başkasına – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 19 Sep 2023 07:21:32 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Engellilerin ÖTV’siz aldığı araçlarını, 5 yıl sonra bir başkasına satmaları halinde ÖTV doğar mı? https://www.muhasebenews.com/engellilerin-otvsiz-aldigi-araclarini-5-yil-sonra-bir-baskasina-satmalari-halinde-otv-dogar-mi/ https://www.muhasebenews.com/engellilerin-otvsiz-aldigi-araclarini-5-yil-sonra-bir-baskasina-satmalari-halinde-otv-dogar-mi/#respond Tue, 19 Sep 2023 07:21:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146386 Malul ve engellilerin, ÖTV isitisnasından yararlanarak iktisap ettikleri araçlarını, 5 yıl sonra bir başkasına devretmeleri durumunda ÖTV doğar mı?

ÖTV Kanununun 15/2-a maddesine göre, (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların, veraset yoluyla intikaller hariç, ilk iktisabında istisna uygulanan malların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınacağı, Kanunun 7 nci maddesinin (2) numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar tarafından bu istisnadan yararlanılarak iktisap ettikleri kayıt ve tescile tabi malları 5 yıldan fazla kullanarak elden çıkarmaları durumunda ise bu hükmün uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre; Kanunun 7/2 nci maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanan malul ve engellilerin bu kapsamda iktisap ettikleri araçları 5 yıldan fazla kullanarak bir başkasına satması durumunda, aracı alan kişi tarafından ÖTV ödenmeyecektir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/engellilerin-otvsiz-aldigi-araclarini-5-yil-sonra-bir-baskasina-satmalari-halinde-otv-dogar-mi/feed/ 0
Yeni nesil ve eski nesil ÖKC’ler satılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/yeni-nesil-ve-eski-nesil-okcler-satilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yeni-nesil-ve-eski-nesil-okcler-satilabilir-mi/#respond Sat, 03 Sep 2022 04:02:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130657 Firmamıza yazarkasa alınacaktır, bunu daha önce farklı bir firmadan kullandığımız yazarkasa yı devir yapabiliyor muyuz?

Fatura düzenlenerek satışı yapılabilir.


Eski nesil ÖKC’lerin başka kişi, kurum veya kuruluşlara devri mümkün müdür?

483 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin Resmi Gazete’de yayımlandığı 30 Eylül 2017 tarihten itibaren,

a) 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 18 ve 19 uncu maddelerinde belirtilen birleşme, devir, bölünme, hisse değişimi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca işletmelerin nevi değişikliği halleri,

b) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu kapsamında ferdi bir işletmenin aktif ve pasifi ile kül halinde devri ile ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, kanuni mirasçıları tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması halleri,

haricinde, eski nesil ÖKC’lerin başka kişi, kurum veya kuruluşlara devri mümkün değildir.

Bu nedenle, kullanılan eski nesil ÖKC’lerin yukarıda belirtilen haller dışında kalan sebeplerle işletmenin faaliyetine son verilmesi veya devri halinde 60 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğde belirlenen esaslara göre hurdaya ayırma işlemine tabi tutulması gerekmektedir.


Yeni Nesil ÖKC’lerin Devri Satışı Mümkün Müdür?

Kullanılmış (aktivasyonu yapılmış) YN ÖKC’ler, YN ÖKC kullanma yükümlülüğü olan bir başka mükellefe satılabilir veya devredilebilir.

Kullanılmış YN ÖKC’lerin satış veya devir işlemleri ÖKC firmalarının yetkili servisleri aracılığıyla gerçekleştirilir.

Kullandıkları YN ÖKC’leri satmak veya devretmek isteyen mükellefler alıcı ile birlikte yetkili servislere yazılı olarak başvuruda bulunurlar. Yetkili servisler tarafından, satış/devir işlemi gerçekleştirilmeden önce GİB’in internet sitesinden alıcının VKN’si girilerek, faal mükellef ve YN ÖKC kullanma yükümlüsü olup olmadığı sorgulanır. Bu sorgulama sonucu faal mükellef ve YN ÖKC kullanma yükümlüsü olduğu anlaşılanlara cihaz satışı/devri gerçekleştirilir.

Sorgulamayı takiben yetkili servisler tarafından, YN ÖKC’de satış/devir anına kadar cihaza kayıt edilmiş olan ve satıcıya ait bulunan mali verileri ihtiva eden son “Z” raporunun alınıp GİB BS’ye iletilmesi sağlanır.

Satıcı tarafından düzenlenecek faturaya istinaden cihaz, ilgili bölümlerinin yetkili servisçe doldurulacağı ruhsatname ve kullanma kılavuzu ile birlikte alıcıya teslim edilir.

Yetkili servis, ÖKC TSM Merkezinin ilgili ekranına, satışa/devre konu YN ÖKC ile satıcı ve alıcı bilgilerini girmek suretiyle cihazın satış/devir işlemini gerçekleştirir ve satıcı aktivasyon kaydını kapatarak cihazı alıcı adına aktive eder.

Yetkili servisler, kullanılmış cihazların satış/devir işlemleri sırasında, YN ÖKC’nin mali hafızasını, hiçbir şekilde değiştirme veya çıkarma gibi bir işleme tabi tutamazlar.

Yetkili servislerce yukarıda açıklandığı şekilde gerçekleştirilen kullanılmış YN ÖKC satış/devir ve aktivasyon kayıtları, ÖKC TSM Merkezleri tarafından gün sonunda saat 24’e kadar bir defada toplu olarak elektronik ortamda GİB BS’ye iletilir.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yeni-nesil-ve-eski-nesil-okcler-satilabilir-mi/feed/ 0
Gerçek kişi mükellef iş yerinin bir kısmını başkasına kiralarsa GMSİ geliri mi elde etmiş olacak yoksa fatura mı düzenleyecek? https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-mukellef-is-yerinin-bir-kismini-baskasina-kiralarsa-gmsi-geliri-mi-elde-etmis-olacak-yoksa-fatura-mi-duzenleyecek/ https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-mukellef-is-yerinin-bir-kismini-baskasina-kiralarsa-gmsi-geliri-mi-elde-etmis-olacak-yoksa-fatura-mi-duzenleyecek/#respond Fri, 02 Sep 2022 06:38:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=128403 Gerçek kişi müşterimiz ticari faaliyete bulunmakta. İşyeri kira olup, işyerinin bir kısmını başkasına kiralamak istiyor. Eğer kiralama yaparsa, elde ettiği kazanç GMSİ iradı olarak mı değerlendirilecek, yoksa aylık kira tutarı üzerinden %18 KDV hesaplayarak faturamı düzenleyecek?

Elde edilen kira gelir GMSİ dır. Fatura düzenlenmez. KDV hesaplanmaz. Alt kiracı Kira ödemesinden % 20 GV stopajı yaparak bankadan ödenecek.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-mukellef-is-yerinin-bir-kismini-baskasina-kiralarsa-gmsi-geliri-mi-elde-etmis-olacak-yoksa-fatura-mi-duzenleyecek/feed/ 0
Veraseten intikal eden ancak gerçekte başkasına ait olan gayrimenkullerin bedelsiz devri vergiye tabi midir? https://www.muhasebenews.com/veraseten-intikal-eden-ancak-gercekte-baskasina-ait-olan-gayrimenkullerin-bedelsiz-devri-vergiye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/veraseten-intikal-eden-ancak-gercekte-baskasina-ait-olan-gayrimenkullerin-bedelsiz-devri-vergiye-tabi-midir/#respond Wed, 20 Jan 2021 13:16:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102016

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

84098128-120-762

14/08/2012

Konu

:

Veraseten intikal eden gayrimenkulün satışında vergileme hk.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda; … İli … İlçesi … mevkii 37 pafta, 158 ada, 1 parsel numarasında, … Büyükşehir Belediyesi kayıtlarında yeşil alan, tapu kayıtlarında ise bağ olarak görünen 27.800 m2 gayrimenkulün 1992 yılında gayri resmi olarak 170 kişiye satılmak suretiyle kaçak yapılaşmaya göz yumulduğu, 1996 yılında 40 kişinin kararı, çalışmaları ve paraları ile söz konusu arazinin ¼ hissesinin babanız …  tarafından devralındığı, babanızın 1998 yılında vefatı ile söz konusu gayrimenkulün 2/8’lik kısmının anneniz …’ya, 3/8’lik kısmının …’ya ve 3/8’lik kısmının şahsınıza veraseten intikal ettiği, resmi kayıtlarda adınıza kayıtlı görünen ancak asıl sahipleri olan 40 kişiye devri söz konusu gayrimenkulün 2012 yılı resmi rayiç bedelinin 836.000.-TL. olduğu belirtilerek, bedeli tahsil edilmeyecek ancak asıl sahiplerine devri zorunlu olan hisseli tapu satışından doğacak vergi hakkındaki Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde; “Gerçek kişilerin gelirleri Gelir Vergisi’ne tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.” hükmü yer almaktadır.

            Özel hukuk ve Vergi Hukuku ilişkileri söz konusu olduğunda vergilendirme işlemlerinde Vergi Hukukunun kendi kuralları esas tutulur. Başka bir anlatımla özel hukuka göre tamamlanmış geçerli bir durum, vergi hukukunda farklı mütalaa edilebileceği gibi özel hukuk açısından geçersiz sayılacak işlemler bazı vergisel sonuçlar doğurabilir. Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (b) bendinde belirtildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiş olup, anılan maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

           Diğer taraftan, ticari faaliyet emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin ticari faaliyet olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte,  faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması gerekmektedir.

            Gayrimenkul alım satımı bir organizasyon içinde yapıldığında alım satımın ticari faaliyetin bir unsuru sayılması, ancak ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça belli olmadığı hallerde ise, faaliyetin devamlılık kasıt ve niyeti ile yapıldığını belirleyen objektif ölçü olarak muamelede çokluk olup olmadığına bakılması gerekmektedir.

            Aynı Kanunun mükerrer 80’inci maddesinde; “Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.

            … …

            6.İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak (5615 sayılı Kanunun 5’inci maddesiyle değişen ibare) (01.01.2007 Yürürlük:4.4.2007, Geçerlilik:1.1.2007) beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.).

             Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.

            … …” hükmü yer almaktadır.

             Öte yandan, aynı Kanunun Geçici 71’inci maddesinde; “(5615 sayılı Kanun’un 11’inci maddesiyle eklenen madde)(01.01.2007 tarihinden geçerli olmak üzere) Bu Kanunun mükerrer 80’inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin uygulanmasına ilişkin olarak, 70’inci maddenin birinci fıkrasının (1),(2),(4) ve (7) numaralı bentlerinde sayılan ve 01.01.2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olan mal (gerçek usulde vergilendirilen çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde dört yıllık süre esas alınır.” hükmü yer almıştır.

             25.03.2011 tarihinde yayımlanan ve gayrimenkullerin elden çıkarılması halinde değer artışı kazancının hesaplanmasında iktisap tarihi olarak hangi tarihin esas alınacağına ilişkin açıklamaların yer aldığı 76 Seri No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinde;

            ” … …

             Gayrimenkullerin ivazsız şekilde iktisap edilmesi değer artışı kazancının konusuna girmemektedir. Bu çerçevede ivazsız olarak iktisap edilen gayrimenkulün üzerine, sahibi tarafından inşa edilen veya kat karşılığı olarak alınan gayrimenkullerin, daha sonra elden çıkarılması halinde elde edilen gelir, değer artışı kazancı kapsamında değerlendirilmeyecektir.” açıklamaları yer almaktadır.

            Buna göre, alım ve satıma konu edilen gayrimenkulün ivazsız iktisap edilmesi nedeniyle, bu gayrimenkulün satışından elde edilen kazancın değer artışı kazancı olarak vergilendirilmesi söz konusu olmayacaktır.

            Ancak, söz konusu gayrimenkulün satışının ticari bir organizasyon içerisinde yürütülmesi veya bu tür organizasyon içinde yürütülmemekle beraber aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte satılması veya birbirini izleyen yıllarda satılması durumunda ise yapılan satışlar devamlı olarak gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden, elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesi çerçevesinde ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

            Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi uyarınca, 1992 ve 1996 yıllarında asıl sahipleri yerine babanız adına tapusu alınan ve veraseten babanızdan intikal eden söz konusu gayrimenkulün, asıl sahiplerine bir bedel tahsil edilmeksizin devredildiğinin ispatı halinde, bu devir işleminden herhangi kazanç ve irat elde edilmeyeceğinden gelir vergisi yönünden herhangi bir vergilendirme yapılmayacağı tabiidir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/veraseten-intikal-eden-ancak-gercekte-baskasina-ait-olan-gayrimenkullerin-bedelsiz-devri-vergiye-tabi-midir/feed/ 0
Veraset ödendikten sonra bir malın başkasına ait olduğu öğrenilirse fazla ödenen vergi iade edilir mi? https://www.muhasebenews.com/veraset-odendikten-sonra-bir-malin-baskasina-ait-oldugu-ogrenilirse-fazla-odenen-vergi-iade-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/veraset-odendikten-sonra-bir-malin-baskasina-ait-oldugu-ogrenilirse-fazla-odenen-vergi-iade-edilir-mi/#respond Tue, 27 Oct 2020 14:18:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=95116 Mirasçılıkları Hükmen Sabit Olanlar

Veraset ve İntikal Vergisinin ödenmesinden sonra bir malın vergi verenden başka bir şahsa ait olduğu mahkeme kararıyla sabit olur ve ilamın katileşmesinden sonra bir sene içinde müracaat edilirse fazla alınan vergi, verene iade ve hakiki mükelleften tahsil olunur.

Bankalardaki Kiralık Kasalar Muhteviyatının Tespiti

Bankalar nezdindeki kiralık kasa sahiplerinden birinin ölümü halinde (Sulh hakimi tarafından yapılacak tespit hariç) vergi dairesinin selahiyetli bir memuru hazır bulunmadıkça kasanın açılmasına ve bu memur huzurunda tespit edilmedikçe muhteviyatının mirasçıları veya kanuni temsilcileri veya vekilleri tarafından alınmasına müsaade edemezler.

Veraset ve İntikal Vergisi 2020 Vergileme dilimleri

Matrah dilim tutarlarının tespiti

338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında, “Vergi tarifesinin matrah dilim tutarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan dilim tutarlarının yüzde 5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. …” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, 1/1/2020 tarihinden itibaren veraset yoluyla veya ivazsız suretle meydana gelen intikallerde veraset ve intikal vergisi aşağıdaki tarifeye göre hesaplanacaktır:

Veraset ne demektir?


Kelime anlamı olarak Veraset; Mirasta hak sahibi olma, mirasçılık demektir. Bir kimsenin vefatı (ölümü) halinde mal varlığının kanuni varislerine (mirasçılarına) intikal etmesidir.

Mirasçılar ikiye ayrılır;

1- Kişinin vefatına bağlı olarak kanundan doğan kanuni mirasçılık,
2- Vasiyetnameye dayanan mirasçılar.

Ölüm halinde mirasçıların yapması gereken işlemler

1- Ölüm Halinde; Mirasçıların miras paylarını gösteren ve veraset ve intikal vergisi beyannamesine eklenmesi gereken mirasçılık belgesi, 01.10.2011 tarihinden itibaren mirasçılarca sulh hukuk mahkemesinin yanı sıra noterlerden de veraset ilamı alınır,
2- Ölenden intikal eden mal varlığı için tarha yetkili vergi dairesine veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilir,
3- Mirasçıların mükellefiyetiyle ilgili ve özellik arz eden diğer işlemleri yerine getirilir.

Veraset ve İntikal Vergisi hangi hallerde kimler beyanname verir?

  • Türkiye sınırları içinde bulunan malların,
  • T.C. uyruğundaki kişilere ait malların,

1- Veraset ve İntikal Vergisinin mükellefi; veraset yoluyla veya ivazsız (karşılıksız) bir suretle mal intikal eden gerçek ve tüzel kişilerdir.
2- Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan kişiler, yurt dışında veraset yoluyla veya hibe yahut karşılıksız herhangi bir tarzda mal edinmeleri halinde de beyanname vermek zorundadırlar.
3- T.C. uyruğunda bulunan bir şahsın Türkiye hudutları dışında bulunan malını veraset yoluyla ve sair suretle iktisap eden ve ikametgâhı Türkiye’de olmayan yabancı şahıslar, veraset ve intikal vergisine tabi olmadıklarından beyanname vermezler.
4- Veraset ve intikal vergisi beyannameleri mirasçılar tarafından imzalanmak suretiyle verilebileceği gibi mirasçıların vekili tarafından da imzalanmak suretiyle verilmesi mümkün bulunmaktadır.
5- Veraset yoluyla intikallerde beyanname her bir mirasçı tarafından ayrı ayrı verileceği gibi müştereken de verilmesi mümkündür. Beyannamenin müştereken verilmesi halinde, beyannamenin her mükellef tarafından ayrı ayrı imzalanmış olması gerekir.
6- Veraset yoluyla intikal eden mal, istisna haddinin altında kalsa dahi beyanname verilmesi gerekmektedir.
7- Veraset yoluyla meydana gelen intikaller dışında kalan ivazsız intikaller de ise istisna haddinin altında kalanlar için beyanname verilmez.
8- Muristen mirasçılara veraset yoluyla hiçbir mal intikal etmediği takdirde durumun bir dilekçe ile ilgili vergi dairesine bildirilmesi halinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmesi söz konusu değildir.

Veraset ve İntikal Beyannamesinin verileceği yer;

Mükellefler, veraset ve intikal vergisi beyannamesini;
1- Veraset yoluyla gerçekleşen intikallerde ölen kimsenin ikametgâhının bulunduğu,
2- Diğer suretle gerçekleşen intikallerde tasarrufu yapan şahsın ikametgâhının bulunduğu,
3- Tüzel kişilerde ve diğer teşekküllerde merkezlerinin bulunduğu,
4- Miras bırakanın veya bu tasarrufu yapan şahsın ikametgâhı yabancı memlekette ise Türkiye’deki son ikametgâhının bulunduğu,
yerdeki vergi dairesine verirler.

Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi ne zaman verilecek?

Veraset yoluyla meydana gelen intikallere ilişkin veraset ve intikal vergisi beyannamesi;
1- Ölüm Türkiye’de meydana gelmiş ise ölüm tarihinden itibaren dört ay içinde,
2- Ölüm Türkiye’de meydana gelmiş ve mükellefler yabancı bir memlekette bulunuyorsa ölüm tarihini takip eden altı ay içinde verilir,
3- Ölüm yabancı bir memlekette meydana gelmiş ve mükellefler Türkiye’de bulunuyorsa ölüm tarihini takip eden altı ay içinde,
4- Ölüm yabancı bir memlekette meydana gelmiş ve mükellefler ölenin bulunduğu memlekette bulunuyorsa ölüm tarihini takip eden dört ay içinde,
5- Ölüm yabancı bir memlekette meydana gelmiş ve mükellefler ölenin bulunduğu memleketin dışında başka bir yabancı memlekette bulunuyorsa ölüm tarihini takip eden sekiz ay içinde verilmesi gerekir.

Veraset ve İntikal Beyannamesi verilirken eklenecek belgeler;

1- Veraset ilamı (Mirasçılık Belgesi)
2- Vasiyetname, miras mukavelenamesi,
3- Borç ve masraflara ait belgeler,
4- Ticari bilanço ve gelir tablosu,
5- Gayrimenkuller için, tapunun fotokopisi ve emlak vergisi değerini gösteren ilgili belediyeden alınmış bir belge,
6- Ölüm ve Mirasçılık Bildirimi; Bu bildirim formu, veraset ve intikal vergisini tarha yetkili vergi dairelerinden alınıp doldurulduktan sonra, ölenin son ikametgâhının bağlı olduğu muhtarlığa tasdik ettirilmesi zorunludur. (Ancak, 2007 tarihinden itibaren vergi dairelerince ölenin T.C. Kimlik Numarası ile sorgulama yapılarak nüfus kayıt sisteminden (MERNİS) alınan vefat eden kişinin son ikametgâhını gösterir belgenin alınması mümkün bulunduğundan bu belgenin muhtarlıktan alınması gerekmemektedir.)

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/veraset-odendikten-sonra-bir-malin-baskasina-ait-oldugu-ogrenilirse-fazla-odenen-vergi-iade-edilir-mi/feed/ 0