Dijital Hizmet Vergisi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 01 Jan 2022 13:20:47 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Dijital Hizmet Vergisi https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-2/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-2/#respond Sat, 01 Jan 2022 13:20:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120288 Dijital Hizmet Vergisi
Kanun Maddesi Hizmetin Türü Oran (%)
1/1-a Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetler (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil) 7,5
1/1-b Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler 7,5
1/1-c Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetler(kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil) 7,5
1/2 Birinci fıkrada sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir. 7,5

 

Dijital Hizmet Vergisi Muafiyet Hadleri

Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasını veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avroyu aşmayan dijital hizmet sağlayıcıları muafiyet kapsamındadır. Muafiyetin sona ermesi için her iki haddin de aşılması gerekmektedir.

Beyanname Verme ve Ödeme Süreleri

BEYANNAME TÜRÜ BEYANNAME VERME SÜRESİ ÖDEME SÜRESİ
Dijital Hizmet Vergisi Beyannamesi İzleyen ayın sonuna kadar Beyanname verme süresi içinde ödenir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-2/feed/ 0
ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye https://www.muhasebenews.com/abdnin-dijital-hizmet-vergisi-misillemesi-ve-turkiye/ https://www.muhasebenews.com/abdnin-dijital-hizmet-vergisi-misillemesi-ve-turkiye/#respond Fri, 05 Jun 2020 11:57:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=86019

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


ABD Ticaret Temsilciliği, 2 Haziran 2020 tarihinde yaptığı duyuruda[1] dijital hizmet vergisi (DHV) uygulayan veya uygulayacak olan Avusturya, Brezilya, Çekya, Hindistan, Endonezya, İtalya, İspanya, Avrupa Birliği ve Türkiye’ye karşı, söz konusu verginin ABD şirketlerine karşı ayırımcı olduğu, uluslararası vergilendirme ilkelerine aykırı olduğu ve ABD ticareti ve şirketleri üzerinde olağan dışı bir yük getirdiği gerekçesiyle soruşturma açacağını ilan etti. ABD, benzer bir soruşturmayı, 16 Temmuz 2019’da aynı vergiyi 2019’da uygulamaya koyan Fransa için de açmıştı.[2] Bu soruşturmaya ilişkin rapor 2 Aralık 2019 ile kamuoyuyla paylaşılmıştır.[3] Raporda, Fransız DHV’sin Setion 301’i (ilgili ABD mevzuatı) ihlal ettiği ve yoğun ikili görüşmeler yapılması, Dünya ticaret Örgütü’ne gidilmesi, Fransa’dan ithal edilecek ürünlere vergi, ücret, tarife vb. ithalat kısıtlamalarının uygulanmasını içeren çeşitli önlemler alınması gerektiğini önermektedir. (Merak edenler rapora https://ustr.gov/sites/default/files/Report_On_France%27s_Digital_Services_Tax.pdf adresinden ulaşabilirler) Söz konusu rapor ertesinde, Fransa’dan ithal edilen ürünlere (özellikle şarap ve peynir) ek vergi konulacağının da konuşulmaya başlanmasıyla birlikte Fransa geri adım atarak verginin uygulanmasını ertelemek zorunda kalmıştı. Soruşturma süreci devam etmekle birlikte sonucu tahmin etmek zor değil.

2 Haziran’daki duyuruyla birlikte, benzer süreç diğer ülkeler için de işleyecek ve büyük ihtimalle benzer tedbirler içerisinde bizim de bulunduğumuz ülkeler için de gündeme gelecektir. Peki, ülkeler neden peş peşe DHV uygulamaya başlamıştır? ABD bu vergiye neden bu kadar sert tepki vermektedir? 5 Mart, 20 Nisan, 27 Nisan tarihli yazılarımızda DHV’ye ilişkin detaylı değerlendirmelerde bulunmuştuk. Özetle, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte dijital ekonomi büyük bir hızla büyümeye başlamış, hatta reel ekonomiyi geçmiştir. Bugün dünyanın en büyük 10 şirketinden 7’si teknoloji şirketi olup, dünyanın en zengin 10 kişisinden 7’si servetini dijital ekonomiye borçludur. Nitekim yakın zamanda, sanal oyunlar üretip satan Türk “Peak Games” şirketi ABD’li Zyga şirketine 1.8 milyar ABD Dolarına satıldı. Bu konjonktürde bu paraya bankalar, koca koca fabrikalar satılmaz…

Devletlerin büyüyen bu pastadan pay almak istemeleri anlaşılır ve muteber bir durumdur. Ancak dijital ekonomik faaliyetler, fiziksel bir aktiviteye dayanmadığı, uluslararası işbirliğini gerektirmesi ve uluslararası vergileme kuralları ile ülke mevzuatlarının yetersiz kalması gibi nedenlerle bugüne kadar istenilen düzeyde vergilendirilememiştir. OECD bünyesinde, 1997 yılında elektronik ticaretin vergilendirilmesi amacıyla başlayan çalışmalar, 2013 yılında BEPS ile hız kazansa da henüz nihayete ermiş değildir. Birçok ülke de dijital ekonomiyi vergilendirmek için, en azından uluslararası konsensüs sağlanıncaya kadar, DHV türünden vergiler almaya yönelmişlerdir.

DHV’nin muhatabı aslında yerel oyunculardan ziyade küresel şirketler. Yani hedef Facebook, Apple, Google, Amazon gibi şirketlerdir. Bu teknoloji devlerinin de neredeyse tamamı ABD şirketidir. Dolayısıyla, DHV’ye karşı ABD’nin karşı çıkmasının kendi penceresinden haklı gerekçeleri vardır. (Hoş bu şirketler bu vergileri ödeseler de ilgili ülkedeki şirket ve kullanıcılara yansıtacaktır ama yine de küresel imparator ABD’ye bu nasıl yapılır!)

Soruşturma duyurusunun zamanlaması da manidar. Malumunuz, ABD’de Kasım ayında başkanlık seçimi yapılacak. Trump, seçimi kazanmak için elindeki her kozu oynayacak, dış politika ve ekonomik bütün argümanları şiddetle kullanacaktır. Çin’le olan tansiyon, korona virüs salgını ve bugünlerde bir siyahinin beyaz bir polis tarafından öldürülmesi sonucu ülke çapında yaşanan olaylar nedeniyle zor günler geçirmekte. Ayrıca, “Make America Great Again” (Amerika’yı Yeniden Büyük Yap) sloganıyla başkan olmuş Trump gibi birisi için diğer ülkelerin ABD ekonomisine DHV gibi bir vergiyle kafa tutma cüretini göstermeleri O’nun açısından tolere edilemez bir durum olsa gerek. Özetle, ABD en ağır şekilde misilleme yapacaktır diye düşünüyoruz.

Böyle bir misillemede Türkiye’nin de gerekli projeksiyonları yapması lazım. Öncelikle, son yıllarda bir çok nedenle (Suriye politikası, 15 Temmuz, YPG desteği, Rahip Brunson olayı vb) Ankara-Washington arası ilişkilerin iyi durumda olmadığı ortada. Bu konjoktürde böyle bir soruşturmanın siyasi etkileri de olumlu olmayacaktır. İşin ekonomik tarafına gelirsek, ABD öncelikle Türkiye’den ithal ettikleri ürünlere vergi, tarife, kota gibi uygulamalara gidecektir. Böyle bir durumda nasıl etkileniriz? Bu soruya cevap vermek için ABD ile olan ihracatımıza bakmak lazım.

ABD, Türkiye’nin ihracatı açısından önemli bir ülke. Aşağıdaki tablodan bu durum daha iyi anlaşılmaktadır. TÜİK verilerine göre, ABD 2019 yılında en fazla ihracat yaptığımız 5. ülke iken, 2020 yılının ilk dört aynıda 2. sıraya yükselmekte. Ortalamada Türkiye’nin ihracatının %5’i ABD’ye gerçekleşmektedir. Madalyonun öbür yüzünden bakarsak, ABD’nin Türkiye’den yaptığı ithalatın toplam ithalatı içerisindeki payı ise sadece binde 3,5-4 civarında (33. sırada) seyretmekle birlikte son 10 yılda sürekli bir artış trendi görülmekte (Oran 2010’da %0,22 iken, 2018’de %0,42 olmuştur)[4].

ABD’nin Türkiye İhracatındaki Yeri 

İhracat Hacmi (milyon USD)

Toplam İhracattaki Payı (%)

İhracat
Sırası

2015

7.019

4,6

5

2016

7.263

4,9

5

2017

9.259

5,6

5

2018

9.072

5,1

5

2019

8.970

5,0

5

2020*

2.947

5,7

2

* 2020 Ocak-Nisan dönemi verileri                                                                                     Kaynak: TÜİK

ABD’ye yaptığımız ihraç ürünlerine baktığımızda, ilk sıralarda motorlu taşıtlar, halılar ve diğer yer kaplamaları, petrol ve bitümenli yağlardan elde edilen yağlar, uçak-helikopter-turbo jet aksamları, mermer, mücevher yer almakta. ABD’ye ihracat yapan şirket sayısı da gittikçe artmaktadır. 2010’da 331 olan sayı, 2017’de 860, 2018’de 1654 olmuştur. 2018’de toplam ihracatçı firma sayısı 6.492 olup her 4 ihracatçıdan 1’i ABD’ye ihracat yapmaktadır. [5]

Özetle Türkiye’nin ABD’ye ihracatı artan bir ivme sergilemekte olup Türkiye için önemli düzeydedir. ABD’nin DHV nedeniyle Türkiye’ye bir yaptırım uygulaması, Türkiye’den yaptığı ithalat üzerindeki ithalat vergilerini artırması halinde Türkiye bu işten daha zararlı çıkması kuvvetle muhtemeldir. Peki, bu durumu göze almaya değer mi? Bu yazının kaleme alındığı tarihte, DHV’ye ilişkin ilk beyannameler verilmiş durumdadır. Duyumlarımıza göre 100’den fazla şirket DHV mükellefiyeti tesis ettirip beyanname vermiştir. Basında ilk ayki DHV gelirinin 67 milyon TL olduğuna dair haber çıksa da haberde kaynak yer almamaktadır. Biz de bu bilgiyi tam olarak teyit edemedik, ancak öğrendiğimiz kadarıyla bu rakamın “çok” üzerinde bir gelir söz konusudur. İlk ay 100 milyon TL DHV tahsil edildiği varsayılırsa, DHV’den yıllık 1.2 milyar TL gelir sağlanacak demektir. Bunun anlamı, teknoloji devlerinin Türkiye’deki hasılatı yıllık 16 milyar TL civarındadır (yaklaşık 2.3 milyar USD). Doğru rakamları Gelir İdaresi Başkanlığı açıkladığında öğrenmiş olacağız. ABD ile olan ticaretin mi, yoksa elde edilecek DHV gelirinin mi ağır basacağını zaman içinde göreceğiz…

Sözün özü: İdmansız boksör ringde dayak yer.

Dipnot:

[1]  https://ustr.gov/sites/default/files/enforcement/301Investigations/DST_Initiation_Notice_June_2020.pdf, erişim tarihi 02.06.2020.

[2] https://ustr.gov/sites/default/files/enforcement/301Investigations/Initiation_of_Section_301_Investigation.pdf, erişim tarihi 02.06.2020.

[3] https://ustr.gov/about-us/policy-offices/press-office/press-releases/2019/december/conclusion-ustr%E2%80%99s-investigation, erişim tarihi 02.06.2020.

[4] TİM, ABD Hedef Pazar Ülke Analizi, 11 Mart 2020, s. 31, 37.

[5] TİM, age, s. 45.

 

 


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

Şirket araçlarına vergi ayarı

Sanat ve icat vergisi

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/abdnin-dijital-hizmet-vergisi-misillemesi-ve-turkiye/feed/ 0
Dijital Hizmet Vergisindeki Kavramlar ve Açıklamaları https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisindeki-kavramlar-ve-aciklamalari/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisindeki-kavramlar-ve-aciklamalari/#respond Thu, 04 Jun 2020 07:35:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=85832 Dijital Hizmet Vergisinin konusu nedir?

 

(1) Türkiye’de sunulan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisine tabidir:

a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil)

b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler

c) Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)

(2) Birinci fıkrada sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.

Dijital Hizmet Vergisindeki tanımlar nedir?

(1) Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Dijital ortam: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, çevrim içi faaliyetin gerçekleştirildiği her türlü ortamı,

b) Dijital hizmet sağlayıcıları: Kanunun 1’inci maddedesinde sayılan hizmetleri sunanları,

c) Hasılatın elde edilmesi: Hasılatın mahiyet ve tutar itibarıyla kesinlik kazanmış olmasını,

ç) Hizmetin Türkiye’de sunulması: Hizmetin Türkiye’de sunulmasını, hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesini (Değerlendirmeden maksat, hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. Şu kadar ki, dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılmaz.),

d) Finansal muhasebe açısından konsolide grup: Uluslararası Finansal Raporlama Standartları veya Türkiye Finansal Raporlama Standartları uyarınca konsolide finansal tablolarda yer alan tüm işletmeleri,

ifade eder.

Mükellef ve vergi sorumlusu kimdir?

 

(1) Dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Bunların, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmaması, dar mükellefiyette söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesir etmez.

(2) Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması hâlleri ile gerekli görülen diğer hâllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.

 


Kaynak: 7194 Sayılı Kanun
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Yeni Bir Vergi: Dijital Hizmet Vergisi – YMM, Hasan ERARSLAN

Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliği Yayınlandı..

Türkiye’de Dijital Hizmet Vergisine İlişkin Yasal Düzenleme (Stj. Av. Burcu Seven)

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisindeki-kavramlar-ve-aciklamalari/feed/ 0
Dijital Hizmet Vergisine konu hizmetler nelerdir? https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisine-konu-hizmetler-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisine-konu-hizmetler-nelerdir/#respond Thu, 04 Jun 2020 07:12:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=85825 Verginin konusu

(1) Türkiye’de sunulan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisine tabidir:

a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil)

b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler

c) Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)

(2) Birinci fıkrada sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.

 


Kaynak: 7194 Sayılı Kanun Madde-1
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Yeni Bir Vergi: Dijital Hizmet Vergisi – YMM, Hasan ERARSLAN

Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliği Yayınlandı..

Dijital hizmet vergisi beyanı nereye, ne zaman yapılır?

Türkiye’de Dijital Hizmet Vergisine İlişkin Yasal Düzenleme (Stj. Av. Burcu Seven)

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisine-konu-hizmetler-nelerdir/feed/ 0
Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Genel Tebliği Yayınlandı.. https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-uygulama-genel-tebligi-yayinlandi/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-uygulama-genel-tebligi-yayinlandi/#respond Fri, 20 Mar 2020 09:00:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=80168

20 Mart 2020 CUMA

Resmî Gazete

Sayı : 31074

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ UYGULAMA

GENEL TEBLİĞİ

5/12/2019 tarihli ve 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun (bundan sonra Kanun olarak da ifade edilecektir) 1 ila 7 nci maddelerinde düzenlenen dijital hizmet vergisi, aynı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu Tebliğin konusunu, dijital hizmet vergisinin uygulamasına dair açıklamalar ile usul ve esaslarının belirlenmesi oluşturmaktadır.

I- VERGİNİN KONUSU, TANIMLAR, MÜKELLEF VE VERGİ SORUMLUSU,
MUAFİYET VE İSTİSNALAR

A. VERGİNİN KONUSU

Kanunun 1 inci maddesine göre Türkiye’de;

• Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetlerinden (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil),

• Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetlerden,

• Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetlerinden (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)

elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da mezkûr maddeye göre dijital hizmet vergisine tabidir.

Dijital hizmet sağlayıcıları tarafından mezkûr maddenin farklı fıkra veya bentleri kapsamındaki hizmetlerin aynı dijital ortam üzerinden sunulması halinde her hizmet kendi hükümleri çerçevesinde vergiye tabi tutulur.

1. Dijital Ortamda Sunulan Reklam Hizmetleri

Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre, reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil olmak üzere dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetinden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Söz konusu hasılatın, reklam verenin kendisi, reklam alanın acentesi veya aracılık hizmeti sunan diğer üçüncü kişilerden elde edilmesinin vergilendirmeye etkisi yoktur.

Bu bakımdan, dijital ortamda yayınlanan;

• Reklamın arama sonuçlarıyla birlikte gösterilmesi ya da reklam verenle ilgili arama sonucunun öncelikli sırada gösterilmesi gibi arama motoru reklamları,

• Bant reklamlar (banner),

• Video veya kullanıcı paylaşımının izlenmesi öncesinde, sırasında veya sonrasında dijital ortamlarda yayınlanan her türlü işitsel, görsel veya yazılı reklamlar,

• Elektronik cihazlarda yazılımlar vasıtasıyla çevrim içi iletilen reklamlar,

• Açılır pencere reklamları (pop-up ve benzeri),

gibi reklam hizmetlerinin sunulmasından elde edilen hasılat dijital hizmet vergisinin konusu kapsamındadır.

Aynı şekilde, gazete veya dergilerin internet sitelerinde veya yalnızca dijital ortamda işitsel ve/veya görsel yayıncılık yapan kuruluşların internet sitelerinde ya da bunların yayın akışları sırasında yayınlanan reklamlardan elde edilen hasılat da vergiye tabidir.

Yayıncı kuruluş tarafından, karasal, uydu ya da kablo ortamları üzerinden yapılan yayınların eş anlı olarak dijital ortamda yayınlanması halinde, yayın akışının içeriğine dâhil olmayan reklam hizmetleri dolayısıyla elde edilen hasılat da verginin konusuna girer.

Örnek 1: (A) işletmesi tarafından işletilen arama motoru sayfasında, kullanıcılar tarafından otelcilikle ilgili anahtar kelimelerin aratılması durumunda, (B) otelinin internet sitesi bağlantısının, sonuç sıralamasında en üst sırada gösterilmesi karşılığında (A) işletmesinin (B) otelinden elde ettiği hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Örnek 2: Kullanıcıların video ve fotoğraf paylaşımı yapabildikleri (C) işletmesi tarafından işletilen dijital ortamda, (D) işletmesine ilişkin ürün tanıtım videosunun kullanıcılarca paylaşılan videoların diğer kullanıcılar tarafından izlenmesi öncesinde, sırasında veya sonrasında gösterilmesi karşılığında elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Örnek 3: Dijital ortamda çevrim içi oyun hizmeti sunan (E) işletmesinin, oyunlarının oynandığı sırada, uygulama içinde (F) işletmesinin ürünlerinin reklamının yapılması karşılığında izlenme başına (F) işletmesinden elde ettiği hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Dijital ortamda sunulan reklam hizmetleriyle ilişkili olarak dijital hizmet sağlayıcıları tarafından, dijital ortamdan veri çekilmesi ve/veya bu verinin ölçümlenmesi ya da işlenmesi ve/veya dijital reklam içeriğinin hazırlanması ve benzeri şekillerde sunulan;

• Reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri,

• Kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler,

• Reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler,

gibi diğer hizmetler dolayısıyla elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.

Buna göre, bu vergi uygulamasında, örneğin, reklama erişimin takip edilmesi suretiyle reklamın hedef kitleye ulaşıp ulaşmadığının, istenilen etkiyi oluşturup oluşturmadığının veya reklamda değişikliğe ihtiyaç duyulup duyulmadığının ölçümlenmesi veya reklamın ulaştığı kullanıcıların yaş, cinsiyet, eğitim durumu ve benzeri özelliklerinin tespit edilerek raporlanması faaliyetleri Türkiye’de sunulan reklam hizmetleri kapsamında değerlendirilir.

2. Dijital Ortamda Yapılan İçerik Satışları ve İçeriklerden Yararlandırmaya Yönelik Hizmetler

Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetlerden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Bu kapsamda;

• Bilgisayar, tablet, cep telefonu, akıllı bileklik gibi elektronik cihazlarda kullanılan program, yazılım ve uygulamaların,

• Sinema filmi, dizi, video, resim, fotoğraf, grafik, makale, dergi, gazete gibi görüntü, ses ve metin dosyası içeriklerinin,

• Oyun konsolunda oynamaya mahsus olanlar dâhil olmak üzere, çevrim içi veya çevrim dışı oynanmasına bakılmaksızın her türlü dijital oyunların, oyun ek paketlerinin veya oyun kodlarının,

• Çevrim içi oyunlarda kullanıcıya belirli bir bedel karşılığında oyunla ilgili uygulama veya paketlerin (ilave oynama hakkı, ilave oyun süresi, oyun içi özelliklere, materyal ve öğelere erişim, oyun içi karakter oluşturma ya da geliştirme veya oyun içi sanal para temini gibi),

dijital ortamda satışı ve benzeri diğer içerik satışları ile bu içeriklerden yararlandırmaya (içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına) yönelik dijital ortamda sunulan hizmetlerden elde edilen hasılat vergiye tabidir.

Buna göre, örneğin;

• (A) işletmesi tarafından sanal mağazasında abonelerine sunulan gerçek zamanlı veri akışı yoluyla ve çevrim içi bir şekilde dijital ortamda müzik dinlenmesine veya elektronik cihaza kaydedilmesine yönelik hizmetten,

• (B) işletmesi tarafından kullanıcılarına dijital ortam üzerinden abonelikle ya da izlendiği kadar ödeme yapılması usulüyle çevrim içi video, film, dizi gibi içeriklerin izlenmesine veya elektronik cihaza kaydedilmesine yönelik verilen hizmetten,

• (C) işletmesi tarafından sanal mağazasında antivirüs programı satışından,

• (D) işletmesi tarafından dijital ortamda çevrim içi oynatılan oyunun ilave özelliklerine erişim hakkı için kullanıcılara oyun içinde yapılan sanal para satışından,

elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Dijital içeriklerin dijital ortamda satışına aracılık hizmeti, söz konusu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik olduğundan, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındadır.

Aşağıda belirtilenler dijital içerik olarak değerlendirilmez:

• Dijital verilerin çevrim içi platformlarda depolanması,

• Dijital ortamda satılan sinema, tiyatro, konser, müze, spor müsabakaları, otobüs, tren, uçak biletleri gibi fiili sunuma konu bir hizmetten faydalanma hakkını temsil eden biletler,

• Türkiye’de ilgili mevzuat çerçevesinde yetki sahibi kurum ve kuruluşlar tarafından tertip edilen her türlü şans oyunu ile müşterek bahse ilişkin dijital ortamda satılan ve çekiliş veya bahse katılma hakkını sağlayan bilet veya kuponlar.

Ayrıca, satılan bir malın çalışabilmesi için zorunlu olan ve satıcı tarafından satış esnasında malın bünyesine dâhil edilerek verilen yazılımların dijital ortamda aktive edilmesi veya indirilmesi, bu işlem dolayısıyla ayrıca bir bedel alınmaması kaydıyla, dijital ortamda yapılan içerik satışı olarak değerlendirilmez.

3. Kullanıcıların Birbirleriyle Etkileşime Geçebilecekleri Dijital Ortamların Sağlanması ve İşletilmesi Hizmetleri

Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre, kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetlerinden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir. Kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler de mezkûr bent uyarınca verginin konusuna girer.

Buna göre;

• Kullanıcılar tarafından yazılı, görsel veya işitsel içerik paylaşılabilen ya da paylaşılan içeriklere ilişkin yorum yapılabilen ya da kullanıcıların birbirleriyle sair suretle etkileşime geçebildiği her türlü dijital ortamların sağlanmasından veya işletilmesinden,

• Dijital ortamda, mal veya hizmet alım veya satımına; ödemenin, teslimatın veya iadenin garanti edilmesi ya da bunlara aracılık edilmesi gibi fonksiyonlar üstlenilmek suretiyle aracılık edilmesi ya da herhangi bir fonksiyon üstlenilmeksizin sadece mal veya hizmetin alım satımının kolaylaştırılması ya da satışa konu mal veya hizmetin bu ortamda ilan edilmesi veya bu ilana erişilebilmesi gibi hizmetlerden,

elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Mal veya hizmet alım satımına aracılık edenler ile alım satımı kolaylaştıranlar tarafından bu hizmetlerin sunulduğu dijital ortamlarda, benzer veya aynı ürünleri satanların ilanlarının, listeleme/sıralama/biçim değişikliği ve benzeri yapmak suretiyle farklılaştırılması şeklinde verilen hizmetler dolayısıyla elde edilen hasılat da bu kapsamda vergiye tabi tutulur.

Dijital ortamda mal veya hizmet satışları dolayısıyla malı satan veya hizmeti ifa eden tarafından elde edilen hasılat verginin konusuna girmez. Şu kadar ki; işlemin mal veya hizmet satışı olarak değerlendirilmesi (mal veya hizmet satımına aracılık olarak değerlendirilmemesi) için mal veya hizmet satışından kaynaklı edimlerin bu kişiler tarafından yerine getirilmesi ile tüketici haklarının korunmasına ilişkin ilgili mevzuattan kaynaklanabilecek sorumlulukların bu kişilerde olması gerekir.

Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yer alan dijital içeriklerin dijital ortamda satışı dolayısıyla elde edilen hasılatın mezkûr bent kapsamında vergiye tabi olduğu tabiidir.

Örneğin;

• Kullanıcıların üçüncü kişilere araç satışlarını kolaylaştırmak amacıyla dijital ortam sağlayan (A) işletmesi tarafından,

• Sanal mağazası üzerinden, firmaların ürünlerinin satışına aracılık eden (B) işletmesi tarafından,

• İnternet sitesi üzerinden çeşitli kültür, sanat, spor ve benzeri etkinlik biletleri ile ulaşım araçları biletlerinin satışına aracılık eden (C) işletmesi tarafından,

• Kişilerin mesleki kariyerleriyle ve mesleki ilgi alanlarıyla ilgili paylaşım yapabildikleri dijital ortam sağlayan (D) işletmesi tarafından,

söz konusu hizmetlerin sunumundan elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisinin konusuna girer.

Diğer taraftan, (E) işletmesinin imal ettiği tekstil ürünlerini veya (F) işletmesinin satın aldığı telefon aksesuarlarını kendi internet siteleri üzerinden satmaları dolayısıyla elde ettikleri hasılat verginin konusuna girmez.

İlgili mevzuatları çerçevesinde yetkilendirilmelerine bağlı olarak faaliyette bulunan Türkiye’de ve yurt dışında yerleşik borsaların, takas merkezlerinin ve saklama kuruluşlarının görev ve yetkileri kapsamında dijital ortamda sundukları hizmetler ile Türkiye’de ilgili mevzuat çerçevesinde yetki sahibi kurum ve kuruluşlar tarafından tertip edilen her türlü şans oyunu veya müşterek bahse katılma hakkını sağlayan bilet veya kuponların sanal bayi sıfatıyla dijital ortamda satışı, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında değerlendirilmez.

4. Dijital Ortamda Sunulan Hizmetlere Aracılık Hizmetleri

Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, aynı maddenin birinci fıkrasında sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.

Bu kapsamda, dijital ortamda sunulan; mağaza içinde mağaza, kullanıcıya ürün özelliklerini filtreleme ya da fiyat, marka, model ve benzeri bazında karşılaştırma ve sıralama yapma suretiyle yönlendirme gibi aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat verginin konusuna girer.

Örnek: (B) işletmesi sanal mağazasında, yine kendi sanal mağazasında mal satışına aracılık hizmeti sunan (A) işletmesinin satışlarına aracılık etmektedir. Bu durumda (A) işletmesinin dijital ortamda sunduğu aracılık hizmeti dolayısıyla elde ettiği hasılat, Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında dijital hizmet vergisine tabidir. (B) işletmesinin elde ettiği hasılatın ise Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında vergiye tabi olduğu tabiidir.

B. TANIMLAR

Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına göre, Kanunun uygulanmasında;

1. Dijital ortam, fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, çevrim içi faaliyetin gerçekleştirildiği her türlü ortamı ifade eder.

2. Dijital hizmet sağlayıcıları, Kanunun 1 inci maddesinde sayılan hizmetleri sunanları ifade eder.

3. Hasılatın elde edilmesi, hasılatın mahiyet ve tutar itibarıyla kesinlik kazanmış olmasını ifade eder. Buna göre, sunulan hizmet karşılığında bedele hak kazanılması hasılatın elde edildiği anlamına gelmekte olup, bedelin bir kısmının veya tamamının hizmetin sunumundan sonra tahsil edilmesinin veya hiç tahsil edilmemesinin hasılatın elde edilmesine tesiri yoktur.

4. Hizmetin Türkiye’de sunulması, hizmetin Türkiye’de sunulmasını, hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesini (Değerlendirmeden maksat, hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. Şu kadar ki, dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılmaz.) ifade eder. Buna göre, sayılanlardan herhangi birinin varlığı durumunda hizmet Türkiye’de sunulmuş sayılır.

Bir tarafı Türkiye’deki kişiler olan mal veya hizmet (dijital içerik dâhil) alım satım işlemlerine aracılık hizmetlerinde, hizmet bedeli Türkiye’deki kişiden değil de işlemin diğer tarafı olan yurt dışındaki kişiden alınsa veya (hizmet alımları bakımından) Türkiye’deki kişi hizmetten yurt dışında faydalansa dahi, hizmet Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirildiğinden, hizmet Türkiye’de sunulmuş sayılır. Türkiye’de bulunan kişinin gerçek veya tüzel kişi ya da satıcı veya alıcı olmasının, bu duruma tesiri yoktur.

Örneğin;

• Yurt dışında yerleşik (A) işletmesi tarafından, yine yurt dışındaki gayrimenkullerin Türkiye’de bulunan kişilere kiralanmasına yönelik sunulan aracılık hizmetleri,

• Yurt dışında yerleşik (B) sanal mağazası tarafından, Türkiye’de bulunan kişilere yönelik mal alım satımına aracılık hizmetleri, Türkiye’deki kişiden hizmet için komisyon bedeli alınıp alınmadığına bakılmaksızın

Türkiye’de sunulmuş sayılır.

Hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılmasından kasıt, ödemenin Türkiye’deki hesaplardan yapılmasıdır. Ancak, ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılması durumunda, ödeme Türkiye’de yapılmış sayılır. Buna göre, örneğin Türkiye’yi turistik amaçlı olarak beş günlüğüne ziyaret eden bir kişinin Türkiye’de bulunduğu süre içerisinde cep telefonuna bir oyun indirmesi durumunda, işlem bedelinin kişinin Türkiye’deki hesaplarından ödenmemesi kaydıyla, hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılmaz.

5. Finansal muhasebe açısından konsolide grup, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları veya Türkiye Finansal Raporlama Standartları uyarınca konsolide finansal tablolarda yer alan tüm işletmeleri ifade eder.

C. MÜKELLEF VE VERGİ SORUMLUSU

1. Mükellef

Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır.

Dijital hizmet sağlayıcılarının, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmamasının, dar mükellef olmaları halinde söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesinin dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesiri bulunmaz.

Buna göre, dijital hizmet sağlayıcısının Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi yönünden mükellef olup olmamasının, dijital hizmet vergisi mükellefiyetine etkisi yoktur.

Dijital hizmet sağlayıcılarının bu Tebliğin (I/Ç-1) bölümünde açıklanan muafiyet şartlarını taşımamaları ya da var olan muafiyetlerinin sona ermesi halinde, aynı bölümde belirtilen süre içerisinde mükellefiyet tesis ettirmeleri gerekmekte olup, Kanunun 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan yetkiye istinaden mükellefiyetin, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı nezdinde elektronik ortamda tesis ettirilmesi uygun bulunmuştur.

Bu kapsamda, dijital hizmet sağlayıcılarının, ilk kez verecekleri dijital hizmet vergisi beyannamesini vermeden önce, Gelir İdaresi Başkanlığının www.digitalservice.gib.gov.tr adresinde yer alan formu doldurmaları gerekir. Söz konusu formun elektronik ortamda doldurulup onaylanması üzerine, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı nezdinde, dijital hizmet sağlayıcısı adına “Dijital Hizmet Vergisi Mükellefiyeti” tesis ettirilir.

Bu kapsamdaki mükelleflerden ayrıca işe başlama bildirimi aranmaz. Mükellefiyet tesisi üzerine İnternet Vergi Dairesinde işlem yapılabilmesi için mükellefe kullanıcı kodu, parola ve şifre verilir. “Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti” bulunanlar mevcut kullanıcı kodu, parola ve şifreleriyle işlem yaparlar.

2. Vergi Sorumlusu

Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması hâlleri ile gerekli görülen diğer hâllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutmaya yetkilidir.

Ç. MUAFİYET VE İSTİSNALAR

1. Muafiyet

Dijital hizmet vergisinden muafiyete dair düzenlemeler, Kanunun 4 üncü maddesinin (1) ila (5) numaralı fıkralarında yer almaktadır.

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında, ilgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, 1 inci maddede sayılan hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanların dijital hizmet vergisinden muaf olacağı hükme bağlanmıştır.

Mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınır.

Finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olunup olunmadığı ile gruba dâhil olan diğer üyeler; dijital hizmet sağlayıcısının Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi yönünden mükellefiyetinin bulunması halinde Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına göre, bu vergiler bakımından mükellefiyetinin bulunmaması halinde ise Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına göre tespit olunur.

Muafiyet uygulaması bakımından dijital hizmet sağlayıcısının (finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde grubun) verginin konusuna giren hizmetlerden elde ettiği toplam hasılat, hasılata ilişkin Tebliğin (II/A) bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde hesaplanır.

Türkiye’de elde edilen hasılatın, dünya genelinde elde edilen hasılata dâhil edilmesi gerektiği tabiidir.

Hesap dönemi, takvim yılını ifade eder.

2019 hesap döneminde Kanunun 1 inci maddesinde sayılan hizmetlere ilişkin Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından ve dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından fazla olanlar, Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Mart 2020 tarihi itibarıyla dijital hizmet vergisinin mükellefidirler.

2019 hesap döneminde söz konusu hizmetlerden Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından ya da dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar ise Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Mart 2020 tarihi itibarıyla bu vergiden muaf olacaklardır. Bunların müteakip (aylık) vergilendirme dönemleri bakımından Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.

Örnek 1: Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortam sağlayan ve işleten, aynı zamanda dijital ortamda reklam hizmeti de sunan ve finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olmayan (A) işletmesi, 2019 hesap döneminde söz konusu dijital hizmetlerin sunulmasından dünya genelinde 740 milyon avro, Türkiye’de ise 28 milyon TL hasılat elde etmiştir. Buna göre bu işletme, 2019 hesap döneminde dünya genelinde elde ettiği hasılatı 750 milyon avroyu aşmadığından, Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Mart 2020 tarihi itibarıyla dijital hizmet vergisinden muaf olacaktır.

Örnek 2: (K) ülkesinde yerleşik (B) işletmesi ile (L) ülkesinde yerleşik (C) işletmesi, (M) ülkesinde yerleşik (D) işletmesinin finansal muhasebe açısından grup işletmeleri olup grubun Kanun kapsamındaki dijital hizmetlerden dünya genelinde elde ettiği hasılat 900 milyon avrodur. 2019 yılında; (B) işletmesi sunduğu dijital reklam hizmetlerinden Türkiye’de 10 milyon TL, (C) işletmesi dijital içerik satışından Türkiye’de 7 milyon TL hasılat elde etmiştir. Grubun ana işletmesi (D) ise kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması hizmeti sunmak suretiyle Türkiye’de 8 milyon TL hasılat elde etmiştir. Buna göre grubun dijital hizmet vergisine tabi hizmetlerden Türkiye’de elde ettiği toplam hasılat 25 milyon TL’dir. Muafiyete ilişkin belirlenen hadlerin uygulanmasında, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olan bu işletmeler bakımından verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettikleri toplam hasılatın dikkate alınması gerektiğinden, muafiyet şartlarını taşımamaları nedeniyle grup işletmelerinin üçü de Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Mart 2020 tarihi itibarıyla ayrı ayrı dijital hizmet vergisinin mükellefi olacaktır.

Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, ilgili hesap dönemi içerisinde aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan hadlerin her ikisinin de aşılması hâlinde muafiyet sona erer ve haddin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren dijital hizmet vergisi mükellefiyeti başlar. Söz konusu hadlerin aşılıp aşılmadığının tespitinde, hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu itibarıyla ilgili hesap dönemi içinde elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınır.

Örnek 3: Görsel içeriklerin dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda izlenmesine yönelik dijital ortamda hizmet sunan ve finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olmayan (N) işletmesi, 2019 hesap döneminde Kanun kapsamındaki dijital hizmetler dolayısıyla dünya genelinde 589 milyon avro, Türkiye’de 54 milyon TL hasılat elde etmiştir. Buna göre söz konusu işletme Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Mart 2020 tarihi itibarıyla bu vergiden muaf olacaktır.

İşletmenin, 2020 hesap döneminde aynı hizmetlerden elde ettiği hasılata ilişkin tablo ise aşağıdaki gibidir:

Buna göre, 2020 hesap döneminin Ocak-Haziran döneminde söz konusu işletme tarafından elde edilen hasılat tutarı, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan her iki haddi de aştığından 2020 hesap dönemi Haziran ayı sonu itibariyle işletme bakımından muafiyet sona erecektir. Mezkûr maddenin ikinci fıkrasına göre, hadlerin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme dönemi olan 2020 hesap dönemi Ekim ayı başından itibaren işletmenin dijital hizmet vergisi mükellefiyeti başlayacaktır.

Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre, birbirini takip eden iki hesap dönemi boyunca birinci fıkradaki hadlerden herhangi birinin altında kalanların vergi muafiyeti, izleyen hesap döneminden itibaren tekrar başlar.

Örnek 4: Finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olmayan (S) işletmesi sesli içeriklerin dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine ve elektronik cihazlara kaydedilmesine yönelik dijital ortamda hizmet sunmaktadır. İşletmenin bu hizmetlerden elde ettiği hasılat tutarları hesap dönemleri itibarıyla aşağıdaki gibidir:

Yukarıdaki hasılat tutarlarına göre, 2021 ve 2022 hesap dönemlerinde elde edilen hasılat tutarları Kanunda belirlenen muafiyet hadlerinin en az birinin altında kaldığından, (S) işletmesi 2023 hesap döneminin başından itibaren dijital hizmet vergisinden muaf olacaktır.

Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre, Cumhurbaşkanı, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan hadleri, verginin konusuna giren hizmet türlerine göre ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir.

2. Muafiyete İlişkin Belgelendirme ve Bildirim Yükümlülüğü

Kanunun 4 üncü maddesinin beşinci fıkrasına göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, muafiyetin tespiti ve uygulanması amacıyla bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bu kapsamda bildirim ve belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında doğru olarak yerine getirmeyenlere, yükümlülüklerini yerine getirmeleri için 30 gün ek süre verilir. Verilen ek süre içerisinde, bildirim ve belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında doğru olarak yerine getirmeyenler bu maddede yer alan muafiyetten yararlanamaz.

Bu yetki kapsamında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılan hizmetleri sunan dijital hizmet sağlayıcılarının, vergiden muaf olduklarını aşağıda yapılan açıklamalar doğrultusunda tevsik etmesi uygun bulunmuştur.

Bir hesap dönemi içinde verginin konusuna giren hizmetler dolayısıyla Türkiye’de elde edilen hasılat tutarı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen haddi aşmakla birlikte dijital hizmet vergisi mükellefiyeti tesis ettirmeyen yurt dışında yerleşik dijital hizmet sağlayıcılarının vergiden muaf olduklarını, Türkiye ile birlikte dünya genelinde en az beş ülkede faaliyette bulunan bir bağımsız denetim kuruluşu tarafından, bu Tebliğde yer alan açıklamalara ve uluslararası denetim standartlarına uygun olarak düzenlenecek bağımsız denetim raporuyla, ilgili hesap dönemini takip eden 30 Haziran tarihine kadar tevsik etmeleri şarttır.

Bu raporun asgari, dijital hizmet sağlayıcısının;

• Unvan, iletişim (adres, telefon, e-mail ve benzeri) ve ortaklık bilgileri ile faaliyetlerine ilişkin bilgileri,

• Dijital hizmetleri sunduğu alan adları ve IP adreslerini,

• Varsa Türkiye’deki yetkili temsilcisine ilişkin bilgileri (unvan ve iletişim),

• Verginin konusuna giren hizmet türleri itibarıyla Türkiye’de elde edilen hasılat tutarını,

• Verginin konusuna giren hizmet türleri itibarıyla dünya genelinde elde edilen hasılat tutarını,

• Kanun kapsamındaki muafiyet durumuna ilişkin değerlendirmeyi,

içermesi gerekir.

Dijital hizmet sağlayıcısının finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması durumunda söz konusu raporun bu kapsamdaki grup işletmelerine ilişkin bilgileri (unvan ve iletişim bilgileri, verginin konusuna giren hizmetlerden Türkiye’de ve dünyada elde edilen hasılat ve benzeri) de içermesi ve raporda değerlendirmenin buna göre yapılması gerekir.

Söz konusu rapor ile raporun Türkiye’de faaliyette bulunan yeminli tercüman tarafından Türkçeye tercüme edilmiş bir örneği, dijital hizmet sağlayıcısı tarafından www.digitalservice.gib.gov.tr adresine 30 Haziran tarihine kadar elektronik olarak yüklenir.

Yukarıda belirtilen tutarın üzerinde hasılat elde edilen her hesap dönemi için aynı usul dairesinde rapor düzenlenir ve söz konusu adres üzerinden aynı şekilde yüklenir.

Söz konusu raporun belirtilen süre ve şekilde elektronik ortama yüklenmemesi halinde, dijital hizmet sağlayıcısına (varsa Türkiye’deki yetkili temsilcisine) internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununda sayılan tebligat yöntemleri ve/veya elektronik posta ve/veya diğer tüm iletişim araçları kullanılarak 30 günlük ek süre verilir.

Bu süre içerisinde de belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında doğru olarak yerine getirilmemesi veya bu bölümde düzenlenen belgelendirme yükümlülüğü kapsamında bulunulmadığının tevsik edilememesi halinde, muafiyetten yararlanılamaz.

Gelir İdaresi Başkanlığı veya Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı, bir hesap dönemi içinde verginin konusuna giren hizmetler dolayısıyla Türkiye’de elde ettiği hasılat tutarı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen haddi aşmakla birlikte dijital hizmet vergisi mükellefiyeti tesis ettirmeyen Türkiye’de yerleşik dijital hizmet sağlayıcılarından vergiden muaf olduklarını tevsik etmelerini yazılı olarak isteyebilir.

Bu durumda, tevsike yönelik bilgi ve açıklamaların, söz konusu talebin tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yazılı olarak sunulması gerekir.

Bilgi ve açıklamaların yeterli bulunmaması halinde, dijital hizmet sağlayıcısının muafiyetinin tevsikinin yukarıda açıklanan çerçevede bağımsız denetim raporuyla yapılması istenebilir. Söz konusu bağımsız denetim raporunun, bu talebin dijital hizmet sağlayıcısına tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde ibraz edilmesi gerekir. Bu süre içinde raporun ibraz edilmemesi durumunda dijital hizmet sağlayıcısına 30 günlük ek süre verilir.

Bu süre içerisinde de belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında doğru olarak yerine getirilmemesi halinde, muafiyetten yararlanılamaz.

3. İstisnalar

Kanunun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasına göre;

a) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesi kapsamında üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler,

b) 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesi kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler,

c) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4 üncü maddesi kapsamındaki hizmetler,

ç) 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler,

d) 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12 nci maddesi kapsamında yer alan ödeme hizmetleri,

dolayısıyla elde edilen hasılat dijital hizmet vergisinden müstesnadır. Bu hizmetlerden elde edilen hasılat, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki hadlerin tespitinde dikkate alınmaz.

Kanunun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasının (c) bendine göre 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4 üncü maddesi kapsamındaki hizmetlerden elde edilen hasılat vergiden müstesna olduğundan, gerek bankalarca gerekse ilgili mevzuat çerçevesinde yetkilendirilmelerine bağlı olarak diğer finansal kuruluşlar tarafından yapılabilen söz konusu maddede sayılan faaliyetler dolayısıyla elde edilen hasılat vergiden istisnadır. Söz konusu istisna uygulaması bakımından, hizmeti sunan banka veya finansal kuruluşun yerleşik olduğu ülkenin önemi yoktur.

Örneğin, bankalar veya ilgili mevzuat kapsamında yetkilendirilen diğer finansal kuruluşlar tarafından dijital ortamda sunulan;

• Vadeli işlem sözleşmelerinin, opsiyon sözleşmelerinin, birden fazla türev aracı içeren basit veya karmaşık yapıdaki finansal araçların alım satımına aracılık işlemleri,

• Sermaye piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla satışına aracılık işlemleri,

• Daha önce ihraç edilmiş olan sermaye piyasası araçlarının aracılık maksadıyla alım satımının yürütülmesi işlemleri,

• Sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik aracılık hizmetleri,

dolayısıyla elde edilen hasılat istisna kapsamındadır.

Kanunun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasının (ç) bendinde düzenlenen istisnanın uygulanabilmesi için, satışı ve/veya üzerinden yapılan hizmet sunumları verginin konusuna giren dijital içeriklerin ve dijital ortamların, 5746 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde, aynı fıkranın (a) bendinde tanımlanan Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulması gerekir.

Bu kapsamda, aşağıda sayılan ürünler bakımından istisna uygulanmayacağı tabiidir:

• Pazarlanabilir/kullanılabilir aşamaya gelmiş veya halihazırda pazarlanan/kullanılan ancak 5746 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde oluşturulmamış ürünlerin geliştirilmesi amacıyla Ar-Ge merkezlerinde geliştirilen ürünler,

• 5746 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde yenilik faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünler,

• 5746 sayılı Kanun kapsamındaki tasarım faaliyetleri neticesinde geliştirilen/iyileştirilen/farklılaştırılan/oluşturulan ürünler,

• İlgili mevzuata göre Ar-Ge kapsamında sayılmayan faaliyetler neticesinde oluşturulan ürünler.

Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünler üzerinden sunulan dijital hizmetin, ürün sahibi tarafından aynı zamanda bu niteliği taşımayan ürünler üzerinden de sunulması halinde, istisna, münhasıran bu niteliği taşıyan ürünler üzerinden sunulan hizmet dolayısıyla elde edilen hasılata uygulanır.

Örneğin, bir işletmenin, yukarıda belirtilen şekilde Ar-Ge merkezinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturduğu bilgisayar antivirüs programının satışından elde ettiği hasılat istisna kapsamındadır.

Kanunun 4 üncü maddesinin altıncı fıkrasında sayılan istisna kapsamındaki hizmetleri sunanlarca, istisna kapsamında olmayan diğer hizmetlerin de sunulması halinde, istisna kapsamında olmayan hizmetlerden elde edilen hasılatın vergilendirileceği tabiidir.

4. İstisna ve Muafiyetlerin Sınırı

Kanunun 4 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, dijital hizmet vergisine ilişkin istisna veya muafiyetler, ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümleri dijital hizmet vergisi bakımından geçersizdir.

Bu kapsamda, söz konusu düzenleme ile, 7194 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra diğer kanunlarla, bu Kanun dışında düzenlenmek suretiyle getirilmiş veya getirilecek olan istisnaların dijital hizmet vergisi açısından geçersiz olması sağlanmıştır.

Örneğin, bir kurumun kuruluş kanununda gelirlerinin her türlü vergi, resim, harç, pay ve fondan muaf olduğuna dair hüküm bulunması, bu kurumun Kanunun konusuna giren hizmetleri dolayısıyla elde ettiği hasılata dijital hizmet vergisi uygulanmasına engel teşkil etmez.

II- VERGİNİN MATRAHI, ORANI VE HESABI

A. MATRAH

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili vergilendirme döneminde verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılattır. Hasılatın döviz ile hesaplanması halinde döviz, hasılatın elde edildiği günkü Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilir. Merkez Bankasınca Resmî Gazete’de ilan edilmeyen dövizlerin Türk parasına çevrilmesinde ise cari kur esas alınır.

Her ne ad altında olursa olsun elde edilen hasılatın tamamı matraha dâhildir. Bu kapsamda, satış, işlem veya hizmet bedeli, komisyon ücreti, abonelik bedeli, üyelik bedeli, aracılık bedeli ve benzer adlar altında alınan veya borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerlerin tamamı hasılata, dolayısıyla matraha dâhildir.

Sunulan dijital hizmetlere ilişkin vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler matraha dâhildir. Bu tür müteferri gelirlerin hizmetin sunulduğu vergilendirme dönemlerini takip eden vergilendirme dönemlerinde elde edilmeleri halinde, elde edildikleri vergilendirme döneminin matrahına dâhil edilirler. Tahsilat aşamasında mükellef aleyhine kur farkı oluşması halinde ise söz konusu fark, oluştuğu vergilendirme döneminin matrahının tespitinde dikkate alınabilir.

Dijital ortamda mal veya hizmet satışına aracılık dolayısıyla elde edilen hasılata konu tutardan, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 48 inci maddesi kapsamında alıcıların (tüketicilerin) cayma hakkını kullanması nedeniyle malların satıcılara iade edilmesi, hizmetlerin ifa edilmemesi ve mal veya hizmet bedelinin alıcılara (tüketicilere) iade edilmesine bağlı olarak mükellef tarafından muhatabına iade edilen kısmının, söz konusu iadenin yapıldığı vergilendirme döneminin matrahının tespitinde dikkate alınması mümkündür.

Verginin konusuna giren dijital hizmetlerin parçası veya tamamlayıcısı niteliğinde bulunan hizmetler dolayısıyla elde edilen hasılat, bu hizmetler dijital ortam dışında ifa edilse ya da bunlar için ayrıca bir bedel tahakkuk ettirilse veya fatura ve benzeri belge düzenlense dahi, matraha dâhildir.

Ancak, verginin konusuna giren dijital hizmetler ile dijital hizmetin parçası veya tamamlayıcısı niteliği bulunmayan ve işleme taraf olmayan üçüncü kişilerce de işlemden bağımsız olarak ifa edilebilen verginin konusuna girmeyen hizmetlerin birlikte sunulması durumunda, hizmetlerin bedellerinin emsallere uygun olarak tespit edilmesi suretiyle hizmetlerden elde edilen hasılatın ayrıştırılması kaydıyla, matraha, sadece verginin konusuna giren dijital hizmetlere isabet eden hasılatın dâhil edilmesi mümkündür. Bu şekilde birlikte sunulan hizmetlerde;

• Verginin konusuna giren dijital hizmetlerin bedelinin emsallere uygun olması, dijital hizmet sağlayıcısı tarafından sadece dijital hizmet sunulan (verginin konusuna girmeyen bir hizmet içermeyen) işlemlerde elde edilen bedelden düşük olmamak üzere, hizmete mütenasip tespit edilen bedeli,

• Verginin konusuna girmeyen hizmetlerin bedelinin emsallere uygun olması ise hizmete ilişkin piyasada oluşan bedeller, mükellef ve sunduğu hizmetin ölçeği, katlanılan maliyetler, üstlenilen riskler, hizmetin niteliğindeki farklılıklar ve benzeri hususlar dikkate alınmak suretiyle bu hizmetin benzer ölçütler dâhilinde aynı/benzer hizmetleri sunan herhangi bir üçüncü kişi tarafından sunulması durumunda talep edilebilecek bedelden yüksek olmamak üzere, hizmete mütenasip tespit edilen bedeli,

ifade eder. Birlikte sunulan söz konusu hizmetlerden elde edilen hasılatın belirtilen şekilde ayrıştırılamaması durumunda, hasılatın tamamının matraha dâhil edilmesi gerekir.

Bu kapsamda, örneğin, dijital ortamda mal alım satımına aracılık eden ve satıcılarla yaptığı sözleşmeler çerçevesinde satıcılara ait malların depolanması, satılan malların teslimatı ve mallara ilişkin çağrı merkezi hizmetlerini de sunabilen bir mükellefin, mal teslimatı ve çağrı merkezi hizmetleri aracılık hizmetinin parçası ve tamamlayıcısı niteliğinde olduğundan bu hizmetler dolayısıyla elde ettiği hasılatın tamamı matraha dâhil iken, satıcılara verdiği depolama hizmetleri dolayısıyla elde ettiği hasılat, emsallere uygun olarak tespit edilmesi kaydıyla, matraha dâhil edilmeyecektir.

Dijital hizmet sağlayıcıları tarafından ödenen katma değer vergisi hasılata dâhil değildir.

Sunulan hizmete ilişkin düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilen ticari teamüllere uygun iskontoların matrahının tespitinde dikkate alınması mümkündür. Hasılatın elde edildiği vergilendirme döneminden sonra yapılan iskontoların matrahtan indirilmesi mümkün değildir.

Hasılatın mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerlerle elde edilmesi halinde matrah, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesi hükümlerine göre tespit olunur.

Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verginin matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında indirim yapılmaz. Buna göre, bir dijital hizmet vergisi mükellefinin verginin konusuna giren hizmetleri sunabilmesi için dijital hizmet vergisi mükelleflerinden ya da bu verginin mükellefi olmayanlardan yaptığı, verginin konusuna girsin girmesin, alımlar dolayısıyla katlandığı gider veya maliyetleri veya bunlara ilişkin ödediği vergileri dijital hizmet vergisi matrahından indirmesi mümkün değildir.

Dijital hizmet vergisi, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmez.

Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki dijital içeriklerin aracı platformlar vasıtasıyla satışında, içeriği satanın açıkça belirtilmediği ve bu durumun taraflar arasındaki sözleşmelere yansıtılmadığı, düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde dijital içeriği satana ait bilgilere açıkça yer verilmediği hallerde dijital içerik satışına ilişkin hasılatın tamamı söz konusu içeriğin satışına aracılık eden mükellefin matrahına dâhil edilir.

Örnek 1: Mükellef (A) işletmesinin, dijital ortamda sunmuş olduğu reklam hizmetlerinden dolayı Mart 2020 vergilendirme döneminde elde ettiği döviz cinsinden hasılata ilişkin matrah aşağıdaki gibidir.

Örnek 2: Mükellef (B) işletmesi, Nisan 2020 vergilendirme döneminde dijital ortamda sunduğu reklam hizmeti dolayısıyla (C) işletmesinden 10 milyon TL hasılat elde etmiştir. Mükellef (B) işletmesi bu hizmetin bir kısmını aynı dönemde mükellef (D) işletmesinin oyun uygulamasında reklamın yayınlanması suretiyle sunmuş ve bunun karşılığında mükellef (D) işletmesine 4 milyon TL ödemiştir.

Buna göre, Nisan 2020 vergilendirme döneminde söz konusu reklam hizmetleri dolayısıyla mükellef (B)’nin matrahı 10 milyon TL, mükellef (D)’nin matrahı ise 4 milyon TL olacaktır.

Örnek 3: Mükellef (E) işletmesi, Mayıs 2020 vergilendirme döneminde sanal mağazasında kendisine ait dijital oyuna erişim hakkını kullanıcı (K)’ye 10 TL karşılığında satmıştır. (E) işletmesi aynı dönemde oyuna erişim hakkını ayrıca mükellef (F) işletmesinin sanal mağazası aracılığıyla kullanıcı (L)’ye de 13 TL’ye satmıştır. (E) işletmesi (L)’ye yapılan satış dolayısıyla (F) işletmesine 3 TL komisyon ödemiştir.

Buna göre, Mayıs 2020 vergilendirme döneminde (E) işletmesinin dijital oyun satışlarından elde edilen hasılat dolayısıyla matrahı (10 TL + 13 TL=) 23 TL, (F) işletmesinin dijital oyun satışına aracılıktan elde edilen hasılat dolayısıyla matrahı 3 TL olacaktır.

Örnek 4: Sosyal medya platformu işleten mükellef (G), Haziran 2020 vergilendirme döneminde kullanıcılardan ayrıcalıklı abonelik hizmeti kapsamında 15 milyon TL hasılat elde etmiştir. Aynı dönemde, ayrıca, söz konusu platform üzerinden sunduğu reklam hizmetleri dolayısıyla reklam verenlerden 25 milyon TL hasılat elde etmiştir.

Buna göre, Haziran 2020 vergilendirme döneminde (G) işletmesinin matrahı (15 milyon TL + 25 milyon TL=) 40 milyon TL olacaktır.

B. VERGİNİN ORANI VE HESABI

Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, dijital hizmet vergisinin oranı %7,5’tir.

Dijital hizmet vergisi, verginin kapsamına giren hizmetlere ilişkin geçerli vergi oranının matraha uygulanması suretiyle hesaplanır.

Verginin konusuna giren birden fazla hizmetin tek bedel karşılığında birlikte sunulması halinde, matraha uygulanacak vergi oranı olarak bu hizmetlerden geçerli en yüksek vergi oranına tabi olan dikkate alınır.

Aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca, bu şekilde hesaplanan vergiden herhangi bir indirim yapılmaz.

Aynı maddenin beşinci fıkrasına göre, Cumhurbaşkanı, dijital hizmet vergisi oranını, hizmet türleri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte %1’e kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya yetkilidir.

III- VERGİLENDİRME DÖNEMİ, VERGİNİN BEYANI, TARHI VE ÖDENMESİ İLE VERGİ GÜVENLİĞİ

A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ

Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, dijital hizmet vergisinde vergilendirme dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleridir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit etmeye yetkilidir.

B. VERGİNİN BEYANI

1. Beyan Esası ve Beyannamenin Verilme Zamanı

Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, dijital hizmet vergisi, mükellefin beyanı üzerine tarh olunur.

Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulandığı durumlarda beyan, vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından yapılır.

Dijital hizmet vergisi mükellefleri ile Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulandığı durumlarda vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, dijital hizmet vergisi beyannamelerini vergilendirme dönemini takip eden ayın son günü akşamına kadar vermekle yükümlüdürler.

Mükellefler, bir vergilendirme döneminde vergiye tabi hasılat elde etmeseler dahi bu dönemlerle ilgili olarak beyanname vermek zorundadır.

Ancak, Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca vergi sorumluluğu yüklenenlerin, vergi kesintisine tabi işlemlerinin bulunmadığı vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak beyanname verme zorunlulukları yoktur.

2. Beyannamelerin Elektronik Ortamda Gönderilmesi

Kanunun 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan yetkilere istinaden, dijital hizmet vergisi beyannamelerinin tamamının www.digitalservice.gib.gov.tr adresi üzerinden elektronik ortamda gönderilmesi uygun bulunmuştur.

Dijital hizmet vergisi mükellefiyeti tesis ettirilenlerden, Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisi bakımından mükellefiyeti bulunmayanların herhangi bir had ile sınırlı olmaksızın beyannamelerini 213 sayılı Kanunun mükerrer 227 nci maddesi uyarınca meslek mensuplarına imzalatma zorunluluklarının olmaması uygun bulunmuştur.

İlgili vergilendirme döneminde vergiye tabi hasılat elde edilmemesi halinde, beyannamede yer alan “Beyannamede beyan edilecek matrahım bulunmamaktadır.” kutucuğu işaretlenmek suretiyle ilgili döneme ait beyanname verilir.

Her bir hizmet türü itibarıyla elde edilen hasılatın, beyannamenin matrah bölümünde yer alan ilgili hizmet türüne ilişkin satırda ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerin tespit ve tevsikinde, Gelir İdaresi Başkanlığı ve vergi dairesi kayıtları esas alınır.

C. TARH İŞLEMLERİ

1. Tarh Yeri

Kanunun 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre, dijital hizmet vergisi, katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan dijital hizmet sağlayıcıları için bu vergi bakımından bağlı bulundukları vergi dairesince, bulunmayanlar bakımından Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek vergi dairesince tarh olunur.

Ancak, aynı maddenin sekizinci fıkrasında yer alan yetki kapsamında, dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesinin Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı olması uygun bulunmuştur.

2. Tarhiyatın Muhatabı

Kanunun 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, dijital hizmet vergisi, bu vergiye mükellef olan veya vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunur.

Adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri adına tarhiyat yapılır.

Ç. VERGİNİN ÖDENMESİ

Kanunun 6 ncı maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu tutulanlar, bir vergilendirme dönemine ait dijital hizmet vergisini beyanname verme süresi içinde öderler.

Ödeme; vergi dairelerine ve tahsile yetkili bankalara yapılabileceği gibi, Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden tahsile yetkili bankaların banka kartı veya kredi kartı ile de yapılabilir.

D. VERGİNİN GİDER OLARAK İNDİRİLEBİLMESİ

Kanunun 6 ncı maddesinin yedinci fıkrasına göre, dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.

E. YETKİ

Kanunun 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrasına göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, dijital hizmet vergisi beyannamesinin ve eklerinin şekil ve muhtevasını belirlemeye, faaliyetin gereğini göz önünde tutarak mükellefin müracaatı üzerine veya resen tarh yerini tayin etmeye, mükellef veya vergi sorumlularına sadece vergiye tabi hizmetlerin sunulduğu dönemler için beyanname verdirmeye, verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Bu yetki kapsamında bazı hususlar bakımından aşağıdaki şekilde işlem tesis edilmesi uygun bulunmuştur.

Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisi bakımından mükellefiyeti bulunmayan dijital hizmet vergisi mükelleflerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, vergi kapsamındaki hizmetlerin sunulmasından elde edilen hasılata ilişkin tevsik edici tüm bilgi, belge ve elektronik kayıtlar, gerektiğinde ibraz edilmek üzere mezkûr Kanunun muhafaza ve ibraz hükümleri gereğince muhafaza edilir.

Türkiye’de gelir ve kurumlar vergisi bakımından mükellefiyeti bulunanlar ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak işlem tesis eder.

F. DÜZELTME

Sunulan dijital hizmetin iadesi mümkün bulunmadığından ve dijital hizmet vergisi hasılat üzerinden alınan bir vergi olduğundan dijital hizmetlere ilişkin hesaplanan verginin düzeltilmesi ve iadesi söz konusu değildir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununda düzenlenen vergi hatası kapsamındaki düzeltme talepleri, mezkûr Kanun hükümlerine göre değerlendirilir.

G. VERGİ GÜVENLİĞİ

Kanunun 7 nci maddesinde;

• 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergilere ilişkin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen bu Kanun kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanunda sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabileceği ve bu durumun Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edileceği,

• İlan tarihinden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verileceği, bu kararın erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderileceği ve engelleme kararlarının gereğinin bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirileceği,

• Vergi güvenliği uygulamasına ilişkin usul ve esasların, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının görüşü alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre;

• Bu maddede yer alan yetki, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren tüm vergiler bakımından beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini tam, zamanında ve doğru olarak yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarına yöneliktir.

• Hazine ve Maliye Bakanlığınca engelleme kararı verilmeden önce;

– Yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerektiği hususu, dijital hizmet vergisini tarha yetkili olan Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından, dijital hizmet sağlayıcısının internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanunda sayılan tebligat yöntemleri ve/veya elektronik posta ve/veya diğer tüm iletişim araçları ile dijital hizmet sağlayıcısına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine ihtarda bulunulur,

– Söz konusu ihtarda, hangi yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerektiği belirtilir ve dijital hizmet sağlayıcısından bu yükümlülüklerin, durumun taraflarına iletildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yerine getirilmesi istenir,

– Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde, dijital hizmet sağlayıcısına ilişkin bilgilere yer verilmek suretiyle Kanunun 7 nci maddesi kapsamında ihtarda bulunulduğu, ihtar gereğinin yapılmaması halinde mezkûr maddeden kaynaklı tüm yetkilerin kullanılacağı ilan edilir.

• İlandan itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, Hazine ve Maliye Bakanlığınca dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine karar verilir.

• Bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir ve engelleme kararlarının gereği, bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.

• Yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde;

– Henüz erişimin engellenmesi kararı verilmemişse bu yönde karar verilmez, bu yönde karar verilmiş ancak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilmemiş ise işlemlere devam edilmez,

– Karar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilmiş ancak henüz erişim sağlayıcıları tarafından kararın gereği yerine getirilmemişse Hazine ve Maliye Bakanlığınca işlemlere devam edilmemesi gerektiği hususu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna bildirilir,

– Erişim sağlayıcıları tarafından erişim engellenmişse, Hazine ve Maliye Bakanlığınca erişimin engellenmesinin kaldırılması hususu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna iletilir, bu hususun bildiriminden itibaren yirmi dört saat içerisinde erişim sağlayıcıları tarafından dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişim açılır.

YÜRÜRLÜK

Bu Tebliğ, 1 Mart 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Tebliğ olunur.


Kaynak: Resmi Gazete 20.03.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-uygulama-genel-tebligi-yayinlandi/feed/ 0
Dijital Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi, Araç ÖTV, KDV ve Gider Kısıtlaması, Hakemlere Vergi, Vergiden muaf SM Erbaplarına Yeni vergi https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-konaklama-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-otv-kdv-ve-gider-kisitlamasi-hakemlere-vergi-vergiden-muaf-sm-erbaplarina-yeni-vergi/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-konaklama-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-otv-kdv-ve-gider-kisitlamasi-hakemlere-vergi-vergiden-muaf-sm-erbaplarina-yeni-vergi/#respond Tue, 10 Dec 2019 19:00:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=72699 İSMMMO Bilgi Yazısı

7.12.2019


GELİR VERGİSİ, VERGİ USUL, EMLAK VERGİSİ
KANUNLARINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ve “DİJİTAL HİZMET VERGİSİ”,
“DEĞERLİ KONUT VERGİSİ”, “KONAKLAMA VERGİSİ”


Değerli Üyemiz;

05 Aralık 2019 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yasalaşan “7194 Sayılı Dijital Hizmet
Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun 30971 Sayılı ve 07/12/2019 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yapılan düzenleme ile; “Dijital Hizmet Vergisi”, “Değerli Konut Vergisi” ve “Konaklama Vergisi” adıyla üç yeni vergi yürürlüğe girmiştir.

Ayrıca, GVK, VUK ve Emlak Vergi Kanunların da değişikliler yapılmıştır. Yapılan düzenleme ile;

 GVK 103.Maddesindeki Gelir vergisi tarifesine yeni bir dilim eklenerek, 500.000 lirayı geçen gelirler için gelir vergisi oranı % 40’a çıkartılmıştır.

Tek işverenden alınan ücret tutarının 500.000 lirayı geçmesi durumunda Yıllık GV beyannamesi verilecektir.

 GVK 18. Maddesinde belirtilen Telif kazançlarında, Elde edilen kazanç 500.000 lirayı
geçmesi halinde istisna uygulanmayacaktır. 500.000 TL ve üzerindeki telif kazançları
için Yıllık GV beyannamesi verilecektir.

 Ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya benzeri ödeme araçlarının temini şeklinde
yapılması şartıyla, bir günlük ulaşım bedelinin 10 TL’yi aşmaması koşulu ile
çalışanlara bu şekilde sağlanan menfaatin gelir vergisinden istisna olması sağlanmış,

Kiralanan binek otomobillerine ilişkin kiralarının gider yazılmasına sınırlama
getirilmiştir. 5.500 TL’nin altındaki kiralama bedeli kayıtlara gider olarak alınacaktır.
Aşan kısımlar KKEG olacaktır.

Aktife kayıtlı veya kiralanan binek otomobillerine ilişkin giderlerin % 70’lik kısmı gider yazılacak. Kalan % 30 lık kısmı KKEG olacaktır.

Vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan vergi indiriminin koşullarından olan, beyan üzerine tahakkuk eden vergilerin yasal süresinde ödenmesi koşulu konusunda esneklik sağlanmış olup, Beyannamelerin süresinde verilmesi, Tahakkuk eden vergilerin Yıllık GV ve KV beyannamelerinin verilme tarihine kadar ödenmesi koşulu
ile % 5 indirimden yararlanılacaktır.

 En üst ligde yer alan sporcu ücretlerinden yapılan gelir vergisi stopajı oranı % 15’den
% 20’ye çıkartılmış, sporcu ücretinin 500.000 TL’yi geçmesi durumunda yıllık
beyannameyle beyan edilecektir. Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen
ücretlerle ilgili istisna daraltılmıştır. İstisna sadece amatör lig maçı yöneten
hakemlere uygulanacaktır.

 “Kanun yolundan vazgeçme” adıyla yenir uzlaşma müessesesi ihdas edilmiş, kanun
yolundan vazgeçenlere tarh edilen vergide ve cezada indirim yapılması
öngörülmüştür.

 İzaha davet uygulamasında verilen izah ve beyanname verme süreleri uzatılmıştır. 15
gün olan süre 30 güne çıkartılmıştır.

Vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirme oranı yeniden
düzenlenmiştir. İndirim oranı % 50 olarak belirlenmiştir.

Değeri 5 Milyon TL ve bu tutarı aşan Mesken nitelikli taşınmazlardan “Değerli Konut Vergisi” alınacaktır.

 01 /EKİM/ 2019 Tarihinde yürürlüğe giren Turizm Payı beyanı dışında sektörde yeni
bir vergileme getirilmiştir. Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart, misafirhane ve
kamping gibi konaklama tesislerinden Konaklama Vergisi alınacaktır.31/12/2020’a
kadar %1, 01/01/2021 den itibaren % 2 oranında vergi alınacaktır.

Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile, Uluslararası dijital hizmet sağlayıcılarının Türkiye’de verdikleri; hizmetlere vergi getirilmiştir. Dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili birer aylık vergilendirme dönemlerinde verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılat olacaktır. Verginin oranı %7,5 olacaktır.


GELİR VERGİSİ KANUNUN DA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
7194 SK MADDE -10- (TELİF KAZANÇLARI İSTİSNASI UYGULAMASI DEĞİŞMİŞTİR.)

31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.

“Bu madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü
gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların,

94’üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.”

AÇIKLAMA:
Yapılan düzenleme ile; Gelir Vergisi Kanununun 18’inci maddesinde yapılan değişiklik ile
gelir vergisi tarifesinin 4’üncü gelir diliminde yer alan tutarın (500 Bin TL) üzerinde telif
kazancı elde edenlerin, Gelir Vergisi Kanununun 18’nci maddesinde düzenlenen istisnadan faydalanamamaları ve beyanname vermeleri düzenlenmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 18’nci maddesinde belirtilen serbest meslek (Müellif, mütercim,
bilgisayar programcısı, roman, makale vb.) kazançları gelir vergisinden istisna olmakla
birlikte; GVK madde 94/2-a uyarınca bu kapsama giren serbest meslek işleri dolayısıyla
yapılan ödemelerden nihai vergi niteliğinde %17 oranında stopaj yapılmaktadır.

Bir takvim yılı içerisinde bu kapsamda elde ettiği gelirleri toplamı belirlenen sınırı aşmayan mükelleflerin bu kazançları üzerinden tevkif suretiyle ödenen vergiler nihai vergi olacak, ayrıca bu kazançları için yıllık beyanname verilmeyecek veya diğer gelirleri için beyanname verilmesi halinde bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir.

Madde kapsamında elde edilen kazançları belirlenen sınırı aşan mükellefler ise bu kazançların SADECE AŞAN TUTARINI DEĞİL, TAMAMINI yıllık GV beyannamesi ile beyan edeceklerdir.

Bu durumda olan mükelleflerce beyan edilen kazanç ve iratlar üzerinden hesaplanan gelir
vergisinden, Kanunun 94’üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenen vergiler mahsup
edilecektir.

Beyan yükümlülüğü altına girecek olan Telif kazancı elde eden serbest meslek erbabının
Yapacağı Ücret, Kira, Serbest meslek ödemesi gibi 94’üncü madde kapsamında yapacağı
ödemeler bulunması durumunda tevkifat yapmakla yükümlü yoktur.

Başka bir anlatım ile Telif Kazancı elde eden kişinin yapacağı ücret ödemesinden, kira ödemesinden ve Serbest meslek ödemesinden tevkifat yapılmayacaktır.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020


Çalışana günlük 10 TL’lik ulaşım desteğine GV istisnası  

7194 SK MADDE- 11-(İŞ VERENLERCE ÖDENEN ULAŞIM GİDERİ İSTİSNASI)
193 sayılı Kanunun 23’üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan
“taşıma giderleri” ibaresinden sonra gelmek üzere aşağıdaki parantez içi hüküm
eklenmiştir.

(10) numaralı bent’e eklenen hüküm:
İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması hâlinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

AÇIKLAMA:
Maddeyle, işverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, bir günlük ulaşım bedelinin
10 TL’yi aşmaması kaydıyla hizmet erbabına toplu taşıma kartı ve bileti veya bu amaçla
kullanılan ödeme araçları ile sağlanan menfaatlerin de gelir vergisinden istisna edilmesi
sağlanmıştır. İstisnadan yararlanılması için işveren çalışana Mavi Kart, İstanbul Kart veya
benzeri ödeme araçları vermeleri gerekir. Nakit ödemeler ayni ücret olarak vergilendirilir.

Ödemenin günlük (Çalışılan gün) 10 TL tutarı aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak NAKDEN yapılan ödemeler ayni ücret olarak vergilendirilir.

Yürürlük Tarihi: Kanunun yayım tarihini izleyen ay başında (01/01/2020)


Hakem ücretinin vergiye tabi tutulması

7194 SK MADDE – 12-: (AMATÖR MAÇLARI YÖNETEN HAKEM ÜCRETLERİ GELİR
VERGİSİNDEN İSTİSNA EDİLMİŞTİR.)

193 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.

“4. Amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler (basketbol ve voleybol
spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç);”

AÇIKLAMA

Yapılan düzenleme ile;, Gelir Vergisi Kanununun 29’uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yapılan değişiklik ile spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlere uygulanan gelir vergisi istisnası kaldırılmıştır.

İstisna sadece AMATÖR spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlerden (basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç) Gelir vergisi tevkifatı yapılmayacak, istisna uygulanacaktır.

Yürürlük Tarihi: Kanunun yayım tarihini izleyen ay başında (01/01/2020)


Binek Araçlarda Gider Kısıtlaması

7194 SK MADDE -13- ( TİCARİ KAZANÇ SAHİPLERİ İÇİN BİNEK ARAÇLARIN GİDER
KISITLAMASI VE AMORTİSMAN AYRILMASI )

193 sayılı Kanunun 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1), (5) ve (7) numaralı bentlerine
sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.

(1) numaralı bent’e eklenen hüküm:
“(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)

(5) numaralı bent’e eklenen hüküm:
“(Şu kadar ki faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i indirilebilir.)”

(7) numaralı bent’e eklenen hüküm:
“(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)”

AÇIKLAMA:

Yapılan düzenleme ile
a)- Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin ancak 5.500 TL’ye kadarlık kısmı gider yazılabilecektir. Gider yazılamayan kısım ve kısıma isabet eden KDV KKEG olarak kayıtlar alınacaktır.

b)- Binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisini maliyete eklemeyerek doğrudan gider yazmak isteyenler, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmının doğrudan gider yazabileceklerdir. Gider yazılamayan kısım KKEG olarak kayıtlar alınacaktır

c)- Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i gider yazılabilecektir.
Gider yazılamayan kısım %30’luk kısmı ve bu kısma isabet eden KDV si KKEG olarak kayıtlar alınacaktır.

d)- Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’yi, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı ticari kazancın/kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Gider yazılamayan kısım KKEG olarak kayıtlar alınacaktır.

Yukarıdaki c ve d bentleri; Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin
kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçlarla kullandıkları binek
otomobillerine uygulanmayacaktır.

Gelir Vergisi Kanununun 40/7’nci madde hükmünde yapılan değişikliğin uygulamasında,
bentte yer alan söz konusu tutarlar her yıl yeniden değerleme oranında artırılacağından
gider olarak dikkate alınabilecek amortisman tutarının tespitinde binek otomobilin iktisap
edildiği tarihte yürürlükte olan tutarların dikkate alınacağı düzenlenmiştir.

Bu suretle, her bir binek otomobilinin iktisap edildiği tarihte yürürlükte bulunan Gelir
Vergisi Kanununun 40/7’nci maddesindeki tutar dikkate alınarak binek otomobilinin
faydalı ömrü süresince gider olarak dikkate alınabilecek amortisman tutarının tespit
edilmesi ve bu tutarın yıllar itibarıyla yeniden değerleme nedeniyle değişmemesi
sağlanmaktadır.

Yürürlük Tarihi 01/01/2020

 


Serbest Meslek Erbaplarında Binek Araç Gider Kısıtlaması

7194 SK MADDE -14- (SERBEST MESLEK ERBAPLARI İÇİN BİNEK ARAÇLARIN GİDER KISITLAMASI VE AMORTİSMAN AYRILMASI )

193 sayılı Kanunun 68’inci maddesinin birinci fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentlerine
sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.

(4) numaralı bent’e eklenen hüküm:
(Şu kadar ki özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek
otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte
yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)”

(5) numaralı bent’e eklenen hüküm:

“(Şu kadar ki binek otomobillerine ilişkin giderlerin en fazla %70’i ve kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabında ödenen özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)”

AÇIKLAMA:
Ticari kazanç elde edenler için getirilen gider kısıtlamaları, SERBEST MESLEK KAZANÇ elde
edenler ler için de getirilmiştir.

Yapılan düzenleme ile;
a)- Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’yi, söz
konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap
edildiği hallerde amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her
birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir.

b)- Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin
ancak 5.500 TL’ye kadar lık kısmı gider yazılabilecektir

c)- Binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisini
maliyete eklemeyerek doğrudan gider yazmak isteyenler, özel tüketim vergisi ve katma
değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadar’lık kısmının doğrudan gider
yazabileceklerdir.

d)- Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i gider yazılabilecektir.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020

 


Tek İşverenden ücret alanlara da Gelir Vergisi Beyanname Verime haddi getirildi

7194 SK MADDE -15- (ÜCRETLİLERİN YILLIK BEYANNAME VERMEME HADDİ DEĞİŞTİ) 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş 103 üncü maddede yazılı
tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ve birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dâhil),”

AÇIKLAMA:

Yapılan düzenleme ile; Tek işverenden alınan tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri
toplamının 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı
aşması halinde bu gelirler Yıllık GV beyannamesi ile beyan edilecektir.

– Birden fazla işverenden tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden
mükelleflerin, birden sonraki işverenden aldıkları ücret gelirleri toplamı, 103 üncü
maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde bu gelirler
önceden olduğu gibi beyan edilecektir.

– Birden fazla işverenden tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden
mükelleflerin, birden sonraki işverenden aldıkları ücret gelirleri toplamının, 103’üncü
maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması, ancak, bu ücreti ile
ilk işverenden alınan ücret geliri toplamının 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü
gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde de bu gelirler beyan edilecektir.
Yukarıdaki açıklamalara göre;

Tek işverenden alınan tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri toplamının
103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (500.000 TL) aşması halinde bu gelirler beyan edilecektir.

Birden fazla işverenden tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden
mükelleflerin, birden sonraki işverenden aldıkları ücret gelirleri toplamı, 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2019 yılı için 40.000 TL) aşması halinde bu gelirler önceden olduğu gibi beyan edilecektir.

Birden fazla işverenden tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret geliri elde eden
mükelleflerin, birden sonraki işverenden aldıkları ücret gelirleri toplamının,
103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2019 yılı için
40.000 TL) aşmaması;

ANCAK, bu ücreti ile ilk işverenden alınan ücret geliri toplamının 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (500.000 TL) aşması halinde de bu gelirler beyan edilecektir.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020

 


Karşı Tarafa yükletilen vekalet ücretini ödeyenlere stopaj yükümlülüğü getirildi.

7194 SK MADDE -16- (AVUKATLARIN İCRA DAİRELERİNDEN ALDIKLARI ÜCRETLERDEN VERGİ KESİNTİSİ)

193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.“9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dâhil) ödeyenler tarafından gelir vergisi tevkifatı yapılır.”

AÇIKLAMA:
Yapılan değişiklik ile; 193 sayılı Kanun’un 94’üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapmakla yükümlü olanlar arasında olmak kaydıyla, karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti üzerinden yapılacak gelir vergisi tevkifatının her durumda ödemeyi yapanlar tarafından yapılacağı, vekalet ücretinin avukatlara ödenmek üzere icra ve iflas müdürlüklerine yatırıldığı durumlarda da tevkifatın ödemeyi yapanlarca yapılması gerektiği belirtilmiştir..

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE -17- (GELİR VERGİSİ TARİFESİ DEĞİŞTİ)
193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 103- Gelir
vergisine tabi gelirler;

-18.000 TL’ye kadar % 15

-40.000 TL’nin 18.000 TL’si için 2.700 TL, fazlası % 20

-98.000 TL’nin 40.000 TL’si için 7.100 TL, (ücret gelirlerinde 148.000 TL’nin
40.000 TL’si için 7.100 TL), fazlası % 27

-500.000 TL’nin 98.000 TL’si için 22.760 TL, (ücret gelirlerinde 500.000
TL’nin 148.000 TL’si için 36.260 TL), fazlası % 35

– 500.000 TL’den fazlasının 500.000 TL’si için 163.460 TL (ücret gelirlerinde
500.000 TL’den fazlasının 500.000 TL’si için 159.460 TL), fazlası % 40

oranında vergilendirilir.

AÇIKLAMA:

Yapılan değişiklik ile; 193 sayılı Kanunun 103’üncü maddesinde yer alan vergi tarifesine
yeni dilim (500.000 .-TL) ve oran (%40) eklenmektedir. Böylece, mevcut tarifenin ilk dört
dilimi korunmak suretiyle 500.000 TL’den yüksek gelir ve kazanç elde edenler için 5. dilim eklenmiştir.

Ancak; 103. Maddesindeki değişikliğin, yürürlük maddesinde 01/01/2019 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre; 2019 Yılın da elde edilen Ticari, Zirai, Serbest Mesleki Kazancı, GMSİ, MSİ ve Diğer Kazanç ve İratlar yukarıdaki tabloya göre vergilenecektir.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2019 Tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihimde (07/12/2019)

 


%5 Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi indirimi Şartları Değiştirildi

7194 SK MADDE -18- (%5 ORANIN DA YILLIK BEYANNAMELER DEN İNDİRİLEN TUTARIN ŞARTLARI DEĞİŞTİ )

193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı
bentleri ile beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla
ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir
beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla
verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) olması,”

“3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla, (1) numaralı bent
kapsamındaki vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmiş olması
(Ödemenin, ilgili mevzuatı gereği istenilen bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibraz
edilmiş olması koşuluyla, vergi kanunları gereği doğan iade alacaklarından mahsuben
yapılmış olması ve indirimden yararlanıldıktan sonra söz konusu iade alacağı tutarının
mahsuben ödemesi talep edilen vergi borcu tutarının altına düşmesi hâlinde, eksik ödenmişduruma gelen vergilerin mahsuben ödenmek istenilen tutarın %10’unu aşmaması kaydıyla, eksik ödenmiş vergiler dolayısıyla veya vergi kanunları gereğince, tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesine bağlı olarak terkin edilecek vergilerin, şartların sağlanamaması hâlinde kanunlarında belirlenen tecil süresinin sonunu takip eden on beşinci günün bitimine kadar ödenmesi şartıyla, bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), ayrıca, vergi aslı (vergi cezaları ile fer’i alacaklar dâhil) 1.000 Türk Lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,”

“Bu maddede geçen vergi beyannameleri ibaresi, yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi
beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet
beyannameleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken
katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi beyannamelerini; vergi ibaresi, anılan Bakanlığa bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder.”

AÇIKLAMA:
Vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan %5 oranındaki vergi indiriminden faydalanabilmek
için gerekli şartlardan biri, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken
vergi beyannamelerinin süresinde verilmesi ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden
vergilerin süresinde ödenmesidir.

Bu maddeyle, vergiye uyumlu mükellef uygulamasından yararlanma konusu 3 önemli
düzenleme yapılmıştır:

a)- Vergi beyannameleri ibaresi; Yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri,
geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile KDV ve
ÖTV beyannameleri ile sınırlandırılmıştır. Başka vergi çeşitlerine ilişkin beyannameler bu
kapsamda değerlendirilmeyecektir.

b)- Bu beyannameler (Yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi
beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile KDV ve ÖTV
beyannameleri) üzerine tahakkuk eden vergilere ilişkin ödeme koşulu da gelir ve kurumlar
vergisi beyannamelerinin verilme süresine çekilmiştir.

Zamanında verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin zamanında
ödenmemesi durumu ihlal sayılmayacağından, eksik ödemeler hükmü de madde
metninden çıkarılmıştır.

Örneğin, 2019 yılı içerisinde bir vergi beyannamesini kanuni süresinde vermiş, ancak ödemesini süresinde yapmamış bir mükellef, indirimin hesaplanacağı 2019 Yılı Gelir/kurumlar vergisi beyannamesini vermeden önce söz konusu vergiyi ve gecikme zammını ödemiş olması kaydıyla, beyannameyi verdiği gün itibarıyla indirim hakkından yararlanabilecektir.

c)- Mahsuben yapılan ödemelerde, daha sonra yapılan tespitler üzerine mahsuben
ödenmek istenen tutarın %10’una kadar yapılan eksik ödemelerin indirimden
faydalanılmasına engel teşkil etmeyecektir.

Değişiklik; 2019 Takvim Yılı için, 2020’de verilecek YILLIK GELİR VEKURUMLAR VERGİSİ Beyannameleri içinde uygulanacaktır.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020 Tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık GV ve KV  Beyannamelerine de uygulanmak üzere yayımı tarihinde (07/12/2019)

 


7194 SK MADDE -19- (GVK DA DEĞİŞEN İBARELER )

193 sayılı Kanunun mükerrer 123 üncü maddesinin ikinci fıkrasına “23/8,” ibaresinden
sonra gelmek üzere “23/10,” ibaresi, “31,” ibaresinden sonra gelmek üzere “40/1, 40/7,”
ibaresi ve “48,” ibaresinden sonra gelmek üzere “68,” ibaresi eklenmiştir.

AÇIKLAMA:

Madde ile, 193 sayılı Kanunun 23’üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı
bendinde yer alan günlük ulaşım bedeli tutarı ile aynı Kanunun 40/1, 40/7 ve 68’inci
maddelerinde yer alan binek otomobillere ilişkin tutarların her yıl bir önceki yıla ilişkin
olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında
artırılmak suretiyle yeniden belirlenmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE – 20- (GVK GEÇ.67/6. MADDESİNDEKİ YETKİ ORANI DEĞİŞTİ)
193 sayılı Kanunun geçici 67’nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “beş puana kadar”
ibaresi “ayrı ayrı veya birlikte bir katına kadar” şeklinde değiştirilmiştir.

AÇIKLAMA:

Yabancı para cinsinde ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan getiriler ve döviz
cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen gelirler üzerinden yapılacak vergi tevkifatı
nispetlerini ayrı ayrı veya birlikte bir katına kadar artırma veya kanunî oranına kadar
indirme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE -21- (GVK GEÇ. 72. MADDENİN SÜRESİ UZATILDI, ORAN DEĞİŞTİ)
193 sayılı Kanunun geçici 72’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2019”
ibaresi “31/12/2023” şeklinde, fıkranın (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan
“%15,” ibaresi “%20,” şeklinde ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Bu ödemeler üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz. Bu
madde kapsamındaki gelirler toplamının, 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü
diliminde yer alan tutarı aşması hâlinde, bu gelirler yıllık beyannameyle beyan edilir. Yıllık
beyanname verilmesi durumunda, beyan edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir
vergisinden, tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca vergi dairesine ödenmiş olması şartıyla, bu Kanuna göre kesilen vergiler mahsup edilir.”

AÇIKLAMA:
Gelir Vergisi Kanunun Geçici 72’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan Sporculara
yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelere ilişkin vergilendirme süresi 31/12/2023 Tarihine
uzatılmaktadır.

Ayrıca; GVK geçici 72. maddesinde ki

a) Lig usulüne tabi spor dallarında;

1) En üst ligdekiler için %15, olan vergi oranı %20 olarak uygulanacaktır.

Yapılan düzenleme ile; Sporcular tarafından elde edilen ücret gelirleri toplamının 103’üncü
maddede yazılı tarifenin dördüncü diliminde (500.000.-TL) yer alan tutarı aşması halinde,
sporcu ücretleri de Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilecektir.

Yıllık GV Beyannamesi verilmesi halinde GVK 89. Maddesindeki indirimlerden
yararlanılacaktır. (89.Madde de belirtilen oran ve miktarlarda Özel sigorta primleri, Eğitim,
Sağlık giderleri Bağış ve yardımları Beyannameden indirim hakları vardır.)

Yıllık Beyanname verilmesi durumunda ise bu Kanuna göre kesilen vergilerin, hesaplanan
gelir vergisinden mahsup edilebilmesi için kesilen vergilerin işverence vergi dairesine
ödenmiş olması gerekir.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020

 


 

7194 SK MADDE -22- (GVK.103. MADDESİNİN UYGULAMASI, BİNEK ARAÇ KİRA BEDELİNİN 2019 UYGULAMASI VE SPORCULARIN SÖZLEŞME SÜRESİ)

193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 91- 1/1/2019-31/12/2019 tarihleri arasında elde edilen ücret gelirlerine,
bu maddeyi ihdas eden Kanunla 103’üncü maddede yapılan değişiklik öncesi tarife uygulanır.

Mükerrer 123’üncü maddeye bu maddeyi ihdas eden Kanunla eklenen 40/1 maddesi ile
68’inci maddede yer alan 5.500 Türk liralık kira tutarı hakkında, 2019 yılına ilişkin olarak
1/1/2020 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yeniden değerleme yapılmaz.

Geçici 72’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde ve ikinci
fıkrasında bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan değişiklikler, 1/11/2019 tarihinden önce
akdedilerek geçerlilik kazanmış sporcu sözleşmeleri kapsamında yapılan ücret ödemelerine
uygulanmaz. Daha önceki sözleşmeler kapsamında yapılan ücret ödemeleri için geçici 72’nci maddenin değişiklik öncesi hükümleri uygulanır. 1/11/2019 tarihinden önceki sözleşmelere ilişkin olarak 1/11/2019 tarihinden sonra yapılan süre uzatımı ve ücreti etkileyen değişiklikler

bu kapsamda değildir.”

AÇIKLAMA:

Yapılan düzenleme ile; 2019 yılı ücret gelirlerine, bu yıla ilişkin 2020 yılında verilecek Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri dahil, bu Kanunla yapılan değişiklik ÖNCESİ MEVCUT TARİFENİN UYGULANACAĞI BELİRTİLMEKTEDİR.

01/01/2020 tarihinden itibaren elde edilen ücret gelirlerine ise yeni tarifenin 213 sayılı
Kanun hükümlerine göre 2019 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmış
haliyle uygulanacaktır.

Ayrıca GVK Mükerrer 123 üncü maddeye bu Kanunla eklenen 40/1 maddesi ile 68 inci
maddede yer alan 5.500 TL’lik KİRA (Binek otomobil kiralaması) tutarı hakkında, 2019
yılına ilişkin olarak 01/01/2020 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yeniden
değerleme YAPILMAYACAĞI düzenlenmektedir.

GVK Geçici 72. maddesinde sayılan sporcuların sözleşmeleri 01/11/2019’dan önce yapılmış ise sözleşme sonuna kadar eski oran (%15) uygulanacaktır.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


VERGİ USUL KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

7194 SK MADDE 23-: (VUK 112. MADDEDEKİ GECİKME ZAMMI HESAPLAMASI İLE İLGİLİ DÜZENLEME YAPILDI)

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112’nci maddesinin üçüncü fıkrasına
(b) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.

“c) 379’uncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu
maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme
dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar;”

AÇIKLAMA:

(VUK 112. MADDEDEKİ GECİKME ZAMMI HESAPLAMASI İLE İLGİLİ DÜZENLEME YAPILDI)

Yapılan düzenleme kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi halinde aynı Kanunun
112’nci maddesi (Özel Ödeme Zamanları) uyarınca uygulanacak gecikme faizinin hesaplanma süresi belirlenmektedir.

Buna göre 379’uncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz
konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve
tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan
vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar faiz hesaplanacağı belirtilmiştir.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020

 


7194 SK MADDE 24-(MÜKELLEFİYET KAYDININ ANALİZ VE DEĞERLENDİRME SONUÇLARINA BAĞLI OLARAK TERKİN )

213 sayılı Kanuna 160’ıncı maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde
eklenmiştir.

“Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini:

MADDE 160/A- Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı,
çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate
alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye
Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilir ve bunlar nezdinde yoklama yapılır.

Yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar
çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna
ilişkin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı ile mükellefiyet
kaydı terkin edilir ve bu durum mükellefe tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren bir ay
içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyet, terkin tarihi itibarıyla yeniden tesis edilir. Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimler, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilir ve tahakkuk eden vergiler aynı sürede ödenir.

Bu madde kapsamında mükellefiyeti terkin edilenler ve 153/A maddesinin birinci ve ikinci
fıkrasında belirtildiği şekilde bunlarla ilişkili olan kişilerin işe başlama bildiriminde
bulunmaları hâlinde, bu kişiler hakkında mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama
bildiriminde bulunanların ve mükellefiyet kaydı bu madde kapsamında terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve ikinci fıkrada belirtilen şekilde teminat verilmiş olması şarttır. Bu madde uyarınca teminat alınarak mükellefiyeti yeniden tesis edilenlerin düzenlemek zorunda oldukları fatura veya fatura yerine geçen belgelerden Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenenlerin, elektronik belge olarak düzenlenmesi zorunludur. Kâğıt olarak düzenlenmesi hâlinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır ve kayıtların tevsikinde kullanılamaz.

Mükellef hakkında yapılan inceleme neticesinde, mükellefin başka bir ticari, zirai ve
mesleki faaliyeti olmadığı hâlde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği tespit olunursa, alınan teminat inceleme neticesinde doğan borçlar dâhil vergi borçlarına mahsup edilerek artan tutar iade olunur. Yapılan incelemede mükellefin başka bir ticari, zirai veya mesleki faaliyeti bulunduğu hâlde sahte belge düzenlediği tespit olunursa, mükellef hakkında 153/A maddesinin dördüncü fıkrası hükümleri çerçevesinde işlem tesis edilir. Şu kadar ki, daha önceden alınmış olan teminat sahte belge düzenleme fiili nedeniyle yapılan tarhiyatların ve kesilen cezaların kesinleşmesine kadar mükellefe iade olunmaz. Yapılan inceleme neticesinde mükellefin sahte belge düzenlemediği tespit olunursa, alınan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla iade olunur.

Bu madde kapsamında alınan teminatların iadesinde, 153/A maddesinin birinci fıkrası
uyarınca alınan teminatların iadesine ilişkin; bu teminatların vergi borçlarına mahsubu ve
eksilen teminatların tamamlatılmasında ise aynı maddenin dokuzuncu fıkrasına ilişkin
hükümler uygulanır.

Bu madde kapsamında elektronik belge düzenleme yükümlülüğü getirilen mükelleflere
ilişkin bilgiler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre
duyurulur. Bu kapsamda yapılan duyurular vergi mahremiyetinin ihlâli sayılmaz.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, madde kapsamındaki işlemlere ilişkin süreleri, elektronik
ortamda belge düzenleme zorunluluğunun başlayacağı tarihi, bu madde kapsamındaki
mükelleflerin tahsilat ve ödemelerinin tevsiki ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

AÇIKLAMA :

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü,
ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği
gibi unsurlar çerçevesinde yapılan risk analiz çalışmaları neticesinde elde edilen sonuçların
yukarıda belirtilen amaçların sağlanmasında etkin olarak kullanılması sağlanmaktadır.

Söz konusu analiz neticesinde sahte belge düzenleme yüksek riski bulunduğu
değerlendirilen mükellefler hakkında tesis edilmesi öngörülen işlemler (incelemeye sevk, mükellefiyet kayıtlarının terkini, mükellefiyetlerinin devamını isteyenlerden teminat
istenmesi, söz konusu mükellefler ile bunlarla maddede öngörülen çerçevede ilişkili
olanlardan yine maddede öngörülen durumlarda teminat istenmesi, teminatların iadesi
gibi) ve bu işlemlere ilişkin süreçler hakkında düzenlemeler yapılmıştır.

Ayrıca maddede, mükellefiyeti terkin edilenlerin ve bunlarla 153/A maddesinin birinci ve
ikinci fıkrasında belirtildiği şekilde ilişkili olan kişilerin düzenlemek zorunda oldukları fatura
veya fatura yerine geçen belgelerden Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenenlerin,
elektronik olarak düzenlenmesi zorunluluğuna, bu kapsamda elektronik belge düzenleme
yükümlülüğü getirilen mükelleflere ilişkin bilgilerin duyurulmasına ilişkin düzenlemelere de
yer verilmektedir.

Maddenin son fıkrasıyla da madde kapsamındaki işlemlere ilişkin süreler, elektronik
ortamda belge düzenleme zorunluluğunun başlayacağı tarih, bu madde kapsamında olan
mükelleflerin tahsilat ve ödemelerinin tevsiki başta olmak üzere bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı
yetkili kılınmaktadır.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 25- (İZAHA DAVET SÜRESİ DEĞİŞTİRİLMİŞ, MADDE YENİDEN
DÜZENLENMİŞTİR.)

213 sayılı Kanunun 370’inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 370- a) Vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk
edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili
merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda
bulunulmamış olması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir. Kendisine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak, bu Kanunun 371’inci
maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz. İzaha davet yazısının tebliğ
tarihinden itibaren otuz günlük süre içerisinde izahta bulunulması durumunda, yapılan izah değerlendirilerek değerlendirme sonucunu içeren yazı mükellefe tebliğ edilir.

1. Mükelleflerce yapılan izah sonucu vergi ziyaına sebebiyet verilmediğinin idarece
anlaşılması hâlinde mükellefler söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine tabi
tutulmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez.

2. Mükelleflerce yapılan izahın yeterli bulunmaması hâlinde, değerlendirme sonucunu
içeren yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde; hiç verilmemiş olan vergi
beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya
düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir. Bu durum vergi incelemesi yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline engel teşkil etmez.

b) (a) fıkrası uyarınca yapılmış ön tespitlerin, verginin bu Kanunun 359 uncu maddesinde
yer alan fiillerle ziyaa uğratılmış olabileceğine ilişkin olması hâlinde bu kapsamdaki
mükellefler izaha davet edilmez. Şu kadar ki, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarı, bir takvim yılında 100 bin Türk lirasını geçmeyen veya bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmayan mükelleflere ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilebilir. Mükelleflerce, haklarında yapılan tespite ilişkin yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde; hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir. Bu durum vergi incelemesi yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline engel teşkil etmez. Bu fıkra kapsamında kendisine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükellefler, tespitle sınırlı olarak bu Kanunun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz. Bu fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır.

c) Hazine ve Maliye Bakanlığı bu madde uyarınca ön tespiti ve/veya izaha daveti yapacak
ve yapılan izahı değerlendirecek mercii, yapılacak ön tespitin ve/veya izaha davetin şekli ve kapsamını, davet yapılacakları, yapılan izahın değerlendirme süresini, yapılan izahta
kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

AÇIKLAMA:

Maddeyle, 213 sayılı Kanunun 370’inci maddesi kapsamında izaha davet edilenlerin izahta
bulunma süreleri ile beyanname verme ve ödeme süreleri 15 günden 30 güne
çıkarılmaktadır.

Ayrıca, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarı, bir takvim yılında
100 bin Türk lirasını geçmeyen veya bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet
alışlarının %5’ini aşmayan mükelleflere maddede yer alan şartlar dahilinde ziyaa uğratılan
vergi üzerinden %20 oranında vergi ziyaı cezası kesilmesi öngörülmektedir.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020


7194 SK MADDE 26- (VERGİ CEZALARINDA İNDİRİM ORANI % 50 OLARAK BELİRLENMİŞTİR.)

213 sayılı Kanunun 376’ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Mükellef veya vergi sorumlusu;

1. İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı,
usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren
otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı,

2. Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve
vergi ziyaı cezasının %75’ini, bu Kanunun ek 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i, indirilir.”

AÇIKLAMA :
Vergi cezalarında indirimi düzenleyen 376 ncı maddede değişiklik yapılarak, vergi ziyaı
cezalarında ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın indirim oranı %50 olarak
belirlenmektedir.

Ayrıca, aynı düzenlemeye göre uzlaşmanın vaki olması (Uzlaşma sağlanması) halinde
üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75’ini, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i, indirilecektir.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 27- VUK’DAN KALDIRILAN “KANUN YOLUNDAN VAZGEÇME” YENİDEN KANUNA EKLENMİŞTİR.

213 sayılı Kanunun mülga 379’uncu maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Kanun yolundan vazgeçme:

MADDE 379- Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi
mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

1. Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen
vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,

2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359’uncu maddede yazılı fiillere
iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının
kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i, mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.

Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu
maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak
gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır. Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir.

Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular
incelenmez.

Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan
tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde
hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilir.

Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda
hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmez
ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca
belirlenir.”

AÇIKLAMA :

Yapılan düzenleme ile; İdare ile mükelleflerin vergiler ve cezalarla ilgili olarak her aşamada anlaşabilmesi, vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması amacıyla Vergi Usul Kanununun mülga 379’uncu maddesi “Kanun
yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.

Bu kapsamda, yargılama aşamasında mükelleflerin istinaf veya temyiz yolundan
vazgeçmeleri halinde verilen karara göre, dava konusu edilen verginin bir kısmı ve/veya
cezanın bir kısmı ya da tamamından vazgeçilmesi ve idarece de ihtilafların sürdürülmemesi yönünde düzenleme yapılmaktadır.

Bu şekilde tahakkuk eden vergi ve cezaların vadesi geçirilmeksizin gecikme faiziyle birlikte
ödenmesi halinde ayrıca indirim yapılması sağlanmaktadır.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020

 


7194 SK MADDE 28- (UZLAŞAMA İŞLEMİNE YENİ HÜKÜM EKLENMİŞTİR.)

213 sayılı Kanunun ek 1’inci maddesinin birinci fıkrasındaki parantez içi hükümde yer alan
“kesilen ceza hariç” ibaresi “kesilen ceza ve 370’inci maddenin (b) fıkrası kapsamında
kendilerine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflere mezkur maddeye göre kesilen
ceza hariç” şeklinde değiştirilmiştir.

AÇIKLAMA:

213 sayılı Kanunun 370’inci maddesinin (b) fıkrası kapsamında sahte veya muhteviyatı
itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair hakkında ön tespite
ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflerin; süresinde beyanname vermeleri durumunda kesilen
%20 oranındaki vergi ziyaı cezası, uzlaşma kapsamı dışında tutulmaktadır

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020


7194 SK MADDE 29 – (UZLAŞAMA İŞLEMİNDE DEĞİŞKLİK YAPILDI (EK-9.MADDE)

213 sayılı Kanunun ek 9’uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 9- Bu bölüm uyarınca üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar hakkında 376’ncı
maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi hükmü dışında indirim uygulanmaz.
Hakkında 376’ncı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi hükümleri uygulanan
vergi ve cezalar için bu bölüm hükümleri uygulanmaz. Mükellefin uzlaşma tutanağını
imzalayıncaya kadar uzlaşma talebinden vazgeçtiğini beyanla hadiseye 376’ncı maddenin
birinci fıkrasının (1) numaralı bendi hükümlerinin uygulanmasını isteme hakkı mahfuzdur.”

AÇIKLAMA :

Uzlaşmanın vaki olması halinde (Uzlaşma sağlanması) üzerinde uzlaşılan cezanın da 213
sayılı Kanunun 376’ncı maddesinde indirim kapsamına alınması nedeniyle, maddeyle
Kanunun ek 9’uncu maddesinin değişikliğe uygun hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


EMLAK VERGİSİ KANUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

7194 SK MADDE 30- ( DEĞERLİ KONUT VERGİSİ)

29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa 41’inci maddeden sonra gelmek
üzere kısım başlığıyla birlikte aşağıdaki madde eklenmiştir.

“DÖRDÜNCÜ KISIM
Değerli Konut Vergisi

Konu:
MADDE 42- Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değeri 5.000.000 Türk lirası ve üzerinde olanlar değerli konut vergisine tabidir.”

AÇIKLAMA:

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yapılan düzenleme ile Türkiye sınırları içinde bulunan
ve emlak vergisine esas bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce
belirlenmiş DEĞERİ 5 MİLYON TL VE BU TUTARI AŞAN MESKEN nitelikli taşınmazlardan
“Değerli Konut Vergisi” alınacaktır.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 31- (DEĞERLİ KONUT VERGİSİNİN “DEĞERİNİN TESPİTİ”
TANIMLANMIŞTIR.)

1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 42’nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki
madde eklenmiştir.

“Vergiye ait değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi:

MADDE 43- Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ilgili mevzuat kapsamında yapılan
veya yaptırılan değerleme sonucunda belirlenen ve değeri 42 nci maddede yer alan tutarı
aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazlar, ilgilileri tarafından ulaşılabilecek şekilde
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün internet sitesinde ilan edilir ve ilgilisine ayrıca tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren on beşinci günün sonuna kadar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmaz değeri kesinleşir. Süresinde yapılan itirazlar, on beş gün içinde değerlendirilerek sonuçlandırılır ve kesinleşen değer, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edilir. Bu değer, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edilir.

Bu vergi uygulamasında, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen bir değerin
bulunmaması durumunda, bina vergi değeri esas alınarak vergilendirme işlemleri yapılır.
Bina vergi değeri, 29 uncu maddeye göre belirlenen vergi değeridir.”

AÇIKLAMA:

Bina vergi değerinden hangi değerin anlaşılması gerektiği ile Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünce belirlenen değerin ne şekilde tespit edileceği ve kesinleşeceği
düzenlenmektedir.

Ayrıca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen bir değerin bulunmaması halinde
matrah olarak doğrudan bina vergi değeri (Emlak Vergisi Matrahı ) esas alınacağı hüküm
altına alınmaktadır.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 32- (DEĞERLİ KONUT VERGİSİNİN MATRAH VE NİSPETİ)

1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 43’üncü maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki
madde eklenmiştir.

“Matrah ve nispet:
MADDE 44- Verginin matrahı, bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce
belirlenen değerden yüksek olanıdır.

Değerli konut vergisine tabi mesken nitelikli taşınmazlardan değeri;
5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar (Binde 3)
7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar (Binde 6)
10.000.001 TL’yi aşanlar (Binde 10)

oranında vergilendirilir.

Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın
toplam değeri esas alınır.

42’nci maddede yer alan tutar, ikinci fıkrada yer alan vergi oranlarına esas mesken
nitelikli taşınmaz değerlerinin alt ve üst sınırları ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce
belirlenen ve 42’nci maddede yer alan tutarı aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli
taşınmazların değeri her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Bu şekilde hesaplanan
tutarların 10.000 Türk lirasına kadar olan kesirleri dikkate alınmaz (Şu kadar ki; Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen taşınmaz değeri, değer tespitinin yapıldığı yıl
yeniden değerleme oranında artırılmaz.).”

AÇIKLAMA :

Yapılan düzenleme ile; Verginin matrahı ve oranı düzenlenmektedir. Buna göre verginin
matrahı, bina vergi değeri (Emlak Vergisi Matrahı) ve Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünce belirlenen değerden yüksek olanı olacak ve bu matrah üzerinden
taşınmazın değerine göre binde 3, binde 6 veya binde 10 oranında vergi alınacaktır.

Ayrıca, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yeni bir değerleme yapılana kadar, vergi
matrahının yıllar itibarıyla erezyona uğramasını engellemek amacıyla, değer tespitinin
yapıldığı yıl hariç olmak üzere, yeni bir değerleme yapılıncaya kadar her yıl söz konusu
değerlerin yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmektedir. Aynı şekilde, artan
taşınmaz değerlerine bağlı olarak mükelleflerin bir üst orandan vergi ödemesini önlemek
amacıyla vergi oranlarına esas taşınmaz değerlerinin alt ve üst sınırlarının da her yıl
yeniden değerlemeye tabi tutularak artırılması yönünde düzenleme yapılmaktadır.

Yürürlük Tarihi: 01/01/2020

 


7194 SK MADDE 33- (DEĞERLİ KONUT VERGİSİNİN MÜKELLEFİ TANIMLANMAKTADIR.)

1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 44’üncü maddeden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Mükellefiyet:
MADDE 45- Değerli konut vergisini mesken nitelikli taşınmazların maliki, varsa intifa hakkı
sahibi, her ikisi de yoksa mesken nitelikli taşınmaza malik gibi tasarruf edenler öder.
Bir mesken nitelikli taşınmaza paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar, hisseleri oranında
mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.

Değerli konut vergisi mükellefiyeti;

a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünce belirlenen değerin 42’nci maddede belirtilen tutarı aştığının (bu tutar dâhil)
belirlendiği tarihi,

b) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden
sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,

c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,

takip eden yıldan itibaren başlar.

Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hâle gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını
kazanan mesken nitelikli taşınmazlardan dolayı mükellefiyet, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren sona erer.”

AÇIKLAMA:

Madde de, verginin mükellefinin mesken nitelikli taşınmazın maliki, varsa intifa hakkı
sahibi, her ikisi de yoksa taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerin olduğu belirtilmekte ve
mükellefiyetin başlama ve sona ermesini sağlayan haller ile süreler düzenlenmiştir.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 34- (DEĞERLİ KONUT VERGİSİNDEKİ MUAFİYETLER BELİRTİLMİŞTİR.)

1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 45’inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki
madde eklenmiştir.

“Muaflıklar:

MADDE 46- Aşağıda yazılı mesken nitelikli taşınmazlar, değerli konut vergisinden muaftır:

a) Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa
hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar.

b) Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine
bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.).

c) Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli
taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların
müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye’de bulunan milletlerarası
kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli
taşınmazlar.

ç) Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk
satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa
karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken
nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması
hâlleri hariç).”

AÇIKLAMA :

Yapılan düzenleme ile: Bazı mesken nitelikli taşınmazlar vergiden muaf tutulmaktadır.

Buna göre, genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin; yabancı ülkelerin elçilik ve konsoloslukları ve milletlerarası kuruluşlar ile bunların mensuplarının;
Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmaza sahip olmak kaydıyla kendisine
bakmakla mükellef kimsesi olup on sekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere
hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin ve yine aynı şartla gelirleri münhasıran kanunla
kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu
mesken nitelikli taşınmazlar vergiden muaf tutulmaktadır.

Ayrıca, esas faaliyet konusu bina inşası olanların satmak üzere inşa ettiği, ancak henüz ilk
satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni mesken nitelikli taşınmazlar da, sahipleri
bakımından bir servet unsuru değil işletmeye kayıtlı mamul olmaları hasebiyle, vergiden
muaf tutulmakta, bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması
durumunda muafiyetin sona erecektir.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 35- (VERGİNİN BEYANI, ÖDEME SÜRESİ VE ÖDEME YERİ)

1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 46’ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki
madde eklenmiştir.

“Verginin beyanı, ödeme süresi ve ödeme yeri:

MADDE 47- Mükellef tarafından, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken
nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mesken nitelikli taşınmazın değerinin 42’nci maddede belirtilen tutarı aştığı (bu tutar dâhil) yılı takip eden yılın şubat ayının 20’nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edilir ve vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunur. Müteakip yıllar için mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilir ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunur.

Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden
de beyanname verebilirler. Paylı mülkiyet hâlinde ise beyanname münferiden verilir.

Yıl içerisinde mükellefiyetin başlamasını gerektirecek durumun meydana gelmesi hâlinde,
mükellef tarafından takip eden yılın beyanname verme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine beyanname verilir.

Bu Kanunun 37’nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası hükümleri, değerli konut vergisi
bakımından uygulanmaz.”

AÇIKLAMA :

Madde ile, verginin beyanı, tarh ve tahakkuku ile ödeme süresi ve ödeneceği vergi dairesi
belirlenmesi düzenlenmektedir.

Değerli Konut vergisi beyannamesi; Sahip oluma tarihini takip eden yılı ŞUBAT AYININ
SONUNA KADAR Gelir İdaresi Başkanlığının belirlediği Vergi Dairelerine verilecek
(Belediyelere verilmeyecek) Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili
yılın Şubat Ve Ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenecektir.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 36-( DEĞERLİ KONUT VERGİSİ HASILAT TANIMI)

1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 47’nci maddeden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Değerli konut vergisi hasılatı:

MADDE 48- Tahsil edilen değerli konut vergisi, genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve
2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere
verilecek payların hesabında dikkate alınmaz.”

AÇIKLAMA :

Madde ile, Değerli konut vergisinin genel bütçe geliri olduğu ve hasılatından mahalli
idarelere (Belediyelere ) pay verilmeyeceğine ilişkin düzenleme yapılmaktadır.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


7194 SK MADDE 37- (YETKİ)

– 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 48 inci maddeden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiş ve mevcut maddeler buna göre teselsül ettirilmiştir.

“Yetki:
MADDE 49- Bu verginin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, muafiyetlerin
uygulanmasında aranacak belgeleri tespit etmeye, 47’nci maddede yer alan beyanname
verme ve ödeme sürelerini üç aya kadar uzatmaya, beyannamenin verileceği yetkili vergi
dairesini, beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye ve verginin beyanname
aranmaksızın tahakkuk ettirilmesine Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

AÇIKLAMA:

Madde ile, verginin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusu ile beyanname ve ödeme sürelerine ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


GİDER VERGİLERİ KANUNUN DA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

7194 SK MADDE 8- (DÖVİZ ALIMINDA BSMV ORAN DEĞİŞİKLİĞİ)

13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 33 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “binde biridir” ibaresi “binde ikisidir” şeklinde ve ikinci fıkrasında yer alan “yukarıdaki oranları aşmayacak şekilde yeniden tespit etmeye yetkilidir” ibaresi “kambiyo muamelelerinde on katına, vergiye tabi diğer muamelelerde ise kanuni seviyesine kadar artırmaya yetkilidir” şeklinde değiştirilmiştir.

AÇIKLAMA:

Gider Vergileri Kanunu’nun 33’üncü maddesi değiştirilerek kambiyo işlemlerindeki (döviz
alımı) “binde bir” oranındaki vergi, “binde iki” oranına çıkarılıp Cumhurbaşkanına binde iki
oranını “on katına”, vergiye tabi diğer işlemlerde ise kanuni oranı artırma yetkisi
verilmektedir.

Yürürlük Tarihi: 07/12/2019

 


KONAKLAMA VERGİSİ

7194 SK MADDE 9- (KONAKLAMA VERGİSİ UYGULAMASI VERGİLEME 01/04/2020
TARİHİNDEN İTİBAREN BAŞLAYACAKTIR.)

6802 Sayılı Kanunun (GİDER VERGİLERİ KANUNU) İkinci Kısmının İkinci Bölümünün mülga başlığı “Konaklama Vergisi” şeklinde ve mülga 34’üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Konaklama vergisi

MADDE 34- Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi,
yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte
satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme,
aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi)
konaklama vergisine tabidir. Geceleme hizmetinin; sağlıklı yaşam tesisleri, eğlence
merkezleri gibi tesislerin bünyesinde sunulması, vergilendirmeye etki etmez.
Konaklama vergisinin mükellefi birinci fıkrada belirtilen hizmetleri sunanlardır.

Vergiyi doğuran olay, birinci fıkrada belirtilen hizmetlerin sunulması ile meydana gelir.
Konaklama vergisinin matrahı, verginin konusuna giren hizmetler karşılığında, katma
değer vergisi hariç, her ne suretle olursa olsun alınan veya bu hizmetler için borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamıdır.

Konaklama vergisinin oranı %2’dir. Cumhurbaşkanı, bu oranı bir katına kadar artırmaya,
yarısına kadar indirmeye, bu sınırlar içinde farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir.
Konaklama vergisi, konaklama tesislerince düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde ayrıca
gösterilir. Bu vergiden herhangi bir ad altında indirim yapılamaz. Bu vergi, katma değer
vergisi matrahına dahil edilmez.

Aşağıda sayılan hizmetler konaklama vergisinden müstesnadır:

a) Öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında öğrencilere verilen hizmetler.

b) Karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri,
konsoloslukları ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları ile uluslararası anlaşmalar
gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve mensuplarına verilen hizmetler.

Konaklama vergisinde vergilendirme dönemi, faaliyet gösterilen takvim yılının BİRER AYLIK dönemleridir.

Her bir vergilendirme dönemine ait konaklama vergisi, vergilendirme dönemini TAKİP
EDEN AYIN YİRMİ ALTINCI GÜNÜ AKŞAMINA kadar katma değer vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine (katma değer vergisi mükellefiyeti bulunmayanlarca tesisin
bulunduğu yer vergi dairesine) BEYAN EDİLİR VE AYNI SÜRE İÇİNDE ÖDENİR.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, konaklama vergisi beyannamesinin şekil, içerik ve ekleri ile
uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

AÇIKLAMA:

01/EKİM/2019 Tarihinde yürürlüğe giren Turizm Payı beyanı dışında sektörde yeni bir
vergileme getirilmiştir. Bu kanun ile Yapılan düzenlemede: Genel bütçe geliri olarak tahsil
edilmek üzere konaklama vergisi ihdas edilmiştir. Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart,
misafirhane ve kamping gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu
hizmetten yararlananlara sunulan yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, plaj,
termal ve benzeri alanların kullanımı hizmetleri gibi diğer tüm hizmetlerin, verilen hizmetin bedeli üzerinden, vergiye tabi tutulmaktadır.

Konaklama tesislerinde verilen hizmetler dolayısıyla konaklayanlardan elde edilen
bedellerin bir kısmının çeşitli adlar altında vergi matrahının dışına çıkarılmasının önlenmesi
amacıyla verginin konusu, bu tesisler bünyesinde verilen hizmetlerin tamamını kapsayacak
şekilde geniş tanımlanmıştır.

Buna göre, söz konusu tesislerde konaklayanlara verilen yatma, yeme, içme, aktivite,
eğlence hizmetleri ve havuz, plaj, termal ve benzeri alanların kullanımı hizmetleri gibi
hizmetlere ilişkin bedeller, geceleme hizmetinden ayrı olarak fatura veya benzeri
belgelerde gösterilmiş olsa dahi verginin matrahına dahil edilecektir.

Konaklama vergisi, konaklama tesislerince düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde ayrıca
gösterilir. Bu vergiden herhangi bir ad altında indirim yapılamaz. Bu vergi, katma değer
vergisi matrahına dahil edilmez.

Hizmeti alanın yurt içi yerleşik veya yabancı turist olmasının vergilendirmeye bir etkisi
bulunmamaktadır. Verginin mükellefi konaklama hizmetlerini verenler olup, verginin oranı
%2’dir. Ancak, 7193 Sayılı Kanun 42. MADDE’si ile 6802 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3.
Madde ile; 01/04/2020 – 31/12/2020 tarihleri arasındaki vergilendirme dönemlerinde
konaklama vergisinin oranının %1 olarak uygulanacaktır.

Konaklama vergisinde vergilendirme dönemi, faaliyet gösterilen takvim yılının birer aylık dönemleridir. Her bir vergilendirme dönemine ait konaklama vergisi, vergilendirme
dönemini TAKİP EDEN AYIN YİRMİ ALTINCI GÜNÜ AKŞAMINA kadar katma değer vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine (katma değer vergisi mükellefiyeti bulunmayanlarca tesisin bulunduğu yer vergi dairesine) BEYAN EDİLİR VE AYNI SÜRE İÇİNDE ÖDENİR.

Yürürlük Tarihi: 01/04/2020


DİJİTAL HİZMET VERGİSİ

BİRİNCİ BÖLÜM
Verginin Konusu, Tanımlar, Mükellef ve Vergi Sorumlusu, Muafiyet ve İstisnalar

Verginin konusu
7194 SK MADDE 1- (1) Türkiye’de sunulan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisine tabidir:

a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans
ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın
sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil)

b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar,
müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu
içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler

c) Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve
işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya
satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)

(2) Birinci fıkrada sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları
tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine
tabidir.

Tanımlar
7194 SK MADDE 2- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Dijital ortam: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, çevrim içi faaliyetin
gerçekleştirildiği her türlü ortamı,

b) Dijital hizmet sağlayıcıları: 1’inci maddede sayılan hizmetleri sunanları,

c) Hasılatın elde edilmesi: Hasılatın mahiyet ve tutar itibarıyla kesinlik kazanmış olmasını,

ç) Hizmetin Türkiye’de sunulması: Hizmetin Türkiye’de sunulmasını, hizmetten Türkiye’de
faydalanılmasını, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini veya
hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesini (Değerlendirmeden maksat, hizmetin karşılığını
teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de
ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya
kârından ayrılmasıdır. Şu kadar ki, dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de
bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de
değerlendirilmiş sayılmaz.),

d) Finansal muhasebe açısından konsolide grup: Uluslararası Finansal Raporlama
Standartları veya Türkiye Finansal Raporlama Standartları uyarınca konsolide finansal
tablolarda yer alan tüm işletmeleri,
ifade eder.

Mükellef ve vergi sorumlusu
7194 SK MADDE 3- (1) Dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır.
Bunların, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmaması, dar mükellefiyette söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesir etmez.

(2) Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin
bulunmaması hâlleri ile gerekli görülen diğer hâllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi
alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.

Muafiyet ve istisnalar

7194 SK MADDE 4- (1) İlgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, 1 inci maddede
sayılan hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya
dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para
karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaftır. Mükellefin, finansal
muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınır.

(2) İlgili hesap dönemi içerisinde birinci fıkrada yer alan hadlerin her ikisinin de aşılması
hâlinde muafiyet sona erer ve haddin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü
vergilendirme döneminden itibaren dijital hizmet vergisi mükellefiyeti başlar. Söz konusu
hadlerin aşılıp aşılmadığının tespitinde, hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu
itibarıyla ilgili hesap dönemi içinde elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınır.

(3) Arka arkaya iki hesap dönemi boyunca birinci fıkradaki hadlerden herhangi birinin
altında kalanların vergi muafiyeti, izleyen hesap döneminden itibaren tekrar başlar.

(4) Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan hadleri verginin konusuna giren hizmet
türlerine göre ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya
yetkilidir.

(5) Hazine ve Maliye Bakanlığı, muafiyetin tespiti ve uygulanması amacıyla bildirim ve
belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir. Bu kapsamda bildirim ve belgelendirme yükümlülüklerini tam ve
zamanında doğru olarak yerine getirmeyenlere, yükümlülüklerini yerine getirmeleri için otuz gün ek süre verilir. Verilen ek süre içerisinde, bildirim ve belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında doğru olarak yerine getirmeyenler bu maddede yer alan muafiyetten yararlanamaz.

(6) Dijital ortamda yapılan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat dijital hizmet
vergisinden istisnadır ve bu hizmetlerden elde edilen hasılat birinci fıkradaki hadlerin
tespitinde dikkate alınmaz:

a) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37’nci maddesi
kapsamında üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler

b) 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39’uncu maddesi
kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler

c) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4’üncü maddesi kapsamındaki
hizmetler

ç) 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin
Desteklenmesi Hakkında Kanunun 2’nci maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden
sunulan hizmetler

d) 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12’nci maddesi
kapsamında yer alan ödeme hizmetleri

(7) Dijital hizmet vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler, ancak bu Kanuna hüküm
eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda yer
alan istisna veya muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir.

İKİNCİ BÖLÜM

Verginin Matrahı, Oranı ve Hesabı

Verginin matrahı, oranı ve hesabı

7194 SK MADDE 5- (1) Dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili vergilendirme döneminde
verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılattır. Hasılatın döviz ile
hesaplanması hâlinde döviz, hasılatın elde edildiği tarihte geçerli olan Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilir.

(2) Verginin matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında indirim yapılmaz. Dijital
hizmet vergisi, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmez.

(3) Dijital hizmet vergisi oranı %7,5’tir.

(4) Dijital hizmet vergisi, matraha oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. Bu şekilde
hesaplanan vergiden herhangi bir indirim yapılmaz.

(5) Cumhurbaşkanı, üçüncü fıkrada belirtilen oranı, hizmet türleri itibarıyla ayrı ayrı veya
birlikte %1’e kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya yetkilidir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Vergilendirme Dönemi, Verginin Beyanı, Tarhı ve Ödenmesi ile Vergi Güvenliği

Vergilendirme dönemi, verginin beyanı, tarhı ve ödenmesi

7194 SK MADDE 6- (1) Dijital hizmet vergisinde vergilendirme dönemi, takvim yılının birer
aylık dönemleridir. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin
faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme
dönemi tespit etmeye yetkilidir.

(2) Dijital hizmet vergisi, mükellefin beyanı üzerine tarh olunur. 3’üncü maddenin ikinci
fıkrasının uygulandığı durumlarda, bu beyan vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar
tarafından yapılır.

(3) Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, dijital hizmet vergisi
beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.

(4) Dijital hizmet vergisi, katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan hizmet sağlayıcıları
için bu vergi bakımından bağlı bulundukları vergi dairesince, bulunmayanlar bakımından
Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek vergi dairesince tarh olunur.

(5) Dijital hizmet vergisi, mükellef veya vergi sorumlusu olan gerçek veya tüzel kişi adına
tarh olunur. Adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere,
ortaklardan herhangi biri adına tarhiyat yapılır.

(6) Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu
tutulanlar, bir vergilendirme dönemine ait dijital hizmet vergisini beyanname verme süresi
içinde öderler.

(7) Dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler
tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.

(8) Hazine ve Maliye Bakanlığı, dijital hizmet vergisi beyannamesinin ve eklerinin şekil ve
muhtevasını belirlemeye, faaliyetin gereğini göz önünde tutarak mükellefin müracaatı
üzerine veya resen tarh yerini tayin etmeye, mükellef veya vergi sorumlularına sadece
vergiye tabi hizmetlerin sunulduğu dönemler için beyanname verdirmeye, verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Vergi güvenliği
7194 SK MADDE 7- (1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren
vergilere ilişkin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen bu Kanun kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanunda sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabilir ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilir.

(2) İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde,
dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir.

Engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları
tarafından yerine getirilir.

(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının
görüşü alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.

 

GENEL AÇIKILAMA:

Yapılan düzenleme ile, ULUSLAR ARASI dijital hizmet sağlayıcılarının TÜRKİYE’DE VERDİKLERİ;

a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetlerinden (reklam kontrol ve performans
ölçüm hizmetleri ile kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın
sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dahil),

b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzeri yazılımlar dahil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya telefon, bilgisayar gibi elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetlerden,

c) Kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının
kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler (ulaşım veya konaklama faaliyetlerine aracılık edilmesi ya da bu faaliyetlerin kolaylaştırılması ile mal ve hizmetlerin satışa sunulduğu platform, sistem veya portal hizmetleri gibi) dahil kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetlerinden,

ç) Yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda verilen aracılık hizmetlerinden, elde
edilen hasılat dijital hizmet vergisinin konusunu oluşturacaktır.

Kanuna göre;

1) – İlgili yıldan önceki yılda, verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin Türkiye’den elde
edilen hasılatı 20 milyon Türk Lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750
milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet
vergisinden muaf tutulacaktır.

Böylelikle, verginin kapsamına SADECE BÜYÜK ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN ALINMASI AMAÇLANMIŞTIR.

2)- Dijital hizmet vergisinin mükellefi dijital hizmet sağlayıcıları olarak belirlenmiştir.

3)- Dijital hizmet vergisinde vergilendirme dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleridir.

Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine
göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit
etmeye yetkilidir.

4) – Dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili birer aylık vergilendirme dönemlerinde verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılat olacaktır. Verginin oranı %7,5 olacaktır

5)- Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu
tutulanlar, bir vergilendirme dönemine ait dijital hizmet vergisini beyanname verme süresi
içinde öderler.

6) – Dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.

Yürürlük: Kanun yayımından sonraki 3.ayın başı 01/03/2020

 


 

 


Kaynak: İSMMMO – 7149 Sayılı Bilgi Yazısı 7.12.2019 – Tam Link https://archive.ismmmo.org.tr/docs/mevzuat/duyuru/09122019_7194_sk_aciklamasi.pdf
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-konaklama-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-otv-kdv-ve-gider-kisitlamasi-hakemlere-vergi-vergiden-muaf-sm-erbaplarina-yeni-vergi/feed/ 0
Konaklama Vergisi, Dijital Hizmet Vergisi, Değerli Konut Vergisi, Araç ÖTV, KDV ve Gider İndirim Kısıtlaması… https://www.muhasebenews.com/konaklama-vergisi-dijital-hizmet-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-otv-kdv-ve-gider-indirim-kisitlamasi/ https://www.muhasebenews.com/konaklama-vergisi-dijital-hizmet-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-otv-kdv-ve-gider-indirim-kisitlamasi/#respond Tue, 10 Dec 2019 18:50:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=72658 TÜRMOB
Mevzuat Sirküleri 8.12.2019 /176-2

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ, KONAKLAMA VERGİSİ VE DEĞERLİ KONUT VERGİSİ
İHDAS EDİLDİ.

7194 sayılı DİJİTAL HİZMET VERGİSİ İLE BAZI KANUNLARDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ile aşağıdaki konularda düzenleme yapıldı.


ÖZET


 

  • “Dijital Hizmet Vergisi”
  • Emlak Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenleme ile “Değerli Konut Vergisi” ihdas
  • Yürürlüğe gireceği 1 Nisan 2020 tarihinden 31 Aralık 2020 tarihine kadar %1, bu tarihten sonra %2 oranında uygulanmak üzere “Konaklama Vergisi”
  • GVK  madde  18  kapsamındaki  serbest  meslek  kazançlarında istisna uygulamasına 500.000 TL sınırı getirildi.
  • İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması gelir vergisinden istisna edildi.
  • Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna edilmesine yönelik düzenlemenin kapsamı daraltılarak sadece Amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler (basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç) gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.
  • Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmının ticari kazancın ve serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına yönelik düzenleme yapıldı.
  • Ticari kazancın  ve  serbest  meslek  kazancının  tespitinde  özel tüketim  vergisi  ve  katma  değer  vergisi  hariç  ilk  iktisap  bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmının gider yazılmasına yönelik düzenleme yapıldı.
  • 1.1.2020 tarihinden itibaren elde edilen tek işverenden alınan ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş yıllık 500.000 TL’yi aşan ücret gelirleri için   yıllık gelir vergisi beyannamesi zorunluluğu getirildi.
  • Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dâhil) ödeyenler tarafından gelir vergisi tevkifatı yapma zorunluluğu getirildi.
  • Gelir vergisi tarifesinde değişiklik yapılarak dilim sayısı arttırıldı ve 500.000 TL üzerindeki kazançlar için vergi oranı 2019 yılında elde edilen kazançlara da uygulanmak üzere %40 olarak belirlendi.
  • Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini konusunda düzenleme yapıldı.
  • Vergiye uyumlu mükelleflere tanınan %5’lik vergi indiriminin uygulanmasında beyan edilen vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması şartı kaldırılarak; ödeme koşulu gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresine çekildi ve maddede geçen vergi beyannameleri ibaresinin hangi beyannameleri ifade ettiğine açıklık getirildi.
  • İzaha davet uygulamasında davete icap ve beyan süreleri 30 güne çıkarıldı.
  • VUK 376’ncı maddede değişiklik yapılarak vergi ziyaı cezalarında indirim oranı ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın %50 olarak belirlendi.
  • Üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75’ini belirlenen ödeme süreleri içerisinde ödenmesi halinde üzerinde uzlaşılan verginin %25’inin VUK 376’ncı madde kapsamında indirilmesine yönelik düzenleme yapıldı.
  • VUK mülga  379’uncu  maddesi  “Kanun  yolundan  vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlendi.
  • Kambiyo muamelelerinde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinin nispeti 12.2019 tarihinden itibaren binde 1’den binde 2’ye yükseltildi.
  • Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına ilişkin olarak başarı sırasına göre grup belirlenme uygulanmasından vazgeçilmesine yönelik düzenleme yapıldı.

I-) DİJİTAL HİZMET VERGİSİ GETİRİLDİ


Dijital Hizmet Vergisi ihdas edilmiştir. Kanunda sayılan hizmetlerden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir. Dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır.

İlgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, dijital hizmet vergisinin konusuna giren hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaftır. Mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınır.

Dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili vergilendirme döneminde verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılattır.

Dijital hizmet vergisi oranı %7,5’dir.

Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, dijital hizmet vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.


II-) EMLAK VERGİSİ KANUNU’NDA YAPILAN DÜZENLEME İLE “DEĞERLİ KONUT VERGİSİ” İHDAS EDİLDİ


Yapılan düzenleme ile Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değeri 5.000.000 Türk lirası ve üzerinde olanlar değerli konut vergisine tabidir.

Verginin matrahı, bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerden yüksek olanıdır.

Değerli konut vergisine tabi mesken nitelikli taşınmazlardan değeri;

5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar

(Binde 3)

7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar

(Binde 6)

10.000.001 TL’yi aşanlar

(Binde 10)

oranında vergilendirilir.

Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınır.

Bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce belirlenecektir.

Vergi takip eden yılın şubat ayının 20’nci günü sonuna kadar mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine beyan edilecektir.

Vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunacaktır.

Müteakip yıllar için mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilir ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunur.

Vergi  dairesi  tarafından  tarh  ve  tahakkuk  ettirilen  vergi,  ilgili  yılın  şubat  ve ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenecektir.


III-) KONAKLAMA VERGİSİ İHDAS EDİLDİ


6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun İkinci Kısmının İkinci Bölümünün mülga başlığı “Konaklama Vergisi” şeklinde ve mülga 34’üncü maddesi başlığı ile birlikte değiştirilerek Konaklama Vergisi ihdas edildi.

1-) Verginin Konusu ve Vergiyi Doğuran Olay

Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) konaklama vergisine tabidir. Geceleme hizmetinin; sağlıklı yaşam tesisleri, eğlence merkezleri gibi tesislerin bünyesinde sunulması, vergilendirmeye etki etmez.

Konaklama vergisinin mükellefi yukarıda belirtilen hizmetleri sunanlardır.

Vergiyi doğuran olay, yukarıda belirtilen hizmetlerin sunulması ile meydana gelir.

2-) Verginin Matrahı ve Oranı

Konaklama vergisinin matrahı, verginin konusuna giren hizmetler karşılığında,  katma değer vergisi hariç, her ne suretle olursa olsun alınan veya bu hizmetler için borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamıdır.

Konaklama vergisinin oranı %2’dir. Cumhurbaşkanı, bu oranı bir katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, bu sınırlar içinde farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir.

Konaklama vergisi, konaklama tesislerince düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilir. Bu vergiden herhangi bir ad altında indirim yapılamaz. Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez.

3-) İstisnalar

Aşağıda sayılan hizmetler konaklama vergisinden müstesnadır:

a. Öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında öğrencilere verilen hizmetler.

b. Karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları ile uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve mensuplarına verilen hizmetler.

4-) Verilendirme Dönemi ve Beyan

Konaklama vergisinde vergilendirme dönemi, faaliyet gösterilen takvim yılının birer aylık dönemleridir. Her bir vergilendirme dönemine ait konaklama vergisi, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar katma değer vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine (katma değer vergisi mükellefiyeti bulunmayanlarca tesisin bulunduğu yer vergi dairesine) beyan edilir ve aynı süre içinde ödenir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, konaklama vergisi beyannamesinin şekil, içerik ve ekleri ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

5-) 31/12/2020 tarihine kadar vergi oranı

Düzenlemenin yürürlük tarihi 1 Nisan 2020’dir. Vergi oranı, 31/12/2020 tarihine kadar %1 olarak uygulanacaktır (md.42)


IV-) GELİR VERGİSİ KANUNU’NA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER


1-) Serbest meslek kazançlarında istisna uygulamasına 500.000 TL sınırı getirildi.

 Serbest meslek kazancı elde eden ve kazançları toplamı, 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar GVK 18’inci madde kapsamındaki istisnadan faydalanamayacaktır. 7193 sayılı Kanunun 17’inci maddesiyle değiştirilen GV tarifesine göre bu tutar, 500.000 TL’dir.

Düzenleme 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.


2-) Ücret gelirlerinde işverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda günlük 10 TL’yi geçmeyen istisna getirildi.

İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda günlük 10 TL’yi geçmeyen toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini gelir vergisinden istisna edilmiştir.


3-) Basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alan hakemlerin ücret gelirlerinin vergilendirilmesine yönelik düzenleme yapıldı.

Yasa teklifinin ilk halinde spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretlere tanınan gelir vergisi istisnası tamamen kaldırılmış, ancak Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde istisna sadece amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler (basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç) ile sınırlandırılmıştır. Basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanların aldıkları ücretler gelir vergisine tabi olacaktır.


4-) Binek otomobillerin ÖTV ve gider indirimine ilişkin kısıtlama yapıldı.

Ticari faaliyetlere ilişkin binek otomobili gider kısıtlaması aşağıdaki gibidir.

  • Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilecektir.
  • Kiralama yoluyla  edinilen  veya  işletmeye  dahil  olan  ve  işte  kullanılan  binek
  • Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınacaktır.

Serbest meslek faaliyetine binek otomobili gider kısıtlaması aşağıdaki gibidir.

  • Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı, gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)
  • Binek otomobillerine ilişkin giderlerin en fazla %70’i ve kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 500  Türk Lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabında ödenen özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasını kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.

    Düzenleme 1/1/2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5-) Tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler, yıllık 500.000 TL’yi aşmaları halinde beyanname ile beyan edilecektir.

Tek işverenden alınan tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri toplamının 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutan aşması halinde bu gelirler beyan edilecektir.

Düzenleme; 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.


6-) Avukatlık Kanunu  uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet  ücretlerine tevkifat zorunluluğu getirildi.

9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık   Kanunu   uyarınca   karşı    tarafa   yükletilen   vekalet    ücretini    (icra   ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dâhil) ödeyenler tarafından gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.


7-) Gelir vergisi tarifesinde değişiklik yapılarak 500.000 TL üzerindeki kazançların %40 oranında vergilendirmeye tabi tutulması öngörüldü. 

Gelir vergisi tarifesi aşağıdaki gibi değiştirilmiştir.

18.000 TL’ye kadar

%15

40.000 TL’nin 18.000 TL’si için 2.700 TL, fazlası

%20

98.000 TL’nin 40.000 TL’si için 7.100 TL (ücret gelirlerinde

148.000 TL’nin 40.000 TL’si için 7.100 TL), fazlası

%27

500.000 TL’nin 98.000 TL’si için 22.760 TL (ücret gelirlerinde

500.000 TL’nin 148.000 TL’si için 36.260 TL), fazlası

 

%35

500.000 TL’den fazlasının 500.000 TL’si için 163.460 TL (ücret gelirlerinde 500.000 TL’den fazlasının 500.000 TL’si için 159.460 TL), fazlası  

%40

 

Düzenleme 1/1/2019 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.


😎 Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini konusunda düzenleme yapıldı.

Vergi Usul Kanununa 1600/A maddesi eklenerek mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilir ve bunlar nezdinde yoklama yapılacağı, yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydı terkin edileceği ve bu durumun mükellefe tebliğ edileceği  yönünde düzenleme yapılmıştır.


9-) Vergiye uyumlu mükelleflere tanınan %5’lik vergi indirimine ilişkin düzenleme yapıldı. 

Vergiye uyumlu mükelleflere tanınan %5’lik vergi indiriminin uygulanmasında beyan edilen vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması şartı kaldırılmakta; ödeme koşulu gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresine çekildi.


10-) Yabancı para cinsinde ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan getiriler ve döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen gelirler üzerinden yapılacak vergi tevkifatına ilişkin düzenleme yapıldı

GVK md 67’de değişiklik yapılarak yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan getiriler ve döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen gelirler üzerinden yapılacak vergi tevkifatı nispetlerini ayrı ayrı veya birlikte bir katına kadar artırma veya kanunî oranına kadar indirme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verildi.


V-) VERGİ USUL KANUNUNA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER


1-) İzaha davetle ilgili sürelerde değişiklik yapıldı

Vergi Usul Kanunu’nun “İzaha Davet” başlıklı 370’inci maddesinde değişiklikler yapıldı. İzaha davet süresi, 15 günden 30 güne çıkarıldı.

Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi için öngörülen izahta bulunulan tarihten itibaren 15 günlük süre, değerlendirme sonucunu içeren yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 güne çıkarıldı.

Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarı, bir takvim yılında 100 bin Türk lirasını geçmeyen veya bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmayan mükelleflere ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilebilecektir.

Ayrıca VUK’nın izaha davetle ilgili 370’inci maddesinin (b) fıkrası kapsamında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair hakkında ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflerin; süresinde beyanname vermeleri durumunda kesilen %20 oranındaki vergi ziyaı cezası, uzlaşma kapsamı dışında tutulmaktadır.


2-) VUK 376’ncı maddede değişiklik yapılarak vergi ziyaı cezalarında indirim oranı ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın %50 olarak belirlendi.

Vergi Usul Kanununun vergi cezalarında indirimi düzenleyen 376’ncı maddesinde değişiklik yapılarak, vergi ziyaı cezalarında ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın indirim oranı %50 olarak belirlendi.

Ayrıca, aynı düzenlemeye göre uzlaşmanın vaki olması halinde ödenecek vergi ziyaı cezası için maddede yer alan şartlar dâhilinde %25 oranında indirimden yararlanılmasına olanağı sağlandı.


3-) VUK mülga 379’uncu maddesi “Kanun yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlendi.

Yasanın 27’nci maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun mülga mülga 379’uncu maddesi yeniden düzenlenerek vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

-Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,

-Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,

mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk edeceği yönünde düzenleme yapıldı.

Yasanın 23‘üncü maddesi ile ayrıca VUK 112’de değişiklik yapılarak 379’uncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi uygulanacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.


VI-)    VERGİ DENETİM KURULU         BAŞKANLIĞINA İLİŞKİN DÜZENLEME YAPILDI


375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 32’nci maddesi değiştirilerek vergi Müfettiş Yardımcılığına atananlardan giriş sınavındaki başarı sırasına göre en başarılı yüzde beşi Büyük Ölçekli Mükellefler, Organize Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele ve Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurtdışı Kazançlar grup başkanlıklarında görevlendirilir. Giriş sınavında ilk yüzde beşe giremeyenler Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler ve Katma Değer Vergisi İade İncelemeleri grup başkanlıklarında görevlendirilmeye ilişkin düzenleme kaldırıldı.

7149 Sayılı Kanun İçin Tıklayınız…

 

 

 


Kaynak: TÜRMOB – 8.12.2019 – 176/8 Sirküleri
https://www.turmob.org.tr/ekutuphane/detailPdf/0e2ecbbe-181a-4f94-928a-2f4a3841a899/08-12-2019-176
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/konaklama-vergisi-dijital-hizmet-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-otv-kdv-ve-gider-indirim-kisitlamasi/feed/ 0
Dijital Hizmet Vergisi Uygulaması – 7 Aralık 2019 https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-uygulamasi-7-aralik-2019/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-uygulamasi-7-aralik-2019/#respond Sat, 07 Dec 2019 11:07:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=72598 Kanuni Dayanak

Dijital Hizmet vergisine ilişkin düzenleme 7 Aralık 2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 Sayılı “Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”unun 1 ile 7’nci maddeleri arasında düzenlenmiştir.


Dijital hizmet Vergisi Ne Zaman Başlayacak?

7194 Sayılı Kanunun Yürürlük ile ilgili 54’ncü maddesinin “a” bendinde “1 inci ila 7 nci maddeleri bu Kanunun yayım tarihini izleyen üçüncü ay başında” tanımlamasına göre Dijital Hizmet Vergisi uygulaması 2020-Mart ayı başında başlayacaktır.


Verginin Konusunu Türkiye’de verilen hizmetler oluşturmaktadır.

Dijital Hizmet Vergisi’nin konusu Türkiye’de sunulan hizmetler olarak sınırlandırılmıştır. 

Hizmetin Türkiye’de sunulmasından maksat: Hizmetin Türkiye’de sunulmasını, hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesini (Değerlendirmeden maksat, hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. Şu kadar ki, dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılmaz.)


Hangi hizmetler Dijital Hizmet Vergisine Tabidir?

Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil)

Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler

Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)


Aracılık Hizmetleri Gelirleri de Dijital Hizmet Vergisine Tabidir!

Yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.


Vergiyi ödemekle sorumlu olan kimdir?

Dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Bunların, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmaması, dar mükellefiyette söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesir etmez.

Google, Youtube, Facebook ve benzeri yazılım ağırlıklı teknoloji şirketlerinin sahibi oldukları platformları üzerinden sunulan içerikler içine yerleştirilen, oynatılan, reklam verenleri adresleyen ve büyük veri içinde reklam verenlerin bilinirliğini, bulunurluğunu artırmaya yönelik tarzda reklam hizmetlerinden adı geçen kurumlar bu vergiler mükellef olarak muhatabı olacaktır. Bu kurumların Türkiye’de ticari girişimlerinin, temsilciliklerinin vb. olup olmaması, vergi mükellefi olup olmamaları dijital hizmet verginin ödenmesine engel değildir.

Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması hâlleri ile gerekli görülen diğer hâllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.

Vergiye tabi işlemlere taraf olanlardan kasıt, Kanunda dijital hizmet vergisinin mükellefi olarak tanımlanan asıl reklam hizmeti sunucularının yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde hizmeti alan Türkiye’deki reklam verenin verginin ödenmesinden sorumlu tutulacağıdır.


Dijital hizmet vergisinde had var mıdır?
 

İlgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, yukarıda sayılan hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaftır. Mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınır.


Dijital hizmet vergisi mükellefiyeti ne zaman başlayacak

İlgili hesap dönemi içerisinde yukarıda yer alan hadlerin her ikisinin de aşılması hâlinde muafiyet sona erer ve haddin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren dijital hizmet vergisi mükellefiyeti başlar. Söz konusu hadlerin aşılıp aşılmadığının tespitinde, hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu itibarıyla ilgili hesap dönemi içinde elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınır.

Arka arkaya iki hesap dönemi boyunca birinci fıkradaki hadlerden herhangi birinin altında kalanların vergi muafiyeti, izleyen hesap döneminden itibaren tekrar başlar.


Kimler ve Hangi Hizmetler Dijital Hizmet Vergisinden muaftır?
 

Dijital ortamda yapılan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisinden istisnadır ve bu hizmetlerden elde edilen hasılat birinci fıkradaki hadlerin tespitinde dikkate alınmaz:

a) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37’nci maddesi kapsamında üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler

b) 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesi kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler

c) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4’üncü maddesi kapsamındaki hizmetler

ç) 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 2’nci maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler

d) 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12’nci maddesi kapsamında yer alan ödeme hizmetleri

Dijital hizmet vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler, ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir.

 

Verginin Matrahı nedir?

Dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili vergilendirme döneminde verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılattır.

Hasılatın döviz ile hesaplanması hâlinde döviz, hasılatın elde edildiği tarihte geçerli olan TCMB döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilir.

Verginin matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında indirim yapılmaz. Dijital hizmet vergisi, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmez.


Dijital Hizmet Vergisinin Oranı nedir?

Dijital hizmet vergisi oranı %7,5’tir.

Dijital hizmet vergisi, matraha oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan vergiden herhangi bir indirim yapılmaz.

 

Dijital Hizmet Vergisinin beyan dönemleri nedir?

Dijital hizmet vergisinde vergilendirme dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleridir. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit etmeye yetkilidir.

Dijital hizmet vergisi, mükellefin beyanı üzerine hesaplanır.


Dijital Hizmet Vergisinde hizmeti alanın sorumluluğu nedir?

Yukarıda belirtildiği üzere Türkiye’de mükellefiyeti bulunmayan işletmelerin vergiye ilişkin ödevlerini yerine getirmemeleri halinde, bu beyan vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından yapılır. Yani hizmeti alan Türkiye’deki müşteriler bu beyannameyi vermekle sorumlu olacaktır.

Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, dijital hizmet vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.


Beyannamesi hangi vergi dairesine verilir?

Dijital hizmet vergisi, katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan hizmet sağlayıcıları için bu vergi bakımından bağlı bulundukları vergi dairesince, bulunmayanlar bakımından Hazine ve Maliye

Bakanlığınca belirlenecek vergi dairesince tarh olunur.


Adi Ortaklıklarda vergi kimin adına tahakkuk edilecektir?

Dijital hizmet vergisi, mükellef veya vergi sorumlusu olan gerçek veya tüzel kişi adına tarh olunur. Adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri adına tarhiyat yapılır.


Dijital Hizmet Vergisi ne zaman ödenecektir?

Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu tutulanlar, bir vergilendirme dönemine ait dijital hizmet vergisini beyanname verme süresi içinde öderler.


Dijital Hizmet Vergisi GİDER Yazılabilir mi?

Dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.


Yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin platformları ERİŞİME KAPATILACAK!

Beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen bu Kanun kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanunda sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabilir ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilir.

İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir. Engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.

Özellikle yazılım teknolojisinin sunduğu hizmetlerin vergilendirilmesi konusu, bütün dünyada vergi düzenlemesini yapanların kontrol altına almaya çalıştıkları bir olgudur. Hizmetin fiziki mekandan bağımsız ve ürün gibi gümrük rejimlerine tabi olmadan sunulabilmesi geliri elde eden şirketlerin mukimi oldukları ülkelerin ve hizmetten gelir elde edilen her bir bağımsız ülkenin vergi otoritelerince izlenmesi ve vergilemesini zorlaştırmaktadır. Geliri elde eden şirketlerin kazanç vergisi, kar dağıtımı ve diğer dolaylı vergiler açısından daha avantajlı gördükleri ülkelere vergilemede esas alınacak merkezlerini taşımaları, Şirketin çıktığı ve fiilen üretildiği ülkelerin belirtilen vergilerden mahrum kalmasına yol açmaktadır.

Aynı şekilde hizmetten gelir elde edilen dünyadaki birçok ülkede şirket kurulmaması nedeniyle hizmetten gelir elde edilen ülkeler açısından kazanç vergisi, kar dağıtım vergisi ve diğer dolaylı vergilerin tahsil edilmemesi nedeniyle vergi kaybına neden olmaktadır.

Kanun yapıcılar uzun bir süredir yazılım teknolojisi alanında faaliyet gösteren uluslararası şirketlere Türkiye’de sunulan ve başta reklam hizmetlerinden elde edilen gelirlerinin Türkiye’de beyan edilmesi ve Türkiye’de mükellefiyet tesis etmeleri yönündeki çağrıları karşılık bulmadı. Bunun üzerine 2019-Şubat ayında hizmetten Türkiye’de yararlanan işletmelere %15 Stopaj yükümlülüğü getirdi. (KV G.l Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ -Seri No: 17)

7 Aralık 2019 tarihinde yayınlanan 7149 sayılı yasa ile de Hizmeti Veren şirketlere veya yine hizmeti Alanlara %7,5 Dijital Hizmet Vergisi getirildi.

Daha önce çıkartılan %15’lik Stopaj yükümlülüğü gibi yeni ihdas edilen %7,5’luk Dijital Hizmet Vergisini hizmetten yararlanan Türkiye’deki reklam verenlere direkt veya dolaylı olarak yansıyacak bir maliyet olarak değerlendirmek mümkündür.

ÖZET

1- Dijital Hizmet Vergisi 7.12.2019 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7194 sayılı yasa ile ticari hayatımıza ve vergi uygulamalarımıza girmiştir.

2- Dijital Hizmet Vergisi uygulaması 2020-Mart ayında başlayacaktır. 2020 Mart ayına ait İlk beyanname 2020 Nisan sonuna kadar verilecek ve ödemesi aynı süre içinde yapılacaktır.

3- Verginin kapsamına Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri girmektedir.

4- Dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.

5- Dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Bunların mükellef olup olmaması, söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesir etmez.

6- Vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenler verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.

7- Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaftır. Mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınır.

8- Dijital hizmet vergisi oranı %7,5’tir.

9- Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, dijital hizmet vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler. Beyanname temelde aylık olarak verilecektir. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit etmeye yetkilidir.

10- Dijital hizmet vergisini beyanname verme süresi içinde ödenecektir.

11- Dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.

12- Yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir.

Ali KARAKUŞ
7.12.2019
İstanbul

Kaynak
1- Resmi Gazete, 7.12.2019 Tarih ve 30971-  7194 Sayılı “Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

 


Kaynak: Ali Karakuş
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


Konaklama Vergisi 1 Nisan 2020’de başlıyor

Çalışanlara akbil yol desteği gelir vergisinden istisna edildi.

Gelir Vergisindeki üst oran %35’den %40’a çıkarıldı!

Değerli Konut Vergisi geldi! 5 Milyon üstü değer biçilen konutlar için ek vergi ödenecek.

Tek işverenden de olsa yüksek ücret geliri elde edenlere gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu getirildi.

2020 Yılı Asgari Ücret ve İşverene Maliyeti Üzerine Notlar – 6 Aralık 2019

]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-uygulamasi-7-aralik-2019/feed/ 0
Dijital Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi, Araç Alım ve Kiralamada Gider Sınırı, GV Tarifesi 4. Dilim, Personele Yol Parası İstisnası, İzaha Davet Düzenlemesine ilişkin Kanun Yayınlandı 7 Aralık 2019 https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-konaklama-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-alim-ve-kiralamada-gider-siniri-gv-tarifesi-4-dilim-personele-yol-parasi-istisnasi-izaha-davet-duzenlemesine-iliskin-kanun-ya/ https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-konaklama-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-alim-ve-kiralamada-gider-siniri-gv-tarifesi-4-dilim-personele-yol-parasi-istisnasi-izaha-davet-duzenlemesine-iliskin-kanun-ya/#respond Sat, 07 Dec 2019 07:27:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=72528
7 Aralık 2019 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30971
KANUN

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ İLE BAZI KANUNLARDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

 

                                  Kanun No. 7194                                                                                                      

Kabul Tarihi: 5/12/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Verginin Konusu, Tanımlar, Mükellef ve Vergi Sorumlusu, Muafiyet ve İstisnalar

Verginin konusu

MADDE 1 – (1) Türkiye’de sunulan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat, dijital hizmet vergisine tabidir:

a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil)

b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler

c) Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)

(2) Birinci fıkrada sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.

Tanımlar

MADDE 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Dijital ortam: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, çevrim içi faaliyetin gerçekleştirildiği her türlü ortamı,

b) Dijital hizmet sağlayıcıları: 1 inci maddede sayılan hizmetleri sunanları,

c) Hasılatın elde edilmesi: Hasılatın mahiyet ve tutar itibarıyla kesinlik kazanmış olmasını,

ç) Hizmetin Türkiye’de sunulması: Hizmetin Türkiye’de sunulmasını, hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesini veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesini (Değerlendirmeden maksat, hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. Şu kadar ki, dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılmaz.),

d) Finansal muhasebe açısından konsolide grup: Uluslararası Finansal Raporlama Standartları veya Türkiye Finansal Raporlama Standartları uyarınca konsolide finansal tablolarda yer alan tüm işletmeleri,

ifade eder.

Mükellef ve vergi sorumlusu

MADDE 3 – (1) Dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Bunların, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmaması, dar mükellefiyette söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesir etmez.

(2) Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması hâlleri ile gerekli görülen diğer hâllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.

Muafiyet ve istisnalar

MADDE 4 – (1) İlgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, 1 inci maddede sayılan hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaftır. Mükellefin, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olması hâlinde, bu hadlerin uygulanmasında grubun verginin konusuna giren hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılat dikkate alınır.

(2) İlgili hesap dönemi içerisinde birinci fıkrada yer alan hadlerin her ikisinin de aşılması hâlinde muafiyet sona erer ve haddin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren dijital hizmet vergisi mükellefiyeti başlar. Söz konusu hadlerin aşılıp aşılmadığının tespitinde, hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu itibarıyla ilgili hesap dönemi içinde elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınır.

(3) Arka arkaya iki hesap dönemi boyunca birinci fıkradaki hadlerden herhangi birinin altında kalanların vergi muafiyeti, izleyen hesap döneminden itibaren tekrar başlar.

(4) Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan hadleri verginin konusuna giren hizmet türlerine göre ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkilidir.

(5) Hazine ve Maliye Bakanlığı, muafiyetin tespiti ve uygulanması amacıyla bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bu kapsamda bildirim ve belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında doğru olarak yerine getirmeyenlere, yükümlülüklerini yerine getirmeleri için otuz gün ek süre verilir. Verilen ek süre içerisinde, bildirim ve belgelendirme yükümlülüklerini tam ve zamanında doğru olarak yerine getirmeyenler bu maddede yer alan muafiyetten yararlanamaz.

(6) Dijital ortamda yapılan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisinden istisnadır ve bu hizmetlerden elde edilen hasılat birinci fıkradaki hadlerin tespitinde dikkate alınmaz:

a) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesi kapsamında üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler

b) 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesi kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler

c) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4 üncü maddesi kapsamındaki hizmetler

ç) 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler

d) 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12 nci maddesi kapsamında yer alan ödeme hizmetleri

(7) Dijital hizmet vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler, ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir.

İKİNCİ BÖLÜM

Verginin Matrahı, Oranı ve Hesabı

Verginin matrahı, oranı ve hesabı

MADDE 5 – (1) Dijital hizmet vergisinin matrahı, ilgili vergilendirme döneminde verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle elde edilen hasılattır. Hasılatın döviz ile hesaplanması hâlinde döviz, hasılatın elde edildiği tarihte geçerli olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilir.

(2) Verginin matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında indirim yapılmaz. Dijital hizmet vergisi, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmez.

(3) Dijital hizmet vergisi oranı %7,5’tir.

(4) Dijital hizmet vergisi, matraha oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan vergiden herhangi bir indirim yapılmaz.

(5) Cumhurbaşkanı, üçüncü fıkrada belirtilen oranı, hizmet türleri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte %1’e kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya yetkilidir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Vergilendirme Dönemi, Verginin Beyanı, Tarhı ve Ödenmesi ile Vergi Güvenliği

Vergilendirme dönemi, verginin beyanı, tarhı ve ödenmesi

MADDE 6 – (1) Dijital hizmet vergisinde vergilendirme dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleridir. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit etmeye yetkilidir.

(2) Dijital hizmet vergisi, mükellefin beyanı üzerine tarh olunur. 3 üncü maddenin ikinci fıkrasının uygulandığı durumlarda, bu beyan vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından yapılır.

(3) Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, dijital hizmet vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.

(4) Dijital hizmet vergisi, katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan hizmet sağlayıcıları için bu vergi bakımından bağlı bulundukları vergi dairesince, bulunmayanlar bakımından Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek vergi dairesince tarh olunur.

(5) Dijital hizmet vergisi, mükellef veya vergi sorumlusu olan gerçek veya tüzel kişi adına tarh olunur. Adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri adına tarhiyat yapılır.

(6) Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu tutulanlar, bir vergilendirme dönemine ait dijital hizmet vergisini beyanname verme süresi içinde öderler.

(7) Dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.

(8) Hazine ve Maliye Bakanlığı, dijital hizmet vergisi beyannamesinin ve eklerinin şekil ve muhtevasını belirlemeye, faaliyetin gereğini göz önünde tutarak mükellefin müracaatı üzerine veya resen tarh yerini tayin etmeye, mükellef veya vergi sorumlularına sadece vergiye tabi hizmetlerin sunulduğu dönemler için beyanname verdirmeye, verginin beyan ve ödeme zamanı ile tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bildirim ve belgelendirme yükümlülüğü getirmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Vergi güvenliği

MADDE 7 – (1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergilere ilişkin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen bu Kanun kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak 213 sayılı Kanunda sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabilir ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilir.

(2) İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir. Engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.

(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının görüşü alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik

Yapılmasına İlişkin Düzenlemeler

MADDE 8 – 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “binde biridir” ibaresi “binde ikisidir” şeklinde ve ikinci fıkrasında yer alan “yukarıdaki oranları aşmayacak şekilde yeniden tespit etmeye yetkilidir” ibaresi “kambiyo muamelelerinde on katına, vergiye tabi diğer muamelelerde ise kanuni seviyesine kadar artırmaya yetkilidir” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 9 – 6802 sayılı Kanunun İkinci Kısmının İkinci Bölümünün mülga başlığı “Konaklama Vergisi” şeklinde ve mülga 34 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Konaklama vergisi

MADDE 34- Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) konaklama vergisine tabidir. Geceleme hizmetinin; sağlıklı yaşam tesisleri, eğlence merkezleri gibi tesislerin bünyesinde sunulması, vergilendirmeye etki etmez.

Konaklama vergisinin mükellefi birinci fıkrada belirtilen hizmetleri sunanlardır.

Vergiyi doğuran olay, birinci fıkrada belirtilen hizmetlerin sunulması ile meydana gelir.

Konaklama vergisinin matrahı, verginin konusuna giren hizmetler karşılığında, katma değer vergisi hariç, her ne suretle olursa olsun alınan veya bu hizmetler için borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamıdır.

Konaklama vergisinin oranı % 2’dir. Cumhurbaşkanı, bu oranı bir katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, bu sınırlar içinde farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir.

Konaklama vergisi, konaklama tesislerince düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilir. Bu vergiden herhangi bir ad altında indirim yapılamaz. Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez.

Aşağıda sayılan hizmetler konaklama vergisinden müstesnadır:

a) Öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında öğrencilere verilen hizmetler.

b) Karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları ile uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve mensuplarına verilen hizmetler.

Konaklama vergisinde vergilendirme dönemi, faaliyet gösterilen takvim yılının birer aylık dönemleridir. Her bir vergilendirme dönemine ait konaklama vergisi, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar katma değer vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine (katma değer vergisi mükellefiyeti bulunmayanlarca tesisin bulunduğu yer vergi dairesine) beyan edilir ve aynı süre içinde ödenir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, konaklama vergisi beyannamesinin şekil, içerik ve ekleri ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 10 – 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.”

MADDE 11 – 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan “taşıma giderleri” ibaresinden sonra gelmek üzere aşağıdaki parantez içi hüküm eklenmiştir.

“(İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması hâlinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.)”

MADDE 12 – 193 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

4. Amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler (basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç);”

MADDE 13 – 193 sayılı Kanunun 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1), (5) ve (7) numaralı bentlerine sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.

“(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)”

“(Şu kadar ki faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i indirilebilir.)”

“(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)”

MADDE 14 – 193 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentlerine sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.

“(Şu kadar ki özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)”

“(Şu kadar ki binek otomobillerine ilişkin giderlerin en fazla %70’i ve kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabında ödenen özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)”

MADDE 15 – 193 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (b) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ve birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dâhil),”

MADDE 16 – 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dâhil) ödeyenler tarafından gelir vergisi tevkifatı yapılır.

MADDE 17 – 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 103- Gelir vergisine tabi gelirler;

oranında vergilendirilir.”

MADDE 18 – 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentleri ile beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) olması,”

“3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla, (1) numaralı bent kapsamındaki vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmiş olması (Ödemenin, ilgili mevzuatı gereği istenilen bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak ibraz edilmiş olması koşuluyla, vergi kanunları gereği doğan iade alacaklarından mahsuben yapılmış olması ve indirimden yararlanıldıktan sonra söz konusu iade alacağı tutarının mahsuben ödemesi talep edilen vergi borcu tutarının altına düşmesi hâlinde, eksik ödenmiş duruma gelen vergilerin mahsuben ödenmek istenilen tutarın %10’unu aşmaması kaydıyla, eksik ödenmiş vergiler dolayısıyla veya vergi kanunları gereğince, tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesine bağlı olarak terkin edilecek vergilerin, şartların sağlanamaması hâlinde kanunlarında belirlenen tecil süresinin sonunu takip eden onbeşinci günün bitimine kadar ödenmesi şartıyla, bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), ayrıca, vergi aslı (vergi cezaları ile fer’i alacaklar dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,”

“Bu maddede geçen vergi beyannameleri ibaresi, yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi beyannamelerini; vergi ibaresi, anılan Bakanlığa bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder.”

MADDE 19 – 193 sayılı Kanunun mükerrer 123 üncü maddesinin ikinci fıkrasına “23/8,” ibaresinden sonra gelmek üzere “23/10,” ibaresi, “31,” ibaresinden sonra gelmek üzere “40/1, 40/7,” ibaresi ve “48,” ibaresinden sonra gelmek üzere “68,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 20 – 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “beş puana kadar” ibaresi “ayrı ayrı veya birlikte bir katına kadar” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 21 – 193 sayılı Kanunun geçici 72 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2019” ibaresi “31/12/2023” şeklinde, fıkranın (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan “% 15,” ibaresi “%20,” şeklinde ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Bu ödemeler üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz. Bu madde kapsamındaki gelirler toplamının, 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü diliminde yer alan tutarı aşması hâlinde, bu gelirler yıllık beyannameyle beyan edilir. Yıllık beyanname verilmesi durumunda, beyan edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca vergi dairesine ödenmiş olması şartıyla, bu Kanuna göre kesilen vergiler mahsup edilir.”

MADDE 22 – 193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 91- 1/1/2019-31/12/2019 tarihleri arasında elde edilen ücret gelirlerine, bu maddeyi ihdas eden Kanunla 103 üncü maddede yapılan değişiklik öncesi tarife uygulanır.

Mükerrer 123 üncü maddeye bu maddeyi ihdas eden Kanunla eklenen 40/1 maddesi ile 68 inci maddede yer alan 5.500 Türk liralık kira tutarı hakkında, 2019 yılına ilişkin olarak 1/1/2020 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yeniden değerleme yapılmaz.

Geçici 72 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde ve ikinci fıkrasında bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan değişiklikler, 1/11/2019 tarihinden önce akdedilerek geçerlilik kazanmış sporcu sözleşmeleri kapsamında yapılan ücret ödemelerine uygulanmaz. Daha önceki sözleşmeler kapsamında yapılan ücret ödemeleri için geçici 72 nci maddenin değişiklik öncesi hükümleri uygulanır. 1/11/2019 tarihinden önceki sözleşmelere ilişkin olarak 1/11/2019 tarihinden sonra yapılan süre uzatımı ve ücreti etkileyen değişiklikler bu kapsamda değildir.”

MADDE 23 – 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin üçüncü fıkrasına (b) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.

“c) 379 uncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar;”

MADDE 24 – 213 sayılı Kanuna 160 ıncı maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Mükellefiyet kaydının analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkini:

MADDE 160/A- Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilir ve bunlar nezdinde yoklama yapılır.

Yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydı terkin edilir ve bu durum mükellefe tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyet, terkin tarihi itibarıyla yeniden tesis edilir. Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimler, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilir ve tahakkuk eden vergiler aynı sürede ödenir.

Bu madde kapsamında mükellefiyeti terkin edilenler ve 153/A maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtildiği şekilde bunlarla ilişkili olan kişilerin işe başlama bildiriminde bulunmaları hâlinde, bu kişiler hakkında mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyet kaydı bu madde kapsamında terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve ikinci fıkrada belirtilen şekilde teminat verilmiş olması şarttır. Bu madde uyarınca teminat alınarak mükellefiyeti yeniden tesis edilenlerin düzenlemek zorunda oldukları fatura veya fatura yerine geçen belgelerden Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenenlerin, elektronik belge olarak düzenlenmesi zorunludur. Kâğıt olarak düzenlenmesi hâlinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır ve kayıtların tevsikinde kullanılamaz.

Mükellef hakkında yapılan inceleme neticesinde, mükellefin başka bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı hâlde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği tespit olunursa, alınan teminat inceleme neticesinde doğan borçlar dâhil vergi borçlarına mahsup edilerek artan tutar iade olunur. Yapılan incelemede mükellefin başka bir ticari, zirai veya mesleki faaliyeti bulunduğu hâlde sahte belge düzenlediği tespit olunursa, mükellef hakkında 153/A maddesinin dördüncü fıkrası hükümleri çerçevesinde işlem tesis edilir. Şu kadar ki, daha önceden alınmış olan teminat sahte belge düzenleme fiili nedeniyle yapılan tarhiyatların ve kesilen cezaların kesinleşmesine kadar mükellefe iade olunmaz. Yapılan inceleme neticesinde mükellefin sahte belge düzenlemediği tespit olunursa, alınan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla iade olunur.

Bu madde kapsamında alınan teminatların iadesinde, 153/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca alınan teminatların iadesine ilişkin; bu teminatların vergi borçlarına mahsubu ve eksilen teminatların tamamlatılmasında ise aynı maddenin dokuzuncu fıkrasına ilişkin hükümler uygulanır.

Bu madde kapsamında elektronik belge düzenleme yükümlülüğü getirilen mükelleflere ilişkin bilgiler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek usul ve esaslara göre duyurulur. Bu kapsamda yapılan duyurular vergi mahremiyetinin ihlâli sayılmaz.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, madde kapsamındaki işlemlere ilişkin süreleri, elektronik ortamda belge düzenleme zorunluluğunun başlayacağı tarihi, bu madde kapsamındaki mükelleflerin tahsilat ve ödemelerinin tevsiki ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 25 – 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 370- a) Vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla mükellefler izaha davet edilebilir. Kendisine izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefler, davet konusu tespitle sınırlı olarak, bu Kanunun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz. İzaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük süre içerisinde izahta bulunulması durumunda, yapılan izah değerlendirilerek değerlendirme sonucunu içeren yazı mükellefe tebliğ edilir.

1. Mükelleflerce yapılan izah sonucu vergi ziyaına sebebiyet verilmediğinin idarece anlaşılması hâlinde mükellefler söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine tabi tutulmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez.

2. Mükelleflerce yapılan izahın yeterli bulunmaması hâlinde, değerlendirme sonucunu içeren yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde; hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir. Bu durum vergi incelemesi yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline engel teşkil etmez.

b) (a) fıkrası uyarınca yapılmış ön tespitlerin, verginin bu Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan fiillerle ziyaa uğratılmış olabileceğine ilişkin olması hâlinde bu kapsamdaki mükellefler izaha davet edilmez. Şu kadar ki, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarı, bir takvim yılında 100 bin Türk lirasını geçmeyen veya bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmayan mükelleflere ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilebilir. Mükelleflerce, haklarında yapılan tespite ilişkin yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde; hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi ziyaı cezası, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında kesilir. Bu durum vergi incelemesi yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline engel teşkil etmez. Bu fıkra kapsamında kendisine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükellefler, tespitle sınırlı olarak bu Kanunun 371 inci maddesinde yer alan pişmanlık hükümlerinden yararlanamaz. Bu fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır.

c) Hazine ve Maliye Bakanlığı bu madde uyarınca ön tespiti ve/veya izaha daveti yapacak ve yapılan izahı değerlendirecek mercii, yapılacak ön tespitin ve/veya izaha davetin şekli ve kapsamını, davet yapılacakları, yapılan izahın değerlendirme süresini, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 26 – 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Mükellef veya vergi sorumlusu;

1. İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı,

2. Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75’ini, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i,

indirilir.”

MADDE 27 – 213 sayılı Kanunun mülga 379 uncu maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Kanun yolundan vazgeçme:

MADDE 379- Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

1. Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,

2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,

mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.

Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.

Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir. Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular incelenmez.

Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilir.

Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

MADDE 28 – 213 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasındaki parantez içi hükümde yer alan “kesilen ceza hariç” ibaresi “kesilen ceza ve 370 inci maddenin (b) fıkrası kapsamında kendilerine ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilen mükelleflere mezkur maddeye göre kesilen ceza hariç” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 29 – 213 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 9- Bu bölüm uyarınca üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar hakkında 376 ncı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi hükmü dışında indirim uygulanmaz.

Hakkında 376 ncı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi hükümleri uygulanan vergi ve cezalar için bu bölüm hükümleri uygulanmaz. Mükellefin uzlaşma tutanağını imzalayıncaya kadar uzlaşma talebinden vazgeçtiğini beyanla hadiseye 376 ncı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi hükümlerinin uygulanmasını isteme hakkı mahfuzdur.”

MADDE 30 – 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa 41 inci maddeden sonra gelmek üzere kısım başlığıyla birlikte aşağıdaki madde eklenmiştir.

“DÖRDÜNCÜ KISIM

Değerli Konut Vergisi

Konu:

MADDE 42- Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değeri 5.000.000 Türk lirası ve üzerinde olanlar değerli konut vergisine tabidir.”

MADDE 31 – 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 42’nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Vergiye ait değerlerin tespiti, ilanı ve kesinleşmesi:

MADDE 43- Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce ilgili mevzuat kapsamında yapılan veya yaptırılan değerleme sonucunda belirlenen ve değeri 42 nci maddede yer alan tutarı aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazlar, ilgilileri tarafından ulaşılabilecek şekilde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün internet sitesinde ilan edilir ve ilgilisine ayrıca tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren on beşinci günün sonuna kadar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmaz değeri kesinleşir. Süresinde yapılan itirazlar, on beş gün içinde değerlendirilerek sonuçlandırılır ve kesinleşen değer, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edilir. Bu değer, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edilir.

Bu vergi uygulamasında, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen bir değerin bulunmaması durumunda, bina vergi değeri esas alınarak vergilendirme işlemleri yapılır.

Bina vergi değeri, 29 uncu maddeye göre belirlenen vergi değeridir.”

MADDE 32 – 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 43 üncü maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Matrah ve nispet:

MADDE 44- Verginin matrahı, bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerden yüksek olanıdır.

Değerli konut vergisine tabi mesken nitelikli taşınmazlardan değeri;

5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar                    (Binde 3)

7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar                  (Binde 6)

10.000.001 TL’yi aşanlar                                                    (Binde 10)

oranında vergilendirilir.

Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınır.

42 nci maddede yer alan tutar, ikinci fıkrada yer alan vergi oranlarına esas mesken nitelikli taşınmaz değerlerinin alt ve üst sınırları ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen ve 42 nci maddede yer alan tutarı aşan (bu tutar dâhil) mesken nitelikli taşınmazların değeri her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Bu şekilde hesaplanan tutarların 10.000 Türk lirasına kadar olan kesirleri dikkate alınmaz (Şu kadar ki; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen taşınmaz değeri, değer tespitinin yapıldığı yıl yeniden değerleme oranında artırılmaz.).”

MADDE 33 – 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 44 üncü maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Mükellefiyet:

MADDE 45- Değerli konut vergisini mesken nitelikli taşınmazların maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa mesken nitelikli taşınmaza malik gibi tasarruf edenler öder.

Bir mesken nitelikli taşınmaza paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.

Değerli konut vergisi mükellefiyeti;

a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığının (bu tutar dâhil) belirlendiği tarihi,

b) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,

c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,

takip eden yıldan itibaren başlar.

Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hâle gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan mesken nitelikli taşınmazlardan dolayı mükellefiyet, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren sona erer.”

MADDE 34 – 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 45 inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Muaflıklar:

MADDE 46- Aşağıda yazılı mesken nitelikli taşınmazlar, değerli konut vergisinden muaftır:

a) Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar.

b) Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.).

c) Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye’de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli taşınmazlar.

ç) Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâlleri hariç).”

MADDE 35 – 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 46 ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Verginin beyanı, ödeme süresi ve ödeme yeri:

MADDE 47- Mükellef tarafından, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mesken nitelikli taşınmazın değerinin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığı (bu tutar dâhil) yılı takip eden yılın şubat ayının 20 nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edilir ve vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunur. Müteakip yıllar için mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilir ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunur.

Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden de beyanname verebilirler. Paylı mülkiyet hâlinde ise beyanname münferiden verilir.

Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın şubat ve ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenir.

Yıl içerisinde mükellefiyetin başlamasını gerektirecek durumun meydana gelmesi hâlinde, mükellef tarafından takip eden yılın beyanname verme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine beyanname verilir.

Bu Kanunun 37 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası hükümleri, değerli konut vergisi bakımından uygulanmaz.”

MADDE 36 – 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 47 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Değerli konut vergisi hasılatı:

MADDE 48- Tahsil edilen değerli konut vergisi, genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmaz.”

MADDE 37 – 1319 sayılı Kanuna, bu Kanunla eklenen 48 inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiş ve mevcut maddeler buna göre teselsül ettirilmiştir.

“Yetki:

MADDE 49- Bu verginin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, muafiyetlerin uygulanmasında aranacak belgeleri tespit etmeye, 47 nci maddede yer alan beyanname verme ve ödeme sürelerini üç aya kadar uzatmaya, beyannamenin verileceği yetkili vergi dairesini, beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye ve verginin beyanname aranmaksızın tahakkuk ettirilmesine Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

MADDE 38 – 14/9/1972 tarihli ve 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununun 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin ikinci paragrafında yer alan “2 yılda” ibaresi “üç yılda” şeklinde ve bendin üçüncü paragrafının (e) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“e) Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri ile 11/7/2019 tarihli ve 7183 sayılı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun ile kurulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulunun asıl ve yedek üyelerini seçmek,”

MADDE 39 – 1618 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 5- Birliğin 2019 yılı Kasım ayında yapılacak olan seçimlerinde 34 üncü maddenin birinci fıkrasının (A) bendinde yer alan, seçimlerin üç yılda bir kasım ayında yapılacağına ilişkin hüküm uygulanmaz.

Birliğin 2019 yılı Kasım ayında yapılan seçimlerinde seçilen Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu üyeleri ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulunun asıl ve yedek üyelerinin görev süresi üç yıl olarak uygulanır.”

MADDE 40 – 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun ek 12 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Amatör sporun desteklenmesi

EK MADDE 12- Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de faaliyette bulunan spor kulüpleri ve sportif alanda faaliyette bulunan sermaye şirketleri tarafından sporculara ödenen ücretlerden tevkif edilerek ilgili vergi dairesine kanuni süresinde beyan edilen ve ödenen gelir vergisinden Gençlik ve Spor Bakanlığının talebi üzerine Hazine ve Maliye Bakanınca uygun görülen pay, Gençlik ve Spor Bakanlığı adına açılacak özel hesaba Hazine ve Maliye Bakanlığınca aktarılır.

Özel hesaba aktarılan tutarlar aşağıdaki harcamalar dışında kullanılamaz:

a) Amatör spor dallarında sportif faaliyet gösteren sporculara, bunların çalıştırıcılarına ve diğer spor elemanlarına yapılan ücret ve ücret sayılan ödemeler (Her bir sporcu, çalıştırıcı ve diğer spor elemanları için yıllık olarak yapılacak ödeme, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü gelir diliminde yer alan ve ilgili yılda ücretler için geçerli olan tutarın üç katını aşamaz.),

b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamındaki sporcu, çalıştırıcılar ve diğer spor elemanlarının, sportif faaliyetlerine ilişkin iaşe, ibate, seyahat, sağlık, eğitim-öğretim harcamaları ile amatör spor dallarına ilişkin hazırlık kampları, müsabaka, malzeme ve ekipman, federasyon vize, lisans, tescil ve katılım harcamaları.

Özel hesaptan spor kulüpleri ve sportif alanda faaliyette bulunan sermaye şirketlerine aktarılan tutarlar ile bu tutarlardan yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider, indirim veya maliyet olarak dikkate alınamaz.

Özel hesaba aktarılan tutarların kullanılması ve denetlenmesi ile maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı müştereken yetkilidir.”

MADDE 41 – 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 4- 31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.

Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.”

MADDE 42 – 6802 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanunun 34 üncü maddesinde yer alan konaklama vergisi oranı 31/12/2020 tarihine kadar % 1 olarak uygulanır.”

MADDE 43 – 11/7/2019 tarihli ve 7183 sayılı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “temsilcisi” ibareleri “Başkanı” şeklinde ve “temsilcilerinden” ibaresi “başkanlarından” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 44 – 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına (z) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.

“aa) Faaliyet ve görev alanı kapsamında yer alan tarımsal ürünlerle ilgili olmak üzere, üretimin yetersiz olması nedeniyle ürün fiyatlarında meydana gelebilecek olağanüstü dalgalanmaların önlenmesi veya ürünlerde fiyat istikrarının sağlanması amacıyla ilgili bakanın onayı ve Toprak Mahsulleri Ofisi Yönetim Kurulunun görevlendirmesi ile Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün ithalat yoluyla yapacağı tarımsal ürün alımları ve buna ilişkin hizmet alımları,”

MADDE 45 – 4734 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesine “yapım işlerinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “; Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğünün idareler adına gerçekleştireceği taşıt alımı, taşıt kiralama, akaryakıt alımı ile ilaç, tıbbi malzeme ve tıbbi cihaz alımlarında” ibaresi ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Beşinci fıkra kapsamında Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak alımlarda uygulanacak usul ve esaslar Kurum görüşü üzerine Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından belirlenir. Bu kapsamda yapılacak alımlarda Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen temel ilkelere uyularak, ihaleler en yüksek katılımı sağlayacak şekilde gerçekleştirilir.”

MADDE 46 – 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinde yer alan “Dış borcun tahsisi” tanımına “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne” ibaresinden sonra gelmek üzere “, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 47 – 4749 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 31- 5 inci maddede düzenlenen net borç kullanımı tutarı 2019 yılı için, 1/1/2019 tarihinden geçerli olmak üzere, Bakan ve Cumhurbaşkanı tarafından artırılan net borç kullanım tutarına yetmiş milyar Türk lirası ilave edilerek uygulanır.”

MADDE 48 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 79- 5434 sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesi, bu Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrası ile 2330 sayılı Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara, 1005 sayılı Kanun, 3713 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesine, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanuna ve 24/6/2008 tarihli ve 5774 sayılı Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ile Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanuna göre aylık bağlanmış olanların kendilerine veya bunlardan ölenlerin hak sahiplerine, bu kapsamda maddenin yürürlük tarihine kadar yapılan ve bu Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olduğu Kurumca tespit edilen fazla veya yersiz ödemelere ilişkin borç çıkarılmaz, çıkarılmış borçların ödenmemiş olan kısımları terkin edilir, maddenin yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş tutarlar iade ve mahsup edilmez.

2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı cümlelerine aykırı olacak şekilde ödenen ve bu Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olduğu Kurumca tespit edilen fazla veya yersiz olarak yapılan ödemeler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.”

MADDE 49 – 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna ilişkin hükümler

EK MADDE 5 – (1) Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunda Başkan ve üyeler, görevlerinin devamı süresince görevlerini tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlık ile yürüteceklerine, ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda yemin eder. Yemin için yapılan başvuru Yargıtay tarafından acele işlerden sayılır. Başkan ve üyeler, yemin etmedikçe göreve başlamış sayılmaz.

(2) Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunda Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı ve Grup Başkanı kadrolarına atanacaklarda aşağıdaki şartlar aranır:

a) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan genel şartları taşımak.

b) En az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olmak.

c) Kamuda ve/veya sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmak kaydıyla uluslararası kuruluşlar ile özel sektörde veya serbest olarak en az beş yıl çalışmış olmak.

(3) Başkan ve üyeler ile Kurum personeline; 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesi uyarınca belirlenmiş emsali personele mali ve sosyal haklar kapsamında yapılan ödemeler aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenir. Emsali personele yapılan ödemelerden vergi ve diğer yasal kesintilere tabi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tabi olmaz. Başkan ve üyeler ile Kurum personeli emeklilik hakları bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.

(4) Başkan ve üyeler ile Kurum personeli, sosyal güvenlik açısından 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılır. 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı iken Başkan ve üyeliğe atananlardan bu görevleri sona erenler veya bu görevlerinden ayrılma isteğinde bulunanların bu görevlerde geçen hizmet süreleri kazanılmış hak aylık, derece ve kademelerinin tespitinde dikkate alınır. Bunlardan bu görevleri sırasında 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına girenlerin bu görevlerde geçen süreleri makam tazminatı ile temsil tazminatı ödenmesi gereken süre olarak değerlendirilir. Kamu kurum ve kuruluşlarında 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı iken Başkan ve üyeliğe atananların, önceki kurum ve kuruluşları ile ilişiklerinin kesilmesi kendilerine kıdem tazminatı veya iş sonu tazminatı ödenmesini gerektirmez. Bu durumda olanların kıdem tazminatı veya iş sonu tazminatı ödenmesi gereken hizmet süreleri, Başkan ve üyelikte geçen hizmet süreleri ile birleştirilir ve emeklilik ikramiyesi ödenecek süre olarak değerlendirilir.

(5) Başkan ve üyeliğe atananlardan atama yapılmadan önce sosyal güvenlik yönünden diğer statülere tabi olanların, istekleri hâlinde bu statülere bağlılıkları devam eder ve bunlar hakkında dördüncü fıkra hükmü uygulanmaz.

(6) Kurum, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 25 inci maddesi hükümlerine göre personel görevlendirebilir.

(7) Kurumda, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 6 ncı maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde sözleşmeli olarak bilişim personeli çalıştırılabilir. Söz konusu maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan şartlar Kurum için aranmaz.

(8) Başkan ve üyeler ile Kurum personelinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar için izin verme yetkisi; Başkan ve üyeler için ilişkili Bakana, Kurum personeli için ise Başkana aittir. Başkan ve üyeler ile Kurum personelinin görevleri ile ilgili olarak iştirak hâlinde işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Kurum personeli hakkında soruşturma izni verme yetkisi ilişkili Bakana aittir. Başkan ve üyeler ile Kurum personelinin, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar, ilgili üye veya personelin talebi hâlinde, Kurum tarafından görevlendirilecek bir avukat tarafından takip edilir. Söz konusu davalara ilişkin dava giderleri ile Türkiye Barolar Birliğince açıklanan asgari ücret tarifesinde belirlenen avukatlık ücretinin onbeş katını aşmamak üzere belirlenen avukatlık ücreti Kurum bütçesinden karşılanır. Başkan ve üyeler ile Kurum personelinin, kovuşturma sonucunda mahkumiyetine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi hâlinde, Kurum bütçesinden karşılanan avukatlık ücreti, ilgili Başkan ve üyeler ile Kurum personelinden genel hükümlere göre tahsil olunur.

(9) Başkan ve üyeler, 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tabidir.

(10) Başkan ve üyeler, görevlerinden ayrılmalarını izleyen iki yıl içinde Kurumun denetlemekle ve düzenlemekle yetkili olduğu sektör ve alandaki özel kuruluşlarda görev alamaz. Bu fıkra hükmüne uymayanlar hakkında 2/10/1981 tarihli ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi hükmü uygulanır.

(11) Kurumun malları, varlıkları, hak ve alacakları Devlet malı hükmündedir, haczedilemez ve rehnedilemez.

(12) Aşağıdaki gelirler Kurumun gelirleri arasında yer alır:

a) Türkiye’de kurulmuş sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri ile yurt dışında kurulmuş sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerinin Türkiye’deki teşkilatlarından ve sigorta ve reasürans brokerlerinden tahsil edilen katılma payları.

b) Sigorta acenteleri ve sigorta eksperlerinden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından levha kayıt ücreti veya aidat olarak tahsil edilen tutarlardan indirilmek suretiyle Kuruma aktarılan katılma payları.

c) Kurumca belirlenen tescil, izin ve ruhsat hizmet bedelleri.

(13) Onikinci fıkra uyarınca katılma payı olarak tahsil olunacak tutarlar, söz konusu fıkranın (a) bendinde belirtilen kuruluşların bir önceki yıl bilanço toplamlarının onbinde beşini, (b) bendinde belirtilen tutarın ise beşte birini geçemez.

(14) Kurum kadrolarına atanan ve haklarında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 12 nci ve geçici 16 ncı maddeleri hükümleri uygulananların mali hakları hususunda söz konusu hükümlerin uygulanmasına devam olunur.”

MADDE 50 – 8/11/2016 tarihli ve 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 37 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(3) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve bu nedenle kamu görevinden çıkarılmış olan kişilerden, adli veya idari soruşturma veya kovuşturması devam edenlerin sosyal güvenlik haklarına ilişkin başvuruları hakkında 31/10/2019 tarihine kadar karar alan, bu kararları yerine getiren veya işlem yapmayan kamu görevlilerinin bu karar ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.”

MADDE 51 – 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 32- Vergi Müfettişleri, en az dört yıllık yükseköğretim veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ile yönetmelikle belirlenen yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş yükseköğretim kurumlarından mezun olup, sınavın yapıldığı tarih itibarıyla otuz beş yaşını doldurmamış olan ve yapılacak özel yarışma sınavını kazananlar arasından, Bakan onayı ile mesleğe Vergi Müfettiş Yardımcısı olarak atanır.

Vergi Müfettiş Yardımcıları, fiilen üç yıl çalışmak ve yardımcılık döneminde performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartıyla yapılacak yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Yeterlik sınav konuları ile sınava ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Yapılacak yeterlik sınavında başarılı sayılabilmek için yeterlik sınavında alınan puanın yüz puan üzerinden en az altmış beş puan olması şarttır. Yeterlik sınavında başarılı olanlar Vergi Müfettişi olarak atanırlar. Yeterlik sınavında başarılı olamayanlar ise Hazine ve Maliye Bakanlığında derecelerine uygun memur kadrolarına atanırlar.

Yardımcılık dönemi dahil Vergi Müfettişi olarak en az on yıl çalışan ve Vergi Müfettişliğine atanma tarihi sonrasında en az altı yıl performans değerlendirmesinde başarılı olanlar, Vergi Başmüfettişi kadrolarına atanırlar.

Performans değerlendirme sistemi, Vergi Müfettişlerinin mesleki yeterlik ve yetkinliklerinin objektif, nesnel ve mukayeseli bir şekilde değerlendirilmesi için görev yaptıkları süre içindeki sınavlarda elde ettikleri başarı derecesi, görev yaptıkları başkanlıkların Vergi Müfettişlerinin iş performansına ilişkin değerlendirmeleri, düzenledikleri vergi inceleme raporları hakkında rapor değerlendirme komisyonları tarafından yapılan değerlendirmeler, düzenledikleri diğer inceleme, araştırma, görüş, denetim ve soruşturma raporları hakkında yapılan değerlendirmeler, lisansüstü eğitim düzeyleri ve benzeri kriterler esas alınarak oluşturulur. Vergi Müfettişlerinin performans değerlendirmesi takvim yılı itibarıyla yapılır.

Performans değerlendirme sisteminin oluşturulması ve yönetimi ile Vergi Müfettişlerinin görev, yetki ve sorumlulukları, mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yeterlikleri, yükselmeleri, görevlendirilmeleri ve yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

Yürürlük

MADDE 52 – (1) Bu Kanunun;

a) 1 inci ila 7 nci maddeleri bu Kanunun yayım tarihini izleyen üçüncü ay başında,

b) 9 uncu ve 42 nci maddeleri 1/4/2020 tarihinde,

c) 10 uncu ve 15 inci maddeleri 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

ç) 11 inci ve 12 nci maddeleri bu Kanunun yayım tarihini izleyen ay başında,

d) 13 üncü ve 14 üncü maddeleri 1/1/2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

e) 17 nci maddesi 1/1/2019 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

f) 18 inci maddesi 1/1/2020 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

g) 21 inci maddesinin 193 sayılı Kanunun geçici 72 nci maddesinde yer alan “31/12/2019” ibaresini “31/12/2023” şeklinde değiştiren hükmü yayımı tarihinde, diğer hükümleri 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

ğ) 23 üncü, 25 inci, 27 nci ve 28 inci maddeleri, 32 nci maddesiyle 1319 sayılı Kanuna eklenen 44 üncü maddenin dördüncü fıkrası ve 40 ıncı maddesi 1/1/2020 tarihinde,

h) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 53 – (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

6/12/2019

 


Kaynak: Resmi Gazete 7 Aralık 2019
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dijital-hizmet-vergisi-konaklama-vergisi-degerli-konut-vergisi-arac-alim-ve-kiralamada-gider-siniri-gv-tarifesi-4-dilim-personele-yol-parasi-istisnasi-izaha-davet-duzenlemesine-iliskin-kanun-ya/feed/ 0