiş olup, 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının bir numaralı bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümlere göre, yurt dışındaki grup firması tarafından belli şartlara haiz personele belli koşulları yerine getirmiş olmaları şartıyla “Hisse Edindirme Planı” kapsamında bedelsiz hisse senedi verileceğine ilişkin taahhütte bulunulmasıyla ve şartların gerçekleşmiş olması  halinde hisse senetlerinin bedelsiz verilmesi nedeniyle Şirketinizce sağlanan menfaatin, çalışanın hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçtiği (bedelsiz hisseler, taahhüt tarihinden başlayarak 3 yıllık bir hak ediş süresinin sonunda ve şirkette çalışan personele verileceğinden hisselerin bedelsiz aldığı tarihin), dönem ücret geliri olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu personelin şirketinizde çalışmaları ve belli koşullar karşılığı sağlanan söz konusu menfaatin şirketiniz tarafından vergi tevkifatına tabi tutulup muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, ücret olarak değerlendirilecek olan söz konusu hisselerin personelinizin hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçtiği dönemde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/personele-yurt-disinda-bulunan-grup-firmasi-tarafindan-saglanacak-stock-options-hisse-edindirme-planinin-vergilendirilmesi/feed/ 0
Aldığı serbest meslek makbuzuna dayalı hizmetin grup şirketine yansıtılmasında matrah olarak brüt tutar alınacaktır. https://www.muhasebenews.com/aldigi-serbest-meslek-makbuzuna-dayali-hizmetin-grup-sirketine-yansitilmasinda-matrah-olarak-brut-tutar-alinacaktir/ https://www.muhasebenews.com/aldigi-serbest-meslek-makbuzuna-dayali-hizmetin-grup-sirketine-yansitilmasinda-matrah-olarak-brut-tutar-alinacaktir/#respond Fri, 02 Feb 2024 01:06:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149066 A.Ş. olarak, e-SM makbuzunu başka bir A.Ş.’ye yansıtırken nasıl fatura kesmeli?

Makbuzdaki BRÜT tutar + % 20 KDV olarak fatura düzenlenecek.

Örnek:

1- Serbest Meslek Makbuzu

Brüt Tutar: 1.000 TL

Stopaj: 200 TL

Net Tutar: 800 TL

KDV %20: 200 TL

Ödenecek: 1.000 TL

 

2- Yansıtma Faturası

Matrah: 1.000 TL

KDV %20: 200 TL

Genel Toplam: 1.200 TL

 

 

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/aldigi-serbest-meslek-makbuzuna-dayali-hizmetin-grup-sirketine-yansitilmasinda-matrah-olarak-brut-tutar-alinacaktir/feed/ 0
Yurt dışındaki grup firmasından kullanılan kredinin faizi için stopaj ödenir mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-grup-firmasindan-kullanilan-kredinin-faizi-icin-stopaj-odenir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-grup-firmasindan-kullanilan-kredinin-faizi-icin-stopaj-odenir-mi/#respond Tue, 23 Jan 2024 06:43:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148819 Merkezi Türkiye’de olan bir firma yurt dışı grup firmalarından kredi sözleşmesi ile para tahsil ederse; geri ödenen ücret stopaja tabi midir? Yapılan sözleme damga vergisinden istisna mıdır?

Sözleşme Türkiye’de yapılması halinde DV hesaplanır. Paranın Türkiye’yedeki bankaya gelmesi durumunda banka sözleşme talep edecektir.

Alınan para kredi mahiyetinde ise vadeye göre KKDF hesaplanması gerekebilir.

Yurt Dışı Kredilerde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi


Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları krediler aşağıda yer aldığı şekilde KKDF’ye tabidir.

a) Bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından
sağladıkları TL kredilerde KKDF oranı;
* Ortalama vadesi 1 yıla kadar olanlarda % 1,
* Ortalama vadesi 1 yıl ve üzeri olanlarda % 0,

b) Bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları döviz ve altın kredilerinde KKDF oranı;
* Ortalama vadesi bir yıla kadar olanlarda % 3,
* Ortalama vadesi 1 yıl (1 yıl dahil) ile 2 yıl arasında olanlarda % 1,
* Ortalama vadesi 2 yıl (2 yıl dahil) ile 3 yıl arasında olanlarda % 0,5,
* Ortalama vadesi 3 yıl (3 yıl dahil) ve üzerinde olanlarda % 0,
olarak uygulanmaktadır.

Kredi faizi için gelir stopaj ödenir.


İSTANBUL YMM ODASI’NIN KONUYLA İLGİLİ BİR DEĞERLENDİRME YAZISI;

YURT DIŞI FİRMADAN ALINAN KREDİ FAİZİNDE STOPAJ

1. KONU:

Ülkemizin dış ticaret hacmindeki ve yabancı yatırımlardaki genişlemesinin sonucu olarak yurt dışında yerleşik firmalardan yurt içi firmalar çeşitli fonlar kullanmaktadır. Bu fonlar banka ve finans kuruluşlarından kullanılarak Türkiye’ye getirilir ise bu kaynaklara ödenen faizler üzerinden stopaj (0) olarak uygulanmakta ve KDV dışında bulunmaktadır.

Ancak birçok sanayi işletmesi kendi sermayelerine iştirak etmiş kurumlardan Türkiye’ deki yatırımları veya ticaretleri için kredi almakta öz kaynaklarının üç katı sınırını aşmadığı sürece örtülü sermaye kavramı dışında kalınarak bu tür borçlanmalar gerçekleştirilmektedir.

Bu çalışmamızın amacı tarif edilen borçlanmalar için ödenen faizlerden Kurumlar Vergisi Kanunu 30 ncu md. birinci fıkrasına göre stopaj yapılması ve konunun ayrıca çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında değerlendirilmesidir.

2. KONUNUN KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Yurt içinde faaliyette bulunan bir kurumun kendi sermayesine iştirak etmiş kurumdan ilgili hesap döneminin başındaki kayıtlarında yer alan özvarlık toplamının üç katını aşmayan borçlanmaları için ödeyeceği faizleri ve kur farklarının gider yazılması Kurumlar Vergisi Kanunu 11/b maddesi gereğince mümkün bulunmaktadır. Emsallerine göre normal faiz oranı içinde yapılan ve üç kat sınırını aşmayan KVK 12 md. ye uygun borçlanmalar için ödenecek faizler için kanunun 30/1-ç maddesi uyarınca dar mükellef yabancı iştirakçisine ödediği faizin stopaj karşısındaki durumu ne olacaktır?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Dar Mükellefiyette Vergi Kesintisi” başlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde; Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye iratları üzerinden %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Gelir Vergisi Kanununun 75/6 ncı maddesinde ise “her nevi alacak faizleri” menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiştir.

KVK’nun 30 uncu maddesinde verilen yetkiye göre Bakanlar Kurulu, anılan maddede belirlenen %15 oranını değiştirme yetkisine sahiptir. Bu yetkiye istinaden yayımlanan 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu maddedeki oranlar yeniden belirlenmiştir. Anılan BKK’nın konumuzla ilgili oranların yeniden belirlendiği bölümü aşağıdaki gibidir.

“5 – Her nevi alacak faizlerinden;

a) Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil) % 0,

b) Bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için ödenecek faizlerden % 1,

c) Katılım bankaları tarafından ödenen kâr payları hariç olmak üzere, mal tedarikinden kaynaklanan vade farkları üzerinden % 5,

ç) Diğerlerinden % 10,”

Buna göre, Türkiye’deki kurumların; Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan aldıkları her türlü krediler için ödenecek faizler üzerinden yapacakları stopajın oranı % (o) sıfırdır yani bu faizler üzerinden herhangi bir stopaj yapılmayacaktır. Ancak kredinin bunlar dışında kalan kurumlardan, örneğin yurt dışındaki ortağı veya iştirakinden ya da asıl işi kredi vermek olmayan başka bir kurumdan aldığı krediler nedeniyle ödeyeceği faizler üzerinden %10 oranında vergi kesintisi yapması gerekmektedir

3. KONUNUN ÇİFTE VERGİLENDİRME ÖNLEME ANLAŞMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Ülkelerin birçoğu ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunduğu bilinmektedir. Bu anlaşmalar her iki ülke parlamentoları tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girdiklerinde iki ülkenin mevzuatlarının yerini almakta ve vergilemede esas alınmaktadır.

Bu anlaşmalar yazımızda konu edileceği üzere bazen stopajı sıfırlamaktadır. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına verilmiş 18.08.2011 tarihli ve yine Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığına verilmiş bulunan 26.08.2011 tarihli iki adet özelge (söz konusu özelgeler, Platformumuzun “Mevzuattaki Gelişmeler” bölümünde yer almaktadır) yazımızın önceki bölümlerinde belirtilen %10 oranındaki stopajın yapılacağını belirtmektedir. Ancak özelgenin içeriğinde belirtilen ülkelerin çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları dikkate alınmadığından konuyu bu yönden de değerlendirmek gereklidir.

Bilindiği üzere, Türkiye’nin taraf olduğu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları (ÇVÖA), her anlaşmada bazı farklılıklar olsa da genelde OECD modeli ya da Birleşmiş Milletler modeli olarak iki farklı model esas alınarak hazırlanmaktadır. Bu anlaşmalar esas itibariyle belli bir sistematiğe dayanmaktadır. Buna göre ÇVÖA’nın 7 nci maddelerinde ticari kazançların, 11 inci maddelerinde faizlerin, 14 üncü maddelerinde ise serbest meslek kazançlarının ne şekilde vergilendirileceğine ilişkin hükümler bulunmaktadır.

Faizlerin vergilendirilmesine ilişkin olarak anlaşmanın 11 inci maddesinde yer alan hükümleri yorumlayabilmek için Hollanda ile imzalanan anlaşmanın ilgili hükümleri aşağıya alınmıştır.

“1. Devletlerden birinde doğan ve diğer Devletin bir mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bununla beraber, söz konusu faiz elde edildiği Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi;

a) Vadesi iki yılı aşan bir borç dolaysıyla ödenen faizde, faizin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu; b) Diğer tüm durumlarda, faizin gayrisafi tutarının yüzde 15 ini,

aşmayacaktır.
3. 2 nci fıkra hükümlerine bakılmaksızın:

a) Hollanda’da doğan ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına ödenen faiz, Hollanda vergisinden muaf tutulacaktır;

b) Türkiye’de doğan ve Hollanda Merkez Bankasına ödenen faiz, Türk vergisinden muaf tutulacaktır;

c) Devletlerden birinin Hükümeti, politik alt bölümleri veya mahalli idareleri, diğer Devlette doğan faiz dolayısıyla bu diğer Devlet vergisinden muaf tutulacaktır.

4. Devletlerin yetkili makamları 2 nci ve 3 üncü fıkraların uygulama şeklini karşılıklı anlaşmayla belirleyeceklerdir.

5. Bu maddede kullanılan “faiz” terimi, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya borçlunun kazancını paylaşma hakkını tanısın tanımasın her nevi alacak hakkından doğan gelirleri ve özellikle hazine bonolarından, tahvillerden ve bonolardan elde edilen gelirleri, bunun yanı sıra söz konusu bono ve tahvillere ilişkin primleri ifade eder.

6. Devletlerden birinin mukimi olan bir faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.

………….”

Görüldüğü üzere, anlaşmaların 11 inci maddesi uyarınca faiz gelirleri prensip itibariyle geliri elde edenin mukim olduğu ülke tarafından vergilendirilmektedir. Ancak yine maddenin ikinci fıkrasında bu gelirler üzerinden gelirin elde edildiği ülkenin sınırlı olarak da olsa vergileme hakkının olduğu vurgulanmaktadır. Bu bölümde genellikle stopaj yoluyla yapılacak bu vergilemenin oranı %10 ile %15 arasında değişmektedir.

Konumuz açısından tartışma yaratan konu ise Hollanda ile yapılan anlaşmanın 11 inci maddesinin (6) numaralı fıkrasında (bazı anlaşmalarda bu fıkra değişebilmektedir) yer alan ifadedir. Bu fıkrada yer alan “Devletlerden birinin mukimi olan bir faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” Şeklindeki düzenlemede yer alan “önemli bir bağ” kavramının yorumu konusunda Platformda iki görüş ortaya çıkmıştır.

1. Görüş:

Anlaşmalarda yer alan söz konusu ifade Kurumlar Vergisi Kanunu ile birlikte değerlendirilmelidir. KVK’nun mükellefiyet şekillerine ilişkin 3/3-a maddesine göre; Türkiye’de işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançlar dar mükellefiyet esasına göre Türkiye’de elde edilmiş ticari kazanç olarak vergilendirilecektir. Kanunun 14 üncü maddesinde, kurumlar vergisinin, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunacağı ve beyannamenin ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içereceği; 22 inci maddesinde ise, dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde edilen kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir.

page3image1473574176

Buna göre, dar mükellef kurumların Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettiği kazançların tamamı için yıllık beyanname vermeleri ve yılık beyan esasına göre vergilendirilmeleri gerekmektedir.

Anlaşmadaki bahse konu hükümleri bu açıdan değerlendirdiğimizde; anlaşma hükümleri ile KVK hükümlerinin paralellik arz ettiğini görürüz. Bu kapsamda anlaşmanın 11 inci maddesinde yer alan “…söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulama dışı kalacağı ve bu durumda olaya göre 7 nci madde hükümlerinin uygulanacağı” şeklindeki ifade de işin doğası gereği olmaktadır.

ÇVÖA’larının ticari kazanca ilişkin 7 nci maddelerinde genel olarak; “Devletlerden birinin bir teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, kazanç bu diğer Devlette, işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, vergilendirilebilir” şeklinde hükümler bulunmaktadır. Anlaşmanın 5 inci maddesinde “işyeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer olarak tanımlandıktan sonra aynı maddede daimi temsilciler de anlaşma hükümleri açısından işyeri olarak kabul edilmektedir.

Bu düzenlemeleri birlikte değerlendirdiğimizde şu sonuca ulaşırız: Anlaşmaların faiz gelirlerine ilişkin 11 inci maddelerinde bu gelirlerin hangi ülkede ne şekilde vergilendirileceği belirlendikten sonra, “Devletlerden birinin mukimi olan bir faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” Denilmek suretiyle, işyeri aracılığı ile elde edilen gelirlerin faizlere ilişkin 11 inci madde uyarınca değil, ticari kazanca ilişkin 7 inci madde uyarınca vergilendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Anlaşmanın 11 inci maddesinde yer alan “söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa” ibaresi; borcu veren kişiyle borcu alan kişi arasındaki etkin bir bağ ya da yakın ilişki anlamında değil, faizin ödendiği alacak ile Türkiye’deki işyeri arasında etkin bir bağ ya da yakın ilişki olarak anlaşılmalıdır. Yani faize konu olan borç, kaynağı yurt dışındaki bir firma da olsa Türkiye’deki işyeri aracılığı ile temin edilmişse, bu takdirde faiz geliri de Türkiye’deki işyeri aracılığı ile elde edilmiş faiz geliri olarak kabul edilecek ve ona göre vergilendirilecektir. Mevcut KVK hükümlerine göre de, bu gelirler Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilci tarafından verilecek yıllık beyannameye dahil edilerek vergilendirilecektir. Görüldüğü gibi bu tür işlemlerde söz konusu faiz gelirlerinin vergilendirilmemesi ya da beyan dışı kalması gibi bir durum söz konusu olmayıp, tersine stopaj yoluyla vergilendirmeden daha fazla bir vergi yükü taşıyan beyan suretiyle vergilendirme durumu söz konusu olmaktadır. Kaldı ki, anlaşmalar yoluyla bu tür gelirlerin vergi dışı kalmasını sağlamak, işin özüne uygun olmadığı gibi anlaşmaların amacına da uymamaktadır. Ayrıca bugüne kadar, gerek mali idare uygulamaları ve gerekse doktrindeki yorumlar da bu doğrultudadır.

Son olarak bu noktada vurgulanması gereken bir husus ise anlaşmaların 9 uncu maddelerinde yer alan “bağımlı teşebbüslere” ilişkin hükümlerin, bu gibi işlemlerde vergi alınmamasını sağlayan müesseseler olarak değil, tam tersine bu işlemlerle bir ülkede ödenecek vergiyi azaltmaya yönelik girişimleri önleme amaçlı düzenlemeler olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğidir. Ayrıca Almanya ile imzalanan yeni anlaşmanın 11 inci maddesindeki ifadeler de yukarıda açıklanan durumu değiştirecek mahiyette olmayıp, yeni anlaşmada diğer anlaşmalardaki hükümlerden farklı bir anlam çıkarılmasını sağlayacak düzenlemeler bulunmamaktadır.

2. Görüş:

Bu görüşe göre, anlaşmalardaki söz konusu hüküm özellikle ilişkili kişilerden alınan borçlar nedeniyle ödenen faizlerin vergilendirilmesini engellemektedir. Dayandığı gerekçeler ise aşağıdadır.

Bu anlaşmalar aşağıda belirtileceği üzere % 10 stopajı kaldırıcı etki yapmaktadır. Ülkemizde tam ve dar mükelleflerin vergi karşısındaki durumları her zaman eşitlik içerisinde muhafaza edilmiştir. Ancak 3 katlık öz sermaye kıstası ile ülkemize sermaye olarak gelmesi arzu edilen bedeller finansman (borç) olarak gelmekte %10 oranında vergilense bile çok az vergi ile ülke dışına çıkmaktadır. Üstelik çifte vergilendirme anlaşmaları bu %10’u bile alınamaz hale getirmiştir.

Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının (Çoğu anlaşma ortak hükümler içermektedir.) faiz başlıklı maddeleri genelge stopajı 10-15 aralığında belirlenmektedir. Ancak Faizin ödendiği alacak ile (iştirak) elde edilen işyeri arasında etkin bağ var ise stopaj dışına çıkılmakta ve ticari kazanç maddelerine dönülmektedir.

Örneğin Lüksemburg anlaşmasının 11 nci maddesinin 1 ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı ticari kazancın uygulanacağı (7 nci md.) 11 nci maddenin 4 ncü fıkrasında belirtilmektedir. Bu durumda yine anlaşmanın 9 ncu maddesinde yer alan bağımlı teşebbüs kavramı devreye girmekte ve ticari emsallere uygun işlemler kendi akışına bırakılmakta ve stopaj dahi ödenmeden faiz çıkışı mümkün hale gelebilmektedir.

Her ülkeye ait anlaşmaların yenilenmesinin diplomatik zorluğu göz önüne alınırsa Kurumlar Vergisi Kanununda yapılanacak değişiklik ile konuyu çözmek daha olası gözükmektedir. Bu amaçla Kurumlar Vergisi Kanunu 12 nci maddesinin 1 nci maddesinin 1nci fıkrasındaki örtülü sermaye kavramındaki üç katını aşan ibaresinin yarısını aşan şekline dönüştürülmesi önerilmektedir.

4. SONUÇ:

Türkiye’deki kurumların yurt dışındaki kurumlardan aldığı krediler nedeniyle hesaplanan ya da ödenen faizlerin ne şekilde vergilendirileceği hakkındaki bu raporumuzda konu önceki bölümlerde detaylı olarak tartışılmıştır.

Kredinin, yurt dışındaki bir finansman kuruluşundan alınması halinde, mevcut düzenlemeler itibariyle ödenecek faizler üzerinden herhangi bir stopaj ve vergileme yapılmayacaktır. Daha doğrusu uygulanacak stopaj oranı sıfırdır.

Diğer kurumlardan alınacak borçlar nedeniyle ödenecek faizler konusunda ise borcun alındığı kurumun ait olduğu ülke ile Ülkemiz arasında ÇVÖA olmaması durumunda da vergileme açısından bir sorun görülmemektedir. Bu gibi durumlarda ödenen faizler üzerinden KVK’nın 30 uncu maddesi ve 2009/14593 sayılı BKK uyarınca % 10 oranında stopaj yapılacaktır.

Borcun alındığı kurumun ikamet ettiği ülke ile Ülkemiz arasında ÇVÖA imzalanmış olması halinde ise vergilemenin ne şekilde yapılacağı konusunda tereddütler bulunmaktadır. Raporumuzun önceki bölümlerinde açıklanan bu tereddütler konusunda Mali İdare tarafından açıklayıcı bir düzenleme yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.

page5image1474700016

 


Kaynak:İYMMO,  İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-grup-firmasindan-kullanilan-kredinin-faizi-icin-stopaj-odenir-mi/feed/ 0
Bordrolu çalışan SMMM grup firmalarının vergi beyannamesini gönderebilir mi? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-smmm-grup-firmalarinin-vergi-beyannamesini-gonderebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-smmm-grup-firmalarinin-vergi-beyannamesini-gonderebilir-mi/#respond Sat, 20 Jan 2024 06:43:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148716 Danışmanlığını yaptığım grup firması, smmm çalıştırmak istiyor, bu smmm aynı grup firmaların ikisini de beyannamelerini onaylayabilir mi yoksa sadece bir tane firmayı mı onaylar?

Bağımlı çalışan meslek mensupları TEK Şirket İçin imza hakkını kullanır.

Örnek özelge için TIKLAYINIZ…

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-smmm-grup-firmalarinin-vergi-beyannamesini-gonderebilir-mi/feed/ 0
Bordrolu çalışan SMMM’ler grup şirketlerinin beyannamesini gönderebilir mi? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-smmmler-grup-sirketlerinin-beyannamesini-gonderebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-smmmler-grup-sirketlerinin-beyannamesini-gonderebilir-mi/#respond Thu, 03 Nov 2022 07:39:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134054 Bir şirkette bağımlı olarak çalışıp bu şirketin beyannamelerini onaylamaktayım. Bu şirketin kurmuş olduğu bağlı ortaklıkların beyannamelerini de onaylayabilir miyim?

Onaylayamazsınız. Sadece 1 mükellefin beyananmelerini onaylayabilirsiniz.


Bir şirkette bağımlı olarak çalışan mali müşavirler aynı zamanda büro açıp faaliyette bulunabilir mi?

Özel bir şirkette muhasebe müdürü olarak görev yapmaktayım. Tam tasdik sözleşmesi kapsamında beyannameler gönderiliyor. İşyerinde çalışıp büromu açabilir miyim?

Meslek mensupları Bir işverene bağlı olarak hangi unvan veya sıfatta çalışır ise çalışsın, Aynı zamanda büro faaliyetinde bulunamaz.


Özelge: Bir şirkette bağımlı statüde çalışan SM, SMMM’lerin başka gerçek yada tüzel kişilere ait beyannameleri imzalayıp imzalamayacakları hakkında

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 20.06.2001

SAYI : B.07.0.GEL.0.32/3223-2446/33731

KONU : Bir şirkette bağımlı statüde çalışan SM, SMMM’lerin başka gerçek yada tüzel kişilere ait beyannameleri imzalayıp imzalamayacakları hk.

……………….

İLGİ : 18/08/2000 gün ve 32/3223-2314/38883 sayılı yazımız.

……………’dan alınan 23/5/2001 tarihli dilekçenin bir örneği yazımız ekinde gönderilmektedir. Adı geçen, dilekçede bir özel şirketler grubunda muhasebeci olarak çalıştığını ve çalıştığı şirketin birden fazla şirketinin mevcut olduğunu belirterek, serbest muhasebeci unvanı ile sadece bordrolu çalıştığı şirketin mi yoksa diğer şirketlerin de beyannamelerini imzalayıp imzalayamayacağını sormaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı VUK’na 4008 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle eklenen mükerrer 227 nci madde ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef gurupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmış ve bu yetkiye dayanılarak çıkarılan, 4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ’de gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Sözkonusu Genel Tebliğ’in IV üncü bölümünde, mükelleflerin beyannamelerinin, kendilerine 3568 sayılı Kanunun 2/A-a maddesinde belirtilen hizmetleri bir bütün olarak fiilen veren meslek mensupları tarafından imzalanabileceği belirtilmiştir.

3568 sayılı Kanunun 45 inci maddesinde, serbest muhasebecilerin, serbest muhasebeci mali müşavirlerin bu ünvanlarla, yeminli mali müşavirlerin ise bu unvan ve tasdik yetkisiyle; 2 nci maddede yazılı işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akti ile çalışmayacakları hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 16/2/1998 tarih ve 5090 sayılı genel yazımızın 5 inci maddesinde, 3568 sayılı Kanuna göre serbest muhasebecilik veya serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatı alan ancak bağımlı olarak çalışanların, mükelleflerin beyannamelerini imzalayabilecekleri belirtilmiştir.

Bu hükümlere göre, bağımlı statüde çalışan serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirlerin ancak bir gerçek yada tüzel kişiye ait beyannameleri imzalamaları mümkün bulunmaktadır. Bu nedenle sadece bordrolu olarak çalışılan şirketin beyannameleri imzalanabilecektir. Aynı gruba ait diğer şirketlerin beyannamelerinin imzalanması mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini ve meslek mensuplarının ilgi yazımızda belirtilen prosedüre uymaları konusunda gereğini rica ederim


Özelge: Muhasebeye ilişkin işlemleri işletmede bağımlı olarak çalışan meslek mensubu tarafından yerine getirilen mükelleflere, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi için şifre verilmesi hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

   
Sayı : 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]- 17/05/2013
Konu : Muhasebeye ilişkin işlemleri işletmede bağımlı olarak çalışan meslek mensubu tarafından yerine getirilen mükelleflere, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi için şifre verilmesi hakkında.  

 

         İlgide kayıtlı özelge taslağı ve ekinde alınan özelge talep formunuzda, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca ruhsat almış olup bağımlı olarak bir firmada çalışan oğlunuz tarafından defterlerinizin tutulmasının mümkün olup olmadığı ve tarafınıza verilecek kullanıcı kodu, parola ve şifre ile beyannamelerinizin internet üzerinden bizzat gönderilip gönderilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

         213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılmış olan 4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğin 4 üncü bölümünde; mükelleflerin beyannamelerinin, kendilerine 3568 sayılı Kanunun 2/A-a maddesinde belirtilen hizmetleri bir bütün olarak fiilen veren meslek mensupları tarafından imzalanabileceği belirtilmiştir.

         Bu kapsamda, vergi beyannamelerini serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirlere imzalatma zorunluluğu olan mükellefler aynı zamanda 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tutulması gereken defterlerini de söz konusu meslek mensuplarına tutturmak zorundadırlar.

         Serbest muhasebecilik veya serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatı alan ancak bağımlı olarak çalışanların, bağımlı çalıştıkları ve muhasebesinin sevk ve idaresinden sorumlu oldukları mükelleflerin beyannamelerini imzalayabilmeleri mümkündür.

         Bu açıklamalara göre, bağımlı statüde çalışan serbest muhasebeci mali müşavirlerin ancak bir gerçek ya da tüzel kişiye ait beyannameleri imzalamaları mümkün olup, bağımlı çalışan serbest muhasebeci/serbest muhasebeci mali müşavirler tarafından sadece bordrolu olarak çalıştıkları şirketin beyannameleri imzalanabilecektir.

         Birden fazla gerçek ya da tüzel kişiye ait beyannamelerin; bağımlı statüde çalışan aynı meslek mensubu tarafından imzalanması mümkün olmayıp, bu mükelleflerin defter ve muhasebe kayıtlarının bağımlı çalışan tarafından tutulamayacağı da tabiidir.

         Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.

         340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 3568 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan tebliğler gereğince aktif büyüklüklerinin veya net satış hasılatlarının belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde kendi beyannamelerini kullanıcı kodu, parola ve şifre almak suretiyle elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

         Öte yandan, 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerleri ile 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satış tutarı ölçüleri şartı aranılmaksızın; muhasebeye ilişkin işlemleri, işletmede bağımlı olarak çalışan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilenler ile herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli mali müşavirlerle tam tasdik sözleşmesi imzalamış olan mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre alarak beyannamelerini elektronik ortamda kendilerinin gönderebilecekleri açıklanmıştır.

         Yukarıda belirtilen şartları taşımayan mükelleflerin ise beyannamelerini 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen açıklamalar doğrultusunda, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan meslek mensupları ile aralarında hizmet sözleşmesi bulunması durumunda 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde yer alan “Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” ni, meslek mensuplarıyla aralarında hizmet sözleşmesi bulunmaması durumunda ise münferit olarak gönderilecek beyannameler için “Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesi” ni düzenlemek suretiyle elektronik ortamda göndermeleri gerekmektedir.

         Diğer taraftan, 31 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerleri ile 5362 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odaları ve birliklerinin, işletme hesabı esasına göre defter tutan üyelerine ait beyanname, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüş olup, işletme hesabı esasına göre defter tutan meslek odası ve birlik üyesi mükelleflerin bağlı oldukları meslek odaları ve birlikleri vasıtasıyla 31 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerleri ekinde yer alan sözleşmeyi düzenlemek suretiyle beyannamelerini elektronik ortamda gönderilmesine imkan sağlanmıştır.

         Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde, bir firmada bağımlı olarak çalışan oğlunuzun ancak bordrolu olarak çalıştığı şirketin beyannamelerini imzalayabilmesi mümkündür. Birden fazla gerçek ya da tüzel kişiye ait beyannamelerin; bağımlı statüde çalışan aynı meslek mensubu tarafından imzalanması mümkün olmadığından, iş yerinize ait defter ve muhasebe kayıtlarının bağımlı olarak başka bir şirkette çalışan oğlunuz tarafından tutulamayacağı da tabiidir.

         Bu nedenle, 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış olup başka bir iş yerinde bağımlı olarak çalışan meslek mensubu oğlunuzun, sizin beyannamelerinizi imzalamaya ve iş yerinize ait defter ve muhasebe kayıtlarını tutmaya yetkisi bulunmaması nedeniyle tarafınıza kullanıcı kodu, parola ve şifre verilmesi mümkün olmadığından elektronik ortamda göndermek zorunda olduğunuz beyannamelerinizin,  340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan usul ve esaslar doğrultusunda elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış; serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir yada 5362 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odanız ya da birliğiniz vasıtasıyla elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.

 


BENZER İÇERİKLER

Sigortalı olarak Smmm unvanını kullanmadığım şirkette genel muhasebe uzmanı olarak çalışırken Smmm büromu ev ikametimde açabilir miyim?

Serbest olarak çalışan veya çalışmayı düşünen meslek mensupları hangi konum ve unvanda olur ise olsun, Bir işverene BAĞIMLI olarak çalışamazlar.


Tam tasdik kapsamında olan bir firmada bağımlı mali müşavir olarak çalışmaktayım. Başka bir firmada bağımlı olan meslektaşım ile beraber ortak mali müşavir şirketi kurmak istiyoruz bir sakıncası var mıdır?

Mesleki şirket kurabilir, ortak olabilirsiniz. Ancak İmza yetkili ortak olamazsınız. 

Çalıştığınız firmanın tam tasdik kapsamında olmasının önemi yok.


Büro Edinme Zorunluluğu

Madde 14 – (Değişik:R.G-21/11/2007-26707)

Her meslek mensubu meslekî faaliyetine başlamadan önce bağlı olduğu oda bilgisinde iş yeri açmak zorundadır.

Büro standartları ve buna ilişkin usul ve esaslar Birlik Genel Kurulu’nda belirlenir. Açılan işyerleri bağımsız büro şeklinde olup, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticarethane ile içiçe olamaz. Meslekî faaliyetler aynı zamanda ev olarak kullanılan ikametgâhlarda yürütülemez. Bir meslek mensubunun birden fazla bürosu olamaz. Birlikte çalışan meslek mensupları da ayrı büro edinemezler.

Ortaklık bürosu veya şirket kurulması hâlinde de işyeri açılması mecburidir. Meslekî faaliyette bulunmayan meslek mensupları ikametgâhlarının bulunduğu bölgenin odasına kaydolurlar.

Meslek mensuplarının Türk Ticaret Kanununa göre bir meslek şirketi kurmaları hâlinde, şirket, kayıtlı olduğu odanın bulunduğu ilin sınırları içinde şube ve irtibat bürosu açamaz. Bir şirketin bir başka ilde şube açabilmesi, o ildeki ilgili meslek odasının çalışanlar listesine kayıtlı, şirketi temsil ve ilzama yetkili bir ortak görevlendirmesi hâlinde mümkündür.

İşyerini veya ikamet adresini değiştiren meslek mensupları ile bunların kurdukları ortaklık büroları ve şirketler, onbeş gün içinde yeni adreslerini bağlı oldukları odalara bildirmek zorundadırlar.

İşyeri açılışına ilişkin gerekli yoklama odalar tarafından yapılır. Vergi dairelerince mükellefiyet tesisinde oda sicil belgesi aranır. Büro edinen meslek mensupları odaya kayıt olduktan itibaren üç ay içinde Büro Tescil Belgesi almak zorundadırlar. Büro Tescil Belgeleri iki yılda bir vize ettirilir.

Ortaklık Bürosu veya Şirket Kurarak Mesleki Faaliyette Bulunma

Madde 30 – Birden çok meslek mensubu, ortaklık bürosu veya şirket kurarak mesleki faaliyette bulunabilirler.

Bu takdirde;

a) Meslek mensuplarının bu büro veya şirketlerde sürdürdükleri faaliyetler ticari faaliyet sayılmaz.

b) Ortaklık bürosu veya şirket ancak aynı unvana sahip meslek mensupları arasında kurulabilir.

c) Kanunda belirtilen kendi faaliyet konuları dışında başka işlerle uğraşamazlar.

d) Şirket veya ortaklık bürosu, mesleğin icrasına taalluk eden işlerde ancak ortak veya ortaklar tarafından temsil edilebilir.

e) Varislere intikal eden hisselerin en geç bir yıl içinde tasfiye edilmeleri gerekir. Bu müddet içinde mirasçılar meslek mensubu sayılmaz ve mesleki faaliyette bulunamazlar.

f) Ortaklık bürosu veya şirketlerde yapılan işlerden doğacak cezai sorumluluk işi yapan meslek mensubuna aittir.

g) Ortaklık bürosu veya şirketlerin unvanında meslek unvanının açık şekilde kullanılması zorunludur.

h) Ortaklık bürosu veya şirketlerin unvanlarında yabancı isim ve unvanlar kullanılmaz. Kanunun 8 inci madde hükmü saklıdır.

ı) (Ek:RG-22/5/2015-29363) Kanunen yetkili kuruluşlardan yetki almış bağımsız denetim kuruluşları, mesleki unvandan sonra gelmek kaydıyla, şirket unvanlarında “bağımsız denetim” ibaresini kullanabilirler.

i) (Ek:RG-22/5/2015-29363) Çalışanlar listesine kayıtlı olmayan veya farklı odanın çalışanlar listesine kayıtlı olan meslek mensupları ortaklık bürosu kuramazlar. Ortaklık büroları şube açamazlar.

Ruhsat Alan Meslek Mensuplarının Hak ve Ödevleri

Haklar

Madde 61 – Ruhsat almış olan meslek mensupları bağımlı veya meslek konusu dışında başka işlerde çalıştıkları, ya da mesleki faaliyette bulunmadıkları hallerde;

a) Meslek kütüğündeki kayıtları, kanunlarında mani bir durum yoksa veya kendi istekleri dışında silinemez.

b) Meslek kütüğüne kayıtlı olmaları halinde;

aa) Odalar ve birliğin faaliyetlerine katılırlar,

bb) Üyelikten doğan haklarını kullanırlar.

Ödevler

Madde 62 – Ruhsat alan meslek mensupları bağımlı veya meslek dışında çalıştıkları ya da mesleki faaliyette bulunmadıkları takdirde unvanlarını ve tasdik yetkilerini kullanamazlar. (Değişik son cümle:R.G.:21/11/2007-26707) Oda ve Birliğe karşı üyelikten doğan ödevlerini yerine getirirler.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisan-smmmler-grup-sirketlerinin-beyannamesini-gonderebilir-mi/feed/ 0
Kısmi süreli iş sözleşmesi yapılan çalışan için SGK teşviki seçilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/kismi-sureli-is-sozlesmesi-yapilan-calisan-icin-sgk-tesviki-secilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kismi-sureli-is-sozlesmesi-yapilan-calisan-icin-sgk-tesviki-secilebilir-mi/#respond Thu, 09 Jun 2022 02:10:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=127139 13 ve 14. maddeye göre ayda bir gün çalışmak üzere sözleşme yapmış çalışanın personel kartı düzenlenirken Kanun ve SSK grup ne seçilmeli?

Çağrı üzerine çalışma yapılacaksa 5510 kanun türü ve işçi TC kimlik nosu ile e sgk işveren teşvik tanımlama bölümünden teşvik nosu seçilebilir.


Kısmî süreli ve tam süreli iş sözleşmesi

Madde 13 – İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir.

Kısmî süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir.

Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen tam süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi esas alınır.

İşyerinde çalışan işçilerin, niteliklerine uygun açık yer bulunduğunda kısmî süreliden tam süreliye veya tam süreliden kısmî süreliye geçirilme istekleri işverence dikkate alınır ve boş yerler zamanında duyurulur.

(Ek fıkra: 29/1/2016-6663/21 md.) Bu kanunun 74 üncü maddesinde öngörülen izinlerin bitiminden sonra mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar bu maddeye göre ebeveynlerden biri kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilir. Bu talep işveren tarafından karşılanır ve geçerli fesih nedeni sayılmaz. Bu fıkra kapsamında kısmi süreli çalışmaya başlayan işçi, aynı çocuk için bir daha bu haktan faydalanmamak üzere tam zamanlı çalışmaya dönebilir. Kısmi süreli çalışmaya geçen işçinin tam zamanlı çalışmaya başlaması durumunda yerine işe alınan işçinin iş sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Bu haktan faydalanmak veya tam zamanlı çalışmaya geri dönmek isteyen işçi işverene bunu en az bir ay önce yazılı olarak bildirir. Ebeveynlerden birinin çalışmaması hâlinde, çalışan eş kısmi süreli çalışma talebinde bulunamaz. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferiden evlat edinenler de çocuğun fiilen teslim edildiği tarihten itibaren bu haktan faydalanır.

(Ek fıkra: 29/1/2016-6663/21 md.) Beşinci fıkra kapsamında hangi sektör veya işlerde kısmi çalışma yapılabileceği ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Çağrı üzerine çalışma ve uzaktan çalışma(1)
Madde 14 – Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.

Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.

İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Dördüncü fıkraya göre yapılacak iş sözleşmesinde; işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer alır.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.

(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışmanın usul ve esasları, işin niteliği dikkate alınarak hangi işlerde uzaktan çalışmanın yapılamayacağı, verilerin korunması ve paylaşılmasına ilişkin işletme kurallarının uygulanması ile diğer hususlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.


Kaynak: İSMMMO, İş Kanunu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kismi-sureli-is-sozlesmesi-yapilan-calisan-icin-sgk-tesviki-secilebilir-mi/feed/ 0
Grup firmasından temin edilecek ve alınacak hizmetler nedeniyle katma değer vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı. https://www.muhasebenews.com/grup-firmasindan-temin-edilecek-ve-alinacak-hizmetler-nedeniyle-katma-deger-vergisi-tevkifati-yapilip-yapilmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/grup-firmasindan-temin-edilecek-ve-alinacak-hizmetler-nedeniyle-katma-deger-vergisi-tevkifati-yapilip-yapilmayacagi/#respond Thu, 10 Feb 2022 06:39:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122057 T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

64597866-130[9]-E.24193

19.10.2020

Konu

:

Grup firmasından temin edilecek ve alınacak hizmetler nedeniyle katma değer vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden;

-.. grup olarak Türkiye’de üç ayrı tüzel kişiliğe sahip şirketlerinizin bulunduğu, grup şirketlerinize ait ortak işlemler için ayrı departmanların ve yöneticilerin bulunmaması nedeniyle tek bir departman üzerinden işlemlerin yürütüldüğü,

-… Ltd. Şti. ile … Fabrikaları A.Ş. arasındaki ortak masrafların paylaşılmasına ilişkin hizmet sözleşmesi düzenlendiği, elektrik, su, doğalgaz masraflarının da kullanımına göre diğer grup şirketine fatura edildiği,

-Aynı gruba bağlı iki şirkette ilave maliyete katlanılmasını önlemek ve ilave personel alımının önüne geçmek amacıyla grup şirketleriniz arasında ortak işgücü kullanımı gerçekleştirildiği ve söz konusu ortak personellerin diğer grup şirketleriniz için hizmet verdiği sürelere isabet eden ücretlerin ilgili grup şirketine kar marjı olmadan yansıtıldığı

belirtilerek, herhangi bir kar marjı ilave edilmeden yapılan personel maliyeti yansıtma işleminin katma değer vergisinin (KDV) konusuna girip girmediği, bu işlemin KDV’ye konu olması halinde ise KDV tevkifatına tabi olup olmadığı hususundaki Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin; birinci fıkrasında; kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği, ikinci fıkrasında; ilişkili kişinin kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği, ilişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumların örtülü kazanç dağıtımı kapsamında sayılması için en az %10 oranında ortaklık, oy veya kâr payı hakkının olması şartı arandığı, ortaklık ilişkisi olmadan doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında oy veya kâr payı hakkının olduğu durumlarda da tarafların ilişkili kişi sayıldığı, ilişkili kişiler açısından bu oranların topluca dikkate alınacağı, üçüncü fıkrasında; emsallere uygunluk ilkesinin, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği, dördüncü fıkrasında; kurumların, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, bu fıkrada belirtilen yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit edeceği, altıncı fıkrasında, tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazancın, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usullerin düzenlendiği 27/11/2007 tarih ve 2007/12888 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında, bu düzenlemenin amacının, ilişkili kişilerle mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan gerçek kişi ve kurumların gelirlerinin tam ve doğru olarak beyan edilmesini sağlamak ve transfer fiyatlandırması yoluyla vergi matrahının aşındırılmasına engel olmak olduğu belirtilmiştir.

Konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalar 1 seri no.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yer almaktadır. Söz konusu Tebliğin “4- Emsallere Uygunluk İlkesi” başlıklı bölümünde,

 

“…Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır. Bu fiyat veya bedel, işlem anında hiçbir etki olmaksızın objektif olarak belirlenen en uygun tutar olup, ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olması gerekmektedir.

Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır.

 

İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir…” açıklaması yapılmıştır.

Yine aynı Tebliğin “11- Grup İçi Hizmetler” başlıklı bölümünde grup içi hizmetlere ilişkin açıklamalara yer verilmiş ve grup içi hizmetin, ilişkili şirketler arasında gerçekleşen, genellikle ana şirketin bağlı şirketlerine veya aynı gruba bağlı şirketlerden birinin diğerlerine verdiği hizmetleri ifade ettiği ve bu hizmetlerin tüm grup için yönetim, koordinasyon ve kontrol işlevlerinin sağlanmasını da içermekte olup bu tür hizmetleri sağlamanın maliyetinin, ana şirket, bu amaç için görevlendirilen bir grup üyesi veya diğer bir grup üyesi (grup hizmet merkezi) tarafından üstlenilebildiği belirtilmiştir. Ayrıca, grup içi hizmetlerle ilgili olarak; hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığı, hizmeti alan şirket/şirketlerin söz konusu hizmete ihtiyacı olup olmadığı ve hizmetin alınmış olması halinde hizmet bedelinin emsallere uygunluk ilkesine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği açıklanmıştır.

Özelge talep formunuz, ek dilekçeniz ve eki hizmet sözleşmesinde belirtilen hususlar incelendiğinde, transfer fiyatlandırmasına konu iki işlemin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu işlemlerden biri; elektrik, su, doğalgaz masraflarının karşılıklı olarak ilişkili şirketler arasında aynen yansıtılması; diğer işlem ise ortak personellerin ilgili şirket için hizmet verdiği sürelere isabet eden ücretlerinin ilgili şirkete fatura edilmek suretiyle yansıtılmasıdır. Bu kapsamda ilk işleminizin ilişkisiz taraflardan sağlanan hizmetlerin hizmetten fayda sağlayan tarafa doğrudan yansıtılması şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Diğer işleminiz ile ilgili olarak; şirketiniz ile grup şirketiniz arasında gerçekleşen ortak işgücü kullanımı sonucu söz konusu ortak personellerin ilgili şirkete hizmet vermesi işlemi ilişkili kişiler arasında gerçekleşen bir işlem olup bu işleme ilişkin bedelin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun bedelin tespitinde Kanunun 13 üncü madde hükmü ile anılan Tebliğde açıklanan yöntemlerden, işlemin mahiyetine en uygun olanının kullanılacağı tabiidir.

 

KDV KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı KDV Kanununun;

– 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

– 9 uncu maddesinde, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımızın yetkili olduğu,

– 27/2 nci maddesinde, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücretinin esas alınacağı

hüküm altına alınmıştır.

Bu yetkiye dayanılarak yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinin “İşgücü Temin Hizmetleri” başlıklı (I/C-2.1.3.2.5.) bölümünde; Tebliğin (I/C-2.1.3.1/a ve b) bölümünde sayılanlara, faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili işlemlerde kullanacakları işgücünün sağlanması şeklinde verilen hizmetlerde (işgücü temin hizmeti alımlarında) alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı belirtilmiştir.

Buna göre, Şirketiniz tarafından grup şirketlerinize sunulan ortak işgücü kullanımına dair personel maliyeti yansıtma işlemleri, genel esaslar çerçevesinde KDV’ye tabi bulunmakta olup, personellerin verdiği söz konusu hizmetler grup şirketlerinizin sevk ve idaresinde yürütülmediğinden, İşgücü Temin Hizmeti kapsamında tevkifata tabi değildir. Diğer taraftan, söz konusu hizmet bedellerinin emsal bedele uygun olarak KDV’ye tabi tutulması gerekmekte olup, bu hizmetlerin sunumunda çalışan personelin ücretinden düşen paya göre (salt maliyet üzerinden) bedel hesaplanması uygun değildir.

Öte yandan, elektrik, su, doğalgaz tüketimlerine ilişkin fatura bedellerinin kullanım miktarına göre bire bir paylaşılması halinde, hizmetten faydalanan grup şirketleriniz adına düzenlenen faturalarla ilgili bedellerin yansıtılmasında, asıl işlemin tabi olduğu oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/grup-firmasindan-temin-edilecek-ve-alinacak-hizmetler-nedeniyle-katma-deger-vergisi-tevkifati-yapilip-yapilmayacagi/feed/ 0
Bordrolu olarak çalışan Mali Müşavir grup şirketlerinin beyannamelerini gönderebilir mi? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-olarak-calisan-mali-musavir-grup-sirketlerinin-beyannamelerini-gonderebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-olarak-calisan-mali-musavir-grup-sirketlerinin-beyannamelerini-gonderebilir-mi/#respond Sat, 04 Dec 2021 02:40:42 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116842 Ana şirketle sözleşme yapılmak suretiyle iştiraklerin mali müşavirliğinin yapılıp yapılamayacağı, serbest meslek makbuzunun her bir iştirake (şirket) ayrı ayrı düzenlenmesi yerine topluca ana şirket adına düzenlenip düzenlenemeyeceği hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

27192137-105[236-2019/453]-E.33612

26.03.2020

Konu

:

Serbest Meslek Makbuzu

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile; serbest muhasebeci mali müşavir olarak faaliyet gösterdiğinizi belirterek, mükellefiniz olan … A.Ş.’nin %70’den yüksek iştiraki olduğu 8 adet bağlı şirketinin bulunduğu, bu şirketlerin adı geçen şirket tarafından yönetildiği, … A.Ş. ile noterden sözleşme yapılarak diğer şirketlerin de mali müşavirliğini yaptığınızı belirterek, serbest meslek makbuzunun her bir şirkete ayrı ayrı düzenlenmesi yerine topluca ana şirket adına düzenlenip düzenlenemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

I- 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Uygulaması

3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca hazırlanan ve 3/1/1990 gün ve 20391 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Sözleşme Yapılması” başlıklı 24 üncü maddesinde; “Taraflar, mesleki konularda yapılacak işler için sözleşme yapabilirler. Aşağıdaki çalışma konularında sözleşme yapılması zorunludur.

a) Defter tutmak,

b) Süreklilik arz eden müşavirlik hizmetinde,

c) İnceleme, tahlil ve denetim yapmak ve bunlarla ilgili, rapor ve benzerlerini düzenlemek,

ç) Yeminli Mali Müşavirlerin tasdik işlemleri.”

hükmü mevcuttur.

Aynı Yönetmeliğin “Sözleşmede Bulunması Gereken Asgari Bilgiler” başlıklı 25 inci maddesinde ise; tarafların açık adresleri, vergi daireleri ve vergi daireleri sicil numaralarının, yapılacak işlerin amacı ve kapsamının, tarafların karşılıklı sorumluluk ve yükümlülüklerinin, ücret tutarı ve ödeme şekli ile sözleşme yeri, tarihi ve süresinin sözleşmelerde yer alması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, 3568 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, mesleki konularda yapılacak sözleşmelerde meslek mensubunun aynı sözleşme ile ayrı tüzel kişiliğe sahip birden fazla mükellef şirkete hizmet vermesi mümkün bulunmadığından, şahsınız ile … A.Ş. iştirakleri ve yönetiminde olduğu belirtilen şirketlerin her biri arasında ayrı ayrı hizmet sözleşmesi düzenlenmesi gerekmektedir.

II- 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Uygulaması

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca vergi sistemimiz mükelleflerin mal teslimi, hizmet ifası ve diğer muameleler sebebiyle bir vesika düzenlenmesini benimsemiştir. Buna göre, söz konusu işlemlerin mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun 236 ncı maddesinde de, serbest meslek erbabının, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşterinin de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetinde olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre vermiş olduğunuz mesleki faaliyetinize ilişkin söz konusu tahsilatlarda tarafınızca her bir şirket adına ayrı ayrı serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir.


Kaynak: GİB ÖZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-olarak-calisan-mali-musavir-grup-sirketlerinin-beyannamelerini-gonderebilir-mi/feed/ 0
Başka bir şirkete ait harcamaları firmamızda gider olarak kullanabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/baska-bir-sirkete-ait-harcamalari-firmamizda-gider-olarak-kullanabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/baska-bir-sirkete-ait-harcamalari-firmamizda-gider-olarak-kullanabilir-miyiz/#respond Thu, 26 Aug 2021 03:21:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110277 İki A.Ş. ‘nin yer aldığı bir grup şirketinde çalışmaktayım. Bordrosu (girişi) ABC AŞ ‘de olan çalışanın personel harcama formu ile teslim ettiği harcama fişlerini XYZ AŞ’de gider kayıt edersem eğer, mevzuata aykırı işlem yapmış olur diye biliyorum, yanlış mıyım? 

Vergi ve muhasebe uygulamalarında Ticari kazancın elde edilmesi için yapılan harcamalar GVK 40.Maddesinde belirtilen harcamalardan olması gerekir.

Yasal defterlere yapılacak Kayıt içinde VUK hükümlerine göre düzenlenmiş Fatura ve benzeri belgeler olması gerekir (Fatura SM Makbuzu,ÖKC fişi Vb.) Belge hangi mükellef adına düzenlenmiş ise o mükellef giderleştirilir. Başka firmaya gider olarak yazılamaz.

Yazılması için Gider yansıtma faturası düzenlenmesi gerekir.

Bu kural her firma için geçerlidir. Grup şirketlerinin bir ayrıcalığı olmaz.

Mükellef araç kiraladı. Mart ayında Nisan ayında yaptığı kiralamaların faturaları da ayrı 2 fatura ile mayıs ayının farklı tarihlerine düzenlendi. Açıklama kısımlarında da kiralama tarihleri yazılı. Bu durumda bu faturaların (4.806,55 TL ve 3.361,39 TL- KDV Hariç tutarları) işlenmesi binek oto gider kısıtlaması kapsamına girer mi? 

Binek araç Gider Kısıtlama 2021 Yılı Tutarları- GVK’nın 40/1 ile 68/5 maddesinde yer alan gider olarak indirim konusu yapılabilecek aylık araç kira bedeli 6.000 TL, Bahsettiğiniz tutarlar her ay için ayrı ayrı değerlendirilir. Kısıtlama olmaz.

2021 YILINDA BİNEK ARAÇ ALIMI VE AMORTİSMANI ÖRNEK UYGULAMA

01/01/2021 Tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; Gider olarak yazılacak tutar özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin toplam tutarı 01/01/2021 den itibaren 150.000 TL’dir.

Bu tutardan fazlası KKEG olarak kaydedilir.

01/01/2021 den itibaren Amortisman olarak indirim konusu yapılabilecek tutar;

-Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç 170.000 TL,

-Vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde ise 320.000 TL’dir.

YENİ (İLK İKTİSAP) BİNEK OTOMOBİL ALIMI VE AMORTİSMANINA İLİŞKİN MUHASEBE KAYDI

1)- ÖTV ve KDV’nin MALİYETE EKLENMESİ HALİNDE 

Örnek: (X) Anonim Şirketi genel yönetim hizmetlerinde kullanılmak üzere 15.01.2021 tarihinde KDV ve ÖTV hariç fiyatı 200.000 TL olan bir BİNEK otomobil satın almıştır.

-Söz konusu otomobil için 120.000 TL ÖTV ve 57.600 TL KDV ödenmiştir.

-Vergiler dahil alım bedeli 377.600 TL’dir (200.000+120.000+57.600)

-Ödeme satın alma tarihinde banka üzerinden gerçekleşmiştir.

-Şirket, binek otomobilin ÖTV ve KDV’sini maliyete eklemiştir.

-Binek otomobilin maliyete eklenmesi durumunda aracın muhasebe kaydı özellik arz etmemektedir.

Özellik arz eden durum bu araca ilişkin amortisman kaydına ilişkindir.

Alış Muhasebe kaydı; 

ÖTV ve KDV’si maliyete eklenen binek otomobilin 2021 yılı birinci geçici vergileme dönemi muhasebe kaydında dikkat edilmesi gereken husus; 320.000 TL’lik sınırdır. 

Vergilerin maliyete eklendiği durumda 2021 yılı için 320.000 TL’yi aşan araçlar için aşan kısım için ayrılan amortismanın KKEG olarak dikkate alınması gerekecektir. 

Normal Amortisman yöntemine göre hesaplama :

(377.600×0.20)x(2/12)= 12.586,67 TL

(Ocak ayı da kıst olarak uygulanabilir.  )

Gider olarak dikkate alınabilecek tutar: (320.000/377.600)x12.586,67=10.666,67 TL

KKEG olarak dikkate alınacak tutar: 12.586,67-10.666,67= 1.920,00 TL 

Amortisman kaydı

2)- ÖTV ve KDV’nin MALİYETE EKLENMEYİP GİDER YAZILMASI HALİNDE 

7194 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, binek otomobilin iktisabına ilişkin KDV ve ÖTV toplamının 150.000 TL’ye kadarlık kısmı ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. 

Binek otomobile ilişkin KDV ve ÖTV tutarı toplamının bu tutarı aşan kısmı ise Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak işlem görecektir.

Örnek: (Z) LİMİTED Şirketi, genel yönetim hizmetlerinde kullanılmak üzere;

– 15.01.2021 tarihinde KDV ve ÖTV HARİÇ fiyatı 200.000 TL olan bir BİNEK otomobil satın almıştır.

– Söz konusu otomobil için 120.000 TL ÖTV ve 57.600 TL KDV ödenmiştir (Toplam 177.600 TL) 

– Ödeme satın alma tarihinde banka üzerinden gerçekleşmiştir. 

Söz konusu aracın ÖTV ve KDV toplamı (120.000 + 57.600) olan 177.600 TL, 2021 yılı için öngörülen gider olarak yazılabilecek 150.000 TL’nin üzerinde olduğundan, limiti aşan 27.600 TL’lik kısmın KKEG olarak dikkate alınması gerekecektir.

Buna göre; Binek otomobilin vergisiz bedeli: 200.000 TL,

Binek otomobil için ödenen KDV+ÖTV Tutarı: 177.600 TL.

Gider yazılabilecek KDV+ÖTV Tutarı: 150.000 TL.

KDV+ÖTV’nin KKEG olarak işlem görecek kısmı: 177.600 – 150.000 = 27.600 TL

Alış Muhasebe kaydı;

Satın Alınan Yeni Binek Otomobilin 2021 Birinci Geçici Vergileme Dönemi Amortisman Kaydı

Satın alınan ÖTV+KDV hariç iktisap bedeli (2021 ) 170.000 TL’yi aşan yeni binek otomobillerin her birine ilişkin ayrılan amortismanın ancak bu tutara isabet eden kısmı gider olarak dikkate alınabilecektir.

Buna göre.

Amortisman tutarı: (200.000×0.20)x(2/12)=6.666,66 TL 

Gider olarak dikkate alınabilecek tutar: (170.000/200.000)*6.666,66=5.666,66TL 

KKEG olarak dikkate alınacak tutar: 6.666,66-5.666,66 =1.000,00 TL 

Amortisman kaydı

ÖNEMLİ NOT: KKEG hesabı ticari kar/mali kar ayrımını belirtmek amacıyla 689 olarak kullanılmıştır. Finansal tabloların okumasının doğru yapılabilmesi için KKEG’nin ilgili gider ve maliyet hesabı altında kaydedilmesi ve mali karın düzenlenmesi sırasında kullanılmak amacıyla Nazım Hesaplarda takip edilmesi gerekmektedir. 


Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/baska-bir-sirkete-ait-harcamalari-firmamizda-gider-olarak-kullanabilir-miyiz/feed/ 0