deftere – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 31 Mar 2023 06:10:18 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Aile hekimleri defter tutar mı? https://www.muhasebenews.com/aile-hekimleri-defter-tutar-mi/ https://www.muhasebenews.com/aile-hekimleri-defter-tutar-mi/#respond Fri, 31 Mar 2023 06:10:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140964 Aile Hekimliği doktorları hangi ticari deftere tabidir. Gelir Gider kaydına neler tabidir?

Aile hekimliği defter tutmaz. Sadece MUHSG beyannamesi verir.
Gelir/Gider kaydı tutulmaz (GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ SERİ NO: 275)


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/aile-hekimleri-defter-tutar-mi/feed/ 0
Tasdiksiz deftere kaydedilen belgenin KDV’si indirim konusu yapılır mı? https://www.muhasebenews.com/tasdiksiz-deftere-kaydedilen-belgenin-kdvsi-indirim-konusu-yapilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/tasdiksiz-deftere-kaydedilen-belgenin-kdvsi-indirim-konusu-yapilir-mi/#respond Wed, 29 Dec 2021 16:16:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118855

T.C.
ÇANAKKALE VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.17.10.00-KDV-2010-02-15

16/02/2012

Konu

:

Tasdiksiz deftere kaydedilen belgenin KDV indirimi

            İlgi de kayıtlı özelge talep formunda, sehven Noter tasdiki yaptırılamayan 3/12/2008 – 31/12/2008 dönemine ait işletme defterine kaydedilen belgelerde yer alan KDV nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134 üncü maddesinde ise, incelemeden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221 inci maddesinde ise, “Bu Kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar” denilmektedir.

            Anılan Kanunun 352 nci maddesinin 8 numaralı bendinde; “Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması (Kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler tasdik ettirilmemiş sayılır.)”  birinci derece usulsüzlük fiili olarak hüküm altına alınmıştır.

            Yine aynı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince tutulması mecburi olan defterlerin tasdik ettirilmemiş olması re’sen takdir nedeni olarak belirlenmiştir.

            Öte yandan, KDV Kanununun 29/1-a ve 34/1 inci maddelerine göre, verginin indirim konusu yapılabilmesi için, fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi ve bu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir.

             Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, tutulması zorunlu defterlerde;

             -Tasdik işleminin hiç yaptırılmamış olması,

            -Bir önceki takvim yılında veya hesap döneminde tasdik ettirilerek kullananlardan ara tasdike gidilmeksizin bir sonraki hesap döneminde de aynı defterlere kayıt yapılması,

             Vergi Usul Kanununun 30/3 ncü maddesine göre re’sen tarhiyat nedeni olup, bu defterlere kaydı yapılan belgelerde yer alan KDV nin de indirimi Kanunun 29 ve 34 üncü maddeleri gereğince mümkün bulunmamaktadır. Ancak, yapılacak incelemede ya da dönem matrahının takdiri sırasında tasdik ettirilmemiş defterlere kaydedilen belgelerin gerçek olduklarına kanaat getirilmesi ve bu verginin satıcı tarafından beyan edildiğinin tespit edilmiş olması kaydıyla bu belgelerdeki KDV nin  indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

             Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasdiksiz-deftere-kaydedilen-belgenin-kdvsi-indirim-konusu-yapilir-mi/feed/ 0
Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve belge düzenlenip düzenlenmeyeceği https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi-ve-belge-duzenlenip-duzenlenmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi-ve-belge-duzenlenip-duzenlenmeyecegi/#respond Wed, 26 May 2021 14:39:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=109839 T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I-18-108]-E.243033

06.12.2019

Konu

:

Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve belge düzenlenip düzenlenmeyeceği

İlgi

:

07/06/2018 tarihli ve 325731 kayıt sayılı özelge başvuru formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan;  Amerika Birleşik Devletleri mukimi ……… şirketinin bağımsız distribütörlüğünü yaptığınız, çeşitli ülkelerdeki kişilere de distribütörlük yetkisi verdiğiniz, söz konusu distribütörlüklerin …….. adına kendi ülkelerinde yaptıkları satışlardan elde ettikleri gelirleri ………… hesabına aktardıkları, elde edilen distribütörlük gelirlerinden yurt dışındaki banka hesaplarınıza değişen yüzdelerde ciro ve prim olarak ödeme yapıldığı, bu tutarların ihtiyacınız doğrultusunda yurt dışındaki bankalardan yurt içindeki banka hesaplarınıza aktarıldığı belirterek söz konusu işlemlerin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı, elde edilen kazançların ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.

Mezkur Kanunun 85 inci maddesinde de “Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.

 

Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:

1. Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;

2. Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda;

Elde edilmiş sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümler çerçevesinde, Türkiye’den ve yurt dışından elde edilen ticari kazançların, tam mükellef olmanız nedeniyle Türkiye’de beyan edilmesi gerekmekte olup, yurt dışından elde edilen kazançlar, Türkiye’deki hesaplara intikal ettirildiği yılda elde edilmiş sayılacağından, o yılın beyanına dahil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 123 üncü maddesi uyarınca, tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye’de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından anılan maddede açıklanan usul ve şekle uyulmak kaydıyla indirilebilecektir.

Öte yandan, kazancın elde edildiği ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması durumunda ise öncelikle anlaşma hükümlerinin dikkate alınacağı tabiidir.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

-219 uncu maddesinde, “Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.”,

-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”,

-229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” ,

-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”,

-232 nci maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1-Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2-Serbest meslek erbabına;

3-Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4-Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5-Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.”

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, tarafınıza yapılan prim ödemelerine ilişkin olarak genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlemeniz ve aynı Kanunun defter tutma ve kayıt nizamı hükümlerine uygun olarak yasal defterlerinize gerekli kayıtları yapmanız gerekmektedir

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

-6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Hizmetin Türkiye’de Yapılması” başlıklı (I/A-6.2.) bölümünde;

 

“Hizmet ifalarında işlemin Türkiye’de yapılmış sayılması için, 3065 sayılı Kanunun (6/b) maddesine göre hizmetin Türkiye’de yapılması veya hizmetten Türkiye’de faydalanılması gerekir. Hizmetin Türkiye’de yapılmış sayılması için belirtilen iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmez. Şartlardan herhangi birisinin oluşması halinde hizmet, Türkiye’de yapılmış sayılır. Bir diğer ifade ile hizmet Türkiye’de yapılmışsa, hizmetten hangi ülkede faydalanılırsa faydalanılsın işlem Türkiye’de yapılmış sayılır ve vergiye tabi olur. Hizmetin başka bir ülkede yapılması halinde bu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış ise işlem yine Türkiye’de yapılmış sayılır.”

açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.1.1. Yurtdışındaki İşlemler” başlıklı bölümünde;

 

“KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir. Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

 

Buna göre, Türkiye’deki bir mükellefin;

-Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye’ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

 

-Türkiye’deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği danışmanlık hizmeti,

 

-Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti,

 

Türkiye’de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye’de faydalanılmadığından KDV nin konusuna girmemektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre; yurt dışındaki ………….. şirketinin mallarının, yine yurt dışındaki başka kişilerce yurt dışında pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarları, söz konusu hizmet yurt dışında verildiğinden ve bu hizmetten yurt dışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, anılan şirketinin mallarının, yurt içinde pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarlarının genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olduğu tabiidir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi-ve-belge-duzenlenip-duzenlenmeyecegi/feed/ 0
Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi/#respond Sat, 12 Dec 2020 14:16:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98540 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I-18-108]-E.243033

06.12.2019

Konu

:

Yabancı ülkelerdeki distribütörlük faaliyetlerinden elde edilen ciro ve primlerin KDV’ye tabi olup olmadığı, ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve belge düzenlenip düzenlenmeyeceği

İlgi

:

07/06/2018 tarihli ve 325731 kayıt sayılı özelge başvuru formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan;  Amerika Birleşik Devletleri mukimi ……… şirketinin bağımsız distribütörlüğünü yaptığınız, çeşitli ülkelerdeki kişilere de distribütörlük yetkisi verdiğiniz, söz konusu distribütörlüklerin …….. adına kendi ülkelerinde yaptıkları satışlardan elde ettikleri gelirleri ………… hesabına aktardıkları, elde edilen distribütörlük gelirlerinden yurt dışındaki banka hesaplarınıza değişen yüzdelerde ciro ve prim olarak ödeme yapıldığı, bu tutarların ihtiyacınız doğrultusunda yurt dışındaki bankalardan yurt içindeki banka hesaplarınıza aktarıldığı belirterek söz konusu işlemlerin katma değer vergisine (KDV) tabi olup olmadığı, elde edilen kazançların ticari deftere kayıt edilip edilmeyeceği ve herhangi bir belge düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde, Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmıştır.

Mezkur Kanunun 85 inci maddesinde de “Mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.

Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler. Bu hüküm şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanır. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar:

1. Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda;

2. Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda;

Elde edilmiş sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümler çerçevesinde, Türkiye’den ve yurt dışından elde edilen ticari kazançların, tam mükellef olmanız nedeniyle Türkiye’de beyan edilmesi gerekmekte olup, yurt dışından elde edilen kazançlar, Türkiye’deki hesaplara intikal ettirildiği yılda elde edilmiş sayılacağından, o yılın beyanına dahil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 123 üncü maddesi uyarınca, tam mükellefiyete tabi mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergiler, Türkiye’de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından anılan maddede açıklanan usul ve şekle uyulmak kaydıyla indirilebilecektir.

Öte yandan, kazancın elde edildiği ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması durumunda ise öncelikle anlaşma hükümlerinin dikkate alınacağı tabiidir.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

-219 uncu maddesinde, “Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.”,

-227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.”,

-229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” ,

-231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.”,

-232 nci maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1-Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2-Serbest meslek erbabına;

3-Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4-Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5-Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (1.1.2018’den itibaren 1.000, -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.”

hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, tarafınıza yapılan prim ödemelerine ilişkin olarak genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlemeniz ve aynı Kanunun defter tutma ve kayıt nizamı hükümlerine uygun olarak yasal defterlerinize gerekli kayıtları yapmanız gerekmektedir

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

-6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Hizmetin Türkiye’de Yapılması” başlıklı (I/A-6.2.) bölümünde;

“Hizmet ifalarında işlemin Türkiye’de yapılmış sayılması için, 3065 sayılı Kanunun (6/b) maddesine göre hizmetin Türkiye’de yapılması veya hizmetten Türkiye’de faydalanılması gerekir. Hizmetin Türkiye’de yapılmış sayılması için belirtilen iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmez. Şartlardan herhangi birisinin oluşması halinde hizmet, Türkiye’de yapılmış sayılır. Bir diğer ifade ile hizmet Türkiye’de yapılmışsa, hizmetten hangi ülkede faydalanılırsa faydalanılsın işlem Türkiye’de yapılmış sayılır ve vergiye tabi olur. Hizmetin başka bir ülkede yapılması halinde bu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış ise işlem yine Türkiye’de yapılmış sayılır.”

açıklamaları yer almaktadır.

Öte yandan, konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.1.1. Yurtdışındaki İşlemler” başlıklı bölümünde;

“KDV Kanununun 1 ve 6 ncı maddelerine göre, yurtdışında gerçekleşen mal teslimleri ile yurt dışında ifa edilip yine yurtdışında yararlanılan hizmetler KDV’nin konusuna girmemektedir. Türkiye’de yapılmayan işlemin bedeli üzerinden KDV hesaplanması veya böyle bir işlemin Kanundaki herhangi bir istisna hükmü ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir.

Buna göre, Türkiye’deki bir mükellefin;

-Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya (mallar Türkiye’ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak verdiği aracılık hizmeti,

-Türkiye’deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği danışmanlık hizmeti,

-Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış komisyonculuğu hizmeti,

Türkiye’de ifa edilmediğinden veya bu hizmetlerden Türkiye’de faydalanılmadığından KDV nin konusuna girmemektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre; yurt dışındaki ………….. şirketinin mallarının, yine yurt dışındaki başka kişilerce yurt dışında pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarları, söz konusu hizmet yurt dışında verildiğinden ve bu hizmetten yurt dışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, anılan şirketinin mallarının, yurt içinde pazarlanmasına yönelik olarak vermiş olduğunuz distribütörlük yetkisine ilişkin komisyon tutarlarının genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olduğu tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulkelerdeki-distributorluk-faaliyetlerinden-elde-edilen-ciro-ve-primlerin-kdvye-tabi-olup-olmadigi-ticari-deftere-kayit-edilip-edilmeyecegi/feed/ 0
Noterde ara tasdik yapılan deftere sonradan ek defter tasdiki yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/noterde-ara-tasdik-yapilan-deftere-sonradan-ek-defter-tasdiki-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/noterde-ara-tasdik-yapilan-deftere-sonradan-ek-defter-tasdiki-yapilabilir-mi/#respond Wed, 27 Feb 2019 15:15:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=44664 Ara tasdiki olan deftere ek tasdik yapılır mı?

 

Elbette yapılır. Ek tasdik VUK 221/4. maddesinde belirtilen hallerde yapılır.

 

 


VUK

Tasdik Zamanı
Madde 221

Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

1.Ötedenberi işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

2.Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tesbit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;

3. (Değişik: 4/12/1985 – 3239/17 md.) Yeniden işe başlıyanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler, işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;

4.Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısiyle veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.

 

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Ara tasdik kapanış tasdiki yerine geçer mi?

 

Limited şirkette müdürler kurulu karar defterinin noter tasdiki zorunlu mu?

 

A.Ş. Karar Defterlerinin Kapanış Tasdikleri 31 Ocak 2019 tarihine kadar yapılmalıdır!

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/noterde-ara-tasdik-yapilan-deftere-sonradan-ek-defter-tasdiki-yapilabilir-mi/feed/ 0
Finansal danışmanlık, işletme ve idari danışmanlık faaliyeti serbest meslek midir? https://www.muhasebenews.com/finansal-danismanlik-isletme-ve-idari-danismanlik-faaliyeti-serbest-meslek-midir/ https://www.muhasebenews.com/finansal-danismanlik-isletme-ve-idari-danismanlik-faaliyeti-serbest-meslek-midir/#respond Thu, 14 Feb 2019 14:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=46750 Finansal danışmanlık, işletme ve idari danışmanlık, bilgisayar danışmanlık hizmeti verecek firmalarım var bu firmalar hangi deftere tabi olmalıdır? Serbest meslek mi işletme defteri mi?

 

Bireysel olarak faaliyet yapılacak ise Serbest meslek kazanç defteri tutulacak. Faaliyet şirket olarak yapılacak ise bilanço esasına göre defter tutulur.

 

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

İhracat İthalat Danışmanlığı işi serbest meslek midir yoksa ticari faaliyet midir?

 

Sinema filmi faaliyeti ticari kazanç mı yoksa serbest meslek faaliyeti mi?

 

Danışmanlık işi serbest meslek midir yoksa ticari faaliyet midir?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/finansal-danismanlik-isletme-ve-idari-danismanlik-faaliyeti-serbest-meslek-midir/feed/ 0
Defter beyan sisteminde deftere kayıt tarihi belge tarihi midir? https://www.muhasebenews.com/defter-beyan-sisteminde-deftere-kayit-tarihi-belge-tarihi-midir/ https://www.muhasebenews.com/defter-beyan-sisteminde-deftere-kayit-tarihi-belge-tarihi-midir/#respond Sat, 09 Feb 2019 14:30:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=40156

Sistemde KDV-1 Beyannamesi Oluştur Denildiğinde Bu Döneme Ait İndirilecek KDV Satırı Boş Gelmektedir. Bu Durumda Ne Yapılmalıdır?

“Deftere Kayıt Tarihi” belgenin deftere kaydedildiği sistem tarihini değil, belgenin defterde yer alacağı tarihi ifade etmektedir. Bu tarih söz konusu belgenin (eğer yer alacaksa) hangi döneme ilişkin beyannamede (örneğin KDV beyannamesinde) yer alacağını da belirlemektedir. “Belge Tarihi” ise, belgenin üzerinde yer alan tarihi ifade etmektedir. Belge tarihi ile deftere kayıt tarihinin uyumlu olması gerekmektedir. Dolayısıyla böyle bir durum ile karşılaşılması durumunda Sisteme kaydedilen gider belgelerinin tarihlerinin kontrol edilmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: Defterbeyan.gov.tr
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/defter-beyan-sisteminde-deftere-kayit-tarihi-belge-tarihi-midir/feed/ 0
Satın aldığım gayrimenkulleri ticari işletmemin kayıtlarına dahil etmek zorunda mıyım? https://www.muhasebenews.com/satin-aldigim-gayrimenkulleri-ticari-isletmemin-kayitlarina-dahil-etmek-zorunda-miyim/ https://www.muhasebenews.com/satin-aldigim-gayrimenkulleri-ticari-isletmemin-kayitlarina-dahil-etmek-zorunda-miyim/#respond Thu, 08 Nov 2018 13:45:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=39002 Satın aldığım gayrimenkulleri ticari işletmemin kayıtlarına dahil etmek zorunda mıyım?

KONU

Alınan Gayrimenkullerin işletmeye dahil edilip edilmeyeceği.

SORU

7/6/2016 tarihinde satın almış olduğunuz 6 adet gayrimenkulü işyeri olarak kiraya verdiğinizi ve başkaca faaliyetleriniz nedeniyle gerçek usulde ticari kazanç mükellefi olmanız dolayısıyla söz konusu gayrimenkulleri ticari işletmeniz aktifine dahil etme zorunluluğunuzun bulunup bulunmadığı

CEVAP

A- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, sahip olduğunuz gayrimenkulleri ticari işletmenize dahil etme zorunluluğunuz bulunmamakta olup, ticari işletmenize dahil olmayan gayrimenkullerin kiraya verilmesi sonucu elde edilen kira gelirinin gayrimenkul sermaye iradı olarak; bahse konu gayrimenkullerinizi ticari işletmenize dahil ederek kiraya vermeniz durumunda ise elde edilen kira gelirinin ticari kazanç olarak dikkate alınması gerekmektedir.

B- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

Bu itibarla, sahip olduğunuz gayrimenkullerin 213 sayılı Kanunun 187 nci maddesinde belirtildiği şekilde ticari işletmenizde kullanılmaması durumunda bu gayrimenkullerin ticari işletmenize ait envantere alınması gerekmemektedir. Ancak, mezkûr Kanunun 208 inci maddesi uyarınca Gelir Vergisine tabi bu gayrimenkuller ile bunlara ilişkin irat ve giderlerin gerçek usulde tuttuğunuz defterikebir veya işletme hesabı defterinin ayrı bir sayfasına veya ayrı bir deftere veyahut bir cetvele ayrı ayrı kaydedilmesi gerekmektedir.


 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

Sayı : 95133703-105-70323 26.09.2018
Konu : Alınan Gayrimenkullerin işletmeye dahil edilip edilmeyeceği.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 7/6/2016 tarihinde satın almış olduğunuz 6 adet gayrimenkulü işyeri olarak kiraya verdiğinizi ve başkaca faaliyetleriniz nedeniyle gerçek usulde ticari kazanç mükellefi olmanız dolayısıyla söz konusu gayrimenkulleri ticari işletmeniz aktifine dahil etme zorunluluğunuzun bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

A- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinin birinci fıkrasında, maddede sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında, birinci fıkrada yazılı mal ve hakların ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanacağı; üçüncü fıkrasında ise tüccarlara ait olsa dahi işletmeye dahil bulunmayan gayrimenkullerle haklar hakkında gayrimenkul sermaye iradıyla ilgili hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, sahip olduğunuz gayrimenkulleri ticari işletmenize dahil etme zorunluluğunuz bulunmamakta olup, ticari işletmenize dahil olmayan gayrimenkullerin kiraya verilmesi sonucu elde edilen kira gelirinin gayrimenkul sermaye iradı olarak; bahse konu gayrimenkullerinizi ticari işletmenize dahil ederek kiraya vermeniz durumunda ise elde edilen kira gelirinin ticari kazanç olarak dikkate alınması gerekmektedir.

B- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 187 nci maddesinde, “Ferdi teşebbüslerde, mükellefin sahip olduğu bina ve arazi hakkında aşağıda yazılı esaslar cari olur:

  1. Fabrika, ambar, atelye, dükkan, mağaza ve arazi -işletmede ister kısmen, ister tamamen kullanılsınlar- değerlerinin tamamı üzerinden envantere alınır.
  2. Ticaret hanları gibi oda oda veya kısım kısım kullanılabilen binalarla evlerin ve apartmanların yarısından fazlası işletmede kullanıldığı takdirde envantere ithal edilir.
  3. Envantere alınan gayrimenkullerin kullanış tarzlarında sonradan vaki olacak değişiklikler, hesap yılı içinde nazara alınmaz.“,

– 208 inci maddesinde, “Bu kanuna göre defter tutmaya mecbur olan gerçek kişiler Gelir Vergisine tabi menkul ve gayrimenkul sermayelerle bunlardan elde edilen iratları ve bunlara müteallik giderleri defterikebir veya işletme hesabının veya serbest meslek erbabı kazanç defterinin ayrı bir sayfasına veya ayrı bir deftere veyahut bir cetvele ayrı ayrı kaydetmeye mecburdurlar. Şu kadar ki, bu hesap mükellefin diğer kazançlarını tesbit için tuttuğu hesaplara karıştırılmaz ve onlar ile birleştirilmez.” hükümlerine yer verilmiştir.

Bu itibarla, sahip olduğunuz gayrimenkullerin 213 sayılı Kanunun 187 nci maddesinde belirtildiği şekilde ticari işletmenizde kullanılmaması durumunda bu gayrimenkullerin ticari işletmenize ait envantere alınması gerekmemektedir. Ancak, mezkûr Kanunun 208 inci maddesi uyarınca Gelir Vergisine tabi bu gayrimenkuller ile bunlara ilişkin irat ve giderlerin gerçek usulde tuttuğunuz defterikebir veya işletme hesabı defterinin ayrı bir sayfasına veya ayrı bir deftere veyahut bir cetvele ayrı ayrı kaydedilmesi gerekmektedir.


Kaynak:Gib.gov.tr
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebe News veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

“Adi Ortaklık” Faaliyeti İçin Alınan Gayrimenkulün KDV’si İndirilebilir mi?

Home-Ofis alımı için ödenen faiz ve tamir harcamaları gider yazılabilir mi?

Kamu Kurumu Tarafından İstimlak Edilen Gayrimenkule Ödenen Bedeller İçin Kurumlar Vergisi İstisnasından Yararlanılabilir mi?

Gayrimenkullerin Değeri Nasıl Hesaplanır?

Türkiye’de bulunan derneklerin isimlerine nereden ulaşılabilir?

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/satin-aldigim-gayrimenkulleri-ticari-isletmemin-kayitlarina-dahil-etmek-zorunda-miyim/feed/ 0