Dolayısıyla – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 06 Jun 2024 06:22:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Yurt dışından alınan ürünler için sonradan oluşan iskontoların yevmiye maddesi nasıl olacak? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-urunler-icin-sonradan-olusan-iskontolarin-yevmiye-maddesi-nasil-olacak/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-urunler-icin-sonradan-olusan-iskontolarin-yevmiye-maddesi-nasil-olacak/#respond Thu, 06 Jun 2024 04:52:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=151803 İthalat yapıyoruz ve anlaşmamız gereği aylık yurtdışına ödeme yapıyoruz. Yaptığımız bir ithalatta yurtdışı firması bize iskonto faturası kesti. Dolayısıyla iskonto bedeli kadar eksik ödeme yapacağız. Bu iskonto bedelini hangi hesapta izleyeceğim?

_____________ / _____________

320 (B)

150/153(A)

_____________ / _____________

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-urunler-icin-sonradan-olusan-iskontolarin-yevmiye-maddesi-nasil-olacak/feed/ 0
Yardımcı yönetmenlik faaliyetinden elde edilen kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/yardimci-yonetmenlik-faaliyetinden-elde-edilen-kazanc-dolayisiyla-gelir-vergisi-kanununun-18-inci-maddesinde-yer-alan-istisna-hukmunden-yararlanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yardimci-yonetmenlik-faaliyetinden-elde-edilen-kazanc-dolayisiyla-gelir-vergisi-kanununun-18-inci-maddesinde-yer-alan-istisna-hukmunden-yararlanabilir-mi/#respond Thu, 25 Apr 2024 09:07:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=150775

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-62030549-120[18-2023]-438006

29.03.2024

Konu

:

Yardımcı yönetmenlik faaliyetinden elde edilen kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılıp yararlanılamayacağı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, “…” adlı TV dizisinde ikinci yönetmen (yardımcı yönetmen) olarak görev aldığınız, dizinin asıl yönetmeninin eser sahibi olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğünden almış olduğu kayıt-tescil belgesinin bulunduğu ve Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan gelir vergisi istisnasından yararlandığı belirtilerek yardımcı yönetmen olmanız sebebiyle söz konusu kayıt tescil belgesine sahip olmadığınızdan serbest meslek kazanç istisnasından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun,

-“Serbest meslek kazancının tarifi” başlıklı 65 inci maddesinde; “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.”,

– “Vergi tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

2. Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç);

a) 18’inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden, (2009/14592 sayılı B.K.K. ile % 17)

b) Diğerlerinden, (2009/14592 sayılı B.K.K. ile %20. )

vergi tevkifatı yapılır.

…”

hükümlerine yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

Bu madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.”

hükmü yer almaktadır.

İstisna uygulamasına ilişkin ayrıntılı açıklamalar 311 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmış olup anılan Tebliğin “Serbest Meslek Kazançlarında İstisna Uygulaması ve İstisnanın Sınırı” başlıklı ikinci bölümünün “İstisnanın kapsamı ve istisnadan yararlanma şartları” başlıklı 3 üncü maddesinde “(1) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde serbest meslek kazanç istisnasından yararlanan mükellefler ve istisna kapsamında olan eserler sayılmış olup, söz konusu maddede hangi hasılatın istisna kapsamında olduğu da ayrıca belirtilmiştir. Buna göre;

a) Anılan istisnadan yararlanma hakkı; müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı, mucitler ve bunların kanuni mirasçılarına tanınmıştır. 

b) İstisna kapsamına; şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserler ile ihtira beratları girmektedir. 

c) İstisna uygulanacak hasılat, eserlerin; gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanması veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarının satılması veya bunlar üzerindeki mevcut hakların devir ve temlik edilmesi veya kiralanması karşılığında elde edilen hasılattır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler de istisna kapsamındaki hasılata dahildir. 

(2) 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre bazı eserlerde kayıt ve tescil zorunlu, bazı eserlerde ise ihtiyari tutulmuştur. 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde yer alan serbest meslek kazanç istisnasından yararlanabilmek için maddede belirtilen eserlerden kayıt ve tescili zorunlu olanların kayıt ve tescil ettirilmesi şart olup, diğer eserlerde kayıt ve tescil şartı aranmayacaktır. 

(3) Kültür ve Turizm Bakanlığınca kayıt-tescil edilen eserlerin, aynı zamanda 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde sayılan eserler veya bu eserlere benzerlik gösteren eserlerden olması şart olup, 5846 sayılı Kanuna göre kayıt-tescil edilen tüm eserler istisna kapsamına girmemektedir.” 

açıklamaları yapılmıştır.

Diğer taraftan, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun,

– “Tanımlar” başlıklı 1/B maddesinde, “Bu Kanunda geçen tanımlardan; 

a) Eser: Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini, 

b ) Eser sahibi: Eseri meydana getiren kişiyi, 

…,”,

– “Eser sahibi” başlıklı ikinci bölümünün “1-Genel olarak” başlıklı 8 inci maddesinde, “Bir eserin sahibi, onu meydana getirendir. Bir işlenmenin ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir. Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. Canlandırma tekniğiyle yapılmış sinema eserlerinde, animatör de eserin birlikte sahipleri arasındadır.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 8 inci maddesinde sayılan eser sahipleri arasında “ikinci yönetmen” veya “yardımcı yönetmen” yer almadığından ve söz konusu esere ilişkin kayıt-tescil belgesine sahip olmadığınızdan bu faaliyetinizden elde etmiş olduğunuz kazancınızın Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan vergi istisnasına konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yardimci-yonetmenlik-faaliyetinden-elde-edilen-kazanc-dolayisiyla-gelir-vergisi-kanununun-18-inci-maddesinde-yer-alan-istisna-hukmunden-yararlanabilir-mi/feed/ 0
Emeklilik dolayısıyla işten ayrılan kişi tekrar aynı işyerinde çalışmaya devam ederse yıllık ücretli izin hakkı devam eder mi? https://www.muhasebenews.com/emeklilik-dolayisiyla-isten-ayrilan-kisi-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ederse-yillik-ucretli-izin-hakki-devam-eder-mi/ https://www.muhasebenews.com/emeklilik-dolayisiyla-isten-ayrilan-kisi-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ederse-yillik-ucretli-izin-hakki-devam-eder-mi/#respond Sat, 24 Feb 2024 08:39:40 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149317 Emeklilik dolayısıyla işten ayrılan işçi tekrar aynı işyerinde çalışmaya başlarsa YILLIK İZİN günü olarak kaç gün uygulanması gerekir?

İzin hakkı süreler birleştirilerek devam edecektir.


7. Hukuk Dairesi 2015/4478 E., 2015/6713 K.

İşçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekirKamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.” 


YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2015/4478
Karar No. 2015/6713
Tarihi: 09.04.2015

İlgili Kanun / Madde: 4857 S. İşK. /54,57

YILLIK İZİN ALACAĞI
YILLIK İZİN ALACAĞININ ARALIKLI ÇALIŞMALARDAÖNCEKİ DÖNEMLERİN
ZAMANAŞIMINA UĞRAMAYACAĞI

ÖZETİ 4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı
sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi
zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin
hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya
da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan
sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına
uğramaz..

Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf
vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal
gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik
görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.

2-Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmaksızın ve bildirim öneline uyulmaksızın işverence fesih edildiğini ileri sürerek, emekliliği öncesi dönem için fark kıdem tazminatı ile emekliği sonrası kıdem tazminat ile tüm çalışma dönemi için fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.

Davalı, davacının emekliği öncesi döneme ait tüm hak va alacaklarının ödendiğini ve
02/02/2008 tarihli ibra belgesi ile davacının kendisini ibra ettiğini, davacının emekliliği sonrası çalışma dönemi için de herhangi bir hak ve alacağının olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini
fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacının yıllık izin ücreti alacağının ıslahı ile artırılan kısmının zamanaşımına uğrayıp
uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle  sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır.

Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.

Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak
sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.

4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz.

Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir.

Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.

Her alacak muaccel olduğu tarihte yürürlükte bulunan zamanaşımına tabidir.

Yıllık izin ücreti iş sözleşmesinin feshi ile muaccel olup dönemsel bir nitelik taşımadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulaması yönünden 10 yıllık genel zamanaşımına tabidir. Ancak bu hükmün 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden sonra muaccel hale gelen yıllık izin alacağı yönünden uygulanma olanağı bulunmaktadır.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7’nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 447’nci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı Yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir. Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def’i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlükte olduğu dönemde 319’ncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def’i cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk
oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.

Somut olayda davacı davalı işyerinde emeklilik öncesi ve sonrası olmak üzere iki dönem 
halinde çalışmıştır. 4857 sayılı Kanunun 54/1 maddesinde yıllık ücretli izne hak kazanabilmek için gerekli ücretin hesabında işçilerin aynı işverenin bir veya değişik işyerindeki çalıştıkları süreler birleştirilerek gözönüne alınır düzenlemesi doğrultusunda yıllık ücretli izin alacağının tüm süre birleştirilerek hesaplaması yapıldığında son işten ayrılma tarihi ile ıslah tarihi arasında beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı ve ayrıca davacının iki çalışma dönemi arasında da beş yıllık zamanaşımı süresi geçmediği anlaşıldığından davacının zamanaşımına uğrayan yıllık ücretli izin alacağı bulunmadığı halde ıslah ile artırılan yıllık ücretli izin alacağı isteğinin zamanaşımından reddine karar
verilmesi hatalıdır.

O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar
bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 09/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 


Kaynak: İSMMMO, 7. Hukuk Dairesi 2015/4478 E., 2015/6713 K.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/emeklilik-dolayisiyla-isten-ayrilan-kisi-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ederse-yillik-ucretli-izin-hakki-devam-eder-mi/feed/ 0
Adi ortaklıklarda finansman gider kısıtlaması uygulaması https://www.muhasebenews.com/adi-ortakliklarda-finansman-gider-kisitlamasi-uygulamasi/ https://www.muhasebenews.com/adi-ortakliklarda-finansman-gider-kisitlamasi-uygulamasi/#respond Mon, 13 Nov 2023 17:20:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147455 Adi ortaklıklarda finansman gider kısıtlaması

Adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmayıp, kazançları dolayısıyla gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları söz konusu değildir. Bu nedenle, adi ortaklık bünyesinde yürütülen faaliyetten doğan kâr veya zarar, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilendirilmektedir.

Finansman gider kısıtlaması uygulamasında adi ortaklıklar, adi ortaklığı oluşturan ortaklardan ayrı bir birim olarak değerlendirilecektir. Adi ortaklığın finansman giderleri, adi ortaklığın ortakları tarafından doğrudan kendi finansman giderlerine dahil edilmeyecektir. Ancak, bilançolarında yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aşan adi ortaklıklarda, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’u ortakların hisseleri oranında, verecekleri beyannamelerinde KKEG olarak dikkate alınacaktır.

Örnek: (A) A.Ş. ile (B) Ltd. Şti.’nin eşit hisselerle kurdukları (AB) Adi Ortaklığının 2021 yılı yabancı kaynakları toplamı 500.000 TL, öz kaynakları toplamı 400.000 TL olup bu döneme ilişkin toplam finansman gideri ise 50.000 TL’dir.

(AB) Adi Ortaklığının yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aştığı için aşan kısma münhasır olmak üzere yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderinin %10’luk kısmı ortakların kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir.

Finansman gider kısıtlamasına tabi tutarın hesabı:

Aşan kısım: Yabancı kaynak toplamı – Öz kaynak toplamı

                               : 500.000 TL – 400.000 TL = 100.000 TL

Aşan kısma isabet eden finansman gideri           : Finansman gideri x (Aşan kısım / Toplam yabancı kaynak)

                                                                              : 50.000 TL x (100.000 TL / 500.000 TL)

                                                                              : 50.000 TL x %20

                                                                              : 10.000 TL

Yabancı kaynağın öz kaynak tutarını aşan kısmına isabet eden finansman giderinin %10’luk kısmı olan (10.000 TL x %10=) 1.000 TL, ortakların kurum kazancının tespitinde KKEG olarak dikkate alınacaktır. Buna göre, (A) A.Ş. ile (B) Ltd. Şti. kanunen kabul edilmeyen 1.000 TL’lik bu gideri ilgili dönem için verecekleri kurumlar vergisi beyannamelerinde adi ortaklıktaki hisseleri oranında (1.000 / 2 =  500 TL)  KKEG olarak dikkate alacaklardır.

 


Kaynak: GİB KVK Tebliği
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adi-ortakliklarda-finansman-gider-kisitlamasi-uygulamasi/feed/ 0
Sermayenin ödenmesine dair yazılacak rapor için gereken yasal defterler zamanaşımına uğramışsa raporda ne belirtilmelidir? https://www.muhasebenews.com/sermayenin-odenmesine-dair-yazilacak-rapor-icin-gereken-yasal-defterler-zamanasimina-ugramissa-raporda-ne-belirtilmelidir/ https://www.muhasebenews.com/sermayenin-odenmesine-dair-yazilacak-rapor-icin-gereken-yasal-defterler-zamanasimina-ugramissa-raporda-ne-belirtilmelidir/#respond Mon, 22 Aug 2022 06:54:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130335 Limited Şirketin Geçmiş Yıl Karlarından kaynaklı sermaye artışı yapmak istiyorum fakat bu karlar 2000 yılından bu yana gelmekte ve firma bana yeni gelmiştir. Dolayısıyla, sermayenin ödendiğine ilişkin yevmiye kayıtları ve defterlere ulaşamıyorum. Bu durumda nasıl bir rapor hazırlamalıyım?

TTK’na göre defter ve belgeleri saklama zamanaşımı 10 yıldır. 2011 yılından önce yapılmış sermaye artırımı için ilgili alana önceki sermayenin artış yapıldığı yıla ait ticaret sicil gazetesi sayı ve tarihinin yazılması yeterlidir.


2003 kuruluşlu mükellefimize sermaye artırımı yapacağız. Firma kuruluşunda sermayesini ödemiş. Şuan sermayenin ödendiğine dair raporu düzenlerken, eski sermayenin ödendiği yıllara ait defter bilgileri ve sermaye ödemelerine ait yevmiye kayıt bilgileri; çok eski olduğundan elimizde mevcut değil. Raporda ilgili bölümlere ne yazmamız gerekir?

TTK ’ya göre zamanaşımı 10 yıldır 10 yıldan önce sermaye artırım ve ödemesi için yevmiye kaydı bilgileri yazılmaz. İlgili alana sermayenin artım tarihinin yazılması yeterlidir.


Muhasebesini tuttuğum bir firmaya sermaye artışı yapacağım.

15 yıl önceki yasal defterlere ulaşamadığım için sermaye tespit raporunu nasıl yapmalıyım?

TTK göre 10 yıllık Zaman aşımına uğramış yıllara ilişkin defter bilgileri ve muhasebe kaydı yazılmaz. İlgili alana tarih yazmanız yeterlidir.


Limited şirketimde geçmiş yıl karlarını sermayeye ekleyeceğim. Mali müşavir sermaye tespit raporunda noter bölümünde elektronik defter olduğundan noter tasdik bölümüne ne yazacağım?

İlgili alana defterin e defter olarak tutulduğu bilgisini yazmanız yeterlidir. Ticaret sicili her gün yüzlerce bu konuda işlem yapmaktadır. 


Limited şirket firmamıza sermaye artışı işlemi yapmaktayız. Firma e-defter mükellefi. Noterden sadece Envanter defteri tasdik ettirmekteyiz. Sermaye artışı ile ilgili mali müşavirlik raporu hazırlarken tespitin yapıldığı yıla ait yasal defterler bilgisi istenilmektedir. Bu kısma sadece envanter bilgisini yazmam yeterlimi yoksa ne yazmamız gerekiyor?

Sadece Envanter defteri bilgileri yazılır. 

Yevmiye ve Defteri Kebirin e defter olarak tutulduğu notu yazılır.

A.Ş. Sermaye artışı yapmamız söz konusu (halka açık olmayan) sermaye artışı için tavan rakam nedir? Nakden sermaye artışı mı yoksa dağıtılmayan karları dağıtarak mı yapmak daha mantıklı kar dağıtımı halinde stopaj vergisi söz konusu olur mu?

Sermaye artışında tavan olmaz. Nakden dağıtılmayan karlar ortaklara olan borçlar sermayeye eklenebilir. Tercih müşterinin. Kar dağıtımında % 15 oranında GV stopajı yapılır.


Kar dağıtımından sonra yapılan sermaye artırımının indirimden yararlanıp yararlanamayacağı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) 

   
Sayı : 93767041-125[10-2016/1]-15256 09.05.2017
Konu : Kar dağıtımından sonra yapılan sermaye artırımının indirimden yararlanıp yararlanamayacağı hk.  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

– Şirketinizin …..…..  A.Ş.’nin %100 oranla iştirak ettiği bir sermaye şirketi olduğu,

– Holdingin yapacağı yatırımların finansmanında kullanılmak üzere şirketinizin kar dağıtımı yapmasının öngörüldüğü,

– Bu amaçla 25.06.2015 tarihinde yapılan şirket genel kurulunuzda, geçmiş yıllar karınızın 31.12.2015 tarihine kadar dağıtılmasına karar verildiği ancak, 01.07.2015 tarihinde yürürlüğe giren Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde belirtilen indirim hakkından yararlanmak için, yapılması düşünülen yatırımların Holding değil şirketiniz bünyesinde yapılması öngörülerek yatırımların gerektirdiği finansmanı teminen şirketinizin sermayesinin 510.000.000 TL nakit olarak artırılmasına karar verildiği,

– Ana sözleşme değişikliğinin 14.07.2015 tarihinde tescil; 23.07.2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ise ilan olduğu,

– Sermaye artırımının dörtte birinin tescilden önce ödendiği, kalan kısmın ödenmesine kaynak teşkil etmek üzere sermayenin ödenmesinden evvel 130.000.000 TL’lik kar dağıtımının 2016 yılı sonuna kadar yapılması kararı alındığı, kar dağıtımının yapıldığı ve sermaye ödemelerinin gerçekleştirildiği

belirtilmiş ve ortaklara kar dağıtımı yapıldıktan sonra bu karların kullanılması suretiyle yapılan nakit sermaye artırımlarının, Kurumlar Vergisi Kanununun 10/1-ı maddesinde belirtilen indirim hakkından yararlanıp yararlanamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine 01.07.2015 tarihinden geçerli olmak üzere 6637 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle eklenen (ı) bendinde, “Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si”nin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Konuya ilişkin açıklamaların yapıldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.6.1. İndirimin kapsamı” başlıklı bölümünde;

– “Sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amacıyla getirilen bu düzenleme uyarınca indirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında, 1/7/2015 tarihinden itibaren ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya bu tarihten itibaren yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden, ilgili hesap döneminin sonuna kadar Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi hükmüne göre hesaplanacak tutar dikkate alınacaktır.

İndirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında; mevcut sermaye şirketlerinde ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları, yeni kurulan sermaye şirketlerinde ise ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı dikkate alınacak olup sermayenin nakit olarak karşılanmayan kısmı için indirim uygulamasından yararlanılamayacağı tabiidir.

Bununla birlikte;

– Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları,

– Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artışları,

– Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları,

– Ortaklarca veya Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

– Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

– Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları,

indirim tutarının hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.”

denilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi suretiyle gerçekleştirilen nakdi sermaye artırımları dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde düzenlenen indirim uygulamasından faydalanılması mümkün olmadığından, şirket karının önce ortaklara dağıtılıp daha sonra da tekrar şirkete sermaye olarak konulması işlemi dolayısıyla ve dağıtılan bu kar payı tutarıyla sınırlı olmak üzere bu indirim uygulamasından yararlanmanız mümkün değildir.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sermayenin-odenmesine-dair-yazilacak-rapor-icin-gereken-yasal-defterler-zamanasimina-ugramissa-raporda-ne-belirtilmelidir/feed/ 0
Tanıtım metinleri, makale yazarlığı faaliyetinden elde edilen kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılıp yararlanılmayacağı https://www.muhasebenews.com/tanitim-metinleri-makale-yazarligi-faaliyetinden-elde-edilen-kazanc-dolayisiyla-gelir-vergisi-kanununun-18inci-maddesinde-yer-alan-istisna-hukmunden-yararlanilip-yararlanilmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/tanitim-metinleri-makale-yazarligi-faaliyetinden-elde-edilen-kazanc-dolayisiyla-gelir-vergisi-kanununun-18inci-maddesinde-yer-alan-istisna-hukmunden-yararlanilip-yararlanilmayacagi/#respond Mon, 04 Apr 2022 05:53:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120499 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-120[18-2019/501]-E.336858

20.04.2020

Konu

:

Tanıtım metinleri, makale yazarlığı faaliyetinden elde edilen kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılıp yararlanılmayacağı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenin incelenmesinden; dergilere, sergi, sanat, müzik, sinema vb. konularında tanıtım metinleri ve makale yazıları ile belli markaların moda koleksiyonlarını ve trendlerini tanıtmak üzere kendi ifadelerinizle blog metinleri yazdığınızı, tanıtım metinlerine ilişkin olarak Kültür ve Turizm Bakanlığından aldığınız kayıt/tescil belgesinin blok metinlerini ve makaleleri de kapsadığı belirtilerek, yapmış olduğunuz faaliyetten dolayı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

61 inci maddesinde ” Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. “hükmü,

65 inci maddesinde “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

         Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmü,

18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanmak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94’üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

(7194 sayılı kanunun 10 uncu maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 07.12.2019) Bu madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.” hükmü

yer almaktadır.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin (2-a) bendinde de, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür.

Yine anılan Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1-a) bendine göre tam mükellefiyette kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları için yıllık beyanname verilmeyeceği ve diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hüküm altına alındığından, anılan Kanunun 18 inci maddesi kapsamında bir takvim yılı içinde elde edilecek hasılat toplamının 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 600.000 TL) aşmaması durumunda yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir. Bu tutarın aşılması halinde ise istisnadan faydalanılamayacağı ve elde edilen kazancın yıllık beyanname ile beyan edileceği tabiidir.

Diğer taraftan, ilgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığının 15/03/2019 tarih ve 2019/1543 numaralı tanıtım metinlerine ilişkin Kayıt-Tescil Belgesine göre, tanıtım metinleri çalışmalarınızın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser olarak kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, makale ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğüne kayıt ve tescil edilen ve eser niteliği taşıdığı anlaşılan tanıtım metinleri ve blok metinleri çalışmalarınız dolayısıyla elde edeceğiniz hasılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, istisna kapsamında bulunan çalışmaların tevkifat yapmak mecburiyetinde olanlarca satın alınması halinde, tarafınıza yapılacak ödemelerden anılan maddenin (2-a) bendi kapsamında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Öte yandan serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilâtları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

Buna göre, serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen hükümlerinde yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. Ancak, konuya ilişkin olarak 224 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini sadece aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi veya kurumlara teslim eden serbest meslek erbabından isteyenlerin, defter tasdik ettirme ve tutma ile belge düzenleme zorunluluklarının kaldırıldığı açıklanmıştır.

Ayrıca, istisna kapsamındaki faaliyetinizi mutad meslek halinde ifa etmeniz ve istisna kapsamındaki eserlerinizi Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlar dışındakilere de satmanız halinde,  213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153, 172, 210 ve 236 ncı maddeleri uyarınca işe başlama bildiriminde bulunma, serbest meslek kazanç defteri tutma  ve serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır.

Diğer taraftan, söz konusu çalışmalarınızı bir firma ile sözleşme akdedilerek ve sözleşme dahilinde firmanın emir ve talimatları doğrultusunda devamlılık ve bağlılık arz edecek şekilde gerçekleştirmeniz durumunda, tarafınıza yapılan ödemeler ücret olarak değerlendirilecek olup, ücrete ilişkin genel hükümler çerçevesinde vergilendirileceğiniz tabiidir.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tanitim-metinleri-makale-yazarligi-faaliyetinden-elde-edilen-kazanc-dolayisiyla-gelir-vergisi-kanununun-18inci-maddesinde-yer-alan-istisna-hukmunden-yararlanilip-yararlanilmayacagi/feed/ 0
Kurumlar Vergisinden Muaf Kooperatiflerin İktisadi İşletmeleri Dolayısıyla Ayrı Defter Tutmamaları https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisinden-muaf-kooperatiflerin-iktisadi-isletmeleri-dolayisiyla-ayri-defter-tutmamalari/ https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisinden-muaf-kooperatiflerin-iktisadi-isletmeleri-dolayisiyla-ayri-defter-tutmamalari/#respond Tue, 19 Feb 2019 15:00:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=47264 ÖZET            :

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1) de yapılan değişiklikle ile kurumlar vergisinden muaf olma şartlarına sahip olan kooperatifler, iktisadi işletmeleri dolayısıyla kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi koşuluyla ayrıca defter tutmayabileceklerdir.

15 Şubat 2019 tarihli ve 30687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 17) ile Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nin “4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı bölümünün beşinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.” Yapılan değişiklik, önceki hali ile aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Tebliğin Önceki Hali

 

Tebliğin Değişiklikten Sonraki Hali

 

 

Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatifler, ortak dışı işlemlerine ilişkin hesap ve kayıtlarını kooperatif hesaplarıyla ilişkilendirmeksizin iktisadi işletme adına tasdik ettirecekleri ayrı defterlerde izleyeceklerdir.

 

(Değişik beşinci paragraf:RG-15/2/2019-

30687) Kurumlar vergisinden muaf olan

kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.

 

 

 

Yapılan bu düzenleme ile kurumlar vergisinden muaf olan kooperatifler, ortak dışı işlemlerden doğan kazançla ilgili kayıtları iktisadi işletme adına tasdik ettirecekleri ayrı defterlerde izlemek yerine kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydetmelerinin yeterli olacağı belirtilmiştir.

 

Değişiklikten önce kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi imkanı getirilmiş olup; daha önce ortak dışı işlemlerine ilişkin hesap ve kayıtlarını kooperatif hesaplarıyla ilişkilendirmeksizin iktisadi işletme adına tasdik ettirecekleri ayrı defterlerde izlemeleri istenmekteydi.

Buna göre kurumlar vergisinden muaf olma şartlarına sahip olan kooperatifler, iktisadi işletme dolayısıyla kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi koşuluyla ayrıca defter tutmayacaklardır.

“Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 17)” tam metni…>>>

 

 

 

 

 

 


Kaynak: turmob.org.tr
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisinden-muaf-kooperatiflerin-iktisadi-isletmeleri-dolayisiyla-ayri-defter-tutmamalari/feed/ 0