çalışmaya – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 24 Feb 2024 08:57:40 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Emeklilik dolayısıyla işten ayrılan kişi tekrar aynı işyerinde çalışmaya devam ederse yıllık ücretli izin hakkı devam eder mi? https://www.muhasebenews.com/emeklilik-dolayisiyla-isten-ayrilan-kisi-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ederse-yillik-ucretli-izin-hakki-devam-eder-mi/ https://www.muhasebenews.com/emeklilik-dolayisiyla-isten-ayrilan-kisi-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ederse-yillik-ucretli-izin-hakki-devam-eder-mi/#respond Sat, 24 Feb 2024 08:39:40 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149317 Emeklilik dolayısıyla işten ayrılan işçi tekrar aynı işyerinde çalışmaya başlarsa YILLIK İZİN günü olarak kaç gün uygulanması gerekir?

İzin hakkı süreler birleştirilerek devam edecektir.


7. Hukuk Dairesi 2015/4478 E., 2015/6713 K.

İşçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekirKamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.” 


YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2015/4478
Karar No. 2015/6713
Tarihi: 09.04.2015

İlgili Kanun / Madde: 4857 S. İşK. /54,57

YILLIK İZİN ALACAĞI
YILLIK İZİN ALACAĞININ ARALIKLI ÇALIŞMALARDAÖNCEKİ DÖNEMLERİN
ZAMANAŞIMINA UĞRAMAYACAĞI

ÖZETİ 4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı
sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi
zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin
hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya
da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan
sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına
uğramaz..

Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf
vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal
gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik
görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.

2-Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir nedene dayanmaksızın ve bildirim öneline uyulmaksızın işverence fesih edildiğini ileri sürerek, emekliliği öncesi dönem için fark kıdem tazminatı ile emekliği sonrası kıdem tazminat ile tüm çalışma dönemi için fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.

Davalı, davacının emekliği öncesi döneme ait tüm hak va alacaklarının ödendiğini ve
02/02/2008 tarihli ibra belgesi ile davacının kendisini ibra ettiğini, davacının emekliliği sonrası çalışma dönemi için de herhangi bir hak ve alacağının olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini
fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacının yıllık izin ücreti alacağının ıslahı ile artırılan kısmının zamanaşımına uğrayıp
uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle  sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır.

Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.

Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak
sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.

4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz.

Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir.

Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.

Her alacak muaccel olduğu tarihte yürürlükte bulunan zamanaşımına tabidir.

Yıllık izin ücreti iş sözleşmesinin feshi ile muaccel olup dönemsel bir nitelik taşımadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulaması yönünden 10 yıllık genel zamanaşımına tabidir. Ancak bu hükmün 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden sonra muaccel hale gelen yıllık izin alacağı yönünden uygulanma olanağı bulunmaktadır.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7’nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 447’nci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı Yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir. Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def’i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlükte olduğu dönemde 319’ncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def’i cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk
oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.

Somut olayda davacı davalı işyerinde emeklilik öncesi ve sonrası olmak üzere iki dönem 
halinde çalışmıştır. 4857 sayılı Kanunun 54/1 maddesinde yıllık ücretli izne hak kazanabilmek için gerekli ücretin hesabında işçilerin aynı işverenin bir veya değişik işyerindeki çalıştıkları süreler birleştirilerek gözönüne alınır düzenlemesi doğrultusunda yıllık ücretli izin alacağının tüm süre birleştirilerek hesaplaması yapıldığında son işten ayrılma tarihi ile ıslah tarihi arasında beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı ve ayrıca davacının iki çalışma dönemi arasında da beş yıllık zamanaşımı süresi geçmediği anlaşıldığından davacının zamanaşımına uğrayan yıllık ücretli izin alacağı bulunmadığı halde ıslah ile artırılan yıllık ücretli izin alacağı isteğinin zamanaşımından reddine karar
verilmesi hatalıdır.

O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar
bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 09/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 


Kaynak: İSMMMO, 7. Hukuk Dairesi 2015/4478 E., 2015/6713 K.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/emeklilik-dolayisiyla-isten-ayrilan-kisi-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ederse-yillik-ucretli-izin-hakki-devam-eder-mi/feed/ 0
Bağımsız çalışmaya devam eden SMMM ayrıca bir şirkette 4/1-a (SSK) statüsünden sigortalı olabilir mi? https://www.muhasebenews.com/bagimsiz-calismaya-devam-eden-smmm-ayrica-bir-sirkette-4-1-a-ssk-statusunden-sigortali-olabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bagimsiz-calismaya-devam-eden-smmm-ayrica-bir-sirkette-4-1-a-ssk-statusunden-sigortali-olabilir-mi/#respond Thu, 25 Jan 2024 06:14:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148834 Ofisi olan faaliyet gösteren mali müşavirlik ünvanını kullanan birisi, aynı anda şirketlerde farklı iş kolu ile SGK’lı olabilir mi?

Büro sahibi meslek mensupları hiç bir unvanda veya konumda bir işverene bağlı olarak çalışamaz.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bagimsiz-calismaya-devam-eden-smmm-ayrica-bir-sirkette-4-1-a-ssk-statusunden-sigortali-olabilir-mi/feed/ 0
İş kazası nedeniyle malulen emeklilik durumunda SGK bunu iş yerine rücu eder mi? https://www.muhasebenews.com/is-kazasi-nedeniyle-malulen-emeklilik-durumunda-sgk-bunu-is-yerine-rucu-eder-mi/ https://www.muhasebenews.com/is-kazasi-nedeniyle-malulen-emeklilik-durumunda-sgk-bunu-is-yerine-rucu-eder-mi/#respond Wed, 27 Dec 2023 06:26:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148240 İş yerimizdeki çalışan arkadaşlarımızdan biri 2018 yılında iş kazası geçirdi. Tedavi süreci tamamlandıktan sonra çalışmaya devam etti. Şimdi malulen emeklilik müracaatı yapmak istiyor. Aylık bağlanırsa işyerine rücu ederler mi?

Malulen emekli olan işçinin aylık alması halinde işverenine rücu edilecek herhangi bir konu bulunmamaktadır.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/is-kazasi-nedeniyle-malulen-emeklilik-durumunda-sgk-bunu-is-yerine-rucu-eder-mi/feed/ 0
Emeklilik nedeniyle kıdem tazminatı ödenerek çıkışı yapılan personel tekrar aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğinde ihbar süresi hesaplaması neye göre yapılmalıdır? https://www.muhasebenews.com/emeklilik-nedeniyle-kidem-tazminati-odenerek-cikisi-yapilan-personel-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ettiginde-ihbar-suresi-hesaplamasi-neye-gore-yapilmalidir/ https://www.muhasebenews.com/emeklilik-nedeniyle-kidem-tazminati-odenerek-cikisi-yapilan-personel-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ettiginde-ihbar-suresi-hesaplamasi-neye-gore-yapilmalidir/#respond Thu, 07 Dec 2023 18:03:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148004 Emeklilik nedeniyle kıdem tazminatı ödemesi yapılarak çıkışı verilen personel tekrar aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğinde ihbar süresi hesaplaması neye göre yapılmalıdır?

Hizmet süresi birleştirilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/emeklilik-nedeniyle-kidem-tazminati-odenerek-cikisi-yapilan-personel-tekrar-ayni-isyerinde-calismaya-devam-ettiginde-ihbar-suresi-hesaplamasi-neye-gore-yapilmalidir/feed/ 0
Yurt dışında ikamet eden ve online olarak Türkiye’deki şirketin yönetim kurulu üyesi olan kişinin ücretinden vergi kesilir mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-ikamet-eden-ve-online-olarak-turkiyedeki-sirketin-yonetim-kurulu-uyesi-olan-kisinin-ucretinden-vergi-kesilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-ikamet-eden-ve-online-olarak-turkiyedeki-sirketin-yonetim-kurulu-uyesi-olan-kisinin-ucretinden-vergi-kesilir-mi/#respond Sat, 02 Dec 2023 07:21:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147878 Bir çalışanımız var. Bu kişinin eşi Danimarka’da çalışacak ve Danimarka’da yaşayacaklar. Ama bu bizim çalışan uzaktan bizim şirket için çalışmaya devam edecek. Burada şirketin ekstra vergi yükümlülüğü olur mu? İkili vergi gibi bir şey söz konusu mudur?

Ücret burada ödenecek ise bordro düzenlenir. Bordroda vergi kesintisi yapılır.


İLİNTİLİ İÇERİK

SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMASI AÇISINDAN

Yurtdışı istihdam hizmetleri kapsamında İŞKUR;

• Yurtdışındaki işlere işçi ve işçilere iş bulunması,
• İşverenlerle işçiler arasında yapılacak olan hizmet akitlerinin onaylanması,
• Yurtdışına gidecek işçilerin işlemlerinin yapılması

Süreçlerini yürütmektedir.

Yurtdışına işçi götürmek isteyen tüm işverenler yurtdışı istihdam hizmetleri kapsamındadır. Türkiye’den işçi götürerek yabancı bir ülkede  çalıştırmak isteyen firmaların işçi teminine veya yurtdışında işçi olarak çalışmak isteyenlerin yurtdışına gönderilmesine aracılık etme konusunda, İŞKUR ve İŞKUR tarafından akredite edilmiş Özel İstihdam Büroları yetkilidir. 

Yurtdışı ile ilgili iş ve işlemler Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri/Hizmet Merkezi Müdürlüklerince yerine getirilir. İşlem yaptırmak üzere başvuran her firma için Kurumumuzda bir dosya açılmaktadır.

Yurtdışındaki işlerinde işçi çalıştıracak firmalarca;

• Türk firmaları için ticaret sicil gazetesi örneği, yabancı uyruklu firmalar için kuruluşuna dair belgenin yetkili birim tarafından onaylı örneği veya yeminli tercüme bürolarınca yapılmış Türkçe çevirisi,
• Taahhüt işleri için işin alındığı ülkedeki yetkili birimden ya da ülkemizdeki yetkili Kamu Kurumundan alınacak yazı veya İş Alındı Belgesi; taahhüt işleri dışındaki işler için işyerinde çalıştırılacak işçi sayısını belirten yetkili birimden alınacak yazı veya Uygun Görüş Belgesi,
• Çevre ve Şehircilik Bakanlığından alınan Yurt Dışı Müteahhitlik Belgesi veya Yurt Dışı Geçici Müteahhitlik Belgesi,
• Türk firmaları için Türkiye’de yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatı hükümleri gereğince işçilerin sosyal güvenliğini sağladığına ilişkin belge,
• Firma yetkililerinin noterce onaylanmış imza sirküleri, işlemlerin vekil aracılığıyla yapılacağı hallerde vekâletname veya yetki belgesinin aslı ya da aslı görüldükten sonra Kurum tarafından onaylanacak örneği,
• Türk firmaları tarafından asıl işveren-alt işveren ilişkisi kapsamında yurtdışına götürülecek işçiler için, işi alan asıl işverenin işi devrettiğine dair dilekçesi ve alt işverenlik sözleşmesi,

Kurumun taşra teşkilatı birimlerine ibraz edilir.

Yabancı bir ülkeye işçi götürmek isteyen firmaların işgücü istemleri için Türkiye’de ilana çıkabilmeleri izne tabidir. Gerekli belgeleri ve yayımlanacak ilan metnini ibraz etmiş olma koşuluyla bu firmalara işgücü istemlerini gazete, internet veya benzeri araçlarla karşılayabilmeleri için Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri/Hizmet Merkezi Müdürlüklerince izin verilir.

İŞKUR tarafından akredite edilmiş Özel İstihdam Büroları yurtdışı işler için aracılık faaliyetinde bulunmaya yetkilidir.

Özel istihdam bürolarının yurtdışındaki işler için ilan yayımlayabilir. Özel istihdam bürolarının yurtdışındaki işler için yayımlayacağı ilanlar izne tabi değildir.

Yurtdışına işçi götürmek isteyen işverenlerle, İŞKUR ya da özel istihdam büroları kanalıyla veya kendilerinin doğrudan temin ettikleri işçiler arasında Kurumca hazırlanan “yurtdışı hizmet sözleşmesi”nin imzalanması ve Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri/Hizmet Merkezi Müdürlüklerine onaylattırılması zorunludur.

Yurtdışı Hizmet Sözleşmeleri İŞKUR tarafından hazırlanmış ve web sitesinde yararlanıcıların hizmetine sunulmuştur.  (http://www.iskur.gov.tr/isveren/yurtdisi-istihdam/)

Hizmet sözleşmeleri işçi, işveren veya vekili tarafından imza edilir. İki dilde imzalanması gereken sözleşmelerde Türkçe ve yabancı dil karşılıkları bulunmaktadır.

Hizmet akitleri işçi, işveren veya vekili tarafından Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri/Hizmet Merkezi Müdürlükleri yetkililerinin huzurunda imzalanabileceği gibi, işçi ve işveren tarafından Kurum dışında imzalanmış olarak işveren veya vekilince getirilmesi suretiyle de imza edilerek onaylanabilir.

Yurtdışı Hizmet Sözleşmeleri üç nüsha olarak düzenlenir.

Onay işlemi tamamlanan sözleşme taraflarca Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinde/Hizmet Merkezi Müdürlüklerinde imzalanmış ise bir nüshası işveren veya vekiline bir nüshası işçiye verilir, diğer bir nüshası ise Kurumda kalır. İşçi ve işveren tarafından il/şube müdürlüğü dışında imzalanmış olarak getirilen sözleşmeler ise “İşçi ve işverence hariçte imzalanmıştır.” şerhi ile onaylanmasına müteakip bir nüshası işveren veya vekiline verilir, bir nüshası işçinin sözleşmede belirtilen yazışma adresine il/şube müdürlüğünce taahhütlü olarak postalanır, diğer bir nüshası ise Kurumda kalır.

Yurtdışı hizmet sözleşmeleri genel olarak tek tip olmakla birlikte özel anlaşmalar çerçevesinde bazı ülkeler için farklılık göstermektedir. (Örnek: İsrail, Libya, Katar, Almanya)

Her iki ülkenin ekonomik işbirliğini teminat altına almak, Türk firmalarına Alman pazarına giriş olanağı sağlamak, işgücü piyasasının ihtiyaçları da gözetilmek suretiyle, Türk işgücüne istihdam olanağı yaratmak amacıyla; Hükümetimiz ile Almanya Federal Cumhuriyeti Hükümeti arasında “Türk Firmaları İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde İstihdamına İlişkin Anlaşma” 18 Kasım 1991 günü imzalanmış ve imzalandığı tarihten yürürlüğe girmek üzere 20.12.1991 günlü Resmi Gazete’de yayımlanmış sözleşmedir.

Türkiye de yerleşik bir firma ile Almanya Federal Cumhuriyeti’nde yerleşik bir firma arasında, istisna  akdine dayanarak, geçici bir iş için gönderilen, Türk işçilerine ilişkin İstisna akdi işlemleri, 18 Kasım 1991 tarihinde imzalanan, “Türk Firmaları İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde İstihdamına İlişkin Anlaşma” ve anlaşmanın uygulanması hakkındaki “24.04.2004 tarihli ve 25442 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ” hükümleri doğrultusunda yürütülmektedir.

Yurtdışındaki firmalardan, şahsi başvuruları sonucu iş bulan ve bu ülkelerdeki yetkili makamlardan çalışmalarına imkân veren gerekli izni (çalışma, oturma iznini gösteren vize) almış olanlar kendi imkânları ile iş bulan olarak değerlendirilir. Bu kişiler için yurtdışı hizmet sözleşmesi düzenleme zorunluluğu yoktur.

İŞKUR, Yurtdışı İstihdam Hizmetleri kapsamında sunduğu hizmetlerden herhangi bir masraf karşılığı veya ücret talep etmemektedir.

İşçi ve işveren arasındaki hizmet akdinin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların giderilmesi hizmet akdinde gösterilen yetkili mercilerce çözüme kavuşturulur.

25/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile “dava şartı olarak arabuluculuk” ilk kez hukukumuza girmiş olan kurumu kapsamında; “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü getirilmiştir. Dolayısıyla yurtdışı istihdam hizmetleri kapsamında ücret alacağı ile ilgili hususlarda söz konusu mekanizmanın işletilmesi gerekmektedir.

Çalıştırılmak üzere yurtdışına götürülen işçilerin mağdur edildiğine dair resmi makamlardan gelen veya yurt dışına götürmek maksadıyla işçilerden menfaat temin edildiğine dair belgeler mevcut olması durumunda işveren böyle bir mağduriyetin veya menfaat temininin mevcut olmadığını ispat etmedikçe yeni hizmet sözleşmeleri onaylanmamaktadır.

Mahkeme kararlarıyla, işçi simsarlığı ve benzeri nedenlerle ceza alan gerçek veya tüzel kişilerin veya bunların vekillerinin yurt dışına işçi götürme talepleri kabul edilmemektedir.

VERGİ UYGULAMASI AÇISINDAN

Yurt dışından online hizmet veren üst yöneticiye Türkiye’den ödenen ücretin vergilendirilmesi

T.C. 

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

64597866-120-4295

09.03.2021

Konu

:

Yurt dışından online hizmet veren üst yöneticiye Türkiye’den ödenen ücretin vergilendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçenizde, şirketinizin Yönetim Kurulu Başkanı-İcracı Üyesi ve aynı zamanda CEO görevindeki …’ın, İsviçre, Yeni Zelanda ve Türk vatandaşı olduğu, 26.03.2020 tarihinden itibaren Yeni Zelanda’da ikamet ettiği, 26.03.2020 tarihinde Yeni Zelanda’ya gitmeden önce de Türkiye’de ikamet etmediği, dünyadaki Covid-19 salgınının gidişatı sebebiyle 2020 yılında Yeni Zelanda’da ikametine devam edeceği ve 2021 yılında da Türkiye’de ikamet etmeyeceğinin beklendiği, görevlerini elektronik ortamda yürüten …’ın şirketinizden bu görevleri karşılığında ücret geliri elde etmekte olduğu, ücret gelirinin bordroya dahil edilerek ve Gelir Vergisi Kanununun (GVK) ilgili hükümlerine göre hesaplanan ücret gelir vergisi tutarlarının şirketinizce aylık muhtasar beyannamelerle beyan edilerek ödendiği, kalan net ücret tutarının da kişinin Türkiye’deki banka hesabına aylık olarak ödendiği, kişinin Türkiye’den elde ettiği ücret gelirlerinin Yeni Zelanda idaresiyle de görüşülerek, ilgili ülkenin iç mevzuatı ve Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması (ÇVÖA) kapsamında Yeni Zelanda’da vergilendirileceği bilgisi alındığı belirtilerek, kişinin Türkiye’de elde etmiş olduğu ücret gelirinin iki ülkede de vergilendirilmesinden dolayı çifte vergilendirmeye neden olunduğu, bu nedenle adı geçenin 2021 yılında Türkiye’de elde edeceği ücret geliri üzerinden tevkifat yapılmasına gerek olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Gelir Vergisi Mevzuatı Yönünden

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

– 3 üncü maddesinde, “Aşağıda yazılı gerçek kişiler, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler;

1- Türkiye’de yerleşmiş olanlar;

 2- Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulanan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)”,

– 4 üncü maddesinde, “Aşağıda yazılı kimseler Türkiye’de yerleşmiş sayılır:

1. İkametgahı Türkiye’de bulunanlar (İkametgah, Kanunu Medeninin 19’uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir);

2. Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.)”,

– 6 ncı maddesinde, “Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.”,

hükümleri yer almaktadır.

 Gelir Vergisi Kanununda “Türkiye’de yerleşme” ikametgah ve oturma süresi olarak iki ayrı esasa göre belirlenmiştir. İkametgah esasında yerleşmenin tespitinde; ikametgahı Türkiye’de bulunanlar yerleşmiş sayıldığından bunların tam mükellefiyete tabi olmaları yönünden başkaca hiçbir şart aranmayacaktır. Anılan maddenin parantez içi hükmünde ise, ikametgahın Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre tespit edileceği belirtilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 19 uncu maddesinde; “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz…” hükmü yer almıştır.

Oturma süresi esasında yerleşmenin tespitinde ise; Türkiye’de bir takvim yılı içinde 6 aydan fazla oturanlar Türkiye’de yerleşmiş sayılır. Anılan Kanunun “Yerleşme sayılmayan haller” başlıklı 5 inci maddesinde yazılı yabancılar hariç olmak üzere bir kimsenin ikametgahının, Türkiye dışında olduğu kesinlikle belli olsa bile, bir takvim yılı içinde Türkiye’de altı aydan fazla oturması, tam mükellefiyet esasında vergilendirilmesi için yeterlidir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunun 61 inci maddesinde, ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine göre, dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından ücret gelirinin Türkiye’de elde edildiğinin kabulü için Hizmetin Türkiye’de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye’de değerlendirilmesi, Türkiye’de kain müesseselerin idare meclisi başkan ve üyelerine, denetçilerine tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin ise Türkiye’de değerlendirilmesi gerekmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.

Buna göre, Şirketiniz Yönetim Kurulu Başkanı-İcracı Üyesi olan ve aynı zamanda CEO görevini yürüten …’ın dar mükellef olarak kabul edilmesi ve hizmetin yurt dışında verilmesi durumunda da adı geçene Şirketinizce yapılan ücret ve benzeri ödemelerin, hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesi nedeniyle Türkiye’de Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri kapsamında tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Yönünden

Diğer taraftan, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” hükümleri 01.01.2012 tarihinden itibaren uygulanmakta olup, söz konusu Anlaşmanın “Mukim” başlıklı 4 üncü maddesinin 1 ve 2 nci fıkralarında;

“1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, “bir Akit Devletin mukimi” terimi, bu Devlet, herhangi bir politik alt bölümü veya mahalli idaresi de dahil olmak üzere, o Devletin mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kanuni ana merkez, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefi olan kişi anlamına gelir. Ancak bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle o Devlette vergiye tabi tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz.

1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir:

a) Bu kişi, yalnızca daimi olarak kalabileceği bir evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi varsa, bu kişi, yalnızca kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu (hayati menfaatlerin merkezi olan) Devletin mukimi olarak kabul edilecektir;

b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi yoksa, bu kişi yalnızca kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;

c) Eğer kişinin her iki Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev söz konusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;

d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşı ise veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümler uyarınca, bir gerçek kişinin mukimliğinin belirlenmesinde öncelikle taraf devletlerin kendi iç mevzuat hükümleri dikkate alınmakta olup, bir kişi iç mevzuatımız gereğince 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle mukim kabul ediliyorsa bu kişi Anlaşma yönünden de Türkiye mukimi kabul edilmektedir. Akit Devletlerin iç mevzuatları gereğince kişinin aynı anda her iki devletin de mukimi olması durumunda ise, Anlaşmanın 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasındaki kriterler sırasıyla uygulanmak suretiyle mukimliğin tespiti yapılmaktadır.

Anlaşmanın “Ücret Gelirleri” başlıklı 15 inci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkralarında ise;

“1. 16, 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet dolayısıyla elde ettiği maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen söz konusu gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.

1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:

a) gelir elde eden kişi, diğer Devlette ilgili takvim yılı içinde başlayan ve biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç seferde 183 günü aşmayan bir süre kalırsa, ve

b) ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya bu işveren adına yapılırsa, ve

c) ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa ya da bu yerlere atfedilebilen kazancın tespitinde indirim konusu yapılamazsa yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir.”

hükümleri yer almaktadır.

Başkanlığımıza sunulan ilave açıklamalar ve konuya ilişkin özelge talep formunun incelenmesinden; adı geçen kişinin 26 Mart 2020 tarihinden itibaren eşi ve çocuklarıyla birlikte Yeni Zelanda’da ikamet ettiği, öncesinde de Türkiye’de ikamet etmediği, dünyada hâlihazırda devam eden Covid-19 salgını sebebiyle, kendisi ve ailesinin 2020 yılında Yeni Zelanda’da ikametine devam edeceği, orada yerleşme niyeti olduğu ve 2021 yılında da Türkiye’de ikamet etmeyeceği anlaşılmaktadır.

Buna göre, Anlaşmanın 4 üncü maddesi çerçevesinde adı geçen kişinin 2021 yılında Yeni Zelanda mukimi olarak kabul edilmesi halinde, …’ın … Holding A.Ş. CEO’su görevi karşılığında elde ettiği ücret gelirini vergileme hakkı bu ülkede mukim olduğu tarihler itibariyle yalnızca Yeni Zelanda’ya ait olacaktır. Söz konusu hizmetin Türkiye’de ifa edilmesi durumunda ise 15 inci maddenin 2 nci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan üç koşulun birlikte gerçekleşmemesi halinde Türkiye’nin de bu ücret gelirlerinden vergi alma hakkı olacaktır.

Diğer taraftan, söz konusu kişiye şirketinizin Yönetim Kurulu Başkanı-İcracı Üyesi olması nedeniyle yapılan ödemelerin Anlaşmanın “Yöneticilere Yapılan Ödemeler” başlıklı 16 ncı maddesi “Bir Akit Devlet mukiminin, diğer Akit Devletin mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri gelirler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.” hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Buna göre, adı geçen kişiye söz konusu Anlaşmanın 16 ncı maddesi uyarınca yapılacak ödemeler Türkiye’de iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde vergilendirilir.

Anlaşmanın Türkiye’ye de vergilendirme hakkı verdiği durumda ortaya çıkan çifte vergilendirme, Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 22 nci maddesine göre Türkiye’de ödenen verginin Yeni Zelanda’da ödenecek vergiden mahsup edilmesi şeklinde önlenecektir.

Yeni Zelanda mukimlerinin Türkiye kaynaklı elde ettikleri kazanç veya iratların ilgili Anlaşma çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesi için Yeni Zelanda’da tam mükellef olduklarının ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiklerinin Yeni Zelanda yetkili makamlarından alınacak bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlanması ve bu belgenin aslının ve Noterce veya Yeni Zelanda’daki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilmiş Türkçe tercümesinin Türkiye’de vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir.

 

 

 


Kaynak: GİB, İŞJUR, İSMMMO,
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-ikamet-eden-ve-online-olarak-turkiyedeki-sirketin-yonetim-kurulu-uyesi-olan-kisinin-ucretinden-vergi-kesilir-mi/feed/ 0
Bordrolu çalışacak avukatın SGK girişinde seçilecek meslek kodu nedir? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisacak-avukatin-sgk-girisinde-secilecek-meslek-kodu-nedir/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisacak-avukatin-sgk-girisinde-secilecek-meslek-kodu-nedir/#respond Thu, 23 Nov 2023 05:39:01 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147618 Bir avukatlık ofisinde avukat olarak 4A sigortalı çalışmaya başlayacak kişinin işe başlama bildirimi verilirken Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı İşkolu olarak; “10- Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” kodu mu seçilmelidir?

2611.02 Avukat meslek kodu

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-calisacak-avukatin-sgk-girisinde-secilecek-meslek-kodu-nedir/feed/ 0
Yurt Dışı Borçlanması İle Emekli Olanları Yurt Dışında Tekrar Çalışmaya Başlamaları Halinde Emekli Maaşları Kesilir Mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disi-borclanmasi-ile-emekli-olanlari-yurt-disinda-tekrar-calismaya-baslamalari-halinde-emekli-maaslari-kesilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disi-borclanmasi-ile-emekli-olanlari-yurt-disinda-tekrar-calismaya-baslamalari-halinde-emekli-maaslari-kesilir-mi/#respond Mon, 21 Aug 2023 16:01:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145592 YURTDIŞINDA GEÇEN SÜRELERİN BORÇLANDIRILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (Değişik:RG-6/11/2020-31296)(2)

             (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin, on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ile bu süreleri arasında veya sonunda yer alan işsizlik sürelerinden her birinde bir yıla kadar olan kısmın ve yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin, talepleri halinde borçlandırılarak sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesindeki usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 –  (Değişik:RG-6/11/2020-31296) (2)

(1) Bu Yönetmelik, 1 inci maddede belirtilen süreleri borçlanmak isteyen Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenleri ve bunların başvuru tarihi itibarıyla Türk vatandaşı olan hak sahiplerini kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun 12 nci maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen:

a) Borcun tamamının ödenmesi: Aylık talep tarihinden önce en az aylığa hak kazanmaya yetecek süre karşılığı ödenen miktarı,

b) Döviz: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından konvertibl sayılan yabancı ülke para birimlerini,

c) İşsizlik süresi: İlgili ülke mevzuatına göre çalışma süreleri ile bu çalışma sürelerine eş değer süreler haricinde o ülkede geçen süreyi,

ç) Kanun: 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunu,

d) Kesin dönüş: Aylık tahsis talebinde bulunanların(Ek ibare:RG-6/11/2020-31296)(5) kısa süreli çalışmaya tabi işler hariç olmak üzere yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu,

e) Kısmi aylık: Sosyal güvenlik sözleşmesine istinaden birleşik sigortalılık süreleri üzerinden taraflardan biri tarafından kendi sigortalılık ve mevzuatına göre bağlanan aylıkları,

f) Kurum:  Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,

g) Sigortalılık süresi: Borçlanma kapsamındaki sürenin bulunduğu ülke mevzuatına göre ikamet süreleri hariç, çalışılmış ya da çalışılmış süre olarak kabul edilen süreleri,

ğ) Sosyal güvenlik kanunları: 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi ile 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun ile bu kanunlara ait ek ve değişiklikleri,

h) Sosyal güvenlik kuruluşları: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesine tabi sandıkları,

 ı) Sosyal güvenlik sözleşmesi: Ülkemizin taraf olduğu sosyal güvenlik alanındaki ikili veya çok taraflı anlaşmaları,

i) Sosyal yardım: Bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımları,

j) 5510 sayılı Kanun: 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu

k)(Ek:RG-6/11/2020-31296)(5)  Kısa süreli çalışmaya tabi işler: Yurtdışında zorunlu sigortalılığa tabi olsalar dahi, Ülkemiz dış temsilciliklerince veya sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülke sigorta kurumlarınca düzenlenmiş hizmet belgesinde kayıtlı olan ve ilgili ülke mevzuatına göre elde edilen kazanç üzerinden çalışandan zorunlu sigorta prim kesintisi yapılmadığı bildirilen süreleri,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Borçlanma Başvurularına Ait Usul ve Esaslar

Borçlanma başvurusu

MADDE 5 – (Başlığı ile Birlikte Değişik:RG-6/11/2020-31296)(4)

(1) Borçlanma hakkından yararlanabilmek için yazılı olarak veya usul ve esasları Kurumca belirlenecek elektronik ortam üzerinden Kuruma başvuruda bulunmak şarttır.

(2) Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma başvurularında da birinci fıkra hükmü uygulanır.

Borçlanma kapsamındaki süreler

MADDE 6 – (1) Yurtdışında geçen sigortalılık süreleri ile bu süreler  arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri  veya ev kadını olarak geçen süreler borçlandırılır.

(2) Buna göre;

a) 18 yaşın doldurulmasından önce yurtdışında sigortalı ve ev kadını olarak geçen süreler,

b) Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce veya Türk vatandaşlığının kaybedilmesinden sonra yurtdışında sigortalı veya ev kadını olarak geçen süreler,

c) İkili sosyal güvenlik sözleşmesine göre kendilerine kısmi aylık bağlanmış olanların yurtdışında geçen sigortalılık süreleri arasında ve bu sürelerin bitim tarihinden sonraki işsizlik süreleri,

ç) Sosyal güvenlik kanunlarına göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kapsamında geçen sürelerle çakışan yurtdışı süreleri

borçlandırılmaz.

(3) Borçlanma için başvuruda bulunanlar, yurtdışında geçen sürelerinin tamamını veya istediği kadarını borçlanabilirler. (Değişik cümle:RG-6/11/2020-31296) Kısmi borçlanma yapmak isteyenler, borçlanmak istedikleri gün sayısını belirtmek zorundadırlar.

Borçlanma başvurusunda istenilecek belgeler

MADDE 7 – (1) Borçlanma başvuruları, örneği Kurumca hazırlanan ve Kurumun (Değişik ibare:RG-6/11/2020-31296) internet sayfasında yayımlanan Yurtdışı (Değişik ibare:RG-6/11/2020-31296) Süreleri Borçlanma Talep Dilekçesi ile yapılır.

(2) Yurtdışı (Değişik ibare:RG-6/11/2020-31296) Süreleri Borçlanma Talep Dilekçesinde, yurtdışında borçlanma kapsamında geçen sigortalılık veya ev kadını olarak geçen süreleri bulunan kişinin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, borçlanılmak istenilen sürenin niteliği ve süresi, borçlanma miktarının hesabına esas bir günlük prime esas kazanç tutarı ve tebligat adresi ile Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi geçen çalışmaları varsa kurumu, sigortalılık statüsü, sicil numarası ve süresi belirtilir.

(3) Yurtdışı (Değişik ibare:RG-6/11/2020-31296) Süreleri Borçlanma Talep Dilekçesine, 9 uncu maddede belirtilen ve borçlanılacak süreye uygun belge asıllarının eklenmesi zorunludur. Kurum, bu belgelerin aslı yerine örneğini ve borçlanma işlemini tamamlamak için ihtiyaç duyduğu diğer belgeleri istemeye yetkilidir.

Sigortalılık sürelerinin belgelendirilmesi mecburiyeti

MADDE 8 –  (1) Borçlanma başvurusunda bulunanlar, yurtdışında geçen ve borçlanmaya esas olacak sürelerine ait 9 uncu maddede belirtilen belgelerden durumlarına uygun olanını, Kuruma ibraz etmekle belgelendirme mecburiyetlerini yerine getirmiş olurlar.

(2) (Mülga:RG-6/11/2020-31296)

Borçlanmaya esas sürelere ait belgeler

MADDE 9 – (Başlığı ile Birlikte Değişik:RG-6/11/2020-31296)

(1) Sigortalılık sürelerinin borçlanılabilmesi için başvuru sahibince;

a) Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülkelerde çalışılmış ise;

1) İlgili ülke sigorta kurumlarınca düzenlenmiş sigortalılık sürelerini gösterir belgenin aslıyla birlikte Türkiye’de yeminli tercüme bürolarınca yapılmış tercümesinden ya da yurt dışında bulunan Türk temsilciliklerince akredite edilmiş tercümanlarca yapılmış ve ilgili temsilcilikçe onaylanmış tercümesinden,

2) İlgili ülkelerdeki Türk büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikleri gibi temsilciliklerden alınacak hizmet belgesinden,

durumuna uygun olan belgenin Kuruma ibraz edilmesi gerekir.

b) Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmemiş ülkelerde çalışılmış ise ilgili ülkelerdeki Türk büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikleri gibi temsilciliklerden alınacak hizmet belgesinin Kuruma ibraz edilmesi gerekir.

c) Gemi adamları borçlanma yapabilmek için;

1) Çalıştıkları geminin bayrağını taşıdıkları ülkenin sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülke olması halinde çalışılan ülke sigorta kurumundan alınacak hizmet belgesinin aslıyla birlikte Türkiye’de yeminli tercüme bürolarınca yapılmış tercümesinden ya da yurt dışında bulunan Türk temsilciliklerince akredite edilmiş tercümanlarca yapılmış ve ilgili temsilcilikçe onaylanmış tercümesinden,

2) Çalıştıkları geminin bayrağını taşıdıkları ülkelerde bulunan Türk konsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikler gibi temsilciliklerden alacakları çalışma sürelerini başlangıç ve bitiş olarak gösteren hizmet belgelerinden,

3) Çalıştıkları gemi ya da geminin bağlı bulunduğu işyerlerinden alacakları sigortalılık sürelerini gösterir bonservisleri ile birlikte gemi adamı olarak çalışılan süreler ile örtüşen yurda giriş-çıkış tarihlerini gösteren pasaport sayfaları ya da emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş-çıkış tarihlerini gösteren belgelerden,

durumlarına uygun olanını Kuruma ibraz edeceklerdir.

(2) Yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin borçlanılabilmesi için başvuru sahibince fotoğraf, künye bilgileri ve yurda giriş-çıkış tarihlerinin kayıtlı olduğu pasaport sayfa fotokopileri veya emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş-çıkış tarihlerini gösterir çizelge ile birlikte;

a) İkamet edilen ülke mercilerinden alınacak ikamet belgesinin aslı ile birlikte Türkiye’de yeminli tercüme bürolarınca ya da yurt dışında bulunan Türk temsilciliklerince akredite edilmiş tercümanlarca yapılmış ve ilgili temsilcilikçe onaylanmış tercümesinden,

b) Türk büyükelçilikleri, başkonsoloslukları, çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlikleri veya ataşelikleri gibi temsilciliklerce düzenlenen ikamet belgesinden,

durumuna uygun olan belgenin Kuruma ibraz edilmesi gerekmektedir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Borçlanma Miktarının Tespiti, Ödenmesi ve Borçlanmadan Vazgeçme

Borçlanma miktarının tespiti, tebliği ve ödenmesi 

MADDE 10 –  (1) (Değişik:RG-6/11/2020-31296)(4) Borçlanma tutarı, 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinde belirtilen alt ve üst sınırları arasında kalmak kaydıyla başvuru sahibince seçilen prime esas günlük kazancın % 45’inin borçlanılmak istenilen gün sayısı ile çarpımı kadardır.

(2) (Değişik:RG-6/11/2020-31296) Borçlanma tutarının tespitinde, adi posta veya kargo yolu ile veya Kuruma doğrudan yapılan yazılı başvurularda Yurt Dışı Süreleri Borçlanma Talep Dilekçesinin Kurumun evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih esas alınır. Dünya Posta Birliği mevzuatı çerçevesinde yurt içinden ya da yurt dışından gönderilen taahhütlü, iadeli taahhütlü ve acele posta servisi ile yurt içinden PTT Alo Post veya PTT Kargo ile yapılan yurt dışı borçlanma taleplerinde ise dilekçenin postaya verildiği tarih, Kuruma intikal tarihi olarak kabul edilir.

(3) (Mülga:RG-6/11/2020-31296)

(4) Kurumca birinci fıkraya göre tahakkuk ettirilen borç tutarı, ilgiliye iadeli taahhütlü olarak tebliğ edilir. Posta alındısının ilgiliye teslim edildiği tarih, borcun tebliğ tarihidir.

(5) Borçlanma başvuru sahiplerine borçlanma tutarı Yeni Türk Lirası cinsinden tebliğ edilir. Tebliğ edilen borç, Türkiye’de ödenmesi halinde (Mülga ibare:RG-6/11/2020-31296) (…) Türk Lirası, yurtdışından ödenmesi halinde ise (Mülga ibare:RG-6/11/2020-31296) (…)  Türk Lirası karşılığı döviz olarak ödenir.

(6) Borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde ödenmemesi halinde, borçlanma işlemi geçersiz sayılır. Üç aylık süre içerisinde borcun bir kısmının ödenmesi halinde, ödenen miktara isabet eden süre geçerli sayılır. Borcun bir kısmını veya tamamını ödemeyenlerin, bu sürelerinin Kanuna göre değerlendirilmesi, yeniden yazılı başvuruda bulunmaları ve tahakkuk eden borç miktarını süresi içinde ödemeleri şartına bağlıdır.

Borçlanmadan vazgeçme ve borçlanma miktarının iadesi

MADDE 11 –  (1) Borçlanma başvurusunda bulunup borcu tebliğ edilmeden ya da tebliğ edildikten sonra üç aylık süre içinde borçlanma başvurusundan vazgeçtiklerini yazılı olarak (Değişik ibare:RG-6/11/2020-31296) (4)  Kuruma bildirenlerin borçlanma başvuruları geçersiz sayılır.

(2) Tahakkuk ettirilen borcun tamamını veya bir kısmını ödeyenlerden borçlanmalarının iptal edilmesi için başvuruda bulunanların ödedikleri borçlanma tutarının tamamı, faiz uygulanmaksızın (Mülga ibare:RG-6/11/2020-31296) (…) Türk Lirası olarak iade edilir. Kısmi iade yapılmaz.

 (3) Borçlandıkları hizmetleri ile malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalılar ile ölüm aylığı bağlanamayan hak sahiplerine başvuruları halinde ödenen borçlanma tutarının tamamı faiz uygulanmaksızın (Mülga ibare:RG-6/11/2020-31296) (…)  Türk Lirası olarak iade edilir.

(4) Borçlandıkları hizmetler dikkate alınarak aylık bağlanmış olanlar, borçlanma başvurusundan vazgeçemezler ve bunların ödedikleri borçlanma tutarı iade edilmez.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Borçlandırılan Sürelerin Değerlendirilmesi ve

Yoklama İşlemleri

Borçlandırılan sürelerin değerlendirilmesi ve sigortalılığın başlangıcı

MADDE 12 – (Değişik:RG-6/11/2020-31296)(4)

(1) Borçlanılacak sürenin belirlenmesinde ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanılmak istenen gün sayısı esas alınır. Bu tespitte bir yıl 360 gün, bir ay 30 gün olarak hesaplanır.

(2) Yurt dışı borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.

(3) Sigortalılığın başlangıç tarihinin tespiti aşağıdaki şekilde yapılır:

a) Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.

b) Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan başvuru sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir. Birden fazla yurt dışı hizmet borçlanması yapılması durumunda sigortalılık süresi başlangıcı, en son borcun ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.

(4) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz. Ancak, sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce akit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir. (6)

(5) Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması halinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık yok ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir.

Aylığa hak kazanma ve aylığın başlama tarihi

MADDE 13 –  (1) Değerlendirilen sürelerin aylık bağlanmasında dikkate alınabilmesi için;

a) Yurda kesin dönülmüş olması,

b) Tahakkuk ettirilen borcun tamamının ödenmiş olması,

c) 5510 sayılı Kanunla mülga kanunların yürürlükteki hükümlerine veya sosyal güvenlik kanunlarına göre aylığa hak kazanılmış olması,

ç) Kuruma yazılı başvuruda bulunulması

şarttır.

(2) (Değişik:RG-6/11/2020-31296) Tahsis talebinde bulunanlardan; 3201 sayılı Kanuna göre Aylık Talebinde Bulunanlara Mahsus Beyan ve Taahhüt Belgesi ile yurtdışında ikamet edenlerden çalıştığı işyerinden ayrıldığını gösterir belge alınır.

(3) Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartları yerine getirenlerin aylıkları, yazılı talepte bulundukları tarihi takip eden aybaşından başlar.

(4) (Değişik ibare:RG-6/11/2020-31296) Aylıkların  hesabında 5510 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.

Yoklama işlemleri

MADDE 14 – (1) Borçlandıkları süreler dikkate alınarak malullük, yaşlılık ve emekli aylığı bağlananların aylık alma şartlarının devam edip etmediği hususu, Kurumca, gerekli görülen zaman ve hallerde araştırılabilir.

(2)  Birinci fıkrada belirtilenlerden altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanlar, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını gösterir belgeleri, örneği Kurumca hazırlanan 3201 sayılı Kanuna Göre Aylık Alanlara Mahsus Yoklama Belgesi ile birlikte söz konusu altı aylık sürenin dolduğu tarihten sonra üç ay içinde Kuruma vermek zorundadırlar.

(3) Kurum, Kanuna göre malullük, yaşlılık ve emekli aylığı bağlananların altı aydan daha uzun süre ile yurt dışında bulunup bulunmadıklarını, her yıl Emniyet Genel Müdürlüğünden alınacak kayıtlarla tespit eder. Söz konusu uygulamanın kapsamı, şekli ve diğer usul ve esasları Kurum ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında yapılacak olan protokolle belirlenir.

(4) Yıl içinde aylık bağlananların yoklama işlemleri, takip eden yıldan itibaren başlatılır.

(5) Yoklama işlemleri sonucunda altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulundukları halde, ikinci fıkrada belirtilen belgeleri, yine ikinci fıkrada belirtilen süre içinde Kuruma vermediği tespit edilenlerin aylıkları, bildirim yapılmaksızın söz konusu belgelerin intikaline kadar durdurulur.

(6) Aylıkları durdurulanların Kuruma ibraz edecekleri belgelerden ya da Kurumca yapılacak olan araştırma sonucunda, yurtdışında;

a) Çalışmadıkları, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almadıkları tespit edilenlerin aylıkları, durdurulduğu tarihten geçerli olmak üzere ödenir.

b) Çalıştıkları, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği aldıkları tespit edilenlerin aylıkları, 15 inci maddenin birinci fıkrasına göre kesilir. Yersiz yapıldığı tespit edilen ödemeler, 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi hükümlerine  göre geri alınır.

(7) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, evli ya da birlikte yaşayan çiftler için ödenen sosyal yardımlar her iki eş için de ödeniyor olarak kabul edilir. Sosyal sigorta kurumları tarafından sosyal sigorta ödeneklerine ilave olarak ya da sigorta ödeneği olarak ödenen prim karşılığı olmayan ödenekler sosyal yardım kapsamına girmez.

(8) Yurtdışı hizmetlerini borçlanarak aylık bağlananların, sosyal güvenlik kanunlarına göre aylık alma şartlarının devam edip etmediğinin tespitine ilişkin 28/8/2008 tarihli ve 26981 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan yoklama işlemleri ile ilgili hükümler saklıdır.

Aylığın kesilmesi ve yeniden bağlanması

MADDE 15 – (1) Yurtdışında sigortalılık veya ev kadını olarak geçen sürelerini borçlanarak aylığa hak kazananların, bu aylıkları;

a) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup olmadığına bakılmaksızın(Değişik ibare:RG-6/11/2020-31296)(5)  yurtdışında kısa süreli çalışmaya tabi işler hariç olmak üzere çalışmaya, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya başladıkları,

b) Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına göre sigortalı olarak çalışmaya başladıkları,

tarihten itibaren kesilir.

(2) Yurtiçinde veya yurtdışında çalışması sona erenlerin veya yurtdışında ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlardan bu ödenek ve yardımları sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini takip eden ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.

(3) İkinci fıkraya göre aylıkları tekrar ödenmeye başlanacak olanların çalışmaları;

a)  Yurtiçinde geçmişse, bu çalışmalar da dikkate alınarak aylıklar, ilgili sosyal güvenlik kanunlarındaki hükümlere göre hesaplanarak,

b) Yurtdışında geçmişse, kesildiği tarihteki aylığı, ikinci fıkrada belirtilen aylığın başlangıç tarihine kadar ilgili sosyal güvenlik kanunlarındaki artış hükümlerine göre yükseltilerek

yeniden bağlanır.

(4) Aylığın kesildiği tarihten sonra yurtdışında geçen sigortalılık sürelerinin yeniden aylık bağlanmasında değerlendirilmesi, bu sürelerin Kanuna göre borçlanılmasına bağlıdır.

(5) (Değişik:RG-6/11/2020-31296)(1)  Kanundan yararlanmak suretiyle malullük, yaşlılık veya emekli aylığı almakta iken yurt içinde çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanunun sosyal güvenlik destek primine ilişkin hükümleri uygulanır.

Kısmi aylığın tam aylığa dönüştürülmesi

MADDE 16 – (1) Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine sosyal güvenlik kanunlarına göre kısmi aylık bağlananlar, diledikleri takdirde yurt dışında geçen ve tam aylık almak için yeterli gün sayısını veya hizmet belgelerindeki gün sayılarının tamamını borçlanabilirler.

(2) Kısmi aylıkların tam aylığa yükseltilmesinde 13 üncü maddenin birinci fıkrasındaki şartlar aranır. Ancak, kısmi aylık;

a) Borcun ödendiği tarih kesin dönüş tarihinden önce ise kesin dönüş tarihini,

b) Borcun ödendiği tarih kesin dönüş tarihinden sonra ise borcun ödendiği tarihi,

takip eden aybaşından itibaren tam aylığa yükseltilir.

(3) (Değişik:RG-6/11/2020-31296) (4) Tam aylık bağlanması için gerekli şartların tespitinde kısmi aylığın başlangıç tarihi esas alınarak mülga 2829 sayılı Kanun ya da 5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi uyarınca tespit edilecek statüye göre ilgili sosyal güvenlik kanunlarına ait hükümler uygulanır.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Transferi sağlanan primlerin iadesi

 17 – (1) Yabancı ülkelerde sosyal güvenlik kurumlarına yatırılmış bulunan primlerin, sosyal güvenlik sözleşmeleri ile Türkiye’ye transferlerinin sağlanması ve bu sözleşmelerde primlerin iadesine engel hükümler bulunmaması halinde;

a) Transfer edilen primlere ilişkin sürelerin tamamının, borçlanılarak tahakkuk ettirilen borcun tamamının ödenmiş olması halinde, transfer olunan primlerin tamamı,

b) Transfer olunan primlere ilişkin sürelerin bir kısmının, borçlanılarak tahakkuk ettirilen borcun tamamının ödenmiş olması halinde, transfer olunan primlerin borçlanılan gün sayısına isabet eden orandaki miktarı

transfer tarihindeki cari kur üzerinden (Mülga ibare:RG-6/11/2020-31296) (…)  Türk Lirası karşılığı olarak Kurumca sigortalıya, hak sahiplerine veya mirasçılarına iade edilir.

 (2) (Değişik:RG-6/11/2020-31296) (4) Sosyal güvenlik sözleşmelerine göre Türkiye’ye transfer edilen primlere ait gün sayıları, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilir.

(3) (Ek:RG-6/11/2020-31296) Kanunun 8 inci maddesi hükümleri saklıdır.          

Yürürlükten kaldırılan yönetmelik

MADDE 18 – (1) 15/9/1985 tarihli ve 18869 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında 3201 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Mevcut kamu görevlilerinin borçlanma işlemleri

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) (Mülga:RG-6/11/2020-31296) (4)

(2) 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, anılan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre ilk defa sigortalı olanların sigortalılık başlangıç tarihinden önceki süreleri, bu Kanuna göre borçlandırılmaları halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi geriye götürülmez.

(3) 2008 yılı Ekim ayı başından önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre iştirakçi olanların yurtdışında geçen süreleri borçlanmaları halinde; aylıkların hesaplanmasında 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü madde hükümleri uygulanır.

(4) 2008 yılı Ekim ayı başından sonra ilk defa 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki yurtdışı borçlanma süreleri de, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilir. Bunların aylıklarının hesabında 5510 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi hükümleri uygulanır.

(5) (Mülga:RG-6/11/2020-31296) (4)

Zorunlu göçe tabi tutulanların borçlanma işlemleri

GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerden zorunlu göçe tabi tutulan ve Türk vatandaşlığına geçenlerin geldikleri ülkedeki çalışma sürelerini  borçlanabilmeleri için;

a) 1/1/1989 tarihinden 8/5/2008 tarihine kadar geldikleri ülke tarafından zorunlu göçe tabi tutulmuş olmaları,

b) Zorunlu göçten sonra Türk vatandaşı olup, Türkiye’de ikamet ediyor olmaları,

c) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre bağlanan aylıklar da dahil olmak üzere sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almamaları,

ç) Geldikleri ülkedeki çalışma sürelerini belgelendirmeleri,

d)(Değişik:RG-6/11/2020-31296) (4) Yazılı olarak veya usul ve esasları Kurumca belirlenecek elektronik ortam üzerinden Kuruma başvuruda bulunmaları,

şarttır.

(2) (Mülga:RG-6/11/2020-31296) (4)

(3) Borçlanmak için örneği Kurumca hazırlanan borçlanma talep dilekçesi ve geldikleri ülkedeki çalışma sürelerini gösterir hizmet belgesinin ibraz edilmesi zorunludur. Kurumun, borçlanma işlemlerinin sonuçlandırılmasına esas olmak üzere, gerekli gördüğü hallerde yeni belge isteme hakkı saklıdır.

(4) Kurumca yapılacak sorgulama sonucunda nüfus kayıtlarında “… Bakanlar Kurulu Kararı ve 2510 veya 5543 sayılı İskan Kanununa istinaden Türk vatandaşlığına alınmıştır.”  ibaresinin olduğu belirlenenlerden, zorunlu göçe tabi tutulduklarını belgelendirme koşulu aranmaz. Nüfus kayıtlarında bu şekilde ibare bulunmayanlardan ise bu ibarenin işlendiği vukuatlı nüfus kayıt örneği veya “Uyrukluk ve Aile Kütüğüne Kayıt Bildirgesi”nin ibrazı istenir.

(5) Borçlandırılan çalışma süreleri, yalnızca emekli veya yaşlılık aylığı bağlanmasında Kanuna göre değerlendirilir. Malullük ve ölüm aylığı bağlanmasında, bu şekilde borçlanılan hizmetler dikkate alınmaz.

Önceki borçlanma sürelerinin değerlendirilmesi

GEÇİCİ MADDE 3 – (1) 2008 yılı Ekim ayı başından önceki sürelerin borçlanılması halinde, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;

a) (a) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için borçlanılan sürelere ilişkin prime esas kazançlar, Kanunun 5 inci maddesine göre belirlenen sigortalılık süresinin başlangıç tarihi dikkate alınmaksızın 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre borçlanmaya esas sürenin ilgili aylarına mal edilir.

b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için borçlanılan süreler,  2/9/1971 tarihli ve 1479 Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu veya 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun mülga hükümlerine göre tabi oldukları son basamak üzerinden talebe bakılmaksızın basamak intibakında değerlendirilir.

506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklar

GEÇİCİ MADDE 4 – (1) (Değişik:RG-6/11/2020-31296) (4) 8/5/2008 tarihi ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıkların 5510 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre devredileceği tarih arasında geçerli olmak üzere, Yönetmeliğin 13 üncü ve 14 üncü maddelerinde geçen “Kurum” ibaresi, 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıkları da kapsar.

(2) Yönetmelik gereğince örnekleri Kurumca hazırlanan belgeler, gerekli düzeltmeler yapılmak kaydıyla birinci fıkrada belirtilen devir tarihine kadar 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklarca da kullanılır.

Bağlanacak aylıkların hesaplanması

GEÇİCİ MADDE 5 – (1) Yurtdışında sigortalılık veya ev kadını olarak geçen sürelerini borçlandıktan sonra 8/5/2008 tarihinden 2008 yılı Ekim ayı başına kadar tahsis talebinde bulunan sigortalılar ve bu tarihler arasında ölen sigortalıların hak sahiplerine bağlanacak aylıkların hesaplanmasında 5510 sayılı Kanunla mülga ilgili sosyal güvenlik kanunları hükümleri uygulanır.

Kazanılmış haklar

GEÇİCİ MADDE 6 – (1) 8/5/2008 tarihinden önce yurtdışı borçlanma başvurusunda bulunanlardan; borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, borç tahakkuku yapılmış olanların, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır. Bunların borçlanma işlemleri, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümlerine göre sonuçlandırılır.

(2) 8/5/2008 tarihinden önce Bakanlar Kurulu Kararı ile en son değiştirilen dövizin miktarı, tahakkuk ettirilmiş borçlarının tamamını ödememiş olanların bakiye borç sürelerine uygulanır.

(3) (Ek:RG-6/11/2020-31296) (4) Kısmi aylık bağlanmış olanlar dahil olmak üzere bu fıkrayı ihdas eden Yönetmelik ile yapılan değişiklikler, bu fıkranın yürürlük tarihinden önce yurt dışında geçen sürelerini borçlanma talebinde bulunanlardan tahakkuk ettirilen borçlarını yasal süresi içinde ödeyenlerin, sigortalılık sürelerinin hangi statüde değerlendirileceğinin, borçlanmanın hangi aylara mal edileceğinin ve tahakkuk ettirilecek borç tutarının tespitinde bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümler esas alınır.

Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapılan başvurular

GEÇİCİ MADDE 7 – (1) 8/5/2008 tarihinden itibaren yapılan başvurular hakkında bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.

Yürürlük

MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 20 – (Değişik:RG-6/11/2020-31296)(3)

(1) Bu Yönetmelik hükümlerini, Hazine ve Maliye Bakanı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı müştereken yürütür.

__________

(1)    Bu değişiklik 19/6/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(2)    Bu değişiklik 11/9/2014 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(3)    Bu değişiklik 9/7/2018 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(4)    Bu değişiklik 1/8/2019 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(5)    Bu değişiklik 26/6/2020 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(6)   6/11/2020 tarihli ve 31296 sayılı yönetmeliğin 10 uncu maddesiyle değiştirilen  12 nci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi 11/9/2014 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.


Kaynak: Mevzuat
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disi-borclanmasi-ile-emekli-olanlari-yurt-disinda-tekrar-calismaya-baslamalari-halinde-emekli-maaslari-kesilir-mi/feed/ 0
Çalışmaya Devam Eden İşçiye Kıdem Tazminatı Ödenebilir Mi? https://www.muhasebenews.com/calismaya-devam-eden-isciye-kidem-tazminati-odenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/calismaya-devam-eden-isciye-kidem-tazminati-odenebilir-mi/#respond Thu, 03 Aug 2023 10:27:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145080
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
 2016/12989
2016/17229
09.06.2016
İlgili Kanun / Madde 1475 S. İşK. /14
  • İŞ SÖZLEŞMESİ DEVAM EDERKEN ÖDENEN KIDEM TAZMİNATININ AVANS NİTELİĞİNDE OLDUĞU
  • AVANS OLARAK ÖDENEN KIDEM TAZMİNATININ SON ÜCRET ÜZERİNDEN TÜM KIDEM SÜRESİNE GÖRE HESAPLANAN KIDEM TAZMİNATINDAN FAİZLERİYLE BİRLİKTE MAHSUBUNUN GEREKMESİ
ÖZETİ   İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, iş yeri ya da iş yerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ile fazla mesai ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.

İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, iş yeri ya da iş yerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.

Dosya içeriğinden, davacının, davadışı alt işverenler nezdinde davalı …’ne bağlı işyerinde çalıştığı ve 29.06.2005-07.09.2009 tarihleri arası dönem için davacıya 2.885,82 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, kıdem tazminatı hesaplanırken bu ödemenin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Şu halde, yukarıda açıklandığı üzere, yapılan ödemenin avans olarak değerlendirilip, kanuni faizi ile birlikte belirlenen kıdem tazminatı hesabından mahsubu gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak: Yargıtay Kararı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/calismaya-devam-eden-isciye-kidem-tazminati-odenebilir-mi/feed/ 0
Yabancı uyruklu çalışanlar zorunlu BES kapsamında mıdır? https://www.muhasebenews.com/yabanci-uyruklu-calisanlar-zorunlu-bes-kapsaminda-midir/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-uyruklu-calisanlar-zorunlu-bes-kapsaminda-midir/#respond Fri, 02 Jun 2023 05:41:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=143237 1 yıllık izin alarak çalışmaya başlayan Kazakistan uyruklu çalışan zorunlu BES kapsamına alınır mı?

Yabancı uyruklu çalışanlar zorunlu BES kapsamında değildirler.

Şartlar: Hangi Çalışanlar Otomatik Katılım’a Katılır?

Otomatik Katılım’a dâhil edilebilmeniz için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ya da Mavi Kart sahibi olmalısınız. Bunun yanı sıra kamu sektöründe (4C) ya da özel sektörde (4A) çalışıp 45 yaşın altında* olmanız gerekir. 20 Ocak 2022 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan değişiklikle birlikte 4632 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesine ekleme yapılarak, talepleri halinde 45 yaş üstü çalışanların da Otomatik Katılım sistemine dahil edilebilmesine imkan sunulmuştur.




Bireysel emeklilik sistemi nedir?
Bireysel Emeklilik Sistemi, kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak, bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak refah düzeylerinin yükseltilmesi için oluşturulmuş bir sistemdir. Ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını teminen, gönüllü katılıma dayalı ve belirlenmiş katkı esasına göre oluşturulan sistemdir.
Kimler Bireysel Emeklilik Sistemi’ne katılabilir? Sisteme katılmak için yaş sınırı var mıdır, sisteme dahil olmak için bir yerde çalışmam gerekiyor mu?
Bireysel emeklilik sistemine katılımda yaş sınırlaması yoktur. Çalışanlar, ev hanımları ve öğrenciler de katılabilir. Son düzenlemeler ile 18 yaş altı da sisteme dahil edilmiştir.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin faydaları nelerdir?
Bireysel Emeklilik Sistemi, katılımcılarına emeklilik döneminde ek bir gelir sağlayarak refah seviyesini arttırmak amacıyla oluşturulmuş bir sistemdir. En büyük faydası dünyada benzeri olmayan %30 devlet katkısıdır. Emeklilik halinde toplu para veya maaş olarak düzenli ödeme yapılabilmektedir. Katılımcının birikimi, şeffaf ve güvenilirliğin teminatı olarak TAKASBANK’da saklanan fonlar ile yatırıma yönlendirilmektedir.
Nasıl BES sözleşmesi yaptırabilirim?
BES sözleşmesini BES aracıları tarafından gerçekleştirilmekte olup ayrıca emeklilik şirketlerinin dijital kanalları ile de sisteme dahil olabilirsiniz.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nden nasıl emekli olabilirim, emeklilik hakkını elde edince birikimlerimi nasıl alacağım, maaş olarak mı, toplu ödeme şeklinde mi?
Katılımcı, sisteme giriş tarihinden itibaren en az 10 yıl sistemde bulunmak koşulu ile 56 yaşını tamamladıktan sonra emekli olmaya hak kazanır. Emekliliğe hak kazanan katılımcı, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerinin bir program dahilinde ödenmesini, tamamının defaten ödenmesini ya da yapacağı yıllık gelir sigortası sözleşmesi çerçevesinde kendisine maaş bağlanmasını talep edebilir.
Emeklilik şirketlerinin bilgilerine nereden ulaşabilirim?
Üyemiz emeklilik şirketlerinin bilgilerine https://www.tsb.org.tr/tr/uye-sirketler adresinden ulaşabilirsiniz.
Bireysel Emeklilik Sistemi’ne dahil oldum. Bireysel emeklilik sistemindeki ödemelerim ve haklarımla ilgili bilgiye nereden ulaşabilirim?
Emeklilik şirketinizin internet sitesi üzerinden bireysel emeklilik hesabınıza ait günlük bilgilere erişebilirsiniz. Ayrıca, e-devlet uygulaması ile tüm sözleşmelerinize ait bilgilere ulaşabilirsiniz ve bireysel emeklilik hesaplarınız TAKASBANK nezdinde tutulduğundan, bu hesaplardan da günlük olarak fon paylarınızı takip edebilirsiniz.
Bireysel emeklilik sisteminde en az ödeme tutarı ne kadardır?
Planlarda tanımlı asgari tutarlardan ödeme yapabilirsiniz. Katkı payı ödemeleriniz için üst sınırı bulunmamaktadır.
Emeklilik sözleşmemi farklı bir şirkete aktarabilir miyim?
Sözleşmenizin ilk yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en az iki yıl geçtikten sonra başka bir emeklilik şirketine aktarabilirsiniz. Sonraki dönemlerde ise aktarım için 1 yıl beklemeniz gerekmektedir.
Tüm ailem için BES sözleşmesi başlatabilir miyim?
Tüm aile fertleriniz için bireysel emeklilik sözleşmesi başlatabilirsiniz. Her bir sözleşme için ayrı ayrı devlet katkısından faydalanabilirsiniz.
18 yaşından küçük yeğenim adına BES sözleşmesi yaptırabilir miyim?
Yapılan son düzenlemeler ile 18 yaşından küçükler adına bireysel emeklilik sözleşmesi başlatılabilmektedir. Anne babasının izni olması koşuluyla herkes çocuklar için BES sözleşmesi yaptırabilir.
18 yaşından küçük çocuklar ne zaman emekli olur?
4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nda 18 yaş altı çocuklar için emeklilik koşulları değişmemiş olup genel uygulamaya tabidir.
18 yaşından küçükler için başlatılmış olan bireysel emeklilik sözleşmeleri için devlet katkısı ödenir mi?
4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu uyarınca hakkediş süre ve oranlarına bağlı olarak 18 yaş altı çocuklar da diğer katılımcılar gibi devlet katkısından faydalanabilirler.
Yabancı para cinsinden bireysel emeklilik sözleşmesi açılabilir mi?
Türkiye’de ikametgahı bulunmayan T.C. vatandaşı ve mavi kartlılar yabancı para cinsinden katkı payı ödeyerek bireysel emeklilik sözleşmesi başlatabilirler.

Bireysel emeklilik sisteminden istediğim zaman ayrılabilir miyim?

Sistem gönüllük esasına dayanmakta olup sisteme girişler ve sistemden çıkışlar ihtiyaridir.

Ekonomik durumum kötüleşti bireysel emeklilik sözleşmemde ödemelerimi durdurabilir miyim?

Bireysel emeklilik sözleşmenizde emeklilik şirketinize bildirimde bulunarak istediğiniz zaman katkı payı ödemelerinize ara verebilirsiniz.

Bireysel emeklilik sözleşmemden dilediğim zaman cayabilir miyim?
Bireysel emeklilik sözleşmenizin ilgili belgelerinin imzalanması veya onaylanmasını müteakip 2 ay içerisinde cayabilirsiniz.
Bireysel emeklilik sisteminde yatırdığım tutarlardan kesinti yapılır mı?
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde giriş aidatı, yönetim gider kesintisi, ara verme kesintisi ve fon işletim gider kesintisi bulunmaktadır.
Aylık 500 TL ödeyerek sisteme 35 yaşında dahil olursam, emeklilikte ne kadar param olur?
35 yaşında bir katılımcı, aylık 500 TL katkı payı öderse; yıllık %0 katkı payı artışı, %0 yönetim gideri kesintisi, yıllık %1 fon işletim gideri kesintisi ve yıllık %3 reel getiri ile 56 yaşında emekliliğe hak kazandığında 241.630 TL muhtemel birikime ulaşacaktır; emekli olarak sistemden ayrılması durumunda eline geçecek muhtemel tutar 238.129 TL olacaktır. Bu katılımcı emekliliğe hak kazandığında devlet katkısının muhtemel birikim tutarına etkisi 55.445 TL olacaktır.

Muhtemel birikim tutarınızı öğrenmek için https://emeklilik.egm.org.tr/mba-birikim adresinden giriş yaparak hesaplayabilirsiniz.

Katkı paylarım nerede yatırıma yönlendiriliyor?
Tercihiniz doğrultusunda, emeklilik şirketleri tarafından kurulan ve profesyonel fon yönetim şirketleri tarafından yönetilen emeklilik yatırım fonlarında yatırıma yönlendirilir.
Fon dağılımımı istediğim zaman değiştirebilir miyim?
Tercihleriniz doğrultusunda emeklilik şirketinizin açmış olduğu kişisel sayfanız veya mobil uygulamadan bu değişikliği bir yılda 12 defa değişiklik yapabilirsiniz.
Bireysel emeklilik sisteminde devlet katkısı nedir?
Devlet Katkısı, bireysel emeklilik sözleşmenize ödediğiniz katkı paylarının %30’u oranında devlet tarafından ödenen tutardır. 22 Ocak 2022 tarihinden önce intikal eden katkı paylarına devlet tarafından ödenen devlet katkısı oranı %25’tir.
Devlet katkısından faydalanırken üst sınırı var mıdır?
Bir takvim yılı içinde ödenen toplam devlet katkısı, ilgili yıl için belirlenen yıllık toplam brüt asgari ücret tutarının %30’unu aşamamaktadır. Her yıl için geçerli asgari brüt ücretin değişmesi ile bu tutar da değişmektedir.
Devlet katkısını ne zaman hak ederim?
a) En az 3 yıl sistemde kalanlar Devlet katkısı hesabındaki tutarın %15’ine, b) En az 6 yıl sistemde kalanlar Devlet katkısı hesabındaki tutarın %35’ine, c) En az 10 yıl sistemde kalanlar Devlet katkısı hesabındaki tutarın %60’ına,

hak kazanır. Bu sürelerin hesabında emeklilik sözleşmesi esas alınır.

Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat veya malûliyet nedeniyle ayrılanlar Devlet katkısı hesabındaki tutarın tamamına hak kazanır. Devlet katkısı hesabındaki tutarlardan hak kazanılan tutarlar sistemden ayrılma veya emeklilik durumunda katılımcıya ödenir.

Bireysel emeklilik sisteminde 5. yılımı tamamladım sistemden çıkmak istediğimde devlet katkısından ne kadar faydalanabilirim?
Sistemden 5. yılınızda çıkmanız halinde devlet katkınızın %35’ine hak kazanırsınız. Ancak devlet katkısı fonlarının getirileri üzerinden stopaj kesintisi yapılmaktadır.
Devlet katkısı kimlere ödenmektedir?
Bireysel Emeklilik Sözleşmesi’ne katkı payı ödeyen T.C. vatandaşları ile Mavi Kart sahiplerine ait sözleşmeler için hakediş koşullarına göre devlet katkısı ödenir.
Devlet katkısını nasıl takip edebilirim?
Emeklilik şirketinizin internet sitesi üzerinden bireysel emeklilik hesabınıza ait günlük bilgilere erişebilirsiniz. Ayrıca, e-devlet uygulaması ile tüm sözleşmelerinize ait bilgilere ulaşabilirsiniz.
Otomatik katılım uygulaması kimleri kapsıyor?
Türk vatandaşı veya mavi kartlı olup, 45 yaşının altındaki tüm 4a ve 4c kapsamındaki çalışanlar ve çalışmaya yeni başlayacaklar uygulamaya dahildir. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandık çalışanlarının da sisteme dahil edilmesi ön görülmektedir. 45 yaş üstü çalışanlar talep etmeleri halinde otomatik katılıma dahil olabilirler.
Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde çalışanlar (5510/5 g kapsamındaki sigortalılar) sisteme dahil edilecek midir?
Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri, otomatik katılım sistemi kapsamında değildir.
Çalışanlar ne kadar katkı payı öder?
Katkı payı, prime esas kazanç ya da emeklilik keseneğine esas aylık üzerinden hesaplanır. İlgili tutarın %3’üne karşılık gelen tutar her ay katkı payı olarak ödenir. Örneğin 3.577,50 TL alan asgari ücretli çalışanların ödeyeceği katkı payı tutarı aylık 107 TL olacaktır.
Otomatik katılım sisteminde emeklilik şirketleri tarafından giriş aidatı ya da yönetim gider kesintisi alınır mı?
Otomatik katılım sözleşmelerinde fon işletim gider kesintisi dışında herhangi bir kesinti yapılmaz.
Bireysel emeklilik sisteminde sözleşmesi bulunan çalışanlar adına da otomatik katılım sözleşmesi düzenlenmesi gerekir mi?
Halihazırda bireysel emeklilik sözleşmesi bulunan çalışanlar için de otomatik katılım sözleşmesi düzenlenmesi gerekir.
İşverenin otomatik katılım kapsamındaki yükümlülükleri nelerdir?
a. Emeklilik şirketinin seçimi: Her işveren, çalışanları adına, bir emeklilik şirketi ile sözleşme yapmakla yükümlüdür.

b. Fonların seçimi: İşveren, sisteme giriş esnasında çalışandan faizli/faizsiz fon tercihini alır, tercihte bulunmayan çalışanları için söz konusu tercihi yapar.

c. Katkı payının ödenmesi: İşveren, katkı payını çalışanın ücretinden kesip emeklilik şirketine aktarmakla yükümlüdür. Maaş ödemelerini Maliye Bakanlığınca işletilen Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sistemi’ni kullanarak yapan kamu kurumları aynı sistemi kullanarak katkı payı ödemelerini gerçekleştirir.

d. Devir imkânı: İşveren operasyonel gereklilikleri dikkate alarak, şirket seçimi ve katkı payının kesilmesi hariç diğer yükümlülüklerini emeklilik şirketine bırakabilir.

İşyerlerinin hangi tarihe kadar otomatik katılıma dahil olmaları gerekiyor?
01.01.2019 tarihinden itibaren, 5 ve üzerinde çalışan sayısına ulaşan tüm işyerleri otomatik katılıma dahil olmalıdır.
Beş kişinin daha altında çalışana sahip olan işyerleri ne zaman kapsama girecektir?
Mevcut düzenlemeler çerçevesinde, beş kişinin altında çalışana sahip işverenler, bu aşamada sistem kapsamına dahil edilmemiştir.
Kamu veya özel sektör işverenlerinin emeklilik şirketi tercihi yine kamu veya özel emeklilik şirketleri arasından mı olmalıdır? Sistemde hangi şirketler yer almaktadır?
Herhangi bir işveren sistemde faaliyet gösteren kamu veya özel fark etmeksizin herhangi bir emeklilik şirketi ile anlaşabilir. Şirketlerin listesi aşağıda yer almakta olup, detaylı bilgi için www.tsb.org.tr adresi ziyaret edilebilir:

Aegon Emeklilik ve Hayat

AgeSA Hayat ve Emeklilik Allianz Hayat ve Emeklilik Allianz Yaşam ve Emeklilik Anadolu Hayat Emeklilik

Axa Hayat ve Emeklilik Bereket Emeklilik ve Hayat BNP Paribas Cardif Emeklilik Cigna Sağlık Hayat ve Emeklilik Fiba Emeklilik ve Hayat Garanti Emeklilik ve Hayat Katılım Emeklilik ve Hayat Metlife Emeklilik ve Hayat

NN Hayat ve Emeklilik Türkiye Hayat ve Emeklilik

Birden fazla işverenle çalışanlar için birden fazla otomatik katılım sözleşmesi başlatılabilir mi?
Çalışanın birden fazla işverenle çalışması durumunda, her bir işveren çalışanı için otomatik katılım sözleşmesi açmakla yükümlüdür.
Birden fazla işverenle çalışanların sisteme katılımı nasıl olacaktır?
Çalışanın her bir işvereni nezdinde ayrı ayrı işverenin emeklilik planına dahil edilecektir.
Çalışanın maaşı üzerinde haciz/nafaka gibi yasal kesintiler varsa (maaşın %25’i düzeyinde) katkı payı ödemesi için maaşından kesinti yapılabilir mi?
Çalışanın prime esas kazancı ya da emeklilik keseneğine esas aylığı etkilenmediği sürece ödenecek katkı payı tutarı değişmez ve otomatik katılım sözleşmesi kapsamında kesinti yapılır.

Çalışanın şirketinde oluşabilecek haciz ve iflas durumlarında çalışan katkı payları korunur mu?

Çalışan katkı payı, işverenin taraf olduğu İcra ve İflas Kanunu kapsamındaki haciz ve iflas yoluyla takip bakımından işçi alacağı niteliğinde, imtiyazlı bir alacak olarak nitelendirilir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı işverenleri bu konuda denetler ve yükümlülüklere uymayan işverenler hakkında idari para cezası uygulanacaktır.

Otomatik Katılım Sistemi’nden nasıl ayrılabilirim?
İşveren tarafından otomatik olarak sisteme dahil edildikten sonra çalışan 2 ay içinde cayma hakkını kullanarak sisteminden ayrılabilir. İki ay sonunda çıkmak isteyen çalışan ayrılma hakkını kullanarak sistemden çıkış yapabilir.
Çalışanın işyeri değişikliği durumunda otomatik katılım kapsamında düzenlenen sözleşmesi ne olur?
Çalışan, iş yeri değişikliği durumunda dilerse Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen tutarda katkı payı ödemeye devam edebilir ya da yeni iş yerinde otomatik katılım kapsamında bir emeklilik planı varsa, birikiminin ve sistemde kazandığı emekliliğe esas sürenin yeni iş yerindeki emeklilik planına aktarılmasını talep edebilir. Çalışanın herhangi bir talepte bulunmaması durumunda ilgili sözleşme askıya alınır.
Çalışan işsiz kaldığında otomatik katılım kapsamındaki sözleşmesi devam edebilir mi?
Çalışan talep ettiği takdirde katkı payı ödeyerek sözleşmesine devam edebilir.
Çalışan işten ayrılması durumunda bildirimleri kime yapar? Ödemeye devam etmesi mümkün müdür?
Çalışan işten ayrılması durumunda tüm işlemlerini, emeklilik şirketi ile gerçekleştirmelidir. Çalışan isterse katkı payı ödemeye devam edebilir veya hesabını sonlandırabilir.
Bir gün çalışıp işten ayrılan ve bu sebeple hizmet akdine ilişkin işlemi tamamlandığında çoktan işten ayrılmış çalışanlar sisteme dâhil edilecek midir?
Prime esas kazanç/emeklilik keseneğine esas aylık (matrah) tutarı oluşan çalışanlar gün sayısına bakılmaksızın sisteme dahil edilir.

İşveren yeni bir çalışan istihdam ettiğinde; söz konusu çalışan;

(i) önceden sisteme girmiş ve ayrılmışsa,

(ii) önceden sisteme girmiş ve devam ediyorsa,

(iii) daha önce sistemle hiç tanışmamış ise sisteme dahil edilmesi nasıl olacaktır?

(i) Önceden sisteme girmiş ve ayrılmış çalışanlar, yeni işvereni tarafından (işveren otomatik katılım sistemi kapsamında ise) yeniden sisteme dahil edilir.

(ii) Önceden sisteme girmiş ve sözleşmesi devam eden çalışanın yeni işvereni otomatik katılım sistemi kapsamında ise, çalışan yeni işyerinde sunulan emeklilik planına geçiş yapar. Yeni işvereni otomatik katılım sistemi kapsamında değilse, işveren kapsama alınana kadar çalışan dilerse iş yeri değişikliğini izleyen ay sonuna kadar hesabının bulunduğu emeklilik şirketine bildirim yaparak eski planına dışarıdan katkı payı ödeme yapmaya devam edebilir ve yeni işveren otomatik katılım sistemi kapsamına dahil olduğunda sunulacak olan işyeri bazlı emeklilik planına dahil olur.

(iii) Daha önce sisteme hiç dahil edilmemiş çalışanlar, işvereni tarafından (işveren otomatik katılım sistemi kapsamında ise) sisteme dahil edilir.

Çalışanlar, sisteme giriş esnasında herhangi bir fon tercihinde bulunmazsa katkı payları hangi fonlarda yatırıma yönlendirilir? Fon dağılım değişikliği yapılmasının bir sınırı var mıdır?
Çalışanların birikimleri tercihe göre “faiz içeren” veya “faiz içermeyen” başlangıç fonunda yatırıma yönlendirilir. Cayma süresini dolduran ve herhangi bir fon tercihinde bulunmayan çalışanların birikimleri, takip eden 10 ay boyunca (cayma süresi ile birlikte toplam 1 yıl) başlangıç fonunda değerlendirilmeye devam eder.

1 yılını dolduran ve herhangi bir fon tercihinde bulunmayan çalışanların birikimleri ise başlangıçta “faiz içeren” veya “faiz içermeyen” fon tercihlerine göre standart fonda yatırıma yönlendirilir. Çalışanlar yılda 12 defa fon dağılım değişikliği yapabilir.

Şirketler topluluğu veya holding niteliğinde olan yapılarda şirketler topluluğunun tek bir çatı altında değerlendirilmesi söz konusu olacak mıdır?
Her bir şirket, ayrı bir tüzel kişilik olarak kendi çalışan sayısına göre sisteme dahil olacaktır.
Aynı yönetim kurulu ile yönetilen iki şirket kapsama birlikte mi alınacak?
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi bir sermaye şirketi, özel hukuk tüzel kişisi kategorisinde işveren olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla aynı yönetim kurulu tarafından yönetilip yönetilmediğine bakılmaksızın her bir sermaye şirketi ayrı birer işveren olarak değerlendirilir.

Bireysel emeklilik sistemine tek seferde toplu ödeme yaparsam devlet katkısından ne ölçüde yararlanabilirim?

4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun Ek 1. maddesinde düzenleme yapılarak, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde toplu katkı payı ödemelerine yıllara sâri Devlet katkısı verilmesine imkân sunulmuştur.

45 yaşın üzerindeyim fakat otomatik katılım sistemine dahil olmak istiyorum bu mümkün müdür?
4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun Ek 2. maddesinde düzenleme yapılarak, talepleri halinde kırk beş yaş üstü çalışanların da otomatik katılım sistemine dahil edilmesine imkân sunulmuştur.
45 yaş altındayım otomatik katılımdan ayrıldım ama tekrar sisteme girebilir miyim?
Tekrar sisteme dahil olma talebinizi öncelikle işvereninize iletmeniz gerekmektedir. İşvereniniz tarafından gerekli işlemleriniz tamamlandıktan sonra emeklilik şirketiniz sizi tekrar sisteme dahil edecektir.
Sistemden tamamen çıkmadan BES’te bulunan birikimimin bir kısmını alabilir miyim?
4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nda düzenleme yapılarak, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde birikim tutarının %50’sinin kısmi çekiş yapılmasına ve kısmen yapılan ödeme tutarının %25’i kadar Devlet katkısı hesabındaki tutardan da ödeme yapılabilmesine olanak sağlanmıştır.
Bireysel emeklilik sözleşmem ile bankadan daha uygun koşullarda kredi kullanabilir miyim?
4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun da düzenleme yapılarak Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre bireysel emeklilik sözleşmelerinin temlik edilmesine imkân sunulmuştur.

Kaynak: TSB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-uyruklu-calisanlar-zorunlu-bes-kapsaminda-midir/feed/ 0
Bordrolu (Bağımlı) çalışacak SMMM’lerin işe girdiği aya ait beyannameleri göndermesi mümkün müdür? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-bagimli-calisacak-smmmlerin-ise-girdigi-aya-ait-beyannameleri-gondermesi-mumkun-mudur/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-bagimli-calisacak-smmmlerin-ise-girdigi-aya-ait-beyannameleri-gondermesi-mumkun-mudur/#respond Sat, 04 Feb 2023 08:02:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137994 Sigorta girişim 2023/ocak ayının son haftasında yapılacak ve bağımlı olarak çalışmaya başlayacağım. Bu durumda bağımlı olarak çalışacağım şirketin ocak 2023 beyanname ve bildirimlerini verebilir miyim?

Ocak ayı beyannamesini imzalayamazsınız.


BENZER İÇERİKLER

Özel bir şirkette muhasebe müdürü olarak görev yapmaktayım. Tam tasdik sözleşmesi kapsamında beyannameler gönderiliyor. İşyerinde çalışıp büromu açabilir miyim?

Meslek mensupları Bir işverene bağlı olarak hangi unvan veya sıfatta çalışır ise çalışsın, Aynı zamanda büro faaliyetinde bulunamaz.


Özelge: Muhasebeye ilişkin işlemleri işletmede bağımlı olarak çalışan meslek mensubu tarafından yerine getirilen mükelleflere, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi için şifre verilmesi hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

   
Sayı : 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]- 17/05/2013
Konu : Muhasebeye ilişkin işlemleri işletmede bağımlı olarak çalışan meslek mensubu tarafından yerine getirilen mükelleflere, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi için şifre verilmesi hakkında.  

 

         İlgide kayıtlı özelge taslağı ve ekinde alınan özelge talep formunuzda, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca ruhsat almış olup bağımlı olarak bir firmada çalışan oğlunuz tarafından defterlerinizin tutulmasının mümkün olup olmadığı ve tarafınıza verilecek kullanıcı kodu, parola ve şifre ile beyannamelerinizin internet üzerinden bizzat gönderilip gönderilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

         213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılmış olan 4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğin 4 üncü bölümünde; mükelleflerin beyannamelerinin, kendilerine 3568 sayılı Kanunun 2/A-a maddesinde belirtilen hizmetleri bir bütün olarak fiilen veren meslek mensupları tarafından imzalanabileceği belirtilmiştir.

         Bu kapsamda, vergi beyannamelerini serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirlere imzalatma zorunluluğu olan mükellefler aynı zamanda 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tutulması gereken defterlerini de söz konusu meslek mensuplarına tutturmak zorundadırlar.

         Serbest muhasebecilik veya serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatı alan ancak bağımlı olarak çalışanların, bağımlı çalıştıkları ve muhasebesinin sevk ve idaresinden sorumlu oldukları mükelleflerin beyannamelerini imzalayabilmeleri mümkündür.

         Bu açıklamalara göre, bağımlı statüde çalışan serbest muhasebeci mali müşavirlerin ancak bir gerçek ya da tüzel kişiye ait beyannameleri imzalamaları mümkün olup, bağımlı çalışan serbest muhasebeci/serbest muhasebeci mali müşavirler tarafından sadece bordrolu olarak çalıştıkları şirketin beyannameleri imzalanabilecektir.

         Birden fazla gerçek ya da tüzel kişiye ait beyannamelerin; bağımlı statüde çalışan aynı meslek mensubu tarafından imzalanması mümkün olmayıp, bu mükelleflerin defter ve muhasebe kayıtlarının bağımlı çalışan tarafından tutulamayacağı da tabiidir.

         Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.

         340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 3568 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan tebliğler gereğince aktif büyüklüklerinin veya net satış hasılatlarının belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde kendi beyannamelerini kullanıcı kodu, parola ve şifre almak suretiyle elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

         Öte yandan, 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerleri ile 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satış tutarı ölçüleri şartı aranılmaksızın; muhasebeye ilişkin işlemleri, işletmede bağımlı olarak çalışan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilenler ile herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli mali müşavirlerle tam tasdik sözleşmesi imzalamış olan mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre alarak beyannamelerini elektronik ortamda kendilerinin gönderebilecekleri açıklanmıştır.

         Yukarıda belirtilen şartları taşımayan mükelleflerin ise beyannamelerini 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen açıklamalar doğrultusunda, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan meslek mensupları ile aralarında hizmet sözleşmesi bulunması durumunda 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde yer alan “Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” ni, meslek mensuplarıyla aralarında hizmet sözleşmesi bulunmaması durumunda ise münferit olarak gönderilecek beyannameler için “Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesi” ni düzenlemek suretiyle elektronik ortamda göndermeleri gerekmektedir.

         Diğer taraftan, 31 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerleri ile 5362 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odaları ve birliklerinin, işletme hesabı esasına göre defter tutan üyelerine ait beyanname, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüş olup, işletme hesabı esasına göre defter tutan meslek odası ve birlik üyesi mükelleflerin bağlı oldukları meslek odaları ve birlikleri vasıtasıyla 31 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerleri ekinde yer alan sözleşmeyi düzenlemek suretiyle beyannamelerini elektronik ortamda gönderilmesine imkan sağlanmıştır.

         Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde, bir firmada bağımlı olarak çalışan oğlunuzun ancak bordrolu olarak çalıştığı şirketin beyannamelerini imzalayabilmesi mümkündür. Birden fazla gerçek ya da tüzel kişiye ait beyannamelerin; bağımlı statüde çalışan aynı meslek mensubu tarafından imzalanması mümkün olmadığından, iş yerinize ait defter ve muhasebe kayıtlarının bağımlı olarak başka bir şirkette çalışan oğlunuz tarafından tutulamayacağı da tabiidir.

         Bu nedenle, 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış olup başka bir iş yerinde bağımlı olarak çalışan meslek mensubu oğlunuzun, sizin beyannamelerinizi imzalamaya ve iş yerinize ait defter ve muhasebe kayıtlarını tutmaya yetkisi bulunmaması nedeniyle tarafınıza kullanıcı kodu, parola ve şifre verilmesi mümkün olmadığından elektronik ortamda göndermek zorunda olduğunuz beyannamelerinizin,  340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan usul ve esaslar doğrultusunda elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış; serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir yada 5362 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odanız ya da birliğiniz vasıtasıyla elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.


Özelge: Bir şirkette bağımlı statüde çalışan SM, SMMM’lerin başka gerçek yada tüzel kişilere ait beyannameleri imzalayıp imzalamayacakları hakkında

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

TARİH : 20.06.2001

SAYI : B.07.0.GEL.0.32/3223-2446/33731

KONU : Bir şirkette bağımlı statüde çalışan SM, SMMM’lerin başka

gerçek yada tüzel kişilere ait beyannameleri imzalayıp imzalamayacakları hk.

……………….

İLGİ : 18/08/2000 gün ve 32/3223-2314/38883 sayılı yazımız.

……………’dan alınan 23/5/2001 tarihli dilekçenin bir örneği yazımız ekinde gönderilmektedir. Adı geçen, dilekçede bir özel şirketler grubunda muhasebeci olarak çalıştığını ve çalıştığı şirketin birden fazla şirketinin mevcut olduğunu belirterek, serbest muhasebeci unvanı ile sadece bordrolu çalıştığı şirketin mi yoksa diğer şirketlerin de beyannamelerini imzalayıp imzalayamayacağını sormaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı VUK’na 4008 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle eklenen mükerrer 227 nci madde ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef gurupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmış ve bu yetkiye dayanılarak çıkarılan, 4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ’de gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Sözkonusu Genel Tebliğ’in IV üncü bölümünde, mükelleflerin beyannamelerinin, kendilerine 3568 sayılı Kanunun 2/A-a maddesinde belirtilen hizmetleri bir bütün olarak fiilen veren meslek mensupları tarafından imzalanabileceği belirtilmiştir.

3568 sayılı Kanunun 45 inci maddesinde, serbest muhasebecilerin, serbest muhasebeci mali müşavirlerin bu ünvanlarla, yeminli mali müşavirlerin ise bu unvan ve tasdik yetkisiyle; 2 nci maddede yazılı işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akti ile çalışmayacakları hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 16/2/1998 tarih ve 5090 sayılı genel yazımızın 5 inci maddesinde, 3568 sayılı Kanuna göre serbest muhasebecilik veya serbest muhasebeci mali müşavirlik ruhsatı alan ancak bağımlı olarak çalışanların, mükelleflerin beyannamelerini imzalayabilecekleri belirtilmiştir.

Bu hükümlere göre, bağımlı statüde çalışan serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirlerin ancak bir gerçek yada tüzel kişiye ait beyannameleri imzalamaları mümkün bulunmaktadır. Bu nedenle sadece bordrolu olarak çalışılan şirketin beyannameleri imzalanabilecektir. Aynı gruba ait diğer şirketlerin beyannamelerinin imzalanması mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini ve meslek mensuplarının ilgi yazımızda belirtilen prosedüre uymaları konusunda gereğini rica ederim


Sigortalı olarak Smmm unvanını kullanmadığım şirkette genel muhasebe uzmanı olarak çalışırken Smmm büromu ev ikametimde açabilir miyim?

Serbest olarak çalışan veya çalışmayı düşünen meslek mensupları hangi konum ve unvanda olur ise olsun, Bir işverene BAĞIMLI olarak çalışamazlar.


Tam tasdik kapsamında olan bir firmada bağımlı mali müşavir olarak çalışmaktayım. Başka bir firmada bağımlı olan meslektaşım ile beraber ortak mali müşavir şirketi kurmak istiyoruz bir sakıncası var mıdır?

Mesleki şirket kurabilir, ortak olabilirsiniz. Ancak İmza yetkili ortak olamazsınız. 

Çalıştığınız firmanın tam tasdik kapsamında olmasının önemi yok.


Büro Edinme Zorunluluğu

Madde 14 – (Değişik:R.G-21/11/2007-26707)

Her meslek mensubu meslekî faaliyetine başlamadan önce bağlı olduğu oda bilgisinde iş yeri açmak zorundadır.

Büro standartları ve buna ilişkin usul ve esaslar Birlik Genel Kurulu’nda belirlenir. Açılan işyerleri bağımsız büro şeklinde olup, başka bir serbest meslek faaliyeti veya ticarethane ile içiçe olamaz. Meslekî faaliyetler aynı zamanda ev olarak kullanılan ikametgâhlarda yürütülemez. Bir meslek mensubunun birden fazla bürosu olamaz. Birlikte çalışan meslek mensupları da ayrı büro edinemezler.

Ortaklık bürosu veya şirket kurulması hâlinde de işyeri açılması mecburidir. Meslekî faaliyette bulunmayan meslek mensupları ikametgâhlarının bulunduğu bölgenin odasına kaydolurlar.

Meslek mensuplarının Türk Ticaret Kanununa göre bir meslek şirketi kurmaları hâlinde, şirket, kayıtlı olduğu odanın bulunduğu ilin sınırları içinde şube ve irtibat bürosu açamaz. Bir şirketin bir başka ilde şube açabilmesi, o ildeki ilgili meslek odasının çalışanlar listesine kayıtlı, şirketi temsil ve ilzama yetkili bir ortak görevlendirmesi hâlinde mümkündür.

İşyerini veya ikamet adresini değiştiren meslek mensupları ile bunların kurdukları ortaklık büroları ve şirketler, onbeş gün içinde yeni adreslerini bağlı oldukları odalara bildirmek zorundadırlar.

İşyeri açılışına ilişkin gerekli yoklama odalar tarafından yapılır. Vergi dairelerince mükellefiyet tesisinde oda sicil belgesi aranır. Büro edinen meslek mensupları odaya kayıt olduktan itibaren üç ay içinde Büro Tescil Belgesi almak zorundadırlar. Büro Tescil Belgeleri iki yılda bir vize ettirilir.

Ortaklık Bürosu veya Şirket Kurarak Mesleki Faaliyette Bulunma

Madde 30 – Birden çok meslek mensubu, ortaklık bürosu veya şirket kurarak mesleki faaliyette bulunabilirler.

Bu takdirde;

a) Meslek mensuplarının bu büro veya şirketlerde sürdürdükleri faaliyetler ticari faaliyet sayılmaz.

b) Ortaklık bürosu veya şirket ancak aynı unvana sahip meslek mensupları arasında kurulabilir.

c) Kanunda belirtilen kendi faaliyet konuları dışında başka işlerle uğraşamazlar.

d) Şirket veya ortaklık bürosu, mesleğin icrasına taalluk eden işlerde ancak ortak veya ortaklar tarafından temsil edilebilir.

e) Varislere intikal eden hisselerin en geç bir yıl içinde tasfiye edilmeleri gerekir. Bu müddet içinde mirasçılar meslek mensubu sayılmaz ve mesleki faaliyette bulunamazlar.

f) Ortaklık bürosu veya şirketlerde yapılan işlerden doğacak cezai sorumluluk işi yapan meslek mensubuna aittir.

g) Ortaklık bürosu veya şirketlerin unvanında meslek unvanının açık şekilde kullanılması zorunludur.

h) Ortaklık bürosu veya şirketlerin unvanlarında yabancı isim ve unvanlar kullanılmaz. Kanunun 8 inci madde hükmü saklıdır.

ı) (Ek:RG-22/5/2015-29363) Kanunen yetkili kuruluşlardan yetki almış bağımsız denetim kuruluşları, mesleki unvandan sonra gelmek kaydıyla, şirket unvanlarında “bağımsız denetim” ibaresini kullanabilirler.

i) (Ek:RG-22/5/2015-29363) Çalışanlar listesine kayıtlı olmayan veya farklı odanın çalışanlar listesine kayıtlı olan meslek mensupları ortaklık bürosu kuramazlar. Ortaklık büroları şube açamazlar.

Ruhsat Alan Meslek Mensuplarının Hak ve Ödevleri

Haklar

Madde 61 – Ruhsat almış olan meslek mensupları bağımlı veya meslek konusu dışında başka işlerde çalıştıkları, ya da mesleki faaliyette bulunmadıkları hallerde;

a) Meslek kütüğündeki kayıtları, kanunlarında mani bir durum yoksa veya kendi istekleri dışında silinemez.

b) Meslek kütüğüne kayıtlı olmaları halinde;

aa) Odalar ve birliğin faaliyetlerine katılırlar,

bb) Üyelikten doğan haklarını kullanırlar.

Ödevler

Madde 62 – Ruhsat alan meslek mensupları bağımlı veya meslek dışında çalıştıkları ya da mesleki faaliyette bulunmadıkları takdirde unvanlarını ve tasdik yetkilerini kullanamazlar. (Değişik son cümle:R.G.:21/11/2007-26707) Oda ve Birliğe karşı üyelikten doğan ödevlerini yerine getirirler.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-bagimli-calisacak-smmmlerin-ise-girdigi-aya-ait-beyannameleri-gondermesi-mumkun-mudur/feed/ 0