Faaliyetine – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 22 Sep 2023 06:11:06 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Şirket faaliyetine ek olarak yapılacak faaliyet konularının ticaret siciline tescil ettirilmesi gerekiyor mu? https://www.muhasebenews.com/sirket-faaliyetine-ek-olarak-yapilacak-faaliyet-konularinin-ticaret-siciline-tescil-ettirilmesi-gerekiyor-mu/ https://www.muhasebenews.com/sirket-faaliyetine-ek-olarak-yapilacak-faaliyet-konularinin-ticaret-siciline-tescil-ettirilmesi-gerekiyor-mu/#respond Fri, 22 Sep 2023 06:09:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146488

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

  Sayı : 27575268-105[156-2012-9334]-765 19/07/2013 Konu : Şirket faaliyetine ek olarak yapılacak faaliyet konularının ticaret siciline tescil ettirilip ettirilmeyeceği hk.

            İlgi özelge talep formunuzda, …. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ….. vergi numaralı mükellefi olarak şirketinizin ticaret siciline kayıtlı olduğu, ancak şirketiniz faaliyetlerine ek olarak poliüretan ve çelik elek, aşınma nakil elemanları ve makine parçaları faaliyetinde bulunmak istediğiniz belirtilerek, bu faaliyetleri gerçekleştirmek için ticaret unvanında değişiklik amaç ve konu maddesinde tadil olmadan ticaret siciline tescil işlemi yapılmaksızın gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

            Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 159’uncu maddesinde; “Aynı teşebbüs veya işletmeye dâhil bulunan iş yerlerinin sayısında vukua gelen artış veya azalışları mükellefleri vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar” hükme yer almakta olup, aynı Kanunun 168’inci maddesinde de, değişiklik bildirimlerinin bildirilecek olayın vukuu tarihinden başlayarak bir ay içinde yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

            Diğer taraftan, Vergi Daireleri İşlem Yönergesinin “Değişiklik Bildiriminde aranılacak Hususlar ve Yapılacak İşlemler” başlıklı 12’inci maddesinde; mükellefe ilişkin bilgilerdeki değişiklikler hiçbir şekilde vergi kimlik numarasını etkilemeyeceği, ancak bu bilgilerde meydana gelen bütün değişikliklerin mutlaka merkez kayıtlarına aktarılması gerektiği,  aynı maddenin “”Diğer Bilgiler” Bölümünde Meydana Gelen Değişiklikler Üzerine Yapılacak İşlemler” başlıklı 4’üncü bendinde de; mükellefin faaliyet alanlarında (meslek kodu), vergi sorumlusu, hukuki durum gibi bilgilerinde meydana gelen değişikliklere ilişkin bildirimin alınması üzerine ilgili sicil formlarının doldurularak bilgi girişinin yapılacağı belirtilmiştir.

            6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 589’uncu maddesinde; “(1) Aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği takdirde, şirket sözleşmesi, esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir. 621 inci madde hükmü saklıdır.

            (2) Şirket sözleşmesinde yapılan her değişiklik tescil ve ilan edilir.” hükmü yer almaktadır.

             Ayrıca, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanunun 3’üncü bölümünün “Ticaret Şirketlerine İlişkin Genel Hükümler”başlıklı 15’inci maddesinde, (1) Şirket sözleşmelerinde veya esas sözleşmelerinde 6762 sayılı Kanunun 137 nci maddesine uygun olarak, şirketin hak ehliyetinin şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmesinde yazılı işletme konusu ile sınırlı olduğunu belirten hükümler bulunması hâlinde, bu hükümler Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yazılmamış sayılır.” denilmek suretiyle ticaret şirketlerinin hak ehliyeti tanımlanmıştır.

            Bu itibarla; 6102 sayılı Kanunun 589’uncu maddesine göre, şirket sözleşmesinde yapılan her değişikliğin tescil ve ilan edilmesi ve bu değişikliğe ilişkin hususların Vergi Daireleri İşlem Yönergesinin ilgili maddeleri gereğince sicil formları doldurularak bilgi girişinin yapılması gerekmekle birlikte 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanunun ticaret şirketlerinin hak ehliyetine ilişkin hükmünün uygulanması açısından Sanayi ve Ticaret Bakanlığından bilgi alınması gerekmektedir.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-faaliyetine-ek-olarak-yapilacak-faaliyet-konularinin-ticaret-siciline-tescil-ettirilmesi-gerekiyor-mu/feed/ 0
Serbest meslek faaliyetine ilişkin alacağın sonradan icra takibiyle tahsili halinde vergilendirme https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-faaliyetine-iliskin-alacagin-sonradan-icra-takibiyle-tahsili-halinde-vergilendirme/ https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-faaliyetine-iliskin-alacagin-sonradan-icra-takibiyle-tahsili-halinde-vergilendirme/#respond Tue, 19 Jan 2021 15:16:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101916

T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

62030549-120[65-2014/483]-1238

07/01/2016

Konu

:

Serbest meslek faaliyetine ilişkin alacağın sonradan   icra takibiyle tahsili halinde vergilendirme.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eki dilekçede; avukatlık faaliyetiniz nedeniyle … San.ve Tic. A.Ş. ile yapmış olduğunuz sözleşme gereğince verdiğiniz hukuki yardım ve hizmet karşılığında bedel verilmeksizin vekaletten azledildiğinizi, hizmet bedelini  almak amacıyla icra takibi başlattığınızı, alacağınızın yapılan yargılama sonucunda eski müvekkiliniz  … San. ve Tic. A.Ş. tarafından icra dosyasına yatırıldığını belirterek, eski müvekkilinizden 10 yıl sonra mahkeme ilamı gereğince tahsil edilen tutar için serbest meslek makbuzu düzenlenip düzenlenmeyeceği, serbest meslek makbuzu düzenlenmesi halinde hangi tutar üzerinden düzenleneceği ve katma değer vergisinin kimden talep edileceği hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmüne,

67 nci maddesinde  “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır”  şeklinde tanımlanmış, aynı maddenin 4 üncü fıkrasında da “Vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve ekspertiz gibi hususlara harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan ve tamamen bu hususlara sarf edilen para ve ayınlar kazanç sayılmaz.

hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Anılan maddenin ikinci fıkrasının (6) numaralı bendinde de; “Her nevi alacak faizlerinin (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla carî hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzel kişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.)” hükmüne yer verilmek suretiyle alacak faizinin menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir.

Öte yandan, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, nakden veya hesaben yaptığı ödemelerden tevkifat yapmak zorunda olanlar sayılmış olup, aynı maddenin 2/b bendinde ise yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden %20 oranında tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, söz konusu maddede, alacak faizlerinden vergi tevkifatı yapılacağına dair bir hükme yer verilmemiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre;

– Dava sonunda mahkeme ilamına göre verilen kararla tarafınıza ödenmek üzere müvekkil şirket tarafından icra müdürlüğüne yapılan ödemelerden, alacak aslı ve vekalet ücreti serbest meslek kazancı kazancı mahiyetinde olup  ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan şirket tarafından alacak aslı ile birlikte vekalet ücretleri üzerinden  gelir vergisi tevkifatı yapılması,

– Tarafınıza ödenen kanuni faizin Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin 6 numaralı bendi çerçevesinde menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup söz konusu ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması,

gerekmektedir.

Diğer taraftan, icra takip masrafı, mahkeme masrafları ve icra tahsil harcının Gelir Vergisi Kanununun 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince serbest meslek kazancına dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-4/1 maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek,onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

-20 nci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu; bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,

hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin olarak yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/B-4) bölümünde;

Mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücretlerinin davayı kazananlara ödenmesi KDV’nin konusuna girmez. Ancak bu paralardan sözleşmeleri gereği ücret karşılığı çalışanlar dışında kalan avukatlara intikal eden kısım, serbest meslek kazancı kapsamında vergiye tabi olur. Avukatlar aldıkları bu para için davayı kazanana serbest meslek makbuzu düzenler ve makbuzda alınan tutar üzerinden KDV hesaplayıp ayrıca gösterirler.

            Mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde, vekalet ücretinin KDV dahil olduğu kabul edilir ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan KDV, düzenlenen serbest meslek makbuzunda gösterilir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, müvekkillerinize verilen avukatlık hizmeti karşılığı alınan avukatlık ücreti serbest meslek kazancı kapsamında değerlendirilecek ve KDV’ye tabi tutulacaktır.

Öte yandan, … San. ve Tic. A.Ş arasında yapılan ücret sözleşmesine istinaden söz konusu avukatlık ücret alacaklarının İstanbul 4. İcra Müdürlüğü kanalıyla ödenmesinde mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması sebebiyle, ücret sözleşmesine dayanan davaya konu avukatlık ücretine KDV’nin dâhil olduğu kabul edilerek mahkeme tarafından hükmolunan tutara iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilecek KDV’nin bu tespit çerçevesinde düzenlenecek serbest meslek makbuzunda gösterilmesi gerekmektedir.

III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun, 172 nci maddesinde serbest meslek erbabına defter tutma mecburiyeti getirilmiş; 210 uncu maddesinde, serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı hüküm altına alınmış, 236 ncı maddesinde ise “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteride bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hükümlere göre, dava sonunda mahkeme kararına göre tarafınıza ödenen tutarın serbest meslek kazancı mahiyetinde olan kısmı için serbest meslek makbuzu düzenlemeniz gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-faaliyetine-iliskin-alacagin-sonradan-icra-takibiyle-tahsili-halinde-vergilendirme/feed/ 0
Şirket faaliyetine ek olarak yapılacak faaliyet konularının ticaret siciline tescil ettirilip ettirilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/sirket-faaliyetine-ek-olarak-yapilacak-faaliyet-konularinin-ticaret-siciline-tescil-ettirilip-ettirilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-faaliyetine-ek-olarak-yapilacak-faaliyet-konularinin-ticaret-siciline-tescil-ettirilip-ettirilmeyecegi/#respond Wed, 06 Jan 2021 11:16:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100694

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı : 27575268-105[156-2012-9334]-765 19/07/2013 Konu : Şirket faaliyetine ek olarak yapılacak faaliyet konularının ticaret siciline tescil ettirilip ettirilmeyeceği hk.

            İlgi özelge talep formunuzda, …. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ….. vergi numaralı mükellefi olarak şirketinizin ticaret siciline kayıtlı olduğu, ancak şirketiniz faaliyetlerine ek olarak poliüretan ve çelik elek, aşınma nakil elemanları ve makine parçaları faaliyetinde bulunmak istediğiniz belirtilerek, bu faaliyetleri gerçekleştirmek için ticaret unvanında değişiklik amaç ve konu maddesinde tadil olmadan ticaret siciline tescil işlemi yapılmaksızın gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

            Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 159’uncu maddesinde; “Aynı teşebbüs veya işletmeye dâhil bulunan iş yerlerinin sayısında vukua gelen artış veya azalışları mükellefleri vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar” hükme yer almakta olup, aynı Kanunun 168’inci maddesinde de, değişiklik bildirimlerinin bildirilecek olayın vukuu tarihinden başlayarak bir ay içinde yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

            Diğer taraftan, Vergi Daireleri İşlem Yönergesinin “Değişiklik Bildiriminde aranılacak Hususlar ve Yapılacak İşlemler” başlıklı 12’inci maddesinde; mükellefe ilişkin bilgilerdeki değişiklikler hiçbir şekilde vergi kimlik numarasını etkilemeyeceği, ancak bu bilgilerde meydana gelen bütün değişikliklerin mutlaka merkez kayıtlarına aktarılması gerektiği,  aynı maddenin “”Diğer Bilgiler” Bölümünde Meydana Gelen Değişiklikler Üzerine Yapılacak İşlemler” başlıklı 4’üncü bendinde de; mükellefin faaliyet alanlarında (meslek kodu), vergi sorumlusu, hukuki durum gibi bilgilerinde meydana gelen değişikliklere ilişkin bildirimin alınması üzerine ilgili sicil formlarının doldurularak bilgi girişinin yapılacağı belirtilmiştir.

            6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 589’uncu maddesinde; “(1) Aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği takdirde, şirket sözleşmesi, esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir. 621 inci madde hükmü saklıdır.

            (2) Şirket sözleşmesinde yapılan her değişiklik tescil ve ilan edilir.” hükmü yer almaktadır.

             Ayrıca, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanunun 3’üncü bölümünün “Ticaret Şirketlerine İlişkin Genel Hükümler” başlıklı 15’inci maddesinde,  (1) Şirket sözleşmelerinde veya esas sözleşmelerinde 6762 sayılı Kanunun 137 nci maddesine uygun olarak, şirketin hak ehliyetinin şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmesinde yazılı işletme konusu ile sınırlı olduğunu belirten hükümler bulunması hâlinde, bu hükümler Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yazılmamış sayılır.” denilmek suretiyle ticaret şirketlerinin hak ehliyeti tanımlanmıştır.

            Bu itibarla; 6102 sayılı Kanunun 589’uncu maddesine göre, şirket sözleşmesinde yapılan her değişikliğin tescil ve ilan edilmesi ve bu değişikliğe ilişkin hususların Vergi Daireleri İşlem Yönergesinin ilgili maddeleri gereğince sicil formları doldurularak bilgi girişinin yapılması gerekmekle birlikte 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanunun ticaret şirketlerinin hak ehliyetine ilişkin hükmünün uygulanması açısından Sanayi ve Ticaret Bakanlığından bilgi alınması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-faaliyetine-ek-olarak-yapilacak-faaliyet-konularinin-ticaret-siciline-tescil-ettirilip-ettirilmeyecegi/feed/ 0
Kuyumculuk faaliyetine son verilmesi halinde stok beyanı https://www.muhasebenews.com/kuyumculuk-faaliyetine-son-verilmesi-halinde-stok-beyani/ https://www.muhasebenews.com/kuyumculuk-faaliyetine-son-verilmesi-halinde-stok-beyani/#respond Wed, 30 Dec 2020 12:16:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100040

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

67854564-010.01-428

16/07/2014

Konu

:

Kuyumculuk faaliyetine son verilmesi halinde stok beyanı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, perakende kuyumculuk faaliyetinde bulunduğunuzu belirterek, işinizi terk ederken stoklarınızda bulunan altınları kendi adınıza fatura edip edemeyeceğiniz, fatura etmeniz halinde hangi değerleme ölçüsünü kullanacağınız ve bu satışlara ilişkin vereceğiniz beyannamelerin ne şekilde düzenlenmesi gerektiği hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

I- GELİR VERGİSİ KANUNU VE VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.

Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve bu kanunda yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edilir.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 39 uncu maddesinde ise;

“İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır.

(Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder.)

Emtia alım ve satımı ile uğraşanlarda ticari kazancın bulunması için hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata, dönem başındaki emtia mevcudunun değeri ise giderlere ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”  hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, anılan Kanunun “Yıllık Beyannamenin Verilmesi” başlıklı 92 nci maddesinde, bir takvim yılına ait beyannamenin izleyen yılın Mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar, tam mükellefiyette vergiyi tarha yetkili vergi dairesine verileceği veya taahhütlü olarak posta ile gönderileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun “Geçici Vergi” başlıklı mükerrer 120 nci maddesinde de; “Ticari kazanç sahipleri (basit usulde vergilendirilenler hariç) ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, bu Kanunun ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre (indirim ve istisnalar ile Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri de dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin üçer aylık kazançları (42 nci madde kapsamına giren kazançlar ile noterlik görevini ifa ile mükellef olanların bu işlerden sağladıkları kazançlar hariç) üzerinden 103 üncü maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda geçici vergi öderler. Geçici Vergi matrahının hesaplanmasında dönem sonu mal mevcutları, kayıtlar üzerinden tespit edilebilir.

İşin bırakılması halinde, işin bırakıldığı dönemi izleyen dönemlerde geçici vergi ödenmez…”  hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “İşi Bırakmanın Tarifi” başlıklı 161 inci maddesinde; “Vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade eder. İşlerin herhangi bir sebep yüzünden geçici bir süre için durdurulması işi bırakma sayılmaz.” hükmü 229 uncu maddesinde ise “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” hükmü yer almaktadır.

Vergi Usul Kanununda yer alan düzenlemelere göre, bir mükellefin işi bırakmış sayılabilmesi için, işi ile ilgili tedarik işlemlerini durdurmasının yanı sıra, işletmede bulunan emtia stokları ile diğer döner ve sabit değerlerinin de elden çıkarılması veya bu varlıkların işletme sahiplerince işletmeden çekilmiş olması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; işletmenizde kayıtlı bulunan emtiayı, işi terk ettiğiniz tarih itibariyle emsal bedeli ile kendi adınıza fatura düzenlemek suretiyle işletmenizden çekmeniz ve söz konusu emtianın maliyet bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkı, faaliyetinizi terk ettiğiniz yılın ticari kazancının tespitinde dikkate almanız gerekmektedir.

Diğer taraftan, söz konusu kazancın Gelir Vergisi Kanununun 92 nci maddesi gereğince ilgili yıl Gelir Vergisi Beyannamesine, mükerrer 120 nci madde gereğince de, faaliyetinize son verdiğiniz tarihe kadar olan dönemlere ilişkin gelir geçici vergi beyannamesine dahil etmeniz gerektiği tabiidir.

II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde; ticari, sınai, zırai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-3/a maddesinde; vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesinin teslim sayılacağı,

-17/4-g maddesinde, külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia) döviz, para, damga pulu, değerli kağıtlar, hisse senedi, tahvil, varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının tesliminin KDV den istisna olduğu,

-20/1 inci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

-23/e maddesinde; altından mamül veya altın ihtiva eden ziynet eşyaları ile sikke altınların teslim ve ithalinde matrahın, külçe altın bedeli düşüldükten sonra kalan miktar olduğu,

-27 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında; bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, (2) numaralı fıkrasında ise, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedelin veya emsal ücretin esas alınacağı,

hüküm altına alınmıştır.

Altın ve gümüş teslimleri Kanunun 23/e maddesi kapsamında özel matrah şekline tabi olup, kıymetli taşları ihtiva eden veya bu taşlardan yapılmış altın ve gümüşten mamul ziynet eşyası teslimlerinde KDV nin matrahı, teslim bedelinden varsa eşyanın ihtiva ettiği has altın veya gümüşün değeri ile teslimleri KDV Kanununun 17/4-g maddesine göre KDV den müstesna bulunan kıymetli taşların bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olacaktır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, işin terk edilmesi halinde mevcutlarınızı terkten önce satış vb. yollarla tasfiye etmeniz durumunda teslim bedeli üzerinden, mevcutların tasfiye edilmemesi durumunda ise işletmede bulunan emtianın (altın takı vb.) Kanunun 3/a maddesi gereğince, emsal bedel üzerinden kendi adınıza fatura düzenlenmek suretiyle işletmeden çekilmesi ve Kanunun 17/4-g ve 23/e maddeleri de dikkate alınarak KDV hesaplanıp beyan edilmesi gerekmektedir.

İndirim konusu yapılamayan KDV ise sonraki döneme devreden KDV olarak kalacaktır. Sonraki döneme devreden KDV’nin, iade hakkı doğuran bir işlem bulunmaması kaydıyla, iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, mükellefiyetin terk edildiği tarih ile indirim yoluyla giderilemeyen KDV ilgili dönem gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kuyumculuk-faaliyetine-son-verilmesi-halinde-stok-beyani/feed/ 0
Faaliyetine son vermiş serbest meslek mensubu yıllık gelir vergisinden doğan alacağını vergi borçlarına mahsup edebilir mi? https://www.muhasebenews.com/faaliyetine-son-vermis-serbest-meslek-mensubu-yillik-gelir-vergisinden-dogan-alacagini-vergi-borclarina-mahsup-edebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/faaliyetine-son-vermis-serbest-meslek-mensubu-yillik-gelir-vergisinden-dogan-alacagini-vergi-borclarina-mahsup-edebilir-mi/#respond Fri, 15 Mar 2019 13:30:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=51347 31/12/2018 tarihinde kapanış yapmış bulunan meslek mensubu, mart ayında onaylanan yıllık gelir vergisi beyannamesinde doğan vergi alacağını borçlarından mahsup etmek istediğinde kapanmış olması bir sorun mudur? Mahsup işlemleri yapılır mı?

Bir sorun olmaz. Alacağınız borcunuza mahsup edebilirsiniz.

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

SMMM ortaklığında sermaye taahhüdü olur mu?

 

 

 

SMMM olarak faaliyet gösteren kişi aynı anda başka bir SMMM ve bağımsız denetim şirketinin ortağı ve müdürü olabilir mi?

 

 

 

https://www.muhasebenews.com/bir-isyerinde-kac-kisi-smmm-staji-yapabilir/https://www.muhasebenews.com/smmm-olarak-faaliyet-gosteren-kisi-ayni-anda-baska-bir-smmm-ve-bagimsiz-denetim-sirketinin-ortagi-ve-muduru-olabilir-mi/

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/faaliyetine-son-vermis-serbest-meslek-mensubu-yillik-gelir-vergisinden-dogan-alacagini-vergi-borclarina-mahsup-edebilir-mi/feed/ 0