finansman gideri – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 31 Aug 2022 07:04:09 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Findeks kredi notu adı ödemesi genel gider midir? https://www.muhasebenews.com/findeks-kredi-notu-adi-odemesi-genel-gider-midir/ https://www.muhasebenews.com/findeks-kredi-notu-adi-odemesi-genel-gider-midir/#respond Wed, 31 Aug 2022 07:04:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=128429 Bankaların findeks kredi notu adı altında banka hesaplarından aldıkları tutarlar,
işletme açısından finansman gideri midir? yoksa banka gideri olarak mı kayda almak doğru olur?

Bankaların findeks kredi notu nedir? Faiz ise 780 hesaba yazılır faiz değil ise 770 hesaba yazılır.



Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/findeks-kredi-notu-adi-odemesi-genel-gider-midir/feed/ 0
Bankaya Ödenen Komisyon Bedelleri Kurum Kazancı Tespitinde Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/bankaya-odenen-komisyon-bedelleri-kurum-kazanci-tespitinde-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bankaya-odenen-komisyon-bedelleri-kurum-kazanci-tespitinde-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Sat, 19 May 2018 11:00:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17498 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Bankaya ödenen komisyon bedellerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı.
İlgi: …/…/… tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ………Vergi Dairesi Müdürlüğünün ………… vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, internet üzerinden satış yapan sanal mağazacılık faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, satışlarda sanal poslar kullanmakta olduğunuz, satışların kredi kartları ile peşin ya da taksitli olduğu, şirketiniz taksitli satışların vadesini beklemeden taksitli satış bedelini satış tarihinden 30 gün veya daha kısa sürede bankadan tahsil ettiğiniz, erken tahsil edilen taksitli satış bedeli için bankaya komisyon ödemesinde bulunduğunuz belirtilerek söz konusu komisyon ödeme tutarlarının Kurumlar Vergisi Kanunun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendine göre finansman gider kısıtlamasına tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktöring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmının kurumlar vergisi matrahından indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, ödemiş olduğunuz komisyonun bedelleri finansman gider kısıtlamasına tabi olmadığından, taksitli satışlara ilişkin tutarların vadesinden önce tahsil edilebilmesi için bankalara ödemiş olduğunuz komisyon bedelleri Kurumlar Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi kapsamında değerlendirilmeyecektir.

Kaynak: Amasya Valiliği
28 Mayıs 2014 Tarih ve 65771276-120[42-2014/3]-10 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/bankaya-odenen-komisyon-bedelleri-kurum-kazanci-tespitinde-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
İştirak Edilen Şirketin Devralınması Durumunda İştirak Hisse Alımı Finansman Giderleri Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/istirak-edilen-sirketin-devralinmasi-durumunda-istirak-hisse-alimi-finansman-giderleri-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/istirak-edilen-sirketin-devralinmasi-durumunda-istirak-hisse-alimi-finansman-giderleri-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Sun, 11 Mar 2018 13:30:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17295 (GİB – ÖZELGE)

Konu: İştirak edilen şirketin devralınması durumunda iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı.
İlgi: 24.10.2013 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2008 yılında… Akaryakıt Dağıtım AŞ’nin hisselerinin şirketinizce satın alındığı, satın almaya ilişkin faiz ve kur farkı giderlerinin Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereğince kanunen kabul edilebilir gider olarak dikkate alındığı ve ortağı bulunduğunuz… AŞ’nin şirketinizce devralınarak tüm faaliyetin tek şirket eliyle yürütülmesinin düşünüldüğü belirtilmiş olup;

– Devralınan şirket hisselerinin edinilmesi nedeniyle oluşan ve halen devam eden borçlanmanıza ilişkin faizlerin ve kur farklarının devralma sonrasında da gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı,
– Hisselerin satın alındığı tarih ile devralma işleminin tescil ettirileceği tarih arasında, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında gider olarak indirim konusu yapılan kur farkları ve faizlerin kanunen kabul edilmeyen gidere dönüşüp dönüşmeyeceği
konularında Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından, Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının istisna dışı kurum kazancından indirilemeyeceği hükmü yer almıştır. Ancak anılan Kanunda, iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderlerinin Kanunun 19’uncu maddesine göre gerçekleştirilecek devir işlemi sonrasında kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasını düzenleyen herhangi bir hükme yer verilmemiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, iştirakiniz olan… AŞ’nin Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesinde belirtilen şartlar dâhilinde devralınması durumunda şirketiniz tarafından iştirak hissesi alımıyla ilgili olarak yapılmış bir finansman giderinden söz edilemeyeceğinden, … AŞ’nin hisselerinin satın alınması dolayısıyla yaptığınız borçlanmalar için yüklenilen finansman giderlerinin, devir işleminden sonra şirketinizce gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Öte yandan, devir tarihine kadar yaptığınız ve finansman gideri olarak dikkate aldığınız tutarların devir işleminden sonra düzeltilmesine gerek yoktur.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
22 Temmuz 2014 Tarih ve 64597866-125[19-2014]-117 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/istirak-edilen-sirketin-devralinmasi-durumunda-istirak-hisse-alimi-finansman-giderleri-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
Tevsi Yatırımlarda İndirimli Kurumlar Vergisi Hesaplaması Nasıl Yapılır? https://www.muhasebenews.com/tevsi-yatirimlarda-indirimli-kurumlar-vergisi-hesaplamasi-nasil-yapilir/ https://www.muhasebenews.com/tevsi-yatirimlarda-indirimli-kurumlar-vergisi-hesaplamasi-nasil-yapilir/#respond Sat, 10 Mar 2018 14:30:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17353 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Tevsi yatırımda indirimli kurumlar vergisi hesaplanması.
İlgi: 21.11.2013 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, faaliyet konusu demiryolu taşımacılığı olan şirketinizin 15.06.2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına (BKK) göre alınmış yatırım teşvik belgesine sahip bulunduğu, yatırım konusunun 108 adet vagon alımı olduğu, vagonlardan 25 adedinin 2013/Haziran; 25 adedinin de 2013/Temmuz ayında alındığı ve alındıkları aylarda aktifleştirildikleri, alınan vagonlardan elde edilen kazanç ayrı hesaplarda takip edilemediğinden kazancın oranlama yapılarak tespit edileceği ve yatırımın BKK’nın 17’nci maddesinde belirtilen öncelikli yatırım konularından olması nedeniyle 5. bölge teşviklerinden yararlanıldığı belirtilmiş olup;

– Yatırımın devam ettiği ve yatırım teşvik belgesinin henüz kapanmadığı dönemde diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulanıp uygulanmayacağı,
– İlk yıl aktifleştirilmesi zorunlu ve diğer yıllar ihtiyari olan finansman giderleri ile kur farklarının yatırıma katkı tutarının tespitinde dikkate alınıp alınamayacağı,
– Tevsi yatırımdan elde edilen kazanç hesaplanırken oranlama işleminin ne şekilde yapılacağı ve oranlama yapılırken sadece kıymetlerin aktifleştirildikleri ayların mı dikkate alınacağı
hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinde;

“(1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16.07.1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.

(2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder. Bakanlar Kurulu;

c) Yatırıma başlanan tarihten itibaren bu maddeye göre hesaplanacak yatırıma katkı tutarına mahsuben, toplam yatırıma katkı tutarının %50 sini ve gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını geçmemek üzere; yatırım döneminde kurumun diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimli kurumlar vergisi oranı uygulatmak suretiyle yatırıma katkı tutarını kısmen kullandırmaya, bu oranı her bir il grubu için sıfıra kadar indirmeye veya %80’e kadar artırmaya,
yetkilidir.

(4) Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, indirimli oran bu kazanca uygulanır. Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır. İndirimli oran uygulamasına yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanır…”
hükümlerine yer verilmiştir.

19.06.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2012/3305 sayılı BKK’nın “Vergi indirimi” başlıklı 15’inci maddesinde indirimli kurumlar vergisine ilişkin hükümlere yer verilmiş olup bu maddenin beşinci fıkrasında toplam yatırıma katkı tutarına mahsuben, gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını aşmamak ve yatırımların gerçekleştirildiği bölgelere göre farklı oranlarda olmak üzere, diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara da indirimli kurumlar vergisi uygulanabileceği hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, 2012/3305 sayılı BKK’ya göre yatırım teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan henüz kazanç elde edilmemiş olsa dahi “yatırım döneminde” belirli oranlarda ve 01.01.2013 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere, diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkündür.

Öte yandan, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazançların ayrı hesaplarda takip edilmesi gerekmektedir. Ancak, kazancın ayrı olarak takibine imkan bulunmayan hallerde indirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç, yapılan yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenecektir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre;
– 2012/3305 sayılı BKK’ya göre alınmış yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımınız devam ederken, diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara BKK’nın 15’inci maddesinin beşinci fıkrası dikkate alınarak indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkündür.

“Yatırım dönemi” ifadesinden, yatırıma fiilen başlanıldığı tarihi içeren geçici vergilendirme döneminin başından tamamlama vizesi yapılması amacıyla Ekonomi Bakanlığına müracaat tarihini içeren geçici vergilendirme döneminin son gününe kadar olan sürenin anlaşılması; yatırımın fiilen tamamlandığı tarihin, tamamlama vizesinin yapılmasına ilişkin olarak Ekonomi Bakanlığına müracaat tarihinden önceki bir geçici vergilendirme dönemine isabet etmesi halinde ise yatırımın fiilen tamamlandığı tarihi içeren geçici vergilendirme döneminin son gününün dikkate alınması gerekmektedir.

Bu uygulama dışında, yatırımın tamamlanma oranı veya benzeri herhangi bir hesaplama yapılmayacaktır.

– Yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi; aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması mümkün bulunmakta olup 163 ve 334 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

Öte yandan faiz giderleri ve kur farkları, indirimli kurumlar vergisine esas olan yatırıma katkı tutarını değiştirmeyecek, Ekonomi Bakanlığının teşvik belgesine göre belirlenen indirimli kurumlar vergisine esas yatırıma katkı tutarı finansman giderleri dolayısıyla artmayacak veya azalmayacaktır.

– Tevsi yatırımlarda, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan sabit kıymet tutarının hesabında bu kıymetlerin birikmiş amortismanlar düşülmeden önceki brüt tutarlarının dikkate alınması, “sabit kıymet” ifadesinden de Vergi Usul Kanununun 313’üncü maddesi uyarınca amortisman mevzuunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması, dolayısıyla arazi-arsa ve amortismana tabi olmayan diğer kıymetlerle ilgili harcamaların indirimli kurumlar vergisinden yararlanacak kazancın tespitinde dikkate alınmaması gerekmektedir.

Tevsi yatırımlardan elde edilen kazancın ayrı bir şekilde tespitinin mümkün olmaması halinde, indirimli oran uygulanacak kazancın hesaplanmasında tevsi yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması suretiyle belirlenen oran her yıl ayrı ayrı tespit edilerek uygulanacaktır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinde yer alan “Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır.” ifadesi ile kastedilen ise sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması gerektiğidir. Dolayısıyla, gerekli şartların oluşması halinde yapılacak enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmayacaktır.

Ayrıca mevcut sabit kıymet tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespit edileceği geçici vergilendirme dönemleri için, ilgili geçici vergilendirme döneminin son günü; hesap dönemleri için ise ilgili hesap döneminin son günü itibariyle tespit edilecek ve indirimli oran uygulanacak kazancın bulunmasında dikkate alınacaktır.

Bu çerçevede, tevsi yatırımdan elde edilen kazanç hesaplanırken bulunan oran bütün bir yılın gelirine uygulanacaktır.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
17 Temmuz 2014 Tarih ve 84098128-125[32A-201322]-436 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tevsi-yatirimlarda-indirimli-kurumlar-vergisi-hesaplamasi-nasil-yapilir/feed/ 0
Yurt Dışında Kurulan Şirkete Ait Harcamalar, Türkiye Hissedarı Şirket Tarafından Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-kurulan-sirkete-ait-harcamalar-turkiye-hissedari-sirket-tarafindan-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-kurulan-sirkete-ait-harcamalar-turkiye-hissedari-sirket-tarafindan-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Fri, 17 Nov 2017 07:00:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17541 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Yunanistan’da kurulacak şirkete ait harcamaların şirket hissedarı olan Türkiye’deki şirket tarafından gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin faaliyet konusunun uluslararası seyrüsefer yapan gemilere her türlü yiyecek, içecek, tüketim malzemesi, hırdavat, teknik ve temizlik malzemesi gibi ürünlerin satışı olduğu; şirketiniz tarafından aynı işi yapmak üzere Atina’da bir şirket kurulmak istendiği ve söz konusu şirketin Türkiye’den geçen gemilerle ilgili müşteri bulacağı ve mal satışı için sipariş alacağı; ancak mal tesliminin Türkiye’de Boğazlardan geçerken Türkiye’deki şirketiniz tarafından yapılacağı; faturasının Türkiye’de düzenleneceği ve tahsilatının da şirketiniz tarafından yapılacağı; kurulacak yeni şirketin fonksiyonunun bu açıdan temsilcilik ofisine benzediği ancak Yunanistan’daki yasalar nedeniyle şirket şeklinde kurulacağı; yeni şirketin giderlerinin olacağı fakat herhangi bir gelirinin olmayacağı ve giderlerin tamamının fatura veya dekontla Şirketinize yansıtılacağı belirtilerek, söz konusu giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:” hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu birinci fıkranın (g) bendinde;

“Kurumların yurt dışında bulunan iş yerleri veya daimî temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan kurum kazançları;
1) Bu kazançların, doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
2) Kazançların elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması,
3) Ana faaliyet konusu, finansal kiralama dâhil finansman temini, sigorta hizmetlerinin sunulması veya menkul kıymet yatırımı olan kurumlarda, bu kazançların doğduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.

Bu bent uyarınca toplam vergi yükü, birinci fıkranın (b) bendindeki tanıma göre tespit edilir.”
hükümleri yer almaktadır. Ayrıca aynı maddenin üçüncü fıkrası ise; “İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez.”
hükümlerini amirdir.

Aynı Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun, 40’ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesi sırasında indirilebilecek giderler sayılmış olup bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendiyle ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 227’nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup söz konusu kayıtların aynı Kanunun 229’uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden (fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu vb.) herhangi biriyle veya yurt dışından alınan mal ve hizmetlere ilişkin olarak ilgili ülke mevzuatına uygun olarak düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun 229’uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır.

Bu hükümler uyarınca, bir giderin indirim konusu yapılabilmesi için;
              – Giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması,
              – Giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması,
              – Yapılan gider karşılığında gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve
              – Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması
             gerekmektedir. Bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde genel gider olarak indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, yansıtma; ticari faaliyet kapsamında bir işlemin yapılmaması, yapılan iş ve işlemlerde bir gelir elde etme veya kar ve zarar beklentisini taşıyacak herhangi bir unsurun bulunmaması, yasal uygulamalar nedeniyle muhatap olunan ya da diğer bir işletme adına ödeme veya tahsilat yapılması durumlarında, yapılan ödeme veya henüz ödeme yapılmamışsa tahakkuk eden bedellerin asıl muhatabına aktarılmasını ifade etmektedir.

Buna göre, şirketinizin Yunanistan yasaları uyarınca Atina’da şirket şeklinde kuracağı iş yeri tarafından yapılacak harcamaların, Türkiye’de safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
27 Mayıs 2014 Tarih ve 62030549-125[6-2013/408]-1454 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-kurulan-sirkete-ait-harcamalar-turkiye-hissedari-sirket-tarafindan-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0