başlangıç – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 20 Nov 2023 13:06:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 Enflasyon düzeltmesinde İzleyen dönem başlangıç değeri ne olacaktır? https://www.muhasebenews.com/enflasyon-duzeltmesinde-izleyen-donem-baslangic-degeri-ne-olacaktir/ https://www.muhasebenews.com/enflasyon-duzeltmesinde-izleyen-donem-baslangic-degeri-ne-olacaktir/#respond Mon, 20 Nov 2023 13:06:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147691 Enflasyon düzeltmesinde İzleyen dönem başlangıç değerleri

TASLAK TEBLİĞ Madde 29- (1) 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançonun düzeltilmesi sonucu hesaplanan tutarlar, izleyen dönemde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmayacağına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç değerleri olarak dikkate alınır.

Enflasyon düzeltme şartlarının varlığına bağlı olarak, 1/1/2024 tarihinden sonraki (1/1/2024 tarihinden itibaren başlayan) döneme ait düzeltme işlemleri, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş 31/12/2023 tarihli bilançoda yer alan düzeltilmiş değerler üzerinden, bu Tebliğin dördüncü bölümü dikkate alınarak yapılır.

İzleyen hesap döneminde amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanmaya başlanır.


Kaynak: VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/enflasyon-duzeltmesinde-izleyen-donem-baslangic-degeri-ne-olacaktir/feed/ 0
Tasfiye girişi öncesi döneme ait zarar tasfiye döneminde hazırlanan bilançoda geçmiş dönem zararları bölümünde yer alacaktır. https://www.muhasebenews.com/tasfiye-girisi-oncesi-doneme-ait-zarar-tasfiye-doneminde-hazirlanan-bilancoda-gecmis-donem-zararlari-bolumunde-yer-alacaktir/ https://www.muhasebenews.com/tasfiye-girisi-oncesi-doneme-ait-zarar-tasfiye-doneminde-hazirlanan-bilancoda-gecmis-donem-zararlari-bolumunde-yer-alacaktir/#respond Tue, 08 Nov 2022 02:16:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134259 Tasfiye halinde Ltd. şirketinin tasfiye başlangıç kurumlar vergisi beyannamesi Eylül aynıda verildi ve zarar vardı. Şimdi tasfiye sonu kurumlar vergi beyannamesini vereceğim tasfiye başlangıçtaki zarar ile şimdiki zarar toplam olarak mı yazılacak? Beyannamede tasfiye başlangıç zararını yazacağım yer yok.

Tasfiye başlangıcındaki zararı geçmiş dönem zararı bölümünde yer alır.


Kurumlar Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin Tasfiye ile ilgili bölümündeki açıklamalar aşağıda belirtilmiştir.

17. Tasfiye

17.1. Tasfiye dönemi

Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır.

Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer.

Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği tarihte başlayacak ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edecektir.

Örnek 1:

Tasfiyenin aynı yıl içinde sonuçlanması hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  18/1/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  12/12/2006

Tasfiye dönemi :  18/1/2006-12/12/2006

Örnek 2:

Tasfiyenin bir yıldan fazla devam etmesi hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  15/4/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  4/6/2008

I.Tasfiye dönemi :  15/4/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi:  1/1/2007-31/12/2007

III. Tasfiye dönemi:  1/1/2008-4/6/2008

17.1.1. Tasfiyenin zararla kapanması halinde düzeltme

Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve önceki dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe iade edilir. Nihai tasfiye sonucunda matrah beyan edilmesi halinde önceki tasfiye dönemlerinin düzeltilmesi söz konusu olmaz.

Tasfiye işlemleri sürerken vergi oranında meydana gelecek değişmeler söz konusu düzeltme işleminin yapılmasını gerektirmeyecektir. Düzeltme işlemleri ancak son tasfiye döneminin zararla sonuçlanması halinde yapılacaktır.

Örnek 3:

3/6/2006 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiye 15/4/2009 tarihinde tamamlanmıştır. Bu kurumda 3/6/2006 – 31/12/2006 tarihleri arasındaki dönem birinci tasfiye dönemini, 2007 ve 2008 yılları ikinci ve üçüncü tasfiye dönemlerini, 1/1/2009 – 15/4/2009 tarihleri arasındaki dönem dördüncü ve son tasfiye dönemini oluşturacaktır.

Kurum;

I.Tasfiye döneminde 20.000 TL Kazanç,

II.Tasfiye döneminde 150.000 TL Kazanç,

III. Tasfiye döneminde 50.000 TL Zarar,

Son tasfiye döneminde ise 25.000 TL Zarar,

bildirmiştir.

Bu beyanlara göre ilk iki dönemde (4.000 + 30.000 =) 34.000 TL kurumlar vergisi ödenmiştir.

Oysa tasfiyenin kesin ve nihai sonucuna göre kâr; [(20.000 + 150.000) – (50.000 + 25.000) =] 95.000.- YTL’dir. Bu matrah üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisi ise 19.000.- YTL olacaktır.

Bu durumda (34.000 – 19.000 =) 15.000.- YTL kuruma iade olunacaktır.

17.1.2. Tasfiyede zamanaşımı

Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği dönemi izleyen yıldan başlar.

Örnek 4:

11/2/2002 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiyenin 4/6/2006 tarihinde sonuçlanmış olması halinde tarh zamanaşımı 1/1/2007 tarihinden itibaren başlar ve 31/12/2011 tarihine kadar 11/2/2002 – 4/6/2006 tarihlerini kapsayan tasfiye dönemleri için tarhiyat yapılabilir.

17.2. Tasfiyeden vazgeçilmesi

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Bu durumda tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı tasfiye döneminin başından itibaren geçerli olacak, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçecektir.

Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri de tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlayacaktır.

Örnek 5:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi : 14/2/2006

Tasfiyeden vazgeçme tarihi : 15/4/2008

I.Tasfiye dönemi :14/2/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi: 1/1/2007-31/12/2007

Normal beyan dönemi: 1/1/2008-31/12/2008

Örnekten de anlaşılacağı üzere, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihin içinde bulunduğu yıl başı itibarıyla normal beyan dönemine geçilmekte ve söz konusu tasfiyeden vazgeçme kararına ilişkin tarihin (15/4/2008) içinde bulunduğu üç aylık geçici vergi döneminin başından (1/4/2008) itibaren geçici vergi yükümlülüğü başlamaktadır.

17.3. Tasfiye beyannameleri

Tasfiye beyannamesi, tasfiyenin aynı takvim yılı içinde başlayıp sonuçlanması halinde, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Tasfiyeye giriş tarihi ile tasfiyenin sonuçlanma tarihinin farklı takvim yıllarında gerçekleşmesi durumunda, her bir tasfiye dönemine ilişkin tasfiye beyannamesi, tasfiye memuru tarafından tasfiye döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.Tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Örnek 6:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi: 4/6/2006

Tasfiyenin sonuçlandığı tarih:15/4/2008

Kıst dönem için beyanname verme süresi (1/1/2006 – 3/6/2006): 1-25/10/2006

I.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (4/6/2006– 31/12/2006):  1-25/4/2007

II.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2007–31/12/2007) :  1-25/4/2008

III. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2008–15/4/2008): 15/5/2008

Bu şekilde verilecek olan beyannamelere, bilanço ve gelir tablosu ile tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralar ve diğer değerlerin ayrıntılı bir listesi de eklenecektir.

17.4. Tasfiye kârı

Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır. Tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.

Tasfiye kârı hesaplanırken;

– Ortaklar veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,

– Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazanç ve iratlar da tasfiye döneminin başındaki servet değerine

eklenecektir.

Bununla birlikte, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecektir.

Ayrıca, tasfiye kârının hesaplanması sırasında, Kanunun indirilecek giderler, zarar mahsubu, diğer indirimler ve kabul edilmeyen indirimlerle ilgili madde hükümleri de dikkate alınacaktır.

Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler, ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir.

17.5. Servet değeri

Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde; izleyen tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilançosunda görülen servet değeridir.

Aşağıda belirtilenler dışında kalan her çeşit karşılıklar ile dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dahildir:

– Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik karşılıkları,

– Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı.

17.6. Tasfiye memurlarının sorumluluğu

Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Yukarıda belirtilen vergiler ile tasfiye işleminin incelenmesi sonucu tarh edilecek vergilerin asılları ve zamları, tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan aranacağı gibi tasfiye sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan ortaklardan da aranabilecektir. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmayacaktır.

Tasfiye memurları, Kanunun 17 nci maddesi gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiye sırasında kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara rücu edebilirler. Ortakların aldığı bu değerlerin vergileri karşılamaya yetmemesi durumunda ise İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun oranlar dahilinde aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacakları tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara da rücu edebileceklerdir.

17.7. Tasfiye işlemlerinin incelenmesi

Tasfiye işlemlerinin incelenmesi talebini içeren dilekçenin vergi dairesine verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanacak, vergi incelemesinin bitmesini takip eden otuz gün içinde de vergi dairesi, söz konusu vergi incelemesinin sonucunu tasfiye memurlarına bildireceklerdir. Buna göre, kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının Kanunun 17 nci maddesine göre varolan sorumlulukları devam edecektir.

Maliye Bakanlığı; mükelleflerin hukuki statülerini, faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmamaya yetkilidir.

(4 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 2. maddesiyle eklenen bölüm)

17.8. Tasfiye edilerek ticaret sicilinde tüzel kişiliği sona eren kurumlar vergisi mükellefleri hakkında yapılacak tarhiyatlar 

15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişik bölüm:RG-25/05/2018-30431) 5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 7103 sayılı Kanunun 74 üncü maddesiyle 27/3/2018 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Yine 7103 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, 27/3/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesine beşinci fıkra eklenmiş olup söz konusu fıkrada, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükellefler hakkında, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan kurumlar vergisi mükellefleriyle ilgili, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak 27/3/2018 tarihinden sonra yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.(*)

(*)15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmeden önceki hali:

(Ek:RG-13/8/2009-27318)

5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesine eklenen dokuzuncu fıkra uyarınca, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacaktır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacaklardır. Tasfiye dönemi için tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tasfiye artığı tutarıyla sınırlı olacaktır.

Anılan hüküm, maddenin yürürlüğe girdiği 3/7/2009 tarihinden itibaren konu ile ilgili olarak yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanacaktır. 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiye-girisi-oncesi-doneme-ait-zarar-tasfiye-doneminde-hazirlanan-bilancoda-gecmis-donem-zararlari-bolumunde-yer-alacaktir/feed/ 0
Yeni şirketlerin e-Fatura ve e-Deftere geçiş zorunluluğu var mı? https://www.muhasebenews.com/yeni-sirketlerin-e-fatura-ve-e-deftere-gecis-zorunlulugu-var-mi/ https://www.muhasebenews.com/yeni-sirketlerin-e-fatura-ve-e-deftere-gecis-zorunlulugu-var-mi/#respond Thu, 01 Sep 2022 06:28:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130607 Bu ay bir Ltd şirket kuruluşu yaptım. Firma yurt dışından asfalt alıp, yurt içi ve yurt dışı satışını yapacak. Bu firmanın faaliyeti ile ilgili e fatura ve e deftere geçiş zorunluluğu var mı?

Aşağıdaki linkte belirtilen yazımızı inceleyiniz. Öncelikle işe başlama ile birlikte e-arşiv fatura kullanılacaktır. 2023 yılından itibaren Ciro durumuna görede e -deftere geçilecektir.

https://www.ismmmo.org.tr/dosya/3333/Mevzuat-Dosya/06062022-e-fatura-e-defter-e-irsaliye-takvimi.pdf


 

İSMMMO

E-FATURA, E-İRSALİYE VE E-DEFTER’E GEÇİŞ TAKVİMİ 

(01 TEMMUZ 2022’den itibaren)

 

Değerli üyemiz,

06.06.2022

22.01.2022 tarihli ve 31727 sayılı Resmi Gazete’de elektronik belge uygulamalarına ilişkin 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde değişiklik yapan 535 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ise, 22.01.2022 tarih ve 31727 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.

Tebliğ ile yapılan değişikliklere göre; e-fatura, e-irsaliye ve e-defter kullanımına geçiş tarihleri aşağıdaki tablolardadır.

Yararlı olması dileği ile çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. 

Saygılarımla,

Erol DEMİREL

Başkan

 

SEKTÖR AYRIMI OLMAKSIZIN TÜM MÜKELELFLER İÇİN E-FATURA VE E-DEFTER’E GEÇİŞ TARİHLERİ:

YIL BRÜT SATIŞ HÂSILATI E-FATURA E-DEFTER
2021 4 Milyon TL 1 TEMMUZ 2022 1 OCAK 2023
2022 4 Milyon TL 1 TEMMUZ 2023 1 OCAK 2024

 

ÖTV Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle EPDK’ndan lisans alan işletmeler ile ÖTV Kanununa ekli III sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal edenler; lisans alımı, imal, inşa veya ithalin yapıldığı ayı izleyen dördüncü ayın başından itibaren e-Fatura uygulamasına geçiş yapmak zorundalar.

Komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle uğraşanlar, işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlayarak e-Fatura uygulamasına geçiş yapmak zorundalar.

İhracat işlemlerinde e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 3065 sayılı KDV Kanununun 11’inci maddesine göre mal ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan bavul ticareti kapsamındaki satışlar dâhil) ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, söz konusu faturalarını e- Fatura olarak düzenlemeleri zorunludur.

GAYRİMENKUL & MOTORLU ARAÇ ALIM-SATIM VE KİRALAMA İŞİ YAPANLAR:

(Gayrimenkul ve/veya motorlu taşıt, inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlar ile bu işlemlere aracılık faaliyetinde bulunan mükellefler)

 

YIL BRÜT SATIŞ HÂSILATI E-FATURA E-DEFTER
2020 – 2021 1 Milyon TL 1 TEMMUZ 2022 1 OCAK 2023
2022 500 Bin  TL 1 TEMMUZ 2023 1 OCAK 2024

 

ELETRONİK (İNTERNET) ORTAMDA MAL VE HİZMET SATIŞI YAPANLAR İÇİN GEÇİŞ TARİHLERİ:

(Kendilerine veya aracı hizmet sağlayıcılarına ait internet sitelerinde veya diğer her türlü elektronik ortamda mal ve hizmet satışını gerçekleştiren mükellefler.)

 

YIL BRÜT SATIŞ HÂSILATI E-FATURA E-DEFTER
2020 – 2021 1 Milyon TL 1 TEMMUZ 2022 1 OCAK 2023
2022 500 Bin  TL 1 TEMMUZ 2023 1 OCAK 2024

 

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI VEYA BELEDİYE RUHSATLI OTELLER:

(Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Belediyelerden yatırım ve/veya işletme belgesi almak suretiyle konaklama hizmeti veren otel işletmeleri)

  E-FATURA E-DEFTER
YIL VE BRÜT SATIŞ HÂSILATI SINIRLAMASI YOK SEKTÖRDEKİ TÜM MÜKELLEFLER 1 Temmuz 2022 1 Ocak 2023

 

SEKTÖR AYRIMI OLMAKSIZIN E- İRSALİYE’ YE GEÇİŞ TARİHLERİ:

E-Fatura uygulamasına dâhil olan mükelleflerden, yıllık satış hâsılatı;

YIL BRÜT SATIŞ HÂSILATI E-İRSALİYE
2021 10 MİLYON TL 1 TEMMUZ 2022
2022 10 MİLYON TL 1 TEMMUZ 2023

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yeni-sirketlerin-e-fatura-ve-e-deftere-gecis-zorunlulugu-var-mi/feed/ 0
Firmalarda BES kesintisi ne zaman yapılmaya başlanmalıdır? https://www.muhasebenews.com/firmalarda-bes-kesintisi-ne-zaman-yapilmaya-baslanmalidir/ https://www.muhasebenews.com/firmalarda-bes-kesintisi-ne-zaman-yapilmaya-baslanmalidir/#respond Fri, 14 Jan 2022 22:05:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110707 4 çalışanı olan bir firma mayıs ayı içerisinde 5.çalışanını işe aldı. Bes kesintisi yaparken sadece 5.çalışan için mi yapılacak yoksa diğer 4 personel içinde Bes kesintisi yapılacak mı? 

İşçi sayısı 5 ve üzeri olunca takip eden yılbaşından itibaren BES yapılmalıdır.

27/04/2021 tarihinde işe alınmış olan bir personelimiz var. Yaşı 32. İşveren olarak bu personelimizin yaşının, 45 yaş altı olduğu için mecburi olarak, zorunlu bes hesabı açtırdık ve aylık maaşından bu hesaba BRUT ÜCRETİNİN % 3 ünü BES kesintisi yaparak yatıracağımızı söyledik. Nisan ayına ilişkin 4 günlük BES yatırıldı. Mayıs ayına ilişkin de 30 günlük BES yatırıldı. Bu personelimiz, yaşı 45 altı olduğu halde, BES hesabı istemediğini söylüyor. Bankayı arayıp BES hesabının kapatılmasını isteyecekmiş. Böyle bir durumda, işveren olarak bize yasal bir sıkıntı çıkar mı? 

Emeklilik planına göre çalışanın ücretinden katkı payı kesilmeye başlandığında, ilk katkı payının şirket hesabına yattığı günü takip eden ilk iş günü emeklilik planının kişiye posta veya elektronik posta yolu ile gönderilmesi gerekiyor. 

Bu bildirimin sigortalıya ulaşmasından sonraki iki aya “BES cayma süresi” deniyor. Çalışanlar iki aylık cayma süresi içinde sistemden çıkma hakkını, herhangi bir maddi kayba, kesintiye uğramadan kullanabiliyor.

27 nisanda sgk girişi yapılıp, nisan ayına ilişkin 4 günlük ZORUNLU BES, mayıs ayına ilişkin 30 günlük ZORUNLU BES yatırılan, 32 yaşındaki personelimiz, 1 Haziran itibari ile, bankayı arayıp BES Hesabının kapatılmasını isteyebiliyor. Bu durumda işveren olarak, yasal olarak bu konuyla ilgili, üzerimize düşen, yapmamız gereken bir işlem var mıdır?

Emeklilik planına göre çalışanın ücretinden katkı payı kesilmeye başlandığında, ilk katkı payının şirket hesabına yattığı günü takip eden ilk iş günü emeklilik planının kişiye posta veya elektronik posta yolu ile gönderilmesi gerekiyor. 

Bu bildirimin sigortalıya ulaşmasından sonraki iki aya “BES cayma süresi” deniyor. Çalışanlar iki aylık cayma süresi içinde sistemden çıkma hakkını, herhangi bir maddi kayba, kesintiye uğramadan kullanabiliyor.

14 Çalışanı olan işyeri zamanında BES kapsamına girmedi. BES sistemine şimdi geçiş yapılsa bir ceza ile karşılaşabilir miyiz?

BES işçi sayınız 5 ve üzeri olduğunda takip eden yılbaşından itibaren yapılması gereken bir işlemdir. Yapılmaması halinde karşılığı ipc olmaktadır.

Her bir ihlal kavramı kapsamında; her çalışan için her bir ayda yapılan kanuna aykırı ihlaller tek bir
fiil-ihlal olarak kabul edilecektir.

Çalışanın ücretinden kesilmesine rağmen Emeklilik şirketine aktarılmayan, eksik aktarılan veya süresinde aktarılmaması halleri tek bir ihlal olarak değerlendirilecektir.

4632 sayılı Kanunun Ek 2’nci maddesinde yer alan 100,00 TL’lik idari para cezası, maktu bir idari para cezası niteliğinde olup her yıl yeniden değerlemeye tabi tutularak uygulanması gerekmektedir.


Kaynak: ismmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/firmalarda-bes-kesintisi-ne-zaman-yapilmaya-baslanmalidir/feed/ 0
Askerlik borçlanması sigortalılık hizmet başlangıç tarihini etkiler mi? https://www.muhasebenews.com/askerlik-borclanmasi-sigortalilik-hizmet-baslangic-tarihini-etkiler-mi/ https://www.muhasebenews.com/askerlik-borclanmasi-sigortalilik-hizmet-baslangic-tarihini-etkiler-mi/#comments Thu, 16 Dec 2021 12:21:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119512 Aşağıda detaylarını vermiş olduğum sigortalı kalan 322 gün prim ödemesinin 180 gününü askerlik, kalanını da 142 gün yurtdışı borçlanması vasıtasıyla yapabilmektedir. 

Hizmete Başlama: 1.7.1995 

Yaş: 48 yıl 9 ay 

Sigortalılık süresi: 26 yıl 5 ay 5428 prim ödeme gün sayısı 

Emeklilik şartları 55 yaş, 5750 gün, 25 yıl Sigortalı kalan prim günlerinin asgari tutardan ödemesi durumunda emeklilik maaşında herhangi bir değişiklik olacak mıdır? Zira kendisi prim ödediği 5428 günü tavandan hesaplanmıştır.

İlk kez sigortalı olduğu tarihten sonra askerlik borçlanması olan kişilerde bu borçlanması yalnızca prim ödeme gün sayısını artırır, ancak emeklilik tarihini öne çekmez. 

Fakat çalışmaya başlamadan önce askere giden bir sigortalı askerlik borçlanması yaparsa, ilk kez sigortalı olduğu tarih borçlanma süresi kadar geriye gider.

Sizin hesaplamanızda askerlik emeklilik tarihini öne çekiyor ise ödenen borçlanmanın bedeli önemli olur. Emeklilik hesaplamanızı bu yönüyle tekrar değerlendirmenizi tavsiye ederiz.

Askerlik Süresinin Sigortalılığa Etkisinde Son Değişiklikler

Askerlik borçlanması erkek sigortalılar için önemli haklardan. Sigortalılık başlangıcından önce olursa SSK’lılar, 2002’den önce olursa Emekli Sandığı ve Bağ-Kur’lular için emekliliği öne çekici fonksiyona sahip olan bu borçlanma aylık tutarına da direkt etkili oluyor. Elbette bu etki sigortalının diğer hizmetlerine ve ödeme tutarına bağlı olarak farklı farklı oluşuyor. 

Bugünkü yazımızın konusu da SGK’nın son 2020/21 sayılı Genelgesi bağlamında askerlik süresinin devam eden sigortalılıklara etkisi ile askerlik borçlanmasında değişenler olacak. 

2925 sayılı Kanun kapsamında prim ödemeye devam edenlerden;  askerlik, tutukluluk ve hükümlülük nedeniyle sigortalılığı sonlandırılanların, yeniden sigortalı olmak için talepte bulunmaları halinde talep tarihini takip eden aybaşından itibaren “İstek ve Tescil Belgesi” alınmaksızın 2925 sayılı Kanun tabi sigortalılıkları yeniden başlatılacak. 

Daha önce askerden dönenlerin sigortalılığı talebe bağlı olmaksızın kendiliğinden başlıyor, mahkûmiyeti bitenler için yeni başvuru aranıyordu. 

Askerlik hizmetini yaptığı veya yurt dışında bulunduğu dönemde 2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olma talebinde bulunup sigortalılığı başlatılan ve prim ödemeye devam edenlerin, askerlik ve yurt dışında bulunduğu dönemler iptal edilerek, terhis edilenlerin terhis tarihini, yurda dönüş yapanların yurda dönüş tarihini takip eden aybaşından sigortalılıkları başlatılacak.

***

Fiili askerlik hizmeti silah altına alınmakla başlayıp terhis tarihinde sona erip, kamu hizmeti olan askerlik görevini fiili olarak yapmakta olanlar bu görevleri nedeniyle gerek 506 sayılı  Kanunun  mülga  3  üncü  maddesi,  gerek  Kanunun  6  ncı  maddesi  kapsamında  sigortalı sayılmıyorlar. 

Ancak; askerlik hizmetinden sayılan izin, hava değişimi, istirahat süreleri, birliğe sevk tarihi ile birliğe katılış tarihi arasında geçen süre veya erken terhis mahiyetinde izinli sayılan süreler ile askerlik hizmetinden sayılmayan sürelerde hizmet akdine tabi çalışılması durumunda, bu sürelere ilişkin belge sunulması ve bildirilen hizmetlerin fiili çalışmaya dayanmadığına dair aksine bir tespitin bulunmaması halinde, bu süreler de hizmet bakımından geçerli sayılacak.

SSK sigortalılığının başladığı tarihte fiili olarak askerlik hizmetini yapmakta olanların,  askerlik hizmetini yaptığı dönemde sigortalılığının bildirildiği işyerindeki (4/a) kapsamındaki çalışmalarının terhis tarihinden sonra da devam ettiğinin anlaşılması halinde, fiili  olarak  askerlik  yaptığı  dönemdeki  hizmetleri  iptal  edilecek,  terhis  tarihinden  sonra  geçen hizmetler ise geçerli sayılacak.

Buna karşın 1479 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin aradığı sigortalılık niteliklerine sahip bağımsız çalışanlar ile Kanunun saydığı şirket ortaklarının, askerlik görevlerini er olarak yaptıkları ya da yedek subay okulu öğrencisi bulundukları süre içerisinde,  meslek  kuruluşlarından,  kayıtlarını  sildirmemiş  olmak,  iş  yerlerini üçüncü  kişi  eliyle  sürdürmek  veya  şirket  ortaklığını  devam  ettirmek  şartıyla  Bağ-Kur sigortalılıklarının devam edeceği kabul edilmiştir. Bu nedenle, askerliklerini yaptıkları veya yedek subay okulunda öğrenci oldukları sırada Bağ-Kur ile olan ilgileri  devam  edenlerin  de bu  süreleri geçerli sayılması gerektiğinden borçlandırılmıyor. 

***

Askerlik hizmetini yaptığı veya yurt dışında bulunduğu dönemde Kanunun ek 5 inci madde kapsamında sigortalı  olma  talebinde  bulunup  sigortalılığı  başlatılan  ve  prim  ödemeye devam  edenlerin, askerlik ve yurt dışında bulunduğu dönemler iptal edilerek, terhis edilenlerin terhis  tarihini, yurda  dönüş  yapanların  yurda  dönüş  tarihini  takip  eden  gün  itibariyle sigortalılıkları başlatılacak. 

***

Keza Ek-6 sigortalıları dediğimiz taksi dolmuş şoförleri ile sanatçıların bu sigortalılıklarında askerlik hizmetini yaptığı veya yurt dışında bulunduğu dönemde Kanunun ek 6 ncı madde kapsamında sigortalı olma talebinde bulunup sigortalılığı başlatılan ve prim ödemeye devam edenlerin, askerlik ve yurt dışında bulunduğu dönemler iptal edilerek, terhis edilenlerin terhis tarihini, yurda dönüş yapanların yurda dönüş tarihini takip eden gün itibariyle sigortalılıkları başlatılacak.

***

Yapılacak askerlik borçlanmalarında,  askerlik süresinden sayılan aşağıda gösterilen hava değişim sürelerini aşan kısım ile hastalık, ceza vb. nedenlerle uzayan askerlik süreleri borçlandırılmayacak.

Askerlikten Sayılan Hava Değişim Süreleri
Hava Değişimi (1111 s. Kanuna göre) 17/7/1927 tarihine kadar 1 yıla kadarki kısmı
17/7/1927–21/2/2014 3 aya kadarki kısmı
22/2/2014–25/6/2019 30 güne kadarki kısmı
Hava   Değişimi   (Kısa Dönem)(1076 sayılı Kanuna göre) 14/11/1980–21/2/2014 30 güne kadarki kısmı
22/2/2014–25/6/2019 15 güne kadarki kısmı
Hava Değişimi(7179 sayılı Kanun) 26/6/2019 tarihinden itibaren Tabi olunan askerlik süresinin her ayı için 1 güne kadarki kısmı

Şevket TEZEL


Kaynak: ismmmo,Şevket Tezel Köşe Yazısı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/askerlik-borclanmasi-sigortalilik-hizmet-baslangic-tarihini-etkiler-mi/feed/ 2
Askerde geçen süreler SGK işe başlama tarihini etkiler mi? https://www.muhasebenews.com/askerde-gecen-sureler-sgk-ise-baslama-tarihini-etkiler-mi/ https://www.muhasebenews.com/askerde-gecen-sureler-sgk-ise-baslama-tarihini-etkiler-mi/#respond Sat, 11 Dec 2021 00:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117319 20.08.1977 doğumluyum. İlk sigorta giriş tarihi 01.08.1994 tarihidir. Askerliğimi 21.03.2001 tarihinde yedek subay (4 ay acemi birliği, 12 ay yedek subay) olarak yaptım. Askerliğimi dikkate almazsam emeklilik için normalde 55 yaş şartına tabiyim. Ancak askerliğimi dikkate aldığımda sigorta başlangıcı 01.05.1994 tarihine öne doğru çekiyor. Bu da emeklilik yaşımı 54′ e düşürüyor. Bu şekilde hesaplamam doğru mu?

Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlanılması halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülmektedir. 

Bu durum yaş olarak daha erken bir tarihte emeklilik imkanı sağlamaktadır. 

Siz sigortalı olduktan sonra askerlik vazifenizi yapmış bulunmaktasınız. Bu nedenle belirtilen imkandan yararlanamazsınız.

-2021 Yılı için ödenmesi gereken en az ve en çok Askerlik Borçlanması tutarları için tıklayın…

-Askerlik Borçlanması Tutarını Hesaplamak için tıklayın…

Askerlik borçlanması sigorta başlangıç tarihini geri çeker mi?

Yurtdışı Borçlanması 2021, Askerlik Borçlanması 2021, Doğum Borçlanması 2021 ne kadar oldu?

Bağ-Kur kapsamında olan bir kişi askerlik borçlanması yapabilir mi?

Askerlik borçlanması ödemelerini gelir vergisi matrahında indirim konusu yapabilir miyiz?


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/askerde-gecen-sureler-sgk-ise-baslama-tarihini-etkiler-mi/feed/ 0
Kasım ayında personel sayısı 5 kişi olan bir iş yeri BES sistemine ne zaman dahil olur? https://www.muhasebenews.com/kasim-ayinda-personel-sayisi-5-kisi-olan-bir-is-yeri-bes-sistemine-ne-zaman-dahil-olur/ https://www.muhasebenews.com/kasim-ayinda-personel-sayisi-5-kisi-olan-bir-is-yeri-bes-sistemine-ne-zaman-dahil-olur/#respond Sat, 20 Nov 2021 11:30:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118291 Firmada toplam çalışan işçi sayısı 5 kişidir. 6 kişi olarak kasım ayı içinde bir işçi girişi yapılmıştır. Bu kişiye ait bes kesintisi ne zaman başlayacaktır ve başladıktan en az kaç ay sonra bes sisteminden çıkabilir?

İşçi sayısının 5 ve üzeri olduğu durumlarda takip eden takvim yılı itibariyle BES uygulamasına geçilmektedir.

  1. Bireysel emeklilik sisteminin amacı nedir?

Bireysel Emeklilik Sistemi; mevcut sosyal güvenlik sistemimizi tamamlayıcı nitelikte olmak üzere, bireylere emeklilik döneminde ilave bir gelir sağlayarak refah düzeylerinin yükseltilmesine yardımcı olmak amacıyla kurulmuş tamamen gönüllülük esasına dayalı bir sistemdir.

  1. Bireysel emeklilik hizmeti kimler tarafından sunulmaktadır?

Bireysel emeklilik hizmeti, Hazine Müsteşarlığı’nın gözetimindeki emeklilik şirketleri tarafından sunulmaktadır. Emeklilik şirketleri için Bireysel Emeklilik Kanunu’nda çok sıkı kuruluş ve faaliyet esasları düzenlenmiş, ayrıntılı denetim mekanizmaları oluşturulmuştur.

  1. Bu şirketlerin sunacakları hizmetin, mevcut hayat sigortası şirketlerinin emekliliğe yönelik olarak sundukları emeklilik ürünlerinden nasıl bir farkı vardır?

Bireysel emeklilik sisteminin temeli sigorta mekanizmasından ziyade, uzun vadeli portföy yönetimi esasına dayanmaktadır.

Hayat sigortası sistemi aktüeryal esaslara dayalı olarak işler ve ölüm, maluliyet gibi çeşitli risklerle karşılaşıldığında kişileri bu risklerden korumak amacını taşır. Bireysel emeklilik sistemi ise temelde, bireylerden toplanan katkı paylarının, yatırıma yönlendirilmesi suretiyle kişilere yaşlılık döneminde ilave bir gelir temin etmeyi amaçlamaktadır.

Hayat sigortası poliçelerinin başka bir hayat sigortası şirketine aktarılması mümkün değil iken, bireysel emeklilik sisteminde birikimlerin asgari bir sürenin sonunda, başka bir emeklilik şirketine aktarılması mümkündür.

Hayat sigortalarında bireylerin yatırdıkları paralar havuz şeklinde yönetilirken, bireysel emeklilik sisteminde, birikimler katılımcının risk ve getiri tercihine uygun olarak belirleyeceği, profesyonel portföy yönetim şirketleri tarafından yönetilen emeklilik fonlarında değerlendirilmektedir.

  1. Bireysel Emeklilik Sistemi, yatırım kararını kendisi vermek isteyen katılımcılar için uygun mudur?

Bireysel emeklilik sisteminde sanılanın aksine katılımcının birçok yatırım alternatifi vardır. Mevzuat gereği her şirket katılımcılarına farklı risk ve getiri yapısına sahip en az 3 farklı fon sunmak zorundadır. Uygulamada şirketten şirkete değişiklik göstermekle birlikte çoğu şirket 10’dan fazla fonu katılımcılarının tercihine sunmaktadır. Katılımcılar, emeklilik şirketlerinin kurucusu olduğu veya satışını üstlendiği fonlar arasından, kendi risk ve getiri tercihlerine göre en uygununu seçerek birikimlerini değerlendirebilirler. Dilerlerse ödemelerini hisse senedi, altın ve diğer kıymetli madenler ya da kamu/özel sektör borçlanma araçları fonları gibi birden çok fona dağıtarak risklerini azaltabilirler.

Yatırım yapma konusunda yeterli tecrübeye sahip olmadığını düşünen veya herhangi bir nedenle seçeceği fona karar veremeyen katılımcılar, katkı paylarını şirketlerin “standart fonlarına” yönlendirebilirler. Standart fonlar, özel olarak belirlenen daha az riskli yatırım stratejisine sahip fonlardır. 

  1. Kişinin yatırım alternatifleri nelerdir? Ödenen katkılar emeklilik şirketi tarafından ne şekilde değerlendirilebilir?

Katkı payları, emeklilik şirketleri tarafından kurulacak emeklilik fonlarında değerlendirilecektir. Bu fonlar, yerel ya da yabancı ortaklıkların payları, repo/ters repo, türev araçlar, hazine bonosu, devlet tahvili, özel sektör borçlanma araçları, eurobond, altın ve diğer kıymetli madenler, mevduat, katılım hesabı gibi değişik varlıklara yatırım yapabilmektedir.

Örneğin; “Kamu Borçlanma Araçları Fonu” portföyünün en az %80’i ters repo dahil devlet iç borçlanma araçlarına yatırılan, “Hisse Senedi Fonu” ise; portföyünün en az %80’i borsada işlem gören şirketlerin paylarına yatırılan fonlardır.

  1. Bu sisteme katılmaya karar veren bir kişi katkı paylarını ne şekilde ödeyecektir ? Asgari katkı payı ödenmesi zorunluluğu var mıdır?

Aylık katkı payı ödemesinin mevzuatta bir alt sınırı yoktur. Katkı payı ödemeleri emeklilik şirketiyle serbestçe belirlenebilir.

Katılımcının yapmış olduğu katkı payı ödemeleri, şirkete intikalinden itibaren 2 iş günü içinde kişinin seçmiş olduğu fon dağılımı doğrultusunda yatırıma yönlendirilecektir.

  1. Bireysel emeklilik ödemelerine yapılan devlet katkısı nedir?

Devlet katkısı, 1/1/2013’te yürürlüğe girmiş olan bireysel emeklilik teşvik sistemidir. Bu sistem uyarınca katılımcıların bireysel emeklilik sistemine yaptıkları katkı payı ödemelerinin %25’ine karşılık gelen tutar, devlet tarafından katılımcının devlet katkısı hesabına yatırılacaktır.

  1. Katılımcılar nasıl devlet katkısı alabilirler?

Katılımcıların,  devlet katkısı alabilmeleri için, bireysel emeklilik hesaplarına katkı payı ödemesi yapmaları yeterlidir. Yatırılan katkı payları Emeklilik Gözetim Merkezi’nce her ay takip edilerek, katılımcıların ödedikleri tutarın %25’i, kendileri adına ayrı bir hesaba aktarılır. Örneğin, her ay 200 TL katkı payı ödemesi yapan bir katılımcının devlet katkısı hesabına her ay 50 TL yatırılacaktır. Böylece, katılımcının birikimi aylık 250 TL’ye yükselecektir. Ayrıca bu 250 TL’lik tutarın da katılımcının tercihine göre belirlenen fonlarda değerlendirilmesi suretiyle getiri elde edilebilecektir.

  1. Katılımcılar devlet katkılarına da getiri elde edebilecekler mi?

Evet. Devlet katkıları şirketlerin bu ödemeler için kuracakları ve Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen yatırım araçlarından oluşacak fonlarda değerlendirilerek getiri sağlayacaktır. Üstelik bu fonların gider kesintileri, diğer emeklilik yatırım fonlarına kıyasla çok daha düşük olduğundan, katılımcıların elde edilen getiriden en üst düzeyde faydalanması mümkün olacaktır.

Katılımcının sistemden herhangi bir nedenle ayrılması durumunda, devlet katkısının yanında getirilerinin de hak kazandığı kısmı kendisine ödenecektir.

  1. Devlet katkısından en yüksek seviyede faydalanmak isteyen katılımcılar ne kadar katkı payı ödemelidir?

Bireysel emeklilik sistemine yapılacak ödemeler herhangi bir üst sınıra tabi değildir. Fakat alınabilecek devlet katkısı sınırlanmıştır. Buna göre, devlet katkısı hesaplamasında baz alınacak katkı payı ödemelerinin toplamı, ilgili yıl sonunda geçerli brüt asgari ücretin yıllık toplamını geçemez. Başka bir deyişle, aylık ödemelerini brüt asgari ücret tutarında yapan bir katılımcı devlet katkısından en yüksek seviyede faydalanacaktır. Brüt asgari ücretin üzerinde katkı payı ödenmesine herhangi bir engel bulunmamakla birlikte, ödenen tutarın brüt asgari ücrete kadar olan kısmı için devlet katkısı alınabilir. 

  1. Paylarını satın aldığı fondan veya emeklilik şirketinden memnun olmayan katılımcılar, fonlarını veya şirketlerini değiştirebilirler mi?

Katılımcıların, paylarını satın aldıkları fonu ve/veya emeklilik şirketlerini değiştirmeleri mümkündür. Yılda 6 kez fon dağılımı değiştirme hakkı bulunan katılımcılar, sahip oldukları fon paylarını diledikleri zaman fona iade ederek başka bir fonun paylarına yatırım yapabilirler. Şirket değiştirmek içinse katılımcıların en az 2 yıl süreyle mevcut şirketlerinde kalmış olması gerekir. Eğer katılımcının sözleşmesi önceden başka bir şirketten aktarılmış ise bu süre 1 yıla düşer.  

Emeklilik sözleşmesinin başka bir şirkete aktarılması halinde katılımcının bireysel emeklilik ve devlet katkısı hesaplarındaki tüm birikimi yeni emeklilik şirketine aktarılacaktır. 

  1. Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılma hakkı var mıdır?

Bireysel emeklilik, katılımcıların gönüllü olarak katkı payı ödedikleri ve istedikleri zaman ayrılmalarının mümkün olduğu bir sistemdir.  Katılımcılar, diledikleri an birikimlerini tahsil ederek sistemden ayrılabilir. Fakat emekli olmadan sistemden ayrılmaları durumunda, devlet katkılarının tamamına sahip olmaları mümkün olmamaktadır. Sistemde kalma süresine göre devlet katkılarının hak kazanılacak kısmı şu şekilde belirlenmektedir:

  1. En az 3 yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve getirilerinin %15’ine,
  2.  En az 6 yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve getirilerinin %35’ine,
  3.  En az 10 yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve getirilerinin yüzde %60’ına

hak kazanırlar. Sistemden emekli olan katılımcılar ise hesaplarındaki devlet katkısı ve getirilerinin tamamına hak kazanacaktır.

  1. Emekliliğe hak kazanmanın şartları nelerdir?

Katılımcı sisteme giriş tarihinden itibaren en az on yıl sistemde bulunmak koşulu ile 56 yaşını tamamladıktan sonra emekliliğe hak kazanır. Sistemde on yıl bulunma koşulu, katılımcının birikimlerini almaksızın ilk emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren bireysel emeklilik sisteminde on tam yıl kalması kaydıyla, on yıl süreyle asgari katkı payı ödemesi veya emeklilik planları dahilinde on yıllık asgari katkı payı ödemesine karşılık gelecek toplu katkı payı tutarını ödemesi halinde yerine gelmiş olur.

Emekli olma halinde, yatırılan katkı payları ve getirilerinin yanı sıra devlet katkısı hesabında biriken katkı ve getirilerinin tamamı katılımcıya seçeceği ödeme şekli ile ödenir.

  1. Emekliliğe hak kazandıktan sonra birikimler ne şekilde ödenir?

Emekli olmaya hak kazanan katılımcılar, şirketlerinin sunacağı 3 farklı ödeme şeklinden birini seçerek birikimlerini tahsil edebilirler.

  1. Birikimlerini tek seferde toplu olarak tahsil edebilirler.
  2. Programlı geri ödeme seçeneği ile seçilecek dönemlerde (aylık, 3 aylık, vb.) düzenli ödemeler şeklinde alabilirler.
  3. Gelir sigortası şeklinde bir ödeme planını seçebilirler.

Ayrıca, birikimlerini bu seçenekler arasında paylaştırarak hem toplu ödeme, hem de düzenli gelir elde edebilirler.

  1. Katılımcılar sistemden ayrılırken ne kadar vergi ödeyecekler?

Ödenecek vergi, sistemde kalınan süreye bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Katılımcı, bireysel emeklilik sisteminde ne kadar uzun süre kalırsa, o kadar düşük oranda vergi ödeyecektir. Katılımcıların ödeyecekleri vergi aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır.

  • 10 yıldan önce sistemden ayrılan katılımcılar %15
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olmakla birlikte 56 yaşından önce ayrılan katılımcılar %10
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olma ve 56 yaş şartlarını yerine getirerek emeklilik hakkını kazanan katılımcılar %5

oranında vergi ödeyecektir. Vergi kesintisi, sadece bireysel emeklilik ve devlet katkısı hesaplarından elde edilen getiri üzerinden yapılmakta, ödenen katkı paylarından ve devlet katkısının anaparasından vergi kesintisi yapılmamaktadır.

  1. Eski bireysel emeklilik sistemi katılımcılarının tabi olduğu şartlar da aynı mı?

Devlet katkısı uygulamasına geçilirken, halihazırda bireysel emeklilik sisteminde bulunan katılımcılara fazladan bir avantaj sağlanmıştır. Avantajdan faydalanabilmek için katılımcıların 1/1/2013 tarihinden itibaren 3 yıl boyunca sistemde kalmaları gerekmektedir. Buna göre mevcut bireysel emeklilik katılımcılarının sistemde bulundukları toplam süre hesaplanırken 1/1/2013 tarihi itibarıyla,

  1. a) Sistemde 3 yıldan fazla 6 yıldan az bulunan katılımcılara 1 yıl,
  2. b) Sistemde 6 yıldan fazla 10 yıldan az bulunan katılımcılara 2 yıl,
  3. c) Sistemde 10 yıldan fazla bulunan katılımcılara 3 yıl

eklenecek, böylece mevcut katılımcıların devlet katkısına hak kazanma süreleri kısalacaktır.

  1. Bireysel emeklilik sisteminde ve fonlarda katılımcılardan tahsil edilen giderler nelerdir?

Katılımcının, bireysel emeklilik sistemine ilk defa katılması sırasında veya yeni bir bireysel emeklilik hesabı açtırması halinde, katılımcıdan veya sponsor kuruluştan giriş aidatı alınabilir. Giriş aidatı peşin ya da bir başka emeklilik şirketine aktarım veya sistemden çıkış tarihine ertelenmiş olarak tahsil edilebilir. Aidatın peşin olarak alınabilecek kısmı, brüt asgari ücretin %10’u ile sınırlıdır. Katılımcının sistemde kalma süresine göre, giriş aidatı yükümlülüğü de azalmaktadır. Bu kapsamda tahsil edilebilecek giriş aidatı;
a) Sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 3 yıl içinde şirketten ayrılanlar için brüt asgari ücreti %75’ini,
b) Sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 3 yılını dolduran sözleşmelerden 6 yıldan önce şirketten ayrılanlar için brüt asgari ücreti %50’sini,
c) Sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 6 yılını dolduran sözleşmelerden 10 yıldan önce şirketten ayrılanlar için brüt asgari ücretin %25’ini
aşamayacaktır.
Emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren 10. yılını dolduranlardan, ölüm veya maluliyet nedeniyle ya da emeklilik hakkını kullanarak ayrılanlardan ertelenmiş şekildeki giriş aidatı tahsil edilemeyecektir.

Bireysel emeklilik hesabına yapılan katkı payları üzerinden azami yüzde 2 oranında yönetim gideri kesintisi alınabilir.

Yatırım yapılan fonların aracılık komisyonları, fon işletim giderleri, bağımsız denetim ücretleri gibi tüm giderlerinin karşılanması için fon toplam gider kesintisi yapılmaktadır. Fon net varlık değeri üzerinden hesaplanan fon toplam gider kesintisinin azami oranları, fon türlerine göre farklılık göstermektedir. Fon türlerine göre toplam gider kesintisi oranı, Hazine Müsteşarlığı tarafından 9 Kasım 2012 tarih ve 28462 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik’te belirlenmiştir. Bu yönetmelik uyarınca toplam gider kesintisi oranları;
a) Para piyasası fonları için günlük yüzbinde 3 (yıllık %1,09),
b) Kamu / Özel Sektör / Uluslararası Borçlanma Araçları Fonları/ Kıymetli Madenler/ Endeks Fonları için günlük yüzbinde 5,25 (yıllık %1,91),
c) Hisse / Diğer Fonlar için günlük yüzbinde 6,25 (yıllık %2,28)
ile sınırlanmıştır. Fondan yapılacak tüm gider ve kesintilerin toplamı, ilgili fon türü için belirlenen azami oranı aşamayacaktır.

  1. Katılımcılar katkı payı tutarını değiştirebilirler mi? Sisteme katkı payı ödemeye ara verebilirler mi?

Katılımcı (eğer asgari katkı payı tutarı belirlenmişse) emeklilik planında tanımlı asgari katkı payından daha az olmamak üzere katkı payı tutarını değiştirebilir. Bu yöndeki değişiklik talebi, değişikliğin yapılması istenen tarihten en az 2 iş günü önce şirkete yazılı olarak, şirketin çağrı merkezinden veya şirketin internet sitesinde katılımcı adına oluşturulan güvenli sayfadan yapılır.

Katılımcı, sisteme katkıda bulunmaya ara verebilir. Ancak katkı payı ödenmeyen süre emekliliğe hak kazanılması için gereken sürenin hesabında dikkate alınmaz. 

Emekliliğe hak kazanılması için gereken sürenin hesabında katılımcının dahil olduğu emeklilik planı kapsamında ara verilen döneme karşılık gelen, işlem tarihindeki asgari katkı payı toplam tutarlarının ödenmesi kaydıyla katkı payı ödemeye ara verilen dönem dikkate alınır.

  1. Bu sisteme katılan kişi, SGK’ya veya diğer sosyal güvenlik kurumlarına ödediği primleri aktarabilir mi?

Bireysel Emeklilik Sistemi mevcut sosyal güvenlik kurumlarından ayrı olarak işleyecektir. Bu sistem, sosyal güvenlik kurumlarından farklı olarak gönüllü katılıma dayalı, hesapların katılımcılar bazında tutulduğu ve takip edildiği bir sistemdir. SGK’ya ödenen primlerin buraya aktarılması söz konusu değildir.

  1. Bireysel emeklilik sistemi devlet güvencesi altında mıdır? Emeklilik şirketinin iflası halinde katılımcıların haklarını koruyacak düzenlemeler var mı?

Bireysel emeklilik sistemi, devlet güvencesi altında değildir. Fakat emeklilik şirketleri, başta Sermaye Piyasası Kurulu ve Hazine Müsteşarlığı olmak üzere çeşitli düzenleyici kurumların gözetimi altındadır. Sermaye yapıları, borçlanma oranları ve finansal durumları, düzenli olarak takip edilmektedir. Yine de olumsuz ekonomik gelişmeler sonucunda iflas etmeleri mümkündür. Bütün gözetim faaliyetlerine ve önlemlere rağmen şirketin iflas etmesi halinde dahi, katılımcıların haklarını koruyan birçok uygulama mevcuttur.

Öncelikle, şirketin kurucusu olduğu fonların malvarlığı, emeklilik şirketinin varlığından ayrıdır. Başka bir ifadeyle, şirketin borçları için, kurucusu olduğu fonlara başvurulamaz. Çünkü o fonların varlıkları, şirkete değil fon katılma payı sahiplerine aittir. Bu nedenle, şirketin iflası halinde fonlarının tasfiye edilip şirketin borçlarının ödenmesi söz konusu değildir.

Ayrıca, fon malvarlığı kesinlikle haczedilemez, rehnedilemez ve fon portföyüne ilişkin olarak yapılan işlemler dışında teminat olarak gösterilemez. Fon varlıklarının Takasbank bünyesinde saklanması da, varlıkların başka hesaplara transfer edilmesini engelleyen ve katılımcıları koruyan başka bir uygulamadır.

  1. Bireysel Emeklilik Sistemine nasıl dahil olunur?

Bunun için öncelikle Hazine Müsteşarlığı tarafından faaliyet izni verilmiş emeklilik şirketlerinden birine başvurulması gerekmektedir. İşveren grup emeklilik sözleşmesi hariç, emeklilik sözleşmesi, karşı karşıya gelinmeksizin şirketin internet sitesi veya çağrı merkezi yahut şirketçe yetkilendirilen çağrı merkezi aracılığıyla düzenlenebilir. Emeklilik sözleşmesi, belirlenen tutardaki ilk katkı payının şirketin serbest hesaplarına geçtiği tarihte yürürlüğe girer ve yürürlük tarihinden itibaren en geç 10 iş günü içinde katılımcıya gönderilir.  Emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihi, katılımcının bireysel emeklilik sistemine giriş tarihini belirliyor olması açısından önemlidir. Emekliliğe ve devlet katkısına hak kazanma sürelerine dair hesaplar, bu tarih baz alınarak yapılır. 

Katılımcı, teklif formunun imzalanmasını veya teklifin onaylanmasını müteakip 60 gün içinde cayma hakkına sahiptir. Cayma halinde, yapılan tüm ödemeler fon toplam gider kesintisi haricinde hiçbir kesinti yapılmadan, varsa yatırım gelirleriyle birlikte 10 iş günü içinde ödeyene iade edilir.


Bireysel Emeklilik ve Emeklilik Yatırım Fonları Bireysel Emeklilik Sistemini Tanıtıcı Bilgiler

Hukuki Çerçeve

Ülkemizdeki sosyal güvenlik reformunun bir parçası olarak ve kamu sosyal güvenlik sistemimizi tamamlayıcı nitelikte özel emeklilik programlarının oluşturulması amacıyla hazırlanan 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu, 7 Nisan 2001 tarih ve 24366 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yayımından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe girmiştir.

Bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sistemi, bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi suretiyle emeklilik dönemlerinde ek bir gelir sağlanarak refah düzeyinin yükseltilmesine, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratılarak istihdamın artırılmasına ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasına, sosyal güvenliğin kapsamının genişletilmesine, kamunun sosyal güvenlikten kaynaklanan yükünün azaltılmasına, mali sektörde uzun vadeli fonların arttırılarak kurumsal yatırımcıların gelişmesine ve sermaye piyasalarının derinleşmesine olanak sağlayan özel emeklilik sistemidir.

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nu tamamlayıcı nitelikte olmak üzere Hazine Müsteşarlığı tarafından; Bireysel Emeklilik Danışma Kurulu’nun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik, Emeklilik Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik, Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik ve Bireysel Emeklilik Aracıları Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır.

Bireysel emeklilik sistemine yönelik teşvikleri yeniden düzenlemek amacıyla Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 29 Haziran 2012 tarih ve 28338 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve bu Kanun ile getirilen devlet katkısı uygulaması, Hazine Müsteşarlığı tarafından 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sisteminde Devlet Katkısı Hakkında Yönetmelik ile ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin Özellikleri

Bireysel emeklilik sisteminin temel özelliklerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:

  • Sistem, gönüllülük esasına göre işlemekte ve her kesimin katılımına açık bulunmaktadır.
  • Tasarruflar, Hazine Müsteşarlığı’nın denetimine tabi olarak kurulan emeklilik şirketleri tarafından, Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatı çerçevesinde oluşturulan emeklilik yatırım fonlarında değerlendirilmektedir.
  • Emeklilik şirketlerinin tabi olduğu, farklı risk ve getiri bileşimine sahip en az 3 emeklilik yatırım fonu kurma zorunluluğu ile, bireylerin kendi risk ve gelir beklentilerine uygun yatırım tercihleri yapabilmelerine olanak tanınmaktadır.
  • Yatırımların kamu ve özel sektör borçlanma araçları, mevduat, katılma hesapları, repo ve ters repo işlemleri, ortaklık payları, türev araç işlemleri, varantlar, altın ve kıymetli madenler, kira sertifikaları, yatırım fonu katılma payları gibi çok çeşitli yatırım araçlarında değerlendirilmesi mümkün olmaktadır.
  • Katılımcıların, paylarını satın aldıkları fonu ve/veya emeklilik şirketlerini değiştirmeleri mümkündür. Yılda 6 kez fon dağılımı değiştirme hakkı bulunan katılımcılar, sahip oldukları fon paylarını diledikleri zaman fona iade ederek başka bir fonun paylarına yatırım yapabilirler. Şirket değiştirmek içinse katılımcıların en az 2 yıl süreyle mevcut şirketlerinde kalmış olması gerekir. Eğer katılımcının sözleşmesi önceden başka bir şirketten aktarılmış ise bu süre 1 yıla düşer.
  • Emeklilik yatırım fonunun varlıkları, emeklilik şirketinin malvarlığından ayrı olarak Sermaye Piyasası Kurulu’nca uygun görülen bir saklama kuruluşunda saklanır.

Bu özellikler çerçevesinde;

  • Gayrisafi milli hasılanın %5-10’u düzeyinde bir birikim yaratılması,
  • Sosyal güvenliğin kapsamının genişlemesi ve katılanlara emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak refah düzeylerinin yükselmesine katkıda bulunulması,
  • Reel sektöre kullanabileceği ilave kaynaklar yaratılması, bu yolla üretim ve istihdamda artış sağlanarak istikrarlı bir büyümenin gerçekleştirilmesi,
  • Para ve sermaye piyasalarına yeni kaynaklar sağlanarak piyasaların gelişmesine ve derinleşmesine katkıda bulunulması, bu suretle kamu ve özel sektörün borç bulma imkanlarının iyileştirilmesi

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin hedefleri arasında yer almaktadır.

Teşvikler ve Vergi Düzenlemeleri

– Devlet Katkısı

Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının %25’ine karşılık gelen tutar, katılımcının devlet katkısı hesabına ödenir. Bu hesaptaki birikimler, devlet katkısı ödemeleri için özel olarak belirlenmiş, daha düşük fon toplam gider kesintisi oranına sahip fonlarda değerlendirilir. Katılımcının sistemden emekli olması veya vefat, maluliyet gibi nedenlerle sistemden ayrılması halinde, devlet katkısı hesabındaki birikimin tamamı kendisine (veya vefat durumunda lehdarına) ödenecektir.

Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılmak istemesi durumunda, devlet katkısına hak ediş oranları aşağıdaki şekilde belirlenecektir.

1/1/2013 tarihinden sonra;

  1. a) En az üç yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve varsa getirilerinin yüzde onbeşine,
  2. b) En az altı yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve varsa getirilerinin yüzde otuzbeşine,
  3. c) En az on yıl sistemde kalan katılımcılar devlet katkısı ve varsa getirilerinin yüzde altmışına,

hak kazanacaktır.

– Emeklilik Fonunun Vergilendirilmesi

Emeklilik yatırım fonlarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.

– Fondan Yapılacak Ödemelerin Vergilendirilmesi

Ödenecek vergi, sistemde kalınan süreye bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Katılımcı, bireysel emeklilik sisteminde ne kadar uzun süre kalırsa, o kadar düşük oranda vergi ödeyecektir. Katılımcıların ödeyecekleri vergi aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır.

  • 10 yıldan önce sistemden ayrılan katılımcılar %15
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olmakla birlikte 56 yaşından önce ayrılan katılımcılar %10
  • 10 yıl katkı payı ödemiş olma ve 56 yaş şartlarını yerine getirerek emeklilik hakkını kazanan katılımcılar %5
    oranında vergi ödeyecektir. Vergi kesintisi, sadece bireysel emeklilik ve devlet katkısı hesaplarından elde edilen getiri üzerinden yapılmakta, ödenen katkı paylarından ve devlet katkısının anaparasından vergi kesintisi yapılmamaktadır.

– Diğer Vergiler

Sigorta ve emeklilik şirketleri ile emeklilik yatırım fonlarının kuruluşları dahil her türlü işlemlerinde düzenlenen kağıtlar damga vergisinden müstesna tutulur.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kasim-ayinda-personel-sayisi-5-kisi-olan-bir-is-yeri-bes-sistemine-ne-zaman-dahil-olur/feed/ 0
Bir sigortalı işyerinden yıl içerisinde ayrılıp başka işverene bağlı olarak başlarsa kümülatif vergisi sıfırlanır mı? https://www.muhasebenews.com/bir-sigortali-isyerinden-yil-icerisinde-ayrilip-baska-isverene-bagli-olarak-baslarsa-kumulatif-vergisi-sifirlanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bir-sigortali-isyerinden-yil-icerisinde-ayrilip-baska-isverene-bagli-olarak-baslarsa-kumulatif-vergisi-sifirlanir-mi/#respond Fri, 05 Nov 2021 10:30:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117687 Bir sigortalı işyerinden yıl içerisinde ayrılıp başka işverene bağlı olarak başlarsa kümülatif vergisi sıfırlanır mı?

Yıl içerisinde işveren değiştiren hizmet erbabı, ücret gelirine ilişkin gelir vergisi matrahını yeni işverenine bildirmek suretiyle ücretinin gelir vergisi tarifesine göre kümülatif olarak vergilendirilmesini talep edebilir. 

Bu durumda yeni işveren kümülatif matrahı dikkate alarak tevkifat yapar. Yıl içinde birden fazla işverenden elde ettiği ücret gelirleri kümülatif matrah dikkate alınarak vergilenen hizmet erbabının bu gelirlerini yıllık beyanname ile beyan etme yükümlülüğü bulunması durumunda, yıllık beyannamede bildirilen matrah üzerinden hesaplanan gelir vergisinden kümülatif matrah dikkate alınmak suretiyle tevkif suretiyle ödenen vergiler mahsup edilebilecektir.” açıklamalarına yer verilerek 20 yıldan fazladır devam eden yeni işveren nezdinde kümülatif vergi matrahının yerine sıfır matrahın dikkate alınması gerektiğine yönelik uygulama tamamen hizmet erbabının ihtiyarına bırakılmış bir şekle dönüştürülmüştür.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı : 18008620-120[ÖZG-2014-1]-41 06/05/2014
Konu : Yıl İçerisinde İşvereni Değişen Personelin Ücret Gelirinin Vergilendirilmesi Hk.

      İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Noterin başka noterliğe atanması nedeniyle Türkiye Noterler Birliği adına Temmuz 2013 ayından itibaren Noterliği vekaleten yürüttüğünüz, dolayısıyla bu dönemden itibaren çalıştırılan personelin işvereni değişmiş olduğundan “Temmuz 2013” ayına ait ücret bordronuzda kümülatif gelir vergisi matrahının  “0” olarak kabul edildiği, ancak bu uygulamanın doğru olup olmadığı konusunda tereddüt edildiği belirtilerek, konu hakkındaki Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

         193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

         Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…” hükmüne, 62 nci maddesinde ise, “İşverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.” hükmüne yer verilmiştir.

         Aynı Kanunun 86 ncı maddesinde ise, “Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

         1- Tam mükellefiyette;

         …..

  1. b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (4962 sayılı Kanun’un 17/D maddesiyle değişen parantez içi hüküm 07/08/2003 tarihinden geçerli olmak üzere) (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplam 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)…” hükmüne yer verilmiş olup, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutar 2013 yılı için 26.000 TL. olarak belirlenmiştir. 

         Diğer taraftan, gelirin toplanması ve beyanına ilişkin olarak 16 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

         İşveren değişikliği ile ilgili olarak 160 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, “…Buna göre, bir hizmet erbabının birden fazla işverenden ücret alması halinde, her bir işverenin ödediği ücretler, ayrı ayrı vergilendirilmektedir. Dolayısıyla vergi tarifesi, her bir işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle ilgilendirilmeksizin ayrı ayrı uygulanmaktadır…” açıklamalarına yer verilmiştir.

         Öte yandan,1512 sayılı Noterlik Kanununun;

         30 uncu maddesinde, “Noter sıfatı, noterliğe atama kararının tebellüğü ile kazanılır.”,

         33 üncü maddesinde ” Her ne sebeple olursa olsun boşalan birinci, ikinci veya üçüncü sınıf bir noterliği, atanan noter göreve başlayıncaya kadar o noterlikte çalışan ve stajının altı ay’ını tamamlamış olan stajiyer, bu durumdaki stajiyerler birden fazla ise kıdemlisi, o noterlikte bu durumda stajiyer yoksa noter odasının uygun bulacağı ve görevlendireceği aynı durumdaki stajiyer, bunlardan hiç birisi bulunmadığı takdirde o noterliğin başkatibi, onun da engelli bulunduğu hallerde en kıdemli katibi vekaleten yönetir.”

         40 ıncı maddesinde, “Noterlik dairesi, resmi daire sayılır. Kira sözleşmesi daire adına noter tarafından yapılır.”,

         42 nci maddesinde, “Noterlik dairesi personeli, noterin emri altında bulunan işe yeter sayıdaki katip ve hizmetliden meydana gelir.”,

         45 inci maddesinde, ” Noterler, adayları en az bir yıl süreli bir sözleşme ile işe alırlar. Sözleşmede açıkça yazılmasa bile noterin, adaylık süresinin bitimini takibeden 15 gün içinde, adayın yetersizliği sebebiyle feshi ihbar hakkı saklıdır. Adaylık süresinin uzatılması halinde de aynı hüküm uygulanır.”

         197 nci maddesinde, ” Noter vekilleri, normal noterlik işlemlerinin görülmesi dışında, noterin yazılı muvafakati alınmadıkça noterliğin durumuna ve noterin mamelekine tesir edecek şekilde bir tasarufta bulunamazlar. Bu Kanunun noterlerin atanması, Türkiye Noterler Birliği, topluluk sigortası, hastalık ve izne ilişkin hükümleri icra müdürü, icra müdür yardımcısı ve adalet memurlarından tayin edilen noter vekilleri ile geçici yetkili noter yardımcıları hakkında uygulanmaz.”

         hükümlere yer verilmiştir.

         Bu hüküm ve açıklamalara göre, Noterin başka noterliğe atanması nedeniyle Türkiye Noterler Birliği adına noterliği “vekalet”en yürütmeniz durumunun noterlikte çalışan personel açısından işveren değişikliği olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp, söz konusu personelin Noterin başka noterliğe atandığı tarihe kadar elde ettikleri ücret gelirleri ile noterliği vekaleten yürütmeye başlamanızdan sonra elde ettikleri ücret gelirlerinin toplamının aynı işverenden elde edilen ücretler olarak Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bir-sigortali-isyerinden-yil-icerisinde-ayrilip-baska-isverene-bagli-olarak-baslarsa-kumulatif-vergisi-sifirlanir-mi/feed/ 0
Dönem içerisinde E- Defter uygulamasına dahil olabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/donem-icerisinde-e-defter-uygulamasina-dahil-olabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/donem-icerisinde-e-defter-uygulamasina-dahil-olabilir-miyiz/#respond Thu, 23 Sep 2021 03:11:40 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=113037 Kâğıt ortamında defter tutan mükellef Kendi isteği ile 01/07/2021 tarihinde e-deftere geçmiştir.

E-Defter kullanımı ile ilgili müracaatlar zamanında yapılmıştır. 

  • Mükellefin 01/01/2021- 30.06.2021 tarihine kadar olan defter kayıtları işlendikten sonra, kapanış tasdikini yaptıracağım. Başka yapmam gereken işlemler var mıdır? 
  • 01.07.2021 tarihi itibarı e-defter geçmesi nedeni Programdan yeni bir firma yaratıp 30.06.2021 tarihli mizanı açılış kaydı olarak girmem gerekir mi? 
  • E-Defter sistemine giriş yaptığımda defter- berat gönderimini 3 aylık seçim yapılamamaktadır. Dönem ortasında e-deftere geçenlerde defter beratlarını aylık mı göndermek gerekir? 

E-defter uygulamasına ara dönem geçiş yapan mükellefler; aylık dönem, sadece onaya sunulan ayın defter kayıtlarını ifade etmekte olup, önceki aylara ait kayıtları içermez. 

Hesap dönemi veya takvim yılı içerisinde de e-Defter tutmaya başlanabilir. 

Ancak hesap dönemi veya takvim yılı içerisinde e-Defter tutmaya başlayanlar, başladıkları tarihi izleyen bir aylık süre içerisinde eski defterlerine kapanış tasdiki yaptıracaklardır.

E-defter ve e-belge uygulamaları yalnızca iş yapış şeklini değiştiren uygulamalar olup, yasal yükümlülükler kağıt ortamdaki süreçle aynıdır.


3 SIRA NO’LU ELEKTRONİK DEFTER GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

MADDE 1 – 13/12/2011 tarihli ve 28141 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nin 3 üncü, 4 üncü, 5 inci, 6 ncı ve 7 nci bölümleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

3.2. e-Defter Uygulamasına Dâhil Olma Zorunluluğu

3.2.1. Aşağıda sayılan mükelleflerin e-Defter uygulamasına dâhil olmaları zorunludur.

1- e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunan mükellefler.

2- Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler.

3.2.2. Başkanlık, yapılan analiz veya inceleme çalışmaları neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefleri veya mükellef gruplarını faaliyet, sektör ve ciro tutarına bağlı olmaksızın, yazılı bildirim yapmak ve geçiş hazırlıkları için en az 3 ay süre vermek suretiyle e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Kendisine yazılı bildirim yapılan mükelleflerin, yazılı bildirimde belirtilen süreler içinde e-Defter uygulamasına dâhil olması gerekmektedir.

3.2.3. 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile iktisadi kamu kuruluşlarının e-Defter uygulamasından yararlanma zorunluluğu bulunmamakla birlikte isteğe bağlı olarak uygulamaya dâhil olabilirler.

3.2.4. Bu Tebliğ ile belirlenen zorunluluk kapsamına girmeyenlerden 17/12/2017 tarihli ve 30273 sayılı Resmî  Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 486) ile usul ve esasları belirlenen Defter Beyan Sistemi kapsamı dışında kalan mükelleflerin de istemeleri halinde e-Defter uygulamasına dâhil olması mümkündür. e-Defter uygulamasına isteğe bağlı olarak dâhil olanlar, başvurularını izleyen ayın başından itibaren defterlerini e-Defter olarak tutabilirler.

3.2.5. e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğu olduğu belirtilen mükellefler; tam bölünme, birleşme (devralma şeklinde birleşme ve yeni kuruluş şeklinde birleşme) veya tür (nev’i) değişikliğine gitmeleri halinde devrolunan veya birleşilen tüzel kişi mükellefler ile tam bölünme veya tür (nev’i) değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tüzel kişi mükellefler elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır. Uygulamalara geçme süresi hiçbir koşulda işlemin ticaret siciline tescil tarihini izleyen ayın başından itibaren 3 ayı geçemez.

3.2.6. e-Defter uygulamasına dâhil olma zorunluluğu bulunan mükelleflerden;

1- e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunan mükellefler, e-Fatura uygulamasına geçiş süresi içinde (e-Fatura uygulamasına yıl içinde zorunlu olarak geçen mükellefler bakımından izleyen yılın başından itibaren),

2- Bu Tebliğ yayım tarihi itibarıyla Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler 1/1/2020 tarihinden itibaren, 2020 ve müteakip yıllarda bağımsız denetime tabi olma şartlarını sağlayan mükellefler ise şartların sağlandığı yılı takip eden yılın başından itibaren,

e-Defter uygulamasına geçmek ve edefter.gov.tr adresinde format ve standardı belirlenen defterleri e-Defter olarak tutmak zorundadırlar.

3.2.7. Zorunluluk getirildiği halde e-Defter uygulamasına süresi içinde geçmeyen mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanır


Kaynak: İSMMMO, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/donem-icerisinde-e-defter-uygulamasina-dahil-olabilir-miyiz/feed/ 0
SGK ile anlaşması olup 1 Temmuz itibariyle e-fatura mükellefi olan firmalar e- defter uygulamasına ne zaman geçebilir? https://www.muhasebenews.com/sgk-ile-anlasmasi-olup-1-temmuz-itibariyle-e-fatura-mukellefi-olan-firmalar-e-defter-uygulamasina-ne-zaman-gecebilir/ https://www.muhasebenews.com/sgk-ile-anlasmasi-olup-1-temmuz-itibariyle-e-fatura-mukellefi-olan-firmalar-e-defter-uygulamasina-ne-zaman-gecebilir/#respond Fri, 16 Jul 2021 06:30:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=112026 Bilanço esasına tabi defter tutan optikçi mükellef (sgk sözleşmesi mevcut) 01/07/2021 de e -faturaya geçiyor? Sorum şu 01/01/2022 de zorunlu e-defter mı olacak?

Takip eden yıl başı itibariyle e-defter uygulamasına geçiş yapılabilecektir.

3 SIRA NO’LU ELEKTRONİK DEFTER GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

3.2. e-Defter Uygulamasına Dâhil Olma Zorunluluğu

3.2.1. Aşağıda sayılan mükelleflerin e-Defter uygulamasına dâhil olmaları zorunludur.

1- e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunan mükellefler.

2- Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler.

3.2.2. Başkanlık, yapılan analiz veya inceleme çalışmaları neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefleri veya mükellef gruplarını faaliyet, sektör ve ciro tutarına bağlı olmaksızın, yazılı bildirim yapmak ve geçiş hazırlıkları için en az 3 ay süre vermek suretiyle e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Kendisine yazılı bildirim yapılan mükelleflerin, yazılı bildirimde belirtilen süreler içinde e-Defter uygulamasına dâhil olması gerekmektedir.

3.2.3. 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile iktisadi kamu kuruluşlarının e-Defter uygulamasından yararlanma zorunluluğu bulunmamakla birlikte isteğe bağlı olarak uygulamaya dâhil olabilirler.

3.2.4. Bu Tebliğ ile belirlenen zorunluluk kapsamına girmeyenlerden 17/12/2017 tarihli ve 30273 sayılı Resmî  Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 486) ile usul ve esasları belirlenen Defter Beyan Sistemi kapsamı dışında kalan mükelleflerin de istemeleri halinde e-Defter uygulamasına dâhil olması mümkündür. e-Defter uygulamasına isteğe bağlı olarak dâhil olanlar, başvurularını izleyen ayın başından itibaren defterlerini e-Defter olarak tutabilirler.

3.2.5. e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğu olduğu belirtilen mükellefler; tam bölünme, birleşme (devralma şeklinde birleşme ve yeni kuruluş şeklinde birleşme) veya tür (nev’i) değişikliğine gitmeleri halinde devrolunan veya birleşilen tüzel kişi mükellefler ile tam bölünme veya tür (nev’i) değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tüzel kişi mükellefler elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır. Uygulamalara geçme süresi hiçbir koşulda işlemin ticaret siciline tescil tarihini izleyen ayın başından itibaren 3 ayı geçemez.

3.2.6. e-Defter uygulamasına dâhil olma zorunluluğu bulunan mükelleflerden;

1- e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunan mükellefler, e-Fatura uygulamasına geçiş süresi içinde (e-Fatura uygulamasına yıl içinde zorunlu olarak geçen mükellefler bakımından izleyen yılın başından itibaren),

2- Bu Tebliğ yayım tarihi itibarıyla Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler 1/1/2020 tarihinden itibaren, 2020 ve müteakip yıllarda bağımsız denetime tabi olma şartlarını sağlayan mükellefler ise şartların sağlandığı yılı takip eden yılın başından itibaren,

e-Defter uygulamasına geçmek ve edefter.gov.tr adresinde format ve standardı belirlenen defterleri e-Defter olarak tutmak zorundadırlar.

3.2.7. Zorunluluk getirildiği halde e-Defter uygulamasına süresi içinde geçmeyen mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanır.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sgk-ile-anlasmasi-olup-1-temmuz-itibariyle-e-fatura-mukellefi-olan-firmalar-e-defter-uygulamasina-ne-zaman-gecebilir/feed/ 0