beyannameler – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 16 Apr 2024 19:19:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Tasfiyeye giren şirket için hangi beyannameler verilmelidir? https://www.muhasebenews.com/tasfiyeye-giren-sirket-icin-hangi-beyannameler-verilmelidir/ https://www.muhasebenews.com/tasfiyeye-giren-sirket-icin-hangi-beyannameler-verilmelidir/#respond Wed, 17 Apr 2024 05:00:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=150609 Tasfiyeye giren şirket için hangi beyannameler verilmelidir?

Tüm beyannameler tasfiye halinde unvanı ile verilmeye devam edilir (Tasfiyede olan şirketler geçici vergi beyannamesi vermekecektir)


Kurumlar Vergisi Genel Uygulam Tebliği’nde tasfiye işlemleri ile ilgili düzenlemeler 

17. Tasfiye

17.1. Tasfiye dönemi

Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır.

Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer.

Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği tarihte başlayacak ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edecektir.

Örnek 1:

Tasfiyenin aynı yıl içinde sonuçlanması hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  18/1/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  12/12/2006

Tasfiye dönemi :  18/1/2006-12/12/2006

Örnek 2:

Tasfiyenin bir yıldan fazla devam etmesi hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  15/4/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  4/6/2008

I.Tasfiye dönemi :  15/4/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi:  1/1/2007-31/12/2007

III. Tasfiye dönemi:  1/1/2008-4/6/2008

17.1.1. Tasfiyenin zararla kapanması halinde düzeltme

Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve önceki dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe iade edilir. Nihai tasfiye sonucunda matrah beyan edilmesi halinde önceki tasfiye dönemlerinin düzeltilmesi söz konusu olmaz.

Tasfiye işlemleri sürerken vergi oranında meydana gelecek değişmeler söz konusu düzeltme işleminin yapılmasını gerektirmeyecektir. Düzeltme işlemleri ancak son tasfiye döneminin zararla sonuçlanması halinde yapılacaktır.

Örnek 3:

3/6/2006 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiye 15/4/2009 tarihinde tamamlanmıştır. Bu kurumda 3/6/2006 – 31/12/2006 tarihleri arasındaki dönem birinci tasfiye dönemini, 2007 ve 2008 yılları ikinci ve üçüncü tasfiye dönemlerini, 1/1/2009 – 15/4/2009 tarihleri arasındaki dönem dördüncü ve son tasfiye dönemini oluşturacaktır.

Kurum;

I.Tasfiye döneminde 20.000 TL Kazanç,

II.Tasfiye döneminde 150.000 TL Kazanç,

III. Tasfiye döneminde 50.000 TL Zarar,

Son tasfiye döneminde ise 25.000 TL Zarar,

bildirmiştir.

Bu beyanlara göre ilk iki dönemde (4.000 + 30.000 =) 34.000 TL kurumlar vergisi ödenmiştir.

Oysa tasfiyenin kesin ve nihai sonucuna göre kâr; [(20.000 + 150.000) – (50.000 + 25.000) =] 95.000.- YTL’dir. Bu matrah üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisi ise 19.000.- YTL olacaktır.

Bu durumda (34.000 – 19.000 =) 15.000.- YTL kuruma iade olunacaktır.

17.1.2. Tasfiyede zamanaşımı

Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği dönemi izleyen yıldan başlar.

Örnek 4:

11/2/2002 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiyenin 4/6/2006 tarihinde sonuçlanmış olması halinde tarh zamanaşımı 1/1/2007 tarihinden itibaren başlar ve 31/12/2011 tarihine kadar 11/2/2002 – 4/6/2006 tarihlerini kapsayan tasfiye dönemleri için tarhiyat yapılabilir.

17.2. Tasfiyeden vazgeçilmesi

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Bu durumda tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı tasfiye döneminin başından itibaren geçerli olacak, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçecektir.

Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri de tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlayacaktır.

Örnek 5:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi : 14/2/2006

Tasfiyeden vazgeçme tarihi : 15/4/2008

I.Tasfiye dönemi :14/2/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi: 1/1/2007-31/12/2007

Normal beyan dönemi: 1/1/2008-31/12/2008

Örnekten de anlaşılacağı üzere, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihin içinde bulunduğu yıl başı itibarıyla normal beyan dönemine geçilmekte ve söz konusu tasfiyeden vazgeçme kararına ilişkin tarihin (15/4/2008) içinde bulunduğu üç aylık geçici vergi döneminin başından (1/4/2008) itibaren geçici vergi yükümlülüğü başlamaktadır.

17.3. Tasfiye beyannameleri

Tasfiye beyannamesi, tasfiyenin aynı takvim yılı içinde başlayıp sonuçlanması halinde, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Tasfiyeye giriş tarihi ile tasfiyenin sonuçlanma tarihinin farklı takvim yıllarında gerçekleşmesi durumunda, her bir tasfiye dönemine ilişkin tasfiye beyannamesi, tasfiye memuru tarafından tasfiye döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.Tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Örnek 6:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi: 4/6/2006

Tasfiyenin sonuçlandığı tarih:15/4/2008

Kıst dönem için beyanname verme süresi (1/1/2006 – 3/6/2006): 1-25/10/2006

I.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (4/6/2006– 31/12/2006):  1-25/4/2007

II.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2007–31/12/2007) :  1-25/4/2008

III. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2008–15/4/2008): 15/5/2008

Bu şekilde verilecek olan beyannamelere, bilanço ve gelir tablosu ile tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralar ve diğer değerlerin ayrıntılı bir listesi de eklenecektir.

17.4. Tasfiye kârı

Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır. Tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.

Tasfiye kârı hesaplanırken;

– Ortaklar veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,

– Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazanç ve iratlar da tasfiye döneminin başındaki servet değerine

eklenecektir.

Bununla birlikte, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecektir.

Ayrıca, tasfiye kârının hesaplanması sırasında, Kanunun indirilecek giderler, zarar mahsubu, diğer indirimler ve kabul edilmeyen indirimlerle ilgili madde hükümleri de dikkate alınacaktır.

Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler, ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir.

17.5. Servet değeri

Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde; izleyen tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilançosunda görülen servet değeridir.

Aşağıda belirtilenler dışında kalan her çeşit karşılıklar ile dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dahildir:

– Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik karşılıkları,

– Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı.

17.6. Tasfiye memurlarının sorumluluğu

Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Yukarıda belirtilen vergiler ile tasfiye işleminin incelenmesi sonucu tarh edilecek vergilerin asılları ve zamları, tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan aranacağı gibi tasfiye sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan ortaklardan da aranabilecektir. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmayacaktır.

Tasfiye memurları, Kanunun 17 nci maddesi gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiye sırasında kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara rücu edebilirler. Ortakların aldığı bu değerlerin vergileri karşılamaya yetmemesi durumunda ise İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun oranlar dahilinde aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacakları tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara da rücu edebileceklerdir.

17.7. Tasfiye işlemlerinin incelenmesi

Tasfiye işlemlerinin incelenmesi talebini içeren dilekçenin vergi dairesine verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanacak, vergi incelemesinin bitmesini takip eden otuz gün içinde de vergi dairesi, söz konusu vergi incelemesinin sonucunu tasfiye memurlarına bildireceklerdir. Buna göre, kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının Kanunun 17 nci maddesine göre varolan sorumlulukları devam edecektir.

Maliye Bakanlığı; mükelleflerin hukuki statülerini, faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmamaya yetkilidir.

(4 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 2. maddesiyle eklenen bölüm)

17.8. Tasfiye edilerek ticaret sicilinde tüzel kişiliği sona eren kurumlar vergisi mükellefleri hakkında yapılacak tarhiyatlar 

15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişik bölüm:RG-25/05/2018-30431) 5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 7103 sayılı Kanunun 74 üncü maddesiyle 27/3/2018 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Yine 7103 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, 27/3/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesine beşinci fıkra eklenmiş olup söz konusu fıkrada, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükellefler hakkında, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan kurumlar vergisi mükellefleriyle ilgili, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak 27/3/2018 tarihinden sonra yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.(*)

(*)15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmeden önceki hali:

(Ek:RG-13/8/2009-27318)

5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesine eklenen dokuzuncu fıkra uyarınca, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacaktır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacaklardır. Tasfiye dönemi için tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tasfiye artığı tutarıyla sınırlı olacaktır.

Anılan hüküm, maddenin yürürlüğe girdiği 3/7/2009 tarihinden itibaren konu ile ilgili olarak yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanacaktır. 


Tasfiyeden dönülme halinde yapılması gerekenler hakkında özelde

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

27575268-105[221-2016-410]-416924

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hk.

25.10.2018

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin 6/4/2016 tarihinde tasfiye kararı aldığı, 2/8/2016 tarihinde 1/1/2016-5/4.2016 dönemine ilişkin tasfiye öncesi kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesini verdiği, 6/4/2016-28/8/2016 tarihleri arasında tasfiye sürecinin devam ettiği, ancak yeniden faaliyete devam edilmesi amacıyla 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçme kararı alındığı, 2016 yılı normal faaliyetinizde kullanılmak üzere 2015/Aralık ayında yevmiye ve envanterdefterlerinin tasdik ettirildiği, ayrıca tasfiye kararı alınınca tasfiye dönemi için de defterlerin tasdik ettirildiğinden bahisle;

– Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer…” hükmü gereği, tasfiyeden vazgeçme kararı takvim yılı başından (1/1/2016) itibaren geçerli kabul edilirse tasfiye öncesi kıst dönem (1/1/2016-5/4/2016) için verilen kurumlar vergisi beyannamesinin vergilendirme bakımından nasıl değerlendirileceği,

– Şirketinizin 2016 mali yılının, tasfiye öncesi dönem (1/1/2016-5/4/2016), tasfiye dönemi (6/4/2016- 28/8/2016) ve tasfiyeden vazgeçildikten sonraki dönem (29/8/2016-31/12/2016) olmak üzere üç dönem olarak kabul edilmesi halinde, bu üç dönemde hangi resmi defterlerin (tasfiye dönemi öncesi tasdik ettirilenleri mi, yoksa tasfiye kararı sonrası tasdik ettirilenleri mi) kullanılması gerektiği hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;

“(1) Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumlarm vergilendirilmesinde

hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.

a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.

d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başındanitibaren başlar.”

hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter tutacaklar” başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, “Hesap dönemi” başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu ve yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresinin hesap dönemi sayılacağı hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde ise tasdike tabi defterler belirtilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221 inci maddesinde, “Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

1.Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

2.Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;

3.Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;

4.Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 222 nci maddesinde ise, “Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

Bu bağlamda, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, 213 sayılı Kanun uygulamasında her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

1- Şirketiniz tarafından 6/4/2016 tarihinde girilen tasfiyeden 29/8/2016 tarihinde vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilecektir. Dolayısıyla şirketiniz tarafından 6/4/2016-31/12/2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar verileceği tabiidir.

2- 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilmesi nedeniyle, 6/4/2016-31/12/2016 dönemi için ilk tasfiye dönemine ilişkin tasdik ettirilmiş defterlerin kullanılmaya devam olunması gerekmektedir.



Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiyeye-giren-sirket-icin-hangi-beyannameler-verilmelidir/feed/ 0
Pişmanlıkla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler için tecil ve taksitlendirme yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/pismanlikla-verilen-beyannameler-uzerine-tahakkuk-eden-vergiler-icin-tecil-ve-taksitlendirme-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/pismanlikla-verilen-beyannameler-uzerine-tahakkuk-eden-vergiler-icin-tecil-ve-taksitlendirme-yapilabilir-mi/#respond Fri, 26 Jan 2024 05:02:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148915 Uzlaşılan vergiler ile pişmanlıkla beyan edilen veya ceza indirimi talep edilen tutarlar için tecil ve taksitlendirme talep edilebilir mi?

Tarhiyat öncesi veya tarhiyat sonrası uzlaşma yoluyla tahakkuk eden vergi ve cezalar için zor durum nedeniyle tecil ve taksitlendirme talep edilebilir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371. maddesine göre pişmanlıkla beyan edilen tutarlar ile aynı Kanunun 376. maddesine göre ceza indiriminden yararlanılmak suretiyle ödeme yapılmasının talep edildiği durumlarda, bu hükümlerden yararlanma şartı ödemenin belli zamanlarda yapılmasına bağlandığından, taksitlendirme yapılması mümkün bulunmamaktadır.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/pismanlikla-verilen-beyannameler-uzerine-tahakkuk-eden-vergiler-icin-tecil-ve-taksitlendirme-yapilabilir-mi/feed/ 0
Devir gelen mükellefin haziran ayı gelir ve giderleri bildirilmemiş. Bu durumda haziran ayına düzeltme de her ikisini de bildirmek gerekir mi? https://www.muhasebenews.com/devir-gelen-mukellefin-haziran-ayi-gelir-ve-giderleri-bildirilmemis-bu-durumda-haziran-ayina-duzeltme-de-her-ikisini-de-bildirmek-gerekir-mi/ https://www.muhasebenews.com/devir-gelen-mukellefin-haziran-ayi-gelir-ve-giderleri-bildirilmemis-bu-durumda-haziran-ayina-duzeltme-de-her-ikisini-de-bildirmek-gerekir-mi/#respond Wed, 15 Nov 2023 10:53:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147490 Devir gelen mükellefin Haziran ayı gelir ve giderleri bildirilmemiş. Bu durumda haziran ayına düzeltme de her ikisini de bildirmek gerekir mi?

Bildirilmeyen tüm beyannameler, düzenlenip yeni meslek mensubu tarafından VUK pişmanlık hükümleri uyarınca verilebilir

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/devir-gelen-mukellefin-haziran-ayi-gelir-ve-giderleri-bildirilmemis-bu-durumda-haziran-ayina-duzeltme-de-her-ikisini-de-bildirmek-gerekir-mi/feed/ 0
Pişmanlıkla Verilen Beyannameler İçin Usulsüzlük Cezası Düzenlenir Mi? https://www.muhasebenews.com/pismanlikla-verilen-beyannameler-icin-usulsuzluk-cezasi-duzenlenir-mi/ https://www.muhasebenews.com/pismanlikla-verilen-beyannameler-icin-usulsuzluk-cezasi-duzenlenir-mi/#respond Thu, 17 Aug 2023 00:00:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145481 Geri dönük giriş yapacağız, geri dönük 4 adet muhtasar düzeltilmesi gerekmektedir. Muhtasar beyannamesi düzeltmesi kaçıncı derece usulsüzlük cezası sayılır ve 2023 yılı güncel olarak cezası nedir?

Muhtasar beyanname VUK 371. maddeye göre düzeltme yapılır. Yapılacak düzeltme beyannamesinde ödenecek vergiye Pişmanlık zammı hesaplanır. Usulsüzlük cezası kesilmez.


VUK

Pişmanlık ve Islah
Madde 371

(Değişik: 23/1/2008 – 5728/281 md.) Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmez.

1. Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından her hangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.).

2. Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde (7338 sayılı kanunun 42 nci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 26.10.2021)haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türüne ilişkin bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın ve ilgili olduğu vergi türünün(*) takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması.

3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde tevdi olunması.

4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi.

5. Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi.

Bu madde hükümleri, emlak vergisi ile ilgili olarak uygulanmaz.

(7338 sayılı kanunun 42 nci maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)Hazine ve Maliye Bakanlığı maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

(*) Değişmeden önceki şekli: her hangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/pismanlikla-verilen-beyannameler-icin-usulsuzluk-cezasi-duzenlenir-mi/feed/ 0
Matrah ve vergi artırımına ilişkin beyannameler BDP Beyanname Düzenleme Programında Yüklenmiştir https://www.muhasebenews.com/matrah-ve-vergi-artirimina-iliskin-beyannameler-bdp-beyanname-duzenleme-programinda-yuklenmistir/ https://www.muhasebenews.com/matrah-ve-vergi-artirimina-iliskin-beyannameler-bdp-beyanname-duzenleme-programinda-yuklenmistir/#respond Tue, 11 Apr 2023 07:27:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141543

MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI BEYANNAMELERİ GİB BEYANNAME DÜZENLEME PROGRAMINA YÜKLENMİŞTİR

1)- MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI BEYANNAMELERİ

7440 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Yatırım İndirimi, Gelir ve Kurum Stopajları ile Katma Değer Vergisi yönünden matrah ve vergi artırımına ilişkinbeyannameler Beyanname Düzenleme Programında Yeni (Matrah Artırımı) menüsüne eklenmiştir.

2)- 7440 SAYILI KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNİN 10 UNCU FIKRASI KAPSAMINDA VERİLECEK BEYANNAMELERE İLİŞKİN GİB DUYURUSU

Bilindiği üzere, 7440 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin 10 uncu fıkrasında; “(10) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak;

a) 213 sayılı Kanunun;

1) 371 inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,

2) 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden veya 370 inci maddesi kapsamında verilen beyannameler (370 inci madde kapsamında bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla otuz günlük beyanname verme süresi geçmemiş olanlar ile bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde yapılan tebligatlar üzerine verilmesi gereken beyannameler bu süre içinde verilerek bu Kanun hükümlerinden yararlanılabilir.) üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi ve zam yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar YİÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla gecikme faizi, zam ve vergi cezalarının tamamının,
… tahsilinden vazgeçilir.” hükmü yer almaktadır.

Anılan hüküm gereğince 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 370 inci maddesi kapsamında, 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihi olan 12.03.2023 tarihi itibarıyla otuz günlük beyanname verme süresi geçmemiş ya da 31.05.2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yapılan tebligatlar üzerine verilecek olan beyannameler için 31.05.2023 tarihine kadar 7440 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin 10 uncu fıkrası kapsamında Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir.

Buna göre; 12.03.2023 tarihi itibariyle izaha davet yazısı tebliğ edilmiş, izahta bulunulmuş ancak izah değerlendirme yazısı kendisine tebliğ edilmemiş mükellefler, izah değerlendirme yazısı kendisine  iletilmiş olup bu yazı ile kendisine tanınan 30 günlük süre 12.03.2023 tarihi itibariyle geçmemiş olan mükellefler ve 12.03.2023 – 31.05.2023 tarihleri arasında izaha davet yazısı veya izah değerlendirme yazısı kendisine tebliğ olunan mükellefler 31.05.2023 (213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerde bu halin, başvuru süresince devam etmesi durumunda, bu yerlerdeki mükellefler için mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar) tarihine kadar izaha davet kapsamında beyanname verebilirler.

Buna istinaden, 7440 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin 10 uncu fıkrası kapsamında pişmanlıkla veya kanuni süresinden sonra kendiliğinden verilecek beyannameler 10.04.2023 tarihi itibariyle eBeyanname sisteminden alınmaya başlanmıştır.

Ancak söz konusu hükümden yararlanmak için, “Özel Onay” seçeneğinden “PIS” ile “7440”
seçenekleri, “KSS” ile “7440” seçenekleri veya “İzah” ile “7440” seçenekleri birlikte seçilmelidir.

Sadece “PIS”, sadece “KSS” veya sadece “İZAH” seçilerek onay verilmesi durumunda beyanname 7440 sayılı Kanun kapsamında kabul edilmemekte, dolayısıyla ödeme planı oluşmamaktadır.

Kamuoyuna duyurulur.

 

 


Kaynak: İSMMMO Duyuru
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/matrah-ve-vergi-artirimina-iliskin-beyannameler-bdp-beyanname-duzenleme-programinda-yuklenmistir/feed/ 0
Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdikine ilişkin açıklamalar https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdikine-iliskin-aciklamalar/ https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdikine-iliskin-aciklamalar/#respond Wed, 16 Nov 2022 11:45:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134570 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

27575268-105[221-2016-410]-416924

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hakkında Özelge

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin 6/4/2016 tarihinde tasfiye kararı aldığı, 2/8/2016 tarihinde 1/1/2016-5/4.2016 dönemine ilişkin tasfiye öncesi kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesini verdiği, 6/4/2016-28/8/2016 tarihleri arasında tasfiye sürecinin devam ettiği, ancak yeniden faaliyete devam edilmesi amacıyla 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçme kararı alındığı, 2016 yılı normal faaliyetinizde kullanılmak üzere 2015/Aralık ayında yevmiye ve envanterdefterlerinin tasdik ettirildiği, ayrıca tasfiye kararı alınınca tasfiye dönemi için de defterlerin tasdik ettirildiğinden bahisle;

– Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer…” hükmü gereği, tasfiyeden vazgeçme kararı takvim yılı başından (1/1/2016) itibaren geçerli kabul edilirse tasfiye öncesi kıst dönem (1/1/2016-5/4/2016) için verilen kurumlar vergisi beyannamesinin vergilendirme bakımından nasıl değerlendirileceği,

– Şirketinizin 2016 mali yılının, tasfiye öncesi dönem (1/1/2016-5/4/2016), tasfiye dönemi (6/4/2016- 28/8/2016) ve tasfiyeden vazgeçildikten sonraki dönem (29/8/2016-31/12/2016) olmak üzere üç dönem olarak kabul edilmesi halinde, bu üç dönemde hangi resmi defterlerin (tasfiye dönemi öncesi tasdik ettirilenleri mi, yoksa tasfiye kararı sonrası tasdik ettirilenleri mi) kullanılması gerektiği hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;

“(1) Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumlarm vergilendirilmesinde

hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.

a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.

d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başındanitibaren başlar.”

hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter tutacaklar” başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, “Hesap dönemi” başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu ve yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresinin hesap dönemi sayılacağı hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde ise tasdike tabi defterler belirtilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221 inci maddesinde, “Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

1. Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

2. Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;

3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;

4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 222 nci maddesinde ise, “Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

Bu bağlamda, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, 213 sayılı Kanun uygulamasında her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

1- Şirketiniz tarafından 6/4/2016 tarihinde girilen tasfiyeden 29/8/2016 tarihinde vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilecektir. Dolayısıyla şirketiniz tarafından 6/4/2016-31/12/2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar verileceği tabiidir.

2- 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilmesi nedeniyle, 6/4/2016-31/12/2016 dönemi için ilk tasfiye dönemine ilişkin tasdik ettirilmiş defterlerin kullanılmaya devam olunması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdikine-iliskin-aciklamalar/feed/ 0
Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hakkında açıklama https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdiki-hakkinda-aciklama/ https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdiki-hakkinda-aciklama/#respond Tue, 08 Nov 2022 11:48:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134296 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

27575268-105[221-2016-410]-416924

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hk.

25.10.2018

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin 6/4/2016 tarihinde tasfiye kararı aldığı, 2/8/2016 tarihinde 1/1/2016-5/4.2016 dönemine ilişkin tasfiye öncesi kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesini verdiği, 6/4/2016-28/8/2016 tarihleri arasında tasfiye sürecinin devam ettiği, ancak yeniden faaliyete devam edilmesi amacıyla 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçme kararı alındığı, 2016 yılı normal faaliyetinizde kullanılmak üzere 2015/Aralık ayında yevmiye ve envanterdefterlerinin tasdik ettirildiği, ayrıca tasfiye kararı alınınca tasfiye dönemi için de defterlerin tasdik ettirildiğinden bahisle;

– Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer…” hükmü gereği, tasfiyeden vazgeçme kararı takvim yılı başından (1/1/2016) itibaren geçerli kabul edilirse tasfiye öncesi kıst dönem (1/1/2016-5/4/2016) için verilen kurumlar vergisi beyannamesinin vergilendirme bakımından nasıl değerlendirileceği,

– Şirketinizin 2016 mali yılının, tasfiye öncesi dönem (1/1/2016-5/4/2016), tasfiye dönemi (6/4/2016- 28/8/2016) ve tasfiyeden vazgeçildikten sonraki dönem (29/8/2016-31/12/2016) olmak üzere üç dönem olarak kabul edilmesi halinde, bu üç dönemde hangi resmi defterlerin (tasfiye dönemi öncesi tasdik ettirilenleri mi, yoksa tasfiye kararı sonrası tasdik ettirilenleri mi) kullanılması gerektiği hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;

“(1) Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumlarm vergilendirilmesinde

hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.

a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.

d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başındanitibaren başlar.”

hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter tutacaklar” başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, “Hesap dönemi” başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu ve yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresinin hesap dönemi sayılacağı hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde ise tasdike tabi defterler belirtilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221 inci maddesinde, “Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

1. Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

2. Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;

3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;

4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 222 nci maddesinde ise, “Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

Bu bağlamda, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, 213 sayılı Kanun uygulamasında her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu bulunmaktadır.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;

1- Şirketiniz tarafından 6/4/2016 tarihinde girilen tasfiyeden 29/8/2016 tarihinde vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilecektir. Dolayısıyla şirketiniz tarafından 6/4/2016-31/12/2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar verileceği tabiidir.

2- 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilmesi nedeniyle, 6/4/2016-31/12/2016 dönemi için ilk tasfiye dönemine ilişkin tasdik ettirilmiş defterlerin kullanılmaya devam olunması gerekmektedir.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecilmesi-halinde-verilecek-beyannameler-ve-defter-tasdiki-hakkinda-aciklama/feed/ 0
Vefat eden işletme sahibinin varisleri işe devam edebilir mi? https://www.muhasebenews.com/vefat-eden-isletme-sahibinin-varisleri-ise-devam-edebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/vefat-eden-isletme-sahibinin-varisleri-ise-devam-edebilir-mi/#respond Sun, 09 Oct 2022 01:17:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132707 Bilanço Usulüne tabi mükellefimiz 11/08/2022 tarihinde vefat etti. Kanuni süresi içerisinde verilmesi gereken beyannameler verilmiş olup 2022 yılına ait yevmiye defteri kapanış tasdiki ne zaman olacaktır?

Vefat tarihinden itibaren 6 ay içinde kapanış onayı yaptırılacaktır.


Şahıs firması sahibi 19/09/2021 tarihinde vefat etmiştir. İşyerini eşi çalıştırmak istiyor. Mirasçılık belgesi ile müracaat edip eşi üzerine tescil yaptırmak için nasıl bir yol izlemeliyiz? 

Vefat eden mükellefin mirasçısı olan eş VD müracaat edecek, mükellefiyet tesisi ettirecektir. Mükellefiyet ile birlik de Yeni defter ve belge tasdik ettirilecek ticari faaliyete başlayacaktır.

Vefat eden mükellefin 01/01/2021-19/08/2021 tarihleri arsasındaki KIST dönem GV beyannamesi 4 ay içinde verilecektir.

Ayrıca Varisler 4 ay içinde Veraset ve intikal Vergisi beyannamesi verecektir. Diğer bürokratik işlemler için VD den bilgi alınız.


Özelge: Ölüm Halinde Varislerin İşletmeyi Devralmasında Mükellefiyet KDV ve Demirbaşların Değerlemesi hk.

T.C.

YALOVA VALİLİĞİ

Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

 

   
Sayı : B.07.4.DEF.0.77.10.00-KDV-2 03/02/2012
Konu : Ölüm Halinde Varislerin İşletmeyi Devralmasında Mükellefiyet KDV ve Demirbaşların Değerlemesi  

 

         İlgide kayıtlı dilekçenizin tetkikinde, Yalova Vergi Dairesi Müdürlüğünün …vergi numarasında kayıtlı mükellefi olarak varisi olduğunuz …’in ölüm tarihi itibariyle varisler tarafından işletmenin kapanışının yapıldığı; dört tane varisten üçünün  muvafakat vererek bir varisin 7 gün sonra mükellefiyet kurarak işletmenin faaliyetini devraldığı; 7 gün içinde varisler tarafından herhangi bir satış yapılmadığı belirtilerek muristen intikal eden ticari mallar, demirbaşlar ve taşıtlar gibi iktisadi kıymetlerin  ne şekilde  devir alınacağı; sonraki döneme devreden katma değer vergisinin (KDV) devralan varise nasıl intikal edeceği; fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği; söz konusu malların ne şekilde değerleneceği ve diğer varislerin değer artış kazancı yönünden vergi­lendirilip vergilendirilmeyeceği konularında Defterdarlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

         1- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

         Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesinde işi bırakmanın bildirilmesine ilişkin hükümlere yer verilmiş, aynı Kanunun 164 üncü maddesinde de, ölümün işi bırakma hükmünde olduğu ve mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından bu durumun vergi dairesine bildirileceği hüküm altına alınmıştır.

         Konuyla ilgili yayımlanan 2001/1 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde de, ölüm tarihi itibariyle murisin mükellefiyetinin düşerek işe devam eden mirasçıların mükellefiyetinin başladığı, murisin ölümünden itibaren mirasçıların aynı işe aralıksız devam etmeleri halinde, ölüm tarihinin muris için işi bırakma, mirasçıları için ise işe başlama olarak kabul edilmesi, işe devam edecek olan mirasçıların ölüm tarihini takip eden 1 ay içinde bildirimde bulunmaları durumunda bildirimin zamanında yapıldığının kabul edilmesi ve mirasçıların mükellefiyetlerinin murisin ölüm tarihinden itibaren tesis edilmesi gerektiği ile murisin mevcut defter ve belgelerinin ölüm tarihini içeren hesap dönemi sonuna kadar işe devam eden mirasçılar tarafından kullanılmasının uygun görüldüğü açıklanmıştır.

         Bu açıklamalar uyarınca, murisin ölüm tarihinden itibaren işe devam edecek olan mirasçı ya da mirasçıları tarafından, ölüm tarihini takip eden 1 ay içinde ilgili vergi dairesine bildirimde bulunmaları, sahibinin ölümüyle mirasçılara intikal eden işletmenin faaliyetine mirasçılardan bir ya da birkaçı tarafından devam edilmesi halinde sadece faaliyette bulunan mirasçılar için ticari kazanç bakımından mükellefiyet tesisi yapılması gerekmektedir.

         Bu durumda, faaliyette bulunmayan diğer mirasçıların kendilerine intikal eden ortaklık hisselerini diğer mirasçılara ya da başka kimselere satmak suretiyle elden çıkarmalarından doğan kazancın ise değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

         Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika olduğu hüküm altına alınmıştır.

         Aynı Kanunun 232 inci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.

         Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, fatura yapılan iş veya satılan emtia karşılığında düzenlenen ve işi yapan veya emtiayı satan tüccar tarafından müşteriye verilen bir ticari vesikadır.

         Buna göre, muris adına basılı faturaların hesap dönemi sonuna kadar kullanılacağı göz önünde bulundurularak mükellefiyet kaydı yapılan mirasçı tarafından, işletmeye dahil ticari mal, demirbaş ve taşıtlar gibi iktisadi kıymetlerin kayıtlı değerleriyle aynen devir alınırken murise ait fatura ile tevsiki gerekmektedir.

         2-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

         193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 81/1 inci maddesinin 1 numaralı bendinde “Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde kanuni mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar tarafından işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin kayıtlı değeriyle (bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde) aynen devir alınması” halinde değer artış kazancının hesaplanmayacağı ve vergilendirme yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.

         Bu hükme göre, ölen kişinin varislerinin, işletmeye dahil iktisadi kıymetleri kayıtlı değerleriyle aynen devir almaları ve işletmenin faaliyetine devam etmeleri durumunda, bu devir işleminde değer artış kazancı hesaplanmayacaktır.

         Öte yandan, muristen intikal eden ticari işletmenin faaliyetine mirasçılardan bir veya birkaçı tarafından devam edilmesi halinde, murisin ölüm tarihi ile varislerden biri veya birkaçının mükellefiyet tesis ettirdiği tarih arasındaki dönemde mirasçılarca faaliyette bulunulmuş ise, mirasçıların adi ortaklık halinde faaliyet gösterdiğinin kabul edilmesi gerekir.

         Bu durumda, adi ortaklık halinde faaliyet gösterilmekte iken bir kısım mirasçıların ortaklıktaki hisselerini diğer varislere veya başka şahıslara devretmeleri halinde, elde edilecek kazancın değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerekir.

         3- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

         3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

         – 1/1 inci maddesinde ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu;

         – 17/4-c maddesinde Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen işlemler ile Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemlerinin KDV’den istisna olduğu;

         hüküm altına alınmıştır.

         Buna göre, ölen kişinin varislerinin, işletmeye dahil iktisadi kıymetleri kayıtlı değerleriyle aynen devir almaları işlemi KDV Kanununun 17/4-c maddesine göre KDV den istisna olacaktır.

         Öte yandan, 25 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinin (C) bölümünde adi ortaklıklarda, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmayan hisse devri işlemlerinin KDV ye tabi olmayacağı, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuran devir işlemlerinde ise vergi uygulanacağı; hisse devri işlemleri adi ortaklığın sona ermesi sonucunudoğuruyor veya ortaklık, ortakların kararı ile fesh ediliyorsa, bu devir işlemlerine vergi uygulanması gerektiği açıklanmıştır.

         Bu durumda, dört tane varisten üçünün muvafakat vererek bir varisin işletmenin faaliyetinin devralması adi ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuran bir devir işlemi olduğundan bu devir işleminde devralan ortağın kendi hisseleri ile satın aldıkları hisseler dikkate alınmaksızın, ortaklıkça, devralan ortağa teslim edilen toplam mal bedeli üzerinden KDV hesaplanacaktır. Ortaklık tarafından düzenlenecek olan faturada ayrıca gösterilecek olan bu vergi ilgili dönem işlemleri ile birlikte adi ortaklığın son beyannamesine dahil edilerek beyan edilecek, devralan ortak tarafından ise genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılabilecektir.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/vefat-eden-isletme-sahibinin-varisleri-ise-devam-edebilir-mi/feed/ 0
A.Ş.’ler işlem olmayan aylarda damga vergisi beyannamesi vermek zorunda mıdır? https://www.muhasebenews.com/a-s-ler-islem-olmayan-aylarda-damga-vergisi-beyannamesi-vermek-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/a-s-ler-islem-olmayan-aylarda-damga-vergisi-beyannamesi-vermek-zorunda-midir/#respond Thu, 29 Sep 2022 02:12:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132274 E Beyanname sistemi Mesajlar kısmında Önceki ay verilmeyen beyannameler kısmında sürekli damga vergisi mükellefiyeti kapsamında olan mükellefler için beyan verilmedi uyarısı gördüm. Beyan edilecek damga vergisi olmayan aylar için beyan verme zorunluluğu yoktu, bu durum değişti mi?

DV nin beyanında değişiklik olmamıştır.


Kira sözleşmesine istinaden damga vergisi doğar mı? Doğması durumunda damga vergisi nereye ödenecektir? 

Kira sözleşmeleri sözleşme süresine göre kira bedeli üzerinden nispi (2022 yılı için binde 1,89) damga vergisine tabi tutulur. Bu kağıtlara ilişkin damga vergisi kağıdı imzalayanların sürekli damga vergisi mükellefi olması halinde Damga Vergisi Kanununun 22/a maddesi uyarınca ertesi ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve yirmialtıncı günü akşamına kadar ödenir. Sözleşmeyi düzenleyenlerin sürekli mükellefiyeti olmaması halinde ise sözleşmenin düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve aynı süre içinde ödenir.

Damga vergisine tabi kağıtları imzalayanların damga vergisi açısından müteselsil sorumluluğu vardır. Bu nedenle kağıdı düzenleyen taraflardan birinin vergiyi ödemesi yeterlidir.
Gelir vergisinden muaf esnaf, muaf serbest meslek erbabı ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından işyeri olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri ile dernek ve vakıflarca yerleşim yeri, gerçek kişilerce mesken olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri damga vergisinden istisnadır.

Ancak, 9/8/2016 tarihinden önce düzenlenen istisna kapsamındaki kira sözleşmelerinin ayrıca kiracı ve kiralayan yanında “adi kefil” veya “müteselsil kefil”, “müşterek borçlu ve müteselsil kefil” olarak kefil imzasını içermesi halinde, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-3 fıkrası uyarınca kefalet şerhi üzerinden düzenlenme tarihi itibarıyla nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 29/c-7 ve c-8. maddeleriyle; 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (31) ve (32) numaralı fıkralarında yer alan “kira mukavelenameleri.” ibareleri “kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar.” şeklinde değiştirildiğinden, 6728 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 9/8/2016 tarihinden itibaren damga vergisinden istisna olan söz konusu kira sözleşmelerinden, bu sözleşmelerdeki kefalet şerhleri ve teminat taahhütleri nedeniyle de damga vergisi alınmayacaktır.

Kira sözleşmelerinde kefalet durumu olması halinde Damga Vergisi ne şekilde hesaplanır?

Bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınır. Kira sözleşmesinde adi kefalet olması halinde kefalet işlemi için nispi (2022 yılı için binde 9,48 oranında), kiralama işlemi için nispi (2022 yılı için binde 1,89 oranında) ayrı ayrı damga vergisi hesaplanması gerekmektedir.

Bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır. Kira sözleşmesinin müteselsil kefalet durumunu da içermesi halinde, söz konusu sözleşmenin en yüksek vergi alınmasını gerektiren kefalet işlemi üzerinden nispi (2022 yılı için binde 9,48 oranında) damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Kira sözleşmesinin süresinin uzatılmasında damga vergisi uygulaması nasıldır?

Kira sözleşmesinin süresinin, süre uzatımına ilişkin yazılı bir karar/olur alınmaksızın veya yeni bir sözleşme düzenlenmeksizin veyahut mevcut sözleşmeye bu hususa ilişkin ayrıca bir şerh konulmaksızın otomatik olarak uzaması halinde, damga vergisine tabi bir kağıt bulunmadığından, uzatılan süre için damga vergisi aranılmayacaktır.

Ancak, söz konusu sözleşmeye süre uzatımına ilişkin şerh konulması veya bu konuda bir karar/olur alınması veyahut süre uzatımına dair ilk kağıda atıf yapan yeni bir kağıt düzenlenmesi halinde, sözleşme değişikliğine ilişkin bu kağıdın/şerhin, uzatılan süre ve kira bedeli esas alınmak suretiyle hesaplanacak matrah üzerinden Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun I/A-2 fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Konut kira sözleşmesine istinaden damga vergisi doğar mı?

İktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin gerçek kişilerce mesken olarak kiralanması durumunda buna ilişkin olarak düzenlenen kira sözleşmeleri damga vergisinden istisnadır.
Ancak, 9/8/2016 tarihinden önce düzenlenen istisna kapsamındaki kira sözleşmelerinin ayrıca kiracı ve kiralayan yanında “adi kefil” veya “müteselsil kefil”, “müşterek borçlu ve müteselsil kefil” olarak kefil imzasını içermesi halinde, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-3 fıkrası uyarınca kefalet şerhi üzerinden düzenlenme tarihi itibarıyla nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmekteydi.

Diğer taraftan, 6728 sayılı Kanunun 29/c-7 maddesi ile 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (31) numaralı fıkrasında yer alan “kira mukavelenameleri.” ibareleri “kira mukavelenameleri ile bu mukavelenameler üzerine konulacak kefalet şerhleri ve teminatlar.” şeklinde değiştirildiğinden 6728 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 9/8/2016 tarihinden itibaren damga vergisinden istisna olan söz konusu kira sözleşmelerinden, bu sözleşmelerdeki kefalet şerhleri ve teminat taahhütleri nedeniyle de damga vergisi alınmayacaktır.

Ücret ödemelerinde damga vergisi kesintisi yapılmakta mıdır?

Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtlar nispi (2022 yılı için binde 7,59 oranında) damga vergisine tabidir.

Konut kapıcı ücretlerinden damga vergisi kesilir mi?

Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (34) numaralı fıkrasında, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır. Buna göre söz konusu istisna şartlarını taşıyan kapıcıların ücret ödemesine ilişkin olarak düzenlenen kağıtlardan damga vergisi aranmayacaktır.

Ücret avanslarından damga vergisi kesilmesi gerekir mi?

Ücret avanslarının ödenmesi sırasında düzenlenen kağıtların 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca nispi (2022 yılı için, binde 7,59 oranında) damga vergisine tabi tutulması, kati ödemeye ilişkin düzenlenen kağıdın ise, daha önce ödenen avansın mahsubunu da içerecek şekilde düzenlenmiş olması halinde kalan ödeme tutarı üzerinden aynı nispette damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Harcırah ödemelerinde damga vergisi kesintisi yapılmakta mıdır?

Harcırah ödemeleri sırasında düzenlenen kağıtların 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca nispi (2022 yılı için binde 7,59 oranında) damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Nüshalar damga vergisine tabi midir?

9/8/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6728 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, “Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtlardan, maktu vergiye tabi olanların her bir nüshası ayrı ayrı aynı miktarda; nispi vergiye tabi olanların ise sadece bir nüshası damga vergisine tabidir.” şeklinde değiştirilmiştir.

Kanunla yapılan düzenleme öncesinde, gerek nispi gerekse maktu damga vergisine tabi kağıtlar, nüsha sayısına göre ayrı ayrı aynı nispet ve miktarda damga vergisine tabi tutulmaktaydı.
Yapılan düzenleme uyarınca, damga vergisi yönünden vergiyi doğuran olayın ilgili maddenin yürürlük tarihinden (9/8/2016) itibaren gerçekleşmesi durumunda, birden fazla nüsha olarak düzenlenen nispi vergiye tabi kağıtlarda sadece tek nüsha üzerinden damga vergisi hesaplanacaktır.

Maktu damga vergisine tabi kağıtlarda ise her bir nüshadan ayrı ayrı aynı miktarda vergi alınması uygulamasına devam edilecektir.

Sözleşmelerde yer alan cezai şart taahhütleri damga vergisine tabi midir?

6728 sayılı Kanunun 24/b maddesiyle 488 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin sonuna, “Pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin müeyyidesi mahiyetinde olan taahhütlerden, başlı başına bir sözleşmeye konu olmadıkça damga vergisi alınmaz.” şeklinde fıkra eklenmiştir.
Buna göre, 6728 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 9/8/2016 tarihinden itibaren asıl akit ve işlemle birlikte aynı kağıtta yer verilen pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin yaptırımı olarak belirlenen taahhütlerden damga vergisi alınmayacak, damga vergisi asıl akit konusu işlem üzerinden alınacaktır. Ancak söz konusu taahhütler, ayrı bir kağıtta düzenlenmesi ve başlı başına bir sözleşmeye konu olması durumunda damga vergisine konu teşkil edecektir.

İhalenin iptal edilmesi durumunda ihale kararı için ödenen damga vergisi iade edilir mi?

6728 sayılı Kanunun 28/b maddesiyle 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “II.Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasına “(4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikayet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi halinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunur. Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.)” şeklinde parantez içi hüküm eklenmiş olup, düzenleme sonrası söz konusu fıkra aşağıdaki gibidir.

“İhale Kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları (4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikayet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi halinde, bu ihale kararının hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunur. Sözleşmenin düzenlenmiş olması durumunda sözleşmeye ilişkin damga vergisi ret ve iade edilmez.)”

Söz konusu fıkradaki düzenleme sonrasında, Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihale makamı olan kurum ve kuruluşlara şikayet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi nedeniyle, ihale kararının hükmünden kısmen veya tamamen yararlanılmayan kısmına ait damga vergisi ret ve iade edilecektir.

 Düzeltme beyannameleri damga vergisine tabi midir?

6728 sayılı Kanunun 28/c-1 maddesiyle 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kâğıtlar” başlıklı bölümünün “2.Beyannameler” başlıklı fıkrasının (b) bendine, “Vergi beyannameleri:” ibaresinden sonra gelmek üzere “((f) bendi dahil olmak üzere, beyanname verme süresi içerisinde düzeltme amacıyla verilen beyannameler hariç)” şeklinde parantez içi hüküm eklenmiştir.

Buna göre, kanuni süresinde düzeltme amacıyla verilen vergi beyannamelerinden damga vergisi alınmayacaktır.

Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yapılan işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlar damga vergisine tabi midir?

488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (43) numaralı fıkrası kapsamında;

1) Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yer alan yatırım mallarına ilişkin olarak Yatırım Teşvik Belgesi sahibi yatırımcılarla bu malların üreticileri ve tedarikçileri arasında düzenlenen kağıtlara,

2) Münhasıran yatırım döneminde Yatırım Teşvik Belgesi kapsamındaki yatırıma yönelik gayri maddi hakların kiralanması ve satın alınmasına ilişkin düzenlenen kağıtlara,

3) Yatırım Teşvik Belgesi kapsamındaki sabit kıymet yatırımlarının imal ve inşasına yönelik düzenlenen sözleşmeler, taahhütnameler, teminatlar ve bu mahiyetteki kağıtlara,

4) Yatırım Teşvik Belgesi kapsamındaki yatırımlara yönelik danışmanlık ve teknik müşavirlik hizmetlerine ilişkin düzenlenen kağıtlara,

damga vergisi istisnası uygulanacaktır.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/a-s-ler-islem-olmayan-aylarda-damga-vergisi-beyannamesi-vermek-zorunda-midir/feed/ 0
Süresinden sonra ilk defa verilecek beyannameler için özel usulsüzlük cezası kesilir mi? https://www.muhasebenews.com/suresinden-sonra-ilk-defa-verilecek-beyannameler-icin-ozel-usulsuzluk-cezasi-kesilir-mi-2/ https://www.muhasebenews.com/suresinden-sonra-ilk-defa-verilecek-beyannameler-icin-ozel-usulsuzluk-cezasi-kesilir-mi-2/#respond Mon, 04 Apr 2022 05:51:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120441 VUK 449’a istinaden geçmişe yönelik olarak 30/07/2021 tarihli mükellef tesis edildi. Temmuz- Aralık 2021 tarihleri arasındaki beyannameleri verirken oluşacak özel usulsüzlük cezalarının kesilmemesi için nasıl bir yol izlenmeleridir?

Beyanname ve Bildirimlerin Verilmesi Gerektiğine İlişkin Mükelleflere Yapılacak Bildirim: Geçmişe yönelik olarak mükellefiyet tesis edilen mükelleflerden beyannamelerini ve Form Ba ile Form Bs bildirimlerini elektronik ortamda göndermek zorunda olanlara, vergi dairesince; haklarında (vergi türleri de belirtilmek suretiyle) mükellefiyet tesis edildiği, 340 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(2) ve 15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde yer alan esaslar çerçevesinde beyanname ve bildirimlerini elektronik ortamda vermelerini sağlayacak işlemleri yerine getirmeleri için kendilerine 15 günlük süre verildiği hususu bir yazı ile tebliğ edilir. Mükellefe tebliğ edilen bu yazıda; a) Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içindeki tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin, sürelerinde ve duruma göre elden, posta vasıtasıyla veya elektronik ortamda verilmesi gerektiği, b) Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü, bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün geçtikten sonraki tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin ise sürelerinde, mutlaka elektronik ortamda verilmesi gerektiği, c) Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda haklarında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ceza hükümlerinin tatbik edileceği hususlarına da yer verilecektir. 4. Uygulanacak Cezalar: Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü, vergi dairesince yazılan yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içindeki tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin sürelerinde elden, posta vasıtasıyla veya elektronik ortamda verilmemesi durumunda, vergi dairesince Kanunun 352’nci maddesine göre usulsüzlük cezaları kesilecektir. 

Ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezasını gerektiren durumlarda Kanunun 336’ncı maddesine göre vergi ziyaı cezası ile usulsüzlük cezası karşılaştırılacak ve ağır olan ceza uygulanacaktır. Beyanname ve bildirim verme süresinin son günü, vergi dairesince yazılan yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün geçtikten sonraki tarihlere denk gelen beyanname ve bildirimlerin sürelerinde elektronik ortamda verilmemesi durumunda ise vergi dairesince Kanunun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası, ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle vergi ziyaı cezasını gerektiren durumlarda vergi ziyaı cezası kesilecektir. 

7338 SAYILI KANUN İLE YAPILAN YENİ DÜZENLEMEYE GÖRE; Özel usulsüzlük cezası tutarı 2021 için 5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin olarak uzlaşma talep edilebilir Tutar bu rakamın altında ise VUK 376. madde talep edilerek cezanın yarısı ödenir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/suresinden-sonra-ilk-defa-verilecek-beyannameler-icin-ozel-usulsuzluk-cezasi-kesilir-mi-2/feed/ 0