döner sermayeli kuruluş – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 14 Nov 2018 08:08:12 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 Bağış Olarak İnşa Edilen Okul İçin Yapılan Harcamalar Gider Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/bagis-olarak-insa-edilen-okul-icin-yapilan-harcamalar-gider-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bagis-olarak-insa-edilen-okul-icin-yapilan-harcamalar-gider-kaydedilebilir-mi/#respond Thu, 15 Nov 2018 15:45:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21700 (ÖZELGE) 

Konu: Bağış olarak inşa edilecek okulun vergi kanunları karşısındaki durumu.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Belediye Başkanlığına ait arsa üzerine 30 derslikli bir okul inşa edilerek belediyeye bağışlanacağı belirtilerek, söz konusu okul inşaatı ile ilgili harcamalar nedeniyle ödemiş olduğunuz KDV’nin indirilip indirilemeyeceği, bağışın Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre indirim konusu yapılıp yapılmayacağı, bağışlanacak okulla ilgili yapılacak işlemler ve düzenlenecek kağıtlar nedeniyle harç ve damga vergisinin doğup doğmayacağı, yapılacak harcamaların tek düzen hesap planında hangi hesapta takip edileceği, inşaat bitiminde okul bağışlanırken fatura kesilip kesilmeyeceği hususunda bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer İndirimler” başlıklı 10’uncu maddesinde;

“(1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır:

c) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı.
ç) (c) bendinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve (rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.…

(2) Bağış ve yardımların nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.”
hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup anılan Tebliğin “10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde,

“Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri ile dini hizmetleri geliştirmek ve devam ettirmek amacıyla yapılan harcamalar kurum kazancının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamaların,
…tamamı kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Sözü edilen tesislerin yapımı için bentte sayılan kuruluşlar dışında yer alan kamuya yararlı dernekler ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yapılan bağış ve yardımlar ise o yılki kurum kazancının %5’i ile sınırlı olmak üzere bu kapsamda indirim konusu yapılabilecektir.”
açıklamaları yer almakta olup Tebliğin “10.3.2.2.4 Bağış ve Yardımların Belgelendirilmesi” başlıklı bölümünde ise

“Ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekli ve yeterlidir.

Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları değerler için fatura düzenlemesi; düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması yeterlidir.

Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzası bulunacaktır.

Nakdi bağışların indirilebilmesi, bağışı kabul eden kuruluşlarca verilecek makbuzla veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığına ilişkin banka dekontlarıyla belgelendirilmesi şartıyla mümkündür.

Kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan protokol gereğince kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde, söz konusu okul inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.
…”açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, … Belediye Başkanlığına ait arsa üzerine inşa edilerek belediyeye bağışlanacak 30 derslikli okul inşaatı ile ilgili olarak yapılan harcamaların, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

Ancak, bağışın yapıldığı dönemde faaliyetinizin zararla sonuçlanmış olması veya kurum kazancınızın yetersiz olması durumunda indirilemeyen bağış tutarının daha sonraki yıllarda indirim konusu yapılması veya zarar olarak devredilmesi mümkün değildir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı KDV Kanununun;
– 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zırai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
– 17/2-b maddesinde, Kanunun 17/1’inci maddesinde sayılan, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, siyasî partiler ve sendikalara, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıklarına, kamu menfaatine yararlı derneklere, tarımsal amaçlı kooperatiflere ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifasının KDV’den istisna olduğu,
– 30/a maddesinde vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği
hüküm altına alınmıştır.

KDV Kanununun 17/2-b maddesinde yer alan istisna hükmü aynı Kanunun 17/1’inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara yapılan bedelsiz teslimleri kapsamakta olup teslimin bunlar dışındaki kurum veya kuruluşlara yapılması halinde ise istisna hükmünden faydalanılması mümkün değildir. Ayrıca bu istisna hükmü, bedelsiz teslime konu malların satın alınması veya üretilmesi ile ilgili olarak yapılacak mal ve hizmet alımlarını kapsamamaktadır.

Buna göre, belediyeye ait arsa üzerine şirketiniz tarafından yapılacak okulun bedelsiz tesliminin belediyeye yapılması halinde söz konusu bu teslim istisna kapsamında değerlendirilecek ve bu teslime ilişkin olarak KDV hesaplanmayacaktır.

Öte yandan, bu teslime ilişkin yüklenilen KDV’nin indirime konu edilmesi ise Kanunun 30/a maddesine göre mümkün bulunmamakta olup yüklenilen bu verginin işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

HARÇLAR KANUNUNA GÖRE

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57’nci maddesinde; “Tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanun’a bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanları, tapu kadastro harçlarına tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 58’inci maddesinde tapu ve kadastro harçlarını, Kanuna ekli tarifede belirtilen kişilerin ödeyeceği hüküm altına alınmış olup aynı Kanunun 59’uncu maddesinin (a) bendi ile genel bütçeli idareler tapu harçlarından muaf tutulmaktadır.

492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin 4’üncü maddesinde, gayrimenkullerin ve mülkiyetten gayri ayni hakların bağışlanmasında, kanuni mirasçılar dışında intifa hakkından, kuru mülkiyet sahibi lehine ivazsız feragat edilmesinde ve süreli intifa haklarında süre dolarak intifa hakkının sona ermesinde kayıtlı değer üzerinden binde 68,31 oranında harç alınacağı; aynı tarifenin 20/a maddesinde ise, gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden devir eden ve devir alandan ayrı ayrı binde 20 oranında harç alınacağı belirtilmektedir.

Diğer taraftan, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57’nci maddesi, Kanuna ekli (4) sayılı tarife ve aynı Kanunun 58’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi birlikte değerlendirildiğinde, hukuken bağışlanan gayrimenkullerin tapu harcının lehine işlem yapılan genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler tarafından ödenmesi gerekir. Ancak, yine 492 sayılı harçlar Kanununun 59’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre; genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri taşınmazların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinleri harçtan müstesnadır.

Buna göre, söz konusu gayrimenkul üzerine yapılacak olan okulun bir ivaz karşılığında değil de bedelsiz (bağış yoluyla) olarak Belediyeye devredilmesi halinde, bu işlemde harcın mükellefi olan Belediyeden 492 sayılı Kanunun 59/a maddesi uyarınca harç aranılmayacağı tabiidir.

DAMGA VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3’üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabii olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı verginin bulunacağı, kağıtlarının mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarla belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı, mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacağı; 10’uncu maddesinde ise damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olacağı, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazıla rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği hükümlerine yer verilmiştir.

Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I- Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 inci fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, yazınız ekinde yer alan ve hesaplanabilir bir bedel ihtiva etmediği anlaşılan “Protokol” başlıklı kağıttan damga vergisi aranılmaması, ancak kağıda konu iş ile ilgili olarak söz konusu kağıdın bedelinin belirlenmesine ilişkin herhangi bir kağıt (olur, onay, mektup vb.) düzenlenmesi veya sözleşmeye bu yönde şerh konulması halinde söz konusu kağıdın/şerhin damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, “Protokol” başlıklı kağıt dışında, özelge talebine konu okul inşaatı işine ilişkin olarak Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yer alan diğer kağıtların düzenlenmesi ve somut olaya ilişkin kağıt örneklerinin gönderilmesi durumunda ayrıca görüş verilmesi mümkün bulunmaktadır. 

BELEDİYE GELİRLERİ KANUNUNA GÖRE

Bilindiği üzere, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Ek 1’inci maddesinde; “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek Madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun Ek 2’nci maddesinde bina inşaat harcına ilişkin istisnalara yer verilmiş olup söz konusu maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde, karşılık gözetmeksizin Devlete devrolunmak şartıyla inşa edilen okullar ve öğrenci yurtlarının, bina inşaat harcından istisna tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 80’inci maddesinde imar ile ilgili harçlar (parselasyon harcı, ifraz ve tevhit harcı, plan ve proje tasdik harcı, zemin açma izni ve toprak hafriyatı harcı, yapı kullanma izni harcı) düzenlenmiş olup okul inşaatı için herhangi bir istisna hükmüne yer verilmemiştir.

Ayrıca, adı geçen Kanunun 97’nci maddesinde ise, “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediyeye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla, şirketiniz tarafından yaptırılacak okul inşaatının karşılık gözetmeksizin Devlete devrolunması halinde bina inşaat harcından istisna tutulması, imar ile ilgili harçlara tabi olması, ayrıca İmar mevzuatı gereği aranılacak harçların konusu yapılmayan ve isteğinize bağlı olarak Belediyece ifa edilecek her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret ödenmesi gerekmektedir.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
27.07.2017 Tarih ve 62030549-120[89-2014/674] Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/bagis-olarak-insa-edilen-okul-icin-yapilan-harcamalar-gider-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
Vakfa Ait Gayrimenkulün Mesken Olarak Kiraya Verilmesi Halinde, Vakfa Ait İktisadi İşletme Kurulması Gerekir mi? https://www.muhasebenews.com/vakfa-ait-gayrimenkulun-mesken-olarak-kiraya-verilmesi-halinde-vakfa-ait-iktisadi-isletme-kurulmasi-gerekir-mi/ https://www.muhasebenews.com/vakfa-ait-gayrimenkulun-mesken-olarak-kiraya-verilmesi-halinde-vakfa-ait-iktisadi-isletme-kurulmasi-gerekir-mi/#respond Wed, 22 Nov 2017 03:00:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17693 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Vakfa ait gayrimenkulün mesken olarak kiraya verilmesinin vergilendirilmesi hk.
İlgi: 25.12.2013 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Vakfınıza ait 9 adet daireden 8 âdetini 20.11.2010 tarihinden itibaren mesken olarak kiraya verdiğiniz belirtilerek, elde edilen kira gelirlerinin kurumlar vergisi, kurum geçici vergi ve katma değer vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesine göre dernek ve vakıflar kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmazken, aynı maddenin (ç) bendi ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamına alınmışlardır. Aynı Kanunun 2’nci maddesinin beşinci fıkrasında, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu, aynı maddenin altıncı fıkrasında da dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal ve hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kar edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi işletme niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerle ilgili (2.4.) bölümünde, iktisadi işletmenin belirlenmesinde iktisadi işletmenin en belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi olduğu diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurlarının ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı veya hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu, Kanunun bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek veya vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsamına aldığı, satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olmasının, kâr edilmemesinin, kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyeceği açıklanmıştır.

Buna göre, mülkiyeti Vakfınıza ait olan gayrimenkullerin kiraya verilmesi faaliyetinin, hacim ve ehemmiyet bakımından ticari nitelik arz etmesi veya ticari amaç güdülerek yapılması ya da bu kiralamanın sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle ticari organizasyon çerçevesinde gerçekleştirilmesi halinde Vakfa bağlı bir iktisadi işletme söz konusu olacaktır. Aksi halde, Vakfınıza ait gayrimenkullerin kiralanması nedeniyle bir iktisadi işletme söz konusu olmayacaktır.

Yine 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendiyle, 01.01.2008-31.12.2015 tarihleri arasında uygulanmak üzere, dernek veya vakıflarca elde edilen Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67’nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlar dolayısıyla iktisadi işletme oluşmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu düzenleme ile dernek veya vakıflar ile vergi uygulamalarında dernek veya vakıf olarak değerlendirilen kurum ve kuruluşların elde ettikleri gelirlerin münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67’nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratlardan ibaret olması halinde, elde edilen bu gelirler dolayısıyla, 01.01.2008 – 31.12.2015 tarihleri arasında dernek veya vakfa bağlı iktisadi işletme oluşması söz konusu olmayacağından, bu süre zarfında anılan gelirler nedeniyle dernek veya vakıf adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.

Dolayısıyla, Vakfınız tarafından 01.01.2008-31.12.2015 tarihleri arasında, gayrimenkul kiralama faaliyetine ilişkin olarak elde edilen kira gelirlerinin Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (5/b) bendi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş olması halinde de iktisadi işletme oluşmayacaktır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
-1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV ye tabi olduğu,
-1/3-g maddesinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV ye tabi olduğu,
-17/4-d maddesinde ise iktisadi işletmelere dâhil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin KDV den istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Vakfınıza ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi işlemin nedeniyle iktisadi işletme oluşmaması halinde, bu gayrimenkullerin Vakfınız tarafından kiraya verilmesi KDV Kanununun 1/3-g maddesi kapsamında değerlendirilmeyecektir.

Dolayısıyla, söz konusu kiralama işlemi KDV Kanununun 1/3-f maddesine göre KDV’nin konusuna girmekle birlikte, Kanunun 17/4-d maddesi ile KDV den istisna edilmiştir.

Bu itibarla, Vakfınıza ait gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesi işleminde KDV hesaplanmayacaktır.

Kaynak: Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı
16 Nisan 2014 Tarih ve 49327596-125[KVK.2013.ÖZ.53]-102 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/vakfa-ait-gayrimenkulun-mesken-olarak-kiraya-verilmesi-halinde-vakfa-ait-iktisadi-isletme-kurulmasi-gerekir-mi/feed/ 0
Belediyenin İhtiyaç Fazlası Elektriği Perakendeci Kuruma Satması Halinde Vergi Hesaplanması Gerekir mi? https://www.muhasebenews.com/belediyenin-ihtiyac-fazlasi-elektrigi-perakendeci-kuruma-satmasi-halinde-vergi-hesaplanmasi-gerekir-mi/ https://www.muhasebenews.com/belediyenin-ihtiyac-fazlasi-elektrigi-perakendeci-kuruma-satmasi-halinde-vergi-hesaplanmasi-gerekir-mi/#respond Tue, 14 Nov 2017 04:00:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16365 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Belediye tarafından ihtiyaç fazlası elektriğin perakendeci kuruma satışı faaliyeti nedeniyle kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilip edilmeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenizde; Belediyeniz tarafından Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Mali Destek Programı kapsamında… Kalkınma Ajansına sunulan… Yenilenebilir Enerji Sistemi (Güneş Enerjisi) Projesinin kabul edildiği ve sistemin tamamlanarak faaliyete geçtiği, 21/07/2011 tarih ve 28001 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 20’nci maddesine göre, ihtiyaç fazlası enerjinin sisteme verileceği ve sisteme verilen enerjinin perakende satış şirketi tarafından alınacağı belirtilerek, genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri arasında yer alan Belediyeniz tarafından anılan yönetmeliğe göre yapılan, kâr amacı gütmeyen, ekonomik hayata müdahale etmeyen dolayısıyla iktisadi alanda rekabet eşitsizliği yaratmayan, enerji mahsuplaşması sonucunda ortaya çıkan, aslında Belediyenizin elektrik giderlerinin azalmasına katkı sağlayan ve Belediyenizin bütçe gelirlerine dahil edilecek olan söz konusu elektrik teslimi karşılığında alınan bedelin 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında Belediyenize verilen görevler için kullanılacağı belirtilerek, ihtiyaç fazlası elektriğin perakendeci kuruma teslim edilmesi sonucu ortaya çıkan gelir nedeniyle kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti gerekip gerekmediği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasını (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmelerin iktisadî kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadî niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “2.3.1. Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler” başlıklı bölümünde, iktisadi kamu kuruluşunun ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Söz konusu Tebliğin “2.4. Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” başlıklı bölümünde ise; iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edilebilmesi için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilmeyeceği ifade edilmiştir.

İktisadi işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

Belediyeler, tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte, devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai faaliyetleri nedeniyle belediyelerin tüzel kişiliklerine bağlı oluşan iktisadi kamu kuruluşlarının kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir. İktisadi kamu kuruluşlarının kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemeyeceği gibi, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini de değiştirmeyecektir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; Belediyeniz tarafından Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Mali Destek Programı kapsamında faaliyete geçirilen … Yenilenebilir Enerji Sistemi (Güneş Enerjisi) Projesi dahilinde üretilen ihtiyaç fazlası elektriğin Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde perakendeci kuruma bedel karşılığı teslim edilmesi dolayısıyla Belediyeniz bünyesinde oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı KDV Kanunun 1/1’inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, 1/3-g maddesinde de genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermeyeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV’ ye tabi olduğu, ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin I/B.2. “Kamu Kurum ve Kuruluşları, Dernek ve Vakıflar ile Mesleki Kuruluşların Vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde, KDV Kanununun (1/3-g) maddesinde sayılanların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetlerinin vergiye tabi olmadığı belirtilerek devamında;

“Öte yandan yukarıda sayılan kuruluşlara ait veya tabi olan veya bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar, iktisadi işletme olarak mütalaa edilir. Bunların ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyetleri vergiye tabi tutulur. Bu çerçevede belediyelere bağlı otobüs, havagazı, su, elektrik, mezbaha, soğuk hava deposu vb. işletmeler ile döner sermayeli kuruluşlar, istisna kapsamına girmeyen faaliyetleri dolayısıyla vergiye tabi olurlar.”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, Belediyenizce Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik kapsamında ihtiyaç fazlası elektriğin perakendeci kuruma bedel karşılığı teslim edilmesi dolayısıyla oluşacak iktisadi kamu kuruluşu nezdinde katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
6 Haziran 2016 Tarih ve 84098128-125[2-2015/2]-312 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi,  gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/belediyenin-ihtiyac-fazlasi-elektrigi-perakendeci-kuruma-satmasi-halinde-vergi-hesaplanmasi-gerekir-mi/feed/ 0
Sigorta Primi Teşvik, Destek Ve İndirimlerde Yasaklı Duruma Düşenler İçin Telafi Edici Yeni Haklar Getirildi! https://www.muhasebenews.com/sigorta-primi-tesvik-destek-indirimlerde-yasakli-duruma-dusenler-icin-telafi-edici-yeni-haklar-getirildi/ https://www.muhasebenews.com/sigorta-primi-tesvik-destek-indirimlerde-yasakli-duruma-dusenler-icin-telafi-edici-yeni-haklar-getirildi/#respond Thu, 26 Oct 2017 13:45:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=14521 1 NİSAN’DAN ÖNCE YASAKLI DURUMA DÜŞENLERİN YASAKLARI KALDIRILIYOR!!!
İşverenlere sağlanan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlere ilişkin olarak yapılan kontrol ve denetimler sonucunda çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyeri işverenleri hakkında 01.04.2017 tarihinden itibaren teşvik, destek ve indirimlerden yararlanma koşulları yeniden belirlenmiş olup, buna ilişkin yasal düzenlemelerin usul ve esasları 5510 sayılı Kanunun Ek 14 üncü maddesi ve 11.04.2017 tarihinde yayınlanan 2017-18 sayılı SGK Genelgelerinde açıklanmıştır.

1- YAPILAN KONTROLLER NETİCESİNDE ÇALIŞTIRDIĞI KİŞİLERİ SİGORTALI OLARAK BİLDİRMEYEN İŞYERLERİ İÇİN 1 YIL İÇİN İNDİRİM VE TEŞVİKLERDEN YARARLANAMAYACAKLAR.
SGK’ya verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı toplam sigortalı sayısının %1’ini aşması veya toplam sigortalı sayısının %1’ini aşmamakla birlikte beşten fazla olması halinde, tespitin yapıldığı işyerleri için söz konusu fiillere ilişkin;
5510 sayılı Kanun’un 81.md/1.fıkra (ı) bendinde yer alan 5 puanlık indirim,
5510 sayılı Kanun’un 81.mad./1.fıkra (i) bendinde yer alan yurtdışına götürülen işçilere yönelik GSS beş puanlık indirim,
5510 sayılı Kanun’un 81 mad./ 2. fıkrasında yer alan 51 İlde uygulanan ilave 6 puanlık indirim
5510 sayılı Kanun’un Ek 2.maddesinde yer alan yatırımlarda devlet yardımı hakkında kararlar kapsamında teşvik,
4447 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesinde yer alan genç, kadın ve mesleki belge sahibi olanların istihdamına yönelik teşvik,
4447 sayılı Kanun’un geçici 15. maddesinde yer alan işbaşı eğitim programını tamamlayanların istihdamına yönelik teşvik tutarlarından
5510 sayılı Kanun’un Ek 14 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk tespitte bir ay, ilk tespit tarihinden itibaren üç yıl içinde tekrar eden ve yasaklama kapsamına giren her bir tespit için
birer yıl süreyle yasaklama işlemi yapılacaktır.

2- YASAKLAMAYA ESAS SİGORTALI SAYISI TESPİT EDİLMESİ VERİLEN AYLIK PRİM BİLDİRGESİ VE MUHTASAR BEYANNAMELERİ KONTROL EDİLEREK YAPILACAK.
Denetim ve kontrolle ilgili memurların yaptığı tespite ilişkin tutanağın düzenlendiği aya,
Mahkeme kararının kesinleştiği aya,
Bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan yazıların SGK’ ya intikal ettiği aya,
2.1- SGK’ ya verilen asıl ve ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalı sayısından, iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalı sayısı düşülmek suretiyle hesaplanacaktır.
2.2- İlgili ayda aynı sigortalıya ilişkin tekraren yapılan bildirimler (Birden fazla işe giriş ve çıkış) dikkate alınmayacaktır.
2.3- İlgili ay içinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışan sigortalılar ile istirahat veya ücretsiz izin gibi nedenlerle ay içinde çalışması bulunmayan ve ücret ödenmeyen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde (0) gün ve (0) kazançlı olarak kayıtlı sigortalılar, hesaplamaya dahil edilecektir.
2.4- Asıl veya alt işverenlerce çalıştırılan kişilerin sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalıştırılmadığının tespit edilmesi halinde toplam sigortalı sayısı, asıl işveren ve tüm alt işverenlerce SGK’ya bildirilen sigortalı sayısı dikkate alınarak hesaplanacaktır.
2.5- Aynı işverenin aynı veya farklı ünite sınırları içinde birden fazla işyeri dosyasının mevcut olması halinde toplam sigortalı sayısı, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı tespit edilen her işyeri bazında ayrı ayrı hesaplanacaktır.
2.6- Toplam sigortalı sayısı hesaplanıp yasaklamanın sisteme girilmesinin ardından, nedeni ne olursa olsun asıl/ek/iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalı sayısı, teşvikten yasaklanan işyeri için yasaklamaya esas toplam sigortalı sayısını değiştirmeyecektir.

*** Ancak aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler, staja tabi tutulan öğrenciler ile üniversitelerde kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler ve Türkiye İş Kurumu’nca düzenlenen eğitimlere katılan kursiyerler, hesaplamada dikkate alınmayacaktır.

3- YASAKLAMA KAPSAMINA GİRDİĞİ TESPİT EDİLEN İŞYERLERİNİN ÇALIŞTIRDIĞI SİGORTALILARI BİLDİRMEMELERİ VEYA FİİLEN ÇALIŞTIRILMADIĞININ TESPİTİ HALİNDE İLK TESPİTTE 1 AY SÜREYLE SİGORTA PRİM TEŞVİK, DESTEK VE İNDİRİMLERDEN YARARLANDIRILMAYACAKTIR.
3.1- İlk tespitte 1 ay süreyle,
3.2- İlk tespit tarihinden itibaren 3 yıl içinde tekrar eden ve yasaklama kapsamına giren her bir tespit için tespit tarihini takip eden aybaşı itibariyle birer yıl süreyle, belirtilen sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılmayacaktır. 

4- MAHKEME KARARINA İSTİNADEN ALT İŞVERENİN ÇALIŞTIRDIĞI SİGORTALILARI BİLDİRMEMELERİ YA DA FİİLEN ÇALIŞMAMALARI DURUMUNDA HEM ALT İŞVEREN HEM DE ASIL İŞVEREN İLK TESPİTTE 1 AY SÜREYLE SİGORTA PRİM TEŞVİK, DESTEK VE İNDİRİMLERDEN YARARLANDIRILMAYACAKTIR.
4.1- Alt işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediğinin/bildirilen sigortalının fiilen çalıştırılmadığının tespit edilmesi ve yasaklama kapsamına girmesi halinde, hem kayıt dışı sigortalı çalıştıran/sahte sigortalı bildiriminde bulunan alt işveren hem de asıl işveren,
4.2- Asıl işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediğinin/bildirilen sigortalının fiilen çalıştırılmadığının tespit edilmesi ve yasaklama kapsamına girmesi halinde ise, yalnızca asıl işveren,
ilk tespitte 1 ay süreyle, ilk tespit tarihinden itibaren 3 yıl içinde tekrar eden ve yasaklama kapsamına giren her bir tespit için ise birer yıl süreyle sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamayacaktır.

5- 01.04.2017 TARİHİNDEN ÖNCE ÇALIŞTIRDIĞI KİŞİLERİ SİGORTALI BİLDİRMEYEN VE TEŞVİKLERDEN BİR YILLIK YASAKLAMA ALAN İŞYERLERİ İÇİN YASAKLAMA 2017/NİSAN AYINA İLİŞKİN AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNDEN İTİBAREN KALDIRILACAKTIR.
01.04.2017 tarihinde yasaklamaya esas olan tespit, 5510 sayılı Kanunun Ek 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre ilk tespit sayıldığından, bu ilk tespit tarihinden sonraki üç yıl içinde tekrar eden ve yasaklama kapsamına giren her bir tespit için birer yıl süreyle yasaklama yapılacaktır.

6-  01.04.2017 TARİHİNDEN ÖNCE ÇALIŞTIRDIĞI KİŞİLERİ SİGORTALI BİLDİRMEYEN VE TEŞVİKLERDEN BİR YILLIK YASAKLAMA ALIP DA YASAKLAMA YAPILMAMIŞ İŞYERLERİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLECEKTİR.
Yeniden yapılacak tespit sonucunda, işyerinin yasaklama kapsamına girdiğinin anlaşılması durumunda 01.04.2017 tarihinden önce düzenlenen;
6.1- Tutanak tarihini
6.2- Mahkemenin kesinleşmiş karar tarihini
6.3- Resmi kurum ve kuruluşlardan
alınan yazıların SGK’ ya intikal tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay süreyle geriye yönelik yasaklama işlemi yapılacaktır.

7- 01.04.2017 TARİHİNE KADAR 1 YILLIK YASAKLAMA İŞLEMİ YAPILMAMIŞ VE YASAKLAMA YAPILMIŞ HALİ İLE 1 YIL YASAK SÜRESİNİ DOLDURAN İŞYERLERİ İLK TESPİT TARİHİNE GÖRE TEKRAR DEĞERLENDİRİLECEKTİR.
7.1-
2017/Nisan ayından önce sona erecek işyerleriyle ilgili olarak yasaklama kapsamına giren tespit 5510 sayılı Kanuna göre ilk tespit sayılmayacağından üç yıllık süre de başlatılmayacaktır.
7.2- 2017/Nisan ayı ve sonrasında sona erecek işyerleriyle ilgili olarak yasaklama kapsamına giren tespit 5510 sayılı Kanuna göre ilk tespit sayılacak olup, üç yıllık süre yasaklama kapsamına giren ilk tespit tarihinden itibaren başlatılacaktır. 

SGK Genelgesi 2017/18 Sigorta Primi Teşvik, Destek ve İndirimlerde Yasaklamaya İlişkin Yeni Uygulama tam metni için tıklayınız.

Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sigorta-primi-tesvik-destek-indirimlerde-yasakli-duruma-dusenler-icin-telafi-edici-yeni-haklar-getirildi/feed/ 0
Prim Belgelerini Ve Defter Kayıtlarını Uygun Şekilde Vermemenin 2017 Yılı İçin Cezası Ne Kadar Biliyor musunuz? https://www.muhasebenews.com/prim-belgelerini-defter-kayitlarini-uygun-sekilde-vermemenin-2017-yili-icin-cezasi-ne-kadar-biliyor-musunuz/ https://www.muhasebenews.com/prim-belgelerini-defter-kayitlarini-uygun-sekilde-vermemenin-2017-yili-icin-cezasi-ne-kadar-biliyor-musunuz/#respond Fri, 19 May 2017 23:00:28 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=7506 Prim belgelerini ve defter kayıtlarını,
1- Kurumca belirlenen şekilde ve usulde vermeyenlere,
2- Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenlere,
3- Belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için,sgk-ceza

Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/prim-belgelerini-defter-kayitlarini-uygun-sekilde-vermemenin-2017-yili-icin-cezasi-ne-kadar-biliyor-musunuz/feed/ 0