firmasından – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 30 Sep 2024 07:53:34 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 ChatGPT aylık abonelik ücreti için KDV-2 Ödenecek mi? https://www.muhasebenews.com/chatgpt-aylik-abonelik-ucreti-icin-kdv-2-odenecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/chatgpt-aylik-abonelik-ucreti-icin-kdv-2-odenecek-mi/#respond Mon, 30 Sep 2024 07:53:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=155870 ChatGPT aylık abonelik ücreti için KDV-2 Ödenecek mi?

Evet alınan bu hizmet için 2 no.lu KDV ödenecektir. Ödenen 2 no.lu KDV 1 no.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilir.

Fatura ve yevmiye maddesi örneği aşağıda belirtilmiştir.

OPENAI Chat GPT – YAZILIM FATURASI ÖRNEĞİ
Türü %  Tutar 
1 Aylık Yazılım Kullanım Bedeli 20,00 USD
KDV 0,00 USD
Genel Toplam 20,00 USD
1 USD =         34,00 ₺
TL KARŞILIĞI       680,00 ₺
SORUMLU SIFATLI KDV2 20%       136,00 ₺
KDV DAHİL       816,00 ₺

 

 

OPENAI Chat GPT – GİDER FATURASI MUHASEBE KAYDI ÖRNEĞİ
HESAP BORÇLU ALACAKLI
770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ       680,00  
191 İNDİRİLECEK KDV       136,00  
329 DİĞER TİCARİ BORÇLAR                    680,00  
360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR                    136,00
           -Sorumlu Sıfatlı KDV
TOPLAM       816,00                      816,00 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/chatgpt-aylik-abonelik-ucreti-icin-kdv-2-odenecek-mi/feed/ 0
Müzayede Firmasından Satın Alınan Sanat Eseri Gider Yazılabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/muzayede-firmasindan-satin-alinan-sanat-eseri-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/muzayede-firmasindan-satin-alinan-sanat-eseri-gider-yazilabilir-mi/#respond Thu, 22 Feb 2024 16:26:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149335 Müzayede firması tarafından düzenlenen sanat eserine ait faturanın amortisman durumu ve KDV sinin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı konusunda bilgilendirebilir misiniz? (Firmanın faaliyet konusu sanat eserleri ile ilgili değildir.)
İş yeri ve ofislerin tefriş ve düzenlenmesi amacı ile satın alınan tabloların, işletmenin faaliyeti ile ilgili olarak kullanılması ve bu nedenle yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmaması nedeniyle bunlar için amortisman ayrılmasının mümkün değildir. Satın alınan tablolar için yapılan harcamaların ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış bir harcama niteliğinde olmaması nedeniyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamaz ve KDV’sinin de indirim konusu yapılamaz.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/muzayede-firmasindan-satin-alinan-sanat-eseri-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
Yurt dışındaki grup firmasından kullanılan kredinin faizi için stopaj ödenir mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-grup-firmasindan-kullanilan-kredinin-faizi-icin-stopaj-odenir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-grup-firmasindan-kullanilan-kredinin-faizi-icin-stopaj-odenir-mi/#respond Tue, 23 Jan 2024 06:43:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148819 Merkezi Türkiye’de olan bir firma yurt dışı grup firmalarından kredi sözleşmesi ile para tahsil ederse; geri ödenen ücret stopaja tabi midir? Yapılan sözleme damga vergisinden istisna mıdır?

Sözleşme Türkiye’de yapılması halinde DV hesaplanır. Paranın Türkiye’yedeki bankaya gelmesi durumunda banka sözleşme talep edecektir.

Alınan para kredi mahiyetinde ise vadeye göre KKDF hesaplanması gerekebilir.

Yurt Dışı Kredilerde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi


Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları krediler aşağıda yer aldığı şekilde KKDF’ye tabidir.

a) Bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından
sağladıkları TL kredilerde KKDF oranı;
* Ortalama vadesi 1 yıla kadar olanlarda % 1,
* Ortalama vadesi 1 yıl ve üzeri olanlarda % 0,

b) Bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları döviz ve altın kredilerinde KKDF oranı;
* Ortalama vadesi bir yıla kadar olanlarda % 3,
* Ortalama vadesi 1 yıl (1 yıl dahil) ile 2 yıl arasında olanlarda % 1,
* Ortalama vadesi 2 yıl (2 yıl dahil) ile 3 yıl arasında olanlarda % 0,5,
* Ortalama vadesi 3 yıl (3 yıl dahil) ve üzerinde olanlarda % 0,
olarak uygulanmaktadır.

Kredi faizi için gelir stopaj ödenir.


İSTANBUL YMM ODASI’NIN KONUYLA İLGİLİ BİR DEĞERLENDİRME YAZISI;

YURT DIŞI FİRMADAN ALINAN KREDİ FAİZİNDE STOPAJ

1. KONU:

Ülkemizin dış ticaret hacmindeki ve yabancı yatırımlardaki genişlemesinin sonucu olarak yurt dışında yerleşik firmalardan yurt içi firmalar çeşitli fonlar kullanmaktadır. Bu fonlar banka ve finans kuruluşlarından kullanılarak Türkiye’ye getirilir ise bu kaynaklara ödenen faizler üzerinden stopaj (0) olarak uygulanmakta ve KDV dışında bulunmaktadır.

Ancak birçok sanayi işletmesi kendi sermayelerine iştirak etmiş kurumlardan Türkiye’ deki yatırımları veya ticaretleri için kredi almakta öz kaynaklarının üç katı sınırını aşmadığı sürece örtülü sermaye kavramı dışında kalınarak bu tür borçlanmalar gerçekleştirilmektedir.

Bu çalışmamızın amacı tarif edilen borçlanmalar için ödenen faizlerden Kurumlar Vergisi Kanunu 30 ncu md. birinci fıkrasına göre stopaj yapılması ve konunun ayrıca çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında değerlendirilmesidir.

2. KONUNUN KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Yurt içinde faaliyette bulunan bir kurumun kendi sermayesine iştirak etmiş kurumdan ilgili hesap döneminin başındaki kayıtlarında yer alan özvarlık toplamının üç katını aşmayan borçlanmaları için ödeyeceği faizleri ve kur farklarının gider yazılması Kurumlar Vergisi Kanunu 11/b maddesi gereğince mümkün bulunmaktadır. Emsallerine göre normal faiz oranı içinde yapılan ve üç kat sınırını aşmayan KVK 12 md. ye uygun borçlanmalar için ödenecek faizler için kanunun 30/1-ç maddesi uyarınca dar mükellef yabancı iştirakçisine ödediği faizin stopaj karşısındaki durumu ne olacaktır?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Dar Mükellefiyette Vergi Kesintisi” başlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde; Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye iratları üzerinden %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerektiği belirtilmiştir. Gelir Vergisi Kanununun 75/6 ncı maddesinde ise “her nevi alacak faizleri” menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiştir.

KVK’nun 30 uncu maddesinde verilen yetkiye göre Bakanlar Kurulu, anılan maddede belirlenen %15 oranını değiştirme yetkisine sahiptir. Bu yetkiye istinaden yayımlanan 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu maddedeki oranlar yeniden belirlenmiştir. Anılan BKK’nın konumuzla ilgili oranların yeniden belirlendiği bölümü aşağıdaki gibidir.

“5 – Her nevi alacak faizlerinden;

a) Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil) % 0,

b) Bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için ödenecek faizlerden % 1,

c) Katılım bankaları tarafından ödenen kâr payları hariç olmak üzere, mal tedarikinden kaynaklanan vade farkları üzerinden % 5,

ç) Diğerlerinden % 10,”

Buna göre, Türkiye’deki kurumların; Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan aldıkları her türlü krediler için ödenecek faizler üzerinden yapacakları stopajın oranı % (o) sıfırdır yani bu faizler üzerinden herhangi bir stopaj yapılmayacaktır. Ancak kredinin bunlar dışında kalan kurumlardan, örneğin yurt dışındaki ortağı veya iştirakinden ya da asıl işi kredi vermek olmayan başka bir kurumdan aldığı krediler nedeniyle ödeyeceği faizler üzerinden %10 oranında vergi kesintisi yapması gerekmektedir

3. KONUNUN ÇİFTE VERGİLENDİRME ÖNLEME ANLAŞMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Ülkelerin birçoğu ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunduğu bilinmektedir. Bu anlaşmalar her iki ülke parlamentoları tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girdiklerinde iki ülkenin mevzuatlarının yerini almakta ve vergilemede esas alınmaktadır.

Bu anlaşmalar yazımızda konu edileceği üzere bazen stopajı sıfırlamaktadır. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına verilmiş 18.08.2011 tarihli ve yine Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığına verilmiş bulunan 26.08.2011 tarihli iki adet özelge (söz konusu özelgeler, Platformumuzun “Mevzuattaki Gelişmeler” bölümünde yer almaktadır) yazımızın önceki bölümlerinde belirtilen %10 oranındaki stopajın yapılacağını belirtmektedir. Ancak özelgenin içeriğinde belirtilen ülkelerin çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları dikkate alınmadığından konuyu bu yönden de değerlendirmek gereklidir.

Bilindiği üzere, Türkiye’nin taraf olduğu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları (ÇVÖA), her anlaşmada bazı farklılıklar olsa da genelde OECD modeli ya da Birleşmiş Milletler modeli olarak iki farklı model esas alınarak hazırlanmaktadır. Bu anlaşmalar esas itibariyle belli bir sistematiğe dayanmaktadır. Buna göre ÇVÖA’nın 7 nci maddelerinde ticari kazançların, 11 inci maddelerinde faizlerin, 14 üncü maddelerinde ise serbest meslek kazançlarının ne şekilde vergilendirileceğine ilişkin hükümler bulunmaktadır.

Faizlerin vergilendirilmesine ilişkin olarak anlaşmanın 11 inci maddesinde yer alan hükümleri yorumlayabilmek için Hollanda ile imzalanan anlaşmanın ilgili hükümleri aşağıya alınmıştır.

“1. Devletlerden birinde doğan ve diğer Devletin bir mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

2. Bununla beraber, söz konusu faiz elde edildiği Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi;

a) Vadesi iki yılı aşan bir borç dolaysıyla ödenen faizde, faizin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu; b) Diğer tüm durumlarda, faizin gayrisafi tutarının yüzde 15 ini,

aşmayacaktır.
3. 2 nci fıkra hükümlerine bakılmaksızın:

a) Hollanda’da doğan ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına ödenen faiz, Hollanda vergisinden muaf tutulacaktır;

b) Türkiye’de doğan ve Hollanda Merkez Bankasına ödenen faiz, Türk vergisinden muaf tutulacaktır;

c) Devletlerden birinin Hükümeti, politik alt bölümleri veya mahalli idareleri, diğer Devlette doğan faiz dolayısıyla bu diğer Devlet vergisinden muaf tutulacaktır.

4. Devletlerin yetkili makamları 2 nci ve 3 üncü fıkraların uygulama şeklini karşılıklı anlaşmayla belirleyeceklerdir.

5. Bu maddede kullanılan “faiz” terimi, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya borçlunun kazancını paylaşma hakkını tanısın tanımasın her nevi alacak hakkından doğan gelirleri ve özellikle hazine bonolarından, tahvillerden ve bonolardan elde edilen gelirleri, bunun yanı sıra söz konusu bono ve tahvillere ilişkin primleri ifade eder.

6. Devletlerden birinin mukimi olan bir faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.

………….”

Görüldüğü üzere, anlaşmaların 11 inci maddesi uyarınca faiz gelirleri prensip itibariyle geliri elde edenin mukim olduğu ülke tarafından vergilendirilmektedir. Ancak yine maddenin ikinci fıkrasında bu gelirler üzerinden gelirin elde edildiği ülkenin sınırlı olarak da olsa vergileme hakkının olduğu vurgulanmaktadır. Bu bölümde genellikle stopaj yoluyla yapılacak bu vergilemenin oranı %10 ile %15 arasında değişmektedir.

Konumuz açısından tartışma yaratan konu ise Hollanda ile yapılan anlaşmanın 11 inci maddesinin (6) numaralı fıkrasında (bazı anlaşmalarda bu fıkra değişebilmektedir) yer alan ifadedir. Bu fıkrada yer alan “Devletlerden birinin mukimi olan bir faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” Şeklindeki düzenlemede yer alan “önemli bir bağ” kavramının yorumu konusunda Platformda iki görüş ortaya çıkmıştır.

1. Görüş:

Anlaşmalarda yer alan söz konusu ifade Kurumlar Vergisi Kanunu ile birlikte değerlendirilmelidir. KVK’nun mükellefiyet şekillerine ilişkin 3/3-a maddesine göre; Türkiye’de işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançlar dar mükellefiyet esasına göre Türkiye’de elde edilmiş ticari kazanç olarak vergilendirilecektir. Kanunun 14 üncü maddesinde, kurumlar vergisinin, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunacağı ve beyannamenin ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içereceği; 22 inci maddesinde ise, dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde edilen kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir.

page3image1473574176

Buna göre, dar mükellef kurumların Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettiği kazançların tamamı için yıllık beyanname vermeleri ve yılık beyan esasına göre vergilendirilmeleri gerekmektedir.

Anlaşmadaki bahse konu hükümleri bu açıdan değerlendirdiğimizde; anlaşma hükümleri ile KVK hükümlerinin paralellik arz ettiğini görürüz. Bu kapsamda anlaşmanın 11 inci maddesinde yer alan “…söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulama dışı kalacağı ve bu durumda olaya göre 7 nci madde hükümlerinin uygulanacağı” şeklindeki ifade de işin doğası gereği olmaktadır.

ÇVÖA’larının ticari kazanca ilişkin 7 nci maddelerinde genel olarak; “Devletlerden birinin bir teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, kazanç bu diğer Devlette, işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, vergilendirilebilir” şeklinde hükümler bulunmaktadır. Anlaşmanın 5 inci maddesinde “işyeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer olarak tanımlandıktan sonra aynı maddede daimi temsilciler de anlaşma hükümleri açısından işyeri olarak kabul edilmektedir.

Bu düzenlemeleri birlikte değerlendirdiğimizde şu sonuca ulaşırız: Anlaşmaların faiz gelirlerine ilişkin 11 inci maddelerinde bu gelirlerin hangi ülkede ne şekilde vergilendirileceği belirlendikten sonra, “Devletlerden birinin mukimi olan bir faiz lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” Denilmek suretiyle, işyeri aracılığı ile elde edilen gelirlerin faizlere ilişkin 11 inci madde uyarınca değil, ticari kazanca ilişkin 7 inci madde uyarınca vergilendirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Anlaşmanın 11 inci maddesinde yer alan “söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa” ibaresi; borcu veren kişiyle borcu alan kişi arasındaki etkin bir bağ ya da yakın ilişki anlamında değil, faizin ödendiği alacak ile Türkiye’deki işyeri arasında etkin bir bağ ya da yakın ilişki olarak anlaşılmalıdır. Yani faize konu olan borç, kaynağı yurt dışındaki bir firma da olsa Türkiye’deki işyeri aracılığı ile temin edilmişse, bu takdirde faiz geliri de Türkiye’deki işyeri aracılığı ile elde edilmiş faiz geliri olarak kabul edilecek ve ona göre vergilendirilecektir. Mevcut KVK hükümlerine göre de, bu gelirler Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilci tarafından verilecek yıllık beyannameye dahil edilerek vergilendirilecektir. Görüldüğü gibi bu tür işlemlerde söz konusu faiz gelirlerinin vergilendirilmemesi ya da beyan dışı kalması gibi bir durum söz konusu olmayıp, tersine stopaj yoluyla vergilendirmeden daha fazla bir vergi yükü taşıyan beyan suretiyle vergilendirme durumu söz konusu olmaktadır. Kaldı ki, anlaşmalar yoluyla bu tür gelirlerin vergi dışı kalmasını sağlamak, işin özüne uygun olmadığı gibi anlaşmaların amacına da uymamaktadır. Ayrıca bugüne kadar, gerek mali idare uygulamaları ve gerekse doktrindeki yorumlar da bu doğrultudadır.

Son olarak bu noktada vurgulanması gereken bir husus ise anlaşmaların 9 uncu maddelerinde yer alan “bağımlı teşebbüslere” ilişkin hükümlerin, bu gibi işlemlerde vergi alınmamasını sağlayan müesseseler olarak değil, tam tersine bu işlemlerle bir ülkede ödenecek vergiyi azaltmaya yönelik girişimleri önleme amaçlı düzenlemeler olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğidir. Ayrıca Almanya ile imzalanan yeni anlaşmanın 11 inci maddesindeki ifadeler de yukarıda açıklanan durumu değiştirecek mahiyette olmayıp, yeni anlaşmada diğer anlaşmalardaki hükümlerden farklı bir anlam çıkarılmasını sağlayacak düzenlemeler bulunmamaktadır.

2. Görüş:

Bu görüşe göre, anlaşmalardaki söz konusu hüküm özellikle ilişkili kişilerden alınan borçlar nedeniyle ödenen faizlerin vergilendirilmesini engellemektedir. Dayandığı gerekçeler ise aşağıdadır.

Bu anlaşmalar aşağıda belirtileceği üzere % 10 stopajı kaldırıcı etki yapmaktadır. Ülkemizde tam ve dar mükelleflerin vergi karşısındaki durumları her zaman eşitlik içerisinde muhafaza edilmiştir. Ancak 3 katlık öz sermaye kıstası ile ülkemize sermaye olarak gelmesi arzu edilen bedeller finansman (borç) olarak gelmekte %10 oranında vergilense bile çok az vergi ile ülke dışına çıkmaktadır. Üstelik çifte vergilendirme anlaşmaları bu %10’u bile alınamaz hale getirmiştir.

Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının (Çoğu anlaşma ortak hükümler içermektedir.) faiz başlıklı maddeleri genelge stopajı 10-15 aralığında belirlenmektedir. Ancak Faizin ödendiği alacak ile (iştirak) elde edilen işyeri arasında etkin bağ var ise stopaj dışına çıkılmakta ve ticari kazanç maddelerine dönülmektedir.

Örneğin Lüksemburg anlaşmasının 11 nci maddesinin 1 ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı ticari kazancın uygulanacağı (7 nci md.) 11 nci maddenin 4 ncü fıkrasında belirtilmektedir. Bu durumda yine anlaşmanın 9 ncu maddesinde yer alan bağımlı teşebbüs kavramı devreye girmekte ve ticari emsallere uygun işlemler kendi akışına bırakılmakta ve stopaj dahi ödenmeden faiz çıkışı mümkün hale gelebilmektedir.

Her ülkeye ait anlaşmaların yenilenmesinin diplomatik zorluğu göz önüne alınırsa Kurumlar Vergisi Kanununda yapılanacak değişiklik ile konuyu çözmek daha olası gözükmektedir. Bu amaçla Kurumlar Vergisi Kanunu 12 nci maddesinin 1 nci maddesinin 1nci fıkrasındaki örtülü sermaye kavramındaki üç katını aşan ibaresinin yarısını aşan şekline dönüştürülmesi önerilmektedir.

4. SONUÇ:

Türkiye’deki kurumların yurt dışındaki kurumlardan aldığı krediler nedeniyle hesaplanan ya da ödenen faizlerin ne şekilde vergilendirileceği hakkındaki bu raporumuzda konu önceki bölümlerde detaylı olarak tartışılmıştır.

Kredinin, yurt dışındaki bir finansman kuruluşundan alınması halinde, mevcut düzenlemeler itibariyle ödenecek faizler üzerinden herhangi bir stopaj ve vergileme yapılmayacaktır. Daha doğrusu uygulanacak stopaj oranı sıfırdır.

Diğer kurumlardan alınacak borçlar nedeniyle ödenecek faizler konusunda ise borcun alındığı kurumun ait olduğu ülke ile Ülkemiz arasında ÇVÖA olmaması durumunda da vergileme açısından bir sorun görülmemektedir. Bu gibi durumlarda ödenen faizler üzerinden KVK’nın 30 uncu maddesi ve 2009/14593 sayılı BKK uyarınca % 10 oranında stopaj yapılacaktır.

Borcun alındığı kurumun ikamet ettiği ülke ile Ülkemiz arasında ÇVÖA imzalanmış olması halinde ise vergilemenin ne şekilde yapılacağı konusunda tereddütler bulunmaktadır. Raporumuzun önceki bölümlerinde açıklanan bu tereddütler konusunda Mali İdare tarafından açıklayıcı bir düzenleme yapılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.

page5image1474700016

 


Kaynak:İYMMO,  İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-grup-firmasindan-kullanilan-kredinin-faizi-icin-stopaj-odenir-mi/feed/ 0
Facebook Firmasından Alınan Reklam Hizmeti İçin KDV ve Stopaj Hesaplanacak Mı? https://www.muhasebenews.com/facebook-firmasindan-alinan-reklam-hizmeti-icin-kdv-ve-stopaj-hesaplanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/facebook-firmasindan-alinan-reklam-hizmeti-icin-kdv-ve-stopaj-hesaplanacak-mi/#respond Sat, 12 Aug 2023 09:33:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145337

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları KDV – ÖTV Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-39044742-130[Bakanlık Görüşü]-593557

30.05.2023

Konu

:

Facebook firmasından alınan reklam hizmeti karşılığında yapılan ödemelerin vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin yurt dışı merkezli Facebook firmasından reklam hizmeti aldığı ve bu hizmete ilişkin yapılan ödemeler üzerinden Facebook tarafından fatura düzenlendiği belirtilerek yapılan ödemelerin bu firmalardan alınan faturalar dayanak gösterilerek 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip edilmeyeceği ile BS bildiriminin yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edildiği anlaşılmaktadır.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesinde, vergiye tabi ticaret ve sanat erbabı, serbest meslek erbabı, kurumlar vergisi mükellefleri, kolektif ve adi şirket ortaklarıyla, komandit şirketlerin komandite ortaklarından işe başlayanların keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hükme bağlanmış, 156 ncı maddesinde ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tarif edilmiştir.

Mezkûr Kanunun 156 ncı maddesinde işyerinin tanımı yapılırken, ticari sinai, zirai ve mesleki faaliyetin yapılması ve yürütülmesinde kullanılan yerlerin neler olabileceği nitelenmiş ve tanımda belirtilen yerlerle sınırlandırılmamıştır.

Bunun yanı sıra, mezkûr Kanunun;

– 227 nci maddesi, “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir. …

Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır. …”

– 229 uncu maddesi, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”,

– 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev’i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır. … “

 232 nci maddesi, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek erbabına;

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (2023 yılı için 4.400, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (2023 yılı için 4.400, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.”

hükümlerine amirdir.

Diğer taraftan, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgili İşlemler” başlıklı B bölümünde; “Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin 215 inci maddesinde, bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının mecburi olacağı belirtilmiş 227 nci maddesinde de “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almıştır. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu hükümlere göre, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içindeki noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik ettirdikten sonra defterlerine gider olarak kaydedebilmekte idiler.

Ancak Bakanlığımıza yapılan başvurulardan, bu işlemlerin yurt dışı temsilciliklerimizdeki iş yığılmalarına neden olduğu, mükellefler bakımından da ağır külfetler getirdiği anlaşıldığından, anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, bu Genel Tebliğ ile yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe’ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır.

Buna göre, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelenin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir. Ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148 inci, 149 uncu ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir.

Söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin;

– (1.2.1.) numaralı bendinde, “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir.”,

– (1.2.2.) numaralı bendinde, “Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” nun Tablo II alanında bildirilecektir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Ayrıca, Form Ba-Bs bildirimlerinin alınmasının temel amacı piyasadaki mal ve hizmet hareketlerinin takip edilmesi ve beyan dışı bırakılmış birtakım gelirlerin kavranmasıdır. Başkanlığımızca Ba-Bs formları kullanılarak kamu yararı sağlamak üzere çok sayıda çalışma gerçekleştirilmekte olup, bu çalışmaların etkin ve verimli yapılabilmesi için, söz konusu formların Tebliğlerle belirlenen çerçevede bildirilmesi önem taşımaktadır.

Buna göre, tarafınızca reklam hizmeti kapsamında ödemede bulunulan yurt dışında mukim kuruluşun, ülkemizde mükellefiyetinin bulunması durumunda, birinci sınıf tüccarlara ilişkin defter tutma ve belge düzenleme yükümlülüklerinin, bu mükellef tarafından genel hükümler çerçevesinde yerine getirilmesi gerekmekte olup, bu halde ödemeye ilişkin makbuz/ekstrenin Vergi Usul Kanunu uygulamasında kayıtların tevsikinde, tevsik edici belge olarak kabul edilmeyeceği tabiidir.

Reklam hizmeti kapsamında ödemede bulunulan yurt dışında mukim kuruluşun, ülkemizde mükellefiyetinin bulunmaması durumunda ise yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan hizmet karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin yaptıkları ödemelerin Vergi Usul Kanununun 229 uncu ve müteakip maddelerinde belirtilen fatura veya fatura yerine geçen belge veya ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, bu halde ödemeye ait makbuz/ekstrenin kayıtların tevsikinde, tevsik edici belge olarak kabul edilmesi, ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge mahiyetinde olmasına bağlı bulunmaktadır.

Dolayısıyla, reklam hizmeti kapsamında Facebook’a yaptığınız ödemelerin Vergi Usul Kanununun 229 uncu ve müteakip maddelerinde belirtilen fatura veya fatura yerine geçen belge ile tevsik edilmesi halinde bu belgelerin, ödemenin fatura veya fatura yerine geçen belge ile tevsik edilmeyip makbuz/ekstre verilmesi halinde ise söz konusu makbuz/ekstrenin ilgili ülke mevzuatına göre muteber bir belge mahiyetinde olması durumunda ödemeye ilişkin makbuz/ekstrenin 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan açıklamalar doğrultusunda Ba bildirim formuna dahil edilmesi gerekmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir.

Aynı maddenin dördüncü fıkrasında da, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye’de elde edilmesi ve Türkiye’de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde ise dar mükellefiyete tâbi kurumların maddenin birinci fıkrasının bentlerinde yer alan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı öngörülmüş olup söz konusu kesinti oranları 3/2/2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiştir.

19/12/2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18/12/2018 tarihli ve 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı eki Kararın 1 inci maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara internet ortamında verilen reklam hizmetlerinin vergi kesintisi kapsamına alınmış olduğu, bu hizmetlere ilişkin olarak hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına bakılmaksızın vergi kesintisi yapılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır. Söz konusu Kararın 3 üncü maddesi aşağıdaki gibidir;

“MADDE 3- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlarından yapılacak vergi kesintisi oranları hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“15- Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden;

a) İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden %15.”

Diğer taraftan, söz konusu Karar ile ilgili açıklamaların yer aldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “30.4.11.1.1. İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi” başlıklı bölümünde;

476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yapılan değişiklik uyarınca, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti veren veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık eden dar mükellef kurumlara yapılan ödemeler üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Buna göre, Tebliğin (15.1.) bölümünde sayılan vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar, dar mükellefiyete tabi bir kurumun internet ortamında verdiği reklam hizmeti karşılığında bu kuruma yapacakları ödemeler üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapmakla yükümlüdürler. …”

hükmüne yer verilmiştir.

Dolayısıyla, internet ortamında verdikleri reklam hizmetlerine ilişkin olarak bu hizmeti veren veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık eden dar mükellefiyete tabi kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların ticari kazançlarının Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için Türkiye’de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun bir iş yeri bulunması veya daimi temsilci bulundurmaları ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların;

– Yurt dışında elde ettikleri ticari kazançları Türkiye’de kurumlar vergisine tabi olmadığından ve

– Sözleşme de dahil olmak üzere hizmete ilişkin süreçlerin Türkiye’deki iş yerinde veya daimi temsilcisi vasıtasıyla yürütülmemesi kaydıyla yurt dışında yayınlanmak üzere vermiş oldukları internet ortamında reklam hizmetleri Türkiye’deki iş yerinde veya daimi temsilcisi vasıtasıyla yapılan işler olarak değerlendirilemeyeceğinden yurt dışındaki müşterilere yönelik olarak yurt dışında yayınlanan internet ortamında reklam hizmetlerine ilişkin olarak yapılacak ödemelerden 476 sayılı Karar kapsamında vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Öte yandan; Google ve Facebook gibi firmaların Türkiye’de temsilciliklerinin bulunması durumunda ise internet ortamında verilen söz konusu reklam hizmetleri Türkiye’deki iş yerinde veya daimi temsilcisi vasıtasıyla yapılan işler olarak değerlendirileceğinden, reklam hizmetlerine ilişkin olarak dar mükellefiyete tabi kurumlara yapılacak ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, yurt içindeki müşterilere yönelik olarak yurt içinde yayınlanan internet ortamında reklam hizmetlerine ilişkin olarak dar mükellefiyete tabi kurumlara yapacağınız ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine göre %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

– 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/2 maddesinde ise her türlü mal ve hizmet ithalinin KDV’ye tabi olduğu,

– 4/1 maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği,

– 6/b maddesinde, hizmetin Türkiye’de yapılmasının veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye’de yapıldığını ifade ettiği,

– 9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği, şu kadar ki Türkiye’de ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin KDV’nin, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödeneceği, Hazine ve Maliye Bakanlığının elektronik ortamda sunulan hizmetlerin kapsamı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu

hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.2.1.) bölümünde konu hakkında ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup, Tebliğin;

– (I/C-2.1.2.1.1) bölümünde, “3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV’nin konusuna girebilmesi için Türkiye’de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye’de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye’de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, ikametgâhı, iş yeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.

Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, iş yeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.

KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.”

– (I/C-2.1.2.1.2) bölümünde, “Elektronik ortamda sunulan hizmetlerin bir işyeri oluşturacak şekilde verilmesi durumunda (Türkiye’de bir işyerinin oluşup oluşmadığı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenir.), bu hizmetlere ilişkin verginin genel esaslar çerçevesinde (1 No.lu KDV beyannamesi ile) beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.”

– (I/C-2.1.3.2.15.1.) bölümünde, “Tebliğin (I/C-2.1.3.1/a ve b) bölümünde sayılanların, Tebliğin (I/C-2.1.3.2.15.2.) bölümü kapsamındaki reklam hizmeti alımlarında (3/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır.”

– (I/C-2.1.3.2.15.2.) bölümünde, “Ticari reklam, ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak; bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurulardır. Tevkifat kapsamına, mal veya hizmetlerin tanıtım ve pazarlamasına yönelik her türlü ticari reklam hizmeti alımları (reklama ilişkin danışmanlık, reklamın planlanması, reklam içeriğinin hazırlanması ve tasarımı, reklamın yayımlanması gibi reklama yönelik hizmetler dahil) girmektedir.

Yüklenicileri tarafından tamamen veya kısmen alt yüklenicilere veya daha alt yüklenicilere devredilen ticari reklam hizmetlerinde, işi devreden her yüklenici tarafından, kendisine ifa edilen hizmete ait KDV üzerinden tevkifat yapılır. Reklam hizmetinin, reklam ajansları üzerinden alınması, söz konusu ajansların bu kapsamda alacakları yayın, prodüksiyon gibi reklama yönelik hizmetlerin tevkifata tabi tutulmasına engel teşkil etmez.”

ifadeleri yer almaktadır.

Buna göre, yurt dışından alınan söz konusu hizmet nedeniyle Facebook’un Türkiye’de iş yeri oluşması halinde reklam hizmetine ilişkin hesaplanacak KDV için Tebliğin (I/C-2.1.3.2.15.) bölümü kapsamında (3/10) oranında tevkifat uygulanarak Şirketiniz tarafından 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, bu hizmetler nedeniyle Facebook’un Türkiye’de iş yeri oluşmaması halinde ise, hesaplanan KDV’nin tamamının tarafınızca sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.


Facebook, Google, Twitter vb. firmaların yurt dışındaki birimlerinden alınan reklam hizmetine ilişkin örnek yevmiye maddesi

Fatura toplamı (Ödenen tutar): 10.000 TL

_______________________________ / _______________________________

760 PAZARLAMA, SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ (B)     11.764,71 TL

191 İNDİRİLECEK KDV (B)                                                  2.352,94 TL

360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR (A)                                     4.117,65 TL

-Sorumlu Sıfatlı KDV          2.352,94 TL

-Sorumlu Sıfatlı Muhtasar   1.764,71 TL

329 SATICILAR (A)                                                                 10.000,00 TL

_______________________________ / _______________________________

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/facebook-firmasindan-alinan-reklam-hizmeti-icin-kdv-ve-stopaj-hesaplanacak-mi/feed/ 0
Yurt Dışından Gelen Faturalarda Gösterilen KDV İndirim Konusu Yapılabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-gelen-faturalarda-gosterilen-kdv-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-gelen-faturalarda-gosterilen-kdv-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Thu, 03 Aug 2023 09:56:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145057 Firmamıza yurtdışı firmasından internet hizmeti karşılığı fatura düzenlenmiştir. Hizmet Türkiye sınırlarında verilmiş olduğu için faturada KDV belirtilmiştir. Bu durumda biz normal yurtiçi faturası gibi kabul edip, KDV1 olarak mı indireceğiz. ve stopaj uygulanacak mıdır?

Yurt dışında mukim kişi ve kurumlar tarafından kendi iç mevzuatları uyarında düzenlenen faturalardaki KDV Türkiye’de indirim konusu yapılamaz. Gelen faturadaki KDV dahil tutar matrah kabul edilerek aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda KDV 2 ve kapsamdaysa stopaj hesaplanır.

Aşağıdaki bilgi notumuzu inceleyiniz.

HİZMET İTHALATI

Yurt dışında bulunan kişi ve kurumların Türkiye’deki müşterisine sunduğu hizmet karşılığı aldıkları paralar Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi türünden stopaja tabi tutulmaktadır.

-Hizmeti yurt dışından sunan bir kurum olmalı,

-Yapılan hizmetin stopaja tabi olması,(KVK 30.maddeye göre)

Burada önemli olan bir diğer hususta, Türkiye ile ilgili ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalı veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.

STOPAJA Oran % 20

-Mühendislik, Danışmanlık, Montaj, Eğitim vb hizmetler,

-Tercümanlık hizmetleri, serbest meslek kapsamında verilen hizmetler

-Faiz ödemeleri(Borç verme faizi, Mevduat faizi,vb)

-Kiralama Hizmet Bedeli,

-Yurt dışından yazılım hizmetinin alınması

-Personel Ücretleri(Yurt dışında bulunan bir işletmede çalışan bir personel, geçici bir süre için Türkiye’de çalıştırıldığında yurt dışında bulunan işletmeye bu çalışma karşılığı yapılan ödemeler)

-Gayri maddi haklar(Know-how, ticaret unvanı, telif, vb)

HİZMET İTHALATINDA KDV SORUMLULUĞU

Aşağıda belirtilen hizmetlerin ithal edilmesi durumunda faydalanmanın Türkiye’de olması ve söz konusu hizmetin KDV’den istisna edilmemiş olması şartıyla KDV sorumluluğu doğar;

-Proje Hizmetleri(Yurt dışında çizilen bir mimari projenin Türkiye’ye gönderilmesi)

-Yurt dışından danışmanlık hizmeti, montaj hizmeti gibi teknik hizmetlerin alınması yada tamir bakım hizmetinin alınması,

(Türkiye’de üretimi yapılan bir mal için yurt dışında pazar oluşturmak anlamında gerekli çalışmaları yapan ve yurt dışında bulunan bir kişiye yapılacak komisyon ödemesi KDV sorumluluğunu doğurmaz. Ancak, Türkiye’de bulunan otel, hastane, okul gibi işletmeler için müşteri bulma karşılığı yapılan ödemeler KDV sorumluluğunu doğurur. Burada esas olan, hizmetten yurt dışında mı yoksa yurt içinde mi yararlanıldığıdır.)

-Yurt dışından gayri maddi hak alınması(Know-how, ticaret unvanı, telif, vb)

-Yurt dışından yazılım hizmetinin alınması,

-Kiralama işleri(Yurt dışından kiralanan bir makinanın Türkiye’ye getirilip kullanılması)

– Personel Ücretleri(Yurt dışında bulunan bir işletmede çalışan bir personel, geçici bir süre

için Türkiye’de çalıştırıldığında yurt dışında bulunan işletmeye bu çalışma karşılığı yapılan ödemeler)

-Faiz ödemeleri(Yurt dışında bulunan ve banka yada finans kurumu olmayan bir kişiye alınan borç para için faiz ödenmesi. Yurt dışında bulunan bir bankadan kredi alınması karşılığı ödenen faizler için KDV sorumluluğu doğmaz)

Hizmet ithalatından dolayı KDV türünden doğan sorumluluk 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilir ve aynı dönemde 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır..

STOPAJ VE KDV MATRAHININ TESPİT EDİLMESİ

Hizmet ithalatı için yurt dışında bulunan kişi yada kurumlara ödeme yapılırken net bir tutar üzerinden anlaşılmış ise, hem KDV hem de gelir ve kurumlar vergisi türünden yapılacak beyanname brüt tutar üzerinden yapılmalı.

MUHTASAR KOD.284


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-gelen-faturalarda-gosterilen-kdv-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Deprem bölgesine yapılan ayni yardımların gider yazılması https://www.muhasebenews.com/deprem-bolgesine-yapilan-ayni-yardimlarin-gider-yazilmasi/ https://www.muhasebenews.com/deprem-bolgesine-yapilan-ayni-yardimlarin-gider-yazilmasi/#respond Tue, 21 Mar 2023 06:21:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140397 Tekstil işi ile uğraşıyoruz deprem bölgesine bir toptan gıda firmasından 300 bin TL’lik kumanya gönderildi bize fatura kesti bunu işleyebiliyor muyuz? Nasıl yapacağız gider ve KDV yönünden?

Yardımlar için hazırladığımız bilgi notu aşağıdadır.

Nakdi Bağış ve Yardımlar:

Depremlerden etkilenen afetzedeler için AFAD Başkanlığınca ilan edilen hesaplara yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince indirim konusu yapılabilecektir. Aynı şekilde, Türk Kızılay’ınca ilan edilen hesaplara yapılan nakdi bağışların tamamı da indirime konu edilebilecektir. Bağışların indirilebilmesi için ödemeye ilişkin banka dekontları yeterli olacaktır.

Ayni Bağış ve Yardımlar:

Depremler sonrası genel hayatı olumsuz etkileyen şartların ortadan kaldırılması için gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince, işletmelerinde mevcut olan ya da dışarıdan temin edilen ihtiyaç malzemeleri de ayni olarak bağışlanabilmektedir. Ayni bağışlar; AFAD Başkanlığının kendisine yapılabileceği gibi AFAD’ın yönlendirdiği kamu kurum ve kuruluşlarına da yapılabilecektir. Bu kapsamda yapılan ayni bağışların tamamı, bağışa konu malların içeriğine ve ilgili kurumlarca teslim alındığına ilişkin belge düzenlenmesi kaydıyla, indirim konusu yapılabilecektir. Yine söz konusu kapsamda yapılan bağış ve yardımlarda KDV hesaplanmayacak ve bağışa konu mallara ilişkin yüklenilen KDV’ler de işletmeler tarafından indirim konusu yapılabilecektir.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) ilan edilen banka hesaplarına bağış olarak yatırılan tutarların tamamı, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde (geçici vergi) ayrıca gösterilmek şartıyla beyan edilen kazançtan indirilebilecektir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.3.2.2.4. Bağış ve yardımın belgelendirilmesi” başlıklı bölümü uyarınca; ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekmektedir.

Buna ilaveten, Türkiye Kızılay Derneğine, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz karşılığı yapılan nakdî bağış veya yardımların tamamı, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilecektir (Gelir vergisi mükellefleri için benzer hüküm Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 uncu maddesinin (1)-11 bendinde yer almaktadır).

Kızılay’a yapılacak aynî bağış ve yardımlar ise KVK Tebliğinin “10.3.2.1. Kurum kazancının %5’i ile sınırlı bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde, kurum kazancının veya gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen gelirin %5’i ile sınırlı olarak matrahtan indirilebilmektedir.

Diğer taraftan, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımların tutarı, o yıla ait kurum kazancı ile sınırlıdır. Bağışın yapıldığı hesap döneminde indirilemeyen bağış ve yardım tutarlarının sonraki dönemlere devredilmesi mümkün değildir.
Ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre, fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebilecektir.

Gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağışlara ilişkin usul ve esaslar 251 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile belirlenmiş olup anılan Tebliğde vergi avantajlarından yararlanabilmek için
• Gıda maddesi bağışının dernek veya vakfa yapılmış olması,
• Bağışı kabul edecek dernek veya vakfın tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapabilmesine ilişkin hükümlerin bulunması,
• Gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağışların gıda maddesi niteliğinde olması ve
• Yapılacak bağışların şartlı olarak (bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere) yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Fatura ve belge düzeni :

Ayni bağış ve yardımın, ticari işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, işletmeden çekip bağışlanan değerler için fatura düzenlemesi; düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması yeterlidir.

Ayni değerlerin, dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzası bulunacaktır.

Nakdi bağışların indirilebilmesi, bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarıyla belgelendirilmesi şartıyla mümkündür.

Yapılan bağışlar önce (689-KKEG ) hesabına kaydedilir ardından Geçici vergi ve yıllık Beyannamede Matraha ilave edilir daha sonra Vergi matrahından indirimler bölümünde yazılarak indirilir.

KDV BEYANANMESİNDE İSTİSNA KODLARI :

AFAD İÇİN kod 228
GİDA BANKACILIĞI İÇİN kod 228
KIZILAY İÇİN kod 324


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/deprem-bolgesine-yapilan-ayni-yardimlarin-gider-yazilmasi/feed/ 0
Deprem bölgesindeki alıcılara düzenlenecek faturalarda KDV tevkifatı yapılacak mı? https://www.muhasebenews.com/deprem-bolgesindeki-alicilara-duzenlenecek-faturalarda-kdv-tevkifati-yapilacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/deprem-bolgesindeki-alicilara-duzenlenecek-faturalarda-kdv-tevkifati-yapilacak-mi/#respond Wed, 08 Mar 2023 11:37:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139716 Gebze’de yer alan demir çelik işi ile uğraşan firma Mücbir sebep ilan edilen Hatay/İskenderun da faaliyet gösteren Demirçelik firmasından Demir Çelik ürünü mal alımı yapacaktır. Bu durumda İskenderun’da yer alan firma satışı yaptığı demirçelik ürünleri için kısmı tevkifat uygulaması gerekir mi?

KDV Genel Uygulama Tebliğine göre 213 sayılı Kanuna göre, mücbir sebep nedeniyle beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki ALIMLARINDA tevkifat uygulanmaz. Şu kadar ki, işleme taraf satıcı mükellefin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.

Buna göre mükellefiyet kaydı, mücbir sebep halinin ilan edildiği illerde bulunanlar tarafından kısmi tevkifat kapsamındaki mal/hizmet ALIMLARINDA 6/2/2023 ila 31/7/2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında KDV tevkifatı yapılmayacak, diğer illerdeki işletmeler tarafından bu kapsamda düzenlenen faturalar tevkifatsız düzenlenecektir.

SATICININ MÜKELLEFİYET KAYDI DA BU İLLERDE (İSKENDERUN/HATAY) İSE ; KISMİ KDV TEVKİFATI UYGULANACAKTIR.


KDV Genel Uygulama Tebliği

2.1.3. Kısmi Tevkifat Uygulaması
2.1.3.1. Kısmi Tevkifatın Mahiyeti ve Tevkifat Uygulayacak Alıcılar

213 sayılı Kanuna göre, mücbir sebebin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin vergi ödevleri ertelenmektedir. Bu kapsamda beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında tevkifat uygulanmaz. Şu kadar ki, işleme taraf satıcı mükellefin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.


Kaynak: KDV GUT,  İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/deprem-bolgesindeki-alicilara-duzenlenecek-faturalarda-kdv-tevkifati-yapilacak-mi/feed/ 0
İnşaat işinde malzeme ve işçilik ayrı düzenlenirse işçilik için KDV tevkifatı uygulanacak mı? https://www.muhasebenews.com/insaat-isinde-malzeme-ve-iscilik-ayri-duzenlenirse-iscilik-icin-kdv-tevkifati-uygulanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/insaat-isinde-malzeme-ve-iscilik-ayri-duzenlenirse-iscilik-icin-kdv-tevkifati-uygulanacak-mi/#respond Thu, 22 Sep 2022 22:01:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132029 Bir mühendislik firmasından malzemeli inşaat şap işini aldık. Malzeme faturasını ayrı işçilik faturasını da ayrı keseceğiz. İşçilik faturası tevkifata tabi midir?

İşçilik veya Kanun tabiri ile iş gücü hizmeti için KDV tevkifatında çalışanın sürekli olarak iş yapılan yerde hizmet vermesi ile söz konusu olur. Bahsettiğiniz işlemde KDV tevkifatı olmaz.


KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİ’nin  Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetlerine ilişkin bölümü;

2.1.3.2.5. İşgücü Temin Hizmetleri

2.1.3.2.5.1. Tevkifat Uygulayacak Alıcılar ve Tevkifat Oranı

Tebliğin (I/C-2.1.3.1/a ve b) bölümünde sayılanlara, faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili işlemlerde kullanılan işgücünün sağlanması şeklinde verilen hizmetlerde (işgücü temin hizmeti alımlarında), alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır.

2.1.3.2.5.2. Kapsam 

Gerçek veya tüzel kişiler, faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin olarak ihtiyaç duydukları işgücünü, kendilerine hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine, alt işverenlerden veya bu alanda ya da başka alanlarda faaliyette bulunan diğer kişi, kurum, kuruluş veya organizasyonlardan temin etmektedirler.

Bu tür hizmetler, esas itibarıyla, temin edilen elemanların, hizmeti alan işletmenin bilfiil sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılabilmesinin mümkün bulunduğu durumlarda tevkifat kapsamına girmektedir.

Bu şekilde ortaya çıkan hizmetlerde aşağıdaki şartların varlığı halinde tevkifat uygulanır:

– Temin edilen elemanların, hizmeti alana ücretli statüsünde hizmet akdiyle bağlı olmaması gerekmektedir.

– Temin edilen elemanların, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması gerekmektedir. Elemanların işletmenin mal ve hizmet üretimi safhalarından herhangi birinde çalıştırılması halinde, sevk, idare ve kontrolün hizmeti alan işletmede olduğu kabul edilir.

Dolayısıyla işgücü temin hizmetinin varlığının tespitinde; hizmetin ifasında kullanılan elemanların işgücü temin hizmetini veren firmanın bünyesinde bulunması ve ona hizmet akdiyle bağlı olması, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması gibi karineler göz önünde bulundurulur, bu hususların varlığı, taraflar arasında bir sözleşme yapılmışsa bu sözleşmedeki hükümler veya sözleşmeye bağlı teknik şartnamedeki açıklamalar da dikkate alınarak tespit edilir.

İşgücü temin hizmeti veren mükellefin, söz konusu hizmeti bir başka mükelleften temin ettiği elemanları kullanarak sunması halinde, sadece kendisine verilen işgücü temin hizmetinde tevkifat uygulanır. 

Kısmi tevkifat kapsamındaki işlemleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili olup, insan veya hayvan sağlığına yönelik koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerini ifa edenlere hekimler vasıtasıyla verilen hizmetler için işgücü temin hizmeti kapsamında tevkifat uygulanmayacaktır.

Tebliğin (I/C-2.1.3.1/a ve b) bölümlerinde sayılanlara verilen özel güvenlik ve koruma hizmetleri de işgücü temin hizmeti kapsamında tevkifata tabi tutulur.

Buna göre, güvenlik hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren işletmeler tarafından verilen;

– Sabotaj, yangın, hırsızlık, soygun, yağma, yıkma tehditlerine karşı caydırıcı ön tedbirleri alma, 

– Tesis, alan, alış-veriş merkezi, bina, nakil vasıtaları, konut, işyeri, etkinlik, gösteri, toplantı, kutlama, tören, müsabaka, organizasyon ve benzerlerinin güvenliğini sağlama,

– Arama ve kurtarma, özel eğitimli şoför, 

– Güvenlik sistemi oluşturma ve izleme, giriş çıkış kontrolü, güvenlik etütleri hazırlama, personel güvenlik tahkikatları yapma, araştırma, koruma,

– Güvenlik ve korumaya yönelik eğitim ve danışmanlık,

– Değerli evrak, nakit, koleksiyon, maden ve eşya gibi kıymetlerin bir yerden başka bir yere transferi, 

– İkaz-ihbar, alarm izleme,

ve benzeri tüm hizmetler işgücü temin hizmeti kapsamında tevkifata tabidir

Yalnızca özel güvenlik sistemlerinin kurulması, bu kapsamda tevkifata tabi değildir. Ancak bu kurulumun Tebliğin (I/C-2.1.3.2.1.)bölümünde açıklanan yapım işlerinin özelliklerini taşıması halinde, bu kapsamda tevkifat uygulanır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/insaat-isinde-malzeme-ve-iscilik-ayri-duzenlenirse-iscilik-icin-kdv-tevkifati-uygulanacak-mi/feed/ 0
Adobe’ın İrlanda’dan düzenlenen faturasındaki %18 KDV’yi indirim konusu yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/adobein-irlandadan-duzenlenen-faturasindaki-%18-kdvyi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/adobein-irlandadan-duzenlenen-faturasindaki-%18-kdvyi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Wed, 06 Jul 2022 07:33:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=128911 İrlanda adresli Adobe firmasından gelen faturalarda %18 KDV belirtilip fiyata eklenmiş (Türkçe KDV olarak da yazılmış) bu faturalardaki KDV’yi indirim konusu yapmamızda mahsur var mıdır?

Türkiye’de mükellef olmayanlar KDV’li fatura düzenleyemez. Bahsettiğiniz fataurada KDV şeklen belirtilmiş, geçerliliği olmayan uygulamadır. Faturanın toplam tutarı üzerinden (2) nolu KDV beyananmesi verilir, % 18 KDV hesaplanır. Ödenen Bu KDV (1) nolu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır.


Yurtdışı firması olan godaddy da kurumsal e-posta yenileme faturası gelmiş. 59,88 TL ayrıca facebook firmasında reklam faturası gelmiş. 97,26 TL. Bu faturalar için KDV hesaplanmalı mıdır?

Yaptığınız hesaplama ya göre (2) nolu KDV beyannamesi verilecek Ayrıca Stopaj hesaplamada yapılıp beyan edilecek. Google ve Facebook gibi Sosyal medya üzerinden reklam hizmeti satın alma işleminde, söz konusu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış olması ve Google firmasının yurt içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması şartı ile, KDV Genel Tebliğine göre ; “Türkiye’ye getirilen hizmet, Türkiye’deki firmanın Türkiye’deki faaliyeti ile ilgili ise, hizmetten Türkiye’de faydalanılmıştır. KDV Genel Tebliği’nde, yurt dışından sağlanan hizmetlere ait KDV’nin hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edileceği açıklanmıştır. 

Dolayısıyla yurt dışından sağlanan ve KDVK’nın 1/2. maddesine göre hizmet ithali kapsamında değerlendirilen işlemlere ait KDV’nin, hizmetten yararlanan Türkiye’ de mukim kişi ve kuruluşlarca sorumlu sıfatıyla verilecek olan 2. no.lu KDV beyannamesi ile beyan (KDV oranı % 18) edilerek bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesi, 1 no.lu KDV beyannamesinde de gösterilerek indirilmesi mümkün olacaktır. 

Yapılan ödemeden %15 oranında GV stopajı yapılarak muhtasar beyanı ile beyan edilerek ödenecektir.


Mükellefimiz yurtdışı norton firmasından yazılım hizmeti alıyor. Ancak vergi numarasını tanımlayamadığı için fatura KDV’li olarak düzenlenmiştir. Unvan ve adres kısımları doğru olmasına rağmen vergi numarası tanımlanmadığı için KDV’li fatura düzenlemiştir. Bu durumda kdv1 ve kdv2 hesaplayamayacağımı düşünüyorum, bu fatura gider yazılabilir mi? 

Yurt dışındaki firma Türk vergi kanunlarına göre KDV hesaplamaz. 

Fatura üzerinden hesaplayacağınız % 18 oranındaki KDV ni (2) nolu KDV beyannamesi i ile beyan edeceksiniz.

Alınan hizmet nedir bilmiyoruz. Kanun kabul ettiği bir gider ise elbette gider olarak kayıtlara alabilirsiniz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adobein-irlandadan-duzenlenen-faturasindaki-%18-kdvyi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Gerçek kişi, yurt dışında ortağı olduğu şirketten Türkiye’deki ilişkili olduğu şirkete hizmet verebilir mi? https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-yurt-disinda-ortagi-oldugu-sirketten-turkiyedeki-iliskili-oldugu-sirkete-hizmet-verebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-yurt-disinda-ortagi-oldugu-sirketten-turkiyedeki-iliskili-oldugu-sirkete-hizmet-verebilir-mi/#respond Wed, 06 Jul 2022 07:04:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=128900 Anonim şirket ortağı, Amerika’daki kendi adına olan firmasından yönetim kurulu başkanı olduğu firmaya fatura düzenleyebilir mi? Mal alış hizmet ve danışman olacak şekilde. Anonim şirket bu düzenlenen faturayı gider olarak işleme alabilir mi?

Yurt dışından kimden alınır ise alınsın mal ve hizmet ithali yapılır. Satıcı firmanın ortağının Türkiyede firmanın sahibi olması bunlara engel değil. Ancak Özellik ile satın alınan hizmetten Türkiyede yararlanılması ve (2) nolu KDV ve Muhtasar beyanname verilmesi gerekir.


HİZMET İTHALATI

Yurt dışında bulunan kişi ve kurumların Türkiye’deki müşterisine sunduğu hizmet karşılığı aldıkları paralar Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi türünden stopaja tabi tutulmaktadır.

a) Gelir Vergisi Kanununa Göre Stopaj Yapılabilmesi İçin;

-Hizmeti yurt dışında sunan gerçek kişi(şahıs) olmalı,

-Yapılan hizmetin stopaja tabi olması,(GVK 94.maddeye göre)

-Türkiye’de hizmeti alan ve ödemeyi yapacak olan kişi GVK ’ya göre tevkifat yapmak zorunda olan bir mükellef olması.

b)Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Stopaj Yapılması İçin;

-Hizmeti yurt dışından sunan bir kurum olmalı,

-Yapılan hizmetin stopaja tabi olması,(KVK 30.maddeye göre)

Burada önemli olan bir diğer hususta, Türkiye ile ilgili ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalı veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.

STOPAJA TABİ OLAN BAZI ÖDEMELER

-Mühendislik, Danışmanlık, Montaj, Eğitim vb hizmetler,

-Tercümanlık hizmetleri, serbest meslek kapsamında verilen hizmetler,

-Faiz ödemeleri(Borç verme faizi, Mevduat faizi vb)

-Kiralama Hizmet Bedeli,

-Personel Ücretleri(Yurt dışında bulunan bir işletmede çalışan bir personel, geçici bir süre için Türkiye’de çalıştırıldığında yurt dışında bulunan işletmeye bu çalışma karşılığı yapılan ödemeler)

-Gayri maddi haklar(Know-how, ticaret unvanı, telif, vb)

HİZMET İTHALATINDA KDV SORUMLULUĞU

Aşağıda belirtilen hizmetlerin ithal edilmesi durumunda faydalanmanın Türkiye’de olması ve söz konusu hizmetin KDV’den istisna edilmemiş olması şartıyla KDV sorumluluğu doğar;

-Proje Hizmetleri(Yurt dışında çizilen bir mimari projenin Türkiye’ye gönderilmesi)

-Yurt dışından danışmanlık hizmeti, montaj hizmeti gibi teknik hizmetlerin alınması yada tamir bakım hizmetinin alınması,

(Türkiye’de üretimi yapılan bir mal için yurt dışında pazar oluşturmak anlamında gerekli çalışmaları yapan ve yurt dışında bulunan bir kişiye yapılacak komisyon ödemesi KDV sorumluluğunu doğurmaz. Ancak, Türkiye’de bulunan otel, hastane, okul gibi işletmeler için müşteri bulma karşılığı yapılan ödemeler KDV sorumluluğunu doğurur. Burada esas olan, hizmetten yurt dışında mı yoksa yurt içinde mi yararlanıldığıdır.)

-Yurt dışından gayri maddi hak alınması(Know-how, ticaret unvanı, telif, vb)

-Yurt dışından yazılım hizmetinin alınması,

-Kiralama işleri(Yurt dışından kiralanan bir makinanın Türkiye’ye getirilip kullanılması)

– Personel Ücretleri(Yurt dışında bulunan bir işletmede çalışan bir personel, geçici bir süre için Türkiye’de çalıştırıldığında yurt dışında bulunan işletmeye bu çalışma karşılığı yapılan ödemeler)

-Faiz ödemeleri(Yurt dışında bulunan ve banka yada finans kurumu olmayan bir kişiye alınan borç para için faiz ödenmesi. Yurt dışında bulunan bir bankadan kredi alınması karşılığı ödenen faizler için KDV sorumluluğu doğmaz)

Hizmet ithalatından dolayı KDV türünden doğan sorumluluk 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilir ve aynı dönemde 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır.

STOPAJ VE KDV MATRAHININ TESPİT EDİLMESİ

Hizmet ithalatı için yurt dışında bulunan kişi yada kurumlara ödeme yapılırken net bir tutar üzerinden anlaşılmış ise, hem KDV hem de gelir ve kurumlar vergisi türünden yapılacak beyanname brüt tutar üzerinden yapılmalı.


Müşavirliğini yaptığımız ihracatçı bir firma Romanya’da depo kiralamış ve kira bedeli karşılığı Romanya’daki firma tarafından fatura düzenlenmiştir. Faturayı kayıtlarımıza alırken KDV uygulamalı mıyız?

Hizmetten yararlanma yurt dışında olduğu için KDV ve GV stopajı yapılmayacaktır.


Yurtdışı firması olan godaddy da kurumsal e-posta yenileme faturası gelmiş. 59,88 TL ayrıca facebook firmasında reklam faturası gelmiş.97,26 TL. Bu faturalar için KDV hesaplanmalı mıdır?

Yaptığınız hesaplama ya göre (2) nolu KDV beyannamesi verilecek Ayrıca Stopaj hesaplamada yapılıp beyan edilecek. Google ve Facebook gibi Sosyal medya üzerinden reklam hizmeti satın alma işleminde, söz konusu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış olması ve Google firmasının yurt içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması şartı ile, KDV Genel Tebliğine göre ; “Türkiye’ye getirilen hizmet, Türkiye’deki firmanın Türkiye’deki faaliyeti ile ilgili ise, hizmetten Türkiye’de faydalanılmıştır. KDV Genel Tebliği’nde, yurt dışından sağlanan hizmetlere ait KDV’nin hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edileceği açıklanmıştır. 

Dolayısıyla yurt dışından sağlanan ve KDVK’nın 1/2. maddesine göre hizmet ithali kapsamında değerlendirilen işlemlere ait KDV’nin, hizmetten yararlanan Türkiye’ de mukim kişi ve kuruluşlarca sorumlu sıfatıyla verilecek olan 2. no.lu KDV beyannamesi ile beyan (KDV oranı % 18) edilerek bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesi, 1 no.lu KDV beyannamesinde de gösterilerek indirilmesi mümkün olacaktır. 

Yapılan ödemeden %15 oranında GV stopajı yapılarak muhtasar beyanı ile beyan edilerek ödenecektir.


Mükellefimiz yurtdışı norton firmasından yazılım hizmeti alıyor. Ancak vergi numarasını tanımlayamadığı için fatura KDV’li olarak düzenlenmiştir. Unvan ve adres kısımları doğru olmasına rağmen vergi numarası tanımlanmadığı için KDV’li fatura düzenlemiştir. Bu durumda kdv1 ve kdv2 hesaplayamayacağımı düşünüyorum, bu fatura gider yazılabilir mi? 

Yurt dışındaki firma Türk vergi kanunlarına göre KDV hesaplamaz. 

Fatura üzerinden hesaplayacağınız % 18 oranındaki KDV ni (2) nolu KDV beyannamesi i ile beyan edeceksiniz.

Alınan hizmet nedir bilmiyoruz. Kanun kabul ettiği bir gider ise elbette gider olarak kayıtlara alabilirsiniz.


Yurt dışından CD ortamında veya doğrudan internetten şifreyle indirilerek temin edilen bilgisayar yazılımları için yapılan ödemelerin tevkifata tabi olup olmadığı hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı:64597866-125[30-2014]-4427 – 10.03.2017

Konu : Yurt dışından CD ortamında veya doğrudan internetten şifreyle indirilerek temin edilen bilgisayar yazılımları için yapılan ödemelerin tevkifata tabi olup olmadığı.

             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin İrlanda ve Hollanda’dan, müşterilerinize satışını yapmak üzere CD içerisinde veya doğrudan internetten şifreyle indirip aktive etmek suretiyle yazılımlar ithal ettiği, söz konusu yazılımların tedarikçi firma tarafından bütün müşterileri için standart olarak satışa sunulan paket programlar olduğu, bunların üzerinde tarafınızca herhangi bir değişiklik ve geliştirme yapılmadığı belirtilerek, İrlanda ve Hollanda’daki firmalara bu yazılımlar için ödenen bedellerin Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi kapsamında tevkifata tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almış, üçüncü fıkrasında dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmıştır. 

            Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazançlarından, ikinci fıkrasında ise ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranları 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 3/2/2009 tarihinden itibaren, petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlarda %5, diğer serbest meslek kazançlarında % 20, gayrimaddi hak bedeli ödemelerinde ise %20 olarak belirlenmiştir. 

            Bu açıklamalara göre; 

            -Yurtdışında mukim firmalardan ithal edilen bilgisayar programları üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya çoğaltılmadan nihai tüketicilere satılması veya aynı şekilde

işletmede kullanılması halinde yurtdışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç ticari kazanç niteliği taşıyacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. 

            -Yurtdışında mukim firmalardan işletmenizde kullanmak ve/veya müşterilere satışını yapmak üzere daha önce piyasada bulunmayan bir bilgisayar programının özel olarak hazırlatılması halinde, yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç serbest meslek kazancı niteliği taşıdığından bu kapsamdaki ödemeler üzerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. 

            -“Copyright” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme gibi haklarının satın alınması halinde, şirketiniz tarafından bir gayri maddi hak elde edilecek olup, yurtdışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayri maddi hak bedeli ödemelerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. 

            Öte yandan, bilgisayar yazılım ürünlerinin, şirketinize CD, disket vb. taşıyıcı medya içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra internet üzerinden indirilen şifre ile aktive edilerek iktisap edilmiş olması ya da bilgisayar programının doğrudan doğruya internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmiş olması durumu yurtdışına yapılacak ödemelerin vergilendirilmesinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır. 

            Diğer taraftan, yurt dışındaki firmaların mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda söz konusu ödemelere ilişkin bir hükmün bulunması durumunda, öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.    

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN

            “Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 01/01/1989 tarihinden itibaren; “Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” ise 01/01/2011 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

            Şirketiniz tarafından Hollanda ve İrlanda mukimi firmalardan alınan bilgisayar programlarının üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya söz konusu programlar üzerinde başkaca herhangi bir hakka sahip olunmadan yalnızca aracılık yapılarak müşterilere satılması durumunda, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalara yapılacak ödemelerin vergilendirilmesi hususu, anılan Anlaşmaların birer örnekleri ekli 7 nci maddesi kapsamında değerlendirilecektir.

            Anılan maddenin 1 inci fıkrasına göre, bu kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi için Hollanda ve İrlanda mukimi firmaların faaliyetlerini Türkiye’de sahip olduğu bir iş yeri vasıtasıyla gerçekleştirmesi gerekmektedir.

            “İş yeri” tanımı ise, Anlaşmaların birer örnekleri ekli “İş yeri” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Anlaşmanın amaçları bakımından “iş yeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.” şeklinde yapılmış olup, aynı maddede hangi hallerde diğer Devlette bir iş yeri oluşup oluşmayacağı açıkça belirtilmektedir.

            Bağımsız temsilcilik ise Hollanda ve İrlanda Anlaşmalarının 5 inci maddesinin sırasıyla 6 ile 7 nci fıkralarında düzenlenmiş olup, bu fıkralarda, bir Akit Devlet teşebbüsünün, diğer Devletteki işlerini, kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürütmesi durumunda, faaliyetin icra edildiği ülkede bir iş yerine sahip olmadığının kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.

            Bu kapsamda bağımsız nitelikte bir temsilciden söz edilebilmesi için, temsilcinin hem hukuken hem de ekonomik olarak teşebbüsten bağımsız olması ve teşebbüs adına faaliyette bulunurken kendi işlerine olağan şekilde devam etmesi gerekmektedir. Bir temsilcinin müteşebbisten bağımsızlığı aynı zamanda onun müteşebbise karşı sorumluluklarının derecesine bağlıdır. Temsilci faaliyetlerini müteşebbisten aldığı emir ve talimatlar ile yürütüyor ise müteşebbisten bağımsız addedilmeyecektir. Bağımsız bir temsilci için diğer bir önemli kıstas ise temsilcinin faaliyetlerinin müteşebbisin etkin bir kontrolüne tabi olmaması ve temsilcinin faaliyetlerini tek bir işveren adına yürütmemesidir.

            Daimi temsilcilik ise Hollanda ve İrlanda Anlaşmalarının 5 inci maddelerinin sırasıyla Hollanda için 5 inci ve İrlanda için 6 ncı fıkralarında düzenlenmiştir. Bu fıkralara göre, bir kişi, bir Akit Devlette diğer Akit Devletin teşebbüsü adına hareket eder ve söz konusu fıkralar kapsamında belirtilen faaliyetleri temsil ettiği teşebbüs adına yürütürse bu durumda bu faaliyetler diğer Akit Devletin teşebbüsü için bir iş yeri oluşturacaktır.

            Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalar tarafından elde edilecek kazançlar, ilgili Anlaşmaların 5 inci maddesinin 1, 2 ile Hollanda için 5 ve İrlanda için 6 ncı fıkraları kapsamında Türkiye’de yer alan bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla ticari faaliyette bulunulmak suretiyle kazanılmadıkça bu kazançların yalnızca mukim olunan söz konusu ülkelerde vergilendirilmesi gerekmektedir.

            Anılan firmalar, Türkiye’de yer alan bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa Türkiye’nin, bu iş yerine veya daimi temsilciye atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere iç mevzuatımız çerçevesinde vergi alma hakkı bulunmaktadır.

            Bununla birlikte, “Copyright” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme vb. gibi haklarının satın alınması halinde ise Hollanda ve İrlanda mukimi firmalara yapılacak ödemelerin Anlaşmaların “Gayrimaddi Hak Bedelleri”ne ilişkin 12 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir.

            Türkiye-Hollanda Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının “Gayrimaddi Hak Bedelleri” başlıklı 12 nci maddesinde;

            “1. Devletlerden birinde doğan ve diğer Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 

  1. Bununla beraber, sözkonusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır. 
  1. Devletlerin yetkili makamları 2 nci fıkranın uygulama şeklini karşılıklı anlaşmayla belirleyeceklerdir.
  1. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak bedelleri” terimi, sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar.
  1. Devletlerden birinin mukimi olan bir gayrimaddi hak bedeli lehdarı, bu bedelin elde edildiği diğer Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre, 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” 

            hükümleri yer almaktadır. 

            Yine Anlaşmaya ek Protokolün XI inci maddesi;

            “Bu Anlaşmanın 12 ve 13 üncü Maddeleri yönünden şu husus anlaşılmaktadır. 12 nci Maddenin 4 üncü fıkrasında belirtilen bir varlığın devri dolayısıyla yapılan ödemelere, bu ödemenin, sözkonusu varlığın gerçekten de devredildiği için yapıldığı ispat edilmedikçe 12 nci madde hükümleri uygulanacaktır. Bu husus ispat edilirse 13 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” 

            hükmünü öngörmektedir. 

            Anlaşmanın “Sermaye Değer Artış Kazançları”nı düzenleyen 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasında ise; 

            “4. 1, 2 ve 3 üncü fıkralarda değinilenler dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanç, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Devlette vergilendirilebilecektir.” 

            hükmü bulunmaktadır. 

            Bu çerçevede, gayrimaddi hak satışının gerçek olduğunun ispatlanması halinde Anlaşmanın 13 üncü maddesi uygulanacaktır. Bununla birlikte, gayrimaddi hakkın mülkiyeti alıcıya geçmediği sürece, bir başka ifadeyle alıcı, gayrimaddi hakkı süreli veya süresiz olarak istediği kişiye kiralama hakkını devir almadığı durumda gerçek bir hak satışından bahsedilemeyecektir. 

            Gayrimaddi hak satışının gerçek olduğunun ispat edilmemesi veya doğrudan kullanımının ya da kullanım hakkının devredilmesi durumunda, bu ödemeler için Anlaşmanın 12 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamdaki ödemeler üzerinden vergilendirme hakkı Hollanda’ya ait olup, Türkiye’nin de bu ödemelerin gayri safi tutarı üzerinden yüzde 10 oranında vergi alma hakkı bulunmaktadır. Ancak, söz konusu ödemelere iç mevzuatımızda daha düşük bir oranın uygulanması halinde iç mevzuatımızda belirlenen bu düşük oranın  uygulanacağı tabiidir. 

            Ancak, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin Hollanda mukimi şirketin Türkiye’de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu iş yeri arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa vergileme, 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen yüzde 10 vergi oranı dikkate alınarak değil, 7 nci maddeye ilişkin “Ticari Kazançlar” kapsamında iş yeri kazançlarıyla birlikte Türkiye’de yapılacaktır. 

            Bununla birlikte, bahsi geçen yazılımların mülkiyet hakkının şirketinize devredilmesi ve söz konusu devrin belgelerle tevsik edilmesi halinde ise Hollanda mukimi şirkete yapılacak ödemeleri vergilendirme hakkı, Anlaşmanın 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasına göre Hollanda’ya ait olup, Türkiye’nin söz konusu ödemeler üzerinden vergi alma hakkı bulunmamaktadır. 

            İrlanda bakımından ise, İrlanda Anlaşmasının “Gayrimaddi Hak Bedelleri”ne ilişkin 12 nci maddesinde; 

            “1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 

  1. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı diğer Akit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu aşmayacaktır. 
  1. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak bedelleri” terimi, sinema filmleri ile radyo ve televizyon kayıtları dahil olmak üzere, edebi, sanatsal veya bilimsel her nevi telif hakkının, her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında veya sınai, ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikimi için veya sınai, ticari veya bilimsel teçhizatın kullanımı ya da kullanım hakkı karşılığında yapılan her türlü ödemeyi ifade eder. “Gayrimaddi hak bedelleri” terimi aynı zamanda, verimliliğe, kullanıma veya tasarrufa bağlı herhangi bir benzer hak ya da varlığın elden çıkarılmasından doğan gelirleri de kapsar. 
  1. Bir Akit Devlet mukimi olan gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı, söz konusu bedelin elde edildiği diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. 

            …..” 

            hükümlerine yer verilmiştir. 

            Buna göre, şirketiniz tarafından İrlanda mukimi firmadan bilgisayar programlarının copyright kapsamında alınması halinde Anlaşmanın 12 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca, söz konusu firmaya yapılacak gayrimaddi hak bedeli ödemelerinin gayrisafi tutarı üzerinden Türkiye’de iç mevzuatımızda daha düşük bir oran öngörülmemesi halinde % 10 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

            Ancak, aynı maddenin 4 üncü fıkrası uyarınca, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin İrlanda mukimi şirketin Anlaşmanın 5 inci maddesi çerçevesinde Türkiye’de bulunan bir iş yeri veya sabit yer vasıtasıyla elde edilmesi ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu iş yeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması halinde vergileme, 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen yüzde 10 vergi oranı dikkate alınarak değil, duruma göre 7 nci maddeye ilişkin “Ticari Kazançlar” veya 14 üncü maddeye ilişkin “Serbest Meslek Faaliyetleri” kapsamında iş yeri veya sabit yer kazançlarıyla birlikte Türkiye’de yapılacaktır. 

            Diğer taraftan, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalardan alınan söz konusu yazılım programlarının CD, disket vb. araçlar içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra internet üzerinden indirilen şifre ile aktive edilerek iktisap edilmiş olması ya da bilgisayar programının doğrudan internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmiş olması, yurt dışına yapılacak ödemelerin vergilendirilmesinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır. 

            İlgili Anlaşma hükümlerine göre Türkiye’de vergi ödenmesi durumunda, söz konusu vergiler, Anlaşmaların “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23 üncü maddeleri çerçevesinde duruma göre istisna veya mahsup edilebilecektir. 

            Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için Hollanda ve İrlanda mukimi firmaların, bu ülkelerde tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğini Hollanda ve İrlanda yetkili makamlarından alınacak bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlamaları ve bu belgenin aslı ile Noterce veya bu ülkelerdeki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesi veya vergi sorumlularına ibraz etmeleri gerekmektedir. Mukimlik belgesinin ibraz edilmemesi durumunda ise, ilgili Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimizin uygulanacağı tabiidir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-yurt-disinda-ortagi-oldugu-sirketten-turkiyedeki-iliskili-oldugu-sirkete-hizmet-verebilir-mi/feed/ 0