belediyeler – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 18 May 2024 10:08:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Hangi durumlarda emsal kira bedeli esası uygulanmaz? https://www.muhasebenews.com/hangi-durumlarda-emsal-kira-bedeli-esasi-uygulanmaz/ https://www.muhasebenews.com/hangi-durumlarda-emsal-kira-bedeli-esasi-uygulanmaz/#respond Sat, 18 May 2024 10:08:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=151419 Soru:

Aşağıdaki durumlardan hangisinde emsal kira bedeli esası uygulanmaz?

Cevap Seçenekleri:

A) Boş kalan gayrimenkullerin korunması amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması

B) Binaların mal sahiplerinin arkadaşlarının ikametine tahsis edilmesi

C) Mal sahibi ile birlikte akraba olmayan kiracıların aynı evde oturması

D) Özel şirketler tarafından yapılan kiralamalar

Doğru Cevap:

A) Boş kalan gayrimenkullerin korunması amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması


Hangi hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz?

– Boş kalan gayrimenkullerin korunması amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması,

– Binaların mal sahiplerinin çocuklarının, anne ve babalarının veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi. (Ancak, bu kimselerin her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmişse bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz),

– Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede oturması,

– Genel bütçeye dâhil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalar,

durumlarında emsal kira bedeli esası uygulanmaz.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hangi-durumlarda-emsal-kira-bedeli-esasi-uygulanmaz/feed/ 0
Riskli Yapı Şerhi Bulunan Taşınmazlarda Belediyeler Tarafından Talep Edilen Harç ve Ücretler Hk. https://www.muhasebenews.com/riskli-yapi-serhi-bulunan-tasinmazlarda-belediyeler-tarafindan-talep-edilen-harc-ve-ucretler-hk-%ef%bf%bc/ https://www.muhasebenews.com/riskli-yapi-serhi-bulunan-tasinmazlarda-belediyeler-tarafindan-talep-edilen-harc-ve-ucretler-hk-%ef%bf%bc/#respond Thu, 24 Mar 2022 09:15:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124619 Sayı: 46480499-140[2021/745]-55969

Tarih: 10/06/2021

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı:E-46480499-140[2021/745]-5596910.06.2021
Konu:Riskli yapı şerhi bulunan taşınmazlarda belediyeler tarafından talep edilen harç ve ücretler hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formlarınızın incelenmesinden, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No: … adresinde, … ada, … parselde kayıtlı bulunan binanın … tarihinde riskli yapı tespitinin yapıldığı, söz konusu binanın yıkılarak yerine yeni bina inşa edildiği, yeni inşa edilen bina için Karesi Belediyesince talep edilen yapı kullanma izin harcı, belge tanzim ücreti, çöp konteyner ücreti, vasıta ücreti, asansör muayene ve rapor harcı, kat irtifakı proje onay ücreti ve röperli kroki harçlarına 6306 sayılı Kanun kapsamında muafiyet uygulanıp uygulanmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun;

79 uncu maddesinde, “Belediyeler ve belediyelere bağlı müesseselerden istenecek her türlü kayıt suretleriyle gayrimenkullerle ilgili harita plan ve krokilerin suretleri, Kayıt ve Suret Harcına tabidir.”;

80 inci maddesinde, “İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur.

c) Proje tasdik işlemleri “Plan ve Proje Tasdik Harcına”,

f) Yapı kullanma izni verilmesi işleri “Yapı Kullanma İzni Harcına” tabidir.”;

97 nci maddesinde, “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediyeye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.”

hükümleri yer almaktadır.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesinde,

” …

(9) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan ve Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve dönüşüme konu yapıların inşası işini yüklenen müteahhit ile malik ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerinden birinin taraf olduğu;

a) Bu Kanun kapsamındaki taşınmazların dönüşüme tabi tutulmadan önce ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri ile bu Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların malik, işi yüklenen müteahhit ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerine ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,

b) Bu Kanun kapsamındaki bir yapıdan dolayı, bu Kanun kapsamındaki parsellerde veya alanlarda veya söz konusu parsel ve alanların dışındaki parsellerde yeni bir yapı yapılması ya da mevcut bir yapının satın alınması veya ipotek tesis edilmesi işlemleri,

c) Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların işi yüklenen müteahhit, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve bunların iştirakleri tarafından gerçekleştirilecek ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,

ile bu bentlerde belirtilen yapıların dönüşümüne ilişkin olarak Kanun uyarınca yapılacak diğer işlemler noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan ücret ve harçlardan, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden, bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, resmî dairelerin mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler sebebiyle düzenlenen kâğıtlar da dahil olmak üzere damga vergisinden, bu Kanun kapsamındaki yapıların maliklerine ve malik olmasalar bile bu yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak en az bir yıldır ikamet ettiği veya bunlarda işyeri bulunduğu tespit edilenlere bu amaçlarla kullandırılan krediler dolayısıyla lehe alınacak paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisnadır. Bu Kanun kapsamındaki iş, işlem ve uygulamalar, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi ve İdarenin, sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketleri tarafından yürütülüyor ise, bu şirketlerce yapılan iş, işlem ve uygulamalarda da bu fıkrada belirtilen vergi, harç ve ücret muafiyetleri uygulanır.

(10) Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu parsellerde, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulması halinde, fonksiyon değişikliğine bakılmaksızın, mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanı için belediyelerce harç ve ücret alınmaz.” hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, 15/12/2012 tarihli ve 28498 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 16 ncı maddesinde;

“…

(9) Kanun kapsamındaki vergi, harç ve ücret muafiyetleri, uygulama alanındaki mevcut yapıların imar mevzuatına uygun olup olmadığına bakılmaksızın, Kanunun 7 nci maddesinin dokuzuncu ve onuncu fıkraları ile bu maddenin on ila on ikinci fıkralarında belirtilen şartlar dahilinde uygulanır.

(10) Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu parsellerde, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulması halinde, fonksiyon değişikliğine bakılmaksızın mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanı için belediyelerce harç ve ücret alınmaz. Yeni inşaat konut ve işyerinden oluşuyor ise, muaf olunan inşaat alanı, yeni inşa edilen binadaki konut ve işyerinin bina içindeki metrekare cinsinden oranları çerçevesinde uygulanır.

(11) Riskli yapının bulunduğu parselin boş parsellerle tevhit edilerek uygulamada bulunulması durumunda, tapu harç ve ücret muafiyetlerinden, riskli yapının bulunduğu parselin alanının tevhid neticesinde oluşan yeni parselin alanına oranı nispetinde faydalanılır.

 (12) Kanunun 7 nci maddesinin dokuzuncu ve onuncu fıkralarında belirtilen şartlar dahilinde alınmaması gereken harç, vergi ve ücretler şunlardır:

…

c) 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 79 uncu, mükerrer 79 uncu, 80 inci ve ek 1 inci maddeleri uyarınca belediyelerce alınan harçlar.

f) Kurum ve kuruluşlarca döner sermaye ücreti adı altında alınan bütün ücretler ile riskli olarak tespit edilen yapı ile bu yapının yerine yapılacak yeni yapıya ilişkin olarak belediye meclisi kararı ile belirlenen ve alınan her türlü ücret.” açıklaması yapılmıştır.

Buna göre, riskli yapı şerhi bulunan binanın mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanı için 2464 sayılı Kanunun 79 uncu ve 80 inci maddeleri uyarınca belediyelerce alınan harçlar ile aynı Kanunun 97 nci maddesi kapsamında belediye meclislerince düzenlenen tarifelere göre alınan ücretlerin alınmaması, yapı alanında bir buçuk katı aşan artış olması durumunda harç ve ücret farklarının aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 (*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.


Kaynak:GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/riskli-yapi-serhi-bulunan-tasinmazlarda-belediyeler-tarafindan-talep-edilen-harc-ve-ucretler-hk-%ef%bf%bc/feed/ 0
Büyükşehir Belediyeleri, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bunların Bağlı Kuruluşlarının Borçlarına Karşılık Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilat Toplamı Üzerinden Ayrılacak Paylardan Yapılacak Kesintilere İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapıldı https://www.muhasebenews.com/buyuksehir-belediyeleri-il-ozel-idareleri-belediyeler-ve-bunlarin-bagli-kuruluslarinin-borclarina-karsilik-genel-butce-vergi-gelirleri-tahsilat-toplami-uzerinden-ayrilacak-paylardan-yapilacak-kesint/ https://www.muhasebenews.com/buyuksehir-belediyeleri-il-ozel-idareleri-belediyeler-ve-bunlarin-bagli-kuruluslarinin-borclarina-karsilik-genel-butce-vergi-gelirleri-tahsilat-toplami-uzerinden-ayrilacak-paylardan-yapilacak-kesint/#respond Tue, 31 Aug 2021 06:08:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114625 Büyükşehir Belediyeleri, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bunların Bağlı Kuruluşlarının Borçlarına Karşılık Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilat Toplamı Üzerinden Ayrılacak Paylardan Yapılacak Kesintilere İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar (Karar Sayısı: 4422)


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/buyuksehir-belediyeleri-il-ozel-idareleri-belediyeler-ve-bunlarin-bagli-kuruluslarinin-borclarina-karsilik-genel-butce-vergi-gelirleri-tahsilat-toplami-uzerinden-ayrilacak-paylardan-yapilacak-kesint/feed/ 0
Yangın, sel ve vergi https://www.muhasebenews.com/yangin-sel-ve-vergi/ https://www.muhasebenews.com/yangin-sel-ve-vergi/#respond Mon, 23 Aug 2021 01:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114174

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


Ağustos ayı genelde tatillerin yapıldığı, gündemin sakin olduğu bir aydır. Ancak bu seneki Ağustos bazı güney illerimizde yaşanan yangın ve bazı kuzey illerinde yaşanan sel felaketi nedeniyle maalesef oldukça hareketli bir ay oldu. Tabiri caizse güneyde yangın, kuzeyde ise sel düşmanıyla birçok cephede savaştık. Ancak bu savaşta maalesef mağlup olduk.

Güneyde, özellikle turistik bölgelerde görülen Cumhuriyet tarihimizin en büyük yangını çok kısa bir zamanda geniş bir alana yayıldı ve yangınlara müdahalede geç kalındı. Aynı zamanlarda, farklı bölgelerde başlayan yangınların terör veya sabotaj nedeniyle mi, yoksa küresel ısınmanın etkisiyle doğal nedenlerden mi kaynaklandığı sorusu hala net olarak cevap bulmuş değil. Ancak hangi sebeple başlarsa başlasın, yangının bir ihmaller zinciri (belki de kasıt!) sonucu uzun süre devam edip söndürül(e)mediğini, devletimizin gerekli önlemleri önceden almadığını, kriz yönetiminde bir kez daha sınıfta kaldığını, yangına müdahale etmesi gereken söndürme uçaklarının çok da yüksek sayılmayacak bir tutar karşılığında bakımlarının yapılmayarak çürümeye terk edildiğini, askerin söndürme çalışmalarına dahil edilmediğini, yangının göz göre göre termik santrallere ulaşmasını (Allah’tan nükleer santralimiz yokmuş), afet bölgesine inci gibi dizilen bakanların kamuoyuna tatmin edici cevaplar ver(e)meyip sorumluluğu başkalarına atmalarını, devlet babasından göremediği yardımı dışarıda arayan insanların hain ilan edilmelerini, olay mahallinden haber vermeye çalışan basının sansürlenmesini, daha yangın söndürülmeden bölgede yapılması planlanan yeni konut projelerinin promosyonunu (öyle ki; evi yanmayanlar bile “keşke evim yansaydı” diyecekmiş!), yangını fırsat bilen bazı gözü doymaz şirketlerin kalan ağaçları da kesme ihanetini, bütün bunlar olurken de milyonlarca ağacın, hayvanın, canlının yok olmasını hep birlikte izledik. Diğer taraftan, yorgunluktan bitkin düşen, şehit olan itfaiye erlerini, yangını söndürmeye çalışan sade vatandaşları, köylüleri, bölgeden kendi imkanlarıyla bilgi aktarmaya çalışanları, yurdun her köşesinden söndürme çalışmaları için yardım organize edenleri de gönlümüzün en güzel yerlerine nakşettik. Yaşananlar, bize kriz yönetimi ve sivil toplum örgütlenmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Tam yangın felaketinden kurtulduk derken, bitmeyen bir kâbus gibi bu sefer de kuzeydeki illerimizde yaşanan sel felaketiyle irkildik. Haritadan silinen kasabalar, sular içinde kaybolan insanlar, binaları, köprüleri parçalayıp denize akan tomruklar bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçti. Gerek yangın, gerek sel her ne kadar doğal afet olarak adlandırılsa da her iki felaketi bir kader veya doğal afet olarak kabul etmek, bu afetlerin gerçek nedenlerini anlamamızın önüne geçecektir. Belki ilk kıvılcım, ilk yağmur damlası doğal nedenlerle çıktı ama hem yangının hem selin geniş çaplı bir afete dönüşmesinde insanoğlunun etkisi muhakkak bulunmaktadır. Ormanlarda ateş yakılmasa, plastik, cam gibi artıklar arkada bırakılmasa, ormanlık alanlar katledilip betonlaşma olmasa, dere yataklarına binalar yapılmasa, tomruk depoları dere kenarlarına yığılmasa, her yere adım başı HES yapılmasa bu kadar büyük kayıplar yaşanır mıydı? Bu yaşananlardan doğaya çöpünü atan ben, ormanları villa-otel yapmak için umarsızca talan eden, dere yatağına düşünmeden kaçak ev yapan sen, bunlara izin verip göz yuman, dur diyen mahkeme kararını uygulamayan bürokrat/siyasetçi, dur demeyen hakim, soruşturma açmayan savcı, bunları yapan, meşrulaştıran siyasetçiye oy veren vatandaş, tarlasını üç kuruş fazlaya satan köylü, tarım alanlarını imara açan belediyeciler, belediyeleri bypass etmek için yetkileri merkeze çekenler, olanlara şikayet etmek ve eleştirmek dışında bir şey yapmayanlar, kısacası hepimiz sorumluyuz. Yaşananlar doğanın olağan hayatına dönme çabası aslında. Tabiat ana üzerindeki asalak virüslere tepki veriyor sadece…

Bu girişten sonra konunun vergisel yönüne değineceğim. Öncelikle, yaşanan afetler sonrasında Gelir İdaresi Başkanlığı hızlı aksiyon alarak afet yaşanan bölgelerde mücbir sebep ilan etti1. Buna göre, yangın yaşanan bölgelerde 28.07.2021-01.11.2021 tarihleri arasında, sel yaşanan bölgelerde ise 11.08.2021-31.12.2021 tarihleri arasında mücbir sebep ilan edilmiş ve bu dönemlerde verilmesi gereken beyannameler ile ödenmesi gereken vergiler açısından bir erteleme ve 24 aya kadar bir taksitlendirilme imkanı getirilmiştir. Başkanlığın bu hızlı davranışı önemli ve gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Özellikle sel felaketinin yaşandığı bölgelerden gelen görüntüler hiç de iç açıcı değildir. Bölgedeki esnaf ve ticaret erbabı bırakın vergi ödemeyi, sermayesini dahi kaybetmiştir. Bu nedenle, Devlet afetlerden etkilenenlerin bütün kamu borçlarını silmeli, hatta sermayesini kaybedenlere hibe yapmalıdır. Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun 115. maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 105. maddesi kamu borçlarının terkinine imkan vermektedir.

VUK md. 115 uyarınca, yangın ve sel nedeniyle varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları; mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, âfete mâruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen arazi vergisi borçları ve vergi cezaları Hazine ve Maliye Bakanlığınca zararla orantılı olmak üzere, kısmen veya tamamen terkin olunabilmektedir. Bakanlık terkin yetkisini mahalline devredebilir. Zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını yerel idare heyetleri yaptıracağı tahkikat üzerine tesbit eder. 6183 sayılı Kanun ise yangın ve sel nedeniyle varlıklarının ve mahsullerinin en az üçte birini kaybedenler adına tahakkuk ettirilmiş ve afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili amme alacaklarının Cumhurbaşkanı kararıyla kısmen veya tamamen terkin olunacağını belirtmiş, ancak bu imkandan yararlanmak için afetin meydana gelme tarihinden itibaren 6 ay içinde ilgili kamu kuruluşuna yazı ile müracaat edilmesi şartını getirmiştir. Görüldüğü üzere, gerek yangın, gerek sel nedeniyle zarara uğrayanların vergi ve diğer kamu borçlarının silinmesi mümkündür. 6183 sayılı Kanun her ne kadar bir yazılı başvuru öngörse de, böyle bir başvuru beklenmeden zarar görenlerin zararı tespit ettirilerek vergi, sgk primi vb. bütün kamu borçları silinmelidir. Konuya ilişkin olarak en kısa zamanda bir Cumhurbaşkanı Kararı çıkarılarak, Gelir İdaresi Başkanlığı’nca zarar tespit komisyanları oluşturulmalı, vergi müfettişlerinin de bu komisyonlarda çalışması sağlanarak vakit kaybedilmemelidir

Yaşanan afet sonrasında hızlıca alınan diğer bir aksiyon, 13 Ağustos 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 4372 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla yardım kampanyası başlatılarak bu konuda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’nın görevlendirilmesidir. AFAD, bu Karar sonrasında internet sitesinde yardım için yapılacak banka hesaplarını paylaşmıştır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanı’nca başlatılan kampanyalara yapılan bağış ve yardımların tamamının gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkündür. Bu nedenle, beyanname veren bütün mükelleflerin (ücret, kira geliri nedeniyle beyanname verenler dahil) yaptıkları bu bağışları matrahtan indirmeleri mümkün olacaktır. İndirim imkanı ancak beyan edilen matrah kadar olup matrahı aşan bağış tutarın sonraki dönemlere devri mümkün değildir.

Devletin IBAN bilgileri verip yardım kampanyası başlatmasının çeşitli eleştirilere neden olması, toplanan bağışların nerelere harcandığının şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmaması nedeniyle geçmişteki benzer kampanyalara katılım sınırlı olmuştu. Bu nedenle, afet yaşanan bölgelere başka kanallar aracılığıyla yardım veya bağış yapmak isteyen mükelleflere yönelik vergi mevzuatımızda yer alan diğer teşviklerden bahsetmek istiyorum.

Bu teşviklerden birisi, genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan derneklere makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının veya beyan edilen gelirin % 5’ine kadar olan kısmının matrahtan indirimine izin verilmesidir. Burada, matrahın %5’lik kısmına kadar bir sınır olduğuna tekrar dikkat çekmek istiyorum.

Diğer bir imkan ise, bağışların Türk Kızılay Derneğine veya Türk Yeşilay Cemiyetine yapılmasıdır. Söz konusu derneklere yapılan bağış ve yardımların da tamamının matrahtan indirilmesi mümkündür. Bu bağışların yangın ve sel felaketi yaşanan bölgelere gönderilmesi şartıyla yapılması (şartlı bağış) mümkündür. Son dönemde Kızılay da çeşitli tartışmaların odağında olmuş ve Kızılay yönetimi ve harcamaları toplum nezdinde soru işaretlerine yol açmış, maalesef bir çok kurum gibi Kızılay da toplum nezdinde bir güven erozyonuna uğramıştır. Bu nedenle, bu derneğe de şüpheyle yaklaşan ancak bir şekilde yardımda bulunmak isteyen ama bu bağışları nedeniyle de vergisel teşviklerden azami ölçüde yararlanmak isteyenlere şöyle bir tavsiyede bulunabilirim. Daha şeffaf olduğuna inanılan başka bir sivil toplum örgütüne gönderilmek üzere Kızılay’a şartlı bağış yapabilirler. Böylece, yapılan bağışın tamamının matrahtan indirilmesi mümkün olabilir. Bağış miktarından bir kısım aracılığı nedeniyle Kızılay’da bırakılabilir. Bu yöntemin vergiden kaçınma veya teknik tabirle peçeleme olarak eleştiriye açık olduğunu da söylemem gerekir. Ancak, geçmişte mevcut iktidara yakın bir sermaye gurubu bu yöntemi kullanarak Kızılay’a milyonlarca Dolar bağış yapmış ve bu bağışın küçük bir yüzdesi Kızılay’da bırakılarak geri kalan kısımı yine iktidara yakınlığıyla bilinen bir başka vakfa aktarılarak bağışın tamamı vergi matrahından indirilmişti. Bağışı yapan şirket yetkilisi de yaptıklarının tamamen yasalara uygun bir vergi planlaması olduğunu açıklamıştı. O şirketin yaptığı yasalara uygunsa, sizinki niye olmasın?

Sözün özü: “Victory has a thousand fathers, but defeat is an orphan.” John F. Kennedy

(Zaferin bin tane babası vardır, ama mağlubiyet yetimdir.)

1 https://gib.gov.tr/hazine-ve-maliye-bakanligi-tarafindan-yangindan-etkilenen-yerler-icin-mucbir-sebep-hali-ilan-edildi,

https://gib.gov.tr/hazine-ve-maliye-bakanligi-tarafindan-kastamonu-sinop-ve-bartinda-meydana-gelen-selden-etkilenen


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Uluslararası vergilendirmede kartlar yeniden dağıtılıyor (02.08.2021)

Maliye gerçek (gizli) ortakların peşinde (26.07.2021)

Aftan yararlanma zımnen kabul müdür? (12.07.2021)

Kentsel dönüşümde tapu harcı bilmecesine son! (06.07.2021)

Karşı vekalet ücreti BSMV’ye tabi midir? (21.06.2021)

Matrah artıran mükellefler dokunulmaz mı? (14.06.2021)

Finansman gider kısıtlamasında son durum ve sorunlar (31.05.2021)

Af, yeniden! (24.05.2021)

Evde ürettiği malları internetten satanlara vergi muafiyeti (17.05.2021)

Çek ibraz ve alkol yasağı, MASAK’ın kripto düzenlemesi ile sosyal ağ temsilcisi (03.05.2021)

Özel iletişim vergisi gider yazılabilir mi? (26.04.2021)

Merkez Bankası’nın kripto düzenlemesi: Yassak hemşerim! (19.04.2021)

Avukatların KDV ile imtihanı (12.04.2021)

Maliye ölümü gösterdi, sıtmaya razı etti (05.04.2021)

Finansman gider kısıtlamasında detaylar netleşiyor, ama…(01.04.2021)

Hukuk ve ekonomi reformu paketlerinde vergi (22.03.2021)

Beyaz yakalılar: Gelir vergisi beyannamesini unutmayın! (15.03.2021)

Kar Dağıtmama Stopajı (08.03.2021)

Tevkif edin şu KaDeVe’yi! (01.03.2021)

İzaha davete özel esaslara alma yetkisi (23.02.2021)

Sosyal medya fenomenlerinin ve Youtuberların vergilendirilmesi (15.02.2021)

İnşaat sektörüne ve yabancı kaynak kullananlara vergi sürprizi (08.02.2021)

İletişime bindirim, kentsel dönüşüme indirim (01.02.2021)

Sorularla Değerli Konut Vergisi (28.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

]]>
https://www.muhasebenews.com/yangin-sel-ve-vergi/feed/ 0
Belediyeler Ve Bunlara Bağlı Kamu Tüzel Kişiliğini Haiz Kuruluşlarca Talep Edilebilecek Taksit Sayısı https://www.muhasebenews.com/belediyeler-ve-bunlara-bagli-kamu-tuzel-kisiligini-haiz-kuruluslarca-talep-edilebilecek-taksit-sayisi/ https://www.muhasebenews.com/belediyeler-ve-bunlara-bagli-kamu-tuzel-kisiligini-haiz-kuruluslarca-talep-edilebilecek-taksit-sayisi/#respond Wed, 23 Jun 2021 09:28:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111251 SGK Genelge – 2021/20 – 09.06.2021

Konu : 7326 sayılı Kanun Uyarınca Alacakların Yapılandırması

7) BELEDİYELER VE BUNLARA BAĞLI KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİNİ HAİZ KURULUŞLARCA TALEP EDİLEBİLECEK TAKSİT SAYISI

7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendine istinaden, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşları, kapsama giren borçlarının son başvuru tarihine kadar (bu tarih dâhil) bu Kanun kapsamında yapılandırılmasını talep edebileceklerdir.

Ancak, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşları kapsama giren borçları için son başvuru tarihine kadar (bu tarih dâhil) yapılandırma başvurusunda bulunmamaları halinde bu kapsama giren borçları başvuru şartı aranmaksızın 120 aylık eşit taksitlerle yapılandırılacaktır.

Bu durumda, anılan borçluların yapılandırdıkları Kurum alacaklarını peşin ödeme hakları saklı olmak kaydıyla, aylık taksit tutarları, yeniden yapılandırılan toplam alacak tutarının talep edilen taksit sayısına ilişkin katsayısı ile çarpılmak suretiyle hesaplanan toplam tutarın talep edilen taksit sayısına bölünmesi suretiyle belirlenecektir.

Diğer taraftan, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların borçlarının, altı ila yüz yirmi ay arasında tercih edilecek taksit sayısına bölünebilmesi için ilgili sosyal güvenlik il müdürlüğünce/sosyal güvenlik merkezince işyeri tescil kütüklerinde yer alan “Faaliyette Bulunulan Sektör” alanının “BELEDİYE”, “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ”, “BELEDİYE BAĞLI-İLGİLİ KURULUŞ” olarak seçilmiş olması gerekmektedir.

Belediyelere ait şirketlerin borçları, özel sektör işverenleri gibi en fazla 18 taksit olacak şekilde yapılandırılarak ödemeleri ikişer aylık dönemler halinde kendileri tarafından yapılacaktır.

7.1-Belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların genel bütçe vergi gelirlerinden yapılacak kesintiler ile taksitlerin tahsil edilmesi ve diğer işlemler

Belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar (belediye şirketleri hariç) ile ilgili yapılacak işlemler aşağıda açıklanmıştır.

a)Belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların 5393 sayılı Belediye Kanunun Geçici 5 inci maddesi ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun Geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan borçlarının, 6552 sayılı Kanunun Geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki belediye borçlarının, 6736, 7020, 7143 ve 7256 sayılı Kanunlar kapsamında yapılandırılan borçlarının, genel bütçe paylarından kesinti yapılarak tahsil edilmesi gerektiğinden bu kapsamdaki borçlar için genel bütçe paylarından kesinti yapılmaya devam edilecektir.

b)Belediyelerin ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların yapılandırma kapsamındaki borçlarının talep edilen taksit sayısına göre hesaplanmasına müteakip ödeme planları işyeri ve borç türü bazında hazırlanacağından söz konusu borçlar borçlu belediye bazında konsolide edilerek, borç tablosu (Ek:3) üst yazı ekinde en geç 30/9/2021 tarihinden önce ilgisine göre İller Bankası veya Muhasebat Genel Müdürlüğünde olacak şekilde iadeli taahhütlü gönderilecektir. Ayrıca söz konusu konsolide edilmiş borç tablosunun bir sureti borçlu belediye başkanlığına iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderilecek veya elden teslimedilecektir.

c)Yapılandırma kapsamına giren dönemlere ilişkin olarak Kanunun yürürlük tarihinden sonra genel bütçe paylarından gelen tutarlar ile icra takip dosyalarına mahsuben yapılan her türlü ödemeler (Kanunun yürürlük tarihi ile yapılandırma müracaat tarihi arasındakiler de dâhil olmak üzere) yapılandırma kapsamında mahsup edilecektir.

d) Talep edilen taksit sayısına göre hesaplanan tutarlara ilişkin konsolide borç tablosu ilgisine göre İller Bankasına / Muhasebat Genel Müdürlüğüne gönderilmesini müteakip genel bütçe paylarından yapılacak kesinti tutarı belediyenin aylık taksit tutarından düşük ise aylık taksit tutarı ile genel bütçe payı arasındaki farkın borçlu belediye tarafından takip eden ayın sonuna kadar geç ödeme zammı uygulanmaksızın ödenmesi gerekmektedir. Bu taksit farkının bu süre içinde de ödenmemesi ya da eksik ödenmesi halinde durum taksit yönünden ihlal sayılacaktır. Ancak, takip eden ayda genel bütçe payından gelen tutar öncelikle bir önceki ayın eksik taksit tutarına mahsup edilecek ve bu tutarın, eksik tutarın tamamını karşılaması halinde, bir önceki ayın taksiti süresinde tahsil edilmiş sayılacaktır.

e) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan Belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların kapsama giren borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin başvuruların alınarak ödeme planlarının oluşturulması ve ilgili belediyelere tebliğ işlemleri idari para cezası borçları yönünden sosyal güvenlik il müdürlükleri/merkezlerince, emeklilik keseneği ve kurum karşılıkları ile prim borçları yönünden ise Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Primler Daire Başkanlığı tarafından yürütülecektir. Ancak tüm borç türlerine ait yapılandırma taksit tutarlarının belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından kesilmek suretiyle ödenmesine esas olmak üzere ilgisine göre İller Bankası veya Muhasebat Genel Müdürlüğüne bildirilmesi ve bu kapsamda yapılan kesinti tutarlarının ödeme planlarına mahsuplaştırma işlemleri Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Primler Daire Başkanlığınca yapılacaktır.

f) 5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Cumhurbaşkanınca durdurulması halinde aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar için de durdurulacak ve bu aylardaki taksit ödemeleri yönünden ihlal sayılmayacaktır. Buna göre, Cumhurbaşkanınca kesinti oranının 0 (sıfır) olarak uygulandığı aylardaki taksitler, kesintinin başladığı aydan itibaren herhangi bir ilave katsayı ve geç ödeme zammı alınmadan genel bütçe paylarındaki kesintilerden tahsil edilecek ve bu durumda kesinti yapılmayan ay sayısı kadar taksit süresine ilave edilecektir.

 

 


Kaynak: SGK Genelge 09.06.2021
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/belediyeler-ve-bunlara-bagli-kamu-tuzel-kisiligini-haiz-kuruluslarca-talep-edilebilecek-taksit-sayisi/feed/ 0
Yeni Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği Üzerine Notlar https://www.muhasebenews.com/yeni-devlet-memurlari-disiplin-yonetmeligi-uzerine-notlar/ https://www.muhasebenews.com/yeni-devlet-memurlari-disiplin-yonetmeligi-uzerine-notlar/#respond Tue, 04 May 2021 01:00:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108686

Mahmut ESEN 
E.Mülkiye Başmüfettişi


Üç milyon memurunu (kadrolu kamu personelini) doğrudan ilgilendiren “ Devlet Memurları Yönetmeliği”;  CB kararıyla kabul edilerek 30.04.2021 günlü R.G. yayınlanmış; 40 yıla yakın bir uygulamada olan önceki yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Öncekine oranla yeni Yönetmelikteki görülebilen bazı farklılıklar/değerlendirmelerim aşağıya çıkarılmıştır.

1-Parlamenter sistemde kamu personeline uygulanacak disiplin işleri konularında Cumhurbaşkanına herhangi bir yetki verilmemiştir. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde görevli memurların disiplin işleri de Genel Sekretere bırakılmıştır.

2018 yılından itibaren uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ise yürütme yetkisinin tümüyle Cumhurbaşkanına bırakılmıştır.

Bu durumun gereği/doğal sonucu olarak yeni Yönetmelikle, Cumhurbaşkanı tüm kamu idarelerinde görevli memurların disiplin amirliği yetkisine sahip hale getirilmiştir.

2-Belediye hizmetleri yapısı itibarıyla özgün nitelikli olup genel idare hizmetlerinden farklılık göstermektedir.

Belediyelerde halen toplam 103 bin memur görev yapmaktadır.

Belirtilen nedenlerle belediyelere özgü disiplin kurullarına gereksinim duyulmaktadır. Bu bağlamda belediyeler için oluşturulmuş mevcut disiplin kurullarının korunup/kollanması ve geliştirilmesi gerekmektedir.

Ancak Yönetmelikte belediyelerdeki disiplin kurullarının geliştirilmesi, günün koşullarına uyar hale getirilmesi bir yana,  2005 yılında büyükşehir belediyeleri için oluşturulmuş olan “ büyükşehir belediyesi yüksek disiplin kurulunun ” bile kaldırılması yoluna gidilmiştir.

Büyükşehir belediyeleri dahil tüm belediyelerin, yüksek disiplin kurulu olarak, İçişleri Bakanlığı yüksek disiplin kurulu kabul edilmiştir.

Bununla birlikte anılan görevin İçişleri Bakanlığınca yerine getirilmesi kolay değildir. Yasal/yönetsel yönlerden önemli sorunlar vardır.

Zira İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunda; kuruluş yasası gereği olarak, dosyası görüşülecek/karara bağlanacak memurların yaptıkları görevleriyle ilgili ana hizmet biriminin en üst amirinin de katılımı gerekmektedir.

(Örneğin EGM personeli ile ilgili toplantılara Emniyet Genel Müdürü’ de katılmaktadır.)

Diğer yandan İçişleri Bakanlığında, yüksek disiplin kurulunda görüşmeler/kararlar sırasında, belediye personelinin dosyalarında sekretarya hizmetlerini yerine getirecek, mahalli idarelerle doğrudan ilgili hizmet birimi kalmamıştır.

Bilindiği üzere kuruluşundan beri İçişleri Bakanlığına bağlı Mahalli İdareler Gn. Md.lüğü;

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde (2018 yılında) kaldırılmış, bazı personeli de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında (ÇŞB) yeni oluşturulmuş olan Yerel Yönetimler Gn. Md. devir edilmiştir.

Mahalli idarelerle ilgili merkezi idare tarafından yerine getirilmesi gereken görev/hizmetler ÇŞB verilmiştir.

Ancak Anayasa’nın 127 md. uyarınca İçişleri Bakanlığının mahalli idareler üzerinde vesayet yetkisinden kaynaklanan görev ve yetkileri vardır. Bu bağlamda mahalli idarelerin seçilmiş/atanmış organ ve üyeleriyle diğer kamu görevlileri hakkında inceleme/araştırma/soruşturma ve görevden uzaklaştırma işlemleri İçişleri Bakanlığınca yapılmaktadır.

Diğer yandan halen il özel idareleri, muhtarlıklar, bazı mahalli idare birliklerinin iş ve işlemleri İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülmeye devam edilmektedir.

Sanki kökü İçişleri Bakanlığındaki ağacın bazı dalları ÇŞB bırakılmıştır.

Bu yüzden günümüzde anılan bakanlıkların görev/yetki ve sorumluluk alanlarını dahi belirlemek/ayırt etmek ilgili bakanlık yetkileri için bile kolay değildir.

Bu durumun merkezi idare tarafından mahalli idarelere verilecek hizmetleri; etkinlik/ verimlilik/hız/kalite yönlerinden olumsuz etkileyeceği açıktır.

Belediyeler için yüksek disiplin kurulu oluşturulmamış olması anılan olumsuzluklara yeni bir boyut katacaktır. Yüksek disiplin kurulunda belediye personelinin görev alanı ile doğrudan üye bulunmaması, alınacak kararların adalete/ hakkaniyete uygun olmasını zorlaştıracaktır.

Sözü edilen sorunların giderilmesi/hafifletilmesi için büyükşehir belediyeleri yüksek disiplin kurullarının yeniden kurulması veya Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün İçişleri Bakanlığına bağlanması sağlanmalıdır.

(https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/mahalli-idareler-icisleri-bakanligina-baglanmalidir-41511488 )

3-Sayıları 397 olan belde belediyelerinde disiplin kurulu olarak belediye encümeni belirlenmiştir. Encümenin belediye başkanının başkanlığında toplandığı, bu suretle belediye başkanı tarafından verilmiş uyarı/ihtar/aylıktan kesme cezalarına itiraz vb. konuların bu kurul tarafından görüşülerek karara bağlanmasının kanun/hukuka aykırı olacağı gerçeği göz ardı edilmiştir.

Önceki yönetmelikten uyarlama sırasında gereken dikkat/özenin gösterilmemesinden de kaynaklandığı görülen bu hatanın hızla giderilmesi gerekmektedir.

4-657 sayılı DMK disiplinle ilgili çok sayıda kuralı aynen aktarılmak suretiyle Yönetmelik içeriği gereksiz yere genişletilmiş, buna karşın Yönetmelikle düzenlenmesinde yarar olan temel/ayrıntılı bazı konulara değinilmemiştir.

Örneğin; disiplin kurulu kararının yedi gün içinde gerekçeli olarak raportör tarafından yazılacağı, başkan ve üyelerce imza edileceği açıklanmıştır.

Bununla birlikte; disiplin kuruluna havale edilen evrakın kaydı, verilen kararın özetinin tespiti ve daha sonra gördüğü işlemlerin sonucunun bir arada görünmesini sağlamak üzere tutulması gerekecek disiplin kurulu karar özetleri tutanak defteri, karar özetlerinin çıktısının alınarak toplantı tamamlanmadan imzalanması, genişletilmiş gerekçeli kararların ayrıca imzalanacağı, genişletilmiş kararların dosyalanarak muhafaza edilmesi vb. konulara ilişkin düzenleme yapılması göz ardı edilmiştir.

5-657 sayılı DMK 130 maddedeki açık düzenlemeye karşın soruşturma yapmakla görevlendirilmiş denetim elemanları ve muhakkiklere (soruşturmacı) sadece ifade alma yetkisi tanınmış, savunmanın son aşamasında disiplin amiri tarafından istenileceği koşulu getirilmiştir.

İlk bakışta ifade alma ve savunma isteme konularının birbirinden ayrılmış olması; memurların lehine, hoşa giden güzel bir uygulama olarak gözükmekle birlikte,  bu durumun disiplin soruşturması sürecini olumsuz etkileyeceği ve sonuçta memurun mağdur olacağı değerlendirilmektedir.

Böylesi bir durumda kısa sürede sonuçlandırılması, bu suretle memur üzerinde uzun süreli baskı oluşturmaması gereken soruşturması süreci uzayacaktır. Dosyasının içeriğine yeterince vakıf olmayan disiplin amiri tarafından savunma talep edilmesi kamu hizmeti gereklerine uygun olmayacaktır.  Sözlü savunma alınmasını gerektiren hallerde disiplin amiri fiilen soruşturmacı görevini üstlenmiş, açıkça olayda taraf haline gelmiş olacaktır. Savunmanın disiplin amirine verilmesi durumunda soruşturmacıların hazırlayacakları disiplin raporlarının sonu, ister/istemez ucu açık bırakılacaktır. Disiplin amirine verilecek savunma sonrası yeniden/ ek soruşturma yapılması yapılmasına ihtiyaç duyulabilecektir.

Diğer yandan ceza uygulamasından önce disiplin amiri tarafından gerek duyulması halinde son söz niteliğinde memurun savunmasının yazılı/sözlü alınmasının her türlü olanakları bulunmaktadır. Bu yüzden soruşturma sürecinin durdurulmasına, sürüncemede bırakılmasına gerek yoktur.

Konunun yeniden ele alınmasında/düzenlenmesinde yarar vardır.

6- Yerleşik mevzuat hükümleri de dikkate alınarak belirli konuyu içermeyen veya somut delile dayanmayan vb. ihbar/şikayetlerin işleme konulmayacağı belirtilmiştir. ( Madde 38)

Ancak belirtilen nedenlerle işleme konulmamasına karar verilen ihbar/şikayetln sonucunun, ihbar/şikayette bulunana bildirilmesine ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir.

Belirtilen noksanlık giderilmelidir.

7- İllerde görevli olup milli eğitim/emniyet mensupları gibi özel disiplin kurulları olmayan çok sayıda devlet memurunu ilgilendiren il disiplin kurullarının özel bir yeri ve ağırlığı bulunmaktadır. Bu yüzden yürürlükten kaldırılmış yönetmelikte; il disiplin kurulu defterdar; milli eğitim, çevre ve şehircilik müdürü vb. ilin özel statülü (makam tazminatı alan) bakanlık il müdürlerinden oluşturulmuştur. Üyeler yönetmelikle belirlenmiş ve valiye üye seçim/görevlendirme yapma olanağı tanınmamıştır.

Yeni Yönetmelikte ise il disiplin kuruluna bakanlık il müdürleri yerine, il idare kurulu müdürü alınmış, valinin belirleyeceği üç il idare şube müdürünün de üye olarak görevlendirilmesi yöntemine geçilmiştir.

Diğer yandan disiplin kurulunda görevlendirilmiş üyelerin,  görev süreleri, iki yıldan, üç yıla çıkarılmıştır.


Kaynak: Mahmut ESEN – E. Mülkiye Başmüfettişi’nin Özel İzni ile yayınlanmıştır. Yazının Tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Tarihsel Süreç İçinde Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapılması Konusundaki Mevzuat Düzenlemeleri

Memurların 3600 Ek Gösterge Sorunu Kendiliğinden Çözülüyor!

Yeni Kanunlar Ne Getiriyor?

Milyonlarca yurttaşımızı yakından ilgilendiren yeni borç yapılandırılması kanunu hakkında özet bilgiler

İmar Rantları Artık Kamu İdarelerine Kalacak

Güncel Resmi Raporlara Göre Belediyelerimizin 2018 Yılı Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi – Mahmut ESEN, E. Mülkiye…

Gelirleri Düşen Belediyeler İçin Alınması Gereken Acil Önlemler Konusunda Bir Öneri

Ankara Büyükşehir Belediyesinin 2016-2019 Yıllarında Gerçekleşmiş Bütçe Gider Ve Gelirleri İle Belediye Maliyesine Genel Bakış

]]>
https://www.muhasebenews.com/yeni-devlet-memurlari-disiplin-yonetmeligi-uzerine-notlar/feed/ 0
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun https://www.muhasebenews.com/teknoloji-gelistirme-bolgeleri-kanunu-ile-bazi-kanunlarda-degisiklik-yapilmasina-dair-kanun/ https://www.muhasebenews.com/teknoloji-gelistirme-bolgeleri-kanunu-ile-bazi-kanunlarda-degisiklik-yapilmasina-dair-kanun/#respond Mon, 05 Apr 2021 00:00:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=103545

Mahmut ESEN 
E.Mülkiye Başmüfettişi


Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu başta olmak 7 ayrı kanunda ek/değişikler yapan 28.01.2021 gün 7263 sayılı “TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” hükümleri analitik olarak özetlenerek aşağıya çıkarılmıştır.

1-Teknokentlerin  (Teknoloji Geliştirme Bölgeleri) kuruluşu, işleyişi, yönetim ve denetimini ve bunlarla ilgili kişi ve kuruluşların görev/yetki ve sorumlulukları 26.06.2001 gün ve 4691 sayılı TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU ile düzenlenmiştir.

Son değişiklik öncesi duruma göre teknokent kuruluşu için Kurucu Heyet veya Yönetici Şirket tarafından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına başvuru yapılması gerekmektedir.

Başvuru; konuya ilişkin olarak oluşturulmuş geniş katılımlı Değerlendirme Kurulunda görüşülmekte, Kurul görüşü üzerine Cumhurbaşkanı onay ile teknokent kurulmaktadır.

Kurucu Heyet veya daha sonra oluşturulması gereken Yönetici Şirkette:

a)-Üniversite veya ileri teknoloji enstitüsü yada kamu AR-GE merkez/enstitüsü,

b)-Kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin

Mutlaka bulunması gerekmektedir.

TOBB/TSEK’e bağlı odalar, borsalar, birlikler; BELEDİYELER, AR-GE ve teknoloji geliştirme ile ilgili vakıf, kooperatif ve dernekler Yönetici Şirkette kurucu veya ortak olabilmektedir.

Belediyelerin şirkette kurucu/sonradan ortak olabilmesi için belediye meclisi kararı yeterli olup, ayrıca CB kararı gerekmemektedir.

Yönetici Şirketin ( Bölge planlaması, kuluçka merkezleri ve teknoloji ofislerinin kurulması, projesi uygun görülenlere bölge içinde yer tahsisi vb. ) olağanüstü sayılabilecek geniş görev/ yetkileri ve (Damga/Emlak vergileri gibi) tanınmış bazı imtiyazları bulunmaktadır.

7263 sayılı Kanunla, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda (sekizinci kez) ayrıntılı ek/değişiklikler yapılmıştır.

Bu bağlamda

–  Kanunda belirlenmiş bazı (yüksek/ileri teknolojiyi yakalamak vb.) amaçları gerçekleştirmek için “Bilim ve Teknoloji Kurulunun kararlarının dikkate alınmasını”  öngören ibare madde metninden çıkarılmıştır.

–  Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Bölge) kuruluşlarında başvuruları değerlendirmek için ( yeni/farklı)  Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur.

–  Bölgenin yönetimi işletiminden sorumlu şirketin ana sözleşmesi, bölge dışında kuluçka merkezi açılması, iş yeri açma/çalışma ruhsatı verilmesi vb. konularda ek düzenlemeler yapılmış, Bakanlık yetkilendirilmiştir.

–  Destek ve muafiyetler konusunda yeni düzenlemeler yapılmıştır.

–  İstisna edilen yıllık kazançları bir milyon TL üzerinde olan kurumların, bu tutarın %2 sini, yeni kurulmuş işletmeleri desteklemek amaçlı (sermaye koymak vb.) kullanmaları esası getirilmiştir.

–  Yönetici şirketlere ve bölgede çalışanlara vb. tanınan istisna ve muafiyetler 2028 yılı sonuna kadar uzatılmıştır.

2- 1567 sayılı Türk Parasının KKH Kanuna eklenen madde ile açık hesabı olup ihbar edilmemiş ihracatçılara kolaylık getirilmiştir.

3- Elektronik İmza Kanununda ( elektronik mühür, internet siteleri için elektronik kimlik doğrulama vb.) eklemeler yapılmıştır.

4-28.2.2008 gün ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Kanunu kapsamında yapılan indirim, istisna, destek ve teşvik unsurları konularında ek/değişiklikler yapılmıştır.

Bu desteklerden 1 milyon TL üzerinde yararlanmış kurumlara bu miktarın %2 sini,  (Teknoloji Bölgelerinde olduğu gibi) “sosyal sermaye” amaçlı kullanmaları yükümlülüğü getirilmiştir.

Destek ve teşvikten yararlananların öngörülen şartları taşıdıklarına ilişkin tespitlerin yapılma süreleri 2 yıldan 3 yıla çıkarılmıştır.

Yerindelik/uygunluk denetimleri Bakanlık veya yönetici şirketlerce yapılacaktır.

Kanunun uygulanma süresi 2028 yılı sonuna kadar uzatılmıştır.

5– 6102 sayılı TTK değişiklik yapılmış, gerçek ve tüzel kişi tacirlerin ticaret sicil memurluğunda bulunan tatbik imzalarının, merkezi veri tabanındaki sicil dosyasına tutulması, gerektiğinde oradan temin edilmesi esası getirilmiştir.

Not: Aynı günlü R.G. de Karayolları Trafik Güvenliği Strateji Belgesi ve Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı konulu 2021/2 sayılı CB genelgesi de yayımlanmıştır.

Sözü edilen Belge/Planlarda trafikteki can kayıpları ve ağır yaralanmaların 2030 yılına kadar % 50 oranında azaltılması hedeflenmiştir.

Hedefe ulaşmak için öngörülmüş kurumsal yapılar, eşgüdüm, izleme/değerlendirme, görünürlük faaliyetlerinde, belediyelere ve genel idarenin taşra teşkilatlarına herhangi bir şekilde yer/görev verilmemiş olduğu görülmüştür.


Kaynak: Mahmut ESEN – E. Mülkiye Başmüfettişi’nin Özel İzni ile yayınlanmıştır. Yazının Tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Memurların 3600 Ek Gösterge Sorunu Kendiliğinden Çözülüyor!

Yeni Kanunlar Ne Getiriyor?

Milyonlarca yurttaşımızı yakından ilgilendiren yeni borç yapılandırılması kanunu hakkında özet bilgiler

İmar Rantları Artık Kamu İdarelerine Kalacak

Güncel Resmi Raporlara Göre Belediyelerimizin 2018 Yılı Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi – Mahmut ESEN, E. Mülkiye…

Gelirleri Düşen Belediyeler İçin Alınması Gereken Acil Önlemler Konusunda Bir Öneri

Ankara Büyükşehir Belediyesinin 2016-2019 Yıllarında Gerçekleşmiş Bütçe Gider Ve Gelirleri İle Belediye Maliyesine Genel Bakış

]]>
https://www.muhasebenews.com/teknoloji-gelistirme-bolgeleri-kanunu-ile-bazi-kanunlarda-degisiklik-yapilmasina-dair-kanun/feed/ 0
Belediyeler SGK Prim borçlarını 10 yılda ödeyebilir. Başvuru için son tarih 31 Aralık 2020 https://www.muhasebenews.com/belediyeler-sgk-prim-borclarini-10-yilda-odeyebilir-basvuru-icin-son-tarih-31-aralik-2020/ https://www.muhasebenews.com/belediyeler-sgk-prim-borclarini-10-yilda-odeyebilir-basvuru-icin-son-tarih-31-aralik-2020/#respond Tue, 08 Dec 2020 08:16:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98128 BELEDİYELER VE BUNLARA BAĞLI KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİNİ HAİZ KURULUŞLARCA TALEP EDİLEBİLECEK TAKSİT SAYISI

7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendine istinaden, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşları kapsama giren borçlarının 31/12/2020 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bu Kanun kapsamında yapılandırılmasını talep edebilirler.

Ancak, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşları kapsama giren borçları için 31/12/2020 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yapılandırma başvurusunda bulunmamaları halinde bu kapsama giren borçları başvuru şartı aranmaksızın 120 aylık eşit taksitlerle yapılandırılacaktır.

Bu durumda, anılan borçluların yapılandırdıkları Kurum alacaklarını peşin ödeme hakları saklı olmak kaydıyla, aylık taksit tutarları, yeniden yapılandırılan toplam alacak tutarının talep edilen taksit sayısına ilişkin katsayısı ile çarpılmak suretiyle hesaplanan toplam tutarın talep edilen taksit sayısına bölünmesi suretiyle belirlenecektir.

Diğer taraftan, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların borçlarının, altı ila yüz yirmi ay arasında tercih edilecek taksit sayısına bölünebilmesi için ilgili sosyal güvenlik il müdürlüğünce/sosyal güvenlik merkezince işyeri tescil kütüklerinde yer alan “Faaliyette Bulunulan Sektör” alanının “BELEDİYE”, “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ”, “BELEDİYE BAĞLI-İLGİLİ KURULUŞ” olarak seçilmiş olması gerekmektedir.

Belediyelere bağlı şirketlerin borçları, özel sektör işverenleri gibi yapılandırılarak ödemeleri kendileri tarafından yapılacaktır.


Kaynak: SGK Genelge – GENELGE 2020/45, 17.11.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/belediyeler-sgk-prim-borclarini-10-yilda-odeyebilir-basvuru-icin-son-tarih-31-aralik-2020/feed/ 0
Sosyal Sorumluluk Projesi Olarak Okullara Yapılan Yardımlar ÖTV ve KDV’den İstisna Edilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/sosyal-sorumluluk-projesi-olarak-okullara-yapilan-yardimlar-otv-kdvden-istisna-edilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sosyal-sorumluluk-projesi-olarak-okullara-yapilan-yardimlar-otv-kdvden-istisna-edilebilir-mi/#respond Wed, 03 Oct 2018 19:30:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=15560 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Okullarda ısınma amaçlı kullanılacak LPG için gerekli altyapının oluşturularak bedelsiz teslim edilmesi ve akabinde bedelsiz olarak LPG bağışlanmasında belge düzeni ve Kurumlar Vergisi, KDV, ÖTV

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile şirketinizin LPG ve LNG ürünlerinin depolama, satış ve dağıtımı faaliyetleri ile iştigal ettiği, Doğu ve Güneydoğu illerindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarındaki ısınma problemine karşı çözüm üretmek amacıyla kullanılacak olan LPG için gerekli tank, tesisat ve altyapının standartlara uygun yapılarak okul yönetimine bedelsiz teslim edilmesi ve sonrasında da bu okullarda kullanılacak LPG’nin bedelsiz olarak bağışlanmasının planlandığı belirtilerek; sosyal sorumluluk gereği bağış olarak yapacağınız bu mal teslimleri ve hizmet ifaları için belge düzeninin nasıl olması gerektiği ile konunun kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi açısından değerlendirilmesi hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Diğer indirimler” başlıklı 10’uncu maddesinde;

“(1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır:

c) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5 ine kadar olan kısmı.

ç) (c) bendinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.

2) Bağış ve yardımların nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.
…”
hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili açıklamalara 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.3.2 Bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde de yer verilmiş olup,
” …

            10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar

   Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri ile dini hizmetleri geliştirmek ve devam ettirmek amacıyla yapılan harcamalar kurum kazancının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

– Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamaların,

– Söz konusu tesislerin inşası için yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların,
– Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtları ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

            10.3.2.2.2. Kapsama dahil olan bağış ve yardımlar
            Kapsama dahil olan bağış ve yardımların;
– Bağışlanan okul, sağlık tesisi ve 100 yatak kapasitesinden az olmamak üzere (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası için yapılan harcama,
– Bu tesislerin inşası için yapılan bağış ve yardım,
– Mevcut tesislerin faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım,
niteliğinde olması gerekmektedir.

Düzenlemedeki “okul” ifadesinden, doğrudan eğitim-öğretim hizmetlerinin verildiği temel birimlerin anlaşılması gerekmekte olup rehberlik ve araştırma merkezi, mesleki eğitim merkezi, iş eğitim merkezi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve akşam sanat okulları da bu kapsamda değerlendirilecektir.

10.3.2.2.4. Bağış ve yardımın belgelendirilmesi
            Ayni veya nakdi olarak yapılan bağış ve yardımların kurumlar vergisi mükelleflerince indirim olarak dikkate alınabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekli ve yeterlidir.

Ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stokundan çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekip bağışladıkları değerler için fatura düzenlemesi; düzenlenen faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanmış olması yeterlidir.

Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterli olup, düzenlenen belgede bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünde yukarıda belirtilen açıklamalar dahilinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerinin imzası bulunacaktır.
…”
açıklamaları yapılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kırsal kesimdeki okulların ısınma sorununun giderilmesi projesine katkı sağlamak amacıyla gerekli tank, tesisat ve altyapının şirketiniz tarafından standartlara uygun yapılarak bu okulların yönetimine bedelsiz teslim edilmesi ve daha sonra bu okullarda kullanılacak LPG’nin şirketiniz tarafından bedelsiz olarak bağışlanmasının, söz konusu okulların faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardım olarak kabul edilmesi; dolayısıyla bu kapsamda yapacağınız harcamaların tamamının, Kurumlar Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmü gereğince, yukarıda belirtilen şartlar dahilinde belgelendirilmek ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            KDV Kanununun; 1/1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 17/2-b maddesinde; birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlara (Genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan ve tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar) bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifalarının KDV den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 30/a maddesinde de, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV nin indirilemeyeceği, hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “II. Sosyal ve Askeri İstisnalar ve Diğer İstisnalar” başlıklı (F) bölümünde, KDV Kanununun 30/a ve 32’nci maddeleri hükümlerine göre 17’nci madde kapsamına giren işlemlerin kısmi istisna niteliğinde olduğu, buna göre, madde kapsamına giren işlemleri yapanların, bu işlemlerle ilgili alış ve giderler dolayısıyla yüklendikleri vergileri indirim konusu yapamayacakları, bu vergilerin gelir ve kurumlar vergisi uygulamaları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak göz önüne alınabileceği ifade edilmiştir.

Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarına bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV den istisna olup, söz konusu teslimler ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen KDV nin indirimi KDV Kanununun 30/a maddesi hükmü gereğince mümkün bulunmamaktadır. Ancak indirimi mümkün bulunmayan söz konusu KDV nin gelir veya kurumlar vergisi yönünden işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir.

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            Bilindiği üzere, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanununun 1’inci maddesinde bu Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dâhil imal edenler tarafından teslimi ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV’ye tabi tutulmuş, 2/1-e maddesinde teslim tanımlanmış, 2/3-a maddesinde ise vergiye tabi malların, vergiye tabi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca Kanunun 3’üncü maddesinde, (I) sayılı listede yer alan mallar için vergiyi doğuran olayın yurt içi teslimde veya teslim sayılan hallerde meydana geleceği, 4’üncü maddesinde de söz konusu mallarda verginin mükellefinin, bu malları imal veya ithal edenler ya da ÖTV uygulanmadan önce bu malların müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler olduğu ifade edilmiştir.

ÖTV Kanununun 10’uncu maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, ÖTV’ye ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. Diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.

Diğer taraftan, adı geçen Kanunun “Vergileme Ölçüleri ve Matrah” başlıklı 11’inci maddesinde bu Kanuna ekli (I) sayılı listede yer alan mallar için kilogram, litre, metreküp, standart metreküp, kilokalori veya bunların alt ve üst birimleri ile gerektiğinde büyüklükleri de dikkate alınarak kap, ambalaj veya adet olmak üzere maktu vergi tutarlarının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu madde hükmü uyarınca, ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listedeki mallar için bedel üzerinden oransal vergi uygulaması söz konusu olmayıp, mükellefleri tarafından teslim edilecek bahse konu mallar için, yukarıdaki ölçü birimleri de dikkate alınmak suretiyle yürürlükteki maktu tutar üzerinden vergi hesaplanması gerekmektedir.

            Bu itibarla, ilgide kayıtlı özelge talep formuna konu olayla ilgili olarak ÖTV Kanununda bedelsiz teslimlerin vergiden müstesna olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmadığından, firmanız tarafından sosyal sorumluluk projesi kapsamında doğu ve güneydoğu illerindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarına ısınma problemine çözüm üretmek maksadıyla ÖTV mükellefi sıfatıyla bedelsiz olarak teslim edilmesi planlandığı anlaşılan LPG isimli malın söz konusu teslimleri için, ÖTV hesaplanması ve ilgili vergilendirme dönemi içerisinde beyan edilerek ödenmesi gerektiği tabiidir.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
24 Şubat 2016 Tarih ve 64597866-125[10-2016]-3510 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sosyal-sorumluluk-projesi-olarak-okullara-yapilan-yardimlar-otv-kdvden-istisna-edilebilir-mi/feed/ 0
Gelir Vergisi Kanununa Göre Yıllık Beyannameden İndirim Konusu Yapılacak Bağış Ve Yardımlar Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-kanununa-gore-yillik-beyannameden-indirim-konusu-yapilacak-bagis-yardimlar-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-kanununa-gore-yillik-beyannameden-indirim-konusu-yapilacak-bagis-yardimlar-nelerdir/#respond Wed, 05 Sep 2018 22:00:39 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=9993 Yıllık beyannameden indirim  konusu yapılacak bağış ve yardımlar;

1- Yıllık  toplamı beyan edilecek gelirin %5’ini aşmamak üzere (kalkınmada öncelikli yöreler için %10’unu) makbuz karşılığında aşağıdaki kurumlara yapılan bağış ve yardımlar,
1.1- Genel ve özel bütçeli kamu  idareleri,
1.2- İl özel idareleri,
1.3- Belediyeler,
1.4- Köyler ile kamu yararına çalışan  dernekler,
1.5- Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yapılan bağış ve yardımlar,

2- Aşağıdaki kuruluşlara yapılan her  türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam  ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı;
2.1- Genel ve özel bütçeli kamu  idarelerine,
2.2- İl özel idarelerine,

2.3-
Belediyelere ve köylere bağışlanan,
2.3.1- Okul,
2.3.2- Sağlık tesisi,
2.3.3- Yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak)  kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu,
2.3.4- Çocuk yuvası,
2.3.5- Yetiştirme  yurdu,
2.3.6- Huzurevi,
2.3.7- Bakım ve rehabilitasyon merkezi,

2.4- Mülki idare amirlerinin  izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak,
2.4.1- İbadethaneler,
2.4.2- Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri,
2.4.3- Gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla  yapılan harcamalar veya bu tesis inşası için yapılan bağış ve yardımlar,

3- Fakirlere yardım amacıyla gıda  bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca  belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan,
3.1- Gıda,
3.2- Temizlik,
3.3- Giyecek,
3.4- Yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı. 

4- Genel ve özel bütçeli kamu  idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel  araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların %100’ü, 

5- Başbakanlıkça veya Bakanlar kurulunca başlatılan yardım  kampanyalarına makbuz  karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı.

6- İktisadi işletmeleri hariç,  Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz mukabili yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı.

7- EXPO 2016 Antalya  Ajansına yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımlar ile sponsorluk  harcamalarının tamamı.

8- 3289 sayılı Gençlik ve  Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.06.1992  tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında  Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için  tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu – Gelir İdaresi Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-kanununa-gore-yillik-beyannameden-indirim-konusu-yapilacak-bagis-yardimlar-nelerdir/feed/ 0