dönemine – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 13 Jan 2024 05:42:53 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 İthalat ve Kira Ödemelerine İlişkin Belgeler 2024/1 dönemine ait Form Ba ve Form Bs bildirimlerinden başlamak üzere, Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dahil edilmeyecektir. https://www.muhasebenews.com/ithalat-ve-kira-odemelerine-iliskin-belgeler-2024-1-donemine-ait-form-ba-ve-form-bs-bildirimlerinden-baslamak-uzere-form-ba-ve-form-bs-bildirimlerine-dahil-edilmeyecektir/ https://www.muhasebenews.com/ithalat-ve-kira-odemelerine-iliskin-belgeler-2024-1-donemine-ait-form-ba-ve-form-bs-bildirimlerinden-baslamak-uzere-form-ba-ve-form-bs-bildirimlerine-dahil-edilmeyecektir/#respond Sat, 13 Jan 2024 05:42:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148599 TÜRMOB

MEVZUAT SİRKÜLERİ

VERGİ – 10.01.2024/32-1

FORM BA – FORM BS BİLDİRİMLERİNE 1 ŞUBAT 2024’DEN İTİBAREN DÂHİL EDİLMEYECEK BELGELER

ÖZET

Gelir İdari Başkanlığı tarafından ilgili kurumlardan temin edilmeye başlanılan aşağıdaki belgelerin 1/2/2024 tarihinden itibaren verilmeye başlanacak olan 2024/1 dönemine ait Form Ba ve Form Bs bildirimlerinden başlamak üzere, Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmesi zorunluluğu kaldırıldı.

 İthalat işlemlerine ilişkin belgelerin,

 Kira ödemelerine ilişkin belgelerin,

 Sigorta poliçelerinin,

 Sigorta komisyon gider belgesinin,

 Elektronik ürün senedinin (ELÜS), 

Öte yandan, mevcut düzenlemeler uyarınca Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dahil edilmelerine gerek olmadığı halde hatalı olarak bildirime konu edilen,

 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlen ihracat faturası, döviz ve kıymetli maden alım-satım belgesi, müstahsil makbuzu gibi belgelerin,

 Noterlik makbuzlarının

da Form Ba ve Form Bs bildirimlerinde yer verilmesine gerek bulunmamaktadır.

Gelir İdari Başkanlığı tarafından 10.1.2024 tarihinde yapılan duyuru ile ilgili kurumlardan temin edilmeye başlanılan aşağıdaki belgelerin 1/2/2024 tarihinden itibaren verilmeye başlanacak olan 2024/1 dönemine ait Form Ba ve Form Bs bildirimlerinden başlamak üzere, Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmesi zorunluluğu kaldırıldı.

–     İthalat işlemlerine ilişkin belgeler
–     Kira ödemelerine ilişkin belgelerin,
–     Sigorta poliçelerinin,
–     Sigorta komisyon gider belgesinin,
–     Elektronik ürün senedinin (ELÜS),

Öte yandan, mevcut düzenlemeler uyarınca Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dahil edilmelerine gerek olmadığı halde hatalı olarak bildirime konu edilen,

–     213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlen ihracat faturası, döviz ve kıymetli maden alım-satım belgesi, müstahsil makbuzu gibi belgelerin,
–     Noterlik makbuzlarının,

da Form Ba ve Form Bs bildirimlerinde yer verilmesine gerek bulunmamaktadır.

Saygılarımızla…

“Form Ba – Form Bs Bildirimlerine Dâhil Edilmemesi Gereken Belgelere İlişkin Duyuru”…>>>

 


Kaynak: TÜRMOB VERGİ MEVZUAT SİRKÜLERİ – 10.01.2024
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ithalat-ve-kira-odemelerine-iliskin-belgeler-2024-1-donemine-ait-form-ba-ve-form-bs-bildirimlerinden-baslamak-uzere-form-ba-ve-form-bs-bildirimlerine-dahil-edilmeyecektir/feed/ 0
Özel Hesap Dönemine Tabi Olan Mükellefler Enflasyon Düzeltmesini Hangi Tarihte Yapacak? https://www.muhasebenews.com/ozel-hesap-donemine-tabi-olan-mukellefler-enflasyon-duzeltmesini-hangi-tarihte-yapacak/ https://www.muhasebenews.com/ozel-hesap-donemine-tabi-olan-mukellefler-enflasyon-duzeltmesini-hangi-tarihte-yapacak/#respond Mon, 08 Jan 2024 20:14:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148534 30 Aralık 2023 CUMARTESİ

Resmî Gazete Sayı : 32415 (2. Mükerrer)

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
(SIRA NO: 555)

Özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde enflasyon düzeltmesi

MADDE 10- (1) 213 sayılı Kanunun geçici 33 üncü maddesinde, geçici vergi dönemleri de dâhil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2022 ve 2023 yılında biten hesap dönemleri itibarıyla) ile 2023 hesap dönemi geçici vergi dönemlerinde mükerrer 298 inci madde kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı, ancak 31/12/2023 tarihli mali tabloların, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, özel hesap dönemine tabi mükellefler, 2022 ve 2023 yılında biten hesap dönemlerine ilişkin bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmayacaklar, 2024 yılında biten hesap dönemine ilişkin bilançolarını ise geçici 33 üncü madde kapsamında enflasyon düzeltmesine tabi tutacaklardır.

Bu bağlamda, 213 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi kapsamında kendisine özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler bakımından, bu Tebliğ uygulamasında;

  • 31/12/2023 tarihli bilanço, 2024 yılı içinde biten hesap dönemi sonundaki bilançoyu,
  • 2023 yılı hesap dönemi, 2024 yılı içinde biten hesap dönemini,
  • 1/1/2024 tarihi, 2024 yılı içinde başlayan hesap döneminin başındaki tarihi

ifade edecektir.

(2) Özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler, 2024 ve izleyen dönemlerde kullandıkları özel hesap dönemine ait geçici vergi dönemleri itibarıyla enflasyon düzeltme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakarak enflasyon düzeltmesi yapıp yapmayacaklarına karar vereceklerdir.

Dolayısıyla, özel hesap dönemine tabi olan mükellefler 2024 ve izleyen dönemlerde enflasyon düzeltme şartlarının gerçekleştiği ilk geçici vergi dönemi ve aynı hesap dönemi içindeki izleyen geçici vergi dönemleri ve hesap dönemi sonunda bilançolarını bu Tebliğin dördüncü bölümü kapsamında enflasyon düzeltmesine tabi tutacaklardır.

(3) Kendisine özel hesap dönemi tayin edilmiş mükelleflerin, bu Tebliğle yapılan açıklamaları, anılan tarihleri göz önünde bulundurarak değerlendirmeleri gerekmektedir.


Kaynak: VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 555) Resmi Gazete -30.12.2023
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ozel-hesap-donemine-tabi-olan-mukellefler-enflasyon-duzeltmesini-hangi-tarihte-yapacak/feed/ 0
Özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde enflasyon düzeltmesi nasıl yapılacak? https://www.muhasebenews.com/ozel-hesap-donemine-tabi-olan-mukelleflerde-enflasyon-duzeltmesi-nasil-yapilacak/ https://www.muhasebenews.com/ozel-hesap-donemine-tabi-olan-mukelleflerde-enflasyon-duzeltmesi-nasil-yapilacak/#respond Mon, 20 Nov 2023 10:15:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147644 Özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde enflasyon düzeltmesi

 (1) 213 sayılı Kanunun geçici 33 üncü maddesinde, geçici vergi dönemleri de dâhil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2022 ve 2023 yılında biten hesap dönemleri itibarıyla) ile 2023 hesap dönemi geçici vergi dönemlerinde mükerrer 298 inci madde kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı, ancak 31.12.2023 tarihli mali tabloların, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede, özel hesap dönemine tabi mükellefler, 2022 ve 2023 yılında biten hesap dönemlerine ilişkin bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmayacaklar, 2024 yılında biten hesap dönemine ilişkin bilançolarını ise geçici 33 üncü madde kapsamında enflasyon düzeltmesine tabi tutacaklardır.

Bu bağlamda, 213 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi kapsamında kendisine özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler bakımından, bu Tebliğ uygulamasında;

  • 31/12/2023 tarihli bilanço, 2024 yılı içinde biten hesap dönemi sonundaki bilançoyu,
  • 2023 yılı hesap dönemi, 2024 yılı içinde biten hesap dönemini,
  • 1/1/2024 tarihi, 2024 yılı içinde başlayan hesap döneminin başındaki tarihi ifade edecektir.
  • Özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler, 2024 ve izleyen dönemlerde kullandıkları özel hesap dönemine ait geçici vergi dönemleri itibarıyla enflasyon düzeltme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakarak enflasyon düzeltmesi yapıp yapmayacaklarına karar vereceklerdir.

Dolayısıyla, özel hesap dönemine tabi olan mükellefler 2024 ve izleyen dönemlerde enflasyon düzeltme şartlarının gerçekleştiği ilk geçici vergi dönemi ve aynı hesap dönemi içindeki izleyen geçici vergi dönemleri ve hesap dönemi sonunda bilançolarını bu Tebliğin dördüncü bölümü kapsamında enflasyon düzeltmesine tabi tutacaklardır.

* Kendisine özel hesap dönemi tayin edilmiş mükelleflerin, açıklanacak enflasyon düzeltmesi Tebliğinde yapılan açıklamaları, anılan tarihleri göz önünde bulundurarak değerlendirmeleri gerekmektedir.

Düzeltme işlemine tabi tutulacak bilanço

 (1) Hesap dönemi takvim yılı olanlar 31/12/2023 tarihi itibariyle düzenleyecekleri bilançoyu düzeltme işlemine tabi tutacaktır.

(2) Kendisine özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler için geçici 33 üncü maddeye göre düzeltilecek bilanço, 2024 yılı içinde biten hesap dönemi sonunda düzenleyecekleri bilanço olacaktır.

Örnek: Bilanço esasına göre defter tutan (B) işletmesinin hesap dönemi takvim yılı olmayıp 1 Haziran’da başlamakta ve 31 Mayıs’ta sona ermektedir. Buna göre (B) işletmesi,

213 sayılı Kanunun geçici 33 üncü maddesine göre yapması gereken düzeltme işlemini 31/5/2024 tarihli dönem sonu bilançosu üzerinde yapacaktır.


Kaynak: VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ozel-hesap-donemine-tabi-olan-mukelleflerde-enflasyon-duzeltmesi-nasil-yapilacak/feed/ 0
2023-04-06 Dönemine Ait GEKAP Beyanı ve Ödemesinin SON GÜNÜ BUGÜNDÜR! https://www.muhasebenews.com/2023-04-06-donemine-ait-gekap-beyani-ve-odemesinin-son-gunu-bugundur/ https://www.muhasebenews.com/2023-04-06-donemine-ait-gekap-beyani-ve-odemesinin-son-gunu-bugundur/#respond Mon, 31 Jul 2023 01:30:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144938 Nisan-Mayıs-Haziran 2023 Dönemine Ait GEKAP (Geri Kazanım Katılım Payı) Beyannamesinin Verilmesi ve Ödemesinin Son Günü 31 Temmuz 2023 Pazartesi Günüdür!

Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2023-04-06-donemine-ait-gekap-beyani-ve-odemesinin-son-gunu-bugundur/feed/ 0
Nisan 2023 dönemine ait e-fatura 2023 Mayıs ayında iptal edilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/nisan-2023-donemine-ait-e-fatura-2023-mayis-ayinda-iptal-edilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/nisan-2023-donemine-ait-e-fatura-2023-mayis-ayinda-iptal-edilebilir-mi/#respond Tue, 23 May 2023 05:07:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=142884 Nisan 2023 dönemine ait e-fatura mayıs ayında (22.05.2023) iptal edilebilir mi? Edilebilir ise nasıl?

İptal edilemez. İade faturası düzenlenir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/nisan-2023-donemine-ait-e-fatura-2023-mayis-ayinda-iptal-edilebilir-mi/feed/ 0
2022 Ekim-Kasım-Aralık dönemine ait kur değerlemesi yapmamız gerekiyor mu? https://www.muhasebenews.com/2022-ekim-kasim-aralik-donemine-ait-kur-degerlemesi-yapmamiz-gerekiyor-mu/ https://www.muhasebenews.com/2022-ekim-kasim-aralik-donemine-ait-kur-degerlemesi-yapmamiz-gerekiyor-mu/#respond Tue, 18 Apr 2023 23:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141830 2022 Ekim-Kasım-Aralık dönemine ait kur değerlemesi yapmamız gerekiyor mu?

31/12/2022 tarihi itibari ile Yabancı para birimli işlemleri için Kur değerlemesi yapılacaktır. (4. Dönem Geçici vergi beyannamesi verilmemiş olması buna engel değil. Zorunludur.)


2022 son çeyrek geçici vergi beyannamesi verilmese dahi kur farkı hesaplamaları dahil dönem sonu değerleme işlemleri yapılmalıdır.


BENZER İÇERİK

Dövize endeksli satışlarda KDV ve KVK uygulaması

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

   
Sayı : 64597866-130[24-2015]- 28.07.2017
Konu : Dövize endeksli satışlarda KDV ve KVK uygulaması  
         

 

   İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizce yurt dışından ithal edilen uydu alıcı sistemlerini fatura tarihinden itibaren iki yıl vadeli olarak dövizli (USD) fiyat üzerinden müşterilerinize sattığınız, vade ve vade farkı oranının satış anında belli olduğu, iki yıl vade için % 10,25 oranında vade farkı uygulanması konusunda müşteri ile mutabakata vardığınız,  yapılan bahse konu satış işleminin  şirketiniz tarafından ithalat tarihinde 2 yıl vadeli 3 ayda bir değişken faiz ödemeli döviz kredisiyle finanse edildiği belirtilerek, vade farkı faturalarının malın teslim tarihi yerine aylık veya üçer aylık dönemlerde tahakkuk eden tutar üzerinden kesilip kesilmeyeceği ve dönemsellik ilkesi gereği izleyen dönemlerde beyan edilip edilmeyeceği hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

   1- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN: 

   5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 

   193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

    Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanması gerekmektedir.

   Buna göre, şirketinizce yurt dışından ithal edilen uydu alıcı sistemlerinin dövize endeksli vadeli satışında vade farklarının satış faturasına dahil edilmesi ve o dönemin hasılatı olarak dikkate alınması gerekmektedir.

   Diğer taraftan, söz konusu satışların finansmanı amacıyla iki yıl vadeli üç ayda bir değişken faiz ödemeli kredilere ilişkin faiz tutarlarının, faizin tahakkuk ettiği dönemlerde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.

    2- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN :

 

 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”

280 inci maddesinde, “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur.

 Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir.”

281 inci maddesinde “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır. Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanır.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Ayrıca   404 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; ” 130 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 217 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtildiği üzere değerleme günü itibariyle Bakanlığımızca kur ilan edilmediği durumlarda  T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanacağı tabiidir.”  açıklamasına yer verilmiştir.

 

Bu itibarla, satışı yapılan uydu alıcı sistemlerine ilişkin olarak müşteriler adına vade farkı dahil toplam satış tutarı üzerinden fatura düzenlenmesi, düzenlenecek faturaların Türk parası karşılığının hesaplanmasına esas teşkil etmek üzere fatura düzenleme tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kurunun dikkate alınması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan söz konusu satışlar senede bağlanmış alacak niteliğinde ise söz konusu alacak senetleri yukarıda açıklandığı şekilde değerleme gününün kıymetine irca olunabilecektir. Söz konusu değerleme işleminde ise Bakanlığımızca tespit ve ilan edilen kurların kullanılması gerektiği tabiidir.

 

3- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

   -10/a maddesinde mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile; 10/b maddesinde ise malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,

   -20/1 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

   -24/c maddesinde vade farkı, fiyat farkı, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu,

   -26 ncı maddesinde ise, bedelin döviz ile hesaplanması halinde, dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği,

   hükme bağlanmıştır.

   26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin III/A-Matrah başlıklı bölümünde;

            “

   …       

     5.2.Vade Farkları 

  

   3065 sayılı Kanunun (24/c) maddesine göre, teslim ve hizmet işlemlerine ait faturada ayrıca gösterilen vade farkları matraha dahil edilir ve işlemin tabi olduğu KDV oranı üzerinden vergilendirilir.

   Öte yandan, vadeli işlemlerde bedelin zamanında ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan yeni vade farkları da vadeli satışa konu teslim ve hizmete ilişkin matrahın bir unsuru olduğundan, bu vade farklarının ayrıca fatura edilmesi ve vadeli satışa konu teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemlerin tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanarak, vade farkı faturasının düzenlendiği döneme ilişkin beyannamede beyan edilmesi gerekmektedir.

   5.3.Kur Farkları

   Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

   Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

   Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

   Yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.”

   denilmektedir.         

   Buna göre, katma değer vergisi açısından bir malın vadeli veya peşin satılması katma değer vergisi açısından sonucu etkilememektedir. Mal veya hizmet faturasının kesilmesi esnasında, müşteriye tanınan vade ve buna bağlı olarak ortaya çıkan vade farkının belli olduğu hallerde bu farkın bedele dahil edilmesi gerekmektedir.Peşinen bilinen vade farklarına ait katma değer vergisi asıl işleme ait katma değer vergisi ile birlikte doğmaktadır. Bu nedenle dövize endeksli vadeli satışlarınızda, satış anında belli olan vade farklarının satış bedeline ve satış faturasına dahil edilmesi gerekmekte olup, vade farklarına malın satış tarihi yerine aylık ya da üçer aylık dönemlerde tahakkuk eden tutar üzerinden fatura düzenlenmesi mümkün bulunmamaktadır.

   Ayrıca, bedeli döviz cinsinden belirlenen vadeli satış işlemleriniz nedeniyle ortaya çıkan kur farklarına yukarıda anılan tebliğ açıklamaları çerçevesinde işlem yapılacağı ise tabiidir.

   …




Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2022-ekim-kasim-aralik-donemine-ait-kur-degerlemesi-yapmamiz-gerekiyor-mu/feed/ 0
Genç girişimci istisnası kapsamında 75.000 TL’lik istisnadan üç vergilendirme dönemi için ayrı ayrı yararlanılabilir https://www.muhasebenews.com/genc-girisimci-istisnasi-kapsaminda-75-000-tllik-istisnadan-uc-vergilendirme-donemi-icin-ayri-ayri-yararlanilabilir/ https://www.muhasebenews.com/genc-girisimci-istisnasi-kapsaminda-75-000-tllik-istisnadan-uc-vergilendirme-donemi-icin-ayri-ayri-yararlanilabilir/#respond Wed, 22 Feb 2023 02:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138969 Genç girişimci istisnasında bahsedilen 75.000 TL istisna üç vergilendirme dönemine ayrı ayrı mı uygulanıyor? yoksa ilk vergilendirme döneminde bu 75.000 istisna kullanılırsa diğer iki dönem için kullanılabilecek bir istisna kalmıyor mu?

İstisna her yıl için ayrı ayrı uygulanır.


GELİR VERGİSİ KANUNU

Genç girişimcilerde kazanç istisnası:

MÜKERRER MADDE 20 – Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı, aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.

İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,

Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),

Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,

Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,

Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

İstisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir.

Bu istisnanın, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

İstisnadan faydalanacaklar ve faydalanma şartları

MADDE 3 – (1) İstisnadan;

a) Ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti nedeniyle adına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş,

b) Mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış,

tam mükellef gerçek kişiler yararlanır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen kişilerin istisnadan yararlanabilmeleri için aşağıda belirtilen şartları taşımaları zorunludur.

a) İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmesi.

1) Mükelleflerin söz konusu istisnadan faydalanabilmeleri için işe başlamayı kanuni süresi içerisinde bildirmeleri gerekmektedir. İşe başlamanın kanuni süresi içerisinde bildirilip bildirilmediği hususu, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde tespit edilir.

2) İşe başlama bildiriminin Vergi Usul Kanununda yer alan süre içerisinde yapılmaması durumunda, söz konusu istisna hükmünden yararlanılamaz.

b) Mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması ya da işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi.

1) İstisnadan yararlanılabilmesi için mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması veya kendi işinde bilfiil çalışmadığı durumlarda ise işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi gerekmektedir.

2) Bir şahsın kendi işinde bilfiil çalışması, işinde ve bu işin gerektirdiği konularda fikri ve bedeni bir mesai sarf etmesidir.

3) İşte bilfiil çalışılmasa dahi iş sahibi tarafından işin sevk ve idaresinin kendi elinde tutulması, işin yürütülmesiyle ilgili kararların alınması, planlanması veya denetiminin yapılması gibi durumlarda da istisna şartı ihlal edilmiş olmaz.

4) Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi şartını sağlayan mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını bozmaz.

5) Seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici sürelerde fiilen işin başında bulunulmaması halinde de söz konusu şart ihlal edilmiş olmaz.

(3) Genç girişimcilerde kazanç istisnasında, özellikli durumlara ilişkin hususlar şunlardır:

a) Faaliyetin ortaklık olarak yürütülmesi.

1) Adi ortaklık veya şahıs şirketi kurmak suretiyle faaliyette bulunan mükellefler de ayrı ayrı istisnadan yararlanabilir. Bu durumda mükelleflerin istisnadan yararlanabilmeleri için tüm ortakların ayrı ayrı istisna şartlarını taşımaları gerekmektedir. Ortaklardan herhangi birinin istisna şartlarını taşımaması halinde, diğer ortaklar da istisnadan faydalanamaz.

Örnek 1: Bay (A), Bay (B) ve Bay (C), 17/2/2016 tarihinde adi ortaklık şeklinde lokanta işletmeciliği faaliyetine başlamış olup faaliyete başlanıldığı tarihte Bay (A) 27, Bay (B) 29, Bay (C) ise 32 yaşındadır. Buna göre; Bay (C), 29 yaş şartını ihlal ettiğinden ortakların hiçbiri istisnadan faydalanamayacaktır.

b) İşletmenin devralınması.

1) Bir işletmenin veya mesleki faaliyetin devralınması halinde, istisnadan yararlanılabilmesi için işletmenin ya da mesleki faaliyetin devralındığı kişinin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından olmaması gerekmektedir.

Örnek 2: Bay (D), 20/2/2016 tarihinde babasına ait oto yıkama işletmesini devralmak suretiyle ticari faaliyete başlamıştır. Bay (D)’nin, işi devraldığı babasının 1. derece kan hısımı olması nedeniyle, istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.

2) Ölüm dolayısıyla eş ve çocuklar tarafından işletmenin veya mesleki faaliyetin devralınması halinde, devralan eş veya çocuklar istisnaya ilişkin şartların tamamını taşımaları kaydıyla, ölen mükellefin istisnadan faydalanıp faydalanmadığına bakılmaksızın devralan eş veya çocuklar istisnadan üç vergilendirme dönemi boyunca yararlanır.

Örnek 3: 4/4/2016 tarihinde kırtasiye işletmeciliği faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bay (C), söz konusu istisnadan bir yıl yararlandıktan sonra 3/2/2017 tarihinde vefat etmiştir. İşletmeyi devralan eş istisnaya ilişkin diğer şartları taşımaktadır.

Buna göre, 2017 yılına ilişkin istisna tutarından; Bay (C) adına mirasçılar tarafından 1/1/2017 – 3/2/2017 kıst dönemi için verilen yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan kazanç dolayısıyla tam olarak yararlanılacaktır. Ayrıca, işletmeyi devralan eş de 4/2/2017-31/12/2017 döneminden itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca (2017, 2018, 2019 yıllarında) istisnadan tam olarak yararlanacaktır.

Örnek 4: 3/5/2003 tarihinden itibaren büfe işletmeciliği faaliyetinde bulunan Bay (S), 28/7/2016 tarihinde vefat etmiş olup faaliyeti Bay (S)’nin 20 yaşındaki oğlu (R) devralmıştır. Büfe işletmeciliğini devralan Bay (R) istisnaya ilişkin diğer şartları da taşımaktadır. Buna göre, Bay (R) 2016, 2017 ve 2018 yıllarında söz konusu istisnadan tam olarak yararlanacaktır.

c) Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

1) Mükelleflerin mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olmaları durumunda istisnadan yararlanmaları söz konusu olmaz.

2) Buna göre, mevcut işletmeye veya ortaklığa sonradan ortak olunması durumunda, diğer tüm şartları taşısalar dahi, ortakların hiçbiri bu istisnadan yararlanamaz.

İstisna uygulaması

MADDE 4 – (1) İstisnadan, 6663 sayılı Kanunun Resmî Gazete’de yayımlandığı 10/2/2016 tarihinden itibaren ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunanlardan Kanunda öngörülen şartları taşıyanlar yararlanır. Dolayısıyla bu tarihten önce işe başlayan mükelleflerin söz konusu istisnadan yararlanmalarına imkân bulunmamaktadır.

(2) İstisna şartlarını sağlayan mükelleflerce daha sonra herhangi bir nedenle faaliyetin terk edilmesi durumunda, terk tarihine kadar elde edilen kazançlar dolayısıyla istisnadan yararlanılır. Faaliyet terk edildikten sonra istisna kapsamındaki söz konusu faaliyetlere tekrar başlanılması halinde ise adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş sayılacağından bu istisnadan yararlanılamaz.

Örnek 5: Bayan (F), 21/5/2016 tarihinde mimarlık faaliyetine başlamış olup istisna şartlarının tamamını taşımaktadır. Bayan (F), bu faaliyetini 3/3/2017 tarihinde terk etmiş, 2/2/2018 tarihinde anılan faaliyetine yeniden başlamıştır.

Buna göre; Bayan (F), 2016 ve 2017 yıllarında elde ettiği kazancı dolayısıyla istisnadan yararlanacak ancak, 2/2/2018 tarihinde yeniden işe başladığı faaliyeti için ilk defa işe başlama şartını ihlal etmesi nedeniyle, 2018 ve izleyen yıllar için söz konusu istisnadan yararlanamayacaktır.

Örnek 6: Bay (G), 18/4/2016 tarihinde harita mühendisliği faaliyetine başlamış olup istisna şartlarının tamamını taşımaktadır. Bay (G) ayrıca, 4/8/2017 tarihinde market işletmeciliği, 6/9/2018 tarihinde danışmanlık faaliyetlerine başlamıştır.

Buna göre, Bay (G) 2016, 2017 ve 2018 yıllarında elde ettiği kazancı dolayısıyla istisnadan tam olarak yararlanacaktır. Ancak, yeni bir faaliyete başlanılması istisna süresini uzatmayacağından, Bay (G) 2017 yılında başladığı market işletmeciliği faaliyeti için 2019 yılında, 2018 yılında başladığı danışmanlık faaliyeti için ise 2019 ve 2020 yıllarında istisnadan yararlanamayacaktır.

(3) İstisnadan yararlananların, yararlanma süresi içerisinde faaliyetlerini ticari, zirai ya da mesleki faaliyet olarak değiştirmesi veya faaliyet konusunda değişiklik yapmaları durumlarında, istisnadan kalan süre kadar yararlanmaları mümkündür.

Yararlanılacak istisna tutarı

MADDE 5 – (1) İstisna, her vergilendirme döneminde yıllık 75.000 Türk lirası olarak uygulanacak olup bir vergilendirme döneminde istisna tutarının altında kazanç elde edilmesi durumunda ise istisnadan yararlanılmayan tutar ertesi yıla devredilmez.

Örnek 7: 1/10/2016 tarihinde kuaförlük faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bayan (B)’nin, 1/10/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği ticari kazancı 45.000 Türk lirasıdır. Bayan (B)’nin, 2016 yılında yararlanabileceği istisna tutarı 45.000 Türk lirası olup kalan tutar olan 30.000 Türk lirası ertesi yıla devredilemeyecektir.

(2) Takvim yılı içerisinde işe başlanılması veya işin terk edilmesi durumlarında; işe başlama tarihinden yıl sonuna kadar olan kıst dönem bir vergilendirme dönemi, takvim yılı başından işin terk edildiği tarihe kadar olan kıst dönem ise bir vergilendirme dönemi sayılacak olup bu dönemler için istisnadan tam olarak yararlanılır.

Örnek 8: 1/3/2016 tarihinde avukatlık faaliyetine başlayan ve istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bayan (C)’nin 1/3/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 50.000 Türk lirasıdır. Bayan (C)’nin elde ettiği serbest meslek kazancının 50.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanılacak olup kalan 25.000 Türk liralık tutar ertesi yıla devredilemeyecektir.

Bayan (C), faaliyetini 31/10/2017 tarihinde terk etmiştir. Bayan (C)’nin 1/1/2017- 31/10/2017 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 80.000 Türk lirasıdır. Mükellef söz konusu kazancın 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanacak olup kalan tutar olan 5.000 Türk liralık kazancı ise gelir vergisine tabi olacaktır.

(3) İstisna, ticari, zirai veya mesleki faaliyetten dolayı kazanç elde eden ve şartları sağlayan gerçek kişilere uygulandığından, istisna şartlarını taşıyan mükelleflerin bir vergilendirme döneminde anılan faaliyetlerden bir veya birkaçından kazanç elde etmeleri durumunda söz konusu istisna beyan edilen bu gelirlerin toplamına uygulanır.

Örnek 9: İstisnanın tüm şartlarını taşıyan Bay (E), 20/2/2016 tarihi itibarıyla mimarlık, 1/7/2016 tarihi itibarıyla da inşaat faaliyetine başlamıştır. Bay (E)’nin 2016 takvim yılında inşaat faaliyetinden elde ettiği ticari kazancı 50.000 Türk lirası, mimarlık faaliyeti dolayısıyla elde ettiği serbest meslek kazancı ise 40.000 Türk lirasıdır.

Bay (E), elde ettiği toplam 90.000 Türk lirası kazancının 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanabilecek olup kalan tutar olan 15.000 Türk liralık kazanç ise gelir vergisine tabi olacaktır.

(4) İstisna, her durumda ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefiyetinin tesis olunduğu dönemden başlamak üzere üç vergilendirme dönemi ile sınırlı olup önceki faaliyete devam edilirken yeni bir faaliyete başlanılması istisna süresini uzatmaz.

Diğer hususlar

MADDE 6 – (1) Bu istisnanın, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunanlar tarafından, istisnadan yararlananlara tevkifat kapsamında ödeme yapılması durumunda, gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

(2) Diğer taraftan, anılan Kanunun mükerrer 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “istisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir.” hükmü gereği, istisnaya konu kazancın elde edilmesi sırasında tevkif edilen vergilerin tamamı beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilir.

Örnek 10: 1/4/2016 tarihinde faaliyete başlayan serbest meslek erbabı Bay (M), istisnadan yararlanma şartlarının tamamını taşımakta olup bu kişinin 1/4/2016-31/12/2016 tarihleri arasında elde ettiği serbest meslek kazancı 120.000 Türk lirasıdır. Ayrıca, ilgili dönemde Bay (M)’ye söz konusu faaliyet dolayısıyla yapılan ödemeler üzerinden 24.000 Türk lirası gelir vergisi kesintisi yapılmıştır.

Bay (M), elde ettiği serbest meslek kazancının 75.000 Türk liralık kısmı için istisnadan yararlanacak olup kalan 45.000 Türk liralık kazanç tutarını ise yıllık beyanname ile beyan edecektir. Bay (M) tarafından verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen 45.000 Türk lirası üzerinden hesaplanacak olan gelir vergisinden, yıl içinde tevkif yoluyla ödenen 24.000 Türk lirası tutarındaki verginin mahsubu mümkündür. Mahsup edilecek tutarın beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisinden fazla olması nedeniyle mahsup yoluyla giderilemeyen tevkifat tutarı genel hükümler çerçevesinde red ve iade olunacaktır.

(3) Mükellefler tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesinin gelir bildirimi tablolarına istisna düşüldükten sonra kalan tutar yazılır.

(4) İstisnadan yararlanan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının (basit usulde vergilendirilenler, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında kazanç elde edenler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar hariç) geçici verginin hesabında da söz konusu istisnayı dikkate alacakları tabiidir.

(5) Kazanç istisnasından yararlanan mükellefler beyana tabi başka bir gelirlerinin olması durumunda da ticari, zirai ve mesleki kazançları dolayısıyla istisnadan yararlanabilirler.

Örnek 11: Bayan (F), istisna kapsamında 2016 yılında 60.000 Türk lirası serbest meslek kazancı ile 20.000 Türk lirası kira geliri elde etmiştir. Bayan (F), bu gelirleri nedeniyle verdiği yıllık gelir vergisi beyannamesinde sadece serbest meslek kazancına isabet eden 60.000 Türk liralık geliri için istisnadan yararlanabilecek olup 20.000 Türk liralık kira geliri nedeniyle istisnadan yararlanması söz konusu olmayacaktır.

İKİNCİ BÖLÜM

Basit Usule Tabi Mükelleflere Uygulanacak Kazanç İndirimi

Yasal düzenleme

MADDE 7 – (1) 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına 29/1/2016 tarihli ve 6663 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle aşağıdaki (15) numaralı bent eklenmiştir.

“15. Basit usulde tespit edilen ticari kazançların yıllık 8.000 Türk lirasına kadar olan kısmı (Bu Kanunun mükerrer 20 nci maddesinde yer alan kazanç istisnasından faydalananlar bu bent hükmünden yararlanamaz. Bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.).”

İndirimden faydalanacaklar

MADDE 8 – (1) 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (15) numaralı bent hükmü uyarınca, ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin beyan ettikleri ticari kazançlarına herhangi bir süre ile sınırlı olmaksızın 8.000 Türk liralık indirim uygulanır.

(2) İndirim, 1/1/2016 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanır. Dolayısıyla, indirim 2016 yılına ait kazançlara ilişkin olarak 2017 yılında verilecek beyannamede dikkate alınır.

(3) Söz konusu indirim, basit usule tabi mükelleflerin sadece ticari kazançlarına uygulanacak olup beyana tabi diğer gelir unsurlarının da bulunması halinde bu gelirlere indirim uygulanmaz. Ayrıca, vergilendirme döneminde kazanç elde edilmemesi veya 8.000 Türk lirasının altında kazanç elde edilmesi nedeniyle yararlanılamayan indirim tutarı ertesi yıllara devredilmez.

(4) Ticari kazancı basit usulde vergilendirilen mükellefler genç girişimcilere ilişkin kazanç istisnası ile 8.000 Türk liralık indirimden birlikte yararlanamazlar.

(5) Ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerden genç girişimcilere ilişkin kazanç istisnası ile 8.000 Türk liralık indirime ilişkin şartları birlikte taşıyanlar, söz konusu istisna veya indirimin hangisinden faydalanacaklarını kendileri belirler.

(6) Basit usule tabi mükelleflerin herhangi bir nedenle takvim yılı içerisinde gerçek usule geçmeleri durumunda, 8.000 Türk liralık indirimden yararlanmaları mümkün değildir. Ayrıca, gerçek usule geçen mükellefler genç girişimci istisnasına ait diğer şartları taşısalar dahi ilk defa mükellefiyet tesis edilme şartı ihlal edilmiş olduğundan, söz konusu istisnadan da yararlanamazlar.

(7) İndirim tutarı, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin (Beyana Tabi Geliri Sadece Basit Usulde Tespit Edilen Ticari Kazançlardan İbaret Olanlar İçin) “Gelir Bildirimi” bölümünün ilgili satırında gösterilir. Öte yandan, söz konusu indirim tutarı basit usulde tespit edilen ticari kazancın yanında beyana tabi başka bir gelir unsurunun bulunması halinde “Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin Eki”nde yer alan “Basit Usulde Ticari Kazançlara İlişkin Bildirim” bölümünün ilgili satırında gösterilir.

Yürürlük

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğin;

a) Genç girişimcilerde kazanç istisnasına ilişkin hükümleri 10/2/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere,

b) Basit usule tabi mükelleflere uygulanacak kazanç indirimine ilişkin hükümleri 1/1/2016 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere,

yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/genc-girisimci-istisnasi-kapsaminda-75-000-tllik-istisnadan-uc-vergilendirme-donemi-icin-ayri-ayri-yararlanilabilir/feed/ 0
Aktife kayıtlı binek otoya birden fazla yeniden değerleme yapabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/aktife-kayitli-binek-otoya-birden-fazla-yeniden-degerleme-yapabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/aktife-kayitli-binek-otoya-birden-fazla-yeniden-degerleme-yapabilir-miyiz/#respond Sun, 09 Oct 2022 23:11:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132812 2021 ağustos dönemine bir binek otoya geçici 31. madde ile yeniden değerleme yapılmıştır. Aynı binek otomobile 2022 eylül döneminde yeniden değerleme yapabilir miyiz? yeniden değerleme oranı kaç olmalıdır.

Yeniden değerleme yapabilirsiniz. 2022/3. dönem YD oranı % 92,93 dür. Uygulama ve örnekler için 537 sayılı VUK genel tebliğini inceleyiniz.


537 sayılı VUK genel tebliği için tıklayın…


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/aktife-kayitli-binek-otoya-birden-fazla-yeniden-degerleme-yapabilir-miyiz/feed/ 0
SMMM değişikliğinde önceki mali müşavir kendi dönemine ait beyanname ve bildirimleri hangi tarihe kadar verebilir? https://www.muhasebenews.com/smmm-degisikliginde-onceki-mali-musavir-kendi-donemine-ait-beyanname-ve-bildirimleri-hangi-tarihe-kadar-verebilir/ https://www.muhasebenews.com/smmm-degisikliginde-onceki-mali-musavir-kendi-donemine-ait-beyanname-ve-bildirimleri-hangi-tarihe-kadar-verebilir/#respond Fri, 16 Sep 2022 04:59:40 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=131701 TÜRMOB

FESİH, VEFAT, İŞİ TERK VE DİSİPLİN CEZASI ALMA DURUMLARINDA BEYANNAME VE BİLDİRİMLERİN HANGİ MESLEK MENSUBU TARAFINDAN GÖNDERİLECEĞİ HAKKINDA DUYURU

27.04.2022


 Meslek odalarımıza ve Birliğimize; mükellefle meslek mensubu arasındaki hizmet sözleşmeleri ile aracılık ve sorumluluk sözleşmelerinin feshi ile mükellef veya meslek mensubunun vefatı, işi terk halinde veya meslek mensubunun beyanname vermesini engelleyecek disiplin cezalarının tatbiki halinde, beyanname ve bildirimlerin hangi meslek mensubu tarafından verileceğine ilişkin hususlar zaman zaman iletilmektedir.

Aşağıda ana başlıklar itibariyle belirtilen çeşitli sebeplerle hizmet sözleşmeleri ile aracılık ve sorumluluk sözleşmelerinin sona ermesi, iptal edilmesi ve yeni meslek mensuplarının söz konusu mükelleflerle hizmet sözleşmesi yapması hallerinde; henüz verilmemiş olan vergi beyan ve bildirimler ile verilecek düzeltme beyan ve bildirimlerin, hangi meslek mensubu tarafından verileceğinin açıklığa kavuşturulması ve beyan ve bildirim yükümlülüklerinin sürelerinde yerine gönderilebilmesi amacıyla, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın ilgili birimleri ile yapılançalışmalar da dikkate alınarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

A- HİZMET SÖZLEŞMESİNİN YIL SONU İTİBARİYLE SONA ERMESİ VE YENİ HESAP DÖNEMİNDE BAŞKA BİR MESLEK MENSUBU İLE SÖZLEŞME İMZALANMIŞ OLMASI HALİ:

Mükellef ile meslek mensubu arasında yapılan hizmet sözleşmesinin 31 Aralık tarihi (veya hesap döneminin sonu) itibariyle sona ermesi ve mükellefin 01 Ocak tarihi (veya yeni hesap döneminin başı) itibariyle, başka bir meslek mensubu ile hizmet sözleşmesi düzenlemesi halinde (özel hesap dönemine tabi mükellefler için sözleşme süresinin sona ermesi ve takip eden hesap dönemi için başka bir meslek mensubu ile hizmet sözleşmesi düzenlenmesi halinde), süresi sona eren hizmet sözleşmesi dönemine ait henüz verilmemiş olan tümbeyanname ve bildirimlerin 3568 sayılı Kanunun 2/A-a maddesine göre hizmeti bir bütün olarak fiilen veren önceki meslek mensubu tarafından imzalanarak gönderilmesi (veya elektronik beyanname olarak onaylanıp gönderilmesi) gerekmektedir. Hizmet sözleşmesinin mükellef tarafından sona erdirilmesi durumunda ise, önceki meslek mensubunun henüz verilmemiş olan beyannameleri vermesine yönelik olarak internet vergi dairesi ekranından gerekli iznin verilmiş olması gerekmektedir.

Ancak önceki meslek mensubu ile mükellef arasında ortaya çıkan ihtilaflar ya da önceki meslek mensubunun mücbir sebep vb. diğer halleri nedeniyle, önceki meslek mensubu tarafından henüzverilmemiş/verilememiş olan; beyannameler ile verilmiş olan beyannamelere ilişkin düzeltme beyannamelerinin, mükellef ile beyannamelerin verilmesi gereken tarihte hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından da verilmesi mümkün bulunmakta olup bu durumda yeni meslek mensubu tarafından verilen beyannamelere ilişkin yeni meslek mensubunun sorumluluğunun bulunacağı tabiidir.

B- HİZMET SÖZLEŞMESİNİN YIL İÇİNDE SONA ERMESİ VE BU TARİHTEN İTİBAREN YENİ BİR MESLEK MENSUBU İLE SÖZLEŞME İMZALANMIŞ OLMASI HALİ:

 Mükellef ile meslek mensubu arasında yapılan hizmet sözleşmesinin takvim yılı içerisinde (özel hesap dönemine tabi mükellefler için özel hesap dönemi içerisinde) sona ermesi (mükellef veya meslek mensubuntarafından söz konusu hizmet ve aracılık ve sorumluluk sözleşmelerinin ilgili sistemlerden iptal edilmesi) üzerine, başka bir meslek mensubuyla hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi düzenlenmesi ve mükellefçe sona erdirilme durumunda geçmişdönemlere ait beyannamelerin önceki meslek mensubunca verilmesine izinverilmiş olması halinde, hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihe kadarki aylık, üç aylık beyan ve bildirimlerin (hizmet sözleşmesinin sona erme tarihinin rastladığı ayı içeren ay ve dönemler hariç) bu dönemlere ilişkin hizmeti 3568sayılı Kanunun 2/A-a maddesine göre geçmiş dönemlerde bir bütün olarak fiilen veren önceki meslek mensubutarafından imzalanarak gönderilmesi gerekmektedir.  Ancak önceki meslek mensubu ile mükellef arasında ortaya çıkan ihtilaflar ya da önceki meslek mensubunun mücbir sebep vb. diğer halleri nedeniyle, henüzverilmemiş/verilememiş olan; beyannameler ile verilmiş olan beyannamelere ilişkin düzeltme beyannamelerinin, mükellef ile beyannamelerin verilmesi gereken tarihte hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından da verilmesi mümkün bulunmakta olup bu durumda yeni meslek mensubu tarafından verilen beyannamelere ilişkin yeni meslek mensubunun sorumluluğunun bulunacağı tabiidir.

Mükellef ile yıl/dönem içinde hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi imzalayan yeni meslek mensubu; sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren (imza tarihini içeren ay ve dönemler dahil) verilecek aylık, üç aylık beyan ve bildirimler ile ilgili hesap dönemine ilişkin yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini (mükellefçe sona erdirilme durumunda geçmiş dönemlere ait beyannamelerin verilmesine eski meslek mensubuna izin verilmemiş olması halinde henüz verilmemiş önceki dönemlere ilişkin beyan, bildirimler ile düzeltmeler dahil) imzalayarak gönderilmesi (veya elektronik beyanname-bildirim olarak onaylanıp gönderilmesi) gerekmektedir.

Önceki meslek mensubunun, yeni meslek mensubu ile sözleşmenin imzalandığı tarihi içeren ay ve sonraki aylara ilişkin aylık, üç aylık beyanname ve bildirimleri ile yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini vermesi mümkün bulunmamaktadır.

C- MESLEK MENSUBUNUN VEFAT ETMESİ, MESLEKİ FAALİYETİNİ TERK ETMESİ YA DA MESLEKİ FAALİYETTEN ALIKOYMA / ÇIKARMA CEZASI ALMASI HALİ:

 Mükellef ile meslek mensubu arasında yapılan hizmet sözleşmesi devam ederken ya da sona erdikten sonra meslek mensubunun vefat etmesi, mesleki faaliyetini terk etmesi, geçici olarak mesleki faaliyetten alıkonulması veya meslekten çıkarma cezası alması durumunda; söz konusu durumların (vefat, terk, alıkonulma, çıkarma) oluştuğu tarihten itibaren meslek mensubunun hukuki olarak faaliyetini meslek mensubu olarak sürdürmesi mümkün olamayacağından, henüz verilmemiş olan aylık, üç aylık beyanname ve bildirimler ile yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin ve daha öncesinde verilmiş olan beyanname ve bildirimlere ilişkin düzeltme beyanname ve bildirimlerinin, mükellefle hizmet sözleşmesi ile aracılık ve sorumluluk sözleşmesi imzalayan yeni meslek mensubu tarafından imzalanarak gönderilmesi (veya elektronik beyanname-bildirim olarak onaylanıp gönderilmesi) gerekmektedir.

Ç-MÜKELLEFİN FAALİYETİNİ TERK ETMESİ VEYA VEFAT ETMESİ HALİ:

 Mükellef ile meslek mensubu arasında yapılan hizmet sözleşmesi devam ederken, mükellefin faaliyetini terk etmesi veya vefat etmesi halinde, mükellefler ile meslek mensupları arasında düzenlenen sözleşmeler mükelleflerin vefat veya mesleki faaliyetini terk tarihi itibariyle sona ermiş olacağından, vefat eden veya mesleki faaliyetini terk eden mükelleflerin beyanname ve bildirimleri (düzeltmeler dahil) anılan mükelleflerle daha önce sözleşmesi bulunan meslek mensubu ya da vefat halinde kanuni mirasçıları ile sözleşmesi bulunan meslek mensubu tarafından imzalanarak gönderilmesi (veya elektronik beyanname-bildirim olarak onaylanıp gönderilmesi) gerekmektedir.

D- HİZMET SÖZLEŞMESİ SONA EREN DÖNEMLERE İLİŞKİN DAHA SONRADAN VERİLECEK DÜZELTME BEYANNAMELERİNİN DURUMU:

 Mükellef ile meslek mensubu arasında yapılan ve süresi sona eren hizmet sözleşmesinin geçerli olduğu vergilendirme dönemlerine ilişkin;

Aylık vergilendirme dönemlerine ait beyannameler (KDV, MuhtasarPHB,Gekap) ile Üç aylık dönemlere ait beyannamelere (Geçici Vergi) ilişkin düzeltme beyannameleri;

Önceki meslek mensubu tarafından verilebilen son beyannamenin (ay içinde gerçekleştirilen sonlandırmalarda; hizmet sözleşmesinin sonlandırıldığı tarihin içinde bulunduğu ay veya üç aylık dönemden öncekison ay veya üç aylık dönem) verilme süresi içinde, önceki meslek mensubu tarafından verilmesi gerekmektedir.Ancak önceki meslek mensubu ile mükellef arasında ortaya çıkan ihtilaflar ya da önceki meslek mensubunun mücbir sebep vb. diğer halleri nedeniyle, önceki meslek mensubu tarafından henüz verilmemiş/verilememiş olandüzeltme beyannamelerinin verileceği tarihte, mükellef ile hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesibulunan yeni meslek mensubu tarafından da verilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda yeni meslek mensubu tarafından verilen düzeltme beyannamelerine ilişkin yeni meslek mensubunun sorumluluğunun bulunacağı tabiidir.

Önceki meslek mensubu tarafından verilebilen son beyannamenin verilme süresi geçtikten sonra, verilecek düzeltme beyannamelerinin ise mükellef ile hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından verilmesi gerekmektedir.

Örnek-1: 31.12.2021 tarihinde süresi sona eren hizmet sözleşmesi bulunan önceki meslek mensubumükellefin Ocak ila Aralık ayları arasındaki KDV, Muhtasar beyannamelerini ve bunlara ilişkin düzeltme beyannamelerini son beyannamenin (Aralık) verilmesi gereken tarih olan 26.01.2022 tarihine kadar, Gekapbeyannamelerini ve buna ilişkin düzeltme beyannamelerini Aralık dönemi beyannamesinin verilmesi gereken tarih olan 31.01.2022 tarihine kadar, geçici vergi beyannamelerini ve buna ilişkin düzeltme beyannamelerini IV.Dönem beyannamesinin verilmesi gereken tarih olan 17 Şubat 2022 tarihine kadar vermesi gerekir. Bununla birlikte, bu beyannamelerin önceki meslek mensubu ile mükellef arasında ortaya çıkan ihtilaflar ya da önceki meslek mensubunun mücbir sebep vb. diğer halleri nedeniyle, önceki meslek mensubu tarafından verilmemiş/verilememişolması durumunda belirtilen bu sürelerde mükellef ile hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından da verilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda yeni meslek mensubu tarafından verilen bu düzeltme beyannamelerine ilişkin yeni meslek mensubunun sorumluluğunun bulunacağı tabiidir.

Önceki meslek mensubunun aylık veya üç aylık beyannamelerini gönderebilme süresi sistemsel açıdan, verilebilen son beyannamenin verilmesi gereken yasal sürenin sonuna kadar tanımlanmış durumda olup, bu tarihlerden sonra önceki meslek mensubunun aylık, 3 aylık beyanname veya bu beyannamelere ilişkin düzeltmebeyannamesini göndermesi mümkün olmayıp, sadece mükellef ile hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından verilmesi gerekmektedir.

Örnek-2: 15.08.2021 süresi sona eren hizmet sözleşmesi bulunan önceki meslek mensubu mükellefin Ocak ila Temmuz ayları arasındaki KDV, Muhtasar beyannamelerini ve bunlara ilişkin düzeltme beyannamelerini son beyannamenin (Temmuz 2021) verilmesi gereken tarih olan 26.08.2021 tarihine kadar, Gekap beyannamelerini ve buna ilişkin düzeltme beyannamelerini Temmuz dönemi beyannamesinin verilmesi gereken tarih olan 31.08.2021 tarihine kadar, geçici vergi beyannamelerini ve buna ilişkin düzeltme beyannamelerini II.Dönem beyannamesinin verilmesi gereken tarih olan 17 Ağustos 2021 tarihine kadar vermesi gerekir. Bununla birlikte, bu beyannamelerin önceki meslek mensubu ile mükellef arasında ortaya çıkan ihtilaflar ya da önceki meslek mensubunun mücbir sebep vb. diğer halleri nedeniyle, önceki meslek mensubu tarafından verilmemiş/verilememiş olması durumundabelirtilen bu sürelerde mükellef ile hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından da verilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda yeni meslek mensubu tarafından verilen budüzeltme beyannamelerine ilişkin yeni meslek mensubunun sorumluluğunun bulunacağı tabiidir.

Önceki meslek mensubunun aylık veya üç aylık beyannamelerini gönderebilme süresi sistemsel açıdan, verilebilen son beyannamenin verilmesi gereken yasal sürenin sonuna kadar tanımlanmış durumda olup, bu tarihlerden sonra önceki meslek mensubunun aylık, 3 aylık beyanname veya bu beyannamelere ilişkin düzeltmebeyannamesini göndermesi mümkün olmayıp, sadece mükellef ile hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından verilmesi gerekmektedir.

Yıllık Gelir veya Kurumlar vergisi beyannamelerinin ve bu beyannamelere ilişkin düzeltme beyannamelerin;

– İlgili hesap döneminin sonuna kadar yürürlükte olan hizmet sözleşmesi bulunan önceki meslek mensubu tarafından (*)(**) beyanname verilme süresinin son günü takip eden ayın sonuna kadar (***),

(*) Bununla birlikte, bu beyannamelerin önceki meslek mensubu ile mükellef arasında ortaya çıkan ihtilaflar ya da önceki meslek mensubunun mücbir sebep vb. diğer halleri nedeniyle, önceki meslek mensubu tarafından verilmemiş/verilememiş olması durumunda belirtilen bu sürelerde mükellef ile hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından daverilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda yeni meslek mensubu tarafından verilen bu düzeltme beyannamelerine ilişkin yeni meslek mensubunun sorumluluğunun bulunacağı tabiidir.

(**) Bu beyannamelerin verilme süresinin son gününü takip eden ayın sonundan sonra verilecek yıllıkgelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin ve bu beyannamelere ilişkin bu tarihten sonra verilecek düzeltme beyanname ve bildirimlerinin sadece mükellef ile geçerli hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan yeni meslek mensubu tarafından imzalanarak gönderilmesi (veya elektronik beyanname olarak onaylanıp gönderilmesi) gerekmektedir.

(***) Önceki meslek mensubunun yıllık beyanname gönderebilme süresi sistemsel açıdan, yıllık beyannamenin verilmesi gereken yasal sürenin son gününü izleyen ayın sonuna kadar tanımlanmışdurumda olup, bu tarihten sonra önceki meslek mensubunun yıllık beyanname veya düzeltmebeyannamesini göndermesi mümkün bulunmamaktadır.

– Yıl içinde yeni meslek mensubu ile hizmet sözleşmesi ile aracılık ve sorumluluk sözleşmesi imzalanmış olması halinde ise sadece yeni meslek mensubu tarafından ve sözleşmelerin geçerli olduğu süre içinde, gönderilmesi (veya elektronik beyanname olarak onaylanıp gönderilmesi) gerekmektedir.

Örnek-3: Meslek mensubu ile mükellef arasındaki hizmet sözleşmesinin 31.12.2021 sona erdiği ve 1.1.2022 tarihinden itibaren mükellef ile yeni bir meslek mensubunun hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluk sözleşmesiimzalamış olduğu durumda; 2021 yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesi ve bu beyannameye ilişkin düzeltme beyannamesinin 30 Nisan 2022 tarihine, yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ve bu beyannameye ilişkin düzeltmebeyannamesinin 30 Mayıs 2022 tarihine kadar, önceki meslek mensubu tarafından verilmesi gerekmektedir. Ancak bu beyannamelerin önceki meslek mensubu ile mükellef arasında ortaya çıkan ihtilaflar ya da önceki meslek mensubunun mücbir sebep vb. diğer halleri nedeniyle, önceki meslek mensubu tarafından verilmemiş/verilememiş olması durumunda yeni meslek mensubu tarafından da verilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda yeni meslekmensubu tarafından verilen bu düzeltme beyannamelerine ilişkin yeni meslek mensubunun sorumluluğunun bulunacağı tabiidir.

Belirtilen bu tarihlerden sonra ise yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin sadece yeni meslek mensubu tarafından verilmesi gerekmektedir.

Örnek-4: Meslek mensubu ile mükellef arasındaki hizmet sözleşmesinin 15.08.2021 sona erdiği ve16.08.2021 tarihinden itibaren mükellef ile yeni bir meslek mensubunun hizmet sözleşmesi ve aracılık ve sorumluluksözleşmesi imzalamış olduğu durumda; 2021 yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesi ve bu beyannameye ilişkin düzeltme beyannamesinin yeni meslek mensubu tarafından verilmesi gerekmekte olup, bu beyannamelerin önceki meslek mensubu tarafından verilmesi mümkün bulunmamaktadır.

(Not: Yasal sürelerin sonrasında beyanname ve düzeltmelerin verilmesi durumuna ilişkin uygulanabilecek cezai işlemler ayrıca dikkate alınmalıdır. Örnek ve açıklamalarda belirtilen tarihler, sistemsel açıdan eski meslek mensubunun beyannameyi GİB sistemlerine iletebilmesi için belirlenen tarihlerdir.)


Kaynak: TÜRMOB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmm-degisikliginde-onceki-mali-musavir-kendi-donemine-ait-beyanname-ve-bildirimleri-hangi-tarihe-kadar-verebilir/feed/ 0
Tasfiye beyannamesinin verilme zamanlarına ilişkin açıklamalar https://www.muhasebenews.com/tasfiye-beyannamesinin-verilme-zamanlarina-iliskin-aciklamalar/ https://www.muhasebenews.com/tasfiye-beyannamesinin-verilme-zamanlarina-iliskin-aciklamalar/#respond Tue, 13 Sep 2022 07:16:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=131516 22.12.2021 tarihli tasfiyeye giriş kararı 28.12.2021 tarihinde tescil edilen LTD nin, 01.01.2022-28.12.2022 dönemine ilişkin tesfiye giriş beyanı 03.04.2022 de, tasfiye bitiş(Terkin) tescili ise 04.08.2022 de yapılmıştır, tasfiye sonu beyanı hangi dönem(ler) için ve ne zaman verilmelidir?

Tasfiye sonu beyananmesi (01/01/2022-04/08/2022 ) 04/09/2022 Tarihine kadar verilecektir.


17. Tasfiye

17.1. Tasfiye dönemi

Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır.

Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer.

Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği tarihte başlayacak ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edecektir.

Örnek 1:

Tasfiyenin aynı yıl içinde sonuçlanması hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  18/1/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  12/12/2006

Tasfiye dönemi :  18/1/2006-12/12/2006

Örnek 2:

Tasfiyenin bir yıldan fazla devam etmesi hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  15/4/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  4/6/2008

I.Tasfiye dönemi :  15/4/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi:  1/1/2007-31/12/2007

III. Tasfiye dönemi:  1/1/2008-4/6/2008

17.1.1. Tasfiyenin zararla kapanması halinde düzeltme

Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve önceki dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe iade edilir. Nihai tasfiye sonucunda matrah beyan edilmesi halinde önceki tasfiye dönemlerinin düzeltilmesi söz konusu olmaz.

Tasfiye işlemleri sürerken vergi oranında meydana gelecek değişmeler söz konusu düzeltme işleminin yapılmasını gerektirmeyecektir. Düzeltme işlemleri ancak son tasfiye döneminin zararla sonuçlanması halinde yapılacaktır.

Örnek 3:

3/6/2006 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiye 15/4/2009 tarihinde tamamlanmıştır. Bu kurumda 3/6/2006 – 31/12/2006 tarihleri arasındaki dönem birinci tasfiye dönemini, 2007 ve 2008 yılları ikinci ve üçüncü tasfiye dönemlerini, 1/1/2009 – 15/4/2009 tarihleri arasındaki dönem dördüncü ve son tasfiye dönemini oluşturacaktır.

Kurum;

I.Tasfiye döneminde 20.000 TL Kazanç,

II.Tasfiye döneminde 150.000 TL Kazanç,

III. Tasfiye döneminde 50.000 TL Zarar,

Son tasfiye döneminde ise 25.000 TL Zarar,

bildirmiştir.

Bu beyanlara göre ilk iki dönemde (4.000 + 30.000 =) 34.000 TL kurumlar vergisi ödenmiştir.

Oysa tasfiyenin kesin ve nihai sonucuna göre kâr; [(20.000 + 150.000) – (50.000 + 25.000) =] 95.000.- YTL’dir. Bu matrah üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisi ise 19.000.- YTL olacaktır.

Bu durumda (34.000 – 19.000 =) 15.000.- YTL kuruma iade olunacaktır.

17.1.2. Tasfiyede zamanaşımı

Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği dönemi izleyen yıldan başlar.

Örnek 4:

11/2/2002 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiyenin 4/6/2006 tarihinde sonuçlanmış olması halinde tarh zamanaşımı 1/1/2007 tarihinden itibaren başlar ve 31/12/2011 tarihine kadar 11/2/2002 – 4/6/2006 tarihlerini kapsayan tasfiye dönemleri için tarhiyat yapılabilir.

17.2. Tasfiyeden vazgeçilmesi

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Bu durumda tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı tasfiye döneminin başından itibaren geçerli olacak, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçecektir.

Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri de tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlayacaktır.

Örnek 5:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi : 14/2/2006

Tasfiyeden vazgeçme tarihi : 15/4/2008

I.Tasfiye dönemi :14/2/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi: 1/1/2007-31/12/2007

Normal beyan dönemi: 1/1/2008-31/12/2008

Örnekten de anlaşılacağı üzere, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihin içinde bulunduğu yıl başı itibarıyla normal beyan dönemine geçilmekte ve söz konusu tasfiyeden vazgeçme kararına ilişkin tarihin (15/4/2008) içinde bulunduğu üç aylık geçici vergi döneminin başından (1/4/2008) itibaren geçici vergi yükümlülüğü başlamaktadır.

17.3. Tasfiye beyannameleri

Tasfiye beyannamesi, tasfiyenin aynı takvim yılı içinde başlayıp sonuçlanması halinde, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Tasfiyeye giriş tarihi ile tasfiyenin sonuçlanma tarihinin farklı takvim yıllarında gerçekleşmesi durumunda, her bir tasfiye dönemine ilişkin tasfiye beyannamesi, tasfiye memuru tarafından tasfiye döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.Tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Örnek 6:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi: 4/6/2006

Tasfiyenin sonuçlandığı tarih:15/4/2008

Kıst dönem için beyanname verme süresi (1/1/2006 – 3/6/2006): 1-25/10/2006

I.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (4/6/2006– 31/12/2006):  1-25/4/2007

II.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2007–31/12/2007) :  1-25/4/2008

III. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2008–15/4/2008): 15/5/2008

Bu şekilde verilecek olan beyannamelere, bilanço ve gelir tablosu ile tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralar ve diğer değerlerin ayrıntılı bir listesi de eklenecektir.

17.4. Tasfiye kârı

Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır. Tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.

Tasfiye kârı hesaplanırken;

– Ortaklar veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,

– Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazanç ve iratlar da tasfiye döneminin başındaki servet değerine

eklenecektir.

Bununla birlikte, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecektir.

Ayrıca, tasfiye kârının hesaplanması sırasında, Kanunun indirilecek giderler, zarar mahsubu, diğer indirimler ve kabul edilmeyen indirimlerle ilgili madde hükümleri de dikkate alınacaktır.

Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler, ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir.

17.5. Servet değeri

Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde; izleyen tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilançosunda görülen servet değeridir.

Aşağıda belirtilenler dışında kalan her çeşit karşılıklar ile dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dahildir:

– Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik karşılıkları,

– Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı.

17.6. Tasfiye memurlarının sorumluluğu

Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Yukarıda belirtilen vergiler ile tasfiye işleminin incelenmesi sonucu tarh edilecek vergilerin asılları ve zamları, tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan aranacağı gibi tasfiye sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan ortaklardan da aranabilecektir. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmayacaktır.

Tasfiye memurları, Kanunun 17 nci maddesi gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiye sırasında kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara rücu edebilirler. Ortakların aldığı bu değerlerin vergileri karşılamaya yetmemesi durumunda ise İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun oranlar dahilinde aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacakları tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara da rücu edebileceklerdir.

17.7. Tasfiye işlemlerinin incelenmesi

Tasfiye işlemlerinin incelenmesi talebini içeren dilekçenin vergi dairesine verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanacak, vergi incelemesinin bitmesini takip eden otuz gün içinde de vergi dairesi, söz konusu vergi incelemesinin sonucunu tasfiye memurlarına bildireceklerdir. Buna göre, kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının Kanunun 17 nci maddesine göre varolan sorumlulukları devam edecektir.

Maliye Bakanlığı; mükelleflerin hukuki statülerini, faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmamaya yetkilidir.

(4 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 2. maddesiyle eklenen bölüm)

17.8. Tasfiye edilerek ticaret sicilinde tüzel kişiliği sona eren kurumlar vergisi mükellefleri hakkında yapılacak tarhiyatlar 

15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişik bölüm:RG-25/05/2018-30431) 5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 7103 sayılı Kanunun 74 üncü maddesiyle 27/3/2018 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Yine 7103 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, 27/3/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesine beşinci fıkra eklenmiş olup söz konusu fıkrada, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükellefler hakkında, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan kurumlar vergisi mükellefleriyle ilgili, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak 27/3/2018 tarihinden sonra yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.(*)

(*)15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmeden önceki hali:

(Ek:RG-13/8/2009-27318)

5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesine eklenen dokuzuncu fıkra uyarınca, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacaktır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacaklardır. Tasfiye dönemi için tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tasfiye artığı tutarıyla sınırlı olacaktır.

Anılan hüküm, maddenin yürürlüğe girdiği 3/7/2009 tarihinden itibaren konu ile ilgili olarak yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanacaktır. 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiye-beyannamesinin-verilme-zamanlarina-iliskin-aciklamalar/feed/ 0