edilmeyeceği – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 17 Mar 2022 06:51:04 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Serbest meslek faaliyeti ile ilgili alınan yayın ve kitaplar için düzenlenen ÖKC fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilip edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-faaliyeti-ile-ilgili-alinan-yayin-ve-kitaplar-icin-duzenlenen-okc-fislerinin-gider-belgesi-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-faaliyeti-ile-ilgili-alinan-yayin-ve-kitaplar-icin-duzenlenen-okc-fislerinin-gider-belgesi-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi/#respond Thu, 17 Mar 2022 06:35:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124159
Sayı:19579043-105[2019]-E.142887
Tarih:13/11/2019

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

19579043-105[2019]-E.142887

13.11.2019

Konu

:

Ö.K.C.Fişinin Gider Olarak Kaydedilip Kaydedilemeyeceği

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; mali müşavir olarak faaliyet göstermekte olduğunuz, serbest meslek faaliyetinizle ilgili aldığınız yayın ve kitaplar için düzenlenen ödeme kaydedici cihaz fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu,

– 229 uncu maddesinde, faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

– 232 nci maddesinin birinci fıkrasında; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları, ikinci fıkrasında, bunlar dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (2019 takvim yılı için) 1200 TL’yi geçmesi veya bedeli (2019 takvim yılı için) 1200 TL’den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesinin mecbur olduğu,

– 233 üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedellerinin perakende satış fişi, makineli kasaların kayıt rulosu, giriş veya yolcu taşıma bileti vesikalarından herhangi biri ile tevsik olunacağı

hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 167 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde beş bent halinde sayılan kimselere sattıkları emtia veya yaptıkları işler için satılan emtianın veya yapılan işin bedeli ne olursa olsun fatura vermelerinin, emtiayı satın alan veya hizmeti yaptıran bu kimselerinde fatura istemelerinin ve almalarının zorunlu olduğu ve bunlar için perakende satış fişlerinin geçerli olmayacağı açıklanmıştır.

Ancak, daha sonra yayımlanan 204 ve 206 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile bu düzenlemeye bazı istisnalar getirilerek, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak iş yerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür. İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi ve defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca, 275 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de, taksi işleten mükelleflerden alınan ve tutarı fatura düzenleme mecburiyetine ilişkin kanuni haddi aşmayan perakende satış fişlerinin de, gider belgesi olarak kabul edilmesi uygun görülmüştür.

Buna göre, Vergi Usul Kanunu uygulamasında, bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilebilmesi için iş yerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın alınan genel giderler kapsamındaki (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri ile gıda) mal ve hizmetler için düzenlenen perakende satış vesikası ve ödeme kaydedici cihaz fişlerinin, mükellefler tarafından mezkûr Kanun gereğince tutulması zorunlu kayıtların tevsikinde gider belgesi olarak kullanılması mümkün bulunmakla birlikte, mesleki yayın ve kitaplar için ödenen giderlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.

Bu itibarla, söz konusu harcamaların kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için fatura ile tevsik edilmesi gerekmekte olup, ödeme kaydedici cihaz fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-faaliyeti-ile-ilgili-alinan-yayin-ve-kitaplar-icin-duzenlenen-okc-fislerinin-gider-belgesi-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi/feed/ 0
Noterin ikametgah olarak kullandığı otele ait harcamaların mesleki kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/noterin-ikametgah-olarak-kullandigi-otele-ait-harcamalarin-mesleki-kazancin-tespitinde-gider-olarak-kabul-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/noterin-ikametgah-olarak-kullandigi-otele-ait-harcamalarin-mesleki-kazancin-tespitinde-gider-olarak-kabul-edilmeyecegi/#respond Thu, 24 Feb 2022 06:37:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123077 T.C.
TUNCELİ VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

11949253-010-12

09.06.2017

Konu

:

Noterin ikametgah olarak kullandığı otele ait harcamaların mesleki kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği hk.
İlgi

:

26.01.2017 tarihli özelge talep formu.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Tunceli 2. Noteri olarak serbest meslek faaliyetinde bulunduğunuzu belirterek, ikamet ettiğiniz otel odasından dolayı aldığınız otelcilik hizmeti nedeniyle yaptığınız harcamaların mesleki kazancınızın tespitinde gider yazılıp yazılamayacağı ve bu harcamalara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

I) GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun; “Serbest Meslek Kazancının Tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın  şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…” hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun, “Serbest Meslek Kazancının Tespiti” başlıklı 67 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, söz konusu Kanunun “Mesleki Giderler” başlıklı 68 inci maddesinde serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, “Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler ( İkametgahlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını  indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.)” hükmü, (3) numaralı bendinde ise; “Mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri (seyahat maksadının gerektirdiği süre ile sınırlı olmak şartıyla). ” hükmü yer almıştır.

Diğer taraftan, anılan Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan genel giderler ile (3) numaralı bendinde yer alan mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderlerinin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.

Bu hüküm ve açıklamaların birlikte değerlendirilmesi sonucunda; ikamet ettiğiniz yerin tamamının veya bir kısmının işyeri olarak kullanılmadığı, ikamet ettiğiniz otel odasının seyahat maksatlı olmadığı ve kazancınızın elde edilmesi veya idamesi açısından doğrudan bir bağ bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, anılan harcamaların serbest meslek kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

II) KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

KDV Kanununun; 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri, 30/d maddesinde Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, mesleğinizin icrası için kullanılması zorunlu olmayan otel odasının ikamet olarak kullanılması için yaptığınız harcamalarınız Gelir Vergisi Kanununa göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen gider olduğundan, KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca bu harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/noterin-ikametgah-olarak-kullandigi-otele-ait-harcamalarin-mesleki-kazancin-tespitinde-gider-olarak-kabul-edilmeyecegi/feed/ 0
Yurt dışında teknik hizmet veren şirketin, işi yapan şirket çalışanı mühendisinin, daimi temsilci olarak kabul edilip edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-teknik-hizmet-veren-sirketin-isi-yapan-sirket-calisani-muhendisinin-daimi-temsilci-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-teknik-hizmet-veren-sirketin-isi-yapan-sirket-calisani-muhendisinin-daimi-temsilci-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi/#respond Sat, 15 Jan 2022 12:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120988

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 5-2778

13/09/2012

Konu

:

Yurt dışında teknik hizmet veren şirketin, işi yapan şirket çalışanı mühendisinin, daimi temsilci olarak kabul edilip edilmeyeceği.

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, Alman firması … ‘nin Kuveyt’te Kuveyt Elektrik ve Su Bakanlığı’na yapmış olduğu anahtar teslimi elektrik trafo merkezi inşaatı işi kapsamındaki elektrik ekipmanları montajının ve testlerinin süpervizyonu, teknik kontrolü ve koordinasyonunu yapmak üzere şirketiniz ile Alman firması arasında Kuveyt’te iş yapmak üzere taşeronluk sözleşmesi imzalandığı, bu işle ilgili faturaların Türkiye’den düzenleneceği, şirketinizin anılan iş kapsamında Kuveyt Devleti’nde herhangi bir işyerinin bulunmadığı, ancak teknik hizmet kapsamında iş ifa edilirken firmanızı her bakımdan temsil ve ilzama yetkili, giderleri daimi suretle şirketinizce karşılanan mühendisinizin bulunduğu belirtilerek, anılan iş çerçevesinde elde edilecek gelirin kurumlar vergisinden istisna edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

            1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisna” başlıklı 5.9 numaralı bölümünde, “…

            Benzer şekilde, anılan fıkranın (h) bendi ile de yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılan ve yurt dışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurt içinde de vergilendirilmesinin önüne geçilmesi amacıyla bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

            …

            …Kurumların yurt dışında yaptıkları bir inşaat ve onarım işinin bulunmaması halinde ise ancak yurt dışında bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla yaptıkları teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar istisnadan yararlanılabilecektir.”

            açıklamalarına yer verilmiştir.

            Öye yandan, Gelir Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde; “…

            Aynı maddede yazılı daimi temsilci, bir hizmet veya vekalet akdi ile temsil edilene bağlı olup, onun nam ve hesabına muayyen veya gayrimuayyen bir müddetle veya müteaddit ticari muameleler ifasına yetkili bulunan kimsedir.

            Aşağıda yazılı kimseler, başkaca şartlar aranmaksızın temsil edilenin daimi temsilcisi sayılırlar.

            1. Ticari mümessiller, tüccar vekilleri ve memurları ile Ticaret Kanunu’nun hükümlerine göre acenta durumunda bulunanlar;

            2. Temsil edilene ait reklam giderleri hariç olmak üzere, giderleri devamlı olarak kısmen veya tamamen temsil edilen tarafından ödenenler;

            3. Mağaza veya depolarında temsil edilen hesabına konsinyasyon suretiyle satmak üzere devamlı olarak mal bulunduranlar.

            Bir kimsenin birkaç kişiyi aynı zamanda temsil etmesi, daimi temsilcilik vasfını değiştirmez.”

            hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, Alman şirketiyle yapılan sözleşmeye istinaden, Kuveyt Devleti’nde elektrik ekipmanları montajının ve testlerinin supervizyonu, teknik kontrolü ve koordinasyonun yapılması işi ile ilgili olarak, teknik hizmetin gerçekleştirilmesi için yurt dışına gönderilen, şirketiniz çalışanı olan mühendisin, yukarıda yer verilen şartları taşıması ve bu durumun belgelendirilmesi halinde daimi temsilci olarak kabul edilmesi mümkün olacaktır.

            Ancak, yurt dışında gerçekleştirilecek teknik hizmetlerden elde edilecek kazançların söz konusu istisnadan yararlanabilmesi için ilgili ülkeye bir daimi temsilci atanması yeterli olmayıp, bahse konu işin doğrudan doğruya ilgili ülkedeki daimi temsilciniz tarafından icra edildiğinin ispat edilmesi şarttır.

             Bu çerçevede, şirketiniz tarafından yurt dışında bulunan daimi temsilciniz aracılığıyla Kuveyt’te gerçekleştirilecek teknik hizmetlerden elde edilerek Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilecek kazancın, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi hükmüne göre kurumlar vergisinden istisna edilebilmesi, söz konusu teknik hizmetlerin yukarıda açıklanan şekilde yapılması halinde mümkündür.


Kaynak: GİB ÖZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-teknik-hizmet-veren-sirketin-isi-yapan-sirket-calisani-muhendisinin-daimi-temsilci-olarak-kabul-edilip-edilmeyecegi/feed/ 0
Engelli Aracının Bir Başka Engelliyle Takas Edilip Edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/engelli-aracinin-bir-baska-engelliyle-takas-edilip-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/engelli-aracinin-bir-baska-engelliyle-takas-edilip-edilmeyecegi/#respond Fri, 03 Dec 2021 09:24:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118818 T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Şanlıurfa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

85620172-200.03.02-E.11798

04.04.2019

Konu

:

Engelli Aracının Bir Başka Engelliyle Takas Edilip Edilmeyeceği,

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden; 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun (7/2-c) maddesinde düzenlenen malul ve engellilere ilişkin istisna uygulamasından yararlanmak suretiyle araç iktisap ettiğiniz belirtilerek, söz konusu aracın;

– Engellilik oranı %90 veya üzerinde olan ve/veya bizzat kullanma amacıyla engelliliğine uygun hareket ettirici özel tertibat yaptırıp söz konusu istisnadan yararlanan, ancak ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıllık süresi tamamlanmayan bir başka engelliyle takas edilip edilmeyeceği,

-Takas edebilirse beş yıllık sürenin yeniden mi başlayacağı veya istisnadan yararlanan kişi bazında kendi süresini mi tamamlayacağı, yoksa takasa konu araç bazında mı sürenin tamamlanacağı,

-Takas edilebilirse noter dışında bağlı bulunduğunuz Başkanlık/Vergi Dairelerine herhangi bir bildirim ödevinin bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa hangi belgelerin ibraz edileceği

hususlarında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendiyle, Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan bazılarının mezkur bentte hüküm altına alınan şartlar dahilinde malûl ve engelliler tarafından beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı ÖTV’den istisna edilmiş olup, bu istisna uygulamasının usul ve esasları Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin (II/C/1) bölümünde belirlenmiştir.

Öte yandan, Kanunun (15/2-a) maddesinde, veraset yoluyla intikaller hariç olmak üzere (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tâbi mallardan ilk iktisabında istisna uygulananların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte ÖTV alınacağı, ancak Kanunun (7/2) maddesi kapsamındaki istisnadan yararlananlar tarafından, bu istisnadan yararlanılarak iktisap edilen kayıt ve tescile tabi araçların beş yıldan fazla kullanılarak elden çıkarılmaları durumunda bu hükmün uygulanmayacağı hükme bağlanmış olup, bu düzenleme ile ilgili olarak da mezkûr Genel Tebliğin (IV/G) bölümünde açıklamalar yapılmıştır.

Bu çerçevede, ilk iktisabı Kanunun (7/2) maddesi kapsamında yapılan bir taşıtın, istisnadan yararlananların ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçmeden; söz konusu düzenlemeden yararlanamayan veya yararlanabilmekle birlikte daha önce aynı düzenlemeden ya da Kanunun (15/2-a) maddesinden yararlanmış ve yararlanma tarihinden itibaren henüz beş yıllık süre geçmemiş bir malul veya engelliye satışı veya devrinde ÖTV aranmaktadır.

Buna göre, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun (7/2-c) maddesi kapsamında ilk iktisabını yaptığınız taşıtın ilk iktisap tarihinden (14/4/2017) itibaren beş yıllık süre dolmamış olduğundan, yine aynı istisnadan yararlanmış olup henüz ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıllık süre dolmamış olan bir başka malul ve engelli ile araçlarınızı ÖTV aranmaksızın takas etmeniz mümkün değildir.

Bu şekilde işlem yapmak istemeniz halinde, ÖTV Kanununun (15/2-a) maddesi uyarınca, her iki araç için ilk iktisap tarihindeki matrahlar ve kayıt ve tescil tarihinde geçerli olan oranlar üzerinden (adına tescil işlemi yapılan araca ilişkin) hesaplanacak ÖTV’nin adına tescil işlemi yapılanlar tarafından ayrı ayrı beyan edilip ödenmesi gerekeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/engelli-aracinin-bir-baska-engelliyle-takas-edilip-edilmeyecegi/feed/ 0
Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve belge düzenlenip düzenlenmeyeceği https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi-ve-belge-duzenlenip-duzenlenmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi-ve-belge-duzenlenip-duzenlenmeyecegi/#respond Wed, 26 May 2021 14:39:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=109839 T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I-18-108]-E.243033

06.12.2019

Konu

:

Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve belge düzenlenip düzenlenmeyeceği

İlgi

:

07/06/2018 tarihli ve 325731 kayıt sayılı özelge başvuru formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan;  Amerika Birleşik Devletleri mukimi ……… şirketinin bağımsız distribütörlüğünü yaptığınız, çeşitli ülkelerdeki kişilere de distribütörlük yetkisi verdiğiniz, söz konusu distribütörlüklerin …….. adına kendi ülkelerinde yaptıkları satışlardan elde ettikleri gelirleri ………… hesabına aktardıkları, elde edilen distribütörlük gelirlerinden yurt dışındaki banka hesaplarınıza değişen yüzdelerde ciro ve prim olarak ödeme yapıldığı, bu tutarların ihtiyacınız doğrultusunda yurt dışındaki bankalardan yurt içindeki banka hesaplarınıza aktarıldığı belirterek söz konusu işlemlerin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı, elde edilen kazançların ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.

Mezkur Kanunun 85 inci maddesinde de “Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.

 

Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:

1. Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;

2. Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda;

Elde edilmiş sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümler çerçevesinde, Türkiye’den ve yurt dışından elde edilen ticari kazançların, tam mükellef olmanız nedeniyle Türkiye’de beyan edilmesi gerekmekte olup, yurt dışından elde edilen kazançlar, Türkiye’deki hesaplara intikal ettirildiği yılda elde edilmiş sayılacağından, o yılın beyanına dahil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 123 üncü maddesi uyarınca, tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye’de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından anılan maddede açıklanan usul ve şekle uyulmak kaydıyla indirilebilecektir.

Öte yandan, kazancın elde edildiği ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması durumunda ise öncelikle anlaşma hükümlerinin dikkate alınacağı tabiidir.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

-219 uncu maddesinde, “Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.”,

-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”,

-229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” ,

-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”,

-232 nci maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1-Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2-Serbest meslek erbabına;

3-Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4-Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5-Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.”

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, tarafınıza yapılan prim ödemelerine ilişkin olarak genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlemeniz ve aynı Kanunun defter tutma ve kayıt nizamı hükümlerine uygun olarak yasal defterlerinize gerekli kayıtları yapmanız gerekmektedir

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

-6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Hizmetin Türkiye’de Yapılması” başlıklı (I/A-6.2.) bölümünde;

 

“Hizmet ifalarında işlemin Türkiye’de yapılmış sayılması için, 3065 sayılı Kanunun (6/b) maddesine göre hizmetin Türkiye’de yapılması veya hizmetten Türkiye’de faydalanılması gerekir. Hizmetin Türkiye’de yapılmış sayılması için belirtilen iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmez. Şartlardan herhangi birisinin oluşması halinde hizmet, Türkiye’de yapılmış sayılır. Bir diğer ifade ile hizmet Türkiye’de yapılmışsa, hizmetten hangi ülkede faydalanılırsa faydalanılsın işlem Türkiye’de yapılmış sayılır ve vergiye tabi olur. Hizmetin başka bir ülkede yapılması halinde bu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış ise işlem yine Türkiye’de yapılmış sayılır.”

açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.1.1. Yurtdışındaki İşlemler” başlıklı bölümünde;

 

“KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir. Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

 

Buna göre, Türkiye’deki bir mükellefin;

-Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye’ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

 

-Türkiye’deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği danışmanlık hizmeti,

 

-Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti,

 

Türkiye’de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye’de faydalanılmadığından KDV nin konusuna girmemektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre; yurt dışındaki ………….. şirketinin mallarının, yine yurt dışındaki başka kişilerce yurt dışında pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarları, söz konusu hizmet yurt dışında verildiğinden ve bu hizmetten yurt dışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, anılan şirketinin mallarının, yurt içinde pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarlarının genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olduğu tabiidir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi-ve-belge-duzenlenip-duzenlenmeyecegi/feed/ 0
Banka dekontuna istinaden KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ile tutarı 5.000 TL’yi geçen ödemelerin “BA-BS” formlarına dahil edilip edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/banka-dekontuna-istinaden-kdvnin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi-ile-tutari-5-000-tlyi-gecen-odemelerin-ba-bs-formlarina-dahil-edilip-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/banka-dekontuna-istinaden-kdvnin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi-ile-tutari-5-000-tlyi-gecen-odemelerin-ba-bs-formlarina-dahil-edilip-edilmeyecegi/#respond Wed, 30 Dec 2020 07:16:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100017

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

84974990-130-434107

06.11.2017

Konu

:

Banka dekontuna istinaden KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ile tutarı 5.000 TL’yi geçen ödemelerin “BA-BS” formlarına dahil edilip edilmeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizce Karayolları Genel Müdürlüğünün uhdesinde bulunan taşınmazlardan bir kısmının ihale yoluyla kiralandığı, kira bedelinin KDV dahil olarak internet ortamında Karayolları Genel Müdürlüğünün banka hesabına yatırıldığı ve karşılığında dekont alındığı belirtilerek, banka dekontuna istinaden kira bedeline ilişkin katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı,

-Kira bedeli olarak bir ay içerisinde Karayolları Genel Müdürlüğüne yatırılan ve tutarı 5.000 TL.’yi geçen kira ödemeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan ihalelere ilişkin olarak ihaleyi yapan kurumların saymanlıklarına yatırılan ve tutarı 5.000 TL.’yi geçen ihale teminatları tutarının “BA-BS” formlarına dahil edilip edilmeyeceği,

-Karayolları Genel Müdürlüğü hizmet binası ve sosyal tesisleri içerisinde kiraladığınız market, cafe gibi alanların elektrik ve su bedelleri için ayrı bir abonelik alınmadığı, süzme sayaç takmak suretiyle sarf edilen elektrik ve su bedellerinin Karayolları Genel Müdürlüğünün hesaplarına yatırıldığı ve bir ay zarfında toplam tutarı 5.000 TL.’yi geçen elektrik ve su bedellerinin “BA-BS” formlarına dahil edilip edilmeyeceği, hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

A)Vergi Usul Kanunu Yönünden Değerlendirme:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu, 229 uncu maddesinde; faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231/5 inci maddesinde ise faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkında Yönetmeliğin 13/e maddesinde “Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, Belediyeler ve Köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde tanımı yapılan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler kullanacakları belgeleri Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinde belirtilen bilgileri taşıması kaydıyla anlaşmalı matbaalar dışındaki matbaalara da bastırabilirler. Ancak, bu şekilde belge bastırılması halinde, belgenin üzerine “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik hükümlerine tabi değildir.” ibaresinin yazılması zorunludur.

3291 sayılı Kanunla özelleştirme kapsamına alınmaları nedeniyle 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan teşebbüs, teşekkül, kuruluş, müessese, bağlı ortaklık, iştirak ve işletmeler kullanacakları belgeleri diğer mükellefler gibi bu yönetmelikte belirlenen esaslar doğrultusunda anlaşmalı matbaalara bastırarak veya notere tasdik ettirerek kullanırlar.” açıklamasına yer verilmiştir.

Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan veya kurumlar vergisinden muaf olmakla beraber katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan mükelleflerin vergi usul mevzuatında yer alan fatura vb. vesikaları düzenlemeleri gerekmektedir.

Bu itibarla Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından, taşınmazların kiralanması karşılığında yukarıda izah edilen usullere uyularak fatura düzenlenmesi gerekmekte olup bankalarca düzenlenen dekontların tevsik edici belge olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun; 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş; 362, 381 ve 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle de bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (1.2.1) numaralı bölümünde “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir” açıklamasına yer verilmiştir.

Anılan Tebliğin (1.2.2) numaralı bölümünde “Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)’ nun Tablo II alanında bildirilecektir” hükmü yer almaktadır.

Mezkur Tebliğin (2.1) numaralı bölümünde “Yükümlülük kapsamındaki mükelleflerin mal ve/veya hizmet alış/satışlarının aylık dönemler itibariyle bildirilmesi gerekmektedir. Mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirilecekleri aylık dönemler, bunlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirlenir” ve (4.1) numaralı bölümünde, “Bildirim formlarını bu Tebliğde belirlenen süreler içinde vermeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesihükmü uyarınca cezai işlem uygulanacaktır” açıklamaları yer almaktadır.

Bu kapsamda; elektrik, su, doğalgaz gibi hizmet teslimlerinin bildirim uygulaması bakımından diğer mal ve hizmet teslimlerinden farkı bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu faturaların; şirketiniz adına düzenlenmesi halinde, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde Ba bildirim formuna dahil edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca; yapılan kira ödemelerinin, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (1.2.1) numaralı bölümünde yer alan açıklamalar doğrultusunda Ba bildirim formuna dahil edilmesi gerekmekte olup, kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan ihalelere ilişkin olarak ihaleyi yapan kurumların saymanlıklarına yatırılan ihale teminat tutarlarının herhangi bir mal ve hizmet hareketi yaratmaması nedeniyle Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.

B)Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

29/1-a maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,

29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği,

53 üncü maddesinde, bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümlere göre, KDV mükelleflerinin kendilerine yapılan teslim ve hizmetlere ait katma değer vergisini indirim konusu yapabilmesi için, öncelikle bu işlemlere ilişkin katma değer vergisinin fatura ve benzeri belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı içinde kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde; Şirketiniz tarafından kiralanan taşınmaza ilişkin Karayolları Genel Müdürlüğünün banka hesabına yatırılan  kira bedeline isabet eden KDV’nin banka dekontuna istinaden indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/banka-dekontuna-istinaden-kdvnin-indirim-konusu-yapilip-yapilamayacagi-ile-tutari-5-000-tlyi-gecen-odemelerin-ba-bs-formlarina-dahil-edilip-edilmeyecegi/feed/ 0
Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi/#respond Sat, 12 Dec 2020 14:16:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98540 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I-18-108]-E.243033

06.12.2019

Konu

:

Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve belge düzenlenip düzenlenmeyeceği

İlgi

:

07/06/2018 tarihli ve 325731 kayıt sayılı özelge başvuru formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan;  Amerika Birleşik Devletleri mukimi ……… şirketinin bağımsız distribütörlüğünü yaptığınız, çeşitli ülkelerdeki kişilere de distribütörlük yetkisi verdiğiniz, söz konusu distribütörlüklerin …….. adına kendi ülkelerinde yaptıkları satışlardan elde ettikleri gelirleri ………… hesabına aktardıkları, elde edilen distribütörlük gelirlerinden yurt dışındaki banka hesaplarınıza değişen yüzdelerde ciro ve prim olarak ödeme yapıldığı, bu tutarların ihtiyacınız doğrultusunda yurt dışındaki bankalardan yurt içindeki banka hesaplarınıza aktarıldığı belirterek söz konusu işlemlerin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı, elde edilen kazançların ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.

Mezkur Kanunun 85 inci maddesinde de “Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.

Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:

1. Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;

2. Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda;

Elde edilmiş sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümler çerçevesinde, Türkiye’den ve yurt dışından elde edilen ticari kazançların, tam mükellef olmanız nedeniyle Türkiye’de beyan edilmesi gerekmekte olup, yurt dışından elde edilen kazançlar, Türkiye’deki hesaplara intikal ettirildiği yılda elde edilmiş sayılacağından, o yılın beyanına dahil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 123 üncü maddesi uyarınca, tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye’de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından anılan maddede açıklanan usul ve şekle uyulmak kaydıyla indirilebilecektir.

Öte yandan, kazancın elde edildiği ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması durumunda ise öncelikle anlaşma hükümlerinin dikkate alınacağı tabiidir.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

-219 uncu maddesinde, “Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.”,

-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”,

-229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” ,

-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”,

-232 nci maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1-Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2-Serbest meslek erbabına;

3-Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4-Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5-Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.”

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, tarafınıza yapılan prim ödemelerine ilişkin olarak genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlemeniz ve aynı Kanunun defter tutma ve kayıt nizamı hükümlerine uygun olarak yasal defterlerinize gerekli kayıtları yapmanız gerekmektedir

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

-6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Hizmetin Türkiye’de Yapılması” başlıklı (I/A-6.2.) bölümünde;

“Hizmet ifalarında işlemin Türkiye’de yapılmış sayılması için, 3065 sayılı Kanunun (6/b) maddesine göre hizmetin Türkiye’de yapılması veya hizmetten Türkiye’de faydalanılması gerekir. Hizmetin Türkiye’de yapılmış sayılması için belirtilen iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmez. Şartlardan herhangi birisinin oluşması halinde hizmet, Türkiye’de yapılmış sayılır. Bir diğer ifade ile hizmet Türkiye’de yapılmışsa, hizmetten hangi ülkede faydalanılırsa faydalanılsın işlem Türkiye’de yapılmış sayılır ve vergiye tabi olur. Hizmetin başka bir ülkede yapılması halinde bu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış ise işlem yine Türkiye’de yapılmış sayılır.”

açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.1.1. Yurtdışındaki İşlemler” başlıklı bölümünde;

“KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir. Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

Buna göre, Türkiye’deki bir mükellefin;

-Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye’ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

-Türkiye’deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği danışmanlık hizmeti,

-Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti,

Türkiye’de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye’de faydalanılmadığından KDV nin konusuna girmemektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre; yurt dışındaki ………….. şirketinin mallarının, yine yurt dışındaki başka kişilerce yurt dışında pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarları, söz konusu hizmet yurt dışında verildiğinden ve bu hizmetten yurt dışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, anılan şirketinin mallarının, yurt içinde pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarlarının genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olduğu tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi/feed/ 0
İhraç kayıtlı alınan mala ilişkin ÖTV Ba-Bs formuna dâhil edilecek midir? https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-alinan-mala-iliskin-otv-ba-bs-formuna-dahil-edilecek-midir/ https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-alinan-mala-iliskin-otv-ba-bs-formuna-dahil-edilecek-midir/#respond Wed, 20 Feb 2019 09:45:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=46531  

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı : 11395140-105-71915 23.01.2019 Konu : İhraç kayıtlı alınan mala ilişkin ÖTV’nin Ba-Bs formuna dâhil edilip edilmeyeceği

 

İlgi : … tarih ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ihraç kayıtlı mal alışlarınızda 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 8 inci maddesinin 2 nci bendine göre ödenmeyen özel tüketim vergisi tutarının Ba formu düzenlenirken matraha dahil edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun;

(8/2) maddesinde, ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallara ait ÖTV’nin, mükelleflerce ihracatçılardan tahsil edilmemesi şartıyla, bu mükelleflerin talebi üzerine vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı hükme bağlanmış olup, bu düzenlemenin uygulama usul ve esasları, Kanuna ekli her bir liste itibariyle, Özel Tüketim Vergisi Uygulama Genel Tebliğlerinde belirlenmiştir.

            Bu bağlamda, mezkûr uygulama kapsamında yapılan teslimlere ilişkin olarak hesaplanan ÖTV, öngörülen usul ve esaslar (şartlar) dahilinde, öncelikle tecil edilmekte, sonrasında da yine öngörülen şartların sağlanmasına bağlı olarak terkin edilmekte olup, mezkûr madde hükmü ve ilgili ikincil mevzuattan da anlaşılacağı üzere söz konusu terkin işlemi şarta bağlı bir işlem mahiyetindedir.

 

   VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN        

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmelerine yönelik usul ve esaslar 350, 362, 381 ve 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile duyurulmuştur. Söz konusu yükümlülüğün, 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri ise 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

 

Anılan Tebliğin (1.2.2.) numaralı bölümünde; “Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” nun Tablo II alanında bildirilecektir.

 

   Söz konusu hadlerin uygulanmasında, özel matrah şekline tabi mal ve/veya hizmet alış/satışlarında katma değer vergisi, özel tüketim vergisine tabi işlemlerde ise özel tüketim vergisi dâhil tutarlar dikkate alınacaktır.” açıklamaları yer almaktadır.

 

   Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; form Ba-Bs bildirimlerinizde özel tüketim vergisi dahil tutarı dikkate almanız gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Süresinden sonra ihraç edilen “ihraç kayıtlı satış” için imalatçıya ödenen kdv ihracatçı tarafından iade alınabilecek mi?

 

İhraç kayıtlı satışlar gelir tablosunda nereye yazılmalı?

 

Limited Şirketler döviz cinsinden ihraç kayıtlı fatura kesebilir mi?

 

İthal edilen mal ihraç kayıtlı satılabilir mi?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-alinan-mala-iliskin-otv-ba-bs-formuna-dahil-edilecek-midir/feed/ 0
Mükellefiyet bilgileri hatalı verilen kişilere yapılan mal-hizmet satımları Bs formuna dâhil edilecek midir? https://www.muhasebenews.com/mukellefiyet-bilgileri-hatali-verilen-kisilere-yapilan-mal-hizmet-satimlari-bs-formuna-dahil-edilecek-midir/ https://www.muhasebenews.com/mukellefiyet-bilgileri-hatali-verilen-kisilere-yapilan-mal-hizmet-satimlari-bs-formuna-dahil-edilecek-midir/#respond Tue, 12 Feb 2019 13:30:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=46541

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı : 11395140-105[Mük.257-2015/VUK-1-19349]-68394 22.01.2019 Konu : Mükellefiyet bilgileri hatalı verilen kişilere yapılan mal-hizmet satımlarının Bs formuna dâhil edilip edilmeyeceği.

 

İlgi : … tarih ve … evrak kayıt sayılı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, mail order yöntemi ile malzeme satımında bulunduğunuz, tarafınıza verilen fatura bilgilerinin ve mail order bilgileri ile vergi kimlik numarasının sahte olduğu, satıma ilişkin herhangi bir tahsilatın gerçekleşmediği, firma bilgilerine de ulaşılamadığından Bs bildirim formunun nasıl verileceği hususunda görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257’nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu  (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.

 

362 ve 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmış, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri yeniden belirlenmiştir.

 

396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (1.2.1) numaralı bölümünde  “bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edileceği ” açıklamaları yer almaktadır.

 

Ba-Bs formlarının en önemli özelliklerinden biri, bu formların ekonomideki aktörler arasındaki mal ve hizmet hareketlerinin bağlantılarını ortaya çıkartarak, bir mükellefin mal ve hizmet alım/satım zinciri içerisindeki tüm mükellefleri tespit edebilmesidir. Bu itibarla mükelleflerin; Ba-Bs formlarını doldururken Vergi kimlik numarası/T.C kimlik numarası alanlarını doğru bir şekilde yazmaları önemli ve zorunlu bir durumdur.

 

Bu kapsamda, mail order yöntemiyle mal satışı yapılan firmaya ait bilgilerin gerçekleri yansıtmadığının adli ve idari makamlar tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi kaydıyla, tarafınızca düzenlenen söz konusu faturanın üzerinde yer alan bilgiler dikkate alınarak, ilgili diğer alanlar ile “Soyadı/Adı veya Unvanı”alanının doldurulması  “Vergi kimlik numarası / T.C kimlik numarası” alanının ise boş bırakılarak form Bs bildiriminde bulunulması gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Kendime Fatura ettiğim demirbaşlar için Ba Bs bildirimi yapacak mıyım?

 

Depozito bedeli yer alan faturalar Ba Bs formu ile bildirilecek mi?

 

İthal edilip Duty Free mağazalarında satılan Sigara ve türün mamülleri Ba Bs formunda beyan edilecek midir?

 

Ba-BS formunda Serbest Meslek Makbuzundaki hangi tutarı yazacağım?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/mukellefiyet-bilgileri-hatali-verilen-kisilere-yapilan-mal-hizmet-satimlari-bs-formuna-dahil-edilecek-midir/feed/ 0
Stok Affı kapsamında yapılan beyanın ortaklar tarafından gelir vergisi beyanına konu edilip edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/stok-affi-kapsaminda-yapilan-beyanin-ortaklar-tarafindan-gelir-vergisi-beyanina-konu-edilip-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/stok-affi-kapsaminda-yapilan-beyanin-ortaklar-tarafindan-gelir-vergisi-beyanina-konu-edilip-edilmeyecegi/#respond Mon, 03 Dec 2018 15:24:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114874

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

62030549-125[6-2012/4]-1178

05/08/2013

Konu

:

6111 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca oluşan fonun ortaklara dağıtılması ve ortak şirketin de gerçek kişi ortaklarına dağıtılması durumunda tevkifat ve diğer vergisel yükümlülükler

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, şirketinizin % 50 hisse payına sahip olduğu … San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin 6111 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi hükümlerinden yararlanarak aktifine kaydettiği emtialar için 525 Kayda Alınan Emtia Özel Karşılık Hesabı açtığı ve bu hesapta oluşan fonu ortaklarına dağıtması sonucunda şirketinize aktarılan tutarların pasifte 525 Kayda Alınan Emtia Özel Karşılık Hesabında izlenip izlenmeyeceği, söz konusu tutarların şirketiniz gerçek kişi ortaklarına dağıtılması durumunda stopaj yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar” başlıklı 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasında; “Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, birinci fıkra hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. ” hükmü yer almaktadır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-i) ve (b-ii) alt bentlerinde, tam mükellef kurumlar tarafından tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara, dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilcisi aracılığıyla kar payı elde edenler hariç) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben vergi kesintisi yapılması gerektiği ve karın sermayeye eklenmesinin kar dağıtımı sayılmayacağı hükümlerine yer verilmiş olup kar payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi oranı %15 olarak belirlenmiştir.

6111 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi hükmüne göre beyanda bulunan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları yasal kayıtlarına intikal ettirmek suretiyle işletme kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirmelerine imkân sağlanmış; bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin anılan madde kapsamında aktiflerine intikal ettirdikleri emtia, makine ve teçhizat için pasifte açmış oldukları karşılık hesabında yer alan karşılıkları ortaklara dağıtmaları halinde bu karşılık sermayenin bir unsuru sayılarak kâr dağıtım tevkifatı dışında tutulmuştur.

  Bu hüküm ve açıklamalara göre, işletmesinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtiayı kayıt altına alabilmek için 6111 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinden yararlanan … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından söz konusu emtia için ayrılan karşılık sermayenin unsuru olarak sayılacağından, karşılık hesabına kaydedilen tutarlar bu şirket tarafından ortaklarına dağıtılması halinde vergi kesintisi yapılmayacak ve anılan şirketin tasfiye edilmesi halinde de vergilendirilmeyecektir.

Öte yandan, 6111 saayılı Kanunun 10 uncu maddesinden yararlanan şirketin % 50 hisse payına sahip olmanız nedeniyle söz konusu karşılık hesabından şirketinize yapılan ödemeler sermaye payının iadesi niteliğinde olduğundan kurum kazancına dahil edilmeyecektir. Ancak, bu tutarların şirketiniz tarafından ortaklarınıza dağıtılması halinde ortaklarınız tarafından hukuki statülerine göre kazançlarına dahil edilerek veya Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesi göz önünde bulundurularak beyan edilmesi gerekeceği tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/stok-affi-kapsaminda-yapilan-beyanin-ortaklar-tarafindan-gelir-vergisi-beyanina-konu-edilip-edilmeyecegi/feed/ 0