fark – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 17 Jul 2024 11:59:06 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Kira garantisi verilen konut satışlarında inşaat şirketi tarafından ödenen fark kira şirkete gider yazılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kira-garantisi-verilen-konut-satislarinda-insaat-sirketi-tarafindan-odenen-fark-kira-sirkete-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kira-garantisi-verilen-konut-satislarinda-insaat-sirketi-tarafindan-odenen-fark-kira-sirkete-gider-yazilabilir-mi/#respond Wed, 17 Jul 2024 11:59:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152695 T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-120[94-2019/1624]-….

14.06.2024

Konu

:

Kira Garantili Kira Sözleşmesi ile daire sahibine ödenen kiranın vergilendirilmesi hak.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ikamet amaçlı binaların inşaatı işi ile iştigal ettiğiz, satışların arttırılması amacıyla kira garantili satış sözleşmesi yaptığınız, bu sözleşme kapsamında gayrimenkul alanlara 3 yıl boyunca kira garantisi verdiğiniz, bununla birlikte satın alınan gayrimenkullere kiracı bulduğunuz, bulunan kiracı ile gayrimenkul sahibi arasında kira sözleşmesi yapıldığı ve kiracının kiralama bedelini gayrimenkul sahibine ödediği, yapılan kira sözleşmesi bedelinin şirketiniz tarafından yapılan kira taahhüdünün altında olması halinde farkın yine gayrimenkul sahibine şirketiniz tarafından ödendiği belirtilerek, kira garantili kira sözleşmesi kapsamında gayrimenkulün boş olması halinde taahhüt edilmiş tutarın tamamı üzerinden yapılan ödemelerden veya gayrimenkulün kiraya verilmesi halinde kira bedeli ile taahhüt edilen tutar arasındaki fark için yapılan ödemelerden kira stopajı yapılıp yapılmayacağı, söz konusu ödemelerin kurumlar vergisi açısından gider yazılıp yazılamayacağı, katma değer vergisine tabi olup olmadığı ve ödemelerin nasıl belgelendirileceği hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, Başkanlığımız görüşüne aşağıda yer verilmiştir.

1-GELİR ve KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da,

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu knunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”

hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için söz konusu giderlerin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi amacı ile yapılmış olması, yapılan giderin karşılığında sabit kıymet iktisap edilmiş olmaması, yapılan giderin iktisadi işletmenin maliyet bedeline eklenmesi gereken giderlerden olmaması gerekmektedir. Genel olarak; kırtasiye, temizlik, ısıtma, aydınlatma, su ve telefon giderleri, işyeri, araç vb. giderleri, yapılan işle orantılı temsil ve ağırlama giderleri, gayrimenkul ve gayrimenkul gibi değerlenen sabit kıymetlerin normal bakım ve onarım giderleri, sigorta giderleri, finansman giderleri, pazarlama, satış ve dağıtım giderleri, reklam giderleri, yurt dışındaki kişilere ödenen komisyonlar, ayıplı ürün iadesi ve komisyon giderleri bu tür giderlerdendir.

Bu hükümlere göre, şirketiniz tarafından satışlarınızı artırmak amacıyla, şirketiniz ile daire satışı yaptığınız müşterileriniz arasındaki kira garantili satış sözleşmesi gereğince, satışını yaptığınız ve müşterilerinize ait olan dairelerin kiraya verilemediği durumlarda şirketiniz tarafından daire sahiplerine ödenecek olan kira tutarının veya gayrimenkulün kiraya verilmesi halinde kira bedeli ile taahhüt edilen tutar arasındaki fark için yapılan ödemelerin ispat edici mahiyetteki belgelerle tevsik edilmesi halinde, pazarlama ve satış gideri olarak kabul edilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür.

Anılan Kanunun 70 inci maddesinde; aynı maddede bentler halinde sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu, söz konusu mal ve hakların ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari veya zirai kazancın tespitinde müteallik hükümlere göre hesaplanacağı, hüküm altına alınmıştır.

Adı geçen Kanunun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında da; sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun; “Toplama yapılmayan haller” başlıklı 86 ncı maddesinde ise;

“Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

1. Tam mükellefiyette;

d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (310 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2020 yılı için 2.600 TL.) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.

…”

hükmü yer almaktadır.

Mezkûr Kanunun 94 üncü maddesinde de; maddenin birinci fıkrasında sayılanların, yine söz konusu maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan; özelge talep formu ekinde yer alan “….”nün incelenmesi neticesinde; protokol ile gayrimenkulün tüm kiralama yetkisinin şirketlerine veya şirketlerinin belirlediği kiralama şirketine ait olduğu, söz konusu gayrimenkulün kiralanamaması durumunda 3 yıl süreli olarak şirketlerinin, aylık kira ödemesi yapmayı taahhüt ettiği ve kira garantisinin stopaj dahil …. olduğu ile gayrimenkul sahibinin protokol konusu taşınmazı garanti süresi boyunca kullanmayacağını kabul ettiği anlaşılmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; gayrimenkul kiralama işlemine dayanmayan, esas itibariyle şirketinizce, gayrimenkul satış ve pazarlama stratejisi kapsamında öngörülen ödemeler nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamakta olup; kira garantili satış sözleşmesi ile taahhüt edilen ve özü itibarıyla kiralama işlemine dayanmayan ancak, kira gelirlerinin tazmini niteliğinde olan söz konusu ödemelerin, tarafına ödeme yapılanlar yönünden Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesine göre menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup, anılan Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde belirtilen, “tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul sermaye iratları”na ilişkin ilgili takvim yılları bakımından beyan hadlerinin aşılması durumunda, söz konusu ödemelerin, tarafına ödeme yapılanlarca menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

2-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasındaki “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü uyarınca vergi sistemimiz mükelleflerin mal teslimi, hizmet ifası ve diğer muameleler sebebiyle bir vesika düzenlemesini benimsemiş olup, söz konusu işlemlerin, esas itibariyle, mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun;

– 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

– 231/5 inci maddesinde, faturanın mal teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,

– 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde olduğu, bu sayılanlar dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 liradan (2020 yılı için 1.400.-TL’yi) geçmesi veya bedeli söz konusu tutardan az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesinin mecburi olduğu,

– 234 üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia içinde tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu

hükme bağlanmıştır.

Bunun yanı sıra, fatura tahakkuka ilişkin bir belge olduğundan düzenlenmesi bedelin ödenmesine değil, malın teslimine veya hizmetin ifasına bağlı olup, kiralama şeklindeki hizmet ifalarında vergiyi doğuran olay hizmetin yapılması ile meydana gelmektedir.

Buna göre, şirketiniz tarafından satılan dairelerin sahiplerine verilen kira garantisi kapsamında; dairenin boş kalması veya daire sahipleri tarafından garanti kira tutarından daha düşük tutar üzerinden kiraya verilmesi hallerinde, garanti kira bedelinin tamamının veya bir kısmının şirketinizce daire sahibine ödenme yapılması durumunda, ödeme yapılan kişinin 213 sayılı Kanunun 232 nci maddesinde belirtilen ve fatura düzenleme yükümlülüğü bulunanlardan olması durumunda bu kişilerce şirketiniz adına fatura düzenlenmesi, belirtilen bu kişiler dışında kalan kişilerden olması durumunda ise şirketinizce gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.

3-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zırai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

– 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, kira garantili satış sözleşmesi çerçevesinde gayrimenkulün boş olması halinde Şirketinizce karşı tarafa ödeneceği taahhüt edilen tutar ile gayrimenkulün kiraya verilmesi halinde kira bedeli ile taahhüt edilen tutar arasındaki fark için yapılan ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV’nin konusuna girmemektedir.


Kaynak: GİB öZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kira-garantisi-verilen-konut-satislarinda-insaat-sirketi-tarafindan-odenen-fark-kira-sirkete-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
Doktorlar ve Diğer Bazı Serbest Meslek Faaliyetleri ile Ticari Kazançlarda Hasılat Takibi Ve Fark İçin İzaha Davet Edilmesi https://www.muhasebenews.com/doktorlar-ve-diger-bazi-serbest-meslek-faaliyetleri-ile-ticari-kazanclarda-hasilat-takibi-ve-fark-icin-izaha-davet-edilmesi/ https://www.muhasebenews.com/doktorlar-ve-diger-bazi-serbest-meslek-faaliyetleri-ile-ticari-kazanclarda-hasilat-takibi-ve-fark-icin-izaha-davet-edilmesi/#respond Mon, 24 Jun 2024 13:04:01 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152150 Bazı Serbest Meslek Faaliyetleri ile Ticari Kazançlarda Hasılat Takibi

Mevcut Durum: Ticari veya serbest meslek faaliyetlerinde bulunan mükellefler ihtiyaca göre zaman zaman yapılan yoklamalarla takip edilmektedir. Hasılat tutarının/gelirin eksik bildirildiği veya beyan dışı bırakıldığı ya da belge düzenine uyulmadığının tespit edilmesi halinde mükellefler hakkında cezai işlem yapılmakta veya incelemeye sevk edilmektedir.

Yapılan hasılat tespitlerinin dönem matrahının tespitinde kullanılması yönünde yapılan tarhiyatlar yargı tarafından iptal edilmektedir.

Önerilen Düzenleme: Serbest meslek erbabı (doktorlar, diş hekimleri v.b.) ile ticaret erbabının (restoran, cafe, kuaför, v.b.) bir ayda üç, yılda da toplam 12 defadan az olmamak üzere yapılacak yoklamalarla günlük hasılatlarının tespit edilmesi, mükellef tarafından beyan edilen hasılat ile yoklamalarda tespit edilen hasılat arasında bir fark (%20 gibi) bulunması halinde mükellefin izaha davet edilmesi.

İzahatının yeterli görülmemesi ve mükellefin beyanını düzeltmemesi halinde, yapılmış hasılat tespitleri esas alınarak vergi dairesince re’sen tarhiyat yapılması veya mükellefin vergi incelemesine sevk edilmesi.

Etki Analizi: Gelir artırıcı ve gönüllü uyumu destekleyici etkisi olacaktır. Düzenlemenin 1.1.2025 tarihinde yürürlüğe girmesi önerilmektedir.

Not: GİB’den alıntılanan bu yazının yayımlandığı tarihte konuyla ile ilgili TBMM’ye henüz bir kanun tasarısı sunulmamıştı.


Kaynak: GİB MEVZUAT DÜZENLEMELERİ 2024
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/doktorlar-ve-diger-bazi-serbest-meslek-faaliyetleri-ile-ticari-kazanclarda-hasilat-takibi-ve-fark-icin-izaha-davet-edilmesi/feed/ 0
525 no.lu hesaba kayıt edilen tutar için yapılan enflasyon düzeltmesi fark tutarı bu hesabın altında mı takip edilecek? https://www.muhasebenews.com/525-no-lu-hesaba-kayit-edilen-tutar-icin-yapilan-enflasyon-duzeltmesi-fark-tutari-bu-hesabin-altinda-mi-takip-edilecek/ https://www.muhasebenews.com/525-no-lu-hesaba-kayit-edilen-tutar-icin-yapilan-enflasyon-duzeltmesi-fark-tutari-bu-hesabin-altinda-mi-takip-edilecek/#respond Fri, 14 Jun 2024 11:00:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152074

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-67854564-105[1741-9476]-294972

22.05.2024

Konu

:

7440 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi kapsamında beyan edilerek 525 No.lu hesapta takip edilen tutarın enflasyon muhasebesi uygulaması sonrasında hangi hesapta izleneceği.

 

İlgide kayıtlı özelge formunuzun incelenmesinden; 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6 ncı maddesi kapsamında beyan edilerek 525 no.lu hesaba kayıt edilen tutarın, ortaklara dağıtılabileceğinden hareketle, enflasyon muhasebesi uygulaması sonrasında hangi hesapta izleneceği konusunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– Mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasında, “Malî tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.

1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde % 10’dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.

Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu itibarıyla malî tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil önceki otuzaltı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay dikkate alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.

2. Bu maddenin uygulanmasında

a) Parasal olmayan kıymetler; parasal kıymetler dışındaki kıymetleri,

b) Parasal kıymetler; Türk Lirasının değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kaldığı halde satın alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetleri (Yabancı paralar da parasal kıymet olarak dikkate alınır.),

ifade eder.”,

– Geçici 33 üncü maddesinde, “…

31/12/2023 tarihli mali tablolar, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulur. Yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, 2023 hesap dönemi ve düzeltme şartlarının gerçekleşmesine/varlığına bağlı olarak (geçici vergi dönemleri dâhil) izleyen hesap dönemlerine ilişkin olarak enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak mali tabloların ve 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrası ile geçici 33 üncü maddesine göre yapılacak düzeltme işlemlerinin usul ve esasları 30/12/2023 tarihli ve ikinci mükerrer 32415 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 555 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenmiş olup, mezkur Tebliğin “Düzeltilme sonrası bilançoda yer alacak öz sermaye kalemleri” başlıklı 16 ncı maddesinde,

” (1) Öz sermaye kalemlerinden;

g) Özel Fonlar (213 sayılı Kanunun 328 ve 329 uncu maddeleri kapsamında oluşturulan sabit kıymet yenileme fonu ile aynı Kanunun 325/A maddesi kapsamında ayrılan girişim sermayesi fonu; 5520 sayılı Kanunun 5/1-e, j ve k bentleri gereğince oluşturulan fonlar; 6111, 6736, 7143, 7326, 7440 sayılı Kanunlar kapsamında, işletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtianın kayda alınmasına ilişkin olarak oluşturulan karşılık hesapları; 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun ek 3 üncü maddesi ile 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında oluşturulan fon hesapları gibi)

bilançoda düzeltilmiş değerleriyle yer alır.

…” şeklinde açıklamaya yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Kanunun 175 ve mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, tekdüzen muhasebe sistemine (Tekdüzen Hesap Çerçevesi Hesap Planı ve İşleyişine) ilişkin düzenlemeler/açıklamalar, 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde yapılmış olup, söz konusu Tebliğin “V- Muhasebe Usul ve Esasları/Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları” ekinde, “525” No.lu hesap için bir tanımlamaya/açıklamaya yer verilmemiştir.

Bununla birlikte; 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6 ıncı maddesinin (1) inci fıkrası uygulamasına ilişkin olarak Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1)’in “İşletmede Mevcut Olduğu Hâlde Kayıtlarda Yer Almayan Emtia, Makine, Teçhizat Ve Demirbaşların Kayda Alınması”/”6- Beyan Edilen Kıymetlerin Kayıtlara İntikali” bölümünde, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce, söz konusu fıkra kapsamında aktiflerine intikal ettirdikleri emtia için pasifte açılması öngörülen karşılık hesabına ilişkin olarak yer verilen örneklerde “525 Kayda Alınan Emtia Özel Karşılık Hesabı (7440 sayılı Kanunun 6/1 md.)” kullanılmıştır.

Buna göre, 7440 sayılı Kanunun mezkûr fıkrası uygulamasına ilişkin olarak, bahse konu Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde, işletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtianın kayda alınmasına ilişkin olarak pasifte oluşturulması gereken karşılık hesabı olarak kullanılan “525” no.lu hesabın, parasal olmayan kıymet olarak kabul edilerek enflasyon düzeltmesine tabi tutulması ve düzeltilmiş bilançoda düzeltilmiş değerleriyle yer alması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/525-no-lu-hesaba-kayit-edilen-tutar-icin-yapilan-enflasyon-duzeltmesi-fark-tutari-bu-hesabin-altinda-mi-takip-edilecek/feed/ 0
İnşaat işlerinde fark işçilik hesabında hangi yılın birim fiyatı dikkate alınacaktır? https://www.muhasebenews.com/insaat-islerinde-fark-iscilik-hesabinda-hangi-yilin-birim-fiyati-dikkate-alinacaktir/ https://www.muhasebenews.com/insaat-islerinde-fark-iscilik-hesabinda-hangi-yilin-birim-fiyati-dikkate-alinacaktir/#respond Sat, 03 Feb 2024 07:35:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149112 Ağustos 2022’de başladığımız inşaatımız aralıkta bitiyor fark işçilik hesaplarken hangi yılın birim fiyatlarını dikkate alacağız?

SGK asgari işçilik uygulamasında; Başladığı yıl içinde bitirilmiş olan inşaatın maliyetinin hesaplanmasında o yıl için tespit edilen, başladığı yıldan sonraki yıllarda bitirilmiş inşaatın maliyetinin hesabında ise bitirildiği yıldan önceki yıla ait birim maliyet bedelinin esas alınmaktadır.

2023 Aralık ayında biten inşaatlar için yapılacak asgari işçilik hesabında 2022 yılının birim fiyatları dikkate alınacaktır.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/insaat-islerinde-fark-iscilik-hesabinda-hangi-yilin-birim-fiyati-dikkate-alinacaktir/feed/ 0
Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesabında yer alan değerler hangi hallerde vergiye tabi tutulur? https://www.muhasebenews.com/pasif-kalemlere-ait-enflasyon-fark-hesabinda-yer-alan-degerler-hangi-hallerde-vergiye-tabi-tutulur/ https://www.muhasebenews.com/pasif-kalemlere-ait-enflasyon-fark-hesabinda-yer-alan-degerler-hangi-hallerde-vergiye-tabi-tutulur/#respond Mon, 20 Nov 2023 13:57:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147713 Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesabında yer alan değerler

Madde 54- (1) Parasal olmayan pasif kalemler arasında yer alan “avans ve depozitolar, hakedişler, kâr yedekleri ve özel fonlar (sabit kıymet yenileme fonu gibi)” hariç olmak üzere; pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacaktır.

Ancak, 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (5) ve (7) numaralı bentleri uyarınca, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.

Bu Tebliğin üçüncü bölümü kapsamında 2023 hesap dönemine ait düzeltme öncesi geçmiş yıl ve/veya carî dönem ticari zararının bulunması ve düzeltme sonrasında geçmiş yıl karı oluşması halinde, söz konusu geçmiş yıl karı vergiye tabi tutulmayacak, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi olacaktır.

Bu Tebliğin üçüncü bölümü kapsamında 2023 hesap dönemine ait düzeltme neticesinde oluşan geçmiş yıl karının kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilmesi mümkün olup, bu işlem kâr dağıtımı sayılmayacaktır.

Bilanço esasına göre defter tutmakta iken, 213 sayılı Kanunun 180 inci maddesi çerçevesinde işletme hesabı esasına göre defter tutmaya başlayan bir gelir vergisi mükellefinin işletme hesabı esasına geçmesi dolayısıyla kanun hükmünden kaynaklanan defter tutmayla ilgili bir değişikliğin oluşması mevzu bahis olduğundan, bu durum söz konusu enflasyon farklarının işletmeden çekilişi olarak değerlendirilmeyecektir.

 


Kaynak: VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/pasif-kalemlere-ait-enflasyon-fark-hesabinda-yer-alan-degerler-hangi-hallerde-vergiye-tabi-tutulur/feed/ 0
Kurumlar Vergisi Tahakkuku Yapılırken Vergiye Uyumlu Mükellef İndiriminin Muhasebe Kaydı Nasıl Olacak? https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-tahakkuku-yapilirken-vergiye-uyumlu-mukellef-indiriminin-muhasebe-kaydi-nasil-olacak/ https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-tahakkuku-yapilirken-vergiye-uyumlu-mukellef-indiriminin-muhasebe-kaydi-nasil-olacak/#respond Mon, 07 Aug 2023 07:13:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145130 Vergiye uyumlu mükelleflerde kurumlar vergisi tahakkukunu yaparken %5 lik farkı hangi hesaba kaydetmemiz gerekir?

% 5 İndirim için özel bir yevmiye kaydı yapılmaz. Vergi karşılığı ayrılması hesaplamasında ödenecek kurumlar vergisinin % 5 eksiği hesaplanarak 370 hesaba azaltılmış tutar yazılır.


BENZER İÇERİKLER

ALTERNATİF OLARAK %5 İNDİRİM MUHASEBE KAYDI 

KV beyannamesi verilip Tahakkuk fişi alındıktan sonra Beyanname üzerinden indirilen % 5 oranındaki indirim için aşağıdaki muhasebe kaydı yapılabilir.

——————— /04/20… ———————-

136 Hesap  (B)

570 Hesap (A)

 ———————-/———————- ———

136 Hesap daha sonra mahsup edilecek vergi ile kapatılır. 

———————/———————— ———

360 Hesap (B)

136 Hesap (A)

———————/——————————–

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-tahakkuku-yapilirken-vergiye-uyumlu-mukellef-indiriminin-muhasebe-kaydi-nasil-olacak/feed/ 0
Yurt dışındaki şirket Türkiye’de şube açarsa mükellefiyet türü ne olur? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-sirket-turkiyede-sube-acarsa-mukellefiyet-turu-ne-olur/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-sirket-turkiyede-sube-acarsa-mukellefiyet-turu-ne-olur/#respond Sat, 18 Mar 2023 00:28:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140133 Türk vatandaşı olmayan birinin Türkiye’de yeni bir firma kurması veya Yurtdışı merkezli Türkiye de şube firma kurması arasındaki fark nedir?

Türkiye merkezli şirket olur ise TAM MÜKELLEF olarak vergilendirilir. Merkezi Yurt dışında olan şirketin Türkiye’deki şubesi ise DAR MÜKELLEF olarak vergilendirilir.


Dar Mükellefiyet

Yurt dışındaki mukim firmalardan satın alınan bilgisayar programlarına yönelik yapılacak ödemelerle ilgili olarak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca tevkifat yapılacak mıdır?

-Yurt dışında mukim firmalardan  alınan bilgisayar programlarının üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan  ve/veya çoğaltılmadan nihai tüketicilere satılması veya aynı şekilde işletmede  kullanılması halinde, elde edilen kazanç ticari kazanç niteliğinde olup, bu  nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.
– “Copyright”  kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma,  gösterme vb. gibi haklarının satın alınması halinde, satın alan bakımından bir gayri  maddi hak elde edilecek olup, yurt dışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayri  maddi hak bedeli ödemelerinden 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı %20  oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
– Yurt dışında mukim firmalara,  işletmede kullanmak üzere özel olarak bir bilgisayar programı hazırlatılması  halinde, yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç serbest meslek  kazancı niteliği taşıdığından, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı  uyarınca %20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
– Dar mükellef kurumun mukimi  olduğu ülke ile aramızda çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması ve bu  anlaşmada daha düşük bir oran (anlaşmalarda genelde bu oran %10 olarak  belirlenmekte) belirlenmesi halinde bu oran dikkate alınacaktır.

Bilgisayar programının doğrudan doğruya internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmiş olması vergi kesintisi karşısında farklı bir uygulamaya yol açar mı?

Bilgisayar yazılım ürünlerinin,  CD, disket vb. taşıyıcı medya ürünü içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra  internet üzerinden indirilen şifre ile aktive edilerek iktisap edilmiş olması  ya da bilgisayar programının doğrudan doğruya internet üzerinden şifre ile  indirilerek iktisap edilmiş olması durumu yurt dışında yapılacak ödemelerin  vergilendirilmesinde herhangi bir farklılığa yol açmamaktadır.
Yine, ülkemiz ile çifte  vergilemeyi önleme anlaşması bulunan ülkelere yapılan söz konusu ödemelerde ise  ilgili anlaşmada bir hüküm bulunması halinde öncelikle bu hükümlerin dikkate  alınacağı tabiidir.

Telekomünikasyon alanında hizmet veren bir şirketin, e-posta servisinin güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamaya yönelik olarak ithal ettiği programlar ile aile koruma şifresi gibi hizmetlere ilişkin uygulama lisanslarının niteliği nedir ve bununla ilgili yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılacak mıdır?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun dar mükellefiyette vergi kesintisinin düzenlendiği 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında; ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenleme çerçevesinde, e-posta servisinin güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlayan hizmetlere ilişkin lisanslar için yurt dışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayrimaddi hak bedeli ödemelerinden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Bir firmanın yurt dışında tanıtımının yurt dışındaki reklam şirketleri vasıtasıyla yapılması durumunda reklam şirketine yapılacak ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacak mıdır?

Bir şirketin yurt dışında tanıtımının yapılması amacıyla alınan ilan ve reklam hizmetlerinin, doğrudan, ilan ve reklam yayınlatılmasından ziyade; ilan tasarımı, uygulaması, stratejik planlama, medya planlaması ve medya stratejisi gibi serbest meslek faaliyeti, kapsamına giren işlerden, olması durumunda, bu hizmetlerin karşılığı olarak yurt dışında yerleşik kuruluşlara yapılan ödemeler üzerinden kurumlar vergisi tevkifat yapılması gerekir. Ödeme yapılan ülke ile Türkiye Cumhuriyeti arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması, bulunması halinde, konunun anılan anlaşma hükümleri, açısından ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
Ayrıca, yurt dışında mukim bir firmaya Türkiye’de kullanılmak üzere bir reklam filmi hazırlatılması halinde de yapılacak ödemeler üzerinden aynı çerçevede vergi kesintisi yapılacaktır.

Kamu kurumlarına yurtdışında mukim kuruluşlar tarafından verilen danışmanlık ve eğitim hizmetlerinden yapılan ödemelerden vergi kesintisi yapılacak mıdır?

Yurtdışında mukim şirketlerden danışmanlık ve eğitim hizmetleri alımı ile ilgili olarak yapılan ödemelerin serbest meslek ödemesi olarak değerlendirilmesi yapılan ödemelerden %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Çifte vergilendirme anlaşmalarında genellikle serbest meslek faaliyetinin Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci vasıtasıyla yapılması ya da dar mükellef kurumunu personelinin Türkiye’de 6 aydan fazla süreli bulunması durumunda vergilendirme hakkı Türkiye’de olmaktadır. Aksi takdirde, Türkiye’de vergi kesintisi yapılması söz konusu değildir.

Eğitim, öğretim ve bilimsel araştırmaları desteklemek amacıyla yurtdışında yayınlanan bilimsel yayınları içeren veri tabanlarının satın alınması yayınlara abone olunması karşılığında yapılan ödemelerden tevkifat yapılacak mıdır?

Yurt dışında oluşturulan veri tabanlarından bilgi alma işlemleri karşılığında yurt dışında mukim firmaya yapılacak söz konusu ödemelerin gayrimaddi hak bedeli olarak değerlendirilmesi 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca %20 oranında vergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.
Ancak, yurt dışında firmanın mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilemeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda daha düşük bir oranın bulunması durumunda, bu oranın dikkate alınacağı tabiidir.

Dar mükellef kurumlara petrol arama faaliyetleri nedeniyle yapılan ödemelerin vergilendirilmesi nasıl olacaktır?

Yurtdışında mukim dar mükellef kurum tarafından petrol arama faaliyetlerine ilişkin olarak verilecek hizmetler serbest meslek faaliyeti kapsamında olup gider karşılığı dâhil yapılan ödemeler dar mükellef kuruma yapılan serbest meslek ödemesi olarak kabul edilecektir.
Bu çerçevede, söz konusu serbest meslek faaliyetinin;
– Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci bulundurmak suretiyle ticari faaliyet kapsamında yürütülmesi halinde, yapılan ödemelerden kurumlar vergisi kesintisi yapılmayacak, elde edilen kazançlar ticari kazanç hükümleri çerçevesinde iç mevzuatımıza göre vergilendirilecektir.
-Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilcisi bulunmadan veya Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci bulunsa da bu işyerlerinde yürüttükleri ticari faaliyetle bağlantılı olmamak suretiyle yürütülmesi halinde ise yapılan ödemelerin tamamı üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30/1-b maddesi gereğince 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca % 5 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, kesintinin yapılması bakımından serbest meslek hizmetini yapan dar mükellef kurumun mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının olması halinde bu anlaşma hükümlerinin de göz önünde bulundurulacağı tabiidir.

Maç, konser, dizi, sinema filmi vb. yayın hakkının satın alınması karşılığında yapılan ödemelerin niteliği nedir? 

Söz konusu yayın hakları, Gelir Vergisi Kanunun 70 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları hükümlerine göre gayri maddi hak olarak değerlendirildiğinden, yapılan ödemelerden 5520 sayılı Kurumlar vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasına istinaden 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca %20 kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Ancak, yurt dışında firmanın mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilemeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda daha düşük bir oranın bulunması durumunda, bu oranın dikkate alınacağı tabiidir.

Yurt dışındaki mukim bir firmadan internet ortamında “domain name” “alan adı” satın almak amacıyla yapılan ödemelerde vergi kesintisi yapılacak mıdır? 

Yurtdışında mukim firmalardan internet ortamında satın alınan “domain name” “alan adı” gayri maddi hak olarak değerlendirilmekte ve yapılan ödemelerden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasına istinaden 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları uyarınca %20 kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Ancak, yurt dışında firmanın mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilemeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda daha düşük bir oranın öngörülmesi durumunda, bu oran dikkate alınacaktır.

Dar mükellef kurumların arızi olarak Türkiye’de düzenlediği kongrelerden elde ettiği kazançlar vergiye tabi midir? 

Türkiye’de bir iş yeri veya daima temsilcisi bulunmayan ve kazancını bu iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde etmeyen dar mükellef kurumların, Türkiye’de düzenlenen uluslararası kongre nedeniyle elde edeceği kazancın ticari kazanç olarak değil, Türkiye’de elde edilen arızi ticari kazanç olarak değerlendirilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, dar mükellefiyete tâbi olan yabancı kurumların vergiye tâbi kazancının arızi ticari kazançtan ibaret bulunması halinde, bu kurumlar tarafından bu kazançların elde edilme tarihinden itibaren onbeş gün içinde özel beyanname ile bildirilmesi gerekmektedir.

Yurt dışına ihraç edilen mal ve hizmetlerle ilgili olarak dar mükellef kurumlardan müşteri bulma ve pazarlama vb. hizmetlerin satın alınması karşılığında yapılan ödemelerin durumu? 

Yurt dışına ihraç edilen mal ve hizmetlerle ilgili olarak hizmet veren yurt dışındaki firmanın faaliyeti, müşteri bulma ve satılan mal bedeli üzerinden komisyon alınmasından ibaret ise, bu iş ticari faaliyet çerçevesinde değerlendirilecek ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesine istinaden vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Ancak, söz konusu faaliyetin yurt dışı Pazar araştırması yapılması, ürünlerin reklamının yapılması, pazarlama ve yönetim hizmetleri gibi hizmetler olması ve salt komisyonculuk hizmetini aşması durumunda, bu hizmetler serbest meslek hizmeti olarak değerlendirilecek ve Kurumlar Vergisi Kanununun 30/1-b maddesi gereğince 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca % 20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekecektir.
Diğer taraftan çifte vergilendirme anlaşmalarının serbest meslek faaliyetlerine ilişkin hükümleri öncelikle göz önünde bulundurulacaktır.

Yurt dışındaki firmalara ödenen faizler ile grup şirketine kredi garantörlüğü karşılığı ödenen tutarlar vergi kesintisine tabi midir? 

Yurt dışı mukimi firmalara yapılan faiz ödemeleri ile garantörlük hizmeti karşılığında ödenen komisyon vb. giderler finansman hizmeti çerçevesinde alacak faizi olarak değerlendirilmekte ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine göre 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca %10 oranında vergi kesintisi yapılmaktadır.
Ayrıca, grup şirketleri arasındaki finansman hizmetleri örtülü kazanç açısından eleştiri konusu yapılabilmekte veya örtülü sermayenin konusuna girebilmektedir.
Yurtdışındaki banka ve finans kurumlarından kullanılan krediler karşılığında ödenen faizlerden ise 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca %0 oranında vergi kesintisi yapılmaktadır. 

Dar mükelleflerin Türkiye’de açtıkları irtibat bürolarının vergilendirilmesi? 

İrtibat büroları Yabancı Sermaye  Çerçeve Kararı ve bu Karara dayanılarak çıkarılan Yabancı Sermaye Çerçeve  Kararı Hakkında Tebliğlerde yer alan düzenlemelere göre kurulmakta ve faaliyet  göstermektedir. Mevcut yasal düzenlemelere göre irtibat büroları Türkiye’de  ticari faaliyette bulunamamakta, kar elde edip transfer edememekte ve bütün  masraflarını yurt dışından getirecekleri dövizlerle karşılamak zorunda  bulunmaktadır.
İrtibat bürolarının Türkiye’de  ticaret yapmaları hukuken yasak olduğundan, yukarıdaki tanımlar çerçevesinde  irtibat bürosunun işyeri, buranın işlerini yürütmekle görevli kişileri de daimi  temsilci olarak kabul etmek mümkün bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde,  irtibat bürosunun ilgili mevzuat çerçevesinde faaliyette bulunması, bir başka  ifade ile ticari ve diğer gelir getirici faaliyette bulunmaması halinde;
– Kurumlar vergisi mükellefiyeti  tesisine,
– İşe başlama bildiriminde  bulunulmasına,
– Kurumlar vergisi beyannamesi  verilmesine,
– Vergi Usul Kanunun hükümleri  çerçevesinde defter tutulmasına,
gerek bulunmamaktadır. Ticari  faaliyette bulunulması halinde, bütün bu yükümlülüklerin yerine getirileceği  ise açıktır.
Öte yandan, irtibat büroların  işçi ücretleri ve işyeri kira ödemleri üzerinden tevkifat yapmakla sorumlu  olduğundan bu bürolara muhtasar açısından mükellefiyet tesis edilmektedir.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-sirket-turkiyede-sube-acarsa-mukellefiyet-turu-ne-olur/feed/ 0
Anonim ve limited şirketlerin hisse devrinde temel fark nedir? https://www.muhasebenews.com/anonim-ve-limited-sirketlerin-hisse-devrinde-temel-fark-nedir/ https://www.muhasebenews.com/anonim-ve-limited-sirketlerin-hisse-devrinde-temel-fark-nedir/#respond Wed, 30 Nov 2022 08:56:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=135015 Anonim ve Limited Şirketler için Hisse Devrinde fark nedir?

En önemli fark; Limited şirket hisse devirleri Noterden yapılır. A.Ş böyle bir zorunluluk yok.


BENZER İÇERİKLER

Anonim şirket ortakları hisse senedi bastırmayıp elindeki geçici ilmühabere dayanarak satmış oldukları hisseler için gelir vergisine tabi olur mu?

Geçici İlmühaberlerin elden çıkarılması durumunda, bundan doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmaktadır. 

Buna göre; geçici ilmühaberlerin edinme tarihinden itibaren ‘iki yıl içerisinde’ elden çıkarılması halinde, elde edilen kazanç, değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacaktır. Bu süreler geçtikten sonra (İki yıldan sonra) elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç ise tutarı ne olursa olsun hiçbir şekilde vergiye tabi tutulmayacaktır. 

Maliye Bakanlığı’nın 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği (23.03.2000 Tarih ve 23998 sayılı Resmi Gazete) ile yaptığı açıklamaya göre; geçici ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde; Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

_____________________________

232 SERİ NO’LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

Resmi Gazete Tarihi: 23/03/2000

Resmi Gazete No: 23998

1999-2002 yılları arasında hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazançların Vergilendirilmesi

Gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerini, 1.1.1999 _ 31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarmaları dolayısıyla elde ettikleri kazançların vergilendirilmesinde 4444 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 56 ncı maddede yer alan hükümler uygulanacaktır.

Sözkonusu maddede genel olarak değer artış kazançlarının diğer kazanç ve irat olarak vergiye tabi gelire dahil edileceği belirtilmiş ve ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde veya iktisaptan evvel elden çıkartılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca;

– İvazsız olarak iktisap edilen,

– İktisap tarihinden itibaren üç aydan fazla bir süreyle elde tutulan,

hisse senetlerinin, 1.1.1999_31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır.

Bir ivaz karşılığında iktisap edilen hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ise diğer kazanç ve irat olarak vergilendirilecektir.

Daha önce de belirtildiği üzere, bu düzenleme gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların vergilendirilmesine yöneliktir. Dolayısıyla, ticari işletmelere dahil hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançların ticari kazanç hükümlerine göre tespit ve beyanı gerekmektedir.

Diğer yandan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirilmesinde yıl içinde yapılan işlem sayısının birden fazla olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bununla birlikte ticari bir organizasyonu gerektirecek nitelikte alım-satım işlemlerinin yapılması halinde elde edilecek kazançların ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

2- Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin üç ay süreyle elde tutulduktan sonra satılması halinde doğan değer artış kazancının vergilendirilmeyecek olması hisse senedinin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılmaktadır. Bu nedenle, hisse senedi alım satımı yapanların vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebilmeleri açısından hisse senetlerinin iktisap tarihini izlemeleri gerekmektedir.

Genel olarak hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte gerçek kişi ortakların şirketin sermaye artırımına gitmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin ve aynı hisse senedinden değişik tarihlerde alım yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesi farklılık göstermektedir.

2.1- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır.

Örnek: Bay (A)3.2.1999 tarihinde (B) A.Ş.’nin hisse senetlerinden 1.000 adet satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak üzere sermayesini % 50 oranında artırmıştır. Bu işlem sonucunda Bay (A) 500 adet hisse senedi almıştır. Sözkonusu 500 adet hisse senedinin iktisap tarihi olarak 3.2.1999 tarihi esas alınacaktır.

Şirketler tarafından sermaye artırımına gidildiği durumlarda, ortaklar rüçhan haklarını kullanmak suretiyle artırılan sermayeyi temsil eden hisse senetlerini almaktadırlar. Hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de iktisap tarihi olarak sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır. Ortakların rüçhan haklarını sınırlamak suretiyle sermaye artırımını temsil eden hisse senetlerinin satılması durumunda ise yeni bir alım işleminin gerçekleştiği kabul edilecektir.

2.2- Aynı Hisse Senedinden Yıl İçinde Birden Fazla Alım Yapılması Halinde Satılan Hisse Senedinin İktisap Tarihinin Belirlenmesi

Belirli bir şirketin hisse senedinden değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra, alınan hisse senetlerinin bir kısmının elden çıkarılması halinde mükellefler elden çıkarılan hisse senetlerinin hangi işlem ile alındığı konusunda serbestçe karar verebilecektir. 

3- Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazancın Tespiti

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde uygulanacak hükümlere Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesinin safi değer artışını düzenleyen (F) bölümünde yer verilmiştir.

Buna göre, genel olarak değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacaktır.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde aşağıda belirtilen hususların dikkate alınması gerekmektedir.

3.1- Değer Artış Kazancının Tespitinde Esas Alınacak Maliyet Bedeli

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazancın tespitinde, satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin düşülmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı olarak tanımlanmıştır.

3.2- İktisap Bedelinin Tevsik Edilememesi

Hisse senetlerinin iktisap bedelinin tevsik edilememesi halinde, iktisap tarihindeki rayiç bedel iktisap bedeli olarak kabul edilecektir.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 266 ncı maddesi uyarınca rayiç bedel, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değeri olarak tanımlanmıştır.

3.3- Hisse Senetlerinin Maliyet Bedelinin Endekslenmesi

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca hisse senetlerinin maliyet (iktisap) bedeli, hisse senedinin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Dolayısıyla, kazancın tespitinde satış bedelinden maliyet bedelinin endekslenmesi sonucu bulunan tutarın düşülmesi gerekmektedir.

Örnek: Bay (A) 5.7.1999 tarihinde (B) A.Ş hisse senetlerinden 10.000 adet satın almıştır. Hisse senetlerinin birim maliyet bedeli 5.000 TL’dır. Bay (A) sözkonusu hisse senetlerini 29.9.1999 tarihinde satmıştır. 

Bu durumda elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedeli 7 ve 8 inci aylardaki toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Sekizinci ay sonu itibariyle toptan eşya fiyat endeksi 1.606,8 altıncı ay sonu itibariyle 1.496,5 tir. Buna göre elden çıkarılan hisse senetlerinin endekslenmiş maliyet bedeli [(1606,8 x 5.000)/1.496,5=) 5.368,5 TL olarak dikkate alınacaktır. (Maliyetin endekslenmesi uygulamasında kullanılabilecek toptan eşya fiyat endeksi aşağıda yer almaktadır.)

DİE Toptan Eşya Fiyat Endeksi (1994=100) (Aylık)

Dönem   Endeks
Eylül 1998 1.101,2
Ekim 1998 1.146,8
Kasım  1998 1.185,7
Aralık  1998 1.215,1
Ocak  1999 1.258,6
Şubat  1999 1.301,0
Mart  1999 1.352,9
Nisan  1999 1.424,4
Mayıs  1999 1.469,9
Haziran  1999 1.496,5
Temmuz 1999 1.556,0
Ağustos 1999 1.606,8
Eylül 1999 1.700,8
Ekim 1999 1.780,1
Kasım  1999 1.852,7
Aralık  1999 1.979,5

Bununla birlikte, hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde kazancın, yıl içinde elde edilen toplam gelirden, Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilmesine de imkan tanınmıştır. Kazancın tespitinde bu yöntemin kullanılmasının tercih edilmesi halinde ayrıca iktisap bedeli için endeksleme yapılmayacaktır. Konuya ilişkin açıklama Tebliğin 3.7 bölümünde yer almaktadır.

3.4- 1.1.1999 Tarihinden Önce İktisap Edilen ve Menkul Kıymetler Borsasında İşlem Gören Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca, 1.1.1999 tarihinden önce iktisap edilen ve menkul kıymetler borsasında işlem gören hisse senetlerinin, 1.1.1999 tarihinden sonra elden çıkarılması halinde bunların maliyet bedeli olarak, 1998 yılının son işlem gününde borsada oluşan ortalama fiyatı esas alınabilecektir. Bu durumda iktisap tarihi ile 31.12.1998 tarihi arasında geçen süre için endeksleme yapılması mümkün olmayacaktır.

3.5- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Şirketlerin sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunmaları halinde, bu işlem sonrasında gerek önceden sahip olunan gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilecektir.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde 1.000 adet (B) A.Ş.’nin hisse senedini toplam 45.000.000 TL bedel ödemek suretiyle satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak suretiyle %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A) ‘ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir.

Bu durumda Bay (A)’nın sermaye artırımı sonrasında sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli ödenen 45.000.000 TL bedelin toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle (45.000.000:1.500=) 30.000 TL olarak belirlenecektir.

Kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu işlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde nominal bedeli 1.000 TL olan (B) A.Ş. hisse senetlerinden 15.000.0000 TL bedel ödemek suretiyle 1.000 adet almıştır. (B) A.Ş. 19.2.1999 tarihinde tamamı kar yedeklerinden karşılanmak üzere %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A)’ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir. 

Sermaye artırımından sonra Bay (A)’nın sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli, 1.000 adet hisse senedi alımında ödenen 15.000.000 TL ile sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin itibari değerinin [(500×1000=)500.000 TL] toplamının toplam hisse senedi sayısına [(1.000+500)=1.500] bölünmesi suretiyle [(15.000.000+500.000)/ 1.500=] 10.333 TL olarak belirlenecektir.

Şirketler tarafından nakit olarak sermaye artırımına gidildiği durumlarda, hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetleri için ödenen bedelin toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

3.6-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Zararların Mahsubu

Hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde elden çıkarılması ve bu işlem sonucunda bir zarar doğması halinde, bu zarar aynı takvim yılı içerisinde elden çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen kazançlardan mahsup edilebilecektir.

Doğan zararın, diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlara mahsup edilemeyen kısmının, Gelir Vergisi Kanununun 88 inci maddesi hükmü uyarınca diğer faaliyet veya işlemlerden elde edilen kazançlara mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Tebliğin birinci bölümünde açıklandığı üzere, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır. Dolayısıyla, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan zararların diğer kazançlara mahsubu mümkün bulunmamaktadır.

3.7-İndirim Oranı Uygulanmak Suretiyle Kazancın Tespiti

Daha öncede belirtildiği üzere, menkul kıymetlerin elden çıkarılması halinde kazanç, yıl içinde elde edilen toplam gelirden Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilecektir. Bilindiği üzere 1999 takvim yılı için indirim oranı %45,9 olarak hesaplanarak açıklanmıştır.

Elde edilen kazancın indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmını düşmek suretiyle belirlemeyi tercih edenler, menkul kıymetlerin iktisap bedelinin endekslenmesi uygulamasından yararlanamayacaklardır.

Elden çıkarılan hisse senetlerinin bir kısmından kazanç elde edilmesi, diğer bir kısmından ise zarar edilmesi halinde, öncelikle kazanç tutarından zarar tutarı mahsup edilerek toplam gelir bulunacak bu tutara indirim oranı uygulanacaktır.

3.8-Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak Giderler

Hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde doğan kazancın tespitinde satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin yanı sıra elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcı tarafından yüklenilen giderler de indirim konusu yapılabilecektir.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazancın tespitinde, kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

4- Beyan Edilecek Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü ile menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının 3.500.000.000 TL tutarındaki kısmı vergiden istisna edilmiştir.

Dolayısıyla hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan ve Tebliğin üçüncü bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde belirlenen kazançtan (varsa diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlar dahil) 3.500.000.000 liralık istisna düşülecek ve kalan tutar beyan edilecektir.

5- Geçici İlmühaberler

Bilindiği üzere geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir.

Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Buna göre, ilmühaberlerin; iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacak, iktisap tarihinden itibaren üç aylık sürenin geçmesinden sonra elden çıkarılması halinde ise elde edilen kazanç gelir vergisine tabi olmayacaktır. Ayrıca, ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarih dikkate alınacaktır.

Tebliğ olunur. 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-ve-limited-sirketlerin-hisse-devrinde-temel-fark-nedir/feed/ 0
Geçmiş döneme ait KDV için verilecek düzeltme beyanı sonrası izleyen tüm beyannamelerin ayrı ayrı düzeltilmesine gerek olmayabilir https://www.muhasebenews.com/gecmis-doneme-ait-kdv-icin-verilecek-duzeltme-beyani-sonrasi-izleyen-tum-beyannamelerin-ayri-ayri-duzeltilmesine-gerek-olmayabilir/ https://www.muhasebenews.com/gecmis-doneme-ait-kdv-icin-verilecek-duzeltme-beyani-sonrasi-izleyen-tum-beyannamelerin-ayri-ayri-duzeltilmesine-gerek-olmayabilir/#respond Mon, 31 Oct 2022 02:20:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=133703 Haziran ayında açılışı yapılan müşterinin %18 KDV’lik çıkışları mükellef tarafından %8 KDV ile yapıldığı fark edilmiştir. Eski muhasebecisi de %8 KDV oranından KDV beyanı vermiş. Son 3 dönem için KDV beyannamelerini doğru oran %18 üzerinden düzeltmeli miyim yoksa bu şekilde bırakmalı mıyım? 3 aylık eski dönemin beyannamelerini yeni muhasebeci olarak benim vermemin sıkıntısı olur mu? Eski muhasebeci mi düzeltmelidir?

2- xxxxxxx üzerinden satışı yapılan aksesuar olarak kullanılan imitasyon takı, kolye, vb. ürünler için özel bir durum, değerleme var mıdır? Çıkışları %18 KDV oranı üzerinden aksesuar kolye, aksesuar yüzük olarak yapılmaktadır. KDV oranı doğru mudur?

1- Yanlış verilen beyannameler düzeltilerek yeniden verilir. Beyannameyi siz verebilirsiniz.
2- Uygulanacak KDV oranı % 18’dir.


Geçmiş tarihli hatalı verilen KDV beyannamesi için yapılacak düzeltme sonrası, güncel tarihe kadar olan tüm KDV beyannamelerinin ayrı ayrı düzeltilmesine gerek olmadığına dair özelge

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MANİSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

VERGİ VE ANLAŞMALAR UYGULAMA MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.45.15.01-KDV-25

02/12/2010

Konu

:

DÜZELTME BEYANNAMESİ

İlgide kayıtlı dilekçenizde, 2008/02 dönemine sehven işlenen … . ye ait iki adet faturanın iptal edilmesi sonucu, bu döneme ait indirilecek katma değer vergisinin (KDV) 773,10 TL azaldığı, … Vergi Dairesi Müdürlüğünce 2008/02 döneminden itibaren KDV beyannamelerinin düzeltilmesinin istendiği, ancak söz konusu dönemden 2009/11 dönemi dahil ilgili tutar devreden KDV tutarından mahsup edilse dahi ödenecek KDV çıkmadığı belirtilerek sadece son döneme ait KDV beyannamesinin düzeltilmesinin yeterli olup olmayacağı sorulmaktadır.

KDV mükellefleri tarafından geçmiş vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bir düzeltme beyannamesi verilmesi halinde en son KDV beyannamesi de dahil olmak üzere aradaki tüm KDV beyanlarının buna göre düzeltilmesi gerekmektedir.

Ancak, düzeltme beyannamelerinin verildiği dönemden en son vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesine kadar, bu düzeltme neticesinde aradaki vergilendirme dönemlerinde ödenecek bir vergi çıkmaması kaydıyla, her bir dönem için ayrı ayrı düzeltme beyannamesi verilmesine gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu tür durumlarda en son vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde gerekli düzeltmenin yapılması yeterlidir.

Buna göre, 2008/02 dönemi KDV beyannamesinde yapılan yanlışlığın düzeltilmesi sonucu (2008/2-2009/11) dönemleri arasında ödenecek vergi çıkmaması halinde sadece 2009/11 dönemi KDV beyannamesinde düzeltme yapılması yeterli olup her bir dönem için ayrı ayrı düzeltme beyannamesi verilmesine gerek bulunmamaktadır.


Kaynak:GİB,  İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gecmis-doneme-ait-kdv-icin-verilecek-duzeltme-beyani-sonrasi-izleyen-tum-beyannamelerin-ayri-ayri-duzeltilmesine-gerek-olmayabilir/feed/ 0
İş kazası bildirimini kaç gün içinde yapılmalıdır? https://www.muhasebenews.com/is-kazasi-bildirimini-kac-gun-icinde-yapilmalidir/ https://www.muhasebenews.com/is-kazasi-bildirimini-kac-gun-icinde-yapilmalidir/#respond Fri, 28 Oct 2022 07:39:42 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=133613 İş Kazası bildirimi süresinde yapılmadı üzerinden 1 ay geçti. İş Kazası Bildirimini geç yapmak ile hiç bildirim yapmamak arasında ipc açısından fark varmıdır?

Geç bildirimi tahakkuk ettirdiğinizde erken ödeme indirimi alma şansınız bulunmaktadır. Hiç bildirimde bulunmamanın kurumca tespiti ile ipc riski bulunmaktadır.


https://uyg.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/welcome.do


İŞ KAZASI

İş Kazası Nedir?

İş kazası, kişinin çalışma hayatında 5510 sayılı Kanunda sayılan hallerden birinde meydana gelen ve sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getiren olaydır.

5510 sayılı Kanunda sayılan iş kazası halleri ise şunlardır:

> Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
> İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle
> Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
> Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
> Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
> Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle
meydana gelen olaylardır.

Örneğin; havai fişek üretimi yapılan atölyede çalışan sigortalının meydana gelen patlama sonucu yaralanması veya vefat etmesi iş kazasıdır.

İş Kazası Sigortası Kapsamında Bulunan Sigortalılar Kimlerdir?

> Hizmet akdi ile çalışanlar (4/a)
> Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile köy ve mahalle muhtarları (4/b)
> Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevlerinde çalışanlar
> Aday çırak, çırak ve stajyerler,
> Harp Malulleri ile Vazife Malullüğü aylığı bağlanmış malullerden Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar
> Türkiye İş Kurumu kursiyerleri
> Sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri
> İntörn öğrenciler
> Tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışan sigortalılar

Ek 9 uncu maddede belirtilen şartlarda ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar

 Bir Olayın İş Kazası Sayılabilmesi için Hangi Unsurları Taşıması Gerekmektedir?

Kurumumuzca bir olayın iş kazası olup olmadığının değerlendirilebilmesi için öncelikle iş kazası geçiren kişinin,

 -Sigortalı olması,

-Mutlaka bir olay ile karşılaşmış olması,

-Meydana gelen olay nedeniyle bedenen veya ruhen engelli hale gelmesi,

hallerinin bir arada bulunması gerekmektedir.

Hizmet Akdine Tabi Çalışan Sigortalılarının(4/a) İş Kazası Durumları Kim Tarafından, Nasıl Bildirilmelidir?

Hizmet akdine tabi çalışan sigortalıların iş kazası hallerinin bildirimi işverenleri tarafından yapılmalıdır. İşverenlerin iş kazasını;

Kolluk kuvvetlerine ——–>  Derhal
Kurumumuza ————–>  Olayın olduğu tarihten sonraki üç işgünü içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.

Örneğin, Pazartesi günü iş kazası geçiren sigortalının Kuruma yapılacak iş kazası bildiriminin en geç Perşembe günü, Çarşamba günü iş kazası geçiren sigortalının ise Kuruma yapılacak iş kazası bildiriminin en geç Pazartesi günü yapılması gereklidir.

Hizmet akdine tabi çalışan sigortalıların iş kazası bildirimleri;

>  e-sigorta uygulaması ile (uygulama için tıklayınız: http://uyg.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/welcome.do) veya

> “İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirgesi”  ile doğrudan ya da posta yoluyla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü / Sosyal Güvenlik Merkezine gönderilerek yapılabilir. Belirtilen form, http://eski.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/calisan/form_ve_dilekceler/formlar adresinden  “SGK-032-İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu” linki tıklanarak excel formatında bilgisayara indirilebilir.

Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışanlar İle Köy ve Mahalle Muhtarlarının (4/b) İş Kazası Durumları Kim Tarafından, Nasıl Bildirilmelidir?

Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların iş kazası hallerinin bildirimi kendileri tarafından yapılmalıdır. (4/b) sigortalıları iş kazasını;

Kurumumuza ———->  Bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonraki üç işgünü içinde bildirmeleri gerekmektedir.

İş kazası bildirimleri;

>  e-sigorta uygulaması ile (uygulama için tıklayınız: http://uyg.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/welcome.do) veya

> “İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirgesi”  ile doğrudan ya da posta yoluyla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü / Sosyal Güvenlik Merkezine gönderilerek yapılabilir. Belirtilen form, http://eski.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/calisan/form_ve_dilekceler/formlar adresinden  “SGK-032-İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu” linki tıklanarak excel formatında bilgisayara indirilebilir.

Tarım veya Orman İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Olarak Çalışanların İş Kazası Durumları Kim Tarafından, Nasıl Bildirilmelidir?

Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışan sigortalıların iş kazası hallerinin bildirimi kendileri veya işverenleri tarafından yapılmalıdır. Kendilerinin/işverenlerin iş kazasını;

Kolluk kuvvetlerine ———->  Derhal
Kurumumuza —————->  Olayın olduğu tarihten sonraki üç işgünü içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.

Örneğin, Pazartesi günü iş kazası geçiren sigortalının Kuruma yapılacak iş kazası bildiriminin en geç Perşembe günü, Çarşamba günü iş kazası geçiren sigortalının ise Kuruma yapılacak iş kazası bildiriminin en geç Pazartesi yapılması gerekir.

İş kazası bildirimleri;

“İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirgesi” ile doğrudan ya da posta yoluyla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü / Sosyal Güvenlik Merkezine gönderilerek yapılabilir. Belirtilen form, http://eski.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/calisan/form_ve_dilekceler/formlar adresinden  “SGK-032-İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu” linki tıklanarak excel formatında bilgisayara indirilebilir.

Tarım veya Orman İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Olarak Çalışanların İş Kazası Sigortasından Yararlanması için Şartlar Nelerdir?

Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların, iş kazası sigortasından sağlanan yardımlardan yararlanabilmeleri için iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olmaları, sigortalılıklarının sona ermemiş olması ve geçici iş göremezlik ödeneğinin ödeneceği tarihte prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.

İş Kazası Bildirim Süresine Uymamanın Yaptırımı Nedir?

4/a sigortalılık statüsüne tabi sigortalıların iş kazası geçirmeleri hâlinde, belirtilen sürelerde işverence bildirim yapılmaması durumunda, bildirimin Kuruma yapıldığı tarihe kadar sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği Kurumca işverenden tahsil edilir. Ayrıca bildirimi süresinde yerine getirmeyen işverenlere idari para cezası uygulanmaktadır. Söz konusu idari para cezaları, işyerinde çalışan sigortalı sayısı ve işyerinin az tehlikeli, tehlikeli, çok tehlikeli sınıfta yer alması durumuna göre farklılaştırılmış olup her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.

4/b sigortalılık statüsüne tabii sigortalıların iş kazası geçirmeleri ve belirtilen sürelerde bildirim yapılmaması hâlinde ise, bildirim tarihine kadar geçen süre için yapılacak geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez. Bildirim tarihinden sonraki sürelere ait geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.

İş Kazası Sigortasından Sağlanan Haklar Nelerdir?

İş kazası sigortasından doğan haklardan yararlanabilmek için herhangi bir prim günü sınırı bulunmamakta olup, iş kazası sigortasından sağlanan haklar şunlardır:

> Geçici İş Göremezlik Ödeneği
> Sürekli İş Göremezlik Geliri
> Ölüm Geliri
> Evlenme Ödeneği
> Cenaze Ödeneği

Geçici İş Göremezlik Ödeneği Nedir?

Geçici iş göremezlik; sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışamama halidir.

Geçici iş göremezlik ödeneği; sosyal sigortacılık bakımından, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarından istirahatli bulunan sigortalıya işten kaldığı günler için Kurumca ödenen parasal yardımdır.

Geçici iş Göremezlik Ödeneği Hangi Oranlarda Ödenmektedir?

Geçici iş göremezlik ödeneği; Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için ödenir.

İş kazası- meslek hastalığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği,

> Yatarak tedavilerde günlük kazancının yarısı,
> Ayaktan tedavilerde ise günlük kazancın üçte ikisidir.

Ancak, 4/b sigortalılık statüsüne tabi sigortalılara, iş kazası ve meslek hastalığı halinde geçici iş göremezlik ödeneği yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.

Geçici İş Göremezlik Ödeneğinden Faydalanmak İçin Şartlar Nelerdir?

İş kazası sonucu ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanma koşulları arasında belli bir sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş gibi faktörler yer almaz. Sigortalılık niteliği devam eden sigortalının iş kazası sonucu iş göremez hale gelmesi durumunda Kurumca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.

Ancak, 4/b sigortalıları ile tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışan sigortalılarının geçici iş göremezlik ödeneği hakkından yararlanabilmeleri için genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.

Sigortalılık Niteliği Ne Zaman Sona Erer?

İş kazası açısından sigortalılık niteliği;

Hizmet akdine tabi çalışan sigortalılar için hizmet akdinin sona erdiği tarihten,

Kendi nam ve hesabına çalışan sigortalılar için terk tarihinden itibaren sona erer.

Sigortalılık niteliğinin sona erdiği tarihten sonra iş kazası nedeniyle alınan istirahat raporlarına, ilk istirahat raporu ya da devam raporu olup olmadığına bakılmaksızın geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez.

Geçici iş Göremezlik Ödemeleri Nereden Yapılmaktadır?

Geçici iş göremezlik ödenekleri anlaşmalı banka şubeleri aracılığı ile yapılmaktadır.

Yapılan yeni düzenleme ile sigortalılara ait geçici iş göremezlik ödenekleri banka hesaplarına gönderildiğinde, kişilere cep telefonları üzerinden SMS mesajı yollanması sağlanmıştır. Söz konusu SMS mesajının alınabilmesi için sigortalıların, SGK web sayfası “E-SGK/SMS Bilgilendirme” butonu altında  yer alan  SMS Hizmetleri için “Bilgi Giriş ve Güncelleme” seçeneğinden giriş yaparak cep telefonlarını sisteme tanımlatmaları  gerekmektedir.

http://e.sgk.gov.tr/wps/portal/vatandas/Ilgili+Diger+Uygulamalar/esgkSMS

Geçici İş Göremezlik Ödeneğimin Bankaya Aktarılıp Aktarılmadığını Nasıl Öğrenebilirim?

4/a ve 4/b sigortalılık statüsüne sahip sigortalılar “İş Göremezlik Ödeme” durumlarını ve ödenen miktarı, https://www.turkiye.gov.tr/4ab-isgoremezlik-odemesi-gorme linkine tıklayarak sorgulayabilirler.

Geçici iş Göremezlik Ödeneğinden Faydalanmak İçin Nasıl Müracaat Edilir?

4/a ve 4/b sigortalılık statüsüne tabii sigortalıların geçici iş görmezlik ödeneğine ilişkin işlemleri e-ödenek programı ile elektronik ortamda yapılmaktadır. 4/b sigortalılık statüsüne tabi sigortalıların istirahat süresince çalışmadıklarını e-Devlet https://www.turkiye.gov.tr/sosyal-guvenlik-is-goremezlik-raporu-calismazlik-beyan-islemleri üzerinden beyan etmeleri gereklidir.

4/a sigortalılarının istirahatli olduğu dönemde işyerinde çalışıp çalışmadığının işverenlerince Kuruma elektronik ortamda bildirilmesi gerekmektedir. Ancak 4/a sigortalılarının geçici iş göremezlik ödeneklerini alabilmeleri için işyerinde çalışmadıklarına dair işverenlerince bildirimde bulunulması şartı aranmaz. Bildirim süresi geçtikten sonra bildirimin yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın  sigortalının geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir. Ödeme işlemi gerçekleştirildikten sonra sigortalının hak ettiği geçici iş göremezlik ödeneği anlaşmalı bankanın herhangi bir şubesinden çekilebilecek şekilde hesaba aktarılır.

(Çalışılmadığına dair bildirim ekranına ulaşmak için tıklayınız.
(  http://uyg.sgk.gov.tr/vizite/welcome.do  )

Sürekli İş Göremezlik Geliri Nedir?

Sürekli iş göremezlik geliri, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanmaktadır.

 Sürekli iş göremezlik geliri sigortalının;

  • Tam iş göremezliği halinde; Günlük kazanç  x 30 x % 70 ,
  • Kısmi iş göremezliği halinde ise Günlük kazanç  x 30 x % 70 x SİD (sürekli iş göremezlik derecesi),

formüllerine göre hesaplanmaktadır.

Kanuna göre bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri;

– Geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi,

– Geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girilmişse, buna ait Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporun tarihini,

takip eden ay başından başlatılmaktadır.


İŞ KAZASININ TANIMI, BİLDİRİLMESİ VE SORUŞTURULMASI

6331 sayılı İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU’na göre;

İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi MADDE 14 – İşveren;

a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.

b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.

İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.

b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde,

işyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.

Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması

İş kazası;

a)  Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b)  İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c)  Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d)  4/a kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e)  Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

İş kazasının bildirimi;

a) 5510 sy. kanun 4/a ve 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,

iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 5510 sy. Kanun 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.

İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Bir iş kazasına uğrayan sigortalıya gerekli yardımların yapılması ancak iş kazasının Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi ile mümkündür. Bu nedenle, İşveren, iş kazasını, o yer yetkili zabıtasına derhal ve kuruma da en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirme iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile ya da elektronik ortamda yapılır.
İşverenin kasten ve ağır ihmali neticesi iş kazasını bu madde gereğince kuruma zamanında bildirilmemesinden veya yapılan bildirimin eksik veya yanlış olmasından doğan ve ileride doğacak olan Kurumun zararlarından işveren sorumludur.

SGK’ya bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 5510 sayılı Kanun’un 96’ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.


Kaynak: SGK, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/is-kazasi-bildirimini-kac-gun-icinde-yapilmalidir/feed/ 0