farkının – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 01 Jan 2022 12:45:00 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 GMSİ beyanında dövize endeksli alınan konut kredi anapara taksitine ilişkin kur farkının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı https://www.muhasebenews.com/gmsi-beyaninda-dovize-endeksli-alinan-konut-kredi-anapara-taksitine-iliskin-kur-farkinin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/ https://www.muhasebenews.com/gmsi-beyaninda-dovize-endeksli-alinan-konut-kredi-anapara-taksitine-iliskin-kur-farkinin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/#respond Sat, 01 Jan 2022 03:00:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119470

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

62030549-120[74-2013/289]-907

14/04/2014

Konu

:

Gmsi beyanında dövize endeksli alınan konut kredi anapara taksitine ilişkin kur farkının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden; dövize endeksli banka kredisiyle almış olduğunuz gayrimenkule ilişkin kira gelirinizin beyanında gerçek gider usulünü seçmiş olduğunuz, faiz giderlerini taksitlerin ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası kurundan hesaplamak suretiyle gider olarak kazancınızdan indirim konusu yaptığınız belirtilerek, bu gayrimenkulden elde ettiğiniz kira geliri dolayısıyla verdiğiniz yıllık gelir vergisi beyannamesinde söz konusu dövize endeksli banka kredisinin ödeme tarihlerindeki T.C. Merkez Bankası kurundan hesaplanan anapara ödemelerinde ortaya çıkan kur farkının gider olarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi istenildiği anlaşılmakta olup, konuyla ilgili Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70 inci maddesinin birinci fıkrasında, maddede sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun “Giderler” başlıklı 74 üncü maddesinde; “Safi iradın bulunması için, 21 inci maddeye göre istisna edilen gayrisafi hasılata isabet edenler hariç olmak üzere gayrisafi hasılattan aşağıda yazılı giderler indirilir:

4. Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren beş yıl süre ile iktisap bedelinin % 5’i (İktisap bedelinin % 5’i tutarındaki bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hasılata uygulanır. Ancak, indirilmeyen kısım 88’nci maddenin 3’ncü fıkrasının uygulanmasında gider fazlalığı sayılmaz)

6. Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar”

hükmüne yer verilmiş olup, gayrimenkul sermaye iradının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün olan diğer ödemelere ilişkin hükümler sayılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, gayrimenkulün iktisabı için kullanılan konut kredisi anapara ödemelerinin ve bu anapara taksitlerine ilişkin kur farklarının, söz konusu gayrimenkulden elde edilen kira geliri için verilecek gayrimenkul sermaye iradı beyannamesinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, anapara taksitine ilişkin ödenen kur farklarının gayrimenkulün iktisap bedeline eklenmesi suretiyle oluşacak bedelin % 5 ini aşmayacak şekilde 5 yıl süreyle sadece ilgili gayrimenkule ait gayrisafi hasılattan gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, yine söz konusu anapara taksitine ilişkin ödenen kur farklarının iktisap edilen gayrimenkulün maliyetine eklenmesi suretiyle bulunan yeni değer üzerinden hesaplanan amortisman tutarının gayrisafi hasılattan indirim konusu yapılacağı tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gmsi-beyaninda-dovize-endeksli-alinan-konut-kredi-anapara-taksitine-iliskin-kur-farkinin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi/feed/ 0
İndirimli orana tabi işlemlerde kur farkının iade hesabına dahil edilip edilemeyeceği. https://www.muhasebenews.com/indirimli-orana-tabi-islemlerde-kur-farkinin-iade-hesabina-dahil-edilip-edilemeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/indirimli-orana-tabi-islemlerde-kur-farkinin-iade-hesabina-dahil-edilip-edilemeyecegi/#respond Thu, 23 Dec 2021 05:11:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119060

T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı

:

39044742-KDV.29-83669

01/10/2015

Konu

:

İndirimli orana tabi işlemlerde kur farkının iade   hesabına dahil edilip edilemeyeceği.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, döviz cinsinden hammadde satın alınması karşılığında şirketiniz aleyhine oluşan kur farkının iade hesabına dahil edilip edilemeyeceği konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanununun;

20/1 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

20/2 inci maddesinde, bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu,

29/2 nci maddesinde; bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak indirimli orana tabi işlemler nedeniyle yılı içinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen tutarların da izleyen yıl içinde nakden ya da mahsuben iade edileceği,

35 inci maddesinde de;  malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellef bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellef ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltmesi gerektiği,

hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 26.04.2014 tarihli ve 28983 sayılı resmi gazetede yayımlanarak 01.05.2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin III/A-5.3. bölümünde;

          “Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

            Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, satıcı lehine (alıcı aleyhine) oluşan kur farklarının satıcı tarafından alıcıya fatura edilmesi işlemi, KDV matrahının ve indirim hesaplarının düzeltilmesi amacıyla yapılan bir düzeltme işlemi olduğundan, satıcı tarafından düzenlenen kur farkı faturalarında yer alan KDV tutarı indirim konusu yapılabilecektir.

Diğer taraftan, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği dönem içinde veya öncesinde fatura edilen kur farklarının iade hesabına dahil edilmesi mümkün olup, işlemin gerçekleştiği dönemden sonra fatura edilen kur farklarının ise iade hesabına dahil edilmesi mümkün değildir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/indirimli-orana-tabi-islemlerde-kur-farkinin-iade-hesabina-dahil-edilip-edilemeyecegi/feed/ 0
Mahkeme kararı ile ödenmesine hükmedilen eksik yapılan hakediş tutarı ile fiyat farkının vergisel durumu https://www.muhasebenews.com/mahkeme-karari-ile-odenmesine-hukmedilen-eksik-yapilan-hakedis-tutari-ile-fiyat-farkinin-vergisel-durumu/ https://www.muhasebenews.com/mahkeme-karari-ile-odenmesine-hukmedilen-eksik-yapilan-hakedis-tutari-ile-fiyat-farkinin-vergisel-durumu/#respond Thu, 24 Dec 2020 12:16:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99417

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

27575268-105[229-2015-269]-466984

23.11.2017

Konu

:

Mahkeme kararı ile ödenmesine hükmedilen eksik yapılan hakediş tutarı ile fiyat farkının vergisel durumu

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı arasında “… Sosyal Güvenlik Merkezi Hizmet Binası Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım İşi” kapsamında sözleşme imzalandığı, söz konusu işin yapımı devam ederken meydana gelen depremler sonrası idarenin binanın durumunu mahkeme kanalı ile tespit ettirip tasfiye kabul tutanağı düzenlediği, ancak imalat miktarı ve fiyatlandırmasının hatalı ve eksik yapıldığı iddiasıyla ilgili idare aleyhine dava açtığınız, dava sonucunda mahkemenin şirketiniz lehine karar vererek eksik yapılan hakediş tutarı ve fiyat farkının tarafınıza ödenmesine hükmettiği belirtilerek, mahkeme kararı ile ödenmesine hükmedilen bedele ilişkin tarafınızca fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, fatura düzenlenmesi halinde idarenin KDV tevkifatı uygulayıp uygulamayacağı ve tevkifat tutarının beyan edilip edilmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi talep edilmektedir.

I -Vergi Usul Kanunu Yönünden Değerlendirme:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu açıklanmıştır.

Anılan Kanunun 229 uncu maddesinde fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır. Kanunun 231 inci maddesinin 5 numaralı bendinde de, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile şirketiniz arasındaki dava sonucunda mahkemece tarafınıza yapılmasına hükmedilen ödemeler (hakediş tutarı, fiyat farkı vb.) için fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

II -Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

-9 uncu maddesinde, gerekli görülen hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza yetki verildiği,

hüküm altına alınmıştır.

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “I/C-2.1.3.2.1. Yapım İşleri ile Bu İşlerle Birlikte İfa Edilen Mühendislik-Mimarlık ve Etüt-Proje Hizmetleri” başlıklı bölümünde, Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen yapım işleri ile bu işlerle birlikte ifa edilen mühendislik-mimarlık ve etüt-proje hizmetlerinde, alıcılar tarafından (2/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı açıklanmıştır.

Buna göre, Şirketinizce T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na açılan dava sonucunda mahkemece tarafınıza yapılmasına hükmedilen ödemeler (hakediş tutarı, fiyat farkı) katma değer vergisine tabi olup, T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na yapılan “Sosyal Güvenlik Merkezi Hizmet Binası Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım işi” yapım işi kapsamında değerlendirileceğinden 2/10 oranında KDV tevkifatı uygulanması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mahkeme-karari-ile-odenmesine-hukmedilen-eksik-yapilan-hakedis-tutari-ile-fiyat-farkinin-vergisel-durumu/feed/ 0
Dövizli kredinin kur değerlemesi nasıl yapılacaktır? https://www.muhasebenews.com/dovizli-kredinin-kur-degerlemesi-nasil-yapilacaktir/ https://www.muhasebenews.com/dovizli-kredinin-kur-degerlemesi-nasil-yapilacaktir/#respond Wed, 13 Feb 2019 11:45:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=46645 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Usul ve Tahsilat Grup Başkanlığı

18.12.2018

 

Sayı : 77058783-105[VUK.ÖZ.18.39]-E.235714
Konu : Yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin değerlemesinde meydana gelen kur farkının ödenen taksit tutarına mı yoksa anapara üzerinden mi hesaplanacağı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; 2016 yılında şirketinizin 2025 vadeli yıllık 1.500.000.-Euro ödemeli yabancı para cinsinden kredi kullandığı, 2017 yılında 1.500.000.-Euro taksit ödediği, ödeme tarihinde kur farkının ilgili gelir hesabına aktarıldığı, dönem sonunda kalan anapara 12.000.000.-Euro’ya kur farkı ayrıldığında 7.000.000.-TL kur farkı oluştuğu belirtilerek; kur farkının yıllık ödenen taksit tutarına mı yoksa toplam anaparaya mı ayrılacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferrik bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği,

– 280 nci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı ve yabancı paranın borsada rayici yoksa değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı ile bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu,

– 285 inci maddesinde borçların mukayyet değerleriyle değerleneceği, mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçların değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınacağı, vadesi gelmemiş olan senede bağlı borçların değerleme günü kıymetine irca olunabileceği

hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan;

– 163 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; “

  1. Yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi gerekmekte; işletme dönemine ait olanların ise, ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması,
  2. Döviz kredisi kullanılarak yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi sırasında veya sonradan bu kıymetlere ilişkin borç taksitlerinin değerlemesi dolayısıyla ortaya çıkan kur farklarından, sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi zorunlu bulunmakta; aynı kıymetlerle ilgili söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilerek amortisman konusu yapılması,

mümkün bulunmaktadır.“,

– 238 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “B- Dönem Sonu Stoklarının Değerlemesi ile İlgili Hususlar” başlıklı bölümünde, “… emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunludur. Stokta kalan emtia ile ilgili olarak daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.

İşletmelerin finansman temini maksadıyla bankalardan veya benzeri kredi müesseselerinden aldıkları krediler için ödedikleri faiz ve komisyon giderlerinden dönem sonu stoklarına pay vermeleri zorunlu bulunmamaktadır. Buna göre mükellefler söz konusu ödemelerini doğrudan gider olarak kaydedebilecekleri gibi, diledikleri takdirde stokta bulunan emtiaya isabet eden kısmı maliyete dahil edebileceklerdir.”,

– 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “III- Kur Farkları” başlıklı bölümünde ise; “163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerektiği açıklanmış bulunmaktadır.

Lehte oluşan kur farklarının da aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerekecektir. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme göre işlem yapılmasına devam edilecektir.

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu itibarla;

– Şirketiniz tarafından kullanılan döviz cinsinden krediye ilişkin kalan anapara ve faiz tutarının değerleme günü itibariyle kur değerlemesine tabi tutulması, bu kapsamda mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlara ait kalan faiz tutarının kur değerlemesine tabi tutulmasında değerleme gününe kadar hesaplanan faiz tutarının dikkate alınması,

– Söz konusu kredinin amortismana tabi iktisadi kıymetlerin finansmanında kullanılması halinde; krediye ilişkin faiz gideri ile kur farkının söz konusu iktisadi kıymetin aktifleştirildiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanın ise kambiyo geliri/gideri olarak değerlendirilmesi veya maliyetle ilişkilendirmek suretiyle amortismana tabi tutulması,

– Kredinin emtia satın alınmasında kullanılması halinde; emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi, stokta kalan emtia ile ilgili olarak daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi,

– Genel finansman amacıyla kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile bunların döviz cinsinden olması durumunda dönem sonu değerlemesi nedeniyle oluşan kur farklarının ise kambiyo geliri/gideri olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

 

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dovizli-kredinin-kur-degerlemesi-nasil-yapilacaktir/feed/ 0